You are on page 1of 8

MATEMATİK ÖĞRETİMİNDE

İLİŞKİLENDİRME
MAKALE ÖZETİ

“İLİŞKİLENDİRME BECERİSİ KAPSAMINDA ORTAOKUL MATEMATİK


ÖĞRETİM PROGRAMLARININ İNCELENMESİ”

HAZIRLAYAN: ELİF YÜCEEL-EMRE ÜREGEN

SINIF: 3.SINIF

BÖLÜM: İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ


İLİŞKİLENDİRME BECERİSİNDE KAPSAMINDA ORTAOKUL MATEMATİK ÖĞRETİM PROGRAMLARININ
İNCELENMESİ

ÖZET:

Matematik, günlük hayatta birçok alanla ilişkilendirilebilecek bir kavramdır. Matematiğin günlük
hayatla ilişkilendirilmesi öğrencilerin daha motive bir şekilde dersi dinlemelerine yardımcı olmaktadır.
Bu yüzden ilişkilendirme öğrenciler bakımından çok önemli bir kavramdır. Farklı ilişkilendirme türleri
bulunmaktadır. Bu ilişkilendirme türlerinden bazıları kavramlar ile işlemler arasındaki ilişki, farklı
olan konuları ve kavramları ilişkilendirme, matematiği başka derslerle ilişkilendirme, matematiği
günlük hayatla ilişkilendirme şeklinde ifade edilebilir. Bu yazı da ise Cumhuriyet dönemi boyunca
öğretim programlarında ilişkilendirmenin yeri ve önemine bakılacaktır.

PROGRAMLARIN İLİŞKİLENDİRME BAKIMINDAN İNCELENME SÜRECİ:

İlişkilendirme Cumhuriyet dönemi programlarında açıkça vurgulanmamış olmasına rağmen


ilişkilendirmeyi tam olarak 2005 programında açıkça görmekteyiz. 1926 programından 2017
programına kadar bakıldığında özellikle matematiğin günlük yaşamla ilişkilendirilmesi dikkat
çekmektedir.

1926 PROGRAMI:

1926 programında cebir ve geometri konuları ayrıntılı olarak verilmemiştir. Programda hangi
kavramların nasıl verileceği birer cümle ile baştan savma bir şekilde olduğu görülmektedir. Geometrik
cisimlerin hacimlerinin ispatsız bir şekilde ifade edilmesi gerektiği yazılmıştır. Burada nasıl işlenmesi
gerektiği üzerinde durulmamıştır. Eğer ifade edilen şey formüllerin direkt verilmesi ve öğrencilerin bu
formülleri kullanarak hacim hesaplaması ise ilişkilendirme bakımından eksikliğine dikkat çekebiliriz.

Konuların sonunda mümkün oldukça çevreden, somut materyallerden yararlanarak dersin işlenmesi
gerektiği yazmaktadır. Bu ifadeler ilişkilendirme bakımından güçlü bir örnek olmaktadır. Başka bir
örnek olarak ise düzgün bir çokgenin çemberin merkez açılarını kullanarak iletki yardımıyla
çizebilmesi yazmaktadır. Bu ifade de işlemsel bilgi yerine kavramsal bilginin kazanılması
gerekliliğinden söz edilebilir.

1931 PROGRAMI:

1931 programında ilişkilendirme açıkça ifade edilmese de, programın genel yapısı ilişkilendirme
üzerine kurulmuştur. Hesap bölümünde yer alan mağaza hesapları, sanayi hesapları, çiftlik hesapları
gibi örnekler matematiği günlük yaşamla ilişkilendirme bakımından çalışmaların olduğunu
göstermektedir. Bu programda matematik ders programı o anki dönemin hayat şeklini yansıtarak
tasarlanmıştır. Örneğin tarlaların ölçülmesi, çiftlik, hayvan beslemek, tavukçuluk, yumurtacılık gibi
çok sayıda örnek bulundurmaktadır.

Bu programda kavramlar ve kurallar çoklu temsillerle ifade edilmektedir. Örneğin verilen bir
yüzdeliğin ondalık kesirlerle ifade edilmesi, verilerden yola çıkarak grafik ve tabloların hazırlanması
gibi örnekler verilebilir.

1931 programının 2. Bölümünde ise geometri üzerinde çokça durulmuştur. Genel olarak hacim ve
alan kavramları dikkat çekmektedir. Ancak bu bölümde ilişkilendirmenin yeterli bir seviyede olduğu
söylenemez.

