You are on page 1of 21

ÇOKLU ORTAM TASARIM

Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

İLKELERi

• Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri


• 1.İlke: Tutarlılık
İÇİNDEKİLER

• 2.İlke: Dikkat Çekme


• 3.İlke: Gereksizlik ÇOKLU ORTAM
• 4.İlke: Konumsal Yakınlık UYGULAMALARI
• 5.İlke: Zamansal Yakınlık
• 6.İlke: Parçalara Bölme Prof. Dr. Yüksel ÖKTAŞ
• 7.İlke: Ön Alıştırma
• 8.İlke: Sıraya Koyma
• 9.İlke Bireyselleştirme
• 10.İlke: Ses

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Bu


üniteyi çalıştıktan sonra;
• Çoklu ortam tasarım ilkelerinden;
HEDEFLER

• Tutarlılık
• Dikkat Çekme
• Gereksizlik
• Konumsal Yakınlık
• Zamansal Yakınlık
• Parçalara Bölme
• Ön Alıştırma
• Sıraya Koyma
• Bireyselleştirme
• Ses İlkesini öğrenebileceksiniz.
• Çoklu ortam tasarımı ilkelerinin nasıl
kullanılacağını örnekleriyle birlikte ÜNİTE
anlayabileceksiniz.

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
3
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 1
Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

1.İlke: Tutarlılık

2.İlke: Dikkat Çekme

3.İlke: Gereksizlik
ÇOKLU ORTAM TASARIM İLKELERİ

4.İlke: Konumsal Yakınlık

5.İlke: Zamansal Yakınlık

6. İlke:Parçalara Bölme

7.İlke:Ön Alıştırma

8.İlke:Sıraya Koyma

9.İlke:Bireyselleştirme İlkesi

10.İlke:Ses İlkesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

GİRİŞ
Belli ölçüt ve kurallara uygun olarak hazırlanmayan, hızlı bir şekilde
sunulan, karmaşık bilgiler içeren çoklu ortamlar; zihinde aşırı yüklenmeye neden
olmakta ve öğrenmeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum kişinin bilişsel
kapasitesinin üzerinde işlem yapmasına neden olmaktadır. Bu sorunları azaltmak
ve daha etkili tasarımlar ortaya çıkarmak için bu konuda yapılan araştırma
bulgularından yola çıkan Mayer, teknoloji tabanlı çoklu ortam tasarımına yol
gösterici 10 ilkeden söz etmektedir. Bunlar; tutarlılık, dikkat çekme, gereksizlik,
konumsal yakınlık, zamansal yakınlık, parçalara bölme, ön alıştırma, sıraya koyma,
bireyselleştirme ve ses olarak sıralanabilir.
Tasarlanacak çoklu ortamlar bu ilkelere göre oluşturulmalıdır. Bu sayede
daha etkili ve verimli bir hâle gelebileceği ifade edilebilir. Bu ilkelere dikkat
edilmediğinde bazı olumsuz sonuçlar kaçınılmaz olmaktadır. Örneğin tutarlılık
ilkesi; tasarlanan çoklu ortam materyalinde gereksiz görsel ve işitsel ögelerin yer
almaması gerektiğini ifade eder. Nitekim fazladan yer verilen bu ögeler kullanıcıları
olumsuz etkilemekte ve dikkat dağıtmaktadır. Öte yandan diğer bir ilke ise dikkat
çekmedir. Bu ilkede de kullanıcının daha kolay odaklanabilmesi için dikkat çekmeyi
sağlayıcı işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Bir metinde vurgulanmak istenen kelimelerin koyu, altı çizili veya italik
yapılması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu sayede vurgulanmak istenen kelime,
diğer kelimelerden ayrılacak, ayrıca kullanıcının zihninde yer bulması daha da
kolaylaşacaktır. Görüldüğü üzere ifade edilen ilkeler, tasarlanacak çoklu ortam
materyalinin kullanıcı tarafından daha iyi anlaşılmasına, etkili ve verimli bir hâle
gelmesine olanak tanımaktadır. Çoklu ortam tasarımında dikkat edilmesi gereken
ilkelerden biri olan gereksizlik ise isminden de anlaşılacağı üzere tasarımda gerekli
olmayan unsurların bulunmaması demektir ve diğer ilkelerle ilişkilidir.
Konumsal yakınlık ilkesi sunulan ilgili materyallerin konum olarak birbirine
yakınlığını ifade etmektedir. Öte yandan zamansal yakınlık ilgili ögelerin eş zamanlı
olarak sunulması anlamına gelmektedir. Konumsal yakınlık ilkesinde ögelerin
birbirine yakınlığı söz konusu iken; zamansal yakınlıkta aynı anda içeriklerin
sunulmasına dikkat edilmektedir. Ünite kapsamında ele alınan çoklu ortam
tasarımı ilkelerine (tutarlılık, dikkat çekme, gereksizlik, konumsal yakınlık, zamansal
Tutarlılık ilkesine dikkat
edilmediği durumlarda yakınlık, parçalara bölme, ön alıştırma, sıraya koyma, bireyselleştirme ve ses) ilişkin
kullanıcının dikkati dağılır detaylar devam eden sayfalarda yer almaktadır.
ve dolayısıyla odaklanma
zorlaşır.
1.İlke: Tutarlılık
Konu dışında yer alan görsel ve işitsel ögelerin çoklu ortam materyaline
dâhil edilmesi, kullanıcıların dikkatinin dağılmasına sebep olur ve odaklanmayı
zorlaştırır. Tutarlılık ilkesine dikkat edilmediği durumlarda kullanıcının dikkati
dağılır ve dolayısıyla odaklanma zorlaşır. Bu sebeple kullanıcı bilgiyi organize
etmede sorunlar yaşayabilir. Bilginin kolay biçimde organize edilmesi, dikkatin
dağılmaması ve odaklanmanın kolaylıkla sağlanabilmesi için tutarlılık ilkesine dikkat
edilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Şekil 3.1. Tutarlılık prensibine uygun olmayan

Şekil 3.1’de ifade edilen örnekte tutarlılık ilkesine aykırı bir durum söz
konusudur. Nitekim görseli gören kişi buradaki nesnenin elma olduğu zaten
bilecektir. Bu nedenle altına “elma” ifadesinin de yazılması görsel kalabalığın
oluşmasına yani bilişsel yükün artmasına neden olacaktır. Bunun yerine sadece
İngilizce karşılığı olan “apple” ifadesinin kullanılması daha doğrudur. Hem apple,
Tutarlılık ilkesine dikkat
edilmemesi, görsel elma ifadelerinin kullanılması hem de görsel ile desteklenmesi tutarlılık ilkesine
kalabalığın oluşmasına ve aykırı bir durumdur.
bilişsel yükün artmasına
Yeni bilgiyle var olan bilgi arasında iletişimin kurulabilmesi için verilen
sebep olur.
içerikteki konu ile ilgili olmayan ögeler çıkartılmalıdır. Tutarlılık prensibi bu
noktada devreye girmektedir. Konu dışına sapmaların olmaması, kullanıcıların
dikkatinin dağılmaması ve bilgi transferinin kaliteli bir şekilde sağlanması için bu
prensibe uygun çoklu ortam ürünleri geliştirilmelidir. Kısacası asıl amaç, dikkati
dağıtacak yabancı ögeleri ortadan kaldırarak temel ögeler üzerine odaklanmanın
sağlanması ve odaklanmanın kolaylaştırılmasıdır.
Örnek

•Tutarlılık örneği Şekil 3.2'de sunulmuştur.

