You are on page 1of 31

Ruhumuzun bilinçdışı (unconscious ) ve

kişisel büyüme imkânı

Susumu Tanabé
Galatasaray Üniversitesi
Matematik Bölümü
Özet

 Ruhsal sıkıntıları, mekanizmaları


1) Ambivalence vs. Ambiguity
2) Mental rigidity ve savunma mekanizmaları

 Ruhsal büyüme:
1) A. Maslow’un hiyerarşisi
2) C.G. Jung, Individuation
Bilinçdışı (unconscious, das Unbewußte )
gerçek psişik olay mı?
 Yaygın yargıları.

• Normal psikolojiye sahibi olan kişin hayatında


onun bilinçdışı hiç bir önemli rol oynamıyor.
Sadece psikolojik patolojiyi yaşayan kişileri
bilinçdışıdan etkileniyorlar.

• Toplum içinde aktif etkinlikleri ile meşgul


olabilir insanın hayatında her karar, her
hareket sadece bilinçten belirleniyor.
 Rasyonalizasyon (ben herkesten daha mantıklı
çözümünü her problem için biliyorum)
 Moralizasyon (ben sadece herkesin iyiliğini isteyen birisi
im)

 Tümgüçlülük - omnipotence (benim bakışım ve kararım


herkesten daha faydalı ve daha verimli)
Savunma mekanizması (Defence mechanism, die
Abwehr): hem özgüvenin hem kibirliliğin
kaynağı.
Ambivalence : Oedipus complex.
 S. Freud: 5 yaşındaki bir erkek çocuğun fobisinin
analizi (1908):
 5 yaşındaki erkek bir çocuk, Hans, sabahtan
annesi ile yatakta kalmayı seviyordu.

 Bir sabah babası onların yanına gelip, Hans'a


oradan çıkmayı emrediyor. Hans babası ile
oynamayı seviyordu, ama birden odan
hadımlaştırma (castration) tehlikesi çıktığını
bilinçdışı seviyesinde hissetmeye başlıyor.
Hans'ın rüyası ''Büyük ve ağrı at sokakta düştü
ve öldü (At babasını sembolize eder).'

Babasının ölmesini onun bilinçdışı arzu ediyor,


ama gerçek hayatında babası ile oynamaya
devam ediyor.
Çözülmez psikolojik dilemma (babasına karşı
sevgi ve endişe) sırasında atlara karşı fobi
duymaktan evden dışarıya çıkamıyor, hep evde
kalıyor.
Ambivalence

The simultaneous existence of contradictory feelings


and attitudes, such as pleasantness and


unpleasantness or friendliness and hostility, toward
the same person, object, event, or situation without
problematizing the situation. The subject is in a
complete bewilderment lacking the possibility to exit
from the dilemma. Eugen Bleuler, who first defined
ambivalence in a psychological sense and referred
to it as affective ambivalence, regarded extreme
ambivalence, such as an individual expressing great
love for their father while also asking how to kill him,
as a major symptom of schizophrenia.
Ambiguity tolerance
( M. Merleau-Ponty : l’ambiguité ).
The degree to which one is able to accept,
and to function without distress or
disorientation in, situations having conflicting
or multiple interpretations or outcomes.
Örnek: Dün annem öfkeli ve kindar idi çünkü
babam ile sert bir tartışıma oldu. Bana haksız
laflar etti. Bugün o sevimli ve iyi kalpli çünkü
ben okulda yüksek not aldım ve ona da maaş
yatırıldı. Ruhsal olgunlaşması
Ambivalence Ambiguity tolerance
 İki karakterler bir tek
 İki karakterler ayrı
birleşmiş şahsiyetin içinde.
psikolojik olaylar olarak
algılanıyor

