Professional Documents
Culture Documents
Dahiliye 1
Dahiliye 1
1. FASİKÜL İÇİNDEKİLER
HEMATOLOJİ NEFROLOJİ
Hematopoez...................................3 Renal fizyoloji.................................. 113
Bu kitap; hekimlerin sınavlara hazırlanmasında yardıma olmak amacıyla hazırlanmış ve basılmışbr. Bu kitaptaki bilgilerle hasta
ZJ
tedavisi planlamak ve uygulamak sağlıklı ve en doğru yol olmayacakbr.
Okuyuculara tanı ve tedavi ile ilgili güncel gelişmeleri takip etmelerini ayrıca tedavi süreci için ilaçlar hakkında üretici firma tarafından
sağlanan ilaca ait en son ürün bilgilerini, dozaj ve uygulama şekillerini ve kontrendikasyonları kontrol etmeleri tavsiye edilir.
Her hasta için en iyi tedavi şeklini ve en doğru ilaçları ve dozlannı belirlemek uygulamayı yapan hekimin sorumluluğundadır. Yayıncı
ve editörler bu yayından dolayı meydana gelebilecek hastaya ve ekipmanlara ait herhangi bir zarar veya hasardan sorumlu değildir.
PecltGİrr
fCCkqk- s{Qj(or S û n c, o I^ m o
Sorusu Itcfobl
Poı^O^oJı J
G ^ n cl -* Icıt^âb'
f ------------ 1
HEMATOLOJİ
v _____ A
HEMATOPOEZ
0 Kemik iliğinde ana kök hücreden (Stem cell, CD 34 hücre) kan hücrelerinin üretilmesidir.
0 Embriyonel gelişme döneminde hematopoez ilk yolk sac'da gerçekleştirilir. -*> Sû det*- ( f ' Iasitler
0 Gestasyonun 2-3 üncü ayında hematopoez karaciğerde ve dalakta olur
0 Eritrositler yolk salk'de, lökosit ve trombositler ise karaciğerde ilk kez yapılmaya
başlar.
0 Hematopoezde rol alan büyüme faktörleri: bu faktörler özel hücre yüzey reseptörleri
üzerinden sitoplazmik janus kinazı uyarırlar.
CD 34 KÖK hücre
(stem cell)
IL -l
f r~ i T lenfosit B lenfosit
0
Nötrofil
m
Eozinofıl M onosit
I
H em atopoez
c TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
D
/
• IL-3: İnterlökinler içinde en geniş etki alanına sahiptir. Multi-CSF olarak da
tanımlanır.
• Periferal proteinler:
✓ Alfa ve beta spektrin ve ankrin: Eritrositlerin membran fleksibilitesini ve
şeklini düzenlerler.
• integral proteinler:
✓ Band 3 protein (CIHC03): İnorganik anyon kanallarını içerir
©
J
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
J
>
J
HEMOGLOBİN VE ÖZELLİKLERİ
M 0 Hemoglobin 4 globulin zinciri ve 4 hem proteininden oluşmuştur.
5
J \Ae^
Kem - pf'o+j>poff,nr' + Fe
>
V footoporfiT'O
H2C=CH CH3
>
J
(a) Hemoglobin (b) Demir içeren hem grubu
J
*
Hemoglobinin yapısı
J
J 0 Yetişkinde majör hemoglobin tipi Hemoglobin A' dır. İki alfa iki beta globulin
J içerir.
*
Hemoglobin A 2 alfa ve 2 beta zinciri >%90 (yetişkinde)
Hemoglobin F 2 alfa ve 2 gama zinciri (% l-3 yetişkin, çocuklarda hakim Hb)
y
Hemoglobin A2 2 alfa ve 2 delta zinciri (<%3.5 yetişkinde)
s
'h Hui-cUleri lo>l ^
* K t ~ 2 o< -p 2^ «p a-t- H em
y , 0 2 ' vji ^vKarjo b 'c o ic m o ı
HetNN= fe •+ poo^opor-firin
s
y
©
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
ANEMİLER
0 Anemi: Erişkin erkekte Hb< 13.5 gr/dl, kadında Hb< 12 gr/dl olmasıdır
0 Hemogram parametreleri
• Hemoglobin: Yaş ve cinse göre normalden düşük ise anemi olarak kabul edilir.
Once ^>(c
• Hematokrit: Kandaki eritrosit volüm yüzdesini gösterir, kabaca hematokritin 3
katidir Hemoglobini/)
,c KC.V 'jC İ09İt • MCV (ortalama bir eritrosit volümü): Hematokrit/ eritrosit sayısı ile bulunur: 80-100
fentolitredir
• Anemiler MCV'ye göre sınıflandırılır. MCV < 80 fl ise mikrositer, >100 fl ise
makrositer, arasında ise normositer anemi olarak kabul edilir.
• MCH: eritrosit başına düşen hemoglobin miktarı: 27-34 pg. Hemoglobin / eritrosit sayısı
ile bulunur.
McVİ r Vj
• MCHC: Bir eritrosit volümüne düşen hemoglobin miktarı; hemoglobin / hematokrit ile
hesaplanır. Normali %31-36'dır.
• Trombosit ve lökosit sayısına bakılır: Düşük veya yüksek olmasına göre eşlik eden
veya lökositer ve trombositer seriye etkili olan bir hastalık olup olmadığı araştırılır.
P o ıfc * t a s l f O t 51 Ş e M f o r lc M r
d
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
Eritrositler normalden büyüktür. B12, folat eksikliği, alkol kullanımı, hipotroidizm, kronik
Makrositoz karaciğer hastalığı, aplastik anemi, myelodisplastik sendromda görülebilir.
Eritrositlerin ortasındaki boş soluk alanın 1/3’den daha büyük olmasıdır. Daha çok mikrositoz
Hipokromi ile birliktedir. Hemoglobin sentez bozukluğunu gösterir.
Heinz cisimciği ve
G6PD eksikliğinde görülür.
blister hücreler
Periferde normoblastaların görülmesidir. Eritropoezin arttığı hastalıklarda görülür. Kemik
Çekirdekli eritrositler iliğini infiltre eden lösemi ve tümör infiltrasyonlarına bağlı görülebilir.
Hipersegmente Nötrofilllerin % 3’den daha fazlasının 5 veya daha fazla sayıda segment içermesidir. B12 ve
nörtofiller folat eksikliğinde görülür.
0 Normosit
0 Normokromik eritrosit
© Mikrosit
Hipokromik eritrosit
0 Retikülosit
f \
f^fı ZcrOrvxOi'
rı
• •
• V
• A
v J
Retikülositler
X
• Düzeltilmiş retikülosit sayısı = Retikülosit x hematokrit / 45 veya retikülosit x
hemoglobin / 15
XI
• Retikülositoz: (> % 2) Eritrosit yıkım artışı ve yapım artışı ile olur.
XI
Nedenleri: X
s Hemolitik anemiler X
s Demir eksikliği anemisinde tedavinin 7-10. günü X
s Vitamin B12 ve folik asid tedavisinin 3-4. günü
X
vA Kanama -"> A kut 301
s Hipersplenizm
X
X
• Retikülositopeni: (<%0.5)
X
s Aplastik anemi
3
✓
s
Kemik iliğini infiltre eden hastalıklar (lösemiler vb.)
®
c TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
4 f O İZ
k i? \^o^oro «*■
İCÛ0« 3'
vi ^
cUti
/
• Ferritin ve hemosiderin olarak iki depo formu vardır.
• Günlük demir ihtiyacının %80'i yaşlı eritrositlerin yıkımına bağlı açığa çıkan
demirden karşılanır. Kalan kısım dışardan alınır. Günlük demir ihtiyacı 10-20 mg'dır.
Normalde diyetteki demirin sadece % 10'u duodenum ve proksimal jejunumdan
emilir.
• Demir emilimini C vitamini, süksinat, sitrat ve HCI artırır. Asit ortamda demir
çözünür halde (Ferröz, Fe++) tutulur ve üst GIS 'ten emilimi kolaylaştırır.
s Eritropoetin tedavisi
• Artmış demir kaybı:
El Klinik:
• Saç dökülmesi, pika, kaşık tırnak, angular stomatit önemli bulgularıdır.
©
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
S b m o fif' - o(<-
• Atrofik rinit, glossit, sebebi bilinmeyen ateş, splenomegali (%10), KİBAS, psödotümör
serebri
İZİ Laboratuvar:
• Hemoglobin, hematokrit, MCV, MCH, MCHC düşüktür.
a ? ,» o v s t
V
' l ’& . o ı ? J >0 J
r ^
Dem ir eksikliği anemisi
s Kronik hastalıklarda ferritin < 60 ng/ml ise demir eksikiliği anemisi olarak kabul
edilin , t
• Serum transferrin reseptörü: Kronik hastalık ile demir eksikliği ayırımında
kullanılabilir. Demir eksikliği, hemolitik anemi, talasemilerde artar. Aplastik anemi
ve kronik hastalıklarda ise azalır.
• Kesin tanı: Kemik iliği biyopsisinde depo demirinin negatif olması ile konur
(prusya mavisi)
0 Ayırıcı tanı: Diğer hipokrom mikrositer anemilerden ayırmak için demir parametrelerine
bakılır.
0 Tedavi:
• Oral demir tedavisi: Maksimum 300 mg elemental demir verilmeli: Ferröz sülfat
birinci tercihtir. Alternatif olarak ferröz glukonat verilebilir.
• Tedaviye cevap:
s En son düzelen bulgu ferritindir. 4-6 ayda normale gelir. Oral tedavi süresi
4-6 aydır.
®
i TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
0 Patogenez:
• Pozitif faz reaktanı olarak artan hepsidine bağlı olarak bağırsaklardan demir emilimi
ve depolardan demir salınımı azalır, serum demiri düşer.
0 Laboratuvar:
• Ferritin ise normal ya da pozitif faz reaktanı olduğu için genelde yüksektir.
0 Tedavi:
• Altta yatan hastalık ve dolayısı ile inflamasyon ve sitokin salınımı kontrol altına
alınmalıdır.
SİDEROBLASTİK ANEMİ
IZI Patogenez:
• Hem sentez bozukluğu temel mekanizmadır, herediter ya da edinilmiş formları
vardır.
0 Hem sentezinde hız kısıtlayıcı basamakta görev alan enzim delta aminolevulinik
asittir. Özellikle herediter tip sideroblastik anemilerde delta aminolevulinik asit
sentetaz aktivitesinde yetersizlik vardır. Bu enzim eksikliğine bağlı protoporforin
sentezinde demir Hem'e eklenemez, mitekondride birikir, sideroblast gelişir.
Glisin + Suksinil CoA + B6 -► Protoporfirin + Fe ------- ► 4HEME - a2p2 f> eİGı Il Iiqi
*
J,
Kofald-or S'cUrjklö-sH k
O.F' e/v\
r
Hemoglobin
<§) ö Amino levulinik asit sentaz enzimi
&
Cu -eicsı I !
• ' • * *
Sideroblast %&&***’ ...
♦ SukrobUıt
* ^ i
* *
\ Sideroblast
v J
Sideroblastik anemi
0 Etiyoloji:
. . . . . ... .. 1/N , NM İcrosîftr. ^/s , M olc**' kr V
• Kazanılmış sideroblastik anemiler
- Mitokondrial form
• Kesin tanı: Kemik iliğinde Prusya mavisi ile boyandığında ring sideroblastların
görülmesi
0 Tedavi: Etkin bir tedavisi yoktur. Alkol ve B6 eksikliğine bağlı formlar tedavi edilebilir
®
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
MEGALOBLASTİK ANEMİLER
IZI B12 ve folik asit eksikliğine bağlı DNA sentez defekti sonucu ilik hücrelerinde
olgunlaşma bozukluğu ve inefektif eritropoezle karakterize anemiler.
v' Açığa çıkan B12 mide ve tükrük bezlerinden salgılanan R faktöre bağlanır.
J
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
D
v' Terminal ileum hücrelerinde intrensek faktör parçalanır ve B12 portal kan
dolaşımına geçer.
