Professional Documents
Culture Documents
Sınıf HÜCRE BİYOLOJİSİ PDF
Sınıf HÜCRE BİYOLOJİSİ PDF
Hücrenin keşfi
Robert Hooke:1665 yılında şişe mantarından enine kesitler alıp mikroskopta incelemiş ve
içi boş odacıklar görmüş. Bu odacıklara hücre adını vererek ilk hücre tanımını yapan kişi
unvanı almıştır.
Antonie Van Leeuwenhoek:1674 yılında havuz suyunda tek hücreli ve hareketli
gözlemlenmiş. Ayrıca; bakteri, sperm ve kan hücrelerini gözlemlemiştir.
Robert Brown:1831 yılında mikroskopla incelediği bitki hücrelerinin ortasında küçük ve
yoğun yapıdaki dairesel bölgeye çekirdek adını vermiş.
Mathias Schleiden: 1838 yılında bütün bitkilerin hücrelerden oluştuğunu ortaya atmıştır.
Rudolph Wirchow:1858 yılında her hücrenin var olan hücrelerin bölünmesiyle oluştuğunu
söylemiş ve günümüzdeki hücre teorisi ortaya çıkmıştır.
---HÜRE TEORİSİ---
1
1 HÜCRENİN YAPISI
Prokaryot Ökaryot
-Çekirdek zarı yoktur. Yani genetik materyal
sitoplazmada belirli bir bölgede -Genetik materyal bir zarla (çekirdek zarı)
bulunur.Ancak etrafında zar yoktur. çevrilidir.
-Zarlı organelleri yoktur. -Zarlı (tek ve çift zarlı) ve zarsız organeller
-Ribozom bulunur. bulunur.
Hangi canlılar prokaryottur? Hangi canlılar ökaryottur?
-Bakteriler -Bitkiler (çok hücreli)
-Siyanobakteriler (mavi-yeşil algler) -Mantarlar (tek ve çok hücreli)
-Arkeler(arkeobakteriler) -Hayvanlar (çok hücreli)
-Tek hücreliridirler. -Protistler(amip,paramesyum,öglena -tek
hücreli-)
2
-HÜCRE ZARININ YARISI-
3
NOT: Hücre zarı canlı değildir. Ancak hareketli ve dinamik bir yapıdadır.
-Hücre zarı seçici geçirgendir. Bazı moleküller geçebilir bazı moleküller geçemez. Böylece
madde alışverişi denetlenmiş olur
-Hücre zarı saydamdır.
-Hücre zarı akışkan(yarı kolloidal) özelliktedir.
-Hücre zarı hücrenin bütünlüğünü korur.
Hücre Çeperi
4
Bitki Alg Bakteri Arkelerde Mantar
Selüloz Selüloz peptidoglikan pseudopeptidoglikan kitin
NOT:Bitkilerin hücre duvarlarında selüloz ile beraber pektin,lignin ve süberin gibi bazı
polisakkaritler de bulunur.
Hücre çeperinde madde alışverişini sağlayan geçit (plazmadezma) adı verilen bölgeler bulunuyor.
Hücre çeperi ;
– Hareketsizdir
– Tam geçirgendir
5
HÜCRE ZARINDAN MADDE GEÇİŞLERİ
6
1-Pasif Taşıma
-Zardan geçebilen moleküllerin (madde ya da su) çok yoğun oldukları yerden az oldukları
yere doğru kendiliğinden geçişidir.
-Geçişler hücre içi ve dışında molekül yoğunlukları eşitleninceye kadar devam eder.
-Pasif taşıma ile iki ortam arasındaki yoğunluk farkı kaybolur ve iki ortamın yoğunluğu
eşitlenir.
-Enzim kullanılmaz.
NOT: Bir hücre uzunca bir süre bulunduğu ortam ile osmotik denge halinde kalıyorsa bu
hücre ölmüştür.
a-Difüzyon
Zardan geçebilen maddelerin çok yoğun oldukları ortamdan az yoğun oldukları ortama
kendiliğinden geçişine difüzyon denir.
