You are on page 1of 26

BİLİM:

 Geçerliliği kabul edilmiş düzenli ve sistemli bilgiler topluluğu.

BİLİMİN İŞLEVLERİ:
 Anlama: Var olan durumun keşfedilmesi, ayrıntılı biçimde tanımlanmasıdır.
 Açıklama: Neden var oldu bu bilgi. O durumun nedenlerini bilmek istiyoruz.
 Kontrol: Bu durumu, olayı nasıl kontrol altına alırım?

BİLİMİN ÖZELLİKLERİ:
 Sistemli olması
 Mantıksal olması – Mantıksal çıkarım kurallarına uygun ve çelişkisizdir.
 Olgusal olması – Doğrudan ya da dolaylı olarak gözlemlenebilir, betimlenebilir,
ölçülebilir, kanıtlanabilir olmasıdır.
 Nesnel olması – Kişiden kişiye değişmemesi, objektif olması, tarafsız
 Seçici olması – Araştırmaya değer olaylar bilimin konusu olabilir. Sorusunun yanıtını
bilemeyeceğiz olaylar konusu değildir.
 Genelleyici olması – Elde ettiği bilgileri benzer durumlara geneller

BİLİMSEL YÖNTEM:
 Bilim bilgi edinmenin bir yolu olarak bilimsel yöntemi kullanır.
 Kanıtlanmış bilgi elde etmek için izlenen yol.
 Bilim yapmak için kullandığımız en kestirme, en sağlıklı, en sistematik yol.
 Problem çözmek için izlenen düzenli yol.

BİLİMSEL YÖNTEMİN AŞAMALARI


 Bir problemin veya sorunun belirlenmesi – güçlüğün sezilmesi- bir sorunla
karşılaşmak
 Problemin veya sorunun tanımlanması – problem cümlesi biçiminde tanımlanır.
 Problemin çözümüne yönelik hipotezler (denenceler) önermeliyiz.
 Denenecelerin gözlenebilir doğrulayıcılarını saptamaya çalışıyoruz. Denencelere
kanıt arıyoruz. (Verinin toplanması).
 Denencelerin sınanması. Analiz edilmesi. (Verinin analiz edilmesi)
 Tüm bu çalışmaları bilimsel bir dille raporlaştırıyoruz. (Ulaşılan sonuçların
yorumlanması)

BİLİMSEL YÖNTEMİN ÖZELLİKLERİ


 Bilimsel yöntem elde ettiği sonuçları açık seçik ve net bir şekilde ifade eder.
 Denetlenebilir, kontrol edilebilir bir özelliği var.
 Yanlışlanabilir. Yeniden desteklenip doğrulanabilir. Başkaları tarafından bu sonuçlar
denetlenebilir ve zamanla çürütülebilir de.
 Eleştirici ve düzelticidir. Kendini de eleştirir, farklı bilim insanları tarafından da
eleştirilir ve düzeltilir. Elde ettiklerimiz tek, kesin bir bilgi değildir.
 Akılcıdır
 Objektif yollarla elde edilir.
 Tarafsız olarak ortaya konur ve ifade edilir.
BİLİMSEL ARAŞTIRMA
 Fark ettiğimiz problemlere güvenilir çözümler aramak amacıyla planlı ve sistemli
olarak verilerin toplanması, çözümlenmesi, yorumlanıp değerlendirilmesi ve
raporlanması sürecidir.

Neden bilimsel araştırma yaparız?


 Alanda karşılaştığımız problemleri, sorunları çözebilmek için. Pratik bir çözüm için.
 Yeni bir ürün ortaya koyabilmek için – ekonomik çıkar gözetilir – patent sahibi olmak
 Yeni bir yöntem veya teknoloji, teknik ortaya koymak
 Yeni bir bilgi ortaya koymak, gündeme yepyeni bir bilgiyi kazandırmak amacıyla
 Ekonomik yarar sağlamak amacıyla

EVREN:
 Bir araştırmada çalışma kapsamına giren elemanların tümünün oluşturduğu grup.
 Araştırmanın veri toplamayı hedeflediği grubun tümüne evren diyoruz.

★ Ankara’daki ilköğretim okullarında öğrenim gören öğrencilerin akademik başarılarını


etkileyen faktörler. (Evren: Ankara’daki tüm ilköğretim öğrencileri)
 Ankara’daki tüm ilköğretim okullarındaki tüm öğrencilere ulaşmak ve onlardan bilgi
toplamak mümkün olmayabilir.
 Tüm evrenle çalışmak her zaman ekonomik ve pratik olmayabiliyor.
 İş gücümüz, zamanımız yeterli olmayabiliyor.

ÖRNEKLEM:
 Araştırmacı çoğu zaman o evrenden evreni temsil gücü olan bir grup çekip alır ve o
grup üzerinden çalışmalarını yürütür.
 Daha sonra bu gruptan elde ettiği sonuçları evrene genelleyebilir.
 Evrenin parçası olan bu gruba örneklem adını veririz.
 Bu örneklemin belli yöntemlerle çekilip alınmış olması gerekiyor ki evreni temsil
edebilsin.

★ Örneklem üzerine yaptığımız tüm istatistiksel işlemler İSTATİSTİK adını


alıyor. Örneklemin aritmetik ortalamasını hesapladık, standart sapmasını aldık.
Buna istatistik diyoruz.
★ Evrene ait değerlere, evrenden hesapladığımız istatistiklere ise PARAMETRE
diyoruz. Evrenin aritmetik ortalaması, standart sapması birer parametre
değerdir.

 Evrenden örneklem alma işine ÖRNEKLEME denir.


 Amacımıza göre evrenden örnekleme alma işlemi değişebiliyor.

ÇALIŞMA GRUBU – ARAŞTIRMA GRUBU


 Evrenden örneklem almayıp ulaşabildiğimiz kişilere ulaşıp verilerimizi
toplayabiliriz. Ancak elde ettiğimiz sonuçları evrene genelleyemeyebiliriz.
 Bu üzerinde çalıştığımız gruba çalışma grubu veya araştırma grubu diyoruz.
DEĞİŞKEN
 Bir ölçümden diğerine farklı değerler alabilen özelliklerdir.
 Boy uzunluğu, başarı puanı, tutum puanı, anne babanın mesleği, eğitim durumu, yaş,
medeni durum vs.
 Türleri:
 Sürekli değişkenler: Herhangi iki değeri arasında sonsuz sayıda değer
alabilen değişken. Ondalık sayı alabilen değişkendir. (ÖR: yaş,
- Yaşla çalışırken kullanacağımız teknik varyans analizi veya regresyon
olabilir
 Süreksiz değişkenler: Sınırlı sayıda değer alabilen, tam sayı değeri
alabilen, sembollerle ifade edilebilen, kategorik olarak ifade edilebilen
değişkenler. (ÖR: evli-bekar, erkek-kadın, çocuk sayısı).
- cinsiyetle çalışıyorsak kullanacağımız teknik t testi olabilir
 Başka bir sınıflama:
 Nitel değişkenler: Sözler ve sembollerle ifade ettiğimiz değişkenlerdir.
Cinsiyet, evli-bekar,
- Örnekler: Barınma türü
 Nicel değişkenler: Sayısal olarak ifade ettiğimiz değişkenlerdir. Yaş,
uzunluk, başarı puanı, ağırlık gibi.
- Örnekler: mesleki kıdem-yılla ilgili
 Bir sınıflama daha:
 Bağımlı Değişken – Bağımsız değişkenin etkilediği değişkendir.
(akademik başarı vs)
 Bağımsız Değişken – Etkileyen değişkendir. (yaş, cinsiyet, anne baba
meslekleri vs)

Barınma türü – nitel - süreksiz


Maaş – sürekli – nicel
Göz renkleri – süreksiz – nitel
Plaka kodları – süreksiz – nicel

HİPOTEZ
 Doğruluğu bir araştırma ya da çalışma ile test edilmeye çalışılan öngörülere,
denencelere diyoruz.
 İki çeşidi var:
 Sıfır (null) Hipotezi: Değişkenler arasında farkın ya da ilişkinin
olmadığı hipotezlerdir. Ho ile sembolize edilir. İstatistiksel hipotez de
denir. (çoklu zeka ve akademik başarı arasında ilişki yoktur, şu bunu
etkilemez, bunla şu arasında fark yoktur gibi ifade edilir).
 Alternatif (Araştırma) Hipotez: Değişkenler arasında farkın ya da
ilişkinin var olduğunu belirtir. Araştırma desenine yön verir. H1 veya
Ha ile sembolize edilir.
İki çeşidi vardır:
 Tek yönlü: İlişkinin yönü belirtiliyorsa: Çoklu zeka ile
akademik başarı arasında pozitif yönde bir ilişki vardır.
 Yönsüz: İlişkinin yönü belirtilmiyorsa: Çoklu zeka ile
akademik başarı arasında ilişki vardır.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------
PROBLEM
 Problemi tanımlamalıyız.
 Alan için ne kadar önemli? – Neden üzerinde çalışmak gerekiyor?
 Neden başka bir konu değil de bu konu?
 Teoride ve pratikte alana ne gibi katkıları var?

Problemin Belirlenmesinde 3 Temel Kaynak


 Araştırma alanı kuram ve araştırma alan yazını
 Araştırmacının bireysel ve mesleki deneyimleri
 İlgili alanda karşılaşılan toplumsal sorunlar

Alana katkı sağlayacağını düşündüğümüz problem.

• Akla yatkın Anlamlı olmalıdır.


• Açık ve anlaşılır olmalıdır
• İfadeler, olasılık veya emir kipi şeklinde kurulmamalıdır
• Sınanabilir, test edilebilir, ölçülebilir olmalı; tartışmalı sorular olmamalıdır
• Soruların cevaplanabilmesi için sağlıklı veriler toplanabilmelidir
• Çok geniş veya çok dar kapsamlı olmamalıdır
• Orijinal ve özgün olmalıdır. Daha önce cevaplanmış olmamalıdır
• Etik olmalıdır

Problem İçin Genel Ölçütler

Etik kurallara
Çözülebilirlik Önemlilik Yenilik uygun olarak
araştırılabilirlik
Zaman, enerji ve para Alana yenilik
kısıtlaması Alana önemli katkı getirecek bir
Etik kurul formu
olmaksızın sağlayacak mı? problem kurgusu
araştırılabilmeli olmalı
Uygulama
Enstitü bununla ilgili
yapacağınız kişilerden
rapor istiyor
onay formu
Benden sonraki Kimlere hangi amaçla
araştırmacılara ne uygulama yapacağız
gibi katkı ve hangi araçları
sağlayacak? kullanacağız?
Bu araçlarla
katılımcının mahrem
bilgilerine
ulaşmamalıyız.

Problem İçin Özel Ölçütler

Yeterliliğe sahip mi? Yeterli olmadığı


Alanda Yeterlilik
yerlerle baş edebilecek mi?
Yöntem ve Tekniklerde Yeterlilik
Veri Toplama İzni Bazı kurumlar, okullar vs. veri
vermeyebiliyor. Veri alabileceğimiz
yerlerle çalışmayı düşünmeliyiz.
Örneğin boylamsal çalışmada, zaman 1
yıl ise – yüksek lisansta mesela – aynı
Zaman ve Olanak Yeterliliği gruptan yani boylamsal gruptan 1 yıl
sonra veri alarak bir çalışma ortaya
çıkarmak mümkün olmayabilir.
İlgi Yeterliliği Araştırmacı çalışmadan keyif almalı.

