You are on page 1of 19

Akarsu kesiti debi değişimi ne ad verilir debi gidiş çizgisi

Kıvrımlarda akan suyun dış kıyıyı sürekli aşındırması ve iç kıyıda birikmeler meydana
getirerek kıvrımlar giderek birbirine yaklaşarak oluşan kısımlara denir yargın

Kıvrımlarda akan suyun dış kıyıyı sürekli aşındırması iç kıyıda birikmeler meydana getirerek
kıvrımları gittikçe birbirine getirerek oluşan yeni kısımlara menderes denir

→ GAP ; Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak
illerini kapsamaktadır.
Talveg: Bir akarsuyun birbirini takip eden kesitlerinde en düşük kotlu
taban noktalarını birleştirerek elde edilen çizgi
Taşkın Yatağı (sel yatağı): Yalnız ortalama su seviyesi üzerindeki
debilerde su altında kalan, kıyı ile yüksek kıyı arasındaki arazi şeriti
Taşkın Bölgesi: Tekerür aralığı aynı olan taşkınlarda su altında kalan
arazi kesimleri
Bir akarsu kesitinin kaynak tarafında kalan akarsu bölümüne "memba
bölgesi” ağız tarafında kalan bölümüne ise “mansap bölgesi" denir.
Dolanma Oranı (eğrilik oranı): Bir akarsuyun iki noktası arasındaki
talveg uzunluğunun kuş uçuşu mesafeye oranı

1) Topoğrafik-Morfolojik özelliklere Göre Sınıflandırma:


a- Dağ Akarsuları: Eğim > 0,01. Büyük eğim, hızlı akış ve fazla olmayan
mendereslenme (Dağ dereleri, deliçay ve vahşi dere gibi).
b- Plato (Yayla) Akarsuları: Eğim 0,01 - 0,001. Erozyonun eğimin arttığı p
kenarından kaynak bölgesine doğru hızla artar.
c- Ova Akarsuları: Eğim 0,001 - 0,0001. Planda fazla mendereslenme
d- Geniş Akarsu ve Haliçler: Eğim < 0,0001.

Kıvrımlarda akan suyun dış kıyıyı sürekli aşındırması ve iç kıyıda birikmeler meydana
getirir →
kıvrımlar gittikçe birbirine yaklaşır ve menderesler oluşur.
• Su varlığına göre ülkeler sınıflandırıldığında; yılda kişi başına düşen ortalam
kullanılabilir su miktarı 1.000 m3'ten az olan ülkeler "su fakiri", 2.000 m3'den az ola
ülkeler "su azlığı", 8.000 - 10.000 m3'ten fazla olan ülkeler ise "su zengini" olarak kabu
edilmektedir.

Akarsu: Karalar üzerindeki yüzeysel sular yerçekimi tesiri ile en büyük eğim yönünde
belirli bir mecrada toplanarak çizgisel bir akım oluşturması olarak tanımlanır.
Akarsu Havzası (drenaj havzası, su toplama havzası): Bir akarsuyun sularını
toplayan alan
Su Ayırım Çizgisi: İki komşu akarsu havzasını ayıran çizgi
Dış Drenaj Alanı: Denize ulaşan akarsuların havza alanı
İç Drenaj Alanı (kapalı havza): Denize ulaşmayan akarsuların havza alanı
Kaynak Deresi (başlangıç deresi): Bir akarsuyun çıktığı yerden ilk dere ile birleştiği
yere kadar
olan kesimi
Akarsu Kavşağı: İki veya daha fazla akarsuyun birleştikleri yer
Çıkış Noktası: Bir havza bölümünden gelen yüzeysel suların toplanarak havzayı
terkettiği akarsu kesiti
Ağız: Akarsuyun deniz, göl veya hazne ile birleştikleri yer
Delta: Akarsuların ağız kısmında katı maddelerin toplanması (alüvyonlanma) sonucu
oluşan geniş birikinti depoları
Akarsu Ağı (drenaj ağı, kanal ağı): Bir akarsu kolu ile yan kolların tümünün
meydana getirdiği şebeke
► Bir akarsuyun ortalama su seviyesindeki kesit kısmına "akarsu yatağı",
akarsu yatağını her iki taraftan araziye bağlayan şevli kenar şeritlerine "kıyı",
taşkın su seviyesi üzerinde kalan kıyı şeridine ise "yüksek kıyı" denir.
► Akış yönüne bakılarak akarsuyun sağ ve sol kıyıları belirlenir.

