You are on page 1of 40

Cevher Zenginleştirme Yöntemleri, 2016-2017 Ders Notu

BÖLÜM 7

ELEKTROSTATİK AYIRMA
Eksi veya artı yüklü Statik elektrik
atomlar….O-2, Na+,H+ (Havadaki iyonlar)

Yüksek gerilim altında


oluşan Korona deşarjı

Doç. Dr. Hasan HACIFAZLIOĞLU


İstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fak.
Maden Mühendisliği Böl. Avcılar/İSTANBUL
KLASİK ELEKTROSTATİK AYIRICI
Elektrostatik Ayırma Tanım 1:
Temelde minerallerin iletkenlik farkına göre yapılan Korona tip
ayırma işlemidir. Minerallerin elektron alması,
vermesi ya da geçici bir süre için bünyelerinde tutma
özellikleri elektrostatik ayırmada önemlidir. Etkili
olan temel kuvvetler; elektrostatik kuvvet (itme-
çekme), yerçekimi, merkezkaç ve taneler arası
sürtünme kuvvetleridir.
Elektrostatik ayırma yapılabilmesi için öncelikli
olarak minerallerin STATİK ELEKTRİKLE
yüklenmesi gerekir. İletken ve yalıtkan mineraller
statik elektrikle yüklendikten sonra elektrostatik
ayırıcıdan geçirilerek birbirinden ayrılır.

Yukarıda verilen elektrostatik ayırıcıda, minerallerin statik elektrikle yüklenmesi iğne uçlu elektrot ile
sağlanır. İğne uçlu elektrota yüksek gerilim (>18BIN VOLT) uygulandığında, etrafındaki gazda
(havada) iyonlaşma başlar. Bu iyonlar mineral tanelerinin yüzeyine ilişir. Bu işleme iyon
bombardımanı denir. Mineraller iletken de yalıtkan da olsalar statik elektrikle yüklenmiş olur.
Topraklanmış tambur yüzeyinden geçen iletken taneler statik elektriğini hemen tambura iletirken,
yalıtkan taneler hemen iletemez ve tambura yapışık hareket eder. İletken taneler yapışmayacağı
için yerçekimi etkisi ile serbest olarak düşer.

Tüp elektrot negatif yüklüdür. Pozitif yüklü (elektron kaybetmiş) mineral varsa tüp elektrot tarafından
çekilir. Buna lifting (kaldırma) denir.
ELEKTROSTATİK AYIRICI TİPLERİ
Elektrostatik ayırıcılar, temelde 2 tiptir. Bunlar;
1-Korona tip (iyon bombardımanı ile minerallerin yüklenmesi)
2-Tribo tip (sürtünme ile minerallerin yüklenmesi)

Korona deşarjı

Korona tip
Tribo tip (sürtünme ile yüklenme)
(iyon bombardımanı ile yükleme)
TRİBO-STATİK AYIRICI
Elektrostatik ayırıcılar, temelde “korona tip” ve “tribo tip” olarak ikiye ayrılır. Korona tip
elektrostatik ayırıcılarda, yüksek gerilim uygulanarak gaz iyonlaştırılır ve bu iyonların minerale
ilişmesi ile yükleme yapılırken, tribo tip ayırıcıda sürtünme etkisi ile minerale yük kazandırılır.
Sürtünme etkisi, beslenen numunenin özel bir boru/tüp içerisinden geçirilmesi ile sağlanır.

Yükleme ve elektrotlar arasından minerallerin geçişi

Kömür ve gang ayrımında kullanılan bu ayırıcıda,


sürtünme etkisi ile kömür pozitif, gang negatif yükle
yüklenir. Bu taneler 2 elektrot arasından geçirilirse kömür
negatif elektroda doğru yönelirken, gang pozitif elektrot
tarafından çekilir ve ayrım gerçekleştirilmiş olur.
İletken ve Yalıtkan Maddeler/Mineraller Özdirenç İLETKENLİK
Gümüş 0.016 62.5
İletken maddelerde, dış yörüngedeki elektronlar atomdan Bakır 0.017 58
kopma eğiliminde iken (dış yörüngede 4den az elektron), yalıtkan Altın 0.0222 45
maddelerde elektronlar atoma sıkı sıkıya bağlanmıştır. İletken Magnezy
0.0435 23
um
maddeye elektrik akımı verildiğinde elektronlar hareket eder ve Pirinç (%
“elektrik akımı” oluşur. Yalıtkan maddelerde elektronlar hareket 0.059 17
58 Cu)
etmediği için “elektrik akımı” oluşmaz. Çinko 0.061 16.5
Pirinç (%
Elektrostatik ayırma genellikle sahil kumlarının 63 Cu)
0.071 14
zenginleştirilmesinde kullanılmaktadır. Kumlarda bulunan Nikel 0.087 11.5
mineraller farklı iletkenlik özelliklerine sahiptir. Endüstriyel Saf
0.10 10
minerallerden kalsit, jibs, kükürt ve barit gibi mineraller ise demir
yalıtkandır. En iletken madde:gümüş
Sahil kumunda bulunan mineraller ve özellikleri
ELEKTROSTATİK AYIRMAYA TABİ TUTULACAK MALZEMENİN SAHİP
OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER

1- Tamamen Kuru Olmalıdır: Elektrostatik ayırıcıya beslenecek olan malzeme 100-105 oC


sıcaklıkta yüzey nemi tamamen gidecek şekilde kurutulmalıdır. Aksi takdirde tüm mineraller
iletken gibi davranacaktır.

2- Belli Bir Sıcaklıkta Olmalıdır: Ayrılacak minerallerin piro-elektrik özelliği var ise ısıtma
faydalı olmaktadır. Minerallerin ayrılması genellikle yüksek sıcaklıklarda (80-120 0C)
yapılmaktadır.

3- Tozundan (şlamından) Ayrılmış Olmalıdır: Elektrostatik ayırıcılara beslenecek malzemede


toz adını verdiğimiz 75 mikron altındaki taneler (şlam) uzaklaştırılmalıdır. Tozlar tane
yüzeylerini kaplayarak, elektrik özellikleri kapattıkları gibi iyonize ortamı da bozabilirler. Ayrıca
topak oluşturarak ayırma verimini düşürebilirler.

4- Dar Boyut Gruplarında Sınıflandırılmış Olmalıdır: Elektrostatik ayırıcılara beslenecek


malzeme için en uygun tane boyutu 1,5mm ile 75mikron arasındadır. 1,5 mm’nin üzerindeki
ve 75 mikronun altındaki tanelerin etkili bir şekilde ayrılması mümkün değildir.

Malzemenin birbirine yakın boyutlarda sınıflandırılarak beslenmesi, ayırma verimini arttırır.


Örneğin, (-1.5 +1mm), (-1+0.5mm) ve (-0.5+0.075 mm ) gibi dar boyut grupları ayrı ayrı
zenginleştirilmelidir.
Elektrostatik Ayırıcılar Neden Yaygın olarak kullanılmaz?
1- Elektrostatik ayırıcıya besleme yapılmadan önce cevherin ön-hazırlığı (dar boyut gurubunda
hazırlama, kuru hale getirme, ısıtma vb.,) meşakkatli bir işlemdir. Özellikle kuru zenginleştirme
yapması kış aylarında ocaktan getirilen tüm cevherin kurutulmasını gerekir.
2- Elektrostatik ayırıcı 75 mikronun altını ayıramaz. Elektrostatik salkımlaşma tanelerin serbest
kalmasına engel olur. İnce boyutlarda serbestleşen taneler için uygun değildir.
3- Elektrostatik ayırıcı madencilik sektörü için hassas,kompakt olmayan bir cihazdır. Madencilik
sektöründe, toz, nem, aşındırma ve diğer mekanik etkiler çok fazladır. Bu bakımdan genellikle
madencilik dışı sektörlerde kullanılır.

Elektrostatik ayırıcı ile zenginleştirme yapılabilecek


mineraller:

1- Sahil kumlarından İlmenit, rutil gibi ağır minerallerin


ayrılması,
Elektrostatik ayırıcılar
2-Kasiterit-Şelit ayırması,
Türkiye’de sadece 3-Şelit-Arsenopirit ve Pirit ayırması,
birkaç tesiste 4-Kolombit-Öksenit ayırması,
kullanılmaktadır ?? 5-Wolframit-Kuvars ayırması,
6-Rutil-Monazit ayırması,
7-Fosfat-Kuvars,
8- Feldspat-Kuvars ayırması,
9-Elmasın diğer ağır minerallerden ayrılması.
Elektrostatik Ayırma Öncesinde Mineral Tanelerine Statik Elektrik Yükleme Yöntemleri:

Elektrostatik zenginleştirme yöntemi genel olarak, mineral tanelerine elektrik yükü kazandırmaya ve farklı
yüklenen tanelerin birbirinden ayrılması esasına dayanmaktadır. Uygun elektriksel gerilim altında
bulundurulan mineraller, elektron kazanarak veya kaybederek, elektrik ile yüklendiklerinden, topraklanmış
veya elektrik yüklü başka maddeler tarafından itilir, çekilir veya yüksüz (nötr) hale getirilebilirler. Mineral
tanelerine elektrik yükü kazandırmak için (mineral tanelerini yükleyebilmek için) çeşitli yöntemler
bulunmaktadır. Bu yöntemler:
Statik elektrik transferi
1- İletim (Kondüksiyon) ile Yükleme,

2- İyon Bombardımanı ile Yükleme (Korona tip)

3- Sürtünme ile Yükleme (Tribo tip)

4- Piro-Elektrik Yükleme (ısı etkisi ile),

5- Piyezo-Elektrik Yükleme (basınç ile),

6- Işık veya Radyasyon İletkenliği ile Yükleme

Uygulamada en çok gaz iyonları ile bombardıman


(2), sürtünme (3) ve iletim (1) ile yükleme kullanılır.

Mineral tanelerine kazandırılan statik elektrik yükü; tane büyüklüğü, dielektrik sabiti,
kutuplaşma ve sıcaklık gibi etkenlere bağlı olarak değişmekte, sürtünme ve yerçekimi ile
birlikte minerallerin birbirlerinden ayrılmasında etkili olmaktadır.
Kondüksiyon ya da iletim ile yükleme , cismin bir tarafından diğer
1- İletim (Kondüksiyon) ile Yükleme; tarafına elektriğin (elektronların) iletilmesidir.

Bir elektrik alanına giren mineral taneleri iletken de, yalıtkan da olsalar önce kutuplaşırlar.
Yalıtkan taneler elektrik alanı ile elektron alış verişi yapmadıklarından nötr (yüksüz) olarak
kalırlar. Buna karşılık iletken taneler “*Reversibilite” özelliklerine göre, elektron alarak veya
kaybederek (–) veya (+) bir yük kazanırlar.

Topraklanmış iletken bir cisim ile (+) veya (-)


yüklü tüp elektrotların oluşturduğu bir elektrik
alanı göz önüne alınırsa; tüp elektrotlara
18000 volt’un altında gerilim
uygulandığından çevrelerindeki havada
iyonlaşma olmaktadır. Böyle bir elektrik
alana giren ve iletken yüzeye değerek
hareket eden mineral taneleri, iletken de
yalıtkan da olsalar kutuplaşırlar.

*Reversibilite: Mineral tanelerinin elektron alma veya kaybetme eğilimlerindeki


farklılık olarak tanımlanabilir. Belirli gerilimler altında (genellikle 18000 volt’tan
düşük) elektron kaybederek, pozitif elektrik yükü kazanan minerallere
REVERSİBİL POZİTİF, elektron alarak negatif elektrik yükü kazanan
minerallere REVERSİBİL NEGATİF ve 18000 volt gerilime kadar hiçbir
değişiklik göstermeyen mineraller de REVERSİBİL OLMAYAN denilmektedir.
2- İyon Bombardımanı ile Yükleme;

İyonize edilmiş bir gaz içerisinde serbestçe hareket eden taneler; ters işaretli gaz iyonlarının,
yüzeylerine ilişmesi ile, iletken de yalıtkan da olsalar, belirli bir elektrik yükü kazanmış olurlar.

Bombardımanda kullanılan gaz iyonları; birbirinden bir


hava boşluğu ile ayrılan elektrik yüklü bir tel ile
topraklanmış iletken bir cisim arasında elde edilir.
Telin etrafındaki hava iyonize olmakta ve iyonlar,
kendi iyonlarını boşaltan topraklı cisme doğru
çekilmektedir. Elektriklenmiş böyle bir alana giren ve
yüksüz olan mineral taneleri gaz iyonlarının
bombardımanına uğrayarak, elektrik yükü kazanırlar.
Bu durumdaki bir mineral tanesinde iki farklı şekilde
elektriklenme olur;

- Serbest düşme durumu,


-Topraklanmış yüzey üzerinde hareket etme durumu,
Tanenin Serbest Düşmesi Durumu;

Elektrik alana giren taneler serbest düşme


durumunda iseler önce kutuplaşırlar. Gaz iyonları
tanelerin yüzey kafesindeki pozitif yüklü noktalara
doğru hareket etme eğiliminde olacağından, pozitif
yüklü noktalar yüksüz duruma gelecek ve bir süre
sonra, tanenin tamamı (iletken de yalıtkan da
olsalar) net bir negatif yüke (en yüksek yük) ulaşıp
bundan sonra değişmeden kalacaktır.

Tanenin Topraklanmış Yüzey


Üzerinde Hareketi Durumu;

Bu durumda taneler, aynen serbest


düşme halinde olduğu gibi iyon
bombardımanına uğrayacaklardır.
Ancak iletken tanelerin yüzeylerine
gelen gaz iyonları, ya taneden
geçerek veya tane yüzeyinden
kayarak toprağa sızacak, gerçek
bir yalıtkan tane ise, almış olduğu
iyonları toprağa sızdırmayacaktır.
3- Sürtünme ile Yükleme (Triboelektrik)

Farklı iki cisim birbirine sürtündüğü zaman,


elektronların birbirine geçmesi ile elektrik yükü
kazanılır.

Widely used in industrial minerals industry applications


such as silica removal from feldspar, barite, phosphate,
calcite and shell-sand mixtures. Separation of impurities
from kaolin, bentonite, silicon, pegmatite, iron oxide and
wheat flour.
Kömürün Zenginleştirilmesinde Triboelektrostatik ayırıcı

Tribo yükleyici
Triboelektrik ayırıcı

Triboelektrostatik ayırıcıda tanelerin yüklenmesi, öğütülmüş kömürün bir boru içerisinde basınçlı hava ile taşınırken
oluşturduğu türbülans sonucunda, birbirlerine çarpması veya sürtmesi ile elde edilir. Bu yolla, kömür pozitif yük
kazanırken, pirit ile kül oluşturan diğer mineraller ise negatif yükle yüklenirler. Daha sonra bu taneler elektrostatik
ayırıcı ile birbirinden ayrılır
4- Piro-Elektrik Yükleme;
Bazı kristallerdeki ısıl gerilimler, kristal içinde,
ters yüklü bölgeler oluşturabilir. Böylece elektrik yükü kazanılır.

5- Piyezo-Elektrik Yükleme;
Bazı kristallerde de basınç altında ters yüklü bölgesel alanlar
oluşmakta ve elektrik yükü kazanılmaktadır.

Yürüyen merdivende
piyezo-elektrik

6- Işık veya Radyasyon İletkenliği ile Yükleme


Işık veya X-ışınları, bazı maddelerde elektron yayınımına neden olduklarından, bu maddeler
(+) elektrik yükü kazanırlar.
Kutuplaşma (Polarizasyon) Kavramı:
Maddeler atomlardan, atomlar da içinde (+) yüklü (proton) ve
yüksüz parçacıklar (nötron) bulunan çekirdek ile etrafında ve
proton sayısına eşit sayıdaki (-) yüklü parçacıklardan
(elektron) oluşmaktadır. Bir elektrik alanına giren atomun
elektronları alanın (+) kutbuna, çekirdekte alanın (-) kutbuna
doğru çekilir, bu olaya kutuplaşma (polarizasyon) adı verilir.

Bir çok atomun bir araya gelmesi ile oluşan bir mineral tanesi,
elektrik alana girdiğinde, tane içindeki elektronlar alanın (+)
yüklü kutbuna yakın kenara doğru hareket edecekler, buna
karşılık elektrondan çok daha ağır olan atom çekirdekleri
oldukları yerde kalacaklardır. Böylece tane içinde farklı kutuplu
iki bölge oluşacaktır.

Dokunma ile Elektriklenme


Sudan dolayı Mineral yüzeyinde kutuplaşma
Polarize su molekülü

Yüklü bir cisim nötr bir cisme dokundurulduğunda mevcut yükünü paylaşırlar ve nötr cisimde
yüklenir. Bu tür yüklenmeye dokunma ile elektriklenme denir. Şekilde (–) yüklü K küresi nötr L
küresine dokundurulduğunda K den L ye elektron geçişi olur ve sonra dengeye gelirler. Yüklü
cisimler birbirine dokundurulduktan sonra son yükleri kürelerin kapasitelerine bağlıdır.
Kürelerin kapasiteleri yarıçapla orantılı olduğundan toplam yükü yarıçapları oranında
paylaşırlar.
dokunma ile elektriklenme
ELEKTROSTATİK AYIRICILAR

Elektrostatik ayırıcılarda, topraklanmış bir tambur ve bir veya iki elektrot


bulunur. Elektrotlar “tüp elektrot” ve “iğne uçlu elektrot” olmak üzere iki
tiptir. Tüp elektrot (gaz tüpü) elektrik yükü olan (-) elektrottur. İğne Uçlu
elektrot ise yüksek gerilim altında (18000 volttan büyük) fıskiye şeklinde
iyon boşalması sağlayan elektrodtur.

Bazı ayırıcılarda gaz tüpü ve iğne uçlu elektrodlar birlikte de


kullanılabilir.
Elektrostatik Zenginleştirme:
Elektrostatik zenginleştirmede minerallerin
elektriksel iletkenlik özelliklerinden yararlanılır.
Metalik elementleri içeren minerallerin çoğu az
veya çok elektriksel iletkenlik gösterir.
Elektrostatik ayırmada iletken olarak
adlandırabileceğimiz bu minerallere örnek olarak;
kromit, hematit, manyetit, rutil, galen, sfalerit, pirit
ve elmas sayılabilir. Genellikle -500+75 mikron
büyüklüğündeki sahil kumlarının
zenginleştirilmesinde kullanılmaktadır.
Elektrostatik ayırmada, önce mineraller statik bir
elektrik yükü ile yüklenirler. Yükleme işlemi
genellikle tüp ve (veya) iğne uçlu elektrotun
oluşturduğu “yüksek gerilim” ve “iyon KLASİK ELEKTROSTATİK AYIRICI
bombardımanı” ile gerçekleşir. İletken ve yalıtkan (KORONA TİP)
minerallerin tamamı statik elektrik ile yüklendikten
sonra, topraklanmış bir tamburdan geçirilir.
Tamburdan sürtünerek geçen İletken mineraller
elektrik yüklerini hemen toprağa iletirken, yalıtkan NOT: Elektrostatik ayırmada taneler kuru olmalı
ve tane boyutu 75 mikronun üzerinde olmalıdır.
taneler yüklerini hemen iletemez. Bu durumda
Nemli bir ortamda tanelerin elektriksel
yalıtkan taneler tambura yapışık olarak hareket iletkenlikleri arasındaki fark yok olacaktır.
ederken, iletken taneler yüklerini verip pozitif Belenen malzemenin 80 0C’ye kadar ısıtılması
işaretli olurlar ve tüp elektrot tarafından çekilirler. etkin bir ayrım için gereklidir.
Yalnızca Tüp Elektrod Bulunan Ayırıcılar:

Tambur üzerine beslenen mineral tanelerinden reversibil


pozitif olanlar; tambura elektron vererek pozitif yük kazanırlar
ve tamburdan uzaklaşıp ters işaretli elektroda yaklaşarak
hareket ederler. Bu olaya kaldırma (lifting) denir. Yalıtkan
taneler ise, herhangi bir elektron alış verişinde
bulunmadıklarından, yüksüz halde, merkezkaç, yerçekimi ve
sürtünme kuvvetlerinin etkisiyle parabolik bir yörünge ile
düşerek iletken parçalardan ayrılırlar.

Yalnızca İğne Uçlu Elektrod Bulunan Ayırıcılar:

İğne uçlu eletroda yüksek gerilim (50BIN volt’a kadar)


uygulanmakla elde edilen gaz iyonlarının
bombardımanına uğrayan mineral tanelerinden iletken
olanlar, aldıkları iyonları kolaylıkla tambura (toprağa) iletip,
yüksüz olarak parabolik yörünge ile düşerler. Yalıtkan
taneler almış oldukları iyonları tambura iletemediklerinden,
negatif bir yük kazanmış olurlar ve ters yüklü tambura
yapışarak hareket ederler. Bu olaya yapışma (pinnig)
denir. Yalıtkan olan taneler aldıkları iyonları elektrik
alandan çıktıktan sonra da kaybedemediklerinden, bir fırça
ile tambur yüzeyinden uzaklaştırılırlar.
Tüp ve İğne Uçlu Elektrod Bulunan Ayırıcılar

İletken taneler kaldırılarak, yalıtkanlarda


yapıştırılarak birbirlerinden ayrıldıklarından daha
seçimli bir ayırım olur. İki elektrodun birbirlerine
göre konumuna bağlı olarak farklı durumlar
oluşturulabilir.

Kipp-Kelly elektrostatik ayırıcısı: Gaz tüpü ve iğne uçlu


elektrodlarla donatılmış olup, ayrıca besleyicinin altında
da ısıtıcı bulunmaktadır. Beslenen malzeme gerektiğinde
ısıtılarak, tanelerin birbirinden ayrılma etkinliği
arttırılabilmektedir. Özellikle 80 C’ye kadar.
0

(Bu cihazın artık üretim yapılmamaktadır.)

Kipp-Kelly elektrostatik ayırıcısı


Sutton Elektrostatik Ayırıcısı: Paslanmaz çelik, bakır veya
pirinçten yapılmış topraklı bir tambur ile tüp ve iğne uçlu
elektrodlardan oluşmaktadır.
Tambur çapı: 15 cm
Tambur boyu: 120 cm
Tambur hızı: 50-400 devir/dak
İğne uçlu elektrod: 15000-20000 volt
Tür elektrod: Neon tüpüdür, (-) veya (+) yüklü olabilir, 10000
volt’a kadar
Motor gücü: 1-1,5 Hp
Kapasite: 1,5-2 ton/saat
Tane boyutu: 0,1-1,5 mm

Sutton Elektrostatik Ayırıcısı

Johnson Elektrostatik Ayırıcısı:

Düşük gerilim ile çalışan ve çok sayıda tambur ile elktroddan oluşan bir
ayırıcıdır. Tamburlar çelik, bakır veya pirinçten, çubuk elektrodlar
12,5mm çaplı bakır çubuklardan, silindir elektrodlar ise 25mm çaplı
pirinçten imal edilmiştir.

NOT:
Kipp-Kelly,Johnson ve Sutton eski ticari tip ayırıcılar olup günümüzde üretimi yoktur.
YENİ NESİL ELEKTROSTATİK AYIRICILAR
(UYGULAMASI OLAN AYIRICILAR)

Outotec firmasının ürettiği ayırıcı: eForce

www.outotec.com
Güney Afrika’da kumdan
Rutil, ilmenit ve zirkon
konsantresi üretimi için
eForce Elektrostatik
ayırıcısı, manyetik ayırıcı ve
gravite yöntemleri ile birlikte
kullanılmaktadır.

Sierra Rutile produces rutile,


ilmenite and zircon from the
world’s largest natural rutile
deposits.
Tarama makinası

Dry Plant:
Before material enters the dry plant, it is processed by the FPP which, involves: surface cleaning of dirty or stained grains in attrition scrubbers,
further gravity concentration on spirals, and removal of iron sulphides in a sulphide flotation circuit.
Once in the dry plant, high tension rolls separate rutile and ilmenite (conductors) from zircon and quartz (non-conductors). Induced roll magnets
then separate rutile from ilmenite. The non-magnetics are cleaned on electrostatic plate separators, producing a finished rutile product
containing 95 to 96% TiO2. Sierra Rutile’s ilmenite typically contains around 60% TiO 2.
The dry process concludes with the screening circuit, which separates the finer industrial grade rutile (IGR) from the standard grade rutile
Plate(Tabak) & Screen(elek) Type
High Tension Roll
Electrostatic Separators Separators   

Designed for separation of titaniferous mineral sands, hard rock


ilmenite and rutile, cassiterite, tantalite, wolframite, iron ore,
plastics from metals in waste recycling system and PVC from
other plastics.
Applications:
Potash – Halite
Talc – Magnesite
Limestone – Quartz
Brucite – Quartz
Iron Oxide – Silica
Mica – Feldspar –
Quartz
The process is entirely dry requiring no additional materials and producing zero Wollaslonile – Quartz
waste. Boron Minerals
A unique feature of the technology stems from the counter-current flow of the Carbon – Silica
separating particles and continual triboelectric charging.
Triboelectric Separator

High Tension Electrostatic Drum


Separator

Mineral particles get into the friction device of friction roller -type
electric machine or vibrating type triboelectrostatic machine after
entering them. Particles which have different dielectric constant
will be charged by particles contact, friction and impact with each
other or particles contact, friction and impact with a material
surface of the tribocharging device.. Charged particles reach into
the high-voltage electrostatic field from the distributor, they are
separated in there. According to the principle of the same
charges will be excluded, and different charges will be attracted,
positive charged particles move to the negative plate in the high-
voltage electrostatic field, and negative charged particles move
to the positive plate; electric field force doesn't influence particles
which doesn't charged, those particles trajectories are vertical
line in the high-voltage electrostatic field. In the high-voltage
electrostatic field bottom particles are separated three products
which are concentrate, middling and tailing.
Electrostatic Corona Separator
Precious metal recovery system

Nippon Magnetics USA, Inc.

1-Separates metal and non-metal materials with grain size of .1mm to 5mm
2- Recover copper, aluminum from mineral casing
3- Separation of zirconium, rutile, ilmenite, tungsten, etc. from mineral
4- Effectively separates heavy metals from e-waste and appliances
5- Separates resins and laminated metals
Elektrostatik Ayırıcılarda Yapılabilecek Ayarlar:

•Elektrodların ayırıcı tambura uzaklıklarının ayarı,


•Elektrodların birbirlerine göre konumlarının ayarı,
•Elektrodlardaki gerilim (0-50000 volt)
•Elektrik yükü işareti ayarı,
•Ayırıcı tambur dönüş hızının ayarı
(30-400 dev/dak),
•Ayırıcı bıçakların ayarı,
•Besleme hızının ayarı, High voltage electrostatic separator (also called static separator) is to utilize
the difference of the electric conductivity to separate the materials under the
function of electrical power and mechanical force in the multiple power plates
which combine the high voltage corona field with the high static field. To
strengthen the magnetism of the static electrode of the conductor, while
strengthen the repellant of the non-conductor.
SİYAH ÇAY ÜRETİMİNDE ELEKTROSTATİK AYIRICI İLE LİFLERİN
UZAKLAŞTIRILMASI

Kurutma ünitesinden çıkmış olan çay yapraklarının içindeki istenmeyen lif ve tozlar üretilen
kuru çayın kalitesini doğrudan etkilemektedir. Bu istenmeyen durum karşısından çay üretim
bandına elektrostatik çöp ve lif alıcılar yerleştirilmiştir amaç üretilmek istenen kuru çayın
kalitesini arttırmaktır.

Elektrostatik ayırıcılarla ayırma işi yaprak ve sapların elektrostatik farklılıklarına


dayanılarak yapılır. Son yıllarda elektrostatik ayırıcılar çay fabrikalarında derecelendirme
odalarının vazgeçilmez bir demirbaşı olmuştur. Çünkü bu aletler sayesinde iyi ve temiz
görünümlü çay elde edilmesi mümkün olabilmiştir

Elektrostatik ayırıcı (çay yapraklarının içindeki istenmeyen lif ve tozların uzaklaştırılması)


ELEKTROSTATİK
AYIRMANIN UYGULAMA
ALANLARI

Elektrostatik ayırıcılar, başta “zenginleştirme” olmak üzere, “mineralojik


amaçlarla” ve “tozdan arındırma (toz tutma)” amacıyla da kullanılabilmektedir.
1- Zenginleştirme Amacıyla Uygulama

Elektrostatik ayırma ile zenginleştirmenin endüstriyel uygulaması, ayırıcıların


çalıştırılma zorlukları, ön hazırlık gerektirmesi ve maliyeti yüksek bir işlem olması
nedeni ile önemli bir gelişme gösterememiştir. Elektrostatik ayırıcıların endüstriyel
uygulaması yaygın değildir. Ancak aşağıdaki ayrımlar için kullanılabilmektedir:
Sahil kumlarından İlmenit, rutil gibi ağır minerallerin ayrılması,
Kasiterit-Şelit ayırması,
Şelit-Arsenopirit ve Pirit ayırması,
Kolombit-Öksenit ayırması,
Wolframit-Kuvars ayırması,
Rutil-Monazit ayırması,
Fosfat-Kuvars,
Feldspat-Kuvars ayırması,
Elmasın diğer ağır minerallerden ayrılması.

2- Mineralojik Amaçlarla Uygulama

Laboratuar düzeyinde, çeşitli minerallerin birbirinden ayrılması ve saf olarak elde


edilmesi için elektrostatik ayırma yöntemi uygulanmaktadır.
3-Tozdan Arındırma Amacıyla Uygulama (Elektrostatik Filtre)

Elektrostatik ayırma hava veya gazları içlerinde bulunan çok ince tozlardan
arındırmak amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle termik santral bacalarından
uçucu küllerin yakalanmasında kullanılmaktadır. Filtre temelde 2 kısımdan
oluşur. Birinci kısımda tozlar negatif yükle yüklenir, ikinci kısımda pozitif yüklü
plakada tozlar tutulur.

Yükleme işlemi negatif yüklü elektrota (tele) yüksek gerilim uygulanarak yapılır.
Elektrottan (telden) çıkan elektronlar yüksüz toz tanelerini negatif işaretli yapar.
Daha sonra bu toz karışımı hava, pozitif yüklü plakalar arasından geçerken
tozlar tutulur, temiz hava plakalar arasından geçer.
yükleme ayırma

Negatif elektrot Pozitif yüklü plakalar


ELEKTRİK VE
STATİK ELEKTRİK HAKKINDA
ELEKTROSTATİK NEDİR?
Elektrostatik duran veya çok yavaş hareket eden elektrik yüklerini (statik elektriği) inceleyen bir bilim
dalıdır. Eski devirlerden beridir kehribar gibi bazı maddelerin sürtünmeden sonra bazı hafif maddeleri çektiği
bilinirdi. Yunanca kehribar (amber,elektron) elektrik kelimesinin kaynağıdır. Elektrostatik elektrik yüklerinin
bir birine kuvvet uygulamasından doğar ve Coulomb yasası ve Gauss yasası ile incelenir.

STATİK ELEKTRİK (durgun elektrik) NEDİR?


İletken veya yalıtkan cisimlerin üzerinde çeşitli nedenlerle (sürtünme v.s gibi) yük birikir.
Yüklü bir cisim başka bir nesneye temas ederse, cisim üzerinden nesneye yük geçer.
Bu kontrol edilemez elektrik yük transferine “statik elektrik” denir.

Örneğin, plâstik tarağın kâğıt parçalarını çekmesinin nedeni


tarak üzerinde bulunan durgun elektriktir. Plâstik eşyaların kuru bezle
silindikten sonra tozları çekmesinin nedeni, sürtünme ile plâstik yüzeylerde oluşan
elektrostatik kuvvettir. Yine kürdan plastiklerinin ele yapışması bu yüzdendir.

Elektrostatik ayırmada, önce mineralleri “statik bir elektrik yükü” ile yüklemek gerekir!..Daha
sonra yüklü taneler elektrostatik ayırıcıdan geçirilerek birbirlerinden ayrılır.
STATİK ELEKTRİĞİN BABASI = Otto Von Guericke
makara
(d. 20 Kasım 1602 - ö. 11 Mayıs 1686), Kükürt küre
Alman bilim insanı, bulucu ve politikacı.
Vakum fiziğinin kurucusudur.
1650'de vakum pompasını buldu.

Otto Von Guericke


STATİK ELEKTRİK ÜRETEN İLK MAKİNE

Otto Von Guericke, 1660 yılında ilk statik (durağan) elektrik makinasını yaptı. Bu makine, kayışlı bir makara
düzeneği ile döndürülen kükürt bir küreden oluşmaktaydı. Dönen kükürt topa çeşitli cisimlerin sürtülmesi ile o
zamana göre büyük ölçülerde durağan elektrik üretilebilmekteydi.
Guericke'nin makinası çok kısa bir süre içinde büyük bir üne kavuştu. Avrupa'nın birçok kentinde bu
makinaların benzerleri yapıldı ve durağan elektrikli cisimlerin tüy ve benzeri hafif cisimleri çekmesi ve
elektriğin yol açtığı çatırtılar ve kıvılcımlar gözlendi.

Elektriğin iletilebileceğini kanıtlayan ilk deneyler Stephen Gray ( 1696 - 1736 )


adlı bir İngiliz tarafından yapılmıştır. Elektriklenmiş bir şişede elektriğin,
şişenin mantar kapağına da geçtiğini gören Gray, bu gözleminden hareket
ederek ipek, cam, metal çubuk ve benzeri cisimleri ard arda bitiştirerek
elektriğin bu cisimler aracılığıyla iletilebileceğini gösterdi. 1729'da yaptığı
bu tür bir deneyde elektriği 255 metrelik bir uzaklığa kadar iletmeyi
başardı. Çeşitli maddeleri iletken ve yalıtkan olarak ilk kez sınıflandıran da
Stephen Gray olmuştur.

Elektrostatik ayırmanın temel prensibi de minerallerin iletkenlik ve yalıtkanlık


özelliğine dayanmaktadır.
Stephen Gray
XVIII. yüzyılın en gözde buluşlarından biri, Leyden şişesidir. Alman E.G. Von Kleist ile Leyden (Hollanda'da bir kent) Üniversitesi
matematik profesörlerinden Pieter Van Musschenbroek'in 1745 ve 1746'da birbirlerinden bağımsız olarak buldukları bu aygıt, içine
metal bir çubuk batırılmış su dolu bir cam şişeden oluşuyordu. Cam şişenin izolatör rolü gördüğü tarihteki bu ilk kondansatör,
elektriği depolanarak çeşitli deneylerde bir kaynak olarak kullanılabilmesine olanak sağlıyordu.Leyden şişesinin bulunmasının
ardından elektriğin iletimine ilişkin deneyler arttı. Fransa'da yapılan bir deneyde Leyden şişesindeki elektrik 4 km. uzaklığa iletildi.
Öte yandan elektriğin iletilebilir olması, onun hızının ne olduğunun merak edilmesine yol açtı. Fransa'da ve İngiltere'de elektriğin
hzını ölçme deneyleri yapıldı. Bu deneylerin sonucunda elektriğin aynı anda kilometrelerce öteye ulaştığı düşüncesinden öteye
gidilemedi.

Elektrik yüklerinin artı ve eksi olarak belirlenip adlandırılmasını sağlayan Benjamin Franklin ( 1706 - 1790 )'dir. Franklin, yaptığı
çeşitli deneylerin sonucunda elektriğin belirli ortamlarda fazla veya eksik ölçülerde bulunabilen bir sıvı olduğu görüşüne vardı. Her
ikisinde de elektrik eksikliği yada fazlalığı bulunan cisimlerin birbirini ittiğini, birinde eksiklik diğerinde fazlalık olan cisimlerin ise
birbirlerini çektiğini leri sürdü. Fazlalığı artı elektrik, eksikliği ise eksi elektrik olarak adlandırdı.

Leyden şişesiyle ilgili deneyleri de sürdüren Franklin, Leyden şişesinden boşalan elektriğin oluşturduğu çatırtılar ve kıvılcımlar ile
fırtınalı havalardaki gök gürültüsü ve şimşek arasında bir ilişki olması gerektiğini düşündü ve 1752'de, fırtınalı bir havada uçurduğu
bir uçurtma ile bir leyden şişesini yüklemeyi başardı. Franklin'in bu deneyden pratik yararlar elde etme yönündeki girişimleri
paratonerin bulunmasına giden yolu açtı. Bu nedenle, yıldırıma karşı bir korunma aracı olarak kullanılan ve toprağa bağlı bir metal
çubuktan ibaret olan paratonerin gerçek yaratıcısı Franklin'dir. 1782 yılında Amerika'nın Philadelphia kentinde paratoner kullanan
konut sayısı 400'ü geçiyordu.

