You are on page 1of 132

ØBesinlerin yapı taşlarına kadar parçalanması

__fiziksel ( mekanik ) sindirim


ve __kimyasal sindirim
olmak üzere iki basamakta gerçekleşir.
ØMekanik Sindirim : Kimyasal sindirime yardımcı
olmak amacı ile besinlerin fiziksel olarak daha küçük
parçalara ayrılmasıdır.
ØBu sayede enzimlerin daha kolay ve hızlı çalışması için
temas yüzeyi artırılmış olur.
ØMekanik sindirim,
Øomurgalılarda daha çok ağızda dişler yadımı ile,
Ø midede peristaltik hareketler ile ve
Øyağların safra sıvısı ile etkileşimi ile,
Ø kuşlarda taşlıklarda alınan sert cisimlerin etkisi ile
gerçekleştirilmesi buna iyi örneklerdir.
Ø
ØKimyasal sindirim:
ØBesin moleküllerinin enzimler sayesinde su katılarak
daha küçük moleküllere ve en sonunda monomerlerine
kadar parçalanmasıdır.
ØSu kullanıldığı için sindirim reaksiyonları hidroliz olarak
gerçekleşir.
ØGenellikle özelleşmiş sindirim sistemleri bulunmaz
Øİbrik otu ve dionea gibi bitkilerin besin olarak
kullandıkları böcekleri yakalayan mekanizmaları
mevcuttur.
ØBu tip bitkilerde hücre dışı sindirim gözlenir.
Ø
Genellikle özelleşmiş sindirim sistemleri bulunmaz.
.............
ØMantarların bir kısmı organik artıkların üzerinde saprofit
olarak yaşar, bir kısmı ise bitki ve hayvanlar üzerinde
parazit beslenir.

ØLikenler de olduğu gibi ortak yaşam gösteren


mantar grupları da mevcuttur.
ØSüngerler ve iç parazit olarak yaşayanların dışındaki
omurgasız ve omurgalı hayvanlarda fiziksel ve kimyasal
sindirimin gerçekleştirildiği özelleşmiş sindirim organları
mevcuttur.

ØHayvanlarda eksik sindirim sistemi ve


tam sindirim sistemi olarak iki farklı sindirim sistemi
gözlemlenir.
HAYVANLARDA  SİNDİRİM

ØBesin maddelerinin alındığı açıklık ile sindirim


artıklarının atıldığı açıklığın aynı olduğu , tek açıklığa
sahip sindirim sistemlerine eksik sindirim sistemi adı
verilir.
Ø
ØSüngerler, sölenterlerde ve yassı solucanlarda
sindirim sistemi bu şekildedir.
HAYVANLARDA  SİNDİRİM

ØBesinlerin alındığı açıklık ile atıkların atıldığı açıklıkları


farklı olan iki ayrı açıklığa sahip sindirim sistemlerine tam
sindirim sistemi adı verilir.
Ø
Øİki farklı açıklığı olan tam sindirim sistemi yuvarlak
solucanlardan itibaren omurgasız ve omurgalıların
tümünde görülür.
OMURGASIZLARDA   SİNDİRİM
OMURGASIZLARDA   SİNDİRİM
OMURGASIZLARDA   SİNDİRİM
3.YASSI SOLUCAN PLANARYADA SİNDİRİM :
ØHidradaki gibi ağız ve anüs görevi yapan tek açıklıklı
sindirim kanalı vardır.
ØAncak sindirim boşluğu hidraya göre daha dallanmış bir
yapıdadır.
ØPlanaryada da hem hücre içi hem de hücre dışı sindirim
gerçekleştirilir.
OMURGASIZLARDA   SİNDİRİM
YUVARLAK SOLUCANDA SİNDİRİM :

Øİlk olarak ağız ve anüsten oluşan iki açıklığa sahip


sindirim sistemi bulunan canlılardır.
ØAncak yuvarlak solucanların sindirim sisteminde
özelleşmiş organlar bulunmaz.
OMURGASIZLARDA   SİNDİRİM
HALKALI SOLUCANDA SİNDİRİM :
ØSindirim sistemi ağız ve anüs ve farklı görevler
üstlenmiş sindirim organlarından oluşmuştur.

