You are on page 1of 5

Binbirdireğin eski bir gravürü

İSTANBUL'DA
BİZANS SARNIÇLARI

ARKEOLOG ERDEM YÜCEL

Bir şehrin yaşayabilmesi için gerekli dan oldukça kurak bir araziye sahipti. uzaktır. Mamafih suların muayyen fasıla-
suyun temini, medeniyetin ilk iskânından Sonradan süratle gelişmeye, nüfusu artmaya larla birtakım havuzlar içerisinde toplandığı
modern şehircilik anlayışına kadar üzerinde başlayan şehrin suya olan ihtiyacı müte- ve buralardan da kanallar vasıtasıyle birbir-
titizlikle durulan meselelerin hiç şüphesiz madiyen artmış ve bunun neticesi olarak da rine nakledildikleri tahmin edilmektedir.
en başında gelenidir. Romalılar çeşitli tesislerle bu meseleyi hal- Suyun şehre taksimi için ulaştığı en son
Tarihî çağlardan itibaren, bilhassa su letmeye çalışmışlardır. noktalardan birini Saraçhanebaşındaki Boz-
tesislerine ehemmiyet veren kavim Roma istanbul içerisinde bir şehrin ihtiyacını doğan kemeri teşkil etmektedir. Bozdoğan
İmparatorluğudur. Romalılar, iskân yerleri- karşılayacak kadar akarsu bulunmuyordu. kemerinin imp. Valans zamanına (364- 378)
rinin yakınındaki membaları tesbit ettikten Yakınındaki Likcs'un (Bayrampaşa deresi) ait olduğu ileri sürülmüşse de, Hadrianus
sonra buradan kemerler ve çeşitli tesisler verimli bir akarsu hüviyetinden çok uzak veya muhtemelen Konstantin (274-337) ta-
vasıtasıyle aldıkları suyu muhtelif merkez- oluşu, şehre hariçten su getirilmesini ken- rafından yaptırılmış olması daha kuvvetle
lere dağıtmışlardı. diliğinden zorunlu kılmakta idi. Bu yüzden muhtemeldir. Bu kemer bugünkü Fatih Ca-
M.Ö. VII. yüzyılda Megaralı kolcnist- ilk defa Roma İmparatoru Hadrianus (117- mii'nin bulunduğu tepeden, Üniversite mer-
lerin Sarayburnunda kurdukları Byzantion 138) tarafından istanbul'a su getirilmesi kez binası civarındaki nyphaeum maximum'a
şehri M.S. 2. yüzyıl başlarında Septim Se- ciddiyetle ele alınan bir mesele olmuştur. çukur bir bölgenin üzerinden aşırmak sure-
ver (193-211) tarafından zaptedilerek, Ro- istanbul'a suyun Romalılar tarafından, tiyle su getirmekteydi ki, bunun da 378 ta-
ma hâkimiyeti altına girince, burada da su batıdan Pınarhisar havalisinden toplanarak rihinden önce inşa edilmiş olduğunu belirt-
tesislerini meydana getirmek bir problem getirildiği anlaşılmaktadır. Fakat bunun ne mek çok yerinde olacaktır. İmp. Valans ta-
olarak ortaya çıkmıştı. Zira, en gelişmiş za- şekilde ve nasıl olduğu hususu ise h:nüz, rafından. bu tesisler yenilenmiş ve bazı ilâ-
manında bile Yedikule ile Ayvansaray ara- bu konuda arkeolojik araştırmalar yapılma- veler de yapıldığından onun ismine izafe
sındaki sahayı kaplayan istanbul, bu bakım- dığından kesin delillere istinat etmekten çok edilmiştir.
nan Hagios Mokios'un surlara olan uzak-
lığı J. B. Papadopulos'un fikrini kendiliğin-
den çürütmektedir.
Ayrıca 1453 muhasarasında surların
önündeki hendekler içerisinde kesin olarak
su vardır diyemeyiz. Her ne kadar G.
Schlumberger bu hendeklerde su bulundu-
ğunu kabul ediyorsa da surları tetkik eden
Aetius V. Millingen bunun aksini söylemektedir.
Prof. Schneider ise, muhasara esnasında hen-
deklerde su bulunmadığını, sadece bunun
bazı kısımlarda düşünülmüş olabileceği fik-
rindedir. Buna rağmen Prof. Schneider hen-
deklerin ne şekilde ve nasıl doldurulabile-
ceğini de izah etmemiştir.
Hendeklerin inşa tarzı ise, içine doldu-
rulacak suyu tutacak vaziyette değildi. Bi-
Pliloxaxs zans su tesisatında kullanılmış olan su ge-
çirmeyen harç da hendeklerin hiç bir yerin-
de kullanılmamıştır (2).
istanbul'un fethi sırasında zaten açık
hava sarnıçlarının bakımsızlıktan perişan bir
halde bulunduğunu da göz önüne almak icap
eder. Zira Palecgoslar devrinde bu sarnıçla-
rın gözden düştüğü, bağ ve bahçe halinde
başka maksatlarda kullanıldığını biliyoruz.
Bu tarihlerde ise artık Bizansın su ihtiya-
cını kapalı sarnıçlar temin etmekte idiler.

