You are on page 1of 7

MedyaGücü

ve
Demokratik Kurumlar

Korkmaz Alemdar
(Hazırlayan)

Ekim, 1999

© AFA Yayıncılık ve TÜ SES Vakfı, 1999

Dizg i: Mustafa Balaban


Baskı: Özener Matbaası

AFA Yayıncılık A.Ş.,


istikl§.l cd. Bek§.r sk. No.17 TÜ SES Vakfı
80080 Taksim/ISTANBUL inebolu Sak. No 67 Setüstü
i:l: (212) 245 39 67 Kabataş- istanbul
Fax: (212) 292 43 25 .ı: (212) 252 06 08
ÖNSÖZ

Medya (kitle iletişim araçları)_günümüzde her an her yerdedir ve her


şeyCgörüL ABD hava kuvvetlerinin Bagdat'ii yaptığı hava saldırıların­
dan Sivas'ta Madımak Oteli'nin yakılmasına; Kore ya da Türk parlamen­
tosunda dayak yiyen milletvekilinden ringde dayak atarak para kazanan
boksöre; görkemli yaşam süren şanslı insanlardan açlık ve sefaletten gö­
zünü bile açamayanlara kadar herkes ve her şey değişik nedenlerle onun
ilgi alanındadır. Bazen Hıristiyandır, bazen Müslüman. Bazen tanrıya bi­
le inanmaz. Bazen dürüst, barış yanlısı, insancıl, bazen inanılmaz biçim­
de savaş kışkırtıcısı, hain ve katildir. Bazen ölçülü ve saygılı, bazen ina­
nılmaz ölçüde saldırgan ve şımarıktır. İnsanlık tarihinin her döneminde
önemli sayılmıştır, ama hiç bir dönemde bu kadar ön planda ve güçlü ol­
mamıştır.
Bütün bunlar, gazetecilerin her an her yerde olmasının yanı sıra, on­
ların beraberlerinde taşıdıkları telefonları, uydu bağlantılı yayın araçları
sayesinde gerçekleştirilebilmektedir. Teknoloji olağanüstü bir gelişmey­
le görüntü ve sesin kaydedilmesi, saklanması ve uzak mesafelere aktarıl­
ması işlerini bilgisayar ve uydu teknolojilerinin de yardımıyla alışılmış
hız ve biçimin ötesine götürmüştür.
İnsan toplumları iletişimin kazandığı bu yeni boyuttan etkilenmekte­
dir. Haberin ve bilginin hızlı yayılması kararların hızlı alınmasını, sonuç­
larının da aynı hızla değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bütün bun­
lar son tabiilde alışılmış karar alma mekanizmalarını, bunların denetlen­
me biçimlerini, ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümünü etkilemekte, alı­
şılmış güç dengelerini sarsmaktadır. Düne kadar toplumların yönetimin­
de çok fazla dikkate alınması gerekmeyen medya, bugün yönetimin ba­
şarılı olması ya da başarılı görünmesinde ciddi biçimde söz sahibi hale
gelmiştir. Siyasal iktidara sahip olmak isteyenler medyaya da sahip ol­
mak ya da onu denetim altında tutmak gerektiğine inanmaktadırlar.
Bu gelişmeler hemen her toplum için geçerlidir. Ama demokrasi de­
neyi sınırlı toplumlarda daha fazla geçerlidir. Çünkü bu ülkelerde yasa­
ma, yürütme ve yargı güçlerinin işleyişlerinde ortayaçıkan sorunlar ko­
laylıkla çözülemediği için, medya zaman zaman bunların adına/yerine iş­
lev görür duruma düşmektedir. Medyanın böyle bir rol oynamaktan/oy-

11
nar görünmekten pek fazla bir şikayeti olduğu söylenemez, ama toplu­ GİRİŞ
rnun içinde bulunduğu durum ve geleceği konusunda soru soranlar ıçın
bu konu kaygı vericidir ve üzerinde durulması, nedenleri, sonuçları üze­
rine düşünülmesi gerekir. Çünkü medya özünde artık büyük sermayenin
denetimi altındadır ve bütün etkileme çabaları yerel, ulusal ya da ulusla­
rarası düzeyde çıkarların korunmasına yöneliktir. Bu açıdan da "Medya­
nın gücü nedir?" sorusuna yanıt aranmasına çalışılması ger�kir. Bu k.?­

