You are on page 1of 104

BÖLÜM I

GİRİŞ

Azeri klasik müziğinin büyük isimlerinden biri olan Fikret Amirov, Azeri
müziğini tüm dünyaya tanıtan ve sevdiren bestecilerden biridir. Amirov sanatında Batı
müziği formlarını parlak ulusal karakter taşıyan bir içerikle zenginleştirmiş, kendine
özgü bir anlatım tarzı yaratmıştır. Besteci, Şur, Kürd Ovşarı ve Gülistan Bayati-Şiraz
yapıtlarıyla müzikte yeni bir tür olan senfonik makam türünü yaratmıştır. 1948’de
bestelediği Şur ve Kürd Ovşarı senfonik makamları Amerika’da ünlü orkestra şefleri
olan L. Stokovski ve Ch. Münch taraflarından yönetilmiş, bu konserler Amirov’u tüm
dünyaya tanıtmış ve Doğu senfonik müziğinin doğuşu olarak nitelendirilmiştir.

Değişik türlerde değerli yapıtlar beteleyen Amirov, Azeri müziğini, çağdaş


konuya yazılmış Azeri operasıyla (“Sevil”, 1953), masal konusuna yazılmış Azeri
balesiyle (“1001 Gece”, 1979), ayrıca, Azeri piyano müziğini ilk piyano sonatıyla
(Romantik Sonat, 1946), ilk konçertoyla, (piyano ile halk çalgıları için Konçerto, 1947)
zenginleştirmiştir. Grieg, Çaykovski ve diğer parlak ulusal karakter taşıyan besteciler
gibi Amirov’un sanatı da ulusal folklor pınarından kaynaklanmakta, bu durum
Amirov’un eserlerinin armonik, ezgisel ve ritim yapısına yansımaktadır. Amirov’un
zengin melodizmi sanatının en parlak özelliğini oluşturmakta ve geleneksel müzikten
temellenmektedir.

Amirov bir dizi Doğu ülkesini (Türkiye, İran, Mısır, Irak, Suriye) dolaşmış, bu
ülkelerin ulusal müziğini incelemiş ve bu ülkelerin müziğiyle Azeri geleneksel müziği
arasında bir çok benzerlik bulmuştur. Bu benzerlikler, bestecinin kardeş halkların
müziğini kullanarak parlak yapıtlar yaratmasını sağlamıştır (Örneğin, Arap Temaları
Üzerine Piyano Konçertosu, Alban (Arnavut) Temaları Üzerine İki Piyano İçin Süit).

Türk ve Azeri geleneksel müziğinin tarihten kaynaklanan yakınlıkları, Amirov


ve onun müziğinin geleneksel Türk müziğine yakınlığının da temelini oluşturmaktadır.
Bu bestecinin Türkiye’de daha iyi tanınması ve onun piyano eserlerinin Türk piyano
eğitiminin bir parçası haline gelmesinin Türkiye’deki müzik ortamına katkı sağlayacağı
kuşkusuzdur.
1.1. Problem
Fikret Amirov Azerbaycan müzik sanatının önde gelen isimlerinden biridir.
Diğer Azeri bestecilerin müziğinde olduğu gibi Amirov da müziğinde klasik sistemi
ulusal makamlarla birleştirmekte ve bu birlikte ulusal düşünce mantığı üstün
gelmektedir. Amirov, Hacıbeyov’un açtığı yolda ilerleyerek geleneksel Azeri ezgilerini
çok sesli Azerbaycan müziğinin öğeleri olarak kullanmıştır.

Amirov klasik müzikten yararlanmış olmasına karşın, eserlerinde Doğu’nun


makamsal temele dayanan geleneksel müziğini yansıtmakta, onun piyano tekniği bir
ölçüde Doğu müziğindeki geleneksel çalma ve söyleme biçimlerine dayanmakta, piyano
eserlerinde çağdaş ve kendine özgü bir armonik yapı ve yazım tekniği göze
çarpmaktadır. Bu nedenle Amirov’un piyano eserleri sadece klasik müziğin geleneksel
kalıpları içerisinde değerlendirilirse yeterince anlaşılamaz ve dolayısıyla bu müziğe
uygun bir yorumla seslendirilemez.

Amirov’un piyano müziğinin yukarıda anlatılan konular ışığında incelenerek


çözümlenmesi, bu müziğin icrasında yol gösterici olacak, karşılaşacak güçlüklerin
aşılmasına katkı sağlayacaktır.

Diğer taraftan, geleneksel Azerbaycan ve geleneksel Türk müziğinin tarihten


kaynaklanan yakınlıkları ve Amirov’un piyano eserlerinde geleneksel Azerbaycan
makamlarından yararlanması, bu iki müzik arasındaki ilişkinin dayandığı temelin ortaya
konmasını da gündeme getirmektedir. Böylece, özellikle Türk piyanistler Amirov’u
daha iyi tanıyabilir ve bu piyanistlerin, repertuvarlarında onun eserlerine daha yoğun bir
şekilde yer vermelerine yol açılabilir. Ayrıca, Türkiye’deki konservatuvarlarda ve
müzik eğitimi veren diğer okullarda eğitim görmekte olan öğrenciler de piyano
eğitimlerinde Amirov’un piyano eserlerinden yararlanma olanağını elde edebilirler.

1.2. Amaç
1. Amirov’un piyano eserlerinin armoni, yazım tekniği ve form açısından
çözümlenmesi, dayandığı geleneksel modların ortaya konması,
2. Bu eserlerin doğru bir teknik ve yorumla seslendirilebilmesinde ipuçları
olacak verilerin elde edilmesi,
3. Amirov’un piyano eserleri ile geleneksel Türk müziği arasındaki ilişkinin
makamsal açıdan ortaya konması,
4. Böylece, Amirov’un piyano müziğinin daha iyi anlaşılması, dolayısıyla
gerektiği gibi seslendirilebilmesi, Türk piyanistlerin repertuvarlarında onun eserlerine
daha yoğunlukla yer vermesi ve Türkiye’de bu eserlerin piyano eğitiminin bir parçası
olarak kullanılmasının sağlanabilmesi bu araştırmanın amaçlarını oluşturmaktadır.

1.3. Önem
Azerbaycan’ın en önemli ve dünyaca tanınmış bestecilerinden biri olan Fikret
Amirov’un ve onun piyano eserlerinin Türkiye’de daha iyi tanınmasının Türk piyano
icracıları, öğretmenleri ve öğrencilerine, dolayısıyla Türk piyano eğitimine de yararlı
olacağı düşüncesi bu araştırmayı önemli kılmaktadır.

1.4. Sayıltılar
Bu araştırmada aşağıdaki sayıltılardan hareket edilmiştir.
1. Azeri ve Türk geleneksel müziklerinde aynı veya benzer diziler
bulunmakta, her iki müzik makamsal bir temele oturmaktadır. Dolayısıyla, Amirov’un
piyano eserlerinin geleneksel Türk müziğine yakınlığı, bu eserlerin Azeri geleneksel
müziğine dayanmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum, Amirov’un ve onun
eserlerinin Türkiye’de daha iyi tanınmasını ve Türkiye’deki müzik ortamına daha fazla
katkıda bulunmasını kolaylaştıracaktır.
2. Bu araştırma, Amirov’un ve onun piyano eserlerinin daha iyi
anlaşılmasında, bu eserlerin doğru bir teknik ve yorumla seslendirilmesinde yol
gösterici olacaktır.

1.5. Sınırlılıklar
Bu araştırma, Amirov’un piyano için bestelediği Çocuk Tabloları, 12 Minyatür,
Varyasyonlar, Romantik Sonat ve Arap Temaları Üzerine Konçerto’nun form, armoni,
stil ve geleneksel müzik açılarından incelenmesiyle sınırlandırılmıştır.

1.6. Tanımlar
Ballade: Eski Yunan’dan beri Batı’da değişik biçimlerde varlığını sürdüren bir
müzik ve yazın türü. Müzik olarak tanımı, çarpıcı, etkileyici kısa öyküler anlatılan halk
şarkısı.

Barcarole: İtalya’da, Venedik kentindeki sandalcıların söyledikleri ağır


tempolu, duygusal şarkılar. 6/8 ya da 12/8 ölçüde yazılır.
Basso ostinato: Bir müzik yapıtının en alt partilerindeki melodik doku. Bu, sabit
ve yinelenen tema, üstteki melodileri birleştirici bir temel işlevi görür.

Coda: Bir müzik yapıtında, yapıtın tümüyle bittiği duygusunu uyandıran bölüm
sonları. Aynı zamanda, tema bakımından bir sonraki bölümün de habercisi. Sonat ve füg
biçimindeki yapıtların başlıca özellikleri arasındadır.

Codetta: Coda’nın kısa süreli olanı.

Edisyon: Basım

Elegie: Hüzün, keder veren şiirler. Mersiye, ağıt. Bu gibi şiirlerden bestelenmiş
ya da bu duyguları uyandıracak türde yazılmış müzik yapıtları.

Episode: Oyalama, ana temanın ilk gelişi ile ikinci gelişi arasına konulan müzik
buluşu, ara cümle.

Humoresgue: Çalgılar için yazılan canlı, coşkulu parçalar ya da parçaların


içindeki bu tür bölümler.

İdil: Kır yaşamı içinde aşk konusunu işleyen kısa koşuk.

İmitasyon: Benzetim, taklit. Bir müzik yapıtında ilk giren partinin bir ya da
birkaç ölçü geriden yinelenmesi. İlk parti ya aynen kovalanır ya da değişik nitelikte
benzetimler yapılır. 16. yüzyılda kilise müziğinde başladı.

Impromptu: Esin, ilham, içe doğan. 19. yüzyılda önceleri lied üslubunu
belirleyen bir terim olarak kullanıldı. Daha sonraları, tek bölümlük, bağımsız,
doğaçlama çalınıyormuş izlenimi veren piyano parçaları için kullanılır oldu.

Kadans: Bitiş. Konçerto ya da aryalarda, bir bölümün biteceğine yakın, solistin


virtüözlük gösterisine olanak sağlayan pasaj.

Kapriçyo: Önceleri füg tarzında yazılmış çalgı müziği anlamında kullanıldı. 19.
yüzyılda, belirli bir yapıya bağlı olmayan, özgür, fakat beklenmedik etkiler yaratmayı
amaçlayan coşkulu müzik türü olarak gelişti.

Koma: Kesinti. İki ses arasında, kulağın ayırt edebileceği en küçük aralık. Türk
müziği nota yazısında: Bir tam sesin dokuzda bir oranında pesleştirilmesi koma bemolü;
yine aynı oranda tizleştirilmesi koma diyezi işaretiyle belirtilir.
Konçerto: Genellikle orkestra eşliğinde, bir çalgı için yazılmış, üç bölümden
oluşan müzik yapıtı. Birinci bölümün parlak, ikinci bölümün yavaş, üçüncü ya da final
bölümünün canlı tempoda olmasına özen gösterilen konçertolar, yazıldıkları çalgının
tüm olanaklarını zorlayan, icra edecek sanatçının o çalgıda ustalaşmış olmasını
gerektiren, önemli müzik formlarının başında yer alır.

Kontrpuan: Bestecilikte, akorlara dayalı armoninin yerine, zaman


beraberliğinden yararlanarak birçok ezgiyi üst üste getirme sanatı. Bir anlamda ezgiye
ezgiyle yanıt verme tekniği. Polifoni ile eş anlamdadır.

Legato: Birlikte, bağlı. Ses ve çalgı müziğinde, notaların kesintisiz birbirini


izlemesi gerektiğini belirtir.

Leitmotiv: Bir müzik yapıtını oluşturan süre içinde, kimi zaman beliren ayırt
edici motif, tema.

Marş: Ritmi, yürüyen bir kimsenin, bir topluluğun adımlarını anımsatan, sözlü
ya da sözsüz müzik parçası.

Minyatür: Müzikte kısa bir müzik parçası.

Modülasyon: Bir tondan başka bir tona geçiş. Ton değiştirimi.

Motif: Bir müzik yapıtının tümünde ya da bir bölümünde, çeşitli yönlerden


birlik sağlayan, belirleyici küçük birim. Bu birim, bir yapıtın ritminde, melodisinde ya
da armonisinde yinelendikçe kendini belli eder.

Müzikli komedi: Müzikal. Müzikli film ya da müzik eşliğinde sahnelenen oyun.

Nocturne: Gece müziği anlamına gelen, fakat çeşitli müzik düşünceleri


tanımlayan bir terim.

Partisyon: Bir orkestra ya da koro yapıtında, seslere ve çalgılara ait bütün


partilerin belli bir sıraya göre yazılı olduğu nota defteri ya da kitapçığı.

Pasaj: Bir müzik yapıtının gösterişli bölümü ya da bir parçası.

Polifoni: Çoksesli. 16. yüzyıldan sonra, birden çok ezginin konturpuan


kurallarına uygun biçimde bir araya getirildiği çok sesli müzik türünü tanımlamak
amacıyla kullanılmaya başlandı.
Poliritmi: Değişik ritimlerin değişik ölçüler (süre) içinde kullanılmasından
oluşan ritim bütünlüğü.

Prelüd. Giriş, başlangıç müziği. İlk örnekleri 16. yüzyılda görülmeye başlandı.
18. yüzyılda operada, başta ve perde aralarında çalınan bir tür uvertür biçimini aldı.
Zamanla özgün bir form niteliği kazandı.

Puandorg: Durak. Bir sesin veya uygunun uzatılması için kullanılan bir işaret
(veya )

Regıster: İnsan sesi ya da çalgıların, bir müzik yapıtını seslendirmesi için


gereken perde (ses) genişlikleri.

Repertuvar: Müzikçi veya bir topluluğun icra etmek üzere hazırda


bulundurduğu program.

Romance: Duygulu ve dokunaklı şiirden esinli parça, çoğunlukla küçük şarkı.

Romantik: Romantizm akımına ait. 18. yüzyılın sonlarında başlayan, duygu,


coşku ve imgeye aşırı yer veren sanat akımı.

Rondo: Ana motifin birçok kez yinelenmesiyle oluşturulan bir beste türü.

Sceherzo: 1.Şaka, alay, neşe, coşku. 2. Bu üslupta yazılmış müzik yapıtları ya


da bölümleri.

Senfoni: Sonat formundaki orkestra yapıtı. Klasik senfoni dört bölümden oluşan
bir bütündür.

Sonat: Bir ya da iki çalgı için yazılmış, üç ya da dört bölümden oluşan müzik
yapıtı.

Süit: Değişik formlarda fakat aynı tonalitede yazılmış dans müziklerinden alınan
bölümlerin birbirine eklenmesiyle oluşturulan yapıt türü. 19. yüzyılın ikinci yarısından
sonra yazılan süitlerde, dans müziği dışındaki çalgısal yapıtlardan alınan parçalar da
kullanılmaya başlandı.

Tarantella. 3/8 ya da 6/8 ölçülerde hızlı tempolu bir İtalyan halk dansı.

Tampere: Eşit aralıklı. 1) Oniki eşit yarım tondan oluşan gam ya da dizi. 2) Bir
oktavın oniki eşit aralığa (yarım tona) bölündüğü akort düzeni.
Toccata: Çalgı müziğinde parlak bir besteleme üslubu. İtalyanca toccare
(dokunmak) sözcüğünden türeyen bu terim, önceleri doğaçlama çalınan parçaları
(ricercare, prelude) tanımlamak için kullanıldı. 16. yüzyıldan başlayarak bu tür müziğe
önce org ve klavsen, daha sonra da piyano gibi klavyeli çalgılar egemen oldu. Bu gün
toccata, yalnızca klavyeli çalgılar için yazılan bir müzik türü olarak kabul edilir.

Unison: Ünison. Ses birliği.

Vals: 1) 3 / 4’lük ölçüde, 3 zamanlı bir dans. 2) Bu dansın müziği. 3) Yalnız


çalgılar için yazılmış beste türü.

Varyasyon: Çeşitleme, bir temanın değişiklerle yinelenmesi.

Virtüözite: Virtüözlük. Herhangi bir müzik aletini büyük ustalıkla çalabilme


yeteneğine sahip oluş.
BÖLÜM II

YÖNTEM

2.1. Araştırma Modeli

Bu araştırmada, durum tespitine yönelik olmak üzere, tarama modeli temel


alınarak betimsel yöntem kullanılmıştır.

Tarama modellerinde, araştırma konusu olan olay, birey ya da nesne, herhangi


bir değiştirme veya etkileme çabası olmaksızın, geçmişte ya da halen varolduğu
durumuyla betimlenmeye çalışılır. Bilinmek istenilen şey vardır ve oradadır. Önemli
olan, onu uygun bir biçimde “gözleyip” belirleyebilmektir.1

2.2. Evren ve Örneklem

Bu araştırmanın evrenini Amirov ve onun müziği ile Türk ve Azerbaycan


geleneksel müzikleri, örneklemini ise Amirov’un bu araştırma için seçilmiş piyano
eserleri oluşturmaktadır.

