Professional Documents
Culture Documents
Ilovepdf Merged
Ilovepdf Merged
B.2
İslâmiyetten Sonra
202
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
203
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
207
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
YENİLİKLERİ VE GELİŞMELERİ
✓ Bazı yabancı ve azınlıkların anaokulları açtığı bilinmektedir ancak
Müslümanların bu tür okul açmaları çok gecikmiştir.
✓ 23 Temmuz 1908’den önce, bazı vilâyetlerde özel Ana Mektepleri
açılmıştır. Bu tarihten sonra da İstanbul’da bazı özel Ana Mektepleri
açılmıştır.
✓ Resmî Ana Mektepleri ise Balkan Savaşlarından sonra açılmış ve
yaygınlaşmıştır.
✓ Ana mektepleri için kadın muallimler yetiştirilemediğinden dolayı Ermeni
ve Yahudi muallimler getirildi ve okulların bütün işleri onlara bırakıldı.
✓ Satı Bey, İstanbul’da bir Çocuk Yuvası açmıştır.
✓ Türkiye’de Frobel Usûlünü kabul edenler, önce Ermeniler, sonra da
Bulgarlardır. II. Meşrutiyetten sonra bu usûl bizde de dikkatleri çekmiştir.
✓ 1913 tarihli Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-i Muvakkatı, ilköğretim öncesi
hakkında da hükümler getirmiş ve «anaokulları ve sıbyan sınıflarını»
ilköğretimin içinde saymıştır. 1915’te Ana Mektepleri Nizamnâmesi
yayınlanmıştır. Bu düzenlemeler sonucu büyük kentlerde ana okulları
208
çoğalmaya başlamıştır.
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
YENİLİKLERİ VE GELİŞMELERİ
✓ Resmî anaokullarının bilinen ilk ve kapsamlı tarihi 1914’tür. Bu programın
ilk cümlesi, anaokullarının «bir öğretim ve ders okulu değil, bir hayat ve
hareket okulu, çocuk bahçesi olduğu» şeklindedir. Bu programa göre ana
okullarının dersleri şunlardır. (Bugünkü terimlerle)
✓ Ahlâki konuşmalar
✓ Hayat ve Hareket Dersleri
✓ Tabiat Bilgisi ve Bahçe Dersleri
✓ Resim, Anadili, Müzik, Jimnastik
✓ Bu programın ve uygulama ilkelerinin özellikle İtalyan
eğitimcisi Montessori’den etkilendiği anlaşılıyor.
✓ Meşrutiyet döneminde, Pestalozzi, Frobel, Montessori gibi Batılı
eğitimcilerin görüşleri ve yöntemleri telif ve çeviri eserlerle çok daha iyi
tanınmaya başlamıştır.
209
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE İLKÖĞRETİMDE EĞİTİM
YENİLİKLERİ VE GELİŞMELERİ
✓ 1913’te Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-i Muvakkatı (ilköğretim geçici kanunu)
çıkarılmış ve bu kanunun, «geçici» başlığına rağmen Cumhuriyet yıllarında da bir
çok maddeleri yürürlükte kalmıştır.
✓ İlköğretimin zorunlu ve devlet okullarında meccani (parasız) olduğunu hükme
bağlamıştır. Parasız öğretim ilk kez bu kanunla kabul edilmiştir.
✓ İptidaî ve Rüşdî adlarıyla mevcut olan okullar birleştirilmiş ve Mekâtib-i
İptidaiye-i Umumiye adını almışlardır.
✓ İlköğretim 6 yıl olarak belirlenmiş ve her biri 2 yıl süreli üç devreye ayrılmıştır:
Devre-i Ulâ, Devre-i Mutavassıta (Vasatiye), Devre-i Âliye
✓ 1913 tarihli kanunda İlköğretim programları şu şekildedir:
✓ Kıraat, Hat, Lisan-ı Osmanî, Hesap, Hendese, Coğrafya (bilhassa Osmanlı
Coğrafyası), Tarih (bilhassa Osmanlı Tarihi), Dürüs-i Eşya, Malûmat-ı Tabiiye
ve Tatbikatı, Hıfzıssıhha, Malûmat-ı Medeniye, Ahlâkiye ve İktisadiye, El
işleri ve Resim, Terbiye-i Bedeniye ve Mektep Oyunları, Talîm-i Askerî (erkek
çocuklara), İdare-i beytiye ve dikiş (kız çocuklara)
210
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE İLKÖĞRETİMDE EĞİTİM
YENİLİKLERİ VE GELİŞMELERİ
✓ Tarihî Temsil (bazen Mektep Temsilleri) adıyla bir ders programlara girmiştir:
öğrencilere yaptırılan tiyatro ve dramatizasyon uygulamaları yoluyla,
özellikle tarihî konuları daha canlı öğretmenin yanında eğitimsel, sosyal ve
ahlâkî bir amaç güdüyordu.
✓ İlköğretim, 1913’lerden sonra, Satı Beyin yetiştirdiği öğretmenler sayesinde
kısmen bir canlılık göstermişse de bu öğretmenler ihtiyacı karşılamaktan
sayıca çok uzak olduklarından eski yöntem ve uygulamalar yeni okulların
çoğunda sürüp gitmiştir.
✓ İlköğretimin taşradaki durumu daha acıklıydı.
✓ Geleneksel «mahalle (sıbyan) mektepleri», 1870’lerden itibaren sayıca
giderek azalıp yerlerini, usûl-i cedîd yöntemlerine göre eğitim yapan «iptidaî
mekteplere» bıraksalar da, II. Meşrutiyet yıllarında hâlâ pek çoğu faaliyet
gösteriyordu.
✓ Resmî makamların, Satı Bey ve arkadaşlarını desteklemesi ile kanunla
yasaklamaya gerek kalmaksızın, mahalle mektepleri, o zamanın çağdaş fikirli
öğretmenlerin de çabalarıyla kısa sürede tarihe karıştı.
211
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ORTA ÖĞRETİMDE EĞİTİM
YENİLİKLERİ VE GELİŞMELERİ
✓ Meşrutiyet başlarında İdadîlerin, Rüşdiyeleri de kapsar biçimde bulundukları ve
taşradaki orta öğretimi oluşturdukları anlaşılıyor. 1908’de 5 ya da 7 yıllık
İdadiyeler, Rüşdiye sınıflarını da içlerine alıyorlardı. Bunların İptidaiye sınıfları
yoktu. Temmuz 1908’den sonra İdadiyelerin progamlarına yeni dersler girmeye
başlamıştır.
✓ 1913 tarihli Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-i Muvakkatı, Rüşdiyeleri ilk mekteplerde
birleştirip orta öğretimden almıştır. Bu okullar o tarihte ortadan kalkmış sayılır.
Fakat Nümune Rüşdiyeleri adıyla bazıları Cumhuriyet yıllarına kadar yaşayacaktır.
✓ Bu dönemde orta öğretim alanında yenilik ve değişikler özellikle İdadîlerde
görülmüştür.
✓ I. Dünya Savaşı yıllarında Sultanîye’ye çevrilen İdadîlerle beraber sayıları 50’yi
buldu. Bir kısmı yatılı idi, erkeklere ve kızlara mahsus ayrı ayrı okullardı ve ilk kız
İdadîsi 1911’de İstanbul’da açılmıştır. İlk kız lisesi olan bu okul 1913’te İstanbul
İnas (kız) Sultanîsi adını almıştır. 1915’te Bezmiâlem Sultanîsi adını almıştır.
✓ Sultanîlere 1911’lerde Lise adı verilmesi düşünülmüş olsa da, bu isim 1922
sonundan itibaren kabul edilmişti
212
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE YÜKSEK ÖĞRETİMDE EĞİTİM
YENİLİKLERİ VE GELİŞMELERİ
✓ Meşrutiyetin başında Maarif Nazırı Emrullah Efendi, Darülfünûnda köklü
reformlar yapmak istedi ve 1912’de bir Nizamnâme hazırladı ve gerekçesinde
Darülfünûnu «ilimlerin ve fenlerin hem yayılmasına, hem ilerlemesine hizmet
eden yüksek ilim müessesesi» biçiminde tanımlayarak bu «yaymanın» ilimleri ve
fenleri «halk arasına yaymak» ve «ilerletmenin» de bunları daha ileri düzeye
çıkarmak olduğunu belirtti.
✓ Orta ve ilköğretimin iyileşmesini Darülfünûnun iyileşmesine bağlamıştır.
«Darülfunûnları mükemmel olan memleketlerin tâlî ve iptidaî mektepleri de o
nispette mükemmel olur.»
✓ 1912 tarihli Nizamnâme ile Darülfünûn beş şubeye ayrıldı:
✓ Ulûm-i Şer’iye, Ulûm-i Hukukiye, Ulûm-i Tıbbiye, Fünûn , Ulûm-i Edebiye.
✓ Ne var ki, Darülfünûn reformu da başarılı olamadı: O yıllardaki Osmanlı-Alman
işbirliğine de hizmet için Almanya’dan getirilen profesörler, «teferruat ve
zevâhirle (görünüş)» uğraştılar, kendilerine bağlanan ümitleri boşa çıkardılar.
✓ Öğretim düzeyi «acınır» durumdaydı. Ders kitapları ortaokul kitabından
farksızdı. «Araştırma ve bilim yöntemi» sözleri bol bol kullanılıyor ama ortada 213
eser yoktu
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE YÜKSEK ÖĞRETİMDE EĞİTİM
YENİLİKLERİ VE GELİŞMELERİ
✓Meşrutiyet döneminde açılan başlıca yüksek okulları
şunlardır:
✓ Orman Mekteb-i Âlisi (1909)
✓ Dişçi Mektebi (1909)
✓ Kadastro Mekteb-i Âlisi (1911)
✓Meşrutiyet döneminde iç ve dış politik olaylar
karşısında üniversite öğrencinin bazı gösteriler
(nümayiş) yaptığı da görülmektedir.
214
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE
YENİLİK VE GELİŞMELER
✓ Bu dönemde açılan başlıca meslekî ve teknik okullar şunlardır:
✓ Polis Mektebi (1909)
✓ Maliye Memurları Mektebi (1909)
✓ Belediye Memurları Mektebi (1911)
✓ Evkaf Memurları Mektebi (1911)
✓ Sıhhıye Memurları Mektebi (1912)
✓ Amelî Ticaret Mektepleri (1913’ten sonra vilâyetlerde)
✓ Darülbedâyî (Tiyatro Mektebi) (1914)
✓ Şimendifer Memurları Mektebi (1915)
✓ Osman Ameliyat Mektebi (1915)
✓ Darülelhan (Konservatuar) (1916)
✓ Darüleytamlar (Yetim Yurtları) (1914): Daha çok, savaş, düşman istilâsı, açlık nedeniyle yetim ve
öksüz kalan çocukların korunması amacını taşıyan bu kurumlar, çocukları barındırıyor, onlara
okuma yazma öğretip bir sanat kazandırmaya çalışıyorlardı.
✓ Mevcut Erkek ve Kız Sanayi Mektepleri’nde gelişmeler oldu. İstanbul’da bulunan
Kız Sanayi Mektepleri de 1913’ten itibaren İdadilerden 1 yıl daha fazla öğretim
yapan okullar hâline gelerek geliştirilmeye çalışılmıştır.
215
✓ 1914’te İstanbul’da Çırak Mektepleri açılmıştır
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖZEL ÖĞRETİM, AZINLIK VE
YABANCI OKULLARIN DURUMU
✓ Meşrutiyetin başında basın, yayın ve örgütlenme özgürlüğünün tanınması
nedeniyle özel öğretim kurumları, önceki dönemlerden de fazla bir gelişme
göstermişlerdir. 1915’te Hususî Mektepler Tâlimatnâmesi çıkarılmıştır.
✓ Türklerin giriştiği özel öğretim:
✓ Türk özel öğretimini geliştirmek, yabancı özel okullardan Türk çocuklarını kurtarmak için
bazı cemiyetler açılmıştır. Bu amaçla 1909’da Kadıköy’de Osmanlı İttihat Mektepleri
Cemiyeti kurulmuş, Türk özel okul kurucuları da bir araya gelerek Osmanlı Mektepleri
Tevhid-i Mesaî Cemiyeti adında yine İstanbul’da bir örgüt kurmuşlardır (1911).
✓ Azınlığın giriştiği özel öğretim:
✓ Azınlıklar, Meşrutiyet döneminin özgürlükçü havasından da yararlanarak, başlangıçta
eğitimlerini denetlemeye yönelik her türlü girişimine karşı çıkmış, bu yoldaki çabaları
başarısızlığa uğratmışlardır.