Araştırılabilir nitelikte problemin özellikleri nelerdir, sorusunun cevabıdır.

------------------------------------------ --------------------------------------
--------------------------------

ARAŞTIRMA PROBLEMİNİN TANIMLANMASI

 Bütünleştirme
► Problemin genel çizgileriyle belirtilmesi – problemi dilimlere ayırma
► Alan yazın taranması
 Kaynakları künyesiyle kaydet
 İlgili araştırmalar taranır – son yıllarda yapılan araştırmalar öncelikli
olmalıdır
 Eleştirmeli bir özeti ve karşılaştırması yapılmalı
 Üzerinde çalışılacak araştırmanın diğerinden farkı nedir
 Sınırlandırma
► Araştırılacak problem diliminin seçilmesi
► Hipotezler
 Yabancı dil öğrenmede yaşın etkisi vardır – Yönsüz
 ... yaşın olumlu etkisi vardır – Yönlü
 Fark var mıdır?
 İlişki var mıdır?
 Tanımlama
► Sınırlandırılmış problemin ayrıntılarıyla açıklanması

--------------------------------------------------- -------------------------------------------
------------------

ARAŞTIRMA ÖNERİSİ
 Tezin ön çalışmasıdır – ön raporlama
 Enstitü ya da kurum, çalışmanın onaylanabilir olduğunu, ayaklarının yere bastığını
onaylamalıdır.
 Kaynak aktaracak olabilir, kurum vs. evet, desteklerim diyebilir.
 Araştırmanın fragmanı gibi
 Kabul edilebilir niteliklere sahip mi? – Hocalar bazen toplanıp görüş bildiriyorlar
 Ben bu işi becerebilirimin ipuçlarını verdiğimiz yer gerekçe

BAŞLIKLARI
 Giriş
 Problem – Problemin durumu ayrıntılı aktarılır ve problem cümlesi ile bitirilir.
çalışmanın gerekliliğinin ifadesi ya da soru cümlesi.
► Amaç – Araştırma hangi soruları çözmek üzere kurgulanmıştır?
► Nasıl yaparak neye ulaşıyoruz?
► Alt amaçlar da yazılır – İşlevsel Alt Amaçlar – Tüm değişkenlere ayrı ayrı
sorular yazılır. Araştırmanın amacı bu soruları cevaplamak
 Önem – Araştırmacının kendi amacını ortaya koymasıdır. –
► Önem kısmında toplanan bilgilerin hangi soruların çözümünde ve nasıl
kullanılacağı açıklanmaya çalışılır.
► Neden başka bir konu değil de bu konunun seçildiği gerekçeleriyle açıklanır.
► Yapılacak çalışma uygulamaya ya da kurama katkısı bakımından açıklanır.
 Sayıltılar – Araştırmada bazı başlangıç noktalarının, ayrıca kanıtlanmasına gerek
görülmeden “doğru” kabul edilmesi gerekebilir. Bu kabule “sayıtlı” veya
“denenmeyen yargılar” denir. //
► ör. Veri toplama araçlarına verilen cevapların doğru ve samimi olduğu
varsayılmıştır.
► Örnekleme sonrası evrenden aldığı grubun evreni temsil ettiği sayıtlısında
bulunabilir. ---
► Az sayıtlıya yer vermek gerekir.
 Sınırlılıklar – yapmak isteyip de yapamadığımız, bazı nedenlerden dolayı vazgeçmek
zorunda kaldığımız durumları sınırlılıklara ekleriz.
► Araştırmacının kontrolü ve etkisi dışında olan nedenlerden
► Fayda – maliyet açısından pratik olmadığında ortaya çıkar
 Tanımlar – Kavramsal ve işlevsel tanımlar –
► Her kavramın sözcük tanımı ve operasyonel tanımı vardır.
► İşlevsel tanım kullanılan sözcük araştırmada ne anlama geliyorsa o tanımdır.
 Kısaltmalar - İlk kullandığımız yerde açık hali verilmeli
 YÖNTEM – Problemi çözmek için izlenecek yol nedir?
 Araştırmanın Modeli///Ele Alınan Değişkenler ve Düzeyleri –
Bilimsel yöntemin hangi model/desen veya teknikleri kullanılacak?
 Evren ve Örneklem // Araştırma Grubu – Veriler kimlerden
toplanacak?
Ele alınan problem kimleri ilgilendiriyor: Toplanacak verilere
kaynak olacak, haklarında karar verilecek ve bu kararların
genelleneceği kimseler topluluğu belirtilmelidir.
Örneklem: Kullanılacak örnekleme yöntemi
Araştırmanın ilgili olduğu örneklemin önemli özellikleri: yaş, cinsiyet,
mezun olduğu lise türü vs.
 Veri Toplama Araç ve/veya Teknikleri (Ölçme araçları-yöntemleri)
- nasıl, hangi araç ve/veya tekniklerle toplanacak?
 İşlem (Verilerin Toplanması)
 Verilerin Analizi – verilerin analizinde hangi istatistiksel yöntemler
kullanılacak?
 Yöntem bir başka araştırmacının aynı çalışmayı gerektiğinde aynen tekrarlanmasına
olanak sağlayacak kapsam ve ayrıntıda verilmelidir.
---------------------------------------------------- --------------------------------------------------------
ARAŞTIRMA TÜRLERİ
Temel Araştırmalar
 Temel eğitim araştırmaları, Kuram geliştirme, kuramı test etme, İnsan
davranışlarındaki genel yasaları keşfetmek için yapılan araştırmalardır.
Uygulama Araştırmaları
 Temel araştırmalarla elde edilen bilginin uygulamaya aktarılmasını amaçlayan
araştırmalardır.
 Yakın çevrenin güncel problemlerine acele çözüm yolları bulma amacı taşırlar.
Laboratuar Araştırmaları
 Laboratuar deneylerinin verilerini analiz etme ve yorumlama amacını taşıyan
araştırmalardır.
Saha Araştırmaları
 Araştırma alanı doğal hayatın kendisidir. Yapaylık söz konusu değildir.
 Bu tür araştırmalar gerçek ve hayatın içinde yer almaktadır.
------------------------------------ -------------------------------- --------------------------

Nicel Araştırmalar
 Sayısal verileri toplayıp çözümlediğimiz araştırmalardır.
 Çeşitleri vardır:
 Tarama Araştırması – olanı olduğu biçimde araştırma. Bir grubun
belirli özelliklerini belirlemek için verilerin toplanmasını amaçlayan
çalışmalara denir. Karşılıklı soru-cevap-görüşme veri toplama yöntemi.
 Korelasyon Araştırma – iki ya da daha fazla değişken arasındaki
ilişkiyi belirleme
 Nedensel Karşılaştırma Araştırması – koşullara ve katılımcılara
müdahale etmeden insan grupları arasındaki farklılıkların neden ve
sonuçlarını belirleme amacı taşır.
 Deneysel Araştırma – araştırmacıların manipülasyonu söz konusudur.
Araştırmacı karşılaştırılabilir işlemler uygular ve daha sonra onların
etkilerini inceler. Sonuçlarının araştırmacıyı kesin yorumlara götürmesi
beklenir.
 Tek Denekli Araştırma – Araştırmanın evrenindeki birey sayısı çok az
ise tek bir bireye yönelik, bu bireye özgü bir deney tasarımlama süreci
gerçekleştirilebilir.
 Tasarım ve geliştirme Araştırması – Bilimsel sonuç ve önerilere
dayalı olarak yeni çözüm ve ürünlerin geliştirilmesine ve bu geliştirme
sürecinde yeni bilgiler keşfedilmesine odaklanmaktadır.
 Meta-Analiz – Belirli bir amaca ya da konuya yönelik yapılan
araştırmaları birlikte göz önüne alıp inceleyerek bu çalışmaların
sonuçlarından bir senteze ulaşmak için kullanılan bir yöntemdir.
Karma Araştırmalar
 Nitel ve nicel araştırmanın ikisinin de kullanıldığı araştırmalardır
----------------------------- ----------------------------------- ------------------------------
Anlık Araştırma
 İhtiyaç duyulan verilerin belirlenen tek bir zaman aralığında toplanmasıdır.

Boylamsal Araştırma
 Ölçülen özellik açısından değişimi görmek için, aynı gruptan çeşitli zaman
aralıklarında toplanmasıdır.
------------------------- --------------------------------- -------------------------------------
DÜZEYLERİNE GÖRE ARAŞTIRMA TÜRLERİ
 Betimsel – Verilen bir durumu tam ve dikkatli bir şekilde tanımlar.
 Tarama
 Etnografik
 Tarihi
 İlişkisel – Bağımlı ve bağımsız değişken arasındaki ilişkiyi belirlemeye dayalı
araştırmalardır.
 Korelasyonel
 Nedensel karşılaştırma
 Müdahaleli – Belirli bir yöntem ya da uygulamanın bir ya da daha fazla sonucu
etkilemesi beklenir.
 Deneysel
 Tek denekli
 Eylem
NİTEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

 İki araştırma metodolojisi var.


 Niceliksel araştırma (Kuantatif)
 Niteliksel araştırma (kalitatif)

Niceliksel araştırma Niteliksel araştırma


Sonunda bir kavram ve teoriler oluşturur
Bir teori ve denence ile başlar (deduktif).
(induktif).
İnsan ve grup davranışlarının nedenini
ölçer
anlamaya yönelik çalışmalar
Psikoloji, sosyoloji, antropoloji, eğitim
Biyoloji, fizik, kimya, matematik,
gibi sosyal bilim alanları
mühendislik gibi alanlar
insan ve toplum davranışları
Gözlem ve ölçmeye dayanır Sayılarla açıklamak zor
Kaç kişinin nasıl davrandığını, kaç kişinin Görüşlerin altında yatan temel nedenler
hangi görüşte olduğu
Dünyanın sosyal yönüyle ilgilenir
ne kadar, ne miktarda, ne kadar sık, ne
kadar yaygın, Fark var mıdır, ne kadardır, Neden, niçin sorusunun cevabı
niceliği ne kadardır
Sosyal bir olayı doğal oluşumu içinde
tasvir eder
Olayın değişkenleriyle oynanmaz.
Herhangi bir sonuca ulaşabilmek için
Deneysel araştırma yapılabilir.
manipülasyon yapılmaz.

Ölçeklerle veri toplar Gözlem, görüşme, mülakat, anket.

Evrenden örneklem çekilebilir, büyük Uzun zaman alır, o yüzden küçük


gruplar oluşabilir ya da tüm everenle örneklemlerle çalışırız.
çalışılıp sayım yapılabilir.
Örneklem sonuçları benzer gruplara benzer gruplara genellemek gibi bir şey
genellenebilir. söz konusu değil.