2.3. Verilerin Toplanması

Tarama modelinde yapılan araştırmalarda nesne ya da birey doğrudan kendisi


incelenebileceği gibi, önceden tutulmuş çeşitli kayıtlara (yazılı belge ve istatistikler,
resimler, ses ve görüntü kayıtları vb.), eski kalıntılar ve alandaki kaynak kişilere
başvurulabilir.2

Bu araştırmada elde edilen verilere Amirov’un seçilmiş piyano eserlerinin nota


basımlarının analizi, yazılı kaynaklar ve kaynak kişiler yoluyla ulaşılmıştır.

1
Niyazi Karasar, (1994): Bilimsel Araştırma Yöntemi; Kavramlar, İlkeler, Teknikler, 3A Araştırma
Eğitim Danışmanlık Ltd., Ankara: s. 77.
2
Aynı; s. 77.
2.4. Verilerin Çözümü ve Yorumlanması

Bir tarama araştırmacısı çeşitli yollardan elde edeceği dağınık verileri, kendi
gözlemleri ile, bir sistem içersinde bütünleştirerek yorumlamak durumundadır.3

Bu araştırmada elde edilen veriler, Amirov’un bu araştırma için seçilmiş piyano


eserlerinde kullandığı makamlar ile makama dayalı ve Doğu’ya özgü geleneksel bir
takım özelliklerin geleneksel Türk müziği ile ilişkisi, bu piyano eserlerinin özelliklerine
uygun bir seslendirmenin yapılabilmesi ve Türkiye’de piyano eğitiminde
kullanılabilirliği açılarından çözümlenmiş ve yorumlanmıştır.

3
Niyazi Karasar, (1994): s. 77.
BÖLÜM III

BULGULAR ve YORUM

3.1. Fikret Amirov’un Yaşamı

Fikret Amirov Azerbaycan klasik müziğinin önde gelen isimlerinden biridir.


Sanatının önemli öğelerinden olan lirizm ve ezgisellik, ulusal-geleneksel müziğe
dayanan temelle birleşerek bir çok muhteşem yapıtın yaratılmasını sağlamış, böylece,
Amirov Azeri müziğini tüm dünyaya tanıtmış ve sevdirmiştir.

Amirov’un eserleri eski Sovyetler Birliği’nin kentlerinde, Amerika’da


Almanya’da, İngiltere’de, Fransa’da, Meksika’da, Türkiye’de, İran’da, Mısır’da ve
diğer bir çok ülkede seslendirilmiştir. Amirov’un eserlerini G. Abendrot, Ch. Münch, L.
Stokovski, Y. Svetlanov, G. Rojdestvenski, Niyazi, N. Rzayev, R. Melikaslanov gibi
ünlü orkestra şefleri yönetmiştir.

Amirov bir çok türde müzik yazmasına rağmen, sanatının önde gelenleri senfoni
ve sahne müziği türleridir. Piyano müziğinin de bestecinin sanatında önemli bir yeri
vardır.

Besteci, Azerbaycan’da ilk piyano sonatı, ilk konçerto, aynı zamanda, çağdaş
konuya yazılmış opera ve konusu masal olan baleyi besteleyen kişidir.

Ulusal makamları senfoninin yapısal ilkeleriyle kaynaştıran Amirov, senfonide


yeni bir tür olan senfonik makam türünü yaratmış, besteciyi tüm dünyada üne
kavuşturan bu tür yapıtlar, Azeri müziğinin tanınmasını ve sevilmesini sağlamıştır.

Fikret Amirov, 22 Kasım 1922’de Azerbaycan’ın Gence kentinde doğdu.


Bestecinin, ses ve tar sanatçısı olan babası Meşhedi Cemil, önceleri icracı müzisyen,
sonraları ise eğitimci olarak tanınmıştır. O, ulusal-geleneksel müziğin ilkelerini
öğrendikten sonra İstanbul’a gelmiş, burada Türk ve İran müziğini incelemiş, değişik
Doğu çalgılarını çalmayı ve müzik teorisini öğrenmiştir. Türkiye’de eğitim gören,
konserlere çıkan, Azeri makamlarını ve halk şarkılarını notaya geçiren Meşhedi Cemile,
ünlü Türk müzikolog Rauf Yekta Bey çok destek olmuştur. Daha sonra vatana dönerek
1923’te Gence’de Müzik Okulunu kurmuş, Müzik Lisesi’nde müdürlük yapmıştır.
Doğal olarak küçük Fikret’in müzik eğilimlerine ve eğitimine babasının büyük katkısı
olmuştur.

İlk müzik eğitimini Gence Müzik Lisesinde alan Amirov Bakü’ye gelmiş ve
sınavı kazanarak, 1939’da Bakü Konservatuarı’nın kompozisyon bölümünde Prof. B.
Zeydman’ın sınıfında eğitime başlamıştır. Başlayan 2. Dünya Savaşı nedeniyle orduya
katılan 1943’te yaralandıktan sonra ameliyat geçiren ve tedavi olan besteci, 1944’te
konservatuvar’a dönmüş ve buradan 1948’de mezun olmuştur. Amirov daha öğrenci
iken değişik türlerde eserler yazmıştır. Piyano için minyatürler, Varyasyonlar (1939,
birinci versiyon) “Yıldız” romansı, piyano için “Romantik Sonat” (1946), “Yürek
Çalanlar” (1944) ve “Gözün Aydın” (1946) müzikli komediler, piyano ve keman için
ikili konçerto (1947), yaylı sazlar orkestrası için “Nizami” senfonisi (1947). Aynı yılda
bestecinin A. Babayev ile ortak yazdığı piyano ve halk çalgıları orkestrası için konçerto,
Azerbaycan’daki ilk piyano konçertosu olarak önem taşımaktadır.

Amirov 1948’de Bakü Konservatuvarı’nı mezuniyet sınavı için yazdığı tek


perdeli “Yıldız” operası ile tamamlar ve bundan sonra sanatının olgun dönemi başlar.

Amirov, 1948’de yazdığı “Şur” ve Kürd Ovşarı” senfonik makamlarıyla yeni bir
senfonik form yaratmıştır. Doğu dünyasında ilk kez makamları çağdaş senfoni
tekniğiyle birleştiren bu eserler, besteciye dünya çapında ün kazandırmış, yeni “Doğu
Senfoni Müziği” anlayışının yaratılmasını sağlamıştır. Ünlü Sovyet müzikolog V.
Vinogradov bu konuyla ilgili olarak şöyle yazmaktadır:

F. Amirov’un eserleri hakkında yabancı basının referanslarını


okuduğumuz zaman bir kez daha görüyoruz ki; bu eserler gerek
Doğu’da gerekse Batı’da kabul edilmektedir. Fakat bu eserler
farklı değerlendirilmekte, Batı’da bu müzik hakkında “yeni ses
dünyasını anlatır”, “farklıdır”, “yenidir” denmekte, Doğu’da ise
bu müziğin gerçekçiliği, ulusal kaynaklara dayanışı, Doğu
dinleyicisine yönelişi kaydedilmektedir. Bu müzikle ilgili hem
Batı’da hem Doğu’da “Doğu senfoni müziği” kavramı
kullanılmaktadır.4

4
Viktor Vinogradov (1983): Fikret’in Müzik Dünyası, Yazıcı Yayınevi, Bakü: s. 47.
L. Stokovski Amerika’da yapılan konserden sonra Amirov’a şöyle yazmaktadır:
“Dinleyiciler ve orkestra sizin müziğinizi coşkuyla karşıladılar”.5

Ünlü Sovyet müzikolog B. Yarustovski, Amirov’un eserlerinin Amerika’da


seslendirilişini şöyle anlatmaktadır: “New York” Karnegı Holl’de yapılan konserde
Boston Senfoni Orkestrası tarafından seslendirilen “Kürd Ovşarı” senfonik makamı
büyük coşkuyla karşılanmıştır. Ünlü şef Charles Münch konserden sonra sahneye çıkan
genç Azeri besteciye sarılmış, onu kutlamıştır. Amerikalı dinleyiciler konserden
aldıkları izlenimleri şöyle anlatmışlardır: “Bu bizim için yeni bir ses dünyasının keşfi,
“Doğu senfoni müziğinin” doğuşuydu.”6

Türk basınında, Amirov’un Türkiye’de seslendirilen yapıtlarına ilişkin yazılar


yer almakta, “Ulus” gazetesi “Nizami” senfonisi kaynar lava benzer”, “Milliyet”
gazetesi “bu müzik en iyi orkestra repertuvarlarına layıktır” demektedir.7

Bir Iraklı gazeteci şöyle yazmaktadır:

Amirov’un senfonik yapıtları Sovyet Cumhuriyetleri, Amerika, Batı


Almanya, Doğu Almanya, Fransa, İngiltere, İsveç, Polonya,
Romanya, Çekoslovakya, Bulgaristan, Küba, Meksika, Türkiye,
İran ve Mısır’ın en iyi orkestraları tarafından seslendirilmiştir.
Batı basını onun hakkında yeni türün-senfonik makamın yaratıcısı,
demektedir.8

Türk ve İran dinleyicileri Amirov’un müziği hakkında “bu bizim müziğimiz”


demektedirler. Bestecinin “Azerbaycan Kapriçyosu” hakkında Türk basınında, “Bu on
dakikalık eserde zaman yaşar ve soluk alır”9 denmektedir.

20. yüzyılın büyük bestecisi Şostakoviç, Amirov’un müziği hakkında, “Amirov


zengin melodik yeteneğe sahip bir bestecidir. Melodi onun sanatının ruhudur.
Eserlerinde Azerbaycan folklorundan yararlandığı görülür”10 demektedir.Diğer ünlü
besteci A. Haçaturyan, Amirov hakkında, “benim en çok sevdiğim bestecilerden birisi”,
Amirov’un senfonik yapıtları hakkında ise, “bu üstün müzik dinleyiciyi ilgisiz

5
V. Vinogradov, (1983): s. 41.
6
Aynı; s. 48,49.
7
Svetlana Mirzayeva, (1978): Fikret Amirov, Yazıcı Yayınevi, Bakü: s. 20.
8
Aynı; 42.
9
Mirzayeva, (1978): s. 42.
10
Daniil Danilov, (1959): Fikret Amirov, Sovyet Bestecisi Yayınevi, Moskova: s. 12.
bırakmaz, derinden heyecanlandırır, kalbe kadar gider” demektedir. Haçaturyan
“bestecinin tüm eserlerine özgü olan müthiş duygusallığı” özellikle belirtmiştir.11

Bestecinin olgun döneme ait diğer eserleri şunlardır: Çello ve piyano için
“Elegie” ve “Poem-Monolog” (1948), keman ve piyano için “Makam-poem ve
“Ballade” (1948), piyano için iki prelüd (1948) ve iki Impromptu, unison keman, çello
ve iki piyano için Ü. Hacıbeyov’a ithaf edilen “Elegie” (1949), “Azerbaycan
kapricyosu” senfonik süit (1950). 1953 yılında ise “Sevil” operası yaratılmıştır. Amirov
sanatının önemli eserlerinden biri olan “Sevil” operası çağdaş konuya yazılan ilk lirik-
psikolojik Azeri operası olarak önem taşımaktadır.

50’li yılların diğer eserleri: iki piyano için Alban (Arnavut) Temaları Üzerine
Süit (1955), piyano için “12 Minyatür” (1955), “Çocuk Tabloları” (1956), E. Nezirova
ile ortak yazılan Arap Temaları Üzerine Piyano Konçertosu (1957), orkestra için
“Senfonik Danslar” (1963), Vokal-Koreografik Poem “Nesimi” (1969). 1971 yılında
yazılan üçüncü senfonik makam “Gülistan Bayati-Şiraz’da senfonik orkestraya mezzo-
soprano partisyonu da eklenmiştir.

Amirov’un son dönem önemli yapıtlarından biri de “1001 Gece” balesidir


(1979). Kısa bir zamanda ün kazanan ve bir dizi önemli sahnede sahnelenen bu eser,
Azeri bale sanatını yeni bir tip olan masal konusuna yazılmış bir baleyle
zenginleştirmiştir.

F. Amirov aynı zamanda, bir çok Azeri halk şarkısını derlemiş, bir dizi romans
ve şarkı bestelemiştir. Bunların içinden Küçelere (Sokaklara) Su Serpmişem” ile
Türkiye’deki yarışmada ödül kazanan ve burada çok sevilen “Reyhan” şarkısı örnek
gösterilebilir.

1968 yılında Türkiye’ye davet edilen Amirov, bu ülkedeki izlenimlerini “Müzik


Sayfaları” kitabında ele almıştır. “Bir ay Türkiye’de” başlıklı bölümde besteci şöyle
anlatır:

Türkiye seferimin müzik programı çok zengin ve ilginç oldu.


Ankara Konservatuarı’nda eski dostlarım, güzel müzisyenler N. K.
Akses, U.C. Erkin ve A.A. Saygun’la görüştüm.

11
V. Vinogradov, (1983): s. 39.
Besteciler birbirleri ile görüştüklerinde ilk söz her zaman
piyanonundur. Türk dostlarım beni yeni eserleriyle tanıştırdılar.
Adnan Saygun’un piyano için yazdığı etütler çok hoşuma gitti. Bu
güzel ve kıvrak eserin temelini halk müziği oluşturmaktadır…

Sevinç hissiyle öğrendim ki, Kars, Erzurum ve İstanbul şehirlerinin


amatör müzik toplulukları Üzeyir Hacıbeyov’un “Arşın mal alan”,
ve “Meşhedi İbad” müzikli komedilerini defalarca büyük başarıyla
sahnelemişlerdir.

Azeri müziğinin ahengi Türk dinleyicilerine yakındır. Azeri müziği


seslendirilen salonda ilgisiz kalan olmuyor. Türk dostlar halkımın
müziğine o kadar büyük ilgi gösterdiler ki; onların ısrarıyla ben
defalarca piyanist, tarcı ve hatta şarkıcı gibi sahneye çıkmış
oldum.

… Yeri gelmişken folklor hakkında birkaç kelime söylemek


istiyorum. Ben güzel melodik zenginliğiyle seçilen Türk halk
müziği eserleriyle tanışmak için her bir fırsattan istifade
ediyordum. Ünlü Türk aşığı Dursun Cövlanı’nın şarkılarını
dinlerken gerçek sanatsal zevk aldım.12

… “Mevlana haftası” da beni unutulmaz biçimde etkiledi. Bu


olağanüstü ve renkli gösteriyle, geleneksel törenle, Türk halkı
Doğu’nun büyük şairi, Mevlana adıyla tanınan Celalettin
Urmiya’yı saygıyla anar13

Soldan sağa: Türk bestecileri U. C. Erkin ve


A. A. Saygun, F. Amirov ile birlikte.

12
Fikret Amirov, (1978): Müzik Sayfaları, Işık Yayınevi, Bakü: s. 113, 114.
13
Aynı, s. 115, 116.
Türk yazarları ile görüşen besteci, Yaşar Kemal’e ve Suat Derviş’e
Azerbaycan’da basılan kitaplarını hediye eder ve yazarların bunları derin bir şükranla
kabul ettiklerini kaydeder.

Bölümün sonunda Amirov şöyle yazar: “Müzik halkları yaklaştırıyor. Ben bunu
Türkiye’de bir kez daha yaşadım.14

Muhteşem yapıtlarıyla Azeri müziğinin hazinesini zenginleştiren ve Azeri


müziğinin önemli isimlerinden biri olan Amirov, Sovyetler Cumhuriyeti Halk Sanatçısı,
Azerbaycan İlimler Akademisi Üyesi ünvanlarına layık görülmüştür.

Amirov Azerbaycan Besteciler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Sovyetler


Cumhuriyetleri Besteciler Birliği Üyesi, Sovyetler Cumhuriyetleri Milli Meclisi
Milletvekili ve birkaç yıl Azerbaycan Opera ve Balesi Müdürü olarak görev yapmış, 20
Şubat 1984’te Bakü’de ölmüştür.

3.2. Amirov’un Müziğinde Makamın Önemi

Azeri klasik müziğinin önde gelen isimlerinden biri olan Fikret Amirov,
bestelediği senfonik makamlarla (Şur, Kürd Ovşarı ve Gülistan Bayati Şiraz) yeni bir
tür olan senfonik makam türünü yaratmış ve bununla Azeri müziğini tüm dünyaya
tanıtmıştır. Amirov’un bu eserleri tüm dünyada yankı bulmuş ve yeni, “Doğu senfoni
müziği” anlayışının oluşmasını sağlamıştır.