2) Akarsu Boyunca Akımın Değişimine Göre Sınıflandırma:


a- Sulak Akarsular: Havza büyüdükçe debisi artan sulak bölge
akarsularıdır.
b- Bozkır Akarsuları: Genellikle kurak bölgelerde görülür, boyu arttı
buharlaşma ve sızma sonucu debisi azalmaktadır.
c- Karstik Akarsular: Yeraltında toplanan ve akarsu şebekesi
oluşturacak şekilde kısmen veya tamamen yüzeye çıkan
veya
yüzeyde akarken kalkerli arazide bir süre kısmen veya tamamen
yeraltında devam ederek tekrar yüzeye çıkan akarsulardır.

Akımın Sürekliliğine Göre Sınıflandırma:


a- Sürekli Akışlı Akarsular: Yatağında yıl boyunca su bulunan akarsular
(sulu dere gibi).
b- Periyodik Akışlı Akarsular: Yatağında yalnız bol yağışlı mevsimlerde
su bulunan ve yağışsız zamanlarda su bulunmayan akarsular (kuru dere
gibi).
c- Sel Vadileri: Senelerce yatağı kuru olmasına rağmen ani bir sağnaktan
sonra kısa bir süre büyük nehir görünümü kazanan çöl akarsuları.
d- Arktik Akarsular: Yılın üçte ikisinde don görülen akarsular.

Akım Rejimine Göre Sınıflandırma:


a) Yağmur (Plüvial) Rejimli Akarsular: Yalnız veya öncelikle yağmurla
beslenen ve debi gidiş çizgileri havzadaki yağmur eğrilerine benzeyen
akarsulardır (Yağmurlu Okyanus, Yağmurlu Akdeniz ve Yağmurlu Tropikal).
b) Kar (Nival) Rejimli Akarsular: Öncelikle kar erimesi ile beslenirler (Karlı dağ ve
karlı ova rejimli akarsular).
c) Buzul (Glaziye) Rejimli Akarsular: Yalnız veya öncelikle buzul erimesi
ile beslenen bu tip akarsularda havzanın en az % 15-20 si buzullarla
kaplıdır (Küçük debiler kış aylarında, taşkın debileri ise yaz aylarında).
d) Karma Rejimli Akarsular: Akarsuların pek çoğunda, yukarıda akım rejimlerinden
birden fazlasının etkili olduğu karmaşık rejimler gürülür.
Kar-Yağmur (NivoPlüvial) veya Yağmur Kar (Plüvio-Nival) rejimIi akarsular
Birden fazla kaynaktan beslenmeleri .

Büyüklüklerine Göre Sınıflandırma:


a) Dere: Küçük drenaj havzasının sularını toplayan genellikle sığ yataklı ve
boyları da küçük olan akarsulara verilen isimdir.
Derelerin drenaj havzaları
dağlık, tepelik veya ovalık
bölgelerde bulunur; sırasıyla
vahşi dere (sel deresi), dağ
deresi ve ova deresi ismi
verilir.
b) Çay: Derelerin birleşmesi ile oluşan akarsulardır.
Büyüklükleri dere ile nehir arasında bulunur (Kelkit çayı, Porsuk çayı, Botan çayı,
Koca çay, Akçay gibi).
Ülkemizde çay büyüklüğünde birçok akarsu, "Su" olarak isimlendirilmektedir (Karasu,
Zap Suyu, Munzur Suyu, Aksu gibi).
c) Nehir: Uzunlukları > 500 km, denizlere dökülen, büyük yağış havzaları,
küçük eğimleri ve birçok yan kolları ile karakterize edilirler. Sınıflandırması
a- Dağlık Bölge
b- Engebeli Bölge
c- Ova nehirleri

Akarsu Yatağının Fiziksel Özelliklerine Göre Sınıflandırma:


