Professional Documents
Culture Documents
2022 Ders Notları Ataturk
2022 Ders Notları Ataturk
BÖLÜM
OSMANLI DEVLETİNİN YIKILIŞ SEBEPLERİ
Osmanlı Devleti’nin gerilemesine ve daha sonrada çöküşüne sebep olarak gösterilen nedenlerin
başında mülki idarenin ve ordu teşkilatının bozulması, ilmiye sınıfının yetersiz kalması, adliye
mekanizmasının çöküşü ve ekonomik yapının bozulması gelmektedir.
1. Mülki İdarenin Bozulması:
Osmanlı Devleti, eski Türk hâkimiyet anlayışına göre, veraset usulüyle tahta geçen
hükumdarlarca yönetilmekteydi. Devletin başında Osmanlı hanedanına mensup bir hükümdar
bulunurdu. Hanedan üyelerinden kimin hükümdar olacağı ile ilgili kesin çizgilerle belirlenmiş bir kural
yoktu. Hükümdarın ölümünden sonra hanedan üyelerinin her biri gücü ve nüfusu varsa, sonucuna
katlanmak şartıyla taht üzerinde hak iddia edebilir ve mücadelesinde başarılı olması halinde iktidarı
ele geçirirdi.
Daha sonra 1603 yılında tahta geçen I. Ahmet Döneminde bu usul değiştirilerek yerine
hanedanın en büyük erkeğinin tahta geçirilmesini öngören, Ekberiyet sistemi getirildi. Bu sistem taht
kavgalarını ve dolayısıyla kardeşkanı dökülerek devletin iç bunalıma itilmesini önlemiştir. Ancak
iktidarı elde etmede sadece yaşın ölçü olması, şahsi yeteneklere bakılmayışı, yetersiz hanedan
üyelerinin de devletin başına geçmesine yol açmıştır.
Ayrıca Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde uygulanan şehzadelerin sancaklara
gönderilmesi uygulaması kaldırılmış, şehzadelerin sarayda tutulması, devleti yönetme alışkanlığından
uzak, deneyimsiz padişahların ülkeyi kötü yönetmelerine neden olmuştur. Devleti iyi yönetemeyen,
eğitimi yetersiz padişahların yönetime gelmesi de, yukarıdan aşağıya doğru mülki idarenin tüm
kademelerinde bozulmaya yol açmıştı. Hükümdarlık müessesesindeki bu bozulma sonucunda liyakat
usulü ortadan kalkmış, yeteneksiz ve ehliyetsiz kişiler toplumda huzur ve mizamı sağlamaktan çok
huzursuzluk kaynağı olmaya başlamışlardır.
2. Ordu Teşkilâtının Bozulması:
Osmanlı ordusu başlangıçta yaya ve müsellemlerden (atlı) oluşan, savaş zamanlarında toplanan
bir uç beyliği ordusu niteliğindeydi. Devletin kurulmasından sonra yaşanan gelişmelere paralel olarak
ordu da yeniden teşkilâtlandırılmıştır. Devlet tam anlamıyla kurulduğunda, Osmanlı Kara Ordusu
Yeniçeri Ocağı (Kapıkulu) ve Tımarlı Sipahiler olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.
Devletin en güçlü olduğu dönemlerde, ordunun çoğunluğunu Tımarlı Sipahiler
oluşturmaktaydı. Ancak gerileme döneminden itibaren her iki askeri birlikte çağın gerektirdiği
yeniliklere ayak uyduramamış, bunun sonucunda Osmanlı ordusu eski savaş gücünü yitirmiş,
disiplinsiz, amirine başkaldıran, yeniliklere tavır alan bir insan topluluğu görünümüne bürünmüştür.
Özellikle yeniçeri teşkilâtı düşmandan çok kendi yönetimini ve halkını korkutan bir ordu haline
dönüşmüştür.
Tımarlı Sipahi sisteminin bozulmasında ise, bu teşkilâtla doğrudan ilgili olan dirlik denen
toprak sisteminin bozulması etkili olmuştur. Bir hizmet karşılığı verilen dirliklerin hakkı olanlarla değil
de iltimasla rastgele şahıslara verilmesi Tımarlı Sipahi sisteminin de bozulmasına yol açmıştır. Bu
durum alınan tüm önlemlere rağmen Tımarlı Sipahi sayısının hızla azalmasına ve Yeniçeri Tımarlı
Sipahi dengesinin Yeniçeriler lehine bozulmasına neden olmuştur.
