Gen Aktarımının Prensipleri Genetik transformasyon aşaması;
i. Yabancı nükleik asit molekülünün hücreye girişi
ii. Genoma bağlanması
iii. Genin anlatımının yapılması
iv. Yavru döllere aktarımı
Aktarılacak DNA parçası;
i. Aktarılmak istenen genin promotor geni,
ii. Sadece gen aktarımı yapılan hücre ve dokuların
seçimi için seçici (markör) geni,
iii. Aktarılan genin bitkide ifade edilip edilmediği
anlamak için raportör genden oluşur. Gen Aktarım Sistemleri Bitkilere gen aktarımında kullanılan teknikler, hücre duvarından, plazma ve nükleus zarında geçebilecek ve hücreye zarar vermeyecek şekilde geliştirilmiştir.
A. Dolaylı gen aktarımı (A. tumefaciens ve A. rhizogens)
B. Doğrudan gen aktarımı
Gen Aktarım Sistemleri A. Dolaylı gen aktarımı (A. tumefaciens ve A. rhizogens)
Gen aktarımı iki çenekli bitki türüne başarıyla
yapılabilmektedir.
Tek çenekli bitki türünde çoğunlukla etkin değildir.
Gen Aktarım Sistemleri B. Doğrudan gen aktarımı – Kullanılan yöntemler
a. Mikro-enjeksiyon
b. Biyolistik (Partikül tabancası)
c. Protoplastlara gen aktarımı
i. Kimyasal yöntem
ii. Elektroporasyon Doğrudan Gen Aktarımı a. Mikroenjeksiyon
Doğrudan gen aktarımı yöntemleri arasında en kesin
biçimde hücrenin istenilen bölmesine DNA’nın enjekte edilmesini sağlayan mikro-enjeksiyon, kapiller mikropipetler yardımıyla ve mikroskop altında gerçekleştirilir. Mikro- enjeksiyonla protoplastlara, izole edilmiş hücrelere, kallus, meristemler, zigotik ve mikrospor türevli proembriyolar gibi çok hücreli dokulara DNA aktarımı mümkündür. a. Mikroenjeksiyon
Alıcı hücreler veya dokular sodyum alginat, agaroz
veya poli-L-lisin ile ya da kapiler sistem kullanılarak sabitlenir.DNA mikromanipülatör sistemine bağlı kapiler bir mikropipet aracılığı ile doğrudan hücrenin çekirdeğine aktarılır. a. Mikroenjeksiyon yönteminin avantajları
✦ Aktarılan DNA’nın miktarı optimize edilebilir.
✦ Ġstenilen hücreye DNA aktarılabilir. ✦ Ġstenilen hücre kısmına DNA aktarımı görsel olarak kontrol edilebilir. ✦ Mikrosporlar ya da birkaç hücreli proembriyolar gibi küçük boyutlu hedef dokular kullanılabilir. ✦ Zigotik embriyo kültürü ve mikro-enjeksiyon yöntemleri birlikte kullanılarak her bitki türüne gen aktarımı yapabilmek mümkün olabilir. a. Mikroenjeksiyon yöntemi b. Biyolistik (partikül bombardımanı)
Bu yöntemin esası, yüksek derecede hızlandırılmış mikro-
taşıyıcı adı verilen 1-2 µm çapındaki metal (çoğunlukla altın ya da tungsten) partiküller aracılığıyla, bir ateşleme mekanizmasından yararlanılarak DNA’nın hedef dokulara aktarılmasıdır b. Biyolistik (partikül bombardımanı)
Mikro-taşıyıcılar makro-taşıyıcı olarak adlandırılan
plastik bir silindir üzerinden hedef dokulara doğru bir helyum gazı basıncı ile hızlandırılır. Ateşleme gerek mikro-taşıyıcıların sürtünmesinden doğan sürüklenmeyi, gerekse yüksek basınçlı gaz şokundan doğabilecek hücre parçalanmasını ve sesi engellemek için vakum altında yapılır. Biyolistik: Gen aktarım frekansını etkileyen faktörler
1. Partikül hızlandırmada kullanılan helyum gazının basıncı:
Gaz hızlandırma tüpündeki helyum basıncı, mikro- partiküllerin hızının belirlenmesinde etkilidir. Partikülü hızlandırmak amacıyla, kullanılan dokunun özelliğine bağlı olarak 450 ile 2200 psi basınç uygulanır. Ancak, çoğu hücre tipi için optimal basınç 1000 psi olarak belirlenmiştir. Bu değerden daha yüksek basınçlarda hücrelerde yaralanma düzeyi artar ve gen aktarım frekansı düşer. Biyolistik: Gen aktarım frekansını etkileyen faktörler
2. Mikro-taşıyıcının boyutu, tipi ve sayısı: Tungsten partiküllerin
ortalama çapları µm olup, optimum boyut hedef hücrelerin çapı ile ilişkilidir. Ancak 1.0 µm çaplı partiküllerin, başarılı geçici ve stabil transformasyonlar için uygun olduğu saptanmıştır. Tungsten partiküllerinin kullanımının dezavantajları; düzensiz şekil ve boyutta olmaları, belli hücre tipleri için toksik etki göstermeleri ve DNA çökelmesi ile sonuçlanabilecek yüzey oksidasyonuna neden olmalarıdır. Uniform boyutta olan (1-3 µm) altın partikülleri ise tungstenden daha pahalı olmalarına karşın daha az toksik etkiye sahiplerdir. Biyolistik: Gen aktarım frekansını etkileyen faktörler
3. Makro-taşıyıcı ile hedef doku arasındaki uzaklık:
Maksimum etkinlikte transformasyon elde etmek için makro-taşıyıcı ile hedef doku arasındaki uzaklık (uçuş mesafesi) önemli bir parametredir. Her hücre tipi için bu mesafenin deneme yoluyla belirlenmesi gerekmekle birlikte, pek çok örnekte 10 mm’ lik uçuş mesafesi kullanılarak yüksek transformasyon frekansı elde edilmiştir. Biyolistik: Gen aktarım frekansını etkileyen faktörler
4. DNA’nın mikro-taşıyıcı partiküllere yapışması için
kullanılan spermidin ve CaCl2’ün konsantrasyonu. Biyolistik: Başlıca üstünlükleri 1. Kullanım kolaylığı,
2. Her ateşlemede mikro-taşıyıcıların birden fazla hücreye
ulaşabilmesi,
3. Mikro-taşıyıcılara bağlı genlerin biyolojik aktivitelerinin
bozulmaması,
4. Polen, hücre kültürleri, bitki organları, meristemler, kallus,
olgunlaşmamış embriyo, olgun embriyo parçaları, yaprak parçaları, mikrosporlar gibi çeşitli hedef dokulara uygulanabilmesi,
5. Mikro-taşıyıcıların derin hücre katmanlarına ulaşabilmesidir.
Biyolistik cihazı Biyolistik cihazı c. Kimyasal yöntem: PEG aracılığıyla transformasyon; d. Elektroporasyon yöntemi d. Elektroporasyon yöntemi Gen aktarımında yaygın olarak kullanılan yöntemlerin karşılaştırılması Gen aktarımında yaygın olarak kullanılan yöntemlerin karşılaştırılması