- Yatak genişliğinin değişimine göre;
a- Üniform,
b- Düzensiz,
c- Adacıklarla kollara ayrılmış; yataklı akarsular.
- Yatağın adacıklarla kollara ayrılma durumuna göre;
a- Tek adacık
b- Birden fazla adacık; ile yatağı koııara ayrılmış akarsular.
- Dolanma oranına göre;
a- Düşük (1-1,3)
b- Orta (1,3-2,0)
c- Yüksek (> 2,0); derecede eğrilik gösteren akarsular.
- Taşkın bölgesinde gölcükler oluşması durumuna göre;
a- Gölcük oluşmayan
b- Az sayıda ve
c- Çok sayıda; gölcük oluşan akarsular.
- Kıyı Yüksekliğine göre;
a- Alçak kıyılı (<1.5m)
b- Orta yükseklikte kıyılı (1,5-3m)
c- Yüksek kıyılı (3-6m) akarsular.
- Yatak kenarındaki doğal sedde formasyonlarına göre doğal seddeleri;
a- Hiç olmayan,
b- Orta derecede gelişmiş,
c- İyi derecede gelişmiş akarsular.
- Taşkın yatağı durumuna göre (taşkın yatağı, akarsu yatağına göre);
a- Çok geniş,
b- Orta genişlikte,
c- Dar olan akarsular.
- Bitki örtüsüne göre;
a- Kıyılarında bitki örtüsü bulunmayan
b- Her iki kıyıda dar bir şeritte
c- Yalnız dirseklerin iç kısımlarında
d- Akarsu vadisinin tamamında bitki örtüsü bulunan akar

Akarsular ve akarsu vadileri alüvyonlu oluşumlar sonucu bugünkü görünümlerini


kazanmışlar
Akarsu vadileri ya tektonik vadiler ya da erozyon vadileridir.
►Akarsu yatağındaki erozyon ise taban ve kıyı erozyonu olmak üzere iki kısımda
incelenir

Akarsuda her yapay kesit büyümesi yataktaki hızların küçülmesine ve akarsuyun


taşıdığı katı
maddelerin azalmasına sebep olur.
→ Katı maddelerin geri tutulması sonucu akarsu ağında morfolojik değişimler
meydana
gelir.

Akarsularda su akarken beraberinde katı maddeler de taşır.


Bu katı maddeler ya akarsu havzasındaki erozyondan veya akarsu yatağındaki
aşınmalardan kaynaklanır.
Akarsu yatağındaki aşınmalar o bölgede bir takım oyulmaların oluşmasına sebep
olur.
Öte yandan akarsudaki akımın sürekleme gücünün azaldığı bölgelerde, taşınmakta
ola
katı maddelerin bir kısmı tabana çöker ve yığılmalar olur.
Böylece akarsu boyunca katı madde hareketlerinden kaynaklanan bir takım
oyulma
ve yığılmalar meydana gelir.
Bu katı madde olayları sonucunda akarsu morfolojisi değişir, →
Akarsu yapıların fonksiyon ve sağlamlık açısından zarar görür, hatta akarsuyun su
kalitesi etkilenir.

Akarsuların taşıdığı katı maddeler çeşitli şekillerde


sınıflandırılabilir:
1) Malzemenin kaynağına göre sınıflandırma:
a) yatak malzemesi,
b) yıkanmış malzeme.
Yatak malzemesi, hareketli bir tabanı oluşturan malzemedir. Yıkanmış malzeme ise
çoğunluğu havza erozyonundan gelen ve yatak malzemesinden daha ince olan malzemedir.
2. Akarsudaki taşınma şekline göre sınıflandırma:
a) askı maddesi,
b) sürüntü maddesi.
Askı maddesi suyun içinde askı halinde hareket eden maddelerdir. Sürüntü maddesi ise
akarsu yatağında yuvarlanarak ve kayarak hareket eden maddelerdir. Tabanda sıçrayarak
hareket eden maddeler de sürüntü maddesi sınıfına girer.
► Askı maddesi daha ince çaplı olmakla birlikte, bunu süruntü
maddes
çapı yoktur.
Örnek olarak “Danenin Froude” sayısı = 19 yapan çap D ayırıcı bir ölçüdür.
■ Sürüntü maddesi ve askı maddesi toplamına
toplam katı madde denir.
Sınıflandırmalarda geçen
terimler ve bunların su
derinliğine göre durumları
Birim zamanda taşınan katı madde miktarının birimi:
- birim zamanda taşınan kuru hacım (m3/s)
- birim zamanda taşınan kuru ağırlık (kg/s)
- birim zamanda taşınan boşluk hacmi de dahil toplam hacim (m3/s)
Katı madde konsantrasyonu, su içindeki (askı maddesi miktarının)
(su ve askı maddesi karışım) oranına denir. Birimi: bir milyonda
kısım ve ppm ile gösterilir.
Konsantrasyon birimi: milyon metreküpte metreküp (m3/1,000,000
m3) veya litrede miligram (mg/l) dır