SES'in Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar


nuda Batı dünyasında sürekli bir sorgulama vardır. Türkıye'de TU­
başlıklı sorgulaması belki
ilk adımı oluşturacaktır. Son günlerde farklı nedenlerle benzer talepler
Medya 20. yüzyılın ikinci yarısında büyük gelişmeler gösterdi. Daha
çok kitap, gazete, dergi üretilir ve tüketilir oldu. Radyo ve televizyon
ortaya atılmaktadır. 1995 genel seçim propaganda kampanyaları sırasın­ yaygınlaştı. Sinema filmleri insanların daha çok ilgisini çekecek hale gel­
da siyasal tercihlerini açıkça sergileyen gazetelerle ilgili bir Meclis araş­ J di. Video sinemayı evlere taşıdı. Bütün bunlar elektronik, uydu teknolo­
tuması açılması isteğinin dile getirilmesi buna bir örnektir. Ama Mec­ jisi ve bilgisayar alanlarındaki hızlı gelişmeler sayesinde ortaya çıktı ve
lis'in bugüne kadar önemli herhangi bir konuda sonuç alan bir çalışmayı onlar tarafından desteklendi. Teknoloji bir yandan içeriğin ilginç hale
gerçekleştiremediği hatırlanırsa, TÜSES'in sorgulaması yine de herkesin gelmesini sağlarken, öte yandan bunların dünya ölçeğinde dağıtılınasını
işine yarayacak bir çalışma olacaktır. . . . 1 tüketilmesini de destekledi.
Bu ortak çalışmada emeği geçeniere teşekkür etmek ısterım. Raşıt Görece kısa bir zaman dilimine sığan bu gelişmeler insanlık tarihinin
Kaya, İrfan Erdoğan, Ercan Eyüboğlu, Nevzat Toroslu, Nazif Ekzen, önceki evreleri ile kıyaslandığında çok etkileyici bir durum ortaya koy­
Haluk Geray, Çiler Dursun, Gülcan Seçkin, Ruhdan Uzun, Seniye Yü­ maktadır. Milyonlarca yıl insanlar arasındaki iletişimin sadece işaretiere
cel İsmail Atlas ve Abdülrezak Altun bildiklerini payiaşarak çalışmanın ve insanın bacak gücüne bağlı olduğu, yazının son elli yüzyıl içinde geliş­
or{aya çıkmasına yardım ettiler. Nurçay Türkoğlu'nun katkıları ve yar­ tiği, baskı yöntemlerinin 19. yüzyıldan bu yana iyileştirilebildiği hatırla­
dımlan olmasaydı çalışmayı tamamlamak mümkün olmayacaktı. nırsa durum belki daha iyi anlaşılabilir.
Ama bunlar gerçeğin bir boyutudur, kolay anlaşılabilen ve görünür
olan boyutu. Konunun bu yanına bakınca, l):itle iletişimi alanındakt-geliş­
melerin kendi başına ya da rastlantısal olarak değil,.değişenv(! gelişen
toplumsal koşullara bağlı olarak ortaya çıktığı düşünüle.bilir. Örneğin ga­
zetenin 17. yüzyılın__s_cııı]anııdarı itibaren giderek yaygınlaşan bir iletişim
afacl fialine-gelmesi, aslında 14. yüzyıldan beri gelişen ticari kapitalizmin
yarattığı koşullar sayesindedir. Bu koşullar giderek daha çok sayıda insa­
nın daha çok habere/bilgiye gereksinim duyması sonucunu yaratmıştır.
Geleneksel bilgi kaynağı kitaba elle çoğaltılan haber mektupları elden­
miş sonra bunların yerine, daha çok haberi, belirli aralıklarla, düzenli
olarak okura ulaştıran yeni bir kitle iletişim aracı, gazete, geçmi§tir,tHa­
reket!i..harflerlebaskı yapma tekniğinin gelişimi de aynı koşulların ürü­
nüdür. Gutenberg matbaası haber ve bilgiye gereksinimin arttığı 15.yüz­
yılda keşfedilmiştir. Sonra .19. yüzyıla kadar, teknik anlamda, hemen hiç­
bir iyileştirmeye uğramamıştır. iyileştirmeyi sanayi devrinıi�'!ğl�yacak­
tır. Çünkü bu önemli gelişme sadece yeni bir üretim biçimi yaratmaya­
cak, beraberinde yeni bir kent uygarlığı ve yaşam biçimi de getirecektir.
Yeni ko�gliarda okuryazarlığı geliştiren zorunlu ve ücretsiz ilköğretim
politikalarının yarattığı okuyucu kitlelerinin gereksinimlerini karşılamak