Difüzyonun gerçekleşmesini sağlayan kuvvet yoğunluk farkıdır bu yüzden her iki ortam
yoğunluğu eşitleninceye kadar devam eder.
Örn.
7
Özetle difüzyon:
-Çok yoğundan az yoğun ortama doğru yoğunluk eşitleninceye kadar devam eder.
-Enerji harcanmaz
-Enzim kullanılmaz
1-İki ortam arasındaki yoğunluk farkı ne kadar fazlaysa difüzyon o kadar hızlı gerçekleşir.
2- Molekül büyüklüğü arttıkça difüzyon hızı azalır.
3- Ortam sıcaklığı arttıkça moleküllerin kinetik enerjisi arttığından difüzyon hızı artar.
4- Zarın yüzey genişliği arttıkça difüzyon hızı artar.
5- Zardaki por sayısı ve büyüklüğü arttıkça difüzyon hızı artar.
Basit difüzyon ve kolaylaştırılmış difüzyon olarak ikiye ayrılır.
Moleküllerin;
-Enerji harcamadan
-Enzim kullanmadan
8
Hangi moleküller basit difüzyon ile geçer?
-O2 CO2
-Yağda çözünen vitaminler
-Yağı çözen maddeler
- Su
basit difüzyonda hücre zarından geçer.
Kolaylaştırılmış difüzyon:
Bazı maddeler hücre zarındaki fosfolipit tabakasından geçemezler.Bu maddeler bir taşıyıcı
protein ya da kanal proteini yardımıyla hücreye girerler.
Maddenin;
-Enerji harcamadan
-Enzim kullanmadan
9
NOT: Zardaki taşıyıcı proteinler taşınacak maddeye özgüdür yani glikozun taşınmasını
sağlayan taşıyıcı protein bu molekülün izomeri olan fruktozu taşıyamaz.
b- Diyaliz:
Diyaliz ile bir çözeltideki çözünmüş belirli bir maddenin yarı geçirgen bir zar aracılığı ile
başka bir çözeltiye geçişi sağlanır.
Diyaliz makinesi ile böbrek hastalarının kanında bulunan üre gibi zehirli maddelerin oranı
azaltılır ve kan temizlenir.
10
c-Osmoz: (suyun difüzyonu)
Birinci durumda sıvı seviyeleri eşit ve a kolundaki sıvı %30 nişasta çözeltisi b kolundaki sıvı
ise %80 nişasta çözeltisi olsun bir müddet sonra su oranının daha fazla olduğu a kolundan
b koluna doğru su geçişi olacaktır. Nişasta hücre zarından geçemeyecek kadar büyük
olduğu için nişasta geçişi olmaz.
a kolu b kolu
Su geçişi a kolundan b koluna doğru olur. Çünkü su oranının en fazla olduğu çözelti a
kolundadır.
11
Çözeltilerin isimlendirilmesi nasıl yapılır?
A B C D
Not: En çok yapılan hata bir çözeltinin hipertonik, izotonik ya da hipotonik olup olmadığını
o çözeltinin kendi su ve madde oranına bakılarak yapılmasıdır. Oysa biyoloji soruları
çözerken bir çözeltiye izotonik, hipotonik ya da hipertonik diyebilmemiz için onu başka bir
çözelti, ortam ya da hücrenin oranlarıyla karşılaştırmamız gerekir. Yani yukarıdaki örnek
üzerinden anlatacak olursak
12
B çözeltisi A’ya göre hipertonik
NOT:
Hipertonik çözelti: Madde yoğunluğu karşilaştırıldğı hücre ya da ortama göre fazla olan
çözeltilerdir.
Not: Plazmoliz normal boyutlarındaki bir hücrenin büzülerek daha da küçülmesi olayına
denir. Eğer normal boyutlarından daha büyük şişkin bir hücre varsa ve hipertonik ortama
konulduğunda su kaybederek denge sağlandığında normal boyutlarına gelirse bu
plazmoliz olarak isimlendirilmez hücre su kaybetmiştir denir.