✓ Ancak Osmanlı Devleti, 1914 I. Dünya Savaşı ile beraber, diğer bütün etkenlerle birlikte
azınlıkların sayılarının azalması itibariyle de azınlıkların öğretimini düzenlemek için artık
önünde bir engel görmemiş ve 1915 tarihli Tâlimatnâme işte bu sırada çıkarılabilmiştir.
Bu Tâlimatnâme’ye göre azınlıklar sadece kendilerinin oturduğu mahalle veya
köylerde okul açabilecekler, kendi dilleri öğretim dilleri olabilecek ama okullarda Türk
dili yanında Türkiye Tarihi ve Coğrafyası Türkçe olarak ve Türk öğretmenlerce
okutulacaktı. Okullar da Maarif Nezâreti ve mülkiye âmirleri tarafından
denetlenecektir.
216
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖZEL ÖĞRETİM, AZINLIK VE
YABANCI OKULLARIN DURUMU
✓ Yabancıların giriştiği özel öğretim:
✓ Yabancıların da bu dönemde okulları sayıca
çoğalmış, fakat 1914’te, Osmanlı Devletinin
kendileriyle savaşa tutuştuğu devletlerin
okullarından çoğu kapatılmış ve 1914’te
Kapitülasyonların kaldırıldığı ilan edilmiştir. Ne var
ki 1918’te, yenilgi ile beraber, azınlık ve
yabancıların ülkedeki özel öğretimi, daha da
gelişmek için fırsat bulmuştur.
217
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖZEL EĞİTİMDE YENİLİK VE
GELİŞMELER
✓ 1913 tarihli Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-i Muvakkatı, şu hükmü
getirmiştir: «Ruhen ve bedenen zayıf olan çocuklar ile sağır, dilsiz ve
âmâ çocuklara ilköğretim imkânlarını sağlayacak bir Nizamnâme
yapılacaktır.»
✓ Ancak, Meşrtiyet döneminde özel eğitimdeki gelişmeler yavaş ve
yetersiz olmuştur. Başlıca gelişmeler:
✓ İstanbul’daki Dilsiz Mektebi, özellikle bina bulunamadığı için (!)
çalışmalarını güçlükle sürdürmüş, bir ara kapatılmış, 1914’te tekrar
açılmıştır.
✓ Selânik’te, 1909’da özel bir Dilsiz Mektebi açılmıştır.
✓ İzmir’de, 1911’de Albert Karmona adında dilsiz bir Osmanlı Musevî
tüccarı, Sağır ve Dilsiz Mektebi açmıştır. Karmona, Paris’te Dilsiz
Mektebi’nde okumuş ve terzilik öğrenmişti
218
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME
POLİTİKALARI VE ÇABALARI
✓ Meşrutiyet döneminde hem nitelikli, hem de çok sayıda öğretmen
yetiştirilmesi fikri önem kazanmış, bu yolda bazı uygulamalara gidilmiştir.
✓ İstanbul’da öğretmen yetiştirilmesi:
✓ Temmuz 1908’den hemen sonra Darülmuallimî’nden İptidaiye kısmı ayrılmış ve
bağımsız bir okul hâline getirilmiştir.
✓ Mart 1909’dan sonra, Darülmuallimîne Müdür olarak atanan Satı Bey köklü
yeniliklere girişti.
✓ Satı Bey, öğretmen okulunun öğretmen kadrosuyla beraber Tedrisat-ı Iptidaiye
Mecmuası adıyla önemli bir dergi çıkardı.
✓ Fenn-i Terbiye, Usûl-i Tedris, Musıkî, Resim, Elişi, Terbiye-i Bedeniye derslerinin
programlarda önemle ele alınmasını sağladı.
✓ Darülmuallimîne bağlı bir Tatbikat Mektebi açtırdı.
✓ Satı Bey, Darülmuallimînlerde konferanslar verdirdi, öğrencileri sosyal ve tarihî
çevrelerini tanımak için inceleme gezilerine götürdü.
✓ Usûl-i Tekşifi ve Tedris-i Ayanî yöntemleri: Öğrencilere, gözlemler, deneyler
yaptırmaya, onların arayıp bulmasına dayanan yöntemleri Satı Bey
Darülmuallimîne sokarak, yetiştirdiği öğretmenlerle yaymaya çalıştı. Meşrutiyet
pedagojisi için, önceki dönemlere göre büyük bir adım, büyük bir inkılâptı.
✓ Bütün yeniliklerle beraber İstanbul Darülmuallimîn önemli bir okul hâline geldi. 219
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME
POLİTİKALARI VE ÇABALARI
✓ Nizamnâme bir de inanılmaz hüküm getirmişti: Sultanî mekteplerinde
meccanen okuyan öğrencilerden tembel ve yaşı ilerlemiş olanlar,
cezalandırılmak için zorla İstanbul Darülmuallimîn ve Darülmuallîmatına
aktarılacaklardı. Satı Beyden sonra kaleme alınan bu hüküm,
Meşrutiyet dönemi gibi az çok bir uyanma döneminde bile
öğretmenlik mesleğinin resmî makamlarca ne kadar önemsiz
görüldüğünü gösterir.
✓ İstanbul Darülmuallimîni, Satı Bey döneminde önemli bir okul hâline
gelmekle beraber, Baltacıoğlu’nın ileri sürdüğüne göre, «millî
konulardan uzak, oldukça kuru ve kitabî bilgilere sahip» öğretmenler
yetiştirmiştir. Fakat bunlar, toplumu derinden etkileyebilecek niteliklere
pek sahip değillerse de yeni öğretim görüşlerini uygulayan ve yayan
öğretmenler olarak eğitim tarihimizde çok yararlı hizmetler yapmışlar,
taşra Darülmuallimînlerinin de yenileşmesine çalışmışlardır.
220
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME
POLİTİKALARI VE ÇABALARI
✓ Taşrada öğretmen yetiştirilmesi:
✓ Temmuz 1908’den hemen sonra taşrada 30 Darülmuallimîn birden açıldı.
✓ Daha önce eski Darülmuallîminlerin genellikle bir öğretmeni vardı. Bazı dersleri de dışarıdan
gelen «seyyar muallimler» gösteriyordu. Öğrencileri talebe-i ulûm idi.
✓ Bu okulların öğretim düzeyleri 1914’lere kadar çok yüzeyseldi. Fenn-i Terbiye dersinin, başka
deyişle Pedagoji, Eğitim Bilimi dersinin ne olduğunu bilmeyen, bunun yerine tamamen ilgisiz
başka bir kitap okutan öğretmen okulu müdür ve öğretmenleri vardı.
✓ Fakat 1914’lerden itibaren, Satı Beyin yetiştirdiği öğrenciler buralara müdür ve öğretmen
olarak atanmaya başladı ve taşra Darülmuallimînlerinde bir canlanma gözlemdi.
✓ Kadın öğretmen yetiştirilmesi:
✓ İstanbul’daki Darülmuallimat bu dönemde, Darülmuallimat-ı Âliye adını almış ve İptidaî, İhzarî
ve Âlî adlarıyla üç kısma ayrılmıştır.
✓ İptidâi kısım (5 yıl) ilkokullara öğretmenler yetiştiriyordu.
✓ İhzarî kısım (2 yıl) Darülmuallimat-ı İptidaiyelere öğretmen ve ilköğretim müfettişi
yetiştiriyordu.
✓ Âlî kısım (3 yıl), Edebiyat, Tabiiyat, Riyaziyat şubelerine ayrılmıştı. Mezunları orta ve yüksek
okullara öğretmen oluyorlardı.
✓ Meşrutiyet döneminin başlarında okulun erkek olan müdürü okula girmemiş, ayrı binada
oturmuştur.
✓ Taşra kız öğretmen okulları ise bazı vilâyetlerde kız Rüşdiyelerine birkaç sınıf eklenerek
221
kurulmaya çalışılmış, 5 yıl süreli ve kız ilkokullarına öğretmen yetiştiren okullardı.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETMEN YETİŞTİRME
POLİTİKALARI VE ÇABALARI
✓ Anaokulu öğretmenleri yetiştirilmesi:
✓ 1913-1914 öğretim yılında İstanbul Darülmuallimatı içinde bir Ana
Muallime Sınıfı açıldı ve 8 gündüzlü Müslüman kız öğrenci alındı. Mart
1914’te Ana Muallime Mektebi’ne dönüştürüldü.
✓ Ana Muallime Mektebi 5 Ekim 1919’da kapatıldı. 5 yıl içinde 370 bayan
ana okulu öğretmeni yetiştirdi. Kapatılma gerekçeleri arasında kuşkusuz, I.
Dünya Savaşı sonrası ülkenin içinde bulunduğu acılı ortam da etkili oldu.
✓ Meşrutiyet döneminde nitelikli ve çok sayıda erkek ve kadın
öğretmen yetiştirilmesi fikri önem kazanmış, bazı uygulamalar da
yapılsa, gerek ihtiyaç, gerek mesleğin öneminin yeterince
anlaşamaması nedeniyle, meslek okulları dışından birçok kimseler
(kapıcılar, kahveci çırakları vb.) mesleğe alınmıştır. Maarif Nazırı
Emrullah Efendi, 1910’da gazetelerde yayınladığı bir ilânla,
«yalnızca okuma yazma bilenlere bile muallimlik ehliyeti
verileceğini, bunların muallim atanacaklarını» duyurmuştur
222
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918)
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE MEDRESLERİN ISLAHI
ÇALIŞMALARI
✓ Tanzimat döneminden sonra medreselerin ıslahı gerektiği görüşü toplumda yavaş yavaş
belirmeye başlamış ve bu yolda bazı girişimler yapılmıştır.
✓ Medreselerin ıslahı gerektiği görüşü 1908’de, II. Meşrutiyetle beraber önem kazanmış ve
yayınlaşmıştır. Bunun başlıca nedenleri:
✓ Fikir ve tartışma özgürlüğü ile beraber herkesin düşüncelerini söylemeye imkân
bulması.
✓ Türk ve Müslüman toplumların en eski eğitim-öğretim kurumu olan, toplumlarla
kaynaşmış, bu toplumların yükselmesinde, sonra gerilemesinde etkisi olmuş
medreseler konusunda bütün aydınların söyleyeceği şeylerin bulunması.
✓ Sürekli gerileyen Osmanlı toplumunda medreselerinden artık o hâlleriyle gerçekten
işe yarar kurumlar olmaktan çıktıklarının açıkça anlaşılması.
✓ Tanzimat yıllarından beri, eğitimde ve ülkede yenileşmenin, medreselerin dışındaki
program ve kuruluşlarla olabileceği, bizzat medrese mensupları tarafından bile
görülüp eleştirilmesi.
✓ Abdülhamit’in 1892’de medreselileri askerlikten muaf tutması ile bu görevden
kurtulmak isteyenlerin medreseleri doldurmuş olması ve bozulmanın son ve belirgin
bir nedeni olarak dikkatleri çekmesi
✓ Vakıfların kısmen Maarif Nezâretine, kısmen de «şunun, bunun» eline geçmesi.
✓ Bazı kişiler de medresenin hiçbir şekilde ıslah edilemeyeceğini, ıslaha kabiliyeti olmadığını,
medresenin temsil ettiği zihniyetin tamamen ortadan kalkması gerektiğini ileri
223
sürmüşlerdir.
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE MEDRESLERİN ISLAHI
ÇALIŞMALARI
✓ Meşrutiyet döneminde, medreselerin ıslahı ile ilgili
görüşlerden sonra girişilen uygulamalar şöyledir:
✓ Şubat 1910’da Medâris-i İlmiye Nizamnâmesi çıkarılmıştır.
✓ Eylül 1914’te Şeyhülislâm Mustafa Hayri Efendi’nin çabalarıyla Islah-ı
Medâris Nizamnâmesi çıkarılarak İstanbul medreseleri Darü’l Hilâfeti’l
Aliyye Medresesi adı altında yeniden düzenlenmiştir.
✓ Nisan ve Ekim 1917’de Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi de bir
Nizamnâme çıkartarak, 1914 ıslahatı doğrultusunda medreselerde yeni
düzenlemeler yapmış, Darü’l Hilâfetü’l Aliyye Medresesi’nin üzerinde
Medrese-i Süleymaniye adı bir kurum oluşturmuştur.
✓ Mayıs 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetince
Medaris-i İlmiye Nizamnâmesi çıkarılmıştır. Gerekçesinde, TBMM’ne her
taraftan halkın imam, müezzin ihtiyacını karşılamak için başvurmakta
olması gösterilmiştir.
✓ Özetlenen bu yenileşme çabaları ile medreseler artık günün
şartlarına uyum sağlamış, toplumun ihtiyaçlarını
karşılayabilir bir hâle gelmiş oluyorlar mıydı? Bu sorunun
cevabını zaman ve uygulamanın vermesine fırsat kalmadan
medreseler 1924’te kapatılmıştır.
