FİZYOLOJİ; Vücut fonksiyonlarını inceleyen ve bir canlının
canlı olma özelliğini devam ettirmede rol oynayan bütün yaşamsal fonksiyonların ne olduğunu ve nasıl işlediğini açıklayan bilim dalıdır. Fizyolojiyle ilgilenen bilim insanlarına "fizyolog" denir. Bu dönem işleyeceğimiz konular: 1. Giriş ve Homeostaz 2. Hücreler ve Dokular 3. Kas Sistemi 4. Sinir Sistemi 5. Duyular 6. Dolaşım Sistemi 7. Kan ve İmmün Sistem 8. Solunum Sistemi 9. Boşaltım Sistemi 10. Sindirim Sistemi 11. Endokrin Sistemi 12. Üreme Sistemi CANLILARIN ORTAK ÖZELLIKLERI 1. Organizasyon/otoregülasyon: kendi canlılığını düzenleme 2. İrritabilite (uyarılabilirlik): çevreden gelen uyaranları cevaplama 3. Kontraktilite (kasılabilirlik): hareket edebilme 4. Beslenme: sindirme, öğütme, emme ve özümseme 5. Metabolizma ve büyüme: besinlerdeki enerjiyi kimyasal enerjiye dönüştürme ve basitten karmaşığa yapılanma 6. Respirasyon (solunum): besinlerin oksidasyonu için O2 kullanma ve CO2 atma 7. Ekskresyon (Boşaltma): artık ürünleri uzaklaştırma 8. Reprodüksiyon (üreme): CANLILIK NASIL DEVAM EDER? Neden su içeriz?
Peki başka nelere ihtiyacımız var?
Su
Besin (karbonhidrat, lipid(yağ), protein)
Oksijen
Basınç HOMEOSTAZ Homeostaz
İnsan vücudunun sıvı içeriği yaklaşık olarak toplam vücut
ağırlığının %56’sını oluşturmaktadır. Bu sıvı 2 bölümde yer alır: hücreiçi (intraselüler) ve hücrelerarası (ekstraselüler). Homeostaz Hücreler içlerinde bulundukları ekstraselüler sıvı ile madde alışverişi yaparlar. Atıklarını bu sıvının içerisine boşaltırlar, aynı şekilde besin maddelerini de bu sıvıdan temin ederler. Bu nedenle ekstraselüler sıvı atık maddelerin birikmesi ve besin maddelerinin tükenmesi tehlikesi söz konusudur. Atıkların birikmesi ve besin maddelerinin tükenmesini önlemek amacıyla vücuttaki farklı organ sistemleri birbirlerini tamamlayacak şekilde iş bölümü yaparak hücreler arası sıvının kimyasal ya da fiziksel özelliklerini dinamik bir dengede tutmaya çalışırlar. İşte bu dinamik dengeye homeostaz denir. Bu denge nasıl korunuyor?
Negatif Geribildirim Mekanizması
Pozitif Geribildirim Mekanizması
Negatif Geribildirim (Feedback) Mekanizması Homeostazı kontrol eden çoğu mekanizma negatif geribildirim mekanizmasıdır. Bu sistemlerde net etki başlangıçtaki uyarıyı azaltmak, etkilerini azaltmak, etkinliğini yavaşlatmak veya tümüyle durdurmaktır. Normal kan glikoz seviyesi: 90-100 mg/dl İki dilim baklava yersem ne olur? Pankreas tarafından insülin salgılanır ve kan glikoz seviyesi normale döner. Peki pankreastan salgılanmaya başlayan insülinin salgılanması nasıl durdurulur? Pozitif Geribildirim (Feedback) Mekanizması Vücutta daha az sıklıkla gerçekleşir. Pozitif geribildirimde yanıtın sonucu başlangıçtaki uyaranı şiddetlendirir; böylece etkinlik artmış olur.
Pozitif geribildirim mekanizmaları genellikle sürekli düzenleme
gerektirmeyen geçici, sık olmayan olayları kontrol ederler. Tipik olarak kendi-kendini uyaran ve çığ gibi patlayıcı tarzda bir dizi olaya neden olurlar. En sık karşılaşılan örnek doğumdur. Oksitosin hormonunun salgılanması ile sıklığı ve şiddeti sürekli çığ gibi artan doğum sancıları meydana gelir. Sistemlerin Homeoastazise Katkıları Dolaşım Sistemi besin maddeleri, oksijen ve metabolizma ürünlerini gerekli yerlere taşıma görevini üstlenir. Solunum sistemi vücut sıvılarında oksijen ile karbondioksit basınçlarını ve pH’yı sabit tutmaya yönelir. Boşaltım sistemi metabolizma artıklarını uzaklaştırıp yine pH’nın düzenlenmesi ile ilgili görev alır. Homeostazın en önemli organıdır. Su, elektrolit, pH düzenlenmesi ve metabolik artıkların vücuttan atılmasından sorumludur. Sindirim sistemini özelleşmiş organlar ile ağızdan alınan besinlerin kana dahil edilebilecek şekle dönüşmesini sağlar. Yani hücrelere besin maddesini sağlayan sistemdir. İskelet sistemini oluşturan kemikler vücut bölümlerinin desteklenmesini ve korunmasını sağlar ayrıca kalsiyum gibi bazı iyonları depolayarak homeostaza katkıda bulunur. İskelet kasları vücudun hareketliliği dolayısıyla canlılığın devamı için gereklidir. Kaslar aynı zamanda en fazla ısı üreten organlardır. Gerekli ısı enerjisini sağlayarak homeostaza katkıda bulunurlar. Deri ve bağ dokuları vücudu dış ortamdan korur ve vücut sıcaklığının düzenlenmesinde görev alırlar. İmmün Sistem vücudu yabancı istilacılara ve kanserleşmiş hücrelere karşı korur. Sinir Sistemi vücudun iki kontrol sisteminden biridir. Çok hızlı yanıt gereken durumlarda vücut aktivitelerini kontrol eder. Endokrin sistem diğer temel kontrol sistemidir. Genellikle, endokrin sistemin hormon-salgılayan bezleri hız yerine süreklilik gerektiren durumları düzenlerler. Üreme sistemi homeostaz için gerekli değildir ve bu nedenle de bireyin yaşamını sürdürmesi için de gerekli değildir. Ancak türün devamlılığı için gereklidir. Homeostazda Bozulma ve Hastalıklar Vücuttaki sistemlerden biri veya birden fazlası normal işlevini göremez hale gelirse homeostaz bozulur (diyabet) ve tüm hücreler bundan etkilenir çünkü artık uygun bir iç (ekstraselüler) ortam söz konusu değildir. Bazı patolojik durumlarda normal negatif geribildirim mekanizmaları yerine, yıkıcı pozitif geribildirim mekanizmaları egemen olmaya başlar. Kalp yetmezliğinin bazı yönleri bu olayla açıklanabilmektedir. Homeostazdaki bozulma çok ciddi olduğunda yaşamla bağdaşlaşmıyorsa, sonucu daima ölüm olmaktadır. Homeostazda Bozulma ve Hastalıklar Yaşlanma ile birlikte vücut hücreleri ve organları iç ve dış çevreyi algılamada ve vücudun kontrol sistemlerini yerine getirmede daha az etkin olmaya başlarlar ve bu da birey için daha fazla hastalık riski anlamına gelmektedir. ÖZETLERSEK…