Professional Documents
Culture Documents
İşi̇tme Yetersi̇zli̇ği̇
İşi̇tme Yetersi̇zli̇ği̇
İşitme Kaybı
İşitme yetersizliği, başta dil olmak üzere tüm gelişim alanlarını ve bireyin iletişimini olumsuz
etkilemektedir. İşitme kaybı olanlar arasında bir grup, erken tanı ve erken işitme cihazı ile
rehabilitasyon sayesinde "konuşabilir" bireyler haline gelirken, diğer bir grup olan doğuştan
ileri ve çok ileri derece işitme kayıplılar, erken tanı, cihaz, d ve konuşma eğitimi sağlanmadığı
takdirde konuşma gelişimi şansını kaybetmektedir. Klinik olarak yapılan tüm müdahalelere
rağmen konuşma gelişimi olmayan gruba erken dönemden itibaren, çocuğun gelişimi göz
önünde bulundurularak uygun iletişim yöntemlerinin (işitsel-sözel yöntem, dudak okuma,
işaret yöntemi ve bu yöntemlerin hepsinin birlikte kullanımını içeren karma yöntemi/total
iletişim) belirlenmesi ve öğretilmesi son derece çok önemlidir.
İşitme kaybı: Tıbben, işitmeyle ilişkili duyma, anlama, ses kaynağını bulma, konuşma,
tekrarlama, öğrenme de sınırlanmasına neden olacak derecede işitsel algıda azalma, bozulma
ya da farklılaşma olması halidir. Bu durum günlük hayatta konuşmaları anlamayı
engelleyecek derecede olabileceği gibi; duyduğu sesin ne yönden geldiğinden emin
olamama, sadece gürültülü yerlerde işitememe, müzik dinlerken belli frekanstaki sesleri iyi
algılayamama ya da gibi farklı şekillerde olabilir.
Eğer işitme kaybı bireyin günlük hayatını etkiliyorsa bu kayıp artık işitsel yetersizliktir. Kişi
yetersizliğinden dolayı kamusal destek talep ettiğinde, tıbben ve idari yönden işitme
engelliliği kavramı ortaya çıkar ve mevzuatlar tarafından objektif kriterlerle tanımlanması
gerekir:
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 07.07 2018 tarih
ve 30471 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinde İşitme
engelli birey: İşitme duyarlılığının kısmen veya tamamen kaybından dolayı özel eğitim ve
destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan birey olarak tanımlanmıştır.
Işitme kaybına dış kulak, orta kulak, iç kulak, işitme siniri ya da merkezi işitme sisteminde
meydana gelen sorunlara bağlı olarak ortaya çıkar. İşitme sistemindeki hasarın derecesine
göre işitme ve konuşmaları ayırt etme farklı boyutlarda etkilenir.
İşitme sistemi; kulak (dış, orta ve iç kulak), işitme siniri ve beyindeki alt ve üst işitme alanları
olmak üzere üç ana kısma ayrılır.
Kulağın yapısı
) Dış Kulak: Kulak kepçesi ve dış kulak kanalından meydana gelir. Kulak kepçesi, ses dalgalarının
toplanmasını ve ses şiddetinin artışını sağlamaktadır.
2) Orta Kulak: Dış kulak yolundan, kulak zarı ile ayrılır. Küçük bir boşluk halindedir ve geniz ile
arasında bir irtibat sağlayan östaki tüpünü içerir. Orta kulakta bulunan sırasıyla, çekiç, örs ve üzengi
adı verilen üç kemikçik, bir ses iletim zinciri oluşturmaktadır. Orta kulak, içerdiği bu yapıların da
katkısıyla kulak zarına gelen sesin şiddetini artırmaktadır.
3) İç Kulak: Salyangoz şeklinde bir yapısı olan koklea, iç kulak sıvılarını ve tüy hücrelerini içerir. Ses
titreşimleri, dış kulaktan orta kulağa ve daha sonra da iç kulak sıvılarına iletilmektedir. Gelen ses
işitme siniri yoluyla beyindeki işitme merkezine taşınır.
Nasıl Duyarız?
İşitme duyusu, ses olarak adlandırdığımız mekanik titreşimleri ortaya çıkarabilme
yeteneğidir. İşitme, aşağıdaki sırayı izleyerek gerçekleşir:
1. Ses titreşimleri kulak kepçesi tarafından toplanır ve kulak kanalına gönderilir.
2. Ses dalgaları kulak zarında titreşime yol açar.
3. Orta kulaktaki 3 adet kemikçik (çekiç, örs ve üzengi) bu titreşimleri yükseltir ve iç kulağın
oval penceresine gönderir.
