You are on page 1of 30

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

HUKUKU VE MEVZUATI
5.Ders
Prof. Dr. Hediye ERGİN
Marmara Üniversitesi
İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı
İş ve sağlık;
İnsanların sağlığı ile yaptıkları iş arasında ilişki
bilimsel olarak 18. YY başlarında anlaşılmıştır.
1500 lü yıllarda Avusturya’ da karpat
dağlarında hekim Agricola madencilerle ilgili
olarak yazdığı kitabında yedi defa evlenen
kadınlardan bahsetmiştir.
17. YY da bernardino Ramazzini çeşitli işlerde
çalışanların sağlık durumlarıyla ilgili ilk meslek
hastalıkları kitabını “De Morbis Artricum
Diatriba” yazmıştır.
1. Meslek Hastalığı Nedir ?

Meslek hastalıkları, işyeri ortamında bulunan faktörlerin etkisi ile meydana gelen hastalıkların ortak adıdır.

• 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu; Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan
hastalıktır.
• Dünya Sağlık Örgütü(WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) ; zararlı bir etkenle bundan
etkilenen insan vücudu arasında, çalışılan işe özgü bir neden-sonuç, etki-tepki ilişkisinin ortaya
konabildiği hastalıklar grubu olarak tanımlanmaktadır.

• 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 14üncü maddesinde “Meslek
hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin
yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir”
şeklinde tanımlanmaktadır.
5510 SAYILI KANUNDA SİGORTA KOLLARI

5510SAYILI
5510 SAYILIKANUN
KANUN

KISAVADELİ
KISA VADELİ UZUNVADELİ
UZUN VADELİ GENELSAĞLIK
GENEL SAĞLIK

İKMHHali
İKMH Hali MalullükSigortası
Malullük Sigortası KoruyucuSağlık
Koruyucu SağlıkHizmetleri
Hizmetleri

HastalıkHali
Hastalık Hali YaşlılıkSigortası
Yaşlılık Sigortası TıbbiBakım
Tıbbi Bakımve
veTedaviler
Tedaviler

AnalıkHali
Analık Hali ÖlümSigortası
Ölüm Sigortası YardımcıÜreme
Yardımcı ÜremeYöntemi
Yöntemive
veTed.
Ted.

OrtezProtez
Ortez ProtezAraç
Araçve
veGereç
GereçSağlanması
Sağlanması

Kısa vadeli sigorta kollarına kanunun 4. maddesi (a) ve (b) bendine


göre sigortalı olanlar tabidir. (c) bendine(memurlar) göre sigortalı olanlar
hakkında bu sigorta kolu uygulanmaz.
Kısa Vadeli Sigorta Kollarından Sağlanan haklar

5510 SAYILI
5510 SAYILI KANUN
KANUN
İKMHHALİ
İKMH HALİ HASTALIKHALİ
HASTALIK HALİ ANALIKHALİ
ANALIK HALİ

GeçiciİşİşGöremezlik
Geçici GöremezlikÖdeneği
Ödeneği GeçiciİşİşGöremezlik
Geçici GöremezlikÖdeneği
Ödeneği GeçiciİşİşGöremezlik
Geçici GöremezlikÖdeneği
Ödeneği

SürekliİşİşGöremezlik
Sürekli GöremezlikGeliri
Geliri EmzirmeÖdeneği
Emzirme Ödeneği

