Professional Documents
Culture Documents
Mikrobiyoloji Ders Notları (PDFDrive) PDF
Mikrobiyoloji Ders Notları (PDFDrive) PDF
ÖZELLİKLERİ
1 2
3 4
Dirençlilik
Virüslerin Genel özellikleri Virüsler genellikle yüksek ısıya karşı dayanıksızdırlar.
Virüslerin birçoğu 55 - 60 0 C ısıda birkaç dakika içinde inaktive
Virüslerde ribozom, endoplazmik retikulum, mitokondri, golgi aygıtı
olurlar.
gibi hücre organelleri bulunmaz.
Virüsler soğuğa karşı ise oldukça dayanıklıdırlar
Virüsler antibiyotiklerin varlığından hiç etkilenmezler
En iyi saklama ısısı -70 ile -1960C arasındaki ısılardır
virüsler interferon varlığında üremelerini sürdüremezler. Normal koşullarda çoğu virüsler, pH 5 - 9 arasında canlılıklarını
Virüsler daha iyi antijenik özellik gösterir ve organizmada daha sürdürürler.
kuvvetli ve daha kalıcı bir antikor yanıtı oluştururlar. Virüslerin hemen hemen tamamı alkali ortamlarda kısa sürede
Bakteriler ise daha zayıf antijenik özellik gösterir ve daha kısa süreli inaktive olur, bazı virüsler ise asit ortama dirençlilik gösterebilir.
antikor yanıtı meydana getirirler Ultraviyole, X ve gama ışınları virüsleri kısa sürede inaktive
ederler. nukleik asitlerin yapılarını bozarlar.
formaldehit, hidroklorik asit, sodyum hipoklorit virüsler üzerine
etkili maddelerdir
Viral enfeksiyonlara karşı içme sularının klorlanmasında, klor
oranı daha yüksek tutulması gerekir
5 6
1
viral yapı İle İlgili tanımlar
Küçük ,zorunlu hücre içi parazitidirler Nucleocapsid: viral nükleik asit + onu saran bir protein kılıfdan oluşur
Viral genomun paketlenmiş bir biçimini temsil
Virion etmektedir
Tam virus partikülüdür. Structural unit = protein subunit
nükleik asid ve protein kılıf (kapsid) dan oluşur
Virion = virus partikülü
Zarflı virüslerde bu yapıyı zarf çevreler
Hücreleri konağı infekte eden formdur Bacteriophage
Prokaryotik (bakteriyel) hücrelerini enfekte eden virüs.
Viral genom
Kapsid ile çevrili RNA veya DNA dan oluşur .
7 8
Viral Yapı
Kapsid
Nucleic acid Viral genomu çevreleyen, protein yapısında kılıfa kapsid adı verilir.
Nucleocapsid Kapsidi oluşturan yapıtaşlarına kapsomer adı verilir.
Capsid Bu kapsomerlerin farklı virüslerde farklı şekilde dizilimleri virüslerin
simetrik yapılarını oluştururlar.
Envelope protein
Viral envelope** Bu simetrik yapı ise virüslere şeklini vermektedir.
Membrane protein
Spike protein
9 10
11 12
2
Zarf Zarf
Viral zarf üzerinde başlıca iki grup protein bulunur.
Bazı virüslerde nukleokapsidin çevresini lipit bir Glikoproteinler
yapıçevreler. Zarf üzerinde bulunan dikensi çıkıntılardır, peplomer denir
Bu tür virüslere zarflı virüsler adı verilir.
Virüsün konak hücreye adsorbsiyonu,penetrasyonu ,nörotoksik etki
Bu virüsler içinde üredikleri hücreden tomurcuklanma ile
hemaglutinasyon yapma,nöroaminidaz etki gibi çok çeşitli görevleri
ayrılırlar.
vardır.
lipit içermeleri nedeniyle eter ve kloroform gibi lipit
eriticilere duyarlıdırlar. Matriks proteinleri
Zarf üzerinde virüse özgül fonksiyonları olan proteinler M proteinleri olarak da adlandırılırlar
bulunur glikoprotein çıkıntıların taban kısmında, virüsü çevreleyen proteinlerdir.
zarfın lipit tabakasına bağlanırlar.
Matriks proteinleri virüslerin hücre membranından tomurcuklanmasında
önemli rol oynarlar.
13 14
Viral yapI
Nükleik asitler tek ya da çift iplikcikli olabilir (+) sense: Pozitif polariteli - viral RNA viral mRNA ya identiktir
DNA veya RNA genomu : ve hemen konak hücre tarafından proteine çevrilir. RNA
polimeraz yoktur
ss – tek zincirli Picornaviruslar, Caliciviruslar, Togaviruslar, Coronaviruslar,
ds – çift zincirli Retroviruslar pozitif polariteli RNA virüsleridir.
17 18
3
Virüs genom yapısı
Bir çok virüslerde genom tek molekül halinde
Virüs genom yapısı
bulunmaktadır.
Virüslerde nükleik asit yapıları düzlemsel (linear) ya da çembersel
Bazı virüslerde ise genom parçacıklı olarak görülür. yapıda olabilir.
DNA virüslerinde parçacıklı genom görülmez.
Parçacıklı nükleik asit yalnızca bazı RNA virüslerinde Bütün RNA virüslerinin nükleik asitleri linear yapı gösterir.
vardır.
Parçacıklı genom içeriği bu virüslerde yüksek sıklıkta DNA virüslerinde ise hem linear hem de çembersel nükleik asit
yapısı görülür.
rekombinasyon oluşmasına neden olur.
Buna bağlı olarak da yeni yeni antijenik tipler ortaya
çıkmaktadır.
19 20
Viral Replİkasyon
Virion İçi Enzimler
RNA Polimeraz Enzimi : Virüsler zorunlu hücre içi parazitlerdir
Viral RNA'yı mRNA şekline transkribe ederler. canlı bir hücrenin yardımı olmadan çoğalamazlar ve kendi
Bu enzim yalnızca negatif polariteli virüslerde bulunur. genlerini ifade edemezler
Bu enzim insan ya da hayvan hücresinde bulunmaz.
Tek bir virüs partikülünün (virion) öncelilkle hücre içine
DNA Polimeraz Enzimi : girmesi gereklidir
DNA'dan DNA sentez eden bir enzimdir.
DNA virüslerinde bulunur. Replikasyon için gerekli bileşenlerden yoksundur .
Revers Transkriptaz Enzimi :
Bir virüs, bir hücreyi infekte ettiği zaman , hücrenin ribozom,
RNA'dan DNA sentezini yöneten bir enzimdir.
Bu enzim sayesinde hücre içerisne giren virüs RNA'dan çift iplikçikli enzimler ve çoğaltmak için hücresel makineyi kullanırlar
DNA oluşturarak, yeni oluşan bu DNA'nın hücre kromozomu ile entegre replikasyon döngüsünün süresi 6-8 saat - 40 saate arasında
değişir
hale gelmesini sağlar.
Retrovirüslerde bulunan bir enzimdir.
21 22
a.receptor-mediated endocytosis
c. cell fusion
23 24
4
Viral Replikasyon basamakları Vİral Replİkasyon basamaklarI
Uncoating –kılıftan soyulma
1. Attachment & adsorption
Viral kapsidin viral genomdan fiziksel olarak ayrılması
Viral replikasyonda zorunlu basamaktır
2. Penetration
virüs genlerinin erken ekspresyonu
Virüs nükleik asidinin kopyalanması ,replikasyonu
3. Uncoating
Yeni virion bileşenlerinin sentezi
Yeni virionların biraraya getirilmesi ve paketlenmesi
4. Early viral mRNA synthesis
Hücreden çıkış
2 şekilde çıkış olur:
1. hücre membranının rüptürü veya lizisi ile
5. Early viral protein synthesis
2. dış membranından tomurcuklanarak(Budding)
25 26
9. Assembly
10. Release
27 28
Viroids ve Prions
Viroids Virüslerin sınıflandırılması-özet
Tek zincirli RNA (ss RNA) genomuna sahip bilinen en küçük Nükleik asit yapısı
patojendir.
bitkileri etkiler
Virüsün büyüklüğü
Prions Morfolojisi
tamamen protein olan bulaşıcı parçacıklar. Kapsid simetrisi
nükleik asit yok
Son derece ısıya dayanıklı genom yapısı
Sinir dokusunu etkileyen hayvan hastalıkları yapar
Bovine spongiform encephalitis (BSE) “mad cow disease”,
Polarite
deli dana
Scrapie in sheep
Zincir yapısı
İnsanlarda kuru & Creutzfeldt-Jakob Disease (CJD) Virion İçi Enzimler
Hücreden dışarı salınım şekli
29 30
5
Virüs-konak İlişkileri
Virüs-konak İlişki Tipleri
Virüslerin Konağa Giriş Yolları
Virüslerin Organizmada Yayılım yolları
Virüsün Konak Hücrede Oluşturduğu Hasarın Mekanizması
Viral Enfeksiyonlarda Hastalık Oluşumunu Etkileyen Faktörler
Klinik
Viral Hastalıklarda Patogenez
Viral Enfeksiyon Tipleri
VİRÜS-KONAK İLİŞKİLERİ
VİRÜS-KONAK İLİŞKİLERİ
yaşamaları ve çoğalmaları için mutlaka canlı hücrelere ihtiyaçları
vardır Üretken İlişki
Progeni :Bir virüsün konak hücreye girmesi ve hücre içinde virüs konak hücreye girer kendine benzer yeni virüsler (progeni)
çoğalması sonucunda, kendine benzer yeni virüsleri sentez eder
oluşturmasıdır. hücrede bazı patolojik değişikliklere (sitopatik etki) neden olurlar.
Bir virüs konak hücreye girdiği zaman, bu hücre içerisinde Bu ilişkiye permissive ilişki , Konak hücreye ise permissive hücre adı
replikasyon yoluyla yaklaşık 105-106 adet progeni oluşur. da verilir.
Üretken Olmayan İlişki
Virüs-konak hücre ilişkileri 2 grupta incelenir. progeni yapımı gerçekleşmez.
Bazı hücrelerde virüsün hücreye tutunması ve adsorbsiyonu için
Üretken İlişki (Prodüktif İlişki) gerekli reseptörler yoksa da virüs için o hücre üretken değildir.
Üretken Olmayan İlişki (Non produktif İlişki) Bu özelliğe non permissive özellik ,Bu tür hücreye ise non permissive
hücre denir
3 4
5 6
1
Transforme olan hücrelerde ortaya çıkan birtakım yapısal
değişiklikler
interferans
Transforme hücrelerde temas inhibisyonu kaybolur. Bir virüsün bir hücreyi enfekte ettikten sonra, ikinci bir virüsün bu
hücreler kalın tabaka yapacak şekilde üst üste ürerler. hücreyi enfekte etmesini engellemesi olayına interferans adı verilir.
Hücre morfolojisinde değişiklik oluşur. virüs, içinde bulunduğu hücrenin yüzeyini değiştirerek, virüsün
fibroblastik hücre transformasyona uğrayınca epitelyal hücreye tutunmasını sağlayan virüse özgül reseptörleri bloke eder
morfoloji kazanır
Hücre içerisine giren ilk virüs, içinde bulunduğu hücreden interferon
salgılanmasını sağlar. Bu da virüslerin hücre içerisine girmesine
Transforme hücrelerin katı yüzeylere tutunma engel olur
yetenekleri azalır
7 8
Solunum Yolu - Damlacık enfeksiyonu ile vücuda giren virüsün hastalık oluşturabilmesi için primer replikasyonu
takiben, hedef organlara ulaşmak üzere yayılım göstermesi gerekir.
Lokal Yayılım
Oral Yol - su ve gıdaların alınmasıyla
belirli bir mukozal yüzeyde, ya da organda üreyerek buradan sınırlı bir
çevreye yayılırlar
Deri ve Mukoza Yolu - Deride oluşan çizikler, travmalar, Rhinovirus
böcek sokmaları, Primer Hematojen
hayvan ısırmaları virüsler çeşitli yollardan direkt olarak kan dolaşımına karışarak, kan
yoluyla hedef organlarına ulaşırlar
hepatit B
Enjeksiyon ve Transfüzyon Yolu
9 10
Bu virüsler litik virüslerin tam tersine, enfekte hücrenin virionları ürettiği ve saldığı, ancak
11 12
2
Viral Enfeksiyonlarda Hastalık Oluşumunu Etkileyen
Faktörler Hastalık Tablosu
Virüsün Sayısı ve Virulansı Virüsler organizmaya girdikten sonra virüsün özelliğine ve vücuda giriş yollarına göre iki türlü
enfeksiyon oluşturur.
Giriş Yolu ve Hedef Organa Olan Uzaklığı Lokal ya da yerel enfeksiyonlar
Virüsün yalnızca konağa girdiği bölgede sınırlı yayılım
Bağışıklık Durumu göstermesi ile oluşan enfeksiyonlardır
İmmün cevapta lokal IgA'lar önemli rol oynarlar, bağışıklık
Konağın Genetik Özellikleri kısa sürelidir,
nezle
Konağın Beslenme Durumu
Sistemik enfeksiyonlar
13 14
15 16
Virüslerin organizmada yayılışı Virüsün tipi, konağın fizyolojik durumu ve yaşı önemli
faktördür.
Akut enfeksiyon
Hücrelerde hasar oluşumu ve hastalık tablosu Hastalığa özgül tipik bulguları ön planda olan, hızlı gelişen
enfeksiyon şeklidir
prodromal dönem, hastalık dönemi ve iyileşme dönemi
görülür.
Hastalığın sonlanması
İnatçı viral enfeksiyon
uzun süreli ya da ömür boyu süren enfeksiyon şeklidir
Latent enfeksiyon, Kronik enfeksiyon, Yavaş enfeksiyon
17 18
3
İnatçı viral enfeksiyonlar
Latent Enfeksiyon
Organizmaya giren virüslerin, konakta oluşan immun yanıta rağmen tamamen inaktive
İnatçı Viral Enfeksiyon Oluşumundaki Faktörler
olmayıp konağın belirli hücrelerine yerleşerek, hiçbir belirti oluşturmaksızın canlı olarak
Virüse bağlı faktörler
kalması İmmünolojik olmayan bazı virüslerin yeterli antikor oluşturamaması ve konaktan
temizlenememesi
Bu tür virüsler korku, heyecan, malign hastalıklar gibi çeşitli hazırlayıcı faktörlerin
Bazı defektli virüslerin hücresel genetik maddelerle birleşerek yaşamlarını sürdürebilmeleri
etkisiyle reaktivasyona geçerek, tekrar hastalık tablosu oluştururlar. (HSV) Konağa Bağlı Faktörler
Kronik Enfeksiyon makrofaj içinde virüsün üremeye devam edebilmesi
Persistan enfeksiyonlar olarak da adlandırılırlar Konağın bağışıklık sistemindeki yetersizlik nedeniyle yeterli antikor oluşamaması
İmmün sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış kişilerde virüslerin organizmadan
Bazı akut enfeksiyonları takiben organizmada yeterli antikor oluşmaması nedeniyle,
temizlenememesi
virüs organizmadan temizlenmeyerek uzun süreli, yani yıllarca süren enfeksiyon nötralizan antikorların oluşmaması nedeniyle Viral antijenlere karşı tolerans gelişim
oluştururlar. (HBV)
Yavaş Enfeksiyon
Bazı akut enfeksiyonlardan sonra tamamen iyileşmeye rağmen, yıllar sonra
enfeksiyonun geç komplikasyonları ortaya çıkabilmektedir.
Örnek : Kızamık - Subakut Sklerozan Pan Encephalit ( SSPE ) tablosu ortaya çıkar
19 20
4
Morfoloji ve Viral Yapı özellikleri
Taksonomi
Genom yapısı ve replikasyon
Adenovirüsler ve Coronavirüsler Tipleri ,Patogenez ve Hastalık spekturumu
Risk faktörleri ,Epidemiyoloji
Tanı
Korunma ve tedavi
Morfoloji
İNSAN ADENOVİRUSLARI
ds-linear DNA virus
70-90nm
Zarfsız
ikosahedral virus
İlk defa 1935 yılında insan adenoid dokularında izole
Kapsid 3 yüzey kılıf proteininden oluşur
edilmiştir.
Fiberlar
İnsan adenovirusları Mastadenovirus cinsine dahildir Pentonlar
En az 49 antijenik tipi insanlardan izole edilmiştir Hexonlar
Antijenik Yapı
Bütün insan serotipleri Adenoviridae ailesi içinde tek bir
genus içinde bulunur Bütün insan Adenovirusleri ortak grup-spesifik
antijene sahiptir.
Sınıflama
Replikasyon Siklusu
1) Absorpsyon ve Penetrasyon
Hücre yüzey reseptörüne bağlanma
Adenovirusler 6 gruba ayrılır (A -F) : Endositoz ile hücreye giriş
2) Transkripsiyon
Erken Transkripsiyon – yapısal olmayan,düzenleyici proteinlerin
fiziksel, kodlanması
kimyasal Geç Transkripsiyon – replikasyon substratlarının kodlanması
3) Assembly
biyolojik özellikleri temel alınarak 4) Lizis ile hücreden çıkış
Antijenik yapı
- 49 insan serotipi var ,bunların yaklaşık 1/3’ü adenovirüs
hastalıklarından sorumludur
1
patogenez: patogenez :
Cinsel temas
Damlacık
*inkubasyon süresi 2-9 gün
Patogenez Klinik
2
A. Respiratuvar hastalıklar :
A. Respiratuvar hastalıklar :
4 farklı infeksiyon görülür.
Akut febril farenjit: Akut Respiratuvar hastalık :
Infant ve genç çocuklarda, farenjit,ateş,öksürük ve kırıklık .
Öksürük , burun tıkanıklığı,ateş ve boğaz ağrısı. Epidemi yapar (yorgunlukta ve aşırı kalabalık
ortamlarda,kışla vs)
Faringo konjuktival ateş: Pnömoni:
Akut febril farenjit belirtilerine ek olarak konjuktivit eklenir
Akut Respiratuvar hastalığın komplikasyonu olarak görülür
Yüzme havuzu konjuktiviti(yaz kampları)
genç ve erişkinlerde
B. Göz İnfeksiyonları:
C. Gastrointestinal hastalık:
1. Bir hastalık olmaksızın
Hafif konjuktivit:
1. Birçok Adenovirüsler bağırsak hücrelerinde çoğalır ve GIS
Respiratuvar faringeal sendromların bir parçası olarak ortaya hastalığı ile ilişkili olmadan dışkıda mevcuttur .
çıkabilir.
kalıcı bir sekel kalmadan tam iyileşme ile sonuçlanır
Sporadik olarak ya da salgınlar halinde ortaya çıkabilir
2. Infantil gastroenteritis
Epidemik kerato konjuktivit :
son derece bulaşıcı ve daha ciddi hastalık yetişkinlerde görülür 1. Two serotip (40, 41) etiyolojik olarak ilşkilidir
Kornea tutulumu değişik derecelerde görme bozukluğuna neden olabilir
hepatitis
gastroenteritis.
3
Adenoviruslarda(Adv) immunite
Tanı
Virus sıklıkla adenoid doku,tonsiller ve peyer plakları gibi bazı
1. Enterik Adenovirusleri üretmek çok güçtür
lenfoid organlarda latent infeksiyon oluşturabilir 2. Lab Tanı direkt tespite dayanır
Latent virus immun sistemin baskılanması sonucu aktive
olabilmektedir
Adv infeksiyonuna karşı oluşan konakcı cevabı virusun tipine,
dozuna ,bulaş yoluna, primer lokalizasyon yerine bağlıdır
Mukozal yüzeylerde oluşan IgA antikorları korunmada belli bir
süre etkin olabilir
sIgA özellikle solunum sistemi infeksiyonlarında etkindir
Ig G tipi antikorlar ise uzun süreli korunmada rol oynarlar
4
Korunma ve Kontrol
Su ve sabunla El yıkama korunmada en basit yöntem.
Öksürürken ve aksırırken ağzımızı kapatmak
Gözümüze ,ağzımıza ve burnumuza elimizi sürmemek coronaviruslar
Hasta kişilerle yakın temastan kaçınmak
Hastayken ev istirahati
Hipoklorit ,ile çevresel yüzeylerin dezenfeksiyonu
Genome organizasyonu
Replikasyon
Viral giriş
Spike proteinleri ile bağlanır,membran
füzyonu veya reseptör aracılığı ile
endositoz içine alınır,sarmal simetrili
nükleokapsid sitoplazmada
Rota. P. et. al olgunlaşarak intrasitoplazmik
membran aracılığı ile tomurcuklanarak
Characteristic gene order of Typical coronaviruses and SARS:
dışarı salınır
5’-- Replicase (Rep)-- Spike (S)-- Envelope (E)-- Membrane (M)-- Nucleocapsid (N) –3’
5
Coronavirusların elektronmikroskobik
görüntüsü
Coronaviruslar
Coronavirus’ler, mikroskop altında incelendiğinde
bir halkaya veya taca benzeyen bir virus grubudur.
Bu viruslar, insanlarda hafif-orta derecede üst
solunum yolu enfeksiyonlarına neden olurlar
Hayvanlarda (kedi, köpek, domuz, fare, kuş) da
solunum, mide barsak, karaciğer hastalıkları ve
nörolojik hastalıklara neden olmaktadır
Salgın
•Çin’in güneyinde kasım 2002 de
SARS
çok bulaşıcı atipik pnömoni İngilizce ‘Severe Acute Respiratory Syndrome’
görülmüştür ,virus 2003 de Hong kelimelerinin başharflerinden oluşan bir kısaltma olan
Kong ABD ve Almanyada da
görülmüştür SARS ,‘Ani gelişen ciddi solunum yetmezliği hastalığı ’
• tüm dünyayı saran ve çok kısa dır.
sürede ölümlere yol açan bir sağlık
sorunu olarak, en az on yıldan bu
yana ilk kez Dünya Sağlık Örgütü
(DSÖ) tarafından küresel bir tehlike
olarak nitelendirilmiştir.