12 13
amacıyla hızlı baskı yapabilen makinalar geliştirilecektir. Tirajı bir mil­ şüncesi öylesine rahatsızlık yaratan bir konudur ki, medya, Sovyetler
yonu aşan gazeteler 20. yüzyılın başında artık bilinen bir konudur. Birliği'nin dağılmasına kadar bu düşünceyi ya da olasılığı zihinlerden sil­
Radyo, 20. yüzyılın başlarında artan nüfusa ulaşmanın çok pratik bir ıneye çalışmıştır. Medyanın şiddetle mücadele ettiği bir başka konu, bur­
yolu olacaktır. Ama bir başka araç, televizyon, 2. Dünya Savaşı'ndan juvazinin geliştirdiği düşünce ve basın özgürlüğü anlayışına alternatifler
sonra giderek yaygınlaşırken büyük nüfus kesimlerinin eğlence ve bilgi­ düşünülmesidiL Bu öylesine önemli bir konudur ki, Unesco bünyesinde
lenme kaynağı olacaktır. 1970'li yıllarda geliştirilmeye çalışılan ve uluslararası düzeyde dengeli ha­
___!iıı_g�!i.şıneler, haber ve bilginin yönetici sınıfların tekelinden çıkarak, ber akışını öngören yeni iletişim düzeni tartışmaları bile 1990'dan sonra
demokratikleşme sürecine paralel biçimde geniş kitlelere yayılması ola­ gündemden çıkartılmıştır.
rak d_e_ğerle_il_cji_r_jlebilir. Ancak bu konuda temkinli olmakta yarar vardır. Bu gelişmeler bize kitle iletişim araçlarının, toplumsal gelişme süreci
�Çlin.kü demokratik gelişmelere rağmen kitle iletişimi denetim altında tu­ içinde öteki güçlere-yasama, yürütme, yargı (3Y) - oranla geç kabul gö­
tulmaya devam edecektir. Bu denetimi keşfedildiği tarihten bu yana ger­ ren bir güç olduğunu da öğretir. Demokratik gelişme eğer iktidarın sınır­
çekleştiren devlet olmuştur. Bu büyük siyasal güç, insan toplumlarının lanması sürecini anlatıyorsa, bu önce yasamanın güçlenmesini, sonra yar­
gelişiminin hemen her aşamasında kimin neye ne kadar sahip olabilece­ gının bağımsızlığını getirecektir. Kitle iletişim araçlarının bütün bu güç­
ğine karar vermiştir. İletişimin en büyük olanakları onun gereksinimleri lerin yanı sıra kamusal bir görev gördüğü, bu niteliği ile yetki ve sorum­
sayesinde geliştirilmiştir. Yazı bunun en önemli örneğini oluşturur. luluklarının farklı olduğu gerçeği genel kabul görecektir. Ancak bu geliş­
Devletin denetimi öylesine kapsayıcı bir güçtür ki çok yakın dönem­ melerin olduğu ülkelerde güçler konusunda tartışma olsa da, medya ba­
lere kadar değişmeden varlığını sürdürme başarısını da göstermiştir. İn­ zen karşıgüç olarak değedendirilse de sıralamada değişiklik söz konusu
giltere'de, Fransa'da basının başlangıç dönernlerinde gazetelerin yayın­ değildir. Demokratik yapının gelişip güçlendiği ve bütün dünyaya belirli
lanmasına izin veren, kimlerin bu hakkı kullanacağını belirleyen, hakkın bir ölçüde örnek olduğu toplumlarda, güçler hep bilinen sıralaması ile
geri alınıp alınmayacağına karar veren hep siyasal iktidarlar olmuştur. anılır ve basın/medya burada dördüncü sıradaki yerini korur.