Elektriğin XVIII. yüzyıl tarihindeki en önemli simanın Coulomb ve en büyük


bilimsel keşfin de Coulomb Yasasının formüle edilmesi olduğunu söyleyebiliriz.
Fransız fizikçi Charles Augustin de Coulomb ( 1736 - 1802 ), elektriğin
niceliksel işlemler ve ölçümler ifade edilebilen bir kavram ve bilim dalı haline
getirilmesine çok büyük katkılarda bulunmuştur. Coulomb, 1777 yılında, yüklü iki
metal küre yada iki mıknatıs kutbu arasındaki itme veya çekme kuvvetini duyarlı
bir biçimde ölçebilen burulmalı tartı aygıtını gerçekleştirdi ( Bu aygıtı icat etmesi
nedeniyle 1781'de Fransız Bilimler Akademisi'ne seçildi). 1785'de ise bu tartı
aygıtını kullanarak iki yük arasındaki itme veya çekme kuvvetinin, yüklerin çarpımı
ile doğru, aradaki uzaklığın karesi ile ters orantılı olduğunu deneysel olarak
gösterdi. Günümüzde Coulomb yasası olarak bilinen bu büyük bilimsel keşif,
elektriğin bir bilim dalı haline gelmesinde temel nitelikte bir rol oynamıştır.
Coulomb yasası, Newton'un kütle çekimi yasasının elektrikteki karşılığıdır ( Kütle
çekimi yasasından farklı olarak elektrikte iki yük arasında itme kuvvetinin varlığı Leyden şişesi= ilk kondansatör
da söz konusudur )
XVIII. yüzyılın sonlarında gerçekleştirilen çok önemli bir buluş da pildir. Pil sayesindedir ki, kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine
dönüştürücek sürekli bir akım elde edebilme olanağı doğmuştur. İtalyan hekim ve fizik bilgini  Luigi Galvani ( 1737 - 1798 ),
hayvanların dokularında bir tür elektrik bulunduğuna inanıyordu. Laboratuvardaki kurbağalardan birinin açıktaki sinirlerine
makasla dokunduğunda ölü hayvanın kaslarının kasıldığını fark etmişti. Galvani'ye göre,"hayvansal elektrik" adını verdiği bu
yeni güç, sürtünmeyle oluşan statik elektrikten farklı, yeni bir elektrik biçimiydi. Pavia Üniversitesi'nde fizik profesörü
olan Alessandra Volta ( 1745 - 1827 ), Galvani'nin bu fikrine karşı çıktı ve oluşan elektriğin kaynağının kurbağa değil, ona
dokundurulan metal parçaları olduğunu ileri sürdü. Galvani ile Volta arasındaki bu tartışma başka bilim adamlarının da
katılımıyla yıllarca sürdü ve ancak Volta'nın 1800 yılında Royal Society'ye yazdığı yazıda, iki metal plaka arasına tuz karışımlı
sıvı koyarak elektrik akımı elde etmiş olduğunu bildirmesiyle sona erdi. Böylece ilkel biçimiyle pil icat edilmiş oluyordu. Volta
daha sonra buluşunu geliştirdi ve tuzlu suyla nemlendirilmiş kartonlarla birbirlerinden ayrılmış ince bakır ve çinko levhaları üst
üste koyarak hazırlanabilen piller yaptı. Volta pili kısa bir süre içinde, özellikle kimya dalında olmak üzere önemli gelişmelere
yol açtı. İngiliz kimyacı Humphry Davy ( 1778 - 1829 ), 1807 yılında, özel olarak yapılmış güçlü bir Volta pilini kullanarak
bileşikler içinden elektrik akımını geçirmek suretiyle potasyum ve sodyumu bileşiklerinden ayırmayı başardı. Böylece XVIII.
yüzyılın sonunda, sürekli elektrik akımı üretebilen bir kaynağın gerçekleştirilmesiyle, hem elektrokimya dalında büyük adımların
atılabilmesi süreci başlamış, hem de yüzyıllar boyunca varlığını korumuş olan elektrik tarihinin en temel sorusunun yani elektrik
ile magnetizma arasındaki ilişkinin niteliği konusunun yanıtlanabilmesinin nesnel temeli yaratılmış oldu. Bu sorunun yanıtının
artık çok uzun bir süre geçmeden Kopenhag Üniversitesi'nde doğa felsefesi profesörü olan  Hans Christian Oersted ( 1775 -
1851 )'den geldi. Oersted, 1819 yılında, öğrencilerine elektrik akımından ısı elde edilmesini göstermek amacıyla Volta piliyle
deney yaparken önemli bir olguya tanık oldu. Kullandığı elektrik devresinin açılma ve kapanma anlarında, yakındaki bir
mıknatıslı pusulanın iğnesinde sapmalar oluyordu. Gözlemlerini sürdüren Oersted bir telin içinden akım geçirildiğinde elektrik
akımının telin çevresinde bir magnetik alan oluşturduğu sonucuna vardı. Oersted'in yaptığı deneylerin sonuçlarını 1820 yılında
yayınlanması, bilim dünyasında büyük yankılar yarattı.

Oersted'in keşiflerinin yayınlanmasından bir hafta sonra Fransız matematikçi ve fizikçi André Marie Ampére ( 1775 - 1836 ),
bu yeni olguyu betimleyen ve Ampére Yasası olarak adlandırılan bir elektromagnetizma yasası formüle etti. Bu yasa magnetik
alan ile bu alanı doğuran elektrik akımı arasındaki bağıntıyı matematiksel olarak belirtiyordu. Elektrodinamiğin kurucusu
olan Ampére aynı zamanda elektrik ölçme tekniklerini de geliştirdi ve serbestçe hareket eden bir iğnenin yardımıyla elektrik
akımını ölçen bir aygıt yaptı.