•Yapılan çalışmalar sonucunda
Coronavirusların (SARS- CoV) 2003
deki SARS (Severe Acute Respiratory
Syndrome) salgınından sorumlu www.medizin.de/news/ kw04/images/sars-cdc.gif
olduğu anlaşılmıştır
Bilim adamları hastalığın temel etkeninin misk kedisi (Paguma larvata) rezervuar olarak
“coronavirus” denen bir gruba ait gösterilmiş ancak daha sonra rezevuar
olduğunu göstermiştir. Ancak bu virus diğer olmadıkları görülmüş,rakkun yüzlü asya köpeği
coronavirus’lerden farklıdır. raccoon dog (Nyctereutes procyonoides) ve
Halen SARS’ın etkeni kesin olarak SARS ın Çinde yabani şeytan kuşundan( wild
saptanamamıştır. horseshoe bats) orijin alabileceği www.genomenewsnetwork.org/.../
Paguma_larvata.jpg
düşünülmüştür www.kostich.com/ Indian_Civet.jpg
6
Bulaş Klinik
• Klinik süreç:
SARS-CoV temel olarak damlacık yolu ile solunum sistemi inkubasyon süresi kısadır (ort.6 gün,2-
salgıları ile direkt veya indirekt temas ile geçiş gösterir 16 gün arasında değişir)
3 fazı vardır:
Daha az olarak oral-fekal yol ilede geçiş olabilir 1.hafta: soğuk algınlığı
belirtileri,ateş,miyalji,titreme boğaz
ağrısı
dışkıda 10. gün pik yapar 13-14 gün virüs bulunur 2.hafta, ateş tekrar eder,diare
eklenir,oksijen saturasyonu bozulur
%80 hastada ventilasyon cihazı desteği
gerekebilir
semptomlar çıktıktan sonra yaklaşık 10
gün yoğun bakımda tutulmalıdır
www.health24.com/ images/center/sars_flu.jpg
Ölüm oranı % 10
Breathing
difficulties 3-7
days from onset
of symptoms
Sudden onset of high fever (>38°C) & dry cough Chills and shivering & muscle aches
Tanı
EPİDEMİYOLOJİK KRİTERLER
•Hücre Kültürü
Semptomların başlangıcından önceki 10 gün içinde
•SARS hastalarından alınacak solunum sekresyonları, dışkı veya kan gibi
SARS’ın lokal yayılım gösterdiği ülkelerden birine örneklerde hücre kültürleri ile virüs izole edilebilir. İzolasyonu takiben
virüsün SARS etkeni olduğu diğer testlerle doğrulanır
seyahat (hava alanından transit geçiş yapmış olmak •Antikor testleri
dahil) • ELİSA (Enzyme Linked Immuno Sorbant Assay) SARS hastalarının kan
serumunda oluşan antikorları hastalık belirtilerinin ortaya çıkışından 21 gün
Semptomların başlangıcından önceki 10 gün içinde sonra güvenilir olarak belirleyebilmektedir.
• Immunofloresans Assay SARS hastalarında antikorları hastalık belirtilerinin
bilinen ya da şüpheli SARS hastasıyla yakın temasta ortaya çıktığının 10. gününden itibaren belirleyebilmektedir.
bulunmuş olmak •Moleküler testler
•PCR, SARS virüsünün genetik materyalini kan, dışkı, solunum yolu salgıları
ve vücut dokuları gibi örneklerden belirleyebilmektedir.
7
Morfoloji ve Viral Yapı özellikleri
Taksonomi
Genom yapısı ve replikasyon
İnsan Papilloma ve Polyoma Tipleri ,Patogenez ve Hastalık ilişkisi
İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARI
İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARI
İlk olarak Deri papillomlarında viral etyolojik ajan Yapı
olarak ortaya atılmış Papillomaviridae ailesi içinde
sınıflandırılmaktadırlar
Insan papillomaviruslar 50-55 nm
Alt genital sistem malignansileri özellikle servikal
zarfsız DNA virüslerdir.
kanserle ilişkisi saptanmıştır.
Çift iplikli çembersel DNA içerir,
1
İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARINDA PATOGENEZ İNSAN PAPİLLOMAVİRUSLARINDA KLİNİK
Papillomaviruslar deri ve müköz membranların skuamöz epitel hücrelerini İnfeksiyonlar bazen semptomsuz benign seyrederken,
enfekte eder ve replike olur.
Sınırlı ve intakt bazal membrana sahip olan bu lokalize hiperplaziye “verruka”
zaman zaman da tekrarlayıcı ve tedaviye direnç
veya papillom adı verilir. infekte bir basal hücrenin monoklonal çoğalmasıdır. gösteren, sürekli proliferasyon ile giden bir tablo
papillomun oluşumu ıse virusun inokülasyonundan 6 hafta 2 yıl gibi bir zaman karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan bazıları kansere
süresi içinde gerçekleşmektedir. dönüşebilir
İnkubasyon genellikle 3-4 aydır 100 den fazla farkllı tiplerde HPV vardır
Skuamoz epitelin bütün tiplerini infekte edebilirler
Bazı tipleri deriyi infekte eder
HPV 1-4 plantar siğiller
HPV 6 ve 11 anogenital siğiller Bazı tipleri muköz membranları infekte eder
HPV 16 ve 18 servikal displaziler Bazı tipleri servikal kanserlere neden olabilen
değişikliklere neden olur
2
Epidemiyoloji
Oral kavite infeksiyonları ve respiratuvar papillomlar
Oral kavite infeksiyonları en sık seksüel temasla bulaşan hastalıklar arasında yer almaktadır.
oral papillomlar İnfeksiyon açısından en yüksek riski 20 -24 yaşında kadın ve erkekler
en sık görülen benign lezyon HPV ;Servikal kanserlerin gelişmesinde en önemli risk faktörüdür
HPV infeksiyonu seksüel olarak aktif genç kadınlarda oldukça sıktır
her yaş grubunda görülebilir.
Geçiş hızı tek bir cinsel deneyimden sonra çok artmaktadır (% 26)
. Kansere gidişte İPV varlığının yanı sıra servikal kanser
Larengeal papillomlar etyopatogenezinde tanımlanan diğer risk faktörlerinin (cinsel aktivite
özellikleri vs) bu süreci etkilediği öne sürülmektedir
Larenksin en iyi huylu epitelyal tümörüdür.
Ancak solunum yolu tıkanmasına neden oldukları için
çoçukluk çağının tehlikeli tümörlerindendir .
Tanı
Tedavi ve korunma
Viral nükleik asit saptanması Papillomaviruslar ile oluşan verruka lezyonları genellikle
Geçirilmiş veya geçirilmekte olan IPV infeksiyonunu kendiliğinden iyileşerek kaybolurlar.
göstermede güvenilir serolojik bir test olmaması ve virus Geleneksel tedavi yöntemleri olarak
izolasyonunun yapılamaması nedeniyle, krioterapi,
kesin tanı İPV DNA’sının örnekte gösterilmesine yakıcı ajanların uygulanması (podofilin, triklorasetik asit
dayanmaktadır. v.s.),
DNA inhibitörlerinin kullanımı (5- florourasil)
Genellikle DNA hibridizasyon teknikleri (“dot blot”, “slot
biot”, “FISH”, in-situ hibridizasyon v.s.), İPV genomunun cerrahi müdaheleler yer almaktadır.
gösterilmesine olanak vermekle birlikte Bu yöntemlerin uygulanması ile kür oranı %90’ı geçmesine
rağmen IPV’lar latent olarak kalabilir ve tekrar lezyon
son yıllarda polimeraz zincir reaksiyonu ile İPV tiplerinin oluşumuna yol açabilirler.
daha duyarlılıkla gösterilebileceği kanıtlanmıştır
3
AŞI
HPV Korunma Günümüzde, korunmadaki en önemli faktör infekte doku
Prezervatif kullanımı ile direkt temastan kaçınılmasıdır.
Düzenli jinekolojik muayene.(yılda 1) Immünpatogenenzin de aydınlatılması ile etkin bir aşı
günümüzde kullanılmaya başlanmıştır
Sigara içilmemesi
(İPV) aşısı İPV ların servikal kanser,genital siğil,bazı nadir
HPV aşısı görülen anal,vulva ,vagina,penis kanserleri ile ilişkili belli
türleri için koruma sağlar
İki tip İPV aşısı vardır Gardasil ve Cervarix
Her iki aşıda kadınlara uygulanabilir, Gardasil erkekler için
uygundur
İPV Aşısı
Aşı için özel durumlaar Aşı yan etkileri
Lokal reaksiyonlar % 84
Şüpheli veya anormal Pap test
(ağrı,şişme)
Pozitif HPV DNA test Ateş %10
Genital siğil Ciddi yan etki rapor edilmemiştir
Hamilelikte aşı kullanımı
Immunosupresyon
Hamilelik bittikten sonra uygulanmalıdır
emzirme Aşı başlandıktan sonra hamile kalınılırsa şema
hamilelikten sonra tamamlanmalıdır
Aşı kontraendikasyonları
Aşı komponentlerine allerji
4
Aşı saklanma koşulları
2°C-8°C de saklanmalıdır
Işıktan korunmalı
Dondurulmamalı
Buzdolabından çıkarılır çıkarılmaz kullanılmalı
5
klinik Patogenez ve immunite
Hamile kadınlar ve kanserli hastalarda JCV veya BKV virürisi
ortaya çıkabilmektedir giriş yolu tam olarak bilinmemekle birlikte solunum yolu ve/veya oral yol ile
Bu durum hücresel immun sistem ve/veya hormonal
değişikliklerin sonucu olarak virusun reaktivasyonuyla Genellikle çocukluk döneminde kazanılan primer infeksiyon sırasında viremi
açıklanmaktadır. ile böbreklere giden virus latent döneme geçmektedir.
Hamilelik sırasında Polyomavirus reaktivasyonunun bilinmesine Lösemili, AİDS’li hastaların periferal kan mononükleer hücrelerinde
karşın transplasental geçiş ve konjenital infeksiyon ile ilgili Polyomavirus genom dizileri gösterilmiştir ancak kandan virus izolasyonu
kesin kanıtlar elde edilememiştir. yapılamamıştır.
Normal bireylerin %30-50’sinin böbrek dokusunda Polyomavirus nükleik asit
Transplantasyon yapılan hastalarda ise immunsüpresif ilaçların dizileri saptanmaktadır.
kullanılması vücutta latent olarak bulunan Polyomavirusların Bu viruslar organ transplantasyonu vb. gibi immun süpresyon durumunda
reaktivasyonuna yol açmaktadır. reaktive olarak virüri yaptıklarını ve genellikle asemptomatik infeksiyon
Dolayısıyla böbrek ve kemik iliği transplantasyonu yapılan oluşturmakla birlikte üretral stenoz ve hemorajik sistit gibi bazı klinik
hastalarda Sitomegalovirus’un yanısıra BK ve JC viruslarının bulgulara neden oldukları gösterilmiştir.
önemi de gözardı edilmemeli,
6
Epidemiyoloji tedavi, korunma ve kontrol
insan Polyomavirusları dünya üzerinde oldukça yaygındır
,antikor pozitifliği %70-90 arasındadır Polyomavirus infeksiyonlannın tedavisinde kullanılan bir antiviral ajan
BKV’un 3-4 yaşlarında, JCV’un ise 10-14 yaşlannda olmak üzere olmadığı gibi infeksiyonların sıklıkla asemptomatik seyretmesi
her ikisinin de çocukluk döneminde kazanıldığını nedeniyle tedaviye de gerek duyulmamaktadır.
vurgulamaktadır. Bu virusların toplumlarda çok yaygın olduğu ve bulaşma yollarının da
Ülkemizde de toplumda %78 Oranında seropozitiflik saptanırken tam olarak bilinmediği dikkate alınırsa Polyomavirus infeksiyonlarının
11-17 yaş grubunda bu oran yaklaşık %90 bulunmuştur.
kontrolü pek mümkün görünmemektedir.
Polyomavirusların doğada yaygın olmalarına karşın kaynağın ne
olduğu bilinmemektedir. Hayvan rezervuarının olmadığı
gösterilmiştir ve bugün için insandan insana bulaştığı kabul
edilmektedir.
7
Herpesviridae
Herpesviridae Herpesviridae
Bu aile içerisinde inceleyeceğimiz virüsler arasında Virüsün yapısı
Herpes simplex tip 1 ve 2 (HSV-1, HSV-2), Yaşam siklusu
Varicella Zoster virus (VZV) Geçiş yolları
Cytomegalovirus (CMV) Klinik
Tedavi ve Korunma
Epstein – Barr( EBV),
Human herpes virus 6-7( HHV-6, HHV-7)
Human herpes virus 8 (HHV-8) bulunmaktadır.
3 4
Herpesviridae Herpesviridae
Bu ailede 3 alt aile bulunmakta olup, bunlar Alphaherpesvirus, Betaherpesvirus ve
Herpesviridae ailesinde yer alan virüsler insanlarda ve hayvanlarda hastalıklara neden
Gamaherpesvirus alt aileleridir.
olur
180 - 250 nm büyüklüğünde,ikozahedral simetrili,, çift iplikçikli DNA içeren, zarflı Herpesviridae ailesindeki 8 virüs insanlarda infeksiyon oluşturabilmektedir
virüslerdir.
Bu ailenin üyeleri herpesviruslar olarak da bilinir Alphaherpesvirinae alt ailesindeki virüsler hızlı ürerler ve akut hastalıklara neden
Familya ismi yunanca bir kelime olan herpein ("to creep"),den köken almaktadır olurlar ,bu grupta
H.simplex tip 1 ve 2 (HSV-1, HSV-2), varicella Zoster virus (VZV) bulunur
Deri, mukoza, salgı bezleri ve lenfoid dokularda enfeksiyon oluştururlar
Betaherpesvirinae alt ailesindeki virüsler yavaş ürerler, ve cytomegalovirusler olarakda
Primer enfeksiyonu takiben organizmadan atılamayan bu virüsler salgı bezleri, sinir adlandırılırlar, bu grupta
gangliyonları ve lenfoid dokuda latent hale gelerek ömür boyu vücutta kalırlar.
Cytomegalovirus(CMV),Human herpes virus 6-7( HHV-6, HHV-7) bulunur
Gama Herpesvirinae alt ailesinde ise Epstein – Barr( EBV), Human herpes virus (HHV-
İmmün sistemi bozuk kişilerde ağır hastalıklara neden olurlar
8) bulunmaktadır.
5 6
1
Herpesviridae
İnsan herpesvirus ailesi Viral Yapı
Herpes viruslerin hepsi ortak yapıya sahiptir
7 8
9 10
11 12
2
HERPES SİMPLEX VİRÜS İNFEKSİYONLARI
Herpes simplex virus tip 1 ve 2 (HSV)
Alphaherpesvirus alt ailesinde bulunurlar
Dünyada yaygın görülen infeksiyonlardır.
Primer hedef hücre mukoepitheliyal hücrelerdir
Latent kalma yeri nöronlardır İnfeksiyon tipleri başlıca 3 tiptir
HSV -1 ve HSV -2 arasında ve VZV arasında benzer epitoplar 1.Asemptomatik infeksiyon
nedeniyle antijenik çapraz reaksiyon görülür 2.Hafif seyirli cilt yada mukoza lezyonları
HSV için doğal konak insandır 3.Ansefalit, organ veya sistemik tutulumu yapabilirler
Primer infeksiyonlar latent kalır ve zaman zaman tekrar
eden uçuk, zona,genital ülserler gibi hastalıklara yol
açabilirler.
13 14
15 16
3
HSV infeksiyonlarının klinik formları HSV İnfeksiyonları
Oro-fasial HSV İnfeksiyonları
Gingivostomatit (HSV- 1)
HSV infeksiyonlarının klinik formları Herpes Labialis (Uçuk) (HSV- 1)
virüsün tipi,infeksiyonun yeri, konağın yaşı, konağın immün durumuna göre Oküler Hsv İnfeksiyonları (HSV- 1)
değişkenlik gösterir.
Deri İnfeksiyonları
HSV-1oral, HSV-2 ise genital infeksiyon yaparlar. Eksema Herpetikum
(kaposi'nin Variselli Form Döküntüsü)
Uygunsuz cinsel ilişki durumlarında ters yerleşimli olarak da infeksiyon Herpetik Dolama
Herpes Gladyatorum
yaparlar
Genital Herpes (HSV- 2)
Primer infeksiyon, HSV Ab'u bulunmayan kimselerde oluşan ilk HSV
infeksiyonudur. Neonatal Herpes
%95’i asemptomatik seyirlidir. SSS İnfeksiyonları
Menenjit (HSV- 2)
Ansefalit(HSV- 1)
19 20
21 22
Seroloji
ELISA
Akut fazda kullanışlı değildir çünkü antikor oluşumu için 1-2 hafta gereklidir
Anti-HSVIgM,neonatal infeksiyonun tanısını koydurur Cytopathic Effect of HSV in cell
Positive immunofluorescence test
culture: Note the ballooning of
Blot Teknikler for HSV antigen in epithelial cell.
cells. (Linda Stannard, University
Western Blot (Virology Laboratory, New-Yale
of Cape Town, S.A.)
Moleküler Testler Haven Hospital)
PCR - HSV ansefalitin tanısında rutin olarak kullanılır
23 24
4
Tedavi VARİCELLA ZOSTER VİRÜS
Epidemiyoloji Patogenez
VZV su çiçeği (varicella,chickenpox) çocuklukta görülür
İnkubasyon süresi 14 gün
Su çiçeği hastalığında döküntüden 1 gün önce ve 6-7 gün sonra
bulaşıcılık devam eder Ana hedef organ deridir
Klasik çocukluk çağı hastalığıdır ,en fazla 4-10 yaşlarında görülen Virüs Latent olarak dorsal kök veya
endemik bir hastalıktır,
Dış ortama çok duyarlı ama çok infeksiyözdür kraniyal sinir gangliyonunda kalır
Yayılım solunum(damlacık) ve yakın temas ile olur
Ganglionda virüs reaktive olunca
Immunokompromize bireylerde ciddi dissemine hastalık oluşabilir
Zona (herpes zoster,shingles) rekürren infeksiyondur, erişkinkinlerde sensory sinirin inerve ettiği deri
görülür bölgesinde dermatomda veziküler
Herpes zoster(zona), su çiçeğinin aksine sporadik oluşur yıl boyunca
görülebilir formunda döküntü olur
27 28
Neonatal Varicella
Konjenital VZV İnfeksiyonu
Hamile kadınların % 90 bağışık olduğu için primer infeksiyon nadir Şüpheli varicella vakaları ile temas etmiş hamilelere
görülür ,hamilelik sırasında primer infeksiyon ciddi bir hastalık Zoster immunoglobulini verilmelidir.
riskidir.
İlk 20 haftada infeksiyon olmas halinde fötusa geçiş oranı % 3 e Hamileliğin son 7 gününde veya doğumdan sonraki ilk 14
kadar yükselebilmektedir günde suçiçeği olan annelerin bebeklerine de Zoster
Konjenital varicella sendromu; immunoglobulini verilmelidir
Derinin skarlaşması
kol ve bacakların hipoplazisi
SSS ve göz defektleri
ölüm
29 30
5
VZV Lab Tanı Tedavi
Tanı klinik ile konur Kendi kendini sınırlayan infeksiyondur
Virüs izolasyonu zordur ve nadir kullanılır 2-3
hafta gerektirir Acyclovir, valacyclovir, famcyclovir, pencyclovir etkindir
Direkt Tanı AŞI
elektron mikroskobu
Immunofluorescense Cytopathic Effect of Su çiçeği aşısı canlı virüs aşısıdır.
PCR VZV in cell culture: Rutin aşı şeması içinde yer alır
Note the ballooning
Seroloji
of cells
VZV IgM varlığı yeni primer infeksiyonu(Ab
seviyesi genellikle düşüktür) gösterir
VZV IgG varlığı geçirilmiş infeksiyonu ve
bağışıklığı gösterir
31 32
33 34
CMV Patogenez
CMV Epidemiyoloji
Vertikal (uterus içi, perinatal veya postnatal) ve horizantal Persistant ve latent infeksiyonlar semptomsuzdur
olarak en başarılı geçiş gösteren virüslerden biridir uterus içi, perinatal veya postnatal geçiş gösterir
Konağa etkileri minimaldir
Bir kere infekte olununca, kişi yaşamı boyunca virüsü Postnatal infeksiyonda geçişte
taşır ve virüs zaman zaman aktive olabilir infeksiyöz Genital sekresyonlar,
virionlar idrarda ve tükürükte bulunur Anne sütü
Tükrük
Gelişmiş ülkelerde görülme oranı daha düşük (%70)
Kan ve kan ürünleri
,gelişmekte olan ülkelerde ise oran daha yüksektir (% 90) Transplante organlar önemlidir
35 36
6
CMV infeksiyonları CMV Lab Tanı
Konjenital enfeksiyon Virus izolasyonu
cytomegalic inklüzyon hastalığı Konvensiyonel hücre kültürü (diploid fibroblast) altın standarttır,4 hafta
gerektirir
Perinatal infeksiyon – genellikle asemptomatik Seroloji
Postnatal infeksiyon - genellikle asemptomatik. IgM varlığı ise primer infeksiyonu gösterir, immünsistemi bozuk hastalarda
reaktivasyonuda gösterebilir
İnfeksiyöz mononukleozis sendromu CMV IgG antikor varlığı geçirilmiş infeksiyonu,
İmmünsüprese erişkinlerde ciddi CMV hastalığı görülür pnömoni, pp65 CMV antijenemi testi immünsistemi bozuk hastalarda hızlı tanıda rutin
kolit,retinit ve sistemik infeksiyonlara yol açar. olarak kullanılır
İmmunkompetanlarda çoğu kez asemptomatiktir. PCR ile CMV-DNA tayini immün sistemi bozuk hastalarda yaygın olarak
Transplantasyonda(böbrek) başarısızlığa neden olur kullanılır
CMV ile Reaktivasyon veya reinfeksiyon – asemptomatiktir
(İmmünsüprese hastalar hariç)
37 38
39 40
41 42
7
Epstein-Barr Virus (EBV)
EBV EPİDEMİYOLOJİ
Gelişmiş ülkelerde 1-6 yaş okul öncesi ve adolesan ve 14-20 yaş
Herpesvirüslerin gammaherpesvirus alt ailesinde bulunur genç erişkinler olmak üzere iki epidemiyolojik patern gösterir
Genom linear çift zincirli DNA ya sahiptir % 80-90 erişkin infekte olmuş durumdadır
Primer hedef hücreleri B hücreleri ve epiteliyal hücrelerdir Gelişmekte olan ülkelerde infeksiyon daha erken gelişir
Latent kalma yeri B hücreleridir EBV, tükrük ve boğaz salgısıyla bulaşır
HHV – 4 olarak sınıflandırılır
yakın temasla, kanla veya kontamine eşyalarla kişiden kişiye
bulaşmaktadır.
Patogenez
EBV İnfeksiyonları
Bir kere infekte olununca hayat boyu taşıyıcılık durumu gelişir,immün 1. İnfeksiyöz Mononükleoz (İM). glandular fever
defans ile hafif infeksiyonlar kontrol altında tutulabilir 2. Burkitt's lenfoma
3. Nazofaringeal karsinoma
Seropozitif bireylerin farenksinin epiteliyal hücrelerinde düşük dereceli
4. İmmunsüprese bireylerde Lenfoproliferatif hastalık ve lenfoma
virüs replikasyonu ve saçılımı gösterilebilir 5. X-linked Lenfoproliferatif sendrom
EBV çok farklı hastalıklarla ilgili olabilmektedir ,bu hastalıklara direkt 6.kronik İnfeksiyöz Mononükleoz
7. AIDS hastalarında Hairy oral leukoplakia
etkilli veya çeşitli ko faktörlerden biri olabilmektedir
8. AIDS hastalarında kronik interstisiyal pnömoni
45 46
47 48
8
II. Spesifik Antikorlar
Heterofil antikorların negatif olduğu veya atipik olgularda tanı spesifik testlerle konur. Epstein-Barr Nükleer Antijene (EBNA-1 ve 2 ) Karşı Oluşlan Antikorlar:
Viral Kapsid Antijen (VCA), Early Antijen (EA) ve Epsptein-Barr Nükleer Antijen (EBNA)’e karşı Primer infeksiyondan 3-4 hafta sonra ortaya çıkar ve ömür boyu kalıcı olur
oluşan antikorlar indirekt immunfloresans (IFA) veya daha duyarlı bir yöntem olan ELISA ile
saptanabilir Sonuç olarak; akut infeksiyonun tanısı için:
Viral Kapsid Antijene (VCA) Karşı Oluşan IgM Tipi Antikorlar:
1. Anti-VCA IgM pozitifliği,
Klinik belirtilerin ortaya çıkmasıyla pozitifleşir. 4-8 hafta süre ile pozitif kalır ve hızlı şekilde düşer 2. Anti-VCA IgG pozitifliği,
Ancak %10 olguda 4 aydan daha uzun süre pozitif kalır. 3. Anti-EA pozitifliği, gerekir.