Dane Biçimi:
Aşağıda verilen parametreler parçacığın şeklini karakterize eder.
Bunlardan birincisi çökelme hızının belirlenmesinde kullanılır.
1.Biçim faktörü: c√a/b şeklinde yazılan bir formül ile bulunur. Burada a, b, c sıra ile
parçacığın birbirine dik eksenler üzerindeki en uzun, orta ve en kısa boyutlarını
gösterir.
2. Küresellik: Parçacığın hacmine eşit bir kürenin yüzey alanının,
parçacığın yüzey alanına oranı
3. Yuvarlaklık: Parçacığın ortalama eğrilik yarıçapının, parçacığın
izdüşüm alanı içine çizilen bir dairenin yarıçapına oranı

Akarsuda askı halinde hareket eden maddeler, bir yandan çökelme hızı dolayısı ile
aşağıya inerken
yandan türbülans etkisi ile yukanya çıkarlar. Böylece su içinde askıda ve bir bakıma
dengede kalırl
Bu denge bir boyutlu bir akımda şöyle yazılabilir:
3.5.2. Askı Maddesi Miktarının Hesabı
C: Tabandan itibaren herhangi bir z kotundaki
noktada konsantrasyon değerini gösterir
εs : askı maddesi difüzyon (karışım) katsayıdır
Akış

Pitot borusu
Hacim Ölçme Esasına Dayanan Yöntemler
En basit olarak, doğrudan doğruya debinin ölçüldüğü yöntemlerdir.
Teknik cihazlara ihtiyaç duyulmaz
1) Geçici Depolama İle Debi Tayini
• Yöntemin esası, gelen suyu belli bir zaman periyodunda belli
bir hacim içinde toplamaktır.
• Bilinen bir hacmin dolduruluş süresinden debi belirlenir.
2) Kimyasal Yolla Debi Tayini
a) Konsantrasyon arttırıcı maddeler
b) Boyar maddeler
c) Radyoaktif İzotoplarla Debi Tayini

Akarsu yatağına yerleştirilen içinden veya üzerinden su akan düzgün şekilli


boşluğa savak denir.
• Debi ile seviye arasındaki ilişkiden faydalanılarak sadece seviye ölçmekle debi
hesaplanabilir.

Anahtar eğrileri , gözlem istasyonu


ANAHTAR EĞRİSİ

Günlük ortalama debilerin zamanla değişimini gösteren eğriye "debi gidiş çizgisi"
denir.
Debi gidiş

Debi gidiş çizgisinden faydalanarak, debinin belli bir değere eşit veya ondan büyük olduğu
zaman
yüzdesi düşey eksende, zaman yüzdeleri yatay eksende gösterilerek çizilen eğriye "debi
süreklilik
çizgisi (eğrisi)" denir. ggg

Yüzeysel akış
Hacim-Yüzey Eğrileri
Kabartma yapılar
Taban eşiği baraj bağlama regülator