Böylesine bir egemenliğin kitap, tiyatro, popüler şarkılar üzerinde de ku­
rulduğunu ve bunun bazı ülkelerde hala doğrudan ya da delaylı biçimde TÜRKİYE'DE DURUM
sürdürüldüğünü biliyoruz.
Batı'da ortaya çıkan toplumsal gelişme, denetimin sınırlanması süre­ Türkiye'nin toplumsal gelişimi, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bu yana
cini anlamaya yardım eder. Aristokrasİ tarafından gerçekleştirilen bu de­ Batı dünyasından farklı olmuştur. Koşullar farklı olunca gelişmenin orta­
netime, öncü burjuvazi direnecektir. Çünkü uzak mesafeli ticaret sayesin­ ya çıkardığı sonuçlar da farklıdır. Örneğin, gazetecilik mesleği, Batı'da
de de ekonomik gücünü arttıran bu toplumsal sınıf, varlığının siyasal ya­ sivil toplum kurumlarının gelişimi ile paralellik gösteren bir uğraştır. Oy­
şamda da kabul edilmesini isteyecektiL Burjuvazinin kendisini aristokra­ sa Osmanlı İmparatorluğu'nda böyle olmamıştır. İlk gazeteler gelişen
siye kabul ettinnesi bazen uzlaşma bazen de güç kullanma yoluyla ola­ ulusal bir burjuvazinin çıkarlarını dile getirmekten çok, Batılı ülklerin ar­
caktır. Sonuçta, toplurnun üreten ama aynı ölçüde temsil edilemeyen ke­ tan ekonomik, mali çıkarlarının savunma aracı olarak, 18. yüzyılın so­
simleri, toplumsal yaşamın karar alma mekanizmalarında söz sahibi ola­ nundan itibaren yabancılar tarafından ve Fransızca olarak yayınlanmış­
caklardır. B u gelişme kitle iletişim araçları için de çok önemlidir. Çünkü tır. İlk denemelerden sonra İzmir kentinde ortaya çıkan gazeteler yavaş
burjuvazinin güçlenmesi düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğüne ye­ yavaş bu kentte yerleşmiş buı;juvazinin çıkarlarının savunuculuğunu ya­
ni bir içerik kazandıracak, basın özgürlüğü de bundan yararlanacaktır. pacaktır. Bu burjuvazi önce Avrupalı, sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun
Burjuvazinin gerçekleştirdikleri, özellikle de Büyük Fransız Devri­ Batı ile ilişkilerini sürdüren azınliklar/levantinler olacaktır.
minin sonuçları insanlık tarihi açısından önemlidir. Ancak bu gelişmele­ İlk Türkçe gazete devlet tarafından yayınlanacak, daha sonra ortaya
rin sürdürüldüğü söylenemez. Çünkü toplumun yönetiminde bir kere söz çıkan özel gazeteler devletin denetimini çok yakından hissedeceklerdiL
sahibi haline geldikten sonra burjuvazi, artık üretimi gerçekleştiren öte­ İlk basın yasası da Türkçe özel gazetenin 1860 yılında yayınlanmasından
ki toplumsal sınıfların siyasal ya§amda da söz sahibi olmasına izin verme­ beş yıl sonra kabul edilecektir.
yecektir. 1918 Sovyet Devrimi bu çerçevede en büyük hasım olacaktır. Kuşkusuz bu noktada burjuvazinin gelişme koşulları hatırlanıp, geli­
Emekçilerin, burjuvazi gibi, kuvvet kullanarak iktidarı ele geçirme dü- şerneyen bir toplumsal sınıfın basın özgürlüğünü sağlayamayacağı belir-