ÖlümGeliri
Ölüm Geliri

EvlenmeÖdeneği
Evlenme Ödeneği

CenazeÖdeneği
Cenaze Ödeneği
Hizmet Akdiyle veya Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışanların tabi
olduğu Kısa Vadeli Sigorta Hükümleri
İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması
MADDE 13- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına
ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında
başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen
zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için
ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş
gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da
ruhen engelli hale getiren olaydır.
Meslek Hastalığı
• 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu
– Mesleki risklere maruziyet sonucu
ortaya çıkan hastalıktır.
• 5510 Sayılı Yasa 14. madde
• Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma
Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri
Yönetmeliği
MESLEK HASTALIĞI
• Meslek hastalığı, “Sigortalının çalıştığı işin
niteliğine göre, tekrarlanan bir sebeple veya işin
yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya
sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik
halleri” olarak tanımlanmaktadır. Kısaca, meslek
hastalıkları, çalışanların uygun olmayan iş sağlığı
ve güvenliği koşullarında çalışmaları ile ortaya
çıkan hastalıklardır. Türkiye iş kazalarında
dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri iken,
meslek hastalıklarında ise sonlarda gelmektedir.
MESLEK HASTALIĞI
• Ülkemizde halen İstanbul, Ankara ve
Zonguldak’ta olmak üzere üç Meslek Hastalıkları
Hastanesi bulunmaktadır. Meslek hastalıkları
olgu sayısının yüzde 80’inden fazlası bu üç ilde
görülmektedir. Oysa işyerlerinin ve işçilerin
ancak yüzde 40’ı bu 3 ilde bulunmaktadır. Bu da
gösteriyor ki, meslek hastalıkları hastanesi sayısı
yetersizdir ve meslek hastanesi işlevini yerine
getirmekten gitgide uzaklaşmaktadır. Adana,
Kocaeli, Bursa, İzmir, Gaziantep gibi
sanayileşmiş, işçilerin yoğun olarak çalıştıkları
iller meslek hastalıkları hastanelerinden
yoksundur.
1. Meslek Hastalığı Nedir ?

Meslek Hastalıkları Hastanesi Tarihçesi

 SSK 1949 yılında ilk hastanesini İstanbul Nişantaşı Meslek Hastalıkları Hastanesi olarak kurmuştur.

 Ülkemizde bulunan üç meslek hastalıkları hastanesinin ( Ankara, İstanbul ve Zonguldak) yanı sıra 2008
yılından bu yana devlet üniversiteleri hastaneleri ile ;

 2011 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, sigortalının çalışma gücü ve
meslekte kazanma gücü kaybı oranlarının tespitinde esas alınacak sağlık kurulu raporlarını düzenlemek
üzere yetkilendirilmişlerdir.
Hangi Hastaneler Meslek hastalıkları tanısı koyabilir?

 Meslek Hastalıkları Hastaneleri

 İstanbul
 Zonguldak
 Ankara

 Devlet Üniversiteleri Tıp Fakülteleri

 Devlet Eğitim ve Araştırma Hastaneleri


Meslek Hastalığının Saptanması
• Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek
hastalığına tutulduğunun;
– a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet
sunucuları tarafından usûlüne uygun olarak
düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı
tıbbî belgelerin incelenmesi,
– b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde,
işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî
sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve
gerekli diğer belgelerin incelenmesi,
• sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından
tespit edilmesi zorunludur.
1. Meslek Hastalığı Nedir ?

Yükümlülük ve Maruziyet Süresi

Sağlığa zararlı etken, meslek hastalığı kapsamına giren hastalık nedeni oluyorsa, meslek hastalıkları
listesinde sınıflandırılmış olarak yükümlülük ve maruziyet süreleri ile verilmektedir.

• Yükümlülük Süresi: Sigortalının meslek hastalığına neden olan işinden ayrıldığı tarih ile, meslek
hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçecek en uzun süredir

• Maruziyet Süresi: Zararlı etkinin başlamasıyla meslek hastalığı belirtilerinin ortaya çıkması için geçmesi
kabul edilen en kısa süredir.

Listede bulunmayan hastalık, yükümlülük süresi ile ilgili yasaya uymayan süreler konuları SGK
Yüksek Sağlık Kurulu tarafından değerlendirilmektedir
4. Meslek Hastalıkları Tanısının Konulması

 Meslek hastalıklarında klinik ve laboratuvar incelemeler ve iş öyküsü ile ilişkilendirilmesi sonucunda


‘Tıbbi Tanı’ konulur.

 Tıbbi tanının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından onaylanması durumunda ‘Yasal Tanı’ söz
konusudur.

 Hastalığın nedeni olan etmenin işyerinde olduğu gösterilmelidir. Hastanın dosyasındaki bilgiler
Sosyal Güvenlik Kurumu’na gönderilir ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulu tarafından
incelenerek karara bağlanır.

Çalışan ;

 Meslek hastalığı ile ilgili tanı alabilmek için SGK İl Müdürlüğüne bireysel başvuruda bulunup, yetkili
bir hastaneye (meslek hastalıkları hastanesine) sevk ister

 Tanı aldıktan sonra bu tanı ile işverene gider, SGK’ya başvurmasını ister
4. Meslek Hastalıkları Tanısının Konulması

İşveren;

 Gerekli bildirimleri yapar


 İşyeri teftişleri, analizler vs ile bir dosya hazırlanır.
 Dosya SGK Yüksek Sağlık Kurulu’na gider, dosya onaylanırsa bir işgöremezlik oranı belirlenir
 Oran yüzde10’u geçerse iş göremezlik ödeneği tahsis ediliyor ve meslek hastalığı kesinleşmiş olur.
4. Meslek Hastalıkları Tanısının Konulması

Meslek Hastalıkları Tanısı Konurken ;

1. Çalışanın daha önceki muayene bulguları gözden geçirilmeli

2. Hastanın ve hastalığın öyküsü alınmalı, yaptığı işle ilgisinin olup olmadığına ilişkin bilgi toplanmalıdır

3. Tıbbi muayene bulguları bu bilgiler ışığında tekrar değerlendirilmeli

4. Meslek hastalığı kuşkusu devam ediyorsa çalışanın vücudunda ve işyerinde şüphelenilen madde
analizi yapılarak kesin tanıya gidilmelidir,
Meslek Hastalığı
Yasal Tanım (5510/14);
• Sigortalının;
– çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı
– tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm
şartları yüzünden uğradığı
• geçici veya sürekli hastalık,
• bedensel veya ruhsal engellilik
halleridir.
5. Meslek Hastalıklarının Önlenmesi İçin
Yapılacak Çalışmalar
5.1. Çalışanlara Yönelik Çalışmalar
 İşe giriş muayenesi
 Aralıklı muayeneler
 Hastalık ve hastalık sonu muayeneleri
 Bazı grupların özel muayenesi (çocuk işçi, kadın işçi, yaşlı işçi, vb)
 Her muayenede gerekli laboratuvar bulgularla destekleme
 Rehabilitasyon
 Eğitim
6. Meslek Hastalıklarının Hukuksal Boyutu

 Meslek hastalığı bir kişinin geçimini sağlamak amacı ile çalışması sırasında meydana geldiğinden

ve genellikle de çalışılan iş bir başkasının işyeri olduğundan, çalışanlar meslek hastalıklarına karşı

güvence altına alınmışlardır.

 Meslek hastalığının meydana gelmesinde işyeri risklerinin kontrol altına alınması için yapılması

gereken uygulamalar tam olarak yerine getirilmemiş olduğundan, hastalığın oluşundan bir ölçüde

işveren de sorumlu tutulmaktadır.

 İşverenler bu sorumluluklarının karşılığını, işçileri meslek hastalığına karşı sigortalamak


suretiyle yerine getirirler.
6. Meslek Hastalıklarının Hukuksal Boyutu

 Hastalık meydana geldiğinde, hastanın her türlü tedavisi sigorta tarafından sağlanır.

 Ayrıca hastalık nedeniyle işgöremezlik de olmuşsa, sigorta kişiye işgöremezlik ödeneği

(tazminat) öder.

 İşçilerin sigortalanması, hastalık durumunda tedavi giderlerinin karşılanması ve tazminat ödenmesi


konuları meslek hastalıklarının hukuksal boyutunu oluşturur.

 Ödenecek tazminatın miktarı işçide hastalık sonucu ortaya çıkan işgöremezlik düzeyi ile ilişkili
olduğundan, bu düzeyin hesaplanması meslek hastalıklarının hukuksal boyutu ve sigorta açısından

önemlidir.

 Bu hesaplamada hastalığa bağlı fonksiyonel kaybın yanı sıra kişinin yaşı ve mesleği de dikkate
alınmaktadır.
CEZA SORUMLULUĞU ESASLARI

Ceza Hukukunda Kişinin Cezalandırılması Kusur


Esasına Dayanmaktadır.

Cezai Sorumluluk Kusurlu Davranışa Göre Belirlenir.

Kusurlu Davranış , Kasıt ya da Taksir Şeklinde Karşımıza


Çıkar.

21
CEZA SORUMLULUĞU ESASLARI
KAST;
Sonucun bilerek ve istenerek, suçun işlenmesi halidir.
KİŞİNİN HUKUKA AYKIRI OLARAK, SONUCU BİLEREK VE İSTEYEREK HAREKET ETMESİDİR

TAKSİR;
Sonucun öngörülemeyerek suçun işlenmesi halidir.
FİİLDEN DOĞACAK SONUCUN ÖNGÖRÜLEMEMESİ ve SONUCUN İSTENMEMESİNE RAĞMEN KAZANIN OLUŞMASINI
ÖNLEYECEK GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMAMIŞ OLMASI HALİDİR

OLASI KAST;
Öngörülen sonucun kabullenilmesiyle, suçun işlenmesidir.
BİR KİŞİNİN SUÇUN KANUNİ UNSURLARINDAKİ OBJEKTİF KOŞULLARIN GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNİ
ÖNGÖRMESİNE RAĞMEN, HAREKETİ BİLEREK YAPMASI, NETİCEYİ KABULLENMESİ, “NETİCENİN
GERÇEKLEŞMESİ HUSUSUNDA OLURSA OLSUN DÜŞÜNCESİNDE OLMASI HALİNDE” OLASI KAST VARDIR.

BİLİNÇLİ TAKSİR;
Öngörülen sonucun istenilmemesine rağmen, sonucun gerçekleşmesi suretiyle suçun işlenmesidir.
ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR SONUÇ VARSA; İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ İÇİN ALINMASI
GEREKEN ÖNLEMLERİ ALMAK İLE YÜKÜMLÜ KİŞİ BU ÖNLEMLERİ , SONUCU ÖNGÖREREK
ALMAMIŞ İSE BİLİNÇLİ TAKSİR VARDIR. ÖRNEĞİN BİR İŞVEREN SONUCUN
GERÇEKLEŞMESİNİ MUHTEMEL OLARAK ÖNGÖRMESİNE RAĞMEN SONUCUN
GERÇEKLEŞMESİNİ İSTEMEMEKLE BİRLİKTE, “BİRŞEY OLMAZ” DİYEREK SONUCUN
GERÇEKLEŞMEYECEĞİNE GÜVENEREK, RİSKİ ÜSTLENMESİ HALİNDE BİLİNÇLİ TAKSİRLE
SORUMLULUĞU DOĞAR.

22
CEZA HUKUKU AÇISINDAN
SORUMLULUK

Cezai sorumluluk,
kusurlu davranışın
sonucudur.

23
CEZA HUKUKU AÇISINDAN
SORUMLULUK
Kusurlu davranış ise;
KASIT
kişinin hukuka aykırı olarak, sonucu bilerek
ve isteyerek hareket etmesi
İHMAL
hukuka aykırı sonucu istememekle birlikte
bu sonucu önlemek için durumun
gerektirdiği dikkat ve ihtimamı
göstermemesidir. 24
TAKSİR/BİLİNÇLİ TAKSİR

TCK / MADDE 22.


Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne
aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun
kanuni tanımında belirtilen neticesi
öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.

Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine


karşın, neticenin meydana gelmesi halinde
bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça25
TAKSİRLE ÖLDÜRME
TCK.Madde 85
Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. (Bilinçli taksir halinde ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.)
Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya
birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuşsa;
fail 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Bilinçli taksir halinde ceza üçte
birden yarısına kadar artırılır.
Hakimin takdir hakkı oldukça geniştir.
Taksirle öldürme suçlarında iki yıllık alt sınırdan ceza verilmediği sürece erteleme imkânı
bulunmamaktadır.
Ancak ertelemenin mümkün olmadığı hallerde dahi cezanın paraya çevrilebilmesi mümkündür.
Gerçekten, taksirli suçlar için (bilinçli taksir hariç) hükmedilen hapis cezası uzun süreli de olsa,
diğer şartların da gerçekleşmesiyle, adli para cezasına çevrilebilmektedir.
22.maddeye göre “Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre
belirlenir. Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu
olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.” Bu nedenle, bilirkişi raporlarında; “asli-
tali kusur”, “birinci dereceden ikinci dereceden kusur”, “Birinci dereceden asli-tali, ikinci
dereceden asli-tali kusur” ya da “kusuru bulunmamaktadır” gibi görüşler yer almaktadır.

26
KUSUR TESPİTİ
Bilirkişi, “Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren
hallerde savcı, hâkim veya mahkeme tarafından atanan kişi”’dir.
Bilirkişi, uzmanlığı ile mahkemeye bir ispat sorununun çözümünde
yardımcı olur.
Hakimlik mesleğinin gerektirdiği “genel ve hukuki bilgi ile çözülmesi”
olanaklı konularda bilirkişinin görüşü dikkate alınmaz.
Bilirkişi, iş kazalarında cezai sorumluluk ile ilgili olarak; hakim
tarafından yapılması gereken hukuki değerlendirmelere yer
vermemeli, buna karşın hakimin hukuki değerlendirmesine yarayacak
teknik anlamda kaçınılmazlık, öngörülebilirlik, yükümlülük ihlalleri
gibi durumlar için değerlendirmeler yapmalıdır.
Ceza sorumluluğu yönünden, iş kazasında teknik anlamdaki hukuki
bilgisine için bilirkişi görüşü alınabilir. Örneğin bir iş kazasında
nedensellik bağının varlığı tartışmalı ise hukukçu bilirkişiye
başvurabilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 2015 tarihli kararıyla
aynı yönde görüş bildirmiştir(“Nedensellik bağı hakimlik
mesleğinin gerektirdiği genel bilgi ile çözümlenebiliyorsa bu
bağlantı hakim tarafından ortaya konulmalı, uzmanlık veya
teknik ya da özel bilgi gerektiren bir hususta ise bu bağ
bilirkişiden görüş alınarak tespit edilmelidir.” YCGK E.2014/9-
790 K.2015/146 T.5.5.2015.)
Hukuki uzman mütalaası daha fazla önem taşımaktadır.

27
KUSUR TESPİTİ
Ceza sorumluluğu bakımından iş
kazalarında; kusur tespiti bilirkişiye/bilirkişi
heyetine yaptırılmaktadır.
Ancak kusur tespiti istenilmesine rağmen
genellikle; bilirkişilerin hangi konuda
görevlendirildiği ve hangi hususlarda görüş
bildirmesi gerektiği genellikle
belirtilmemektedir.
Ceza hukuku bakımından yeterli hukuki
bilgiden yoksun teknik bilirkişilerin, kusurun
varlığı konusundaki yorumları hatalı
sonuçlara yol açmaktadır.
28
İŞVERENLERİN CEZA SORUMLULUĞU:

İşveren ve işveren vekili bakımından ceza


sorumluluğu konu ele alındığında işveren
veya işveren vekili yada birlikte
sorumluluklarının tespiti gerekmektedir.
Ayrıca, taşeron firmalarla işverenin iş
yapması halinde işverenin sözleşmelerle
belirlenen sorumluluk durumu ve işverenin
denetim yükümlülüğü, ceza sorumluluğunun
çerçevesini belirler.

29
Taksirle yaralama

• Madde 89- (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin
bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
• (2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
• a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
• b) Vücudunda kemik kırılmasına,
• c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
• d) Yüzünde sabit ize,
• e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
• f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
• Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
• (3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
• a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
• b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
• c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
• d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
• e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
• Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
• (4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
• (5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra
kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.

You might also like