4. İç kulakta bulunan tüy hücreleri bu titreşimleri alır, elektriksel uyaranlara dönüştürür.
5. Tüy hücrelerinden gelen bu elektriksel uyaranlar işitme siniri aracılığı ile beyne iletilir.
Beyin bu sinyalleri analiz eder ve yorumlar.
Çok hafif işitme kaybı (16-25 dB-HL): Çok hafif derecede kayıpta ancak dik katli bir
dinlemeyle işitilebilecek, fısıltı düzeyindeki sesler işitilemez. Ünlü seslerde sorun olmamakla
birlikte ünsüz ses birimlerinin anlaşılmasında güçlükle karşılaşılır. Küçük çocukların öğrenme
ve düşünme süreçlerinin gelişimi göz önüne alındığında günlük hayatta etrafta olan en küçük
ses bile önemlidir. Bu nedenle çocuklarda işitme kaybı eşiği 16 dB-HL olarak belirlenmiştir.
Çocuklarda 16-25dB-HL arasında işitme kaybı olanlar özellikle dikkatli işitme gerektiren
ortamlarda sorunlarla karşılaşırlar. Bu tip kaybı olan çocuklarda hafif düzeyde dil gelişimi
yetersizliği ve konuşma bozuklukları ile dikkat problemleri ve öğrenme güçlüğü ile
karşılaşılabilir.
Hafif işitme kaybı (26-40 dB-HL): Normal konuşma şiddetinin altında, fısıltı veya biraz daha
şiddetli konuşmaların işitilmesinin baskılandığı işitme kayıplarında, özellikle kelime sonundaki
ünsüzleri, kısa vurgusuz sözcükleri ve kelimelerin eklerin duymada ve algılamada güçlükle
karşılaşılır. Uzaktan gelen sesleri duymada güçlük artikülasyon/sesletim hataları, sözcük
dağarcığında yetersizlik ve söz dizimi hataları görülebilir. Özellikle çocuklarda aile içi dinleme
ortamının yetersizliği ifade edici dil gelişiminde sorunların ortaya çıkmasına neden
olabileceğinden işitme cihazı gerekebilir.
Orta derecede işitme kaybı (41-56d8-HL): İşitme kaybı eğer dil öncesi ve dil öğrenildiği
döneminde ortaya çıkarsa bebeğin doğal dil gelişim sürecini olumsuz etkiler. Normal
konuşma düzeyindeki birçok sesi anlayamazlar. Bu durum, konuşma ve öğrenme sorununa
neden olabilir. İşitme cihazı kullanılması gerekir.
Orta-ileri derecede işitme kaybı (56-70 dB-HL): Normal konuşma düzeyindeki sesleri
duyamazlar bu ciddi oranda konuşma ve öğrenme sorununa neden olabilir. Çevrelerindeki
sesleri algılamalarında ciddi sorunlar vardır. Daha yüksek sesleri alabildikleri için doğal
gelişim sürecini geriden de olsa izlerler. Bu tip kayıp yaşayan çocuklar işitme cihazı
kullanımından çok yarar görürler. Bu çocukların en büyük dezavantajı 65 dB üzeri sesleri
duyabildikleri için aile ortamında fark edilemeyebilir. Bu çocuklarda erken tanı, erken
cihazlama ve erken özel eğitim son derece önemlidir. Erişkinlerde de bu derece işitme kaybı
ciddi iletişim sorunlarına yol açar.
İleri derecede işitme kaybı (71-90 dB-HL): İşitme kaybı hem konuşmanın doğal olarak
duyulmasını engeller hem de etraftaki sesler işitilemez. Ancak yakın mesafeden bağırarak
konuşunca duyabilirler. Dil öncesi ve dil öğrenim döneminde başlayan bu derece işitme kaybı
merkezi işitme alanlarının gelişmesini önemli ölçüde engeller. İleri derecede işitme kaybında
erken tan erken işitme cihazı ve erkenden başlayan yoğun özel eğitim son derce önemlidir.
Ancak bu şekilde işitsel-sözel yolla konuşma gelişimi ve işaret dili eğitimi ile öğrenme
sağlanabilir. Bu derecede işitme kaybında olan olguların önemli bir kısmında işitme cihazıyla
amplifikasyon yeterli olmaz ve koklear implant uygulaması gerekir. İleri derecede kayıplarda
ana dil (ilk dil) ediniminde geç kalınmaması için, işitsel sözel yaklaşımla birlikte işaret dili
edinimine de önem verilmelidir.