Şekil 3.2. Tutarlılık prensibine uygun

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Şekil 3.2’de sunulan örnek Şekil 3.1 ile karşılaştırıldığında tutarlılık ilkesine
daha uygun olduğu görülmektedir. Nitekim aynı kelimenin hem İngilizce hem
Türkçe karşılığı verilmemiştir. Kullanıcının Türkçe bilgisine sahip olduğu bilindiği için
sadece İngilizcesi kullanılmış ve dikkatin dağılması engellenmiştir.

2.İlke: Dikkat Çekme


Görsel tasarlarken daha etkili ve verimli bir şekilde istenileni
gerçekleştirebilmesi ve odaklanmanın sağlanması için dikkat çekmeyi sağlayıcı
işlemler yapılır. Konu dışı işlemlerin azaltılması için dikkat çekici unsurlar
kullanılmalıdır. Tasarım oluşturulurken önemli görülen metin ve görsellere
vurgulama yapılarak kalıcılığın artırılması sağlanır. Kullanılan unsurlar yeni bir bilgi
kazandırmaz, sadece sunulan bilginin kalıcılığını artırır.
Oluşturulan içerikte önemli bilgilere vurgu yapmak ve dikkat çekmeyi
sağlamak için birçok ipucu mevcuttur. Uygulanacak ipuçları görsel ve yazılı
içeriklere göre değişmektedir. Grafik veya şekillerde yapılacak olan vurgulama; ok
işareti, renklendirme vb. şekilde gerçekleştirilebilir. Metindeyse koyu, italik, altı
çizili vb. şekilde verilerek dikkat çekme sağlanabilir. Öğrencinin konu ile ilgili ön
İçerikte yer alan önemli
sözcük ve resimler bilgisinin olmadığı, öğrenilecek konunun karmaşık olduğu durumlarda bu ilke
vurgulandığında öğrenme kullanılabilir.
daha kaliteli olur.

İçerikte yer alan önemli sözcük ve resimler vurgulandığında mesaj daha


etkili olarak karşı tarafa iletilmiş olur.

Şekil 3.3. Cümlede vurgulama

Şekil 3.3’te görüldüğü gibi önemli sözcükler koyu kalın yazıldığında


vurgulama çok açıktır. Vurgulama yapılan yerler kullanıcının daha çok dikkatini
çeker. Dikkat çekilmek istenen kısımların bir şekilde farklılaştırılması
gerekmektedir. Puntoları büyüterek, kalın-italik-altı çizili yaparak veya yazının
rengini değiştirerek bunun yapılması mümkündür. Önemli olan, dikkat çekmek
istenen bölümlerin farklılaştırılmasıdır. Buradaki asıl amaç beynin farklı olan
noktaya odaklanarak, o kısmı daha çabuk öğrenmesini sağlamaktır. Yeni bir bilgi
sunmaktan ziyade bilginin daha hızlı kazandırılmasını sağlayan bir ilkedir.
Örneğin; Şekil 3.3’e ilk bakıldığında “sözcük ve resimler” ifadesi dikkat
çekmektedir. Burada vurgulama olmadığı durumda kullanıcı cümleyi başta sona
okuyacaktı ve çıkarması gereken anlamı zihninde yapılandıracaktı. Fakat örnekte
görüldüğü üzere bu işlemde bilgi, kullanıcıya daha kolay bir hâlde sunulmaktadır.
Öte yandan “sözcük ve resimler” ifadesinin koyu hâlde sunulduğu ve sunulmadığı
durumlar düşünüldüğünde yeni bir bilginin eklenmediği açık bir şekilde
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dikkat çekme ilkesinin yeni bir bilgi öğretmekten
ziyade bilgilerin zihinde daha kolay organize edilmesine katkıda bulunduğu ifade
edilebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Şekil 3.4. Görsellerde Vurgulama

Birden fazla ögenin bulunduğu görselde asıl dikkat çekilmesi gereken nokta,
oklar yardımıyla gösterilebilir. Nitekim bu durum Şekil 3.4’te mevcuttur. Görüldüğü
üzere bir sözcüğün farklı yazılmasından ziyade, hâlihazırdaki bir görselin üzerinde
dikkat çekilmek istenen nokta bir ok yardımıyla işaretlenmiştir. Bu sayede kullanıcı,
görselin tüm kısımlarını incelemekten kurtulmuş sadece kendi ihtiyacına hitap eden
noktayla daha kolay muhatap olmuştur. Öte yandan görsele zıt bir renk olan kırmızı
renk kullanılarak bu durum desteklenmiştir.

3.İlke: Gereksizlik
Kullanıcıya konuyla ilgili olan fakat gereksiz olarak görülen ek bilgilerin
yüklenmesi, asıl anlatılmak istenen kısımların kullanıcı tarafından
algılanamamasına yol açabilir. Bu olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için gereksizlik
ilkesine dikkat edilmesi gerekmektedir.
Gereksizlik oluşturan birçok durum vardır. Örneğin; metin ile sunulan bilgiyi,
eşzaman bir şekilde sesli olarak vermek gereksizdir. Bu aktarma biçimlerinden
birinin ortadan kaldırılması ürünü daha etkili kılar. Gereksizlik ilkesi ile tutarlılık
ilkesinin birbiriyle ilişkili olduğu düşünülebilir.

Gereksizlik ilkesi ile Kullanıcıya bilgi aktarımı birden fazla yolla gerçekleştirilebilir. Hem görseller
tutarlılık ilkesinin kullanıp hem de seslendirilmiş metin sunularak, görsel ve işitsel kanalla
birbiriyle ilişkili olduğu kullanıcılara uygun içerik oluşturulmuş olur. Fakat görsel, ses ve metin bir araya
düşünülebilir. gelirse süreç zorlaşır.