Preveze deniz zaferiyle Akdeniz’in en üstün gücü haline gelen Osmanlı donanması ise 17.
yüzyılda gerilemiştir. Avrupa’daki gemi teknolojisine ayak uyduramayan Osmanlı donanması 19.
yüzyılda büyük ölçüde çökmüştür.
Kara ve deniz kuvvetlerinden oluşan Osmanlı ordusunun devletin kuruluş dönemindeki gücünü
devam ettirememesinin ve çöküntüye uğramasının nedenlerini şu üç maddede özetlemek mümkündür:
- Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarındaki dinamizmini sürdürememesi buna bağlı olarak
Osmanlı ordusunun gelişen Avrupa orduları karşısında yetersiz kalması
- Avrupa orduları ateşli silâhlarla donatılırken Osmanlı devletinin bu konuda gerekli
duyarlılığı gösterememesi. Yakın Çağda dışarıdan modern silâh alma çabalarının da
sonuçsuz kalması
- Gerileme döneminden itibaren uğranılan yenilgilerin orduda moral çöküntüsü yaratması.
Bu çöküntünün tedbir alınarak giderilmesi yerine teşkilâtın ihmal edilmesi.
Bu sebeplerden dolayı çöküntüye uğrayan Yeniçeri Ocağı önce ıslah edilmeye çalışılmış, III.
Selim Döneminde Nizam-ı Cedid kurulmuştur. Ancak bu çabalar Padişahın canına mal olunca Ocak,
Vaka-yı Hayriye olayı ile 1826’da II. Mahmut tarafından kaldırılmış ve yerine Asakir-i Mansure-i
Muhammediyye ordusu kurulmuştur.
3. İlmiye Teşkilatının Yetersiz Kalışı:
Osmanlı ilmiye Teşkilatı XV. ve XVI. yüzyıllarda çağdaşlarına göre oldukça ileri bir
seviyedeydi. Fatih döneminde Osmanlı Medreseleri, gerek eğitim kadrosu, gerekse program
bakımından çok zengindi. Yükselme devirlerinin devlet adamlarını ve devlet kadrolarını yetiştiren
Osmanlı İlmiye Teşkilatı, XVIII. ve XIX. yüzyıla gelindiğinde çok farklı bir mahiyet almıştır. Zamanın
şartlarına göre Avrupa’daki ilmi gelişmeleri takip edemediği gibi pozitif bilimler lüzumsuz ve faydasız
görülerek medreselerden çıkarılmış ve sadece dini ilimler verilmeye başlanmıştır.
Diğer taraftan önceleri eğitim çalışmalarını teşvik etmek amacıyla çıkarılan “beşik ulemalığı”
daha sonra suiistimal edilmiş ve gerekli eğitimi almadan bu payeyi alan bilim adamları türemiştir.
Zamanla bu kişilerden dolayı medrese, ilimle uğraşmayan, siyasetle uğraşan bir yapıya dönüşmüştür.
Bu durum, medreseye hem itibarını hem de muhtariyetini kaybettirip, onu siyasetin emrine sokmuştur.
Müderrisler yani ulema sınıfı, maddi ve siyasi menfaatler elde etmek için medreseyi vasıta olarak
kullanmışlardır. İlmi payeler kayırma ve rüşvetlerle elde edilmeye başlanmış ve eski yapısını kaybeden
medrese, kendisiyle birlikte devleti ve toplumu da çöküşe sürüklemiştir.
Yakınçağda özellikle II. Mahmud döneminde eğitimle ilgili reformlar yapılmaya çalışılmışsa
da bu reformlar medresenin dışında gerçekleşmiştir. Bu durum eğitimde birliği bozmuştur. Bir taraftan
medreseler eğitim faaliyetlerine devam ederken diğer taraftan batı tarzında eğitim veren başka okullar
eğitimini sürdürmüştür.
EY MA
LALE DEVRİ ISLAHATLARI(1718-1730):
1718 Pasarofça antlaşması ile başlayıp 1730 Patrona Halil İsyanıyla sona eren devire Lale Devri
ŞB LA
denir. Padişah III.Ahmet , sadrazam ise Nevşehirli Damat İbrahim Paşadır.
KU YA
- İlk kez itfaiye bölüğü kuruldu. (tulumbacılar ocağı)
- İlk kez İstanbul'da kumaş fabrikası açıldı. Çini atölyeleri açıldı.
