You are on page 1of 2

Ankara BAM, 15. HD., E. 2019/3127 K. 2021/1806 T. 22.9.

2021

Ankara BAM - 15. Hukuk Dairesi


Esas No.: 2019/3127
Karar No.: 2021/1806
Karar tarihi: 22.09.2021
Belgeyi Lexpera’da Görüntüle

TÜRKMİLLETİADINA

KARAR

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 13. İCRA HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ : 16/10/2019

NUMARASI : 2019/532 Esas 2019/912Karar

DAVACI: F1 ŞEKERLEME VE GIDA SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

DAVALI: K1 - N1

VEKİLİ: Av. K2

DAVANIN KONUSU : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması

Sulh Hukuk Mahkemesince yukarıda tarih ve numarası yazılı icra takibine itirazın kaldırılması davasında
verilen karara yönelik davacı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla; dosyadaki tüm
kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı dava dilekçesinde özetle; kiralanan yerin 28/05/2016 tarihli noter onaylı kira sözleşmesi ile kiraya
verilerek teslim edildiğini, 10/04/2018 tarihli noterlikçe düzenlenen kira sözleşmesinin 30. maddesi hükmüne
göre davalının 27/05/2019 tarihinde kiralanın tahliye edeceğini taahhüt ettiğini ancak taahhüdü yerine
getirmediğini, hakkında yapılan takibin ise itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına ve
tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla 27/05/2016, 07/04/2017 ve en son 10/04/2018
tarihlerinde kira sözleşmeleri yapıldığını, kira sözleşmelerinin her birinde tahliye taahhüdü bulunduğunu, ilk
sözleşmede tahliye taahhüdünün bulunması halinde yenilenen sözleşmeyle birlikte verilen tahliye taahhütleri
aynı tarihleri taşısa bile geçerli kabul edilmekle birlikte tevali eden taahhütlerin varlığı halinde hakkın kötüye
kullanılması söz konusu olacağından buna dayalı tahliye talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine
karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, uyuşmazlığın yargılamayı gerektiği gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı şirket temsilcisi; mahkeme kararının hatalı olduğunu, uyuşmazlığın yargılamayı


gerektirmediğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf kanun yolu başvurusunda
bulunmuştur.

Sayfa 1/2
Ankara BAM, 15. HD., E. 2019/3127 K. 2021/1806 T. 22.9.2021

Davada dayanılan ve hükme esas alınan 10.04.2018 düzenleme ve 28.05.2018 başlangıç tarihli ve 1 yıl
süreli süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu
taşınmazın ilk olarak 28.05.2016 tarihi kira sözleşmesi ile kiralandığı anlaşılmaktadır. Davacı noter onaylı
10.04.2018 düzenleme tarihli kira sözleşmesinin 30. maddesinde, taşınmazın 27.09.2018 tarihinde tahliye
edileceğine ilişkin tahliye taahhüdüne dayanarak yasal bir aylık süre içerisinde tahliye taahhüdüne dayalı icra
takibi başlatmıştır. Tahliye emri tebliği üzerine davalı kiracı süresi içerisinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde
"tahliye taahhütnamesine ve içeriğine itiraz ettiğini" bildirmiştir. Kira sözleşmesinin süresi, başlangıç tarihi, ne
zaman sona ereceği her zaman taraflarca kararlaştırılabilir. Sözleşme kurulduktan sonra kiralananın
sözleşme süresince kullanılacağına veya kira sözleşmesinin süresinin uzatılıp kısaltılamayacağına dair
yasalarda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

İİK.nun 275. maddesi ve 04.12.1957 tarih, 11/26 sayılı İBK gereğince kiraya veren, imzası ikrar olunsa
bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceği gibi, yazılı
tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi ile aynı tarihli olması durumunda, taşınmazın daha önceden teslim edilip
edilmediğinin ve öncesinde taraflar arasında sözleşme olup olmadığının ve kira sözleşmesi ile belirlenen
taahhüdün geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın halli yargılamayı gerektirir. Bu nedenle mahkemece
verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davacının istinaf kanun yolu başvurusunun
esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Dosya kapsamına, toplanan delillere, Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16/10/2019 tarih 2019/532
E. 2019/912K. sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirme bakımından usul ve esas
yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf kanun yolu başvuru isteminin 6100
Sayılı HMK.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

Harçlar Kanunu gereğince karar tarihi itibarı ile alınması gereken 59,30 TL esastan ret harcından peşin
olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine'ye irat
kaydına,

HMK. 27. maddesi gereği, tarafların hukuki dinlenilme hakkı nedeniyle ve 04/08/2017 tarihinde yürürlüğe
giren 7035 sayılı yasanın 27. Maddesi ile HMK' nun 302. Maddesine eklenen 5. fıkrası uyarınca hükmün ilk
derece mahkemesince taraflara tebliğ edilmesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22/09/2021 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar
verildi.

Sayfa 2/2

You might also like