ASPAR SARNICI (Yavuz Sultan Selim Çu-


Bizans sarnıçlarını gösteren harita kurbcstanı):
Yavuz Sultan Selim Camii'nin güney-
Romalıların yapmış olduğu tesisler hiç AÇIK SARNIÇLAR batısında, Sultan Selim ve Yavuz Selim cad-
şüphesiz Bizanslılar tarafından da kullanıl- Zamanımızda halk arasında çukurbostan deleri arasında uzanan bu sarnıca Bizans
mıştır. Fakat bunların ne derece, ne şekil- ismi ile anılan açık sarnıçları surların dı- kaynakları, kare bahçe anlamına gelen
de ve ne zamana kadar kullanıldığı husu- şındaki kaynaklardan gelen suların topla- «Xerokipion» ismini vermişlerdir.
sunda ise tam manasıyle kesin bir malu- narak şehre dağıldığı bir nevi havuzlar ola- Sarnıç, Leon I (457 - 474) zamanında
mata sahip değiliz. Buna rağmen Bizansın rak kabul edebiliriz. Kurak mevsimlerde ve- Bizans imparatorluğunun hizmetine giren got
i!k su yollarınım 123 tarihine doğru imp. ya şehrin düşman tarafından kuşatılması sı- generali Aspar tarafından inşa edilmiş ve
Hadrianus zamanında yapıldığı ve Kons- rasında, gereken ihtiyacın temini maksadıyle bundan dolayı da onun ismine izafe edilmiş-
tantin I tarafından da geliştirilmiş olduğunu sular bu havuzlar içerisinde toplanarak din- tir. Aspar, 471 de Leon I'in emriyle idam
kabul etmek icap eder. lendirilir, bunun neticesi olarak da içerisin- edildiğinden, sarnıcın inşa tarihini bundan
Ayrıca Bizans imp. Konstantin, şehir deki madenî elemanlar kendiliğinden dibe daha evvelki bir tarihe, muhtemelen 459 ve-
içerisinde muhtelif sarnıç ve çeşmeler yap- çökerek temizlenirdi. ya 460 yıllarına indirmek çok yerindedir.
tırmıştır. Şehir dışındaki kaynaklarda top- Açık hava sarnıçları, suyun duvarlara Bizans kaynaklarına göre, bu sarnıcın
lanan sular yeraltı kanalları ile surların tazyikini azaltmak ve dolayısıyle yıkılmala- civarında Manuel sarayı, Kaiouma ile St.
içerisine getirilmiş ve yüksek noktalarda inşa rını önlemek amacıyle şehrin yüksek nokta- Theodosie ailesinin manastırları bulunmak-
edilen boş havuzlarda biriktirildikten sonra larındaki çukur mahallere gömülmüşlerdir. tadır.
gene kanallar vasıtasıyle dağıtılmışlardır. Roma inşaat tekniğine göre yapılan duvar- Aspar sarnıcının yeri hakkında, dört ay-
Theodosius II (379 - 395), mevcut su larda, blok taşlar, tuğla ve horasan harç rı fikir ileri sürülmüştür.
tesisleri ihtiyacı karşılamadığından su dağı- kullanılmıştır. Ayrıca suyun dışarıya sızma- Chevalier, Andreossy ve Dethier, bu
tımına bazı tahditler koymuş, aynı zamanda sına mani olmak için duvarlar dahilden sarnıcın Bodrum camii yanında bulunduğu-
yeniden bend ve kemerleri de inşa etmek- ÖZÎ! bir nevi harç ile sıvanmıştır. Bu özel nu iddia ederler. Fakat bu fikrin kabul edil-
ten geri kalmamıştır. Fakat Bizansa karşı harçta; tuğla, mermer parçalan bir arada mesi imkânsızdır, zira «Chronicon Pascha-
yapılan devamlı taarruz ve muhasaralar ka- dövülerek, kireç ve keten yağı ile karıştırıl- le» de buna uygun en ufak bir işaret bile
nalların daimî surette tahribine sebep olun- mış, ince noktalar ise kıtıklarla kapatıl- yoktur. Constantios, A. M. Paspati, M. Ge-
ca, şehir içerisinde ihtiyacı karşılayacak su mıştır.
toplama havuzlarının lüzumunu kendiliğin- J. B. Papadopulos, üzeri açık sarnıç-