 Nitel araştırmalar dünyanın sosyal yönüyle ilgilenir ve şu sorulara yanıt arar:


 İnsanlar niçin böyle davranır?
 Olaylar ve olgular nasıl oluşur?
 İnsanlar çevrelerinde olup bitenden nasıl etkilenir?
 Kültürler niçin ve nasıl gelişir?
 Sosyal gruplar arasındaki farklar nelerdir?

 Nitel Araştırma Desenleri:


 Fenomenoloji: Olaylar, durumlar, tecrübeler, kavramlar. Okul
başarısızlığının gençlerin uyuşturucu kullanımıyla ilişkisi araştırılıp
tasvir edilebilir. Bir konuyu aydınlatma, oraya dikkat çekme söz
konusudur.
 Etnografi: Bir halkın, bir kültür grubunun, yaşamlarına ilişkin
betimleme çalışması yapılır, gelenekleri, inancı, birbiriyle bağlantıları,
tasvir edilir.
 Gömülü teori: Araştırmacı veri toplarken veya yorumlarken dataların
içinde gömülü olan teoriyi ortaya çıkarır ve araştırma boyunca yeni
kavram ve teorilere ulaşabilir.
Örneğin: Ruhsal ihtiyaçlar kavramı dini olmaktan çıkar, barışa,
sevgiye dayalı yeni bir kavrama dönüşür.
 Örnek Olay: Tek bir olayı ya da birkaç olayı derinlemesine inceleme
demektir. Bazen bir zaman dilimindeki sosyal olaylar da incelenebilir.
Bir okuldaki herhangi bir sosyal olayı inceleyebilirsiniz, ergenlerde
görülen uyuşturucu kullanımı ile ilgili bir çalışma yapmaya
kalkabilirsiniz. Bu çalışmalar tamamen spesifik olarak bir olaya yönelip
onun üzerinden veri toplamayı gerektiriyor.
 Nitel Veri Toplama teknikleri
 Bireysel Görüşme, Mülakat:
 Yapılandırılmış Görüşme: Sorularımız net, belli, önceden
hazırlanmıştır ve hazırlanan soruların dışına çıkılmaz.
 Yarı (Gevşek) Yapılandırılmış Görüşme: Önceden
oluşturulan soruları vardır araştırmacının ancak bunlara sıkı
sıkıya bağlı kalmak zorunda değildir. Görüşmeye devam
ederken o anda aklına gelen spontan soruları da sorabilir.
 Yapılandırılmamış Görüşme: Görüşmeye girerken
sorularımız belli değildir. Tamamen görüşmenin akışına göre
soruları kafamızda oluştururuz, spontan sorular geliştiririz.
Görüşme akarken sorular şekillenir.
 Grup (Odak) Görüşmesi: Bazen birçok kişiden ayrı ayrı görüş
toplamak yerine bir uzmanlar grubundan görüş almak gerçeğin daha
doğru anlaşılmasını sağlar. Görüşme gruplarının 6-10 kişiden oluşması
en uygunudur. Daha azı güvenli değildir, daha fazlası araştırmacıyı
zorlayabilir.
 Gözlem: Grubu doğal ortamında müdahale etmeden geriden takip
etmek ve gözlem sonuçlarımızı raporlamakla yapılıyor. Bazen
başkalarının gözlem ve düşüncelerini almaktansa doğrudan gözlem
yapmak görüş almaktan daha güvenlidir.
 Yapılandırılmamış Gözlem: Gözlem öncesi
yapılandırılmamıştır. Gözlemciye bilgi toplama ve kaydetmede
özgürlük sağlayan bir tür gözlem yöntemidir. Not alma, günlük
tutma, bilgi toplama şeklinde. Göreceli olarak yapılandırılmış
ve karmaşıktır. Gözlemci bilgileri sonradan sentezlemeli,
soyutlamalı ve organize etmelidir.
 Yapılandırılmış Gözlem: Gözlem öncesi gözlemcinin bilgi
toplaması ve kaydetmesi için oluşturulmuş bir kodlama sistemi
bulunmaktadır. Bu gözlem yöntemi ile verilerin geçerlik ve
güvenirliğini sağlamak daha kolaydır.
 Katılımcı Gözlem: Katılımcı gözlemlediği bir grubun üyesidir.
Gözlem yaptığı üyelerin sosyal, psikolojik, sembolik, sözlü ve
sözsüz anlatımlarını geleneksel, toplumsal alışkanlıklarını
davranış biçimlerini, iç dinamiklerini paylaşabilmesi gerekir.
Gözlemci grup içinde bir rol üstlenmelidir.
 Katılımcı Olunmayan gözlem: Gözlemci dışarıdan hiçbir etki
etmeden sadece gözlem yapar.
 Etkisiz Gözlemci: Gözlem yapılan ortamın dışındadır.
Gözlemlenenler tarafından görülmez, bilinmez.

 Gözlemle veri toplarken kullanılan teknikler:


 Yazılı tasvirler
 Video ve ses kayıtları
 Fotoğraflar ve resimler
 Yazılı kaynaklar

 İyi Bir Nitel Araştırmacının Özellikleri:


 İyi gözlem yapabilme
 İnsanlarla ılımlı ilişkiler kurabilme
 Dinleyebilme ve verileri iyi analiz edebilme

 Niteliksel verilerin istatistiksel analizlerinin yapılabilmesi için önce üzerinde bir dizi
çalışmalar yapılması gerekir.
 İçerik Çözümlemesi: Nitel araştırmalarda kullandığımız veri çözümleme
tekniklerinden biridir. Nicel araştırmalarda olduğu gibi elimize sayısal veriler
gelmiyor. Kocaman bir top halinde söz – sözel veri geliyor. Biz bunları çözümleye
çözümleye, içeriklerini açıklaya açıklaya sayısal veriye dönüştürüp o şekilde
çözümlemeye çalışıyoruz.
 Betimsel Yöntemlerle veri çözümlemesi de yapıyoruz.

--------------------------------------------------------- ---------------------------------------------------
Evren: Bir araştırma için evren, soruları cevaplamak için ihtiyaç duyulan verilerin
(ölçümlerin) elde edildiği canlı ya da cansız varlıklardan oluşan büyük gruptur.
Sayım: Evrenin tüm birimlerine ulaşılabiliyorsa örnekleme ihtiyaç duyulmaz ve bu şekilde
bilgi toplamaya sayım denir.
Örneklem: Özellikleri hakkında bilgi toplamak için çalışılan evrenden seçilen onun sınırlı bir
parçası.
Örnekleme: Evrenin özelliklerini belirlemek, tahmin etmek amacıyla onu temsil edecek
uygun örnekleri seçmeye yönelik süreci ve süreçte gerçekleştirilen tüm işlemleri
tanımlar.
ÖRNEKLEME YÖNTEMLERİ

Seçkisiz Örnekleme Yöntemleri


Evren birimlerinin örneklem için seçilme olasılıklarının eşit ve bağımsız olmasıdır.
 Basit Seçkisiz: Her örnekleme birimine eşit seçilme olasılığı vererek
 Tabakalı: Evrendeki alt grupların evrendeki ağırlıkları oranında seçildiği
Seçkisiz Olmayan Örnekleme Yöntemleri
Birimlerin seçkisizlik ilkesine bağlı kalmaksızın seçilmesidir.
 Sistematik: Evrendeki birimlerin belli bir sistematik izlenerek bulunan bir aralık ve
başlangıç noktasına dayalı seçilmesidir.
 Amaçsal: Çalışmanın amacına bağlı olarak bilgi açısından zengin durumların
seçilerek derinlemesine araştırma yapılmasına olanak tanıyan örnekleme yöntemidir.
 Uygun/Kazara: Zaman, para ve işgücü açısından var olan sınırlılıklar nedeniyle
örneklemin kolay ulaşılabilir ve uygulama yapılabilir birimlerden seçilmesidir.
- Örnek: Liselerdeki şiddet davranışlarını konu alan bir araştırmada araştırmacının
kolay uygulama yapılacak ve oturduğu muhite yakın liseleri seçmesi.
NİCEL VE NİTEL ARAŞTIRMADA ÖRNEKLEM

 Nicel araştırmada örneklemenin amacı, örneklemin seçildiği gruba ilişkin


çıkarımlar yapmak iken,
 Nitel araştırmada örneklemenin amacı ya bir durum/olay/dönem hakkında
derinlemesine bilgi edinmek ya da bir bireyin bir grubun iç yüzünün kavranmasını
sağlayacağı varsayımından hareketle o bireyin farklı özelliklerine ilişkin mümkün
olduğunca çok bilgi edinmektir.

-------------------------------------------------------- -------------------------------------------------

Veri Toplama Araç ve/veya Teknikleri

Verilerin toplanması alt başlığında geçerlik güvenirliğe vurgu yapmak gerekir. Genelde
veriler hangi yöntemlerle hangi ölçme tekniklerini kullanarak toplayacaksak onları yazarız.

Veri toplama araçlarımız varsa onun adını yazarız. Kim geliştirmiş, nerede geliştirilmiş, hangi
yıl geliştirilmiş, kaç maddeden oluşuyor, neyi ölçmeyi amaçlıyor, bilgilerini veririz, ilk
geliştirene ilişkin geçerlik güvenirlik kanıtlarını veririz. Sonradan başkası tarafından
kullanılmışsa onların da geçerlik güvenirlik kanıtlarını veririz. Yani bir ölçme aracı ilk elden
çıkıp kaç araştırmacı tarafından kullanılmışsa onların hepsine ilişkin geçerlik güvenirlik
kanıtlarını sıralarız. Bir de kendi veri setimiz üzerinden bir geçerlik güvenirlik kanıtı elde edip
onu da sunarız.

ÖLÇME: Birey ya da nesnelerin niteliklerinin uygun araçlarla gözlenip, sonuçlarının sayı


veya sembollerle ifade edilmesi.

Doğrudan ölçme: Niteliklerin kendileri ile aynı türden araçlarla ölçülmesi doğrudan
ölçmedir.
 Metre ile uzunluğun, terazi ile ağırlığın ölçülmesi gibi.

Dolaylı ölçme: Niteliklerin göstergeleri ile ölçülmesi dolaylı ölçmedir.


 Test ile başarının, anket ile görüşlerin ölçülmesi gibi.

Ölçme Düzeyi (ölçek türü): Birey ya da nesnelerin ölçülen özelliklerine ilişkin elde edilen
ölçme sonuçlarının matematiksel niteliğidir.
Sınıflama (adlandırma, kategorik veya nominal ölçekler): En az düzeyde, en ilkel düzeyde
bilgi veren ölçek. Varlıkları özelliklerine göre sınıflıyor. Anketler gibi varlıkları özelliklerine
göre kategorize ettiğimiz bütün ölçme araçlarından elde ettiğimiz bilgiler sınıflama ölçeği
düzeyindedir. Sınıflama ölçeğinden elde ettiğimiz bilgilerle istatistiksel işlem yapamıyoruz.
Yapabildiğimiz birkaç işlem var, bunlardan bir tanesi frekans alma, diğeri yüzdelik.
Freknas alma: Ne kadar tekrar etti? Her özelliğe sahip olandan kaç tane var o grupta?
Yüzdelik: Yüzde kaç kız, kaç erkek? Vs. Çetele tutmak.