Baraj ile Bağlamanın Karşılaştırılması


• Baraj ile bağlama karşılaştırıldığında benzer özelliklerinin bulunması yanında, aralarında önemli
bazı farklılıklar da görülür. Bunların başlıcaları:
• 1. Baraj akarsu yatağından başka tüm vadiyi, bağlama ise genellikle yalnız akarsu yatağını
kapatır.
• 2. Baraj yapılış amacı ne olursa olsun suyu biriktirmek, bağlama ise suyu biriktirmekten çok, su
seviyesini belirli bir kota kadar yükseltmek için yapılır. Bir kabartma yapısının hazne hacmi yıllık
toplam akımın %20 sinden daha büyük olması durumunda, yapı baraj olarak isimlendirilir.
• 3. Baraj, suyu depo ettiğinden akarsuyun akım rejimini düzenleyici bir etki yapar ve kurak
mevsimlerde minimum debiden daha büyük bir debi sağlayabilir. Bağlamanın akım rejimini
düzenleyici etkisi ise çok sınırlıdır ve kurak mevsimlerde minimum debiden daha büyük bir debi
alınması mümkün değildir.
• 4.) Baraj sabit bir yapıdır. Baraj tepe kotu daima en yüksek hazne su seviyesinin üzerinde
planlanır. Bağlamalar ise bağlama gövdesi üzerinden su aşacak şekilde sabit veya hareketli
olabilir.
• 5.) Baraj akarsuyun memba bölgelerinde ve bazen orta kesiminde belirli yerlerde yapılabilir.
Bağlama ise akarsuyun mansap bölgesi de dahil genellikle her yerinde inşa edilebilir.
Baraj ile Bağlamanın Karşılaştırılması
• 6.) Barajların yıkılması durumunda haznede toplanan sular büyük mal can
kaybına sebep olur. Bağlama gerisinde toplanan su daha az olduğundan,
yıkılmaları durumunda barajlara göre daha az hasar meydana gelir. Bunun
sonucu olarak baraj proje ve inşaatlarında bağlamalara göre daha katı
şartnameler ve kurallar geçerlidir.
• 7.) Baraj gövdesi mansap tarafından topuk uç noktasında bitmesine karşılık
bağlamadan geçen suların yapıya ve akarsu yatağına zarar vermemesi için
bağlama mansaba doğru bir düşüm yatağı ile devam eder.
• 8.) Barajların boyutlandırılmasında statik etkiler daha önemlidir. Bağlamalarda
ise statik etkiler yanında dinamik etkilerde önemlidir.
• 9.) lamalarda üstlerinden su aktığından gövde profili hidrolik koşullara
uygun olarak şekillendirilir. Barajlarda ise statik yönden en uygun kesit seçilir.
• 10.) Barajlarda bağlamalara göre kabartma yüksekliği daha büyük olduğundan
çevre etkileri daha fazladır.
Bağlamaların Yapılış Amaçları
• Bağlamalar, sulama, içme suyu temini,enerji üretimi, taşkın kontrolü, akarsu taşımacılığı, kirlilik
kontrolü, gezinti ve dinlenme yeri temini amaçları için yapılabilirler. Bağlamaların yapımı ile
aşağıdaki hususların biri veya birkaçı sağlanarak istenen amaca ulaşılır:
• 1.) Memba bölgesindeki suyu belirli bir seviyeye kadar kabartarak istenilen seviyeden su
almasını sağlamak,
• 2.) Su alma ağzının önündeki su seviyesi değişimlerini azaltmak,
• 3.) Suyu kabartarak düşüm yüksekliği elde etmek,
• 4.) Su iletim kanalının boyunu kısaltmak,
• 5.) Akarsu yatağındaki kıyı ve taban erozyonunu önlemek ve ilgili yapıları oyulmalara karşı
korumak için akış hızını düşürmek,
Bağlamaların Yapılış Amaçları
• 6.) Ulaşım yapılan akarsularda özellikle minimum debilerde gerekli
su derinliği sağlamak,
• 7.) Yer altı su seviyesini yükseltmek,
• 8.) Sürüntü maddesini ve sınırlı ölçüde de olsa askı maddesini geri
tutmak,
• 9.) Akarsuyun biyolojik olarak kendi kendisini temizlemesine
yardımcı olmak,
• 10.) Suyun kabartılmasında sınırlıda olsa daima bir depolama söz
konusu olduğundan, akışları düzenlemek gibi amaçlardan biri veya
birkaçına hizmet etmek için yapılırlar.
Bağlamaların Çevreye Etkileri
Her bağlama yapılış amacına uygun tesislerle birlikte düşünülmeli ve
ekonomik yönden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Ayrıca su haklarını, mevcut tesisleri
ve bölgedeki su kaynaklarını biyolojik ve diğer yönlerden ne ölçüde etkilediği,
sürüntü maddesi ve buz geçişlerini ne ölçüde engellediği incelenmelidir. Tesisin
yapımı veya işletilmesi sonucu ortaya çıkabilecek katı madde ve kokuşmuş çamur
birikmesi, buz yığılması gibi zararlı etkiler önlenmeli, en azından azaltılmalıdır.
Kabartmanın yer altı suyuna ve pınarlara etkisi araştırılmalıdır.
• Bağlama yapımından sonra akarsuyun mansap bölgesindeki akım şartlarında
önemli değişmeler meydana gelebilir. Bağlama üzerinden mansaba geçen sular
taşıdıkları katı maddelerin büyük bir kısmını kabartma bölgesinde
bıraktıklarından mansap bölgesinde taban ve kıyı aşınmaları meydana gelir ve
sonuçta su seviyesi düşer. Bu durum ise mansap bölgesindeki yer altı su
seviyesini etkiler.