den meydana çıkardı. larda toplanan suların, şehrin müdafaası için (1) J. B. Papadopulos, Les citernes â
istanbul'da zamanımıza kadar intikal surların önündeki hendeklere harcandığını ouvert et les fossfs des murailles de By-
edebilen, bu su toplama havuzlarını üzeri ileri sürmektedir (1). zance, istanbul 1919.
açık ve kapalı sarnıçlar olarak iki ayrı Fakat bu iddiayı bir dereceye kadar (2) Feridun Dirimtekin, istanbul Surları
grupta toplayarak incelemek çok yerinde Aspar ve Aetiııs sarnıçları için kabul edile- Hendeklerinde Su Var mıydı? «Tarih Dün-
olacaktır. ceğini düşünsek bile şehir içerisinde bulu- yası» istanbul 1950. S. 15, s. 643 -647.
Sarnıcın iç cephesinde rastlanan kemer olarak tesbit edilemiyor. Fakat buna rağmen
izlerinden, vaktiyle üzerinin kapalı olduğu 12 ilâ 15 metre arasında değişmekte oldu-
düşünülmüşse de bu pek yerinde bir fikir ğu anlaşılmaktadır.
değildir. Sarnıcı kuşatan tuğla hatıllı taş duvar-
Aspar sarnıcı, Bizansm son devrinde ların 6 metreyi bulmakta ve ayrıca iri taş
ehemmiyetini kaybederek kurumuştur. Keza bloklardan inşa edilen bu duvarların ortala-
1540 yılında istanbul'a gelen P. Gylles, bu- rından iki kalın silme geçmektedir.
rasının tahçe halinde olduğunu belirtmek- Bugünkü durumunda kısmen bostan ola-
t:dir (4). rak kullanılan sarnıcın içerisinde bir kuyu
Fetihten kısa bir müddet sonra içerisin- ve muhtelif gecekondular bulunmaktadır.
de yapılan evler ve XVI. yüzyılın ikinci ya-
nsında ilâve edilen küçük bir cami ile sar- HEBDEMON SARNICI (Fil damı):
nıç, mahalle halini almış olup bugün dahi Hebdemon sarnıcı, Veliefendi hipodro-
iskân edilmektedir. munun kuzeyinde, kara surlarmdaki Altın-
kapıya 2 km. mesafede ve Bakırköy yolu-
nun sağ tarafında yer almaktadır.
AETİUS SARNICI (Karagümrük Çukurbos-
tanı): istanbul surlarının dışında kalan ve in-
Karagümrükte bugünkü Vefa stadyo- şa tarihi kesin olarak bilinmeyen bu sarnıcın
munun bulunduğu yerdeki Aetius sanıcı'nın VIII. yüzyıla ait olması kuvvetle muhtemel-
ismine Bizans kaynaklarında sık sık rast- dir. Sarnıç, Bakırköy'e yakın Hieria sarayı
lanmaktadır. Aetius, İmp. Theodosius II ile Campes kışlasının su ihtiyacını karşıla-
(403 -450) zamanında şehir prefectusu ol- makta idi.
muş ve Comts Marcelline göre 421 yılına Hebdemon sarnıcı, 127 X 76 metre eba-
doğru da bu sarnıcı yaptırmıştır. dında dikdörtgen bir plân şekli arz etmek-
Sarnıç, Bizans kaynaklarından öğrenil- tedir. Derinliği 11 metre olan sarnıcın du-
Aspar sarnıcı
diği veçhi'.e, Prodrome de petre, Romains varları kuzey ve güney cihetinde 4 metre,
Yavuz Sultan Selim çukurbostanı
vc Mara manastırlarına komşu olup aynı doğu ve batıda ise 7 metredir. Ayrıca du-
zamanda Andrinople kapısı yakınındadır. varlar hariçten helezonlu bir sistem vasıta-
sıyle de daha sağlamlaştırılmış olup inşaî
deon, Mordtmann, Straygowski, A. V. Mil- Abidevî olduğu kadar o nisbette büyük
malzemesini 5 sıra tuğla ile 2 sıra kaba yont-
lingen ise sarnıcın tamamiyle Konstantin bir sarnıç olan Aeutius 244 X 84 metre eba-
ma taş teşkil etmektedir. Sarnıcın üst kısmı
sur duvarına dayandığını kabul ederler. Ni- dında dikdörtgen plân şekli arz etmektedir.
