Professional Documents
Culture Documents
C. •• j,
İTÖR
Doç.Dr.H cerKARABAĞ
:
1
Milli Mücadele’de Yalova
T.C. Yalova İl Özel İdaresi
Adnan Menderes Mah.
Şehit Ömer Faydalı Caddesi No: 201 YALOVA
E-Posta: 77ilozelidare@icisleri.gov.tr
Telefon: 0 (226) 814 10 48
Fax: 0 (226) 812 43 16
Editör:
Doç. Dr. Hacer Karabağ
Yayın Kurulu:
Prof.Dr. Özer Ergenç
Prof.Dr. Hatice Şahin
Prof.Dr. Yusuf Oğuzoğlu
ISBN 978-625-7094-01-6
1. Basım: Aralık 2021
Yayın Hazırlık:
Gaye Kitabevi
Baskı:
Deren Matbaacılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti.
Beylikdüzü OSB Mah. Orkide Cad. No: 9/Z
Beylikdüzü – İstanbul
Tel: 212 875 48 86
Sertifika No: 47881
Milli Mücadele’de
Yalova
Editör:
Doç. Dr. Hacer Karabağ
Yayın Kurulu:
Prof.Dr. Özer Ergenç
Prof.Dr. Hatice Şahin
Prof.Dr. Yusuf Oğuzoğlu
Gaye Kitabevi
BURSA 2021
İÇİNDEKİLER
Muammer Erol
Yalova Valisi
Önsöz
GİRİŞ
1914-1918 yılları arasında gerçekleşen I. Dünya Savaşı başla-
dığında Osmanlı Devleti tarafsızlığını duyurmasına rağmen 29
Ekim 1914’te Rus Limanlarının bombalanmasının ardında Çarlık
Rusya’sı 1 Kasım’da, Rusya’nın müttefikleri olan İngiltere ve
Fransa da 5 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’ne savaş açtılar. Os-
manlı Devleti de 12 Kasım’da kendisine savaş açan devletlere karşı
savaş açmış ve Bağlaşma devletlerinin yanında savaşa katılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu içerisinde bulunduğu İttifak Bloğu-
nun yenilmesi ile I. Dünya Savaşı’ndan çekildi ve Mondros Mü-
tarekesi’ni imzaladı. Mütarekenin ardından Osmanlı Devleti’nin
toprakları İtilaf Devletleri’nin kontrolü altına girdi ve Anadolu’da
işgaller başladı. Osmanlı döneminde Bursa ile İzmit ve İstanbul’a
geçiş noktasında bulunması ve günümüzde de önem taşıyan kap-
lıcaları ile çekim noktası olan Yalova dâhilinde mevcut olan ilçeler
ve Yalova merkezi Anadolu’nun diğer topraklarında olduğu gibi
Mondros Mütarekesi sonrası işgal edilecektir.
Yalova’nın işgali ve sonrasındaki gelişmeleri açıklayabilmemiz
için öncelikle Güneydoğu Marmara’nın işgal takvimini gözden ge-
çirmemiz gerekmektedir. 6 Temmuz’da İngiliz, 9 Temmuz’da
Yunan işgali altına giren Gemlik’in ardından 8 Temmuz 1920’de
*
Doç. Dr. Mine ERSEVİNÇ, Uludağ Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp
Tarihi Bölümü, E-posta: mineersevinc@uludag.edu.tr, https://orcid.org/ 0000-
0002-8067-9572.
16 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
1
Adnan Sofuoğlu, “Kurtuluş Savaşı Dönemine Kocaeli-Yalova-İznik Çevresinde
Rum ve Ermeni Terörü”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C: XVIII, S: 54,
s. 798.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 17
2
Nuri Taner, Yalova’da Milli Mücadele Günlüğü 1920-1922, Optima Yayın-
cılık, İstanbul, 1996, s. 6.
3
Kocaeli Burhaniye Kuvayı Milliye Müfreze Komutanı Rasim Koçal’ın Milli
Mücadele Anıları, (Hazırlayanlar: Cumhur Utku, Hasan Soygüzel, Pınar Tay-
han), Akmat Matbaası, Bursa, 2011, s. 13-18.
4 Taner, a.g.e., s. 6.
5
Mehmet Kaya, “Yalova-Gemlik Bölgeleri ve İzmit Yarımadası’nda Yunan Mezali-
mine Dair İtilaf Devletleri Araştırma Komisyonu Raporları (12-22 Mayıs 1921)”,
Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, S;
51, Bahar 2013, s. 565.
18 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
6
Recep Çelik, “Milli Mücadele Dönemi Yalova ve Çevresinde Göçler”, Tarih Der-
gisi, S: 20 (2009/2), İstanbul, 2010, s. 152.
7
Ahmet Akyol, Anılar ve Belgelerle Kurtuluş Savaşı’nda Yalova, Yalova, 1998,
s. 39-40.
8
Sabahattin Özel, Kocaeli ve Sakarya İllerinde Millî Mücadele (1919-1922),
İstanbul, 1987, s. 108.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 19
9
Üsteğmen Abdülkadir Efendi ve Rasim Efendi tarafından kurulmuş, sivil halk
tarafından desteklenmiş olup, Yalova bölgesinde Kuvayı Milliye hareketini baş-
latan oluşumdur.
10 Taner, a.g.e., s. 12-13.
11 Akyol, a.g.e., s. 18.
20 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
lerine Askeri Mühimmat Taşıyan Bir Kayıkçı: Çam Hasan Salih Ağazade İsmail
Ağa”, Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildiri-
leri, Cilt: II, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli, 2015, s. 1096.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 21
1921 tarihli emriyle kurulmuştur. Önce 9. Kafkas Tümeni Komutanı Albay Ha-
lit Bey başına getirilmiş, Halit Bey’in yaralanması üzerine 30 Mart 1921’de ko-
muta Albay Kazım (Özalp) Bey’e bırakılmıştır.
17
Yılmaz Akkılıç, Kurtuluş Savaşı’nda Bursa, Bursa Kültür Sanat Turizm Vakfı
Yayınları, Bursa, 1997,s. 568.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 23
1998, s. 317-18.
21
Yusuf Oğuzoğlu, “Bursa Yöresindeki Osmanlı Ermenilerinin Düşmanlaştırılarak
Anarşi ve İsyana Sürüklenmeleri 1878-1922, XV. Türk Tarih Kongresi, An-
kara: 11-15 Eylül 2006, Ayrıbasım, Ankara, 2010, s. 2530.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 25
eşkıya çeteleriyle pek içli dışlı, hatta onların fazlaca etkisi altına
girdiklerinin görüldüğü belirtilmiştir. 22
Sayın Akyol “Anılar ve Belgelerle Kurtuluş Savaşı’nda Yalova”
isimli eserinde sözlü tarih çalışmaları ile yaptığı görüşmelerde;
“Yunan işgalindeki bölgede şiddet ve korku egemendi. Türk halkı gü-
venlik içinde değildi. Türklerin geleceği tehlikede idi. Korunmasız ço-
cuklar, yaşlı erkek ve kadınlar daha güvenli yerlere gönderilmeli idi.
