Erkek hipogonadizmi tanı ve tedavi • Erkeklerde seksüel gelişim ve üreme fonksiyonlarının tümünün gelişebilmesi hipotalamik hipofizer ve gonadal hormonların belli bir düzen içinde aktivasyonu sonucu olabilmektdir. • Androjen yetmezliği tanısı için uygun semptom ve bulgular ile uyumlu düşük testosteron düzeyleri gereklidir. Erkeklerde androjen yetmezliği düşündürecek semptom ve bulgular A. Özgün semptom ve bulgular İnkomple veya gecikmiş seksüel gelişim, önokoidizm Libido ve seksüel aktivite azalması Spontan ereksiyon azalması Jinekomasti Çocuk sahibi olamama, sperm yokluğu veya düşüklüğü Küçük veya küçülmüş testis (<5 ml) Ateş basması, terleme Boy kısalması, düşük travmalı fraktür, kemik mineral yoğunluğunda azalma B. Daha az özgünlükteki semptom ve bulgular Gücünde, motivasyonunda, kendine güvende azalma Konsantrasyon ve hafıza zayıflığı Kendini kötü hissetme, depresif düşünce Kas gücü ve kitlesinde azalma Beden kitle indeksi ve yağ oranında artış Fiziksel veya çalışma performansında azalma Tanı
• Total testosteronun genç erkeklerde saat
08,00’de en yüksek ve saat 20,00’de yaklaşık olarak %70 azalma gösteren diurnal bir ritmi olduğundan kan örneğinin sabah saatlerinde saat 11,00’den önce 07,00–11,00 saatleri arasında alınması ve en az iki kez tekrarlanması uygundur • SHBG düzeyinde değişikliğe yol açan hastalıkları olanlarda veya alt limitlere yakın total testosteron düzeyi nedeniyle tanı da tereddüt edilen olgularda serbest testosteron düzeyleri ölçülmelidir. SHBG düzeyinde değişikliğe yol açan hastalıklar SHBG ↓ • Obezite • Glukokortikoid, progestin, androjen kullanımı • Hipotiroidizm • Nefrotik sendrom SHBG ↑ • Yaşlanma • Hepatik siroz • Hipertiroidi • Östrojen kullanımı • HIV infeksiyonu • Androjen yetmezliği tanısı kondu ise olgudan serum LH ve FSH düzeyleri istenerek primer ve sekonder hipogonadizm ayırıcı tanısı yapılmalıdır. • Androjen yetmezliği araştırmaları akut veya subakut hastalık dönemlerinde yapılmamalıdır • Sekonder hipogonadizmde hipotalamik veya hipofizer ayırıcı tanısı için serum PRL ve demir saturasyonu ile hipofiz fonksiyonunun değerlendirecek testler ile hipofiz MR’ı istenmelidir • Primer yetmezlik düşünülen olgularda özellikle testis volümü 6 ml’den düşük olanlarda mutlaka karyotip analizleri ile Klinefelter Sendromu ekarte edilmelidir. • Düşük travmalı fraktürü olanlarda ve şiddetli androjen yetmezliği olanlarda DXA ile kemik mineral yoğunluğu ölçülmelidir • Hipogonadizmin klinik formlarının ve hastalığa tanının konduğu yaş grubu ile ilgili olarak farklı klinik yakınmalar olabilmektedir. Geç ortaya çıkan erkek hipogonadizm • Normal pubertel gelişim ve sekonder seks karakterlerine sahip erkeklerde düşük testosteron düzeyleri ve buna bağlı komorbiditelerin eşlik ettiği bir sendrom • Tip 2 DM • Hemokromatozis • Tiroid fonksiyon bozukluğu • KOAH • Hiperprolaktinemi • Vitamin D eksikliği • Obezite, • metabolik sendrom • Depresyon • Romatoid artrit • Glukokortikoidler • HIV • Bazı ilaçlar (morfin, statin) • Renal hastalıklar tedavi • Prepubertal ve yetişkin hipogonadizminde tedavinin hedefleri; • Seksüel fonksiyon, libido, sağlık durumu ve davranışının iyileştirilmesi • Virilizasyonun sağlanması ve sürdürülmesi • Kemik dansitesinin artırılması ve osteoporozun önlenmesi • Gelecekteki kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak • Fertiliteyi sağlamak olmalıdır. • Testesteron • hCG • hMG (FSH) Takip Başlangıçta; • Prostat hiperplazisi ile ilgili semptomları sorgula, uyku apnesi hikayesi sorgula, • Dijital rektal muayene yap • Bazal testosteron, PSA ve Hb, Hct seviyelerini ölç, • PSA seviyeleri 4 ng/ml’den yüksek veya dijital rektal muayene anormal ise prostat biyopsisi öner Takip • Suboptimal cevap varsa ilk 1-2 ay doz ayarlaması için iyi değerlendirme yap • İlk yılda 6 ayda bir sonra yıllık kontrol testleri tekrarla • Üriner semptomları değerlendir, jinekomasti ve uyku apnesinde artışı değerlendir. • Dijital rektal değerlendirme yap, • Testosteron, PSA ve Hb, Hct seviyelerini ölç, • Dijital rektal muayenede değişiklik varsa ve PSA da anlamlı artış varsa prostat biyopsisi öner. Genel popülasyonda androjen yetmezliği taraması önerilmemektedir. Aşağıdaki durumlarda ise düşük testosteron düzeyleri kuvvetle muhtemel olması nedeniyle serum total testosteron düzeyleri istenmelidir: • Hipofiz kitlesi, hipofiz bölgesine radyoterapi veya sella bölgesinin diğer hastalıkları • Testosteron yapım veya metabolizmasını etkileyecek ilaçlar ile yapılan tedaviler • HIV’a bağlı kilo kaybı • Son dönem böbrek yetmezliği ve devam eden hemodiyaliz tedavisi • Osteoporoz veya düşük travmalı fraktür özellikle genç erkeklerde • Tip 2 diabetes mellitus • Orta düzeyden- ileri düzeye kronik obstrüktif akciğer hastalığı Primer overyan yetersizlik ➢ Kadınlarda 40 yaşın altında ortaya çıkan primer hipogonadizm (hipergonadotropik hipogonadizm) olarak tanımlanır (prematür over yetersizliği). ➢ POY; oosit kaybı, folikülogenez-over östrojen üretiminin eksikliği ve infertilite ile karakterizedir • Seks steroidleri düzeyi azalmış (kendi yaşına ait referans değerlerinin 2 standart sapma kadar altında), gonadotropin düzeyi artmış ve amenoresi olan kadınlarda prematüre over yetersizliği (POY) tanısı konur. • Ortaya çıkan semptomlar menopoz benzeridir. POY bir erken menopoz değildir, erken menopoz ile de karıştırılmamalıdır. • POY’da overyan yetersizlik intermittandır, 40 yaş altındadır, gebelik mümkün olabilir. POY’un nedenleri çok çeşitlidir. • İyatrojenik veya spontan olabilir. • Kromozomal ve genetik anomaliler • otoimmün hastalıklar • viral infeksiyonlar • tedaviler (örneğin pelvik cerrahi, kemoterapi, radyoterapi Ancak, olguların önemli bir kısmında, herhangi bir etiyolojik faktör tanımlanamamaktadır. • Primerover yetmezliği (POY), menstrüel fonksiyon değişikliği (oligomenore ve/veya amenore), yüksek serum gonadotropin, düşük serum östradiol konsantrasyonları ve sıcak basmaları, vajinal kuruluk gibi östrojen eksikliği belirtileri ile karakterizedir • Adet bozukluğu olmaması POY’u ekarte ettirmez. Birçok kadında foliküler gelişim, normal östrojen düzeyleri ve normal regl ile aralıklı yumurtalık fonksiyonu olabilmektedir • Patogenetik mekanizmalar iki ana kategoriye ayrılabilir: • I- Hızlandırılmış foliküler tükenme • II-Ooosit kaybı olmadan foliküler disfonksiyon (steroid üretiminde azalma] Foliküler tükenme nedenleri: 1. X kromozom monozomi/anöploidi veya mozaisizm (Turner Sendromu, 47XXX gibi) 2. X kromozom anormallikleri (Xr, Xi, ring chromosome, t (X; A), frajil X premutation gibi) 3.Galaktozemi 4. Sitotoksik tedavi 5. Radyasyon 6. İnflamasyon Turner sendromu • İkinci bir X kromozomu eksikliğidir (45X0) ve insanlarda en sık görülen kromozom kusurudur. • POY’un en sık nedenlerinden biridir. Meydana gelen gebeliklerin %1,5, spontan düşüklerin %10 ve 1/2500 canlı doğumda bir görülür. • TS’de atrezik folikül (çizgi gonad) oluşur. Pubertal gelişimin olmaması, primer amenore ve morfolojik kusurlar (boy kısalığı, perdeli boyun ve kare şekilli göğüs gibi) başlıca kliniği oluşturur. • Over disfonksiyonu derecesi değişkendir. 