Çok ileri derecede işitme kaybı (91<dB-HL): Çok ileri derecede işitme kaybı hiçbir sesin
işitilmesine olanak vermez. Dil öncesi ve dil döneminde başlayan bu derece işitme kaybı
merkezi işitme alanlarının gelişmesini tamamen engeller. Bu çocukların erken tanı, erken
işitme cihazı, çocuğun 1 yaşını tamamladıktan sonra en kısa sürede koklear implant (eğer
işitme siniri sağlam ve koklea yapısal olarak koklaer implant takılmaya uygunsa) ve yoğun
özel eğitim gereksinimi vardır. Tüm bunlar yapılsa bile bu çocukların bir kısmında ancak sınırlı
bir konuşma gelişimi sağlanabilir. İşitsel-sözel yolla öğrenme sorunludur ve genel okul
sistemine devam etmeleri de mümkün olmayabilir. Bu gibi olgularda ana dil ediniminde geç
kalınmaması için, özel eğitim sürecine işitsel-sözel yaklaşımla birlikte mutlaka işaret dili dahil
edilmelidir.
Nedenler ve Önleme
İşitme kaybı işitsel kanalın (kulak kepçesinden başlayıp beynin işitme merkezine kadar olan
yol) herhangi bir yerinde ortaya çıkan anomaliler ya da engellemeler sonucu gelen akustik
uyaranların ya tam ya da hiç algılanmamasıdır. İşitme kaybının oluş nedeni, bireysel ve
çevresel faktörlerden kaynaklanabilir.
Doğumsal işitme kayıpları: Hamilelik döneminde annenin kızamıkçık mikrobuna maruz
kalması, aşırı alkol ve uyuşturucu kullanımı ya da fiziksel bir travmaya maruz kalması, doğum
sırasında ya da sonrasında ortaya çıkan kayıplar ile genetik nedenlerden kaynaklanan
kayıplar, doğumsal kayıplar olarak ele alınmaktadır. Bu tip işitme kayıpları ülkemizde Avrupa
ülkelerine göre iki kat fazladır. (%0.2-0,26).
Genetik işitme kayıpları: Genetik materyaldeki bozukluklar nedeniyle ortaya çıkmaktadır.
İşitme kaybıyla birlikte görme bozuklarının yanı sıra diğer organlarda da deformasyona
neden olabilmektedirler.
Genetik olmayan doğumsal işitme kayıpları: Bu tip işitme kayıpları menenjit vb.
enfeksiyonlar, ototoksit ilaçlar ve travmalardan kaynaklanan işitme kayıplarıdır.
Sonradan edinilen işitme kayıpları: Bu tip işitme kayıpları özellikle dil edinim sürecini geçen
çocuklarda sonradan edinilen ve tedavi edilebilen kayıplardır. Ancak zamanında müdahale
edilmez ise kalıcı işitme kayıplarına neden olabilmektedir. Sonradan edinilen işitme kayıpları,
çok hafif ve hafif derecede işitme kayıplarına neden olduğu için çoğunlukla gözden
kaçmaktadır.
Dış kulak yolu işitme kayıplar: Çocuklarda dış kulak kepçesinin olmaması, kulak kanalının
kulak kiri ya da yabancı bir cisimle bloke olması, ses dalgalarının kulak zarına daha zayıf
ulaşmasına neden olmaktadır. Bu tip sorunlar çok hafiften orta dereceye kadar işitme
kaybına neden olmaktadır. Tıbbi tedavisi vardır.
Ortakulak enfeksiyonları (otitis media): Ortakulak boşluğunun yeterli derecede
havalanamaması, orta kulağın mikroplanması sonucu ortaya çıkan sorunlardır. Bazen ağrı ve
ateş yapabilir. Hafiften orta dereceye kadar işitme kaybına neden olabilir. Tıbbi tedavisi
vardır. Ancak zamanında tedavi edilmezse kronikleşip kalıcı işitme kaybına da neden olabilir.
Özellikle kış aylarında çocukların % 20-25’inde orta kulakta ağrı olmadan da ortaya çıkabilir.
Hem oranın çokluğu hem de fark edilmesinin zorluğu bu çocukların gözden kaçmasına neden
olmaktadır.