Deplazmoliz: Plazmolize uğramış bir hücrenin; kendine göre hipotonik bir ortama
konulduğunda su alır , eğer denge sağlandığında standart boyutuna ulaşmış ve büyüme
durmuşsa bu olaya deplazmoliz denir.
13
Not: Deplazmoliz; plazmolize uğramış bir hücrenin su alarak standart boyutlarına
ulaşmasına denir. Eğer standart boyutlarındaki bir hücre kendinden daha hipotonik bir
ortama konursa daha da büyüyüp şişer bu olay deplazmoliz olarak isimlendirilmez.
Turgor basıncı: Hücre içindeki suyun hücre duvarına yaptığı basınca denir.
Hipotonik ortama konan bitki hücreleri su alır ve şişer, koful büyür ve sitoplazmayı hücre
duvarına doğru iter ve çeperin üzerinde bir basınç oluşur bu basınca turgor basıncı denir.
14
Turgor basıncı bitkilerde:
Not: Plazmoliz olmuş bir hücre kendinden daha çok su içeren bir ortama (hipotonik)
konursa deplazmoliz olur. Eğer deplazmoliz olduğu halde su almaya devam ederse bitki
hücresiyse turgor olur/ hayvan hücresiyse hemoliz olur(patlar).
Hücreye su girerse
15
Osmotik basınç: Hücre içindeki çözünmüş maddelerin oluşturduğu su alma isteğidir.
Not: Hücre içindeki madde yoğunluğu ile hücrenin osmotik basıncı doğru orantılıdır.
O.B bitki ve hayvan hücrelerinin madde alışverişinde etkilidir. Bitkiler topraktaki suyu kök
osmotik basınçları sayesinde alır.
Emme Kuvveti
Osmotik basınç ve turgor basıncı arasındaki fark emme kuvveti olarak bilinir. Emme
kuvvetinin büyüklüğü su alma isteğinin büyüklüğüne bağlıdır yani O.B ve E.K doğru
orantılıdır.
16
AKTİF TAŞIMA
Maddenin az olduğu yerden çok olduğu yere doğru ya da iki ortam yoğunluğu eşitse ve
madde örneğin hücrenin içine girecekse yine aktif taşıma ile hücreye girer.
-Canlılık şarttır
-Enzim kullanılır
Not: Aktif taşıma mekanizması hangi yönüyle kolaylaştırılmış difüzyona benzer (taşıyıcı
protein kullanılması yönüyle benzer).
17
Zardan Geçemeyeck Büyüklükteki Maddelerin Zardan Geçişi
Endositoz:
Not: Endositoz olayında hücre zarının bir kısmı kopup, koful oluşumuna katıldığı için
hücrenin yüzey alanı azalır.
Katı madde hücre zarından oluşan yalancı ayaklar ile sarılır. Daha sonra bu ayaklar
birleşerek zardan kopar ve besin kofulu halinde sitoplazmaya geçer. Besin kofulu
Lizozomla birleşir ve koful içindeki besin sindirilir. Oluşan monomerler difüzyon ile
sitoplazmaya geçerken sindirilmeyen atıklar ise daha sonra ekzositoz ile dışarı atılır.
18
b-Pinositoz: Büyük moleküllü sıvı maddelerin hücre içine alınması olayıdır.
Sıvı moleküllerin zara değmesi ile hücre zarı içe doğru çökerek pinositoz cebini oluşturur
ve hücre içine alır.
Not: Ekzositoz olayında koful zarıyla birleştiğinden hücre yüzey alanı artar.
19
Endositoz ve Ekzositoz:
-Canlılık şarttır
-ATP harcanır
-Enzim kullanılır
20
HÜCRE ORGANELLERİ
21
1- Zarsız organeller
1.1 Ribozom:
NOT: Ribozom bütün canlı hücrelerde bulunur. O halde bütün canlılar protein sentezi
yapabilir.
Ribozomlar;
-Sitoplazma sıvısı
-Mitokondri (matrixinde)
-Kloroplast (stromasında)
-Endoplazmikretikulüm
22
NOT: Protein sentezinin fazla olduğu yerlerde ribozom fazladır.