Sıralama Ölçeği: Bir üst düzey ölçek. Ordinal ölçekler. Varlıkları özelliklerine göre
sıralıyoruz.
 Sınıftaki öğrencileri başarı durumlarına göre sıralamak. Boy uzunluklarına göre
sıralamak.
 Bu ölçek düzeyinde de Frekans alabiliyoruz. Karşılaştırma yapabiliyoruz.

 İşlem yapmaktan kasıt, toplama, çıkarma, çarpma, bölme yapabilelim ki elde ettiğimiz
puanları anlamlı hale getirebilelim, derdimiz bu. Ama bu iki ölçek düzeyinde
yapamıyoruz.

Eşit Aralık Ölçekleri:


 Farklı olarak bir başlangıç noktamız, bir tanımlanmış sıfır noktamız var ki bu sıfır
noktası, önemli ölçüm yapabilmek için. Eşit bölmelenmiştir
 İlk iki ölçekten birazcık daha fazla bilgi veriyor çünkü bir tanımlanmış sıfır noktamız
olduğu için toplama, çıkarma yapmak anlamlı. Çarpma, bölme yapmak anlamlı değil.
 Bizim eğitimde araştırmalarda kullandığımız ölçekler genellikle ya eşit oran ölçeği ya
da eşit aralık ölçeği düzeyindedir.

 Gerçek Sıfır: Gerçekten o ortamda o özelliğin olmadığı noktadan söz ediyoruz.


Masanın boyunu ölçünce sıfır çıktı, gerçekten masa diye bir şey yok ortada, bundan
söz ediyoruz.
 Tanımlanmış Sıfır: Bazı özellikler vardır ki ortamda var olduğu halde onun için bir
başlangıç noktası tanımlanmıştır. Termometre sıfırı gösterdiğinde ortamda bir sıcaklık
vardır. Ama birileri bir başlangıç noktası tanımlamış o araç için.

 İki türlü eşit aralık ölçeği var:


1. Başı belli olup sonu belli olmayan: Takvimler, hicri takvim başlangıcı: Hicret’tir.
Sonu nereye gidiyor bilmiyoruz. Miladi takvim de öyle.
2. Başı belli olup sonu belli olan: Suyun donma ve kaynama noktaları.
Oran Ölçeği:
 En üst düzey bilgiyi bu ölçek verir.
 Bu ölçek türünde başlangıç noktamız gerçek sıfırla başlar.
 Metrede olduğu gibi, terazide olduğu gibi
 Gerçek sıfırın olması bize dört işlemi yapma rahatlığını sunuyor.

 Eşit aralık ölçeğinde 60 alan öğrencinin bilgisi 30 alan öğrencinin iki katıdır
diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Tanımlanmış sıfırla başladığı için diyemeyiz.
 Eşit oran ölçeğinde, kısa kenarları eşit olan iki masadan 60 cm uzun kenarı olan,
30 cm uzun kenarı olanın iki katı uzunluğundadır diyebilir miyiz? deriz. Çünkü
gerçek sıfırla başlıyor ikisi de ve oran ölçeği düzeyinde elde ettiğimiz bir ölçme.
olmak üzere dört ölçme düzeyi vardır. Verileri incelemek için kullanacağımız bütün
istatistiksel teknikler bunlar üzerinden ayrıştırılıyor.

 Biz eğitimde eşit aralık ölçeği veya sıralama ölçeği kullanıyoruz. Toplama çıkarma
yapıyoruz ama çarpma bölme yapmak anlamlı değil. Karşılaştırmalar yapmak çok
anlamlı değil. Bir gerçek sıfır noktamız yok bu nedenle bir miktar hata ile ölçüm
yaptığımızı var sayıyoruz.

Veri toplama ölçme aracı ölçek düzeyine göre onun puanlarını kullanan istatistiksel yöntemler
de farklı.
 Sınıflama ölçeği düzeyinde veri topladıysanız anketle, oradan sadece frekans ve
yüzdelik alırsınız kare kare (ki kare) hesaplarsınız.
 Eşit aralık ölçeği düzeyinde veri topladıysanız ti testi ve varyans analizi
yapabilirsiniz.

ÖLÇME HATASI: Gözlenen puanların gerçek puanlardan olan sapma miktarıdır.

 Eğitim ve psikolojide ölçtüğümüz özellikleri (soyut özellikler – ağırlık, uzunluk gibi


elle tutulur değil – sabit değil değişkenler) bir miktar hata ile ölçtüğümüzü var
sayıyoruz. Gerçek değerlerine ulaşamıyoruz.
 Masanın boyunu ölçtüm, 1 metre çıktı, 2 gün sonra, 1 hafta sonra veya 2 yıl sonra
ölçsek değişmez.
 Öğrencinin akademik başarısını ölçtük, 2 gün sonra, 1 hafta veya 2 sene sonra
değişebilir bu.
 Elde ettiğimiz puanlar gözlenen puanların içine bir miktar hatayla ölçüm yaparız.
 Amacımız gerçek puana ulaşabilmek. Hatayı indirgeyelim, kontrol altına alabilelim
isteriz.
 Hataları tanımlarsak, kaynaklarını bilirsek kontrol altına alabiliriz.

ÖLÇME HATALARININ TÜRLERİ

 Ölçmelere karışan hatalar sabit, sistematik ve tesadüfi (seçkisiz) olmak üzere üç


grupta toplanır.
 Sabit Hata: Bir öğretmen sınavları okudu ve tüm öğrencilere 5’er puan ekledi. Bir
ölçümden diğerine değeri değişmeyen hatadır. Ölçeklerimizi değerlendirirken her
birine bir miktar fazla veya az puan verirsek bu oluyor.
 Sistematik Hata: Yine öğretmen yaptığı sınavdan sadece 70’in üzerinde alanlara 5’er
puan ekliyorsa budur. Belli özelliği gösterenlere veya belli özelliklere bir miktar fazla
veya az puan verirsek.
 Tesadüfi (seçkisiz-rastgele) Hata: Yine yapılan sınavda öğretmen rastgele birkaç
öğrenciye 5’er puan eklemişse bu da Tesadüfi, seçkisiz hata olur. Herhangi bir hata
ölçmeci farkına varmadan ölçme ortamına karışır. Kaynağını bilmeyiz. Daha çok
ölçme ortamından kaynaklanan hatalardır. Sınıf çok soğuktur ya da gözetmenler
konuşur dikkatler dağılır performanslar düşer, kopya çekilir. Çoğu zaman hoca bunun
farkında olmaz. Bunlar tesadüfi hata kaynağıdır.

ÖLÇME HATALARININ KAYNAKLARI


 Ölçme aracı, ölçme ortamı, ölçülen birey ve ölçme yapan kişiden kaynaklanan
hatalarımız var.
 Ölçme aracından kaynaklanan hata: Örneğin ölçme aracının bir yönerge kısmı
yoksa öğrenciler bu yüzden performans düşüklüğü yaşıyorsa bu da ölçme aracı
kaynaklı hataya girer.
 Ölçme ortamından kaynaklı hata: Işık, ses, dışarıdan gürültü gelmesi, ortamın çok
sıcak ya da çok soğuk olması, kopya çekilmesi...
 Ölçülen birey kaynaklı hata: Öğrencinin kaydırma yapması, hasta olması, yorgun
olması, performansının düşük olması
 Ölçmeciden kaynaklı hata: Ölçmeci kağıtları okurken atlamalar yapıyorsa, toplama
hatası yapıyorsa, bunlar örnek gösterilebilir.

BİR ÖLÇME ARACINDA BULUNMASI GEREKLİ ÖZELLİKLER

 Geçerlik, güvenirlik ve kullanışlılık olmak üzere üç özellik vardır.

GEÇERLİK:
Bir ölçme aracının ölçmek istediği özelliği ölçebilmesidir.
 Metre uzunluğu ölçmek için geçerli ama ağırlığı ölçmek değildir. Bir tutum ölçeği
tutum ölçmek için geçerli, başarıyı ölçmek için değildir.
 Geçerliği sayı ya da sembolle ifade eder ve buna da geçerlik kat sayısı deriz. Geçerlik
katsayısı aynı zamanda korelasyon katsayısı.
 Korelasyon: iki farklı değişkenin birbirlerine göre artıp azalması, aralarındaki ilişki
korelasyondur. Küçük r ile sembolize edilir. Eksi bir ile artı bir arasında değişir. Eksi
bir, negatif ilişki, bir değişken artarken diğeri azalır. Sıfır ise ilişki yok. Artı bir ise,
pozitif ilişki ve biri artarken/azalırken diğeri de artar/azalır.
 Artı bire yaklaştıkça geçerlik katsayısı yükseliyor yani araç ölçmek istediğini
ölçebiliyor. Sıfıra yaklaştıkça ölçme aracının geçerliği düşüyor yani amacına hizmet
etme derecesi azalıyor.
 Geçerlik türlerini bilmemiz gerekiyor çünkü yöntem başlığı altında, hangi aracı
kullanıyorsak ona uygun bir geçerlik kanıtı sunmak zorundayız.

GEÇERLİK TÜRLERİ:

