You are on page 1of 3

SOSYOLOJİK SUÇ KURAMLARI

Sosyoloji birimi, toplumsal sorunlara ilişkin bu gündemsel ilgisinden dolayı haklı olarak “sosyal
problemlerin bilimi” olarak nitelenmiştir. Suç kuramlarının fazla olması; suç olgusunun
karmaşıklığı ve suç işleyenlerin sahip oldukları farklı suçlu profillerden kaynaklanmaktadır. Çok
sayıda suç türünün olması suçlulukla ilgili çok değişken ve suç işleyenlerin bireysel
özelliklerinden kaynaklanmaktadır. 3 aşamada irdelenmiştir;
- Teoriler, suç ve suçluluğu açıklamada içerdiği değişkenler açısından
değerlendirilmiştir. Yani suçluluğun ne düzeyde açıklandığına bakılmıştır.
- Teorilerin, temellendiği varsayımın veya varsayımların gerçekliğe ne düzeyde uygun
düştüğü hususuna bakılmıştır.
- Teorilerin hangi araştırma bulgularına dayandırılarak formüle edildiği gerçeği dikkate
alınmıştır.

I. SOSYAL ORGANİZASYONLUK KURAMLARI (1920)


Bu kuram, suçun şehir alanlarındaki görünümlerini resmeden bir teori olarak nitelendirilebilir.
Heterojen yapı, çöküntü bölgeleri, sosyal hareketlilik, sanayileşme ve kentleşme gibi
değişkenlerin; doğrudan ve dolaylı olarak suçluluk üzerinden etkilerine dikkat çeker. Bu
kurama göre suç eğilimi yüksek olan bölgelerde sosyal organizasyon eksikliği söz konusudur.
Bu da suç oranlarının yüksek olmasına neden olur.
II. GERİLİM KURAMI (1938)
Merton tarafından ortaya atılmıştır. Merton, suç ve sapmayı Amerika toplumsal yapısının bir
sonucu olarak görmektedir. Merton’a göre Amerikanın toplumsal yapısı, alt sınıf/siyah ırka
mensup olanların sosyo-ekonomik statülerini yükseltmelerini engelleyici yapı sergilemektedir.
Bu durum bireylerin yasal olmayan yolları kullanılmasına neden olur. Bu durum “toplumsal
hedefler-araçlar uyumsuzluğu” olarak adlandırılır. Uyumsuzluk, bireylerin gerilim yaşamasına
ve suç işlemesine yol açar.
Bu kuram, suçluluğun bireysel tercih değil toplumsal olgu olduğunu savunur. Bireylerin
toplumsal yapıdaki konumları ile bu konumda yaşanan gerilim arasındaki ilişkinin niteliğini
belirtmek için bireysel uyum tiplerinden oluşan bir davranış maddesi geliştirmiştir.

İnsanlar hedefe ulaşamıyor ve ulaşmaya çalışıyor. Hedeflere ulaşılamadıkça suça sürüklenme


olayı artıyor.
Merton’un geliştirdiği bu 5 uyum tipi suç olgusunu açıklamada kullanılır.
1. Uyum (en yaygın yöntemdir, kültürel hedefler ve kurumsallaşmış araçların kabul
edilmesidir)
2. Yenilikçilik
3. Şekilcilik
4. Geri çekilme (toplumun araçlarını ve hedeflerini reddeden sapkın bir alternatiftir)
5. İsyan (toplumun hedef ve amaçlarını reddeden ve aktif bir şekilde yerine yenisini bulan
sapkın bir alternatif)

İnsanların bu göstergede bir şeylere neden erişemediğini ve ‘niye mala karşı suç işlendiğini’
açıklamayı esas alır.

III. ALT KÜLTÜR KURAMLARI

Suç ve sapma olgusunu açıklamak için geliştirilmiştir. Genellikle çocuk veya genç çeteler
içerisinde yer alan alt sınıfa mensup bireylerin, sapma ve suçluluğu üzerine odaklanan
kuramlardır. Eleştirilere maruz kalmış ve yenide gözden geçirilerek formüle edilmeye
çalışılmıştır. Suç olgusunu, grup ve çete ortamlarında doğan ya da ortaya çıkan davranış tarzı
olarak ele almaktadır. Burada yetişen çocuk için “suç” bir statüdür.

IV. SOSYAL ÖĞRENME KURAMI


Bu kuram, suçluluğu “öğrenme” faaliyetinin sonucu olarak görmektedir. Kökeni, Tarde’nin
“taklit yasalarına” kadar uzanmaktadır. Bu yasalara göre bireyler, yakın temas içinde
bulundukları bireyleri veya grupları taklit ederler. Bu kurama göre, bireyin kurum veya
unsurlara bağlılık düzeyinin güçlü olması, suçlulukta engelleyici bir işlev görmektedir.
 Ayırıcı birleşenler: Bireyin suçlu yapısını, çevresel bir bağlamda gelişen ilişkisel nitelik ve
nicelik biçimi ile açıklamaktadır.
 Ayırıcı pekiştirme: Bu kuram ayırıcı birleşenler teorisinden daha geniş bir içeriğe sahiptir.
Sosyal davranışların sosyal etkileşim sürecinde öğrenildiğini ileri sürmektedir. Onun geliştirdiği
kurama göre; insanlar hem sapkın davranışları hem de bunlara ilişkin tanımları, koşullanma
aracığıyla doğrudan veya taklit yoluyla dolaylı yollardan öğrenmektedirler.
 Nötrleştirme: bireyler ne tümüyle dış faktörler tarafından ne de sahip oldukları özgür
iradeleriyle ile suç işlemektedirler. Yani bireyler suç işlerken ne tümüyle sınırlanmış ne de
tümüyle özgürdürler.

Kurama göre kullanılan teknikler şunlardır;

- Suçun sorumluğunun yadsınması: Burada birey suç işleme gerekçesi olarak; sorunlu aile yapısını,
fakirlik durumunu, tesadüfen suçu işleme gibi kendisinin dışındaki faktörleri göstermektedir.

- suç eyleminden doğan zararların yadsınması: Suçlular, gerçekleştirdikleri sapkın davranışın haklı
yanlar taşıdığını ileri sürerek, illegal davranışları rasyonalize etmektedirler.

- suç mağdurunun yadsınması: Burada da suçlular işledikleri suçun, herhangi bir mağduru olmadığını
belirterek, eylemlerinin haklılığını ileri sürmektedirler.

- Yargılayanların yargılanması: Suçlular, kendilerini yargılayanların, kendilerinden daha suçlu


olduklarını iddia ederek yansıtma mekanizmasını kullanmaktadırlar.
- Yapılan işin ulvi bir amaç için yapıldığının düşünülmesi: Suçlu birey, toplumun kuralları ile akran
grubuna olan bağlılığın gerekli kıldığı beklentiler karşısında bir dilemmayı yaşadıklarını iddia
etmektedirler.

V. SOSYAL KONTROL TEORİSİ

Durkheim’in çalışmalarında rastlanan bir teoridir. Suç olgusunu, bireylerin toplumsal değer ve
normlara olan bağlılık düzeyleri açısından ele almaktadır. Bu kurama göre, bireyin kurum veya
unsurlara bağlılık düzeyinin güçlü olması, suçlulukta engelleyici bir işlev görmektedir.
Bireyin topluma olan bağlılığı 4 unsur üzerinden analiz edilmiştir;

1. Bağlılık: özellikle ebeveyne ve okula olan bağlılık


2. Taahhüt: topluma şöyle katkıda bulunacağım diyerek taahhüt vermek
3. Katılma: toplumsal katılım, legal yollarla katılınca illegal olarak katılımını istemek.
Sportif ve kültürel faaliyet varsa topluma katılım artmaktadır
4. İnanç: ahlak ve hukuk inanç çok kullanılan bir teoridir

VI. DAMGALAMA KURAMI


Becker’a göre suç olgusu davranışsal olmaktan çok hukuksal bir tamamlamayla alakalıdır.
Bireyin sapkın veya suçlu olarak etkilenmeleri, onların toplumdan dışlandıkları yönünde bir
duyguya kapılmalarına yol açmaktadır. Dışlanma duygusuyla suçlu gruplarla ilişkiye
girmektedirler.
Becker “hangi davranışın sapma davranılı olarak alınacağı, o davranışı kimin yaptığına bağlıdır”
demekle, suçun sınıf temelli bir nitelik arz ettiğini vurgulamaktadır.

VII. RASYONEL VE RUTİN EYLEMLER TEORİSİ

Rasyonel Kuramlar: Daha çok suçun engellenmesine yönelik politikalarn oluturulmas veya önlemler almas
konusunu içerir.

Rutin Eylemler Teorisi: Suç davran, 3 temel faktör ile açklanmaktadr;


1) motive olmu suçlu
2) uygun hedeflerin varl
3) yeterli düzeyde koruma önlemlerin olmay

You might also like