Bilgisayarın tüm iç ve dış


donanım birimlerinin üzerindeki
bağlantı portlarına bağlandığı,
üzerinde elektronik devre
elemanlarının bulunduğu
bilgisayarın en temel parçasıdır.
Şekil 3.5. Bilginin Üç Yolla Transferi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Şekil 3.5’te görüldüğü üzere ana kart; görsel, işitsel ve metinsel olarak ifade
edilmiştir. Aynı anda metin ve metnin seslendirilmesi öğrenmeyi olumsuz yönde
etkilemektedir. Bu sebeple bilgi sunulurken resim ve seslendirme aracılığıyla veya
resim ve metinle verilerek gereksiz ögeler ortadan kaldırılıp daha kaliteli öğrenme
sağlanabilir. Daha kaliteli bir öğrenme için resim ve seslendirme ya da resim ve
metin birlikteliği gibi gereksiz ögeler ortadan kaldırılmalıdır.

4.İlke: Konumsal Yakınlık


Birbiriyle ilişkili olan görsel ögeler ve sözcüklerin birbirine uzak değil yakın
olması gerekmektedir. Bu şekilde öğrenme daha iyi gerçekleşmiş olur. Çünkü zihin,
yakın olan ögeleri birlikte algılama eğilimindedir. Birbiriyle ilişkili olan ögelerin yakın
biçimde konumlandırılması, daha kolay bir biçimde öğrenmenin gerçekleşmesini
sağlayabilir. Konumsal yakınlığa aykırı bir örnek olarak Şekil 3.6 incelenebilir.

Birbiriyle ilişkili olan


görsel ögeler ve
sözcüklerin birbirine uzak
değil yakın olması
gerekmektedir.

Şekil 3.6. Uzamsal Yakınlık Prensibiyle Uymayan Tasarım

Şekil 3.6 uzamsal yakınlık ilkesine uygun olmayan bir tasarımdır.


Sözcüklerin resimlere yakın olması gerekmektedir. Fakat bu şekilde ram ile
ekran kartı, harddisk ile ağ kartı birbirine karışmaktadır. Tasarımın uzamsal yakınlık
ilkesine göre uygun hâle getirilmesi için birbiriyle ilişkili ögeler birbirine yakın
olmalıdır.
Kullanıcı Şekil 3.6’daki görsele ilk baktığında büyük olasılıkla sol alttaki
görselin ram ve sağ alttaki görselin harddisk olduğunu zannedecektir. Daha
sonrasında ise ekran kartı ve ağ kartı yazılarına herhangi bir anlam veremeyecektir.
Bu durum, zihnin yakın olan ögeleri birlikte algılama eğiliminde olmasından
kaynaklanmaktadır. Bu görsel ile karşılaşan bir öğrencinin yanlış bir öğrenme süreci
geçirmesi muhtemeldir ve bu durumun görsel tasarım ilkelerinden konumsal
yakınlık ilkesine uyulmadığı için ortaya çıktığı iddia edilebilir. Konumsal yakınlık
ilkesine daha uygun bir görsel olarak Şekil 3.7 incelenebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Şekil 3.7. Uzamsal Yakınlık Prensibine Uyan Tasarım

Şekil 3.7 incelendiğinde ise sözcükler ile ilgili resimlerin birbiriyle ilişkisi
anlaşılmaktadır. Resim ve sözcüklerin birbirine yakın olarak verilmesi, ilişki kurmayı
kolaylaştırır. Öğrenci resim ve sözcüğü birlikte kodlayarak bilgiyi geri çağırabilir.
Fakat bu ilkeye uyulmadığında ilişki kurmak zorlaşır, bilgiler birlikte
tutulmadığı için bilginin hatırlanması zorlanmış olur.
Şekil 3.7’de görüldüğü üzere görselde yer alan donanım parçalarının yanında
isimleri bulunmaktadır. Bu durumda kullanıcı; sol üstte yer alan parçanın ram, sağ
Kullanıcı birbiriyle ilişkili üstte yer alan parçanın hard disk, sol altta yer alan parçanın ekran kartı, sağ altta
olan metin veya görsel yer alan parçanın ise ağ kartı olduğunu anlayacaktır.
unsurların birlikte
Şekil 3.6 ile karşılaştırıldığında konumsal yakınlık ilkesinin öğrenmedeki
sunulmasıyla istenileni
daha iyi anlar. önemi ortaya çıkmaktadır. Nitekim Şekil 3.6’da yer alan görsellerin ne olduğu
hakkında fikir sahibi olamazken; Şekil 3.7’de hangi metnin hangi görsele ait olduğu
net bir şekilde anlaşılabilmektedir.

5.İlke: Zamansal Yakınlık


Kullanıcı birbiriyle ilişkili olan metin veya görsel unsurların birlikte
sunulmasıyla istenileni daha iyi anlar. Sunum oluştururken ilk sayfasında kavrama
ait görselin kullanılıp, sonraki sayfada kavramın açıklanması anlaşılırlığı zorlaştırır.
Çünkü kullanıcı, görseli ve açıklama metnini ayrı ayrı şekilde zihnine kaydetmeye
çalışır. Fakat birbirleriyle ilişkili görsel ve metinlerin bir ekran veya sayfada birlikte
verilmesi öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. Bu nedenle çoklu ortam tasarımında aynı
ögeye ilişkin görsel ve metin içeriğinin aynı anda sunulması büyük önem taşır.
Görsel ve metin birlikte sunularak öğrenmenin daha kolay oluşması
sağlanmaktadır.
Zamansal yakınlık ilkesi ile konumsal yakınlık ilkesi birbirinden farklıdır ve
karıştırılmaması gerekmektedir. Konumsal yakınlıkta bir ögeye ilişkin görsel ve
metnin birbirine yakın olması; zamansal yakınlıkta ise aynI anda sunulması
vurgulanmaktadır. Birinde ön plana çıkan ve odak noktası olan konum iken
diğerinde eş zamanlı sunumdur. Bu nedenle zamansal ve konumsal yakınlık
ilkelerinin her ikisinde de yakınlık söz konusu olsa da bu iki kavram birbirinden farklı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

ve çoklu ortam tasarımı için önemli ilkelerden olarak ele alınabilir.

Şekil 3.8. Zamansal Yakınlık İlkesine Uymayan

Şekil 3.8’de ilk sayfada Ayasofya Müzesi’nin resminin ve ikinci sayfada ise
Ayasofya Müzesi’yle ilgili açıklamaların yer alması, zamansal yakınlık ilkesiyle
uyuşmayan bir yapı oluşturmaktadır. Kullanıcılar, bu şekilde birbiriyle ilişkili
Konumsal yakınlıkta bir ögelerin farklı yerlerde verilmesi sebebiyle ilişkili ögeler arasında zihinlerinde
ögeye ilişkin görsel ve bağlantı kurmakta zorlanırlar. İlk sayfada sadece fotoğraf sunulmasının ardından,
metinin birbirine yakın ikinci sayfada ilgili bilginin verilmesi sonucunda zihinde yeterli eşleşmeyi
olması; zamansal sağlayamayabilir. Bu nedenle Şekil 3.8’de bulunan örnekte zamansal yakınlığa, yani
yakınlıkta ise aynı anda
ilgili görsel ve metinin aynı anda verilmesi ilkesine uyulmadığı göze çarpmaktadır.
sunulması önemlidir.
Fakat Şekil 3.8 incelendiğinde bu durumun daha farklı olduğu ve zamansal yakınlık,
yani ilgili görsel ve metinin aynı anda verilmesi ilkesine uyulduğu gözlenmektedir.