NOT: Eğer aynı proteinden çok sayıda sentezlenmesi gerekiyorsa ribozomlar teşbih gibi
dizilerek yan yana gelirler bu şekilde polizomları (poliribozom) oluştururlar.
- Su miktarı artar.
Çok önemli notBir organele bağlı ribozomlar hormon ve sindirim enzimlerinin dahil
olduğu birçok salgı proteinini sentezler. Ayrıca zarlara ve diğer organellerin içinegirecek
olan proteinleride sentezlerler. Serbest ribozomlar ise sitoplazmada çözünmüş halde
kalacak olan proteinleri sentezlerler.
23
1.2 Sentrozom:
Sentrozom 2 tane sentriyolden oluşur. Her bir sentriyol 3’erli halde dizilmiş 9 set halinde
mikrotübüllerden oluşmuştur.
NOT: Olgun alyuvar, yumurta hücresi ve erişkin sinir hücrelerinde sentrozom yoktur. Bu
yüzden bu hücreler bölünemezler.
24
2Tek zarlı organeller
Granüllü (ribozomlu\GER)
Granülsüz (ribozomsuz\DER)
25
Temel görevi: Hücre içi iletişim ve madde taşınmasını sağlar.
Görevi:
26
-Glikojenin hidrolizini sağlar. Glikojenin hidrolizinin ilk ürünü glikoz fosfattır. İyonik
formdaki bu şeker hücreyi terk ederek kana karışamaz. Düz ER zarı içinde gömülü
enzimler glikozdaki fosfatı uzaklaştırır ve serbest glikoz hücreyi terk eder.
NOT: Salgı proteinleri oluştuğu zaman ER zarı bunları serbest ribozomlar tarafından
üretilen ve sitozolde kalacak olan diğer proteinlerden ayrı tutar.
Salgı proteinleri vezikül zarları içinde paketlenmiş halde ER’yi terk eder. Transisyonel ER
adı verilen özgül bölgeden vezikülün ayrılışı balona benzeyen tomurcukların oluşmasıyla
gerçekleşir. Hücrenin bir yerinden başka bir yerine aktarılan bu veziküllere transport
vezikül denir.
ER den ayrılan transport veziküllerin çoğu golgiye gelir. Golgi bir üretim, depolama,
ayırma ve gönderme merkezi gibidir. ER ürünleri burada değişikliğe uğrayıp, depolanır ve
daha sonra gidecekleri yere gönderilirler. Golgi aygıtı salgı için özelleşmiş hücrelerde bol
miktarda bulunur.
27
-Olgun alyuvar ve sperm hücrelerinde golgi yoktur.
-Protein ve yağ yapılıdır. Granülsüz ER tarafından üretilen golgi zarları üzerinde ribozom
bulunmaz.
NOT:Golgi alıcı yüzeyi (cis) ile ER den gelen maddeleri alır. Gerekli düzenlemeleri
yaptıktan sonra gönderici yüzeyle oluşturduğu kesecikler ile ulaşacakları bölgeye
gönderilir.
Golgi gelen molekülleri değişime uğratarak son şekli verir. Bu olay şöyle olur;
Karbonhidratlara (oligosakkaritler) proteinlerin eklenmesi Granüllü ER de protein
sentezlenirken gerçekleşir ve glikoproteinler oluşur. Bu glikoproteinler ER nin geri kalan
kısmı ve golgi içinden geçtiği sırada değişikliğe uğratılır. Golgide iken bazı şeker
monomerleri çıkarılarak yerlerine yenileri takılır ve çok çeşitli oligosakkaritler
(karbonhidratlar) dolayısıyla glikoproteinler üretilir. )
28
2.3 Lizozom:
Bu enzimler protein yağı, polisakkarit, nükleik asit gibi maddeleri hidrolize eder bu
nedenle lizozom hücre içi sindirim merkezi olarak bilinir.
29
-Lizozom enzimleri pH. 5 te optimum çalışır.
-Yaşlanan yada ölen hücrelerde birçok lizozom birden parçalanır. Serbest kalan lizozom
enzimleri hücreyi parçalar. Bu olaya otoliz denir.