VCA IgM antikorların pozitifliği, sağlıklı kişilerde bulunmaz. Bulunan kişilerde akut primer IM
tanısı koydurur.
İnfeksiyöz mononükleoz olgularının tümünde, geç dönemde anti-EBNA antikorları pozitifleşir ve
Latent infeksiyon ve reaktivasyon olgularında VCA IgM antikorları saptanmaz hayat boyu pozitif kalır. Tek başına anti-VCA IgG antikoru ile enfeksiyonun kronikleşmesi
Viral Kapsid Antijene(VCA) Karşı Oluşan IgG Tipi Antikorlar: değerlendirilemez.
Klinik belirtilerin ortaya çıkmasıyla pozitifleşir ve ömür boyu kalıcı olur.
Tek başına pozitif bulunması kronikleşmeyi göstermez. reaktivasyon
Early Antijene (EA) karşı oluşan Antikorlar: Anti-EBNA, anti-VCA IgG ile anti-EA beraber pozitif bulunursa hastalığın reaktivasyonu lehine
Primer infeksiyon ve reaktivasyonda pozitifleşir. değerlendirilir.
49 50
İnfeksiyon
EBV
Anti-VCA IgG Anti-VCA IgM Anti-EA Anti-EBNA Tedavi
infeksiyonu
- - - -
geçirmemiş
Akut
infeksiyon +/++ +/++ + -
Yeni geçirilmiş
Spesifik Tedavisi yoktur
infeksiyon
++ +/- +/++ +/-
Geçmişte
geçirilmiş
+ - - +
infeksiyon
Kronik
/Reaktive
infeksiyon + - +/- +
51 52
HHV-6 ve 7
HHV 6
Herpesvirüslerin betaherpesvirus alt ailesinde bulunur Primer infeksiyon genellikle 1-2 yaşlarında görülür.Çoğu infeksiyon
Esas hedef hücre T-lenfositlerdir ancak B lenfositlerde infekte olabilir Exanthema subitum (Roseola infantum ,6. Hast.):4. aydan sonra görülebilir
HHV-6-7 etken olabilir. Ateş ve makülopapüler yada eritemle
HHV-6 ve HHV-7 sınırlı nükleotid homolojisi ve antijenik çapraz
karakterizedir.Febril konvulsiyonlar,ansefalit gibi komplikasyonlar görülebilir
reaksiyon gösterir
Mononükleoz:Yetişkinlerde görülür, primer infeksiyon servikal lenfadenopatilerle
HHV-6 ve HHV-7 hamile kadınların Periferik kanındaki mononükler
karekterizedir.EBV ve CMV benzer tablo oluşturur
hücrelerde izole edilmiştir serviksinde de saptanmıştır ve perinatal
bulaş?
53 54
9
HHV-6 ve HHV-7
HHV7 Epidemiyoloji ve Patogenez
55 56
HHV-6 infeksiyon tanısı klinik konur İlk olarak Kaposi sarkomu olan AIDS’li bir hastada bulunmuş ve daha
57 58
59 60
10
VİRAL HEPATİT ETKENLERİ
Hepatit A virüsü
Hepatit B virüsü
Hepatit C virüsü
HEPATİT A-E VİRUSLERİ Hepatit D virüsü
Hepatit E virüsü
Diğer hepatit virüsleri
Hepatit G virüsü
“ Transfusion transmitted
transmitted”” virüs
Hepatitis A Virus
Hepatit Tipleri
A B C D E
Hepatit A Yapısı
Hepatit A Virus: Yapı ve Sınıflama
Önceden enterovirus 72olarak anılıyordu,
Bugün ise Picornaviridae ailesi, hepatovirus genusunda bulunmaktadır
Zarfsız, SS RNA virüsüdür
ikosahedral simetrili,
27-28 nm
Dünya genelinde tek serotipi vardır
Rezervuarı sadece insandır
Bir çok genotip vardır (Genotip IA, IB, II, IIIA,IIIB, IV, V, VI, VII)
Deneysel infeksiyon oluşturulabilir ve hücre kültürlerinde üretilebilir
1
Hepatit A Virus Geçişi
Hepatit A: Patogenez
Kontamine besin ve su
inkubasyon süresi 4 hafta (2-6 hafta)dır
Oral mukozadan gastrointestinal sisteme geçer kan yolu ile karaciğere
(gelişmekte olan ülkelerde)
gider
Yakın temas (ev içi, cinsel temas,kreş vs)
Hepatositlerde replike olur,hücrelere az zarar verir,klinik
semptomlardan 7-10 gün önce safra yolu ile bağırsaklara salınır Kan yolu (nadir)
Karaciğerde oluşan hasar ve klinik sendromun oluşması direkt virüsün
etkisi ile değil immün cevap ile ilişkilidir (i.v ilaç kullanımı(düşük endemik bölge), transfüzyon)
Kronikleşme görülmez
Epidemiyoloji
Hepatitis B Virus
Hepati A Tedavisi Aşı ve Korunma
Antiviral tedavinin spesifik rolü yoktur,destek tedavi yapılır
infeksiyon sonrası veya aşılama ile yaşam boyu bağışıklık oluşur
ImmunoGlobulin
AŞI
İnaktive aşı 2 doz uygulanır
Korunma
Hijyen (el yıkama)
Sanitasyon (örn. Temiz su kaynakları)
Hepatit A aşıları (maruziyet öncesi)
Immuno globulin (temas öncesi ve sonrası)
2
HEPATİT B VİRÜSÜ VE COĞRAFİK DAĞILIM
HEPATİT B VİRÜSÜ
Hepadnavirus familyasında , HBsAg’de bulunan a, d, y, w aminoasitlerine göre 4 alt tipi fenotipi
Zarflı virüstür ancak eterden etkilenmez tanımlanmıştır
çift zincirli DNA virusudur,+ zincir tamamlanmamıştır
adw, adr, ayw ve ayr.
Viriona” Dane partikülü” de denir
Tam Dane partikülü 42 nm dir, Mutantlar gelişebilir
28 nm elektron dens core, HBcAg ve HBeAg ni çerir. HBcAg ninin tek serotipi vardır
Kılıf ve 22 nm serbest partiküller HBsAg nini içerir
Core antijenleri merkezde lokalize olmuştur (nucleocapsid)
Hepatitis B virus (HBV)nun 8 genotipi vardır (A-H).
Core antijen (HbcAg) Genotipler farklı coğrafik dağılım gösterir
e antijen (HBeAg)- bulaşıcılığı gösterir (core un minor komponentidir,
antijenik olarak HBcAg den farklıdır)
Türkiyede Genotip D
Major genler S HBsAg’yi kodlar
Hücre kültürlerinde henüz üretilememişlerdir
C HBcAg ve HBeAg’yi kodlar
P Viral replikasyon
X Transaktivasyon ve transkripsiyon
replikasyon
HBsAg = surface (coat) protein ( 4 phenotypes : adw, adr, ayw and ayr)
HBcAg = inner core protein (a single serotype)
HBeAg = secreted protein; function unknown
HBV Patogenez
Kronik Hepatit B hastalık spektrumu
inkubasyon süresi ortalama 60-90 gündür (45-180 gün)
Virus kan yolu ile hepatositlere girer 1.Kronik Persistent Hepatit- asemptomatik
Hepatosit hücre yüzeyinde eksprese edilen viral antijenlere karşı
oluşan immün cevap (cytotoxic T cell)klinik sendromdan 2. Kronik Aktif Hepatit-semptomatik
sorumludur
Kronik taşıyıcılık oranı % 5 tir (HBsAg> 6 ay) 3. K.C sirozu
Özellikle “e” antijen pozitif kronik taşıyıcılarda hepatocellular ca
görülme oranı daha yüksektir
Anti HBs,Hepatitis B (surface) yüzey antikoru hayat boyu 4. Hepatosellular karsinom
bağışıklık oluşturur
AntiHBe,(Hepatitis B e Ab) varlığı bulaşıcılığın düşük olduğunu
gösterir
3
Çeşitli vücut sıvılarında bulunan
Hepatit B Virus Geçiş yolları
Hepatit B Virus konsantrasyonları
HBV Tanısı
Hepatit B yüksek Risk Grupları Akut ve kronik hepatit B infeksiyonunun tanısında serolojik
Çoklu eşlilik veya cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlar testler kullanılır.
HBsAg – genel infeksiyon markeri olarak kullanılır
homoseksüel erkekler HBsAb (anti HBs)– iyileşme ve/veya bağışıklığı gösterir
İnfekte kişilerle cinsel teması olanlar anti-HBc IgM –akut infeksiyon markeri olarak kullanılır
i.v ilaç kullananlar anti-HBcIgG – geçirilmiş veya kronik infeksiyonu gösterir
kronik infekte olan kişilerle ev içi teması olanlar HBeAg -virüsün aktif replikasyonunu gösterir, infektiviteyi
gösterir.
infekte anneden doğan infantlar Anti-Hbe –replikasyon yoktur ,HBsAg pozitif olabilir
yüksek riskli bölgelerden gelen göçmenlerin infant ve HBV-DNA - virüsün aktif replikasyonunu gösterir, kaçak mutant
çocukları vakalarında HBeAg den daha kesindir,tedaviye cevabı takipte
kullanılır
sağlık çalışanları
hemodiyaliz hastaları
Tedavi
Interferon
ve Korunma
İnfeksiyon HBsAg Anti- HBs Anti- HBc HBeAg Anti- HBe
Lamivudine,Adefovir ,Entecavir gibi antiviral ilaçlar kullanılır
Ig G IgM
Başarılı tedavi HBsAg, HBV-DNA nın kaybolması,HBeAg
serokonversiyonudur
Geç inkübasyon + - - - - AŞI
yüksek efektif rekombinant aşılar kullanılır
Akut B hepatiti + - + + + -
Erişkin ve 10 yaşın üzerinde:
Akut B hepatiti - - + + - - 0-1-2-12. aylarda 4 doz veya
HBsAg taşıyıcılığı + - + - 0-1-6. aylarda 3 doz. HBV
Hepatit B Immunoglobulin - HBIG hepatit B ye maruz kalan
Kronik hepatit + - + - kişilere uygulanır. 48 saat içinde uygulanmalıdır. HBsAg ve HBeAg
pozitif anneden doğan çocuklara da yapılmalıdır.
HBV aşısı - + - - - -
Diğer önlemler - kan donörleri kontrol edilmeli ve kan
ve vücüt sıvıları için önlemler alınmalı.
4
Hepatit C Virus
özet
Hepatit A capsid envelope
protein
protease/helica
se
RNA-dependentRNA polymerase
sarılık görülebilir ,
kronikleşebilir,persistan kalabilir,
5
HCV lab tanı Hepatit C virus partikül ve genomu
6
Hepatitis D virus genome
Hepatit D: Patogenez
HDV’nin patolojik etkileri karaciğer ile sınırlıdır.
akut veya kronik hepatite neden olur.
Oluşan histopatolojik değişikliklerden virusun sitopatik
olmaması nedeniyle immünolojik mekanizmaların
sorumlu olduğu düşünülmektedir.
Virusa karşı oluşan anti delta antikorlarırıın (anti HD)
kronik infeksiyonla birlikte görülmesi, koruyucu
olmadıklarını göstermektedir.
Bununla birlikte akut geçirilen ve iyileşme ile sonuçlanan
HDV infeksiyonundan sonra ikinci kez geçirilen HDV
infeksiyonu henüz bildirilmemiştir. Bu nedenle koruyucu
bazı mekanizmaların olduğu düşünülmektedir.
Hepatit D - klinik
Laboratuvar tanı
Primer olarak hepatotrop bir patojen Olduğu için değişik hepatit
tablolarına yol açar.
Akut HDV hepatiti: Replikasyon için HBV’ne gereksinimi nedeniyle Oluşan hepatit tablosunun diğer hepatitlerden ayrılması
kişinin daha önceden HBV ile karşılaşmış olma durumuna göre iki
tablo görülür. Her iki durumda da HDV infeksiyonu, henüz için
aydınlatılamamış bir mekanizma ile HBsAg ekspresyonunda Ag, anti HD IgM ve IgG, serumda HDV RNA saptanması
azalma olmaksızın HBV replikasyonunu baskılar.
gibi testlerden yararlanılabilir.
1. Koinfeksiyon: HBV ve HDV ile eş zamanlı olarak infekte olan
kişilerde gelişen tablodur. Hastalğın inkübasyon dönemi HDV enfeksiyonu tanısı hastalarda anti-HDV IgM
inokülumun HBV titresine bağlı olarak 3-7 hafta dır antikorlarının gösterilmesi ile konulur.
2. Süperinfeksiyon: HBV ile kronik infekte kişilerde gelişen HDV
infeksiyonudur. İnkübasyon donemi 3-4 haftadır.Daha ağır bir hepatit Anti-HBclgM pozitifliği koinfeksiyon lehinedir.
tablosudur ve olguların %70’inde kronikleşme olur
Hepatit delta virüs enfeksiyonu tespit edilen hastalarda
koenfeksiyon ile super-enfeksiyonu birbirinden ayıran test
anti-HBc IgM'dir.
7
Hepatitis E Virus
Hepatit E Virus
1980’lerin başlarında yapılan çalışmalarda, enterik yolla bulaşan ne-A,
ne-B hepatitinin, hepatitE virüsü (HEV) olarak bilinen yeni bir hepatit
virüsü ile oluştuğu gösterilmiştir.
HEV, fekal-oral yolla bulaşan, tek ipİikcikli RNA genomuna sahip, bir
hepatotrop virüstür. Persistan veya kronik hepatit oluşturabilir.
Hamileliğin son üç ayındaki kadınlarda fulminan hepatit oluşturarak
önemli oranda ölüme yol açabilir.
Gelişmekte olan ülkelerde sporadik olgular yanında epidemiler de
yapabilir.
8
Tedavi, korunma ve kontrol:
İn vivo etkili spesifik antiviral tedavi yoktur.
Fulminan olgular hariç, hastalar kendiliğinden iyileşmektedir.
Sanitasyon ve hijyen koşullarının düzeltilmesi, yiyecek ve içeceklerin
dışkı ile kontaminasyonunun önlenmesi ve suların etkin
dezenfeksiyonu infeksiyon zincirinin kırlmasında en önemli korunma
yollarıdır.
Aşı araştırma safhasında
9
Dayanıklılık
SICAK
Hepatit A virusu 60º C de 1 saat dayanır. 100 º C de 5 dakika kaynatmayla ölür.
Hepatit B virusu 60 º C de 4 saat dayanır. 100 º C de 10 dakika kaynatmayla ölür.
Hepatit C virusu 60 º C de 10 saat dayanır. 100 º C de 5 dakika kaynatmayla ölür.
KURULUK
Hepatit virusları kuruluğa oldukça dayanıklıdır.
Hepatit A ve B viruslarının her ikisi de 180 derecelik fırında 1 saatte canlılıklarını kaybederler.
UV
Ultraviyole ıĢığı A, B ve C tipi hepatit viruslarının üçünü de 1-2 dakikada öldürür
KLOR
10-15 ppm klor konsantrasyonunda 30 dakikada inaktive olurlar.
SOĞUK
Hepatit A virusları +4 C de (buzdolabı sıcaklığı ) haftalarca aktif kalırlar. B viruslarının da -20 derecelik
ortamda 15 yıl gibi uzun bir süre canlılıklarını korudukları saptanmıĢtır.
SU KAYNAKLARI
Hepatit A virusunun tatlı su ve deniz suyunda aylarca etkinliğini koruduğu, canlı istiridyede günler ve
aylarca canlı kalabildiği saptanmıĢtır.
DIġ ORTAM
Hepatit A viruslarının toprak ve sentetik yüzeylere bulaĢtırılmıĢ kurumuĢ dıĢkıda aylarca canlı kalabildiği ;
Hepatit B viruslarının ise dıĢ ortamda 30 gün kadar canlı kalabildiği tespit edilmiĢtir.
10
Picornaviridae ailesi insanlarda ve hayvanlarda hastalık
oluşturan geniş bir virüs ailesidir.
Replication
yaklaşık 20-30 nm büyüklüğünde, 1 Attachment.
ikozahedral simetrili,
tek iplikcikli positive sense RNA içeren virüslerdir. Capsid Nucleus
+ strand
mRNA is transcribed ssRNA;
from the – strand. + or sense strand;
Picornaviridae
3
5 6
1
morfolojik olarak Picornavirus'ların genel Polyomyelit ya da Çocuk felcinin etkenidirler
özelliklerini gösterirler. SSS'ninakut enfeksiyonunudur
Polio 1,2 ve 3 olmak üzere 3 serotipi Medulla spinalisin motor nöronlarının harabiyeti
bulunur sonucu felçlere yol açarlar.
Zarfsız oldukları için eter, kloroform ve
çoğu Poliovirüs enfeksiyonları belirtisiz seyreder
alkolden etkilenmezler
Klora karşı duyarlıdırlar.
7 8
ikinci aşama
iki aşamada gerçekleşir
primer replikasyonu takiben virüs kana karışarak viremi
oluşturur.
vücuda giriş kapısı üst solunum yolu, orofarinks ve ince barsaklardır.
9 10
11 12
2
yaygın olarak görülür.
virüsün ya da viral antijenlerin araştırılması Tüm yaş gruplarında görülür, çocuklar daha duyarlıdır.
Bulaş Fekal oral ve enfekte kişilerin nazofaringeal
Materyalde elektron mikroskobu, floresan antikor sekresyonları
mikroskobu ve ELISA yöntemiyle araştırılır Virüs uzun süre dışkı ile dışarı atıldığı için enfeksiyonun
Seroloji yaygınlığı, ülkelerin sosyoekonomik düzeyi ve alt yapı
yetersizliği ile yakından ilgilidir.
spesifik IgG ve IgM antikorları araştırılır, ya da total antikor Alt yapı ve hijyen şartları düzelmiş gelişmiş ülkelerde kişiler
titresinde gittikçe artan yükselme olup olmadığı araştırılır. virüsle ya hiç karşılaşmazlar, ya da ileri yaşlarda
karşılaşırlar.
Hastalığa karşı en etkin korunma aşılama ile elde edilir.
Poliovirüs enfeksiyonuna karşı 2 tip aşı bulunmaktadır.
Salk Aşısı (İnaktive Aşı)
Sabin Aşısı (Attenüe Aşı)
13 14
sertifikalandırılmıştır
15 16
17 18
3
bütün dünyada yaygın
Zaman zaman salgınlar oluştururlar. ismi Enterik Cytopathogenic Human Orphan
Başta dışkı olmak üzere boğaz salgılarıyla, solunum kelimelerinin baş harflerinden türetilmiştir.
sekresyonlarıyla, vezikül sıvı virüs yayılmasında önemli rol Enterovirus cinsi içerisinde yer alırlar.
oynarlar.
30 dan fazla serotipi var, hepsi insanda hastalık
dışkı ile uzun süre atıldıklarından dolayı lağım sularında oluşturmaz.
devamlı olarak bulunurlar.
Enterovirüslerin genel özelliklerini gösterirler.
sinekler ve hamam böcekleri de dolaylı olarak virüsü
yayabilmektedir insan O grubu eritrositlerini enfekte ederler.
direkt ya da indirekt yolla bulaşır Bir çok hücre kültüründe üreyebilirler ve CPE
Genellikle aile içi enfeksiyon şeklinde seyreder oluştururlar.
aile içi bulaş oldukça önemlidir
19 20
21 22
23 24
4
soğuk algınlığı ve üst solunum yolu
Çoğu yönden Picornavirus'ların genel özelliklerini
hastalıklarının en önemli etkenidir. gösterirler
Genellikle burun ve boğazda PH 3 gibi asit ortamlarda kolaylıkla inaktive olurlar,bütün
Enterovirus'lar ise bu ortama dirençlidir
yerleştiklerinden dolayı Rhinovirus olarak 50oC'de enfektif özelliklerini muhafaza ederler.
adlandırılmışlardır. Eter ve kloroformdan etkilenmezler.
Sadece insanlarda ve şempanzelerde enfeksiyözdür.
Yüzün üzerinde serotipi bulunmaktadır
İnsan embriyonik akciğer fibroblastik hücre kültürlerinde
ürerler.
En iyi 33oC'de ürerler.
25 26
29
5
Respiratory enteric orphan Reoviruslar en iyi bilinen ve en yaygın virüslerdir
9 genusa ayrılır, Zarfsız viruslardır
dsRNA virüsleridir
sadece 4 genus İnsanlar ve hayvanlarda hastalık
ikosahedral yapıya sahip sferik viruslardır.
oluşturur,diğerleri bitki ve böceklerde hastalık
iki katlı kapside sahip, İkosahedral kapsid dış (T=13) ve iç
yaparlar
(T=2) protein kabuktan oluşur
İnsanlarda Gastrointestinal ve solunum Genomları, çift iplikçikli RNA yapısında olup, 10-12 adet
sisteminde enfeksiyonlara neden olurlar segmentten (birbirinden ayrı RNA molekülü) oluşur
Genom Boyutlarına göre 3 kategoride gruplandırılan 10-12
segmenti içerir L (large), M (medium) ve S (small).
Her segment 1-3 protein kodlar, total 10-14 protein kodlar
31 32
33 34
35 36
6
Virüs İzolasyonu : yaygın olarak görülür.
dışkı,rektal sürüntü, boğaz sürüntüsü, boğaz Genellikle yaz sonu, sonbahar ve kış aylarında
çalkantı suyu kullanılır. hastalık yaparlar,Tüm yaş gruplarında görülür.
Fekal oral yol ile bulaşır
duyarlı hücre kültürlerine ekilir.
toplumdaki yaygınlığı alt yapı yetersizliği ile
CPE oluşturarak ürerler.
ilişkilidir.
Serolojik İnceleme :
kanda spesifik antikorlar ve total antikorlar
araştırılır
37 38
39 40
41 42
7
NOROVIRUS
MORFOLOJİ
Caliciviridae ailesi
Single-stranded, positive-sense RNA genom,~7.7 kb
Zarfsız ve icosahedral.
27-40 nm.
Viral genom, viral kapsidi oluşturan 60 kDa'lık bir major
yapısal proteini kodlar.
2 major genogrubu vardır
GII.4 olarak adlandırılan genogrup II genotip 4 Norovirüsler şu anda
dünya çapında Norovirus salgınlarının% 70-80'inden sorumludur.