bugün tamamen toprak ile .aynı seviyededir.
hayet Siderides, sarnıcı Sivaslı Toklu dede Derinliği takriben 13 ilâ 15 metre, duvar ka-
lınlığı ise 5.20 metredir. Bugün sarnıç iyi Fetihten sonra Türk devrinde, burası
mescidinin yanında gösterir.
bir durumdadır, sadece güney-doğu cephesi padişahın fillerinin ahırı olarak kullanılmış
Aspar sarnıcının istanbul'un beşinci
bozulmuş ve buraya Vefa kulübünün binası ve bu yüzden fil damı (fil evi) ismiyle zama-
tepesi üzerinde, Sultan Selim Camii yanında-
yapılmıştır. Diğer uzun kenarına ait duvar nımıza kadar anıla gelmiştir. Sarnıç, halen
ki çukurbostanda olması kuvvetle muhtemel-
bakiyelerine istinat ederek sarnıcın inşaî mal- hususî bir şahsın bostanı olarak kullanılmak-
dir. İnşaî durumu itibariyle de buradaki ma-
zemesinin üst üste sıralanan dört dizi tuğla tadır.
nastıra ve bilhassa Konstantin suruna bi-
tişik olduğu görülmektedir (3). ile on dizi küçük moloz taş olduğu anlaşıl-
KAPALI SARNIÇLAR :
maktadır.
Aspar sarnıcı, bir kenarı 152 metre Bizanslılar, açık sarnıçların birçok nok-
uzunluğunda olmak üzere dikdörtgen bir talardan elverişli olmayışından, bunları tam
plan şekli arz etmektedir. Derinlik aslında P. Gylles, 1540 yılında burasının kuru- manasıyle terk ederek, bilhassa kapalı sarnıç-
10.80 metre olmasına rağmen, zeminin za- muş bir halde olduğunu ve dolayısıyle kul- lar üzerinde ehemmiyetle durmuşlardır. Bu
manla toprakla dolmasından, halihazır duru- lanılmadığından bahsetmektedir (5). yüzden şehirde irili ufaklı, bir hayli sarnıç
mu 8.20 metredir. Duvar kalınlığı 5.20 inşa edilmiş, bunların bir kısmı zamanımıza
metredir ki burada da 5 tuğla ve 5 küçük HAGİOS MOKİOS SARNICI (Altımermer kadar gelmiş, bir kısmı yok olmuş; isimle-
taş dizisinden meydana gele nbir inşaî tek- Çukurbostanı): rine sadece eski metinlerde rastlanılmıştır.
nik tatbik edilmiştir. Bu sarnıcın bazı kaynaklarda rastlanan Halen istanbul'da eski isimleriyle birlikte
J L \\
ve pek sarih olmayan ifadelerine rağmen yerleri de bilinen sarnıçların sayısı kırk civa-
İmp. Anastasius I (491 - 518) tarafından yap- rındadır. Bu arada şunu da belirtmek icap
tırılmış olması icap etmektedir, istanbul'un eder ki, şehir içerisindeki sarnıçlar yalnız
en büyük sarnıçlarından olan Hagios Mo- bunlardan ibaret ediğldi. Kapalı sarnıçların
kios, Hekimoğlu Ali Paşa Camii civarında, bir kısmı hiç bir iz bırakmadan yok olmuş-
Köprülüzade, Gökalp, Sırrı Paşa sokakları ve tur. Buna rağmen şehir içerisinde yapılan
Cevdet Paşa caddesi ile çepeçevre kuşatıl- herhangi bir araştırma, temel hafriyatı mey-
mıştır. dana yeni yeni örnekleri daha çıkarmak-
tadır.
Likos (Bayram Paşa deresi), Kara ve
Marmara sahil surlarından meydana gelen
\ üçgene hâkim bir tepe üzerinde kurulan sar-
nıç, ismini güney-doğusunda inşa edilmiş
(3) R. Janin, Constantinople Byzantine,
Paris 1950, s. 197- 198.
olduğu ortodoks Hagios Mokios kilisesinden (4) P. Gylles, De topographia Constan-
almış olup, 170x 147 metre ebadında dik- tinopoleos et de illiuns antiquitatibus, Lyon
Hagios Mokios sarnıcı dörtgen bir plân şekli göstermektedir. Zemin 1561.
Altımermer çukurbostanı toprak ile dolmasına rağmen derinliği kesin (5) Aynı eser.
Yerebataıı sarnıcı