Annem veya kötü veya iyi kalpli


Annem hem kötü hem
iyi kalpli
Ambivalence  Annem (şefim, hocam,
 Annem (şefim,
öğrencim vs.) tamamen
hocam, öğrencim vs.)
kusursuz ve iyi kalpli
tamamen kötü kalpli
(melekleşme)
(şeytanileşme)
“Ambivalence” fenomeni ‘Ambiguity
tolerance’ tavrı ile değerlendirmek
 Taraflı yargılar  Psişik enerjin belirli
 Distorted vision of the yön (Bu insan kötü
objects hoca olduktan dolay,
ben onun derse takip
 Mental rigidity edemeyeceğim. Seneye
(esneksizlik ) başkasından ayını
dersini alacağım. Bu yıl
CC ile geçmesinin
yerine sonra AA ile
okulu bitireceğim.)
 Tereddüt etmeden karar
alabilmek.
Ambivalence tavrın sıkıntısı.
Ambivalent feelings are mixed feelings, positive and
negative sentiments concentrated on the same
object. As Freud showed, it is human nature to abhor
ambivalence. Behind this abhorrence, I suspect, is
the fact that the ambivalence must tend to paralyze
action. If one likes an object or person the thing to do
is to approach and if one dislikes to retreat.
Ambivalence must activate both tendencies but it is
impossible to act on both. (Roger Brown: Social
Psychology 1968)
From Ambivalence to Ambiguity tolerance
While human beings do not welcome ambivalence
there are ways of coping with it. One can differentiate
the object for example, oneself or one’s parents – into
parts, some of them good and some bad. A mother
can be practical and sensible, but inclined to give to
much advice; a father can be affectionate but not
handsome or not practical. Ambivalence is resolved
by cognitive complication, by making distinction
among the manifestations of an object, the traits of a
person. The unprejudiced subject seems to cope with
inevitable ambivalence by consciously recognizing
both the good and the bad parts (Roger Brown, Social
M. Yourcenar ‘Mémoire d’Hadrien’
Ambiguity tolerance
 Les plus opaques des hommes ne sont pas sans
lueur: cet assassin joue proprement de la flûte ; ce
contremaître déchirant à coups de fouet le dos des
esclaves est peut-être un bon fils; cet idiot
partagerait avec moi son dernier morceau de pain.
Et il y en a peu auxquels on ne puisse apprendre
convenablement quelque chose.
 Tevazu (l’humilité) dünyayı ve insanları bilmek
için gerekli olan temel psikolojik koşuldur.
Ambiguity tolerance: matematiksel
metaforu – Radon transform
Ambivalence and mental rigidity
 Rigidity or mental rigidity refers to an obstinate
inability to yield or a refusal to appreciate another
person's viewpoint or emotions.
Salient features:
1.Faithful execution of prescribed roles and the exchange of
duties rather than free-flowing affection.
2. Resentment (hınç), open or disguised, in view of the strong
parental pressure to enforce “good” behavior.
3. The superficial character of the identification with the parents
and the consequent underlying resentment against them recurs
in the attitudes to authority and social institutions in general .
(The authoritarian personality, T.W. Adorno et al. 1947).
Savunma mekanizması: ters tepki
oluşturması (Reaction formation)
 Bilinçdışı sorunların bilinç’e tam tersi olarak
yansımasını içerir.
Örnek: Bir hocanın yönteme altında çalışan genç
araştırmacı hocaya karşı hep köle gibi
davranıyor, ama içinde onun yardım ile bir kadro
bulmayı, akademik dünyada un kazanmayı arzu
eder. Hocayı aslında sevmiyor ve saygı da
duymuyor. Kadro meselesi başarısız olunca
hocayı onun iş birlik sonuçların intihâl etmesi ile
suçluyor. Hocaya karşı hissettiği hınç gizleniyor.
Savunma mekanizması: yansıtma
(projection).
Kendisi için sorun olanları (kabul edilebilir
olmayan, tehdit edici olan) bir başkasına, bir
başka nesne ya da koşula atfeder.

Örnek: Bir araştırmacının dergiye gönderdiği


makale hakem olan S adlı bir bilimsel otorite
tarafından reddedilir. O ‘S zaten kötü kalpli ve
kibirli insandır’ diye kendisinin bilimsel eksiklik
hissetmekten kurtarmayı çalışır. Sour graping
(Ezop’un tilkisi)
‘Mental rigidity’ den ortaya çıkan
savunma mekanizmaları
Savunma: Psişik çatışmalar karşısında «Ben»’im
başvurduğu davranış örüntüsü.
Ayrışım (Splitting of the Ego): Ayrışık egoda biri
gerçeği göz önüne alan diğeri gerçeği yadsıyan iki
tutum birlikte ama birbirini etkilemeksizin yer alır.
C parti ülkeyi kurtar (veya imha eder), ama A
parti onu imha eder (veya kurtar).
Hem sağda hem solda rigidity, ambivalence olabilir.
Moralizasyon : Faşizm, Stalinizm, Nazi,
McCarthycilik. (The Authoritarian Personality,
Ambivalence. Hem geleneksel dine hem
Freud’e karşı. Bu poster yapmış insanın