224
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE EĞİTİMİN İDARİ
TEŞKİLATLANMASI
✓ Meşrutiyetten sonra Meclis-i Kebîr-i Maarif, 1 başkan ve 5 üyeden
kurulu daimî bir encümen hâlinde düzenlenmiş ve Maarif Nezâreti de
yeniden teşkilâtlandırılmıştır.
✓ Tedrisat-ı Tâliye, Tedrisat-ı İptidaiye, Mekâtib-i Hususiye, Tahrirat (yazı işleri),
Muhasebat, Sicil, İstatistik, Levâzım, Evrak.
✓ 1910’da bir Tedrisat-ı Âliye Dairesi kurulmuş, Kütüphaneler Müfettişliği kurulmuş ve
Maarif Nezâreti müfettişleri Meclis-i Maarife bağlanmışlardır.
✓ 1914’te Nazır Şükrü Bey zamanında Meclis-i Kebîr-i Maarif kaldırılmış
ve daha sonra, Telif ve Tercüme Heyeti kurulmuştur. 1918’den sonra ise
bu sonuncu kaldırılıp Meclis-i Kebîr-i Maarif küçük bir kadro ile tekrar
kurulmuştur.
✓ Meşrutiyet dönemi bazı Maarif Nazırları:
✓ Abdurrahman Şeref Bey: 1908-1909
✓ Nail Bey: 1909-1910
✓ Emrullah Efendi: 1910-1911, 1912
✓ Şükrü Bey: 1913-1917 225
ÖĞRETMENLERİN MESLEK ÖRGÜTLERİ VE ETKİNLİKLERİ
✓ 1970’de yayınlanan belge ile, resmen ve açıkça kurulmuş ilk öğretmen
meslek örgütünün kuruluş tarihi Temmuz 1908’dir. Bu tarihte, II.
Meşrutiyetin ilân edilmesinden hemen sonra İstanbul’da Darülfünûn ve
Darülmuallimîn mezunları, Encümen-i Muallimîn adında bir örgüt
kurmuştur.
✓ Bu girişimden çok az bir süre sonra, yine İstanbul’da İdadî, Rüşdî ve
İptidaî okulların öğretmenleri Muhafaza-i Hukuk-i Muallimîn adında
bir örgüt kurmuşlardır.
✓ Amacı, öğretmenlerin haklarını savunmak ve halk arasında eğitimin
yayılmasını sağlamaktır.
✓ Başkanlığına, Mercan İdadîsi Fransızca Öğretmeni Zeki Bey
getirilmiştir.
✓ 1908 sonlarında Encümen-i Muallimîn ile Muhafaza-i Hukuk-u
Muallimîn Cemiyeti, Cemiyet-i Muallimîn adında birleşmiş ve
başkanlığına yine Zeki Bey seçilmiştir
226
ÖĞRETMENLERİN MESLEK ÖRGÜTLERİ VE ETKİNLİKLERİ
✓ İfade edilen bu belge, 28 Aralık 1908 tarihinde Zeki Bey’in Cemiyet-i Muallimîn’in
başkanı sıfatıyla yeni Maarif Nazırı Vekili olan Abdurrahman Şeref Efendi’ye gönderdiği
örgütün kuruluşunu ve amaçlarını açıklayan bir mektuptur.
✓ Zeki Bey mektubunda bu kuruluşun amaçlarını özetle şöyle açıklar:
✓ Meşrutiyet ve hürriyet devrinde lâyık şekilde genel eğitimin yurda yayılmasını sağlamaya
çalışmak, bu konuda Maarif Nezâretine yardımcı olmak.
✓ Avrupa’daki bazı ilmî kuruluş ve profesörlerle temasa geçmek ve bu şekilde Osmanlıların
Avrupa kamuoyunda daha iyi tanınmalarına çalışmak.
✓ Mektubun öteki kısmında Zeki Bey, 11 madde hâlinde Maarif Nazırına, cemiyetinin bazı
görüş ve önerilerini sunmaktadır. Bunlardan birkaçı özetle şöyledir:
✓ İlköğretime önem verilmelidir.
✓ Orta ve yüksek öğretim paralı olmalıdır.
✓ Çeşitli düzeylerdeki öğretmenlerin maaşları «âdilce» belirlenmelidir, vs.
✓ İlk kurulan Encümen-i Muallimin de öğretmenlerin maaşlarını artırmaya çalışmak,
«kıdem-ehliyet» listeleri düzenleyerek öğretmen tayinlerinde Maarif Nezâretine
yardımcı olmak, meslekleşme sorunlarına eğilmek, taşra maarif idareleriyle ilişki
kurmak… vs gibi önemli çalışmalar yapmıştır.
✓ İlk kurulan öğretmen örgütleri ve etkinlikleri kısaca bunlardır, daha sonra başka örgütler
de kurulmuş ve gelişmiştir 227
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE ÖĞRETMENLERİN ÇIKARDIĞI BAZI
DERGİLER
✓ Meşrutiyet dönemi, çeşitli konularda olduğu gibi öğretmenlerin çıkardığı meslekî
dergiler bakımından da önemlidir. Daha önceleri de bu tür yayınlar mevcutsa da bunlar
asıl Meşrutiyet döneminde gelişmişlerdir ve üzerinde durulmaya değer önemlidir.
✓ II. Meşrutiyet dönemi, eğitim tarihi ve öğretmen sorunlarını yakînen görebilmek
hususunda incelenmesi gereklidir.
✓ İstanbul’da çıkan eğitim ve öğretmen dergileri:
✓ Mir’at-i Maarif
✓ Tedrisat-ı İptidaiye Mecmuası
✓ Terbiye ve Oyun
✓ Terbiye Mecmuası
✓ Millî Tâlim ve Terbiye Cemiyeti Mecmuası
✓ Muallim
✓ İçtihat, Sebilürreşat, Türk Yurdu gibi dergilerde de eğitim konularında önemli yazılar
yayınlanmıştır.
✓ Taşrada çıkan eğitim ve öğretmen dergileri:
✓ Sây ve Tetebbu, Yeni Mektep, Yeni Fikir
228
BALKAN VE I. DÜNYA SAVAŞLARININ TÜRK EĞİTİM
TARİHİNDEKİ ETKİLERİ
✓ Balkan Savaşları: Ekim 1912-Kasım 1913 tarihleri arasında Osmanlılara karşı bütün
Balkan halklarının giriştiği savaşlar Osmanlılar için büyük bir felâket olmuştur. Çok geniş
Rumeli toprakları elden çıkmış, hatta Kasım 1912’de Bulgarlar İstanbul önlerine,
Çatalca’ya kadar ilerlemişlerdir. Balkan yenilgi ve felâketleri, aydınların düşünce
yapısında dönüm noktası olmuştur. Aydınlar, yenilgi ve felâketlerin nedenlerini
araştırmış, acımasızca özeleştiriler yaparak kusurlu taraflarımızı ortaya dökmüşlerdir.
✓ Politik nedenler: Meşrutiyetin başından beri herkesin zihnini aşırı ölçüde kısır parti
politikası işgal etmiş, okulu bile olmayan bazı köylerde parti binaları yapılıp,
şubeleri açılmış; orduya, memurlara ve öğretmenlerin arasına enerji tüketen,
düşmana fırsat veren particilik çekişmeleri, kavgaları girmiştir.
✓ Eğitimsel nedenler: Yenilginin başlıca nedeni Osmanlı toplumunun eğitim
alanında geri kalmışlığıdır. Bismark’ın yıllar önce, Alman birliği kurulurken
kazandıkları 1866 ve 1870 zaferlerini Alman ilkokul öğretmenlerine mâl eden sözü
birden ortaya çıkarılmıştır. Artık aranan en önemli neden bulunmuştur: Bulgarlar
ve öteki Balkan ulusları da başarılarını askerî sebeplerden çok öğretmenlerinin ve
eğitim sistemlerinin üstünlüğüne borçlu idiler; Osmanlıların yenilgisi de
öğretmenlerinin ve eğitim sistemlerinin yetersizliğinden, işe yaramaz oluşundan
ileri ge
229
BALKAN VE I. DÜNYA SAVAŞLARININ TÜRK EĞİTİM
TARİHİNDEKİ ETKİLERİ
✓ I. Dünya Savaşı: Osmanlı toplumu için çok büyük bir felâket olmuştur. Eğitim
alanında bunun etkileri, Meşrutiyetin ilk yıllarında yetişen, eskilere göre daha
iyi öğrenim görmüş genç öğretmen neslinin savaşta çok şehit vererek
kırılması gibi son derece olumsuzdur.
✓ I. Dünya Savaşı’nın öğretmenlik mesleğine geçile ilgili şöyle bir sonucu
olmuştur: Savaşta sakat kalıp bu nedenle emekliye ayrılan subayların,
isterlerse ve öğretmenlik yapmalarına engel bedenî kusurları yoksa,
diplomalarının düzeyine göre, ilk veya orta dereceli okullara öğretmen
olarak atanmaları imkânı getirilmiştir.
✓ I. Dünya Savaşı’nın sonuçlarından biri de kadınların Devlet memuriyetine
girmeye başlamalarıdır. O zaman kadar kız mekteplerine tabiatiyle pek çok
mullimeler, müdireler bulunuyordu; fakat kadınların genel memuriyetlerde
çalışması kimsenin aklından geçmiş değildi. Kızların okumasına karşı
olanların ünlü bir sloganı vardı: «Okuyup Mâliyede kâtip mi olacaklar?»
Gerçekten ilk kadın memurlar Mâliye Nezâretinde çalıştılar… İlk kadın
memurlar, cepheye gitmiş memurların yerine sınavla alınmıştır.
230
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE HALK EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI
✓ 23 Temmuz 1908’de, Meşrutiyetin tekrar ilânından itibaren ülkenin her yanında yoğun
bir halk eğitimi çalışması başlamıştır.
✓ Bu çalışma özellikle, siyasî partiler, dernekler, okullar tarafından yürütülmüş, basın da
halkı teşvik etmiştir.
✓ Gece dersleri, konferanslar, kurslar şeklinde yapılmıştır.
✓ Okuma-Yazma, Hesap, İktisat, Defter tutma, Ziraat, Elektrik, Yabancı Dil, Dikiş, Nakış,
Hastabakıcılık dersleri işlenmiştir.
✓ Meşrutiyet döneminde hemen her alanda olduğu gibi, halk eğitimi alanında da, özellikle
Balkan Savaşları felâketleri uyarıcı olmuştur.
✓ 1908’den sonra bir çok kadın dernekleri de kurulmuştur.
✓ 1908’den sonra Türk Derneği, Türk Yurdu, 1911’de Türk Ocağı dernekleri kurulmuştur.
✓ Mehmet Âkif Ersoy da, Balkan Savaşları sırasında, Bayezid, Fatih ve Süleymaniye
Camilerinde çok önemli konuşmalar yaparak halkı aydınlatmaya, uyandırmaya çalışmıştır.
O konuşulmalarını bazı âyetlerin yorumu ile desteklediği için geniş bir dinleyici kitlesi
bulmuştur. Bu konuşmalar, ayrıca Sebîlürreşat Dergisi’nde basıldığı için her tarafa
yayılmışt 231
MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE TÜRK EĞİTİM TARİHİNDE YER
EDİNMİŞ BAZI DEVLET VE FİKİR ADAMLARI
✓ Emrullah Efendi (1858-1914)
✓ Satı Bey (1880-1968)
✓ Tevfik Fikret (1867-1915)
✓ Ethem Nejat (1882-1921)
✓ Mehmet Âkif Ersoy (1873-1936)
✓ Ziyâ Gökalp (1876-1924)
✓ Ömer Seyfettin (1884-1920)
✓ Prens Sabahattin (1879-1948)
✓ İsmail Hakkı Baltacıoğlu (1886-1978)
Not: Yukarıdaki fikir adamlarını genel özellikleriyle bilelim.
232
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
B.2
İslâmiyetten Sonra
233
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
234
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ EĞİTİMİNİN TEMEL
ÖZELLİKLERİ
✓ Kurtuluş mücadelesi, eğitimi derinden etkilemiş, eğitim
de bu mücadeleye katkıda bulunmuştur.
✓ Savaşın en yoğun olduğu bir zamanda Ankara’da bir
eğitim kongresi toplanmıştır. Mustafa Kemâl Atatürk,
orada konuşma yapmıştır. Bu olayın eğitim tarihimizde
büyük değeri vardır. O konuşmasında, yeni bir insan tipi
yetiştirilmesi gereği üzerinde durur.
✓ Bu, millî bir eğitim almış, öncelikle millî varlığını
koruması kendisine en temel değer olarak öğretilmiş bir
insan tipidir.
