You are on page 1of 4

Rönesans 1450-1600: yeniden doğuş anlamına gelen Rönesans, orta çağ sonrası aydınlanma

çağını oluşturan düşüncelerin olduğu yaklaşık 200 yıllık süreçtir. Kilise baskılarından
kurtulmaya çalışanlar insanlar bugünün yaşanması gerektiği düşünerek yaşamaya başlarlar.
Rönesans ile başlayan yaşam sevinci beraberinde danslar ve yeni çalgı gruplarını arttırır.
Vokal müziğe eşlik haricinde çalgı müziği de gelişir.

Gayda, lavta, korno, kitara, org, viyola, davul gibi çalgılar kullanılmaktadır.

Rönesans Dönemi Müziğinin Genel Özellikleri;

• Vokal polifonik stil doruğa erişir, besteciler öylesine ustalaşmıştır ki kilise, müzik ile
ilgili kurallardan ödün vermek zorunda kalır.
• Din dışı müzik önem kazanır. 1550’lerden itibaren bağımsız bir çalgı stili kendini
göstermektedir.
• Önceleri aynı aileden çalgı gruplarıyla yapılan müzik daha karma gruplarla yapılmaya
başlamıştır.
• Matbaanın gelişmesi ile birlikte ilk çalgı metotları yazılmaya ve yayımlanmaya
başlamıştır.

Barok 1600-1750: Barok şekli bozuk inci anlamına gelir. En kısa tanımıyla saray sanatıdır.
Beğeni düzeyi soylu sınıfını yansıtır. En önemli değişiklerden biri konçerto stilinin
yaygınlaşmasıdır. Vokal ve çalgısal güçlerin birleşip karşı karşıya geldiği bir müzik stildir.
Yine bu dönemlerde sürekli bas isimli bir tarz gelişir. Genellikle klavyeli ve telli çalgı ile
müziğin bas çizgisinde (ince ses ezgiye karşılık) çalınan bir eşlik etme tarzıdır.

J. S. Bach, Antonio Vivaldi, A. Corelli, Claudio Monteverdi gibi bestecilerin eserleri barok
müzik dönemini oluşturmaktadır.

Barok’un Rönesanstan farkı; daha süslü bir anlatıma sahip olmasıdır. Dönemin en ünlü çalgısı
klavsendir. Çalgısal müzik gelişmiştir. Bunun sebeplerinden biri Stradivarius ve Amati isimli
enstrüman yapımcılar enstrümanlarda çığır açacak yenilikler getirir. Virtüözite kavramı da bu
dönemlerde oluşur. Sonat, konçerto grosso, süit bu dönemin yaygın müzik türleridir.

Başlıca yeniliği majör minör kavramının gelişmesidir. Daha ayrıntılı ezgisel ve ritimsel süsler
uygulanmaya başlamışlardır. Çalgılar ebat olarak değişmiş gelişmiş ve çalım tekniği oldukça
gelişmiştir. Bach (konçerto, füg, prelüd, kontrpuan) Klasik döneme geçmeden önce “rokoko”
isimli bir dönem bulunmaktadır. Burada insanlar sanatta mimaride ve giyimde oldukça
gösterişli, açık ve abartı süslemeler kullanmıştır. (Müzikte de abartı süslemeler görülmekte.)
Klasik dönem 1750-1827: Haydn, rokoko dönemini de görmüş ancak senfonileriyle birlikte
klasik dönemi daha çok yansıtmaktadır. Klasik döneme gelindiğinde daha sade müzik
anlayışının hâkim olduğu görülür. Klasik döneme geçişteki en önemli etken piyano icadıdır.
Alberti bass tekniği ön plandadır (bir tür arpej). Senfoni yaygınlaşmıştır. Dönemin ünlü
bestecileri Joseph Haydn, W.A. Mozart, M. Clementi gibi isimlerdir.

En belirgin özellikleri:

 Gam iniş çıkışlar


 Temanın minör halllerinin gelmesi
 Cresendo ve de cressendo kullanımı
 Röpriz sıklığı
 Kadanslardan önce trill kullanımı.

W.A. Mozart: Erken yaşlarda müzikal dehası anlaşılmıştır. Çalgı ve besteci olarak hızlı
gelişim sağlamıştır. 17 yaşında saray direktörü olmuştur. İtalyaya gezi düzenliyor ve operayı
yerinde gördükten sonra 3 opera besteliyor. Konular olarak Türklerin viyanaya
yaklaşmasından ötürü Türklerden oldukça etkileniyor. İstanbula geliyor ve vurmalı sazlardan
etkileniyor. 35 yaşına kadar 600’den fazla eser besteliyor. Saraydan kız kaçırma isimli
bestesini yapıyor. Bir Osmanlı padişahının haremine aldığı konstanza isimli kıza yazıyor.
Hareme hapsedilen konstanzanın saraydan kaçırılma hikayesini konu almıştır. Singspiel isimli
bir teknik getiriyor. Üvertürü sanki bir senfoni gibi besteliyor. Türk etkili eserlerinde ziller ve
davulların ön planda olduğu görülmektedir.