Şekil 3.9. Zamansal Yakınlık İlkesine Uygun

Şekil 3.8’de verilen yanlış örnek Şekil 3.9’da zamansal yakınlık ilkesine uygun
hâlde verilmiştir. Birbiriyle ilgili ögelerin aynı anda aynı sayfada verilmesi,
öğrenmeyi etkili kılar ve zihinsel süreçlerde ögelerin bir arada tutulmasını sağlar.
Şekil 3.9’daki örnekte de görüldüğü üzere, öğretilmek istenen konuya ilişkin görsel
ve metnin birlikte verilmesi, zihindeki eşleşmenin daha kolay olmasını
sağlamaktadır. Görsel ve metinsel ögeler aynı anda (aynı sayfada-slaytta) sunularak
otomatik bir zihinsel eşleşmenin olması hedeflenmiştir. Bu şekilde öğrenmenin
daha etkili ve verimli olması sağlanmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

6. İlke:Parçalara Bölme
Karmaşık bir yapı anlatılırken kullanıcıların verilen bilgileri bellekte sınırlı
süre içerisinde işleyip, anlamlandırarak kalıcı olarak öğrenmesi istendiğinde bilişsel
yük meydana gelmektedir. Bu durumun önüne geçmek için öncelikle iki temel
unsura dikkat edilmelidir. Bu unsurlar parçalara bölme ve bu ilkeyle ilişkili olarak
bireysel hız ilkesi olarak ele alınabilir.
Uzun ve fazla bilgi içeren konuların birbiriyle bağlantılı ve anlamlı parçalara
bölünmesi; kullanıcının bir bölümü zihninde organize edip, anlamlı bir yapıya
dönüştürdükten sonra diğer bölüme geçmesi anlaşılırlığı kolaylaştıracaktır.
Konunun bu şekilde parçalara bölünmesi, aktarılacak bilginin basitleştirilmesi ya da
kısaltılması anlamına gelmemektedir. Kendi içinde anlamlı parçalar
Uzun ve fazla bilgi içeren
konular, birbiriyle birleştirildiğinde konunun tamamını kapsayacak nitelikte olmalıdır. Bu nedenle
bağlantılı ve anlamlı çoklu ortam materyali tasarlarken bağlantılı ve anlamlı parçalara bölünmesi,
parçalara bölünmelidir. kullanıcının daha etkili bir şekilde öğrenmesini sağlamaktadır. Nitekim zihnin aynı
anda öğrenebileceği bilgi sınırlı durumdadır. Parçalara bölme ilkesinden
faydalanarak öğrenme durumları parçalara ayrılabilir ve bilginin daha kolay
organize edilmesi sağlanabilir.
Bireysel hız ilkesine göre her bireyin öğrenme hızı farklıdır. Dolayısıyla
anlatılan bir konunun kullanıcıların hepsi tarafından, aynı anda anlaşılması
beklenemez. Kullanıcı aktarılan bilgiyi uzun süreli belleğe kaydettikten sonra diğer
bilgiyi almalıdır. Parçalara bölünmüş ve zaman kısıtlaması olmayan çoklu ortamda
bilişsel yük de azaltılmış olacaktır.
Mesela bir mobilyanın kurulum aşamalarını animasyon olarak hazırlarken,
aşamalara ayrılmış her bir adım, bir ekranda görünecek şekilde hazırlanmalıdır. Bu
sayede parçalara ayrılmış ve süre kısıtlaması olmayan bilginin bilişsel yük azaltılarak
öğrenmesi gerçekleştirilir. Kişinin kendi öğrenmesini tamamladıktan sonra diğer
aramaya geçişte İLERİ komutunu kullanmasına imkân vermelidir.

İLERİ

Şekil 3.10. Mobilya Kurulum Animasyonu İlk Sayfa Görüntüsü

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Şekil 3.10’da sunulan örnekteki animasyon, parçalara bölme ilkesinden


hareketle hazırlanmıştır. Bu animasyonun beş adımdan oluştuğunu varsayalım.
Animasyonu tek seferde izlediğinizde adımlarını unutma ihtimaliniz yüksek
olacaktır. Fakat sunulan beş adımdan ilkini öğrenene kadar izlediğinizde ve her
adım için aynı işlemi yaptığınızda mobilya kurulum işlemini daha iyi öğrendiğinizi
fark edebilirsiniz. Sağ alt kısımda ileri tuşu bulunmaktadır. Butonlar yardımıyla
kendi durumunuzu ve bireysel hızınızı düzenleyebilirsiniz. Bu sayede tek seferde
öğrenmesi zor olabilecek karmaşık yapıdaki bir işlem, parçalara bölünmüş biçimde
öğrenilmiş olacaktır. Nitekim karmaşık bir yapı anlatılırken kullanıcı zihni, sınırlı bir
belleğe sahip olduğu için tüm bilgiyi öğrenemeyebilir. Dolayısıyla bu bilgi anlamlı
ve ilişkili parçalara bölünmelidir.

7.İlke:Ön Alıştırma
Ön alıştırma ilkesi, bir konunun öğrenilmesi için o konu içerisinde geçen
kavramların ve terimlerin önceden bilinmesi gerektiğini belirtir. Daha önceden
bilinmeyen ya da unutulan bilgiler, anlatılmak istenen konunun içerisinde geçerse
ve kullanıcı zihninde bu bilgileri derleyip anlamlandıramazsa bu durum bilişsel yük
miktarında artış meydana getirecektir.
Ön alıştırma ilkesi, bir Mesela melez bir rüzgâr tribününün rüzgâr durduğunda bile nasıl elektrik
konunun öğrenilmesi için ürettiğini anlatan bir animasyon görseli hazırlanmak isteniyor. Aşağıdaki şekilde
o konu içerisinde geçen
ekran görüntüsü verilen animasyonda yapıyı oluşturan her bir parçanın ne olduğu,
kavramların ve terimlerin
önceden bilinmesi ne işe yaradığı veya nasıl çalıştığı gibi konularda kullanıcının açıklama metnine
gerektiğini belirtir. ulaşabileceği bir bağlantı eklenebilir.
Bu sayede kullanıcı, fareyle seçtiği parçanın “Açıklamayı Göster” butonuna
tıklayarak ilgili açıklama bölümüne erişir. Daha sonra bütünü oluşturan parçaları
öğrenip konuyu daha iyi kavrar. Anlamlandıramadığı parçaların oluşturduğu
mekanizmayı öğrenmeye çalışmak, zihinde aşırı yük birikimine sebep olur.