1938 PROGRAMI:

1938 programı önceki programlardaki gibi yüzeysel ifadelerde oluştuğu görülmektedir. Program
Osmanlı Türkçesinden, Türkiye Türkçesine geçiş yıllarında hazırlandığı göz önüne alındığında
matematik dersi bakımından yeniliksel bir yapının oluştuğu görülmektedir.

Programdaki ifadeler yüzeysel ifadeler olduğu için ilişkilendirmenin olmadığı söylenebilir.


Programda sadece konuya ait olan “açı, üçgen, ters açı…” gibi kavramlar yazılmıştır.

1949 PROGRAMI:

Bu programa bakıldığında 1, 2 ve 3.sınıflarda matematik dersinin aritmetik ve geometri konularının


aynı anda değil de ayrı ayrı verilmesi gerektiği planlanmaktadır. 1949 programı kendisinden önceki
programlara göre farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin bu programda bölümlerden önce kapsamlı bir
şekilde giriş yeri koyulması olduğu söylenebilir.

Öğrencilerin başarının yanında ahlaki bakımdan da yetiştirilmesi gerektiğinden bahsedilmiştir.


Öğretmen bilgiyi aktaran değil, öğrencilerin bilgiyi kendilerinin yapılandırmasını sağlayan rehber
rolündedir. Örneklerin günlük hayatla ilişkisi yanında, derslerin de birbiriyle ilişki bağlamında olması
gerektiğinden bahsedilmiştir.

Okulun amacı çocuğu hayata hazırlama olarak ifade edilmektedir. Öğrencilerin ezber işlem
yapmalarını engelleyip, kavramsal bilgiye dayalı işlem yapması gerektiği bu programdan
çıkarılabilecek bir durum olarak söylenebilir.

1977 PROGRAMI:

Programın amacı 1949 programında olduğu gibi öğrencileri iyi bir vatandaş olarak yetişmesini
sağlamak, her çocuğun ilgisi yöneliminde ilerlemesini sağlamaktır. Bu programda milli değerlerin
vurgulandığı görülmektedir. Diğer programların aksine bu programda disiplinler arası ilişkilendirme
ders planlarında açıkça belirtilmiştir.
İlişkilendirmenin boyutlarından biri olan kavramlar ile işlemler arasındaki bağlamsal örneklere yer
verilmiştir.

1990 PROGRAMI:

Bu programın özelliği ilkokul ve ortaokulu kapsayan bir ilköğretim programı olmasıdır. Bazı
konuların nasıl işleneceği ve o konulara ait örneklere yer verilmiştir. İlişkilendirme yönünden
bakıldığında yeterli seviyede olmadığı görülmektedir. 1990 programının diğer bir özelliği diğer
programlara göre daha ayrıntılı ve her davranışın teker teker belirtilmesi olduğu söylenebilir. 2005
programında bahsedilen kazanım kavramı bu programda davranış şeklinde geçmektedir. Diğer
programlara göre matematikle günlük hayat arasında en zayıf ilişkisi bulunan program olması kötü bir
özelliğidir. Konular kendi içinde aşamalı bir şekilde verilse de konular arası ilişkinin olmaması başka
bir eksik yönü olarak nitelendirilebilir. 90’lı yıllarda konuların hayatla ilişkilendirilmemesi şaşırılacak
bir durum değildir. Çünkü o dönem davranışçı yaklaşım benimsenmekte olup öğrencileri düşünmeye
sevk etmeme özelliği dikkat çekmektedir.