ØTam anlamı ile hücre dışı sindirimin görüldüğü en ilkel


hayvan halkalı solucanlardır.
OMURGASIZLARDA   SİNDİRİM

4. YUMUŞAKÇALARDA SİNDİRİM :
Ø
ØYumuşakçalarda sindirim toprak solucanında olduğu
gibidir.

ØAyrıca ağız bölgesinde özel yapılar bulundurulur.


OMURGASIZLARDA   SİNDİRİM
5. EKLEMBACAKLILARDA SİNDİRİM :
ØBu canlılarda besini yakalama, tutma, parçalama ve
öğütme işinde kullanılan farklı ağız yapıları mevcuttur.
ØAğız delici, parçalayıcı ya da emici şekilde özelleşmiştir.
OMURGALILARDA   SİNDİRİM
•Omurgalı hayvanların sindirim organları
omurgasızlara göre daha fazla farklılık gösterir.

•Karaciğer, pankreas ve tükürük bezi gibi
sindirime yardımcı organları da mevcuttur.

•Kullandıkları besinlerin çeşidine göre ağız, dil,
diş, mide ve bağırsak yapıları farklıdır.
OMURGALILARDA   SİNDİRİM
•Memelilerde sindirim sisteminin son kısmı üreme
ve boşaltım sisteminden ayrı olarak vücut dışına
açılır.

•Memeliler dışındaki omurgalılarda ise sindirim


kanalının son kısmı üreme ve boşaltım kanalları
ile birleşir ve tek açıklık olarak vücut dışına açılır.

•Vücut dışın açılan bu tek açıklığa kloak adı verilir


OMURGALILARDA   SİNDİRİM
KUŞLARDA   SİNDİRİM SİSTEMİ
ØDiş bulunmaz dişin öğütme görevini taşlık üstlenmiştir.
ØBesinler kursakta ıslatılır ve depolanır.
ØBağırsak sindirim ve emilimi gerçekleştirir.

ØTohum gibi bitkisel besinlerle beslenen kuşlarda


bağırdak daha uzundur.
ØAyrıca kör bağırsaklarında bakterilerin yardımı ile
selülozu sindirebilirler.
ØAğız, yutak, yemek borusu, kursak, mide, taşlık ve
bağırsaktan oluşan bir sindirim sitemleri mevcuttur.
MEMELİLERDE   SİNDİRİM SİSTEMİ
ØOmurgalılar içinde besinler sadece memelilerce ağız içinde
çiğnenir , bu açıdan memelilerde ağız daha etkindir.

ØDişler beslenme şekline göre farklı yapıdadır.


