You are on page 1of 45

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ

(BİTİŞİK KOŞULLANMA, BAĞLANTICILIK


KURAMI)
BETÜL ÇETİNTULUM HUYUT

DR. ÖĞR.ÜYESİ / KLİNİK PSİKOLOG


2022-2023 Eğitim Yılı
NELER ÖĞRENECEĞİZ?
• Bitişik Koşullanma nedir?
• Pratik yapmak perfomansı neden arttırır?
• Guthrie’ye göre ödül ve ceza
• Alışkanlıkların edinimi ve değiştirilmesi
• Thorndike ve Bağlaşımcılık
• Deneme yanılma yoluyla öğrenme
• Pekiştireçlerin kullanımı
BİTİŞİK KOŞULLANMA
• Bir filozof, matematikçi olan ve daha davranışçı
psikoloji akımından etkilenerek kuramını geliştiren
Edwim Ray Guthrie (1886-1959) öğrenmeye ilişkin
görüşlerini Guthrie Bitişiklik Kuramı ile
açıklamıştır.

• En temel eseri 1952 «Öğrenme psikolojisi»


kitabıdır.

• Fikirlerinin pratik olmasına önem vermiştir. Açık


bir davranışçıydı. Tüm öğrenme kuramını
açıklamak için tek bir ilkeyi kullanmanın mümkün
olduğunu savundu.
BAŞLICA TEORİK KAVRAMLARI
• Öğrenme kuramlarının çoğu uyarıcı ve tepki arasında bir çağrışım olması
için kurallar belirlemeye çalışır. Guthrie kuralların gereksiz bir şekilde
karmaşık olduğunu savundu ve karmaşık kurallar yerine öğrenmenin tek
yasası olan «bitişiklik ilkesini» vurguladı.

• Bitişiklik ilkesi: «bir harekete eşlik eden bir uyarıcının birleşimi, aynı
uyarıcının tekrarında hareket tarafından izlenme eğiliminde olacaktır.»

• Kişi belirli bir durumda yaptığı şeyi bir daha aynı durum
tekrarlandığında yine yapma eğiliminde olacaktır. Yani Bitişik
koşullanma; bir durumdaki bir davranışın o durum tekrarlandığında
tekrar gerçekleşeceğini öne sürer.
BAŞLICA TEORİK KAVRAMLARI
• Yine de bitişik öğrenme seçmelidir. Verilen herhangi bir durumda, bir
kişi birçok uyarıcı ile yüzleşir ve çağrışımlar tamamına yapılamaz. Onun
yerine az miktarda uyarıcı seçilir ve çağrışımlar onlar ve tepkiler
arasında yapılır.

• Tek denemede öğrenme: Temel ilkesi uyarıcı ve cevabın


eşleştirilmesidir. İkinci önemli ilkesi ise; çağrışım gücüdür. «Bir uyarıcı
örüntüsü, davranış ile ilk kez eşleştiğinde tüm çağrışım gücünü kazanır.»
Öğrenme uyarıcı örüntüsü ve tepki arasıdanki bitişikliğin bir sonucudur.
Uyarıcı ve tepki arasında yalnız bir kez eşleşmeden sonra
tamamlanmıştır. Yani çağrışım tam güce ulaşmıştır.
Çağrışım gücü
• Kkasik koşullanmaya benzerdir. Nötr uyarıcı ilke kez tepki ürettiğinde
öğrenilmiştir.
• Zil -et eşleşmesi tekrarlı yapıldığında nötr olan zile ilk et tepkisi vermesi
dir. Artık öğrenme o ilk tepkiden üretilmiştir. Bu noktadan sonra tekrarlı
zil ve salya tepkisi önemli değildir. Zaten öğrenme sonrası ilk tepkide
olmuştu.
Yenilik İlkesi
• Bitişiklik ilkesi ve tek denemede öğrenme ilkesi «yenilik ilkesini»
gerektirmiştir.
• Bu ilkeye göre; en son biz belirli koşulların seti altında yaptığımız her ne
ise bu koşullar yeniden olduğunda aynısını yeniden yapma eğiliminde
olacağız.
Yenilik İlkesi
• Guthrie ve Horton (1946) kedilerle yaptıkları deneyde öğrenmenin «ya
hep ya hiç» ilkesini desteklediğini ileri sürdüler. Bu deneyde bir bulmaca
kutusunda çıkmak isteyen kediler vardır. Kediler merkezdeki bir desteğe
dokunduklarında kutudan kaçmalarına yol açan kapıyı açan bir
mekanizma harekete geçmektedir. Kediler kutuya ilk konulduğunda bir
dizi rastgele hareket gerçekleştirmiştir. Sonunda mekanizmayı çalıştıran
bir tepkiye ulaşmış ve kutudan kaçmıştır. Desteğe pençesiyle vurabilir,
kuyruğu çarpabilir ya da rastgele başka bir şekilde çıkmış olabilir.
Kedilerin en son tepkisi ne ise o tepki başarılı olmuştur, çünkü kapıyı o
açmıştır. Kediler kutuya tekrar konulduğunda son cevaplarını
tekrarlamışlardır. Son hareketle bulmaca kutusu birleştirilmiştir. Çünkü
o son hareket kaçmayı sağlamıştır.
Pratik Yapmak Performansı Neden Geliştirir?
• Guthrie eylem ve hareketler arasındaki farkı belirtirir.
• Hareketler: Basitçe kasıların kasılmasıdır.
• Eylemler: Hareketten meydana gelir. Çevrede neyi değişitirdiği ile
açıklanır. Yemek yemek, top atmak, kitap okumak vb.