Göster

Şekil 3.11. Rüzgâr Tribünü Parçaları ve Çalışma Mantığı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

8.İlke:Sıraya Koyma
İkili kodlama kuramına dayandırılan bu ilke, bilginin hem görsel hem de
işitsel kanallarla sunulmasının aşırı bilişsel yüklenmenin önüne geçeceğini
belirtmektedir. Yapılan araştırmalara göre görsel ve işitsel olarak gelen bilgilerin
her biri aynı anda farklı kanallarda işlenebilmektedir.
Yani yazı ve görselin birlikte sunulup hepsinin görsel kanalda işlenmesini
Sıraya koyma ilkesi; beklemek bellekte aşırı yük birikmesine sebep olur. Bunun yerine görsel ve sesin
bilginin hem görsel hem birlikte sunularak her iki kanalın kullanılması hem yükü azaltır hem de aynı anda
de işitsel kanallarla
çok daha fazla bilginin işlenebilmesine olanak tanıyarak etkili öğrenmenin
sunulmasının aşırı bilişsel
yüklenmenin önüne gerçekleşmesine vesile olur.
geçeceğini belirtir. Bir içerik ve açıklaması görsel ve yazılı olarak aynı anda sunulduğunda
kullanıcı görsel ve metin arasında sürekli git gel yapmak zorunda kalacaktır. Bu
yöntem hem konunun belli ayrıntılarının kaçırılmasına sebep olacak hem de
kullanıcının fazla çaba harcayıp zihinsel olarak yorulmasına yol açacaktır.
Görsel ve yazının birbirine yakın şekilde ve birlikte sunulmasının öğrenmeyi
kolaylaştırdığını belirten uzamsal yakınlık ilkesine karşı çıkan bir ilke olarak
düşünülmemelidir. Zira bu ilke, her durumda ve her içerikte uygulanamaz. İlkenin
uygulanabilmesi için öncelikle kullanılacak çoklu ortam cihazının bunu
desteklemesi gerekir. Bunun yanında sesli açıklama gerektirmeyen bir içerik için
ortama ses eklenmesi hem gereksiz olacaktır hem de bellekte bilgi yükünü
artırarak zorlanmaya sebep olacaktır.
Aşağıdaki şekilde yurtdışındaki insanlar için İngilizce dilinde hazırlanan
Anadolu’nun tanıtımı filminde; altyazı yerine arka planda sesli anlatım kullanılması,
izleyenlerin ayrıntıları kaçırmadan ve bellekte aşırı yük birikimi olmadan bilgi sahibi
olmalarını sağlamaktadır.

Video Kaynağı:
https://www.youtube
.com/watch?v=FdsKn
3v33o8

Şekil 3.12. İngilizce seslendirilmiş Anadolu tanıtım filmi ekran görüntüsü

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

9.İlke:Bireyselleştirme İlkesi
Bu ilkeye göre kullanıcıların farklılıkları her daim göz önünde
bulundurulmalıdır. Bilgi sunulduktan sonra onu işleyebilmesi için öğrenene
yeterince zaman verilmeli, kontrol öğrenende olmalıdır. Anlatımlarda resmiyetten
uzak, yalın ve samimi bir dil kullanılması, kullanıcıların performansını olumlu
anlamda etkilemekte ayrıca motivasyonlarını artırmaktadır. Üstelik bu durum
yapılmış bir çalışmanın sonucuyla desteklenmektedir. Moreno ve Mayer eğitimsel
bir oyunun sohbet stiline ve resmî bir stile sahip olan iki versiyonu karşılaştırmıştır.
Bu karşılaştırmanın sonucu, sohbet stiline sahip olan oyunun daha iyi öğrenme
deneyimi sağladığını ortaya koymuştur. Yani günlük dilin kullanıldığı ortamların,
akademik dil kullanılan ortamlara göre öğrenme açısından daha iyi olduğu sonucu
ortaya çıkmıştır.

10.İlke:Ses İlkesi
Bu ilkeye göre sohbet tınısındaki bir insan sesinin öğretici kaynak olduğu bir
ortam, bir makine sesine göre öğretime daha fazla hizmet eder. Ayrıca Mass ve
Brave tarafından yapılan bir çalışma, insan sesinin özelliklerinin öğrenenler
üzerinde güçlü bir etki oluşturabileceğini ortaya koymuştur. Yani öğrenme, sözlü
anlatımın insan sesi ile verilmesi durumunda makine sesi ile verilmesine göre daha
etkili olur.
 Tasarım aşamasında kullanılacak sesin insan sesi olması öğrenmeyi
kolaylaştırır.
 Kullanılan sesin amaca uygun olması gerekir.
 Tasarım aşamasında her metnin seslendirilmemesi gerekir.
 Tasarım aşamasında arka fon müziği kullanılacaksa kullanılan müziğin
rahatsız edici olmaması gerekir.
 Tasarım aşamasında kullanılacak olan sesin vurgu ve tonlamasına dikkat
edilmesi gerekir.
• Tutarlılık
• Dikkat Çekme
• Gereksizlik
SONUÇ
• Konumsal Yakınlık Sonuç olarak etkili, verimli ve hoşa giden çoklu ortam ürünlerinin
• Zamansal Yakınlık geliştirilebilmesi için yukarıda bahsedilen tasarım ilkelerini dikkate almak gerekir.
• Parçalara Bölme
Bu ilkeler geliştirilecek ürün ve şartlara göre değişebilir. Onun için esnek yapıda
• Ön Alıştırma
• Sıraya Koyma düşünülmelidir. Örneğin; her içerikte ses bulunmayabilir veya sadece ses – metin –
• Bireyselleştirme görsel bulunan içeriklerin tasarlanması gerekebilir. Bu nedenle aşağıda sıralanan
• Ses İlkesi ilkeleri organize bir şekilde göz önünde bulundurarak çoklu ortam tasarımı
yapılmalıdır.
Ele alınan ilk ilke tutarlık ilkesidir. Konu dışında yer alan görsel ve işitsel
ögelerin çoklu ortam materyaline dâhil edilmesi, kullanıcıların dikkatinin
dağılmasına sebep olur ve odaklanmayı zorlaştırır. Tutarlılık ilkesine dikkat
edilmediği durumlarda kullanıcının dikkati dağılır ve dolayısıyla odaklanma
zorlaşır. Bu sebeple kullanıcı bilgiyi organize etmede sorunlar yaşayabilir. Bilginin
kolay biçimde organize edilmesi, dikkatin dağılmaması ve odaklanmanın kolaylıkla

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

sağlanabilmesi için tutarlılık ilkesine dikkat edilmelidir.