Kapalı sarnıçlar, dikdörtgen veya kare Sarnıç, E. Maumbory'nin ileri sürdüğü levhalarla da kaplanmıştır. Üst kısımlarda
bir plân şekli arz ederler. Bunların üzerleri gibi Konstantin devrinde Philoxenus tarafın- mazgal şeklinde muhtelif pencereler görül-
taş sütunlara istinat eden tuğla kemerler ve dan yaptırıldığı ve İustinianus zamanında mekte ise de bunlar dışarıdan zamanla yük-
tonozlar vasıtasıyle örtülmüştür. Bu tip sar- da tamir edilerek genişletilmiş olması kuv- selen toprak dolayısıyle fonksiyonunu artık
nıçlar, umumiyetle birtakım büyük yapıların vetle muhtemeldir. Bu husus kabul edildiği kaybetmişlerdir.
altında bulunarak onlara veya umuma su takdirde Philoxenus sarnıcını 306 - 337 yıl- Zeminden 15 metre aşağıda bulunan sar-
temin etmişler, uzun zaman içerisinde sak- ları arasına tarihlendirmek çok yerinde ola- nıcın içerisine taş bir merdiven vasıtasıyle
lamışlardır. Fakat birbirlerine yakın bir in- caktır. inilmekte ve ayrıca üst kısımda havalan-
şa! durum göstermesi itibariyle bu tip sar- dırma bakımından elzem bacalar açılmış
nıçları, bilhassa Bizans mahzenleri ile karış- Philoxenus sarnıcı, 64 X 56 metre eba- bulunmaktadır.
tırmamak çok yerinde olur. dında bir plân şekli arz etmekte olup 3000
Son yıllarda burada yapılan kazılar,
metre kareden daha fazla mekâna sahiptir,
sarnıcın bir kanal vasıtasıyle civradaki ya-
içerisinde her biri 14 sütundan mürekkep
PHİLOXE'NUS SARNICI (Binbirdirek) : rım yuvarlak meydan ile bağlantısı olduğu-
16 sıra halinde 224 mermer sütun bulun-
Hipodromun güney-batısında yer alan nu meydana çıkarmıştır.
maktadır. Burada özel bir durum kendini
Philoxenus sarnıcının ismi ile inşa tarihi üze- Philoxenus sarnıcı Bizans'ın son dev-
göstermekte olup o da ortalarında kelepçeler
rinde birbirine zıt iddialar ortaya atılmış ve rinde terk edilerek metruk bir hal almıştı.
bulunan iki ayrı sütunun üst üste bindiril-
dolayısıyle yazarlar bu konuda anlaşamamış-
mesiyle meydana gelmiş olmalarıdır. Birbir-
lardır. (6) Ernst Maumbory, istanbul (Rehberi
lerinden 3.75 - 3.80 metre mesafede y:r alan
Romanın ikiye taksiminden sonra, Kons- seyyahin) istanbul 1925, s. 456-457.
bu sütunların taşlıkları kaba şekildeki im-
tantin I Bizans'ın payitahtını istanbul'da kur-
pestiardan müteşekkildir. Sütun çapları 0.65
duğu zaman ayandan 12 kişi onunla birlikte
metre ile 0.68 metre arasında değişmekte,
gelmişti. Bu 12 kişiden biri olan PhiIoxenus,
yükseklikler ise 12.40 metreyi bulmaktadır.
eski Roma surlarının bulunduğu mevkiin
Sütun başlıklarının büyük bir kısmı üzerin-
yakınında kendi sarayını inşa ettirmiş ve ay-
de o zaman bu işte çalışan taş yontucuların
rıca bunu geniş bir sarnıç ile de teçhiz et-
hı^lı bulundukları loncaların monogramları
mişti. Sarayının hipodromdan, imparator sa-
yazılıdır. Sütunlar birbirlerine kemerler va-
rayından daha yüksek ve denize nazır ola-
sıtasıyle bağlanmış ve dolayısıyla sarnıcın
bilmesinin temini için sarnıcın irtifaı oldukça
ÜTeri pandantiflere oturan tonozlarla örtül-
fazla tutulmuştu (6).
müştür.
C. Diehl, sarnıcın İustinianus zamanın-