45 46
NOROVIRUS BULAŞ
5 grup norovirüs tanımlanmıştır. üçü insanları
infekte edebilmektedir. Norovirus hastalığı olan insanlar virüs partiküllerini
Bu gruplar içinde > 25 farklı norovirus türü dışkı ve kusma ile dış ortama saçarlar
saptanmış ve yeni suşlar ortaya çıkmaya devam İnsanlara bulaş yolları
etmektedir.
Taşıyıcılar semptomatik olmayabilir
insanlar yaşamları boyunca Pek çok farklı norovirüs
Norovirüs ile kontamine gıda veya sıvıları yemek
türü ile birçok kez enfekte olabilirler. veya içmek
Belirli türlere karşı bağışıklık gelişebilir, ancak
Norovirüsler ile kontamine yüzeylere dokunmak
bağışıklığın ne kadar sürdüğü tam olarak
veya nesnelere dokunup elleri ağza sürmek
bilinmemektedir.
norovirüs ile enfekte birisiyle doğrudan temas
47 etmek,bakım, içecek ve yiyecek paylaşımı 48
8
BULAŞ
Restaurantlarda norovirus ile infekte Gıda
işleyicileri, başkalarına da yayabilirler.
Dokundukları yiyecekleri ve içecekleri kolayca
kirletebilirler.
Bu yiyecekleri ya da içecekleri tüketen insanlara
virüs bulaşmasına ve hastalanmasına neden
olabilirler, bu da norovirus salgınına neden olabilir.
Gıda kaynaklı tüm salgınlarının yaklaşık% 50'si
norovirüs kaynaklı olabilir
Bu durumda da en önemli kaynak hasta Gıda
işleyicileridir.
49 50
TANI VE TEDAVİ
TANI
Noroviruslar önemli bir halk sağlığı problemidir.
Oldukça bulaşıcıdırlar.
Moleküler tanı yöntemleri kullanılır
nörovirüs hastalığı olan insanlar kendi dışkı ve kusmuk içinde virüs parçacıklarını
PCR veya RT-PCR (real time PCR) milyarlarca saçarlar, ancak kişilerin hasta olabilmesi için çok küçük bir miktarda
Özellikle gündüz bakımevleri, bakım evleri, okullar ve yolcu gemileri gibi kapalı
Dehidratsyona karşı destekleyici tedavi uygulanmalı
9
NOROVİRUS SALGINLARINDA SIKLIKLA
YER ALAN GIDALAR ÖNLEM
Öncelikle gıda işleyicilerine odaklanmalı
Enfekte yiyecek işleyicileri gıda kaynaklı norovirüs salgınlarının
Yeşillikler, taze meyveler veya kabuklu deniz ürünleri gibi çiğ yaklaşık % 82 sinden sorumlu olabilirler.
veya az pişmiş gıdalar. Çoğu salgın, hazırlık sırasında kirlenmiş olan lokantalardan alınan
Çiğ veya pişirdikten sonra işlenmiş gıdalar yiyeceklerden kaynaklanabilmektedir.
Mahsulleri sulamak için kullanılan su, çiğ besin üzerinde devam Gıda görevlileri aşağıdaki kurallara uymalıdırlar.
edecek olan norovirüs kontaminasyonuna neden olabilir. daima el hijyenine dikkat etmeliler
İstiridye gibi ham veya az pişmiş kabuklu deniz hayvanları, Çıplak elle yiyeceklere dokunmamaya özen göstermeliler
kontamine su ile saklandığında sorun yaratabilir. Hastalandıklarında mutfaktan uzak durmalı ve yiyecekleri
Hazır gıdalar, sandviçler ve salatalar hazırlamamalıllar
Genellikle salgına neden olan spesifik gıdayı belirlemek zordur, İkincisi, gıdalar mutfağa erişmeden önce de bazı önlemleri almalı
çünkü norovirüsler çok çeşitli yollarla yayılım gösterirler. Kabuklu deniz hayvanlarının ve ürünlerinin neden olduğu bazı
salgınlar, üretim sırasında olabilecek kontaminasyonlara da bağlı
olabilir.
55 56
Gıdaları üretirken ve sulamak için güvenli su kullanılması
kaynağında kirlenmeyi önlemeye yardımcı olabilir.
KORUNMA
Aşısı yok çalışmalar devam ediyor
İlk olarak, her zaman tuvaleti kullandıktan ve çocuk bezini
değiştirdikten sonra ve yemek hazırlamak veya yiyeceklere
dokunmadan önce su ve sabunla dikkatlice ellerinizi yıkayın.
meyve ve sebzelerinizi iyice yıkayın ve istiridyeleri ve diğer
kabuklu deniz balıklarını yemeden önce iyice pişirin.
hasta olduğunuzda başkalarına yemek hazırlamayın ya da
dokunmayın.
Kustuğunuzda veya diyare ile kirlenmiş yüzeyleri temizleyin
ve dezenfekte edin.
Son olarak, Kustuğunuzda veya diyare ile kirlenmiş
çamaşırları iyice yıkayın.
, www.cdc.gov/norovirus 57
10
POXVİRİDAE AİLESİ
Poxvirus Morfoloji
3 4
Sınıflandırılması
Sınıflama
Vertebralıların Poxvirus'ları morfolojik yapıları,
antijenik özellikleri ve konak özellikleri ne göre 6
cinse ayrılmaktadır.
İnsanlar için önemli olan Poxvirus'lar Orthopoxvirus
ve Parapoxvirus olmak üzere 2 cinste toplanırlar.
Diğer 4 cinste yer alan virüsler ise yalnızca
hayvanlarda hastalık oluştururlar.
sınıflandırılamayan Poxvirus grubu insanlarda
enfeksiyon oluşturmaktadır.
5 6
1
SMALLPOX VİRÜSÜ (VARİOLA VİRÜSÜ)
Üreme
Diğer DNA virüslerinden farklı özellikte replike olurlar Orthopoxvirus cinsi içerisinde yer alırlar
Diğer DNA virüslerinde DNA replikasyonu hücre nükleusu içinde
Poxvirus'larda ise sitoplazma içinde oluşur.
İnsanlarda çiçek hastalığını oluşturur
Çiçek virüsü hücre kültürlerinde ve embriyonlu yumurtada üretilebilir. Çiçek hastalığında kuluçka dönemi 10-12 gün arasındadır.
Hücre kültüründe CPE oluşturarak ürerler. Ani başlar, yüksek ateş, baş ağrısı, kırgınlık, vücut ağrıları,
Embriyonlu yumurtanın ise koryoallantoik zarı üzerinde poks adı verilen
karakteristik lezyonlar oluştururlar.
halsizlik gibi genel hastalık bulguları vardır.
Bir süre sonra vücutta hastalığa özgül tipik döküntüler
oluşmaya başlar.
Döküntüler oluşmaya başladıktan 24 saat sonra ateş
normale döner.
Üredikleri hücrelerin sitoplazmasında çiçek virüsüne tipik, asidofilik
karakterde inklüzyon cisimcikleri oluştururlar. Hastalığın seyrine ve döküntülerin karakterine göre çiçek
Bu cisimciklere Guarnieri Cisimcikleri adı verilir. hastalığı klinik yönden çeşitli gruplara ayrılarak incelenir.
7 8
9 10
Tanı Tanı
11 12
2
Epidemiyoloji
13 14
15 16
Parvoviridae
18
3
PARVOVİRÜS B19
Parvovirus B19, ilk kez 1975 yılında sağlıklı kan donörlerinde
HBsAg için immunoelektroferez ile taranması sırasında
bulunmuştur
Viral kapsit proteinlerine karşı yetersiz humoral immun
Parvoviridae familyasının Erytrovirus genusunda yer alan küçük
bir DNA virusudur. cevap viral persistansa neden olmaktadır.
Son zamanlarda insan eritrosit öncül hücrelerine olan tropizmi NS1, hücre ölümü ile ilgili olduğu düşünülen proteindir.
nedeni ile Erytrovirus B19 adı da verilmektedir
Zarfsız, ikosahedral kapsidi vardır. NS1 proteine karşı gelişen IgG tipindeki antikorlar
Eter ve kloroform gibi lipid çözücülere dirençli olup hastalarda görülen artrit ve artropati ile ilişkili olabilir
56°C sıcaklığa pH 3.0’de 60 dakikadan daha fazla dayanabilir
B19 virusunun üç genotipi tanımlanmıştır
Parvovirus genomu lineer, tek sarmallı, bir DNA molekülü içerir.
Genom iki kapsid proteini [VP- 1, VP-2 ], bir yapısal olmayan
(non-structural protein, NS1) protein kodlamaktadır
19 20
parvovirus B19 Parvoviridae ailesinin insanları enfekte Çocukluk çağında eritema enfeksiyozum (5.Hastalık)
ettiği bilinen tek üyesi idi denilen döküntülü hastalıklara ,
Daha sonraları İnsan bocavirus ve insan parvovirus 4 Erişkinlerde özellikle kadınlarda artropatilere neden
tanımlanmıştır olmaktadır
Tüm dünyada yaygın olarak bulunur özellikle kronik hemolitik anemisi olan hastalarda
aplastik krize yol açabilmektedir
Bulaş solunum yolu sekresyonları başta olmak üzere
kan transfüzyonu,organ nakli ve transplasental yol ile Hamilelerde hidrops fetalis ve konjenital anemi
maktadır. kan ve kan ürünleri ile bulaş sıktır. gelişebilmektedir
Ev içi temas gibi yakın temas önemlidir.
21 22
fetal kord kanı ve kemik iliği aspirasyon örneklerinde üretilebilir rutin olarak kullanılmaz
Parvovirus B19 enfeksiyonu tüm dünyada yaygındır.
Enfeksiyon en sık okul çağı çocuklarında (5-15 yaş) görülür
moleküler teknikler ve virusa spesifik kapsid proteinlerine özgül antikorların kullanıldığı
immünolojik yöntemler kullanılır Tüm yaşlarda görülebilir. Erişkinlerin yaklaşık %65’i enfeksiyonu geçirmiştir.
parvovirus B19 IgM ve IgG antikorlarını saptayan EIA ve RIA yöntemleri yaygın olarak Enfeksiyon daha çok kış sonu, erken bahar aylarında görülür
kullanılmaktadır Eritema enfeksiyozum her iki cinsiyette de eşit oranda görülmektedir; ancak
erişkin artropatisi kadınlarda daha fazladır
IgM, viremi semptomlarının başlangıcından sonra üç gün için de, IgG’de birkaç gün sonra
saptanabilir. Kreş çalışanları ve ilkokul personeli mesleksel riski en yüksek olan grubu
IgM antikorları bir ay boyunca artmaya devam eder, 2-3. aydan sonra kaybolur. oluşturur
IgG antikorları ise hayat boyu serumda bulunur
Ġmmunositokimyasal ve immunohistokimyasal tekniklerle antijende saptanabilir
23 24
4
Korunma
25
5
ORTHOMYXOVĠRĠDAE
Helikal simetrili, zarflı, tek iplikçikli RNA Viral genom içerisinde antijenik yapıdan sorumlu
nukleoproteinler yer alır.
virüslerdir
Nukleik asit genomu helikal simetrili bir kapsid çevreler.
RNA’ları tek parça halinde olmayıp 8 Kapsidin dıĢında matriks proteini,
parçacıktan oluşmuştur en dıĢta ise lipid yapısında bir zarf bulunur.
Bu parçacıkların her biri farklı bir protein Zarfın yüzeyinde iki tip dikensi çıkıntı bulunur.
yapımından sorumludur Bu çıkıntılar protein yapısında olup, virüse hemaglutinasyon
ve nöroaminidaz yapma özelliği kazandırır
Buna bağlı olarak Influenza virüslerinde
antijenik değişim sık olarak görülür
Ġpliksi, küresel ya da diğer görünümde
olabilirler
3 4
5 6
1
Nukleoprotein Antijeni (NP Antijeni) ve Matriks Protein
Antijeni (M Antijeni)
Hemaglütinin Antijeni (HA Antijeni)
7 8
9 10
For the 2018-2019 season, All recombinant vaccine will be quadrivalent. (No trivalent recombinant vaccine will be available
this season.)
Quadrivalent (four-component) vaccines, which protect against a second lineage of B viruses, are recommended to contain:
the three recommended viruses above, plus B/Phuket/3073/2013-like (Yamagata lineage) virüs’’
Page last reviewed: August 30, 2018,Page last updated: August 30, 2018
Content source: Centers for Disease Control and Prevention, National Center for Immunization and Respiratory Diseases (NCIRD)
11 12
2
ANTĠJENĠK DEĞĠġĠM İNFLUENZA VİRÜSÜNÜN ANTİJENİK TİPLERİ
Influenza virüslerinde sık antijenik değiĢim görülür Ġnfluenza virüsü grup antijenlerine göre A, B ve C olarak üç ana tipi ve çok
sayıda alt tipi vardır.
Her yıl yeni serotipler ortaya çıkar
Influenza D virüsleri öncelikle sığırları etkiliyor ve insanlarda bulaĢtırma ve
Sürekli yeni salgınlar meydana gelir hastalığa neden olduğu bilinmiyor.
Ġnfluenza virüsünün antijenik yapısını hemaglutinin (H1,2,3…) ve
Antijenik değiĢim hemaglütinin ve nöroaminidaz antijenlerinde oluĢur nöraminidaz (N1,2..) adlı yüzey proteinleri belirler.
Ġki türlü antijenik değiĢim vardır Tip A bütün yaĢ gruplarında görülür
orta ve Ģiddetli derecede hastalık yapar
Minör Antijenik Değişim (Antijenik Drift, Antijen Sürüklenmesi)
insan ve hayvanlarda hastalık yapar
Viral genlerde bir noktada mutasyon sonucu oluĢur
Toplumda dolaĢan etkene benzer fakat antijenik yönden farklı suĢ oluĢur Tip B hafif epidemilere yol açar ve daha çok çocukları
etkiler.
Major Antijenik Değişim (Antijenik Shift, Antijen Kayması) insanda hastalık yapar
Viral genlerde daha geniĢ alanda daha köklü mutasyon oluĢur
Genellikle genetik alıĢveriĢler sonucu olur Tip C insanlarda sık görülmez ve epidemi yapmaz.
Yeni hemaglütinini ve yeni nöroaminidazı olan farklı bir suĢ oluĢur Hemaglutininde küçük ve yavaĢ geliĢen zincir değiĢlikleri (antijenik drift)
Yüzeyel proteinlerde tamamıyla baĢkalaĢım meydana gelir epidemilere yol açabilir, ani ve büyük değiĢiklikler ise (antijenik shift)
Yepyeni bir virüs ortaya çıkabilir
pandemilere neden olur.
13 14
KLİNİK BULGULAR
Komplikasyonsuz Grip
Pnömoni
Reye Sendromu
15 16
Virüs izolasyonu ve identifikasyonu 1918: “Ġspanya 1957: “Asya Gribi” 1968: “Hong Kong Gribi”
◦ Burun yıkantı suyu ve boğaz sürüntüsü alınır Gribi”
◦ Ġlk üç gün içinde alınması gerekir
20-40 milyon ölüm 1 milyon ölüm
◦ Hücre kültürü ve embryonlu yumurtanın amniotik 1 milyon ölüm
kesesine ekilir
◦ Hücre kültüründe CPE oluĢturmaz
◦ Hemaglütinasyon ,nötralizasyonv e hemadsorbsiyon
deneyleri ile tanı konur
Antijen Araştırılması
Floresan mikroskobi ELISA ve diğer yöntemlerle de antijen
H1N1 H2N2 H3N2
araĢtırılabilir
Serolojik Ġnceleme
1920 1940 1960 1980 2000
17 WHO 18
3
EPĠDEMĠYOLOJĠ VE KORUNMA KuĢ Gribi
19 20
21 22
PARAMYXOVĠRĠDAE PARAMYXOVĠRUS
23 24
4
PARAMYXOVĠRĠDAE Paramyxovirus-PARAĠNFLUENZA VĠRÜSÜ
25 26
kulak altı tükrük bezlerinin irinsiz yangılanması ve büyümesi klinik bulgular tipik ,laboratuvar tanısına gerek
ile karakterize, akut bulaĢıcı bir enfeksiyon olan kabakulak bulunmamaktadır.
hastalığının etkenidir. Virüs izolasyonu için inceleme örneği olarak genellikle
Genellikle 5-15 yaş arası çocuklarda sık görülmektedir tükrük, BOS, idrar, stenon kanalı etrafından alınan sürüntü
doğal konakları yalnızca insandır. kullanılır
KiĢiden kiĢiye bulaĢma damlacık enfeksiyonu yoluyladır. Virüs üreyen hücre kültürlerinde hücrelerin yuvarlaklaĢması
en çok etkilenen organ parotis bezidir. ve dev hücrelerin oluĢumu ile karakterize belirgin CPE
Parotis bezinin tutulumu tek ya da çift taraflı olur görülür,serolojik testlerle identifikasyonu yapılır.
testisler, overler, pankreas, tiroid ve böbrek gibi organlar
tutulabilir
tek bir antijenik tipi bulunur, antijenik değiĢim göstermezler.
Bu yüzden bir defa enfeksiyon geçirmekle ömür boyu Seroloji spesifik antikorlar
bağıĢıklık elde edilir. Korunma aĢı
27 28
29 30
5
Pneumovirus - Respiratory Syncytial Virüsü (RSV)
Paramyxoviridae ailesinin Pneumovirus cinsi içerisinde yer alır.
hücre kültürlerinde sinsityal dev hücreler oluĢturması nedeniyle Respiratory Syncytial Virüs adı
verilmiĢtir.
Virüsün hastane içinde yayılımı genellikle hastane personelinin elleri aracılığı ile olur
31
6
Rhabdoviridae
• eter ve kloroforma karşı oldukça duyarlıdırlar. Yarasalar hariç enfeksiyona yakalanan tüm canlılar kısa sürede
karakteristik semptomlarla ölürler
• Kuvvetli asitler ve alkalilerle hızla inaktive olur
sıcak kanlı hayvanlar ve insanlar virüse karşı duyarlıdır.
5 6
1
Kuduz virüsü Virüs tipleri
Sokak Virüsü (Vahşi Tip Virüs)
Doğada yayılmasında yarasalar önemli rol oynar. Hayvanlarda ve insanlarda doğal olarak enfeksiyon oluşturan
tip
Yarasaların, kendileri hastalanmazlar,
inkübasyon süresi uzun 3-8 hafta
yarasalar tarafından hastalık vahşi hayvanlara bulaştırılır.
Sabit Virüs (Aşı Virüsü)
Vahşi hayvanlar evcil hayvanlara bulaştırır. Doğal enfeksiyonlardan elde edilen sokak virüsünün
Evcil hayvanlardan ise insana bulaşır. laboratuvar koşullarında, tavşandan tavşana sürekli pasajları
yapılarak hem inkübasyon süresinin kısaltılması(5-7 gün) ve
Yarasalar mağaralarda taşıdıkları virüsleri inhalasyon ile sabitlenmesi , hem de enfeksiyon yapma yeteneğinin
de insanlara bulaştırabilirler azaltılması ile elde edilen virüs
sabit virüs aşı hazırlanmasında kullanılmaktadır.
Fare gibi kemiriciler kuduz bulaştırmazlar.
Aşı virüsü organizmada negri cisimciği oluşturmadan
üremektedir.
7 8
9 10
11 12
2
Mikroskopik İnceleme
Işık Mikroskopu ile İnceleme
beyin dokusundan histolojik preparat hazırlanır.
intrastoplazmik negri cisimcikleri olup olmadığı araştırılır
Virüs İzolasyonu
görülmemesi durumunda şüpheli kabul edilerek
Deney Hayvanına Ekim
salgı ya da beyin dokusu, fare beynine enjekte edilir, negri cisimciği
ve viral antijenler araştırılır.
Hücre Kültürüne Ekim
hamster ya da fare hücre kültürlerine ekilir. 2-4 günde üretilen
virüsün nötralizasyon deneyi ile kesin tanısı yapılır.
Floresan Mikroskopu ile İnceleme Serolojik İnceleme
Beyin dokusundan hazırlanan preparat floresan boyası ile ile işaretli kuduz İmmünfloresan, kompleman birleşme ve nötralizasyon deneyleri
antikorları ile boyanır kullanılarak serumda ve BOS'ta kuduz antikorları araştırılır.
en hızlı ve en doğru tanı yöntemidir. Ab geç oluştuğu için rutin olarak fazla önemi yok
13 14
tedavi aşı
Klinik semptomlar gelişmeye başladıktan sonra tedavisi mümkün
değildir. Sabit virüs ile hazırlanan aşılar uygulanarak hastalık oluşmadan önce
hastalar 7-10 gün içinde ölmektedir. bağışıklık oluşturulur.
Kuduzda kuluçka süresinin uzun olması nedeniyle, ısırılmadan hemen
sonra yapılan profilakside % 100 olumlu sonuç alınmaktadır. Sabit virüsün kuluçka süresi, sokak virüsüne göre çok kısa olduğu için,
Bu yüzden koruyucu tedaviye mümkün olduğunca erken başlanmalıdır. sokak virüsünden daha önce beyine ulaşarak, kısa sürede antikor
İlk ve en acil yapılması gereken oluşmasını sağlar
Isırılma yarası ilk önce sabun ve bol su ile yıkanmalıdır.
Bazı durumlarda aşı uygulanması yeterli olmayabilir
Sabun kuduz virüsünün lipid yapısını eriterek inaktive olmasını sağlar.
Daha sonra yara zefiran ile temizlenir. kuduz virüsüne karşı immünglobulin içeren bağışık serum uygulaması
Zefiran temas ettiği virüslerin hem ilerlemesini durdurur, hem de öldürür. yapılır
Kan akıyorsa bir süre için durdurulmamalı ve dikiş konulması bağışık serumun yarısı yara çevresine, yarısı da kas içine enjekte edilir
geciktirilmelidir.
15 16
Korunma ve Kontrol
aşı
Hiperimmünglobulinler ilk bir hafta içinde uygulanmalıdır, daha sonraki
günlerde yapılmasının bir faydası yoktur. İnsanlara bulaş en sık köpeklerle, daha az olarak da kedi ve diğer
Aşı ile ayrı enjektörlerde ve ayrı bölgelerde aynı anda uygulanabilirler.
hayvanlarla temas sonucu olmaktadır
Isıran hayvan, ısırdıktan sonra 10 gün yaşamışsa hastada aşılama kesilir.
Temas öncesi aşılama: 0, 7, 21/28'nci günlerde HDCV hayvancılıkla Hastalığın kontrolünde başıboş kedi ve köpeklerin belediyeler tarafından
uğraşanlara, laboratuvar çalışanlarına, veterinerlere, kırsal kesimlere kayıt altına alınması ve aşılama yapılması önemli rol oynar.
çıkacaklara uygulanır.
Bu aşı 2 yıl koruma sağlar, ancak sürekli risk altındakilere 6 ayda bir veya Sahipli kedi ve köpeklerin ise sürekli aşılanması, enfeksiyonun
yılda bir booster aşılama yapılır. yayılmaması yönünden önemlidir.
Temas sonrası: Temas sonrası korunmanın ilk kademesi yaranın sabunlu su
ile yıkanmasıdır. Kuduz sadece bu uygulama ile %80'in üzerinde Ayrıca risk grubu olan hayvan bakıcılarının ,veteriner hekimlerin,, kuduz
önlenmektedir. laboratuvarlarında çalışanların koruyucu olarak aşılanması gereklidir.