• Hareketler sadece kasların kasılmasıdır. Çağrışım ilkesi ile tek denemede


öğrenilir. tek denemeden sonra uyarıcı ile bitişiklik kurulacağı anlamına
gelir.
• Ancak eylem farklı koşullar altında var olabilir ve eylem hareketlerin
birleşiminden oluşur. Eylem tekrar gerektirir ve tek bir denemede
öğrenilmez.
• Örn: Mesaj yazmak
Pratik Yapmak Performansı Neden Geliştirir?
• Becerilerde eylemlerden meydana gelir.
• Hareket - eylem- beceri
• Örn. araba kullanmak beceriler ve binlerce özgül hareketin çağrışımı
sonucunda meydana gelir.
• «öğrenme bir çağrışım dönemi ile meydana gelir. Becerilerin
gerektirdiği pek çok farklı hareketin, pek çok farklı durumdaki
uyarıcılara bağlanması ve becerilerin yerleşmesi için uzun süreli
pratikler ve pek çok tekrar gereklidir. Beceri yalnız bir alışkanlık değildir
aynı zamanda çeşitli koşullara göre tepki verebilme becerisinin olduğu
alışkanlıklar bütünüdür.
Ödüller ve Cezalar
• Guthrie ödül konudunda Thorndike’ın söylediklerine katılmaz.
• Cevapların öğrenilmesi için ödüllendirilmeye ihtiyacı yoktur. Asıl
öğrenme mekanizması bitişikliktir. Sounçların doyum sağlayıcı olmasına
gerek yoktur. Ceza ve ödül öğrenmeye engeldir.
• Örn: 4x4=16 kartını öğrenirken övgü karta yeni bir çağrışımı engeller.
kart ve sonnuç gösterildiğinde sadece çocuk iki cevabı bağdaştırmayı
öğrenirken, övgü bunu engeller. Öğrenci 16 deme eğiliminde olur.
Ödüller ve Cezalar
• Ceza kişiye acı çektirdiği için değil, kişinin belirli bir uyarıcıya verdiği cevabı
değiştirdiği için işe yarar.
• Guthrie (1935), eve geldiğinde şapkasını ve ceketini yere fırlatan 10 yaşında
bir kızdan bahseder. Kız çocuğu bu davranışı her yaptığında annesi ona yere
fırlattığı eşyayı toplatır. Bu durum annenin söylenmesi ile eşyaları toplaması
arasında ipucu görevi görür. Annesi bir dahaki sefere çocuk şapkasını ve
ceketini yere fırlattığında ona eşyasını almasını ve evden çıkmasını söyler.
Çocuk kapıya geldiğinde annesi, ceketini ve şapkasını hemen asması için ona
ısrar eder. Bu işlem bir kaç kez tekrar ettiğinde kız kısa sürede şapkasını ve
ceketini evin girişine asmayı öğrenir. artık kapıdan girme ile eşyları asması
birbirine bağlanır. Söylenmeden ziyade. (ceza işe yaramamış aksine alışkanlığı
güçlendirmiştir)
Alışkanlık Edinme ve Değiştirme
• Alışkanlık: birçok ipucu oluşturan davranışlardır. Çok sayıdaki uyarıcıya verilen
tepkilerden meydana gelir. Güçlü bir alışkanlık birçok uyarıcı sayesinde
sağlanır.