Amirov’un geleneksel müziğe olan merakı ve sevgisi sadece senfonik


makamlarda değil sanatının tüm kollarında da kendini göstermektedir. Bu doğaldır,
çünkü Amirov, eserlerinde her zaman ulusal karakterin kendini parlak bir şekilde
gösterdiği bestecilerdendir. Yapıtlarında geleneksel müziği klasik formlarla organik bir
biçimde bileştiren Amirov, bu anlamda Azeri klasik müziğinin kurucusu olan Üzeyir
Hacıbeyov’un izleyicisi olarak kabul edilmektedir.15

F. Amirov “Müzik Sayfaları” kitabında büyük hocasının şu sözlerine yer


vermiştir: “…halk ile onun anladığı dilde konuşma yeteneğinden mahrum olan herhangi
bir besteci devrimize layık, yüksek değerli eserler yaratmakta aciz kalacaktır.”16

Amirov, Ü. Hacıbeyov’un bu fikrini destekleyerek şöyle demektedir:

14
F. Amirov (1978): s. 116.
15
Solmaz Kasımova, Zöhrab Bağırov, (1984): Azerbaycan’ın Müzik Edebiyatı, Maarif Yayınevi, Bakü: s. 127.
16
F. Amirov, (1978): s. 83.
“Makamlar müzik folklorumuzun öyle bir klasik formu, öyle bir zengin
hazinesidir ki; Azerbaycan müziğinin köküdür, mayasıdır.”17

Amirov Doğu ülkelerine (Türkiye, Mısır, Irak, Suriye) yaptığı çok sayıdaki
gezilerinde bu halkların ulusal müziğini yakından incelemiş ve Azeri müziğinde olduğu
gibi, tüm bu halkların müziğinin de makamlara dayandığını, bu makamlarla Azeri
makamları arasında birçok benzerlik olduğunu görmüştür. Bu benzerlikler, besteciye
eserlerinde diğer Doğu halklarının ulusal müziğini Azeri geleneksel müziğinin
öğeleriyle uyumlu bir şekilde birleştirmesine olanak yaratmış ve parlak eserlerin
yaratılmasını sağlamıştır. Piyano için Arap Temaları Üzerine Konçerto (1957), İki
Piyano İçin Alban Temaları Üzerine Süit (1955) bunlardan bazılarıdır.

Makam, Amirov’un tüm eserlerinde olduğu gibi piyano eserlerinde de kendini


göstermekte, makam çizgilerine gerek piyano minyatürlerinde gerekse büyük hacimli
piyano eserlerinde de rastlanmaktadır.

3.3. Makam
Müzikte profesyonellik dediğimizde Avrupa müziğinin gelenekleri ve
normlarına dayanan yapıtlar akla geliyor.18

Oysa Doğu da asırlardır profesyonel müziğe sahip ve bu müzik, Avrupa


müziğinden farklı olarak, sözlü geleneklerden temellenmekte ve bu özellik onu Batı
profesyonel müziğinden farklı kılmaktadır.

Sözlü-profesyonel müzik türlerinin kaynağı folklor olmuştur. “Folklor” kavramı


İngilizce’den alınmıştır: “Folklor” kelime anlamıyla halk hikmeti demektir.19

Doğu-profesyonel müziğinin sözlü geleneklere dayanan bir merkezi türü var ki;
bu değişik bölgelerde yaşayan halklarda farklı isimler taşır: Arap ve Türkler’de makam,
Azeriler’de muğam, Tacik ve Özbekler’de makom, Uygurlar’da mukam, İranlılar’da
destgah, Hintliler’de raga, Japonlar’da gagaku, Endonezyalılar’da patet, Kazaklar’da
küy, Kırgızlar’da kü.20

17
F. Amirov, (1978): s. 67.
18
Ramız Zöhrabov, (1991): Makam, Azerneşr Yayınevi, Bakü : s.8.
19
Aynı: s. 9.
20
Aynı, s. 11.
Makam, 1000 yıldan fazla Arapların hakimiyeti ve kültürlerinin etkisi altında
kalmış, geniş bir bölgenin profesyonel müziğinde yaygınlaşmış yegâne bir doğaçlama
türüdür. Bu bölge, Kuzey Afrika, Yakın Doğu ve Merkezi Asya’yı kapsar. Burada üç
temel müzik kültürü bölgesi gösterilebilir: Türk, Fars ve Arap. Bu bölgelerin her birinde
makam geniş bir şekilde yaygınlaşmıştır.21

Makamlar hakkında ilk bilgiler Doğu’nun eski edebiyatı sayılan “Gabusname”


de bulunmuştur.22

Daha sonra bu konu bir dizi bilim adamının kitaplarında ele alınmıştır: Arap
filozofu El-Kindi (9.yy), Orta Asya’dan Farabi, Horezmi (10.yy), İbni Sina (11.yy),
Azeri müzik teoricileri Ürmevi (13. yy) ve Meraği (14.yy).

Türk müziğinde makam, bir dizinin işleniş biçimine verilen isimdir. Batı
müziğindeki majör ve minör olmak üzere iki temel moda ve tampere diziye göre de
oniki sesin aktarımından (transpoze) oluşan 12 majör ve 12 minör gama karşılık, Türk
müziğinde 100’e yakın makam kullanılır. Her makam, kendine özgü diziyi oluşturan
perdelerin birinden başlayabilir. Fakat dizinin ilk perdesi (genellikle en pes perde)
kesinlikle karar perdesidir. Türk müziği makamlarının üç ortak yanı vardır: 1. Her
makamının dizisi, eşit olmayan perdeler sisteminden alınma seslerden oluşur. 2. Batı
müziğinde güçlü (dominant) beşinci derece olduğu halde, Türk müziğinde genellikle
üçüncü, bazen de dördüncü derecedir. Her makam kendi sekizlisini her iki baştan (tiz ve
pes) biraz aşabilir. 3. Her makam, zemin, meyan ve karar diye adlandırılan üç bölümden
oluşur. Makam, bir durakla bir güçlünün çevresinde, bunlara bağlı olarak toplanmış
seslerin genel durumudur. Bazı makamlar çıkıcı, bazı makamlar inici, bazıları da hem
çıkıcı hem inicidir. Makamlar üç gruba ayrılır: 1. Basit makamlar. 2. Göçürümlü
(aktarımlı, şedli) makamlar. 3. Birleşik makamlar. Basit makamlar bir tam dörtlü ile bir
tam beşlinin ya da tersi, bir tam beşliyle bir tam dörtlünün birleşmesinden oluşur. İki
bölümü birleştiren ortak ses (perde), makamın güçlüsü olur. 13 basit makam vardır:
Çargah, Buselik, Kürdi, Rast, Uşşak, Hüseyni, Neva, Hicaz, Hümayun, Uzzal, Zengûle,
Karcığar ve Suzinak. Birleşik makamlar duraklarına göre sekiz gruba ayrılırlar. Bu
sekiz karar perdesi şunlardır: Yegâh, Hüseyni Aşiran, Acem aşiran, Irak, Rast, Dügâh,
Segâh ve Buselik (aynı sırayla: Re-mi-fa-fa -sol-la-sib-si). Yegâh perdesinde 9,

21
Habib Hasan Tuma, (1980): Makam, Doğaçlama Formu, “Sovyet Bestecisi” dergisi, Moskova: 415,
alıntıdan alıntı.
22
R. Zohrabov, (1991): s. 52.
Hüseyni aşiran’da 8, Acem aşiran’da 4, Irak’ta 10, Rast’ta 13, Dügah’ta 40’a yakın,
Segâh’ta 4 ve Buselik’te 1 birleşik makam karar verir.23

Azeri makamlarının sistemleştirilmesi Azeri klasik müziğinin kurucusu


Hacıbeyov’a aittir. Hacıbeyov “Azeri halk Müziği İlkeleri” kitabının “Tarihi bilgiler”
kısmında şöyle yazıyor:

Bir kısmı Avrupa dillerine çevrilmiş eski kitaplarda görüyoruz


ki; Yakın Doğu halklarının müzik kültürü 14. yüzyıla doğru
zirveye ulaşmış ve 12 sütunlu, 6 burçlu bir “bina” şeklinde
gururla yükselmiştir. Onun zirvesinden dünyanın tüm dört tarafı;
Andalus’tan Çin’e ve Orta Afrika’dan Kafkasya’ya kadar geniş
bir manzara görünmüştür.

Bu müzik binasının sağlam temelini oluşturan 12 sütun 12 temel


makamı ve 6 burç ise 6 ana ezgiyi temsil ediyordu. 12 temel
makam şunlardı: Uşşak, Neva, Buselik, Rast, Irak, İsfahan,
Zirefkent, Buzürk, Zengule, Rehavi, Hüseyni ve Hicaz.

6 ana ezgi ise Şehnaz, Maye, Selmek, Nevruz, Gerdaniye ve


Güvaşt’tan oluşuyordu.

14. yüzyılın sonlarına doğru baş veren toplumsal, ekonomik ve


siyasi değişiklikler nedeniyle, bu muhteşem müzik “binasının”
duvarları önce çatlamış ve sonraları ise tamamen uçup
dağılmıştır.24

Yakın Doğu halkları uçup dağılmış, bu “müzik binasının”


değerli “parçalarını” kullanarak kendi “mod inşaatı” malzemesi
ile her bir halk kendine özgü üslupta yeni bir “müzik binası”
inşa etmiştir. Doğaldır ki; 12 klasik makamın adları ve bu
makamların kendileri de büyük değişikliklere maruz kalmıştır.25

Uzun yıllar yaptığı araştırmalardan sonra Hacıbeyov şu sonuçlara varmıştır:


Avrupa müziğinde olduğu gibi Azeri müziğinde de oktav 7 diatonik ve 12 kromatik
perdeden oluşmaktadır. Fakat fark şudur ki; Avrupa müziğinde oktavdaki perdeler
23
Vural Sözer (1996): Müzik Ansiklopedik Sözlük, Remzi Kitabevi, İstanbul: s. 443, 444.
24
Üzeyir Hacıbeyov, (1985): Azeri Halk Müziğinin İlkeleri, Yazıcı Yayınevi, Bakü: s. 18, 19.
25
Aynı, s. 19.
düzenli, Azeri müziğinde ise düzensiz tampere edilmiştir. O yüzden tampere edilmiş
çalgılarda (özellikle piyanoda) Azeri makamları seslendirildiği zaman, özellikle üçlü ve
altılı aralıklarda bazı uyumsuzluklar duyulmaktadır. Azeri müziğinde büyük üçlü,
tampere edilmiş üçlüye göre daha küçük, küçük üçlü ise daha büyüktür. Fark ortalama 1
koma kadardır. 4’lüler ve 5’liler ise tampere edilen 4’lü ve 5’li ye uymaktadır.26

Üçlü aralıkların piyanoda uyumsuzluğuna karşın, örneğin, tarda artırılmış ikili


çalınabilir.27

Burada Azeri ve Türk modlarının benzer özellikleri görülmektedir.

Sadettin Arel’in kitabında gösterdiği gibi; Türk makamlarında kullanılan ikili


aralıklar birbirinden daha büyük olmak üzere beş türlüdür: Bakiye (B), Küçük
mücennep (S), Büyük mücennep (K), Tanini (T), Artık ikili (A)28

Bu aralıklarda koma sayısı şöyledir:

Koma - - F – 1 koma

Bakiyye - - B – 4 koma

Küçük mücennep - - S – 5 koma

Büyük mücennep - - K – 8 koma

Tanini - - T – 9 koma

Artırılmış ikili A - 9 koma

Burada, tüm dizileri piyanoya uyarlamak zorunda olduğumuz için bir açıklama
getirilmesi gerekir: 1 koma çok küçük bir arıza olduğu için sesi etkilemez, yani
do eşittir do naturel. Bakiye (4 koma) ve küçük mücennep (5 koma) yarım ses fark
eder: si ( 8 koma) ve Tanini (9 koma) aynı kuralla bir ses fark eder: si eşittir
si , do eşittir do x.

3.4. Türk Makamlarında Kullanılan Dörtlüler ve Beşliler


Türk müziğinde 13 basit makam vardır: Çargâh, Buselik, Kürdi, Rast, Uşşak,
Hüseyni, Neva, Hicaz, Hümayun, Uzzal, Zirgüle, Karcığar, Suzinâk. Bu makamlardan

26
Üzeyir Hacıbeyov (1985): s. 21.
27
Aynı; s. 22.
28
Hüseyin Sadettin Arel, (1993): Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri, Kültür bakanlığı Yayınları, Ankara:
s. 8.
her birinin dizisi bir tam dörtlü ile bir tam beşlinin yanyana getirilmesinden oluşmuştur.
Bazı dizilerin dörtlüsü pes ve beşlisi tiz tarafta, diğer dizilerin ise beşlisi pes ve dörtlüsü
tiz taraftadır.

Basit makamların dizilerinde kullanılan tam dörtlüler altı türdür. Beşliler ise
dörtlülerin tiz tarafına bir Tanini (1 ton) eklenerek oluşur ve bu beşliler aynı isimleri
taşır (Hüseyni beşlisi hariç).
1. Çargâh dörtlüsü Çargâh beşlisi

2. Buselik dörtlüsü Buselik beşlisi

3. Kürdi dörtlüsü Kürdi beşlisi

4. Rast dörtlüsü Rast beşlisi

5. Uşşak dörtlüsü Hüseyni beşlisi


Dörtlülerin isim sırasına göre bu beşliye “Uşşak beşlisi” denmeliydi. Fakat,
Uşşak makamında dördüncü perde, Hüseyni makamında ise beşinci perdenin güçlü
olması nedeniyle “Hüseyni beşlisi” ismi tercih edilmiştir.29
6. Hicaz dörtlüsü Hicaz beşlisi

3.5. Geleneksel Azeri Müziğinde Mod Anlayışı


Majör ve minörden farklı olarak Azeri dizileri daha fazla ses içermektedir. Perde
sayısı duruma göre (diziden diziye) 8-11 arası değişebilir. Aynı özellik Türk
makamlarında da vardır. Hacıbeyov Azeri makamlarını incelediği “Azeri halk
müziğinin ilkeleri” kitabında “makam” ve “mod” anlayışlarını ayırarak, Azeri makam
sisteminin 7 temel mod ve 3 ilave mod içerdiğini belirtmiştir. Rast, Şur, Segâh, Şüşter,
Çargâh, Bayati-Şiraz ve Humayun, Azeri müziğinin 7 temel modudur. Üç ilave mod ise
Şehnaz, Sarenç ve ikinci tür Çargâh’tır.

Ünlü Azeri müzikolog M. İsmailov “Azeri halk müziği türleri” kitabında şöyle
yazmaktadır:

Bizim burada kullandığımız “mod” kelimesi, halkımızın sevilen


müzik türü olan makamla karıştırılmamalıdır. “Makam”,
“doğaçlama” üslubunda olan çok bölümlü vokal-çalgısal veya
çalgısal müzik eseridir. Mod ise perdelerin belli fonksiyonel
görevler taşıdığı çeşitli kuruluşlarda ses dizisi anlamına
gelmektedir.30

Hacıbeyov 7 değişik mod tanımlamış ve bunları makamların adları ile


isimlendirmiştir. Mod, makamların iskeletini oluşturan belirli ses dizilerinden

29
H. S. Arel, (1993): s. 21.
30
Memmed Saleh İsmailov, (1984): Azeri Halk Müziği Türleri, Işık Yayınevi, Bakü: s.9.
oluşmaktadır. Yani Şur makamı aynı isimli Şur modundan, Rast makamı Rast
modundan, Segâh makamı ise Segâh modundan temelleniyor.31

Bu son düşünce temel alınarak ileride karışıklıktan kaçınmak için tek terim
olarak “mod” kullanılacaktır.

3.6. Azeri modlarının dizileri

Azeri makamlarının temelini oluşturan 7 modun ses dizisi değişik kuruluşlu beş
tür dörtlüden oluşmaktadır:
1. 1 + 1 + ½ Rast ve Bayati - Şiraz

2. 1 + ½ 1 + 1 Şur

3. ½ + 1 + 1 Segâh

4. ½ + 1 ½ + ½ Çargah ve Hümayun

5. ½ + 1 + ½ Şüşter

Temel modların dizisi iki veya üç aynı dörtlünün değişik usulle birleşmesinden
oluşmaktadır:

1 Kavuşuk veya zincirli birleşme:

Do Rast modu

Re Şur modu

31
M. S. İsmailov (1984): s 9,10.
Mi Segâh modu

2. Ayrı birleşme. Burada dörtlülerin arasında ikili aralık oluşmakta:

La Şüşter

3. Orta yarım ses aracılığı ile birleşme. Bu birleşmede her iki komşu dörtlü
arasında küçük üçlü aralığı oluşmakta:

Do Bayati – Şiraz

4. Orta ses aracılığı ile birleşme. Bu birleşmede iki komşu dörtlünün arası büyük
üçlü aralığı oluşturmakta:

Do ve La Hümayun

Diğer bir temel mod olan Çargâh üç dörtlüden oluşmaktadır. Bunlardan alt ve
orta dörtlü birinci usulle (zincirli) orta ve üst dörtlü ise ikinci usulle (ayrı usulle)
birleşmektedir:

Çargâh
Azeri müziğinde 7 temel modun dışında 3 ilave mod daha vardır: İkinci tür
Çargâh, Sarenç, Şehnaz. Bu modların dizisi iki farklı kuruluşlu dörtlünün
birleşmesinden oluşmaktadır.
1. İkinci tür Çargâh

2. Sarenç

3. Şehnaz

Bu üç ilave modla ilgili İsmailov’un farklı bir düşüncesi vardır. Ona göre
Hacıbeyov’un 7 temel modun dışında belirttiği 3 ilave modun varlığı ancak teorik
olarak mümkündür.