Etçillerde kesici ve parçalayıcı dişler, otçullarda ise öğütücü
dişler daha çoktur.
OTCUL MEMELİLERDE  SİNDİRİM SİSTEMİ
ØOtçulların sindirim kanalı etçillere göre daha uzundur.
Ø
ØGeviş getirmeyen otçulların mideleri tek bölmeli
olmasına rağmen gevişi getiren otçulların mideleri dört
bölmelidir.
Ø
ØBu bölmeler yemek borusundan itibaren işkembe,
börkenek, kırkbayır ve şirdendir.
ØGeviş getiren memelilerde ağızdan alınan, az
çiğnenmiş besinler geçici olarak midede depolanır.
ØDaha sonra börkeneğe geçerek tekrar ağza geri
getirilen besinler, dişler yardımı ile fiziksel sindirime uğrar.
ØGeviş getirme olayının ardından ikinci kez yutulan
besinler doğrudan kırkbayır ve şirdene iletilerek kimyasal
olarak sindirilir.
Øİnce bağırsağa gönderilen besinlerin emilimi
gerçekleştirilerek hücrelere taşınır.
İNSANDA   SİNDİRİM SİSTEMİ
Øİnsanda sindirim kanalı ağız, yutak, yemek borusu,
mide, ince bağırsak, oniki parmak bağırsağı, kör
bağırsak, kalın bağırsak, rektum ve anüsten oluşur.
Ø
ØSindirim kanalına tükürük bezleri, mide çeperindeki
bezcikler, karaciğer, pankreas ve ince bağırsak
çeperlerindeki bezcikler salgı gönderirler
Ø
ØBu bezlerden pankreas, mide ve ince bağırsak aynı
zamanda kana hormonda salgılarlar ve endokrin bez
olarak da görev yaparlar.
AĞIZ
Øİnsanda ağız; dudaklar, yanak kasları, damaklar ve
yutak ile çevrilmiş olan boşluktur.
ØAğzın temel yapıları dişler, tükürük bezleri ve dildir.
ØDİŞLER :
•Yapısal olarak üç temel bölümde incelenirler.
•Diş etinin üstünde kalan kısım taç, diş eti ile sarılmış olan
kısım boyun ve çene kemiği içinde kalan kısım ise kök
olarak adlandırılır.
•Şekil olarak ise dört çeşittirler; kesici dişler, köpek dişleri,
küçük azı ve büyük azı dişleri
ØDİL :

•Çizgili kaslardan yapılı olan dilin arka ucu çene kemiğine


bağlıdır.
•Her yöne döndürülebilir dilin, besinlerin ağız içinde
karıştırılmasında ve lokma haline getirilerek yutağa
iletilmesinde kullanıldığı gibi, konuşmada da görev alır.
ØTÜKRÜK BEZLERİ :

•Tükürük bezleri, insanda kulak altı, çene altı ve kulak altı


olmak üzere üç çifttir.
•Ergin insanda günde ortalama 1000-1500 ml tükürük
salgılanır.
ØTÜKRÜK BEZLERİ :

•Tükürüğün pH değeri 6-8 arasında değişir.


•Amilaz enzimi bu aralıkta en iyi çalışır.
•Tükürüğün %98 i su olup geri kalanı mukus ve amilaz
(pityalin) enziminden oluşur.
•Mukus, su, sodyum, kalsiyum ve glikoprotein
moleküllerinden oluşmuş yoğun bir sıvıdır.
ØTÜKRÜK BEZLERİ :

•Tükürüğün pH sının yükselmesi sonucu diş çürükleri ve


kalsiyum ve fosforun çökelmesi ile diş taşları oluşur.
•Tükürük çözücü olduğundan tat almada da görevlidir.
ØTÜKRÜK BEZLERİ :

•Tükürük bezlerini sempatik ve parasempatik sinirler


uyarır. Tükürük salgısı şartlı ve şartsız reflekslerce
uyarılabilir.

