You are on page 1of 2

Yargıtay 15. HD., E. 2019/2718 K. 2020/128 T. 20.1.

2020

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 15. Hukuk Dairesi


Esas No.: 2019/2718
Karar No.: 2020/128
Karar tarihi: 20.01.2020
Belgeyi Lexpera’da Görüntüle

yazılı delille ispat • yemin delili • eser sözleşmesi • sözleşmenin kurulması • delil başlangıcı • ikrar • karşı
dava • kesin delil • senetle ispat kuralı • senetle ispat zorunluluğu

senetle ispat zorunluluğu

senetle ispat olunması

senetle ispat

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz
dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

-KARAR-

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vakî itirazın
iptâli ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen
hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı, 07.08.2015 tarihli villa görselleştirme işleri ile ilgili sunduğu teklif neticesinde davalı ile toplamda
13.000,00 TL üzerinden anlaşıldığını, projelerin davalının istekleri doğrultusunda tamamlanarak teslim
edilmesine karşın iş bedelinin ödenmediğini, ödenmeyen iş bedeli için başlatılan icra takibine karşı davalının
haksız itirazda bulunduğunu, haksız itirazının iptâline ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalı ise, akdî ilişkiyi inkâr ederek, taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığını, davacı ile yapılan
görüşmeler neticesinde herhangi bir mutabakat sağlanmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Yerel mahkemece dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanları ile taraflar arasında sözleşmenin
kurulduğu ve edimin ifa edildiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne ve alacağın %20 oranında icra inkâr
tazminatına hükmedilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Kural olarak eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı
şekil şartı yok ise de; davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde, talep miktarı da dikkate
alınarak, yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre, bir
hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan
hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibin beşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle
ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle
ikibin beşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat

Sayfa 1/2
15. HD., E. 2019/2718 K. 2020/128 T. 20.1.2020

olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan, yazılı delil niteliğinde olmayan
ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Tüm bu delillerle de
sözleşme ilişkisi ispatlanmış değilse HMK 200. maddedeki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık
muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun
da istisnası olan HMK 202. maddeye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı
bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla
birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi
tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir. Somut olayda, davacı iş bedelinin ödenmediğinden bahisle icra
takibi başlatmış ve itiraz üzerine de dava açmış olup, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı gibi diğer
kesin delillerle de akdî ilişki ispatlanamamıştır. Alacak miktarına göre akdî ilişkinin tanıkla ispatlanması
mümkün olmadığı gibi, davacının açık rızası ve delil başlangıcı niteliğinde belge de bulunmadığından tanık
beyanlarına dayalı olarak akdî ilişkinin varlığı ispatlanamaz. Davacı iddiasını, müddeabihin miktarına göre
6100 sayılı HMK'nın 200. maddesi hükmü gereği, senetle ya da yemin deliliyle ispat etmek zorundadır. Ancak
davacı sözleşme ilişkisini yasal deliller ile kanıtlayamamıştır. Fotoğraf çekimleri tek başına delil olarak kabul
edilemez. Ayrıca davacının, dava dilekçesinde ayrıca ve açıkça yemin deliline dayanmadığı da görülmüş
olup, yemin teklif hakkının hatırlatılması da söz konusu olmayacaktır. Davanın tümden reddine karar
verilmesi gerekirken kısmen kabulü hatalı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden
davalı lehine BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince
Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup
edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak
üzere 20.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayfa 2/2

You might also like