 1. KAPSAM GEÇERLİĞİ: Öğretmenler kullanır. Dönem boyunca anlatılan konular


sınavımızda olsun, sınavımız bütün bu konuları ağırlıklarıyla kapsasın diyorsak,
kapsam geçerliği yüksek bir sınav yapıyoruz demektir. Başarı ve bilgi testlerinde
kapsam geçerliği kanıtı önemlidir. 8 ünite anlatıp 5’inden soru sormuşsak sınavımızın
kapsam geçerliği düşer. Anlatmadığımız yerden sorarsak da kapsam geçerliği düşer.
 Kapsam geçerliğini sağlama yollarından bir tanesi belirtme tablosu yapmaktır.
 Belirtme Tablosu: İki boyutlu. Bir boyutu dönem boyunca hazırladığımız konular,
diğer boyut davranış düzeylerimizdir. Bu iki boyutun kesiştiği yerlerde de o konudan o
düzeyde sınavımızda kaç soru sorulacak onu işliyoruz: “temel kavramlardan bilgi
düzeyinde 3 soru sorayım, kavrama düzeyinde 5 soru sorayım...”. Bu tabloyu
doldurduğumuzda bizim sınavımıza ilişkin bir döküm var elimizde. Bunu yaparak
kapsam geçerliği yüksek bir sınav hazırlamış oluruz.
 2. YAPI GEÇERLİĞİ: Her ölçme aracı bir yapıyı ölçmek üzere geliştirilir. Bu ölçme
aracı gerçekten bu yapıyı ölçebiliyorsa yapı geçerliği yüksektir. Matematiğe yönelik
tutumu ölçmek üzere geliştirilmiş ölçek, bunu ölçmeli. Türkçe başarı testi, Türkçe
başarısını ölçmek için geliştirilir.
 Faktör Analizi: Yapı geçerliği için de faktör analizi denen bir yöntem var. Örneğin
savaşa ilişkin tutum ölçeği geliştireceğiz. Savaşa ilişkin tutumun literatürden
baktığımızda üç alt boyutu olduğunu gördük: Psikolojik, sosyolojik, ekonomik boyutu.
Ölçek geliştirirken tamamen bu üç boyutuna hizmet eden maddeler yazarız. 30
maddelik bir ölçek geliştirdik diyelim. Yapı geçerliği için faktör analizi yaptığımızda
bu ölçme aracını bir gruba uyguluyoruz. Elde ettiğimiz puanları faktör analizi
yapıyoruz. Faktör analizi bize şunun sağlamasını yapıyor, biz maddeleri yazarken ve
bu ölçeği geliştirirken nasıl bir yapı ön görerek maddeleri yazdıysak gerçekten o
yapıyı ortaya çıkarıp çıkaramadığımıza ilişkin bilgi veriyor faktör analizi. Bizim
yapımız gerçekten yazdığımız maddelerle açıklanabiliyor mu, kaç boyutu var, yapımız
nasıl bir yapı bunun sağlamasını yapıp açıklamasını veriyor. Yapı geçerliği kanıtı.
 3. ÖRTÜK BAĞINTILI GEÇERLİK: Alınan iki ölçüt var ve bu iki ölçütten biri
diğerini tahmin etmeye, açıklamaya çalışıyor. İkisi arasındaki ilişkiyi hesaplayarak
tahmini ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.
 3.1. Yordama Geçerliği: Alınan bu iki ölçüt arasında uzun bir zaman geçmesi
gerekiyor. Mesela öğrencilerin ilkokul diploma notları onların üniversite diploma
notlarını açıklayabilir mi?
 3.2. Hemzaman (Uygunluk, Benzer Ölçekler, eşzaman, uygunluk) Geçerliği:
Alınan iki ölçüm de yakın zamanlarda alınmış olmalıdır. Bir ölçüm diğerini tahmin
etmeye, açıklamaya çalışıyor.
 4. GÖRÜNÜŞ GEÇERLİĞİ: Ölçme aracının neyi ölçüyor göründüğüyle alakalı.
Ölçme aracının kapağında ne yazıyorsa, adı neyse, içindeki bütün maddelerin de ona
hizmet etmesi gerekiyor. “Kimya Testi” yazıyor ve sorulardan biri şu: “Bir radyoaktif
maddenin yarılanma süresi 6 yıl, 3 yıl sonra maddenin ne kadarı kalır?” Bu bir
matematik sorusu. Bu tür sorular sorarsak görünüş geçerliğimiz zedelenir.

 Elimizdeki tutum ölçeği ise, kaygı ölçeği ise, duyuşsal özellikleri ölçen bir ölçek ise
en başta bir “yapı geçerliği” kanıtı sunmamız gerekiyor.
 Elimizdeki bir başarı testi gibi bilişsel özellikleri ölçmeye çalıştığımız bir ölçme
aracı ise o zaman ilk bakmamız gereken “Kapsam Geçerliği” kanıtıdır.

VERİ VE BULGULARDA İKİ ÖLÇÜT: İÇ VE DIŞ GEÇERLİK

 DIŞ GEÇERLİK:
 Dokümanlar için dış geçerlik: Dokümanlarda sahtelik, bulgularda genellenebilirlik
ile ilgilidir.
 Verilerin gerçek ya da sahte olup olmamasının incelenmesi ölçütü ve kontrolüdür.

 Araştırmacı bir eserin dış geçerliliği hakkında karar vermeden önce şu sorurla
yanıt vermeli:
 Doküman, eser veya kalıntı ne zaman yapılmıştır? Orijinali ne zaman
ortaya konmuş?
 Orijinali nerede yapılmış?
 Orijinali kim tarafından yapılmış?
 Elimizdeki orijinal eserin aslı mıdır, kopyası mıdır?
 Eserin aslı (orijinali) değilse, aslı nerededir?
 Araştırma bulguları için dış geçerlik: Elde edeceğimiz bulguların genellenecek
grup için doğru olup olmadığı sorunudur.
 Kontrollü ve yapay ortam içinde veya evreni temsil edebilme özelliklerinden yoksun
bir örneklem üzerinde elde edilen sonuçların evrene genellenmesi hatalı olabilir.
 Küçük grup üzerinde yapılan çalışmaların, isabetsiz örneklem seçilmesi ile evreni
temsil gücü düşük örneklemden alınan sonuçların evrene genellemesi hatalı olur. O
zaman dış geçerlik sorunu vardır.

 İÇ GEÇERLİK:
 Bulguların sadece deneysel değişkenden etkilenmiş olup olmamasının ölçütüdür.
 Deneysel değişken, bağımsız değişken gerçekten bizim bulgularımızı etkiliyor mu,
gerçekten sonuçlar bu değişkene bağlı olarak mı ortaya çıkıyor? Bunun kontrolünü
yapmalıyız.
 Dokümanlar için iç geçerlik: Bir belgenin yazarı ne yazdıysa okuyucu tarafından da
onun anlaşılmış olması gerekiyor.
 Bir belgenin doğru anlaşılmış olması ile ilgilidir.
 Bu, belgede anlam bakımından aranan doğruluktur.
 Okuyucuya geçen anlam yazıda ifade edilmek istenenden farklı ise iç geçerlik sorunu
yaşıyoruz demektir.
 Aktarmak istediğimizi tam olarak aktarabilmemiz gerekiyor.
 Bir eserden, bir kaynaktan bizim çıkardığımız anlamın eseri yapan tarafından
söylenmek istenenle aynı olup olmadığı meselesidir.
 İç geçerlik değerlendirilmesi: Bir esere onun gözüyle bakabilme işidir.
 Araştırma bulguları için iç geçerlik: Deneysel çalışmalarda deney sonucunda
bağımlı değişkende meydana gelen gelişim, değişme ve farkı etkileyen faktörün
gerçekten deneysel değişken olup olmadığı konusudur.
 Fark istatistiksel olarak anlamlı olabilir.
 Fakat bu fark ya da etki deneysel değişkenden değil istenmedik değişkenden geldi ise
anlam taşımaz.
 Covid aşısını araştırırken, aşı olmuş bireyleri covidli bireylerin arasına koyup onların
hasta olmadıklarını gözlemlediğimizde aşının işe yaradığı sonucuna varabiliriz. Ancak
bu bireyler aynı zamanda vitamin takviyesi, bağışıklık güçlendirici ilaçlar alıyorlarsa
bunlar da birer değişkendir ve o zaman işe yarayanın aşı olup olmadığına emin
olamayız. Bu nedenle de iç geçerlik düşer.

GÜVENİRLİK:
Yani bir ölçme aracı defalarca kullanıldığında aynı kişiler, aynı sonuçları alıyorsa, tutarlı ve
kararlı ölçüm yaptığımızdan söz edebiliriz. Güvenirlik ölçme aracının tutarlı ve kararlı
olmasıdır.
 Güvenirlik katsayısı: Güvenirliği somut olarak ifade etmek istediğimizde güvenirlik
katsayısını kullanıyoruz. Bu da aynı zamanda bir korelasyon katsayısı. Ama farklı
olarak sıfırla artı bir arasında değişen değerler alıyor. Sıfıra yaklaştıkça aracın
güvenirliği düşüyor, bire yaklaştıkça yükseliyor.

GÜVENİRLİK TAHMİN, GELİŞTİRME YÖNTEMLERİ

 1. TEST TEKRAR TEST YÖNTEMİ: Yeni geliştirdiğimiz bir ölçme aracımız var,
güvenirliğine kanıt elde etmeye çalışıyoruz. Bu aracı bir gruba uyguluyoruz. Sonra
aradan uzun zaman geçince aynı gruba tekrar uyguluyorum. Bu iki uygulama
arasındaki ilişkiyi hesaplıyorum. Bazı maddeler öğrenciler tarafından hatırlanabiliyor
ve ikinci uygulamada daha başarılı olabiliyorlar. Burada uygulama aralığı çok önemli,
çok kritik. İlk uygulama ile ikinci uygulama arasında 15-21 gün gibi yani 2 ila 3 hafta
gibi bir süre bırakalım ki öğrenciler ilk uygulamayı ikinci uygulamada hatırlama
davranışını sergilemesinler.
 2. PARELEL (ALTERNATİF, EŞDEĞER) FORMLAR YÖNTEMİ: Bir ölçme
aracımız var ve bu araca paralel ölçüm yapan bir ölçme aracı daha geliştirmemiz
gerekiyor. Bu iki form hem soru sayısı açısından, hem içerik açısından, hem ölçülen
davranış düzeyi açısından birbirine çok paralel olmalı. Sorular aynı değil, ama kritik
davranışlar, soru sayıları vs. aynı olacak. Aynı gruba uyguluyoruz. Bu iki uygulama
arasındaki ilişkiyi hesaplıyoruz. Bu ikisi uygulanırken, ayrı sorulardan oluştukları için
zaman çok da kritik değil. Arka arkaya da, bir gün arayla da uygulayabiliriz.
 3. EŞİT İKİ YARIYA BÖLME YÖNTEMİ: Bir ölçme aracımız var, güvenirliğine
ilişkin bir kanıt arıyoruz. Bu testi bir gruba uyguladık ve topladıktan sonra bu testi eşit
iki yarıya bölmemiz gerekiyor. İlk sorular daha kolay, sonraki sorular daha zor
olabildiği için tek sayılı maddeler ve çift sayılı maddeler iki ayrı tarafa alınarak
bölünebilir demişler. Uyguladığımız grubun cevapları üzerinden eşit iki yarı
arasındaki ilişkiyi hesaplıyoruz. Bu ilişki bizim testimizin yarısına ilişkin güvenirliği
veriyor. Testin tamamına ilişkin güvenirliği (güvenirlik katsayısını) hesaplayabilmek
için bir adımımız daha var: Spearman-Brown dediğimiz bir düzeltme formülümüz var.
Bu formülü kullanarak bütününe ilişkin güvenirliği hesaplıyoruz.
 Bu üç yöntem de iki veya bir uygulamaya dayalı yöntemler. Üçü arasında en
pratik, en ekonomik yöntem olarak eşit iki yarıya bölme önerilmiştir. Bunun
sebebi de tek grup, tek uygulama olması. Hem işgücünden hem de zamandan
tasarruf sağladığımız söyleniyor.
 En çok göreceğimiz ve kullanacağımız yöntemler bunlar.
 4. KR20 VE 21 YÖNTEMİ: “KR” bu eşitliği bulan insanların soyadlarının baş harfi.
İki formül bulmuşlar, içerikleri farklı ölçtükleri şeyler aynı. Daha çok 1-0 şeklinde
puanladığımız ölçme araçlarının güvenirliğini hesaplar. Var-yok, doğru-yanlış, evet-
hayır cevaplı olanlar ve en çok çoktan seçmeli maddeler. Doğru yanıtladıysa 1 puan
alır öğrenci, yanlış veya boş yanıtladıysa 0 puan alır. Bilişsel özellikleri ölçtüğümüz
testlerdir. Bunların güvenirlik kanıtı için KR 20 veya 21 puanını kullanırız. İkisinin
kullandığı istatistikler farklı.
 5. CRONBACH ALPHA YÖNTEMİ: Eğer ölçme aracımız dereceli puanlanıyorsa,
1’den 5’e kadar veya katılıyorum, az katılıyorum, katılmıyorum vs., duyuşsal özellik
ölçtüğümüz tutum ölçeği gibi, bunların güvenirliği için Cronbach Alpha güvenirlik
katsayısı formülüyle güvenirliği hesaplıyoruz.