HDCV aşılama; 0, 3, 7, 14, 28'inci günlerde deltoid kasına intramuskuler
uygulanır.
17 18
3
TOGAVIRIDIAE
Rubivirus-rubella
İlk defa alman doktorları tarafından teşhis
edilmiştir
Alman kızamığı denmiştir,3 günlük kızamık
20
21 22
:
4
HIV H
I
Human(insan)
Human(insan)
Immunodeficiency (immunyetmezlik
immunyetmezlik))
Human Immunodeficiency Virus V Virus
I Immuno (İmmün)
D Deficiency (yetmezlik)
3 4
By Pr. Justin WANE
5 6
1
Viral Genome Yapısal(striktürel) HIV Genleri
Genleri
7 8
Bu genler HIV’
HIV’in
in hücreyi infekte Bu genler HIV replikasyonu için gerekli
edebilme,replikasyon(çoğalma) ve hastalık değildir yardımcı fonksiyonları vardır
yapabilmesi için gerekli olan proteinlerin
vif – viral infectivity factor insan lenfositleri ve bazı hücre serilerinin
üretimi için bilgiye sahiptirler infeksiyonunda gereklidir.Mekanizması bilinmemektedir
nef – negative factor,
factor, 27 kD AIDS in progresyon determinantıdır
tat – transactivator of transcription Tat
Tat,, viral viral infek
infektivit
tivite
eyi ve çoğalmayı artırır
transk
trans krip
ripsiyonun
siyonun aktivasyonundan sorumlu
vpu – viral protein U,
U, 81 aa lik membran proteinidir
proteinidir..infekte hücrenin
bölgedir plazma membranından viral partikülün salınmasını düzenler,
hızlandırır ve CD4’ün endopla
endoplazmik
zmik reti
retik
kulum
ulumda
da degrade eder
rev – mRNA nın sitoplazmaya transportu için vpr – viral protein R,
R, 96 aa, 14 kDa luk protein indirekt
indirekt olarak viral
replikasyonu
replikasyonu güçlendirir
gerekli yardımcı protein
proteindir
dir
9 10
HIV SİKLUSU
11 12
2
HIV bir hücreyi infekte etmek için 2 HIV bir hücreyi infekte etmek için 2
yüzeyel proteine bağlanmalıdır yüzeyel proteine bağlanmalıdır
13 14
HIV SİKLUSU
HIV
Konak Hücrede Çoğalması
4. Viral DNA’nın integrasyonu
5.Viral mRNA,genomik RNA transkripsiyonu
ve protein sentezi
Transkripsiyon:RNA’ya geri dönüş
Translasyon: RNA Proteinlerin yapımı
Viral Protease
6.Tam virüs partikülü oluşumu,Tomurcuklanma
ve salınım
Son olarak , viral RNA ve ilişkili proteinler
paketlenir ve lenfosit yüzeyinden salınır ve
başka lenfositi infekte etmeye devam eder
15
17 18
3
Reverse Transcriptase Inhibitor (Kırmızı) Viral DNA nın konak DNA ya
AZT- benzeri ilaçlar Reverse Transcriptionu inhibe eder
integrasyonu (Provirus))
19 20
21 22
23 24
4
Olgunlaşma ve konak
hücreden ayrılma
25 26
HIV cycle
27 28
Dünyada 2016 yılında yaklaşık 36.7 milyon insan HIV ile birlikte
yaşamaktadır
Bunların 2.1 milyonu 15 yaşın altındaki çocuklar
yaklaşık 18.8 milyonu kadın ve genç kızlardır.
29 30
5
Tablo 1. HIV (+), AIDS ve Toplam Vaka Sayısının ve Ölümlerin Yıllara Göre Dağılımı (Türkiye 2012-2016)*
*Son 5 yılda 31 Aralık 2016 tarihi itibarıyla doğrulanarak 30.06.2017 tarihine kadar bildirimi yapılan ve sisteme kaydedilen vaka sayılarıdır.
Vücut sıvıları ile
Yıllar HIV (+) AIDS TOPLAM ÖLÜM
Kan ve kan ürünleri
2012 986 97 1083 41
Semen
2013 1309 102 1411 28
Vajinal
Vajinal sıvı
2014 1894 137 2031 18
31 32
Blood
Semen
18,000 Vaginal
11,000
Fluid Amniotic
7,000 Fluid
4,000 Saliva
1
33 34
1 ml vücut sıvısında bulunan ortalama HIV partükül sayısı
35 36
6
HIV nelerle bulaşmaz ? Patogenez
HIV bir hücreyi infekte etmek için 2 yüzeyel
Cinsellik dışında yakın ilişkiyle proteine bağlanmalıdır. Bunlar;
Banyolardan -CD4
Tuvaletten -CXCR4 (fusion
(fusion)) veya CCR5
Yüzme havuzundan Eğer HIV virüsü CD4 ve CXCR4’ü kullanıyorsa T- T-
Duşlardan tropiktir.
Kan ve kan ürünleri ile geçebilir. T lenfositleri infekte
Telefonlardan eder.
Yiyecek-içecek paylaşılmasıyla
Eğer HIV virüsü CD4 ve CCR5 kullanıyorsa M- M-
Sinek ve böcek vektörlerle bulaş tropiktir.
gösterilememiş M-tropik virüsler seksüel yolla geçerler. Makrofaj ve
T lenfositleri infekte eder.
37 38
ilişkili Opportunisti
AIDS ile iliş Opportunistikk
Klinik Belirtiler İnfeksiyonlar
CDC’nin HIV sınıflaması
ilişkili Opportunisti
AIDS ile iliş Opportunistikk
İnfeksiyonlar İmmunolojik değişiklikler
Para
Parazitik
zitik T hücre bozuklukları;
Pneumocystis CD4 + T hücre sayısı ve fonksiyonunda azalma
carinii
CD8 + T hücre değişiklikleri (fonksiyonel bozukluk)
41 42
7
HIV maruziyeti ve infeksiyon
HIV ile infekte kişiler
47 48
8
ELISA, Western Blot and
Tanı
PCR
Tanıda en fazla ELISA testi kullanılmaktadır
Bu testin duyarlılığı ve özgüllüğü %99 civarındadır
FDA tarafından lisans alan ELISA kitleri
kullanılmaktadır
Birçok ELISA testinde HIV ile infekte T lenfosit hücre
kültürlerinden elde edilen viral antijenler kullanılır
Bu antijenler p24,p17,gp160,gp120 ve gp41’den
zengindir
Serolojik olarak HIV infeksiyonu takip edilecek ise akut
infeksiyon sırasında serumda ilk saptanan virüs
markerı p24 antijenidir
49 50
9
Gelecekte Tedavi İmkanları Test yapılırken uyulması gerekli
kurallar
İsim kullanılmaz
Aşı Kimlik numarası verilir
HIV’in CD4 reseptörüne Sonuçlar test alıcısına verilir
bağlanmasını engelleyen
Kemokinlerin kullanılabilmesi
55 56
57
10
• Hastalıkların temelinde organizmanın kendi
antijenlerine (self antijen) karşı immün reaksiyon
vardır.
• Normalde bireyler kendi (self) antijenlere
yanıtsızdır (tolerans).
Otoimmün Hastalıklar • Otoimmünite self-toleransta bozulma sonucudur.
• Gelişmiş ülkelerde %2-5 kadardır, insidansı
giderek artmaktadır.
• Belli bir organa yada hücre tipine karşı gelişen
otoantikorlar veya T hücre aracılı reaksiyonla
gelişen lokal doku hasarı ya da birçok organda
lezyonla karakterize multisistemik hastalık olabilir
1
3- Anerji Otoimmünite Mekanizmaları
• Lenfositlerin fonksiyonel olarak • Self toleransın çökmesi ve otoimmünite
inaktivasyonudur
gelişmesinin yanıtı basit değil, hala
• T hücrelerinin aktivasyonu için iki sinyal çalışmalar devam etmekte
gereklidir.
• Self toleransının bozulmasına:
• Antijen, uygun MHC taşıyan hücre ile T
lenfosite sunulur. APC’de ikinci uyarıcı - self antijenleri ortaya çıkaran, sunumunu
moleküllerin bulunması gerekli (B7) değiştiren enfeksiyonlar ve doku hasarı gibi
• 2. sinyal molekülleri olmadığında T lenfosit çevresel faktörler ile
aktive olmaz ve anerjik hale gelir. - Lenfosit toleransını etkileyen duyarlılık
• B hücreleri spesifik T helper hücre yoksa genetik faktörlerin kombinasyonu sonucu
Ag’le karşılaşırsa anerjik olabilirler olduğuna inanılır
Genetik faktörler
Enfeksiyonun rolü ve doku hasarı
• Genetik faktörler otoimmün hastalık
gelişiminde önemlidir • Bakteri, mikoplazma ve virüsler otoimmün
reaksiyonların tetikleyicisi olarak sorumlu
• Pek çok otoimmün hastalıkta aile öyküsü tutulmuşlardır
vardır. • Viruslar ve diğer mikrobik ajanlar self antijenlerle
• Çeşitli otoimmün hastalıklar, HLA lokusu, çapraz reaktif olan epitoplar içerebilir
özellikle sınıf II MHC (DR, DQ) allelleriyle yakın mikroba karşı gelişen reaksiyon self dokulara
ilişkilidir. hasar verir.
• Bir hastalığın belli bir HLA allelini taşıyan Buna moleküler benzerlik denir
kişilerde görülme sıklığı göstermeyenlere göre En iyi örnek romatizmal kalp hastalığıdır
daha fazla
• Ancak MHC genlerinin otoimmüniteyi nasıl
tetiklediği bilinmiyor
• Enfeksiyon ile oluşan doku nekrozu ve iltihap Sistemik Lupus Eritematozus (SLE)
antijen sunan hücrelerdeki kostimulatuar
moleküllerin ekspresyonunu artırabilirler • İltihabi multisistem hastalıktır
Böylece T hücre anerjisi ortadan kalkabilir ve T • Akut veya sinsi başlar.
hücre aktivasyonuna neden olabilir • Temel defekt selftoleransı sürdürememek.
• Doku antijenleri sadece enfeksiyonla değil Dokularda direkt yada immünkompleks
çeşitli çevresel uyarılarla da değişebilir. depolanmaları yapan otoantikorlar yapılır
- UV hücre ölümü yapar ve nükleer antijenleri • Her organı tutabilir. En sık deri, böbrekler,
ortaya çıkartabilir
seröz membranlar, eklemler, kalp tutulur.
- Sigara self antijenlerin kimyasal değişimine
neden olabilir • Tutulan bütün dokuların ortak özelliği fibrinoid
depolanma, inflamasyon gösteren vaskülit
- Hastalıkların kadınlarda daha fazla
görülmeleri hormon etkisini düşündürebilir varlığıdır (Tip III AD)
2
SLE gelişiminde;
• Genetik faktörler: • İmmünolojik anomaliler
- ailesel ilişki, aile bireylerinde hastalık gelişim riski -yüksek miktarda Tip I interferonlar
yüksektir -B lenfosit toleransın kaybı; otoreaktif B
- HLA-DR2 veya DR3 (sınıf II MHC) içeren kişiler lenfosit fazlalığı
- Bazı olgularda kalıtsal komponent eksikliği vardır.
-DNA ve RNA’yı tanıyan B lenfositleri
immünkomplekslerin uzaklaştırılmasını önleyebilir
aktive eden TLR sinyalleri
• Çevresel faktörler:
-UV radyasyon • En çok organ lezyonu immun kompleks
-sigara alışkanlığı birikimi sonucu oluşur (Tip III AD)
-kadın seks hormonları, üreme çağında fazla • Kan hücrelerine karşı sitotoksisite (tip II AD)
-İlaçlar, prokainamid hidralazin
3
WHO tarafından lupus nefriti VI sınıfta incelenir.
•“Class” I : yapısal değişiklik yoktur •Eklem tutulumu: eklemde şişlik vardır.
•“Class” II: Mezangial hücre proliferasyonu var, Deformite yoktur. Sinovial membranda iltihabi
damar tutulumu yok. %10-25 olguda infiltrasyon, nadiren fokal fibrinoid nekroz
•“Class” III: Fokal proliferatif glomerulonefrit. vardır.
Olguların %20-35’i. •SSS tutulumu: Nöbet ve psikoz olur.
•“Class” IV: Diffüz proliferatif glomerulonefrit. Nörolojik bulgular akut vaskülit ve anti nöron
Olguların %35-60 antikorlara, AFA lara bağlı olabileceği
•“Class” V: Membranöz glomerulonefrit: Olguların düşünülmektedir.
%10-15’inde görülür. Damar duvarları •Dalak: Kapsülde fibröz kalınlaşma, folliküler
ışık mikroskobunda Wire loop –tel halka hiperplazi, santral arterler çevresinde onion-
•“Class” VI: Kronik sklerozan glomerulonefrit. skin denilen perivasküler fibrozis görülür.
glomeruloskleroz, tübüler atrofi,
intertisyel fibrozis.
• Seröz kaviteler:
SLE’nin klinik bulguları
İnflamasyon akut, subakut • Yüzde kelebek döküntü, ateş, fotosensitivite
veya kronik olabilir. eklemde ağrı deformite yoktur (ayak, diz,kalça,el
•Kardiovasküler sistem: parmakları,omuz, bilekler), göğüste plörit ağrısı
• Başlıca perikardit şeklindedir • Bazan nedeni belirsiz ateş, üriner bulgular, RA
• Valvüler bozukluklar sıktır. veya romatizmal ateşi taklid eden bir eklem
Sıklıkla aortik ve mitral hastalığı şeklinde olabilir.
kapaklar tutulur. • ANA pozitiftir.
• Libman-Sacks endokarditi → • Anti-çift sarmal DNA, SLE için spesifiktir
nonbakteriyel verrüköz • Konvülsiyon veya psikoz başlangıç bulgusu ve
endokardit dominant bulgu olabilir.
• Koroner ateroskleroz • Küçük retinal eksüda, halsizlik, iştahsızlık,
bulguları sıktır zayıflama olabilir.
4
•Morfoloji:
• Ekzokrin glandların duktal epitel hücrelerindeki
• Tükrük ve göz yaşı bezleri başlıca hedeftir.
antijenlere karşı CD4+ T hücrelerin reaksiyonu
Solunum yolları, GİS, vajen gibi tüm ekzokrin
olduğu düşünülmekte.
glandlar tutulabilir
• B hücre hiperaktivitesi, ANA, %75 olguda RF+
• Periduktal ve perivasküler lenfositik infiltrasyon,
(RA olmasa da)
lenfoid folliküller , başlıca CD4 + lenfositler vardır
• Primer hastalıkta ribonükleoprotein –RNP-
• Duktal hücrelerde hiperplazi, zamanla asiner
antijenleri SS-A(Ro), SS-B (La) ye karşı
atrofi, fibrozis ve hiyalinizasyon görülür
otoantikorlar vardır. Ancak Sjögren için tanısal
• korneal epitelde kuruma erozyon ülserasyon
değil
……keratokonjonktivit
• Oral mukozada iltihap, fissürleşme, ülserasyon
….kserostomi
Klinik
• Sıklıkla 35-50 yaşında kadınlarda görülür
• Keratokonjonktivit görmede bulanıklık, kaşıntı,
yanmaya neden olur
• Kserostomi katı gıda yutmada güçlük, ağızda
çatlaklara neden olur
• Nazal septumda perforasyon, burun kanaması,
tekrarlayan bronşit, pnömoni görülebilir
• Sinovit, diffüz pulmoner fibrozis, periferik
nöropati
5
• Hastalığın nedeni bilinmemektedir. Genetik
• TGF-β, IL-13 ve PDGF gibi mediatörler
ve çevresel etkenler katkı sağlar.
fibrozisi stimule eder
• Küçük arterlerde endotel hasarı ile aktive T
• Humoral immunitede de bozukluklar
lenfositleri damar çevresinde birikir
vardır.
• Aktive T hücreleri ve makrofajlar
fibroblastları uyarır ve kollajen yapımını
Çeşitli ANA lar vardır:
tetikler
• DNA topoizomeraz’a karşı Anti-SCL70
•Tekrarlayan hasarlar endotel proliferasyonu
oldukça spesifiktir
ve intimal fibrozise yol açar, küçük damarlar
• diğer ANA, antisentromer antikor
tıkanır, iskemik hasar gelişir.
Morfoloji
• Tüm organlar etkilenmekle birlikte başlıca deri, • Ödem, perivasküler CD4+T hücre
GİS, kas-iskelet sistemi, böbrek, akc, kalp tutulur. infiltrasyonu, kollajen liflerde şişme ve
• Deri: El parmakları ve üst ekstremitelerde deri dejenerasyon.
atrofisi. • Kapiller ve küçük arterlerde bazal
• Erken dönemlerde deri ödemli ve kabadır, membranda kalınlaşma, endotelde zedelenme
zamanla atrofi gelişir. ve parsiyel oklüzyon vardır.
• Zamanla el pençe eli şeklini alır, eklemlerde • Zamanla dermiste fibrozis gelişir.
hareket kısıtlılığı vardır.Yüz maske yüzü Epidermis incelir, deri ekleri kaybolur, fibrozis
• İskemik deride ülserasyon ve parmaklarda atrofik subkutan dokuya ilerler, damar duvarlarında
değişikliklere neden olur. hiyalin kalınlaşma vardır.
• Sindirim sistemi:
• Olguların %90’ında tutulur. En çok özofagus
etkilenir. Atrofi ve kas tabakasının yerini
fibrozis alır
• Özofagus alt ucu lastik boru gibi olur. Sfinkter
fonksiyon bozukluğu sonucu reflu ve Barret
özofagusu gelişir.
• Mukoza incelir, ülsere olabilir, lamina propria
ve submukozada yaygın fibrozis vardır.
• Barsakta villus kaybı, malabsorbsiyon
sendromları gelişir.
6
•Kas-iskelet sistemi: Klinik bulgular
• Erken dönmede sinovyal inflamasyon ve
hiperplazi, zamanla fibrozis gelişir, • 50-60 yaş grubu kadınları tutar
• Eklem hasarı sık değil • Disfaji, karın ağrısı, intestinal obstriksiyon,
malabsorbsiyon, solunum güçlüğü, sağ kalp
•Akciğer: pulmoner hipertansiyon, interstisyel fonksiyon bozukluğu, kardiak aritmi, yetmezlik
fibrozis olabilir
• En kötü bulgu malign hipertansiyondur. Böbrek
•Böbrek: interlobüler arterlerde damar yetmezliğiyle hastalar kaybedilebilir.
duvarları kalınlaşması, hipertansiyon, renal • Günümüzde böbrek yetmezliği tedavisinde
yetmezlik gelişmeler sonucunda akciğer hastalığı başlıca
ölüm nedeni halini almıştır.
•Kalp: myokardial fibrozis, perikardit,
intramyokardial arteriollerde kalınlaşma
7
• Hücrelere virusun girişi kemokin reseptörleri
olan CD4 ve koreseptörleri gerektirir
• Viral gp120 ile bağlanıp viral gp41 protein aracılı
hücre füzyonu olur
• Virus genomu konak hücre DNAsına integre
olur,
• İmmün yanıtı tetikleyen uyarılarla viral gen
ekspresyonu olur
• Enfeksiyon ile mukozal T hücreleri ve dendritik
hücrelerde akut enf, viremi, lenfoid dokularda
latent enf, CD4+ hücrelerin kaybı HIV virüs
Yaşam siklusu
En önemli yol
VĠRAL ĠNFEKSĠYONLARDAN Konağı immunizasyon yolu ile koruma
KORUNMA VE ANTĠVĠRAL TEDAVĠ
Prof.Dr.Buket Cicioğlu Arıdoğan
IgA aracılıklı Lokal immünite 1 ve 2 .maddedeki şartlarda çok mutlaka viral üreme kademelerinde etkin olmalıdır.
önemli
Influenza A da Amantadine
3 4
hücreye adsorbsiyon ve penetrasyonu önler
1
ANTĠVĠRAL TEDAVĠ VĠRAL PROFLAKSĠ
PASĠF ĠMMUNĠZASYON
Kuduz
PASĠF ĠMMUNĠZASYONDA KULLANILAN Ig KAYNAKLARI
Belirli bir etkenle infekte olmuĢ ve konvelasan dönemdeki hasta serumları HBV
Belirli bir etkenle hiperimmünize edilen birey serumları
Belirli bir etkene karĢı yüksek antikor titresi saptanan kan donörlerinin
serumları 9 10
2
CANLI (ATTENUE) AġILAR ĠNAKTIVE (ÖLÜ) AġıLAR
Etkenin replikasyon yeteneği ortadan kaldırılır,
Virulansı azaltılmıĢ hastalık oluĢturmayan canlı patojenler kullanılır
ancak immün sistemi uyaracak karakteristikleri korunur
Attenuasyon virulansın azaltılmasıdır
Formaldehyde sıklıkla kullanılır
Ancak attenuasyon çok iyi Ģekilde yapılmalı
Vücutta replike olmazlar
AĢı yapılan bireyde virüs replike olmaya devam eder
Ekzojen antijenler rol oynadığı için TH2 cevabı rol oynar ve bu nedenle ağırlıklı olarak
Avantajları antikor aracılıklı humoral bağıĢıklığı tetiklemektedir
Daha kapsamlı ve uzun süreli bağıĢık cevap oluĢtururlar Hücresel bağıĢıklık zayıftır,mukozal immünite sağlamazlar
Viral aĢılar TH1 ve CTL baskın olduğu hücresel aracılıklı bağıĢıklığı tetiklemektedir
Mukozal ve humoral immünitede oluĢur Avantajlar Dezavantajlar
Güdümlü bağıĢıklığa imkan tanır Virulan suĢa geri dönme riski yok Yüksek doz veya multiple doz veya
adjuvana ihtiyaç gösterir
Dezavantajları
Ġmmün suprese hastalarda kullanılabilirler Güdümlü bağıĢıklığa imkan tanımaz
Virulan suĢa geri dönme riski var
Oda ısısına dayanıklılık yüksek Uzun süreli bağıĢıklık sağlamak zordur
Viral persistans yapması ve onkojenik özelliği önlenmeli
Herpes viruslarda bu nedenle aĢı zor yapılmaktadır
Ġmmunyetmezlikli ve hamile bireylerde kullanılmaz 13 ı 14
Oda ısısına dayanıklılık düĢük
ANTĠGENĠC SHĠFT
Viral genomun istenilen bir bölümünün taĢıyıcı molekül büyük antijenik değiĢiklikler
Örneğin kuĢ ve insanda hastalık oluĢturan influenza virusları aynı anda domuzu infekte ederlerse,
içerisine eklenmesi ( maya hücreleri veya E.Coli) her iki virus suĢu ile infekte olan domuzda değiĢik rekombinasyonlar ortaya çıkarak yeni salgınlara
yol açabilir.
BAZI VĠRAL HASTALIKLARA KARġI KULLANILAN AġILAR YENĠDOĞAN VE BEBEKLERĠN BAZI VĠRAL HASTALIKLARA KARġI KORUNMASI ÖNEMLĠ
POLĠO (çocuk felci)
Polio (çocuk felci) Picornaviridae – enterovirüs (RNA)
3
POLĠO (ÇOCUK FELCĠ) KIZAMIK, KIZAMIKCIK, KABAKULAK
(MMR,KKK)
2.ayın sonu 4.ayın sonu 6.ayın sonu 18.Ayın sonu ĠÖ 1.sınıf
HEPATĠTĠS B AġISI
HBV
1965 Avustralya antijenin keĢfi HBV çift zincirli DNA virüsüdür
Doğumda 1 doz ,1. ayın sonunda 2.doz ,6. ayın sonunda 3.doz
1986 recombinant aĢılar
veya ilköğretim 8. sınıfta 3 doz
HAV
ERĠġKĠN HBV AġI RĠSK GRUBU
Picornaviridae – hepatovirüs (RNA)
Homoseksüel erkekler
Pasif bağıĢıklama
Çok eĢli Heteroseksüeller IgG 14-24 gün yarı ömrü
Koruyuculuk %80-90
Hayat kadınları
4
HAV SUÇĠÇEĞĠ VĠRÜSÜ (VZV) AġISI
Aktif BağıĢıklama Suçiçeği özellikle okul çağı ile birlikte zaman zaman salgınlar yapar.
Ġnaktif (ölü) Canlı virus aĢısıdır.
Attenue (canlı) 1 Ocak 2012 ve sonra doğanlara
ĠNAKTĠF AġILAR 12. ayın sonunda Tek doz
Kolun üst kısmında, deltoid kasa uyan bölgeye ya da uyluğun dıĢ
Ġnsan diploid MRC-5 hücresinde HM-175 suĢu üretilip
tarafına cilt altına-subkutan
formaldehit ile inaktive edilir.
0,5 ml
Aluminyum hidroksit adjuvan olarak kullanılır
Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun 29.01.2013 tarih ve 9133 sayılı
Rutin yazısı ile duyurulmuĢtur
18.ayın sonu 1 doz ve 24.ayın sonu 2. doz i.m Rutin aĢı Ģemasına girmiĢtir
6 yaĢ sonrası anti HAV Ig G (-) ise uygulanır
<13 yaĢ Tek doz
>13 yaĢ 2 doz: 4-8 hafta arayla
Yüksek risk grubundaki seronegatif kiĢiler
5
INFLUENZA AġISI
ĠNFLUENZA Ülkemizde ithal inaktive split aĢı kullanılır.
AĢı 11 günlük döletli yumurtada hazırlanır.
ANTĠVĠRAL KULLANMA ENDĠKASYONLARI Trivalan
i.m uygulanır
Ġlaçla Koruma Uygulanacak kiĢiler:
Drift;
1. AĢılanmamıĢ ancak hastalığı çok ağır geçirebileceği düĢünülenlere,
2. Riskli gruba bakım verenlere, Minor bir farklılaĢma olan antijenik kayma, heryıl farklı antijenik tiplerin
3. Ġmmün yetmezliği olanlara, devreye girmesine ve buna bağlı olarak aĢı içeriğinin değiĢtirilmesine neden
4. AĢıya alerjisi olanlara, olur;
5. Salgın kuĢkusu olduğunda toplu yaĢanan yerlerde yaĢayanlara uygulanır.
bu değiĢimler virüsün “yüzeyglikoproteinleri” olan “hemaglütinin (H)” ve
6.Antikor cevabının oluĢma süresinin beklenemediği durumlarda(10-14 gün)
7.AĢının elde edilemediği durumlar “nöraminidaz (N)” bölgelerinde gerçekleĢir.
6
RECOMMENDED COMPOSĠTĠON OF ĠNFLUENZA VĠRUS VACCĠNES
FOR USE ĠN THE 2017-2018 NORTHERN HEMĠSPHERE
2018-2019 INFLUENZA Aġı KOMPOZISYONU ĠNFLUENZA SEASON
„’For 2018-2019, trivalent (three-component) vaccines are CDC recommended to
contain: an A/Michigan/45/2015 (H1N1)pdm09-like
A/Michigan/45/2015 (H1N1)pdm09-like virus virus;
37
A/Singapore/INFIMH-16-0019/2016 A(H3N2)-like virus (updated)
B/Colorado/06/2017-like (Victoria lineage) virus (updated) an A/Hong Kong/4801/2014 (H3N2)-like
For the 2018-2019 season, All recombinant vaccine will be quadrivalent. (No trivalent recombinant vaccine will be available
virus; and
this season.)
Quadrivalent (four-component) vaccines, which protect against a second lineage of B viruses, are recommended to contain:
the three recommended viruses above, plus B/Phuket/3073/2013-like (Yamagata lineage) virüs’’
a B/Brisbane/60/2008-like virus.
Page last reviewed: August 30, 2018,Page last updated: August 30, 2018
Content source: Centers for Disease Control and Prevention, National Center for Immunization and Respiratory Diseases (NCIRD)
- an A/Singapore/INFIMH-16-0019/2016 (H3N2)-like virus;
- a B/Colorado/06/2017-like virus (B/Victoria/2/87 lineage); and
vaccines containing two influenza B viruses
- a B/Phuket/3073/2013-like virus (B/Yamagata/16/88 lineage). contain the above three viruses and a
B/Phuket/3073/2013-like virus. 38
INFLUENZA
KONTROL
A / California /7/ 2009 (H1N1)
39 40
KUDUZ KUDUZ
Korunma ve Tedavi
- AĢı
- Hiperimmunglobulin
Rhabdoviridae – Lyssavirus (RNA) - Antiviral tedavi yok
41 atlarda hazırlanan 42
7
KUDUZ KUDUZ
Ġnkübasyon dönemi uzun bu nedenle aĢı ile En emin aĢı insan diploid hücre aĢısı
(Human diploid cell vaccine HDCC)
proflaktik tedavi mümkün inaktive aĢı
WI-38 (Ġnsan embriyonik AC fibroblastı)
Ördek embriyosu aĢısı Sinir dokusu proteinleri yok Y. E de yok.
inaktive aĢı Ultrafiltrasyon ve β-propiolakton ile inaktive edilir
Doz Doz
ısırılmadan sonra 21 gün süre ile her gün 1ml 5 doz aĢı
son aĢıdan sonra 10 gün ara ile 2 kez daha
1 ml Ģeklinde 0, 3, 7, 14, ve 28. gün i.m.
43 44
KUDUZ KUDUZ
Risk altındakilere
45 46
8
İMMUNOLOJİK TOLERANS
• Antijenlerin vücutta immun sistem hücrelerini
özellikle lenfositleri uyaramamasına bağlı
İMMUNOLOJİK TOLERANS olarak gelişen yanıtsızlık durumuna
immunolojik tolerans denir.
• Tolerans (yanıtsızlık) iki kısımda incelenebilir
Prof.Dr.Buket Cicioğlu Arıdoğan • Vücudun kendi doku antijenlerine karşı gelişen
yanıtsızlığa oto tolerans
• Yabancı antijenik yapılara yönelik duyarsızlığa
immunolojik tolerans denir
1
T-Lenfosit Toleransı B-Lenfosit Toleransı
• Düşük dozda,Fazla dozda ve • İki şekilde tolerojenik duruma gelirler
adjuvantsız antijenler verildiğinde de • Klonal eliminasyon
• Anerji
duyarsızlık gelişebilir
• Klonal eliminasyon
• Kemik iliğinde olgunlaşan B- Hücrelerinin bazıları
otoreaktif olduğundan ayrılmadan önce elimine edilirler
• Anerji, bir antijene karşı tepki göstermeme durumudur
• PreB hücreleri yüzeylerinde sadece IgM
bulundurduklarında bütün antijenlere yanıt verecek
durumda değildir. Bu nedenle tolerans yüksektir
• Yüzey reseptörler oluşunca tolerans ortadan kalkar
OTOİMMUNİTE VE
Treg Lenfosit Toleransı
OTOİMMUN HASTALIKLAR
• Treg hücreleri sentezledikleri supresif
karakterdeki sitokinlerin etkisi ile • Vücutta normal koşullar altında kendi doku antijenlerine
karşı immunolojik yanıtın meydana gelmemesine oto
tolerans denir .
• B ve T hücre proliferasyonunu • normal koşulların bozulduğu durumlarda kendi doku
önleyerek toleransa neden olurlar antijenlerine karşı immunolojik yanıt meydana gelmesine
ise otoimmünite, oluşan hastalıklara ise OTOİMMUN
HASTALIKLAR denir .
2
OTOİMMUNİTE VE OTOİMMUN HASTALIKLAR Otoimmun Hastalıkların Ortak Özellikleri
• Sağlıklı bireylerde doğal otoantikorların
varlığı tespit edilmiştir • Otoimmnun hastalıkların gelişmesinde temel gıda
komponentlerindeki değişiklikler predispozan etki
gösterir
• Otoimmun hastalıklarda her sınıftan • immun sistem mekanizması bozulur ve vücut direnci
antikor oluşabilmektedir kırılır
• Eskiden yaşlılarda daha fazla görülürdü
• günümüzde ise daha gençlerde de görülebilmekte
• ancak IgM, IgG ve IgE tipi antikorlar daha
• aynı şahısta birden fazla otoimmun hastalık
sık görülmektedir görülebilir
3
ÇEŞİTLİ OTOİMMUN HASTALIKLAR
4
Transplantasyon immunolojisi
Transplantasyon; aynı birey üzerinde veya bir bireyden
Transplantasyon
diğerine cerrahi yolla hücre, doku veya organın
nakledilmesidir
immunolojisi Organ veya doku, fizyolojik işlevini yerine getiremediği
zaman başvurulan medikal yoldur
Böbrek
Kalp
Prof.Dr.Buket Cicioğlu Arıdoğan Akciğer
Karaciğer
Kemik iliği
Pancreas
Deri
Barsak
Kornea
en Sık Yapılan Doku Nakilleridir
3 4
1
DOKU REDDİ
REDDİ Graft Reddinin immunolojik Mekanizması
Bir graftın alıcı vücudunda yaşama şansı direkt
Graftların MHC antijenlerine karşı gelişen immunolojik olaylarda,
olarak verici ile alıcı arasındaki doku uyumuna immun sistemin çeşitli effektör mekanizmaları rol oynar
bağlıdır. Eğer ilk kez bir allograft uygulanırsa,yani genetik olarak ilişkisiz
bireyler arasında yapılmışsa graft -yaklaşık 7-12 gün yaşar ve bu
Doku, alıcı ile graft arasında gelişen immünolojik süre sonunda reddedilir.
olaylara göre reddedilir veya kabul edilir. Primer immun yanıt mekanizması ile gerçekleştirilen bu red olayına
"birinci set reaksiyonu" denir
Doku reddinde gelişen olayların tümü immün
Bu tip reaksiyonda graft akut olarak atılır.
sistem tarafından kontrol edilir.
7 8
9 10
2
Graft Reddinin immunolojik Mekanizması Graft Reddinin immunolojik Mekanizması
Bu gelişmelerden sonra,
Damarlarda ki bu yıkımdan dolayı,graftın kan dolaşımı bozulur, infarktüs
antijene duyarlı CTL lenf nodülünden ayrılır ve damarlar
Damar endotelinin parçalanması sonucu hemoraji, graft antijenlerine karşı oluşan antikorlar, komplement aracılığı ile graftın
15 16
sitotoksite mekanizması) ile graft hücrelerini aşırı duyarlılık yanıtı oluşturarak greft hasarına yol açabilir.
Graftın reddi durumunda, genellikle şiddetli Alloantikorlar kompleman sistemini uyararak grefti besleyen
17 18
3
Doku Reddi Tipleri Hiperakut
Graft atılımı (doku Reddi) immün efektör mekanizmalar dışında Nakilden dakikalar ya da saatler içinde olur
Böbrek transplantasyondaki süreçler temel alınır olan doğal antikorlar denen IgM tipi alloantikorlar rol oynar
Kronik DR
19 20
Hiperakut
Hiperakut
Hiperakut atılım IgG tipi antikorlar aracılığı ile de olabilir.
Histopatolojisi:
IgG tipi antikorlar daha önceki kan transfüzyonları veya multiple
gebeliklere bağlı olarak alloantijenlere maruziyet sonucu gelişir Polimorf çekirdekli lökositler
Eğer alloreaktif antikorlar düşük düzeyde ise hiperakut atılım yavaş
Nakledilen doku damarlarında yaygın
gelişir,birkaç gün
mikrotrombililer
hiperakut atılımdan kaçınmak için alıcı; bu tip antikorların varlığı
açısından değerlendirilmelidir.
Yaygın lökosit infiltrasyonu
21 22
Akut Akut
Akut atılım; transplantasyonun ilk haftasından sonra başlayan T hücreleri ve Böbrek transplantasyonlarında endoteliyal hücreler akut atılımda en
antikorların aracılık ettiği vasküler ve parankimal hasar sürecidir. erken hedef bölgelerdir.
Birkaç gün veya haftada doku reddi gerçekleşir
Aktive T hücreleri ya graft hücrelerine direkt litik etki yapar veya graftta
hasar oluşmasına neden olan inflamatuar hücrelerin toplanmasına ve Hem CD4+ T hücreleri hem CD8+ T hücreleri rol oynar ancak CD8+
aktivasyonuna neden olan sitokinleri salar T hücreleri daha majör görev oynar
23 24
4
Akut Kronik
Kronik atılım ; graftta fonksiyon kaybına neden olan fibrosis ve
Histopatolojisi: Nakledilen dokuda lökosit, vasküler anormalliklerle karakterize uzun bir süreçte meydana gelen
bir durumdur. Bu olayların gelişmesi yıllar alabilir
Eğer immunolojik gücü kuvvetli bir vericiden alınan graft, immun yetmezliği
Kronik atılım her organda farklı patolojik olan veya immun sistemi baskılanmış bir alıcıya nakledilirse,
27 28
kullanılır.
29 30
5
Doku Tiplendirimi Doku Tiplendirimi
1) Moleküler/DNA Temelli Yöntemler 2) Antikor Temelli serolojik Yöntemler
herhangi bir çekirdekli hücreden elde edilecek DNA örneği kullanılabilir. Terazaki yöntemi
Genellikle kandaki lökositler kullanılır. saflaştırılmış olan hücreler çeşitli antikorlarla karşılaştırılır Antikorun özgün
organ ve doku nakillerinde önemi olan MHC I ve II alellerin belirlenmesini olduğu antijeni taşıyan hücreler, ortamdaki antikoru bağlar ortama
kolaylaştırır kompleman eklenerek antikor bağlamış olan hücrelerin ölmeleri sağlanır.
Canlı hücre gerektirmez canlı/ölü hücre ayırımı ile serumda hangi antijen ya da antijen gruplarına
Aynı anda çok sayıda örnek çalışılabilmesi karşı antikor gelişmiş olduğu belirlenebilir
serolojik olarak tanımlanamayan alellerin tanımlanabilmesi. hasta serumu ile verici kökenli hedef hücrelerin karşılaştırılması ile
uygulanırsa“crossmatch” olarak değerlendirilir.hiperakut rejeksiyonun
öngörülmesinde yol göstericidir.
31 32
histomorfolojik yapısı ve hücrelerinde taşıdığı doku uyuşum ilaç azathioprine dir .ancak bu ilaç K.İ de lökosit prekürsörlerine ve barsak
enterositlere toksik etki yapmaktadır. en yeni ve en yaygın kullanılan ajan
antijenlerinin yoğunluğuda graftın yaşam süresini etkiler
mycophenolate mofetil
mofetil(MMF)
(MMF)
için daha uzun bir süre geçtiğinden immun yanıt daha geç başlar Bunların ortak özellikleri, alıcının immun sistemini baskılamak \ immunoloiik olaylar
sırasında ortaya çıkan yangısal reaksiyonları azaltmaktır.
ve böbreğe göre daha uzun sürede atılır
33 34
Transplantasyon immunolojisi
immunolojisi,,
otoimmunite ve hipersensitivite
reaksiyonlarını kapsayan immun sistemin
en hasar verici yanıt biçimidir.
35
6
Genel özellikler
• Mantarlar (Fungus), klorofil içermeyen ökaryotik
mikroorganizmalardır.
• Hücre duvarı içerirler (kitin, mannan, glukan içeren)
MANTARLAR • Flamentöz yapıları bulunabilir (küf mantarları)
• Üreme için spor adı verilen hücreleri oluştururlar.
• Eşeysiz ve/veya eşeyli ürerler
• Genellikle saprofitik
• Dünyada 200.000 sınıflandırılmış mantar var
• İnsanlar için 300 civarında tür patojen
Endosporları vardır. Bunlar uygun Lizin setez yolu L-adipic asid yolu üzerinden Meso-diaminopimelic asid
Seksüel ve aseksüel sporları vardır.
Sporlar Bunlar çoğalmayı sağlar
olmayan şartlarda yaşamayı sağlar,
çoğalmada rolleri yoktur.
Kloroplast Yoktur (fotosentez yapamaz) Vardır (fotosentez yaparlar)
İpliksi (filamantöz) yapılar Vardır Yoktur (Actinomycete'ler hariç)
MORFOLOJİ • Gelişmeleri için uygun ortam bulduklarında, bir hücrenin uzantı teşkil
etmesiyle, hif denilen yapı teşekkül eder.
• Patojenik mantarlar, maya (yeast) veya küf (mold) • Bu hifler uygun olmayan şartlarda spor denilen canlı hücre elementleri
mantarları olarak ikiye ayrılırlar. şeklinde yaşarlar. Uygun ortamda spordan çimlenme borusu oluşur.
Bunun uzaması ile hif teşekkül eder.
• Küf kitlesine miçel adı da verilmektedir. • Hifler bölmelere ayrılmışlarsa bölmeli hif; uzun ve bölmelere
• Mayalar tek hücreli, küfler çok filamentöz hücreli (hücre ayrılmamışlarsa bölmesiz hif denir.
duvarlarıyla kısmen ayrılmış) organizmalardır. • Bu hifler biraraya gelerek miselyum denilen organları oluştururlar.
• Miselyumlar bulundukları seviyenin üstüne doğru gelişirlerse havai
• Maya mantarları tomurcuklanmayla ürerlerken, küf (aerial) (reprodüktif) miselyum adını alırlar veya bulundukları ortamın
mantarları dallanan yapıların üzerinde oluşan sporlanma derinliğine doğru gelişerek vegetatif miselyum denilen Rizoid (kök)
ile ürerler. oluştururlar.
1
• Blastospor oluşumu
SPORLAR
• Seksüel
• Aseksüel
– Artrospor
– Blastospor
– Klamidospor
– Konidia
• Mikrokonidia
• Makrokonidia
2
• Tallikkonidiumlar, hifin uç kısmındaki hücrelerin
değişmesi ve parçalanmasıyla da
oluşabilmektedir (arthroconidia, arthrospor) • Makrokonidia;
• Büyük, dış ortam koşullarına daha dayanıklı ve
tomurcuklanmayla hücreden ayrılan bazen konidiofor-
vezikül-sterigma denen özel yapıların ucunda gelişen
• büyük, hücre duvarı kalın, içerisinde birden fazla hücre
içerebilen genellikle pseudohifanın veya hifanın ucunda
veya özelleşmiş bir yan dalın ucunda veya ortasında
gelişmiş
• Candida albicans’da görülen makrokonidia
(klamidosporlar) bu tür için ayırt ettirici özelliktedir.
• Mikrokonidia; Daha küçük, tek hücre içeren
sporlar
Artrospor/ artrokonidyum
1. Conidiopspores
2. Phialides
3. Vesicle
4. Conidiophore
5. Septate hyphae 1. sporangium
2. sporangiophore
3. Endospores
4. Nonseptate
hyphae
5. rhizoids
3
1. Ascomycota
SINIFLANDIRMA
• Seksüel üreme ascus adı verilen bir torbacık
morfolojik ve mikroskobik mikromorfolojik özellikler, içinde ascospor adı verilen hücrelerin üremesi
biyokimyasal ve moleküler yapı özelliklerinden yararlanılarak ile oluşmaktadır.
tıbbi önemi olan mantarlar 4 önemli dalda toplanmaktadır.
1. Ascomycota • Aspergillus, Penicillum.
2. Basidiomycota
3. Zygomycota
4. Mitosporic Fungi (Fungi Imperfecti, deuteromycota)
2. Basidiomycota 3. Zygomycota
• Seksüel üreme basidium adı verilen bir • Seksüel üreme hifaların özelleşmesi ile
torbacık üzerinde basidiospor adı verilen gametlerin oluşması sonucu oluşmakta ve
hücrelerin üremesi ile oluşmaktadır. aseksüel üreme zygosporların oluşmasıyla
• Criptococcus. gerçekleşmektedir.
• Absidia, Mucor, Rhisopus.
4
4. Mitosporic Fungi
• Fungi Imperfecti, Deuteromycota
• Seksüel üreme dönemleri bulunmayan ve
insanlarda hastalık oluşturan (dermatofitler ve
Candida gibi) tıbbi açıdan önemli bir çok
mantarı içermektedir
Dimorfik Mantarlar
Bazı mantarlar hem küf hem de maya yapısında • Histoplasmosis dokuda yalancı kapsüllü hücre
bulunabilirler bu tür mantarlara dimorfik
• Coccidioidomycosis maya formu yok, sferül
mantarlar adı verilmektedir.
• Maya formu parazitik veya patojenik form olarak
yapısı
tanımlanır ve dokularda veya 37 derecede besiyerinde • Paracoccidioidomycosis: gemici dümenine
görülebilir.
benzeyen tomurcuklanan hücre
• Küf formu saprofitik formdur, doğada veya 25 derecede
kültüre edildiğinde gözlenebilir. • Sporotrichosis: puro cisimcikleri
• Blastomyces dermatitis
• Penicillum marneffei: sosis biçiminde hücre
5
PATOGENEZ MİKOZLARIN KLİNİK
SINIFLANDIRILMASI:
Mantarlarla ilişkili insanlarda 4 tür hastalıktan
söz edilebilir. • Mantar infeksiyonları klinik olarak değişik
1. Hipersensitivite – maya mantarlarına veya küf şekillerde sınıflandırılabilir
mantarlarının sporlarına karşı gelişebilir. a. Süperfisyal (Yüzeyel)
2. İnfeksiyon- insanlar için patojenik olan mantarlar ile b. Kutanöz mikozlar
karşılaşma sonucu değişik dokularda infeksiyon
gelişebilmektedir (mikozlar). c. Subkutanoz (Derialtı) mikozlar
3. Mikotoksikoz – mantar toksinleri ile kontamine d. Sistemik (Yaygın) mikozlar
gıdaların veya tahılların yenmesi ile oluşabilir.
4. Micetismus- doğada bulunan zehirli mantarların e. Oportunistik (Fırsatçı) mikozlar
yenmesiyle oluşmaktadır.
6
Yüzeyel (süperfisyal) Mikozlar
Etken, deri, kıl ve tırnakların keratinli
• Pityriasis (Tinea) dış katmanlarında (stratum
corneumda) kolonize olan
YÜZEYEL MİKOZLAR versikolor mantarlardır.
Bu enfeksiyon konakta çok az veya hiç
• Tinea nigra bağışık yanıt oluşturmaz.
Genellikle sadece kozmetik kaygı
• Siyah piedra oluşturur
Tanı ve tedavi kolay
• Beyaz piedra
1
TINEA NIGRA
Tinea Nigra
• Stratum korneumda yüzeyel, kronik, asemptomatik enf.
(feohifomikoz)
• TINEA NIGRA
• Etken: Phaeannellomyces werneckii (Hortae werneckii)
• Tropikal,subtropikal bölgelerde sık
• Klinik bulgular: Avuç içi, parmaklar ve yüz, ayak tabanında
sınırları keskin kahverengi-siyah maküler lezyon
• Ayırıcı tanı: Malign melanom, pigmentli nevüs
• Mikr.: KOH’li preparatta kahverengi pigmentli septalı hifler ve
maya hücreleri
• Kültür: Siyah koloniler (dematisöz /siyah küf kolonisi oluşturan
mantar), 370C’de üremez
• Tedavi: Topikal salisilik asit ve iyot solüsyonları, azol kremleri
2
Trichosporon mucoides -arthrokonidia (AC) zincirleri hiflerden gelişmiş. Lateral
blastokonidialar (BC), (250X, Nikon)
3
• DERMATOFİTOZ (=Tinea = Ringworm)
Keratinize dokuda(deri, saç, kıl, tırnak) oluşan,
Kutanöz mikozlar / Deri mikozları etkeni dermatofit cinsi küf mantarları olan
enfeksiyonlar
• Microsporum; Saç, deri
Dermatofitoz (Dermatofitlerle) • Epidermophyton; Deri, tırnak
Dermatomikoz (Dermatofit dışı mantarlarla) • Trichophyton; Saç, deri, tırnak
• Lezyonlar yuvarlak, ortası soluk, kepekli,
kaşıntılı
DERMATOFİTLER
• Keratinazları ile keratini hidrolize ederler.
• Siklohekzimide dirençlidirler. • Zoofilik mantarlar inflamatuvar lezyonlar ve
• Enfekte ettikleri konağa ve doğal olarak bulundukları bölgeye bazen püstüller oluşturur
göre 3 gruba ayrılırlar.
– ANTROPOFİLİK (insanlarda): Trichophyton rubrum...
• Antropofilikler çok az inflamasyona yol açar,
– JEOFİLİK (toprakta): Microsporum gypseum... kronikleşir
– ZOOFİLİK (hayvanlarda)
• Microsporum canis : kedi ve köpek
• Microsporum manum : domuz
• Trichophyton verrucosum : at ve sığır…
DERMATOFİTOZ DERMATOFİTOZ
Patogenez / Bulaş Yolları
• Klinik Bulgular
• Travma, temas • Yakın temas – Deride: Yuvarlak, kuru, kızarık, kaşıntılı, pullanan
• Nem • Giysi, tarak, havlu, lezyonlar, miçetoma (nadir)
çarşaf... (İndirek
• Kalabalık yaşam – Saçta: Lezyonlar, ”kerion”, skar, “alopesi”
yollar)
• Hücresel immün • Hayvanlar ile direkt – Tırnakta: Renk değişikliği, kalınlaşma, şekil
temas (Zoofilik) bozukluğu, subungual debri birikimi, Favus (Tinea
yetmezlik (kronik favosa)
enf.)
1
Tinea kapitis
DERMATOFİTOZ / Klinik Sınıflandırma
• Saç ve saçlı deri tutulumu
• Çocukluk çağında sık
• Enfeksiyon tutulan anatomik bölgeye göre • Epidemik enf lar antropofilik, sporadik enflar ise
isimlendirilir: zoofilik mantarlarla olur
a. Tinea barbae (sakal) • Klinik, saç gövdesinin invazyon derecesine göre:
b. Tinea korporis (kılsız/çıplak deri) – Ektotriks inf (kıl kökü dışına çıkıp sporları ile
c. Tinea kapitis (saç, kaş, kirpik) kılı manşon gibi sarar)
d. Tinea kruris (inguinalis) (kasık) – Endotriks enf (artrokonidyumlar kılın içinde
oluşur)
e. Tinea pedis (ayak)
– Favus ( kıl içerisinde hifler, artrokonidyumlar
f. Tinea manum (el)
ve hava kabarcıklarına benzeyen boş alanlar
g. Tinea unguium (tırnaklar) (onikomikoz) (bal peteği görünümü) oluşur
Tinea kapitis
• Trichopyhton (endotriks tipi) ve
Microsporum (ektotriks tipi) türleri ile oluşur
(istisna; T. verrucosum ektotriks tipi)
• En sık Microsporum canis, Trichophyton
mentagrophytes ve T. tonsurans ile
• Yüzeyel inf
• Derin inf.(kerion celsi) (en sık T.verrucosum)
• Favus (T.schoenleinii, kellikle sonuçlanır)
• Patognomonik bulgu saç kaybı
5 haftalık bir bebekte Siyam kedileri ile temas sonrası M.canis’e özgü lezyonlar
Kabarık, eritematöz , genişleyen sınırlar
Tinea kruris
• Enfeksiyon kasıkta
• En sık etken T.rubrum, Epidermophyton
floccosum
• Candidalar da benzer lezyonlar yapar
• Ayırıcı tanı; Eritrasma (Corynebacterium
minutisssimum)
•Tinea cruris; Kasıkta tipik dairesel, kenarlara doğru kabarık
genişleyen eritematöz lezyon
2
Tinea corporis
• Enfeksiyon gövdede
• En sık etken T.rubrum, Epidermophyton
floccosum (inflamasyon az)
• M.canis ve T. verrucosum gibi zoofilik
etkenlerle inflamasyon daha fazla
Tinea manum
• Elde
• En sık T.rubrum
• Sıklıkla onikomikozla birlikte
Onikomikoz
• En sık etken T.rubrum
• En sık form distal ve subungal onikomikoz
• T. mentagrophytes, E.floccosum, Candida,
Aspergillus, Fusarium, Acremonium,
Hendersonula toruloidea da sebep olur
3
Tinea pedis DERMATOFİTOZ / Klinik tanı
• Ayakta • Lezyonların görünümü Wood lambası (UV, 365
• En sık T.rubrum, T. mentagrophytes, daha az nm)
olarak E.floccosum • Lab tanısı; Direk mikroskopik inceleme(%10-25
KOH) Ektotriks enfeksiyon, endotriks
enfeksiyon, favik saç
DERMATOFİTLER / Tanımlama
Koloni özellikleri
• A. Koloni Morfolojisi
• B. Mikroskopik görünüm (laktofenol pamuk mavisi) • Trichophyton türleri pamuğumsu kompakt
– Makrokonidyum / Mikrokonidyum
• Microsporum iğ / (+) • Microsporum türleri yün gibi gevşek
• Epidermophyton lobut / (-) • E. floccosum kıvrımlı küf kolonileri yapar
• Trichophyton-- -(az)silindir/ --- (+) lobut/iğ tekli, küme
• C. Fizyolojik testler • T.rubrum kırmızı, T.schoenlenii balmumu
– İn vitro saç perforasyon testi (T.mentagrophytes ve M.canis) renginde, E.floccosum beyaz sarı veya zeytin
– Vitamin ve aminoasit gereksinimi rengi koloniler yapar
– Üre hidrolizi
– Pirinçli besiyerinde üreme
– “BCP-milk solids-glucose”da üreme
– Sıcaklık toleransı
4
• Kültürde üreyen mantarlardan laktofenol pamuk mavisi ile
boyalı preparat hazırlanarak mikromorfolojik görünümler
değerlendirilir
• T.schonlenii, şamdan şaklinde hifler oluşturur
• Trichopytonların makrokonidyumları düzgün yüzeyli, ince
duvarlı, bölmeli ve kurşun kalem şeklinde
• Microsporumların konidyumları kalın duvarlı, çok hücreli, Microsporum canis, SDA, 5 gün, 30oC
5
Trichophyton mentagrophytes -5 days Trichophyton
growth on SAB at 30oC mentagrophytes - 14 days
growth on SAB at 30oC
DERMATOFİTOZ Tedavi
• İdeal tedavi yok
• Antifungaller fungostatik etkili
• Topikal Mikonazol, klotrimazol, ekonazol,
terbinafin...
E.floccosum -colony on SAB after 3
weeks at 30ᵒC
• Oral Grizeofulvin Ketakonazol Itrakonazol
Terbinafin
6
Subkutanoz mikozlar
• Deri altında infeksiyona neden olan, sistemik olarak yayılım
göstermeyen fungal infeksiyonlara verilen addır.
• Neden olan mantarlar toprakta ve bitkilerde genellikle
saprofit olarak yaşarlar
SUBKUTANOZ MİKOZLAR • travma sonucu hasarlanmış deriden (el veya ayaktan)
insanlara bulaşırlar
• Genellikle ülsere veya granülamatöz lezyonlarla giden
enfeksiyon tablosu oluşturmaktadırlar
• Genellikle etkene maruz kalma meslek ya da hobi ilişkili
(bahçıvan, marangoz vs)
• Enfekte kişilerde genelde immun yetmezlik bulunmaz
• Genel olarak insandan insana bulaşmaz
• Genel olarak klinik tablo kronik ve sinsi, tedavisi güç enf lar
1
Sporothrix
schenckii , küf Sporothrix schenckii , Maya fazı 37ᵒC
formu, SAB, 30ᵒC,
3 hft ink
KROMOBLASTOMİKOZ
SPOROTRİKOZ / Tedavi
• Genel Özellikler
– Travma sonucu subkütan dokuda kronik infeksiyon
• Lenfokütanöz enf.: Potasyum iyodür (Topikal/oral); Itrakonazol
(daha çok tercih edilir) – Alt ekstremitelerde papül, siğil- karnıbahar benzeri
(verrüköz) lezyon
• Yaygın enf.: Itrakonazol
– Sistemik invazyon çok nadir
• Lokal ısı
• Etkenler; Toprakta bulunan, pigmentli (esmer/dematisiyöz)
• Kendiliğinden iyileşme nadir
mantarlar. En sık etkenler; Fonsecaea, Phialophora,
• Kutanöz formda tedaviye yanıt iyi, ekstrakutanöz formda Cladosporium, Exophiala, Cladiophialophora, Rhinocladiella
prognoz kötü
• Sporlarının mikroskopik görünümü cinse göre farklılık gösterir
• Tropikal bölgelerin kırsal kesimlerinde çalışan bireyleri etkiler
• Kişiden kişiye bulaş bildirilmemiştir
• Kronik, kaşıntılı, ilerleyici, ağrısız, tedaviye dirençli – Direk mikroskopik inceleme (KOH) ; dokuda kestane
• İlk lezyonlar siğil benzeri küçük papül renginde (hücre duvarındaki melanin pigmentine bağlı)
muriform hücreler (Sklerotik cisimcik, Medlar cisimleri)
• Yerleşik enf da aynı bölgede kümeleşen çok sayıda, büyük,
siğilimsi ‘’karnabahar benzeri’’ oluşumlar – Kültür Sabouraud dekstroz agar, 4-6 hafta, 37°C
• Plak benzeri lezyonlar büyüdükçe ortalarında skarlaşma – Tanıda Serolojinin yeri yok
• Ülserleşme, kist oluşumu • Tedavi
• Sekonder bakteri enf, bölgesel lenfadenit, lenf tıkanması – Isı (sıklıkla antifungal ted öncesi)
• elefantiyaz – Antifungal tedavi (etkenlerin ilaçlara duyarlılığı değişken)
İtrakonazol, terbinafin
2
Ömikotik Miçetom
MİÇETOM / Etkenler
(=Maduromikoz=Madura ayağı)
• Travma sonucu gelişen deri ve subkütanöz dokuları içine alan • Madurella mycetomatis
bölgesel, kronik, granulomatöz enf. • Pseudallescheria boydii
• Tropikal iklimlerde sık • Acremonium
• Etkenler; Saprofit mantarlar (Ömiçetom) • Curvularia
• Actinomyces (Aktinomiçetom) • Fusarium
• Tipik granül olarak bilinen iri yapıda mantar hif yığınlarının • Exophiala jeanselmei
oluşması ve bunları içeren apselerin ve çok sayıda granülomun • Leptosphaeria
ortaya çıkmasıdır
• Actinomyces
• Bulaşıcı değildir (Aktinomikotik miçetom)
• Nocardia
3
• B. Ranarum; Pelvis, basen, uyluk ve gövdede disk şeklinde lastik gibi esnek, hareketli
Subkutanöz zigomikoz kitleler, zamanla ülserleşebilir
• C. coronatus; Burun boşluğu, paranazal sinüs dokuları tutulabilir.
(Entomophtoromikoz) – Dudak, yüzde şişkinlik, sert, ağrısız
• Entomophthorales takımındaki Zygomyceteslerden
Conidiobolus coronatus ve Basidiobolus ranarum tarafından
oluşturulur
• Tropikal ortamlarda, travma sonrası, sporadik
• Conidiobolus coronatus; erişkinlerde yüz bölgesinde
• Basidiobolus ranarum; çocuklarda ekstremitelerin
proksimalinde subkutanöz lezyon
• Diğer (Mucoraceae familyası) Zygomyceteslerden farklı olarak
hif yapıları seyrek, yoğun şekilde eozinofilik olan Splendore-
Hoeppli materyali ile çevrilmiş hif parçaları şeklinde görünür
• Her iki tip de en sık Afrika’da
Subkutanöz zigomikoz
• Tanı:
– Biyopsi
– Kültür
• Ted:
– İtrakonazol
– Potasyum iyodür
RİNOSPORİDİYOZ
LOBOMİKOZ
• Etken;
• Etken; Rhinosporidium seeberi – Lacazia (Loboa) loboi
– Doğal rezervuarı: su, balık, su böcekleri – Multipl tomurcuklanan, kısa zincirler oluşturan büyük maya hücreleri
– Dokuda içi endosporla dolu sferüller oluşturur
– Asteroid cisimcik
– In vitro koşullarda besiyerinde üretilemedi (parazit??)
• Patogenez ve klinik özellikler
• Genel ve klinik özellikler;
– Kronik progresif enf.
– Ağrısız, polip, tümöral kitle veya siğil benzeri lezyonlar
– Kronik granülomatöz enfeksiyon – Travmatik inokülasyon
– Lezyonlar çok damarlı, kolay kanayan – Doğal enf.: yunuslarda
– Dalgıçlarda – Ekstremiteler, yüz ve kulakta sert, küçük, ağrısız subkütan nodüller
– Burun, konjunktiva, nazofarinks, yumuşak damak, deri, larinks, genital bölge ve – Verrüköz / ülseratif lezyonlar
rektumda karnıbahar şeklinde polipoid kitleler – Kromoblastomikoz, miçetom ve karsinomaya benzer klinik görünüm
– Nazal lezyonlarda seropürülan akıntı
– Etken kültürde üretilemez
– Yaygın enf nadir
– Tanı; histopatolojik
• Tanı; Lezyondan histopatolojik inceleme, etken kültürde üretilemez
• Tedavi;
• Tedavi;
– Cerrahi
– Cerrahi eksizyon
– Klofazimin, Amfoterisin B, Sulfa grubu ilaçlar
– Lokal AmB, Dapson, Etilstilbamidin (Lokal enjeksiyon)
4
• Sistemik mikozlar derin dokularda infeksiyon
oluşturabilen ve yayılım gösterebilen mantar
hastalıklarına verilen addır.
SİSTEMİK MİKOZLAR • Etkenler, doğa ve toprakta bulunan termal
dimorfik mantarlardır.
• Herbirinin coğrafi dağılımı değişkendir. (endemik
patojenler)
• Enfeksiyon çoğunlukla sporların inhalasyonu ile
başlar, pulmoner enf.u takiben diğer organlara
yayılır.
• Sağlıklı kişilerde gelişebilir.
KOKSİDİYOİDOMİKOZ
• Etken: Coccidioides immitis (Kaliforniya ile sınırlı), C.posadasii (Kaliforniya
dışındaki enfların çoğundan sorumlu)
• Bölge: ABD’nin güneybatısı, Meksika’nın kuzeyi, Orta ve Güney Amerika
• Koksidiyoidomikoz(is) • 65 yaş üstü kişiler ve AİDS’lileri daha fazla oranda etkiler
• Histoplazmoz(is) • Tüm insan mikotik patojenlerinin en virülan olanı (birkaç artokonidyum
primer tabloyu oluşturmaya yeter)
• Blastomikoz(is) • neden olduğu bir enfeksiyon kuşkusu durumunda klinik örnekler mutlaka klas
II biyogüvenlik kabinlerinde incelenmeli ve işlenmelidir
• Parakoksidyoidomikoz(is) • Mikr.:
– Dokuda (37°C) sferül (içinde endosporlar),
– 25°C’de hif ve fıçı şeklinde artrokonidya
• Patogenez;
– artrokonidyumların inhalasyonu,
– dokuda sferül oluşması
1
KOKSİDYOİDOMİKOZ / Tedavi HİSTOPLAZMOZİS
HİSTOPLAZMOZİS / Patogenez
• PULMONER ENF. Belirtisiz (%95) /hafif/orta/ağır/ kronik • Etken: Histoplasma capsulatum var. duboisii
kaviter • Klasik histoplazmozisden farkları
• YAYGIN ENF.; RES (karaciğer, dalak, lenf nodu, kemik iliği) – Deri ve kemik tutulumu sık,
tutulumu, mukokütanöz enf. – pulmoner tutulum nadir
• PRİMER KÜTANÖZ ENF. – Dokudaki maya formları daha büyük ve kalın duvarlı
– Dokuda dev hücre oluşumu
2
HİSTOPLAZMOZİS / Tanı HİSTOPLAZMOZİS / Tedavi
• Örnekler: Balgam, doku, kemik iliği, BOS, kan • Çoğu olguda gerekmez
• Direk inceleme: Giemsa / Wright Hücre içinde ve dışında • Amfoterisin B
maya hücreleri • İtrakonazol
• Kültür: 25°C’de küf kolonisi 37°C’de zengin besiyerinde • Pulmoner lezyonlar için cerrahi
mayaya dönüşüm
• Seroloji: Kompleman birleşmesi
• Deri testi (Histoplasmin antijeni): Anlamı sınırlı
BLASTOMİKOZİS
• Etken: Blastomyces dermatitidis (termal dimorfik)
• Bölge: Amerika (Missisipi ırmağı havzası, Great Lake çevresi,
Güneydoğu), Afrika, Avrupa, Orta Doğu
• Patogenez:
– Konidyum inhalasyonu
– Primer kütanöz inokülasyon Blastomyces dermatitidis - Conidia
seen growing along hyphae. (400X,
Blastomyces dermatitidis - SAB, 30oC, 7 gün DMD-108)
• Makr: 25 °C’de kültürde beyaz sarımsı kahverengi küf
kolonileri
• Mikr.: Dokuda ve 37°C’de kültürde bağlantı boynu geniş maya
hücreleri, 25 °C’de hif ve konidyum Blastomyces dermatitidis -gram stain
of BAL showing broad-based budding
yeast, characteristic of Blastomyces
dermatitidis. (X1000, Nikon)
3
BLASTOMİKOZİS / Tanı-Ted PARAKOKSİDYOİDOMİKOZİS
(Güney Amerika blastomikozu)
• Örnekler: Balgam, BAL, doku • Etken: Paracoccidioides brasiliensis
• Direk inceleme: KOH, H&E Bağlantı boynu geniş maya hücreleri
• Kültür: 25°C’de küf kolonisi 37°C’de zengin besiyerinde mayaya
• Bölge: Güney ve Orta Amerika
dönüşüm • Patogenez: Konidyumların inhalasyonu
• Seroloji: İmmünodifüzyon testi Ekzoantijen A’ya karşı antikorların • Enf. erkeklerde daha sık görülür
ELISA ile saptanması
• Deri testi (Blastomisin kültür filtre antijeni) Anlamı sınırlı • Mikr.: Dokuda (37°C’de) multipl tomurcuklu maya hücreleri,
• Tedavi 25 °C’de hif ve konidyum
– Amfoterisin B • Kiltürde 3-4 hft da tüysüz, buruşuk, kahverengimsi koloniler
– İtrakonazol
– Flukonazol
– Cerrahi
4
Penicilloz marneffeii / Tanı
25oC 37oC
Histoplasma capsulatum
Blastomyces dermatitidis
Paracoccidioides brasiliensis
Coccidioides immitis
Penicillium marneffei
5
Tanım / Genel Özellikler
Candida türleri
Fırsatçı mikozlar
• Fırsatçı mantar patojenlerinin en yaygın olanı
• Kandidiyazis (kandidoz)
• Birçoğu normal flora üyesi (%80) (ağız boşluğu, vajen,
• Kriptokokkoz(is) gastrointestinal sistem, rektal bölge)
• Aspergilloz(is)
• Vücüt kıvrımlarında sporadik olarak bulunabilir
• Zigomikoz(is)
• Diğer: Trikosporonoz(is), fusaryoz(is), • normal insan derisinden nadiren izole edilir.
penisilloz(is)……
• Çeşitli nedenlerle mukozal bariyer bozulduğunda organizma
orofarinks ve gastrointestinal yoldan hematojen yayılımla veya
***Doğada bulunan mantarların HEPSİ fırsatçı translokasyonla
mikoza neden olabilir***
• Kontamine iv. kateterler ve şiringalarla hematojen yolla vücuda
yayılır.
Morfololoji
• 3-6 µm büyüklüğünde oval veya yuvarlağımsı, • Yalancı hif, arka arkaya tomurcuklanan
tomurcuklanan hücreler (blastokonidyum, blastokonidyumların birbirinden ayrılmayıp uzayarak
blastosporlar) olarak görülürler. ve aralarında boğumlar oluşturarak yaptıkları bir
• Kandida cinsi içindeki mayaların en belirgin morfolojik hücreler zinciridir.
özellikleri blastospor, psödohif ve septalı hif
• Candida türleri arasında C. albicans
oluşturarak çoğalmalarıdır.
blastokonidyum+yalancı hif yanında gerçek hif
• Tek istisna sadece maya hücreleri oluşturan, yalancı
hif oluşturmayan ve üriner sistem infeksiyonları ve
de oluşturarak dimorfik özellik gösterir.
debilize hastalarda sistemik infeksiyonlara neden olan
C. glabrata
1
İnsanda Hastalık Yapan Candida Türleri
• İmmun sistemi baskılanmış kişilerin en sık hastalık etkenleri
arasında
• Hastane kaynaklı bakteriyemilerin 4. sıklıkta nedeni Sık rastlananlar: Seyrek rastalananlar:
– Candida albicans – C. ciferrii
Klinik spektrum:
– C. dubliniensis – C. famata
Süperfisyal infeksiyonlar sistemik, hayatı
– C. glabrata (previously – C. haemulonii
tehdit edici infeksiyonlar Torulopsis glabrata) – C. lipolytica
• En çok tutulan organlar, akciğerler, dalak, böbrekler, karaciğer, – C. guilliermondii – C. norvegensis
kalp ve beyin – C. krusei – C. pulcherrima
• Dissemine (yaygın) infeksiyonu olan hastaların %10-30’unda – C. lusitaniae – C. ruguosa
deri lezyonları görülebilir. Bu gibi lezyonların erken – C. parapsilosis – C. utilis
farkedilmesi önemlidir. Çünkü otopside sistemik candidiazis
– C. pseudotropicalis – C. zeylanoides
olduğu ispatlanan vakaların çoğunda ölmeden hemen önce
alınmış olan kan kültürleri negatiftir. – C. stellatoidea – C. tropicalis
– C. tropicalis
2
Klinik
• Deri ve tırnakların lokalize infeksiyonları (dermatofit Dissemine kandidiazis, immun sistemi
infeksiyonlarına benzer) baskılanmış hastalarda major problem
• Ağız, vajen, özefagus ve bronşların mukozal yüzeylerini etkileyen
hastalıklar AİDS’li hastalarda daha çok orofarinks ve üst
• Birçok organ sistemini etkileyen dissemine infeksiyonlar gastrointestinal sistemin ciddi infeksiyonları
• C. parapsilosis, intravasküler kateter ve implant materyallerinde görülmekte, sistemik hastalık daha nadir
biyofilm oluşturur, özellikle hiperalimentasyon sıvısı uygulanan
hastalarda ön plana çıkan Candida türüdür görülmektedir.