İşitme ve Dinlemeyi Olumsuz Yönde Etkileyen Sorunlar ve Giderilmesi
İşitme kayıplı çocukların bazıları normal ya da normale yakın konuşabilirken diğerleri dilin dil
bilgisel, ses bilgisel ve sesçil boyutlarındaki aksamalar nedeniyle anlaşılması çok zor ya da
işiten toplum tarafından kabul görmeyen konuşma özellikleri edinmektedirler. Ancak erken
tanı ve cihazlandırma ile uygun eğitim ortamları ve yaşantıların düzenlemesi, işitme kayıplı
çocukların konuşmaya dayalı dil edinimlerini önemli ölçüde etkilemektedir. İşitme kayıplı
çocuklar arasında tam (total) işitme kaybına sahip olma oranı çok düşüktür. İlk işitsel testler
sonucunda işitme kalıntısına rastlanmayan çocukların bile uygun işitme cihazları ile donatılıp
doğru işitme ve dinleme eğitimi verilmesi sonucunda, dinleme becerilerinin gelişeceğini ve
işitsel yaşantıları artıkça işitme kalıntılarını kullanarak ayırt etme, tanıma ve anlama
becerilerinin gelişerek anadillerini edinebileceklerini bilinmektedir.
İşitme Cihazlarının Önemi ve Rolü
Günümüz teknolojisinde işitme cihazları ve iç kulak protezlerindeki (koklear implant)
gelişimler en ağır işitme kayıplı çocukların bile konuşma seslerini ayırt edebilmelerini ve
söylenenleri anlayabilmelerini sağlamaktadır. Ancak işitmeyi destekleyen araçlar tek
başlarına anadil ediniminin gerçekleşmesini sağlayamazlar. Bu araçların yanı sıra uygun
eğitim ortamları ve yaklaşımların en etkin bir biçimde yürütülmesi gerekmektedir.
Dinleme Ortamlarında Dikkat Edilecek Önemli Özellikler
İşitme kayıplı öğrencinin sosyal kişisel yönden kabulü için neler yapılması gerektiğinin
okul yöneticileri ve okuldaki diğer öğretmenlerle paylaşılması gerekir. Bunun
sağlanmasında sınıftaki diğer velilerin de katkısı olmalıdır.
Diğer velilerle olumlu ilişkiler kurulmasında sınıf öğretmenine önemli görevler
düşmektedir. Sınıf öğretmeninin işitme kayıplı öğrenci hakkında olumsuz, şikayetçi bir
tutum sergilememesi önemlidir.
İşitme kaybını farkeden öğrenciler, buna ilişkin bilgileri yoksa bu öğrenciyle iletişim
kurmakta zorluk çekebilmektedirler. İşitme kayıplı öğrencinin işitme cihazının görünür
olması ve ayrıca FM telsiz cihazının öğretmen mikrofonunun olması diğer öğrencilerin
çok dikkatini çeken bir durumdur. Bu nedenle işitme kayıplı öğrencinin kullandığı
kulak arkası cihaz, koklear implant ve FM telsiz cihazları hakkında sınıfta bulunan
diğer öğrencilere bilgi verilerek niçin ve nasıl kullanıldığının açıklanması
gerekmektedir.
Sınıf öğretmeninin işitme kayıplı öğrencinin kullandığı cihaz özelliklerini sınıfta
açıklaması işiten çocukların bu konudaki bilgilenmelerini sağlar. Böylece sınıfta
gürültü yaptıkları taktirde işitme kayıplı arkadaşlarının konuşma seslerini ayırt
etmekte zorluk çekeceğini daha rahat anlarlar.
İşitme kayıplı öğrencinin akademik başarısına dikkat ederek diğer arkadaşlarından
farklı olmaması için sınıf içinde ve dışında destek olmak gerekebilir. Destek için
yapılan çalışmalarda görsel materyal kullanımına dikkat edilmelidir. İşitme kayıplı
öğrenci için en önemli sorun bazen konuşmaları anlamadığı için iletişimi
sürdürememe ve grup etkinliğine dahil olamamaktır. Bu durumda birlikte oturduğu
arkadaşından yardım alabilir ya da öğretmenin dersin sonunda işitme kayıplı ve
akademik başarısı düşük diğer çocuklarla ilgilenmesi sonucu etkinliğe daha rahat
katılabilir.