- Sivil mimari gelişti. Birçok saray, köşk, kasır, çeşme, kütüphane yapıldı.
- Pek çok doğu klasiği Türkçeye çevrildi.
- Resim ve minyatür de gelişti.
- NOT: Lale Devri Osmanlı Devleti'nde Batı'nın üstünlüğünün kabul edildiği ve Batı'nın örnek
TO OP
alınarak ıslahat yapıldığı ilk dönemdir.
- Humbaracı Ahmet Paşa Humbaracı ve Topçu ocaklarını modern usullere göre yeniden
düzenledi.
ER S K
- Baron de Tott Avrupa'dan getirtilerek yeni bir topçu ocağı kuruldu. Sürat topçuları adı verilen
ocak kuruldu.
- Deniz Mühendishanesi açıldı (Mühendishane-i Bahri Hümayun-1773).
- III. Mustafa, maliyeyi düzletmek için "Esham-ı Tahvilat" ismiyle borçlanma senetleri çıkardı.
EY MA
- Planlı ve programlı ıslahatlar için padişaha raporlar sunuldu.
- Avrupa’ya (Viyana, Paris, Londra, Berlin) kalıcı elçilikler açıldı. İlk elçi Londra’ya giden
Yusuf Agâh Efendidir.
- Nizam-ı Cedid Ordusu (batı tarzı kurulan ilk ordu) kuruldu. Ordunun masrafları için ise İrad-
ı Cedid hazinesi kuruldu.
- Mühendishane-i berri hümayun (Kara Mühendishanesi) adında askeri bir okul açıldı.
ŞB LA
- Mühendishane-i Bahri Hümayun geliştirildi.
- Matbaa-i Amire adında (Darü't-tıbbaatü'l-amire vb. isimler de almıştır) devlet matbaası
kuruldu.
- Yabancı dil eğitimine önem verilmiş, Arapça ve Farsça’nın yanında Fransızca da okullarda
ders olarak gösterilmeye başlanmıştır.
- Yerli malı kullanımı teşvik edildi.
KU YA
- Eyaletler yeniden düzenlenerek, vezir derecesinde yöneticiler atandı.
- Tercüme faaliyetleri yapıldı.
TANZİMAT DÖNEMİ
EY MA
(1839-1876)
1839 yılında Tanzimat Fermanının ilan edilmesinden, 1876 yılında Meşrutiyetin ilanına
kadar olan dönem “Tanzimat Dönemi”dir. Bu dönemin padişahlarına baktığımızda ise Sultan
Abdülmecit (1839-1861) ile Sultan Abdülaziz’i (1861-1876) görmekteyiz.
A. SULTAN ABDÜLMECİT
1- Tanzimat Fermanı
ŞB LA
3 Kasım 1839 tarihinde ilan edilen Tanzimat Fermanı, II. Mahmut’un ölümünün
ardından tahta geçen oğlu Abdülmecit döneminde, Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından
okunmuştur. Gülhane parkında okunan bu fermana “Gülhane Hatt-ı Hümayunu” ya da
Tanzimat-ı Hayriye de denilmiştir.
Tanzimat Fermanının ilan edilmesindeki temel amaç Osmanlı devletinin yıkılmasını
önlemektir. Yönetimde ve yasalarda çeşitli değişiklikler yaparak hedeflenen amaca ulaşılmak
KU YA
istenmiştir. Tanzimat’ın ilanıyla İngiltere ve Fransa gibi Avrupa devletlerinin Osmanlı
Devletinin içişlerine karışması engellenmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte Mısır meselesinde
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya karşı Avrupa’dan yardım bekleyen Osmanlı Devleti, bir taraftan
da Avrupa’yı içişlerine karıştırmamaya çalışarak sorunların içinden çıkılmaz bir hale doğru
gitmiştir.