• Davranış değiştirmenin temeli hareketi başlatan işaretleri bulup bu işaretlere


farklı cevaplar vermektir. Davranış değişitirmek için 3 metot belirtmiştir.

– Eşik Yöntemi: İstenmeyen davranışları istenen davranışlara dönüştürmeyi


sağlayan bir öğrenme tekniğidir. İstenmeyen davranışı meydana getiren
uyarıcı organizmaya yavaş yavaş ve azar azar uzun sürede veririlir. Artış
eşiğin altındadır. (küçük parçalar halinde zeytin, sigara paketi azaltmak)
Alışkanlık Edinme ve Değiştirme

– Bıktırma: Uyarıcının varlığında çocuğu istenmeyen tepkiyi tekrar tekrar


yapmaya zorlayın. (kağıttan uçak yapmak, at eyerini atmadan
koşturturmak vb.)

– Karşıt Tepki: İstenmeyen tepki yaratan uyarıcı ile bu uyarıcının tam tersi
olan bir uyarıcı birlikte verilir. Oyuncak pandadan korkan çocuk için annesi
ve panda eşleştirmesi gibi, Tv ve atıştırmak arasındaki eşlemeşmeyi kırmak
için başka bir etkinlik)
Öğrenmenin Trasferi

• Çağrışımın yapıldığı koşullar öğrenme için önemlidir. Bir ortamda belirli


koşullarda öğrenilen bilgi benzer koşullarda daha çok kendisini
gösterecektir. Ders çalışırken benzer koşullar olmalı, sınava girmeden
önce sınav yerinde zaman geçirmek, Uyarıcılar arasında çağrışım
olmalıdır.
Davranışçı Kuramlardan,

• Klasik Koşullanma √
• Bitişiklik Kuramı √
• Şimdiye kadar basit refleksiz davranışların, duygu ve fizyolojik tepkilerin
nasıl meydana geldiğini konuştuk.
• Ancak Bağ kuramı öğrenmenin alanını genişletmiş ve psikomotor
davarnışların nasıl öğrenildiğini ele alır. Psikomotor davranış: Zihin, Sinir
ve kas birlikte hareket eder. Bilerek isteyerek yapılan davranışlardır.
Yazmak, okumak, koşmak gibi. Bunların incelenebilir olduğunu ele alır.
• Bağ Kuramı: Hangi psikomotor davranışı yaparsak yapalım bir amaç için
yapılır. amaca yönelik davranışları ele alır. Zihni ele almaz. Sadece sinir
ve kas arasındaki ilişkiyi ele alır.
BAĞ KURAMI /BAĞLAŞIMCILIK /BAĞLANTICILIK
• EDWARD LEE THORNDIKE (1874-1949)
• Tüm zamanların en büyük öğrenme
kuramcısı olarak değerlendirilir.
• Öğrenme kuramcılarını büyük ölçüde
etkilemiştir.
• Öncü çalışmaları,sadece öğrenme kuramı
değil, aynı zamanda eğitimsel uygulamalar,
transfer eğitimi, karşılaştırmalı psikoloji, zekâ
testi, sosyal psikoloji alanda kullanılan
ölçekler vb.
• James ile Harvard’a gitmiş orda onunla
çalışmıştır.
BAĞ KURAMI /BAĞLAŞIMCILIK /BAĞLANTICILIK
• Thorndîke’ın sisteminde ceza yoktur. Çünkü ceza, uyarıcı ile tepki
arasındaki bağı zayıflatmaz.ona göre Öğretme - öğrenme ortamının
gerçek yaşamın bir temsilcisi olmasına özen gösterilmelidir.