İşitme kayıplı öğrencinin sosyal becerilerini geliştirmek için bulunduğu arkadaş
grubundan yardım almasını sağlamak gerekir. Bu nedenle sınıf içinde işitme kayıplı
öğrenciye öncelikle konuşurken sıra alma, arkadaşlarıyla olumlu ilişkiler kurma, sınıf
içindeki kurallara uymaya ilişkin yardımcı olunur.
İşitme kayıplı öğrenci metin okuma ve bütün etkinliklerde anlamadığı için dinlemeyip
etrafını seyretmesi durumunda ona yanındaki arkadaşından yardım alabileceği
anlatılır. Yardım edecek arkadaşına nasıl yardımcı olabileceği konusunda
açıklamalarda bulunulur. Aynı metne bakarak birlikte takip etmeleri ya da zaman
zaman okunanları önündeki metinden işitme kayıplı arkadaşına göstererek
dinlemesine yardımcı olması istenebilir.
Teknoloji Kullanımı
Teknoloji genel anlamıyla araç ve yöntem bilgisi bütünlüğünde verilmesine karşın, dar
anlamda sadece araç gereç olarak anlaşılmaktadır. Özel eğitim ve teknoloji işbirliğine
geldiğimizde ise, özel eğitimde yardımcı teknolojiler olarak adlandırılmaktadır. Yardımcı
teknolojiler bireyin engelinin üstesinden gelmesine yardımcı olan teknolojilerdir. Örneğin
işitme cihazları, implantlar, frekans yükseltici cihazlar işitme engelliler için kullanılabilen
yardımcı teknolojilerdir. Engelli bireyin öğretim süreçlerinde öğretimin kalıcılığını, etkililiğini
sağlayan her tür yöntem ve araç kullanımı ise öğretim teknolojileri alanını oluşturur. Bu
bölümde teknolojinin öğretim süreçlerinde kullanılmasına ilişkin bilgiler vurgulanacaktır.
Sınıfta eğitimde teknoloji kullanımının getirdiği en büyük sıkıntı, öğretmenlerin teknolojiyi
bilmiyor, benimsemiyor ya da yönetemiyor olmasıdır. Oysa teknolojinin etkili kullanımı,
öğrenci kadar öğretmeni de rahatlatan ve etkileştiren bir durumdur. Teknoloji sayesinde
öğretmen kısıtlı öğretim vaktini daha iyi değerlendirebilir. Bire bir etkinlikler, kendi hızında
ilerleme olanağı sunan bilgisayar uygulamaları sınıf içinde öğretmene, tıpkı bir yardımcı
öğretmen gibi kolaylık sağlayabilir.
Günümüzde teknolojik cihazlar yaygın olarak kullanılmaktadır. Eğitim alanında ülke genelinde
yapılan çeşitli projelerle okullara akıllı tahtalar, bilgisayar laboratuvarları kurulmuş ve tablet
kullanımı sağlanmıştır. Bu teknolojik cihazları işitme kayıplı öğrenciler de kullanmakta ve
işiten yaşıtları gibi faydalanmaktadır. Teknolojik araçlar görsel materyallerin sunumuna,
videodan bir olayın anlatımına, sanal gezilerin yapılmasına fırsat vererek bilgilerin
anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Birçok bilgisayar programının yardımı ile ülkeler arası
görüntülü konuşmak mümkün olmaktadır. Teknolojik araçlar, işitme kayıplı öğrencilerin
önceki bölümlerde söz edilen görsel materyal gereksinimlerini büyük ölçüde karşılayarak,
zengin deneyimler sunmaktadır. Bu deneyimler işitme kayıplı öğrencilerin kazanımlara
ulaşmasını desteklemekte ve topluma uyum sürecini hızlandırmaktadır. Yapılan araştırmalar
işitme kayıplı öğrencilerin mobil teknolojilerin (e-kitap okuyucuları, cep telefonları, android
cihazlar, akıllı telefonlar, tablet, bilgisayarlar) kullanmasında yaşıtlarına benzer sorunları
olduğunu göstermektedir. İşitme kayıplı öğrencilerin de gelişen teknolojiyle baş edebilmesi
için okuma yazma becerilerinin geliştirilmesi önemlidir. Bunu yanı sıra mobil teknolojilere
ilişkin etkinlikler düzenlenmesi gerekir. İşitme kayıplı öğrenciler soyut kavramları anlamada
zorlandıkları için hazırlanan yazılımlarda oyun ve görselliğin daha fazla olduğu içeriklere yer
verilmesi tavsiye edilmektedir. Tablet bilgisayarlar işitme kayıplı öğrencilerin de eğitiminde
kullanılan etkili bir araçtır. Ancak uygulama ve içeriklerinde eksiklikler görülmektedir.