• Hepsinde tanı lezyonda mikroskopik olarak mayanın gösterilmesi
ile desteklenmeli ve kültür ile doğrulanmalıdır.
Kandidiazis
meme altı
Kandidiazis
paronişi
Kandidiazis
pamukçuk
3
Kandidiazis
Kronik mukokutanöz
Oftalmik Kandidiazis
Laboratuvar Tanı
• Histopatolojik kesitlerde ve balgamda
tomurcuklanan maya hücreleri, psödohif ve
septalı hif oluşturabilirler.
• Katı besiyerinde maya ve psödohifli hücreleri
oluşturabilirler.
• Kolonileri opak, krem renkli, soluktur.
4
Kan, serebrospinal sıvı, ve cerrahi örneklerden
izole edilen tüm mayalar tiplendirilmelidir. İdentifikasyon prosedürleri
5
Germ tüp pozitif Germ tüp negatif
Candida albicans
tomurcuklanan maya, psödohif,
klamidospor
6
Maya tanımlanması Maya tanımlanması
Candida albicans
Şekerlerin fermentasyonu
42
7
Tedavi ve Kontrol
• Amfoterisin B / Amfoterisin B + 5-flusitozin
• İmmun sistemi sağlam olan hastalarda kutanöz ve • Azol türevleri (Ketokonazol, flukonazol)
mukokutanöz hastalıkda genellikle topikal tedavi • Primer direnç özelliklerine dikkat!!
tercih edilir, tırnak infeksiyonları dışında bu tedavi ile
• İmmun suprese hastalarda tedaviden en iyi yanıtı
iyi klinik yanıt alınır. alabilmek için hastanın immun durumunu
• Sistemik hastalıkların tedavisi organ tutulumuna ve düzeltmeye çalışmak gerekir.
kişinin immun durumuna göre değişir.
• Entube veya çeşitli kateterleri bulunan hastaların sıkı
takip edilmesi gerekir.
• Test metodları
– Referans sıvı mikrodilüsyon (CLSI)
– Alamar blue içeren endüstriyel sıvı mikrodilusyon
sistemi (Sensititre, YeastOne)
– E-test
– Disk difüzyon (CLSI)
– Vitek 2
45 46
E-test
Cryptoccus Neoformans
47
8
Primer / Opportunisti
Primer Opportunistikk Cryptococcus neoformans
Sistemi
stemikk Mantarlar Genel özellikleri
• Doğal rezervuar: kuş dışkısından zengin
toprak,
Blastomyces dermatitidis
Primer Patojenler Coccidioides immitis dimorfik & • Mikroskopi: Yuvarlak ya da oval, 2-20 µm
Histoplasma capsulatum endemik çapında kapsüllü maya mantarı (Çini
Paracoccidioides brasiliensis mürekkebi)
Penicillium marneffei
Cryptococcus neoformans*
• Makroskopik görünüm: Krem rengi, mukoid
Opportunistik
Aspergillus species koloniler (SDA)
monomorfik
Rhizopus, Mucor spp • Serotipler: A-D (en sık A)
(zygomycetes)
Pneumocystis carinii
• Primer infeksiyon bölgesi akciğerler
• Beyin ve meninkslere sistemik yayılım
eğilimi fazla.
Cryptococcus neoformans
KRİPTO
PTOK
KOKK
KKOOZİ
ZİSS
• Virülans faktörleri
a. Mukopolisakkarit kapsül (fagositozunu
engeller, alternatif kompleman yolunu inhibe • Altta yatan hücresel immünite defekti
eder, serotipi belirler) olanlarda (AIDS, lenfoma)
b. Fenol oksidaz (+) (Staib by/caffeic acid • Görünürde immün defekti olmayanlarda
by)(Fenolik bileşikleri melanine çevirir) (hc
da sistemik hastalığa yol açabilir.
duvarını güçlendirir, fagositozdan korur)
c. üreaz enzimi • Patogenez Mayaların inhalasyonu,
d. Alfa eşey fenotipinde olması (MATalfa,
perkütan inokülasyon
•
kapsül ve melanin üretimi açısından önemli)
9
Patogenez KRİPTO
PTOK KOKK
KKOOZİ
ZİS
S
Klinik tablolar
• Solunan konidyumlar makrofajlarca yutulur,
hücre içinde hayatta kalır 1. PULMONER (Primer kriptokoksik pnömoni)
• Kapsül fagositozunu engeller Asemptomatik /grip benzeri /hiler LAP / PA grafide solid
nodüler infiltartlar (tek ya da çift taraflı)
• kapsül ve melanin oksidatif hasardan korur
Semptomatik pnömoni (PA grafide diffüz pulmoner
• Kan ve lenfatiklerle beyne yayılım infiltrasyon)
Kavitasyon nadir
Kanserden ayırmak için cerrahi ile solid nodül çıkarılır.
KRİPTO
PTOK KOKK
KKOOZİ
ZİS
S
Klinik tablolar
2. DISSEMİNE (kan yoluyla yayılım)
**Akciğerlerden kan yolu ile meninkslere
• PA grafide yayılarak oluşan kriptokokkal menenjit,
kriptokokkozun en sık tanı konan formudur.
diffüz
pulmoner C. neoformans, fungal menenjitin en sık
infiltrasyon nedenidir!!!
Ateş, baş ağrısı, meningismus, görme
bozuklukları, anormal mental durum ve
nöbetler klinik tabloya hakimdir
Tedavi edilmezse ölüm kaçınımazdır
10
AIDS Hastasında
Kriptokokkozis
Kriptokokkozis Kriptokokkozis
Kriptokokkozis
Lezyonları
KRİPTO
PTOK
KOKK
KKO
OZİ
ZİSS Cryptococcus neoformans
Tanı çini mürekkebi ile boyamada
• Örnekler: BOS, balgam, deri lezyonundan aspirasyon
• Direk mikr. İnceleme: Çini mürek.(% 50 sensitivite)
kapsüllü maya hücreleri
– Çini mürek ile boyada, BOS’daki parçalanmış lenfositler C.
neoformans ile karışabilir
– C. neoformans hücreleri BOS ya da diğer klinik örneklerde
Gram boyası ile de görülebilir
• Kültür: BOS / Kan (Saboroud Dekstroz Agar,
Siklohekzimide duyarlı olduğu için besiyeri içinde
siklohekzimid olmamalı)
• SDA’da, parlak, mukoid koloniler
• Kafeik asit testi +
• Staib besiyerinde kahverengi koloni ayırıcı tanıda
önemli
Tomurcuklanan maya
Cryptococcus neoformans
• C. neoformans
hücreleri HE,
GMG boyaları ile
boyanabilir.
• Musikarmin
boyası ile kapsül
parlak kırmızı
renkte boyanır
11
Cryptococcus neoformans
melanin formasyonu
formasyonu
Cryptococcus
neoformans
Staib besiyeri
Bird-seed agar
Kriptokokkozis
Kriptokokkozis Serolo
Serolojisi
jisi
KRİPTO
PTOK
KOKK
KKO
OZİ
ZİSS
Tanı
KRİPTO
PTOKKOKK
KKOOZİ
ZİSS
Tedavi ASPERGİLLOZİS
• Kriptokok memenjiti ve kriptokokkozun yayılım
• Etken: Aspergillus spp. (en sık: A. fumigatus)
gösteren şekilleri tedavi edilmezlerse mutlaka
ölümcüldür • Aspergillozis, dünyada en yaygın invazif küf enfeksiyonudur.
– Akut olarak 2 hafta amfoterisin B+flusitozin • Risk faktörleri ve patogenez
– Arkasından ya oral flukonazol ya da itrakonazol ile – İmmünsupresyon, DM, ekzojen enfeksiyon (sporların
pekiştirme tedavisi yapılmalı inhalasyonu)
– Atopik konak tarafından sporların inhalasyonu, Aşırı
duyarlılık reaksiyonları (allerji)
• AİDS’li hastalar için yaşam boyu idame tedavisi
(flukonazol ya da itrakonazol ile) – Aspergillus toksinleri ile kontamine ürünlerin tüketilmesi,
• AİDS’li olmasa bile bir azolle 1 yıla kadar varan uzun Mikotoksikoz / karaciğer ve kolon kanseri
bir pekiştirme tedavisi gerekir.
12
ASPERGİLLOZİS / Klinik tablolar
Aspergillus ÖZELLİKLER • ALLERJİK ASPERGİLLOZİS
– Astım (Tip I)
– Allerjik bronkopulmoner aspergillozis (Tip I, III)
• Doğal rezervuar: hava, toprak • NONİNVAZİV LOKAL KOLONİZASYON
• Patojenite faktörleri: hif, fosfolipaz • Aspergilloma (Fungus topu) (akciğerler, paranazal sinüsler)
• Otomikoz (eksternal otit)
• Enfekte dokuda: damar invazyonu, trombus, • Onikomikoz
infarkt, kanama • Göz enf.u (konjunktival, korneal, intraoküler)
• İNVAZİV ASPERGİLLOZİS
• Makr: pudramsı küf kolonisi (spor rengi her – Pulmoner
türde farklı) – Yaygın: GIS, beyin, karaciğer, böbrek, kalp, deri, göz
– İnvaziv aspergilloz, nötropeni ve nötrofil fonksiyon bozukluğu ile
• Mikr: dikotom dallanan septalı hifler, vezikül, oldukça ilişkilidir
fiyalidler, mikrokonidya Aspergillus terreus gerçek aspergillemi yapar ve kan kültüründe ürer.
• MİKOTOKSİKOZİS
Aspergillus fumigatus
13
ZİGOMİKOZİS
• Etkenler: Rhizopus, Rhizomucor, Mucor...
• Doğal rezervuar: Hava, su, toprak
• Risk faktörleri: Diabetik ketoasidoz,
immünsupresyon
• Patogenez: Sporanjiyosporların inhalasyonu
• Enfekte dokuda: Damar invazyonu, trombus,
infarkt, kanama
ZİGOMİKOZİS Tedavi
• Cerrahi debridman Amfoterisin B
***Mortalite yüksek
14
Mantarlarla ilişkili insanlarda 4 tür hastalıktan
söz edilebilir.
• 1. Hipersensitivite – maya mantarlarına veya küf
mantarlarının sporlarına karşı gelişebilir.
• 2. İnfeksiyon- insanlar için patojenik olan mantarlar
Mikotoksinler ve Mikotoksikozlar ile karşılaşma sonucu değişik dokularda infeksiyon
gelişebilmektedir (mikozlar).
• 3. Mikotoksikoz – mantar toksinleri ile kontamine
gıdaların veya tahılların yenmesi ile oluşabilir.
• 4. Micetismus- doğada bulunan zehirli mantarların
yenmesiyle oluşmaktadır.
1
Mikotoksinler
Akut mikotoksikozis Kronik mikotoksikozis
Aflotoksinler Aflotoksinler
• Üzerinde en fazla durulan mikotoksinlerden birisidir • En riskli besinler yer fıstığı, diğer sert kabuklu meyveler,
• İlk olarak Aspergillus flavusdan izole edilen bu toksin dört yağlı tohumlar, mısır, kırmızı toz ve pul biber, incir
gruba ayrılır. • Aflotoksin içeren yemle beslenen hayvanların eti, sütü ve
– B1, B2, G1, G2.
– Bitkisel ürünlerde farklı oranlarda bulunur
yumurtası gibi yenilebilir kısımlarındaki aflotoksin
– B1 en fazla bulunan ve en toksik etkiye sahiptir kontaminasyonunun oldukça düşük olduğu saptanmıştır.
– Bilinen en güçlü doğal karsinojen Aflatoksin B1’dir • Aflotoksinlerin gıda maddelerinden tam olarak elimine
edilmesi mümkün değildir.
Aspergillus flavus kültürlerinin yaklaşık %35’inin , Aspergillus • Bu nedenle FDA belirli bir düzeye kadar gıdalarda (20ppb,
parasiticus kültürlerinin ise önemli bir bölümünün aflotoksin
oluşturduğu bilinmektedir. sütte <0.5 ppb) aflotoksin bulunmasını normal kabul
etmiştir.
Aflotoksinler Aflotoksinler
• Sıradan pişirme yöntemleri ve pastörizasyon toksin
parçalanmasında yeterli değildir. • Epidemiyolojik veriler bazı bölgelerde (Kenya, Mozambik,
• Kuru ısıda dehidrate ederek pişirme (kavurma) sonucunda Tayland) gıdalarla alınan günlük aflotoksin düzeyleri ile
kontamine fıstıklarda aflotoksinlerin %50’sinden fazlası primer karaciğer karsinomu arasında bir ilişki olduğunu
saptanmamıştır. göstermekte , hayvan deneyleri bu ilişkiyi kuvvetle
• Hedef organ karaciğer desteklemektir.
• Akut hepatosellüler nekrozdan intrasellüler etkileşim sorumlu • Sıçanlarda yapılan çalışmalarda diyetle alınan aflotoksin
• Hepatokarsinojenik etkiden aflotoksin B1 (AFB1)’in mikrozomal miktarı 5 g/kg olduğunda karaciğer tümörünün ortaya
oksidatif sistem aracılığıyla metabolize olması sonucu oluşan çıkış oranı %4.5 iken, doz 100 g/kg’a çıktığında bu oran
metaboliti “AFB1-2,3 epoksid”in sorumlu olduğu %100 olmuştur.
varsayılmaktadır.
2
Trikotekenler
Aflotoksinler • Esas olarak Fusarium cinsi mantarlar tarafından üretilir
• Trichoderma, Trichothecium, Myrothecium ve Stachybotrys
• Akut aflatoksikoz, ölümle sonuçlanır cinsleri de üretmektedir.
• Akut aflatoksikoz, insanlarda akut hepatit olarak kendini • Mısır, arpa, ve karışık hayvan yemlerinde bulunmuştur.
gösterir • İnsanda toksik doz değerleri konusunda kesin veriler yoktur.
• Kronik aflatoksikoz, kanser ve bağışıklığın baskılanmasını da • Ökaryotik hücrelerde protein sentezinin değişik aşamalarını
içeren daha uzun seyirli, patolojik değişikliklere yol açar. inhibe ederek etki gösterirler
• Gıdalarla kronik olarak aflatoksine düşük düzeyde maruz • Kontamine gıdalar dışında hava ve temas yoluyla da insanda
kalmak hepatoselüler kanser gelişimi için bir risk faktörü etki yapabilmektedir.
olarak kabul edilmektedir
• Kontamine gıdaların tüketimi gastrointestinal kanama ve
kusma ile sonuçlanır
• Direk teması dermatite yol açar
Ergot alkaloidleri
Ergot alkaloidleri
• Ergotun kaynağı olan Clavicepslerin farklı türleri, ortamda bulunan
alkaloidlerin türünü ve ergotizmin klinik tablosunu etkilemektedir.
• Ergotism veya 'Kutsal Ateş' küflerle ilgili olarak IX. yüzyıldan
beri en iyi bilinen hastalıktır. • Claviceps purpurea ergotamine-ergocristine alkaloidleri üretmektedir.
• Ergotism, Claviceps cinsi içindeki küf türlerinin ürettiği ergot – Bu alkaloidler vasokonstriktif etkileri nedeniyle ergotizmin gangrenli ve
alkaloidlerinin neden olduğu hastalıktır. en ağır şekline (gangrenöz ergotizm) neden olmaktadırlar.
• Ergot yapıları, mantarın buğday, arpa veya çavdar başaklarını – Bacaklarda ödem ve şiddetli ağrılar, kaşıntı, ekstremitelerin nekrozu
şeklinde kinik gidiş
istila edip tanelerin yerini alması ile oluşan mantar dokusunun – Deride ağrısız yaralar, tendonlarda gangren ve yanma duyusu
sertleşmiş kütleleridir.
– ölüm oranının %34 gibi yüksek bir oranda olduğu rapor edilmiştir.
• Kontaminasyon olan tahıl tanelerinin ekmek yapımında vs
kullanılması sonucu ergotlar vücuda alınmış olur • C. fusiformis tarafından oluşturulan ergot alkaloidleri ise nörolojik /
konvulsif ergotizme yol açar
– nörolojik / konvulsif ergotizm kas spazmları, nöbetler ve
halüsinasyonlar ile kendini gösterir.
Okratoksinler Fumonizinler
• Aspergillus ve Penicillium cinsi küflerin ikincil metabolitleridir
• Tahıllar, kahve, ekmek ve hayvansal kaynaklı pek çok besinde • Fumonizinler, Fusarium moniliforme ve ilgili küf türleri
bulunmuştur. tarafından üretilen mikotoksinlerdir.
• En sık bulunan ve en toksik olanı Okratoksin A'dır. • Fumonisinlerden toksik öneme sahip olanlar fumonizin B1 ve
• Okratoksin A'nın nefrotoksik, bağışıklığı baskılayıcı, B2'dir
karsinojenik ve teratojenik olduğu test edilen bütün deney • Fumonizin B1,
hayvanlarında gösterilmiştir. – Güney Afrika'da, Çin ve Kuzey İtalya bölgelerindeki mısır unu ve
tanelerinde sık ve yüksek miktarlarda bulunmuştur.
• Okratoksin A, Balkan Endemik Nefropatisinde (BEN) – Yüksek özefagus kanseri riski ile ilişkilendirilmiştir. Bu bölgelerde mısır
böbreklerde neden olduğu fonksiyonel ve yapısal bozukluklar temel besindir
ile bu hastalığın etkeni olarak ileri sürülmüştür . – Sfingolipit metabolizmasını bozar, atlarda lökoensefalomalazi (ciddi
• Balkanlarda pelvis, üreter ve uroepitelyal tümörler endemik nekrotizan beyin hastalığı), domuzlarda akciğer ödemi ve hidrotoraks,
sıçanların karaciğerinde hepatotoksik ve kanserojen etki yapar
olmayan bölgelerden 50-100 kat daha fazla görülmektedir.
• International Agency for Research on Cancer (uluslararası
kanser araştırma ajansı) Fusarium moniliforme'nin
toksinlerini insanlara karşı muhtemel karsinojenik (Grup 2B)
olarak sınıflamıştır
3
Sitrinin
• Penicillium ve Aspergillus’un bazı türleri tarafından oluşturulur
(Peynir ve sake üretiminde kullanılan kökenler)
• Güçlü bir nefrotoksin
• Japonya’daki sarı pirinç hastalığı ile ilişkilendirilmiştir
• Okratoksin A ile sinerjik etki gösterebilir
• Buğday, yulaf, çavdar, mısır, arpa, pirinç gibi gıdalarda
bulunabilir ancak insan hastalığı etkeni olarak bilinmemektedir
4
1. Mantar sterollerine etkili ajanlar (Poliyenler, azoller,
allilaminler, morfolinler)
2. Mantar hücre duvarına etkili ajanlar (Glukan sentez
Antifungal ilaçlar inhibitörleri, Kitin sentez inhibitörleri, Mannan
inhibitörleri)
3. Nükleik asit inhibitörleri (5 flusitozin)
4. Mitoz inhibitörleri (Griseofulvin)
• Poliyenler • Poliyenler
– Amfoterisin B
– Nistatin, pimarisin
• Azoller – Amfoterisin B ve lipid formülasyonları (sistemik
– İmidazol (ketokonazol, mikonazol, ekonazol,klotrimazol)
– Triazol (Flukonazol, itrakonazol, vorikonazol,posakonazol) etkili
• Alilaminler – Nistatin (topikal etkili)
– Terbinafin
– Naftifin
• Morfolinler
– Amorolfin
1
AmB Lipid Formülasyonları Başlıca yan etkileri
• Güvenli ancak çok pahalı • Akut-doza bağımsız
• Endikasyonları – İnfüzyon reak.(ateş, titreme, hipotansiyon, nadiren
– Klasik AmB başarısızlığı anafilaksi)
– Var olan veya AmB’ye bağlı gelişen böbrek • Kronik-doza bağımlı
bozukluğu – Nefrotoksisite (afferent arteriollerde vazokonst.)
– AmB ile birlikte nefrotoksik ilaç alma zorunluluğu – GFR düşer
– Renal tübüler asidoz
– Eritropoetin yapımı azalır
– Trombofilebit
Azoller
• Sitokrom P-450 bağımlı 14-alfa demetilazı inhibe ederek • Triazoller:
ergosterol sentezini önler
– Daha yavaş metabolize olur
• İmidazoller; azol halkasında iki nitrojen (ketokonazol,
mikonazol, ekonazol,klotrimazol…) oral/topikal, yalnız – Daha az toksik (insan demetilazına etkileri
ketokonazolün sistemik etkisi var imidazollerde 1000, triazollerde 10.000 kat az)
• Triazoller; azol halkasında 3 nitrojen (Flukonazol, itrakonazol, – Endokrin yan etkileri yok
vorikonazol,posakonazol…) oral/iv, tümü sistemik etkili
• Genel olarak azoller Candida türleri ve C.neoformans’a • Genel yan etkileri karaciğer toksisitesi
fungistatik aktivite gösterir.
2
• Flukonazol Azollere direnç mekanizmaları
– Spektrumu sınırlı, maya enf.’da tercih edilir (küflere etkisi az)
– Sık ve profilaktik kullanıldığından direnç görülmeye • 14 alfa demetilazda değişiklik
başlanmıştır
– C. krusei’de primer, C. glabrata’da sekonder direnç • 14 alfademetilazın sentezinin artması
– HIV pozitif hastalardan izole edilen C. albicans suşlarında • Sterol biyosentez yolunun değiştirilmesi
kazanılmış direnç
• Aktif efluks pompaları ile ilacın dışarı atılması
• Itrakonazol
– Geniş spektrumlu
– Toksisite ve ilaç etkileşimi sorunu var
• Vorikonazol
– maya ve küflere geniş spektrumda etkili
– C. crusei’ye etkili
3
Mannan İnhibitörleri
Kitin Sentez inhibitörleri
• Makrodilüsyon
• Mikrodilüsyon
• Kolorimetrik mikrodilüsyon
• E testi
• Disk difüzyon
4
KÜFLER İÇİN REFERANS YÖNTEM (CLSI M38-A2) SONUÇLARIN YORUMLANMASI (CANDIDA)