Fakat uygulamada anlaşılıyor ki; 2. tür Çargah, Sarenç ve Şehnaz adlı ilave
modlar, bazı perdeleri değiştirilmiş Çargâh, Segâh, Rast ve Şur gibi modların değişik
şekilleridir, yani asıl Çargâh’ta 2. ve 9. perdeler yarım ses artırılınca ikinci tür Çargâh,
Segâh modunun 3. perdesi artırılınca Sarenç, aynı kuralla Rast ve Şur modlarında uygun
perdeler yarım ses değiştirilerek Şehnaz ilave modu oluşturulmaktadır:

İkinci tür Çargâh asıl Çargâh


Sarenç Segâh

Şehnaz Rast

Şur

Azeri modlarında bazı durumlarda bazı perdeler arıza almaktadır. Örneğin,


Rast’ta 9. perde yarım ses pesleşebilir, 10. perde ise yarım ton tizleşebilir.

Şur’da 8. perde yarım ton pesleşebilir, 9. perde ise yarım ton tizleşebilir.
Segah’ta üç perde arıza alabilir: 3. ve 8. perdeler yarım ses tizleşebilir, 7. perde
ise yarım ses pesleşebilir.

Çargâh’ta 2. ve 9. perdeler yarım ses tizleşebilir, 8. perde ise yarım ses


pesleşebilir.32

3.7. Azeri ve Türk Makam Dizilerinin Karşılaştırılması


Azeri ve Türk makam dizileri karşılaştırıldığında çok sayıda ve ilginç
benzerliklere tanık olunmaktadır. Burada en önemli özellik, her iki tarafta da makam
dizilerinin özünü dörtlülerin oluşturmasıdır.

Türk makamları Azeri makamları


dörtlüleri dörtlüleri

1. Çargâh dörtlüsü

Rast ve Bayati-Şiraz
dörtlüsü

Rast dörtlüsü

32
M. S. İsmailov, (1984): s. 14.
Türk makamları Azeri makamları
dörtlüleri dörtlüleri

2. Buselik dörtlüsü

Şur dörtlüsü
Uşşak dörtlüsü

Hüseyni beşlisi

3. Kürdi dörtlüsü

Segâh beşlisi Segâh dörtlüsü


Türk makamları Azeri makamları
dörtlüleri dörtlüleri

Ferahnak beşlisi

4. Hicaz dörtlüsü
(Hicaz ve Hümayun makamında)
Çargâh ve Hümayun
dörtlüsü

Hicaz Beşlisi
(Uzzal ve Zengüle veya Zirgüleli Hicaz makamlarında)

Hicaz makamının dört çeşidi vardır: Hicaz, Hümayun, Uzzal, Zirgüle. Bunlar
“Hicaz ailesi” olarak isimlendirilebilir.33

Burada Hicaz ve Hümayun makamları dizisinin özünü Hicaz dörtlüsü, Uzzal ve


Zengüle’de ise Hicaz beşlisi oluşturmaktadır.

5. Son olarak Hüzzam beşlisini Azeri makamı olan Şüşter’in dörtlüsü (1/2+1+½)
ile karşılaştıralım.

33
H. S. Arel, (1993): s. 48.
Hüzzam beşlisi Şüşter dörtlüsü

Sonuç olarak görülüyor ki; 7 temel Azeri mod dörtlülerinin tümünün karşılığı
Türk müziğinde vardır: Rast ve Bayati-Şiraz dörtlüleri Çargâh ve Rast dörtlülerine; Şur
dörtlüsü Buselik, Uşşak dörtlüsü ve Hüseyni beşlisine; Segâh dörtlüsü Kürdi dörtlüsü
ile Segâh ve Ferahnak beşlilerine; Çargâh ve Hümayun dörtlüleri Hicaz ailesi denilen
Hicaz, Hümayun, Uzzal ve Zengule makamlarının özünü oluşturan Hicaz dörtlüsüne; ve
son olarak Şüşter dörtlüsü ise Hüzzam beşlisine karşılık gelmektedir.

Türk makamları isimlerini aynı makamın durağından (ilk notasından)


almaktadırlar.
Örneğin Buselikte Hicaz Zirgüle dizisi, Buselik (si) sesinden başlayan Hicaz
Zirgüle makamı demektir. Hüseyni’de Buselik dizisi, Hüseyni (mi) sesinden başlayan
Buselik dizisi demektir.

Rast’ta Çargâh (Mahur) dizisi, Rast (sol) sesinden başlayan Çargâh dizisi
demektir.34

Türk müziğinde perdelerin alışılmış isimleri şunlardır:

34
H. S. Arel, (1993): s. 179.
S. Arel kitabında eski Uşşak makamına “Kürdili Çargâh” ismini veriyor ve bunu
şöyle açıklıyor: “…Yedinci derece eski Uşşak dizisinde Kürdi (si b) ve bizim Çargâh
dizisinde Buselik’e (si) karşılık gelmektedir.”35

Türk Makam Dizileri Azeri Mod Dizileri

Çargâh Rast

Kürdili Çargâh

Kürdili Çargâh Azeri Rast modunun aynısı olmaktadır.


“Kürdili Çargâh makamı eski Türklerin en çok kullandıkları ve sevdikleri
makamdır. Hatta Abdülkadir Meragalı, bu makamın yürekliliğe kuvvet vermesi
nedeniyle Türk’lerce, kendi doğasına uygun görülerek, tercih edildiğini söylemektedir.36

Uşşak makamı ise, büsbütün başkadır.37

Bu tamamen doğrudur, çünkü şimdiki Uşşak Azeri makamı Şur’un aynısıdır:

Türk Makam Dizileri Azeri Mod Dizileri


Uşşak Şur

35
H.S. Arel, (1993): s. 34.
36
Aynı; s. 34.
37
Aynı; s. 33.
Aynı şekilde Mürekkep Bayati makamı dizisi de Şur’un aynısıdır:

Türk Makam Dizileri Azeri Mod Dizileri

Bayati Şur

Basit makamlardan olan Hicaz ve Uzzal’ın dizileri aynı olduğu için, (sadece
güçlüleri farklı) her iki dizide iki değişiklik yapılarak (la la yapılıp tize si eklenirse)
Azeri makamı Hümayun elde edilir:

Hicaz Re ve Si Hümayun

Uzzal

Türk makamı Hümayun’da tek bir değişiklik yapılarak Azeri Çargâh makamını
elde edebiliriz. Yine Hicaz ailesinden olan Zengüle makamı ise Azeri makamı Çargâh
ile aynı diziye sahiptirler. Çargahın 2. dörtlüden başlaması koşuluyla):

Hümayun
Türk Makam Dizileri Azeri Mod Dizileri
Çargâh

Zengüle

Basit makamlardan olan Karcığar makamına ise, do eklenirse, 3 ilave Azeri


makamlardan biri olan ikinci tür Çargâh makamının dizisini verir:

Karcığar 2. tür Çargâh

Basit makamlardan olan Suzinak makamı 3 ilave Azeri makamından biri olan
Şehnaz makamıyla son derecede benzeşmektedir:

Suzinak Şehnaz

Diğer basit makamlara bakıldığında görülüyor ki; Çargah ve Rast makamlarının


tiz tarafındaki dörtlüsü beşlinin önüne geçirildiği zaman Azeri Rast makamının dizisi
oluşur:
Çargâh
Değiştirilmiş şekli Rast

Rast

Değiştirilmiş şekli Rast

Buselik makamında sol sesi sol yapılırsa Şur makamının dizisi oluşur:
Buselik Şur

Sadece güçlüleri farklı olup dizileri aynı olan Neva ve Hüseyni makamlarının
pes ve tiz kısımlarının yeri değiştirilirse (tiz kısmı pes kısmın önüne geçirilirse), Şur
dizisi elde edilmiş olur.

Neva
Hüseyni

Değiştirilmiş şekli Şur

Segâh mürekkep makamın dizisini Azeri müziğindeki Segâh’la karşılaştıralım:


S. Arel’in kitabında Segâh dizisi iki şekilde verilmiştir.

Bu dizi dörtlülere bölünüp tiz kısmı pes kısmın önüne geçirilirse Azeri Segâh
modunun dizisi elde edilmektedir.

Değiştirilmiş şekli Segâh


Burada gördüğümüz La sesi Azeri Segah modunda mümkün olan arıza
kurallarına da uygundur: 3. perdesi artırılmış Segâh modu:

Aynı şekilde Kürdi basit makam dizisinin tiz kısmı pes kısmın önüne geçirilirse
Azeri müziğindeki Segâh modu elde edilmiş olur.

Değiştirilmiş şekli Segâh

Bu bölümde sonuç olarak şunlar söylenebilir: Türk müziğinin 13 basit makam


dizisinin tümünün karşılığı Azeri müziğinde bulunmaktadır. Çargâh ve Rast dizilerinde
belirli bir yer değiştirme yapılırsa Azeri Rast modunun dizisi; aynı şekilde Neva ve
Hüseyni’den Şur’un dizisi; Kürdi’den Segâhın dizisi; Buselik’te Sol Sol yapılırsa
Hümayun dizisi; Türk makamı Hümayun’da sol sesine eklenirse Çargah dizisi;
Karcığarda do sesine eklenirse ikinci tür Çargâh dizisi elde edilir.

Diğer üç basit makamda, -Uşşak, Zengüle ve Suzinak’ta hiçbir değişiklik


yapmadan Azeri müziğinde karşılığını buluyoruz: Uşşak eşittir Şur; Zengüle eşittir
Çargâh; Suzinak eşittir Şehnaz.
Bunların dışında, eski Türk müzisyenlerinin kullandığı Kürdili çargâh Azeri
Rast makamı dizisiyle ve Mürekkep Bayati makamı Şur’un dizisiyle aynıdır.

Son olarak, Mürekkep Segâh makamında yukarıda gösterilen yer değiştirme


yapılırsa, Azeri Segâh makamının dizisi elde edilmiş olur.

Sonuç olarak, Azeri ve Türk makamlarının aynı kökten olduğu açık şekilde
görülmektedir. Fakat iki Azeri makamı vardır ki; onların Türk makamları arasında
karşılığı bulunmamaktadır: Bayati-Şiraz ve Şüşter.

Bayati – Şiraz

Şüşter.

Böylece Azeri makamları üzerine kurulu olan Amirov’un müziğinin Türk


müziğine olan yakınlığı yukarıdaki incelemelerin ışığında daha iyi anlaşılmaktadır.

3.8. Azeri Geleneksel Müziğinin Amirov’un Müziğindeki Yeri


Önemli Azeri besteci Amirov çoğu müzik türlerinde yazmıştır: opera ve baleler,
senfoniler, senfonik poemler, senfonik makamlar, süitler, kapriçyo, piyano konçertoları,
sonatlar, müzikal komediler, şarkılar, romanslar, piyano parçaları, tiyatro ve film
müzikleri.

Bu geniş eser yelpazesi içinden ikisi; senfoni ve sahne müziği Amirov’un


sanatının önde gelen türlerindendir.
Amirov’un sanatında önemli yeri olan “Şur”, “Kürd-Ovşarı” (1948) ve “Gülistan
Bayati-Şiraz” (1971) senfonik makamları hem ulusal klasik müzikte hem de dünyada
olay olmuş ve yeni bir türün yaratılmasını sağlamıştır. Geleneksel müzik ve Avrupa
müziği birikiminden kaynaklanan senfonik makamlar, ulusal senfoniyi evrensel sanatın
geniş sahnesine taşımış ve yeni, “Doğu senfonik müziği” anlayışını oluşturmuştur.
Amirov’un bu yeniliği diğer besteciler tarafından sürdürülmüştür; Niyazi “Rast”, S.
Aleskerov “Bayati-Şiraz” T. Bakihanov “Hümayun” senfonik makamlarını
bestelemişlerdir.

Özbekistan ve Tacikistan’da senfonik makamlar yaratılmış, Kırgızistan ve


Kazakistan’da geleneksel müziğin büyük formları “Kü” ve “Kui” ler seslendirilmiştir.38

Amirov ilk yapıtlarından başlayarak makamı şu veya bu formda ilham kaynağı


olarak kullanmıştır. Bestecilik faaliyetinin başından beri Doğu ve Batı ona göre zıt
değillerdi. Besteciye göre, gelenekler sadece dış görünüşte profesyonel müzik kültürüne
zıt görünüyor. Bazılarının uyuşmazlık aradıkları yerlerde inanılmaz uyum ve armoni
vardır.39 Amirov bu konuyla ilgili olarak şöyle demektedir:

Modlar, ritim, tını, ezgi, bunlar Azeri müziğinin benim sevdiğim


dört öğesidir ki; ben bunlara hiçbir zaman ihanet etmiyorum ve
bunlar fikrimce, genel olarak Doğu dinleyicisine yakındır. Fakat
ulusal özellik ne abartılmalı ne de önemsiz kabul edilmelidir.
Ben bu ilkeye uymaya çalışıyorum. 40

3.9. Amirov’un Müziğinin Stil Özellikleri


Amirov’un müziğinin bir özelliği de sanatında yöntem olarak senfonik ilkelerin
üstün olmasıdır.

Bu ilkeler çeşitli türlerde–senfonilerde, senfoni orkestrası müziğinde, hatta


küçük formlarda bile değişik öğelerle kendini belli eder: zıt karakterlerin karşı karşıya
getirilmesi, müzikal gelişmenin sivri, çoğu zaman dramatik hal alması. Amirov’un
çocuklar için yazdığı minyatürlerde bile bu ilkelerin bazılarına rastlamak mümkündür.
Besteci bu ilkeleri piyanonun pes ve tiz registerlerini, değişik ritim kalıplarını, pasajları,
imitasyon içeren müzikal dokuları “çarpıştırarak” uygulamaktadır.

38
V. Vinogradov, (1983): s. 79.
39
Aynı, s. 21, 22.
40
Aynı, s. 47.
Küçük formların Amirov’un sanatında özel bir yeri vardır: onlar bestecinin sanat
laboratuvarı ve malzeme deposudur. Burada bestecinin senfonik düşüncesi çalışıyor,
yeni tını bulguları birikiyor ve daha sonra büyük hacimli eserlerde işleniyor.41

Amirov’un müziğinin diğer bir özelliği de onun lirizmi ve ezgiselliğidir. Ezgileri


şarkı gibidir; çalgısal tipten olsa bile. Bu ezgisellik Amirov’un melodilerinin kolayca
hafızada kalmasını sağlar, çünkü o, halkına en çok ezgileriyle yakındır.

D. Şostakoviç bu konuyla ilgili olarak “Amirov zengin melodik yeteneğe


sahiptir. Melodi onun sanatının kalbidir” demiştir.42

Amirov’un müziğinin tekrarsızlığı sadece melodide değil, aynı zamanda


armonik yapının renkliliğinde de saklıdır. Armoni melodinin içinden doğmaktadır. 43

Amirov bu konuyla ilgili konuşmalarının birinde, “ben herhangi bir akor


kullanmakta serbestim, yeter ki; onda melodi notası olsun” demiştir. Bu itiraf şunu
açıklıyor ki; bestecinin kullandığı armonik araçlar eserin yapısal sisteminden daha çok,
ahenge dayanmaktadır.44

Besteci sık sık “beklenmedik”, “rastlantısal” ve ikili aralıklar sayesinde sert


duyulan akorlar kullanmakta, bu akorlar ton belirsizliği izlenimi verse de, eşlik ettikleri
melodi aynı tonda kalmaktadır.

Bu uyumsuzluğun açıklaması vardır. Doğu müziğinde Azeri modlarında kurulan


ezgilerde, klasik geleneklere dayanan armoniler kullanıldığı takdirde, çoğu durumlarda
bu ezgilerin estetik doğasının çarptırılmasına yol açılabilirdi.

Amirov bunu başından beri sezmiş ve böyle ezgi zorlamalarından kaçınmıştır.45

Amirov’un stilinin önemli özelliklerinden biri de polifonik öğelerdir. Bazen


melodinin her bir sesini paralel akorlarla armonize ederek elde ettiği polifonik yapı,
imitasyon, ana materyalin çeşitli şekillerde ve çeşitleme şeklinde yeniden yapılanması,
tüm bunlar halk müziğinden kaynaklanan Amirov müziğinin polifonik öğelerindendir.46

41
V. Vinogradov, (1983): s. 34.
42
Aynı, s. 38.
43
S. Kasımova; N. Bağırov; (1984), s. 136.
44
V. Vinogradov, (1983): s. 70,71.
45
Aynı, s. 71.
46
S. Kasımova; N. Bağırov, (1984): s. 136.
3.10. Amirov’un Piyano Eserleri

Amirov hayatı boyunca piyanoya ilgi duymuş ve bu çalgı için çok sayıda eser
yazmıştır. Daha öğrenciyken ilk yazdığı eser, piyano için Varyasyonlar (1942)
olmuştur. Bestecinin piyano için yazdığı ikinci büyük eser ise Romantik Sonat (1946)
olmuştur. 1947’de piyano ve keman için İkili Konçerto ve aynı yılda A. Babayev ile
ortaklaşa, piyano ve halk çalgıları için Konçerto yazılmıştır. Bu konçerto,
Azerbaycan’daki ilk piyano konçertosu örneğidir. 1948’de piyano için İki Prelüd
yazılmıştır. 50’li yıllarda Amirov piyano için bir çok eser yazmıştır: Çocuk Tabloları,
12 Minyatür, iki İmpromtu. Aynı yıllarda E. Nezirova ile ortak olarak yazılan piyano
için iki önemli eser daha yaratılmıştır: İki piyano için Alban Temaları Üzerine Süit ve
piyano ile senfonik orkestra için Arap Temaları Üzerine Konçerto.