• Thorndîke’ın “benzer öğeler transfer teorisi”ne göre iki durum


arasındaki ortak öğeler ne kadar çok olursa, transfer o kadar yüksek olur.
Öğretme - öğrenme ortamında öğretmen değil, öğrenci etkin olmalı;
yaparak yaşayarak öğrenmelidir.
BAĞ KURAMI /BAĞLAŞIMCILIK /BAĞLANTICILIK
• Thorndîke, ilk yazılarında, öğrenmenin temelinin, duyusal uyarıcılar ile
harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ olduğunu kabul etmektedir.

• Alışkanlıkların meydana gelmesini yada yok olmasını bu duygusal


uyancılar ile tepkiler arasındaki bağların güçlenmesini ya da
zayıflamasına bağlandığından Thorndîke’ın kuramı ‘bağ’ psikolojisi ya da
‘bağlaşımcılık’ olarak adlandırılmaktadır.

• Thorndîke gerçek anlamda ilk uyarıcı-tepki psikologudur.


THORNDIKE'İN ÖĞRENMEYE İLİŞKİN
TEMEL GÖRÜŞLERİ
• 1)BAĞLAŞIMCILIK,

• 2)SEÇME VE BAĞLAMA

• 3)ÖĞRENME KÜÇÜK ADIMLARLA OLUŞUR


1. BAĞLAŞIMCILIK

• Thorndîke çağrışımı; duyusal uyarıcılar ile harekete geçirirler arasında


kullanılan bir bağla açıklamaktadır.

• Thorndîke’ın bu görüşü, duyusal olayları davranışla ilişkilendirmede ilk


formal çabanın işaretidir.

• Bağlaşımcılığın ilk temsilcileri fikirlerin birlikte nasıl ilişkilendiği üstünde


durmuşlardır.

• Ancak, Thorndîke’ın yaklaşımı çok farklıdır ve ilk modern öğrenme


kuramı olarak düşünülebilir.
1. BAĞLAŞIMCILIK
• Thorndîke‘in ilgisi, sadece uyarıcı koşullar ve davranış eğilimleri değil
aynı oranda uyarıcı ve tepkiyi birlikte tutan şeyin ne oluğunu
açıklamaktadır.

• Thorndîke uyarıcı ve tepkinin sinirsel bir bağla bağlandığa inanmaktadır.

• Bağlaşım, uyarıcı ve tepki arasında sinirsel bağın kurulmasına işaret


etmektedir.
2. SEÇME ve BAĞLAMA
• Thorndîke göre öğrenmenin en temel formu deneme yanılma öğrenmesidir.
• Deneme yanılma yoluyla öğrenme: bir organizma uyarıcı ile karşılaştığında
sonuca ulaşmak için bir davranış yapar bu davranış sonuca ulaştırmaz ise
başka bir davranış daha yapar. Hangi davranış sonucu istediği gibi yaparsa onu
seçer.
• Uyarıcı - Tepki 1
– Tepki 2
– Tepki 3
• Tepki 4 istediği sonucu alınca uyarıcı ile arasında bağ kurar ve öğrenme
gerçekleşir. Sinirse bağlar kurulur. Klasik koşullanmadan farkı öğrenmeyi
gerçekleştiren olay darvanışın sonrasında gerçekleşir. Davranışın öncesinde
değildir.
2. SEÇME ve BAĞLAMA
• Bu deneme yanılma yoluyla öğrenmede düşünmek, kavramsallaştırmak,
anlamak, yorumlamak, analiz etek, farkına varmak gibi zihinsel süreçleri
ele almaz. Davranışçı olduğu için sadece gözlemlenebilene odaklıdır.
Düşünmek değil deneme yanılma ile sadece psikomotor sinirsel
bağlantılara odaklanır. Çıkmaz sokaktaki adam farklı yolları dener ve
çıkar. Öğrenmesadece sinir ve kas ile gerçekleşir. Düşünme ve analiz
yoktur der.

• Öğrenci olan organizma (insan ya da hayvan) kafesten kaçma, bir


yiyeceğe ulaşma, para kazanma gibi çeşitli amaçlara ulaşmak zorunda
olduğu problemli bir durumla karşılaştırılır. Bu durumda organizma
amacına ulaşmak için pek çok davranış yapar.
2. SEÇME ve BAĞLAMA
• Ancak bunlardan bazıları amaca ulaşmasını yardım eder bazıları ise onu
amacına götürmez. Organizma daha sonra aynı uyarıcı koşullarla
kendisini amaca götüren tepkileri seçer, amacına götürmeyen, başarısız
olan tepkileri eler.