Mozart operaları ikiye ayrılır: Komik opera: sihirli flüt saraydan kız kaçırma

Ciddi opera: ideomenia, don giovanni.

Requem bestelemiştir. Ağıt benzeri bir türdür. İncilden sözler okunur. Mozart ilk kez fagotu
duygusal ezgide kullanan isim olmuştur.

Fransız ihtilali 1789-1799:

Cumhuriyet ilk Fransada kurulmuştur. Devrim 10 yıl sürmüştür. Yeni fabrikalar kurulmuş
teknoloji gelişmiştir.

Romantik dönem 1827-1900: Müziğin kilise ve saray egemenliği altından çıkıp halka
yayıldığı, kalıpların ve düzenin yıkılıp yerine daha özgür olan romantizmin geldiği dönemdir.
Romantik anlatımın öncüsü Ludwig Van Beethoven ’dur.
L.V. Beethoven: Eşitlik kardeşlik ve özgürlük temalarına öncelik vermiştir. Devrimci yapısı
vardır. Napolyon Bonapart, Beethoven’ın idölüdür. 3 numaralı senfonisini ona yazmıştır.
Beethoven felsefesi romantik döneme geçiş sağladığından önem arz etmektedir.

1. bölümde kahraman gerekirse ölür.

2. bölümde kahramana cenaze düzenlenir.

3. bölümde halk kendi gelenek ve danslarıyla devam eder.

4. bölümde halk coşkuyla kutlama yapar genellikle majör tonlardadır.

Napolyonun kendini imparator ilan etmesiyle birlikte Beethoven buna üzülür ve 1. Bölümdeki
Bonaparta ait kısmı siler. Yerine eroica isimli bölüm getirir. Ölmüş kahramana ait bir tema
içermektedir.

Senfonileri: Dramatik-Senfonik ve Lirik-Romantik olmak üzere ikiye ayrılır.

5 nolu senfonisi: İnsanlar ne tür bir varlık, mutluluk, tatmin içerisinde olursa olsunlar en son
kaderleriyle buluşacaklarını tema edinir. Senfoninin içinde kader teması bulunmaktadır.
Ölümün kapıyı çaldığını tasvir amaçlı kullanılmıştır.

1. bölümde insan kaderiyle yüzleşir.

2. bölümde lirik hafif bir hava hakimdir.

3. bölümde sürekli mesaj veren temalar bulunmakta.

4. bölüm coşku ve kutlama içermektedir.

Yas matem do diyez do minör--- mi minör mi majör ve fa majör lirik havadadır.

9. senfonosi: ilk defa senfonin içine koro girer. 4. Bölümünde koro ve solistler
bulunmaktadır. Orkestrada ilk kez kontrafagot, flüt, trambon gibi çalgılar kullanılmıştır. Bu
eserini yazdığı dönemler tamamen sağırdı. İnsanların barış ve kardeşlik marşı olarak
bilinmektedir.

Lirik romantik senfonileri:

4-6-7-8. senfonileri.

4: 2 dramatik senfoni arasında lirik bir geçiş gibidir. Shumana göre bu eser en romantik
senfonisidir.
Romantizm: bu akım kişinin duygusallık, hayal gücü, melankoli, özgürlük, bireysellik,
mistik duygular, bestimselliğin ortaya çıktığı, klasik stil oluşumlarına karşı oluşturulmuş bir
akımdır. Duyguların bireysel olarak aynı şeyden nefret etmek veya aynı şeyden hoşlanmak
gibi bireysel hislerin değil; doğa, kıskançlık, gün batımı, vs gibi şeylerin ortaya çıkarılmasını
işlemektedir. Özellikle Fransız devrimin etkisiyle ortaya çıkmıştır.

6. Fa maj pastoral senfonisi: doğaya ait olan ve tek programlı senfonisi olan eseridir. Bir tek
bu senfonisini 5 bölümlü yazmıştır. Programlı senfoninin ortaya çıkmasındaki ilk isim
Beehoven’dır. 5 bölümün 5 farklı ismi vardır:

1- kıra ulaşıldığında uyanan neşeli duygular

2- derenin yanındaki sahne

3- köy halkının mutlu toplantısı

4- fırtına boran

 Arasız

5- çobanın senfonisi

7. senfoni la maj: kendisinin en iyi eserim dediği eseridir. Macar slav halk danslarının olduğu
eserdir. Eserin en dramatik sayılan bölümü 2.bölümdedir. diğer bölümleri daha coşkuludur. 2.
Bölüm hepsine karşılık çok ağırdır.

8. senfoni küçük senfonisi: Haydn’a ithaf gibi yazmıştır. Kulağa da Haydn’ın bir
senfonisiymiş gibi gelmektedir.

You might also like