Yalova Kaymakamı Demir Hulusi Bey Güneyköy’e geldiğinde köy-
lülerde Güneyköy’de toplanmaya başlamış; sayı yaklaşık 5.000 kişiye
ulaşmıştı. Bölgedeki müfrezeler ve emniyet girişimleri sayesinde halk
belli bir yere toplanarak oradan Yalova tarihinde önemli bir yer tutan
tarihi göç başlamıştı” 23, “Yöre halkından imkân ve fırsat bulanlar sal-
larla, kayıklara dolaşarak Çınarcık’tan İstanbul’a kaçmaya çalışmış-
lardır” 24 sözleri ile Yunanlıların yaptığı mezalimi aktarmaktadır.
Ayrıca Yalova bölgedeki yağma ve katliamdan kaçan halkın sı-
ğınma yeri olmuş ancak burada da katliam ve yağma ile karşılaş-
mışlardır.
İşgalin ilerleyen günlerinde Yalova’nın batısında bulunan Çı-
narcık, Teşvikiye ve Kocadere gibi yerleşimlerle haberleşme kesil-
miş, bir köyden diğerine gidiş-gelişler yasaklanmış, köyler arasın-
daki irtibat kopartılmış, bölge adeta karanlığa bürünmüştür. Ken-
tin doğusunda dağlık kesime doğru Ermeni yerleşimleri içinde
olan Gacık, Dereköy ve Çukurköy’de yaşayan Müslüman Türk
halkına akıl almaz kötülükler yapılmıştır. Paşaköy, Üvezpınar ve
Ortaburun köyleri de zaman zaman baskınlara uğramıştır. Dağ
içlerinde bulunan Mecidiye, Selimiye, İhsaniye, Sultaniye, Hay-
riye ve Lütfiye köyleri de Ermeni ve Rum işbirlikçilerin rehberli-
ğinde Yunan askerleri tarafından defalarca saldırıya uğramıştır. 25
Bölgeye araştırma heyeti ile birlikte gelen The Manchester
Guardian muhabiri Arnold J. Toynbee’nin “Western Question in
26
Mustafa Çufalı, “İstiklal Harbi Döneminde Batı Anadolu’da Yunan Zulmü, 1921
(Arnold Toynbee’nin eşi Bayan Rosalind Toynbee’nin İzlenimleri”, Ankara Üni-
versitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 21, 1998,
s. 35-40.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 27
Önde bir Rum din adamı, arkada güllerle süslenmiş, Rum elbiseli üç
kadın cesedi taşıyan bir araba göründü. Din adamını kanlı elbiseleri
ve gülleri en uygun bir tarzda düzenlerken gördük. Daha fazla kan
görünsün diye arabanın perdesini açmış, yaptığı işten memnun olarak
ve ümitle görevlilerin bulunduğu pencereye bakarak doğrulmuştu (Bu
din adamı Komisyon’un gelmesinden iki gün önce İstanbul’dan gön-
derilmişti ve kendisi bize Patrikhane temsilcisi olduğunu söylemişti).
Sonunda cesetler arabadan çıkarıldı ve yere kondu. Albay üç görevliyi
cesetlere bakmak için dışarı çıkardı ve bunların Türkler tarafından
öldürülen üç Hristiyan kadın olduğunu söyledi. Görevliler cesetleri se-
lamladılar, fakat hiçbir yorum yapmadılar.
Türkler bize bunun bir mizansen olduğunu ve gösterilen cesetlerin
de aslında Türk kadınları olduğunu söylediler ki doğruluğuna hepi-
miz inandık (Çünkü 1. Rahibin özenli bir şekilde hazırlığını kendi
gözlerimizle gördük; 2. Hristiyan kalabalık gerçekten kendilerinden
üç tane kadının öldürülmesi sonucu gösterecekleri tepkiyi gösterme-
mişti; 3. Türk ahali tamamen silahsızlandırılmıştı ve oldukça emin-
dik ki isteseler bile tam bir terör ortamında üç Rum kadını öldürmeye
cesaret edemezlerdi).
Bu hadiseden sonra Albay’ın General’ine çektiği ilk telgrafın ceva-
bını beklerken son iki köye gidip oradaki durumu görmeye karar ver-
dik. Albay derhal itiraz etti ve yolun çok uzak olduğunu, gece yarısına
kadar geri dönemeyeceğimizi, üstelik yolun çetelerle dolu, ağaçlıklı,
dar bir vadiden geçtiğini, dolayısıyla emniyetimizi temin edemeyece-
ğini söyledi. Kendisine tatlı bir şekilde gülerek bunun kendimiz için
mahzuru olmadığını bildirdik. Zaten A(rnold), ben ve Gehri bir Yu-
nan konvoyu olmadan gitmeyi daha fazla tercih ediyorduk. Çünkü
yalnız başımıza olunca oradaki durumu daha iyi görme fırsatımız
olurdu. Fakat görevliler sorumluluklarının farkında oldukları için ya-
nımıza 10 er ve 1 çavuş verdiler. Uzun bir yürüyüşle çok güzel bir
sayfiyeyi geçtikten sonra nihayet Samanlı isimli ilk köye vardık. Kö-
yün erkekleri iki sıra halinde ve her sıranın sonunda silahlı bir sivil
Rum olduğu halde bizi bekliyordu. Bu silahlı Rum’un kim olduğunu
sorduğumuzda hemen "kır bekçisi" olduğunu söylediler. Aslında bun-
30 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
lar köylülere dehşet saçan, çatık kaşlı, vahşi birer çete mensubu idi.
Eğer durum çok ciddi ve trajik olmasa bunlara bakan kişi gülmekten
kendini alamazdı. Durumun farkına varamayan bizim küçük teğ-
men, etrafındaki Yunan korumaları ve çete mensubunun sert bakış-
ları altında Rum bir tercüman vasıtasıyla köylülere soru sormaya baş-
ladı. Köylülere bizimle beraber gitmek isteyen olup olmadığı soruldu
ve yalnız bir kişi olumlu cevap verdi. Bu şekilde birkaç soru daha so-
rarak resmi prosedüre devam etti. Bu tür işlere alışkın olan M. Gehri
soruşturmanın değerini tamamıyla anlıyordu. Zannedersem Fransız
Yüzbaşı da anlıyordu, fakat hiçbiri de Türkçe bilmiyordu. A(rnold)
ile ben ise geride kaldı. A(rnold) herkese adını ve kaç kişilik bir aileye
mensup olduğunu sorup not alıyordu. Böylece köyün yerlileri ve diğer
yakılan köylerden gelenlerin sayısını tespit etmeye başladı. Biraz
Türkçe konuşarak köylülerin güvenini kazandıktan sonra "kır bek-
çisi" ve askerlere dönerek nazik bir şekilde konuştuklarımızın duyula-
mayacak kadar uzak mesafeye geri gitmelerini istedik. Bize kızgın
gözlerle bakarak isteğimizi yerine getirdiler. Bundan sonra halka teker
teker köyde kalmayı mı yoksa bizimle beraber gitmeyi mi arzu ettikle-
rini sorduk. Hepsi de ıstırap içinde bir fısıltıyla gitmek istediklerini
söylediler. Hepsi de bizimle beraber gelmek istiyorlardı.
