You are on page 1of 4

14.

Hafta İslam Tarihi II Ders Materyali

Endülüs’de Sosyal ve Kültürel Hayat

A. Yönetim

Endülüs Emevilerinde yönetim Şam Emevilerinin ki ile Abbasileri andırmaktadır. Vaktiyle fetihle
birlikte ve sonradan gelip yerleşen Araplar İspanya’da arap örf ve geleneğini yerleştirmişlerdi.
Devletin başında bulunanlar önce emir lakabını kullanmakla yetinmişlerdi. III. Abdurrahman’dan
itibaren Emirü’l-Mü’minin yani halife unvanı ile anılmaya başladılar. Sarayda halife ile vezirler
arasındaki irtibatı sağlayan görevliye başvezir anlamına gelmek üzere hacib denmekteydi. Hacipten
sonra vezirler ondan sonra diğer yüksek görevliler gelmekteydi. Vilayetlerde mülki amir olarak valiler
görev yapmaktaydılar. Adli işlere de kadılar bakmaktaydılar. Kadılar genellikle Maliki mezhebine göre
hüküm verirlerdi. Devlet daireleri ve resmi görev türevleri Şam Emevileri ve Abbasilerde tanıdığımız
şekildeydi.

B. Sosyo Ekonomik Hayat

1. Tarım

İspanyada Müslümanlar o çağın şartlarına göre ileri düzeyde bir tarım teknolojisine sahiplerdi. Hala
kalıntılarına rastlanan su kemerleri, kanallar ve kullanılan tarım aletleri ileri ve verimli tarımın
hizmetinde olan unsurlardı. Burada pek çok tarım ürünü yetişmekteydi. Bu ürünlerden bazılarını
İspanya’ya getirenler Müslümanlar olmuşlardı. Şeftali, nar ve hurma gibi meyve türleri bunlardandı.

2. Sanayi

Diğer İslam ülkelerinde bulunan her çeşit el sanayini İspanya’ya Müslümanlar getirmişlerdi.
Dokumacılık, dericilik, savaş araç ve gereçleri yapımcılığı İspanya Müslümanları arasında oldukça ileri
seviyede idi. Her türlü kesici alet ve kılıç yapımında Toledo ve Sevillia şehirleri haklı bir ün
sağlamışlardı. Gemiciler, astronomlar ve gemicilerin kullandıkları usturlab Müslümanlar tarafından
son derece hassas bir şekilde geliştirilmişti. Topraktan yapılmış kapkacağın rengarenk sırlarla
kaplanmasında ve seramik sanayinde İspanya Müslümanları daha ilk devirlerden itibaren büyük
ustalık göstermeye başlamışlardı. Valencia, Toledo ve Kurtubabu sanat dallarının merkezleri
konumundaydılar. Seramiş İspanyadan Avrupaya geçmişti. Kurtuba dokumacılığın önemli
merkezlerinden birisi durumundaydı. Avrupa ülkelerinde dokuma, madeni ve cam eşya ürünlerinde
rastlanan Arapça yazı ve süsüleme motifleri Müslüman tesirinin en güzel örnekleridir. Ağaç işerinde
de Endülüs Müslümanlarının ileri düzeyde oldukları günümüz İspanyasındaki marangozluk ve
dülgerlik ile ilgili bir çok terimin Arapça oluşundan anlaşılabilir.

3. Ticaret

Gerek tarım gerekse sanayi ürünleri Endülüs Müslümanlarının iç ihtiyaçlarından fazlaydı. Bu sebeple
üretim fazlası ürünler ihraç edildiği için ticarette gelişmişti. Ticarette deniz ulaşımı başta gelmekteydi.
Bu sebeple askeri zaruret yanında ticari zaruretten de kaynaklanacak biçimde denizcilik ve gemi
yapımı Endülüs’te ileri seviyeye ulaşmıştı. İskenderiye ve Bizans limanları Endülüslü ticaret
gemilerinin en çok uğradıkları yerler idi. Ayrıca Şam, Bağdat ve Hicaz ile olan ticarete de önem
veriliyordu. Kuzey Afrika ülkeleri ise zaten Endülüs’ün doğal ticaret çevresinden sayılmaktaydı.
C. Bilim ve Düşünce Hayatı

1. Maddi İlimler

a) Astronomi ve Matematik

İnsanın hayat çizgisinin yıldızların hareketleri ile ilişkisi olduğu inancına dayanan ilmi nücum (astroloji)
ile uğraşılırken şehirlerinin enlem ve boylamlarının bilinmesinin doğurduğu zaruret astronomi ile ilgili
çalışmaların Endülüste ciddiyet kazanmasına neden olmuştur. Bu bağlamda Kurtubalı el-Mecritî,
Tuleytulalı ez-Zerkalî, İşbiliyyeli İbni Eflah, Nureddin Ebu İshak el-Bicturî’nin isimleri zikredilebilir.
Astronomi alanında Müslüman alimlerin yazmış olduğu eserler Latinceye çevrilip Avrupa ülkelerine
dağılmıştır.