✓ Halkın millî kurtuluş davası yolunda bilgilendirilmesi
amacıyla halk eğitimi çalışmaları yapılmıştır.
235
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
MİLLİ UYANIŞ VE ÖRGÜTLENMEYE ÖĞRETMENLERİN
KATKISI
✓ İzmir’in 15 Mayıs 1919’da işgal edilmesinden hemen sonra, yer yer
yapılan protesto mitinglerinde ve millî uyanışın giderek kongreler ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi hâlinde teşkilatlanmasında öğretmenlerin
de etkileri vardır.
✓ Mitingler:
✓ Fatih, Üsküdar, Kadıköy, Sultanahmet, Darülfünûn mitingleri
düzenleyicileri ve konuşmacıları arasında özellikle öğretmenler
görülmektedir: Halide Edip, Nakiye Hanımlar, Hüseyin Ragıp, İsmail Hakkı,
Mazhar, İhsan, Selim Sırrı, Emin Âli, Mehmet Âli, Selâhattin, Muslihittin
Âdil, Âkil Muhtar Beyler...
✓ 21 Mayıs Darülfünûn mitingi, hemen hemen yalnızca öğretmenler mitingi
olmuştur. Bir öğretmen konuşmacı «biz muallimler bu davada haklı
olduğumuzu ispat ve bu davanın doğru olduğunu anlatmak için İzmir'in
arkasında göğüslerimizle çarpışacağız, nesli ati'yi de (gelecek kuşakları) ona
göre hazırlayacağız demiştir. Anadolu'da düzenlenen protesto
mitinglerinde öğretmenler, genellikle etkisi çok daha fazla olan ulema
sınıfının arkasında bir etkinlik göstermişlerdir.
✓ TBMM kurulduktan sonra hükümet, öğretmenlere, yer yer halkı istiklâl
mücadelesi konusunda aydınlatma, isyancıları nasihatlerle doğru yola
getirme gibi görevler vermiştir. 236
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
MİLLİ UYANIŞ VE ÖRGÜTLENMEYE ÖĞRETMENLERİN
KATKISI
✓ Kongreler ve TBMM:
✓ Erzurum Kongresi'ne 23 Temmuz 7 ağustos 1919 katılan 50'den fazla
delege arasında 5 öğretmen vardır Sivas kongresi'ne 4-11 Eylül 1919 katılan
30'dan fazla deleceği içinde bir öğretmen olduğu görülmektedir
✓ Kongrelerde öğretmenler de yer almışlar 23 Nisan 1920’de açılan
TBMM’de 337 mebus arasında 30 kadar öğretmen vardı.
✓ Kongreler okul binalarında toplanmış, TBMM sıraları Ankara okullarından
sağlanmış, bazı öğretmenler zabıt kâtipliği de yapmışlardı.
236
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
MİLLİ UYANIŞ VE ÖRGÜTLENMEYE ÖĞRETMENLERİN
KATKISI
236
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
MİLLİ UYANIŞ VE ÖRGÜTLENMEYE ÖĞRETMENLERİN
KATKISI
236
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
CEPHEDE ÖĞRETMENLER
✓ Kurtuluş Savaşı’nda bazı öğretmenlerin cepheye koşarak
düşmanla mücadele ettiklerini, bazılarının şehit
düştüğünü görüyoruz.
✓ Maraş Lisesi’nin genç Matematik Öğretmeni Hayrullah
Efendi, Fransız işgal ve zulümleri üzerine arkadaşlarıyla
dağda savaşırken şehit düşmüştür.
✓ Kuvay-i Milliye denilen millî direniş için silahlı örgütlenme
ve mücadeleye katılanlar çoktu.
✓ Bazı yerlerde de, öğretmenler gece asayiş için nöbet tutup,
gündüz de derslerine girmişlerdir.
✓ Cephede fiilen çarpışan öğretmenler, gönüllü
öğretmenlerdir. Yürürlükteki kanun, öğretmen, öğrenci ve
medrese mensuplarının askerlik görevlerini tecil etmiştir.
237
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
238
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
241
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİNDE AZINLIK VE YABANCI
OKULLAR
✓ Özellikle Abdülhamit döneminde çok güçlenen yabancı ve
azınlık okulları, Millî Mücadele döneminde artık kendi
devletlerinin Türkiye’yi parçalamak için dayanacakları kültürel
ve ekonomik ortamı hazırlamış bulunuyorlardı.
✓ Bir Paris gazetesine göre, Türkiye herhangi bir Afrika
kolonisinden daha fazla ölçüde Fransız kolonisidir. Çünkü
Tunus, Fas ve Senegalden önce Türkiye'de Fransızca
konuşuluyordu. İstanbul Paris'in manevi atmosferine
Fransa'nın taşra bölgelerinden daha çok aşinaydı. Bazı Fransız
yazarlarının zikretmekten zevk duydukları bir olay dikkate
değer: Alman imparatoru II. Guillaume, Osmanlı Devleti'nin
Dünya Savaşı'na Almanya yanında katılması için İstanbul'a
geldiğinde halka bir nutuk söyledi. İmparator nutkunu
Fransızca söylemek zorunda kaldı. Zira Almanca konuşsaydı
kimse anlamayacaktı, yine Dünya savaşı sırasında Alman ve
Türk diplomatlari ile subayları arasında kullanılan dilin
241
genellikle Fransızca olduğuna bazı yazarlar dikkat çekmiştir.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİNDE AZINLIK VE YABANCI
OKULLAR
✓ Fransa, Türkiye’deki kültürel nüfusunu, geniş ölçüde, eskiden beri
gönderdiği uzmanlar, öğretmenler, rahip ve rahibeler kanalıyla
kazanmıştı.
✓ Daha Cumhuriyet ilan edilmeden Mayıs 1923'te bir gazetenin
Osmanlı ülkesindeki Hıristiyanlara, onların sosyal yaşantılarına
ve eğitimlerine ilişkin gözlemleri ve bunları halk dili ile ifade
etmesi çok önemli bir belgedir: Gazetede şöyle der: «Şu
memleket gibi Hristiyanlar için daha rahat memleket var mıydı
acaba? Eski padişahlık devrinde Rumlar Ermeniler ne kadar
itibarlıydı. Sarayın cevahircİbaşıları Ermeni, hekimbaşıları Rum
değil miydi? Bu iki millet bizim aramızda o kadar efendi idi ki,
para kazanıp keyif etmekten başka düşünceleri yoktu. Gam
kasavet yanlarına bile uğramazdı. Devlet savaş mı yapacak,
dayansın Mehmetçik! Devlet yol mu yapacak, dayansın
Mehmetçik, millet asker mi olacak gelsin Mehmetçik.
Mehmetçik dayandıkça ötekiler semirdiler şiştiler ve nihayet
241
patladılar.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİNDE AZINLIK VE YABANCI
OKULLAR
✓ Hakimiyet-i Millîye gazetesinin yazdığına göre, Mart 1921’de
Anadolu’daki bütün yabancı okulları kapatılmıştır.
241
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
242
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Osmanlılar: Kurtuluş Savaşı Dönemi (1919-1922)
244
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
B.2
İslâmiyetten Sonra
Türkiye Cumhuriyeti
(1923-…)
245
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye CumhuriyeP Dönemi (1923 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye CumhuriyeP Dönemi (1923 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye CumhuriyeP Dönemi (1923 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
(Gökalp'e göre hars yani kültür; bir milletin toplumsal hayatının ahenktar bir mecmuası yani ortak 246
bir bilinci ya da geçmişidir. Medeniyet ise aynı bölgeye dâhil olan milletlerin toplumsal hayatlarının
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
CumhuriyeP Dönemi (1923 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
CumhuriyeP Dönemi (1923 - …)
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
CumhuriyeP Dönemi (1923 - …)
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
CumhuriyeP Dönemi (1923 - …)
✓ Bu dönemde ayrıca milli eğitime ilişkin konuları geniş bir platformda her
kesimden katılımcıyla bütünsel olarak tartışıp bir plan ve programa
bağlamak amacıyla 1923’te Heyet-i İlmiye toplanmıştır. İkincisi 1924,
üçüncüsü 1926’da yapılan bu toplantılar, 1933 yılında yürürlüğe giren
2287 sayılı Maarif Vekâleti merkez teşkilatı ve vazifeleri kanunu (1933)
ile Milli Eğitim Şuraları haline dönüştürülmüştür.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye CumhuriyeP Dön
…)
✓ Birinci Heyet-i İlmiye ilk toplantısını 15 Temmuz 1923’te başlatmış ve bir ay devam etmiştir. Dinî öğeleri
de içinde barındıran millî ve asrî (çağdaş) eğitim ilkelerine ulaşmada bu toplantı önemli bir adım
olmuştur. Ziya Gökalp heyetin başkanıdır ve İsmayıl Hakkı (Baltacıoğlu) ile beraber ve en ağırlıklı
üyesidir. Maarif Vekili İsmail Safa (Özler) başkanlığında Ankara’da Türk Ocağı’nda toplanan kongre
çalışmalarında; maarif-i umumiye icraat programı, millî kültür, önemli başvuru kitaplarının Türkçeye
çevrilmesi, millî sözlük ve dilbilgisi, millî müzik, dil ve edebiyat, millî tarih kitaplığı, millî hazine-i evrak
(arşiv), millî tarih ve coğrafya enstitüleri, millî müze, etnografya müzesi, Ankara’da yüksek dereceli
dersler verilmesi, ilkokul programında değişiklikler, ilkokuldan sonra hayata hazırlık programı,
Darülmuallimîn ve Darülmuallimât programlarında değişiklik, sultanîlerde teşkilat, öğretim süresi ve
isminde değişiklik, Teftiş Kurulu Nizamnâmesi, Eski Eserler Nizamnâmesi, İstanbul Darülmuallimîn ve
Darülmallimât’ında birer yüksek kısım açılması konuları ele alınmıştır. Ayrıca din eğitimin ezberden
kurtarılıp nitelikli ve dini sevdirici hale getirilmesi gibi oldukça önemli konular görüşülmüş ve bazı kararlar
alınmıştır 246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye CumhuriyeP Dön
✓ Buna göre; eğitim siyaseti genel ve ortak eğitimde birlik ve meslekî eğitimde uzmanlaşma ilkelerine
dayanacaktır. Eğitimin üç ayrı görevi vardır.
✓ 3. Ulusal seçkinlerin yetişmesidir, yoksul ailelerden gelen çok yetenekli öğrenciler orta ve yüksekokullarda özel
olarak himaye ve yardım görecektir ve uzmanlık kazanmaları için Avrupa’daki kültür merkezlerine
gönderilecektir.
✓ İlköğretimin zorunlu olduğuna dair genelge yayınlanacaktır. Kadınlara da erkeklerle eşit eğitim olanağı
tanınacaktır. Öğretmenlik mesleği teşvik edilmesi, okulların çoğaltılıp nitelikçe yükseltilmesi, ders kitaplarının
yazılıp geliştirilmesi, bakanlığın örgütsel yapısının güçlendirilmesi ve her düzeyde eğitim kalitesinin arttırılması
üzerinde durulan konulardır. 246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye CumhuriyeP Dön
…)
✓ Zaferin ardından 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiş ve altı yüzyıl süren Osmanlı İmparatorluğu
yerini yeni bir Tür devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakmıştır. Cumhuriyet Batı medeniyeti alanına
geçişte kesinlik ve kararlılık göstermiştir. Yeni devletin eğitimle ilgili ilk kapsamlı faaliyeti, 23 Nisan 1924
tarihinde Ankara’da dönemin bakanı Vasıf Bey (Çınar) başkanlığında yapılan İkinci Heyet-i İlmiye
çalışmalarıdır.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyet Dönemi (1923 - …)
✓ Yeni devletin eğitimle ilgili ilk kapsamlı faaliyeti - Vasıf Bey (Çınar)
- ortaokul ve liselerin ayrı ayrı birer bölüm hâline getirilmesi ve her ikisinin sürelerinin üçer yıl olarak tespit
edilmesi, böylece orta öğretimin yedi yıldan altı yıla indirilmesi;
- ortaokul, lise ve öğretmen okulu programlarının genişletilerek içtimaiyat (sosyoloji) dersinin eklenmesi;
- ders kitaplarının uzmanlara yazdırılması gibi konular bulunmaktadır (Milli Eğitim Şûraları). İkinci Heyet-i İlmiye
komisyonlarınca alınan kararlar büyük ölçüde uygulanmıştır. 246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyet Dönemi (1923 - …)
Eğitimin Demokratlaşması:
✓ Eğitimin demokratlaştırılması; eğitime ulaşmada fırsat eşitliği, kademeler arası geçişlerin netleşmesi,
öğretmen ve öğrencilerin hak ve ödevleri gibi konularda kendisini gösterir. Erken Cumhuriyet döneminde bu
konuda en önemli adımlar karma eğitime geçiş, parasız eğitim ve öğretmenliğin meslekleşmesinde
düzenlemelerin konuşulduğu Üçüncü Heyet-î İlmiye sonrasında çıkartılan kanunlarla atılmıştır.