Daha sonra diğerlerinin yanına giderek duyduklarımızı anlattık.
Bizim küçük teğmen oldukça şaşırmış ve üzülmüştü. Sonra ikinci köy
olan Akköy’e yola çıktık. Giderken yolun solunda büyük, müreffeh gö-
rünümlü bir Ermeni köyü vardı. Akköy’de de caddelerde hiç kimse
görünmüyordu, ama burada da "kır bekçi"leri vardı. Yalnız bu seferki
soruşturmamız daha sağlıklı oldu. Köyün hocası bizi evine götürdü.
Kapıda bir İngiliz askeri polis beklerken biz sorulara başladık. Hoca
çok vakur, sessiz ve çekingen duruyordu, fakat onu büyük bir korku
içinde görmek çok üzücüydü. Kendisi Kızılay vapurunun geldiğini
duymamıştı ve bizim de kim olduğumuzu ve niçin bu soruları sordu-
ğumuzu bilmiyordu. Burada da Rum bir tercümanın dezavantajını
anladık. Yine de yavaş yavaş öğrenmeye başladık ki, köyün hocası 9
gün önce öldürülmüş, kendisi de yakılmış başka bir köyden muhacir
olarak gelmiş. Hocanın öldürüldüğü gece 60 kişi daha öldürülmüş. Bu
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 31
nedenle tüm köy halkı büyük bir korku içinde ve buradan gitmek isti-
yorlardı. Kendisinden her şey dinlenilmeliydi. Hocanın kendi davra-
nışları ve korku içindeki hali buradaki korkunç durumu söylediği söz-
lerden daha iyi anlatıyordu. Sonraki gün kendisini bizimle beraber
götürmek istedik. Çünkü büyük bir ihtimalle bize anlattıklarından do-
layı öldürülecekti. Fakat kahramanlık örneği göstererek köylülerin tü-
münün gitmesi mümkün değilse kendisinin de onlarla beraber kalaca-
ğını söyleyip teklifimizi reddetti.
O akşam Akköy’de gördüklerimizin hepsi bu kadardı. Fakat ertesi
gün İngiliz ve İtalyan teğmenler, mültecilerin toplanmalarına nezaret
etmek üzere gittikleri zaman, köyün arka taraflarına götürülmüştü.
Buradaki binalar yağmalanmış ve yıkılmış, eşyalar, elbiseler sokak-
lara fırlatılmıştı. Evlerin arka avlularında da yeni mezarlar vardı. O
sabah gördükleri bizim küçük teğmen'i ikna etmiş, gözlerinin açılma-
sına ve değişmesine sebep olmuştu Arnold, herhangi bir katliama en-
gel olmak için o gece mutlaka bu iki köyde birden kalmamız gerekti-
ğine inanmıştı, fakat diğerleri bunun gerekli olduğu fikrinde değillerdi.
Fikirlerine değer verdiğimiz M. Gehri de bunun doğru olmadığını
söylüyordu. Gemlik’te gördüklerinden yola çıkarak Yunanlılarda
utanma duygusu kalmadığını, bizim köyde kalmamızın onları kat-
liam yapmaktan en ufak bir şekilde bile caydırmayacağını, üstelik bi-
zim hayatımızın da tehlikeye gireceğini söyledi. Bunun üzerine Ar-
nold kendi başına köyde kalmak istediğini belirtti. Sonunda kendisini
bu fikirden caydırdık. "Kır bekçileri"nin gözleri önünde herkese bu iki
köyde yaşayanların tam listesini çıkardığımızı, bir gün sonra mülteci-
leri alıp götürmek ve durumlarını kontrol etmek üzere tekrar geleceği-
mizi ilan ettik. En azından o gece köylüler için sakin geçmişti.
Akşam ve gece boyunca uzun bir yürüyüşten sonra saat 10.00 ci-
varında Yalova’ya vardık. Yüzbaşı Papagrigoriou'nun gönderdiği
telgrafa Gemlik’ten General Leonardhopoulos'tan cevap gelmişti. Ge-
neral Yüzbaşı’ya hiçbir yerli Müslüman'ın göç etmesine müsaade edil-
memesini emrediyordu. Sadece yakılan köylerden gelen mülteciler gi-
debilirdi.”
Arşiv belgelerinde de Yunanlıların önce Müslüman Türk halkı
32 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
35
BCA. 272 11 15 60 19.
36 BOA. HR. SYS. 2625/16
37 BOA, HR. İM. 138/48
36 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
38 BOA.DH.EUM.AYŞ, 64/20.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 37
Araştırma Heyeti
BELGELER
Mezalimi ortaya koyan belgelerin birkaç örneğini yapılan me-
zalimi bildirimizde daha net bir şekilde yansıtabilmek amacıyla
tamamen verdik. Belgelerin örnekleri şu şekildedir:
tora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2011, s. 259.
42 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
49
BOA. HR. SYS. 2620/57.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 45
SONUÇ
İngilizlerin desteğindeki Yunan kuvvetlerinin işgal ettikleri
Güneydoğu Marmara’dan Yalova’dan gerek Rum ve Ermeniler
gerekse II. İnönü Savaşı’nı kaybeden Yunanlılar 1 Nisan’dan iti-
baren çekilmeye başlamışlardır. 4 Temmuz’da bir milli müfreze
Karamürsel’e girmiş ve Yalova’ya doğru ilerleyişe geçmiştir. Ya-
lova 19 Temmuz 1921 tarihinde tamamen kurtarılmıştır. Fakat
yaklaşık bir yıl süren Yunan işgali yıllarında bildirimizde de be-
lirttiğimiz belge ve raporlardan da açıkça görüldüğü üzere büyük
bir mezalim yaşamıştır. Yunanlılar Wilson İlkeleri’nde yer alan
nüfus esasını sağlayabilmek ve bölgede çoğunluğu oluşturarak
Megali İdea’yı gerçekleştirebilmek için toplu kırım ve göçe zor-
lama girişimlerinde bulunmuşlardır. İşgal ve kıyıma karşı bölge
halkı Milli Kuvvetler ile mücadele etmişti. Fakat İtilaf Devlet-
leri’nin tam desteğini alan Yunan kuvvetleri bölgede yaşayan Er-
meniler ve Rumlar ile birlikte hareket ederek binlerce Müslüma-
nın katledilmesi ve köylerin yağmalanıp yakılmasına neden ol-
muşlardır. Yalova bölgesi Milli Mücadele yıllarında bu nedenlerle
demografik ve ekonomik açıdan büyük kayıplar yaşamıştır. Bu yı-
kım Cumhuriyet döneminde toparlanacak ve gelişme sağlanacak-
tır. Özellikle Atatürk’ün ayrıca önem verdiği kentlerden bir tanesi
olması ve sık sık ziyaretlerde bulunması bu gelişimi arttıracaktır.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 51
KAYNAKÇA
Akkılıç Yılmaz, Kurtuluş Savaşı’nda Bursa, Bursa Kültür Sanat Turizm
Vakfı Yayınları, Bursa, 1997.