45XO karyotipine sahip fetuslarda overlerin inutero gelişimi normaldir. Ancak, doğumdan sonra, ikinci X kromozomunun yokluğu nedeni ile POY’a yol açan hızlanmış bir foliküler atrezi görülür. TS’de, X kromozomunun tam yokluğundan çok genellikle mozaisizm;[ 45, XO/46 XX gibi] • TS’de sadece üreme sağlığı bozulmaz. TS’de; erken kardiyovasküler sorunlar (aort anevrizması, kapak hastalıkları, hipertansiyon), işitme kayıpları, obezite, lipid, diyabet gibi metabolik problemler, tiroid hastalıkları, kemik erimesi, yaşam kalitesinde eksiklikler, normal bireylere göre yaş ilerledikçe daha çok ve sık ortaya çıkar. • TS genetik analizinde Y kromozomu saptanması halinde gonadal tümör gelişim riski vardır, bu grup hastalarda erken cerrahi tedavi önerilmektedir. • II. Foliküler disfonksiyon Bu bozukluklar normal FSH negatif feedback kaybı ve östradiol üretiminin azalması ile sonuçlanan estradiol prekürsör üretiminin veya aromataz fonksiyonun genetik hastalıklarıdır Tanı • Düzensiz menstruasyonlu ve 40 yaşından daha genç kadınlarda, serum FSH konsantrasyonları ölçümü yapılmalıdır. Amenore olması gerekmez • FSH düzeyi postmenopozal düzeyde (>30 ila 40 IU/L) çıkması ile POY tanısı konur. • 1 ay ara ile 2 kez bakılması uygun olabilir • adet döngüsünün 3. gününde bakılan serum FSH düzeyi >10 ila 15 IU/L iken eş zamanlı serum östradiol ≥80 ug/mL ise daha düşük doğurganlık ve ‘gizli POY’ düşünülmelidir. Gizli POY’da, infertilite varlığında azalmış over rezervinden bahsedilmektedir. Ayrıca 3. gün FSH ve östradiol ölçümlerine ek olarak, serum antimullerian hormon konsantrasyonu ve transvajinal ultrason ile antralfolikül sayısının ölçümü de tanı ve rezerv amacıyla kullanılmaktadır. Ayırıcı tanı Menstrüel döngü disfonksiyonu ile ilgili diğer nedenleri ekarte etmek için; • - gebelik testi yapılmalı, • - serum prolaktin konsantrasyonuna bakılmalı • - progestin çekme testi yapılmalıdır • - altta yatan nedenin aydınlatılması için otoantikorlara bakılabilir. • Adrenal otoantikorlar: Spontan POY olan kadınların yaklaşık %3’ünde asemptomatik otoimmün adrenal yetersizlik bulunmaktadır • Spontan POY olan genç kadınlarda otoimmün hipotiroidi riski de vardır ve bu durum için hasta taranmalıdır. • Karyotip- TS belirtileri olan veya olmayan, POY olan tüm hastalara, temel değerlendirmenin bir parçası olarak karyotip yapılmalıdır. X kromozom anormallikleri saptanabilir, Y kromozom ihtiva eden bulgularda gonadal tümör gelişim riski nedeni ile ooferektomi gerektireceğinden önem arz eder • FMR1 mutasyon için test- • DEXA ile kemik mineral yoğunluğu değerlendirmek önerilir Tedavi ➢POY’da erken hormonal eksikliği yerine koymak önemlidir ve gereklidir ➢Hormon tedavisinin amaçları; • pubertal gelişimi sağlamak • östrojen eksikliği semptomlarını tedavi etmek • bunun uzun dönemde bırakabileceği sekelleri en aza indirmektir ➢ Bunun için de egzojen östrojen replasmanı önerilir. Replasmanın yokluğunda POY’da kadınlar artmış risk altındadır : • Vazomotor semptomlar, sıcak basması, vajinal kuruluk, gece terlemesi, yorgunluk ve ruh hali değişiklikleri de dahil olmak üzere östrojen eksikliğinin belirtileri vardır. • Osteopeni ve osteoporoz ve kırıklar daha yüksek oranda görülür. • Bozulmuş endotel fonksiyonu vardır, kardiyovasküler morbidite ve mortalite artmıştır. • Azalmış cinsel esenlik • Bozulmuş bilişsel fonksiyon, bilişsel gerileme risk artışı mevcuttur. Created by free version of DocuFreezer Hormon tedavisini belirleyen faktörler; hastanın yaşı, cinsel olgunluk düzeyi, amenore süresi, amenorenin primer ya da sekonder oluşu ve hormon tedavisinin kullanımını etkileyecek risk faktörlerinin varlığıdır