✓ Karma eğitim (muhtelit terbiye) eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada önemli bir adımdır. Kadın ve erkeğin aynı
sınıflarda birlikte öğrenim görmesi olarak tanımlanan karma eğitim, Osmanlı’da sıbyan mektepleri ve köy
okullarında uygulanıyordu. Karma eğitim, II. Meşrutiyet’in sonunda kızlar için açılmış olan İnas Darülfünûnu’nda
başladı. Cumhuriyet döneminde kadın eğitimi sosyal işlevi açısından olduğu kadar ekonomik işlevi açısından da
ele alındı. Sosyal işlevinde iyi annelik söylemi devam etmekle beraber eşitlikçi görüşler ön plana geçti. Ekonomik
işlev söylemlerinde ise beşeri sermaye açısından kadınların da üretime katılarak ilerlemeye katkı vermeleri
üzerinde duruldu. 246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
Öğretmenlerin kazanımları
Yaşam standartlarının yükseltilmesi, öğretmenliğin meslek olarak kabul edilmesi ve örgütlenme, eğitimin
demokratlaşmasında önemli boyutlardır. Bu konuda Cumhuriyet’in karnesi iyi değildir. Öğretmenler en başta geçim
sıkıntısı ve meslekleşme açısından sorun yaşamaktaydılar. Milli mücadele döneminde öğretmen sayısı oldukça azdı, il
idare gelirleri düşmüştü ve özellikle ilkokul öğretmenleri az olan maaşlarını dahi alamıyor, birçoğu ilk fırsatta mesleği
bırakıyordu. Öğretmenler maaş alamadıkları için Kasım 1920’de Ankara, Tokat ve Yozgat’ta, Nisan 1921’de İstanbul’da
grev yaptı ve derslere girmedi.
Nisan 1923’te öğretmen okulu ve ortaöğretim öğretmenlerinin maaşlarının Maarif Vekâleti’nden karşılanması sağlansa da,
ilkokul öğretmenlerinin il özel idarelerinden maaş alamaması sorunu devam etti. Kanunlarla maaşların düzeltilmesine
çalışıldı ancak etkili bir değişim gerçekleştirilemedi. 1930’larda yaşanan dünya ekonomik krizi bütün ülkeyi olduğu gibi
öğretmenleri de düzensiz ödenen maaşlar yüzünden yoksulluk içine soktu, bu nedenle meslekten ayrılan öğretmen sayısı
arttı. Öğretmenlere genel bütçeden maaş verilmesi hep uygun görülmüştü ancak 1948 yılına kadar bu gerçekleştirilemedi.
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
250
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
TEVHİD-İ TEDRİSAT
✓ Mevcut kurumların millî bir amaç gütmemesi, fikirlerin
birbirine tamamen zıt düşmesi, öğretim birliğinin
sağlanamaması gibi etkenleri, Osmanlı döneminin son
zamanlarında yöneticilerce, Ziya Gökalp ve başka aydınlarca
bu büyük sakıncalar fark edilse de çözümü bulunamayan bu
mesele, millî bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’nde sürüp
gidemezdi. Öğretim birliği, (tevhid-i tedrisat, vahdet-i tedris)
mutlaka sağlanmalıydı.
✓ Bu amaçla 3 Mart 1924’te 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat
Kanunu çıkarılmış, «Öğretimlerin birleştirilmesi» anlamına
gelen bu kanunla şu düzenlemeler getirilmiştir:
251
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
TEVHİD-İ TEDRİSAT
252
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
TEVHİD-İ TEDRİSAT
✓ Bu maddelere göre, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ya da onun
sonuçları olarak eğitime aşağıdaki yenilikler ve değişiklikler
getirilmiş olmaktadır:
✓ Bütün eğitim ve öğretim kurumları Eğitim Bakanlığı’na bağlanmakla, eğitim
işlerinin tek elden yürütülmesi mümkün olmuştur. (Askerî okulları
1925’te tekrar Millî Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştır.)
✓ Türk eğitim tarihinde en uzun süre yaşamış öğretim kurumları olan
medreseler kapatılmıştır. Bu kapatma, Eğitim Bakanı Vasıf Çınar’ın 11
Mart 1924 tarihli bir genelgesi ile gerçekleşmiştir. O sırada mevcut 16 bin
kadar medrese öğrencisi, bulundukları yerlerin ilk, orta okul, lise ve
öğretmen okullarına aktarılmış, hocalarının da isterlerse okullarda din
dersi öğretmenliklerine atanabilecekleri belirtilmiştir.
✓ İmam ve HatipMektepleri de 6 yıl sonra kapanmıştır.
253
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
TEVHİD-İ TEDRİSAT
✓ Eğitimde «laiklik» ilkesine doğru önemli bir adım atılmıştır.
Fakat, lâiklik Anayasaya 1937’de girmiştir.
✓ Yine 3 Mart 1924 tarihinde, Tevhid-i Tedrisat Kanunundan önce kabul edilen 428
sayılı kanunla Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırılmış, yine aynı gün 431 sayılı
kanunla da Hilâfet (Halifelik) kaldırılmış olacak ve Osmanlı hanedanı mensupları
yurt dışına çıkarılacaktır. 30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı kanunla da tekkeler,
türbeler kapatılmış, tarikatlar kaldırılmıştır.
✓ İlâhiyat Fakültesi de 1933 Üniversite Reformunda, Edebiyat
Fakültesine bağlı bir araştırma enstitüsüne
dönüştürülmüştür.
✓ İlk ve orta öğretimde Din derslerinin saatleri azaltılmış, bu
dersler sonra tamamen kaldırılmıştır.
✓ Tevhid-i Tedrisat Kanununun sonuçları üzerinde öteden beri bir
çok tartışmalar yapılmıştır. Bir örnek verilecek olursa, Eğitim
Tarihçisi Osman Ergin, okullardan Din derslerinin
kaldırılmasının gençlik üzerinde «sarsıntılara» yol açtığı, bunu
fark eden Millî Eğitim Bakanlığı’nın Şubat 1943’te II. Millî
Eğitim Şûrasını ‘lâik’ Türk ahlâkının ilkelerinin belirlenmesi için
topladığı belirtilir.
254
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
256
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
Eğitim sorununun çok yönlü olarak çözülmesi için Cumhuriyetin ilk yıllarında yabancı uzmanlar
çağrılmıştır. Her biri farklı alanlardan olan uzmanlar incelemeler yaparak raporlar yazmışlardır.
Bu raporlar farklı düzeylerde Türk eğitim sistemini etkilemiştir. Dewey, Frey Malche,
Oldenburg ve Egli’nin raporları Türk eğitim sistemi üzerinde etkili olmuştur. Egli, Oldenburg ve
Malche raporlarındaki önerilerin uygulanmasında bizzat rol almışlardır. Kühne, Parker raporları
ve Amerikan Heyeti Raporunun maarif kısmı Türk eğitim sistemi üzerinde fazla etkili
olamamıştır.
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
John Dewey
ABD Columbia Üniversitesi Profesörü John Dewey 1924’te Türkiye’ye gelerek, incelemelerde
bulunmuş, 2 rapor hazırlamıştır. Dewey (1939) raporunda öncelikle
1. eğitimin amaç ve hedeflerinden uzaklaşılmaması gerektiği,
2. toplumun tamamını kapsamasının şart olduğunu,
3. okullarda iktisadî ve zirai bilgilerin de verilmesini,
4. okullarda hayatın ihtiyacını karşılayan bilgiler verilmesini ve muhakkak üretken olması
gerektiğini,
5. sosyal ve fen derslerinin kendi içlerinde birbirleriyle bağlantılı işlenmesini,
6. eğitimde sürekliliği sağlayacak bir makro plan hazırlanmasını,
7. öğretmen ihtiyacının tespit edilmesini belirtmiştir.
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 -1938)
John Dewey
8. Ayrıca bakanlığın aşırı merkeziyetçi örgütlenmemesini, müdürlere karar alma imkânı verilmelisini,
9. okulların demokratik olmasını, öğrencilerin okul işlerine katılmasını tavsiye etmiştir.
10. Meslek okulu programlarının bulunduğu bölgeye göre şekillenmesi,
11. öğretmenlerin mali şartlarının iyileştirilmesi üzerinde durulmuştur.
Raporda öğretmen yetiştirme ayrı bir başlık altında incelenmiştir. Burada köylülerin ve çiftçilerin ihtiyaçlarına
cevap verecek köy okullarına ve bu okullara öğretmen yetiştirecek kurumlara ihtiyaç olduğunu belirtmiştir.
Köylülerle çiftçilerin ihtiyaçları düşünülmeden oluşturulacak bir eğitim sisteminin nazarî ve skolâstik
olacağını, genç nesle bir meslek kazandırmamakla beraber onları köy hayatından kolaylıkla
uzaklaştıracağını ileri sürmüştür. Köy okullarının verimli olması için, bunlara öğretmen yetiştirecek köy
öğretmen okulları açılmasının bir zorunluluk olduğunu belirtmiştir.
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
Oskar Frey
1926 Almanya Leipzig Pedagoji Enstitüsü’nde İsmail Hakkı Tonguç’un hocası olan
Oskar Frey Mektep Müzesi, Sergiler ve Konferanslar, İş Mektebi ve Tedrisatı
hakkında raporlar yazmış, kurslar vermiştir. Bu raporlardaki aktif öğrenme, tabii,
hayata yakın eğitim, eğitimde iş ilkesi gibi konular 1926 ve 1936 ilkokul
programlarında ve öğretmen eğitiminde Mustafa Necati ve İsmail Hakkı Tonguç
tarafından büyük ölçüde hayata geçirilmeye çalışılmıştır.
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
Ernest Egli
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
Albert Malche
Albert Malche, Darülfünûn hakkında kapsamlı bir rapor hazırlamıştır. Bu raporda
öğrencilerin geldikleri lise seviyeleri ve Darülfünûn’da derse devamlarını önemli
bir sorun olarak görmüştür. Öğrencilerin ders seçme şansı yoktur, kütüphaneler
kısıtlıdır, mezun öğrenci sayısı azdır. Türkçe bilimsel yayın yeterli değildir.
Öğretimde bireyselcilik hâkimdir, fakültelerde etkili bir ortak politika yoktur.
Öğretim üyesi sayısı fazladır, profesörlerin seçilme ve atanma yöntemi ve
maaşları yeterli değildir. Kendi öğretim üyesini yetiştirememektedir. Ortak
faaliyetlerin yapılacağı enstitüler kurulmalıdır. Doktora programları açılmalıdır.
Dersler araştırmaya dönük işlenmeli, tek kitaba bağlı kalmamalıdır (Malche,
1939). 1933 Üniversite reformunda Malche’ın bu raporu etkili olmuştur.
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
1925’de Türkiye’ye gelen Alfred Künhe (1939) daha çok meslekî ve teknik eğitime odaklanan bir
rapor yazmıştır. 1926’da Leipzig Pedagoji Enstitüsü’nden gelen George Stiehler Sanat Terbiyesi
üzerine rapor yazmıştır. Omer Buyse 1927’de gelmiş, teknik öğretim hakkında bir rapor ve son
derece pratiğe dönük bir program sunmuştur (Buyse, 1939). Ancak önemli öneriler içeren raporu
uygulanmamıştır. 1934 yılında ABD’li Beryl Parker daha çok genel eğitim sistemi ve ilköğretim
hakkında bir rapor yazmıştır. 1933, 1934 yıllarında ABD’den gelen bir grup Amerikalı uzman genel
eğitim sistemi üzerine rapor yazmıştır.
257
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
MİLLET MEKTEPLERİ
✓ Millet Mektepleri, Türkiye’de 1 Kasım 1928’de yeni
harflerin kabulünden sonra halkı okur-yazar kılmak
amacıyla gerçekleşen eğitim seferberliği için
kurulmuş dört ay süreli eğitim veren halk eğitimi
kurumlarıdır.
✓ Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey’in
hazırladığı “Millet Mektepleri Tâlimatnâmesi”
(Yönetmeliği) 11 Kasım 1928’de Bakanlar
Kurulu’nda onaylandı ve 7284 sayılı Bakanlar Kurulu
kararının 24 Kasım 1928’de Resmi Gazete’de
yayımlanmasıyla yürürlüğe girdi.