Akyol Ahmet, Anılar ve Belgelerle Kurtuluş Savaşı’nda Yalova, Yalova,
1998.
Arslan Nebabat, “Yalova, Gemlik, Orhangazi ve İzmit (Samanlıdağ) Bölge-
sinde Yaşanan Yunan Mezalimi ve Bölgeye Gönderilen Uluslararası Tah-
kik Heyetinin Çalışmaları”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü
Dergisi, S: 22, Erzurum, 2003, s. 303-318.
Arşiv Belgelerine Göre Balkanlar’da Ve Anadolu’da Yunan Mezâlimi -
II Anadolu’da Yunan Mezâlimi, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayını, Ankara,
1996.
Çam Yusuf, Mübadil Kentler: Türkiye, Lozan Mübadilleri Vakfı Yayını,
2013.
Çelik Recep, “Milli Mücadele Dönemi Yalova ve Çevresinde Göçler”, Tarih
Dergisi, S: 20 (2009/2), İstanbul, 2010, s. 149- 170.
Çufalı Mustafa “İstiklal Harbi Döneminde Batı Anadolu’da Yunan Zulmü,
1921 (Arnold Toynbee’nin eşi Bayan Rosalind Toynbee’nin İzlenimleri”,
Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu
Dergisi, Sayı: 21, 1998, s. 33-48.
Ediz İsmail, Batı Anadolu’da Yunan İşgali (1919-1922), Yayınlanmamış
Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstan-
bul, 2011.
Helmreıch Paul C., Sevr Entrikaları, Büyük Güçler, Maşalar, Gizli Ant-
laşmalar ve Türkiye'nin Taksimi, İstanbul, 1996.
Kaya Mehmet, “Yalova-Gemlik Bölgeleri ve İzmit Yarımadası’nda Yunan
Mezalimine Dair İtilaf Devletleri Araştırma Komisyonu Raporları (12-22
Mayıs 1921)”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü
Atatürk Yolu Dergisi, S; 51, Bahar 2013, s. 563-578.
Kocaeli Burhaniye Kuvayı Milliye Müfreze Komutanı Rasim Koçal’ın
Milli Mücadele Anıları, (Hazırlayanlar: Cumhur Utku, Hasan Soygü-
zel, Pınar Tayhan), Akmat Matbaası, Bursa, 2011.
McCarthy Justin, Ölüm ve Sürgün, Çev: Bile umar, İnkılâp Yayınevi, İs-
tanbul, 1998.
Oğuzoğlu Yusuf, “Bursa Yöresindeki Osmanlı Ermenilerinin Düşmanlaştırı-
larak Anarşi ve İsyana Sürüklenmeleri 1878-1922, XV. Türk Tarih
Kongresi, Ankara: 11-15 Eylül 2006, Ayrıbasım, Ankara, 2010, s.
2527-2541.
Özel Sabahattin, Kocaeli ve Sakarya İllerinde Millî Mücadele (1919-
1922), İstanbul, 1987.
52 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
BELGELER
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 59
60 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 61
62 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 63
64 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 65
66 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 67
68 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 69
70 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 71
72 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ VE YALOVA 73
74 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
Dönem Gazeteleri Üzerinden İşgal
Sonrası Yalova’nın İmarı Konusu
Hacer Karabağ ∗
GİRİŞ
Kurtuluş Savaşı esnasında 7 Ağustos 1920’de Yunan kuvvet-
leri tarafından işgal edilen Yalova, 19 Temmuz 1921’de işgalden
büyük zarar görerek kurtulmuştur. İşgal sırasında idarî merkez
geçici bir süre için daha doğudaki Kabaklı (Kapaklı) köyüne ta-
şınmıştır. Daha sonra Yalova’da yeniden imar faaliyetlerine giri-
şilmiştir. TBMM’nin 20 Nisan 1924 tarihinde uygulamaya koy-
duğu Türkiye’nin idari teşkilatı kanununa bağlı olarak Yalova, na-
hiye konumuna dönüştürülmüş ve bu durum 1929 yılına kadar
devam etmiştir. 20.11.1929 tarihinde Mustafa Kemal imzalı Ka-
nun layihası ile Yalova, İstanbul’a bağlı kaza statüsüne getirilmiş-
tir. 1
Yalova’nın imar faaliyetleri ve peyzaj çalışmaları ile bir kent
kimliği kazanması, Mustafa Kemal Atatürk’ün şehre ilk gelişi ile
başlamış ve hızlı bir gelişme kaydetmiştir. Bu çalışmada 1929-
1938 yılları arasında Yalova’da gerçekleştirilen imar faaliyetleri ve
Yalova’nın kent kimliği kazanma süreci dönem gazeteleri üzerin-
den ele alınmaya çalışılmıştır.
∗ Doç. Dr., Bursa Uludağ Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü,
E-posta: hkarabag@uludag.edu.tr. https://orcid.org/0000-0003-4855-5665.
1
Muhsin Sevencan, Yalova Nüfus İstatistikleri (1325-2017), http://haber
ci.com.tr/tr-tr/kose-yazilari/2497/yalova-nufus-istatistikleri-1325-2017.
76 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
2 Cumhuriyet, 31.08.1929.
3
Milliyet, 02.09.1929.
4
Ahmet Akyol, Atatürk’ün Kenti Yalova, Yalova Belediyesi Yayınları, Yalova,
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 77
2005, s.15-16
5
Ahmet Akyol, Atatürk ve Yalova, Yalova Valiliği Yayınları, 1998, s.25; Niyazi
Ahmet Banoğlu, Atatürk’ün İstanbul’daki Hayatı I, Milli Eğitim Basımevi, İstan-
bul, 1973, s.273; Cumhuriyet, 20.08.1929.
6
Cumhuriyet, 21.08.1929.
78 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
7
Milliyet, 27.08.1929.