14 15
tilebilir. Bu yüzden Osmanlı'dan bu yana basının özgür olduğu dönem­ Oysa Türkiye'de son on beş yılın gelişmeleri içinde ne yasama ne yü­
ler gerçekten çok sınırlıdır. Ama daha önemlisi, baskı altında tutulan rütme ne de yargı bu değişimleri yapabilmiştir. Yasama geleneksel yapı­
basın, görece özgür olduğu dönemlerde, sahip olabileceği düşünülen gü­ sı içinde ağır işlemektedir. Gerçekleştirdiği bir reformu hatırlayacak
.
cünün ötesinde etki yapma olanağına kavuşmaktadır . Jl: A� ��l� amid kimse bulmak zordur. Yürütme, kanun gücünde kararname sayesinde
yönetimi altında sansürle tanışan gazeteler 2. Meşrutiyet'iri ilaiüy lffliem· önemli bir araca kavuşmuştur, ama bunun sözü edilen koşullara tam ya­
sayıca hem de etkileribakımında.nT6plum·yaŞamında-<ın-plana çıkacak­ nıt veren bir model olduğunu söylemek zordur. Yargının durumu daha
lardır. da karnıaşık ve zordur. Artan ve çeşitlenen anlaşmazlıklar, htmları çöz­
Cumhuriyet döneminde durum biraz farklı olacaktır. Bağımsızlık ha­ me olanaklarının aynı ölçüde artmaması adalet mekanizmasının giderek
reketinden sonra Mustafa Kemal, basını ulusal hedefler doğrultusunda daha ağır işlemesi sonucunu yaratmıştır. Adalet eğer gerçekleşiyorsa hu
yönlendirecektir. Toplumu biçimlendiren, yönlendiren Tek Parti yöneti­ kesinlikle geciken bir süreçtir.
mi, basın dünyasını da elindeki bütün araçlarla şekillendirecektiL l.Ba­ Bütün bu olumsuzluklara bir de siyasal istikrarsızlık konusu eklenir­
sın Kurultayı (1935) bunun kapsamını be!irleyecek, Basın Birliği Yasası se sorunların çok ciddi boyutlara ulaştığını düşünmek yanıltıcı olmaz.
(1938) biçimini kararlaştıracaktır. Basın 2. Dünya Savaşı sonrası yeni 3 Y'nin karşılaştığı sorunlar medya için söz konusu değildir. !V!edya
dünya koşullannda iktidar değişikliğini destekleyecektir. Demokrat Par­ son yıllarda dünyadaki değişimlere ayak uydurabilen tek güçtür. Tekno­
ti yönetimi ile birlikte alışılmış hükümet basın ilişkileri de değişikliğe uğ­ lojik gelişmeler çok yakından izlenmiştir: TelekomÜnikasyon alt yapısı
rayacak, hükümet basını sağladığı ekonomik vb. çıkarlarla denetim altın­ iyileştirilmiş, gazeleler baskı-teknolojilerini sürekli yenilemiş, uydu ha­
da tutmaya çalışacaktır. Paranın belirleyici rol oynamaya başlaması artık berleşnıesinin getirdiği olanaklardan yararlanılmış, bilgisayar teknolojisi
yavaş yavaş daha görünür hale gelecektir. yaygın kullanım alanı bulmuş, radyo televizyon yayıncılığında devlet te­
Sonraki yıllar için belirtilmesi gereken önemli nokta siyasal istikrarın keli kaldırılmıştır. Bütün bunlar sayesinde kitle iletişim araçları olayları
giderek kaybo!masıdır. Bu basının ne tür bir güç olduğu konusundaki de­ izlemede, yorumlamada hızlı davranabilme yeteueğine kavuşmuşlardır.