•NOT :
•Suda yaşayan canlılarda bulunmaz.
•Vampir yarasalarda kanın pıhtılaşmasını önleyen madde
bulunur,
•Kırlangıçlar yuvalarını yaparken tükürüklerini bir harç
maddesi gibi kullanabilirler.
YUTAK
ØDüz kas dokusundan
yapılı olan yutak, ağızdan
gelen besinlerin yutkunma
ile yemek borusuna
iletilmesini sağlar.
ØYutma işlemi sırasında
gırtlak kapağı soluk
borusunun ağzını
kapatarak lokmanın soluk
borusuna geçmesini önler.
YEMEK BORUSU
ØYutak ile mide arasında bulunur.
ØYaklaşık 25 cm uzunluğunda 2cm çapındadır.
Øİçten dışa doğru çok katlı yassı epitel, enine boyuna
uzanan düz kaslar ile bağ dokusundan oluşmuştur.
ØOrta tabakada yer alan kaslar
kasılıp gevşeyerek lokmaların
taşınmasında aktif görev alırlar.
ØHer yutma olayından sonra yemek
borusunun üst kısmından mideye
doğru yayılan bu dalga hareketine
peristaltik (sağımsal) hareket denir.
ØPeristaltik hareketler mide ve
bağırsaklar tarafından da
gerçekleştirilir.
ØGeriye doğru yapılan peristaltik
hareketler kusma adını alır.
ØYemek borusunda mekanik ve
kimyasal sindirim olmaz.
MİDE
ØKarın boşluğunun üst sol bölgesinde ve diyaframın
altında bulunan mide “j” harfi şeklinde bir organdır.
ØMidenin yemek borusu ile bağlanan kısmına kardia,
ince bağırsak ile bağlanan kısmına ise pilor adı verilir.
ØMide yapı olarak, içte iki tabakalı mukoza, ortada düz
kaslardan oluşan tabaka ve en dışta koruyucu bağ
dokudan oluşur.
MİDE
ØMide, besinlerin geçici olarak depo edildiği mekanik ve
kimyasal sindirimin yapıldığı organdır.
ØMidenin çalışmasını vagus siniri ve gastrin hormonu
düzenler.
ØVagus siniri uyarısı ile mide tarafından gastrin hormonu
salgılanır.
ØMidenin dışında bulanan bağ doku dışarıdan periton adı
verilen karın zarı ile sarılmıştır.
ØPeriton zarının salgıladığı sıvı midenin çalışması
sırasında başka organlar ile sürtünerek aşınmasını
engeller.
MİDE
ØOrta tabakada bulunan mide kasları üç katlıdır ve halka,
boyuna ve çapraz olmak üzere farklı şekilde dizilmişlerdir.
ØBu kaslar kasılıp gevşeyerek midenin peristaltik hareket
etmesini sağlarlar.
MİDE MUKOZASI
•Basit tüpsü bezlerden
yapılmıştır.
•Salgılarına mide özsuyu
denir.
•Mide özsuyu ;
üHCL
üPepsinojen
üAz miktarda lipaz
üSüt çocuklarında lap
enzimi (rennin)
içerir.
oAyrıca gastrin hormonu da mide hücreleri tarafından
üretilir.
Bu hormon mide öz suyunun üretilmesi için gereklidir.

oMukoza tarafında üretilen mukus midenin iç yüzeyini


kaplayarak midenin iç yüzeyinin sindirim enzimlerinden
ve HCl den etkilenmesini önler.
•HCl nin midedeki görevleri :
•İnaktif pepsinojeni, aktif pepsin enzimine çevirir.
•Pepsinin çalışma pH ortamını yaratır.
•Besinlerle gelen bakterilerin yaşamalarını ve üremelerini
engeller.
•Kalsiyum ve demirin bağırsaklardan emilimini
kolaylaştırır.
o Sağlıklı kişide midede besin yokken HCl ve Pepsinojen
salgılanmaz.
o Mideye besin girdiğinde gastrin hormonunun
salgılanmasından sonra HCl ve Pepsinojen salgılanır.
o Bu sayede mide kendi kendini sindirmekten korunur.
o Ayrıca mukus salgısı da mide iç yüzeyini bu sindirimden
korur.
İNCE BAĞIRSAK
o Mide ile kalın bağırsak arasında uzanan yaklaşık 3 cm
çapında 7-8 m uzunluğundadır.
o İnce bağırsakta temel olarak kimyasal sindirim ve besin
monomerlerinin emilimi gerçekleşir.
o İnce bağırsak mideden sonra sırası ile;
1)Oniki parmak bağırsağı (duodenum)
2)Boş bağırsak (jejenum)
3)Kıvrımlı bağırsak (ileum) olarak üç bölümde incelenir.
Oniki parmak bağırsağı (duodenum)
ØYaklaşık 25 cm uzunluğunda, kimyasal sindirimin yoğun
olarak yapıldığı kısımdır.
ØOniki parmak bağırsağının water kabarcığı denilen
kısmına safra kesesinden gelen koledok kanalı ile
pankreastan gelen virsung kanalı açılır.
Ø
ØBoş bağırsak ve kıvrımlı bağırsak bölümlerinde ise
daha çok besin emilimi gerçekleştirilir.
İNCE BAĞIRSAK
Øİnce bağırsak içten dışa
doğru, mukoza, düz kas
(halkalı ve boyuna) ve bağ
dokudan oluşur.
ØMukoza hem salgılama
hem de emilimin yapıldığı
yerdir.
ØEmilme yüzeyini artırmak
amacı ile ; bağırsak boyu
uzun yapıda ve iç yüzeyini
artıran villüs (tümür) ve
mikrovillüs adı verilen
uzantılara sahiptir.
İNCE BAĞIRSAK