80 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
rabiye yüz tutan 60 odalı büyük bina vardır. Burasını çok mükemmel
bir hale ifrağ ediyoruz. Kaplıcaları dünyanın en mükemmel kaplıca-
ları mükemmeliyetinde yapmak için ehemmiyet veriyoruz… İnşaata
sarf edilmek üzere hükümet tarafından bir milyon lira tahsis edilmiş-
tir. Yalova’da araziye ilaveten Millet Çiftliği denilen çok geniş bir
arazi satın alınmıştır. Burada ziraatın inkişafını da temin etmek en
birinci emelimizdir.”8
8
Milliyet, 28.08.1929.
9
Akşam, 30.08.1929.
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 81
10
Cumhuriyet, 31.08.1929.
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 83
11
Akşam,08.09.1929.
12
Akşam, 12.09.1929.
86 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
14
BCA, 30-18-1-2-6-55-16, 20.11.1929.
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 89
15
Vakit, 02.05.1930.
90 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
16
Milliyet, 04.10.1930.
17
BCA, 30-18-1-2-9-17-1, 02.04.1930.
18 BCA, 30-18-1-2-10-27-16, 30.04.1930.
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 91
Yalova asfalt yolu için dışarıdan malzeme satın alınmasına ilişkin Mustafa Kemal
imzalı belge
beraber gene canlı bir hayat görülmektedir. Çelik banyolu otellerin sa-
hipleri vaziyetlerinden ne gayri memnun ne de çok memnundurlar.
Gönlü Ferah oteli müsteciri İsmail Beye sordum. “Bir aydır işimiz
zararsız gidiyor. Bir iki ay daha böyle giderse vaziyetimden memnun
olacağım. Yalova kaplıcalarının işlemesi belki bize biraz tesir etmiş
olabilir. Fakat ben daha ziyade umumi buhranın tesirini görüyorum”
dedi. Asri çelik banyoları için yapılmakta olan büyük otelin inşaatı
bitmek üzeredir. Her yerden gelen bir çok memurlar ve aileleri eskisi
gibi istirahat ve tedavi için Bursa’yı tercih etmektedirler. Burada kap-
lıcalara gelen ecnebiler nadir görülür. Muhakkak ki her iki yerimiz
çok kıymetlidir. Kıymetleri daima artacak ve halkımız ferahladıkça
buralara da rağbet çoğalacaktır.” 19
19
Cumhuriyet, 21.08.1931.
96 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
20
Cumhuriyet, 17.07.1932.
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 97
21
Vakit, 23.07.1932.
98 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
22
Cumhuriyet, 05.10.1932.
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 99
23
Vakit, 23.03.1934.
24
Akşam, 26.05.1935.
DÖNEM GAZETELERİ ÜZERİNDEN İŞGAL SONRASI YALOVA’NIN İMARI KONUSU 103
25
Ulus, 14.06.1935.
26
Akşam, 23.01.1938.
106 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
27
Akşam, 08.07.1938.
108 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
SONUÇ
Yalova’nın imarı Atatürk’ün Yalova gezileri ile başlamıştır. İlk
kez 19 Ağustos 1929’da Yalova’ya gelen Atatürk, 1 Şubat 1938’de
Yalova’dan son defa ayrılmıştır. Tüm bu süreçte işgal sonrası ha-
rabe haline gelmiş, bataklıklar dolayısıyla sıtma hastalığının pen-
çesinde olan Yalova’nın imarı ve kentin modernleştirilmesi konu-
suyla yakından alakadar olmuştur.
Bu yıllarda kara ve deniz ulaşımını geliştirmek için alt yapı ça-
lışmaları, ulaşım araçlarının geliştirilmesi gibi hizmetler ile özel-
likle Kaplıca turizmini canlandırılma isteği belirleyici olmuştur.
Kentin zengin ve verimli topraklarının değerlendirilmesi, hayvan-
sal üretimin arttırılması için Baltacı ve Millet Çiftlikleri ile yapılan
çalışmalar kente büyük bir girdi sağlamıştır. Yalova’nın planlı bir
şekilde büyümesi için şehir planlamacıları ile yapılan çalışmalar da
gerçekleştirilmiştir.
Sonuç olarak günümüzün Yalova’sının ekonomik, sosyal ve
kentsel gelişiminin 1929 yılında Atatürk ile başladığını ve kentin
kısa sürede büyük bir gelişme gösterdiğini söyleyebiliriz. Yalova,
tüm bu sürecin neticesinde Atatürk’ün “Yalova, benim kentimdir”
sözüne layık olmuştur.
KAYNAKÇA
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), 30-18-1-2-6-55-16, 20.11.1929.
BCA, 30-18-1-2-9-17-1, 02.04.1930.
BCA, 30-18-1-2-10-27-16, 30.04.1930.
Cumhuriyet
Milliyet
Akşam
Vakit
Ulus
Akyol, Ahmet, Atatürk’ün Kenti Yalova, Yalova Belediyesi Yayınları, Ya-
lova, 2005.
Akyol, Ahmet, Atatürk ve Yalova, Yalova Valiliği Yayınları, 1998.
Banoğlu, Niyazi Ahmet, Atatürk’ün İstanbul’daki Hayatı I, Milli Eğitim Ba-
sımevi, İstanbul, 1973.
Nadi, Yunus, “Yalova’da Yeni Bir Âlem Vücuda Geldi”, Cumhuriyet,
110 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
14.09.1929.
Sevencan, Muhsin, Yalova Nüfus İstatistikleri (1325-2017), http://haber
ci.com.tr/tr-tr/kose-yazilari/2497/yalova-nufus-istatistikleri-1325-
2017.
Milli Mücadele Döneminde Yalova ve
Atatürk’ün Dış Politikası
Furkan Kaya ∗
GIRIŞ
Mustafa Kemal Atatürk, tarih sahmesinden çekilen altı asırlık
Osmanlı İmparatorluğundan, yeni Türkiye Cumhuriyetini
kurma çalışmaları içindeyken iç meseleler kadar dış politikaya da
büyük önem veriyordu. Osmanlı devleti Kurtuluş Savaşı devam
ederken işgalci devletler ile 10 Ağustos 1920 de imzaladıkları Sevr
Anlaşmasıyla Misak-ı Milli topraklarını işgalciler tarafından pay
edilmesini onaylarken, Türkiye, bağımsızlık mücadelesinde as-
keri sahada gösterdiği başarıyı, 24 Temmuz 1923’te Lozan An-
laşmasının imzalanmasıyla diplomatik başarısını da gösteriyor ve
Türkiye Cumhuriyet’nin uluslararası diplomaside tanınırlığını
sağlıyordu.