GEÇERLİĞİ VE GÜVENİRLİĞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

 1. Başarı testinde güvenirlik düşük geldiyse soru sayısı ve/veya seçenek sayısı
dozunda arttıkça testin güvenirliğini artar.
 Soru sayısını artırırken dikkatli olmalıyız. Belirli bir noktadan sonra güvenirlik
artmaya devam etmez sabit devam eder ve artırmaya devam edersek bir noktadan
sonra da düşmeye başlar.
 2. Her ölçme aracının iyi bir yönerge yapılandırılması olması gerekiyor. Yönergede
öğrenci için tüm bilgiler yer almalı: sorular hangi konulardan, kaç maddeden oluşuyor,
her sorunun yanıtlanması için ne kadar süre var, her soru kaç puandır gibi ayrıntılı
bilgiler. Yoksa veya eksikse güvenirlik düşer.
 3. Sorularda herhangi bir ifade hatası varsa güvenirlik düşer. Sorular yapılandırılırken
iyi bir Türkçe kullanılmalı.
 4. Öğrencilerin okuma hızları önemli. Mutlaka sınıftaki en düşük okuma hızı düzeyine
sahip öğrencinin düzeyi hedeflenmeli sorular yazılırken.
 5. Puanlayıcı güvenirliği için mutlaka birden fazla okuyucudan yardım almak
gerekiyor, tüm ölçme araçlarını puanlarken. Öğrencilerin isimlerini kapatarak okumak,
paralel okuma yapmak, bir başka arkadaşımızdan tutarlılığa bakmak için yardım
almak. İkisinin de verdiği puanlar farklıysa verdikleri puanların ortalamasını alıp
başarı puanı olarak onu belirlemekte fayda vardır.

ÖLÇME ARAÇLARININ SINIFLANDIRILMASI

ÖLÇTÜKLERİ ÖZELLİKLERE GÖRE

 1. MAKSİMUM PERFORMANS TESTLERİ: Bireylerin max. Performanslarını


ölçtüğümüz araçlar. Her sorunun tek bir doğru cevabı var. Örneğin, bilgi testleri,
başarı testleri gibi daha çok bilişsel özellikleri ölçtüğümüz araçlardır.
 2. TİPİK TEPKİ TESTLERİ: Her sorunun tek bir doğru yanıtı yok. Kişiden kişiye
değişen sonuçlar var her madde için. Kişilere seçenekler sunuluyor ve kişi kendisine
uygun olanı seçip işaretliyor. Kişiler arasında bir yarış yok. Örneğin, tutum ölçekleri,
bilgi envanterleri gibi duyuşsal özellikleri ölçtüğümüz araçlardır.

HAZIRLAYANIN UZMANLIĞINA GÖRE

 1. ÖĞRETMEN YAPIMI TESTLER: Daha çok yazılı biçimde uzman ellerden


çıkmayan, öğretmenin geçerlik-güvenirlik kanıtı elde etmeden, gün içinde ayaküstü
bile hazırlayabildiği testler.
 2. STANDART TESTLER: Uzmanlar tarafından geliştirilen, geçerlik güvenirlik
kanıtları elde edilmiş, standart koşullarda uygulanan, uygulandıktan sonra soruların
deşifre edilmediği, gizlendiği, sonraki uygulamalarda kullanılmak üzere muhafaza
edildiği ve iyi teknik özelliklere sahip ölçme araçları. Her maddeye ilişkin geçerlik
güvenirlik kanıtları mevcuttur. (Anadolu Sak – Bilsen’nin)

UYGULANAN KİŞİ SAYISINA GÖRE

 1. BİREYSEL TESTLER: Testi uygulayanla testi alanın baş başa olduğu testler. Bire
bir uygulanan testler. Ekonomik ve kullanışlı değil, iş gücü olarak da, zaman olarak
da. Bazı durumlarda, bazı alanlarda bu testlere ihtiyaç var. Özel eğitim, klinik
psikoloji, psikiyatri gibi bu alanlarda bireysel testler uygulanır. Tezde testi tanıtırken
bireysel test olduğu, nasıl uygulandığı, bizim bu testi uygularken nelerden geçtiğimiz,
tecrübelerimiz anlatılmalı.
 2. GRUP TESTLERİ: Tek oturumda binlerce kişiye, yüzlerce kişiye uygulama
yapabildiğimiz testlerdir. Test dediğimizde aklımıza gelen grup testleridir.

UYGULAMA SÜRESİNE GÖRE

 1. HIZ TESTLERİ: Öğrencilerin zamana karşı yarıştıkları testlerdir. Hız testlerinde


öğrencilerin çoğu son soruya ulaşamaz.
 2. GÜÇ TESTLERİ: Zaman sınırımız yok. Bazı testler hem hız hem güç testleri
özelliğini taşır.
ÖLÇEK GELİŞTİRME SÜRECİ

 Ölçek: Bireylerin doğrudan gözleyemediğimiz özelliklerinin ne ve nasıl olduğunu


ortaya çıkarmak amacıyla kullanılan ölçme araçlarıdır.
 Herhangi bir konuyla ilgili veri toplamak için verilerin sayısal veya nicel olarak
toplanıp, ölçülüp değerlendirilebilmesi için geliştirmiş olduğumuz veri toplama
araçlarıdır.
 Ölçekler bireylerin bilişsel, duyuşsal, davranışsal, eğilimsel, tepkisel duygu-durum
özelliklerini sayısallaştırmak amacıyla geliştirilmiş ölçme araçlarıdır.
 Örneğin: Tutum ölçekleri, belirli fenomenler karşısındaki olumlu ya da olumsuz
yöndeki tutumlarımızı sayısallaştırmayı amaçlıyorlar.
 Ölçek Geliştirirken: Bireylerin ölçülmesi düşünülen özelliğini uyaracak uyarıcı
takımını veya maddeleri ve bu uyarıcılara uygun tepki kategorilerini geliştiriyoruz.
 Yani bireylerin sahip olduğu psikolojik özelliğin ne olduğunu ortaya çıkaracak
maddeler geliştirilir.

ÖLÇEK GELİŞTİRME ÇALIŞMASINDA KENDİMİZE HANGİ SORULARI


SORMALIYIZ

 Konuyla ilgili mevcut ölçek olup olmadığını taramak, literatür taraması yapmalıyız.
 Alanda yapılmış ölçekler olabilir ancak bizim çalışmamız için uygun olmayabilir ya
da yetersiz görünüyor olabilir, geçerlik, güvenirlik çalışmaları yapılmamış olabilir.
Bunu netleştirmemiz gerekiyor.
 Ölçek geliştirecek ya da uyarlayacak bilgiye, yeterliğe ya da bilgi ve yeterliği kazanma
becerisine sahip olmak gerekiyor.
 Mevcut ölçek var ve bizim kültürümüze uygun olmayabilir, uyarlanması gerekebilir,
bunu tespit etmek.
 1. Hangi amaçla ölçek geliştireceğiz?
 2. Ölçek kapsamında neyi ölçeceğiz? (Bunu iyi tanımlamalıyız – literatür taraması)
 3. Ölçek geliştirme tekniğimiz ne olmalı? (Likert tipi ölçekleme mi, Gutman mı vs –
daha çok Likert tipi kullanılıyor, ekonomik, pratik – derecesine de karar vermeliyiz –
3’lü, 7’li, 5’li // sınıf düzeyine ve yaşa göre değişir.)
 4. Maddelerin yazılması – madde havuzu oluşturulması. (literatür taramak, daha
önce geliştirilmiş ölçme araçlarından yardım almak olabilir, esinlenmek olabilir)
 5. Maddelerin gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi
 6. Uzman görüşünün alınması (o alanda uzman olan kişilere ölçeği göndermek –
uzmanlardan gelen geri bildirimler sonucunda maddelerinizin son halini verirsiniz.)
 7. Ölçeğin açıklama ve yönerge kısmının yazılması (verilen süre x dk dır. Her
sorunun bir doğru yanıtı vardır vs.)
 8. Ölçeğin deneme ve ön deneme uygulamasının yapılması. (ön deneme: ölçeğin
son halini asıl uygulama yapacağımız gruba benzer özellikler gösteren bir küçük gruba
uygulayıp onlardan sözel olarak geri bildirimler alıyoruz). (oradan gelen düzeltmeler
doğrultusunda ölçeğimizi düzenliyoruz. Deneme uygulamasına tabi tutuyoruz. En son
halini verdiğimiz ölçek bir büyük gruba uygulanır. Kaynaklara göre, madde sayısı
çarpı beş, kişiden oluşmalı bu büyük grup en az. Ya da en az 300 kişiye uygulanmalı
diyebiliriz.
 9. İstatistiksel analizlerinin yapılması ve ölçeğe son halinin verilmesi (Büyük
gruba uygulandıktan sonra gelen sonuçlar doğrultusunda istatistiksel analizler yapılır.
Yani açımlayıcı faktör analizi doğrultusunda bize gelen sonuçlar hangi maddenin
işleyip hangi maddenin işlemediği bilgisini verir. Bu bilgilere göre ölçeğimizi düzeltip
son haline getiririz).
 Ölçek artık asıl uygulamaya uygun hale gelmiş oluyor.

ÖLÇEK UYARLAMAYA DAİR BİLGİLER


 Ölçeğin orijinalini geliştirenle iletişime geçmeli, izin almalıyız
 Maddeleri sadece çevirip bırakmadan kültüre de uygun hale getirilmeli.
 Geçerlik güvenirlik kanıtlarının elde edilmesi gerekiyor. (kültürden kültüre
deyimler değişebilir, simgeler değişebilir)
 Madde çıkartacaksak hangi maddeleri çıkarıyoruz, ölçek sahibine bildirmeliyiz.
 Yaptığımız en ufak değişikliği raporlayıp orijinalini geliştirene bilgi vermeliyiz.
 Çok fazla değişiklik yapamayız, mümkün olduğunca bire bir uyarlamalıyız.