ØMidedeki kimüs onikiparmak bağırsağına geçer.


Ø
ØKimüsün etkisi ile onikiparmak bağırsağından
qSekretin
qKolesistokinin
qEnterogastrin hormonları salgılanır.
Øİnce bağırsak bezleri sindirim salgıları da üretir.
o Erepsin
o Maltaz
o Laktaz
o Sükraz
ØOniki parmak bağırsağı Sekretin hormonunu üretir.
ØPankreasın bikarbonat iyonlarını salgılanmasını sağlar.

ØBu salgılar virsung kanalı ile oniki parmak bağırsağı


water kabarcığına aktarılarak ORTAM BAZİKLEŞİR.
ØKolesistokinin hormonu ile de karaciğer ve safra
kesesini uyararak safra salgısının koledok kanalı ile water
kabarcığına akıtılmasını sağlar.

ØAynı zamanda pankreas enzimlerinin ;


o Tripsinojen
o Kimotripsinojen
o Amilaz
o Lipaz
o Nükleaz salgılarının çıkarılmasını sağlar.
Ø

ØSafra da bazik özelliktedir.


ØEnterogastron hormonu ise mideyi uyararak
hareketlerin yavaşlamasını ve mide bezlerinin
salgı çıkarmasını önler.
Ø
ØAçlık durumunda da salgılanarak midenin salgı
üretimini durdurarak mide hareketlerinin
yavaşlamasını sağlar.
KALIN BAĞIRSAK

Øİnce bağırsaktan sonra


gelen kalın bağırsak
sırası ile ;
a)Kör bağırsak (çekum)
b)Kolon
c)Düz bağırsak (rektum)
olarak üç bölümde
incelenir.
KALIN BAĞIRSAK
ØKalın bağırsak yaklaşık 1,5 m uzunluğunda ve 6 cm
çapındadır.
ØKör bağırsak ile ince bağırsağın bağlantı yerde parmak
şeklinde apandis adı verilen uzantı bulunur.
ØKalın bağırsak da ince bağırsak gibi 3 tabakalı yapıya
sahip olup, peristaltik hareket yapar.
ØAncak kalın bağırsakta kimyasal sindirim
gerçekleştirilmez ve villus - mikrovillus bulunmaz.
ØAncak mukoza hücreleri arasında bulunan goblet
hücrelerinin sayısı daha fazladır.
ØSindirim atığı dışkıda ; epitel hücre döküntüleri, yağ,
protein, ölü bakteriler, sindirilmemiş maddeler, selüloz, su
ve mukus bulunur.

ØDışkının rengini safra pigmentleri, kokusunu ise


bakterilerin oluşturduğu kimyasal maddeler belirler.
KARACİĞER
ØKaraciğer yaklaşık 2 kg ağırlığında vücudun en büyük iç
organıdır.
ØSağ ve sol lop olmak üzere iki ana kısımdan oluşur.
ØMikroskopla görülebilen lopçuklar ise karaciğerin yapı
ve görev birimleridir. Tüm olaylar lopçuklarda gerçekleşir.
ØKaraciğer dokusu kendini yenileme özelliğine sahiptir.
ØÜst kısmı diyaframla bitişik olup alt kısmı midenin sağ
üst kısmına yerleşmiştir.
KARACİĞER
•Karaciğerin işlevi sonucunda vücut
dışına atılacak maddeler, lopçuk
merkez toplar damarı (üre) ve lopçuk
safra kanalı (safra) tarafından
karaciğerden uzaklaştırılır.