1998 PROGRAMI:

1990 programı ile benzemektedir. Bu program 1.sınıftan 8.sınıfa kadar tüm matematik derslerini
içermektedir. 1998 programı daha önceki programların eksikliklerden yola çıkarak hazırlanmıştır.
1998 programında, 1990 programına göre sadeleştirme yapılmıştır. Öğrencilerin daha aktif olmasına
dikkat edilmiş ve sarmal bir yapıda düzenlenmiştir. Program akışında öğrencilerin günlük hayatta
kullanabilecekleri bilgi ve beceriler benimsenmiştir. Önceki program olumlu yönde değişerek
öğrencinin nasıl ve niçin öğreneceği önemsenmiştir. Her ünitede işlenecek konunun günlük yaşamdaki
ve akademik önemi kısaca açıklanmıştır. Öğretmenlere örnek ders planları verilmiştir. 1998
programının geliştirilmesinde öğrencinin matematik dersinde öğrendiği bilgi ve becerileri günlük
hayatla ilişkilendirerek kullanabilmesi, öğrencinin matematik öğrenmeye istekli ve meraklı olması ile
matematiğe karşı olumlu tutum geliştirmesi dikkate alınan üç temel düşüncedir. İlişkilendirmenin tüm
boyutlarıyla ele alındığı 1998 programında, ilk defa ilişkilendirmenin önemine değinilmiş ve anlamlı
öğrenmenin bir gereklilik olduğundan bahsedilmiştir. Her konu başlığının altında sınıf seviyesine göre
nasıl öğretileceği özetlenmiştir. Örneğin, 8. Sınıfta "Oran ve Orantı" konusunda çokluk, ölçme, oran
ve orantı kavramları hatırlatılacak, 4. orantılı, orta orantılı ve orantının özellikleri üzerinde
durulacaktır. Üçgenlerde eşlik ve benzerlik konusunun kavratılmasında oran-orantı konusu önemlidir.
Ayrıca farklı derslerde de oran orantıdan yararlanılmaktadır. Oran orantı konularının günlük hayattan
seçilmesi daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır. Oran-orantı konusunun disiplinler arası daha iyi
anlaşılabilmesi için günlük hayatla ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Programın her sınıf kademesi için
hazırlanan ders planlarında ilişkilendirmeye yönelik açık ifadeler bulunmaktadır. Örneğin, sekizinci
sınıf konusu olan özdeşliklerde "İki kare farkı şeklinde verilen bir ifadeyi çarpanlarına ayırıp yazma"
kazanımına yönelik örnek ders işlenişinde a² (a+b)(a - b) olduğunu göstermek için a > b olmak üzere
bir kenar uzunluğu a birim olan bir kareden bir kenar uzunluğu b birim olan bir karenin çıkarılması
öğrenciye uygulatılmıştır. Bu uygulama ile öğrencinin ilişki kurması ve kavramsal öğrenmeyi
gerçekleştirmesi beklenmektedir.

2005 PROGRAMI:

2005 programını önceki programlardan ayıran en önemli şey davranışçı kuramın yerini yapılandırmacı
kuramın almasıdır. Yapılandırmacı kuramda öğrenen kişi yeni öğrenme yaşantıları ile önceki öğrenme
yaşantıları arasında ilişki kurarak bilgiyi yapılandırır. Bu programında ilk defa öğrenme alanları
belirlenerek matematik konuları sayılar, geometri, ölçme, olasılık ve istatistik ve cebir adı altında
toplanmıştır. Programın en önemli farkı da davranışların yerini kazanımların almasıdır. Sarmal
öğrenme modeli benimsenmiştir. Öğrenci bilgiyi önbilgileri ile ilişkilendirmesi ve bilgiyi
yapılandırması beklenir. Bilginin kalıcılığının artması için öğrenci bilgiyi gerçek hayatla, matematiğin
diğer öğrenme alanlarıyla ve farklı disiplinlerle ilişkilendirmesi gerekir. Anlamlı öğrenme için kavram
ve kuralların farklı gösterimlerinden yararlanmak önemlidir. Önceki programlarda matematiğin günlük
hayatla ilişkilendirmenin gerekliliğinden bahsedilse de ilişkilendirmenin kavram olarak kullanıldığı ilk
program 2005 programıdır. Bu programda kavramsal yaklaşımın benimsenmesinin yanı sıra problem
çözme, iletişim kurma, akıl yürütme ve ilişkilendirme gibi önemli beceriler kazanmaları da
hedeflenmiştir. Öğrenci ilişkilendirmeden yararlanır, iç ilişkilendirmeler yapar, disiplinler ve yaşam
arasında ilişkilendirme yapar, farklı temsil biçimlerini ilişkilendirir, farklı temsil biçimleri arasında
dönüşüm yapar, ilişkilendirmede öz güven duyar, ilişkilendirmede olumlu duygu ve düşüncelere
sahip olur. Etkin bir matematik öğretimi için programda matematiğin günlük hayatla ilişkilendirilmesi
ve ilişkilendirilmenin önemsenmesi vurgulanmaktadır. 2005 programı kazanımlara uygun etkinlik
örnekleri içeren, akıl yürütme ve iletişim becerilerilerini kazandıran oldukça detaylandırılmış bir
programdır. Kavramlar ve işlemler arasında ilişki öğrencilere genel formül ve bağıntıları buldurularak
kazandırılmaya çalışılmıştır. Yapılan bir etkinlikte yamuğun alan bağıntısını bulmaları için
öğrencilerden daha önceden öğrendikleri paralelkenarı kullanmaları yani farklı kavramla
ilişkilendirmeleri beklenmektedir. Programda kavram ve kuralların farklı gösterimlerle ifade edilmesi
ve çoklu gösterimler arasında dönüşüm yapılmasının önemi vurgulanmaktadır. Örneğin, 7. Sınıf
öğretim programında "Örüntü ilişkisinin değişik biçimlerde bulunabileceği ve farklı gösterimlerle
ifade edilebileceği belirtilir." açıklaması örüntü konusunda yer almaktadır. Diğer bir örnek ise, "Doğal
sayılarla işlem yapmayı gerektiren problemleri çözer ve kurar." kazanımı, paranın ortaya çıkış nedeni
ve paranın insan yaşamındaki işlevi ile ilgili tarihi bilgi metni ile yer almaktadır. 2005 programını
önceki programlardan ayıran en önemli farkın öğrenme kuramının değişmesidir. Yapılandırmacı
öğrenme kuramında, bilgiyi kişinin kendisinin oluşturması ve ilişkilendirmesi gerekmektedir.
İlişkilendirme öğrencinin dört temel matematik becerisinden biri olarak görülmektedir.
2013 PROGRAMI:

2012 yılında temel zorunlu eğitim 4+4+4 şeklinde 12 yıla çıkarılmış ve buna bağlı olarak öğretim
programlarında değişikliğe gidilmiştir. Daha önce 3 yıl olan ortaokul dönemi 4 yıla çıkarılmıştır.
Böylece 2013 yılından itibaren geliştirilen programlar kademeli olarak uygulanmıştır. 2005
programına benzer olarak hazırlanan 2013 programında öğrenme alanları Sayılar ve İşlemler, Cebir,
Geometri ve Ölçme, Veri İşleme ve Olasılık olarak belirlenmiştir. Program sade bir formatta
hazırlanmış ve etkinliklere yer verilmemiştir. Etkinlikler yerine öğrenciye kazandırılması gereken bilgi
ve beceriler hakkında kısa bilgiler verilmiştir. 2013 programındaki farklardan biri de önceki
programda temel matematik becerileri olarak kabul edilen problem çözme, iletişim, ilişkilendirme ve
akıl yürütme becerilerinin problem çözme becerisi dışındakilerin temel süreç becerileri adı altında
toplanmasıdır. Programda, kavramlar ile işlemler arasında ilişki kurmaya yönelik örnekler
bulunmaktadır. İlişkilendirmenin en çok vurgulanan alt boyutlardan biri matematiksel konu ve
kuralların farklı gösterimlerle ifade edilmesi ve temsillerin dönüştürülmesidir. Örneğin, 7. Sınıf Cebir
öğrenme alanında "Aralarında doğrusal ilişki bulunan iki değişkenden birinin diğerine bağlı olarak
nasıl değiştiğini tablo, grafik ve denklem ile ifade eder." Kazanımındaki açıklama buna örnektir. 2013
programındaki örnekler incelendiğinde, matematiğin diğer disiplinlerle ilişkilendirilmesinde genel
ifadeler kullanılması ilişkilendirmenin bu boyutunun yeterince önemsenmediğini göstermektedir.
Öğrencilere kavramların tarihsel gelişimleri hakkında bilgi verilmesinin öğrenme isteklerini artıracağı
ve matematiğe karşı olumlu tutum geliştirmelerine katkı sağlayacağı beklenmektedir. Matematik
tarihinden yararlanmak öğrencilerin matematik ve matematik dersine karşı olumlu bakış açısı
geliştirmeleri ve matematiği daha iyi anlamalarına fırsat sağlayacağı düşünülmektedir. Programda,
gerçek hayat ile ilişkilendirerek günlük hayat örneklerine yer verilmesi gerekliliği vurgulanmaktadır.
Ayrıca programda matematik öğretiminde gerçek yaşam durumları ile ilişkilendirmenin önemli
olduğuna sıkça dikkat çekilmesine rağmen konu ya da kazanım açısından örnekler verilmemiştir.
Örneğin, 8. Sınıf Cebir öğrenme alanına ait kazanım ve açıklamalarında yer ifadeler oldukça geneldir.
Matematiğin gerçek hayatla ilişkilendirmesinde, az örnekle sınırlandırılmamasının nedeninin günlük
hayatla matematiğin iç içe olması olabilir.