260
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
Halkevleri ve Halk Odaları
✓ İkinci Meşrutiyet’ten beri milliyetçi çalışmalarını sürdüren, milli mücadeleye destek veren Türk Ocakları 1931’de
kapatıldı. Türk Ocakları’nın yerine, devrimlerin kültürel faaliyetler yoluyla halka yayılması amacıyla 19 Şubat 1932
tarihinde gönüllü halk eğitim kuruluşları olan Halkevleri açıldı. Halkevlerinin hedefi, Türk devriminin temel prensiplerinin
egemenliği ve ebedîleşmesi için bu vasıflarda kuvvetli yurttaşlar yetiştirilmesini, ulusal karakterin Türk tarihinin ilham
ettiğin düzeylere çıkarılmasını, güzel sanatların yükseltilmesini, ulusal kültürün, bilimsel faaliyet ve hareketlerin
güçlendirilmesini sağlamaktı. Halkevleri CHP’nin kültür kurumuydu. Cumhuriyetin laik karakteri başta olmak üzere,
rejimin siyasî dayanağı Halkevlerinde işlendi. Halkevleri herkese açıktı. Çoğunlukla öğretmenlerin görev aldığı Dil ve
Edebiyat, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphane ve Yayın, Köycülük,
Tarih ve Müze olmak üzere dokuz şubesi vardı. Ayrıca aylık veya on beş günlük dergiler yayınlanıyordu. 1932 yılında
Ankara’da açılan Halkevleri, 10 yıl içinde Türkiye’nin bütün illerine yayılmış, bazı büyük ilçe merkezlerinde de
Halkevleri kurulmuştu. 1940’tan sonra köylere yönelik Halkodaları kuruldu. 1950’de halkevlerinin sayısı 478’i
Halkodalarının sayısı 4322’yi bulmuştu. Bu kurumlar 1952’de kapatıldı (Batır, 2017).
260
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
261
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
262
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - 1938)
SOYADI KANUNU
✓ Halkın toplumsal hayatta kolaylıkla tanınmaları amacıyla 21
Haziran 1934’te Soyadı Kanunu kabul edildi.
✓ Bu kanuna göre her aile bir soyadı alacak, soyadları Türkçe olacak;
rütbe, memurluk, yabancı ırk, millet adları ile ahlâka aykırı ve gülünç
kelimeler soyadı olarak kullanılamayacaktı.
✓ Soyadı Kanununun kabûlünden sonra TBMM, Türk Milleti adına,
Mustafa Kemal’e Atatürk soyadını vermiştir.
✓ 1934 yılında çıkarılan diğer bir kanunla “ağa, hacı, hoca, hafız, hoca
efendi, bey, paşa, hanım, hanımefendi” gibi eski toplum zümrelerini
belirten unvanlar kaldırıldı. Aynı kanunla, eski Osmanlı idarecilerinin
verdiği tüm nişan ve rütbeleri taşımak yasaklandı.
264
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
265
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1923 - …)
B.2
İslâmiyetten Sonra
Türkiye Cumhuriyeti
(1940-…)
245
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
sürdürdü.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
✓ 1940’lı yılların ilk yarısı II. Dünya Savaşı’nın buhranlı zamanıydı. Türkiye her ne kadar tarafsız olsa da her an
savaşa girme riskinden dolayı büyük sıkıntı yaşadı. Ülke bütçesinin büyük kesimi savunmaya ayrıldı. Bu
dönemde yaşanan tabii kıtlık ve kuraklık da eğitim ve kültür reformlarının finans kaynağını etkileyen en önemli
etkenlerden biri oldu. II. Dünya savaşı sürecinde Türkiye savaşın taraf devletleri arasında ikircikli bir politika
izleyerek güven vermeyen bir devlet konumunda oldu. Neticede uzun süre desteklenen Almanya savaşı
kaybetti ve Türkiye de yenenler tarafında yer aldı. Ancak 1945’in sonunda Rusya Kars, Ardahan ve Artvin’i
talep edince, Türkiye Amerika ve İngiltere’nin desteğini/korumasını almaktan başka çare bulamadı. Böylece, gerek
siyaset ve kültür, gerekse eğitim bakımından 1945 öncesinde uzun süre Fransız ve Alman etkisinde kalan
Türkiye o dönemde Amerikan eğitim ve kültürüne kapılarını sonuna dek açmak zorunda kaldı.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
✓ İnönü döneminde (1938-1950) eğitimde öncelik verilen konu okuma yazma oranının arttırılması ve ilköğretimi
geliştirmek oldu. Celal Bayar, Refik Saydam ve Şükrü Saraçoğlu hükümetlerinin Eğitim Bakanlığını Hasan Âli Yücel
yapmıştır. Bu dönemde köylülerin formal ya da informal eğitilmesi de üzerinde önemle durulan konular arasında
olmuştur. 1938’den sonra eğitimin kültür eksenli ve bir tür orijinal ideoloji üretme gayretiyle sürdürüldüğü
söylenebilir. Bu ideolojinin adı Türk Hümanizmiydi. Buna göre, Atatürk döneminde dile getirilen ancak kısa
süre sonra terk edilen Türk Tarih tezine benzer şekilde Batı medeniyetinin kökeni olan Yunan Medeniyeti’nin
izleri Anadolu’da vücut bulmuştur. Bu bakımdan Türkiye Antik Yunan Medeniyeti’nin sahip olduğu izlerle irtibat
kurabilirse yeni bir medeniyetin kuruculuğunu üstlenebilir. Hümanizmin inşası için antik medeniyetleri tanımak ve
Latince öğrenmekten geçmektedir. Bu ideale ulaşabilmek gayesiyle Maarif Vekili Yücel, göreve geldiği ilk
günlerden itibaren hızlı bir çeviri ve telif seferberliği başlatmıştır. Bu uğurda yüzlerce Batılı eser Türkçeye
tercüme edilerek, Türkiye bir çeviri cennetine dönmüştür.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
✓ Yücel’in göreve geldiği ilk günlerde yaptığı ikinci önemli iş Birinci Türk Neşriyat Kongresi’ni toplamak olmuştur.
Kongreye eğitimci, sanatçı, öğretmen, akademisyen, gazeteci, yayıncı, yazar birçok alanda uzman
katılmıştır (Erdem, 2011: 167-176). Yücel bu sayede, ülkede hızlı bir basım ve yayın faaliyeti başlatarak,
aynı zamanda ülkenin sosyal ve beşeri envanterini toplamak istemiştir. Türk basın yayın hayatının
canlandırılması amacıyla toplanan kongrede bir çocuk kütüphanesinin kurulması, çocuklarla ilgili
Türkçeye tercüme edilecek eserlerin belirlenmesi, yazma-basma eski eserlerin yeniden yayınlanması
gibi konuları tartışmak üzere çeşitli komisyonlar oluşturulmuştu. Siyasetin ağır gölgesinde şekillenen
komisyonların marifetiyle 1940’lı yıllarda birçok kitap, ansiklopedi yayımlanmaya başlamıştır. Batı
dünyasının iki yüz sene önce başlayıp bitirdiği ansiklopedi faaliyetinin Türkiye’de de olmasına karar
verilmiştir. Ancak yeterli personel olmayınca, Hollandalıların yazmış olduğu İslam Ansiklopedisi’nin
tercümesine karar kılınmış ve bu ansiklopedi 1984’te bitmiştir. Ansiklopedi tıpa tıp tercüme edilmemiş,
246
ilave maddeler konmuş, mevcut maddeler genişletilmiş ya da yeniden yazılmıştır.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
✓ Hasan Âli Yücel’in bakanlığı döneminde Beden Eğitimi ve Spor Şûrası (18 Şubat
1946), Birinci Coğrafya Kongresi (6-21 Haziran 1941), Üçüncü Türk Tarih
Kongresi (15-20 Kasım 1943), Dördüncü Dil Kurultayı (1942), Birinci (1939) ve
İkinci (1943) Maarif Şûraları gibi çok önemli toplantılar düzenlenmiştir. Gerek
katılımcıları, gerek tartışılan ve alınan kararlar bakımından bu toplantıların
sonraki benzerlerinden hayli verimli olduğu söylenebilir.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
✓ İnönü döneminde okuma yazma ve ilköğretime önem verildiği, diğer alanlara ancak
imkânlar ölçüsünde sınırlı kaynak ayrıldığı söylenebilir. 1938’in sonunda ülke
genelinde toplam faal okul sayısı 9.512’ydi. Bunlar arasında 156 ortaokul, 77
lise, 19 tane de yüksekokul düzeyinde okul vardı. Bu okullarda 919.882 talebe
eğitim görmekteydi (Taşdöven, 2013: 17). Öğretmensizlik yüzünden çok sayıda
okulun kapalı olması da bu dönemin gerçeklerinden biriydi. Savaş ve onun
tetiklediği ekonomik bunalım yüzünden toplumun geneli de çocuklarını ancak
ilköğretim düzeyinde okutabiliyor, ortaokul ve liseye talep olmuyordu. Hatta
1945’e gelindiğinde ortaokul ve liseye kaydolan öğrenci sayısında %30’a varan
düşüşmeydana gelmişti.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye
Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
✓ Ağustos 1946’dan sonra Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrılmış ve
yerine Reşat Şemsettin Sirer gelmiştir. 1939-1950 yılları arasında Hasan Âli
Yücel’in yanında, Reşat Şemsettin Sirer ve Tahsin Banguoğlu’ da Milli Eğitim
Bakanlığı yapmışlardır. İnönü döneminde resmi ya da özel çok sayıda eğitim dergisi
de yayımlanmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir: İlköğretim Dergisi, Meslekî ve
Teknik Öğretim Dergisi, Tebliğler Dergisi, Beden Eğitimi ve Spor Dergisi, Güzel
Sanatlar Dergisi, Kültür Bakanlığı Dergisi, Tarih Vesikaları Dergisi, Tercüme
Dergisi, Ev ve Kadın Dergisi, Köy Enstitüleri Dergisi.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan
Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Köye Yönelik Öğretmen Yetiştirme
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan
Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Köye Yönelik Öğretmen Yetiştirme
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan
Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Köye Yönelik Öğretmen Yetiştirme
1935’ten sonra bir grup eğitimci heyetinin Eskişehir, Çorum, Kayseri ve Yozgat’ın köylerinde yaptıkları gezi ve inceleme
sonucu görüşlerini Atatürk’e sunmaları ve onun direktifleri ile Köy Eğitmeni Projesi başlatıldı. Projeye göre, askerliğini çavuş,
onbaşı olarak bitirmiş sağlıklı, okuma-yazma bilen köylü gençlerin kısa ve hızlı bir eğitimden geçirildikten sonra, kendi
köylerinde gönüllü olarak okuma yazma öğretmesi isteniyordu. Bu uygulama sayesinde hem öğretmen yetiştirme
maliyetinin neredeyse yok olması hem de gönüllü hizmet ile devlet için çok ekonomik görülen bu eğitim uygulamasına
devam edilmesi istendi (Topçu, 1989: 590). Eğitmen adayı gençler, kentler dışında yatılı olarak açılacak altı aylık
kurslarda onar kişilik gruplar hâlinde eğitim alarak başarılı olanlar nüfusu az olan köylere gönderilmişlerdi. Proje her ne kadar
ekonomik olsa da gerek eğitimin içeriği ve ideolojisini taşıyamaması gerekse, sürdürülebilir olmadığından mahiyet olarak
aynı, yönetim ve teşkilat yapısı bakımından daha kontrollü ve kurallı bir öğretmen yetiştirme sistemine geçilmesi
benimsendi. Böylece 1940’ta ortaya çıkan Köy Enstitülerinin zemini oluşmuşoldu.
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan
Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Köy Enstitüleri
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan
Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Köy Enstitüleri
246
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan
Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Köy Enstitüleri
Köy Enstitüleri
Yurdun farklı bölgelerinde açılan Köy Enstitülerinde köy eğitmen ve öğretmenleri görev yapacaktı. Enstitüler yatılı olarak
tasarlandı ve okul için geniş araziler tahsis edildi. Bu tahsis sırasında toprak ağalarından ve yerel eşraftan ekonomik ve
sosyal gerekçelerle ciddi rahatsızlık duyanlar oldu. Ancak bazıları da nitelikli iş gücü yetişeceği için destekledi. Köy
Enstitülerinin 1930 ve 40’lardaki iktisadî devletçilikle yakından bir ilgisi vardı ve kurumlar devlet bütçesine minimum yük
olacak şekilde planlandı (Karaömerlioğlu, 64; Kirby, 208). Enstitülerin ekonomik gelir ve giderleri için farklı düzey ve işletim
sistemlerine sahip kooperatifler kuruldu. Köy Enstitüleri Kanunu’nun 16. maddesine göre “Köy okulları binalarının tamiri
ve okulun daimî masrafları köy ihtiyar heyetlerince temin edilir”di. Geniş Köy Enstitüleri arazileri köylülerden alındığı gibi,
yapılacak okulların binalarında da yöre halkının çalışma zorunluluğu getirildi. Aynı zamanda öğrenciler de okulun her türlü
ihtiyacından sorumluydu. Öğretmenlere geniş yetkiler tanınındı (Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilât Kanunu, 6-11). Köy
çocuklarından seçilen öğrencilerin okuyacağı Köy Enstitülerinden mezun olanlar yine köylere öğretmen olarak atanacaklardı.