ğerlendirmelerin zaman zaman değişmesine yol açacak süreci de başlata­ Herhangi bir gelişmeye medya herkesten önce ulaşabilir, açıklayabilir ve
caktır. yorunilayabilir olmuştur. Bu yeteneğini her zaman doğru kullandığı söy­
Başka bir anlatımla Osmanlı İmparatorluğu'ndan bu yana demokra­ lenemez belki, ama yeni gücü ve rolü eleştirileri de beraberinde getirmiş­
tik parlamenter ülkelerde güçler konusunda klasik sınıflama, Türkiye tir. Medyanın kendini yasamanın, yürütmenin ve yargının yerine koydu­
için her zaman geçerli olmamıştır. Basının (ya da genel olarak medya­ ğu düşünceleri yaygınlaşmıştır. Yargısız infaz yaptığı da yaygın kanıdır.
nın) kaçıncı güç olduğu zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Top­ Bu görüşlerin kuşkusuz hakiiyanı vardrr:Ama gözden kaçınlmaması ge­
lumsal sınıfların güçleri, bunların siyaset sahnesindeki temsilcileri olan reken ()nemli bir nokta, dünyada ortaya çıkan ve herkesin uyması bekle­
partilerin konumları her zaman çok belirgin olmamıştır. Bütün bunla­ nen,. küreselleşmenin zorunlu kıldığı değişimler sadece kitle iletişimi ala­
rın üstüne çıkabilen ordu gücü siyasal hayatta alışılan analizierin yapıl­ nında gerçekleşmiştir. Böyle bir sorunun yaşanmaması iki biçimde müm­
nıasım olanaksız kılabilmekte ya da güçler sıralamasını değiştirebil­ kün olabilirdi. Akla gelen ilk seçenek 3 Y'ıün de benzer dönüşüme uğra­
mektedir. masıdır: bu, hızlı karar alabilme, uygulayabilme ve yargılayabilme ola­
Son yıllarda bu tartışmalar uluslararası gelişmeler yüzünden daha da naklannın geliştirilmesidir. Bütün güçler birbirine yakın hızda çalışaca­
dikkat çekici bir hal almıştır. Herkesin bildiği teknolojik gelişmeler, ulu­ ğından sağlıklı sonuç alınması da mümkün olabilirdi. İkinci seçenek, 3
sal ve uluslararası düzeyde hızlı düşünebilen, çabuk karar alabilen meka­ Y'de reform yapılamadığına göre, medya dünyasının da geleneksel yapı­
nizmalara olan gereksinimi arttırmıştır. Bu yasama organının değişen ko­ sı içinde korunmasıdır. Bunun anlamı şudur: telekomünikasyon alt yapı­
şullara uygun yasaları hızla çıkartabilmesi, yürütme gücünün bunları hız­ sının geliştirilmemesi, radyo televizyonda devlet tekelinin sürdürülme­
la uygulaması anlamına gelmektedir. Ya da daha kolayı Başkanlık Siste­ si...
mi adı verilen, yelkilerin kullanımını kolaylaştıran modeller ön plana Kuramsal olarak doğru olduğu varsayılsa da dünya gerçekleri bize
çıkmaktadır. Yasama ve yürütme erkinin hızlı çalışması, anlaşmazlıkların böyle seçenekler sunmanıaktadır. ABD Başkanı Bill Clinton, Başkan­
da hızla çözümlenebilmesini gerektirmektedir. Bu nedenle yargının da lık görevine başlarken yaptığı konuşmada, iki alanın, ticaretin ve iletişi­
hızlı çalışma koşullarına sahip kılınması gerekir. min evrensel olduğunu hatırlatmıştı. ABD - ister Demokratlar, ister