3.11. Amirov’un Piyano Eserlerinin Form, Armoni, Stil ve Geleneksel


Müzik Açılarından İncelenmesi

Bilindiği gibi, piyano müziğinin küçük türleri (Prelüd, İmpromtu, Vals ve diğer
minyatürler) çoğu besteci için “sanat laboratuvarı” olmakta, bestecinin stil özelliklerinin
belirlenmesi ve incelenmesi için bir anahtar oluşturmaktadır.47

Amirov’un piyano minyatürleri bestecinin Azeri geleneksel müziğine


bağlılığının parlak bir örneğidir. Burada, aşık sanatı ritimleri ve melodileri; ulusal dans
çizgileri; geleneksel modlara dayanan melodi zenginliği; makamsal doğaçlama tekniği;
geleneksel müziğe özgü olan polifoni ve çeşitleme gibi folklorun tüm öğelerine
rastlanmaktadır.

Bestecinin çocuklara armağan ettiği iki diziye gelince, Çocuk Tabloları ve 12


Minyatür 50’li yıllarda bestelenmiş ve sonraları defalarca, bazı değişikliklere uğrayarak,
yeniden basılmıştır. Burada incelenen versiyon 70’li yılların basımıdır.

Çocuk Tabloları ve 12 Minyatür onikişer parçadan oluşan iki dizidir. Bu


dizilerde, genellikle, ağır tempolu bir minyatürü hızlı tempolu diğer bir minyatür
izlemektedir. Çocuk Tabloları: 1. Küçük Masal, 2. Gezinti, 3. Şarkı, 4. Sevil’in Dansı,
5. Şakacı Dans, 6. Ninni, 7. Scherzo, 8. Lirik Dans, 9 Oyun, 10. Vals, 11. Elegie, 12.
Dans,

47
Zohrab Adıgüzelzade (1979): F. Amirov’un Piyano Minyatürleri, Işık Yayınevi, Bakü. s.5.
12 Minyatür: 1. Ballade, 2. Aşık stilinde, 3. Nocturne, 4. Humoresgue, 5. Lirik
Dans, 6. Avda, 7. Ninni, 8. Vals, 9. Barcarole, 10. Toccata, 11. Elegie, 12. Marş
bölümlerinden oluşmaktadır.

İsimlerinden belli olduğu gibi parçalar programlı bir karakter taşımakta ve genç
müzisyenleri klasik müziğin değişik türleriyle tanıştırmak için güzel bir örnek
oluşturmaktadır.

Her iki dizide kolaydan zora ilkesi korunmaktadır. Çocuk Tabloları yeni
başlayan piyanistlere seslenir ve 12 Minyatür’e hazırlık olarak düşünülebilir.

3.11.1. Çocuk Tabloları


Çocuk Tabloları’nı, No: 1 Küçük Masal açıyor: Bu küçük parça bizi sanki
çocuğun sihirli dünyasına davet eder ve bunu, çocuğun yaşamında ilk tanıştığı sanat
türlerinden biri olan masalın aracılığıyla yapar. Küçük Masal dönem biçimindedir: altı
ölçü girişten sonra öncül cümle (a), sonra soncul cümle (a1) gelir.
Örnek 1:
No 2: Gezinti. Çocuğun en çok sevdiği eylemlerden biri olan gezintinin tadını
çıkarmaya davet eder. Gezinti rondo biçimindedir: a + b + a + c + a. Gezinti Şur (Türk
müziğinde Uşşak) modundadır, güçlüsü Sol.

Örnek 2:

No: 3 Şarkı. Bu parça No: 7 Scherzo ve No: 9 Oyun parçalarında olduğu gibi
Arnavut folklorundan alınmıştır ve burada Azeri geleneksel müziğine yakınlık
sezilmektedir. Öğrenci, bu ezgiye, müzik cümlelerini daha iyi anlamak ve duyurmak
için öğretmenin yardımıyla sözler yazabilir. Ayrıca, Şarkı, küçük piyanistin dolgun,
şarkı söylercesine ve legato çalma becerisini geliştirmek için güzel bir örnektir. Şarkı,
cümle demeti (bölünmez dönem) biçimindedir: a + a1 + b + b1.

Örnek 3:
Sonra iki dans geliyor: No: 4: Sevil’in Dansı , No: 5 Şakacı Dans. Bu iki dansın
karakterini daha iyi anlamak için Sevil’in Dansı’nda kız çocuğu dansını, Şakacı Dans’ta
ise erkek çocuğun dansını göz önüne getirebiliriz. İlk dansta küçük kız tatlı, zarif
hareketlerle güzel kadın dansçıları taklit etmeye çalışıyor.48 Sevil’in dansı tekrarlanan
dönem biçimindedir: a + a1 + a2 + b + a3 + b2. Sevil’in dansı Şur modunun çizgilerini
taşıyan armonik si minör tonundadır.

Örnek 4:

Hızlı Şakacı Dans’ta ise erkek çocuk neşesini ve enerjisini dansa vererek
büyüklerin dikkatini kendine çekmek ister. Sevil’in dansında daha çok si minör
tonatitesi hakim olmasına rağmen, burada da, No: 5 Şakacı Dans’ta olduğu gibi Şur
modunun çizgileri sezilmekte, ezgisel yapıda geleneksel müziğin öğeleri duyulmaktadır.

Şakacı Dans basit üç bölümlü biçimdedir: A + B + A.

48
Aliya Zamanova (1981): Fikret Amirov.Piyano İçin “Çocuk Tabloları” Metodik Tavsiyeler,Bakü: s.9.
Örnek 5:

No: 6 Ninni. Çocuğun yaşamında önemli yeri olan bir müzik türüdür. Eşlikte
hep tekrarlanan beşik sallanmasını imite eden beşli aralıklar, Şur modunda olan sakin ve
yumuşak melodiye eşlik ederek, uykuya dalan çocuğun güzel tablosunu canlandırıyor.
Cümle demeti biçiminde olan bu parça iki cümleden oluşuyor: a + a1 +a2 + a3. Soncul
cümle öncül cümleyi tekrarlıyor ve dönem parçanın sonuna kadar bir kaç kez geçiyor.
Bu kuple–çeşitleme biçimi folklorda en sık rastlanan biçimlerden biridir.

Örnek 6:
No: 7 Scherzo. Arnavut folklorunun kullanıldığı bu parça Şur modunun
çizgilerini taşımaktadır. Ninni’den farklı olarak, neşeli ve yaratıcı çocuk oyununu
canlandırıyor. Çocuk Tabloları’ndaki diğer hızlı parçalarda olduğu gibi burada da
staccato tekniği hakimdir. Ninni’de olduğu gibi Scherzo da cümle demeti biçimindedir:
a + a1 + a2 + a3 .

Örnek 7:

No: 8 Lirik Dans ve No: 9 Oyun bölümleri için de, Sevil’in Dansı ve Şakacı
Dans’taki kız ve erkek çocuğu karakterleri düşünülebilir. Ayrıca, Lirik Dans ile Sevil’in
Dansı arasında birçok benzerlik vardır: aynı tonalite (si minör); aynı modun çizgileri
(Şur), dizinin tüm ağır parçalarında kullanılan ve küçük piyanistlerin bağlı çalma
tekniğini geliştiren legato tekniği; bestecinin çok sevdiği ve eserlerinde sıkça
49
rastladığımız Azeri müziğinin tipik ritim figürü:

Fakat Lirik Dans’ta ezgisel yapının daha zengin olması ve müzikal anlatım
öğelerinin daha çeşitli olması (melodide iki seslilik, gam türlü pasajlar, gürlük
işaretlerinin zenginliği) dikkat çekiyor. Parça basit iki bölümlü biçimdedir: A+B Burada
A – birinci dönem sekiz ölçü; B - ikinci dönem 17 ölçüdür (genişletilmiş dönem). Lirik
Dans Şur modundadır, güçlüsü si.

49
Terlan Seyidov, (1980): Azeri Piyano Müziği, Yazıcı Yayınevi: s. 75.
Örnek 8:

No: 9 Oyun. Yukarıda sözünü ettiğimiz erkek çocuğu karakterleri bu parça için
de düşünülebilir. Melodinin başta unison olarak seslendirilmesi; müzik cümlelerinin
tizde veya peste geçmesi oyunda iki kişinin bulunduğunun işareti olabilir (iki çocuk
veya baba–çocuk). Parça basit üç bölümlü biçimdedir: A + B + A1. Birinci dönem 8
ölçü, ikinci dönem 6 ölçü, üçüncü dönem 16 ölçüdür. Oyun’da Arnavut folkloru
kullanılmıştır.
Örnek 9:
No: 10 Vals. Avrupa klasik müziğinin sevilen türlerinden biri olan vals
Amirov’un yorumunda ulusal müziğin çizgileriyle zenginleştirilmiştir. Burada yine
Amirov’un sevdiği ritim figürünü görüyoruz: , bu defa genişletilmiş
versiyonuyla şöyledir: Vals, Çargah (Türk müziğinde Hicaz)
modunda ve basit üç bölümlü biçimdedir: A + B + A : A- birinci dönem; B – ikinci
dönem; A – üçüncü dönem, birinci dönemin tekrarı.

Örnek 10:

No: 11 Elegie. Sol eldeki geniş, akıcı, viyolonsel tınısını andıran melodi, küçük
piyanistlere piyanoda derin, yumuşak sesle ve legato çalma becerisini geliştirmek için
güzel bir örnektir. Sur modunda olan bu parça iki cümleden oluşan dönem biçimindedir
(a + b): Birinci cümle 9 ölçüden, ikinci genişletilmiş cümle ise 16 ölçüden oluşmaktadır.
Burada Amirov çocukların çok sevdiği çapraz eller tekniğini de kullanmıştır.
Örnek 11:

Dizinin son parçası No: 12 Dans’tır. İki kitabın diğer danslarında olduğu gibi
Dans da 6/8 ölçüdedir. (2/4 ölçüde olan Şakacı Dans’ın dışında). Ve bu bir rastlantı
değildir. Çünkü 6/8 ölçü Azeri folklor danslarına özgü bir ritimdir.

İki kitabın diğer hızlı parçalarında olduğu gibi Amirov burada da staccato
tekniğini kullanmıştır. Fakat diğer danslardan farklı olarak burada iki farklı tekniğin
birlikte kullanıldığını görüyoruz: Sol el eşlikte staccato, sağ el melodide legato. (Böyle
bir birleşmeye sadece No: 9 Oyun’un orta kısmında rastlanılmaktadır.). Bu birleşimin
küçük piyanistlere bir zorluk oluşturduğu bilinmekte ve bu bakımdan her iki elin
koordinasyon tekniğini geliştirmek için güzel bir olanak sağlanmaktadır. Bu parçada
küçük piyanistlere danslarda ritmin ne kadar önemli olduğunu anlatmak gerekir. Birinci
vuruşların daha net, sık sık rastlanan aksanlı vuruşların ise daha parlak çalınması
gerekmektedir. Dans cümle demeti biçimindedir: a + a1 + a2 + a3. Dört ölçülük girişten
sonra birinci cümle (5.-8. ölçüler) ve ikinci cümle (9.-12. ölçüler) dönem
oluşturmaktadır. Dans, Çargah modundadır, güçlüsü fa.
Örnek 12:

3.11.2. 12 Minyatür
Amirov’un çocuklar için bestelediği diğer dizi ise 12 Minyatür’dür. Bunlar: No:
1 Ballade. No: 2 Aşık stilinde; No: 3 Nactürne; No: 4 Humoresgue; No: 5 Lirik Dans;
No: 6 Avda; No: 7 Ninni; No: 8 Vals; No: 9 Barcarole; No: 10 Toccata; No: 11 Elegie
ve No: 12 Marş’tır.

Bu, Çocuk Tabloları’nın anlattığı, çocuk dünyasının renkli anılarının devamıdır.


Fakat bu parçalar genç piyanistler için daha fazla beceri gerektirmektedir (daha hızlı
parmaklar, daha renkli tuşe). Aynı zamanda Çocuk Tabloları’nda kullanılan Batı müziği
türleri (Vals, Elegie) burada da kullanılmış ve yenileri eklenmiştir: Ballade, Noctürne,
Humoresgue, Barcarole, Toccata, Marş.

12 Minyatür’ü No: 1 Ballade açıyor. Burada küçük piyanistlere Ballade türünün


ne olduğunu anlatmak gerekir. Çocuk Tabloları’nın Masal’la başlaması gibi burada da
Ballade, eski zamanları anlatan bir öykü, destan olarak düşünülebilir.

Ballade’da Amirov’un müzik diline özgü olan bazı çizgilerin parlak örneğini
görüyoruz: geleneksel müziğe özgü olan artık ikili aralıklar; müziğe renk ve akıcılık
kazandıran devinim göstergeleri; yine Amirov müziğine özgü olan ve diğer piyano
eserlerinde (Varyasyonlar’da, Sonat’ta ve Konçerto’da) doruk noktaların sonunda
rastladığımız fortissimo (ff) ve puandorg ( ) işaretleri. Bu parçada küçük piyanistlerin
karşılaştığı zorluklardan biri de sağ ve sol eldeki ritim farklarıdır: sol eldeki eşlikte iki
aynı akorun tekrarlanması iki vuruşluk ritim kalıbı oluştururken, sağ eldeki üç vuruşluk
melodide, müzik cümlelerinin kesilmeden, legato ve güzel sonorite ile çalınmasına özen
göstermek gerekir.

Ballade, Çargâh (Türk müziğinde karşılığı Hicaz) modundadır, güçlüsü fa.

Ballade dört cümleden oluşan bileşik dönem biçimindedir a + a1 + b + a2.

Örnek 13:

İkinci minyatür Aşık Stilinde’dir. Bu parçada Amirov’un geleneksel Azeri


müziğini (burada aşık müziğini) piyano tekniğine çok ustalıkla uyarladığını görüyoruz.
Bastaki staccatolar, sağ eldeki ikili dörtlü akorlar bağlamayı imite ediyor ve güzel bir
halk şenliği tablosunu yansıtıyor. Bu parçada iki elle çalınan staccato akorların aynı
nitelikte ve eşzamanlı çalınmasına özen göstermek gerekir.

Aşık Stilinde güçlüsü si olan Şur modundadır.

Aşık Stilinde üç-beş bölümlü lied biçimindedir. a + b + a1 + b + a2.


Örnek 14:

No: 3 Nocturne’de yine Batı müziğinden gelen bir türün Şur modunda ve
geleneksel müziğin çizgilerini taşıyan bir müzikle kaynaşmasını görüyoruz. Nocturne’ü
bir ninni olarak düşünebiliriz. Sol elde tekrarlanan aynı ritmik figür beşik sallanmasını,
sağ eldeki güzel melodi ise annenin yavrusuna söylediği tatlı bir ninniyi çağrıştırıyor.
Bu melodinin yumuşak, derin bir sesle ve legato çalınmasına dikkat etmek gerekir.
Nocturne iki ölçülük giriş, üç cümle ve bitiş kısmından oluşan tek dönem biçimindedir.

Örnek 15:
No: 4 Humoresgue. Bir Batı müziği türüdür. Bu parçanın özelliği ve küçük
piyanistlere zorluk çıkaran tarafı aksak ritmidir. 9/8 ritimde olan ölçülerin son
üçlemesindeki sürekli aksaklık sanki, bir çocuğun neşeli ve yaramaz oyununu anlatıyor.

Çargâh (Türk müziğinde Hicaz) modunda olan Humoresgue cümle demeti


biçimindedir: a + b + a1 + b1 + a2.

Örnek 16:

No: 5 Lirik Dans. İki ölçülük girişten sonra zarif, dokunaklı bir ezgi (1. dönem
10 ölçü) daha sonra giderek artan bir heyecanla devam eder (akorlar, noktalı ritim,
tizlerde staccato notalar). Bu gelişme doruk noktada, basta fa oktavı Çargâh modunda
olan gam türlü pasajın ardından, kuvvetli akorların aniden puandorgla ( ) bitmesiyle
sonuçlanır. Bu, Amirov’un çok sevdiği ve eserlerinin doruk kısımlarında kullandığı bir
tekniktir. Burada sanki denizin derinliklerinden doğup, giderek büyüyen ve kıyıdaki
kayalara çarpan büyük bir dalga hissedilmektedir. Üçüncü dönemde baştaki ezgi
duyulur. Böylece, A + B + A basit üç bölümlü biçim oluşuyor.

Lirik Dans Şüşter (Türk müziğinde karşılığı yoktur) modundadır.