• Haz ile sonuçlanan , başarıya götüren tepkiler kalıcı hale gelir. Diğer bir
değişle uyarıcı ve tepki arasındaki sinirsel bağ amaca ulaştıran, haz veren
tepkilerle kurulur, amaca ulaşmayan tepkiler elenir.
2. SEÇME ve BAĞLAMA
• Thorndîke deneylerini köpeklerle, balıklarla ve
maymunlarla da yapmakla birlikte esas olarak kedilerle
yapmıştır.Bu seçme ve bağlama yoluyla öğreneme
açıklamalarına ilişkin yaptığı deneylerde, kediyi dar,
rahatsızlık veren bir kafese koymuş ve hayvanın kafesten
kaçma çabalarını gözlemiştir.

• Kafesin kapısını açabilmesi için hayvanın bir pedala


basması ya da bir zincir ipi çekmesi gerekmektedir. Ancak
kafes öyle düzenlenmiştir ki hayvanı, kapıyı açmadan önce
başka bir dizi tepkiyle uğraşmaya zorlar.
2. SEÇME ve BAĞLAMA
• Kedi kafese ilk konulduğunda rahatsızlık belirtileri ve sıkışıklıktan kaçma
eğilimleri göstermiştir.
• Kafesin parmaklıkları arasından sıyrılarak çıkmaya çalışmış, pedal ve
demirleri tırmalayıp ısırmış, kafesin içindeki her şeye saldırmıştır.
• Ancak sonunda kedi, tesadüfen zinciri tırmalarken çekmiş ya da
tesadüfen pedala basarak dışarı çıkabilmiştir. Aynı koşullarda ardışık
denemeler yapıldığında kedi kendisini amaca ulaştırmayan tırmalama,
ısırma vb. gereksiz tepkileri terk etmiştir;
• Birkaç denemeden sonra kedi kafese konulur konulmaz zinciri çekme ya
da pedala basma davranışını göstererek, dışarı çıkmıştır. Sonuç olarak,
kendisine haz veren, başarıya götüren davranış kalıcı olmuştur.
2. SEÇME ve BAĞLAMA
• Thorndîke, hayvanın problemini çözme 'süresini problemİ çözme
zorunda bırakıldığı fırsatların bir fonksiyonu olarak görmektedir.

• Diğer bir deyişle, hayvan ne kadar çok problem çözme durumu ile karşı
karşıya getirilirse problemi çözme süresi o denli kısalır.
3.ÖĞRENME KÜÇÜK ADIMLARLA OLUŞUR
• Thorndîke problemi çözme süresi, ardışık denemelerin sonucunda yavaş
yavaş kısaldığından öğrenmenin birdenbire içgörürsel bir şekilde değil,
yavaş yavaş oluştuğuna karar vermiştir.

• Thorndîke'a göre öğrenme, büyük atlamalardan çok küçük sistemli


adımlarla meydana gelir.
THORNDIKE'IN ÖĞRENME KURAMININ TEMEL
KANUNLARI
• Thorndîke 'n, öğrenmeyle ilgili üç temel kanunu vardır.
• Bunlar:
– 1. Hazır bulunuşluk
– 2. Tekrar
– 3.Etki kanunlardır.

• Bu kanunların içinde psikolojiye en çok katkıda bulunanı ise etki


kanunudur.
1. HAZIR BULUNUŞLUK KANUNU
• Thorndîke, hazır bulunuşluk kanununu şöyle özetlenebiliriz:

• Bir kişi etkinlik göstermeye hazır ise, etkinlik yapması mutluluk


duymasına neden olur.

• Bir kişi, etkinliği göstermeye hazır fakat etkinliği yapmasına izin


verilmese, bu durum bireyde kızgınlık yaratır.