(Amipin fagositoz ile beslenmesi, akyuvar hücrelerinin vücuda giren bakteri ve virüsleri
fagositoz ile yok etmesi) lizozom işlev görür.
-Ayrıca aşırı sıcak ve soğuk deri hücrelerinde yanıkların oluşmasının sebebi lizozomların
parçalanmasıdır.
Tay-sachs Lipit sindiren asit yok ya da inaktif. Beyin hücrelerinde lipit birikir ve beyin
fonksiyonları bozulur.
30
2.4 Koful:
2.4.1 Besin kofulu:Endositoz ile hücreye alınan besinlerin bulunduğu kofuldur. Lizozom ile
birleşerek sindirim kofulu olur.
2.4.2 Salgı kofulu: Salgı maddeleri ve metabolizmanın atıklarını hücrenin dışına gönderir.
31
2.4.3 Kontraktil koful: Paramesyum, amip, öglena gibi tatlı suda yaşayan canlılarda
bulunur. Hücreye su girdiğinde fazla suyun dışarı atılmasaınısağlar. (ATP harcanır,
kontraktil koful faaliyeti arttıkça mitokondri faaliyeti artar.)
-Bitkilerde oluşan atık maddeler, zehirli maddeler, boya maddeleri ve organik atıklar vb.
yaprak dökümü ile bitkiden uzaklaştırılır.
-Bazı bitki kofullarında asit ve bazlarla renk değiştirebilen antosiyanin maddeler vardır.
Bunlar çiçek yapraklanması ve meyve renklenmesini sağlar.
32
-Genç bitki hücrelerinde küçük ve çok sayıda bulunan depo kofulları hücre olgunlaştıkça
birleşip tek ve büyük bir kofula dönüşür. Bu kofula merkezi koful denir. Merkezi koful
osmoz olayında etkili olup turgor basıncını ayarlar.
2.5 Peroksizom:
-Bazı peroksizomlar, yağ asitlerini daha küçük moleküllere yıkmak için oksijen kullanır.
Oluşan küçük moleküller hücre solunumu için yakıt oluşturmak üzere mitokondriye
gönderir.
33
-Gliyoksizom (glioksizom): özelleşmiş peroksizomlardandır. Bitki tohumlarının yağ
depolayan dokularında yer alır. Yağ asitlerini şekere dönüştürür. Çimlenme sırasında
enerji kaynağı olarak bu şeker kullanılır. Peroksizom ve glioksizomlar birbirine
dönüştürülebilirler.
3.2 Mitokondri:
-RNA
-Enzimleri bulunur
34
O2’li solunum:
gerçekleşir.
-Krebs mitokondri matrixi. Substrat düzeyinde fosforilasyon ile ATP sentezi gerçekleşir.
3.1.1 Kloroplast:
35
Ökaryot canlılarda fotosentez ile organik madde üretimini sağlar (NOT: içindeki klorofil
pigmenti sayesinde.)
NOT: Fotosentez için mutlaka kloroplast şart değildir. Esas olan klorofil pigmentidir.
Prokaryot canlılar klorofil pigmentleri sayesinde fotosentez yapabilir.
Kendine ait;
DNA,
RNA,
ribozom
ve enzimleri vardır.
Fotosentez denklemi:
6CO2+12H2O(ışık, klorofil)C6H12O6+6H2O+6O2
-Öglena
NOT: Tüm fotosentez reaksiyonları için CO2 kullanımı , Işık ve Klorofil zorunludur. Her tip
Her fotosentez reaksiyonunda oksijen açığa çıkmaz ya da her fotosentez reaksiyonu için
36
Fotosentez:
Aydınlık evre:
Granalarda gerçekleşir.
-Fotofosforilasyon ile ATP üretimi için gerekli olan reaksiyonlar gerçekleşir fakat ADP nin P
-NADP nin yakalayacağı hidrojenler eğer suyun kullanıldığı bir fotosentez reaksiyonu ise
suyun granalarda fotolizi sonucu açığa çıkarlar ancak NADP ler bu hidrojenleri stroma da
-CO2 yakalanır
-ATP tüketilir
-Besin üretilir( Glikoz, fruktoz, galaktoz, yağ asidi, gliserol ayrıca sentezi için azot gereken
37
Kromoplastlar
Çift zarlıdır.