2017 PROGRAMI:

2017 yılından itibaren uygulamaya konulan ortaokul matematik öğretim programı genel amaçları
itibari ile 2013 programı ile benzer özellikler taşımakta ve aynı öğrenme alanlarını içermektedir. Her
sınıf kademesinde öğrenme alanlarına ilişkin kazanımlar tek tek verilerek öğretim yöntemleri ve
alternatif stratejilere yer verilmiştir. Yine ilişkilendirme öğrencilere kazandırılması gereken süreç
becerisi olarak ele alınmıştır. 2013 programında farklı olarak iletişim, akıl yürütme ve ilişkilendirme
becerilerinin yanına matematiksel modelleme becerisi de eklenmiştir. Ayrıca programda matematik
öğretiminde günlük hayatın önemi vurgulanmaktadır. Matematiğin hayatın içinde olduğu
unutulmamalıdır. Buna göre matematik ile diğer dersler arasında ilişkilendirme yapılmalıdır. Örneğin,
günlük hayatta karşılaşılan ekmek israfı, geri dönüşüm, sağlıklı ve planlı hayat, vergi bilinci, sosyal
güvenlik hak ve yükümlülükleri gibi Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler dersinde yer alan konulara dikkat
çekilmelidir. Burada günlük hayatla ilişkilendirme kadar diğer arası ilişkilendirme yapmanın da önemi
vurgulanmaktadır.

TARTIŞMA VE SONUÇ:

Cumhuriyet dönemi ortaokul matematik öğretim programlarında ilişkilendirmenin nasıl incelendiği bu


bölümde ele alınmıştır. Tarihsel olarak konular ise programda zamanla detaylandırılmıştır.
Programlar detaylandırıldıkça yapısal olarak benzemiştir. Örneğin, 1998 programı, 1990 programının
eksikliklerinin giderildiği programdır. 2017 programı ile 2013 programı arasında da bu benzerlik söz
konusudur. Programlar incelendiğinde, matematik öğretiminde ilişkilendirmenin önemi
vurgulanmaktadır. Tüm programlarda günlük hayatta karşılaşılan problemlerin kullanılmasının
gerektiği belirtilmiştir. Ancak 1926, 1931 ve 1938 programlarında ilişkilendirmeye yönelik net
ifadeler kullanılmamıştır. Programlar incelendiğinde, ilk olarak 1949 programında matematik
öğretiminin farklı disiplinlerle ilişkilendirilerek gerçekleştirilmesi ifadelerine rastlanılmıştır. Aynı ya
da benzer konuların öğretmenlerinin birlikte dersi planlamaları tavsiye edilir. 2005 programı
ilişkilendirmenin tam anlamıyla bir beceri olarak ele alındığı ilk programdır. 2005 programından
itibaren 2013 ve 2017 programlarında da ilişkilendirmeye aynı düzeyde önem verilmiştir. 2005, 2013
ve 2017 programlarında ilişkilendirme tüm boyutlarıyla bir temel süreç becerisi olarak ele alınmıştır.
Fakat 2005 programında 2013 ve 2017 programından farklı olarak ilişkilendirme hakkında bilgiler
içeren etkinliklere yer verilmiştir.

Sonuç olarak, Cumhuriyet dönemi matematik öğretim programlarında ilişkilendirmenin giderek daha
da çok vurgulandığı görülmektedir. 2005 programıyla birlikte ilişkilendirme kavramsal açıdan
açıklanmasına rağmen yeterli örneğe rastlanılmamıştır. 2018-2019 yılında uygulamaya girecek olan
Matematik Öğretiminde İlişkilendirme ve Matematiksel Modelleme gibi derslerin dâhil edilmesiyle
ilişkilendirmenin yapılacak öğretim programlarının yenilenmesinde önemli bir yere sahip olacağı
beklenmektedir. Lisans programlarında bu derslerin uygulanmasıyla birlikte öğretmenlerin
ilişkilendirmeyi daha etkin kullanabilecekleri söylenebilir. Buna göre hazırlanacak öğretim
programlarının güncellenmesinde ilişkilendirmenin yanı sıra öğretime de çeşitli etkinliklerle
katılmasının gerektiği vurgulanmaktadır.
KAYNAKÇA:

https://dergipark.org.tr/tr/pub/ijesim/issue/58537/825113

You might also like