Örnek 17:

No: 6 Avda. Hızlı tempoda olan ve birçok senkop içeren gam türlü pasajlar bizi
hiç hazırlıksız, aniden avın heyecan verici ve beklenmedik olaylarla dolu atmosferine
sokuyor. Bu 6 ölçülü girişten sonra iki cümleden oluşan birinci dönem geliyor: a-birinci
cümle (7.-11.) ölçüler; b-ikinci cümle (11.-20.) ölçüler. Burada Amirov sevdiği Toccata
tekniğini kullanmıştır. 21. ölçüden ikinci dönem başlıyor. Önce b cümlesi, ardından a
cümlesi geliyor. Avda 6 ölçülü codettayla bitiyor. Böylece tekrarlı basit iki bölümlü
biçim oluşuyor. Avda Çargah (Türk müziğinde Hicaz) modundadır, güçlüsü fa

Örnek 18:
No: 7 Ninni. Sol elde, parçanın sonuna kadar, bazen ikili veya üçlü armonilerle
desteklenmiş, aynı ritim figürünü tekrarlayan re notası geçer. Beşik sallanmasını
anımsatan bu figür sağ eldeki tatlı ve zarif melodiye eşlik eder. Ninni iki cümleden
oluşuyor. Birinci cümle a (1.-13. ölçüler). İkinci cümle a1 (14.-23. ölçüler) birinci
cümlenin ezgisini tekrarlar. Fakat burada bir oktav aşağı inmiş melodiyi, tizlerde
çıngırak gibi tınlayan oktavlar ve sonrada üçlemeler destekler. Bu, müziğe hareketlilik
ve heyecan getirir. 24. ölçüde akorlarla başlayan codetta, Ninni’nin sonunda tekrarlanan
re notasıyla giderek erir ve söner ( PP ) Böylece Ninni a + a1 + Codetta dönem
biçimindedir. Ninni Şur modundadır. Güçlüsü re.

Örnek 19:

No: 8 Vals. Bu parçada Amirov’un Batı müziği türlerini 4/4 ölçülü ulusal
müziğin öğeleriyle ustalıkla birleştirdiğini bir kez daha görüyoruz. Şur modunda olan
Vals’te ezginin zayıf vuruşlarını vurgulayan artık ikili aralıklar göze çarpıyor. Vals 4
ölçü devam eden akorlarla başlar. Vals’ın müziği bizleri sanki bir bayram atmosferine
(bir okul balosu da olabilir) davet eder. Bu, birinci dönemde (5.-20. ölçüler) devam
eder. İkinci dönemde (21. ölçüden itibaren) lirik ve heyecanlı yeni ezgi başlar. Vals
basit iki bölümlü biçimde (A+B) ve Şur modundadır, güçlüsü la
Örnek 20:

No: 9 Barcarole. Batı müziğinin diğer bir türüdür. Fakat Amirov’un yorumunda
Barcarole, ezgisi tamamen makam doğaçlaması tekniği ile yazılan ve Azeri geleneksel
müziğinin iyi bilinen bir örneği olan “Çoban Bayati”yi anımsatıyor.50

Eşlikte tekrarlanan aynı ritim kalıbı ve sağ eldeki Çoban Neyi tınısını anımsatan
tatlı ezgi, sanki su yüzünde sallanan bir kayıktan dağ eteklerinde görülen kuzu
sürüsünün idil manzara tablosunu anlatıyor. Barcarole iki dönemden oluşan basit iki
bölümlü biçimdedir (A+B). Birinci dönem (A) fa majörde, ikinci dönem (B) fa majöre
modülasyonla başlıyor ve parçanın son ölçülerinde tekrar fa majöre dönüyor. Barcarole
Şur modundadır, güçlüsü do.

50
Z. Adıgüzelzade, (1979): s. 17.
Örnek 21:

No: 10 Toccata. Batı müziğinin bir türü olan Toccata’nın çizgilerine, Amirov’un
piyano eserlerinde sık sık rastlayabiliyoruz. Küçük çanları anımsatan staccato oktavlarla
iki ölçülük girişin ardından canlı, dans karakterli ezgi duyulur. Birinci cümlenin
ardından (1.-9. ölçüler) ikinci cümle geliyor. Burada yeni ezgiyi duyuyoruz ve ikinci
cümle 19. ölçüde puandorgla bitiyor. Bu iki cümle birinci dönemi oluşturuyor: A(a + b).
Orta bölüm ve ikinci dönem (B) kısa sürüyor (sekiz ölçü) ve ritenuto işaretinden sonra
birinci dönem tekrarlanıyor. Böylece, basit üç bölümlü biçim oluşuyor: A (a + b) + B +
A1 (a +b).

Toccata Türk müziği dizileri arasında karşılığı bulunmayan Bayati-Şiraz


modundadır, güçlüsü si b.
Örnek 22:

No: 11 Elegie. Sağ eldeki akorlar eşliğinde, sol eldeki lirik, düşünceli bir
“Viyolonsel” ezgisi bizleri sanki eski zamanlara götürüyor ve güzel bir efsane anlatıyor.
Elegie tek motiften oluşan bölünmez bir dönem biçimindedir. Tempo I işaretiyle
başlayan son beş ölçü ise küçük bir codetta niteliğindedir. Elegie, Toccata gibi Bayati-
Şiraz modundadır, güçlüsü si.

Örnek 23:
No: 12. Marş. 12 Minyatür’ün son parçası olan bu Marş canlı ve törensel bir
karakter taşıyor. Dört ölçü girişten sonra akorlarla armonize edilen bir marş ezgisi
duyuyoruz. Fakat burada da Amirov kendine sadık kalarak melodi yapısında ikili
aralıklar ve doğaçlama tekniği kullanmış ve bu Marş’a parlak ulusal bir karakter
kazandırmıştır. Marş üç cümleden oluşan dönem biçimindedir: a +||: a1 + b :|| (ikinci
cümlenin tekrarı üçüncü cümleyi oluşturuyor). Marş Rast (Türk müziğinde Çargah)
modundadır, güçlüsü do.

Örnek 24:

3.11.3. Varyasyonlar
1939’da bestelediği ve 1979’da bazı değişiklikler ve kısaltmalarla ikinci
edisyonunu yaptığı Varyasyonlar, Amirov’un ilk eserlerinden biridir. Daha
konservatuvar yıllarında bestelediği Varyasyonlar ilk önce, Azeri geleneksel müziğine
dayanan ve varyasyon türünde bestelenen ilk örnek olarak önem taşımaktadır.
Bestecinin ilk eserlerinden birisi olmasına rağmen, Varyasyonlar Amirov’un olgun
dönemde daha da geliştirdiği kendine özgü stilini yansıtmaktadır. Bu eser parlak ulusal
bir karakter taşımakta, Amirov’un müziğindeki duygusallığının ve renkliliğinin bir
örneğini oluşturmaktadır.

Amirov Varyasyonlar’daki kompozisyon tasarımında Azeri halk müziğinin çoğu


özelliklerini orijinal bir şekilde kullanmıştır: mod özelliği, melodiye özgü süslemeler,
ritim ve ölçü yapısı, aşık müziğine özgü akor biçimleri, çok sesliliğin bazı çizgileri,
geleneksel müziğin tipik melodik deyişleri. 51

1942’de basılan Varyasyonlar sekiz varyasyondan oluşuyordu. 1979’da basılan


ikinci edisyonda Varyasyonlar değişiklikler ve kısaltmalarla altıya indirilmiştir. Burada
ikinci edisyondaki Varyasyonlar incelenmektedir.

Varyasyonların başında besteci bu eseri Bakü Devlet Konservatuvarı’na ithaf


ettiğini belirtmektedir.

Varyasyonlar’ın ana teması (Moderato cantabile) sade, lirik ve şarkı


karakterindedir. Bestecinin kendisine ait olan bu ezgi, melodik ve ritmik yapısıyla halk
şarkılarına çok yakındır. Tema basit üç bölümlü biçimde ve güçlüsü mi olan Şur (Türk
müziğinde Uşşak) modundadır.

Örnek 25:

I. Varyasyon. Burada tema daha çok sekizlik notalarla, daha canlı bir tempoda
ve dans karakterinde işlenmektedir. Güçlüsü mi olan Şur modunda başlayan ve basit üç
bölümlü biçimde olan bu varyasyonun üçüncü cümlesinde (Agitato) mi minörden si
51
Urfan Halilov, (1981): Fikret Amirov’un Piyano İçin Mi Minör Varyasyonları (1. edisyon), Metodik
Tavsiyeler, Bakü: s. 4.
minöre modülasyon yapılıyor ve böylece güçlüsü si olan Şur moduna geçiliyor. I.
Varyasyon’un sonunda hızlanan tempo, II. Varyasyon’da da devam ediyor.

Örnek 26:

II. Varyasyon (Con moto brillante). Burada temanın tamamen değiştiğini


görüyoruz. Lirik ve şarkı karakterli tema, polifoni üslubunda staccato teknikli, hızlı
tempolu yeni bir müziğe dönüşmekte ve tonalite değişmektedir (si minör). II.
Varyasyon basit üç bölümlü biçimde ve güçlüsü mi olan Şur modundadır. Fakat orta
kısımda (ikinci dönemde) Çargah (Türk müziğinde Hicaz) moduna geçer. Buradaki
polifonik yapı makamsal doğaçlama öğelerini içermektedir. Giderek artan enerji
birikimi zirveye ulaşmakta ve bu da Varyasyonlar’ın ilk kısmi doruk noktasını
oluşturmaktadır. Üçüncü periyotta bu varyasyonunun başlangıç ezgisi geri döner ve
tekrar mi güçlülü Şur moduna geçilir.
Örnek 27:

III. Varyasyon (Moderato amorozo), si minör. Burada temanın başlangıç motifi


duyulmaktadır. Varyasyonun karakteri lirik ve yumuşaktır. Vals öğelerini içeren bu ezgi
Amirov’un ilk Vals türü örneklerindendir.52 III. Varyasyon basit iki bölümlü formda ve
güçlüsü fa olan Çargah modundadır. İkinci dönemde (Allegretto) tar çalma tekniğini
anımsatan akorlarla, doğaçlama stilinde olan Toccata karakterli güzel ve heyecanlı bir
ezgi duyulmaktadır. Bu varyasyonda ilk doruktan sonra bir rahatlama olmakta, böylece
asıl doruk geciktirilmektedir.53

52
Z. Adıgüzelzade, (1979): s. 25.
53
Aynı, s. 25.
Örnek 28:

IV. Varyasyon (Allegro con brio), mi minör.


Varyasyonların asıl doruğu niteliğindedir. Varyasyonun başında duyulan şarkı
karakterinde olan tema giderek değişir ve Toccata karakterini alır. Müzikal gelişme
doruğa ulaşır, ezgisellik yerini ritmin hakimiyetine bırakır, üç vuruşluk ölçü iki
vuruşlukla, yumuşak bitkin cümleler sert ve kısa motiflerle yer değiştirir. Varyasyon
basit üç bölümlü formda ve güçlüsü mi olan Şur modundadır.

Örnek 29:
Birinci dönemde bağlama tınısını anımsatan beşli-ikili akorlar eşliğinde noktalı
ritimli bir ezgi duyulur, daha sonra ise akorlarla yazılan ve ünlü Azeri halk oyunu olan
“Yallı”nın motifi duyulur.

Örnek 30:

İkinci dönemde (Moderato cantabile) ana tema tekrar duyulur. Burada Segâh
(Türk müziğinde Kürdi) modunda makamsal doğaçlama öğeleri ve ünlü “Karabağ
Şikestesi” duyulmaktadır.
Örnek 31:
Daha sonra tempo hızlanır ve varyasyonun başında duyulan ezgiye dönülür.
Buradan üçüncü dönem başlar (Tempo I):

Örnek 32:

V. Varyasyon, (Moderato misteriozo), mi b minör.


Bu varyasyon bir önceki varyasyonla kontrast oluşturmaktadır. Burada
bestecinin izlenimci eğilimleri kendini göstermektedir. Melodi ve eşlikteki pes seslerin
arasındaki geniş konum, ezgiyi destekleyen kararsız ve zarif armoniler, sanki izlenimci
stilinde yapılmış bir doğa tablosunu çizmektedir.

Bu varyasyon eserin lirik merkezidir.54

V. Varyasyon basit iki bölümlü formda ( a + b) ve güçlüsü mi bemol olan Şur


modundadır.
Örnek 33:

54
Z. Adıgüzelzade, (1979): s. 25.
İkinci dönemde (Appossionato) tempo canlanmakta ve IV. varyasyonun savaşçı
ruhunun yankıları duyulmaktadır.

Örnek 34:

VI. Varyasyon (Allegretto Agitato), mi minör


Bu son varyasyonda II. ve III. varyasyonlardan motifler duyulmakta ve tüm
müzikal gelişmenin bilançosu özetlenmektedir. Varyasyon güçlüsü si olan Çargâh
modundadır.

Örnek 35:

VI. Varyasyon muhteşem ve törensel Coda (Moderato Agitato) ile biter:


Örnek 36:

3.11.4. Romantik Sonat

Romantik Sonat 1946’da bestelenmiştir. Bu Amirov’un Varyasyonlar’dan sonra


piyano için bestelediği ikinci büyük eseridir. Sonat genç bestecinin yeni armoniler
keşfetme ve kendi bestecilik dilini bulma çabalarını yansıtmaktadır. Genç besteci, bu
eserinde piyanonun geniş olanaklarını sergilemek amacıyla, bu çalgının tüm
registerlerini kullanarak farklı orkestra tınılarını yansıtmaya çalışmış, gür sesler ve
akorları yoğun biçimde kullanmıştır. Bu sonattaki parlak kontrastlar; Toccata ve
doğaçlama tekniklerinin birbirine karşı kullanılması, iki farklı özün – çalgısal bir
anlatımla, sanki şarkı söylermiş gibi bir anlatımın- birleştirilmesiyle
oluşturulmaktadır.55

Romantik Sonat üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm (Allegro energico)


Sonat allegrosu biçimindedir.

Sergi üç kısımdan oluşan enerjik, marş karakterli ve Şur (Türk müziğinde


Uşşak) modunda olan ana temayla başlar. Ana tema basit üç bölümlü formdadır:
a+b+a1.

55
T. Seyidov, (1980): s. 59.
Örnek 37:

Yan tema (Moderato Cantabile) geniş ve lirik karakterdedir. Burada tonalite


değişiyor (si minör). Böylece, ana tema ve yan temaların tonaliteleri yarım ses aralığı
oluşturmakta ki (b-h); bu romantik dönem sonatlarına özgüdür. Burada duyduğumuz
ezgi Amirov’un sitiline özgü güzel, zarif melodilerin bir örneğidir. Şur modunda olan
bu ezgi doğaçlama öğeleri içermektedir.

Örnek 38:
Sonatın gelişme kısmı (Allegro non troppo) Amirov’un sevdiği ve piyano
eserlerinde geniş yer verdiği Toccata karakterindedir.

Örnek 39:

Serginin tekrarı kısmı (Moderato cantabile) kısaltılmıştır. Burada sadece ana


tonalitede olan yan temayı duymaktayız.
Örnek 40:

Sonatın birinci bölümü Coda’yla (Piu mosso) biter.


Örnek 41:

İkinci bölümde (Andante espressivo) Şur modunda olan lirik, şarkı söylercesine
bir ezgi duyulur. Bu ezgi Amirov’un “Sevil” operasının ana leitmotiflerinden birinin ilk
örneği olmuştur. 56 Bu bölüm basit üç bölümlü formdadır.

Örnek 42:

Orta kısımda (Con moto) müzikal doku değişir, ses gücü artar, müzik heyecanlı
bir karaktere bürünür ve gelişme doruğa ulaşır (ff). Buradan, bölümün başında
duyduğumuz ezgiyle son kısım başlar.

56
T. Seyidov, (1980): s. 61
Örnek 43:

Sonatın üçüncü bölümü (Allegro non troppo) rondo biçimindedir. Burada


Çargâh (Türk müziğinde Hicaz) modu hakimdir. Rondonun ana teması iki değişik tema
içermektedir. Bu temalar karakter açısından Azeri halayı “Yallı” ve erkek dansı
“Cengi”yi anımsatmaktadırlar.57

Örnek 44:
Birinci Tema

57
D. Danillov, (1959): s. 57
Örnek 45:
İkinci Tema

Köprü (Meno mosso) uzundur ve daha çok bu bölümün orta kısım çizgilerini
taşımaktadır. Bu yüzden sonatın finali üç bölümlü forma daha yakın görünmektedir. 58

Örnek 46:

Romantik Sonat Coda’yla (Allegro energico) biter. Bu I. bölümün Coda’sının


aynısıdır. Birinci bölüm temasının finale sızması ve bununla müzikal gelişme çizgisinin
bütünleşmesi Amirov’un sevdiği yöntemlerden biridir.59

58
T. Seyidov (1980): s. 61.
59
Aynı; s. 61.
Bu tarz tematik bağlantılara Amirov’un diğer piyano eserlerinde de
rastlayabiliriz: Varyasyonlar’da, Arap Temaları Üzerine Konçerto’da, Keman ve Piyano
İçin İkili Konçerto’da ve A. Babayev’le ortak yazılmış Piyano ve Halk Çalgıları İçin
Konçerto’da.

3.11.5. Arap Temaları Üzerine Piyano Konçertosu


Azerbaycan’da Konçerto türünün gelişmesinde Amirov’un büyük rolü vardır.
Daha 1946 yılında genç besteci senfoni orkestrası ile Keman ve Piyano İçin İkili
Konçerto bestelemiş, arkasından 1947 yılında Amirov ve A. Babayev ortak çalışarak
Azerbaycan’daki ilk piyano konçertosunu bestelemişlerdir. Halk çalgılarının eşlik ettiği
bu konçertoda .besteciler solo piyanonun verimli kullanımının bir örneğini
sergilemişlerdir.60

Amirov’un Piyano konçertosu türüne bir kez daha başvurması on yıl sonra,
1957’de gerçekleşmiştir. Azeri besteci ve piyanist E. Nezirova ile Kasım 1956- Ekim
1957 tarihleri arasında ortak çalışarak yazdıkları Arap Temaları üzerine Piyano
Konçertosu’nun ilk seslendirilmesi 25 Ekim 1957’de Bakü’de gerçekleşmiştir. Solist E.
Nezirova ve orkestra şefi Niyazi konçertonun ilk yorumcuları olmuşlardır.

Amirov Arap konularından yararlanmaya ilk defa, 50’li yıllarda bir Arap
efsanesine “Şeyh Sanan” tiyatro oyunu için yazdığı müzikle başlamıştır. Arkasından,
Arap Temaları Üzerine Konçerto (1957) ve sonra “1001 Gece” balesini (1980)
bestelemiştir. Konçertoda besteci Mısır ve Suriye’nin halk müziği örneklerini
kullanmıştır. Bestecinin Arap konularına ilgisinin nedenlerinden biri de, Arap ve Azeri
geleneksel müziklerinin yakınlığı, her iki halkın müzik kültüründe makamların önemli
yer tutmasıdır.Amirov bir dizi Arap ülkesini ziyaret etmiş izlenimlerini şöyle
aktarmıştır:

Bu gezilerimde özellikle Doğu halkları kültürlerinin ortaklığını


gördüm. Doğu müziğini dinlerken, Azeri ezgileri ve ritimlerinden
pek farkı olmayan ezgiler ve ritimler duyduğumda şaşırdım.”

Arap makamı Bayati’de Azeri Şur makamının çizgilerini duydum.


Doğaçlama anlayışı da bizimkisiyle çok örtüşmekte. Arap

60
Dmitri Memmedbeyov, (1964): F. Amirov ile E. Nezirova’nın Arap Temaları Üzerine Konçertosu,
Azerneşr Yayınevi, Bakü: s. 10.
makamlarında da poliritmiye sık sık rastlanıyor ve darbuka eşlikli
ritmik makamların usulleri kullanıyor.

O yüzden ben, Arap temalarını kendi yaratıcı hayal gücümü hiç


zorlamadan benimsedim ve kullandım.61

Konçertoda Arap ezgilerini bestecinin melodilerinden ayırt etmek kolay değil;


çünkü onlar aynı ezgisel yapıya sahiptirler.62

Konçerto geleneksel üç bölümlü formdadır. Sonat Allegrosu biçiminde olan I.


bölüm kısa orkestra girişiyle başlar. Sonra piyanoda ana tema duyulur (numara 1).
Bayati-Şiraz (Türk müziğinde karşılığı yoktur) modunda olan bu tema iradeli, törensel,
marş karakterindedir. Bu, konçertonun ana karakteridir.

Örnek 47:

Yan tema iki lirik karakterli temadan oluşmaktadır. Birincisi önce orkestrada
duyulur (numara 5). Bu gerçek bir Arap ezgisidir. Lirik yumuşak karakteriyle ana
temaya kontrast oluşturan ve doğaçlama üslubunda olan bu ezgi, Azeri müziğindeki
Şüşter modunun (Türk müziğinde karşılığı yoktur) çizgilerini taşımaktadır, güçlüsü si b

61
V. Vinogradov (1983): s. 100, 102.
62
D. Memmedbeyov (1964): s. 14.
Örnek 48:

Daha sonra piyanoda diğer tema duyulur (6. numara, Meno mosso). Bu yeni ezgi
orkestradaki temayla konturpuan oluşturmakta ki; bu da Amirov’un müziğinde
rastladığımız polifoni yönteminin bir örneğidir.

Örnek 49:

Gelişme kısmı (10 numara, Allegro vivo e brillante) kısa enerjik motiflerle
başlar. Burada ritim değişikliğine uğramış (2/4’ten 3/4’e) ana tema işlenmektedir.
Burada güçlüsü fa olan Şüşter modunun çizgileri duyulmaktadır
Örnek 50:

Bundan sonra ana tema motifi duyulmaktadır (13. numara).


Örnek 51:

Daha sonra tempo değişir ve yeni çok güzel zarif bir dans ezgisi duyulur
(Moderato, 15. numara). Bu gerçek bir Arap ezgisidir.
Örnek 52:

Gelişmenin son kısmında (Vivo, 19 numara) virtiözite gerektiren pasajlarla ve


gürlüğün artmasıyla canlanan müzikal gelişme konçertonun asıl doruk noktasını
hazırlar.
Örnek 53:

Serginin tekrarında fortissimo (ff) duyulan ana tema birinci bölümün asıl doruk
noktasıdır (22. numara).
Örnek 54:
Daha sonra beklenen yan tema yerine piyano kadansı duyulur (24. numara).
Kadans konçertonun en etkileyici kısımlarından biridir. Burada doğaçlama ve virtüözite
mükemmelliğe ulaşmıştır. Kadansın özünü doğaçlama yapısında olan yan tema
oluşturmakta, bu yüzden kadans doğallık kazanmakta ve sanki o an doğaçlama
yapılıyormuş gibi bir izlenim bırakmaktadır.63

Kadansta virtüozitenin öne çıkarılmasıyla birlikte Arap çalgılarının tınısı da


taklit edilmektedir; buradaki dalgalı pasajlar kanun çalma tekniğini anımsatmaktadır.64

Örnek 55:

Konçertonun I. bölümü ana temanın çizgilerini içeren Coda’yla biter (Allegro


con fuoco, 25. numara).

Örnek 56:

63
D. Memmedbeyov (1964): s. 26, 27.
64
Aynı, s. 28, 29.
Konçertonun ikinci bölümü üç kısımdan oluşmaktadır. Koral karakterli orkestra
girişi sanki hüzünlü bir öyküyü anlatmaya başlar.65

Örnek 57:

Daha sonra solo piyanoda ana tema duyulur (2. numara) Noktalı ritimler, peste
ve tizde tekrarlanan armoniler gergin ve dramatik bir karakter yaratmaktadır. Burada
pesteki ostinat armonilerin tizdeki ezgiyle birleşmesinden bir tür polifonik doku
oluşmaktadır.66

Örnek 58:

Tekrar orkestra girişi duyulur. Ardından Segâh modunda, polifoni ve varyasyon


öğeleri içeren, değişikliğe uğramış Elegie karakterli ana tema duyulur (4. numara).

65
T. Seyidov (1980): s. 81.
66
Aynı: s. 81.
Örnek 59:

İkinci bölümün orta kısmında gerçek Arap ezgisine dayanan ve Segâh modunun
çizgilerini taşıyan dans karakterli bir melodi duyulur (Poco piu mosso, 8. numara).

Örnek 60:

Bu ezgi önce orkestrada duyulur, piyano ise Toccata karakterli ezgiyle cevap
verir (Molto piu mosso, 9. numara).
Örnek 61:
Daha sonra her iki ezgi hem piyanoda, her de orkestrada kontrpuan şeklinde
duyulur.

Ana temanın önce orkestrada (12. numara) sonra da piyanoda (13. numara)
tekrar duyulmasıyla ikinci bölümünün son kısmı başlar.

Örnek 62:

Piyanonun kısa bir kadansından sonra:

Örnek 63:

Konçertonun ikinci bölümü kısa bir Coda’yla biter (Andante sostenuto).

Örnek 64:
Konçertonun üçüncü bölümü (Allegro con brio, reb majör) neşeli ve kalabalık
halk şenliği tablosunu çizmektedir. Burada iki tema kullanılmıştır ve gerçek bir Arap
ezgisi olan neşeli, enerjik, “perpetuum mobile” karakterlidir.67 Ana tema Rast (Türk
müziğinde Çargâh) modunun çizgilerini taşımaktadır.

Örnek 65:

Yan tema şarkı söylercesine, lirik karakterdedir ve Zabul-Segâh (Türk


müziğinde Kürdi) modunun çizgilerini taşımaktadır. Burada piyanoya kontrpuan
oluşturan orkestra partisyonundaki kısa motif, ileride büyük önem kazanacaktır.68

Örnek 66:

67
T. Seyidov (1980): s. 82.
68
D. Memmedbeyov (1964): s. 37, 38.
Ana temanın mi majör tonunda duyulmasıyla III. bölümün gelişme kısmı başlar:

Örnek 67:

Gelişme kısmında daha önce orkestra partisyonunda kullanılan iki farklı tema
duyulmaktadır: akorlarla yazılan heyecanlı, gür karakterli birinci tema (10. numara).

Örnek 68:

Ve neşeli, dans karakterinde olan diğer tema (12. numara). Bu tema güçlüsü do
olan (Mahur Hindi) Rast modundadır:
Örnek 69:

Gelişme kısmının sonunda ana temanın tekrarını uzun süre hazırlayan do majör
aniden do majöre dönüşür ve konçertonun birinci bölümünün ana teması duyulur. Bu
tema burada küçük piyano kadansı niteliğindedir.

Örnek 70:

Arkasından kısaltılmış yan tema duyulur (Maestoso, 16. numara).

Örnek 71:

Konçerto kısa ve gür Coda’yla biter (Allegro).


Örnek 72:

Böylece, üçüncü bölümün sonat formu kendine özgü bir biçim almakta, serginin
tam tekrarı yerine konçertonun kenar bölümlerini birleştiren Coda bulunmaktadır.

3.12. Amirov’un Piyano Stilinin Özellikleri

En çok senfonik yapıtlarıyla tanınan Amirov’un sanatında piyano müziğinin de


önemli bir yeri vardır. Piyano, hem muhteşem bir solo çalgı, hem de zarif bir oda
müziği çalgısı olma özelliğiyle daima bestecinin dikkatini çekmiş ve bu çalgı için irili
ufaklı bir dizi yapıtın yaratılmasını sağlamıştır.69

Amirov’un burada incelenen piyano eserleri müziksel içerik açısından çeşitlilik


göstermesine rağmen, onları, bestecinin stil özellikleri ve seçtiği müziksel anlatım
araçları birleştirmektedir. Burada ilk önce Amirov’un eserlerinin ulusal modlara
dayandığını belirtmek gerekir.

Amirov’un piyano tekniğinin bir özelliği de bu çalgıyla Doğu tınılarını


duyurabilmesidir. Burada ikili aralıklar dikkat çekmekte ve bu ikililer çeşitli durumlarda
ve değişik şekillerde üçlü akorlara ve diğer armonilere, melodi seslerine “yapışık”
olarak kullanılmaktadır.70

Amirov’un piyano eserlerinde ulusal modlar Batı majör-minör sistemiyle


organik bir biçimde kaynaşmaktadır. Bu nedenle çoğu zaman bir ”tonalitede” başlayan
bir parça başka bir “tonalitede” bitmektedir. Amirov, tonaliteyi Batı müziğindeki

69
A. Zamanova, (1984): s. 4.
70
V. Vinogradov (1983): s. 30.
kullanılışından daha değişik biçimde kullanmakta, bu durumda tonalite sembolik bir
anlam taşımaktadır. Bu parçalar belirgin bir şekilde ulusal modlara dayanmaktadır.71

Amirov’un tüm sanatına özgü olduğu gibi, piyano sanatı da geleneksel müziğin
temel türüne (şarkı ve dansa) dayanmakta, makam ve aşık sanatından kaynaklanan
doğaçlama stilinden etkilenmektedir. Bu özellik bestecinin piyano eserlerinin, gerek
melodik ve armonik gerekse ritim yapısına yansımaktadır.

Amirov’un sanatının en çekici yönü onun melodik zenginliğidir.

Eserlerinin ezgisel yapısı, müziksel içeriğin gelişme ve yenilenmesinin asıl


kaynağıdır.72

Ünlü Sovyet besteci D. Şostakoviç bu konuyla ilgili “Amirov zengin bir melodik
yeteneğe sahiptir. Melodi onun sanatının ruhudur” demektedir.73

Bu açıdan, Amirov’un piyano eserleri icracıya piyanoda “şarkı söylemek”, yani


piyanoda güzel sonorite elde etme becerisini geliştirmek için olanaklar sunmaktadır.

Amirov’un armonik dili melodiye tabi olmakta, ona sıkıca bağlanmakta ve


eserlerinin armonik yapısında daha çok diatonik armoniler yer almaktadır.Fakat erken
dönem piyano eserlerinde (örneğin Romantik Sonat’ta), gergin, dörtlü ve beşli aralıkları
birleştiren armonilere geniş yer verilmiştir.
Örnek 73:

Ayrıca, armonilerde sık sık rastlanan ikili-dörtlü, ikili-beşli armoniler aşık


sanatının ve tarda doğaçlama tekniğinin bir yansımasıdır. Burada VI. Varyasyon ve 2
No’lu İmpromtu örnek gösterilebilir.

71
Aliya, Zamanova (1984): F. Amirov’un Piyano Sanatı, Taşkent: s. 10.
72
Aynı, (1984): s. 14.
73
D. Danilov, (1959): 12, alıntıdan alıntı.
Bağlama çalma tekniğini yansıtan 2 No’lu İmpromtü:

Örnek 74:

VI. Varyasyon

Örnek 75:

Tar çalma tekniğini yansıtan III. Varyasyon’dan bir kısım:

Örnek 76:

Amirov’un piyano eserlerinin armonik yapısının özelliklerinden biri de, yeni


armonik anlatım ve değişik renk arayışlarıdır. Besteci piyano eserlerinde bazen,
geleneksel yapıdaki ezgiyi izlenimci müzik akımının öğelerini taşıyan armonik yapıyla
birleştirmektedir: klavyenin pes ve tiz registerlerinin aynı anda duyulması (örneğin V.
Varyasyon), müziğe renk katan tempo ve nüans değişimleri, tek sesli melodiye eşlik
eden zarif ve “duru” armonilerin kullanılması (örneğin, Çocuk Tabloları’ndan Elegie).

Klavyenin pes ve tiz registerlerinin aynı anda kullanılmasına bir örnek olan V.
Varyasyon:

Örnek 77:

Teksesli melodiye eşlik eden zarif ve “duru” armonilerin kullanıldığı Elegie


(Çocuk Tabloları’ndan):

Örnek 78:
Diğer taraftan, gösterişli-romantik bir stilin bazı çizgileri de görülmektedir:
oktav ve akorların, parlak virtüözite gerektiren pasajların kullanılması (örneğin,
Konçerto’da, Sonat’ta, No 2 Prelüd’te).

Oktav ve akorların kullanılması: Arap Temaları Üzerine Konçerto’nun I.


bölümünden ana tema).

Örnek 79:

Prelüd No. 2 do minör, orta kısım:

Örnek 80:
Parlak-virtüözite gerektiren pasajların kullanılması : Arap Temaları Üzerine
Konçerto, I. bölüm numara 18.

Örnek 81:

Amirov’un piyano eserlerindeki armonik yapının diğer bir özelliği de besteciye


özgü polifonik öğelerdir. Geleneksel müzikten kaynaklanan teksesli yapıyı bazen
akorlarla çokseslendirerek bir çeşit polifonik doku oluşturmaktadır.74

Arap Temaları Üzerine Konçerto, I. bölüm, numara 20.

Örnek 82:

Bu durumu besteci şöyle açıklıyor: “Ben herhangi bir akoru kullanmakta


özgürüm, yeter ki; bu akorda melodi notası mevcut olsun”75

Amirov’un piyano eserlerinde sık sık rastladığımız basit polifoni öğeleri


(imitasyon, çeşitlilik, basso ostinato), ulusal müzik geleneklerinden kaynaklanmaktadır.

74
S. Kasımova; N. Bağırov, (1984): s. 128.
75
V. Vinogradov, (1983): s. 70.
Polifoninin en basit formu olan imitasyon örneğin, küçük motiflerin klavyenin farklı
registerlerinde tekrarlanmasıyla oluşmakta ve buna piyano minyatürlerinde sık sık
rastlanmaktadır.

Çocuk Tabloları’ndan No. 5 Şakacı Dans.

Örnek 83:

Çeşitleme öğelerinin kullanılması. 12 Minyatür’den No: 5 Lirik Dans.

Örnek 84:

Basso ostinato için 12 Minyatür’den No: 7 Ninni.


Örnek 85:

Amirov’a özgü bir diğer porifonik doku da, iki veya üç farklı melodik çizginin
aynı anda duyulmasıyla oluşan “çok katlı” kontrpuan bir yapıdan kaynaklanmaktadır.76
Bu tür polifoniye, örneğin Arap Temaları Üzerine Konçerto’da rastlanılmaktadır: (III.
bölüm, numara 5).

Örnek 86:

Amirov’un piyano eserlerindeki ritim kalıplarının zenginliği de geleneksel


müzikten kaynaklanmaktadır.
Örneğin, bir Azeri oyun havasının ritim kalıbı olan şeklindeki ritmik
figür, bestecinin çok sevdiği ve geniş bir şekilde kullandığı ritim kalıbıdır.
Çocuk Tabloları’ndan No 8. Lirik Dans.

76
A. Zamanova: (1984): s. 16.
Örnek 87:

Aynı zamanda, Amirov’un piyano eserlerinde Batı dans ritimlerinin (Vals,


Polka, Tarantella) ulusal ezgisel yapıyla ustaca birleştirildiği görülmektedir.
Çocuk Tabloları’ndan No: 10 Vals.

Örnek 88:

Tarantella ritminin kullanılması: Çocuk Tabloları’ndan No: 12 Dans.

Örnek 89:
Amirov’un piyano eserlerinin diğer ritmik özelliklerinden biri de, sık sık
kullandığı makamsal doğaçlama tekniği ve bundan kaynaklanan ritim belirsizliği, ritmik
yapının eşitsizliğidir.
Arap Temaları üzerine Konçerto, I. bölüm, kadanstan bir kısım.

Örnek 90:

12 Minyatür’den No: 1 Ballade.

Örnek 91:

Amirov’un piyano eserleri müzik formu açısından bazı tipik özelliklere


sahiptirler. Örneğin, minyatürlerde, besteci daha çok tek dönem, basit iki bölümlü ve
basit üç bölümlü formları kullanmıştır. Büyük hacimli ve çeşitleme biçimindeki
eserlerde ise bestecinin en çok sevdiği yöntemlerden birisi “kemer” yöntemidir: ana
temalardan birinin eserin son bölümünde bir daha duyulması, besteci tarafından eserin
ana karakteri olarak seçilen karakterin vurgulanmasını sağlar, diğer taraftan ise
çeşitleme formunun (varyasyonların) parça-parça yapısının bütünleşmesine yarar.77

Son olarak, Amirov’un piyano eserlerinin Azeri modlarına dayanma açısından


bazı özellikleri şunlardır: Şur, Segâh, Çargâh modları Amirov’un daha çok sevdiği ve
daha sık kullandığı modlardır. Çargâh modu aynı zamanda, eserin bir kısmından
diğerine geçilirken modülasyon amacıyla kullanılmaktadır. Örneğin, Şur modunda
başlayan II. Varyasyon orta kısımda Çargâh moduna geçer:

Örnek 92:

Rast ve Bayati-Şiraz modları daha çok törensel, azametli veya neşeli bir dans
karakterini yansıtmak için kullanılmaktadır. Örneğin, Arap Temaları Üzerine
Konçerto’nun I. bölümünün törensel, azametli ana teması ve 12 Minyatür’den Toccata
Bayati-Şiraz modundadırlar.
Arap Temaları Üzerine Konçerto’nun I. bölümünün ana teması.

77
A. Zamanova, (1984): s. 12.
Örnek 93:

Bayati Şiraz (Türk müziğinde karşılığı yoktur) modu dizisi:

12 minyatür, No: 10 Toccata.

Örnek 94:

Arap Temaları Üzerine Konçerto’nun III. bölümünün dans karakterli ana teması
ve 12 Minyatürün bitiş parçası olan törensel Marş ise Rast modundadırlar.
Arap Temaları Üzerine Konçerto’nun III. bölümünün ana teması.
Örnek 95:

Rast (Türk müziğinde Çargâh) modu dizisi:

12 Minyatür, No 12 Marş.

Örnek 96:

Amirov piyano eserlerinde Şüşter (Türk müziğinde karşılığı yoktur) moduna da


geniş yer vermiştir.
Arap Temaları Üzerine Konçerto, I. bölüm numara 10.

Örnek 97:
12 Minyatür, No. 5 Lirik Dans.

Örnek 98:

Şüster modunun dizisi:

3.13. Amirov’un Piyano Eserlerinin Sanatındaki Yeri

Amirov’un piyano yapıtları sanatının en parlak dallarından birisini oluşturmakta


ve ulusal müziğin geleneklerine dayanan özgün sanatın bir örneği olmaktadır. Besteci
piyano hakkında şöyle demektedir:

Piyanonun geniş seslendirme imkanları beni daha çok gençken


cezbetmiştir. Bu çalgıda insanın bir çok duygusal durumunu
betimlemek olanaklıdır. Biz Doğu insanları müziğin insani
duyguları yansıtmasına değer veririz. Bunu makamda da
bulabiliyoruz. Piyano senfonik düşünceye de uymakta, onu teşvik
etmekte ve cisimleştirmektedir. Bu beni piyano için müzik
yazmaya özendiriyordu. 78

Amirov yaşamı boyunca, senfonik ve sahne müziği yapıtlarıyla paralel olarak


piyano eserleri de yazmıştır. Çok sayıda ve farklı türlerde yazdığı piyano eserleri,
kendine özgü armonik dili, melodi ve kompozisyon yapısı ile sanatının önemli
kollarından biri olan piyano sanatını oluşturmaktadır. Diğer taraftan, bestecinin farklı

78
V. Vinogradov, (1983): s. 31.
dönemlerde bestelediği piyano eserleri o döneme ait olan diğer türlerle etkileşmekte ve
hem genel anlamda sanat stilinin, hem de piyano stilinin evrimini yansıtmaktadır.

Örneğin, erken döneme ait olan Romantik Sonat’ta (1946), gergin ve değişik
armonilere merak saran Amirov, 50’li yıllarda olgunluğa ulaşarak sanatının en güzel
ürünlerini vermeye başlamıştır: “Sevil” operası, piyano için 12 Minyatür ve Arap
temaları Üzerine Konçerto, Azerbaycan Kapriccosu (1961) ve 70’li yıllarda Gülistan
Bayatı-Şiraz senfonik makamı ile “1001 Gece” Balesi.

Azerbaycan’da ilk piyano konçertosunu (Keman ve Piyano İçin İkili Konçerto)


besteleyen Amirov, daha sonra bu türde iki yapıta daha imza atmış ve son konçertosu
olan Arap Temaları Üzerine Konçerto ile Azerbaycan’a ait piyano konçertosu türünü
zirveye taşımıştır.

Şunu da belirtmek gerekir ki, Romantik Sonat’ın ikinci bölümündeki ana temayı
besteci daha sonra “Sevil” operasının Balaşın Aria’sında kullanmıştır.79
Romantik Sonat’ın ikinci bölümündeki ana tema:

Örnek 99:

Sevil operasının Balaş’ın Aria’sının teması:

79
T. Seyidov, (1980): s. 61.
Örnek 100:

Arap Temaları Üzerine Konçerto’nun ikinci bölümünde duyulan ezgilerden biri


ise (numara 4) Amirov’un “Şeyh Sanan” dramına yazdığı müziğin en ünlü parçası olan
Kör Arab’ın Şarkısı’nın çizgilerini içermektedir.
Arap Temaları Üzerine Konçerto’nun ikinci bölümünden yan temanın ezgisi.

Örnek 101:

Şeyh Sanan dramından Kör Arab’ın Şarkısı’nın teması.

Örnek 102:
Bütün sanatıyla ulusal kaynaklara dayanan ve muhteşem yapıtlarıyla
Azerbaycan müziğini tüm dünyaya tanıtan Amirov, sanatı hakkında şöyle demektedir:
Ben her zaman hayal ettim ve ediyorum ki; Azerbaycan müziği
dünyanın her köşesinde seslendirilsin. Çünkü bir halkı müziğiyle
yargılarlar. Ve eğer ben biraz da olsa bu hayalimi, tüm
yaşamımın hayalini gerçekleştirebildiysem, mutluyum.80

80
S. Mirzayeva, (1983): s.6.
BÖLÜM IV

SONUÇ ve ÖNERİLER
Büyük Azeri besteci Fikret Amirov tüm sanatında olduğu gibi piyano eserlerinde
de her zaman geleneksel müziğe dayanmış ve ondan ilham almıştır.

Amirov’un müziğinde halk şarkı ve danslarının, aşık sanatının ve makamsal


doğaçlama gibi Azeri geleneksel müziğinin kollarına rastlanmaktadır.

Gerek minyatürlerde, gerekse büyük hacimli piyano yapıtlarında makamsal


müziğin çizgilerine rastlanmakta ve bu durum Amirov’un piyano eserlerinin armonik
anlatımlarına, ritimsel ve ezgisel yapılarına yansımaktadır. Amirov’un piyano eserleri
seslendirilirken bu özellik göz önünde bulundurulmalıdır.

Amirov piyano eserlerinde bazı halk çalgılarının tınılarını ve çalma tekniklerini


yansıtmaya çalışmıştır. Örneğin, 12 Minyatür’den “Aşık Stilinde” ve 2 No’lu
İmpromtü’de bağlama tınısını; III. Varyasyon’da tar çalma tekniğini; Arap Temaları
Üzerine Konçerto’nun I. bölümünün kadansında kanun çalma tekniğini yansıtmak
istemiştir. Bu nedenle bu eserler seslendirilirken bu çalma teknikleri ve tınılar dikkate
alınmalıdır.

Amirov’un sanatında geleneksel müzik öğeleri Batı müziği formlarıyla organik


bir biçimde birleşmektedir. Bestecinin bu formlarda yazdığı piyano eserleri arasında
rastlanılan Vals, Balade, Barkarol, Noctürne, Toccata, Marş, Humoresgue, Sonat,
Varyasyonlar ve Konçerto parlak bir ulusal karakter taşımaktadır. Bu eserlerin
makamsal müziğe dayanması onları Türk müziğine yaklaştırmaktadır. Dolayısıyla genç
Türk piyanistler kendi kültürlerine daha yakın olan bu eserler yoluyla bazı Batı müziği
formlarını da çalışmış olurlar.

Amirov’un piyano eserlerinde İmitasyon ve basso ostinato gibi basit polifoni


çeşitlerinin yanı sıra besteciye özgü olan iki veya üç melodik çizginin aynı anda
seslendirilmesiyle oluşan kontrpuan yapılı doku göze çarpmaktadır. (örneğin, Arap
Temaları Üzerine Konçerto’nun III. bölümünde 5. numara). Bu eserlerde tüm melodik
çizgilerin net bir şekilde duyurulmasına çalışılmalıdır. Amirov’a özgü olan bir çeşit
polifonik doku da bazen melodinin her bir sesinin paralel akorlarla armonize
edilmesiyle oluşmaktadır (örneğin konçertonun I. bölümünde numara 2).

Amirov’un tüm sanatında olduğu gibi piyano sanatının da en çekici


özelliklerinden biri onun ezgisel zenginliğidir. Bestecinin sıcak, dokunaklı ezgilerine
gerek en küçük piyanistler için yazdığı Çocuk Tabloları’nda gerekse büyük hacimli
eserlerinde rastlanmaktadır. Genç piyanistlerin piyanoda “Şarkı söylercesine” çalma
becerisini geliştirmek için geniş olanaklar sunan bu ezgileri derin ve dokunaklı bir
sonoriteyle seslendirmek gerekir.

Amirov’un piyano eserlerinin tüm bu özellikleri, bestecinin piyano eserlerinin


Azerbaycan’daki klasik müzik eğitiminin vazgeçilmez ve sevilen bir parçası olmasını
sağlamıştır. Aynı özellikler bu eserlerin Türk müzik eğitiminde de önemli bir yer
almasını sağlayabilir. Amirov’un eserlerinde kullandığı makamlar Türk müziğinde
farklı isimleri olan makam dizilerinde karşılık bulmaktadırlar.
Amirov’un tüm eserlerinin listesi ve kola ulaşılabilmesi için Çocuk Tabloları, 12
Minyatür, Varyasyonlar, 2 Prelüd ve 2 Impromtu’nun nota basımlarının tamamı ekte
verilmiştir.
KAYNAKÇA
1. Adıgüzelzade, Zohrab, (1979): Fikret Amirov’un Piyano Minyatürleri, Işık
yayınevi, Bakü.
2. Amirov, Fikret (1978): Müzik Sayfaları, Işık Yayınevi, Bakü.
3. Arel, Hüseyin Sadettin (1993): Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri, Kültür
Bakanlığı Yayınları, Ankara.
4. Çalışır, Feridun: Müzik Sözlüğü, Yeni Dağarcık Yayınları, Ankara.
5. Danilov, Daniil (1959): Fikret Amirov, Sovyet Bestecisi Yayınevi,
Moskova.
6. Hacıbeyov, Üzeyir (1985): Azeri Halk Müziği İlkeleri, 4 basım, Yazıcı
Yayınevi, Bakü.
7. Halilov, Urfan (1981): Fikret Amirov’un Piyano İçin Mi Minör
Varyasyonları (birinci edisyon), Metodik Tavsiyeler, Bakü.
8. İsmailov, Memmed Saleh (1984): Azeri Halk Müziğinin Türleri, Işık
Yayınevi, Bakü.
9. Karasar, Niyazi (1994): Bilimsel Araştırma Yöntemi; Kavramları, İlkeler,
Teknikler, 5’inci Basım, 3A Araştırma Eğitim Danışmanlık Ltd., Ankara.
10. Kasımova, Solmaz; Bağırov Nazım (1986): Azeri Müzik Edebiyatı, Maarif
Yayınevi, Bakü.
11. Memmedbeyov, Dmitri (1964): F. Amirov ile E. Nazirova’nın Arap
Temaları Üzerine Konçerto’su, Azerneşr Yayınevi, Bakü.
12. Mirzayeva, Svetlana (1983): Fikret Amirov, Yazıcı Yayınevi, Bakü.
13. Sözer, Vural (1996): Müzik/ Ansiklopedik Sözlük, Remzi Kitabevi, 4. basım
İstanbul.
14. Seyidov, Terlan (1980): Azeri Piyano Müziği, Yazıcı Yayınevi, Bakü.
15. Usmanbaş, İlhan (1974): Müzikte Biçimler, Milli Eğitim Basımevi, 1.
basım, İstanbul.
16. Vinogradov, Viktor (1983): Fikret’in Müzik Dünyası, Yazıcı Yayınevi,
Bakü.
17. Zamanova, Aliye (1981): Fikret Amirov’un Piyano İçin Çocuk Tabloları,
Metodik Tavsiyeler, Bakü.
18. Zamanova, Aliye (1984): F. Amirov’un Piyano Sanatı, tez önerisi, Taşkent.
19. Zöhrabov Ramiz (1991): Makam, Azerneşr Yayınevi, Bakü.
Amirov’un Tüm Eserleri
ƒ Piyano İçin Varyasyonlar (1939).
ƒ “Yürek Çalanlar” Müzikal (1944).
ƒ “ Gözün Aydın” Müzikal (1946).
ƒ Piyano için “Romantik Sonat” (1946).
ƒ Keman ve piyano için ikili Konçerto (1947).
ƒ Yaylı sazlar orkestrası için “Nizami” senfoni (1947).
ƒ Piyano ve halk çalgıları orkestrası için konçerto (A.Babayev’le ortaklaşa)
(1947).
ƒ “Şur” ve “Kürd Ovşarı” senfonik makamlar (1948).
ƒ Çello ve piyano için “Elegie” ve “Poem-Monolog” (1948).
ƒ Piyano için 2 Prelüd ve 2 Impromtu (1948).
ƒ Keman ve piyano için “Makam poem” ve “Ballade” (1948).
ƒ Unison keman, çello ve iki piyano için Ü. Hacebeyov’a ithaf edilen “Elegie”
(1949).
ƒ Senfonik süit “Azerbaycan kapricyosu” (1950).
ƒ “Sevil” operası.
ƒ İki piyano için “Alban Temaları Üzerine Süit” (1955).
ƒ Piyano için “12 Minyatür” (1955).
ƒ Piyano için “Çocuk Tabloları” (1956).
ƒ Piyano için “Arap Temaları Üzerine Konçerto” (1957).
ƒ Orkestra için “Senfonik danslar” (1963).
ƒ Vokal-koreografik Poem “Nesimi” (1969).
ƒ “Gülistan Bayati-Şiraz” senfonik makam (1971).
ƒ “1001 Gece” balesi (1979).
ƒ Romanslar, şarkılar.
ÖZGEÇMİŞ

Gülnara Tarkum 1964 yılında Azerbaycan Sumgayıt’ta doğdu. 1973-1980 yılları


arasında 1 No’lu Sumgayıt Müzik Okulu’nda, 1980-1984 yılları arasında ise Sumgayıt
Müzik Lisesi’nde piyano eğitimi gördü. 1985 yılında Bakü Devlet Konservatuvarı’nın
piyano bölümünü kazandı ve buradan 1990 yılında mezun oldu. 1984-1987 yılları
arasında Ali-Bayramlı Müzik Okulu’nda, 1988-1990 yılları arasında 1 No’lu Sumgayıt
Müzik Okulu’nda, 1990-1996 yılları arasında ise Sumgayıt Müzik Lisesi’nde piyano
öğretmeni olarak görev yaptı. 1996 yılından beri T.Ü. Devlet Konservatuvarı’nda
piyano anasanat dalı öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

You might also like