Öğretmenler bu görevlerinde 20 sene kalmak zorundalardı.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
Köy Enstitüleri
Enstitülerde öğretim kadrosu ise öğretmen ve usta öğreticilerden oluşturulmuştu. Köy Enstitüleri büyük ölçüde
Pestalozzi ile başlayan, John Dewey ve Georg Kerschensteiner ile devam eden “iş eğitimi” prensiplerine göre
kurulmuştu (Giorgetti, 2009: 51). Köy Enstitülerinde derslerin %40’ı kültür, %30’u ziraat,
%30’u da teknik derslerden oluşuyordu (Batır, 2012: 527). Bunun yanında sanat ve spor faaliyetleri de
enstitülerin dikkat çeken farklarından biriydi. Özellikle müzik ve tiyatro önde gelen sanat derslerindendi. Her
öğrencinin en az bir müzik aletini çalması şarttı. Özellikle herkesten mandolin çalması beklenirdi. Müzik ve
diğer sanat dalları arasında gelenek ve yerli birikim yok denecek kadar azdı.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
Köy Enstitüleri
Karma eğitimin yapıldığı Köy Enstitülerinde, yaparak ve yaşayarak öğrenmeye büyük önem verilmiştir. Bunun için
teknik ve ziraat aletlerini kullanmak öncelikliydi. Her enstitü bir dergi çıkarıyordu ve burada hem okulun her
türlü faaliyeti tanıtılıyor hem de farklı yazılara ve yeteneklere imkân tanınıyordu. Aynı zamanda Köy
Enstitülerinin kütüphaneleri ve okunan kitaplar da önemli bir konudur. Zengin kütüphanelere sahip olan Köy
Enstitülerindeki kitaplar gelişi güzel seçilmiyor, daha çok Milli Eğitim Bakanlığı’nın çevirtip yayımladığı dünya
klasiklerinden oluşuyordu. Genelde Yunan, Alman, Amerikan, Fransız, İngiliz, İtalyan, Macar, Rus, İskandinav, Hint
ve Çin klasiklerinden kitaplar vardı. Türk ve İslam klasikleri/eserleri yanında din ahlâk ve maneviyat
konularının enstitülere girmediğini söylemek fazla abartı olmaz.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
Köy Enstitüleri
İlk mezunlarını 1942’de veren Köy Enstitülerinin son eğitim ve öğretim yılı 1951-52’dir. Yaklaşık on yıllık eğitim
sürecinde Köy Enstitülerinden 17.341 öğretmen ve müfettiş, 8.675 eğitmen yetişti. İlköğretimde okullaşma düzeyi
1940’ta %37.1 iken 1950’de %65 dolaylarına kadar geldi (DİE, İstatistik Yıllığı, 149). Bunun yanında Köy
Enstitülerinden köylerde görev yapmak üzere 1.248 sağlık memuru ve ayrıca tarım memuru da yetişti.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
Köy Enstitüleri
Köy Enstitüleri ile ilgili tartışmalar daha 1940’ta başlamıştı (Kafadar, 2004: 372-78). Köy Enstitüleri Kanunu’nun
görüşüldüğü Meclis oturumuna 146 milletvekili katılmadı. Aynı zamanda köylülerin enstitülerin inşaatında en az
yirmi gün zorunlu çalışma şartı ve topraklarını satma zorunluluğu büyük tepki çekmişti. Köy Enstitülerinin
Demokrat Parti (DP) tarafından kapatıldığına dair yaygın bir kanaat ve yanlış bilgi vardır. Her ne kadar Köy
Enstitüleri tam olarak 1954’te İlköğretmen Okullarına dönüştürülmüşse de bu bir isim değişikliğidir. Enstitüler
dönemin iktidarınca açılmış ve yine aynı iktidar ve kadro tarafından kapatılmıştır. 1945’ten sonra Türkiye
mecburen Amerika Birleşik Devletleri eksenli bir siyaset gütmeye zorlanınca, Köy Enstitüleri gibi bir projenin
de sonu gelmiştir
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
Köy Enstitüleri
Enstitülere yönelik tartışma ve şikâyetlerin artması neticesinde bütün atama ve tayinlerde belirleyici isim olan İsmet İnönü adları
Köy Enstitüleriyle özdeşleşen Maarif Vekili Hasan Âli Yücel’i 5 Ağustos 1946’da, İsmail Hakkı Tonguç’u da 25 Eylül 1946’da
görevden almıştır. 1948’de Köy Enstitülerinin kuluçkası/beyni sayılan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüleri kapatılmış,
sonrasında Köy Enstitülerinin programında kapsamlı bir değişiklik yapılarak, okulun “yaparak, yaşayarak öğrenme ve üretim”
ilkesine son verilmiştir. Programdan psikoloji ve sosyoloji gibi dersler kaldırılmış, yabancı dil eğitimi seçmeli hâle getirilmiş, tarım
ve teknik derslerinin saati azaltılmıştır. Böylece Köy Enstitülerinin programı ile şehirlerdeki öğretmen okullarının programları
arasında bir fark kalmamıştır. 1950- 1951’de kız öğrenciler ayrı enstitülerde toplanmış ve karma eğitime son verilmiştir. Aynı
senede Sağlık Bakanlığı’nın köy sağlık memurlarına ihtiyaç kalmadığını bildirmesi üzerine, enstitülerdeki sağlık kolları
kapatılmıştır. 1954’te Köy Enstitülerinin adı İlköğretmenOkulu’na dönüşmüştür (Tebliğler Dergisi, 1954).
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
Halkevleri
Halkevleri Maarif Vekâleti’nin 1923’te yayımlanan genelgesiyle valiliklerdeki eğitim kurumlarının halka yönelik
eğitim vermesi istenmişti. 1926’da Bakanlıkta Halk Terbiyesi şubesi açılmış, 1927’de Halk Dershaneleri Yönetmeliği
çıkarılmıştı. 1912’de kurulan ve Türk kültür hayatına önemli katlıları olan Türk Ocaklarının 1931’de
kapatılmasının ardından bir sene sonra topluma kültür ve eğitim hizmeti sunması amacıyla Halkevleri
kuruldu. 1940’lara kadar kuruluş amacı doğrultusunda hizmet eden Halkevleri İnönü döneminde de hayli etkin
faaliyetler gerçekleştirdi.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
Halkevleri
Halkodaları
1940’larda Halkevlerinin daha alt birimi olarak kırsal yörelerde ve nüfusu az olan yerlere hizmet etmek amacıyla
Halkodaları kuruldu. 1946’da Halkodalarının sayısı 4.066’ya varmıştı. 1950 yılına gelindiğinde toplam Halkodası sayısının
4.322’ye ulaşmıştı (Batır, 2017: 47-48). Ama Halkodaları köylerde pek ilgi görmemiş, düğün, eğlenceler için toplantı salonu
görevi görmenin dışında ciddi bir çalışma geliştirememişlerdi.
Zamanla Halkevleri ve Halkodaları Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Halkevlerinin
açılma amaçlarından biri CHP’nin ilkelerini geniş toplum kesimlerine benimsetmekti. Bununla beraber, aksini savunan ve
bu kurumların bağımsız olduğunu iddia edenler de vardır. Neticede bu kurumlar CHP’nin siyasal eğitim örgütü olarak
görüldü. Demokrat Parti iktidara gelince 1951’de Halkevleri kapatıldı, varlığı hazineye devredildi, Türk Ocakları yeniden
açıldı (Batır, 2017a: 91-101).
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
1946’da uluslararası zorunluluklarla geçilen çok partili hayat, beraberinde eğitim politikalarında da ciddi değişimler getirdi.
Dönemin iktidar partisi CHP ve en güçlü muhalefet partisi DP, yeni eğitim politikaları geliştirdiler. 1950 sonrası iktidarın, İnönü
dönemi eğitim sistemine getirdiği eleştirilerden biri, okul yapımında köylünün ve öğretmenlerin çalıştırılmasıydı. Muhalefet
öğretmenin görevi yol, köprü yapmak değil, halka bilgi vermektir diyordu (Taşdöven, 2013: 21). Muhalefetin eleştirdiği bir diğer
konu ise din eğitimi ile ilgili alınan kararlardı. Buna dayanılarak laiklik kavramı da muhalefet tarafından tartışılmaktaydı
(Özel, 255-267).
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
DP’nin eğitim çizgisinde milli değerlere vurgu vardı. Programlarında eğitim işlerinde milli ahlâkı sarsılmaz esaslara oturtmak,
manevi değerlere sahip çıkmak, gençleri milli karakter ve ananelere göre yetişmelerini sağlamak esas kılınmıştı ( Dağlı-
Aktürk, 1988: 161).
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
DP’nin 15.10.1951 tarihli Üçüncü Büyük Kongresi’nde kabul edilen parti tüzük ve programına göre eğitimde takip edilen
esaslar şöyleydi:
1. Öğretim birliği esasına dayalı,
2. Eğitimin amacı bilimsel ve teknik bilgi yanında, milli ve insani bütün manevi değerlerle donatılmalı,
3. Bütün ilkokul öğretmenleri bir yerden yetiştirilmeli,
4. Üniversitelerin bilimsel ve yönetimsel özerklikleri olmalı,
5. Doğu Anadolu Bölgesi’nde her kademeye sahip hatta üniversitesiyle birlikte bir kültür merkezi haline getirilmeli,
6. Dini eğitim sorununu çözmek ve din adamları yetiştirmek için uzmanlar tarafından bir program hazırlanmalı ve İlahiyat
Fakülteleri özerk olmalı,
7. Teknik öğretimin gelişmesi için kurslar ve şubeler kurulmalı (Parti Programı, 1952: 55-57).
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri
Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1940 - …)
DP döneminde kurulan beş ayrı hükümette Milli Eğitim Bakanlığını Avni Başman, Tevfik İleri, Rıfkı Selim Burçak, Celal
Yardımcı, Ahmet Özel ve Atıf Benderlioğlu yürüttüler. Bunlar arasında ön plana çıkan isim Tevfik İlerioldu.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Batı sisteminde okullar açılmaya başladığından beri tartışılan önemli konulardan biri de din eğitim ve öğretimi meselesi idi. Osmanlı son dönemi
devlet okullarında din ve ahlâk derslerinin süresi gittikçe azaldığı gibi, mahiyetinde de önemli değişimler meydana gelmiştir. Bu süreç Cumhuriyet
ile birlikte daha da hızlandı ve radikal kararlara dönüştü. Tevhid-i Tedrisat yasası medreselerin kapatılmasını öngörmezken, dönemin Eğitim
Bakanı bir hafta sonra bu kurumları kapattı ve kanunun amir hükmü gereği 29 tane İmam Hatip Okulu açıldı, kısa süre sonra sayı 34’e yükseldi.
Ancak bu okulların uzun süreli faaliyet göstermesine imkân tanınmadı. 1924’ten sonra eğitim sistemi tedricen dinî eğitim ve öğretimden tamamen
uzaklaştı ve 1937’de köy ilkokullarının müfredatından din derslerinin kaldırılmasıyla 1930’lu yıllarda din eğitim ve öğretimi ülkenin her yerinde ve
her düzeyde yasak hale geldi. Ezanın Türkçe okunması ve Türkçe ibadet gibi projeler Müslüman toplumu derinden sarstı. Toplumsal gelişmenin
önündeki en önemli engelin din olduğunu düşünen XIX. yüzyıl pozitivist paradigmasının ve 1930’lu yılların sert laiklik uygulamasının bir tezahürü
olan bu politika Türk toplumunda giderek büyük bir mesele haline geldi. 1940’lı yılların ortalarına kadar bu siyasetten ödün verilmezken, II.