BAĞLAMALARIN KISIMLARI
• lamanın Kısımları:
Bir lamanın ana elemanları esas bağlama yapısı, su alma yapısı ve özel yapılardır. Burada bir lamanın
esas yapısı ile
ilgili hususlar verilmiştir:
a) Bağlama Gövdesi: Akarsu yatağını bir baştan bir başa kapatarak memba su seviyesinin
ayarlanmasını sağlayan yapıdır. Bir kıyıdan
diğerine geçişi sağlayan bir servis köprüsü ön görülmesi durumunda köprü ayakları bağlama gövdesi
üzerine oturtulur.
b) Çakıl Geçidi: Su alma ağzının önünde sürüntü maddesinin yığılmasını önlemek için akarsu
yatağının en alçak seviyesinde (talveg)
planlanan kapaklı geçitlerdir. Çakıl geçidi dolu gövdeden sürüntü maddesini yönlendiren ayırma
duvarı (gido duvarı) ile ayrılır.
c) Kenar ayaklar: Bağlamayı kıyılarla sınırlayan buradaki toprak etkilerini tutan ve servis köprüsüne
mesnet görevi yapan istinat
duvarıdır.
d) Düşüm Yatağı: Bağlama üzerinden geçen suyun enerjisini kırarak bağlamaya zarar vermesini ve
akarsu yatağının oyulmasını
önlemek için dolu gövdenin devamı şeklinde planlanan koruyucu tabakadır.
e) Anroşman: Bağlamanın mansabındaki akarsu yatağındaki oyulmayı önlemek için düşüm
yatağından sonra belirli uzunluktaki taş ve
kaya parçaları ile korunan kısımdır.
f) Sızdırmazlık Yapıları: Saplama duvarı, palplanş, enjeksiyon perdesi, memba örtüsü, ters filtre,...
gibi sızdırmazlık yapıları
öngörülerek, bağlama altından sızma istenilen seviyeye düşürülür.
g) Diğer Tesisler: Bağlamanın yapılış amacına bağlı olarak su alma yapısı, enerji santralı, balık geçidi,
gemi geçidi gibi yapılar planlanır
Sabit bağlamalar
•Sabit bağlamalarla ilgili problemlerde genellikle
bağlamanın kret (tepe) kotu, kabartma kotu
bağlamanın genişliği düşüm yatağının
boyutlandırılması ve sızma hesabının yapılarak
gerekli sızma uzunluğunun sağlanıp sağlanmadığı
istenir. Ayrıca statik açıdan gerekli kesitin
belirlenmesi istenerek gövde üzerinde gerekli
analizlerin yapılarak emniyetli olup olmadığının
kontrolü yapılır. Bu kısımda bu türden problemler
incelenecektir. Sızma hesabı, hareketli bağlamalar
ve düşüm yatağı hesaplarından sonra verilecektir.

ÇAKIL GEÇİTLERİ
• Eşik önünde aşırı yığılmalar sebebiyle çökeltim havuzuna çakıl
girmesine ve su alma ağzının tıkanmasına engel olmak maksadı ile
yığılan çakılların zaman zaman mansaba aktarılması için düzenlenen
kapaklı geçitlere çakıl geçitleri denir

lamalarda çekme gerilmeleri istenmez


→ etki eden kuvvetlerin bileşkesinin kesitin çekirdek bölgesinde kalmas
sınır şartında çekirdeğin uç noktasından (C noktası) geçmesi gerekmek
■ Bu durumda normal yükleme durumu için aşağıdaki eşitlikler yazılabili
(Şekil 7.9)
- Burada m ve n memba ve mansap yüzeylerindeki taban su basıncını
küçültme faktörü olup kaya temeller için m = 0,5 ve n= 0,1 alınır.
- Geçirimli zeminler üzerinde inşa edilen bağlamalarda bu değerler sızma
hesapları sonucu bulunur
Kritik sızma boyu tünel şeklinde geçitler borulanma akış hızı belirli bir kritik değerin üzerine

Hareketli Bağlamaların Yapılış Amaçları


•İşletme ve bakım masrafları dikkate alındığında sabit
bağlamalar (regülatörler) diğer regülatörlerden daha ucuza
mal olurlar. Fakat dere yatağının eğimi fazla, debisi fazla, yatak
dar, sürüntü madde hareketlerinin fazla olduğu yerlerde sabit
bağlama seçimi problemli olacağından, kapaklı tipin yani
hareketli bağlamaların seçimi daha uygun olacaktır. Genel
olarak akarsu yatağının birim genişliğinden geçen debi 5-6
m3/s 'den fazla olduğu durumlarda kapaklı tipin seçimi daha
uygun olacaktır. Taşkın anındaki su miktarının fazla olduğu
hallerde de kapaklı bağlamalar inşa edilebilir.

Hareketli bağlamanın elemanları

Kapak tipleri :

Radyal düşey silindir sektör klape çatı şişme

You might also like