Tanzimat Fermanının ilkelerine bakacak olursak;
TO OP
- Tüm halkın can, mal ve namus güvenliğinin sağlanması,
- Vergi adaletsizliğinin ortadan kalkması ve herkesin gelirine göre vergi alınması,
- Askerliğin vatan görevi olarak kabul edilmesi ve erkeklere dört yıl mecburi askerlik,
- Mahkemelerin açık yapılması ve hiç kimsenin haksız yere idam edilmemesi,
- Özel mülkiyetin güvence altına alınması ve miras bırakabilme hakkının sağlanması
- Rüşvet ve adam kayırmanın ortadan kaldırılması
ER S K
2- Islahat Fermanı
Islahat Fermanı, Kırım Harbinin son yıllarında hazırlanarak Paris
Antlaşmasının imzalanmasından altı hafta önce, 28 Şubat 1856’da Bâb-ı Âlî’de bütün
bakanlar, yüksek memurlar, şeyhülislâm, patrikler, hahambaşı ve cemaat ileri gelenleri önünde
okunarak ilân edildi ve Paris Antlaşmasını hazırlayan devletlere bildirildi. Tanzimât
Dönemi'nin önde gelen devlet adamlarından biri olan Sadrazam Mehmed Emin Âli Paşa
tarafından büyük Avrupa devletlerinin arzuları doğrultusunda hazırlanarak yürürlüğe
M
konmuştur.
Islahat Fermanının ilan edilmesinde yabancı devletlerin Osmanlı içişlerine karışmalarını
engellemek; Kırım savaşında İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devletini desteklemesi 1;
KA
1
Kâğıt üzerinde, savaşın galiplerinden olan Osmanlı Devleti, aslında savaştan çok büyük zarar alarak çıkmıştır.
Çok pahalı olan bu savaşı yürütebilmek için Osmanlı devleti, ödeme yeteneğinin çok üstünde borç almıştır.
Endüstrileşmeyi kaçırdığı için ekonomisi çağdışı kalmış olan devlet, bu borçların altından kalkamayacak ve 1881
yılında II. Abdülhamit döneminde Düyunu Umumiye idaresinin kurulmasıyla, Avrupalı devletlerin mali denetimi
altına girip, yarı sömürge olacaktır.
yatmaktadır. Fakat en büyük etken İngiltere ve Fransa gibi devletlerin Osmanlı içişlerine
karışmak için azınlıkların haklarının sağlanması konusunda baskı yapmasıdır.
Fermanın ilkelerine bakacak olursak;
EY MA
- Din ve mezhep özgürlüğünün genişletilmesi,
- Hıristiyan ve Musevileri küçük düşüren sözlerin kullanılmasının yasaklanması,
- Azınlıkların devlet memuru olabilmesi ve her türlü okula gidebilmelerinin
sağlanması,
- Mahkemelerin halka açık olması ve herkesin kendi dinine göre yemin etmesi,
- İşkence, dayak ve angaryanın kaldırılması,
ŞB LA
- Hıristiyanların da il meclislerine üye olmasının sağlanması,
- Herkesin banka ve şirket kurma hakkına sahip olması,
- Hıristiyanlar için bedelli askerliğin getirilmesi
gibi hükümleri görmekteyiz.
Islahat ferman ile birlikte devlet tüm toplumu dil, din ve ırk ayrımı gözetmeksizin
kaynaştırmak ve yeni bir Osmanlı toplumu meydana getirmek istemiştir (Osmanlıcılık fikri
KU YA
çerçevesinde). Fakat bu fermanla azınlık sorunları ortadan kalkacağına daha da artmış ve
azınlık isyanları hız kazanarak devam etmiştir. Azınlıklara verilen geniş haklar neticesinde
Müslüman halkın tepkisi giderek artmıştır. Nitekim bu süreçte açılan azınlık okulları,
gayrimüslimlerin katıldığı milliyetçi isyanlarda aktif rol oynamıştır.
B. SULTAN ABDÜLAZİZ
Ülke genelinde yeni vilâyetler ilân edildi ve İstanbul Üniversitesi Fransız Eğitim sistemi örnek
alınarak tekrar düzenlendi. Doğu Ekspres'in bir durağı olan Sirkeci Garı'nın temelleri
Abdülaziz döneminde atılmıştır. Abdülaziz'in 15 senelik hükümdarlığı boyunca yaptığı bazı
yenilikler şunlardır;
- Vilayet Nizamnamesi yayınlanmıştır,
- Danıştay kurulmuştur,
- Nizamiye mahkemeleri kurulmuştur,
M
MEŞRUTİYET DÖNEMİ
Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik sorunları, 17. yüzyıldan itibaren toprak kaybetmesi ve
sürekli bütçe açığı vermesiyle başladı. Avrupa devletleriyle imzalanan serbest ticaret antlaşmalarıyla
ülkeye giren mallardan düşük gümrük vergileri alınıyordu. Bu hem devletin gelirlerini azaltmış hem de
yerli sanayinin gerilemesine yol açmıştı. Ekonomik sıkıntıların yanı sıra, özellikle 1789 Fransız
Devrimi'nin etkisiyle yayılan özgürlükçü düşünceler ve milliyetçilik akımı, Osmanlı İmparatorluğu’nu
EY MA
düzeltilmesi gerekçesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nu reformlar yapmaya zorladılar. 1839’daki Tanzimat
Fermanı ile 1856’daki Islahat Fermanı’nın ilanları bu tür koşullarda gerçekleşti.