Atatürk’ün dış politikasını özetleyen en önemli sözü “Yurtta
sulh, cihanda sulh” tur. Milli mücadelenin başladığı andan itiba-
ren kalıcı barışı hedeflemiş olan Atatürk, Misak-ı Milli sınırları-
nın güvenliğini ve ülkenin bağımsızlığını sağladıktan sonra bunu
koruma çabası içinde olmuştur. Savaşın ancak milli bağımsızlık ve
vatan müdafasında yapılması gerektiğine inan Atatürk, 1923 yılı-
nın Şubat ayında tarihe şu önemli sözünü miras bırakmıştır,
“Harp zorunlu ve hayati olmalı. Milletin hayatı tehlikeye düşmedikçe
∗
Dr. Öğretim Üyesi, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü,
E-posta: kayafurkan@gmail.com, 0000-0001-8619-7593
112 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
1
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: II, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yayın-
ları, 1952, s. 124.
2
Ayhan Kamel, “1923’ten Günümüze Türk Dış Politikası ve Diplomasisi,” İnkı-
lap Kitabevi, 2014, İstanbul, s. 20
3
Ahmet Şükrü Esmer, Oral Sander, “Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1965),
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Sevinç Matbaası, An-
kara, 1969, s. 63.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE YALOVA VE ATATÜRK’ÜN DIŞ POLİTİKASI 113
4
Semih Yalçın, “Misak-ı Millî ve Lozan Barış Konferansı Belgelerinde Musul Me-
selesi”, Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası, Atatürk Araştırma Merkezi, An-
kara, 2000, s. 309.
5
Ahmet Şükrü Esmer, “Siyasi Tarih 1919-1939,” Ankara, 1953, s. 197
114 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
6
Anadolu Ajansı Bülteni, 6/11/1933
7
Robert Joseph & Harry Nicholas Howard, The Balkan Conferences and the
Balkan Entente 1930-1935: A Study in the Recent History of the Balkan and
Near Eastern Peoples, 1936, Berkeley: University of California Press.
8
Fatma Aslı Kelkitli, “İki Savaş Arası Döneminde İtalya’ya Karşı Balkanlar’da Bir
Dengeleme Politikası Denemesi: Balkan Antantı,” Ankara Üniversitesi SBF
Dergisi, cilt: 72, sayı:2, 2017, s. 437.
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE YALOVA VE ATATÜRK’ÜN DIŞ POLİTİKASI 115
9
Tevfik Rüştü Aras, “Görüşlerim,” Semih Lütfi Kitabevi, Ankara, 1942, s. 130.
10
Mustafa Sıtkı Bilgin, “İki Savaş Arası Dönemde Türkiye’nin Ortadoğu Politi-
kası,” Akademik Bakış, Cilt: 9, Sayı: 18, Yaz 2016, s. 39.
11
Aryeh Shmuelevitz, ‘Atatürk’s Policy toward the Geat Powers: Principles and
Guidelines’, içinde The Great Powers in the Middle East, 1919-1939, (ed.) Uriel
Dann, London, Holmes & Meier, 1988, s.315.
12
İsmail Soysal, “1937 Sadabad Paktı”, İsmail Soysal, Çağdaş Türk Diplomasisi:
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE YALOVA VE ATATÜRK’ÜN DIŞ POLİTİKASI 117
200 Yıllık Süreç, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1999, s. 338.
13
Ömer Osman Umar, “Cumhuriyet Döneminde Atatürk’ün Ortadoğu Politikası
(1923-1938), Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Dergisi Cilt: 6, Sayı:
2, 2010, s. 78.
118 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
14
Sina Akşin, “Ana Çizgileriyle Türkiye’nin Yakın Tarihi,” İmaj Yayıncılık, İstan-
bul, 1996, s. 81.
15
Hakan Uzun, “Montreux Boğazlar Sözleşmesinin Yankıları,” Ankara Üniversi-
tesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Say: 61, Güz 2017, s.
396
16
Hakan Selim Canca, Uluslararası Hukukta Türk Boğazları, Birinci Baskı, An-
kara, Seçkin Yayınevi, Mayıs 2012, s. 77
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE YALOVA VE ATATÜRK’ÜN DIŞ POLİTİKASI 119
17
İlhan Tekeli & Selim İlkin, “İkinci Dünya Savaşı Türkiye’si,” Birinci Cilt, İle-
tişim Yayınları, İstanbul, 2013, s.52
120 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
SONUÇ
Atatürk’ün vefatına kadar süren iktidarı boyunca tek dışişleri
bakanı olarak görev yapan Tevfik Rüştü Aras, dünyanın yeni ve
daha büyük yıkımla sonuçlanacak İkinci Dünya Savaşına doğru
hızla sürüklendiği dönemde Türk dış politikasını başarıyla yönet-
miştir. Kuşkusuz Aras ile Atatürk’ün diplomasi anlayışındaki
uyumun payı büyüktür. Tıpkı Atatürk gibi Aras’ta, Türkiye’nin
bölgesel entegrasyon projelerine liderlik yapması gerektiğini ve bu
sayede kurulacak paktlarla öncelikle bölgesel barış sağlanacak
daha sonra ise bir başka dünya savaşına imkan vermeyecek küresel
barış tesis edilebilecekti. Bu amaçla Türkiye, Balkan Paktıyla Bal-
kan ülkelerini, Sadabad Paktıyla da Orta Doğu ülkelerini bir
araya getirerek çok yönlü dış politika ile işbirliğini hedeflemişti.
Elbette Türkiye’nin Misak-ı Milli haritasını yok etmek isteyen
güçler, Türkiye’nin böylesine iki büyük pakta liderlik etmesini ve
bölgesel bir güç olmasını engellemek adına oldukça güçlü bir baskı
politikası yürütmüşlerdir. Neticede paktların ömrü uzun sürme-
miş ve İkinci Dünya Savaşı’nın önünde hiçbir engel kalmamıştır.
Lozan’dan sonra Türkiye’nin imzaladığı en önemli anlaşma süp-
hesiz Montreux Boğazlar Sözleşmesidir. Dünyanın belkide en
18
Akşam, 21 Temmuz 1936
MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE YALOVA VE ATATÜRK’ÜN DIŞ POLİTİKASI 121
KAYNAKÇA
Ahmet Şükrü Esmer, Oral Sander, “Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-
1965), Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Sevinç
Matbaası, Ankara, 1969.
Ahmet Şükrü Esmer, Siyasi Tarih 1919-1939, Ankara, 1953.
Akşam, 21 Temmuz 1936.
Anadolu Ajansı Bülteni, 6/11/1933
Aryeh Shmuelevitz, ‘Atatürk’s Policy toward the Geat Powers: Principles
and Guidelines’, içinde The Great Powers in the Middle East, 1919-
1939, (ed.) Uriel Dann, London, Holmes & Meier, 1988.
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: II, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Ya-
yınları, 1952.
Ayhan Kamel, “1923’ten Günümüze Türk Dış Politikası ve Diplomasisi,”
İnkılap Kitabevi, 2014, İstanbul.