• Bir kişi, etkinliği yapmaya hazır değil ve etkinliği yapmaya zorlanıyorsa


kızgınlık duyar.
2.TEKRAR KANUNU
• Thorndîke tekrar ve etki yasalara 1930'dan önce farklı bir şekilde
açıklarken 1930'dan sonra geliştirerek değiştirmiştir. 1930'dan Önceki
tekrar kanunu iki bölümden oluşmaktadır.

• Bunlar:
• Uyancı ve tepki arasındaki bağ kullanıldıkça güçlenir. Tekrar yasasının bu
bölümü kullanma yasası olarak adlandırılmaktadır.
• Tekrar devam etmediğinde, ya da sinirsel bağ kullanılmadığında uyarıcı
durumlar ve tepkiler arasında bağlaşımlar zayıflar. Tekrar yasasın bu
bölümüne de kullanılma yasası adı verilir.
• Kısaca, tekrar yasasının göre: yaparak öğrenir, yapmayarak unuturuz.
(Araba kullanmayı öğrenmek)
2.TEKRAR KANUNU

• 1930'dan sonra Thorndîke tekrar yasasını tamamen değiştirmiştir.

• Sadece tekrar etme bağı güçlendirmediği gibi, kullanmama da bağın


gücünü azaltmaz. Bununla birlikte tekrar etme, bağın gücünde az bir
gelişme sağlayabilir,kullanmama da biraz unutmaya yol açabilir. (Bisiklet
sürmek unutulmaz, sinirsel bağ yok olmuyor)

• Ancak, her tür amaç için tekrar yasası uygun değildir.


3.ETKİ KANUNU
• Edimsel Koşullanmanın temelidir.
• Etki yasası Thorndîke'ın kuramını, bağın gücünü sadece "uyarcı ve
tepkinin meydana gelme sıklığı ya da"bitişikliğinin belirlediğini savunan
geleneksel çağrışım kuramlarından farklı yapmıştır.
• Thorndîke hem sıklık hem de bitişiklik yasalarını kabul etmekle birlikte
daha ileri giderek uyarıcı ve tepki arasındaki bağı güçlenmesinde
tepkinin doğurduğu sonuçların önemli olduğumu söylemiştir.
• Davranıştan sonra olumlu etki öğrenmeyi arttırır. Sİnirsel bağlantı
güçlenir. Doğru davranışı ödüllendirmek önemlidir. Ceza vermek sinirlse
bağlantıları yok etmez davranışı sadece baskı altına alır. Ceza işe
yaramaz
3.ETKİ KANUNU
• Thorndîke‘n etki yasası birçok bakımdan eleştirilmiştir. Eleştirilerden biri,
bir tepkinin doğurduğu sonuçlara göre tepki sayısının arttığı ya da
azaldığını söyleyebilmek için deneyin aynı koşullarda yapılması gerektiği,
bunun ise mümkün olmadığıdır.
• Ancak daha sonra, bir durumda tatmin edici olan bir şeyin bir başka
durumda da aynı etkiyi yarattığı ortaya konarak bu olumsuz eleştiri
geçersiz hale getirilmiştir .
1930'DAN ÖNCEKİ İKİNCİL İLKELER
• Thorndîke'ın 1930’dan önceki ikincil ilkelerden tepki çeşitliliği;

– dikkat çekici uyarıcılar,


– öğrenici özellikleri,
– benzetme yoluyla tepkîde bulunma,
– bağlantılı geçiştir.
• TEPKİ ÇEŞİTLİLİĞİ: Organizma (insan ya da hayvan) bir problemle
karşılaştığında, bir tepkide bulunur, o çözüm getirmezse bir başkasını
dener. Bu durum, çözümü ulaştıran tepki bulununcaya kadar devam
eder

• DİKKAT ÇEKİCİ UYARICILAR


• Öğrenici, problem ya da uyancı durumdaki, dikkati çeken, daha baskın
olan öğeleri ya da uyarıcıları seçerek onlara tepkide bulunur. Diğer
önemsiz öğeleri, gereksiz ayrıntıları eler. Thorndîke çevrenin çok karışık
olduğunu öğrencinin onun bazı yönlerini seçerek tepkide bulunduğunu
ifade etmiştir.
• ÖĞRENCİ ÖZELLİKLERİ: bireysel farklılıklar, insanlar arasındaki bu temel
farklılıklarla açıklanabilir. Bireyler arasındaki kalıtımsal özellikler gibi
değişmez farklar ya da yorgunluk,hastalık,farklı duygusal koşullar vb. gibi
değişmeye açık özellikler öğrenmede farklılıklar yaratacaktır.