UYARLAMA BASAMAKLARI
 1. Ülkemizde o ölçeğin uyarlanmasına ihtiyaç var mı? Alana katkısı olur mu?
 2. Uygun ölçme aracına karar vermeliyiz. Çalışacağımız konuda en uygun olanını,
kültürlerden en arınık olanını tercih ederiz. Çevirisi kolay olmalı. Net kesin ve kısa
cümlelerden oluşan ölçme aracını seçmeliyiz.
 3. Çeviri ekibinin oluşturulması. Çeviri ekibi ölçeğin geliştirildiği dile ve kültürüne
çok iyi hakim olan iki Türkçe ve İki de Türk dili uzmanından oluşacak. Önce orijinal
diden Türkçe’ye çevirisi yapılır.
 4. Çevrilmiş maddeler bir uzman grup tarafından gözden geçirilir. Bu uzman
grup titizlikle seçilmeli. Üniversitelerin İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümlerinde yüksek
lisans, doktora yapanlar ya da hocalardan yardım alınır. Çevrilmiş maddeler iki farklı,
birbirinden bağımsız çalışacak uzman tarafından tekrar gözden geçirilir.
 5. Dil açısından gözden geçirilen maddeler bir de alan uzmanları tarafından
gözden geçirilir.
 6. Farklı bir çeviri grubu tarafından çevrildiği yabancı dile geri çevriliyor ki
orijinaliyle Türkçesi arasında fark var mı ona bakıyoruz. Bu uzmanların da hem
alana hem dile hakim olmaları gerekiyor.
 7. Çeviri ile orijinal karşılaştırılıyor ve birbirleri arasındaki ilişkiye bakılıyor. Bir
grup üzerinden iki form uygulanıp aralarındaki korelasyon hesaplanabiliyor.
 8. Korelasyon ve uzman görüşü geçerlik için kanıt olarak sunuluyor.
 Türkçe ölçeğe son hali verilir.
 9. Ön deneme. Ölçek asıl uygulama yapacağımız grupla benzer özellikler gösteren
küçük gruba, pilot gruba uyguluyoruz.
 10. Asıl uygulama. Elde ettiğimiz uygulamalar üzerinden faktör analizi yapıyoruz.
Uyarlarken doğrulayıcı faktör analizi yaparız. Geliştirirken açımlayıcı faktör analizi.
 Geçerlik ve güvenirlik kanıtlarımızı da sunduktan sonra ölçeğin uyarlanmış
formu kullanıma sunulur.

NEDEN ÖLÇEK GELİŞTİRME YERİNE UYARLAMAYI TERCİH EDERİZ?


 Yeni bir test geliştirmekten daha ucuz ve daha hızlıdır diyor literatür.
 Eğer amaç kültürler arası karşılaştırma çalışması yapmaksa onun gereği olarak bir
ölçek kullanacaksak uyarlama yapmayı tercih etmeliyiz.
 İkinci bir kültürle ölçek geliştirmek için uzmanlık bilgimiz yetersizse uyarlama
yapmalıyız.
 Asıl test iyi bilinen bir test olduğunda o testin uyarlanmasının vereceği güven duygusu
ve alana kazandıracakları düşünülerek ölçek geliştirme değil de uyarlama yapmak ön
planda olabiliyor.

İSTATİSTİKSEL PARAMETRİK YÖNTEMLER

 Nicel verileri topladıktan sonra anlamlı hale getirmek, yorumlayabilmek,


Türkçeleştirmek için
 İstatistiksel yöntemler birtakım varsayımlara dayanıyor. T testi, varyans analizi için de
veri setimizin normal dağılıyor olması gerekir.
 Veri setinin dağılımının normal olup olmamasına göre istatistiksel teknikler iki
boyutta inceleniyor:
1. Parametrik Teknikler: Veri setimiz normal dağılım gösteriyorsa. (Varyans analizi,
T testi)
 2. Nanparametrik Teknikler: Veri setimiz normal dağılım göstermiyorsa, çarpık bir
dağılımsa. (Kruskall Wallis H Testi, Friedman Testi, ki-kare...)

NORMAL DAĞILIMI SAPTAMAK


 Normal dağılım olup olmadığını saptamak için betimsel istatistiklerine bakabiliriz ya
da eğrisini çizdirebiliriz: Aritmetik ortalama, standart sapma, mod, medyan...
 Betimsel istatistik – Merkezi eğilim ölçüleri: Mod (tepe değer, en çok tekrar eden,
frekansı en yüksek değer), medyan (ortanca – veri setini tam ortadan ikiye bölen
değer), aritmetik ortalama (bize puanların nereye yığıldığı hakkında bilgi verir).
Verilerin nereye toplandığı hakkında bize ipucu veriyorlar.
 Dağılım ölçüleri: Bunlar da puanların, verilerin ortalamadan ne kadar uzağa gittiğini,
ne kadar saptığını veriyor bize. Varyans (değişkenlik katsayısı), standart sapma.
Puanlar ne kadar ortalamadan saptıysa, gruptan elde edeceğimiz puanlar o kadar
heterojen dağılım gösteriyor demektir. Puanlar daha çok bir aradaysa, ortalama
etrafında toplandıysa o zaman grup homojendir. Fazla değişkenlik göstermiyor
demektir. Standart sapma değeri yükseldikçe grup heterojenleşir, standart sapma
değeri düştükçe grup homojenleşir.
 Yani betimsel analizlere, standart sapmaya bakarak grubun homojen olup
olmadığını, grubun ne kadar değişkenlik gösterdiğini ve aritmetik ortalamadan
puanların nerede toplandığına ilişkin bilgi elde ederiz.
 Normal dağılım varsayımını bizim veri setimiz nasıl karşılıyor bunu görebilmemiz
için hemen mod, medyan ve aritmetik ortalamasına bakarsak, hiç şekline bile
bakmadan, bunlar birbirine eşitse o zaman dağılımımız normal demektir. SPSS bunu
bize çıkarır. Ya birbirlerine çok yakın olacak ya da eşit olacak.
 Ya da puanlara bir eğri çizdirip şekline bakarız, normal dağılım gösteriyor mu diye.
 Başka bir yol da, çarpıklık ve basıklık katsayıları vardır, bu katsayıları sıfır olan veri
setleri normal dağılım gösteriyor demektir.

PARAMETRİK TEKNİKLERİN VARSAYIMLARI


 Örnekler ya da örneklerin çekildiği evrenler normal dağılım göstermelidir.
 Veriler en az eşit aralık ölçeği düzeyinde (tanımlanmış sıfır başlangıç noktası olan
ölçek) olmalıdır. (eğitimde ölçmelerde kullandığımız araçlar genelde eşit aralık ölçeği
düzeyinde bilgi veren araçlar. Likert tipi ölçek gibi... Maddelerin her birinin sayı
değeri var. Her madde birbiriyle ilişkili ve bundan toplam bir puan elde edebiliyoruz).
 Test türüne göre birey sayısı yeterli olmalıdır. Genellikle birey sayısının 30 ya da 30
üstü olması istenir.

BAZI PARAMETRİK TESTLER


 T-TESTİ: İki grup arasındaki farkın istatistiksel olarak manidarlığını test etmek için
kullanılan bir teknik. Sadece iki gruptan gelen ortalamalar karşılaştırılabiliyor.
Cinsiyete göre akademik başarı arasında fark var mı dediğimizde kadın ve erkeğe göre
baktığımızdan sadece 2 grup oluyor. Bu üç grup olsaydı t-testi yapamazdık.
 Tek örneklem t-testi: Bir grubun içindeki belli bir ortalama için
tahmin edilen değerle, ölçülen değer arasında farklılık olup olmadığını
ölçeriz.
 Bağımlı örneklem t-testi: Gruba bir uygulama vermeden önceki
durum ile verdikten sonraki durumun karşılaştırılması. İlişkili iki
örneklem arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlılığını temsil eder.
Bir gruba öntest yaparız. Sonra bir eğitim programı uyguladıktan sonra
aynı testi sontest olarak uygularım. Öntest sontest arasındaki farkın
manidarlığını ortaya koyar. Bireylerin kaygılarını azaltıcı bir eğitim
uygulandığında ve bireylerin kaygı düzeyleri eğitim öncesi ve sonrası
ölçülerek eğitimin işe yarayıp yaramadığına yönelik bir araştırma
tasarlanmıştır. Bireylerin eğitim öncesi ve sonrası kaygı testi puan
ortalamaları arasında manidar bir fark var mıdır sorusunu bağımlı
örneklem t-testi ile çözüyoruz.
 Bağımsız örneklem t-testi: Bir sınıftaki kadın ve erkeklerin başarı
ortalamalarını karşılaştırabiliriz. Birbirinden bağımsız ve ilişkisiz iki
örneklemden elde edilen puanların ortalamaları arasındaki farkın
anlamlı olup olmadığı tespit edilir. Örneğin öğrencilerin istatistik
dersine karşı tutumları öğretim görevlisi sevip sevmemeleri durumuna
göre farklılık göstermekte midir?
 Tüm bunlar için kullandığımız t-testi formülü farklı. SPSS vb.
paket programlar ile bunu hesaplatabiliyoruz.

 VARYANS ANALİZİ: İki veya daha fazla birbiriyle ilişkisi olmayan grup arasındaki
ortalamaların farkının istatistiksel olarak manidar olup olmadığının tespit edilmesi. İki
grup için t-testini kullanıyoruz genellikle ama varyans analizi de yapabiliriz. Aynı
değişkenin iki veya üç farklı düzeyinden bahsediyoruz. Medeni durum örneğin: Evli,
bekar, boşanmış. Sosyoekonomik düzey: alt, orta, üst. Eğitim durumu: ilk, orta, lise,
yüksek okul vs. Anne, baba eğitim durumuna göre öğrencilerin akademik başarıları
arasında fark var mıdır?
 Örneğin: Öğrencilerin okul öncesi eğitime başlama zamanlarına göre (36, 48, 60
aylık) öğrencilerin küçük kas becerilerini kullanma düzeyleri arasında fark var mıdır?
 Varyans analizi örneğin babanın eğitim durumuyla çocuğun akademik başarısı
arasında fak olup olmadığını verir. Fark var ise de üniversite mezunu olanla lise
mezunu olan arasında mı fark var, ilkokul olanla lise arasında mı fark var, bu ayrımı
vermez. Bunun için varyans analizi yaptıktan sonra bir teknik daha kullanıyoruz.
Analiz sonrası yapılan daha ileri düzey teknikler.
 POST_HOC Teknikleri – Tukey testi, Scheffe testi, Duncan’s t-testi, lsd, Bonferonni
 KORELASYON: İki veya daha fazla değişken arasındaki ilişkidir. Bir kişinin boyu
ile ağırlığı arasındaki ilişki gibi. Cinsiyetle başarı arasındaki ilişki, çalışma süresi ile
başarı arasındaki ilişki vs.
 Bir bireye ait iki ölçüm olduğunda bu iki değişken arasındaki ilişkiyi belirler.
 Korelasyon analizi sonucunda doğrusal ilişki olup olmadığı ve varsa bu ilişkinin
derecesi korelasyon katsayısı ile hesaplanır.
 Korelasyon katsayısı “r” ile gösterilir.
 -1 ile +1 arasında değerler alır.
 Pozitif korelasyon = Sınava çalışma süresi arttıkça alınan notun da artması.
 Negatif korelasyon = Televizyon karşında geçirilen vakit arttıkça akademik başarı
düşer. Stres arttıkça sınav başarısı azalır.
 Korelasyonun sıfır olduğu durumlar = göz rengi ile akademik başarı arasındaki ilişki.
İlişki yoksa iki değişken arasında korelasyon sıfırdır.