Fatma Aslı Kelkitli, “İki Savaş Arası Döneminde İtalya’ya Karşı Balkan-
lar’da Bir Dengeleme Politikası Denemesi: Balkan Antantı,” Ankara
Üniversitesi SBF Dergisi, cilt: 72, sayı:2, 2017.
Hakan Selim Canca, Uluslararası Hukukta Türk Boğazları, Birinci Baskı,
Ankara, Seçkin Yayınevi, Mayıs 2012.
Hakan Uzun, “Montreux Boğazlar Sözleşmesinin Yankıları,” Ankara Üni-
versitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Say: 61,
Güz 2017.
İlhan Tekeli & Selim İlkin, İkinci Dünya Savaşı Türkiye’si, Birinci Cilt, İle-
tişim Yayınları, İstanbul, 2013.
İsmail Soysal, “1937 Sadabad Paktı”, İsmail Soysal, Çağdaş Türk Diploma-
sisi: 200 Yıllık Süreç, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1999.
Leften Stavros Stavrianos, Balkan Federation: A History of the Movement
toward Balkan Unity in Modern Times, Northampton: Department of
122 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
GİRİŞ
Tarih bilimi, karmaşık koşullardaki oluşumlarda tek bir sebep
var olduğunu kabul etmese de, koşullarıyla birlikte tarihteki olu-
şumu anlamlı bir bütün haline getiren kritik faktörü belirlemeye
çalışır. 1
Tarih hadiseleri seçerken sebeplerle, yani müteakip hadiseleri
determine eden ve onların teşekkülüne yol açan faktörler arasında
yaptığı tercihlerle, ister istemez felsefi tefekkür sahasına adım at-
mış bulunur. Hulâsa, tarih bir tarih felsefesine sahip olmaksızın
yazılamaz 2.
Aradığımız, eğer varsa, doğa bilimlerinde olduğu gibi tarihin
de yasasını bulabilmek. Yasanın ‘nasıl’ında kesinliğin olma iddiası
tartışmalıysa da, en azından ‘niçin’i metafiziğin alanı. Belki de fi-
zikle metafiziğin buluşma zamanı gelmiştir. Yer çekimi kanunu,
bir doğa yasasıdır ama ‘niçin’i değil ‘nasıl’ı izah eder. Newton’un
kafasına elma düştüğü için bu yasa var olmadı. “Niçin bu yasa
var?” sorusunun cevabı bizi Tanrı’ya götürür ama bu yasanın nasıl
çalıştığı keşfetmek bizi bilime götürür. Top oynayabiliyorsak,
yerde yürüyebiliyorsak, koşabiliyorsak yer çekiminin varlığı saye-
sindedir. İnsanoğlu koşabildiği gibi tarihin inşa sürecinde de halk-
∗ Araştırmacı-Tarihçi.
1 Prof. Dr. Yılmaz Özakpınar, Bir Medeniyet Teorisi, 1999, s. 59
2
Şahin Uçar, Tarih Felsefesi Yazıları, 2007, s. 115
124 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
3
Doğan Özlem, Tarih Felsefesi, 2016, s. 30
4
Z. Aşkın, S. Durğun, B. Geçit, Tarih Felsefesinde Nedensellik Sorunsalı, 2017, s.
18
126 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
5
Ayhan Bıçak, Tarih Metafiziği, 2014, s. 83
BÜTÜNCÜL TARİH 127
6
Rebecca Goldstein, Gödel’in Tamamlanmamışlık Kuramı, 2018.
128 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
7
İshak Arslan, Çağdaş Doğa Düşüncesi, 2016, s. 222
8
İshak Arslan, age, s. 230
BÜTÜNCÜL TARİH 129
9
Saffet Murat Tura, Zor Problem: Bilinç, 2018, s. 17
10
Türker Kılıç, Bağlantısal Yaşamdaşlık, 2021, s. 15
11
Türker Kılıç, age, s. 40-46
12
Türker Kılıç, age, s. 90
130 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
13
Z. Aşkın, S. Durğun, B. Geçit, Tarih Felsefesinde Nedensellik Sorunsalı, 2017, s.
71-74
BÜTÜNCÜL TARİH 131
kir ama bu ayrımı yaparken kişileri ‘kritik unsur’ olarak ele alınca
onların üzerinden ‘özgür neden’ kavramını yadsınamaz bir şekilde
kabul etmiş olacağım. Bununla birlikte halkları harekete geçirenin
iktidarlar olduğu, iktidarların yetkiyi güç üzerinden devşirdiği ve
geniş zaman diliminden bakınca gücün de belirleyici olması yad-
sınamaz. Böylece kişilere, topluma ve çağa iktidarları veren güçleri
tespit ederek zorunlulukları da izah etmek durumundayız.
Hem zorunluluk hem özgürlük… Bu bir çelişki mi? Bütüncül
tarih perspektifinden bakılınca, değil, karşıtların diyalektiği hiç
değil. Sadece mekanda vacip olanın zamanda mümkün olması.
Özne ve nesnenin ‘Ben’deki birlikteliği... Hem evet hem hayır…
İstiklal Savaşı’nın dönemlendirmesini ‘özgür neden’ bağla-
mında tasnif ettim.
İstiklal Savaşı’nın öncesinde tarafların gerekçelerini anlamlı
nedenler olarak izah edebilmek için bütün insanlık tarihini kağıda
dökmek gerekebilir. Bunu yapmayacağım elbette ama trilyonlarca
nöronun mesafe sınırı olmadan etkileşim içinde olabildiği gerçe-
ğini unutmadan, sadece iki ana olguyu muhakkak ele almakla ge-
rekir; Türklerin tarih içindeki değişime rağmen değişmeyen veya
çok az değişen vasıflarını, bir de kapitalizmin ruhunu…
‘Bütüncül Tarih’ adlı kitabımda bu iki zorunlu nedenin detay-
larını ele aldım.
BELİRSİZLİK DÖNEMİ…
1. Dünya Savaşı bitmiş, Mondros Mütarekesi imzalanmıştı.
Türkler için asırlar sonra ilk defa devletsiz kalma ihtimali gün-
demdeydi ama o günleri yaşayanlar biraz bezgin, çokça yorgun
ama bilinemezlikler ve belirsizlikler içinde şaşkındı. Yerel dire-
nişlerin öne çıktığı, kargaşanın egemen olduğu ilk dönemi ‘Belir-
sizlik Dönemi’ olarak adlandırmamın sebebi İstanbul’un iyice za-
yıflayan iradesine rağmen olayın odağında bulunmasıydı. Zihnen
teslim olanlar da, direnmeliyiz diyenler de yaptıkları eylem plan-
larında İstanbul’u merkez olarak ele alıyor, neticeye ulaşmanın
yöntemi olarak İstanbul’da etkin olmanın siyasetini yapmaya gay-
ret ediyorlardı. Padişah ve İstanbul Hükümetleri belirleyiciydi.