Yeni bilgiyle var olan bilgi arasında iletişimin kurulabilmesi için verilen
içerikteki konu ile ilgili olmayan ögeler çıkartılmalıdır. Tutarlılık prensibi bu
noktada devreye girmektedir. Konu dışına sapmaların olmaması, kullanıcıların
dikkatinin dağılmaması ve bilgi transferinin kaliteli sağlanması için bu prensibe
uygun çoklu ortam ürünleri geliştirilmelidir. Kısacası asıl amaç, dikkati dağıtacak
yabancı ögeleri ortadan kaldırarak temel ögeler üzerine odaklanmanın sağlanması
ve odaklanmanın kolaylaştırılmasıdır.
İkinci ilke dikkat çekme ilkesidir. Görsel tasarlarken daha etkili ve verimli bir
şekilde istenileni gerçekleştirebilmesi ve odaklanmanın sağlanması için dikkat
çekmeyi sağlayıcı işlemler yapılır. Konu dışı işlemlerin azaltılması için dikkat çekici
unsurlar kullanılmalıdır. Tasarım oluşturulurken önemli görülen metin ve
görsellere vurgulama yapılarak kalıcılığın artırılması sağlanır. Kullanılan unsurlar
yeni bir bilgi kazandırmaz, sadece sunulan bilginin kalıcılığını artırır.
Oluşturulan içerikte önemli bilgilere vurgu yapmak ve dikkat çekmeyi
sağlamak için birçok ipucu mevcuttur. Uygulanacak ipuçları görsel ve yazılı
içeriklere göre değişmektedir. Grafik veya şekillerde yapılacak olan vurgulama; ok
işareti, renklendirme vb. şekilde gerçekleştirilebilir. Metindeyse koyu, italik, altı
çizili vb. şekilde verilerek dikkat çekme sağlanabilir. Öğrencinin konu ile ilgili ön
Birbiriyle ilişkili olan bilgisinin olmadığı, öğrenilecek konunun karmaşık olduğu durumlarda bu ilke
görsel ögeler ve kullanılabilir.
sözcüklerin birbirine uzak
Üçüncü ilke gereksizlik ilkesidir. Kullanıcıya konuyla ilgili olan fakat gereksiz
değil yakın olması
gerekmektedir. olarak görülen ek bilgilerin yüklenmesi, asıl anlatılmak istenen kısımların kullanıcı
tarafından algılanamamasına yol açabilir. Bu olumsuz etkiyi ortadan kaldırmak için
gereksizlik ilkesine dikkat edilmesi gerekmektedir. Gereksizlik oluşturan birçok
durum vardır. Örneğin; metin ile sunulan bilgiyi, eşzaman bir şekilde sesli olarak
vermek gereksizdir. Bu aktarma biçimlerinden birinin ortadan kaldırılması ürünü
daha etkili kılar. Gereksizlik ilkesi ile tutarlılık ilkesinin birbiriyle ilişkili olduğu
düşünülebilir.
Dördüncü ilke konumsal yakınlık ilkesidir. Birbiriyle ilişkili olan görsel ögeler
ve sözcüklerin birbirine uzak değil yakın olması gerekmektedir. Bu şekilde öğrenme
daha iyi gerçekleşmiş olur. Çünkü zihin, yakın olan ögeleri birlikte algılama
eğilimindedir. Birbiriyle ilişkili olan ögelerin yakın biçimde konumlandırılması daha
kolay bir biçimde öğrenmenin gerçekleşmesini sağlayabilir.
Beşinci ilke zamansal yakınlık ilkesidir. Kullanıcı birbiriyle ilişkili olan metin
veya görsel unsurların birlikte sunulmasıyla istenileni daha iyi anlar. Sunum
oluştururken ilk sayfasında kavrama ait görselin kullanılıp sonraki sayfada
kavramın açıklanması anlaşılırlığı zorlaştırır. Çünkü kullanıcı, görseli ve açıklama
metnini ayrı şekilde zihnine kaydetmeye çalışır. Fakat birbirleriyle ilişkili görsel ve
metinlerin bir ekran veya sayfada birlikte verilmesi öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.
Bu nedenle çoklu ortam tasarımında aynı ögeye ilişkin görsel ve metin içeriğinin
aynı anda sunulması büyük önem taşır. Görsel ve metin birlikte sunularak
öğrenmenin daha kolay oluşması sağlanmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Zamansal yakınlık ilkesi ile konumsal yakınlık ilkesi birbirinden farklıdır ve


karıştırılmaması gerekmektedir. Konumsal yakınlıkta bir ögeye ilişkin görsel ve
metinin birbirine yakın olması; zamansal yakınlıkta ise aynı anda sunulması
vurgulanmaktadır. Birinde ön plana çıkan ve odak notası olan konum iken diğerinde
eş zamanlı sunumdur. Bu nedenle zamansal ve konumsal yakınlık ilkelerinin her
ikisinde de yakınlık söz konusu olsa da bu iki kavram, birbirinden farklı ve çoklu
ortam tasarımı için önemli ilkeler olarak ele alınabilir.
Altıncı ilke parçalara bölme ilkesidir. Karmaşık bir yapı anlatılırken
kullanıcıların verilen bilgileri bellekte sınırlı süre içerisinde işleyip, anlamlandırıp
kalıcı olarak öğrenmesi istendiğinde bilişsel yük meydana gelmektedir. Bu
durumun önüne geçmek için öncelikle iki temel unsura dikkat edilmelidir. Bu
unsurlar parçalara bölme ve bu ilkeyle ilişkili olarak bireysel hız ilkesi olarak ele
alınabilir.
Uzun ve fazla bilgi içeren konuların birbiriyle bağlantılı ve anlamlı parçalara
bölünmesi; kullanıcının bir bölümü zihninde organize edip, anlamlı bir yapıya
dönüştürdükten sonra diğer bölüme geçmesi anlaşılırlığı kolaylaştıracaktır.
Konunun bu şekilde parçalara bölünmesi aktarılacak bilginin basitleştirilmesi ya da
kısaltılması anlamına gelmemektedir.
Kendi içinde anlamlı parçalar birleştirildiğinde konunun tamamını
kapsayacak nitelikte olmalıdır. Bu nedenle çoklu ortam materyali tasarlarken
bağlantılı ve anlamlı parçalara bölünmesi, kullanıcının daha etkili bir şekilde
öğrenmesini sağlamaktadır. Nitekim zihnin aynı anda öğrenebileceği bilgi sınırlı
durumdadır. Parçalara bölme ilkesinden faydalanarak öğrenme durumları parçalara
ayrılabilir ve bilginin daha kolay organize edilmesi sağlanabilir.
Yedinci ilke ön alıştırma ilkesidir. Ön alıştırma ilkesi, bir konunun öğrenilmesi
için o konu içerisinde geçen kavramların ve terimlerin önceden bilinmesi gerektiğini
Bir konunun öğrenilmesi belirtir. Daha önceden bilinmeyen ya da unutulan bilgiler, anlatılmak istenen
için o konu içerisinde
konunun içerisinde geçerse ve kullanıcı zihninde bu bilgileri derleyip
geçen kavramların ve
terimlerin önceden anlamlandıramazsa bu durum bilişsel yük miktarında artış meydana getirecektir.
bilinmesi gerektiğini Sekizinci ilke sıraya koyma ilkesidir. Kodlama kuramına dayandırılan bu ilke,
belirtir.
bilginin hem görsel hem de işitsel kanallarla sunulmasının aşırı bilişsel
yüklenmenin önüne geçeceğini belirtmektedir. Yapılan araştırmalara göre görsel
ve işitsel olarak gelen bilgilerin her biri, aynı anda farklı kanallarda
işlenebilmektedir. Yani yazı ve görselin birlikte sunulup, hepsinin görsel kanalda
işlenmesini beklemek bellekte aşırı yük birikmesine sebep olur.
Bunun yerine görsel ve sesin birlikte sunularak, her iki kanalın kullanılması
hem yükü azaltır hem de aynı anda çok daha fazla bilginin işlenebilmesine olanak
tanıyarak etkili öğrenmenin gerçekleşmesine vesile olur. Bir içerik ve açıklaması,
görsel ve yazılı olarak aynı anda sunulduğunda kullanıcı, görsel ve metin arasında
sürekli git gel yapmak zorunda kalacaktır. Bu yöntem hem konunun belli
ayrıntılarının kaçırılmasına sebep olacak hem de kullanıcının fazla çaba harcayıp
zihinsel olarak yorulmasına yol açacaktır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