da (518-527) inşa edildiği fikrindedir. Zira, Köşeleri kavisli ve yuvarlak olan yan
iç kısımlarda rastlanan üzeri damgalı tuğ- duvarların kalınlığı muhtemelen 2.90 metre- Aetius sarnıcı
lalar bu zamana ait bulunmaktadır. dir. Duvarların üzeri sıvanmış ve ayrıca taş Karagümrük çukurbostanı
Fetihten sonra üzerinde Murad IV (1612 - isimlendirilen Basilika sarnıcı, Ayasofya'dan
1640) devrinde Tayyarzade ve Fazlı Paşala- Cağaloğluna giden Hilâl-i Ahmer caddesi-
rın konakları inşa edilmiş, asrımızın başın- nin hemen başındadır.
da ise burası iplik ve dokumacılar tarafından Tarihî kaynaklar, sarnıcın ilk defa Kons-
kullanılmış, bu arada kurulan pazar yeri- tantin I tarafından inşa edildiğini ve bilâ-
nin ambarı vazifesini de üzerine yüklenmişti. hare İustinianus'un genişletmiş olduğunu
Sarnıç halen Eski Eserler ve Müzeler Ge- yazmaktadır. Sarnıcm üzeri, tabiî zemin-
nel Müdürlüğünün idaresi altındadır. den biraz yüksek ve etrafı revaklarla çevrili
BASİLİKA SARNICI (Yerebatan sarayı): mermer döşeme ile kaplıdır. Burada Aya-
Mevcut kapalı sarnıçların en büyüğü sofya'ya takdirgâr nazarlarla bakar vaziyette
ve efkârı umumiyece, Yerebatan sarayı diye tasvir edilmiş Hz. Süleyman'ın bronz hey-
keli bulunuyordu. Fakat sonradan imp. Va-
sil (867 - 886) bunu kaldırarak, eritmiş ve
madeni ile de kendi heykelini döktürmüştü.
Yakınında bulunan İllius bazilikasından
dolayı bazilika sarnıcı ismi verilen bu havu-
zun suyu Bozdoğan ve İustinianus'un Malo-
va kemerleri ile Eğrikapı su taksim merke-
zinden gelmektedir.
Tam plânı Alman denizaltıcıları tara-
fından çıkarılan Basilika sarnıcı, 140 X 70
metre ebadında, 9800 metre karelik bir sa-
hayı kaplamaktadır. Sarnıcın içerisinde 5 er
Yerebatan'da kemer bağlantıları
metre yüksekliğinde ve her dizi de 28 adet
olmak üzere 12 sütun dizisi bulunmaktadır. Foto E. Emiroğlu
Birbirlerinden 4 er metrelik fasılalarla sıra-
lanan bu 336 sütunun arasında bazı devşir- bu sebepten uzunluğuna 18, genişliğine de
me parçalara da rastlanmaktadır. Sütunlar 5 sıra sütun bunun arkasında kalmıştır.
üzerinde korent tarzının bozulmuş şekli olan Bundan sonra sarnıcın üzerindeki sahada
kompozit başlıklar bulunmaktadır. birçok binalar inşa edilmiş, fakat Cumhuri-
Sarnıcın üstü örtü sistemini, muntazam yet devrinde bunlar kaldırılarak burası yeşil
kemer ve tonozlar meydana getirmektedir. saha haline getirilmiştir.
1544-1550 yıllarında P. Gylles, sarnıç
içerisinde oldukça büyük balıkların dolaş-
Yerebatan sarnıcında Korentiyen bir tığından bahsetmektedir (7). (7) P. Gylles, De topographia Constan-
sütun başlığı Abdülmecid devrinde (1823 - 1861) sar- tinopoleos et de illiuns antiquitatibus, Lyon
nıcın üzerindeki ağırlığı taşıyabilmesi için 1561.
Foto E. Emiroğlu guney-batı cephesine bir duvar yapılmış ve (Devamı var)

r
A S F A L T İŞ
FERMAN AKSÜT
Çeşitli Asfalt Yol ve Tecrit İşlerinde, Mütehassıs Firma
Fermeneciler, Kardeşim Sokak Griffin Han No. 44
Galata - İstanbul

Telefon : 44 26 21
Suya ve rutubete kar^ı en
49 72 27
ı Gece : 48 64 40

V
kuvvetli tecrit maddesidir. BURSA: 1732
J
20 ARK. — 742

You might also like