bilinçdışı savunma
mekanizmaları.
1.Olumsuz düşünce
(primitive devaluation)
2.Geç Freud’un ‘Süper ego’
kavramı ve ‘Mann Moses’
kitabını ihmal ediyor (inkar
etme - negation).
3. Tanrının yerine Freud
putperestliğin
nesne olmuş (ayrışım-
splitting).
4. Freud ile kendisinin
benimseme (identification)
Buda’nın Öğretileri
 Bizim olan her şey düşüncelerimiz sonucundadır.
Düşüncelerimizde kurulur,düşüncelerimizde oluşur. Eğer bir
kimse kötü düşünceyle konuşur ya da davranırsa onu tıpkı
tekerleğin kağnı çeken bir öküzü izlemesi gibi, acı izler.
 Olan her şey ruhun sonucudur, ruhun üstüne temellenir,

ruhundan oluşur. Eğer bir insan arı bir ruhu ile konuşur ya da
edimde bulunursa, onu asla terk etmeyen bir gölge gibi bunu
mutluluk izler.
 Öfkeyi sevgiyle, kötülüğü iyilikle yen.

Açgözlülüğü cömertlikle, yalanı gerçekle yen.


(Ambivalence & Ambiguity)
İnsanın ruhsal büyüme: Abraham Maslow’un
hiyerarşisi (1943-1987)
Growth
needs
Deficiency needs
Maslow hierarchy: Deficiency
1.Biological and physiological needs – air, food,
needs
drink, shelter, warmth, sex, sleep, etc.
2. Safety needs – protection from elements, security,
order, law, stability, freedom from fear.
3.Love and belongingness needs – friendship,
intimacy, trust, and acceptance, receiving and
giving affection. Affiliating, being part of a group
(family, friends, work).
4. Esteem needs –(i) esteem for oneself (dignity,
achievement, mastery, independence) and (ii) the
need to be accepted and valued by others (e.g.,
status, prestige).
Maslow hierarchy: Growth needs
5.Cognitive needs – knowledge and understanding,
curiosity, exploration, need for meaning and
predictability. Quest for life’s deeper meanings.
exemplify these needs.
6. Aesthetic needs – appreciation and search for
beauty, balance, form, etc
7. Self-actualization needs – realizing personal
potential, self-fulfillment, seeking personal growth.
8. Transcendence needs – A person is motivated by
values that transcend beyond the personal self.
Beyond self-actualization, they represent the human
desire to connect with a higher reality, purpose, or the
universe.
Maslow hiyerarşisin sıkıntılar
 Çok şematik.
 Kendini gerçekleştirmek (Self actualization)
için kendini bilmeyi istemeli (Cognitive needs).
Bir ihtiyacının öteki ihtiyacı dan yüksek
seviyesinde olduğunu hemen söyleyemez.
 İhtiyacılar o kadar lineer ilişkilerde
bulanmıyorlar.
 Transcendence needs – öteki büyüme
ihtiyarcılarından zaten oluşturmaz mı?
Abraham Maslow (1908, Brooklyn
NY- 1970 Menlo Park, California)
C. G. Jung : Individuation

 The process of self realisation, the discovery


and experience of meaning and purpose in life;
the means by which one finds oneself and
becomes who one really is. It depends upon
the interplay and synthesis of opposites e.g.
conscious and unconscious, personal and
collective, psyche and soma, divine and human,
life and death.
(Omnipresent Ambiguity)
C.G. Jung: The Self

 The self includes psychic structure,


developmental process, transcendental
postulate, affective experience and archetype.
It has been depicted as the totality of body and
mind, the God image (Transcendence), the
experience of overpowering feelings, the union
of opposites and a dynamic force which pilots
the individual on his/her journey through life.
Individuation : J. W. Goethe (1749-1832)
 Conscious and unconscious:
Faust (aspiration for the self actualization) &
Mephistopheles (negative thinking)
 Personal and collective:

Lyrical poetry and minister of Weimar state.


 Soul and Spirit

Literature and scientific research (Optics,Mineralogy)


 Divine and human,

Persian sufism poetry and Weimar theatre director.


 Life and death. He overlived Schiller (+1805), his

wife (+ 1816) and his son (+1830) to finish Faust II.


Önerilerim
 Kendisinin ruhsal tepkilere ve hareketlere
dikkat et.
 Bilinçdışı olaylara bilinçten yorum yap ve ona
göre gerçek hareketlere yön vermeyi çalış.
 Bilimsel işi yaparken araştırma nesnelere
odaklanmalı (object oriented). Toplumsal
conventions, öteki insanların görüşleri (human
oriented) parantez içine koy. Problemlerin bir
kısmiyi çözdük tan sonra onlara dön.

You might also like