16 17
Cumhuriyetçiler tarafından yönetilsin - uluslararası çıkarlarını gözeten-· Bu noktada kitle iletişim araçlarının günümüz toplumundaki konu­
" bir ülke olarak ticaretin ve iletişimin dünya ölçeğinde serbestçe işleme­ ınunu sorgulamak, sadece kitle iletişimi alanını sorgulamak anlamına
sini sağlamak zorundadır. Bu politika yüzünden dünyanın her yöresin­ gelmez. Toplumun bütününün sorgulanması anlamına gelir. Bu aynı za­
de telekomünikasyon sistemleri modernleştirilmekte, devlet elindeki manda toplumun geleceğinin sorgulanması demektir. Demokratik bir
iletişim sistemleri özelleştirilmeye çalışıhnaktadır. Türkiye'de de karşı toplumda kurumsal dengelerin sağlıklı işlemesi gerektiği dikkate alınır­
karşıya olduğumuz durum, uluslararası koşulların bir sonucudur. Tıpkı sa, böyle bir sorgulama aynı zamanda Türk demokrasisinin geleceğinin .
1945 sonrasında olduğu gibi""" İkinci Dünya Savaşı sonrasında demok­ sorgulanması anlamına da alınabilir. Bu nedenle şu belirlemeleri yapabi­
ratik ülkeler arasında yer almak isteyen Türkiye, Tek Parti döneminin liriz:
iletişim sisteminde değişiklikler yapmak zorunda kalmıştL 1945 yılın­ 1 . Medya ve demokratik kururnların sorgulanması tek başına medya­
dan itibaren basın yasasında hükümetin doğrudan denetim yapmasına nın ya da demokrasinin gelişimi boyutunda ele alınarak açıklanamaz"
izin veren 50" madde kaldırılmış, gazetecilik mesleğini düzenleyen Ba­ 2. Sorgulamada siyaset, hukuk, ekonomi ve iletişim alanlarını birlikte
sın Birliği Yasası iptal edilmiş ve en önemlisi çolf partili siyasal yaşama ele almayı gerektiren disiplinlerarası yaklaşım zorunludur.
geçilmişti" Bugün de benzer süreçlerin yaşandığı düşünülebilir. Ama 3. Siyaset bilimi, medyanın gücünün nasıl bir gelişim gösterdiğini, bu­
1945 yılında yapılan değişiklikler, medyanın hiç bir zaman öteki güçle­ nun öteki güçlerle ilişkisinin nasıl geliştiğini kavramaya yardım edecek­
rin üstünde bir güç olduğu düşüncesini yaratmamıştL Bunun nedeni tir.
açıktır. Gazeteler, mali açıdan büyük ölçüde dağıtımında en önemli ro­ 4. Hukuk, yasal düzenlemeleri anlamanın ötesinde farklı dönem ve
lü hükümetin oynadığı ilanlara bağlıdır. Radyo yine hükümet denetimi koşullarda bu düzenlernelerin nasıl değişim geçirdiğini kavramamıza yar­
altındadır. Parlamento çok p'artili siyasi yaşamda iktidarın değişmesin­ dımcı olacaktır.
den sonra siyasal tartışmaların yapıldığı, kararların alındığı tek plat­ 5. Ekonomi, kitle iletişimi alanındaki güç mücadelesinin ekonomik ve
formdur. Hükümet, arkasındaki büyük bir Meclis çoğunluğu ile güçlü­ mali boyutlarını sergileyecektir. İletişim bir yandan gerçekleştirilmesi
dür. Yargının, sorunları mutlaka vardır, ama bugün ciddi kaygılar yara­ için büyük sermayeye gerekduyan bir etkinliktir. Ama aynı zamanda pa­
tan durumdan uzaktır. ra kazanabilmenin vazgeçilmez bir aracıdır. Watergate Skandalı'nın ün­
lü "deep-throat"unun olayı aydıntatmaya çalışan gazetecilere verdiği
Bu belirlemeler ışığında şu noktaların vurgulanması yerinde olacak­ öğüt unutulmuş değildir: Parayı izle! (İlişkileri anlamaya ve açıklamaya
tır: yardım edecektir).
L Kitle iletişim araçlarının bugün her zamankinden daha fazla güce 6" Bütün bunlara kuşkusuz kitle iletişim alanına özgü gelişmeleri de
sahip olduğunu düşündürecek göstergeler vardır. eklemek gerekir. Özellikle son on beş yılda ortaya çıkan değişim ve dö­
2" Medya, siyasal iktiıdariarın desteklemesi ile çok güçlenmiş, onlara nüşüm sürecinin ayrıntılı olarak incelenmesi gerekir. Bu bir bakıma ta­
bir taraftan son derece bağımlı ama öte yandan -geçici de olsa- bağımsız rihsel perspektifi de zorunlu kılan, ama sektörel düzeyde gelişmeleri ay­
hale gelmiştir. Böyle bir yapıda çok hızla değişebilen dengeler söz konu­ rıntılı olarak gözler önüne seren çalışmalar olmalıdır.
su olabilir, ama bütün güçlerin kitle iletişimini bağımsız bir güç olarak Kitle iletişim araçları toplumsal gelişmeyi tek başlarına belirleme gü­
dikkate alınaları -onunla iyi geçinmeleri, isteklerini karşılamaları- gerek­ cüne sahip değillerdir. Ama sahip oldukları düşünülen gücün ötesinde
liğine inanılmaktadır. etkilerde bulundukları da gerçektir, Siyasette güçlü olabihnek için yakın 'i-.
. sahibi olmak-belki)efWıydı. Ama bugÜnartık-"
3. Medya işleyiş özellikleri dolayısıyla sadece yürütmenin değil, yasa­ zamanlara kadar_baJlk:ı_
ma ve yargının alanlarına da müdahale edebilir konuma gelmiştir. televizyon-sahibi olmak dag���kÜdir. Bu süreç çÖkb-asi1g15igötünse de
4" Bütün gelişmelere rağmen, kitle iletişimi hukuku alanında demok­ lıliyanaalnrtırsal, öteyandanUluslararası koşulların değerlendirilmesiy-
ratik ülkelerdeki işleyiş koşullarına benzer düzenlemeler gerçekleştiril­ le kavranabilecek, açıklanabilecek bir durumdur. "Medya Gücü ve De­
memiştir. mokratik Kurumlar" çalışmasının amacı da bu olacaktır.
S. Kitle iletişim araçlarının gücünün artmasına karşılık, bu araçlan Bu ortak çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde
kullanan yetişmiş insan gücünde aynı oranda bir gelişmeden söz etınek ProfDr. Raşit Kaya (ODTÜ), Dr. İrfan Erdoğan (Ankara Üniversitesi
zordur. İletişim Fakültesi), Doç.Dr. Ercan Eyüboğlu (Galatasaray Üniversitesi),