Hataları, sevapları, kararlarıyla ‘Belirsizlik Dönemi’ni şekillendir-
diler. Kişiler, gruplar, çeteler eylemlerini yaparken, kararlarını ve-
rirken İstanbul’a bakıyorlardı. Bu dönemi sonlandıran olay, 23
Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıdır.
Belirsizlik döneminde Anadolu’nun farklı köşelerinde yaşa-
nanlar aynı değildi ve doğal olarak farklı süreçlerden geçildi. Bunu
belirleyen etkenler, Anadolu’yu paylaşan düşmanların fikir birlik-
teliği içinde olmaması ve geçmişten gelen ticari ilişki içinde olduk-
ları bölgeleri terk etmek istememeleriydi; o bölgeleri kendi sö-
mürge alanı olarak kabullenmişlerdi. Ayrıca yerel aktörlerin, ön-
görü farklılıklarıyla birlikte, yakın gelecekte karşı cepheleri oluş-
turacak olan İstanbul’daki hükümet yetkilileri ve milliyetçi subay-
larla geçmişten gelen münasebetleri etkin unsurdu. Ege’de müte-
caviz Yunan’a karşı gelişen yerel dinamikler söz konusuyken, İn-
giliz’in farklı stratejisi Güney Marmara’da sükûneti sağlamıştı.
Kazım Karabekir’in Doğu Anadolu’daki ordusunun dışında dü-
zenli resmi birliklerden bahsetmek mümkün değildi. Ayrıca Ana-
dolu genelinde yeknesaklık göstermeyen iki tür yerel güç vardı;
çeteler ve kuvvacılar…
Belirsizlik döneminin Yalova özelindeki etkin karakteri Ak-
köylü İbo’dur. Kararlarıyla, özgür tercihleriyle etkili olmuş; şart-
ların ve fırsatların kendisine bölgenin iktidarını vermesi, döneme
damgasını vurmuştur. Şartlar değişene kadar çete reisi olarak ik-
tidarını sürdürmüştür.
134 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
14
Celâl Arıkan, Kurtuluş Savaşı Tarihi, 2019, s. XVIII
15
Taha Akyol, Türk’ün Ateşle İmtihanı 1921-1922, 2018, s. 47
BÜTÜNCÜL TARİH 135
16
Taha Akyol, 1919-1920 Mondros, Sevr ve Kuva-yı Milliye, 2016, s. 91
17
Fahri Belen, Türk Kurtuluş Savaşı, 2020, s. 46
18 Taha Akyol, age, s. 98
136 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
DİRİLİŞ DÖNEMİ
‘Diriliş’ döneminin önceki ‘Belirsizlik’ döneminden temel fark-
lılığı İstanbul’dan ayrı bir güç odağının ortaya çıkmış olmasıdır.
23 Nisan 1920’den itibaren irade artık Ankara’dadır. Emperyalist
hedeflere ilerleyenlerin, tükenmiş Osmanlı’yı masa başında pay-
laşmasının mümkün olmadığını idrak ettikleri yeni bir dönemdir.
Taraflar kendi oyunlarını yeni baştan kurgulayacaktır. Kimi he-
zeyanlarıyla, kimi hayalleriyle, kimi faydacı yöntemlere dayanan
gerçeklikleriyle ve kimi de can pahasına…
Kurtuluş Savaşı genelinde ikinci dönem, 13 Eylül 1921’de ger-
çekleşen Sakarya Meydan Muharebesi’ne kadar geçen toparlanma
süresidir. Savaşın sadece askeri başarıyla kazanılmayacağını gös-
teren önemli bir süreçtir. Düzensiz ve henüz toparlanamamış or-
duyla neyin başarılabileceği meçhulken Mustafa Kemal’in siyasi
başarısı bu döneme damgasını vurmuştur.
Yalova özelinde, işgal sonrası Kuvayımilliye olarak örgütlenen
Burhaniye Müfrezesi, Diriliş Dönemi’nin sürükleyicisidir. Müf-
reze, Türklerin elindeki en uç noktaya, yani Dumantepe’ye ko-
nuşlanmış, Ali Fuat Paşa tarafından verilen talimat gereği o böl-
geyi muhafaza etme, halkın resmi orduya katılması için faaliyet
gösterme, sivil halkı mezalimden korumak amacıyla Anadolu’nun
içlerine güvenlik içinde göç ettirme gibi görevleri yerine getirerek
tarihteki yerini aldı. Diriliş döneminin Yalova özelindeki etkin ki-
şileri müfrezenin öncüleri olan Abdülkadir Efendi ile Rasim
Efendi’dir. Anadolu’nun ‘Son Müfreze’si olan Burhaniye Müfre-
zesi’nin 15 Kasım 1921’de lağvedilerek resmi orduya katılmasıyla
‘Diriliş Dönemi’ sonlanmış, mücadelenin yereldeki karakteristiği
de yeniden değişmiştir.
ZAFER DÖNEMİ
İstiklal Savaşı’nın son dönemi, yaklaşık bir yıl taarruz için ya-
pılan hazırlıkları müteakip 30 Ağustos 1922’de başlayıp 9 Ey-
lül’de Yunan’ın İzmir’de denize dökülmesine kadar geçen süreyi
kapsıyor. Bu dönemin belirgin özelliği Mustafa Kemal’in başko-
138 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
KAYNAKÇA
Akyol, T. (2016). 1919-1920 Mondros, Sevr ve Kuva-yı Milliye.
Akyol, T. (2018). Türk’ün Ateşle İmtihanı 1921-1922.
Arıkan, C. (2019). Kurtuluş Savaşı Tarihi.
Arslan, İ. (2016). Çağdaş Doğa Düşüncesi.
19 İsim listesi Rasim Koçal’ın ‘Milli Mücadele Anıları’ adlı hatıratının sonunda
mevcuttur.
140 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
19 Ağustos 1930
ÇEŞİTLİ YILLARA AİT YALOVA FOTOĞRAFLARI 145
21 Temmuz 1932
Atatürk-ve-değişmez-Bakanı-Şükrü-Kaya
146 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
Atatürk-ve-Sadullah-Güney-Bey
Atatürk-Yalova-Çiftliğinde-Şükrü-Kaya-ile-birlikte
ÇEŞİTLİ YILLARA AİT YALOVA FOTOĞRAFLARI 147
23.04.1938
Çiftlikköy 1960
ÇEŞİTLİ YILLARA AİT YALOVA FOTOĞRAFLARI 149
1950-1960
150 MİLLİ MÜCADELE’DE YALOVA
1980 ler
/
C. •• j,
İTÖR
Doç.Dr.H cerKARABAĞ
: