Professional Documents
Culture Documents
DENEME SINAVI
AÇIKLAMALI CEVAP KİTAPÇIĞI
OCAK 2020
www.tustime.com
0850 840 7834
TEMEL BİLİMLER AÇIKLAMALI CEVAP ANAHTARI
Bu testte sırasıyla Anatomi, Histoloji ve Embriyoloji, Fizyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji,
Patoloji, Farmakoloji soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.
1. Canalis carpi seviyesinden alınan transvers kesitte işaretli • N. medianus’un palmar deri dalı
sinir aşağıdakilerden hangisidir? • M. palmaris longus’un tendonu
• N. ulnaris’in palmar deri dalı
• A. ulnaris
• N. ulnaris
• M. flexor carpi ulnaris’in tendonu (kısmen)
Canalis carpi’den geçen oluşumlar;
• N. medianus
• M. flexor digitorum superficialis’in tendonları
• M. flexor digitorum profundus’un tendonları
• M. flexor pollicis longus’un tendonu
(Not: 5 parmağa giden fleksor tendonlar ve bu tendonların siniri
A) N. radialis olan n. medianus karpal tünelden geçen yapılardır)
B) N. medianus
C) N. ulnaris
D) N. radialis, r.superficialis 2.
E) N.musculocutaneus
Cevap C
DENEME SINAVI – 80 3
M. abductor pollicis brevis’in siniri n.medianus, m.abductor pollicis longus’un siniri n.radialis’tir.
• N. radialis; Plexus brachialis’te tüm segmentlerden lif içeren tek sinirdir.
• Sulcus nervi radialis’te, a. profunda brachii ile birlikte m. triceps brachii’nin lateral ve medial başları arasındadır. Kolun
distalinde, m. brachialis ile m. brachioradialis arasındaki oluktadır. Epicondylus lateralis’in önünde yüzeyel ve derin iki uç
dalına ayrılır.
• M. triceps brachii, m. anconeus, m. brachioradialis ve m. extensor carpi radialis longus, direk olarak n. radialis tarafından
uyarılan kaslardır. Önkolun arka yüzündeki diğer ekstensör kaslar (m. extensor carpi radialis brevis, m. supinator, m.
extensor digitorum, m. extensor digiti minimi, m. extensor carpi ulnaris, m. extensor pollicis longus, m. extensor indicis, m.
abductor pollicis longus ve m. extensor pollicis brevis) n. radialis’in r. profundus’u tarafından uyarılır.
• Ramus profundus, m. supinator’u deler. Ramus profundus’un terminaline, n. interosseus antebrachii posterior (PIN) denir.
N. RADIALIS LEZYONLARI
• Axilla’da, humerus’un proksimal uç veya korpus kırıklarında yaralanabilir.
• Önkol ve el ekstensiyon yapamaz. “Düşük el” görünümü olur.
DENEME SINAVI – 80 5
4. Aşağıdakilerden hangisi ureter’in seyri sırasında çaprazladığı yapılardan biri değildir?
A) Ductus deferens
B) A.uterina
C) A.ovarica
D) N.genitofemoralis
E) N.femoralis
Cevap E
URETER
• Ureter, retropritoneal yerleşimlidir. Abdominal, pelvik ve intramural olarak üç parçası vardır.
Pars Abdominalis
• Pelvis renalis ile linea terminalis arasındaki parçadır.
• Her iki tarafın abdominal parçası seyri sırasında;
• m. psoas major’u ve n. genitofemoralis’i önden,
• gonadal damarları (a.v. testicularis/a.v. ovarica) arkasından çaprazlar.
• pelvis minor’e girerken, a.v. iliaca communis’leri (bifurkasyonlarına yakın) ve a.v. iliaca externa’nın başlangıçlarını
önden çaprazlar.
Pars Pelvica
• Linea terminalis ile mesane arasındaki parçadır.
• Her iki tarafta; a. umbilicalis, a. rectalis media, n. obturatorius ve a.v. obturatoria’yı önden çaprazlar.
• Erkeklerde ductus deferens’i arkasından çaprazlayıp fundus bölümünden mesane’ye girer.
• Kadınlarda a. uterina’yı arkasından çaprazlar.
Cevap C
DENEME SINAVI – 80 7
KALBİN İLETİ SİSTEMİ
Özelleşmiş kalp kası hücreleridir.
Nodus sinuatrialis (Keith-Flack düğümü)
• Epikardiyum’un hemen altında, v. cava superior’un sağ atriyum’a girdiği yere yakın, crista terminalis’in üst ucunda lokalizedir.
Nodus atrioventricularis (Aschoff-Tawara düğümü)
• Septum interatriale’de lokalizedir. Kalpte iletinin en yavaş olduğu yerdir.
Fasciculus atrioventricularis (His bandı)
• Atriyoventriküler düğümün devamıdır.
• Trigonum fibrosum dextrum’u delerek septum interventriculare’nin membranöz parçası üzerine geçer.
• Kalbin fibröz iskeleti, atriyumlar ile ventriküller arasındaki bağlantıyı kestiği için, bu fasiculus atriyumlarla ventriküllerin kas
dokusu arasındaki tek fizyolojik bağlantıdır.
• Fasciculus atrioventricularis, septum interventriculare’nin musküler parçasının başlangıcında, crus dextrum ve crus sinistrum
denilen iki dala ayrılır.
• Crus dextrum, sağ ventrikül’de trabecula septomarginalis’e girip, m. papillaris anterior’a ve ventrikülün ön duvarına ulaşır.
Ventrikül duvarının endokardiyum’u altında, plexus subendocardialis (Purkinje lifleri)’i oluşturur. Kalpte en hızlı ileti
Purkinje liflerindedir.
• Crus sinistrum da, dallarını önce papiller kaslara verir, daha sonra plexus subendocardialis’i (Purkinje lifleri) oluşturur. Bu
nedenle, papiller kaslar ventriküllerden önce kasılır.
DENEME SINAVI – 80 9
8. Şiddetli baş ağrısı şikayeti ile acil servise giden 59 yaşındaki erkek hastanın çekilen tomografisinde a. carotis interna’nın sinus
cavernosus içindeki bölümünde anevrizma tesbit ediliyor.
Aşağıdaki sinirlerden hangisi öncelikle etkilenir?
A) N.oculomotorius
B) N. ophthalmicus
C) N. opticus
D) N. abducens
E) N. trochlearis
Cevap D
N. ABDUCENS (VI)
• Sadece motor lif taşır.
• Motor çekirdeği (nuc. nervi abducentis), pons’dadır. Bu çekirdek ve n. facialis’in çekirdeği kuşatan motor lifleri birlikte fossa
rhomboidea (dördüncü ventrikül’ün tabanı)’da görülen colliculus facialis’i oluşturur.
• A. carotis interna’nın lateralinde, sinus cavernosus’un içinden geçer.
• Fissura orbitalis superior’dan ve Zinn halkası’ndan geçerek orbita’ya girer.
• M. rectus lateralis’i innerve eder.
• En uzun subarachnoidal seyirli kranyal sinirdir.
• Tümör,
• Anevrizma,
• KİBAS,
• Kafa travması’ndan en çok etkilenen kranyal sinirdir.
N. abducens (VI) lezyonunda;
• İçe şaşılık
• Horizontal diplopi olur.
A. BASILARIS
• İki taraf a. vertebralis’in pons’un ön yüzündeki sulcus bulbopontinus’ta birleşmesi ile oluşur.
• Pons’un ön yüzünde, cisterna pontis içindedir.
• Pons’un üst ucunda a. cerebri posterior denilen iki uç dalına ayrılır.
Dalları
• aa. pontis
• a. inferior anterior cerebelli (AICA)
• a. labyrinthi; sık olarak a. inferior anterior cerebelli’den çıkar. İç kulağı besler. N. facialis ve n. vestibulocochlearis’le birlikte
meatus acusticus internus’tan geçer.
• a. superior cerebelli
• A. superior cerebelli ile a. cerebri posterior arasından n. oculomotorius (3. CN) geçer.
• a. cerebri posterior; a. basilaris’in uç dallarıdır. A. communicans posterior aracılığıyla a. carotis interna ile birleşir.
• Thalamus’un medialini besleyen dallar verir.
• Vizüel korteksin major arteridir.
• Tıkanıklığında kontralateral homonimos hemianopi olur, ancak maküler görme (a. cerebri media’dan da beslendiği için)
sağlamdır.
A. VERTEBRALIS;
• A. subclavia’nın ilk dalıdır.
• Servikal vertebraların proc. transversus’larındaki for. transversarium’lardan (C6-1) geçer.
• Atlas’ın üst yüzünde bulunan sulcus arteriae vertebralis’ten geçip, trigonum suboccipitale’ye gelir.
• Burada, trigonum suboccipitale’nin döşemesini yapan membrana atlantooccipitalis posterior’u delerek, for. magnum’dan
• kafa boşluğuna girer. Dura ve arachnoidea mater’i delip, subaraknoidal boşluğa geçer.
• Sulcus bulbopontinus’ta iki tarafın arteri birleşerek a. basilaris’i oluşturur.
A. vertebralis’in Dalları;
• a. inferior posterior cerebelli (PICA); tıkanıklığında aynı taraf yüz yarımı ve karşı taraf vücut yarımında ağrı-ısı duyusu
kaybı ile karakterize “Wallenberg Sendromu” oluşur.
• a. spinalis anterior; iki taraf a. vertebralis’ten gelen birer dalın, medulla oblongata’nın ön yüzünün ortasında birleşmesi
ile oluşan bu arter, medulla spinalis’in ön yüzü boyunca orta hatta (fissura mediana anterior), filum terminale’ye kadar
seyreder. Medulla spinalis’in 2/3 ön bölümünü ve bulbus’un ön yüzünü besler.
• a. spinalis posterior; genellikle a. inferior posterior cerebelli’den ayrılır. Medulla spinalis’in 1/3 arka bölümünü ve
medulla oblongata’nın arka yüzünü besler.
DENEME SINAVI – 80 11
10. Aşağıdaki sinirlerden hangisi v.saphena parva ile birlikte seyreder?
A) N. fibularis (peroneus) superficialis
B) N. tibialis
C) N. fibularis (peroneus) communis
D) N. suralis
E) N. Saphenus
Cevap D
Cevap D
GÖRME YOLLARI
Her iki gözün görebildiği alana görme alanı (vizüel alan) denir.
• Bir gözün retinasının temporal yarımından gelen lifleri ile
nazal yarımından gelen lifleri birleşerek n. opticus’u yapar.
• Her iki gözün retina’sının nazal yarımlarından gelen lifler
orta hatta çapraz yapar. Bu çapraza chiasma opticum denir.
• Chiasma opticum’dan sonraki görme yolu tractus
opticus’dur.
• Bir taraf tractus opticus içinde; aynı taraf gözün retina’sının
temporal yarımından gelen liflerle, karşı gözün retina’sının
nazal yarımından gelen lifler bulunur. Bir başka ifadeyle; sağ 12. Canalis caroticus, orta kulağın hangi duvarı ile komşudur?
tractus opticus’da her iki gözün retinasının sağ yarımıdan
A) Dış
gelen lifler, sol tractus opticus’da da sol yarımıdan gelen
B) İç
lifler bulunur. Buna göre bir taraf tractus opticus, görme
alanının karşı yarımını görür. C) Alt
• Bir taraf tractus opticus, CGL, radiatio optica ve vizüel • Tegmen tympani denilen ince bir kemik plak tarafından
korteks; görme alanının karşı yarısı ile ilgilidir. yapılır.
• Orta kulak boşluğunu, fossa cranii media’dan ayırır.
• Paries jugularis (alt duvar); v. jugularis interna ile
komşudur.
• Paries labyrinthicus (iç duvar);
• Orta kulak ile iç kulağı ayıran duvardır.
• Üzerinde; fenestra vestibuli, fenestra cochleae,
promontorium ve prominentia canalis facialis denilen
yapılar bulunur.
• Fenestra vestibuli (oval pencere); Orta kulağı, iç
kulaktaki vestibulum’a bağlar. Stapes’in tabanı ile
kapatılır.
• Fenestra cochleae (yuvarlak pencere); Orta kulağı,
DENEME SINAVI – 80 13
cochlea’nın scala tympani’sine bağlar. Membrana tympanica secundaria ile kapatılır.
• Promontorium; iç kulakta bulunan cochlea’nın orta kulak içine yapmış olduğu çıkıntıdır. Üzerinden n. tympanicus (n.
glossopharyngeus’un dalı) geçer.
• Prominentia canalis facialis, canalis nervi facialis’in, orta kulak içine yapmış olduğu çıkıntıdır.
• Paries mastoideus (arka duvar);
• Üst bölümünde, orta kulak boşluğunu antrum mastoideum’a bağlayan, aditus ad antrum mastoideum denilen bir delik
vardır.
• Duvarın alt bölümünde, fenestra vestibuli’nin hemen arkasında görülen kabarıntının içinde m. stapedius bulunur.
• Chorda tympani, bu duvardan orta kulak boşluğuna girer.
• M. cricothyroideus (anticus);
• Larinks’in ön tarafında yer alan tek kastır.
• Lig. vocale’leri gerer ve boyunu uzatır (sesi incelten kastır).
• N. laryngeus recurrens tarafından uyarılmayan (ya da n. laryngeus superior tarafından uyarılan) tek larinks kasıdır.
DENEME SINAVI – 80 15
1. İntramembranöz (Perikondral) kemikleşme: Soruda verilen yapıların embriyonik kökenleri şu şekildedir;
• Kıkırdak perikondriyumunun ve kemiğin periostunun Göz – İris: Nöral ektoderm
altında olan kemikleşmedir. Göz – Lens: Yüzey ektodermi
• Fibroblastlardan osteojenik hücreler meydana gelir, Kulak – Stapes: 2. yutak arkı
önce primer ve sonra kalsiyumun çökmesiyle sekonder
Kulak – Östaki borusu: 1. yutak kesesi
kemikleşmeler olur.
Deri – Melanosit: Nöral krista
2. Endokondral kemikleşme:
Bir kıkırdak matriksinin içinde olan kemikleşmedir.
Anlaşılacağı üzere sorunun yanıtı B seçeneğidir. Göz gelişimi şu
Embriyonel dönemde diafizden başlar, epifize doğru yayılır. Diafiz,
şekildedir;
primer kemikleşme (ossifikasyon) merkezi; epifiz ise sekonder
Ön beyin (forebrain diensefalon) duvarının nöral epitel
kemikleşme merkezidir.
(nöroektoderm) hücreleri IU 22. günde optik sulkus’u yapar
• İlk başlangıçta tüm doku hyalin kıkırdak yapıdadır
ve sonra kese halini alarak optik vezikül’e dönüşür. Yüzey
(kıkırdak zonu).
ektoderminden köken alan lens vezikülünün keseyi itmesiyle
• İntramembranöz kemikleşmeyle kemiğin periostunun optik kadeh (optic cup) gelişir (5. hafta sonu).
altında olan kemik yapısı kıkırdağın ortasının
Yüzey epitelinde optik kadehe komşu hücreler prolifere olarak
beslenmesini bozar.
lens plakodunu yapar. Bu daha sonra optik kadehe (optic cup)
• Kıkırdak hücreleri önce prolifere olur (proliferasyon doğru çöker ve bir vezikül oluşturur (lens vezikülü). Daha sonra
bölgesi=zonu). bu yapı yüzeyden ayrılarak lensi yapar.
• Sonra beslenememeye bağlı hücre zarı yetersizliği olur Optik kadehin dış tabakası retinanın pigment epitelini iç
ve sıvı alarak şişerler (hipertrofi tabakasıysa nöral tabakalarını yapar (yani retina nöral epitelden
• bölgesi). gelişir). Pigmentasyon 5. hf’nın sonunda başlar.
• Ardından bu bölge dejenere olur (dejenerasyon Optik kadehin uç kısımlarından siliyer cisim ve irisin epiteli
aşaması). ve iris kasları (pupillayı kontrol eden kaslar); çevre mezenkim
• Buralar kemik iliği ile doldurulmaya başlarken kemik dokusundansa stromaları gelişir. Nöral krista hücreleri koroid,
iliği kaynaklı osteoklastlar ölen hücreleri temizleyerek sklera ve kornea epitelinin yapısına katılır.
hücresiz bir erozyon hattı (erozyon bölgesi) oluşturur. Lensin ayrıldığı yüzey yine kalınlaşarak kornea’nın ve devamında
• Erozyon hattı, osteoprogenitör hücrelerle doldurularak konjunktivanın epitelini yapacaktır. Çevre mezenkim dokudan göç
osteoblasta farklanır. eden hücreler kornea endotelini ve stromasını yapacaktır.
Nöral tüpün oluşmaya başlaması: 3. hafta sonu itibariyle E) Ovaryum folikül hücreleri
Cevap C
Embriyo gelişiminin ilk haftasının sonunda oluşan iç hücre Korpus luteum (Luteal bez):
kitlesi, 2. hafta itibariyle bilaminer germ diskini oluşturur. Bu Ovulasyondan sonra ovule olan folikülün yeniden
yapı epiblast (tek katlı prizmatik epitel benzeri, şekildeki mavi düzenlenmesidir ve endometriyumun (desiduanın) devamlılığının
hücreler) ve hipoblast (tek katlı kübik epitel benzeri, şekildeki sarı sağlanmasında görev alır. Ovulasyondan hemen sonra folikül
hücreler) hücrelerinden oluşmaktadır. boşluğuna kan dolarak korpus hemorrajikum adını alır. Burası bir
yandan bağ dokusuyla dolarken; bir yandan da granüloza ve teka
interna hücreleri değişmeye başlar. Daha iri granüloza lutein ve
daha küçük teka lutein hücreleridir. Hücrelerde biriken lipokrom
pigmenti sarı renk almasının ve korpus luteum denmesinin
nedenidir. Korpus luteum 14-15 gün kadar varlığını sürdürür.
Eğer gebelik olursa plasentadan sinsityotroblastlardan salınan
insan koryonik gonadotropini (HCG) etkisiyle devamlılığını korur.
Eğer gebelik olmazsa ve bu hormon etkisi olmazsa; hücreleri
otolize olarak dejenere olur ve beyaz bir skar dokusu olan korpus
albikans’a dönüşür.
19. Sağlıklı bir insanın tükürük salgısında saptanan 21. Aşağıdakilerden hangisi spor yapmakta olan bir atletin
immünoglobulin A antikorunu aşağıdaki hücrelerden iskelet kaslarındaki kapillere kan akışını arttırmada en
hangisi sentezleyip salgılamıştır? önemli işleve sahiptir?
A) Tükürük bezi bağ dokusundaki fibroblast A) Aorta
B) Asinus yapısındaki mukus hücresi B) Pulmoner arter
C) Asinus yapısındaki seröz hücre C) Kalp
D) Tükürük bezi bağ dokusundaki plazma hücresi D) Orta arter
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 17
Arterioller medya tabakasında birkaç sıra düz kas hücresine sahip İki türdür.
membrana elastika interna ve eksterna yapılarının izlenmediği Fibröz Astrositler
damar türüdür. Arteriyoller vazokonstriksiyon ve vazodilatasyon
Çok sayıda uzun-ince, az dallanma gösteren uzantıları
ile kanın gideceği kapilleri belirler. Kapillerden hemen önce
olan asimetrik hücrelerdir. Örümcek hücre de denir. Beyaz
izlenen kalın duvarlı arterioller prekapiller sfinkter olarak
cevherde yerleşmiştir. Erişkin beyin tümörlerinin %80’i, fibröz
adlandırılır.
astrositomalardır.
Protoplazmik Astrositler
Uzantıları kısa, kalın, çok sayıda dallanma gösteren simetrik
hücrelerdir. Gri cevherde izlenirler. Uzantıları piamaterin altını
döşer ve glia limitans adını alır.
Astrositler genişlemiş pedikülleri ile kan damarlarını çevreler ve
kan–beyin bariyerini yapar. Kan-beyin bariyeri endotel hücreleri
arasındaki sıkı bağlantılar sayesinde oluşur.
Astrosit uzantıları kan damarları ve nöronlarla bağlantı
oluşturur bu nöron bağlantısında astrositler de glutamat gibi
nörotransmitterler salarak nöronları uyarabilir.
Astrositlerde potasyum (K) pompaları ve kanalları yoğun olarak
izlenir. Bunlar aracılığıyla beynin ekstraselüler ortam K dengesini
düzenler.
MSS’deki hasardan sonra, hasar yerinde astrositler prolifere
olurlar ve skar dokusu oluştururlar (gliozis).
DENEME SINAVI – 80 19
26. Asidozda, proksimal tübül tarafından salgılanan hidrojen 28.
iyonlarının çoğu aşağıdaki işlemlerden hangisi ile I. Glomus hücreleri, ATP duyarlı potasyum kanalları ile
ilişkilidir? depolarize olur.
A) Kalsiyum iyonlarının geri milimi II. Duysal lifleri ATP, dopamin ve asetilkolin aracılığıyla
B) Amonyum (NH4) iyonlarının atılımı uyarırlar.
C) Bikarbonat iyonlarının geri emilimi III. PO2 değişikliklerine doğrusal olmayan bir yanıt verir.
D) Fosfat iyonlarının atılımı IV. Metabolik asidozda uyarılmaları kolaylaşır.
E) Potasyum iyonlarının geri emilmesi V. Siyanür, glomus hücrelerini inhibe eder.
Cevap C VI. PCO2’deki düşüşe hipoksi benzeri tepki verirler.
Glomus hücrelerinden oluşan periferal kemoreseptörler
Bikarbonat yeniden emiliminin yaklaşık % 80 - 90’ı normal için hangileri doğrudur?
koşullarda veya asidozda proksimal tübülde meydana gelir. A) I ve II
Geri emilen her bikarbonat iyonu için bir H+ iyonu salgılanır. B) III ve IV
Bu nedenle, salgılanan hidrojen iyonlarının yaklaşık % 80-90’ı
C) V ve IV
normalde proksimal tübüllerde bikarbonat geri emilimi için
kullanır. D) II, III ve IV
E) I, III, V ve VI
Cevap D
kasların gevşemesine neden olur. Bronşiyal düz kaslarda üretilen • PO2 değişikliklerine doğrusal olmayan bir yanıt verir.
cAMP ve protein kinaz-A kasılmayı sağlayan miyozin hafif zincir Özellikle PO2< 60 mm-Hg olunca daha hızlı bir cevap
kinaz’ı inhibe eder ve gevşemeye neden olur. En iyi örnek, beta-2 ortaya çıkar.
agonistlerin bronkodilatatör etkisi. • Metabolik asidozda uyarılmaları kolaylaşır.
Diğer seçeneklere bakacak olursak; K geçirgenliğinde bir azalma
+
• Siyanür, glomus hücrelerinde de oksijen kullanımını
veya Na+ geçirgenliğinde bir artış membranda depolarizasyona engellediği için aynen hipoksi benzeri etki gösterir.
ve kasılmaya neden olur. Ancak, düz kasta depolarizasyon ve • PCO2’deki düşüşe tepki yoktur, PCO2’deki yükselişe hafif
kasılma Ca++ girişinin artması ile olur. tepki verirler.
Benzer şekilde, sarkoplazmik retikulum Ca++ - ATPaz’ın
inhibisyonu da kas kasılmayı destekler. Son olarak, düz kas
troponin zaten yoktur. Onun yerine Ca++ bağlayan kalmodulin
bulunur.
DENEME SINAVI – 80 21
E: Aplastik anemi. GLUT-3’dür, plasenta, böbrek ve diğer visseral organlarda).
Aplastik anemi, kemik iliğinde üretimin azaldığı ancak EPO’ya da GLUT-4: İnsulin duyarlı taşıyıcı. İskelet kası, kalp kası ve yağ
yanıt vermediği bir durumdur. Bu nedenle, aplastik anemisi olan dokusu ve diğer dokular.
bir kişi düşük Hct ve yüksek EPO düzeyine sahip olur. GLUT-5: Fruktoz alımı (barsak, prox. tübül, sperm, mikroglia)
GLUT-6: Beyin, dalak ve lökösitlerde, fonksiyonu bilinmiyor
GLUT 7: Karaciğer hepatositleri ER’da, glikoz-6-fosfat taşıyıcısı
31. Sağlık bir kişide duodenumdan mideye regurjitasyonun
önlenmesi için pilor sfinterinin duodenuma göre biraz daha
uzun süre kasılmasını sağlayan hormon aşağıdakilerden
33.
hangisidir?
i. 28S rRNA
A) Gastrin
ii. Ribozomal proteinler
B) Motilin
iii. NOR DNA’sı
C) Vazoaktif intestinal peptid
Yukarıda verilen moleküllerden hangisi ya da hangileri
D) Kolesistokinin
nükleolus içinde yer alır?
E) Somatostatin
A) Yalnız I
Cevap D
B) Yalnız II
C) I ve II
Sağlıklı bir kişide duodenumdan mideye regurjitasyonun
D) I ve III
önlenmesi için pilor sfinterinin duodenuma göre biraz daha
uzun süre kasılmasını sağlayan hormonlar (duodeno-gastrik E) I, II ve III
reflü, bu da bizim terminoloji olsun hep GÖR olacak değil yaa
Cevap E
J) kolesistokinin ve sekretindir. Her iki hormon ayrıca mide
motilitesini de inhibe eder.
Nükleolus;
• rRNA’nın sentezlendiği yerdir.
• Ribozom alt ünitelerinin yapılandırılması burada
32. Özellikle nöronlarda ve pek çok visseral organ
gerçekleşir.
hücrelerinde bulanan insülinden bağımsız glikoz alımını
sağlayan taşıyıcı protein aşağıdakilerden hangisidir? • Nükleolusda yer alan moleküller; rRNA, ribozomal
proteinler, ribozomun alt birimleri ve NOR DNA’sıdır.
A) GLUT 2
B) GLUT 3
C) GLUT 4
D) SGLT 1 34.
Periferik dokularda glikozun hücre içine alınmasında glikoz 2. İzoelektrik pH (pI) ile ilgili olarak yukarıda verilen
taşıyıcılar görev alır. Bunlar; ifadelerden hangisi ya da hangileri doğrudur?
E) Glikozilasyon
35. Aşağıdakilerden hangisi arginin aminoasitinden
Cevap D
üretilebilen moleküllerden biri değildir?
A) Primidin nükleotidler
• Standart aminoasitler proteinlerin primer yapısını
B) Ornitin
oluşturur. Translasyon (protein sentezi) esnasında
C) Spermidin
proteinlerin primer yapısına girerler.
D) Guanidoasetat
• Standart aminoasitlerin; DNA, mRNA ve tRNA’da üçlü
E) Nitrik oksit nükleotidlerden oluşan bir karşılığı vardır.
DENEME SINAVI – 80 23
37. Aşağıdaki reaksiyonlardan hangisinin amonyağın detoksifikasyonunda bir rolü yoktur?
A) Alfa ketoglutarattan glutamat sentezi
B) Mitokondride karbamoil fosfat sentezi
C) Sitrulinden argininosüksinat sentezi
D) Argininosüksinattan arginin sentezi
Cevap D
• Amonyak toksik bir moleküldür. Plazmada amonyak artışı özellikle santral sinir sitemini etkiler.
• Amonyak karaciğerde toksik olmayan üreye dönüştürülerek vücuttan atılır.
• Peki amonyak periferik dokulardan karaciğere nasıl gelecektir?
• Beyin gibi periferik dokulardan karaciğere amonyok (amino) glutamin aminoasiti ile taşınır.
Aminoasitler okside olmadan
önce yapılarındaki amino grubu çıkartılır ve transaminasyon
reaksiyonu ile bu amino grubu alfa ketoglutarata aktarılır.
• Alfa ketoglutarat bu amino grubunu aldığında glutamata dönüşür. Karaciğer, beyin ve böbrek
dokusunda ATP bağımlı bir
reaksiyonla glutamata bir amino grubu daha eklenir ve glutamin
sentezlenir. Bu reaksiyonu glutamin sentetaz enzimi
yapar.
E) Aldolaz A – Liyaz
38. Aşağıdaki moleküllerden hangileri üre siklusu ile TCA Cevap D
döngüsünü birbirine bağlar?
A) Fumarat – Alanin
İzomerazlar;
B) Piruvat – Alanin
• Geometrik ve optik izomerlerin birbirine dönüşümü
C) Karbamoil fosfat – Aspartat katalize edilir.
D) Fumarat – Aspartat • Molekül içi grup transferi yaparlar.
E) Karbamoil fosfat – Asparajin • Mutaz ve epimeraz enzimleri bu sınıfa dahildir.
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 25
41. Transaminasyon yapan enzimler tarafından aminoasitlere 43. Telomeraz enzimi ile ilgili olarak aşağıda verilen
çevrilebilen TCA döngüsü ara ürünleri aşağıdakilerin ifadelerden hangisi yanlıştır?
hangisinde birlikte verilmiştir? A) Ribonükleoprotein yapısında bir enzimdir
A) Malat, oksaloasetat B) Hematolojik malignensi ve beyin tümörlerinde aktivitesi
B) α-ketoglutarat, oksaloasetat artar
C) Fumarat, izositrat C) Reverse transkriptaz bir enzimdir
D) Sitrat, fumarat D) Kromozomların uç kısımlarındaki ‘TTAGGG’ tekrar
E) Sitrat, izositrat dizilerinin sentezinden sorumludur
Cevap E
Transaminasyon:
• Transaminasyon reaksiyonlarında amino grubu alıcısı Telomeraz enzimi;
alfa ketoglutarattır. Alfa ketoglurat amino grubu . RNA kalıbından DNA sentezler.
aldığında glutamata dönüşür.
. Reverse transkriptaz bir enzimdir.
• Bu reaksiyonlarda aminotransferaz/transaminaz
. Ribonükleoprotein yapısındadır (RNA ve proteinler)
enzimleri görev alır. Alanin transaminaz (ALT, SGPT)
. Yapısında bulundurduğu RNA nükleotidlerinden DNA
ve aspartat transaminaz (AST, SGOT) en önemli
sentezleyerek kalıp DNA’nın 3’ ucunu uzatır. Burada
aminotransferaz enzimleridir.
amaç primer sentezi için gerekli bir alan oluşturmaktır.
• Transaminasyon reaksiyonların koenzimi pridoksal
fosfattır (B6).
• Bu reaksiyonlar ayrıca bazı non-esansiyel
aminasitlerin sentezini de sağlar.
• Transaminasyon yapan enzimler tarafından
aminoasitlere çevrilebilen TCA döngüsü ara ürünleri;
α-ketoglutarat, oksaloasetat
Cevap A
44. Aşağıdaki enzimlerden hangisi kullanıldığı kofaktörler
açısından pirüvat dehidrogenaz enzim kompleksine benzer
Spot bilgi; AMP ve GMP’nin yıkımı sırasında riboz 1-fosfatın olup aynı enzim ailesi içinde sınıflandırılır?
ayrılmasını katalize eden enzim pürin nükleotid fosforilazdır.
A) Malat dehidrogenaz
Dikkat bu reaksiyonda riboz 5-fosfat değil riboz 1-fosfat ayrılır.
B) İzositrat dehidrogenaz
C) α-ketoglutarat dehidrogenaz
D) Açil-KoA dehidrogenaz
E) Süksinat dehidrogenaz
Cevap C
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 27
Piruvat karboksilaz enzimi; 47. Karbonhidrat metabolizması ile ilgili olarak aşağıdaki
• Mitokondrial bir enzimdir. enzim eksikliği ve neden olduğu klinik bulgu/hastalık
eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
• Piruvatı oksaloasetata çevirir.
A) Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz eksikliği - Hemolitik anemi
• Reaksiyona CO2 transferi yapar.
B) Laktat dehidrogenaz eksikliği – Laktoz intoleransı
• Bu karboksilasyon reaksiyonunda ATP’ye (GTP DEĞİL!!) gerek
duyulur. C) Piruvat kinaz eksikliği - Hemolitik anemi
• Koenzim olarak biyotini kullanır. D) Kas glikojen fosforilaz eksikliği – Mc Ardle hastalığı
• Allosterik aktivatörü Asetil KoA’dır. E) Galaktoz 1-fosfat üridil transferaz eksikliği – Klasik
galaktozemi
• Piruvat karboksilaz aktif olduğunda piruvat dehidrogenaz
inaktif olur. Cevap B
• Piruvat karboksilaz enzimi eksiliğinde idrarda alanin
aminoasiti artar. • Laktoz intoleransı laktaz enzim eksikliği sonucu
meydana gelir.
• Laktaz indüklenmeyen bir enzimdir.
46. • Enterosit hücrelerinden salgılanan bir disakkaridazdır.
i. Glukokinaz enzimi glukoz 6-fosfat ile inhibe olur
ii. Fosfofruktokinaz-I enzimi fruktoz 2,6 bifosfat ile aktive
olur 48. Fosfolipidlerin yıkımı lizozomlarda fosfolipaz enzimleri
iii. Piruvat kinaz enzimi fruktoz 1,6 bifosfat ile inhibe olur tarafından gerçekleştirlir. Fosfolipaz enzimleri ile ilgili
Karbonhidrat metabolizmasının düzenlenmesi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
olarak yukarıda verilen ifadelerden hangisi ya da hangileri A) Lizofosfolipid oluşumu fosfolipaz A1 enzimi ile gerçekleşir
doğrudur? B) Araşidonik asit fosfolipaz A2 enziminin etkisi ile ortaya
A) Yalnız I çıkar
B) Yalnız II C) Steroidler fosfolipaz A2 enzimini inhibe ederek anti-
C) I ve II inflamatuar etki gösterir
Cevap A
• Glukokinaz enzimi glukoz 6-fosfat ile inhibe olmaz.
Fosfolipidlerin yıkımı;
• Fosfofruktokinaz-I enzimi fruktoz 2,6 bifosfat ile aktive
• Fosfolipidlerin yıkımı lizozomlarda gerçekleşir.
olur.
• Fosfolipaz A1; Gliserolün 1. karbonu ile yağ asitinin
• Piruvat kinaz enzimi fruktoz 1,6 bifosfat ile aktive olur.
arasındaki ester bağını hidroliz eder.
• Fosfolipaz A2; Gliserolün 2. karbonu ile yağ asitinin
arasındaki ester bağını hidroliz
eder. Bunun sonucunda
serbest bir yağ asiti ile lizofosfolipid oluşur. Araşidonik
asiti
serbestleştiren enzimdir.
• Fosfolipaz C; Gliserolün fosforik asit ile olan ester
bağını hidroliz eder. Fosfotidilinozitolden
ikincil
habercileri (IP3 ve DAG) oluşturur.
• Fosfolipaz D; Fosforik asitin yaptığı ester bağlarını
hidroliz eder.
Cevap C
49. Aşağıdakilerden hangisi izopren türevi bir birleşik değildir?
A) Ubikinon • Yağ asiti sentezi; Mitokondriden sitoplazmaya
B) Dolikol sitrat
sayesinde çıkan asetil KoA’lar substrat olarak
C) A vitamini kullanılır. Asetil KoA karboksilaz yağ asiti sentezinin hız
kısıtlayıcı enzimidir ve sitrat trafından aktive edilir. Bu
D) C vitamini
enzim asetil KoA’yı malonil KoA’ya çevirir. Sonrasında
E) K vitamini
malonil KoA’lardan yağ asiti sentaz enzim kompleksi ile 16
Cevap D C’lu palmitat sentezlenir.
• Sentezlenen palmitat sitoplazmada uzun süre tek başına
İzopren türevi bileşikler: A, E, K vitaminleri, ubikinon ve dolikol bulunamayacaktır; ya karnitin aracılı taşıma ile mitokondri
matriksine alınır ve beta oksidayona uğrar ya da TAG
olarak depolanır. Ancak tokluk döneminde yağ asiti sentezi
sırasında oluşan malonil KoA, karnitin aracılı taşımayı
50. Aşağıdaki Apolipoprotein türleri ile ilgili verilen bilgilerden inhibe ederek yeni sentezlenmiş yağ asitlerinin mitokondri
hangisi doğrudur? matriksine alınımını yani beta oksidasyona uğramasını
A) Apo C-II lipoprotein lipazı inhibe eder engeller. Böylece yeni sentezlenen yağ asitlerinin TAG
B) Apo A-I LCAT enzimini inhibe eder olarak depolanması sağlanmış olur.
DENEME SINAVI – 80 29
yapısında yer alan glutamat aminoasitleri gama • JAK (janus kinase), tirozin kinaz süperailesinin bir alt
karboksilasyona uğrar ve gama-karboksiglutamat oluşur. grubudur. Ligand hücre dışındaki alt birimine bağlandığında,
Gama karboksiglutamat kalsiyum iyonlarını bağlar. stoplazmadaki JAK aktive olur.
• K vitamin bağımlı gama karboksilasyona uğrayan aminoasit • JAK, kinaz aktivitesine sahiptir. Bu özelliği nedeni ile STAT
glutamattır. Warfarin K vitamini etkisini antagonize eder. (signaltransducer and activator of transcription) proteinini
• Kemik dansitesinin korunmasında görev alan vitamin çifti; D fosforilleyip STAT’ı aktive eder. STAT ise DNA ya bağlanarak
ve K vitaminidir. transkripsiyona neden olur.
• Malabsorpsiyon sendromu veya uzun süreli antibiyotik • Reseptöre substrata bağlanınca, reseptörün ayrık parçaları
kullanımı durumlarda, K vitamini eksikliğine bağlı olarak bir araya gelir. Bu olaya
dimerizasyon denir.
kanamanın süresinin uzaması görülür. Yenidoğan hemorajik • Leptin, Büyüme hormonu (GH), Prolaktin, Eritropoietin,
hastalığı
oluşur. bazı sitokinler (INF– g, IL–6) ve
CSF (koloni stimulan
• K vitamini toksisitesi ise hemolitik anemiye neden olur. faktörler) JAK– STAT sinyal sistemini kullanırlar.
53. Steroid hormon sentezinde 21-hidroksilaz eksikliği sonucu 55. Cinsiyet hormonlarının etkisi sonucu erkek cinsiyette
aşağıdakilerden hangisinin artması beklenir? daha sık hastalığa sebebiyet veren dimorfik mantar
aşağıdakilerden hangisidir?
A) 17-Hidroksiprogesteron
A) Paracoccidioides brasiliensis
B) Östradiol
B) Coccidioides immitis
C) Androstenedion
C) Penicillium marneffei
D) Kortizol
D) Histoplasma capsulatum
E) Kortikosteron
E) Blastomyces dermatidis
Cevap A
Cevap A
• Kortizol sentezi için 17alfa -hidroksilaz enzimi gereklidir. • Parakoksidiyidomikoz sülfonamidlerle tedavi edilebilen
sistemik bir mantar hastalığıdır tedavide ayrıca
• 21 alfa–hidroksilaz eksikliğinde konjenital adrenal hiperlazi
ketokonazol, itrakonazol ve amfoterisin B kullanılabilir.
gelişir. 17-OH progesteron ve
progesteron seviyesi artar.
C) Erysipelothrix spp
D) Shigella spp 59. Aşağıda verilen Salmonella türlerinden hangisi
hareketsizdir?
E) Yersinia spp
A) Salmonella enteridis
Cevap C
B) Salmonella gallinarum
C) Salmonella typhi
Hidrojen sülfür(H2S) oluşturanlar: Salmonella, Proteus,
Erysipelothrix (GRAM + BASİL) ve Citrobacter. Hidrojen sülfür D) Salmonella paratyphi
oluşumunun değerlendirildiği besiyerleri: E) Salmonella cholaresuis
• TriSugarIron (TSI) Cevap B
• KliglerIronAgar (KIA)
• Hektoen enterik agar Tüm Salmonella türleri hareketlidir. Bunun istisnası iki tür:
• Salmonella-Shigella agar Salmonella pullorum
• Sulfid İndol-Motile(SIM) yarı katı besiyeri Salmonella gallinarum
• Pepton İron Agar (PİA) Önemli Hareketsizler: Klebsiella, Acinetobacter, Shigella,
• Bismut Sulfid Agar (BSA) B.antrachis, Kok morfolojisindeki bakteriler, C.perfiringens
58. Aşağıda verilen aşılardan hangisi sağlık personeline 60. Aşağıda verilen bakterilerden hangisinin tedavisinde
yapılması önerilen aşıların arasında değildir? sefalosporin grubu antibiyotikler kullanılabilir?
Cevap E Cevap E
DENEME SINAVI – 80 31
61. Aşağıdaki yüzeyel mikoz etkenleri ile etken patojen Bu hastada verilen klinik bilgilere göre zigomikoz denilebilir.
aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru olarak Dik açı ile dallanan septasız hifler=mukoromikoz denilebilir.
eşleştirilmiştir? Mukoromikoz aka. Zigomikoz’a sebep olan küfler Mucor,
Hastalık Mikoz etkeni Rhizopus, Absidia,
Biyoterör silahları
A grubu B grubu C grubu B lenfositler iki büyük alt gruptur B1 lenfositler ve B2 lenfositler.
Çiçek Q ateşi Hanta virüs B1 ve B2 lenfositler oluşurken farklı progenitörlerden köken
Şarbon Brusella Sarı humma alırlar. B2 lenfositler lenfoid foliküllerde immunglobulin üreten
Veba Burkhoideria Hanta virüs hücrelerdir. B1 lenfositler ise peritona yerleşirler ve antijene
pseudomallei spesifik olmayan IgM’ler üretirler.
Botulismus Alfa virüsler MDR tbc
Tularemi C. perfringes
epsilon toksin
68. At çiftliklerinde çalışanlarda ciltte nodüler lezyonlar yapan
Filovirüsler Ruam hastalığı etkeni aşağıdakilerden hangisidir?
(EBOLA-Marburg)
A) Burkholderia pseudomallei
Filovirüsler (EBOLA ve Marburg) A grubu biyoterör silahıdır ve B) Burkholderia mallei
biyogüvenlik seviyesi 4 laboratuvarlarda çalışılmalıdır.
C) Listeria monocytogenes
D) Rhodococcus equi
66. Aşağıdaki bakteri türlerinin hangisi vankomisine doğal E) Nocardia brasiliensis
dirençli değildir? Cevap B
A) Enterococcus gallinarum
B) Enterococcus casselliflavus Burkholderia mallei Ruam etkenidir. İnsanlara genellikle
C) Enterococcus faecium atlardan bulaşan bir hastalıktır. Özellikle ciltte nodüler lezyonlar
D) Pediococcus ve yaygın apseler görülmektedir.
E) Leuconostoc
Cevap C
69. Aşağıda verilen proteinlerinin hangisi Kızamık virüsünün
reseptörü veya proteini değildir?
Ankomisine doğal dirençli bakteriler
A) CD 46
• Enterococcus gallinarum
B) SLAM (signalling lymposit activation molecule)
• Enterococcus casselliflavus
C) Füzyon proteini (F proteini)
• Leuconostoc
D) Matrix proteinleri
• Pediococcus
E) CD 21
E.faecium ise Vankomisine sonradan direnç kazanır.
Cevap E
Kızamık virüsü ile ilgili önemli marker ve proteinler: CD46, SLAM
(CD150), Füzyon proteinleri, Matrix proteinleri, RNA bağımlı RNA
polimeraz enzimi
CD21 Ebstein Barr virüsün vücutta bağlanma reseptörüdür.
DENEME SINAVI – 80 33
70. Schistosoma mansoni ile ilişkili bilgilerden hangisi doğru 72. Cryptococcus neoformans Bird Seed agar besiyerinde
değildir? kahverengi koloniler yapmasını sağlayan virülans faktörü
A) Trematod helmintler grubuna dâhildir enzim aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap D E) Lakkaz
Cevap B
A) BK virüs D) Mebendazol
B) Sitomegalovirus E) Praziquantel
D) Hepatit C virüs
E) İnsan immun yetmezlik virüsü (HIV) Scabies tedavisinde oral olarak ivermektin 200µg/kg olarak
verilir. Her bir doz bir haftalık periodlarla üç kereye kadar
Cevap A
uygulanabilir. Topikal tedaviye dirençli scabies olgularında en
etkin tedavidir.
Polyomaviridae, çıplak ve ikozahedral simetrili DNA virüsüdür.
Bu grupta insanları sıkça enfekte eden ama çoğunlukla
74. HIV taşıyıcısı anneden doğan bir bebek için aşağıdaki
asemptomatik kalan BK, JC virüsleri, Merkel hücreli virüs ve SV40
yaklaşımlardan hangisi yanlıştır?
(Simian Vacuolating Virüs, maymunları enfekte eder) virüsleri yer
almaktadır. A) Emzirme kontrendikedir.
İlk viremi ile böbreklerde yoğunlaşır. İkinci viremi ile böbreklerde B) Yeni doğanda Anti-HIV antikorlarının pozitifliği
latent kalır. İmmunsupresyon ile reaktivasyon yaparlar. İdrarda hastalığın bebeğe bulaşmış olduğu anlamına gelmez.
da DECOY hücrelerine neden olurlar. C) Yenidoğanda HIV tanısında en duyarlı test HIV RNA
testidir
D) Anneden bebeğe HIV geçişini engellemek için doğumda
sular geldikten sonra zidovudin veirilmelidir.
E) HIV taşıyıcısı anneden doğum sonrasında bebeğe en kısa
sürede zidovudin başlanmalı ve tedavi 6 hafta devam
ettirilmelidir
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 35
IŞIK MİKROSKOBU 78. İntegrinler aşağıdaki lökosit hareketlerinin hangisinde en
Reversibl Hasar: önemli rolü oynar?
Transforme edici büyüme Trombositler, T lenfositleri, Nötrofil makrofajlar, lenfositler, fibroblastlar ve düz kas hücreleri
faktörü-b (TGF-b) makrofajlar, endotel hücreleri, için kemotaktik; TIMP sentezini, anjiyogenezi, fibroplaziyi uyarır;
keratinositler, düz kas MMP yapımını ve keratinosit proliferasyonunu inhibe eder;
hücreleri, fibroblastlar integrin ekspresyonu ve diğer sitokinleri düzenler. Epitel hücreleri
proliferasyonunu inhibe eder. Güçlü fibrojeniktir. Hipertrofik
skar, sistemik skleroz ve marfan sendromunda rol oynar. Anti-
inflamatuardır. Th17 gelişimini arttırır.
TGF b, bağ doku proteinlerinin sentezi ve depolanması için en
önemli sitokindir.
Keratinosit büyüme faktörü Fibroblastlar Keratinosit göçünü, proliferasyonunu ve farklılaşmasını uyarır
(KGF) (örneğin FGF-7)
Bu soruda aslında, şoktan ölen bir kişiye otopsi yaptığınızda organ ve dokularda hangi morfolojik bulgularla karşılaşacağımız
sorulmaktadır. Çeldirici seçenek ‘ karaciğerde hepatosteatit ‘’dir. Şoktan ölen bir hastada karaciğerde gördüğümüz değişiklik,
DENEME SINAVI – 80 37
karaciğerin yağlı ve iltihaplı olması anlamını taşıyan hepatostetatit değil; hepatosteatoz (karaciğer yağlanması) ‘dur. Bu yağlanmanın,
mikro değil makroveziküler olduğu unutulmamalıdır.
Tümörlerin adlandırılmaları ilgili basit bir soru. ”–oma” eki genel olarak benign tümörleri tanımlamada kullanılır. Hemangioma,
fibroma, adenoma, nöroma gibi.
Ancak unutulmamalıdır ki bu adlandırmanın istisnaları vardır; örneğin, “–oma” eki ile sonlanan ama malign olan tümörler :
Seminoma, lenfoma, kordoma, mezotelyoma, disgerminoma . Kordoma, intervertebral diskin nükleus pulpozusunda bulunan notokord
artıklarının lokal agresif malign tümörüdür.
82. Kronik myeloid lösemi olgularında, t (9:22) sonucu oluşan ve aşırı intrensek tirozin kinaz aktivitesi gösteren onkojen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ras
B) L-myc
C) Abl-bcr
D) Cycline E
E) Rb
Cevap C
Onkogen sorularının son yıllarda ağırlığı gittikçe artmaktadır. Bu soruda aslında t( 9:22) sonrasında hangi onkojenin oluştuğu
sorulmaktadır. KML olgularının % 90’nında Philedelphia kromozomu [ ( t (9;22) ] pozitifdir. Bu genetik bozukluk sonucu aşırı tirozin
kinaz aktivitesi gösteren Abl-Bcr füzyon geni oluşmaktadır. Bu gen özellikle kemik iliğindeki granulositik ve megakaryositik öncü
serileri etkileyerek myeloproliferasyona neden olur. Aşağıdaki tabloda diğer onkojenlerin aktivasyon şekilleri ve neden oldukları
maligniteler yer almaktadır.
Nörotropik faktör için RET NOKTA MUTASYON MEN 2Ave 2B, ailesel medüller tiroid kanseri
reseptör
PDGF reseptör PDGFRB OVEREKSPRESYON, Gliomlar, lösemiler
TRANSLOKASYON
KIT ligand için reseptör KIT NOKTA MUTASYON Gastrointestinal stromal tümör, seminom, lösemi
ALK reseptörü ALK TRANSLOKASYON, Akciğer adenokanseri, bazı lenfomalar,
FÜZYON GEN nöroblastom
FORMASYONU,
NOKTA MUTASYON
Sinyal İletiminde Yer Alan Proteinler
GTP bağlayıcı (G) proteinler K-RAS NOKTA MUTASYON Kolon, akciğer, pankreas tümörleri
H-RAS NOKTA MUTASYON Mesane ve böbrek tümörleri
DENEME SINAVI – 80 39
83. Aşağıdakilerden hangisi CD 8 T lenfositleri aracılığıyla gelişen sitotoksisite sonucu gelişir?
A) Tip I diabetes mellitus
B) Atopik dermatit
C) Henoch Schönlein purpurası
D) Otoimmun hemolitik anemi
E) Pemfigus vulgaris
Cevap A
Soruda, seçenekler arasında hangisinin, tip IV aşırı duyarlılık alt tiplerinden CD 8 T hücre aracılı sitotoksisite sonucunda geliştiği
sorulmaktadır. Karşılaştırma sorusudur. Seçenekler arasında çeldirici olan hiler lenf nodlarındaki kazeifiye granulomlardır. Ancak
granulomlar tip IV aşırı duyarlılığın diğer alt tipi olan gecikmiş tip aşırı duyarlılık sonucu gelişirler.
84. Aşağıdakilerden hangisi, romatizmal kalp hastalığında görülen morfolojik bulgulardan biri değildir?
A) Seröfibrinöz perikardit
B) Myokardit
C) MacCallum plakları
D) Osler nodülü
E) Mitral kapak yetmezliği
Cevap D
Akut ve kronik romatizmal kalp hastalığının morfolojik (mikroskobik ve makroskobik) bulgularıyla ilgili çok sayıda soru soruldu;
sorulmaya da devam edecek. Her satırını bilmeliyiz.
DENEME SINAVI – 80 41
Kronik Romatizmal Kalp Hastalığı Kawasaki hastalarında erken dönemde küçük damarlarda
Kronik romatizmal kalp hastalığında kapaklarda izlenen kardinal (arteriol, venül ve kapillerlerde) vaskülit ve perivaskülit izlenir.
patoloji yapraklarda kalınlaşma, komissüral füzyon, tendinöz Sonrasında vücudun daha büyük arterleri (koroner arter gibi)
kordlarda kısa, kalın ve yapışık görünümdür. Mikroskobik olarak etkilenir ve tablo mikroskopik PAN’a benzer. Bu sürede hastada
diffüz fibrozis ve yoğun neovaskülarizasyon bulunur ki, bu da myokardit, perikardit ve valvulit görülebilir. Akut faz spontan
yapışıklıkların gelişimine neden olur. Çocukluk çağında sıklıkla olarak ya da tedavi sonrası azalabilir, fakat akut vaskülitin
mitral kapak hareketli yüz yerleşimli Aschoff nodüllerinin gerileme sürecinde koroner
fibrozisi sonucu mitral yetmezlik izlenirken, erişkin yaşta ise arterlerde sıklıkla anevrizma gelişimi ve bunu takiben
komissüral füzyon sonucu mitral stenoz gelişimi sıklıkla izlenir. trombozlar ve myokard infarktüsü gelişebilir. Kawasaki hastalığı
Yetişkinlerdeki mitral stenozun en sık nedenidir. Az sayıdaki çocukta myokard infarktüsüne neden olabilen; granülamatöz
olguda erişkin yaşta stenoz-yetmezlik birarada bulunabilir. olmayan bir vaskülittir.
Zamanla mitral kapakta fibrozis, valvüler komissüral füzyon ve
kalsifikasyon geliştiğinde makroskobide “balık ağzı” veya “düğme
iliği” görünümü ile karakterize stenoz gelişir. Romatizmal kalp
86. Mesane mukozası ya da diğer iç organlarda da izlenebilen
hastalığında mitral valvülün tek başına tutulumu olguların
mukoza altında sarı renkli plaklar ile karakterize lezyon
%65-70’inde izlenmektedir, mitral ve aortun birlikte tutulumu ise
aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?
olguların %25’inde saptanır.
A) Eritroplaki
B) Hairy lökoplaki
C) Malakoplaki
85. Daha çok erken çocukluk döneminde görülen, arteriol,
D) Verrükoz lökoplaki
venül ve orta çaplı arterleri tutan, koroner arterlerde
anevrizma gelişimine yol açabilen vaskülit aşağıdakilerden E) Lökoplaki
hangisidir? Cevap C
A) Kawasaki hastalığı
B) Buerger hastalığı Malakoplaki: Mesane mukozası ya da diğer iç organlarda da
C) Takayasu arteriti izlenebilen mukoza altında sarı renkli plaklar ile karakterize
lezyondur. Mitchelis gutman cisimcikleri ve von hanseman
D) Romatoid vaskülit
hücreleri izlenir. Kanser riskini arttırmaz. En çok mesanede
E) Raynaud hastalığı
görülür.
Cevap A
Hairy lökoplaki immünsüpresif insanlarda oral bölgede izlenir ve
kanser riskini arttırmaz.
Vaskulit sorularını cevaplarken dikkat edilmesi gereken kritik Diğer seçeneklerde kanser artmıştır.
noktalar; yaş ve hangi boyuttaki damarların tutulduğudur. Bu
soruda verilen en kritik bilgi; koroner arterlerde anevrizma
gelişimi ve hastanın yaşıdır.