• BENZETME YOLUYLA TEPKİ: yeni karşılaşılan bir durumda yapılan tepki,


daha önce benzer bir durumda gösterilen tepkidir. Thorndîke bunu
transferde benzer öğeler teorisi olarak açıklamaktadır.

• ÇAĞRIŞIMSAL GEÇİŞ: bir uyarıcı durumda gösterilen, bir tepkinin,


duruma yeni uyarıcıların eklenmesi eski uyarıcıların derece derece
çıkarılmasıyla tamamen yeni uyarıcılara da eski tepkinin gösterilmesidir.
1930'DAN SONRA THORNDIKE'IN ÖĞRENME
KURAMI
• 1)etkinin yayılması

• 2)ait olma

• 3)çağrışımsal zıtlık
ETKİNİN YAYILMASI

• Pekiştirmenin etkisi, doğru davranışla yan yana yer alan yanlış davranışa
da yayılmaktır. Thorndîke etkinin yayılmasını, öğrenmenin otomatik,
doğrudan doğasının bir kanıtı olarak görmektedir.

• Pekiştirme sırasında doğru ve yanlış aynı anda pekişebilir. Ders çalışırken


müzik dinleyen çocuğa aferin demek gibi. Yan yana başka davranışları da
pekiştirme denir.
AİT OLMA
• 1.Uyarcı bir durumda yer alan iki öğe birbirine ait ise, ikisi arasında
çâğrışım olmakta; ancak bitişik olarak bulunan fakat birbirine ait
olmayan öğeler arasında çağrışım meydana gelmemektedir.

• 2.Tepkinin meydana getirdiği etki, organizmanın ihtîyaçlarıyla ilişkili ise,


Öğrenme daha etkilidir.

• Ait olma şemaları gibidir. (Kadın sürücü olma kuralları gibi)


ÇAĞRIŞIMSAL ZITLIK
• Thorndîke, ait olma ilkesinin, Geştalt psikologlarının, "organizma, belirli
uyarıcı-tepki bağlarını değil genel ilkeleri öğrenir" ilkesini doğruladığına
ilişkin görüşlere "zıtlık ilkesi" ile karşı çıkmaktadır.

• Örneğin, bireyler alfabedeki harfleri ileriye doğru daha kolay tekrar


ederken geriye doğru daha zor söyler.

• Nötr uyarıcının koşulsuzu çağrıştırmasıdır. Ders çalışan çocuğa pasta ver


ders çalışma pekişir der.
Thorndîke’ın Eğitime İlişkin Görüşleri
• Öğretimin düzenlenmesine, öğrenciye kazandırılacak hedef davranışları
belirleyerek başlamalıdır.

• Bu hedef davranışları belirlerken öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi
dikkate alınmalıdır. (Hazır bulunuşluk kanunu)

• Öğrenme küçük birimler halinde oluştuğundan, öğrenme adım adım


sağlanmalıdır.

• Doğru tepkiler hemen pekiştirilmeli, yanlışlar tekrar edilmeden


düzeltilmelidir. Bu nedenle öğrenciye geribildirim (dönüt) verebilmek
için düzenli olarak sınav yapmak gerekmektedir.
Thorndîke’ın Eğitime İlişkin Görüşleri
• Thorndîke‘in sisteminde ceza yoktur. Çünkü ceza uyarıcı ve tepki arasındaki
bağları zayıflatmamaktadır. Bu nedenle, öğrencilerin,.çocukların davranışlarını
biçimlendirmede cezaya değil,pekiştirmeye başvurulmalıdır.

• öğrencinin davranışları başlangıçta içsel güdülenme değil, dışsal pekiştirenler


bedirlenmektedir.

• Thorndîke'a göre öğretme-öğrenme,ortamında öğretmenin de öğrencinin de


etkin olması gerekmektedir

• Öğretme-öğrenme ortamının gerçek yaşamla bir-temsilcisi olmasına özen


gösterilmelidir.

You might also like