Dünya savaşının bitmesinin ardından çok partili hayata geçişzorlamasıyla din eğitimi politikasında da değişime gitmek zorunlu hale geldi.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1947 CHP Kongresinde din eğitimi ve laiklik meselesi derinlemesine ele alındı ve şiddetli tartışmalar yapıldı. Neticede, din eğitim ve öğretimine
sınırlı da olsa izin verilmesi partinin geleceği açısından zorunlu görüldü. İlk önce, 10 aylık İmam-Hatip kurslarının açılmasına izin verildi. Ardından
1949’da ilkokulların 4. ve 5. sınıflarında ders saatleri ve program dışında haftada bir saat din dersi verilmesi kararlaştırıldı. 1949’da İslamcı kimliğiyle
bilinen Şemsettin Günaltay’a hükümeti kurma görevi verildi. Dinî neşriyatın canlanmasına müsaade edildi. Hacca gitmenin önündeki engeller
kısmen kaldırıldı. Büyük padişah türbeleri ziyarete açıldı. 1949’da bir adım daha atılarak Ankara’da İlahiyat Fakültesi açıldı. Bütün bunlar CHP
iktidarı zamanında gerçekleşti. 1950’de iktidar değiştiğinde her iki partinin ortak kararıyla ezanın asli dilinde okunmasına izin verildi. İslam düşünce
ve felsefe tarihçisi İsmail Kara’nın tespitlerine göre, DP dönemi din eğitim ve öğretim faaliyetleri CHP döneminin uzantısıdır. DP, kendinden önce
başlatılan projeleri genişletmiş ve biraz daha ileri götürmüştür.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1949’da program dışında okutulmak şartıyla ilkokul 4. ve 5. sınıflara konulan din dilgisi dersi 1951’de program içine alındı. Aynı sene ortaokul ve
liselerde de din derslerinin programa konulması tavsiye edildi. Tevfik İleri döneminde ilkokulların 4. ve 5. sınıflarına din dersleri eklendi. 1956’da
din dersleri ortaokullara seçmeli olarak konuldu. 1967-68’de lise ve dengi okullara seçmeli/isteğe bağlı din dersleri eklendi (Sakaoğlu, 263). 1974-
75’te CHP-MSP koalisyon hükümetinin ortak kararıyla zorunlu ahlâk dersi programa kondu. 1982’den sonra Din ve Ahlâk Dersi zorunlu hale
getirildi ve birleştirildi.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1951-52’de İmam-Hatip okulları ilk devresi 4 yıl, ikinci devresi 3 yıl olarak yeniden açıldı. İmam-Hatip okulları
İlköğretim Genel Müdürlüğü’ne bağlandı. 1959’da İmam-Hatip mezunlarına yükseköğretim imkânı için İstanbul’da bir
Yüksek İslam Enstitüsü açıldı. Din eğitimi alanındaki faaliyetler ve dinî eğitim kurumlarının sayısı ilerleyen yıllarda
giderek artsa da Türk milli eğitiminde din eğitim ve öğretimi hâlâ derin bir mesele olarak varlığını sürdürmektedir.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Sanayi ve tarımdaki gelişmeler 1950’lerde nitelikli işgücüne ihtiyacı daha da arttırdı. Marshall yardımı
çerçevesinde ABD’den gönderilen tarım makinalarının kullanılmasında, bu aletlerin bakım ve onarımının
yapılmasında önemli sorunlar ortaya çıktı. II. Menderes hükümeti zamanında var olan teknik öğretim
okullarında bölgenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere çeşitli kurslar açıldı. 1951-52 öğretim yılından itibaren sanat
enstitülerinde özel kurs ve şubeler hizmete girdi. Bu kurslarda tarım, ekonomi, bayındırlık alanlarında ihtiyaçları
karşılayacak sanatkârlar yetiştirilecekti (Taşdöven, 2013: 72). Teknik eleman yetiştirme konusunda yüksekokullarda
çalışmalar yapıldı. 1953-54’te İTÜMaden Fakültesi kuruldu, bir sene sonra da AkşamTicaret Liseleri açıldı.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu zamanında kapatılan İstanbul Muallim Mektebi, Terbiye Enstitüsü ve Yüksek
Öğretmen Okulu 1950 sonrasında yeniden açıldı (TBMM Tutanak Dergisi, 9. Devre, 2). 1950’de ilkokul
öğretmenleri şehir öğretmen okullarıyla Köy Enstitülerinde yetiştiriliyordu. DP iktidara gelince ilkokul öğretmenlerinin
şehir-köy ayrımı olmadan tek elden yetişmesi gerekçesiyle 1954 tarihli kanunla İlköğretmen Okullarıyla Köy
Enstitüleri birleştirildi. 1959’da Talim ve Terbiye Heyeti Ankara’da Yüksek Öğretmen Okulu kurulmasını
kararlaştırdı. 1958-1959 eğitim ve öğretim yılında Bursa’da, 1959’da İzmirBuca Eğitim Enstitüsü açıldı.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1944’te İstanbul Teknik Üniversitesi kuruldu. 1933 Üniversite reformundan sonra Ankara’da bazı fakülteler
kurulmuştu, bu fakülteler 1946’da araya getirilerek Ankara Üniversitesi adını aldı. 1946’da Üniversiteler
Kanunu yayımlandı. 1939’da 19 olan yüksekokul ve fakülte sayısı 1950’de 34’e, 837 olan öğretim üyesi sayısı
1.852’ye, 9.384 olan öğrenci sayısı da 25.091’e yükselmişti (İstatistik Göstergeler, 2012: 72). Ancak bu artışlar
okullaşan nüfus oranı içinde düşük kaldı.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Menderes döneminde 1955’te Ege ve Karadeniz Teknik Üniversitesi, 1956’da Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve
1957’de de Atatürk Üniversitesi’nin temelleri atıldı. 1960 darbesine giden süreçte üniversitelerin kötü bir sınav
verdiği birçok araştırmacı tarafından belirtilmektedir. 1967’de Hacettepe Üniversitesi, 1971’de Boğaziçi
Üniversiteleri kuruldu. Bunların dışında da bazı büyük illerde üniversiteler kurulduysa da 2000’li yıllara
gelinceye kadar Türkiye’de yükseköğretime talep ile arz arasında büyük bir dengesizlik yaşandı.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1933’te çıkarılan Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun ile Talim ve Terbiye Kurulu’nun 3 yılda bir Maarif Şûrasını
toplanması öngörüldü. Şûranın eğitim konularını tartışması, sorunları tespit etmesi, bunlara çözümler üretmesi
ve bakanlığa danışmanlık yapması planlandı. 17-29 Temmuz 1939 tarihleri arasında toplanan ilk Maarif
Şûrası’nın amacı, eğitim sisteminin planlanması ve her derecedeki eğitim kurumlarının incelenmesiydi. Alınan
kararlar arasında köy okullarının yanında erkek teknik, kız teknik ve ticaret öğretim kurumları da yer
almaktaydı. Şûrada yüksekokul ve fakültelerin Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandığı da belirtildi (T.C. Maarif Vekilliği
Birinci Türk Neşriyat Kongresi, 1939).
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Maarif Şûraları arasında belki de en çok dikkat çeken ve tartışılan ikincisi olmuştur. 15-21 Şubat 1943 tarihleri arasında toplanan
Şûranın gündeminde ahlâk eğitiminin geliştirilmesi, bütün öğretim kademelerinde anadili çalışmalarının verimliliğini arttırmak ve
Türklük eğitiminde tarih öğretiminin metot ve araçları bakımından incelenmesi yer almaktaydı (T.C. Maarif Vekilliği İkinci Maarif
Şûrası, 1943: 5). Şûrada alınan kararlar doğrultusunda Türk eğitiminde 1940’lardan itibaren etkisine girdiği hümanizmin yerini
millilik olgusuna bıraktığı söylenebilir. Ahlâk eğitimi komisyonunun hazırladığı raporda, idealdeki Türk çocuğunun tanımı, Türk
ahlâkının toplumsal ve kişisel ilişkileri anlatılırken, Yurt Bilgisi dersinin Yurttaşlık Bilgisi şeklinde değiştirilmesi teklif edildi. Ayrıca
Halkevlerine bağlı “Ahlâk Danışma Kolları” kurulması teklifler arasındaydı. Ahlâkı eylemden ayırmanın imkânsız olduğuna vurgu
yapan İkinci Şûrada, konuşma yapan Mektep Müzesi Müdürü Hıfzırrahman Raşit Öymen, ahlâk meselesini laiklikle birlikte dinî
mesele olmaktan çıkartarak dünya meselesi haline getirmeyi önerdi. Şûra raporları incelendiğinde ahlâk konusunun dinin
dışında tutulduğu görülmektedir.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1939’dan bugüne yapılan Maarif Şûraları, başkanlık edenler ve temel gündem maddeleri şöyledir:
1. Şûra: 17-29 Temmuz 1939, Hasan Âli Yücel. Cumhuriyet maarifinin plan ve esasları, çeşitli öğretim derecelerindeki
müesseselere ait talimatnâmeler ve müfredat programları.
2. Şûra, 15-21 Şubat 1943, Hasan-Âli Yücel. Yeni ahlâk, dil ve tarih meselesi ve bunların öğretimi.
3. Şûra: 2-10 Aralık 1946, Reşat Şemsettin Sirer. Okul aile işbirliği,demokratik eğitim ve ticaret ve teknik okulların programları.
4. Şûra, 23-31 Ağustos 1949, Tahsin Banguoğlu. İlk-orta-lise programları ve eğitim-öğretimde dayanılan demokratik esaslar.
5. Şûra. 4-14 Şubat 1953, Tevfik İleri. Okul öncesi eğitim, ilköğretim, öğretmen yetiştirme, özel eğitime muhtaç çocuklar.
6. Şûra: 18-23 Mart 1957, Ahmet Özel. Meslekî ve Teknik öğretim, Halk eğitimi.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1939’dan bugüne yapılan Maarif Şûraları, başkanlık edenler ve temel gündem maddeleri şöyledir:
7.Şûra: 5-15 Şubat 1962, Hilmi İncesulu. Tüm öğretim kademelerinin programları, ölçme ve değerlendirme, özel okullar,
olgunluk imtihanları, dış kültür, din eğitim ve öğretimi, beden eğitimi, milli savunma eğitimi ve eğitim vakıfları.
8Ş
. ûra: 28 Eylül-3 Ekim 1970, Orhan Oğuz. Ortaöğretim sisteminin kuruluşu ve yükseköğretime geçiş
in yeniden
düzenlenmesi.
9.Şûra: 24 Haziran-4 Temmuz 1974, Mustafa Üstündağ. Milli eğitim sisteminin bütünlüğü içinde programlar, öğrenci akışını
düzenleyen kurallar.
10.Şûra: 23-26 Haziran 1981, Hasan Sağlam. Türk Milli Eğitim sistemi, sistemin bütünlüğü, öğrenci ile ilgili kurallar ve
öğretmen yetiştirme programları.
11. Şûra: 8-11 Haziran 1982, Hasan Sağlam. Öğretmen eğitiminin gelişimi, eğitim uzmanlarının eğitimi hizmet içi eğitim,
öğretmen ve uzmanların sorunları.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1939’dan bugüne yapılan Maarif Şûraları, başkanlık edenler ve temel gündem maddeleri şöyledir:
12.Şûra: 18-22 Haziran 1988, Hasan Celal Güzel. İlköğretim, meslekî ve teknik eğitim, yükseköğretime geçiş, öğrenci başarısının
değerlendirilmesi, öğretmen yetiştirme, eğitimde yeni teknolojiler, Türkçe ve yabancı dil eğitimi, eğitim finansmanı, müfredat
programları.
18.Şûra: 1-5 Kasım 2010, Nimet Çubukçu. Öğretmen yetiştirme, meslekî gelişim, okul öncesi eğitim, ilk ve ortaöğretimin
güçlendirilmesi, ortaöğretime erişim, spor, sanat, beceri ve değerler eğitimi, psikolojik danışma, rehberlik ve yönlendirme.
19. Şûra: 2-3 Aralık 2014, Nabi Avcı. Bireyden İnsana, Öğretmen Yetiştirme, Din eğitimi, Yüksek Eğitim.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
Türk eğitim tarihinin önemli ve uzun süreli geleneklerinden biri olan ve eğitim bakanlığının en yüksek düzeyli danışma organı
olan eğitim şûraları 10 Temmuz 2018’de Türkiye’nin yönetim sisteminin değişmesiyle kaldırılmıştır. Yerli ve millî bir eğitim
gelenekleriyle ve tecrübesiyle inşa edilebilir. Bu bakımdan söz konusu geleneğin işlemeyen yönlerinin tadil edilerek
düzeltilmesi ve devam ettirilmesi daha anlamlı olabilir düşüncesiyle 7 yıl sonra 2021’de 20.şura yeniden toplanmıştır.
Konuşulan başlıca konular: , Eğitimde Fırsat Eşitliği, Mesleki Eğitim, Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi.
Türk Eğitim Tarihi’nin Kronolojik Açıdan Bölümleri Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
(1940 - …)
1940’lı yıllardan sonra fikirleri, kitapları ve uygulamalarıyla ön plana çıkan yüzlerce isimden bahsedilebilir. Bunlardan
bazıları şöyle özetlenebilir (Gündüz, 2018):