Öte yandan 1860'larda bir aydın hareketi olarak Genç Osmanlılar ortaya çıktı. Namık
Kemal ve Ziya Paşa gibi aydınlar, Avrupa ülkelerindeki anayasal monarşilerden etkilenerek Osmanlı
İmparatorluğu’nun meşrutiyetle yönetilmesi gerektiğini savundular. Osmanlı
İmparatorluğu, 1850'lerden itibaren dış borç almaya başlamıştı ve 1870'lere gelindiğinde devlet hem
ekonomik hem de siyasal bunalıma sürüklenmişti. Bu bunalım sırasında Mithat Paşa ve arkadaşları 30
ŞB LA
Mayıs 1876'da Abdülaziz'i tahttan indirerek yerine V. Murat'ı geçirdiler. Ne var ki, V. Murat aydınların
ve ilerici devlet adamlarının istediği reformları yapabilecek biri olmasına rağmen ruh sağlığı bozulduğu
için tahtan indirildi. Yerine II. Abdülhamit meşrutiyeti ilan edeceği sözünü vererek padişah oldu.
II. ABDÜLHAMİD
KU YA
I. Meşrutiyet
TO OP
ER S K
M PÜ
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
ER S K
M PÜ
KA
EY MA
-Osmanlı Devletinde ilk kez Anayasal Düzen kuruldu.
-Osmanlı Parlamentosu; Padişahın seçtiği üyelerden oluşan Ayan Meclisi ve Halkın seçtiği
milletvekillerinden oluşan millet Meclisi olarak iki meclisten oluştu.
- Osmanlıcılık fikri etkin bir biçimde bu dönemde uygulanarak Osmanlı Milleti bilinci
oluşturulmaya çalışıldı.
Birinci Meşrutiyet ile Avrupa’nın iç işlerimize artık karışmayacağı, azınlıkların
ŞB LA
isyanlarının sona ereceği ve Osmanlı Devletinin parçalanmaktan kurtulacağı düşünülüyordu.
Fakat bu düşüncelerin aksine Avrupa içişlerimize karışmış, azınlık isyanları giderek artmış ve
Osmanlı Devleti yıkılışın eşiğine gelmiştir.
II. Meşrutiyet
Osmanlı Devletindeki bütün unsurların birliğini sağlamak suretiyle bir Osmanlı Milleti
KU YA
oluşturmak temel düşüncesi üzerine kurulan I. Meşrutiyet, II. Abdülhamit’in Osmanlı Rus
savaşını bahane ederek meclisi kapatması ve Kanun-i Esasi’yi askıya alması, Türk aydınlarını
çökmekte olan devleti kurtarabilmek için yeni arayışlara sevk etmiştir. Çare olarak Mebusan
Meclisinin tekrar açılması, Osmanlı bütünlüğünün korunması, Osmanlıcılık fikrinin
savunulması ve kapitülasyonların kaldırılması görülüyordu. Bu çareler içerisinde süreç II.
Meşrutiyetin ilanına doğru gidecek ve II. Abdülhamit tahttan indirilecekti.
TO OP
Meşrutiyetin ilanında temelinde Genç Osmanlıların olduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti
etkin rol oynamıştır. Meşruti idarenin tesis edilmesi için Balkanlar’da özellikle genç subaylar
hareketlilik içindeydiler. O sıralarda meşrutiyet hareketini tetikleyen bir olay meydana gelmişti.
9-10 Haziran 1908’de İngiliz kralı III. Edward ile Rus Çarı II. Nikola’nın Reval görüşmeleri
gerçekleşti. Reval görüşmesinin hemen arkasından, Rusya ile İngiltere’nin Osmanlı Devletini
paylaşma ve parçalama konusunda anlaştıkları, dolayısıyla Rumeli’de Osmanlı’nın sonunun
ER S K
E Y MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
E Y MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
Ş B LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
E Y MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
S
PÜ
ER
M
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
Ş B LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
Ş B LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA
EY MA
ŞB LA
KU YA
TO OP
K
ÜS
MP
ER
KA