İletkenlerden geçen elektrik akımına ilişkin çalışmalar yapan Alman fizikçi Georg Simon Ohm ( 1789 - 1854 ), bir iletkenden
geçen akımın iletkenin uçları arasındaki gerilim ile doğru, iletkenin direnciyle ters orantılı olduğunu buldu.  Ohm, günümüzde
kendi adıyla anılan bu yasayı ve onunla ilgili düşüncelerini 1827 yılında yayınladı. XIX. yüzyılda elektrik teori ve pratiğine çok
önemli katkılarda bulunmuş iki büyük bilim adamı vardır. Bunlar büyük deneyci İngiliz Michael Faraday ( 1791 - 1867 ) ile
elektromagnetik kuramının kurucusu İskoç James Clerk Maxwell ( 1831 - 1879 )'dir.
Oersted, elektrik akımının bir magnetik alan oluşturduğunu göstermişti. İngiliz
kimyacı ve fizikçi Faraday ise mıknatısların elektrik akımı yarattığını buldu ve
mıknatısların oluşturduğu elektrik akımına ilişkin yasayı formüle etti : Akımın
şiddeti, iletkeni birim zamanda kesen kuvvet çizgilerinin sayısıyla doğru
orantılıydı ( Faraday, yaş**ı boyunca tüm çalışmalarını düzenli bir biçimde
defterine not ediyordu. Ölümünden sonra bu notlar 7 cilt halinde
yayınlanmıştır. Faraday, 1822 yılında defterine şu notu düşmüştü ;
"Magnetizma'yı elektriğe dönüştür!" ). Faraday'ın bu bilimsel keşfi, onun
sürekli bir akım üretebilen elektrik motorunu buluşuyla sonuçlanmıştır.
Faraday'ın elektriğin yanı sıra kimya alanında da önemli katkıları
bulunmuştur. elektrokimyanın kurucusu olarak tanınan Faraday elektroliz
yasalarının da kâşifidir. Ayrıca, elektroliz, elektrot, anot, katot gibi günümüzde Father of Electromagnetism
kullanılan sözcükleri de ilk kez ortaya atan Faraday'dır.

Oersted ile yoğunlaşmaya başlayan bilimsel gelişmeler Maxwell ile doruğa erişmişti. Bu büyük gelişmeler sadece kuramsal
düzeyde ilerlemekte kalmadı, teknolojik sonuçlara da yol açtı. Faraday 1831 yılında elektrik üretebilen küçük nir jeneratör de
yapmıştı. Fakat onun bu icadı o yıllarda büyük teknolojik atılımlara neden olmadı. Ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısında teknolojik
gelişmeler yoğunlaştı ve hız kazanmaya başladı.

1850'li yıllarda artık seri olarak üretilmeye başlanan dinomalar ilk kez yaygın olarak aydınlatma amacı için kullanıldı. 1858'de
başlayarak dinamolardan İngiltere'de deniz fenerlerindeki kömür uçlu ark lambalarının enerji kaynağı olarak yararlanıldı. XIX.
yüzyılın son çeyreğinde artık elektrik motorları küçük ve bağımsız mekanik enerji gerektiren, demiryolları, asansörler, madencilik,
makina tezgahları, matbaacılık gibi alanlarda yaygın biçimde kullanılmaya başlanmıştı.

Yandaki resimde manyetik alan mavi ile gösterilmiştir.


İletken,manyetik alan içerisinde sağa doğru döndürüldüğünde
manyetik çizgiler şekil değiştirir. İletkenin etrafındaki
manyetik alan saat yönü doğrultusunda döner ve randıman
sağlanır. Randıman, iletkendeki indüksiyon akımı ile
sağlanır. Parazit ölçüleri kontrol etmek için sağa sarımlı tel
kullanılmalıdır. İndüklenmiş iletkene iki faktör etki eder; birincisi,
manyetik alanın gücü, ikincisi ise, iletkenin
manyetik alan içerisindeki hızıdır.
Resimde basit, endüvisi tel kablolar ile sarılmış jeneratör
gösterilmiştir.Endüvi saat yönünde döndüğü zaman akım kırmızı
oklarla gösterildiği yönde akar. İndüksiyon akım kısmı, ikaz
bobinine sarılı demir külçe ile takviye edilmiştir. Doğru akım jeneratörü
İLETKEN VE YALITKAN MADDELER
İletken malzemelerin iki ucuna gerilim (potansiyel fark) uyguladığımızda malzeme içindeki elektrik yükleri
belirli bir sıraya girecekler, bu düzen içerisinde bir elektron diğerini uyararak dalga dalga ilerleyen bir
uyartım meydana gelecektir. Malzeme içerisinde yükler hareket ederken bir yükün çok uzun mesafeler kat
etmesine gerek yoktur. Bir elektrona uyartım verildiğinde bu yük, komşu atom ya da moleküllere sıçrar. Bu
sıçrama malzeme bütününe yayılarak adeta bir domino etkisi gösterir ve malzeme bütününde iletkenlik
sağlanmış olur.Bilindiği gibi metal malzemeler en iyi iletkenlerdir. Metallerin mikroskopik yapılarına yakından
bakıldığında metal atomlarının dış yörüngelerinde her an kopmak üzere olan serbest elektronların
bulunduğu görülür. Örneğin bakırın (29Cu) son yörüngesinde 3 elektron vardır. 8 e tamamlamak için ya 5
elektron alacak yada 3 elektronunu vermesi gerekir. Burada elektron vermek daha kolaydır.

- Atomlarında 2 ve 3 valans elektronu (son yörüngedeki elektron) olan demir


(2 dış elektronlu) ve alüminyum (3 dış elektronlu) iyi birer iletken olmamasına
rağmen, ucuz ve bol olduğu için geçmiş yıllarda kablo olarak kullanılmıştır.

Yalıtkan (dielektrik) maddeler, elektrik akımına direnç gösteren


ve akımı iletmeyen maddelerdir. Yalıtkan maddelerin atomlarında
valans elektronları atoma sıkı bir şekilde bağlıdır. Bu tür
İletken alüminyum atomu
maddeler elektrik endüstrisinde iletkenleri birbirinden ve 13
Al  (atom no 13)
çevrelerinden yalıtmak için kullanılır.
Cam, kağıt, teflon (karbon ve flordan oluşur), plastik gibi
maddeler, iyi yalıtkanlara örnek olarak verilebilir. Plastik ve
polimer maddeler elektrik tellerinin yalıtılmasına kullanılırlar.

Yalıtkan maddelerde elektronlar atoma sıkı olarak bağlıdır. Bu


maddelerin dış yörüngedeki elektron sayıları 8 ve 8 'e yakın
sayıda olduğundan atomdan uzaklaştırılmaları zor olmaktadır.

Yalıtkan Parafudr 
electric arc

SON…

You might also like