 İki değişken arasındaki ilişki İKİLİ ya da BASİT KORELASYON


TEKNİKLERİYLE hesaplanır.
 Bir değişkenin iki ya da daha çok değişkenle ilişkisi ÇOKLU KORELASYON
TEKNİKLERİYLE hesaplanır.
 Değişkenlerden birinin sabitlenerek (analiz dışı bırakılarak) diğer değişkenlerle olan
ilişkisi ise KISMİ KORELASYON TEKNİKLERİYLE hesaplanır. Kısmi
korelasyonda incelenen değişkenlerle ilişkili olduğu düşünülen bir ve ya daha fazla
değişkenin bu değişkenler üzerindeki etkisi kontrol altında tutulur. Diğer bir deyişle,
ikincil ilişkilerin etkisi ortadan kaldırıldıktan sonra iki değişken arasındaki gerçek
ilişki incelenmek istenebilir. Bu inceleme kısmi korelasyon katsayıları yardımı ile
yapılır.
 Hangi korelasyon katsayısının kullanılacağına şunlara göre karar verilir:
 Değişkenlerin hangi ölçek düzeyinde ölçüldüğüne
 Değişkenlerin sürekli veya süreksiz olup olmamalarına
 Verilerin doğrusal olup olmamasına
göre değişir.

 Değişenlerin düzeylerine göre ya da aldığı değerlere göre kullanacağımız


korelasyon teknik değişebiliyor.

 KORELASYON TEKNİKLERİ
 1. Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı:
 En az eşit aralıklı ölçek düzeyinde ölçülen iki sürekli değişken arasındaki doğrusal
ilişkinin derecesinin belirlenmesinde kullanılır.
 Akademik başarıyla okula yönelik tutum puanı arasında ilişki var mıdır?
 İki değişken arasındaki ilişki r= 0 ise yoktur, r=0,01-0,29 arasında ise düşük düzeyde,
r=0,30 – 0,70 arasında ise orta düzeyde, r=0,71 – 0,99 ise yüksek düzeyde ve r=1 ise
mükemmel ilişki vardır.

 2. Spearman Brown Sıra Farkları Korelasyon katsayısı:


 Sıralı puanlar kullanılarak ölçülen iki değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi açıklar.
 Eşit aralık ya da oran düzeyindeki ölçümler sıralı ölçeğe dönüştürülerek uygulanabilir.
 Ayrıca Pearson korelasyonundaki değişkenler normal dağılım varsayımını
sağlamadığında da Pearson korelasyon yerine de kullanılır.
 3. Nokta Çift Serili Korelasyon Katsayısı
 Biri sürekli (en az aralık ölçeğinde) ve diğeri iki kategorili gerçek süreksiz (cinsiyet
gibi) ise bu iki değişken arasındaki doğrusal ilişkiyi açıklamak için kullanılır.

 4. Çift Serili Korelasyon Katsayısı


 Sürekli bir değişken ile iki çıktılı-kategorili (yaşı iki kategoriye ayırmak gibi) yapay
bir süreksiz (gerçekte sürekli) değişken arasındaki ilişkiyi saptarken kullanılır.

 (Akademik başarı sürekli değişken. 50 ve üstü alanlar başarılı, altı alanlar başarısız
dersek iki kategorili süreksiz değişken olur.)

 REGRESYON:
 Aralarında ilişki olan iki ya da daha fazla değişkenden birinin bağımlı değişken,
diğerlerinin bağımsız değişkenler olarak ayrımı ile aralarındaki ilişkinin matematiksel
bir eşitlik ile açıklanması sürecidir.
 4 değişken acaba akademik başarıyı ne kadar açıklayabiliyor sorusunu regresyon
analizi ile çözebiliriz.
 Bir bağımsız değişkenimiz (yordayıcı değişken) ve bir de bağımlı değişkenimiz var.
 Bağımsız X ile Bağımlı Y ile sembolize edilir.
 Bağımsız etkilenmeyen, etkileyen değişken. Yordayıcı
 Bağımlı etkilenen. Yordanan
 Cinsiyet akademik başarıyı yordar mı?

 Basit Regresyon: Sadece iki değişken varsa, bir bağımsız bir bağımlıyı
yordayabiliyor mu, diyorsak basit regresyon.
 Çoklu regresyon: Bir bağımlı değişken iki ya da daha fazla değişken tarafından
yordanabiliyor mu, diyorsak çoklu.
 Çok değişkenli Regresyom: Eğer bağımlı değişken birden fazla ise çok değişkenli
regresyondur.

 Yaş değişkeni okuma başarısının manidar bir yordayıcısımıdır? (basit regresyon)


 Yaş, anne eğitim durumu, sosyo-ekonomik düzey okuma başarısının manidar bir
yordayıcısı mıdır? (çoklu)

 BİLİMSEL ARAŞTIRMA ETİĞİ


 Etik: “çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması ya da kaçınması gereken
davranışlar bütünü”
 Psikoloji sözlüğü, “Bir meslek grubunun ahlaki açıdan doğru kabul edilen mesleki
davranış standartları” olarak tanımlanmıştır.
 Bilimsel araştırma etiği: Araştırmalarda ve yayınlarda yüksek ahlak, dürüstlük ve
açıklık prensiplerinin uygulanması, Bir araştırmanın hazırlanması, yürütülmesi ve
sonuçlarının yayınlanması aşamalarında uyulması gereken kurallardır.

 İki türlü etik dışı davranış (Bilimsel yanıltma) var:


 1. Özensiz ve Disiplinsiz Araştırma: Araştırmanın bilimsel
gerekliliklerini yerine getirmeden yapılan araştırmalardır. Araştırmacı
iyi niyetli olmasına rağmen çeşitli yanlışlar yapar ve güvenilir olmayan
sonuçlar üretir.
 2. Bilimsel Saptırma – Yalancılık – Sahtekarlık: Araştırmacının
bilinçli ve amaçlı olarak çalışmanın yöntemini ve sonuçlarını
saptırması veya değiştirmesi olabilir. Araştırmanın güvenirliğini bilinçli
olarak bozmaktadır. Araştırmacı farkında ve bilinçlidir.
 Her ikisi de ceza alması gereken davranışlar.

 Etiğe Aykırı Kabul Edilebilecek Davranışlar:


 Aşırma – intihal (plagiarism): Başkalarına ait olan araştırma
verilerinin bir kısmını veya tümünü, bir makalenin tamamını veya
makale içerisindeki bölümleri izin almadan veya kaynak göstermeden
kendisininmiş gibi kullanmaktır.
 İntihal Olan Davranışlar:
► Bir başkasının ürettiği bilgiyi ve çalışma sonuçlarını kelimesi
kelimesine kopyalayarak ya da benzerini üreterek kendi orijinal
eseriymiş gibi sunmak.
► Dipnot işareti koymadan ya da yazara atıfta bulunmadan başkasının
yazısını kopyalamak.
► Orijinal metnin yazarını kaynak göstermeden, çalışmasını ve/veya
düşüncesini yeniden cümleleştirerek yorumlamak.
► Künye bilgisini orijinal olan kaynağa ulaşmayı engelleyecek şekilde
eksik veya yanlış vermek.
► Alıntının nerede başladığını ve bittiğini yanlış şekilde göstermek; tırnak
işareti kullanmamak.

 Uydurma (fabrikasyon) / (Masabaşı Araştırma): Verilerin ya da


sonuçlarının kaydedilme ya da raporlaştırma aşamasında yoktan var
edilmesidir.
 Araştırma yapılmadığı halde yapılmış gibi sunulur.
 Uydurma Olan Davranışlar:
► Aldatmak amacıyla uydurmak
► Hayali sahte bilgi kullanmak
► Çalışmada kullanılmamış olan eserleri kaynakçada göstermek.

 Çarpıtma (Falcification): Araştırma sürecinde veriler, kayıtlar veya


araştırma sonuçları üzerinde değişiklik yapılması.
 Doğrudan veriler üzerinde istatistiksel oynama yapılması ya da ortaya
çıkan sonuçlardan bir kısmının (örneğin hipotezini desteklemeyenlerin)
bilerek değerlendirmeye alınmaması, sonuçlarla oynanmasıdır.
 Çarpıtma Olan Davranışlar:
 Anket sonuçlarını istediği gibi çıkması için araştırmacının doldurması.
 Yapılması gerekli anket sayısına ulaşamayıp eksik kalan anketleri
araştırmacının doldurması.

 Çoklu yayın – duplikasyon: Bir araştırmanın bulgularını birden fazla


dergiye yayın için göndermek veya yayınlatmak.
 Aynı araştırmanın iki farklı dilde yayınlanması gereken özel koşullarda
mutlaka her iki editörden de izin alınması gerekir.

 Dilimleme – salamizasyon: sadece bir araştırmanın sonuçlarını


parçalara ayırmak ve bu araştırmadan çok sayıda yayın yapmak.
 Eğer müsaitse bir araştırmadan iki makale çıkabilir. Bu normal. Ancak
araştırmayı parçalara bölüp 3-4 tane yayın yapmak etik değildir.

 Destek veren kurum veya kuruluşları belirtmeme: Araştırmaya


destek veren kuruluşların katkılarının belirtilmemesidir.

 Çıkar Çatışması: Yazarlar yayın gönderme aşamasında araştırmaları


hakkında ön yargı oluşturabilecek tüm finansal ticari kuruluşlarla olan
ilişkisini açıklamalı ve bunların bilimsel tarafsızlığı etkilemediğine dair
bilgilendirme yapmalıdır.

 Yazarlık sorunları: Hayali yazarlık, armağan yazarlık ve yazarlık


haklarına saygı duymamak sayılabilir.
 Yapılan araştırmaya hiçbir şekilde katkısı olmayan bazı kişileri ya da
konumları nedeniyle bazı yöneticileri çalışmaya dahil etmek etik
davranış olarak kabul edilmemelidir.

 BİLİMDE ETİK DIŞI DAVRANIŞLARIN NEDENLERİ


 1. Bireylere akademik çalışmaların başlangıcında bilimsel araştırma eğitiminin ve
disiplininin verilmemesi, bilimsel araştırma etiğinin öğretilmemesi.
 2. Yükselme ve eşitleri arasında kabul görme gibi insan doğasının parçası olan ve
insanlığın yaptığı atılımlarda da belirleyici bir rol oynayan duygular aşırı hırs
derecesine vardığında bilimsel etiğin çiğnenmesi olasılığı artabilir.
 3. Kendilerine toplumda, üniversite ve bilim çevrelerinde yüksek yer edinme
duyguları, genç bireyleri uydurmacılık, yinelenen yayın, sahtecilik veya aşırmacılık
gibi etik dışı davranışlara götürebilir.
 4. Fazla sayıda yayın yapılmasıyla bilimde saygınlığın artacağı yanılgısı (Günümüzde
bilimsel yayınların sayısı genellikle başarı ölçütü gibi değerlendiriliyorsa da bilimsel
niteliğin nicelikten çok daha önemli olduğunun bilinmesi gerekir).
 5. Parasal destek alan kurumlar ve burada çalışan bilim insanlarının aldıkları maddi
destekler ile hızla yayın yapmaya zorlanmaları bir diğer nedendir. Elde edilen burs,
proje veya sanayi desteğini yitirmemek için de bilimde etik dışı, kusurlu davranışlara
sığınılabilir.

You might also like