Kromoplastlar
Karotenoidler;
ksantofil (sarı),
karoten (turuncu)
ve likopen (kırmızı)
Görevleri;
yardımcı olurlar.
-Klorofile zarar verebilecek dalga boyundaki ışığı emer ve yayarlar böylece klorofiln zarar
görmesini engellerler.
38
Lökoplast
Çift zarlıdır
Ptates- Nişasta
Fasülye- Protein
Ceviz-Yağ depolar.
39
HÜCRE İSKELETİ
-Ökaryot hücrelere şeklini veren ve hücre içi organizasyonu sağlayan yapıların tümü hücre
iskeleti olarak adlandırılır.
-Ara filamentler: Hücre şeklinin ve hücre içi yapıların sabitlenmesinde görev alır. Örneğin
çekirdeğin hücre içindeki yerinin sabitlenmesini ara filamentler sağlar.
40
Mikroflament Ara filamentler Mikrotübül
-Aktin proteinlerinden -Lifli fibröz proteinlerden -Tübülin denilen proteinlerden
oluşur. -Oldukça incedir. oluşur. oluşur.
-Hücre şeklinin Mikroflamentlerden kalın, -Hücre şeklinin korunmasında,
korunmasında, mikrotübüllerden incedir, -Hücrelerin ve hücre içindeki
-Kasların kasılmasında, - -Hücre şeklinin organellerin yer
Yalancı ayak oluşumunda, - korunmasında, -Hücre içi değiştirmesinde,
Besinlerin ince bağırsaktan yapıların sabitlenmesinde Mitoz sırasında
emilmesinde, -Derinin mekanik etkilerden kromozomların ayrılmasında
- Hayvan hücrelerinde korunmasında görevlidir. görev alır
bölünme sırasında
boğumlanmasında
görevlidir.
41
ÇEKİRDEK
1.Çekirdek zarı
-Çekirdek hücrenin diğer kısımlarından bir zar ile ayrılır.
-Zar, çekirdeğe şekil ve direnç kazandırır.
-Çekirdek zarı hücre bölünmesi sırasında kaybolur (çözünür), bölünme tamamlandıktan
sonra yeniden oluşur.
-Çift katlı yapıdadır ve hücre organellerinden ER ile bağlantılıdır.
-Çekirdek zarının dış yüzeyinde ribozomlar yer alır.
-Zar üzerinde, por adı verilen geçitler bulunur. Bunlar hücre zarındaki porlardan büyüktür.
-Porlar, RNA, ATP ve protein gibi büyük (polimer) moleküllere geçirgendir.
2. Çekirdek plazması (Karyoplazma)
-Çekirdek içini dolduran sıvıdır. Sitoplazmanın devamı gibidir, ancak çözünmüş madde ve
nükleik asitler bakımından daha yoğundur. Bu yapı içinde protein, enzim ve mineral
maddeler de bulunur. İçinde kromatin iplikler ve çekirdekçik yer alır.
3. Çekirdekçik (Nukleolus)
-Bir zarla çevrili değildir. Yapısında DNA, RNA ve protein bulunur. Çekirdekçikte rRNA
sentezlenir ve proteinlerle birleştirilerek ribozomun alt birimleri oluşturulur.
42
4. Kromatin iplik ve kromozomlar
-Çekirdekte bulunan DNA histon denilen proteinlerle birlikte kromatin adı verilen yapıyı
oluşturur.
-Hücre bölünmesi sırasında bu kromatinler, kısalıp kalınlaşarak kromozomları oluşturur.
-Kromozomlar birbirinin kopyası iki kromatit içerir. Çünkü, DNA zinciri bölünme öncesi
eşlenmiştir.
-Canlının kalıtsal karakterlerini taşıyan kromozomlar hücrelerde türe özgü sayıda bulunur.
-Örneğin insanda 46, nilüferde 160, köpekte 78 kromozom vardır.
43
44