18 19
Prof.Dr. Nevzat Toroslu (Ankara Üniversitesi), Nazif Ekzen (Bilkent
Üniversitesi) ve Doç.Dr. Haluk Geray'ın (Ankara Üniversitesi) katkıla­
n vardır. İlk üç yazı değişik yaklaşımlarla siyaset ve medya konusunu ele
almaktadır. Toroslu basma getirilen sınırlamaları tartışmaktadır. Onun
tartışması medya hukuku alanındaki sınırlamaları öğrenmek isteyenler
açısından yararlı olacağı gibi, medya profesyonellerinin de ne tür yasak­
larla karşı karşıya olduklannı anlayabilmeleri için öğretici ve yol gösteri­
cidir. Nazif Ekzen, çok önemli bir konuyu, medyanın ekonomik boyutu­
nu otuz yıllık süreçte ele alınıştır. Özünde tekelleşme sürecini tartışma­
nın ötesinde, bu zaman diliminin iletişim dünyasını ilgilendiren önemli
rakamlarını da bir araya getirmiştir. Haluk Geray son dönemlerin tartış­
masız en önemli özelliği gibi sunulan iletişim teknolojisinin Türkiye'ye
uyarlanması konusunu ele almıştır. Onun bu değerlendirmelerle hesap­
laşması öğreticidir.
İkinci ve üçüncü bölüm medya dünyasındaki durumu belirlemekte­
dir. Çiler Dursun (Ankara Üniversitesi), Abdülrezak Altun (Ankara
Üniversitesi), Gülcan Seçkin (Gazi Üniversitesi), Ruhdan Uzun, Seniye
Yücel ve İsmail Atlas'ın katkıları ile oluşmuştur. Sektörün gelir kaynak­
ları, okura ulaşma yöntemleri, gazetecilik mesleğinin örgütlenme sorun­
I
ları, eğitimi, etik konuları, son yıllarda değişen yeni çalışma mekanları
ele alınmaktadır. Bu ele alış bir yandan mevcut durumu saptamakta, ama MEDYA, TOPLUM, SiYASET
yanı zamanda sorunların büyüklüğünü de gözler önüne sermektedir. Et­
kileyici bir güce ulaştığı düşünülen medya dünyasının aynı zamanda "ka­
VEEKONOMi
ğıttan bir kaplan" olduğu da böylece ortaya konulmaktadır.

20

You might also like