Dokuzuncu ilke bireyselleştirme ilkesidir. Bu ilkeye göre kullanıcıların


farklılıkları her daim göz önünde bulundurulmalıdır. Bilgi sunulduktan sonra onu
işleyebilmesi için öğrenene yeterince zaman verilmeli, kontrol öğrenende
olmalıdır. Anlatımlarda resmiyetten uzak, yalın ve samimi bir dil kullanılması,
kullanıcıların performansını olumlu anlamda etkilemekte, ayrıca motivasyonlarını
artırmaktadır. Üstelik bu durum yapılmış bir çalışmanın sonucuyla
desteklenmektedir.
Moreno ve Mayer eğitimsel bir oyunun sohbet stiline ve resmî bir stile sahip
olan iki versiyonu karşılaştırmıştır. Bu karşılaştırmanın sonucu, sohbet stiline sahip
olan oyunun daha iyi öğrenme deneyimi sağladığını ortaya koymuştur. Yani günlük
dilin kullanıldığı ortamların, akademik dil kullanılan ortamlara göre öğrenme
açısından daha iyi olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.
İnsan sesinin öğretici Sonuncu ilke ise ses ilkesidir. Bu ilkeye göre sohbet tınısındaki bir insan
kaynak olduğu bir ortam, sesinin öğretici kaynak olduğu bir ortam, bir makine sesine göre öğretime daha
makine sesine göre
fazla hizmet eder. Ayrıca Mass ve Brave tarafından yapılan bir çalışma, insan
öğretime daha fazla
hizmet eder. sesinin özelliklerinin öğrenenler üzerinde güçlü bir etki oluşturabileceğini ortaya
koymuştur. Yani öğrenme, sözlü anlatımın insan sesi ile verilmesi durumunda
makine sesi ile verilmesine göre daha etkili olur.
Bireysel
Etkinlik

• Çoklu ortam tasarım ilkelerini dikkate alarak yeni bir sunum


tasarlayınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

• ünitede çoklu ortam tasarım ilkelerinden;


•Tutarlılık ilkesinde asıl amaç, dikkati dağıtacak yabancı ögeleri ortadan
kaldırarak, temel ögeler üzerine odaklanmanın sağlanması ve öğrenmenin
kolaylaştırılmasıdır. Konu dışında yer alan görsel ve işitsel ögelerin çoklu
ortam materyaline dâhil edilmesi kullanıcıların dikkatinin dağılmasına sebep
Özet
olur ve odaklanmayı zorlaştırır. Tutarlılık ilkesine dikkat edilmediği
durumlarda kullanıcının dikkati dağılır ve dolayısıyla odaklanma zorlaşır.
•Dikkat çekme ilkesinde öğrencilerin daha etkili ve verimli bir şekilde
öğrenmelerinin gerçekleştirilmesi, kalıcılığın sağlanması için dikkat çekmeyi
sağlayıcı işlemler yapılır. Konu dışı işlemlerin azaltılması için dikkat çekici
unsurlar kullanılmalıdır. Örneğin; içerikte yar alan sözcük ve resimler
vurgulanabilir. Kullanılan unsurlar yeni bir bilgi kazandırmaz, sadece sunulan
bilginin kalıcılığını artırır. Oluşturulan içerikte önemli bilgilere vurgu yapmak
ve dikkat çekmeyi sağlamak için birçok ipucu mevcuttur.
•Gereksizlik ilkesinde konuyla ilgili olan fakat gereksiz olarak görülen ek
bilgilerin yüklenmesinden kaçınılır. Kullanıcıya konuyla ilgili olan fakat
gereksiz olarak görülen ek bilgilerin yüklenmesi asıl anlatılmak istenen
kısımların kullanıcı tarafından algılanamamasına yol açabilir.
•Konumsal yakınlık ilkesinde birbiri ile ilişki olan görsel ve sözcükler daha
yakın yazılır. Resim ve sözcüklerin birbirine yakın olarak verilmesi ilişki
kurmayı kolaylaştırır. Öğrenci resim ve sözcüğü birlikte kodlayarak bilgiyi geri
çağırabilir.
•Zamansal yakınlık ilkesinde birbiriyle ilişkili olan metin ve görsel unsurlar
birlikte sunulur.
•Parçalara bölme ilkesinde uzun ve fazla bilgi içeren konuların birbiriyle
bağlantılı ve anlamlı parçalara bölünerek, öğrencinin bir bölümü zihninde
organize edip anlamlı bir yapıya dönüştürdükten sonra diğer bölüme
geçmesi sağlanır.
•Ön alıştırma ilkesi, bir konunun öğrenilmesi için o konu içerisinde geçen
kavramların ve terimlerin önceden bilinmesi gerektiğini belirtir.
•Sıraya koyma ilkesi, ikili kodlama kuramına dayandırılır. Bu ilke, bilginin
hem görsel hem de işitsel kanallarla sunulmasının aşırı bilişsel yüklenmenin
önüne geçeceğini belirtmektedir.
•Bireysellik ilkesine göre öğrenenlerin farklılıkları her daim göz önünde
bulundurulmalıdır. Bilgi sunulduktan sonra onu işleyebilmesi için öğrenene
yeterince zaman verilmelidir. Kontrol öğrenende olmalıdır.
•Ses ilkesine göre sohbet tınısındaki bir insan sesinin öğretici kaynak olduğu
bir ortam, bir makine sesine göre öğretime daha fazla hizmet eder.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi çoklu ortam tasarımı ilkelerinden biri değildir?
a) Tutarlılık
b) Dikkat çekme
c) Parçalara bölme
d) Genelleştirme
e) Sıraya koyma

Gestalt psikologları algısal organizasyona ilişkin 6 temel ilke önermektedir.


2. Aşağıdakilerden hangisi bu ilkelerden biri değildir?
a) Sadelik
b) Yakınlık
c) Kapalılık
d) Simetri
e) Benzerlik

3. Aşağıdakilerden hangisi çoklu ortam tasarımı ilkelerinden dikkat çekme


ilkesine uygun değildir?
a) Kalıcılığın sağlanması için dikkat çekmeyi sağlayıcı işlemler yapılır.
b) İçerikte yer alan önemli sözcük ve resimler vurgulandığında öğrenme
daha kaliteli olur.
c) Dikkat çekme ilkesinde kullanılan unsurlar hem yeni bir bilgi
kazandırır hem sunulan bilginin kalıcılığını artırır.
d) Sözcükler koyu kalın yazılıp dikkat çekilebilir.
e) Görsellerde dikkat çekilmek istenen yerler oklarla gösterilebilir.

4. Aşağıdakilerden hangisi çoklu ortam tasarımı ilkelerinden gereksizlik


ilkesine uygun değildir?
a) Gereksizlik ilkesi ile tutarlılık ilkesinin birbiriyle ilişkili olduğu
düşünülebilir.
b) Görsel, ses ve metin birlikte kullanılıp öğrenme kolaylaştırılmalıdır.
c) Öğrenciye bilgi aktarımı birden fazla yolla gerçekleştirilebilir.
d) Ses ve görsel birlikte kullanılabilir.
e) Metni açıklayıcı grafikler kullanılabilir.

5. Konumsal yakınlık ilkesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?


a) Görsel, ses ve metin birlikte kullanılıp öğrenme kolaylaştırılmalıdır.
b) Birbiri ile ilişkili görsel ve sözcük daha yakın kullanılmalıdır.
c) Bilgilerin birlikte tutulması hatırlamayı zorlaştırır.
d) Karmaşık yapılar bölünmeden öğretilmelidir.
e) Tasarlanan içeriklerde olabildiğince fazla bilgi verilmelidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

6. Aşağıda çoklu ortam tasarımı ilkeleriyle ilgili verilenlerden hangisi doğru


değildir?
a) İlişkili olan metin veya görsel unsurlar birlikte sunulmalıdır.
b) Görsel, ses ve metin aynı anda kullanılmamalıdır.
c) Sunumlarda önce görsel kullanılır sonra açıklaması yapılır.
d) İlk önce kavramlarla ilgili bilgi verilir, sonra konu anlatılır.
e) Konu ile ilgili olmayan ögeler çıkartılmalıdır.

7. Aşağıdakilerden hangisi çoklu ortam tasarımı ilkelerinden parçalara bölme


ilkesi ile ilgili doğru değildir?
a) Karmaşık yapılar parçalara bölünerek tasarlanmalıdır.
b) Aktarılacak bilginin parçalara bölünmesi daha anlamlı
yapılandırılmasını sağlar.
c) Bireysel hız ilkesine dikkat edilmelidir.
d) Öğrenci, bilgiyi uzun süreli belleğe aktardıktan sonra diğer bilgiyi
almalıdır.
e) Tasarımlar olabildiğince fazla bilgiyi tek seferde verip zamandan
tasarruf etmelidir.
8. Ses ilkesine göre aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
a) İnsan sesinin öğretici kaynak olduğu bir ortam makine sesine göre
öğretime daha fazla hizmet eder.
b) Makine sesinin öğretici kaynak olduğu bir ortam insan sesine göre
öğretime daha fazla hizmet eder.
c) Makine sesi ve insan sesinin öğretici kaynak olduğu durumlar
öğretime benzer düzeyde hizmet eder.
d) Tasarım aşamasında kullanılacak olan sesin vurgu ve tonlamasının
dikkate alınmasına ihtiyaç yoktur.
e) Tasarım aşamasında her metnin seslendirilmesi gerekir.

9. Çoklu ortam tasarımı ilkeleri hakkında hangisi doğru değildir?


a) Sıraya koyma ilkesi ikili kodlama kuramına dayanmaktadır.
b) Görsel ve işitsel bilgilerin her biri aynı anda farklı kanallara işlenir.
c) Benzerlik kuralı, benzer kavramların, şekillerin birlikte verilmesidir.
d) Kapalılık kuralı, boşlukların anlamlı bir bütün oluşturmasıdır.
e) Simetri kuralı, aynı yönü gösteren elemanların gruplanmasıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

10. Aşağıdakilerden hangisi sıraya koyma ilkesi için söylenemez?


a) Bilginin hem görsel hem de işitsel kanallarla sunulması aşırı bilişsel
yüklenmenin önüne geçecektir.
b) Görsel ve işitsel bilgiler birlikte sunularak bilişsel yük azaltılabilir.
c) Görsel ve işitsel bilgilerin birlikte sunulması çok daha fazla bilginin
işlenmesine imkân sağlar ve etkili öğrenme gerçekleşir.
d) Tüm içeriklere sesli açıklamalar eklenmesi verimi artıracaktır.
e) Bir içerik ve açıklaması, görsel ve yazılı olarak aynı anda
sunulduğunda kullanıcıda zihinsel yorgunluk olacaktır.

Cevap Anahtarı
1.d, 2.c, 3.a, 4.b, 5.b, 6.c, 7.e, 8.a, 9.e, 10.d

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Çoklu Ortam Tasarım İlkeleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Clark, R. C., & Mayer, R. E. (2011). E-Learning and the science of ınstruction: Proven
guidelines for consumers and designers of multimedia learning (3rd Edition).
San Francisco, CA: John Wiley & Sons.
Mass, C.,& Brave, S. (2005). Wired of Speech: How voice activates and advances
the human-computer relationship. Cambridge, MA: MIT Press.
Monero, R.& Mayer, R.E (2000). Engaging students in active learning: The case for
personalized multimedia message. Journal of Educational Psychology, 93,
724-733.
Monero, R.& Mayer, R.E (2004). Personalized messages that promote science
learning in vertical environments. Journal of Educational Psychology, 96,
165-173.
Ozan, Ö. (2008). Eğitim amaçlı çoklu ortam uygulamalarına ilişkin bir
değerlendirme aracı. 8th International Education Technology Conference, 2
(ss. 906-912).
Perkmen, S. ve Ayten, Ö. (2009). Multimedya ve görsel tasarım. İstanbul: Profil
Yayıncılık.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

You might also like