İZİ Etiyoloji:
• Alım azlığı: Vejeteryan diyet (B12 eksikliği 10-15 yılda gelişir), malnütrisyon
s Total - kısmi gastrektomi: İntrensek faktör eksikliği, depolar 3-5 yıl yeterli
Sn J olur
JL s Konjenital intrensek faktör eksikliği veya defektif sentezi,
ode/\
✓ Kronik pankreatit (pankreatik proteaz eksikliği nedeni ile R faktör ayrılamaz)
(kAUl-VıJ w lsfflfr A^ir1
û iı < s Zollinger-Ellison sendromu (pankreas enzimleri inaktive olduğu için R faktör
paOlcrc O 5 ayrılmaz)
en ■s Diphyllobothrium latum: Balıklardan bulaşan yassı parazit, B12'nin %80'ini
ink- €<U/ emer
Klinik
•/ Nörolojik bulgular
- En sık spinal kordun dorsal sonra lateral kolonlarında myelin kaybı
olur
©
c TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
- Nörolojik bulgular aneminin ağırlığı ile korele değildir, bazen ters ilişkilidir.
• Laboratuvar
✓ MCV >100 fl
i £17 vc F. A € ki* k lı âin d e
^ Pansitopeni ilerleyen dönemlerde gelişir
v' LDH ve indirekt bilurubin yüksektir (ilikte gelişen yıkıma bağlı; inefektif
hematopoez)
• Splenektomi
• Megaloblastik anemi
• Miyelodisplastik sendrom
r >|
; Lenfosit
makrosit .
^
rO 0 J
^
Megaloblastik anemi
®
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
3
—
r
♦J jb * Nötrofilde
hipersegmentasyon
v J
r ~ ^
^ Hıpersegmente notrofıl ^
Tanı:
s Serum vitamin B12 düşüktür (genelde < 200 pg/ml).
1x3i \ <3ICVcL ilk - Pernisyöz anemide atrofik gastrit zemininde mide kanseri riski
artmıştır.
QİOJQk Oi ;onb lur&r
W iu lır s Gerekirse alt - üst GIS endoskopisi, biyopsi, gayta parazit vb. testler yapılır
S Schilling testi: Vitamin B12 eksikliğinin etiyolojik nedenini araştırmak için yapılan
testtir. 2003'ten bu yana terk edilmiştir.
- 3-4. günde retikülosit krizi görülür. Tedavinin etkinliğini kontrol için bu test
yapılır.
■s B12 eksikliğinde folik asit verilince anemi düzelir ama nörolojik bulgular ağırlaşır.
İZİ Folik Asit (Folat) Eksikliği
• Folat, yeşil sebzelerde bulunur, en çok duodenum ve jejunumdan emilir.
• Folik asit eksikliği makrositer anemi, nöral tüp defekti ve huzursuz bacak
sendromu yapar.
• Etiyoloji: Folik asit eksikliğinin en sık neden diyetle alım eksikliğidir (3-4 ay da
gelişir).
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ \
Absorbsiyon
Çölyak hastalığı, tropikal sprue
bozukluğu
• Tanı:
APLASTİK ANEMİ
0 Tanım: Pansitopeni + kemik iliğinde hipoplazi/aplazi ve yağ dokusunda artma
ile karakterize bir hastalıktır.
0 Etiyoloji:
• Radyasyon
• Genetik
0 Klinik:
• Pansitopeni
• Normokrom normositer ya da genelde makrositer anemi (MCV artmıştır)
• Retikülositopeni
• Kemik iliğinde hematopoetik hücrelerin %25'den az olması, yağ hücre
infiltrasyonu diagnostiktir
0 Tedavi:
• Greft versus hastalığı en sık aplastik anemideki kemik iliği nakli sonrası görülür.
^ Diğer: Üriner, kardiyak anomaliler, sağırlık, mental gerilik, özefagus atrezisi vb.
• Etiyoloji:
en sile
s Otoimmün ^ ” I>AA3yAq
Parvovirüs B 19 (en sık virüs), HIV, hepatit virüsleri, herpes virüsleri
SLE
• Tanı: Kemik iliğinde eritrositer seri azalmış veya yoktur, diğer seriler normaldir
• Tedavi:
HEMOLİTİK ANEMİLER
0 Eritrositlerin artan yıkımıyla karakterize anemiler.
0 Ekstravasküler hemoliz damar dışında (dalak, karaciğer, hematom) olur, en sık dalakta
olur
0 Genel bulgular:
• Solukluk ve sarılık
• Kronik hemolizlerde folat kullanımı artışına bağlı folik asit eksikliği ve megaloblastik
kriz olabilir.
0 İn travaskü ler hem olizde serbest hem oglobin idrara çıkar: h em oglobinüri,
\ \ ( (v\ 0 hemosiderinüri
Hemolitik anemiler
1. KALITSAL
Eritrosit membran defektleri • Herediter sferositoz • Herediter eliptositoz
Hemoglobinopatiler • Talasemiler • Orak hücreli anemi
• G6PDH eksikliği
Metabolik bozukluklar • Pirüvat kinaz eksikliği
II. KAZANILMIŞ
İMMÜN HEMOLİTİK ANEMİLER
• Sıcak antikor tipi
Otoimmün • Soğuk antikor tipi
• Hemolitik transfüzyon reaksiyonları
Alloimmün • Yenidoğanın hemolitik hastalığı
•Allogenik kemik iliği veya organ nakli sonrası
• Penisilin
İlaca bağlı • a- metil dopa (en sık)
NON-İMMÜN HEMOLİTİK ANEMİLER
Kazanılmış membran defektleri • Paroksismal nokturnal hemoglobinüri
• Mikroanjiyopatik hemolitik anemi (DIC, HÜS, TTP)
Mekanik • March hemoglobinüri (yürüyüş hemoglobinürisi)
• Karaciğer (akantositer)
Sistemik hastalığa sekonder • Böbrek (ekinositer)
DİĞER
• Malaria (sıtma)
İnfeksiyonlara bağlı • Clostridium welchii
Hipersplenizm
Yanıklar
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
A olerin
Eritrosit ve Sferosit
• Klinik:
^ Aplastik (parvovirüs B19 ile) ve megaloblastik krizler (folik asit eksikliğine bağlı)
olabilir.
JL
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
3
• Laboratuvar ve Tanı:
olc K İ ^ - M ' ( [ r
• PNH'lı hastalarda PIG A gen mutasyonu sonucu glikofosfatidil inositol eksikliği
olur
d
• Hücre membranında CD55 ve CD59 olmayınca kompleman aktivasyonuna bağlı MAC
Tr\>v\VPT
^V W V^ kompleks saldırısı sonucu intravasküler hemoliz olur.
i
"5
> 1
G ç li^ n n t ■
’ K H M oil olon I.' QA ı' f *lfr »t-■*r\.
>
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ 3
• Etiyoloji ve Patogenez:
>
>
r
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
a) İnfeksiyonlar
c) İlaçlar
v' Hemolizin en sık nedeni infeksiyonlardır, ama daha çok hemoliz yapan ilaçlar
sorgulanır.
• Hemolitik atak esnasında halsizlik, bel ve karın ağrısı olur, sonra sarılık ve kırmızı
idrar olur
v' Heinz cisimciği (intraselüller denatüre hemoglobin, metil viole boya ile
gösterilir)
✓ Güve yeniği gibi ısırılmış eritrositler (bite celi veya blister cell)
• Kan değerleri çok düşer ve hasta semptomatik ise eritrosit transfüzyonu yapılabilir.
• Splenektominin tedavide yeri yoktur, kemik iliği nakli, steroid gibi tedavilere
gerek yoktur.
s
G6DP eksikliği ve piruvat kinaz eksikliğinden sonra üçüncü en sık eritrosit enzim
eksikliğidir.
Hemoglobinopatiler
El ORAK HÜCRELİ ANEMİ (HBS)
5 -İ
i
• Dünyada en sık rastlanan anormal hemoglobinopatilerin başında gelir, OR
geçer.
• Hemoglobin A (a202) yapısındaki beta (P) zincirinde 6. sırasında glutamik asit
yerine valin gelmesi durmunda Hemoglobins gelişir (HbS: a2p26Glu->Val)
İ
• HbS'in deoksijenize durumda çözünürlüğü azalır polimerize olur, taktoid
dimerler gelişir:
• Eritrosit membranı sertleşir, deformabilite kaybolur, oraklaşır.
• Reversibl bir oluşumdur.
• Oraklaşmış hücreler damarları tıkarlar ve organlarda vazo-oklüzif olaylara yol
açarlar.
• Hipoksi dışında oraklaşmayı tetikleyen faktörler: Asidoz, selüller dehidratasyon,
d
ğİ
soğuk
HbC. Beta zincir 6. lokasyonda Glutamik asit yerine lizin gelmesi, kronik
h a fif hemolitik anemi
HbSC: Bir ebeveynden HbS geni, diğer ebeveynden HbC geni alınca olur,
oraklaşma olabilir, H bSS e göre h afif
HbE: beta zincir 26. lokasyonda glutamik asit yerine lizin gelmesi durumu,
h a fif hemolitik anemi ile gider Hb
28
d
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ "t
Oksijenize
Hemoglobin S
V.
Oksijenize ve deoksijenize HbS
• Klinik Bulgular:
s Ağrılı krizler (en sık): orak hücreli anemisi olan hastalarda en sık klinik
bulgudur, Vazooklüzyona bağlıdır
^ Priapizm, hipogonadizm
• Tanı:
• Tedavi:
0 TALASEMİLER
• Alfa zincir eksikliğine alfa talasemi, beta zincir eksikliğine de beta talasemi denir.
0 ALFA TALASEMİLER: Normalde 4 alfa zinciri geni vardır. Alfa genleri 16 nolu
kromozomda bulunurlar.
0 Alfa talasemi majör (Hidrops fetalis, Hb Barts): Hiç alfa geni yoktur. (--/-)
0 BETA TALASEMİLER: Beta zincir sentezi azalmasıdır, beta gen fonksiyonları aşağıdaki
şekilde ifade edilebilir:
• Genellikle asemptomatiktir.
• Hb 10-11 gr/dl, MCV düşük, RDW normaldir. Eritrosit sayısı > 5.5 milyon
• Talasemi majör ile minör arası klinik bulgulara sahip heterojenik ara
form
• Hipersplenizm gelişen hastalar, yıllık transfüzyon ihtiyacı bir önceki yıla göre 2 kat
artan hastalarda splenektomi yapılır
• Gen tedavisi
• Eritrosit yıkımı makrofajların bolca bulunduğu başta dalak olmak üzere karaciğer ve
ilikte gerçekleşir: Ekstravasküler hemoliz
• Sıcak ve soğuk otoimmün hemolitik anemi olmak üzere iki türü vardır.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
doho
0 IgG bağımlı (Sıcak) otoimmün hemolitik anemi
• Etiyoloji:
• Tanı:
• Tedavi:
s Kan vermek tehlikeli olabilir, Transfüzyon şartsa sıcak ortamda yapmak gerekir.
El Paroksismal soğuk hemoglobinüri
fi • Genelde çocuk yaş grubunda görülen nadir bir hastalıktır.
• Hastalık eritrositlerin P antijenine karşı gelişen IgG tipi soğuk antikorlarla
oluşur.
I \ ('•ÖVOjit'AU/' • Bu antikora Donath-Landsteiner (DL) antikoru denir
Vv^-a a <Ai \ o I W
• Etiyoloji: En sık viral (infeksiyöz mononükleoz, kızamık ve kabakulak), sifiliz
• Gerçek otoimmün reaksiyon (metil dopa tipi): Kronik metil dopa kullanan
hastalrın %15 'inde IgG bağımlı hemolitik anemi olur, hem direkt hem indirekt coombs
(+) tir.
• Hapten tipi (penisilin): İlaç + eritrosit membranı antijenik özellik kazanır ve
antikor oluşur.
• İmmun kompleks tipi (kinidin tipi): İlaç + plazma proteinleri ilaca özgü
kompleman fikse eden antikor oluşturur.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
D.Coombs ++ - -
C3 ile Coombs - (veya az +) ++ ++
Maksimum
aktivite için + 37°C +4°C +4°C -> 37 °C
sıcaklık
Antijen Genellikle Rh ama hepsine
“İ” antijeni “P” antijeni
spesifitesi karşı olabilir
0 TRAVMATİK HEMOLİZ
V jr
- ı % d ' î v d :
r> ° ~ O C‘ 0 J
V___________
r -------------------------------------------------------------------------------------------------- ^
Fragmente eritrositler (şistosit)
IZI Methemoglobinemi
• Hemoglobin içerisindeki demirinin +2 (ferröz) yerine +3 değerlikli (ferrik)
olmasıdır,
• Etiyoloji:
✓ Otozomal resesif-dominant (HbM hastalığı)
s Edinilmiş
a) İlaçlar: Asetaminofen, dapson, nitroprussid, amil nitrit, benzokain,
flutadimide, metoklorpromide, nitrogliserin, fenasetin, primakin ve
sülfometaksazol, K vitamini
• Klinik:
v Nefes darlığı, çarpıntı ve kardiyovasküler kollaps meydana gelişebilirken kronik
olgularda psödosiyanoz (anemi ve hipoksemi olmadığı halde siyanoz
olması) görülür. *
Hematolojideki normal değerler n e lerd ir... Hemoglobin - 12-17 gr/dl, AACV = 80-100 fl, lökosit = 4000-
10.000 mm3, trombosit = 150-450 bin, retikülosit = %0.5-%2
Retikülosit yüksekse ilk ne düşünülür.. .Hemolitik anemi
Retilükosit düşükse ilk ne düşünülür...Aplastikanemi
Hangi anemiler mikrositer anemi yapar (MCV < 8 0 ).. Demir eksikliği anemisi, kronik hastalık, sideroblastik,
Talasemiler
Tayanç sendromu nedir...Pika, splenomegali, seksüel - bedensel gelişme geriliği, hipokrom mikrositer anemi,
demir ve çinko eksikliği ile karakterizedir.
Felty sendromu n e d ir... Splenomegali - nötropeni ve romatoid a rtrit ile karakterizedir.
Yetişkin erkek veya menopoz dönemindeki kadın hastada demir eksikliği varsa ne araştırılm alıdır...Kolon
kanseri ve mide kanserine yönelik endoskopik işlemler yapılmalıdır.
Demir eksikliği yapan p a ra zitle r... N. Americanus ve A. duodenale
Çöliak hastalığında hangi anemiler g ö rü lü r... Demir eksikliği, B12 ve folat eksikliği
Demir eksikliği anemisinde ilk istenecek serolojik test hangisidir...Ferritine bakmak gerekir
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ t
LÖKOSİT HASTALIKLARI
El Etiyoloji:
• Sitogenetik anomaliler %50 hastada görülür. 5,7 ve 20. kromozom uzun kollarında
delesyon) (en sık görülen 5q delesyonu)
lı
• Nokta mutasyonlar (RAS geni, p53), trizomi 8, Down sendromu, Fanconi aplastik lc Ml I
anemisi ? N*ı
• Kem oterapötik ilaçla r (alkile edici ilaçlar, DNA topoizom eraz
inhibitörleri)
la. RA (Refrakter anemi), displazi yok Blast<%5, ring sideroblast < %15
lb. RA, displazi var 1a + Disgranülositoz, dismegakaryosit
2a. RARS (RA ile birlikte ring sideroblast) displazi yok Blast<%5, ring sideroblast > %15
2b. RARS displazi var 2a + Disgranülositoz, dismegakaryosit
3a. RAEB I (refrakter anemi ile birlikte artmış blast) Blast %5-10
displazi yok Blast %11-19 (Akut lösemi riski en
3b. RAEB II displazi var yüksek)
• Olguların yarıdan fazlası komplikasyonlardan ölür, %30'u AML'ye dönüşür (en sık
AM L-M 5 )
El Laboratuvar
s Psödo-Pelger-Huet anomalisi
(dumble şeklinde, bilobe çekirdekli
nötrofiller)
s Anormal segmentli
hipogranüle lökositler
görülebilir (Döhle cisimciği).
Psödo-Pelger-Huet anomalisi
AKUT LÖSEMİLER
0 Lenfoid ve myeloid seride matürasyon defekti sebebiyle klonal immatür hücrelerin
(blast) aşırı birikimidir.
0 ALL (akut lenfoblastik lösemi) çocuklarda, AML (akut myeloblastik lösemi) yetişkinde
daha sık görülür.
0 Etiyoloji:
• Down sendromu (özellikle AML M7, çocuk yaşta özellikle ilk 3 yaş içinde ALL'ye
göre AML daha sık, prognozu Down olmayan çocuklara göre daha iyi)
• FAB sınıflaması
- Prekürsör T ALL
• İmmün fenotiplendirme
s %60 vakada CALLA (common ALL antijeni: CD 10) pozitiftir, iyi prognoz
göstergesidir.
v' Yetişkin ALL'de en sık sitogenetik anomali t(9:22) 'dir ve kötü prognoz
göstergesidir, çocuklarda ise en sık t(12:21) görülür (%25).
^ f Uf
İZİ Akut miyeloid lösemi sınıflaması (FAB Sınıflaması - Morfolojik sınıflama)
J
J
J • M3 (Akut Promyelositik Lösemi): Hipergranüle formu, t(15; 17) ve CD13, 33
J pozitif, prognozu en iyi tiptir. DİK gelişebilir (doku tromboplastin salınımı
arttığı için). ıedow ;inde A t i ?A r< fvw's^n c. ır>.
J
• M4: Miyelomonositer Lösemi; 16 nolu kromozomda inversiyon +, eozinofil
J artışı
•f (c t r o (vvc dıZil I
J
• M5 (Monositer Lösemi): Diş eti hiperplazisi ve lösemik cilt tutulumunun
J en sık görüldüğü tip, ekstramedüller tutulum riskinin en yüksek olduğu
tiptir. CD14 ve CD4 +, CD2 idrar ve serumda lizozim (muramidaz) artmıştır,
J
miyeloperoksidaz (-)
"5
• M6 (Eritrolösemi-Di-Guglieimo sendromu): ANA, RF, Coombs pozitifliği,
J sinovit görülebilir. PAS +, glikoforin 7 +, 5 ve 7 kromozom anomalileri olabilir.
J • M7 (Megakaryoblastik lösemi): Down sendromlu bebeklerde görülebilir. Kemik
J iliğinde fibrozis vardır. CD 41,42, 61 +'dir. Down sendromlu çocuklarda en sık
görülen lösemi ALL'dir, 3 yaş altı çocuklarda ve erişkinlerde en sık AML
"3
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) AML sınıflaması
1. Tekrarlayan Genetik Anomalilerle Seyreden AML
> t(8;21 )(q22;q22), (AML 1/ETO) ile AML
j > İnv(16)(p13q229 veya t(16; 16)(p13;q22), (CBFB/MYH11) ile AML
> Akut promiyelositer lösemi (t(15; 17)(q22;q22), (PML/RARa) ile AML)
V > t (6; 9) anomalisi ile AML
> t (9; 11) anomalisi ile AML
> 11q23 (MLL) anomalisi ile AML
> İnversiyon 3 ile seyreden AML
> t (1;22) ile seyreden megakaryositik lösemi
> NPM1 ve CEBPA gen mutasyonu ile AML
2. Çoğul Seri Displazisi ile Seyreden AML
> Önceden miyelodisplastik sendromlu
VÖnceden miyelodisplatik sendrom olmadan
3. Tedaviye İkincil AML ve MDS
> Alkilleyici ajanlarla ilişkili
> Topoisomeraz II inhibitor ile ilişkili
4. Tanımlanan Gruplara Girmeyen AML
> Minimal farklılaşma gösteren AML
> Olgunlaşma göstermeyen akut miyeloblastik
> Akut miyelofibrozis ile panmiyelozlösemi
> Granülositik olgunlaşma gösteren akut miyeloblastik lösemi
> RARa rearrajmanı göstermeyen akut promiyelositer lösemi
> Akut miyelomonositik lösemi
> Akut monoblastik ve monositer lösemi
> Akut eritrolösemi
> Akut megakaryoblastik lösemi
> Akut bazofilik lösemi
> Miyeloid sarkom (granülositik sarkom, kloroma)
Hastaların lökosit sayıları yüksek olmasına rağmen çoğu blasttır, nötrofiller azaldığı
için nötropenik ateş sıktır.
El ALL Tedavisi:
\{\r\ icrıs t <n V- € ; • Remisyon indüksiyon: Prednizolon + Vinkristin + L-Asparaginaz
- KD/opû+f ^ L-asparaginazın önemli yan etkileri: Pankreatit, tromboza yatkınlık
- Uv4Cj\jniU2 AbH SoU rn»
• Konsolidasyon: Vinkristin veya siklofosfamid veya sitarabin kombinasyonları
• İdame tedavi: 2-3 yıl oral merkaptopurin (günlük), metotreksat (haftada bir),
vinkristin (aylık)
El AML Tedavisi
J
5
J
J El Akut lösemilerde remisyon kriterleri şunlardır:
J • Hastanın klinik olarak herhangi bir sorununun olmaması
J
• Hemoglobin, lökosit ve trombosit sayısının normal olması
"j
• Periferde blast olmaması
J
Kemik iliğinde blast sayısının <%5'in altında olmasıdır.
J El ALL'de tedaviye bağlı geç komplikasyonlar:
J
Büyüme ve gelişme geriliği,
J
Bazı endokrin anomaliler, sterilite
J
Gliomalar en sık SSS tümördür ve kraniyal radyoterapi uygulananlarda görülür.
J
Non-Hodgkin lenfoma: En sık sekonder kanserdir. Radyoterapi ve ilaçlara
J sekonder gelişir.
/
C TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
)
El Klinik:
^ Lenf nodlarında hızlı büyüme, B semptomları (gece terlemesi, kilo kaybı, ateş),
LDH yüksekliği
El Laboratuvar ve Tanı:
• Periferik yaymada:
s Pan-B hücre antijenleri (CD 19, 20, 23 ve çoğunda 21) ve CD5 (pan-T
hücre) antijenleri pozitifdir.
^ Mantle cell lenfomada CD23 negatif, siklin Dİ pozitif olması ile KLL'den
ayrılır.
RAİ evrelemesi
^ B: Hb> 10 gr/dl, trombosit > 100.bin mm3, Tutulan bölge sayısı > 3, Sürvi
7 yıl
^ C: Hb < 10 gr/dl, trombosit < 100.bin mm3, Tutulan bölge sayısı önemli
değil, Sürvi 5y
• Mantle hücreli lenfoma (lösemik fazı), Tüylü hücreli lösemi, Prolenfositik lenfoma
0 Tedavi:
• Ofatumumab: Yeni bir anti-CD20 antikoru, rituximabdan farklı bir epitopa bağlanır,
alternatif ajan olarak kabul edilmiştir.
0 Klinik: Paraneoplastik ateş, kilo kaybı ve sol üst kadranda dolgunluk hissi
vardır. LAP yoktur.
Mds\Ç 3ç>\<
v\d/\'4^°\' 0 Tanı
• Kesin tanı ilik biyopsisinin tartarat rezistan asit fosfataz (TRAP) pozitif boyanması
ile konur.
• Akım sitometri: CD19, 20, 22, 11c, 25 ve 103 yüzey antijeni pozitiftir.
0 Tedavi:
Hangi hastada MDS düşünmek gerekir... Dirençli makrositer anemi ile gelen bir hastada
B12 ve folik asit normalse
MDS'de periferik yaymada ne görülür... Her türlü anormal hücre, psödo-pelger huet, döhle
cismi
Hangi konjenital hastalıklar akut lösemiye dönüşebilir... Bloom, Fanconi anemisi, Down
sendromu, ataksi telenjektazi, Klinifelter, Wiscot Aldirch, immün yetmezliklerde
Hangi hastalıkların seyrinde akut lösemi gelişebilir... PNH, MDS, KML, PV, MM'de akut
lösemi sıklığı artar.
Akut löseminin laboratuvarında neler vardır... Lökosit sayısı çok yüksek, Hgb ve trombo-
sit düşük
U
LENFOMALAR U
u
HODGKIN HASTALIĞI p
IZI B hücre kökenli bir malignitedir J
0 Lenf nodunda Reed-Sternberg hücresi olarak bilinen çift nükleuslu B lenfositlerle
karakterizedir. p
u
u
u
Reed J
/Wj ^ ^ $ Sternberg
çip (j 11(fV\ '
>1
Normal
lenfosit
hücre
p
ı J
- 2 0 '3 0 jo j
So - >0 vj®?
ZA
Z -l
0 Klinik:
u
En sık prezentasyon servi kal LAP'dir (ağrısız, lastik kıvamında, alkol alımı ağrı
yapabilir)
Lenfoma tanısında ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılmaz. Tanı için eksizyonel biyopsi
yapmak gerekir.
_______ TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
WHO Sınıflaması:
• Lenfositten fakir tip (%1): En kötü prognoz, Reed Sternberg çok fazla
Sİ Evreleme:
^ Evre I: Tek lenf nodu bölgesi veya tek lenfatik organ (dalak, timus, waldeyer)
tutulur.
0 Prognoz:
Not: Bu faktörlerin herbiri bir parametre olarak kabul edilir ve parametre sayısı artıkça
hastalarda hastalıksız sağkalım süresinin azaldığı görülmüştür.
0-3 parametre: 5 yıl hastalıksız yaşam: %70
4-7 parametre: 5 yıl hastalıksız yaşam: %47
R .\\\a xı aa © b kulıonı|/v\p ı
0 Tedavi:
İto^noltlıd'/ ^
J
*
J c TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
)
J
J
J
J 0 Otoimmün Hastalıklar * • t(14; 18) folliküler B hücreli lenfoma (en sık görülen)
• Romatoid artrit • t(8;14) Burkitt lenfoma
J • t(11; 14) Mantle hücreli lenfoma
• Sjogren’s Sendromu (tükürük bezi AAALT lenfomasi)
> • Hashimoto tiroiditi (tiroid AAALT lenfomasi) • t(14;15) Küçük B hücreli lenfoma / KLL
• Çölyak hastalığı (T hücreli lenfoma) • t(11;18) MALT lenfoma
J
0 Kimyasal ve ilaçlar: Fenitoin, m etotreksat,
2
radyasyon, radyoterapi, kanser kem oterapileri,
dikrolofenoasetik asit
j 0 Klinik:
3 • Agresif formlarda Hodgkin'e olduğu gibi gece terlemesi, kilo kaybı, ateş olabilir
5 • Ekstranodal tutulum Hodgkine göre daha sıktır (mide, barsak, beyin, akciğer,
kemik gibi)
3
• En sık ekstranodal lenfoma MALT tipi lenfomadır. En sık mide de lokalizedir.
• Bcl-6 gen mutasyonu görülebilir (iyi prognoz), nadiren bcl-2 gen mutasyonu (kötü
prognoz). CD 19, 20, 22 ve CD 79a pozitiftir.
• En sık midede görülür (ayrıca; göz, meme, barsak, akciğer, tükürük bezi, cilt,
mesane, böbrek, beyin)
• CD19, 20, 22 pozitif, CD5, 10, 23 negatiftir, t ( ll; 18) pozitifliği görülebilir.
• Çok agresif bir tümördür ve hızlı çoğalır. Üç farklı klinik tipi bulunur:
✓ Endemik tip: Orta Afrika'da yaygındır. En çok çene kem iklerinden başlar.
EBV'ye karşı antikor saptanır.
TU S HAZIRLIK MERKEZLERİ
0 Mycosis Fungoides:
• HHV 8'e bağlı gelişir. Benign lenfadenopati yapar. Lenfomayı taklit eder.
Mikst sellüler tip: Türkiye’de, erkeklerde, HIVli hastalarda ve abdominal tutulum sık.
Malt tipi lenfomanın özellikleri nelerdir... Etyolojide H. pylori, Lokalizasyon mide, Antibi
yotik tedavisi ile kür
Antibiyotik tedavisi ile kür sağlanan lenfoma ... M ALT tipi lenfoma
Mukozis fungoides ve Sezary sendromu hangi hücrelerden köken a lır... CD4 T lenfosit
lerden gelişir.
Tümör turnoveri en yüksek ve tümör lizisi en çok yapan tümör hangisidir... Burkitt len
foma
Primer santral sinir sistemi lenfoması ne ile ilişkilidir... H IVli hastalarda sık, etiyolojisin
de EBV pozitif
MİYELOPROLİFERATİF HASTALIKLAR
6 2f <
Of1
0 P190, P210, P230 protein sentezini ve dolayısı ile tirozin kinaz aktivitesini
arttırır.
0 Klinik:
• Genellikle 45-50 yaşlarında görülür. Halsizlik, erken doyma, sol üst kadranda dolgunluk
\ ılık 3 ib»' hissi esas semptomlardır.•
I
• Tromboz sıktır, bazen kanama olabilir. Yoğun lökositoz nedeni ile vazo-oklüzif
olaylar gelişebilir.
4aV>lo
• Splenomegali sıktır, bazen masif splenomegali olabilir. Hepatomegali nadirdir.
LAP görülebilir.
• Bazofili sebebi ile histamin artışı ve buna bağlı ürtiker, kaşıntı, mide ülseri olabilir.
0 Laboratuvar:
• Hemogram:
• Lökosit alkalen fosfotaz: Lökositoza rağmen LAP skorunun düşük olması *' ‘
tipiktir.
0 Hastalık tedavi edilmezse 3 fazda ilerler: Kronik faz, akselere faz ve akut blastik
dönüşüm, AML (genellikle) veya ALL'ye dönebilir.
0 Tedavi:
• İlaç tedavisi:
0 Prognoz: Ph pozitifliği, beyaz küre ve bazofil sayısının düşük olması iyi prognoz
belirtileridir.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
D
İZİ Patoloji:
• Esas olay kemik iliği fibrozisidir. Kemik iliği bağ doku hücreleri ile infiltre olur
• Kemik iliği fibroza uğrayınca fetal hayattaki gibi karaciğer, dalak ve diğer organlarda
kan yapımı başlar. Buna ekstramedüller hematopoez denir.
İZİ Klinik:
• En önemli bulgu masif dalak büyümesine bağlı sol üst kadranda ağrıdır. Periferik
LAP beklenmez.
0 Laboratuvar:
• KML: Ph kromozomu negatif, lökosit alkalen fosfataz düzeyi normal veya yüksek
0 Kemik iliğinde eritroid seri elem anlarının eritropoetinden bağım sız aşırı
çoğalmasıdır.
0 JAK-2 gen mutasyonu (%95): Kök hücreleri eritropoetine aşırı duyarlı hale gelir
• Eritrositer seri eritropoetinden bağımsız anormal çoğalır.
0 Polisitemi ile gelen hastada eritropoetin bakılır: düşük ise primer, yüksek ise sekonder
polisitemidir
0 Klinik:
• En önemli fizik muayene bulgusu pletoredir.
• Viskozite artışına bağlı: Baş ağrısı, çınlama, vertigo, geçici iskemik atak ve görme
bulanıklığı
• Tromboza yatkınlık artmıştır: En çok serebral, kardiyak ve mesenterik
damarlar
• Epistaksis ve GIS kanaması olabilir. Kanama trombosit fonksiyon bozukluğuna
bağlıdır.
• Generalize kaşıntı (%40), sıcak su ile kaşıntı (aquapruritus): Histamin
deşarjına bağlı
• Splenomegali (%75), hepatomegali (%50)
• Eritromelalji: Ekstremitelerde kızarıklık ve ağrı olması (daha çok esansiyel
trombositozda olur)
• Sistolik hipertansiyon
0 Laboratuvar:
• Hemoglobin, hemotokrit (> %60), eritrosit yüksek, MCV düşüktür. Eritrosit
kütlesi artmıştır.
• Lökosit ve trombosit sayılanda artmış olabilir.
• Eritropoetin düşüktür.
c TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ D
r -
H b , H C T , e ritr o s it k itle s i y ü k s e k
♦
Ç ^ E r it r o p o ie t in ö lç ^ >
Yü ksek D ü şü k P. v era
O k sije n i ö lç
P02>% 92
1. Renal celi ca
P02<% 92 2. Hepatom a
H ipoksik polisitemi 3. Serebral hemanjinom
1. K O A H (en sık) 4. E P O tedavisi
2. Sağ-soi şant 5. Böbrek kisti
3. Hem oglobinopati
4. Y ü ksek rakım
V J
Polisitemiye yaklaşım
TU S HAZIRLIK MERKEZLERİ
0 Tedavi:
• Birinci tercih flebotomidir (hemoglobin erkekte <14 g/dl, kadında <12 g/dl
hedeflenmelidir)
0 Klinik:
• Splenomegali
0 Laboratuvar:
• Trombosit sayısı artmış olup bir milyonun üstündedir (en az > 600 bin)
0 Tanı:
0 Ayırıcı tanı:
0 Tedavi:
• Semptomatik ise hidroksiüre veya anegrelid ile birlikte düşük doz aspirin verilir.
• Hidroksiüre: miyelosupresif
• bcr abl geni ne yap ar... P210-230 protein sentezini artırır, buda tirozin kinaz aktivasyonu yapar.
c~
KML'nin klinik özellikleri nelerdir.. Dalak büyük, Lökosit sayısı >100.000 mm3, trombosit yüksek,
r "
• ICML lökomoid reaksiyondan nasıl a yrılır... KML'de Lökosit alkalalen fosfataz düşük, Ph pozitif
• KML kesin tanısı nasıl konur... Sitogenetik inceleme, Philadelphia kromozomu pozitif,
• Primer myelofibrozun en önemli klinik özellikleri nelerdir.. 50-70 yaş, erkek hasta, halsizlik, sol üst kadranda
ağrı, 30-40 cm dalak, HB ve trombosit sayısı değişken, lökosit sayısı 30-40 bin,
• Primer myeloflbrozisin en önemli iki laboratuar bulgusu nedir... PY: Kİ gibi ve göz yaşı hücreleri tipik.
• Primer myelofibrozis tanısı nasıl konur... Philadelphia negatif, lökosit alkalen fosfataz yüksek, ilikte fibroz
Polisitemi verada en sık görülen genetik mutasyon hangisidir... JAK-2 kinaz mutasyonu
• P. vera'nın klinik özellikleri nelerdir... Pletore, dalak büyük, banyodan sonra kaşıntı var, hiperviskosite
• P. vera'nın laborutar bulguları nelerdir... Hematokrit yüksek, eritropoietin düşük, oksijen saturasyonu >%92,
eritrosit kitlesi yüksek
• Esansiyel trombositozun klinik özellikleri nelerdir... Eritromelalji, kanama veya tromboz, dalak büyük ise düşünü
lür.
• Esansiyel trombosizun laboratuar bulguları nelerdir... Trombosit sayısı >600.000 mm3, Kİ'de megakaryosit ve
trombosit çıkışı artmış.
J
>
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
/
>
>
PLAZMA HÜCRE DISKRAZİLERI
>
>
>
J
J
y
"y El Etiyoloji:
y • Radyasyon, tarım işçileri, metal işçileri, benzen maruziyeti olanlarda daha sık
y görülür.
y • Sitogenetik olarak t(4;14), t ( ll; 14) 17p delesyonu 13p delesyonu, hipodiplopi,
hiperdiplopi görülebilir
y
• Plazma hücreleri fenotipik olarak CD38, CD56 ve CD138 pozitiftir
y
El Fizyopatoloji
y
• IL-6, TNF kemik iliği stromal hücrelerince üretilip plazma hücre artışına neden
y olur.•
y • Plazma hücre çoğalması ve apoptoz inhibisyonundan sorumlu en önemli
sitokin IL-6
y El Klinik:
y
y
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
s Hiperkalsemi
s Amiloidoz (AL)
v Hiperürisemi, infeksiyonlar ve kullanılan nefrotoksik ilaçlar böbrek yetmezliğine
neden olabilirler.
0 Laboratuvar ve Tanı:
• Hiperkalsemi
• Bence Jones proteinleri dipstick testi ile belirlenemez (idrar immün elektroforez
testi)
• Nadiren plazma hücreli lösemiye dönebilir (periferik kanda > 2000 plazma
hücresi/dl olması)
• Serum alkalen fosfatazı yükselmez (kemik lezyonları var ancak osteoblastik aktivite
yok)
Risk değerlendirme
Yüksek riskli hasta: t14;16, t14;20, 17p delesyonu, periferik kanda plazma hücre artışı,
I genel durum bozukluğu, plazma hücre indeksi > %1
_________r r ı ı r - n
x
^ Serum protein elektroforezinde monoklonal protein varlığı (M protein
> 3 g/dl)
® - Renal tutulum
® - Anemi (hemoglobin < 10g/dl)
• Destek tedavisi:
• Klinik bir belirtisi yoktur, kreatinin ve kalsiyum değerleri normaldir, kemiklerde litik
lezyon yoktur.
y
/
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ 't
> c
WALDENSTROM MAKROGLOBULİNEMİSİ
0 70-80 yaşlarında sıktır. KLL ve myelom ortak bulgusu ile gelir.
AHİLOİDOZ
0 Değişik dokularda kongo kırmızısı ile tuğla kırmızısı renginde boyanan ve polarize
ışıkta yeşil röfle veren fibriler maddenin birikmesi ile giden sebebi bilinmeyen bir
hastalıktır. Primer veya sekonder olabilir.
0 Primer amiloidosis: Biriken tür AL'dir (antikorların hafif zincirleri). Plazma hücre
diskrazilerinde ve B hücre malignitelerinde AL tipi amiloid birikir. Genellikle erkek ve 60 /
İ
yaş üstünde görülür. /\A -ı k C '
( |ÎA k sı k
0 Klinik:
• Amiloid fibrilleri faktör IX ve faktör X'u bağladığı için kanama diyatezine neden
olabilir.
0 Tanı: Böbrek biyopsisi ya da rektum, diş eti, karın cildi yağ dokusu, karaciğer, kemik
iliği biyopsisi yapılabilir.
0 Tedavi: Destek tedavisi yapılır. Sekonder amiloidozda altta yatan hastalığın tedavisi
etkilidir.
POEMS SENDROMU
0 Polinöropati
0 Organomegali
0 Alfa Ağır Zincir Hastalığı: En sık görülen ağır zincir hastalığı. Akdeniz lenfoması
ya da ince barsağın immünoprolifertaif hastalığı olarak de bilinir (IPSID).
Primer amiloidozda niçin kanama diyatezi görülür... Amiloid fibrilleri faktör 9 ve 10‘u
bağladığı için
KANAMA DİYATEZLERİ
HEMOSTAZ
0 Damar endotelinde hasar ve buna bağlı kanama olunca sırasıyla şu sistemler devreye
girer;
• Vazokonstriksiyon
• Primer hemostaz
0 Damar endoteli hasara uğradığı zaman tromboksan A2, nitrik oksid ve doku faktörü
sentezlenir. Zedelenmiş endotel altından da kollajen açığa çıkar. Tromboksan
A2 vazokonstriksiyona neden olur. Açığa çıkan kollajen primer hemostazın
gerçekleşmesinde rol alır. Doku faktörü sekonder koagülasyonu başlatır.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
D
• Sekresyon: TXA2, ADP, Areatonin, PDGF, Faktör Va, Heparinaz, vWF, Fibrinojen,
Fibronektin, Trombospondin salınılır. Olay yerine diğer trombositlerin gelmesi
sağlanır.
• Hem primer hem de sekonder hemostaz da görev yapan molekül fibrinojen (faktör 1)
0 Sekonder hemostaz:
• Primer hemostaz zayıftır. Üzerine sekonder hemostaz eklenmez ise primer hemostaz
tarafından oluşturulan trombosit tıkacı 30-45 dakika sonra ortadan kalkar, tekrar
kanama başlar.
PIHTILAŞMA FAKTÖRLERİ
0 Koagülasyon kaskadı;
• Endotel zedelenmesi sonucu açığa çıkan doku faktörü (F III) ile başlar.
El Normalde dolaşımda bulunmayan tek faktör doku faktörüdür (faktör III). Endotel
zedelenmesi sonucu açığa çıkan doku faktörü açığa çıktığı andan itibaren aktiftir.
F a k tö r İsim P la z m a y a r ı ö m r ü (s )
I Fibrinojen 72-96
v W/f ılf &zr\k,\Ur\{'r
II Prothrombin 60 \fe ci t pal anır
III Doku faktörü -
IV Kalsiyum -
( l< c 'c|^ u rth 'İM jti [ )
v Proaccelerin 15
VII Proconvertin 5
VIII Antihemofilik A faktör 10
IX Antihemofîlik B faktör veya Christmas faktör 25
X Stuart veya Stuart-Prower faktör 40
XI Plazma tromboplastin antecedent 45-65
XII Hageman faktör, contact factor 60
XIII Fibrin stabilizan faktör 150 ini rw#k
Jilesi rt*sck
Doku faktörü (TF-F3 )-------►F7a- -►TFF7a
\
F12— ► F12a----- ► F11a *■ F9a8a — ►F10a5a
J
Protrombin-------►Trombin
Fibrinojen — ► Fibrin
m
F13 J
Koagülasyon şeması
3'u/> llofo l( f Or<* —) &
0 Doğal antikoagülanlar
101 " _» s
• Protein C: Faktör Va ve F V illa 'yı inhibe eder J
0 Fibrinolizi sağlayan madde plazmindir. Plazmin vücutta plazminojen olarak bulunur. ı f p/ —s z y 'y ı
Plazminojen, doku plazminojen aktivitörü (t-PA) ve ürokinaz tarafından plazmine ı’nh. edtr.
çevrilir.
*
i İL 2^ s&a /U.
y ı h. ı / 1r I
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ )
i KAZWIUK MCRKETLBa^)
ç >
Antiplasm in
tPA
Plasm inojen - W P la c m in
Ürokinaz
SKZ
1® Alteplaz ▼
Plasm inojen Fibrin yıkım ı
Aktivatör
inhibitor
V ______ )
F ib r in o li k s is te m
L _____________________________________________________________________________________________________ A
F X, V, II, I eksiklikleri
p I
i ----> f bl \r'
'7,
Damar duvarı yapısı bozuklukları, kollajen sentez bozukluğu
f c .ı .r
von-Willebrand Hastalığı pv/ı/ıf ; .'*•> \j\y jf İn 1 4, *Lo
S 9 fTT T
Kronik karaciğer hastalığı -* f i j, PT , o f î T ıc. 2. Wf
j • Antiagregan ilaç kullanımı (asprin, klopidogrel vb)
0 Trombin zamanının uzadığı durumlar (Normal süresi 15-20 sn)
Heparin (en yaygın sebebi)
Hipofibrinojenemi, disfibrinojenemi
Fibrin yıkım ürünleri varlığı
Trombin antikorları
Monoklonal gamopatiler, amiloidoz
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
)
TROMBOSİTOPENİ
IZI Edinsel kanama eğiliminin en sık nedenidir.
Trombositopeni nedenleri
1. ÜRETİMİN AZALMASI/BOZULMASI II. ARTMIŞ DESTRÜKSİYON
Generalize Kemik İliği Tutulumu İmmün Yetmezliği
• Lösemi • İdiopatik trombositopenik purpura
. Aplastik anemi • Sekonder immün trombositopeni
• Megaloblastik anemi (B12, folik asit) . SLE
• Myeloma . KLL
• Myelofibrozis • Viral enfeksiyonlar
• Solid tümörlerle kemik iliği infiltrasyonu • İlaçlar
0 Kronik ITP: Yetişkinlerde daha sıktır. Trombositopeni 6 aydan daha uzun sürüyorsa
kronik ITP denir.
• Santral sinir sistemi gibi ciddi kanamalar nadir görülür (platelet <5000 /mİ)
©
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
V-
0 Tedavi: Trombosit sayısı <30.000 mm3 olan hastalara tedavi önerilir (kanama
olmasa dahi)
Ç ? vy o o V ^ o P ; t it { \
Prednizolon: İlk tercihtir.
Splenektomi ilaç tedavisine yanıt alınamayan vakalarda tercih edilir, başarı şansı
%70 civarındadır.
• ADP, kollajen, epinefrin ile trombositlerde kümeleşme olmaz. Otozomal resesif olarak
U V /l'io geçer.
J 0 Bernard-Soulier Sendromu:
J • Trombositlerde vWF için reseptör görevi yapan GP Ib-IX eksiktir, otozomal resesif
geçer.
v
• Hafif trombositopeni görülebilir, Periferik yaymada dev trombositler ile
karakterizedir.
~j
• ADP, kollajen ve epinefrin ile trombositler normal kümeleşir.
j
• Ristosetin ile trombositlerde kümeleşme olmaz.
j
0 Trombosit Depo Havuzu Hastalığı: Otozomal dominant geçer. Trombositlerde bulunan
j yoğun granüllerin sayısı azalmıştır. ADP salınımı anormal olduğu için trombosit
J kümeleşmesinde bozukluk vardır. Daha çok kadınlarda görülür.
>
X
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ D
• Laboratuvar:
• Tedavi:
• Skorbüt
• Tüm testler (kanama zamanı, PT, PTT) normaldir, 5 M üre fibrin stabilizasyon
testi yapılır.
0 Faktör XII Eksikliği: aPTT uzun bir hastada klinikte kanama yoksa faktör XII eksikliği
düşünülür. Hatta tromboz eğilimi olduğu idda edilmektedir.
0 Hemofili A
• X'e bağlı olarak geçer. Hastalık sıklıkla erkeklerde görülür. Kadınlar taşıyıcıdır, nadiren
hasta olurlar.
• Faktör düzeyine göre hemofili ağır (faktör düzeyi < %1), orta derecede (faktör
düzeyi %2-5), hafif (faktör düzeyi %5-30) olmak üzere üçe ayrılır.
• Klinik:
• Tedavi:
✓ Faktör VIII: Bir ünite faktör VIII plazma faktör düzeyini %2 oranında
artırır, yarı ömrü 12 saattir. % 5-20 vakada VlII'e karşı inhibitor gelişebilir.
0 Prognoz Hepatit C en önemli morbidite ve ikinci önemli ölüm nedeni (en sık
ölüm nedeni kanama)
0 Hemofili B
• Tüm hemofilerin %15 'ini oluştur. Tedavide taze donmuş plazma, Faktör IX -> )cj~ı'\jop rtJ »p. t ° 1 0
kullanılır.
0 Hemofili C
Kanama zamanı N î N
PT N N t
APTT î+ î± t
VIII:C ■!■++ 4 N
VWF N i N
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
0 Nedenleri:
0 Klinik bulguları:
0 Laboratuvar bulguları:
0 Tedavi:
• Destek tedavisi: Eksik faktörleri yerine koymak için taze donmuş plazma,
trombosit ve kan transfüzyonu
0 DİK en çok primer fibrinoliz ile karışır. Primer fibrinoliz prostat ca ve kronik karaciğer
hastalığında görülür. PAI-1 ve alfa 2 antiplazmin yetersizliği olur. Her iki durumun ayrımı
için kullanılacak en önemli test euglobulin lizis zamanıdır.
HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM (HÜS)
0 Genelde pediatrik yaş grubunda görülen bir hastalıktır, yetişkinlerde daha nadir
görülür.
0 %95 vakada diare sonrası ortaya çıkar. En sık etken şiga toksin üreten
E. coli'dir. 0157:H7 veya SPEC üreten Shiga-producing E. Coli veya EHEC:
Enterohemorrhagic E. coli (kanlı ishal yapar)'ye bağlı gelişebilir.
0 Bu toksin özellikle böbrek glomerül endotelini tercih eder. Metalloprotein ADAMTS-
13 enzimini inhibe eder ve vWF aktivasyonu sonucu trombosit tıkaçlar gelişmesine neden
olur.
0 HÜS triadı:
r Ate f
• Mikroanjiyopatik hemolitik anemi
Kl o roj j lOV~
• Trombositopeni
• Akut böbrek yetmezliği (glomerüler)
0 DİK'ten farklı olarak koagülasyon faktörleri kullanılmaz, sadece trombositler
tüketilir.
0 Trombositopeni ve kanama zamanında uzama olur.
0 PT, aPTT, fibrinojen normaldir, D-dimer artmaz.
0 %10 vakada kalıcı böbrek yetmezliği gelişir, genel mortalite yaklaşık % 5 'dir.
0 Tedavisi destek tedavisidir ve gerekirse diyaliz yapılabilir.
0 Etiyoloji:
0 Laboratuvar bulguları:
0 Tedavi:
• Plazmaferez tedavide ilk tercihtir, ADAMTS-13 enzim düzeylerini arttırır, mortalite
%90 'dan %10 a geriler
• Kortikosteroid tedavisi, Rituksimab, vincristin
• Splenektomi, diğer immünsüpresif ajanlar
HİPERKOAGÜLABİLİTE (TROMBOFİLİ)
Hiperhomosisteinemi % 10-20 + +
J
P(\)^ C —> f ^ ( inK eder
J fv/m
i
J
Aktive protein C rezistansı: o?
&urvUn oovaC <kr\do C PV yf
>
• Faktör 5 te mutasyon sonucu gelişir p X 'İç, lo\r!<fir
P V I'rU i b^ v ^ lo A /v O ? /M t+ ii/e fV /
i
• En sık görülen herediter trombofili sebebi \/e "I rorNAbot ol ov P
• DVT en sık rastlanılan klinik tablodur
>
• Trombozlar sadece venlerde olur.
0 Tedavi:
y Li onVi l o r l a r
ANTİ KOAGÜLAN AJANLAR
f rorv\boSi I k n n
Id o s ı'k ) A t-
0 Heparin:
y ■ fosfolt'pH Ierı'm
• Heparin antitrombini aktive eder, antitrombin de Trombin ve Faktör Xa'yi pcxrc.alıjOr ! )
y
inhibe eder.
"y
• Heparinin etkisini monitörize etmek için a PTT (en sık) veya Faktör Xa düzeyi
y kullanılır, etkin olması için aPTT'nin 1.5-2 kat artması gerekir.
y • Plesantayı geçmediği için gebelerde kullanılır.
y
y
J
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
• Komplikasyonları:
s Kanama daha az
s Yarı ömrü uzun
s Tedavi için her zaman monitörizasyon ve hastanede yatmaya gerek yoktur.
s HITT riski daha az
• Monütarizasyon gerekmez, aPTT üzerine çok az etkisi var
El Warfarin:
• K vit bağımlı faktörleri fakör 2,7,9,10, protein C, S'dir. 36-42 saatlik bir yarı ömrü
olmakla birlikte antikoagülan etkisi günlerce sürebilir.
• Kullanım: Warfarin oral bir ajandır, genelde 10 mg 'lık bir yükleme dozunu takiben
INR (International Normalized Ratio) 2.0-3.0 arasında tutulacak şekilde idame dozu
ayarlanır. Monitorizasyon PT ve INR ile yapılır.
• Yan etkileri:
- Orta dereceli kanama: (burun kanaması, diş eti, INR <10) ilaç kesilir ve oral
lm g K vitamini verilir.
- Ciddi kanama: (GIS, beyin, hematüri, INR >10) birinci tercih taze donmuş
plazma + K vit. Volüm yükleme sorunu olan hastalarda aktive F V ila
verilebilir.
> Cilt nekrozu: Nadir görülür, tedaviden 2-5 gün sonra olur. Özellikle
Protein C ve S eksikliği olan vakalarda görülür, bu durumda warfarin
kesilir, vitamin K verilir, alternatif olarak heparin verilir
Asetil salisilik asit: Siklooksijenazı inhibe eder, dolayısı ile TXA2 sentezi
.'(IMA/tAİl»! / inhibe olur. Trombosit agregasyonunu engeller. Kanama zamanı uzar. En önemli
yan etkisi GIS kanamasıdır. Astıma neden olabilir.
T ^
i ADP reseptör blokerleri; tiklopidin, klopidogrel: Trombositlerdeki ADP
reseptörlerini (P2Y12) bloke eder (irreversible). GÎS ve hematolojik yan etkileri
Oİcia/! daha az. Tiklopidin ciddi nötropeni, TTP yapabilir. Klopidogrel AMİ'da mortaliteyi
azaltır.
Dipiridamol: cAMP 'yi inaktive eden fosfodiesteraz enzimini inhibe eder. Hücre
içi cAMP artınca ikinci mesajcıların etkisi azalır. Bundan başka PG I2 sentezini stimüle
ederek vazodilatasyon yapar.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
KAN TRANSFUZYONU
0 Bir ünite tam kan 450cc 'dir. Eritrosit süspansiyonları ise 325 mİ ve hematokriti % 55 olup 1-6
°C arasında 35-42 güne kadar saklanabilir. Bu solüsyonların içine sitrat, fosfat, d ekstroz
ve adenin eklenir.
• Enfeksiyon markerleri: HIV, Anti-HCV, Sifiliz, HTLV-1-2, CMV, HBsAg ve Anti-HBc total
(IgG-IgM) ^
Hepcıt.f ( & v e C) / İ4İV, S i f i l i 2 / CMV , H T L V f - 2
anti-B
• E ritro sit süspansiyonu: Transfüzyon amaçlı en sık kullanılan kan ürünüdür. 1 ünite ^ ( I Ol tlA/'S' I l <3
—V Iş ın la m ış kan verm e endikasyonu: Graft versus host hastalığını önlemek için Itarş , ^^
• T ro m b o sit tra n sfü zy o n u : Bir ünite trombosit süspansiyonu ile trombosit sayısı 3^11 •
milimetreküpte 8 -10 bin yü k se ltir.
Dfy* fıçıcı"
leaf' v trt C 4 .U it .r \ ,e s\fo f^ a
)
U to s .fle W y
C# kİ j ■ »pı (<X
i
ç. n j 'lt il: f* /\ t <a H t J f i
I~li 4vı f
rtjX itj /' ı/v-.
TU S HAZIRLIK MERKEZLERİ
• Taze Donmuş Plazma: Alınan taze kanın 6 saat içinde plazmasının ayrıştırılarak
-20 derecede saklanması ile elde edilir. Hem labil (faktör V, VIII) hem de stabil
koagülasyon faktörlerini içerir. Bir ünite taze donmuş plazmada 200 ünite faktör VIII
bulunur.
• Normal Plazma: Tam kanın 5 gün içinde ayrıştırılması ile elde edilir. Stabil
koagülasyon faktörleri bulunur (FVII, FIX, FX, FXIII, fibrinojen ve protrombin).
Transfüzyon komplikasyonları
İmmünolojik Non-immünolojik
• Hemolitik reaksiyonlar • Hipotermi
• Febril reaksiyonlar • Elektrolit bozuklukları
• Allerjik reaksiyonlar • Hipokalsemi, Hiperkalemi
• Anaflaktik reaksiyonlar • Demir yüklenmesi
• Posttransfüzyon purpurası • immünmodülasyon
• Alloimmünizasyon • Sıvı yüklenmesi: hipervolemi
• Graft-versus-host hastalığı • İnfeksiyöz komplikasyonlar
• Akut Akciğer Hasarı
- Ateş (en sık semptomu), bulantı, kusma, göğüs ve bel ağrısı, hipotansiyon,
s Geç h e m o litik reaksiyon: 3-21 gün arasında olabilir. Daha çok minör kan
grubu antikorlarına bağlıdır. Kan transfüzyonu veya hamilelik nedeniyle daha
önceden eritrosit antijenleri ile immünize olmuş hastalarda görülür. Direkt Coombs
(+) dir. Genellikle kendini sınırlayıcıdır ve tedavi gerekmez.
• Hepatit Virüsleri
s Hepatit A nadir
✓ Hepatit B: 1/205-488.000. Transfüzyonla en sık geçen hep atit virüsüdür. Bunun
nedeni pencere dönemindeki hastaların teşhis edilememesidir.
✓ Hepatit C: 1/1.935.000. Anti-HCV tüm dünyada standart bakıldığı için bulaşma
riski azalmıştır.
p
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
0 A llo g e n e ik KIT: Aynı tür içinde, ancak alıcı ile verici arasında genetik ilişki olmadan
yapılan KIT'dur. Kardeşler ve ebevyn-çocukları arasında yapılan KIT bu grupta yer alır.
0 Otolog KIT: Kişinin kendi kemik iliğinin transplantasyonudur. Solid tümörlerde ve kemik
iliği kaynaklı tümörlerde uygulanır.
0 KIT öncesi alıcılara yoğun kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Buna hazırlama rejimi
denir. Hazırlama rejimlerinde en sık total vücut ışınlaması ve siklofosfamid
kullanılır.
KİT KOMPLİKASYONLARI
0 Erken kom plikasyon lar: Bulantı, kusma, mukozit, diyare, hemorajik sistit, kemik
iliği aplazisi ve buna bağlı infeksiyon, kanama, alopesi, parotit, interstisiyel pnömoni,
hepatik veno-oklüzif hastalık, kardiyomiyopati
0 Geç kom plikasyon ları: Gonadal yetmezlik, çocuklarda büyüme bozuklukları, katarakt,
sekonder maligniteler, hipotiroidi
• Bir anlamda donör kemik iliğinin hastayı reddetmesi reaksiyonudur. Donör ve hasta
arasındaki HLA antijen sayısındaki farklılık arttıkça GVHH gelişme ihtimali artar. İki
tipi vardır.
• K ro nik GVHH: Genellikle 100 günden sonra ortaya çıkan ve skleroderma benzeri
klinik ile karakterizedir
• Tedavide steroid, siklosporin ve MTX kullanılır. GVHD gelişimini önlemek için kan
ürünleri ışınlanmalı.
c TU S HAZIRLIK MERKEZLERİ y
Hvpofk 2 Pom Kipp'W 'toft im i-ıjoıdo i/
Poı rc» fi P0\d />-* Hvpopc* ro Vı AOıd«*
ss Pc»nl<-reo5 £>rofl? J ı j a b e f
<<L
v IColp —) flestriichf KMP
rx-
0 Hemokromatozis nedenleri
0 Otozomal resesif olarak geçer. 6 nolu kromozomda HFE geninde (C282Y) defekt
vardır.
0 Genetik defekte bağlı duedonumdaki kript hücrelerinde divalant metal demir transporter
(DMT-1) ismi verilen demir taşıyıcı protein sentezinde artış meydana gelir. Bu protein
proksimal ince barsakta demir emilimini düzenleyen proteindir. Bundaki artış proximal
ince barsaktan demirin aşırı emilimine neden olur. Vücuda aşırı emilen demir ferritin
ve hemosiderin şeklinde organ ve dokularda birikir. Vücutta en fazla karaciğerde
birikir.
0 Klinik: fyefYTr e k le m d e
• Daha çok 50 yaşından sonra görülür. Kadınlarda adet döneminde genellikle mens ile binilclr ve
demir kaybı olduğu için asemptomatiktir. Erkeklerde 5 kat daha fazla görülür.
ar4n'V jja p a r
• En sık görülen semptomlar halsizlik, yorgunluk, libidoda azalma, kilo kaybı ve
artraljidir. Hepatomegaliye bağlı sağ üst katranda ağrı olabilir. Diabetes mellitus ( en Sile eİt'n 2. ve
bulguları, siroz bulguları, kalp yetmezliği ve aritmilerlere neden olabilir.
l M kF ek le/vılermd*)
• Fizik muayenede hepatosplenomegali, artirit, kalp yetmezliği bulguları, ciltte
pigmentasyon artışı ve testislerde atrofi saptanabilir.
0 Laboratuvar:
• Siroz gelişmemiş hastalarda eritrosit, lökosit ve trombosit sayısı normaldir. Kan şekeri
yüksek veya oral glukoz tolerans testi bozulmuştur.
Eğer ferritin düzeyleri 1000 ng/ml'den yüksek yada ferritin değerleri 1000 ng/ml'düşük
olmasına rağmen karaciğer fonksiyon testleri bozuk ise karaciğer hasarının boyutun
saptamak için karaciğer biyopsisi yapılır.
0 Tedavi:
Flebotomi
G raft versus host hastalığı nedir, kimlerde sıktır... En sık aplastikanemideki KİTlerden sonra görülür.
G raft versus host tip kaç immün hasardır... Tip IV immün hasara bağlıdır.
Akut ve kronik GVH nedir.. İlk 100 günde olursa akut (cilt döküntüsü, kanlı ishal, karaciğer testlerinde bozulma),
skleroderma benzeri lezyonlarla karakterize şekline ise kronik GVHH denir. İmmün süpresif tedavi verilir.
Donörlerden hepatit B için hangi testler bakılmalıdır... HBsAg ve anti-HBc total bakılır
Kan transfüzyonuna bağlı ölümlerin en sık nedeni... Yanlış kan grubundan kan vermeye abğlı akut hemolitik trans-
füzyon reaksiyonu.
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonun kliniğinde ne vardır...A kut tubuler nekroza bağlı ABY ve DİK bulguları
vardır.
Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonun en önemli intraoperatif bulgusu nedir...Keşi yerinde beklenmedik kana
ma
Normal doğum için trombosit sayısı kaç bin olmalıdır... Milimetre küpte >30.000
Kriyopresipitat içinde hangi faktörler vardır... Fibrinojen, fibronektin, vWF ve faktör 8 ve faktör 13 vardır
Tekrarlayan katalaz pozitif bakteriyel infeksiyonlar ve granülom oluşumu... Kronik granülamatöz hastalık
Primer hemokromatoz nezaman düşünülmelidir...OR geçiş, hepatit +impotans ve bronz diabet ile gelen hastada
düşün.
Primer hemakromatozun en önemli laboratuar bulgusu n edir... Demir parametreleri demir eksikliğinin tersi,
transferrin saturasyonunun %60.
Primer hemokromatzoda kesin tanı nasıl konur... Genetik inceleme ile konur.
Primer hemokromatozda niçin Vibrio vulnifikus sepsisi sık tır... Bu bakterinin üremesi için demire ihtiyaç vardır.
J
"j ONKOLOJİ
J
> • •
J
GENEL BİLGİLER
J
0 Erkeklerde en sık görülen kanser prostat kanseri, akciğer kanseri ve kolon
kanseridir. Erkeklerde en sık ölüme neden olan kanserler ise akciğer kanseri, prostat
ve kolon kanseridir.
KANSER GELİŞİMİ
J 0 Protoonkogenlerin aktivasyonu
k>)r\a
> 0 Tümör baskılayıcı genlerin inhibisyonu f
tf^ S'k aa. e İr OA i mq
0 Apopitozisi düzenleyen genlerdeki değişmeler (bcl-2, p53)
p53 Geni: Ultraviyole ışınları, gama radyasyon ve kemoterapotik ilaçlar p53 geninde hasar
yapabilir. Kanserlerde en sık görülen genetik mutasyondur. Kanserlerin %50'sinden fazlasında
görülür. Li-Fraumeni ailevi kanser sendromuna neden olur.
J
Onkogen aktivasyonuna bağlı gelişen kanserler
Aktivasyon
Onkogen Fonksiyonel özellikler Gelişen kanserler
J mekanizması
Kimerik nonreseptör
> Bcr-abl Translokasyon (9;22)
tirozin kinaz
KML, ALL
Transkripsiyonel
B-cat Nokta mutasyon
koaktivatör
Melanom, kolorektal ca
\y
y
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ j
HAZIRIIKMERKEZLER) J
0 Tüm ör baskılayıcı genler: Hücre çoğalmasında frenleyici rol oynarlar. Tümör baskılayıcı
genlerin aktivasyonunu kaybetmesi sonucu meydana gelen tümörler aşağıdaki tabloda
verilmiştir.
Xeroderma
ERCC DNA onarım enzimi Deri kanseri
pigmentosum
Akustik nörinom,
Merlin Stoplazmik, sitoskeletal Nörofibromatozis tip II menenjiyom, gliom,
schwannoma
Nörofibrom,
NF1 Stoplazmik, sitoskeletal Nörofibromatozis tip I
nörofibrosarkom
Retinoblastom,
RB Transkripsiyon faktörü Familial retinoblastom osteosarkom, meme,
KHA kanseri
TÜMÖR ETİYOLOJİSİ
ÇEVRESEL FAKTÖRLER
0 Hava kirliliği olan bölgelerde kanser gelişme sıklığı %10 daha fazla olduğu
bildirilmiştir.
0 Sigara
• Sigaraya bağlı en sık gelişen kanser akciğer kanseridir. En sık gelişen kanserler
küçük hücreli ve büyük hücreli akciğer kanseridir. Adenokanser ile sigara
ilişkisi daha zayıftır.
• Sigaraya bağlı oral kavite, nazofarinks, özefagus, larinks ve renal pelvis kanserlerinin
görülme sıklığı artmıştır. Sigaraya bağlı pankreas, böbrek ve mesane kanserinin de
sıklığının arttığı bildirilmiştir. Mide ve serviks kanseri ile orta derecede bir ilişki olduğu
gösterilmiştir.
0 Alkol: Sigara ile birlikte alkol kullanımı oral kavite, farinks, larinks ve özefagus kanser
sıklığını artırmıştır. Alkol alan hastalarda karaciğer, rektal ve meme kanseri arasında
doğrudan ilişki olduğu gösterilmiştir.
0 Radyasyon
• Birçok kanserin etiyolojisinde rol alır. Radyasyona maruz kalanlarda 5-10 yıl içerisinde
en sık gelişen kanser lösemilerdir. Tüm lösemilere neden olabilir fakat KLL'ye
neden olmaz.
• Lösemiler dışında meme, tiroid ve akciğer kanseri gibi solid tümörlerin de sıklığının
arttığı gösterilmiştir. Ultraviole ışınları açık tenli insanlarda ciltte deri karsinomu
ve melanom gelişimini arttırır.
0 Diyet ve Beslenme
KİMYASAL MADDELER
0 Baca temizleyicilerinde skrotal kanser sıklığı artmıştır.
0 Rodon gazına maruz kalanlarda akciğerde kanser gelişme sıklığı 20 kat daha fazladır. En
sık gelişen kanser küçük hücreli akciğer kanseridir. Bunlardan başka birçok kimyasal
madde kansere neden olmaktadır.
İLAÇLAR
0 Kansere en sık neden olan ilaçlar kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Hamilelik
döneminde dietilstilbestrol kullanan kadınların kızlarında vajinal adenokarsinom
sıklığı artmıştır.
0 Postmenepozal östrojen ve progesteron alan kadınlarda meme kanseri sıklığının
arttığı gösterilmiştir. Tamoksifen kullanan kadınlarda tromboz ve endometrium kanseri
sıklığının arttığı saptanmıştır. Kombine oral kontraseptif kullanan kadınlarda endometrium
ve over kanseri sıklığı azalmıştır.
T T T\ T TV \'U
INFEKSIYOZ AJANLAR
0 Bazı virüs, bakteri ve parazitlerin kansere neden olduğu saptanmıştır. Kanser ve infeksiyöz
ajanlar arasındaki ilişki aşağıdaki tabloda verilmiştir.
r v ı
HPV Servi ks kanseri (16,18)
HTLV-I T hücreli lenfoma
SV 40 virüs Ependimoma olası, koroid pleksus tümörü
w \ *\
KANSER TARAMASI
0 Sağlıklı insanlarda taramada amaç morbidite ve mortaliteyi azaltmaktır. Tarama
programlarının serviks, meme ve kolon kanserinde faydalı olduğu gösterilmiştir.
0 Tarama programlarından hiçbiri kesin tanı koydurmaz. Tanı için ileri testlere ve biyopsiye
ihtiyaç vardır. Amerikan Kanser Cemiyetinin (AKC) kanser tarama programında kullandığı
a
kriterler aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Pap test >21 yaş, her yıl standart test, 2 yılda bir likid test
Pelvik muayene 18-40 yaş 1-3 yıl, >40 yaş her yıl
Menopozda olup obez ve özgeçmişinde östrojen
Endometrial doku örneği kullananlar
Klinik meme muayenesi 20-40 yaş her 3 yılda bir, sonra yıllık
Cilt muayenesi 20-39 yaş 5 yılda bir, >40 yaş, 3 yılda bir
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ c
PARANEOPLASTİK SENDROMLAR
0 Doğrudan tümörün kendisine bağlı olmayan, tümörün salgıladığı değişik faktörlere
bağlı ortaya çıkan, tümör tedavisi ile düzelen bulgulara paraneoplastik sendrom adı
verilmektedir.
• İnsülin üretimi, glukoneogenezde azalma, insülin like growth faktör II f*İV! I|V>3/w£
üretiminde artış.
0 Uygunsuz ADH Sendromu: En fazla ADH salgılayan tümör akciğer küçük hücreli
karsinomdur.
^ En sık akciğer küçük hücreli kanserde görülür. Bu sendromda P tipi voltaj bağımlı
kalsiyum kanallarına karşı antikor gelişmiştir.
^ En sık ak ciğ e r kanserinde görülür. Minimal lezyon hastalığı veya Nil hastalığı en
sık lenfoproliferatif hastalıkların seyrinde görülür. Minimal lezyon hastalığına en sık
neden olan kanser Hodgkin hastalığıdır.
^ Takipte kullanılan en önemli markerler; (CA125 - over), (CEA, CA19.9 - kolon, mide,
pankreas) (CA15.3 - meme)
^ PSA ise hem tarama hem tanı hem de takipte (prostat kanseri) kullanılmaktadır.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ )
TÜMÖR TEDAVİSİ VE
ANTİNEOPLASTİK İLAÇLAR
CERRAHİ TEDAVİ
0 Tümörün primer tedavisi cerrahidir. Cerrahi, tanı ve evreleme için, erken evre tümörlerde
kür, ileri evre tümörlerde tümör yükünü azaltmak için, metastatik tümörlerde metastazları
çıkarmak için cerrahi yapılabilir
RADYOTERAPİ
0 Kür için, Evre I tümörlerde (baş, boyun, lenfoma gibi) kullanılır. Surveyi uzatmak
için, küçük hücreli akciğer kanserinde kullanılır. Tümör komplikasyonlarını ortadan
kaldırmak için kanama, obstrüksiyon durumlarında kullanılır.
MEDİKAL TEDAVİ
0 Kemoterapotik ilaçlar 6 grupta incelenir. Bunlar;
D'^er 7 ( P ^ 50
0 Alkilleyici Ajanlar
• Siklofosfamid:
✓ Karaciğerde sitokrom P450 aracılığıyla aktive olur. Aktif formu fosforamid
mustarddır. Antitümör etkisi bulunmayan hemorajik sistite neden olan
metaboliti acroleindir.
✓ Mide, meme vb. solid tümör tedavisinde kullanılır. En önemli yan etkileri:
Myelosüpresyon, hemorajik sistit, sekonder lösemi ve mesane kanserine
neden olabilir. Hemorajik sistite karşı mesna verilir.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
3
• İfosfamid:
^ Genel özellikleri: SSS'ye çok iyi geçer. Genellikle beyin tümörleri tedavisinde
kullanılır.
• Platinium Bileşikleri:
s Sisplatin: —»
❖ Genel özellikleri: DNA, RNA ve proteinlere kovalan bağla bağlanır.
• Doksorobusin (Adriblastina):
• Mitoksantron: Etki ve yan etkileri doksorobusine benzer. En önemli yan etkisi kemik
iliği süpresyonudur.
J
J
J
J
• Aktinomisin: Kullanıldığı yerler, koriyokarsinom gibi trofoblastik tümörler, Wilms
J tümörü, sarkomlar, testis tümör
J
Vinkristin, bleomisin, L-asparajinaz ve sisplatinin majör kemik iliği
J süpresyonu yapmaz.
J
El Tubulin Proteinlerine Etkili İlaçlar
>
• Genel özellikleri: M ikrotubulusların polimerizasyonunu engellerler.
J Mitozu metafaz safhasında inhibe eden hücre siklusunda faz spesifik mitoz
5 inhibitörüdürler.
. Vinkristin: -) M S + r-fV J
• Vinblastin:
^ Yan etkileri: Kemik iliği süpresyonu en önemli yan etkisidir. Nörotoksisitesi daha
azdır.
E l Toxoidler
• DNA ve RNA entezini engellerler. Faz spesifik sitotoksik ilaçlardır. Hızlı prolifere olan
h tümörlerde daha etkilidirler.
t • Methotreksat:
b eksikliği
v Kurtarma tedavisi: Normal hücreler üzerindeki toksik etkisini engellemek için
| o lıf v k <- leucovorin (tetra hidrofolik asit) yüksek doz verilir.
l - OlSıT
s Akut böbrek yetmezliğini engellemek için hidrasyon ve idrarın alkalileştirilmesi
U -' gerekir.
U
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
• Fluorourasil:
• Sitozin Arabinosid:
• Fludarabin:
• Hidroksiüre
v' Ribonükleotid redüktazı inhibe eder. S fazına spesifiktir. Oral iyi emilir. Tüm
vücut sıvılarına geçişi iyidir.
• 6 - Merkaptopürin:
✓ Yan etkileri: Kolestatik sarılığa yol açabilir. Xantin oksidaz inhibitörleri ile
birlikte kullanılırsa toksisitesi artar. Allopurinol toksisitesini artırır.
• Tioguanin:
El Hormonlar
• Antiöstrojenler
✓ Tamoksifen: Antiöstrojenik bir ilaçtır. Esas olarak östrojen reseptörü pozitif veya
post menopozal metastatik meme kanserinde kullanılır. Kısmi agonistik etkileri
yüzünden endometrium kanserine neden olur.
• Rituxim ab: Anti CD20 antikorudur. CD20 normal ve malign B lenfositlerin yüzeyinde
bulunurlar. CD20 antijeni pozitif Non Hodgkin lenfoma tedavisinde kullanılır.
• Alem tuzum ab: Anti CD-52 antikorudur. CD52 T ve B hücrelerinde bulunur. KLL
tedavisinde kullanılır.
Etanercept ve
Anti - TNF antikoru RA
Adalumimab
Anakinra İL -1 antagonist RA
f l* k ji/ ,’ A+ Oİ ( r t'
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
ONKOLOJİK ACİLLER
s Tüm hematolojik maligniteler (AML, KLL, KML, ALL, Multipl myelom, lenfomalar),
solid tümörlerde tedavi sonrası hücre yıkımına bağlı olarak oluşur.
0 Etiyoloji:
FEBRİL NÖTROPENİ
0 Nötropeni, nötrofil sayısının < 1000 / mm3 olması, derin nötropeni ise <100 / mm3
olmasıdır.
0 Nötropenik ateş nötropeni tanımlanan hastada oral vücut ısısının bir kez 38,3
°C üzerinde veya 24 saatlik bir süre içinde üç kez 38 °C üzerinde saptanması
durumudur.
0 Nötropenik hastada ateş saptanmasını izleyen ilk bir kaç saatte tedavi başlanmazsa
ölüm oranı, % 50'ye ulaşmaktadır.
✓ Başta P. aeruginosa olmak üzere gram (-) bakterilere ve oral floradaki gram
pozitiflere karşı etkili tedavi planlanmalıdır.
TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ )
V Nötropenik ateşli hastalar için standart ampirik tedavi, geniş spektrumlu beta
laktam bir antibiyotiğin yanına aminoglikozit eklenmesidir. Bu aşamada
kullanılabilecek bazı antipsödomonal beta laktamlar:
0 Kateter infeksiyonu olasılığı varsa veya kateterden alınan kan kültüründe S. aureus veya
S.epidermidis izole edilirse, vankomisin veya daptomisin yukarıdaki tedavi ajanlarına
eklenir.
s Diğer bazı vankomisin ekleme endikasyonları: ağır mukozit, septik tablo, çok yüksek
ateş olması
s Periodontal veya perianal infeksiyon, intraabdominal veya pelvik abse kuşkusu varsa
metronidazol veya klindamisin eklenebilir.
0 Eğer başlangıçta verilen antipsödomonal beta laktam altında ateş düştükten sonra bu
antibiyotikler altında yine ateş çıkarsa "breakthrough ateş" denir ve almakta olduğu
antibitotikler kesilip yerine karbapenem başlanır.
• Kemik iliği rezervi kötü ve daha önceden febril nötropeni atağı geçirmiş hastalara;
son kemoterapi dozundan 24 saat sonra başlanması önerilmektedir.
i TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
KALP TAMPONADI
0 Perikard metastazı yapan ve tamponada en sık neden olan tümörleri arasında, % 75
oranla akciğer (en sık) ve meme kanseridir.
İNTESTİNAL OBSTRÜKSİYON
0 En sık kolorektal ve over kanserlerinde görülür. En sık görülen semptom karın
ağrısıdır. Kolik tarzındadır. Bulantı, kusma olabilir. Gaz ve gaita çıkışı olmayabilir. Tedavisi
destek tedavi, nazogastrik dekompresyon ve gerekli olgularda cerrahi şeklindedir.
ÜRİNER OBSTRÜKSİYON
0 Erkeklerde en sık neden prostat kanseri, kadınlarda ise en sık neden serviks
kanseridir.
0 Tanı: Kontrast madde kullanılarak BT yapılır. Kafa içi kitlesi olan hastalara lomber
ponksiyon yapılmamalıdır.
0 Tedavi:
• Hiperventilasyon
• Mannitol İ.V.
• Furosemid
NEOPLASTİK MENENJİT
0 Kanserli hastalarda görülme sıklığı %3-8'dir. Meninksleri en sık tutan tümör akut
lösem idir (ALL). Meningial tutulumları göstermede en duyarlı tanı yöntemi MR'dır.
0 Etiyoloji:
• Malign (% 80-85):
s Lenfoma (% 5-10)
• Benign (10-15)
• Teşhis edilemeyen (% 5)
0 Klinik: Öksürük, göğüs ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi, disfaji, lakrimasyon, bulanık
görme, halüsinasyon, konvülsiyon görülebilir. Fizik muayenede en sık tespit edilen bulgu,
boyunda göğüste venöz distansiyon ve ödemdir. Yüzde plethora ve siyanoz, Horner
sendromu, retinal ven dilatasyonu, laringeal stridor görülebilir.
0 Tanı:
• Tanı klinik olarak konur. Yapılacak ilk tetkik, 2 yönlü akciğer grafisidir.
TROMBOSİTOPENİ
0 En sık kullanılan kemoterapiye bağlıdır. Hastalığın kendisinin kemik iliğini infiltre
etmesine bağlı trombositopeni gelişir.
c TUS HAZIRLIK MERKEZLERİ
D
BULANTI VE KUSMA
İZİ Bulantı ve kusma daha çok antineoplastik ilaçlara bağlı meydana gelir. En çok bulantı
ve kusma yapan ilaçlar sisplatin, dakarbazin, meklorotamin, diktinomisindir.
İZİ Tanıda ilk yapılması gereken direkt grafidir. Direkt grafi fazla bilgi vermez. Tedavide
geniş spektrumlu antibiyotikler verilir. Gerekli olgularda cerrahi tedavi yapılabilir.
Arteriel kan gazındaki normal değerler nelerdir.. pH: 7.35 - 7.45, H C 0 3- 22-26 meq/L,
pC02: 37-45 mmHg
• Yüksek anyon gap'li metabolik asidoza yol açan durumlar nelerdir.. KUSMAU Ketoasidoz,
KBY-ABY, salisilat intoksikasyonu, metanol , alkolik ketoasidoz , laktik asidoz , etilen glikol
intoksikasyonu
• Respiratuvar asidozun en sık nedeni nedir... Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH)
• Akut alkaloz durumunda ortaya çıkan parastezi, dudak çevresinde uyuşma ve tetanin
nedeni nedir.. İyonize kalsiyum seviyesinin düşmesi
• Dağcılarda dağa çıkmadan önce profilaktik olarak alınan ilaç n edir... Asetozolamid
BÖBREK FONKSİYONLARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
HEMATÜRİ
0 Bayanlarda bir mikroskop sahasında 5, erkeklerde 3'ten fazla eritrosit olması
hematüridir.
PROTEİNÜRİ
0 Normalde 24 saatlik idrarda protein miktarı < 150 mg, albumin miktarı <30 mg'dır.
0 30-300 mg /gün arası albuminüri (150-500 mg/gün total proteinüri) dipstick testi ile
saptanamayabilir, bu durumda 24 saatlik idrarda Esbach yöntemi kullanılır.
0 Glomerüler proteinüri (en sık): Nefrotik sendromda olur, idrar proteini >3.5 gr/gün: Arv^ı 0OO5ı^rı
albumin, globulinler ve diğer plazma proteinleri idrara çıkar. i
0 Fonksiyonel proteinüri: Ateş, KKY, epilepsi, uzun süre ayakta kalmaya bağlıdır. Protein Pq Io /oJ i' -/-M
miktarı < 2 g/gün
0 Tübüler proteinüri: Tübüler hastalıklarda görülür, protein miktarı < 2 g/gün'dür (ör:
beta 2 mikroglobulin)
GLUKOZÜRİ:
0 Kan şekeri 160-180 mg/dl 'nin üzerine çıktığında idrarda glukoz pozitifleşir
0 Renal glukozüri: Tanı için AKŞ <140 mg/dl iken günlük idrarda > 500 mg glukoz
bulunmasıdır.
LÖKOSİTÜRİ (PİYÜRİ)
0 Bir büyük büyütmeli mikroskop sahasında her alanda 3-5'ten fazla lökosit olması ya
da mililitrede 8-10 dan fazla lökosit olmasıdır.
0 Lökosit kümeleri ve silendirleri piyelonefritte görülür. ^
profe^ i bıA(uf\ur. 0 Eritrosit silendirleri: Akut glomerülonefrit (Nefritik sendrom), kortikal nekroz
İDRAR PH'SI:
0 Normalde 7.0'dir, ancak 5 - 9 arası değişir >M 3 -o*soc\yj*A - f<* fp t- ^ [
0 1003-1035 arasındadır
0 1010 (izostenürik idrar): Bir insanın idrar dansitesi hep 1010-1011 civarında kalıyorsa
(dehidrate olsa da, çok su içse de) buna izostenürik idrar denir. Kronik böbrek
^ \ ~j kvppj- /VfQ yetmezliği ve parankim kaynaklı akut böbrek yetmezliğinde görülür.
• Kreatinin klirensi ile hesaplanan glomerüler filtrasyon oranı (GFR) gerçek GFR'den
biraz daha yüksek bulunur (kreatinin tübüler sekresyona uğradığı için)
^Lc^ı'/ (7
SERUM SİSTATİN C
0 Düşük moleküler ağırlıklı endojen maddedir, tüm çekirdekli hücrelerce sabit hızda üretilir,
GFR hesaplamasında kreatininden daha erken yükselebilir.
0 Serum düzeyleri GFR için çok uygun bir göstergedir. Serum kreatinini etkileyen
birçok faktörden etkilenmez. GFR'deki erken azalmaları saptama için oldukça
hassastır. Ancak serum sistatin C düzeyleri tiroit fonksiyon testlerinden, yaş, cinsiyet,
diyabet ve sigara içimi ile etkilenebilir.
BUN-ÜRE VE KREATİNİN
0 Üre protein yıkımı sonucu oluşan toksik maddedir. Üre = BUN X 2.14 ile elde
edilebilir.
0 Protein yıkımında artış: Mide kanaması, stres, steroid kullanımı, yanıklar, enfeksiyonlar,
sepsis vb.
K re a tin in BUN
Kr. I\orrv\Qİ İie
Protein alımı, karaciğerde üretimi
Köken Kas kütlesi Katabolizma (infeksiyon, yanık, sepsis, İ^ -S e y&lıStU
steroidler)
ol 5
Filtrasyon Evet Evet
%10-20’si sekrete
Sekresyon Yok
edilir
eV v/o r cf.£AA£((_ ;eir\
b^Qh'/\ı/\ e boled r f
İDRAR ELEKTROLİTLERİ
0 En sık sodyum bakılır. Prerenal böbrek yetmezliğinde konsantrasyon yeteneği
sağlam olduğu için idrar elektrolitleri düşük, Renal kökenli yetmezlikte ise
konsantrasyon yeteneği bozulduğu için idrar elektrolitleri yüksektir. Diüretik kullanımı
s U 'o dİ 2 o
da idrar elektrolitlerinde artışa neden olur.
4*
0 Fraksiyone sodyum ekskresyonu ABY'de prerenal ile renal böbrek yetmezliğini gN/
ayırmak için kullanılır. Prerenal patolojilerde < 1, renal patolojilerde ise >1 olarak z
saptanır.
0 Renal yetmezlik indeksi: Prerenal böbrek yetmezliğinde <1, renal böbrek yetmezliğinde i
>l'dir. ?r\«l
^Sl
BÖBREK BİYOPSİSİ
İZİ Endikasyonları:
• Serolojik olarak teşhis edilemeyen hızlı ilerleyen glomerülonefrit (RPGN)
K r e o - b n ıY ' <C 4, 2.
AKUT BÖBREK YETMEZLİĞİ (ABY)
0 Böbrek fonksiyonlarının saatler veya günler içerisinde azalmasıdır. Serum kreatinin
düzeylerinde yükselme ve idrar çıkışında azalma olmasıdır.
0 Bazal kreatinin değeri üzerine 0.3 mg/dl artış ya da bazal kreatinin değerinin %50 artması
anlamlı kabul edilmelidir
ABY'DE ETİYOLOJİ
0 3 şekilde gelişebilir:
• Renal (%40, renal parenkimal hastalık: En sık nedeni akut tübüler nekrozdur)
0 Prerenal ABY
0 Renal ABY
• Renal vasküler hastalıklar (%5)
/Aı'lavonj, o p a h lt
o Akut glomerülonefritler
Glomerüllere zarar veren diğer vasküler hastalıklar: Vaskülitler, DIC, TTP, HÜS,
malign hipertansiyon, pre-eklampsi, renal ven tromboz, ateroemboli,
kolesterol embolisi