•Lopçuk kapı toplar damarı ise ince
bağırsaktan emilen besinleri
karaciğere getirir.

•NOT: Bağırsaktan gelen kanın hepsi
ilk olarak karaciğerden geçer.
KARACİĞERİN GÖREVLERİ
ØPankreas ile birlikte kanın şeker oranını düzenler. Glikozu
glikojen olarak depolar ve gerektiğinde glikoza çevirerek kana
verir.
ØDamardan çıkan kanın pıhtılaşmasında kullanılan fibrinojen
ve trombojen (protrombin) proteinlerini sentezler.
ØDamar içinde kanın pıhtılaşmasını önleyen heparini
sentezler.
ØProtein metabolizması sonucu oluşan ve çok zehirli
amonyağı daha az zehirli üre ve ürik aside çevirir.
ØKemiklerin oluşmadığı embriyo döneminde ve kansızlık
durumunda retikülo endotel sistemi ile alyuvar üretir.
KARACİĞERİN GÖREVLERİ
ØKupfer hücreleri ile yaşlanmış alyuvarları parçalar.Bu
hücreler aynı zamanda mikropları fagositoz ile yutarak
savunma görevi de üstlenirler.
ØProvitamin A yı (karoten) A vitaminine dönüştürür.
ØA,D,K vitaminleri ile demir ve bakır gibi mineralleri
depolar.
ØSafra salgılarını oluşturur ve salgılar.
ØVücut ısısının düzenlenmesine yardımcı olur.
KARACİĞERİN GÖREVLERİ
ØMetabolizma sonucu oluşan ve zehirli olan Hidrojen
peroksidi sentezlediği katalaz enzimi ile parçalar.
Ø2 H2O2 ---- katalaz ------> 2 H2O + O2
Ø
ØAlınan bazı ilaçların ve besinlerin zehir etkilerini giderir.
ØEşey hormonlarının fazlasını parçalayarak atılmalarına
yardımcı olur.
ØAlkolün yapısını değiştirerek zararlı etkisini azaltır.
Ancak bu sırada kendi hücreleri zarar görür.
SAFRA SIVISI
ØSafra sıvısı içerisinde ;
Øsafra tuzları,
Økolesterol,
Øyağ asitleri ve
Øsafraya özel rengini veren safra pigmentleri
(bilirubin vb. ) ile
Øsu bulunur.
Ø

ØSafra pigmentleri karaciğerde hemoglobinin


parçalanması ile ortaya çıkar.
Ø

ØSafra sıvısında sindirim enzimleri bulunmaz.


SAFRA TAŞLARI
SAFRANIN GÖREVLERİ
ØMideden gelen asidik özellikteki besin karışımını (kimüs)
nötralize ederek ortamı bazikleştirir, böylece ince
bağırsak ve pankreas enzimlerinin etkinliğini artırır.
ØYağların fiziksel olarak parçalanmasını sağlayarak lipaz
enziminin etkinliğini hızlandırır.
ØYağda eriyen vitaminlerin (ADEK) emilmesine yardımcı
olur.
ØYağ monomerlerinin emilmesine yardımcı olur.
ØVillusların hareketlerini artırarak genel olarak besin
emilimini artırır.
ØAntiseptik özelliği sayesinde zararlı bakterilerin
üremesini engeller.
PANKREAS
ØPankreas midenin altında yaprak şekline bir karma
bezdir.
Øİç salgı bezi olarak langerhans adacıklarından insülin
ve glukagon hormonlarını salgılayarak doğrudan kana
verir.
ØDış salgı bezi olarak da pankreasın acini adı verilen
büyük kısmından sindirim enzimlerini içeren pankreas öz
suyu salgılanır.
ØPankreas salgısı pH değeri 8,5 olan bir sıvıdır ve
bağırsağa gelinceye kadar aktif değildir.
ØPankreas salgısının oluşumunda ; sekretin ve
kolesistokinin hormonları ile vagus siniri birlikte görev
alır.
ØÜretilen pankreas öz suyu virsung kanalı ile oniki
parmak bağırsağının water kabarcığına gönderilir.
ØPankreas özsuyunda bikarbonat iyonları,
karbonhidrat, protein, yağ ve nükleik asitlerin
sindirimini gerçekleştiren enzimler bulunur.
ØBu enzimler; amilaz ,tripsinojen, kimotripsinojen, lipaz ve
nükleazlardır.
ØBu enzimler tersinir olarak çalışmazlar.
ØPankreasın sindirim enzimleri salgılaması, ince
bağırsağın kana verdiği sekretin hormonu etkisi ile
sağlanır.
BESİNLERİN KİMYASAL SİNDİRİMİ
KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ
•Karbonhidratların sindirimi ağızda başlar .
•Tükürük içinde bulunan amilaz (pityalin) enzimi pişmiş
nişasta ve glikojene etki ederek maltoz ve dekstrine (kısa
zincirli polisakkarit) kadar parçalar.
KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ
•Karbonhidratların sindirimi oniki parmak bağırsağında
devam eder.
•Mideden gelen asitli besinlerin bağırsağı uyarması ile
sekretin hormonu salgılanır.
•Bu hormon pankreas özsuyunun pankreastan
salgılanmasını sağlar.
KARBONHİDRATLARIN SİNDİRİMİ
•Karbonhidratların sindirimi ince bağırsakta sonlanır.
•İnce bağırsak tarafından salgılanan Maltaz, Sakkaraz ve
Laktaz enzimleri tarafından sindirilir.
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ
•Proteinlerin sindirimi midede başlar ince bağırsakta sonlanır.
•Midede gastrin hormonunun salgılanması ile birlikte HCl,
Pepsinojen ve lap (rennin) enzimlerinin salgılanması uyarılır.
•Pepsin proteinlere etki ederek onları polipeptitlere veya
peptonlara kadar parçalar.
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ
•Lap enzimi (renin) ise sütteki proteini kazein şeklinde
çökertir.
•Kazein pepsin etkisi ile polipeptit ve aminoasitlere
parçalanır.
•Lap enzimi çocuklarda çok salgılanır, yetişkinlerde azdır
veya hiç yoktur.
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ
•Protein sindirimi oniki parmak bağırsağında devam eder.
•Sekretin etkisi ile pankreastan gelen tripsinojen ve
kimotripsinojen proteinlerin sindirimini devam ettirir.
•Öncelikle tripsinojen ve kimotripsinojen aktif enzim olan
tripsin ve kimotripsine dönüştürülür.
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ
•Bu enzimler mideden gelen polipeptitleri daha küçük
dipeptit ve aminoasitlere kadar parçalarlar.
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ
•İnce bağırsakta protein sindirimi sonlandırılır.
•Erepsin oluşan tüm dipeptitlere etki ederek
aminoasitlere kadar parçalanma işini tamamlarlar.

•NOT :
•Sindirim borusunda salgılanan tüm enzimler protein
yapısındadır.
•Salgılanan tüm enzimler bağırsak sonuna doğru hidroliz
edilerek emilir.
•Böylece protein kaybı önlenir.
YAĞLARIN SİNDİRİMİ
•Yağların sindirimi oniki parmak bağırsağında başlar ve ince
bağırsakta tamamlanır.
•Safra suyundaki safra tuzları yağları fiziksel olarak daha
küçük parçalara ayırarak lipaz enziminin etkisinin
artırılmasını sağlar.

•Ayrıca; nükleik asitler pankreastan gelen ribonükleaz ve


deoksiribonükleaz enzimlerince sindirilir.
BESİNLERİN EMİLİMİ
ØSindirim sonucu oluşan besin monomerlerinin sindirim
organlarının hücreleri tarafından alınarak kan dolaşımına
verilmesine emilim adı verilir.
Ø
ØEmilim olayı difüzyon ve osmoz gibi pasif taşıma
gerçekleştiği gibi aktif taşıma ile de gerçekleşebilir.
Ø
ØGlikoz ve aminoasitlerin epitel hücre zarlarından geçişi
aktif taşıma ile olur.
BESİNLERİN EMİLİMİ
ØAğızda, mide de ve kalın bağırsaklarda emilim
olmasına rağmen emilimin büyük kısmı ince
bağırsaklarda gerçekleştirilir.
Ø
ØAğızda nikotin,ilaçlar, bazı iyonlar, hormonlar vb. emilir.
Ø
ØMidede alkol, su, iyonlar ve ilaçlar emilir.
Ø
ØKalın bağırsaktan ise su, bazı vitaminler (B,K) ve
madensel tuzlar emilir.
BESİNLERİN EMİLİMİ

ØBüyüklükleri aynı olmasına rağmen bazı besin


maddeleri farklı yerlerden ve farklı hızda emilir.
Ø
ØÖrneğin ; Monosakkaritler kıyasladığında en hızlı
galaktoz, sonra glikoz ve en yavaş da fruktozun emildiği
görülür.
BESİNLERİN EMİLİMİ
Øİnce bağırsakta besinlerin emilme yerleri ve oranları da
farklılık gösterirler.
Ø
ØSağlıklı bir insanda , sindirimi tamamlanan
karbonhidratların tamamı, yağların %95 i ve proteinlerin
%90 kadarı ince bağırsak tarafından emilir.
Ø
ØBu nedenle ince bağırsakların %50 kadarı
çıkarıldığında insan yaşamı tehlikeye girer.
BESİNLERİN EMİLİMİ
ØGlikoz, amino asitler, mineraller, su ve vitaminler (B ve C
vitaminleri) ince bağırsaktan emilerek kan kılcallarına geçer.
(%10 kısa zincirli yağ asitleri,tereyağı örneği gibi kısmen suda erime
özelliğinden dolayı kan kılcallarınca emilir)
Ø
ØYağ asitleri, gliserol, monogliseritler ve yağda çözünen
ADEK vitaminleri ise lenf kılcallarına alınarak lenf sıvısı
ile taşınır.
BESİNLERİN EMİLİMİ
BESİNLERİN EMİLİMİ
ØNOT : Sağlıklı bir insanda kapı toplar damarı besin
maddeleri bakımından en zengin konumdadır.
ØKaraciğer üstü toplarda damarı ise besin maddeleri
bakımından daha fakirdir. Çünkü karaciğerde glikozun
fazlası glikojene ve karbonhidrat fazlası yağlara
dönüştürülür.
ØKaraciğer atardamarı oksijence zengindir karaciğere
oksijen getirecektir.
ØAncak uzun süre aç kalan bir insanda tam tersi olarak
karaciğer üstü toplar damarında besin maddeleri daha
zengin olacaktır.

ØÇünkü bağırsaktan besin aktarımı olamayacağından


glikojen glikoza çevrilerek kana verilecektir.
Ø
ØÜre miktarı en yüksek olan damar , karaciğerde üre
oluşturulduğundan karaciğer üstü toplar damarıdır.
Øİnsanda besinlerle alınan organik bir molekülün
sindirimi ile oluşan monomerlerin hücrelerde kullanımı
sırasında gerçekleşen olaylar aşağıda verilmiştir.
ØBu olayların meydana geliş sırası nasıl olmalıdır?
1.Pepsin enziminin etkinliği
2.Amino asit emilimi
3.Üre oluşumu
4.Gastrin hormonu salgılanması
5.Amonyak oluşumu
6.Dipeptit oluşumu
ØKaraciğerin sindirime yardımcı bir organ olarak kabul
edilmesinin nedeni aşağıdakilerden hangileridir?
Ø
I.Sindirim enzimi üreterek ince bağırsağa göndermesi
II.Safra öz suyunu oniki parmak bağırsağına göndermesi
III.Sindirim için bazı hormonları salgılaması.

You might also like