Ailelerle İşbirliği ve Aile Eğitimi
Kaynaştırma uygulamalarına devam eden işitme kayıplı öğrenci için ailelerin eğitime aktif
olarak katılması bu süreçte öğretmen ve yöneticilerle işbirliği içinde olması gerekir. Bu
işbirliğinin sağlanmasında sınıf öğretmenine önemli görevler düşmektedir. Ülkemizde 573
sayılı Özel Eğitim Yönetmeliğinde işitme kayıplı öğrencinin değerlendirilmesinde,
bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlanmasında ve uygulanmasında ailelerin aktif
katılımının sağlanması esas alınmaktadır. Bu aktif katılımı sınıf öğretmeninin sağlaması, aile
ile işbirliği yapması gerekir. Sınıf öğretmeninin aileyi işitme kayıplı öğrencinin sınıf içinde ve
dışında arkadaşlarıyla ilişkileri, ödevlerinde nasıl yardımcı olabilecekleri konusunda
bilgilendirmesi gerekir. Bu bilgilendirmelerde kullanılan dile dikkat ederek ailenin
anlayabileceği şekilde açıklama yapılmalıdır. Ayrıca sınıf öğretmeninin diğer velileri de
bilgilendirmesi, ailelere işitme kaybı hakkında bilgi vererek işiten öğrencilerin evde ailelerine
işitme kayıplı öğrenci hakkında anlattıklarına açıklama getirmesi önemlidir. Böylece sınıftaki
diğer ailelerin endişeleri giderilir. Sınıf öğretmeni işitme engelli öğrencinin ailesiyle kurduğu
iletişimde öğrencinin yapamadıklarının yanı sıra yapabildiklerini de vurgulaması, öğrencinin
olumlu özelliklerinden bahsetmesi iletişimi olumlu yönde etkiler. Ayrıca öğretmenin iyi bir
dinleyici olması ve ailenin işitme kayıplı çocuğu hakkındaki düşüncelerini anlamaya çalışması
gerekir.
Öğretmenlere Pratik Öneriler
Sınıftaki işitme kayıplı öğrencinin cihazını her gün kontrol ediniz. Çantasında yedek pil
olmasını sağlayınız.
İşitme kayıplı öğrencinin ön sırada ya da ön kümede oturmasını sağlayınız. Sınıf
içindeki anlatımlarda/tartışmalarda işitme kayıplı öğrencinin katılımını sağlamak için
önce dinleme-anlamasını kontrol ediniz.
Sınıf içinde işitme kayıplı ve işiten öğrencileriniz için uygun dinleme ortamı yaratarak
dıştan gelen gürültü olduğunda anlattıklarınızı tekrar ediniz.
Sınıf içinde konuşurken öğrencilerinizin dikkatini çekmek için tahtaya, öğretmen ya
da öğrenci masalarına vurarak ses çıkarmayınız. Bu durum işitme kayıplı öğrencinin
yüksek sesten rahatsız olmasına ve konuşmaları anlamamasına neden olmaktadır.
İşitme kayıplı öğrenci işitme cihazı/koklear implant kullandığı için sınıfta bağırarak
konuşmayınız.
Ders sırasında sürekli hareket etmemeye sınıf içinde dolaşarak ders anlatmamaya
dikkat ediniz. Bu durum işitme kayıplı öğrencinin konuşmanızı takip etmesini
güçleştirir.
Öğrencinizin ders sırasında sessizce oturup size bakarak başıyla sizi onaylamasının,
dersi takip ettiği anlamına gelmediğini unutmayınız.
KAYNAKÇA:
İşitme Engelli Çocuklar (2014). Komisyon, Ankara, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve
Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü,
Özel Eğitim ve Kaynaştırma (2018). Editörler: Prof. Dr. Atilla CAVKAYTAR - Dr. Öğretim Üyesi Deniz
TEKİN ERSAN, Ankara, Eğiten Kitap
Özel Eğitim ve Kaynaştırma (2019). Editör: Doç. Dr. Ümit ŞAHBAZ, Ankara, Anı Yayıncılık
İlköğretimde Kaynaştırma (2010). Editör: Doç. Dr. İbrahim DİKEN, Ankara, Pegem Akademi
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2018). 07.07.2018 tarih ve 30471 sayılı Resmi Gazete.