Matematik sahasında Ebu Galib Habbab b. Ubad, el-Mecritînin hocası Eyyub, el-Mecritî, İbnnü’s-
Semh, Ebu’l-Hakem Amr el-Kirmanî, Ebu’l-Kasım Asbağ ve İbnü’s-Saffar gibi isimler ön plana çıkmıştır.
Bugün batı dillerinde kullanılan sıfır, cebir, logaritma gibi kelimelerinin kökenlerinin Arapça oluşu bu
ilme Müslümanların etkisinin en büyük göstergesidir.

b) Zooloji ve Botanik

Hurma ağacı ve kenevir gibi bitkiler üzerine yapılan inceleme ve gözlemler sonucunda bunların dişilik
ve erkeklik ayrımları, gerçeğe yakın bir biçimde yapılabilmişti. Müslüman bilginler bitkilerde üreme
çeşitlerini tasnif etmeyi başarmışlardı. Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed, Abdullah b. Ahmed b.
Baytar, Ebu Zekeriyya Yahya b. Muhammed b. Avvam bu alanda çalışma yapan alimlerdi. Ebu
Zekeriyya’nın el-Filâhe isimli eseri ziraat konusunda Orta çağ Avrupa’sının başat kitabı sayılmıştır.

c) Kimya ve Tıb

Abbas b. Firnas sülfirik, nitrik ve nitro-hidroklorik asitleri keşfeden kişi olarak bilinmektedir. Endülüslü
kimyacılar ağaçlardan ve orman bitkilerinden özsu elde etmede ve çeşitli bitkilerden ilaç yapımında
ileri gitmişlerdi.

Tıp alanında da Endülüslü Müslümanlar büyük ilerlemeler kaydetmişlerdi. Aynı zamanda önemli
felsefeciler arasında gösterilen İbn Rüşd, İbni Meymun, İbni Bacce, İbn Tüfeyl gibi sahıslar özelikle
teorik tıbbın başta gelen alimleri arasında bulunmaktaydılar. Pratik tıp alanında önemli tabipler
yetişmişti. Ebu’l-Kasım Halef b. Abbas ez-Zehravî, İbni Zühr gibi ismiler bunlar arasında sayılabilir.

d) Coğrafya

Ebu Ubeyd Abdullah b. Abdülaziz el-Bekrî, Muhammed b. Ebu Bekir ez-Zührî, İbn Cübeyr, Ebu Hamid
Muhammed el-Mazinî bu alanda yetişmiş önemli isimlerdir.

2. Dini İlimler

Dini ilimler arasında en çok fıkıh ilminin ön plana çıktığı görülmektedir. Endülüs’te başlangıçta
Suriye’de yaygın olan Evzaî ekolü hakim iken daha sonara Yahya b. Yahya’nın gayretleri ile Maliki
mezhebi yayılmıştır. Muhammed el-Utbî bu mezhebin önemli bir alimi olarak kabul edilmektedir. Yine
İbn Hazm Endülü’ün yetiştirmiş olduğu önemli bir fıkıhçıdır. O, önceleri Maliki mezhebindeyken daha
sonra Şafii mezhebinin görüşlerini benimsemiş, ömrünün son dönemlerine doğru ise Zahirî
Mezhebi’nin sistemleşmesine vesile olmuştur. İbn Hazm fıkıh dışında birçok alanda da yetkin bir alim
3. Felsefe

Endülüs coğrafyasının yetiştirmiş olduğu önemli felsefecilerden bazıları şunlardır: İbn Meserre, İbn
Bacce, İbn Tüfeyl, İbn Rüşd, İbn Meymun, İbnü’l-Arabî’dir. Bunlar içerisinde İbn Rüşd ve İbnü’l-Arabî
kendinden sonra gelenleri en fazla etkileyen düşünürler olmuştur.

4. Tarih İlmi

Endülüs tarihçiler arasında şunları görmemiz mümkündür:

İbn Kutiyye---Tarih-i İftitahi’l-Endülüs, İbni Hayyan---el-Muktebes fi Tarihi Ricali’l-Endülüs, Abdülvahid


el-Marrakuşî---el-Mu‘cib fi Telhis Ahbari’l-Mağrib, Ebu’l-Velid Abdullah b. Muhammed b. Faradî---
Tarihu Ulemai’l-Endülüs, İbn Başkuval Ebu’l-Kasım Halef b. Abdülmelik---es-Sila fi Te’rih E’immeti’l-
Endülüs, Ebu’l-Kasım Said b. Ahmed el-Endulusî---Tabakatü’l-Ümem ve Ahbârü’l-Ümem, İbnü’l-Hatîb--
-el-İhata fi Ahbar Gırnata, İbn Haldun---Kitabü’l-İber.

D. Eğitim Öğretim

1. İlköğretim

İspanyada ilköğretime verilen değer çok fazla idi. Erkeklerin öğretimi yanında kızların öğretimine de
önem veriliyordu. K. Kerimi yüzünden okuma, Arapça gramer ve şiir bu kurumların müfredatıydı.
İlköğretim zorunlu olmayıp ailelerin seçimine bağlıydı. Ancak aileler sanki zorunluymuş gibi
çocuklarını okula göndermekteydiler. Hocaların maaşlarını halk karşılamaktaydı.

2. Yükseköğretim

III. Abdurrahman’ın Kurtuba cami yakınlarına yaptırdığı medrese dünyanın en eski üniversitesi
hüviyetindeydi. Burada dini ilimlerin yanında astronomi, matematik ve tıp ilimleri de okutulmaktaydı.
Buradan mezun olup icazet alan bir öğrenci ülkenin her tarafında rağbet görmekteydi. Kurtubadan
başka İşbiliyye, Malaga ve Gırnata gibi şehirlerde de medreseler bulunmaktaydı. Buralara sadece
İspanya’dan değil Avrupa’nın her yerinden öğrenciler gelip ders görürlerdi.

3. Kitaplar ve Kütüphaneler

Kurtuba saray kütüphanesi Endülüsteki en büyük kütüphane hükmündeydi. I. Muhammed tarafından


kurulan bu Kütüphane III. Abdurrahman tarafından genişletilmişti. II. Hakem kendi zengin şahsi
kütüphanesindeki kitapları da buraya bağışlamış ve Kurtuba saray kütüphanesi bu bağışla daha büyük
ve kapsamlı bir hale gelmiştir.

4. Kağıt ve Kağıtçılık

Kağıdın İslam dünyası sayesinde İspanya aracılığı ile bütün Avrupaya yayılmış olduğu tezi birçok
tarihçi tarafından genel kabul gören bir tez hükmündedir.

5. Tuleytula Tercüme Merkezi

Müslümanların sahip oldukları bilgi hazinesinin Hıristiyan dünyasına aktarılmasında Tuleytulada


kurulan tercüme merkezi önemli bir konumdaydı. 1085 yılında Kuzeyli Hıristiyanlar kendileri için
önemli olan bu şehri ele geçirdikten sonra baş piskopos I. Raymond’un teşebbüsü ile bir tercüme
merkezi açılmıştır. Burası bir tercüme merkezinden ziyade bir okul gibi faaliyet göstermiştir. 1135-
1284 yılları arasında Avrupa’nın birçok bölgesinden gelen tercüman alimler çeşitli İslam kaynaklarını
Avrupanın ortak ilim dili olan Latinceye çevirmekteydiler. Bu tercüme çalışmasında Yahudiler büyük
emek sarfetmişlerdir. Tercüme edilen kitaplar arasında Kuran-ı Kerim bile bulunmaktaydı. Böylelikle
bu tercüme merkezi Avrupada gerçekleşecek olan Rönesans’a büyük bir yardım sağlamıştır.

E. Güzel Sanatlar

1. Edebiyat

Bu dönemde yetişmiş olan önemli edebiyatçı İbni Abdirrabbih’tir. El-İkdü’l-Ferîd onun en önemli
eserdir. İbn Hazm’da bu sahada eserler vermiştir. Muhammed b. Hani, Ebu’l-Velid Ahmed b. Zeydan,
Ebu İshak b. Hafece, Muhammed b. Yusuf Ebu Hayyan önemli şairler arasındadır. İspanyada gelişen
İslam edebiyatı İspanyol edebiyatını da etkilemiştir.

2. Musiki

Burada İslam musikisinin temelini atan şahıs olarak Ziryab gösterilmektedir. Geniş musiki bilgisi, çok
sayıda şarkıları musikinin gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Kurtubada konservatuar niteliğinde bir
musiki okulu açmıştır. Bundan başka Ebul-Kasım Firnas da önemli musiki üstadlarından birisiydi. Bu
ikisinin müziğinde İran-Arap etkisi hakim idi. Sonraki dönemlerde ise Grek etkisi de ilave edildi.
İşbiliyye musiki, şarkı ve diğer eğelence araçlarının bir merkezi konumundaydı. Günümüz İspanyasının
musikisi incelendiğinde Müslüman Endülüs musikisinin etkisi açıkça hissedilmektedir.

3. Mimari

Mimariyi ikiye ayırmamız mümkündür:

Dini Mimari

Kurtuba Ulu Cami

Sivil Mimari

Medinetü’z-Zehra

Alkazar (el-Kasr) Sarayı

El-Hamrâ Sarayı

You might also like