87. Oral bölgede mukokutanöz hiperpigmentasyon, meme,
akciğer, pankreas ve genital organlarda maligniteler yanı
Kawasaki Hastalığı
sıra kolonda malignleşmeyen poliplerin izlendiği sendrom
Bebekler ve erken çocukluk çağının akut febril bir hastalığıdır aşağıdakilerden hangisidir?
(sıklıkla 4 yaş altında). Sıklıkla mukokutanöz lenf nodu
A) Peutz jeghers sendromu
sendromu ile bir aradadır.
B) Familyal adenomatöz polipozis sendromu
Olguların çoğunda hastalık kendi kendine iyileşir; fakat az
C) Cowden sendromu
sayıdaki olguda koroner arter vasküliti ve anevrizması
görülebilir. Sonuçta, hastaların %1 kadarı myokard infarktüsü D) Cronkite canada sendromu
geçirir. E) Lynch sendromu
Hastalığın akut fazında, ateş, konjunktival ve oral eritem, erozyon, Cevap A
el ve ayaklarda ödem, avuç içi ve ayak tabanında eritem, deri
döküntüleri ve boyunda büyümüş lenf nodu saptanır.
DENEME SINAVI – 80 43
88. Aşağıdaki tümörlerden hangisinde BOS sentezleme özelliği 91. Fibroblast growth faktör reseptörü 3 mutasyonuna bağlı
vardır? uzun kemiklerde gelişim kusuru ortaya çıkan hastalık
A) Ependimom aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap D D) Osteomalazi
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 45
98. Aşağıdakilerden hangisinde yapılacak mikroskobik 100. Aşağıdaki ilaç uygulama yollarından hangisinin
çalışmada küçük yuvarlak mavi hücreler görülmez? biyoyararlanımı intravenöz uygulamaya en yakındır?
A) Nöroblastom A) Oral
B) Rabdomyosarkom B) Rektal
C) Ewing Sarkom C) Transdermal
D) Hepatoblastom D) Sublingual
E) Retinoblastom E) Subkutan
Cevap D Cevap D
SUBLİNGUAL UYGULAMA
Histolojik olarak çocukluk çağı tümorlerinin büyük kısmı primitif, En önemli özelliği karaciğere uğramadan sistemik dolaşıma
küçük, yuvarlak hücrelerden oluşurlar ve rutin yöntemler ile katılması nedeniyle presistemik eliminasyona uğramaz,
birbirlerinden ayrılmaları kolay değildir. Bu nedenle benzer absorpsiyon yüzeyi küçük, emilim hızlıdır. Biyoyararlanımı İV
morfolojiye sahip (noroblastom, retinoblastom, losemi/lenfoma, uygulamaya oldukça yakındır.
rabdomyosarkom, Ewing sarkomu/PNET gibi) tümörlere genel En sık uygulananlar; Antihipertansif (kaptopril), Nitratlar
olarak “küçük yuvarlak mavi hücreli tümör” adı verilir.
• Birim zaman içerisinde vücuttan atılan ilaç miktarı sabittir Betanekol: Kolinesterazlara dayanıklıdır. Sadece muskarinik
• Sıfırıncı derece kinetiğe uğrayan ilaçların eliminasyon yarı reseptörlere afinitesi vardır. GIS ve mesane üzerine en güçlü
ömrü (t1/2)’si konsantrasyon artışı ile birlikte uzar. Örneğin muskarinik özelliği vardir. Dolayısıyla mesanenin kasılamadığı
feniotinin dozu iki kat artınca yarı ömrüde yaklaşık 2 kat artar. flask tip nörojenik mesane, paralitik ileus tedavisinde betanekol
• Konsantrasyon zaman eğrisi altında kalan alan ve ilacın kullanılır.
idrarla değişmeden atılan miktarı dozla orantılı değildir.
• Sıfırıncı derece kinetikle atılan ilaçlara en önemli örnekler;
• Salisilat (yüksek doz) 102. Aşağıdaki sempatomimetik ilaçlardan hangisi ön-ilaç
• Fenitoin formundadır ve göz içinde adrenaline dönüşerek midriyatik
etki oluşturur?
• Heparin
A) Dobutamin
• Alkol
B) Dopamin
• Barbitürat
C) Dipiverfin
• Benzodiazepin
D) Ritodrin
• Prednizolon
E) Mirabegron
• Dikumarol
Cevap C
Verapamil
• Bu ilaçlar digoksinle kombine edilecekse digoksin
intoksikasyonuna yol açmamak için digoksin düzeyi yarıya 106. PPAR-α ya bağlanarak VLDL ve şilomikronlardaki
düşürülmelidir. trigliseridleri parçalayan ve hipertrigliseridemi tedavisinde
kullanılan ilaç hangisidir?
A) Fenofibrat
A) Furosemid C) Pitavastatin
B) Spironolakton D) Laropiprant
C) İndapamid E) Ezetimib
D) Torsemid Cevap A
E) Asetazolamid
Cevap B Fenofibrat / Bezafibrat / Fenofibrat / Klofibrat
DENEME SINAVI – 80 47
107. DM tedavisinde subkutan kullanılan ve amilin analoğu 109. Nöroleptik ilaçların neden olduğu ekstrapiramidal yan
olan ilaç hangisidir? etkilerin hangisi en geç ortaya çıkmaktadır?
A) Sitagliptin A) Akatizi
B) Eksenatid B) Parkinsonizm
C) Liraglutid C) Perioral tremor
D) Pramlintid D) Tardif Diskinezi
E) Empaglifozin E) Akut Distoni
Cevap D Cevap D
111.
I- Lityum
II- Demeklosiklin
III- Amiodaron
IV- Fenilbutazon
Yukarıdaki ilaçlardan hangisi/hangileri diabetes insipidus benzeri tablo oluşturur?
A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve IV
E) II ve III
Cevap B
Diabetes İnsipidus benzeri tablo oluşturan en önemli ilaçlar
• Tolvaptan/ Konivaptan
• Lityum
• Demekloksiklin
• Metoksifluran
• Alkol
112. Aşağıdaki genel anesteziklerden hangisinin MAK (minimum alveoler konsantrasyon) değeri en düşüktür?
A) Nitröz oksit
B) İzofluran
C) Metoksifluran
D) Sevofluran
E) Enfluran
Cevap C
DENEME SINAVI – 80 49
113. Aşağıdaki histamin reseptör blokerlerinden hangisi en Seftriakson
fazla sedasyona yol açar? Eliminasyon yarı ömrü en uzun olan sefalosporin türevidir.
A) Doksilamin Safra çamuru yapabilir
B) Setirizin Menenjit profilaksisinde kullanılır.
C) Feksofenadin Ayrıca; Gonokok enfeksiyonlarında ilk tercihtir
D) Difenhidramin Seftazidim
E) Karbinoksamin Antipsödomonal etkinliği en güçlü olan sefalosporin türevidir.
Cevap D Sefoperazon
Eliminasyon yarı ömrü en kısa olan H–1 reseptör blokörü; Safra ile en çok atılan sefalosporin türevidir.
Karbinoksamin
Bu yüzden kolesistit, kolanjit tedavisinde kullanılır.
Eliminasyon yarı ömrü en uzun olan H–1 reseptör blokörü;
Moksolaktam gibi Disülfiram benzeri reaksiyon yapar. Alkol ile
Astemizol
birlikte verilmemelidir.
En fazla sedasyona neden olan H–1 reseptör blokörü;
Sefotaksim
Difenhidramin
Santral sinir sistemine en iyi geçen
Gebelerde verilmemesi gereken; Doksilamin
Gebelerde güvenilir gözükenler; Setirizin, Loratadin,
Difenhidramin
116. Aşağıdakilerden hangisi vinkristin uygulanırken doz
kısıtlayıcı yan etki olarak görülmektedir?
A) Emezis
114. Churg-Straus benzeri vaskülit, aşağıdaki ilaçlardan
B) Nistagmus
hangisinin spesifik yan etkisidir?
C) Periferik nöropati
A) Mizoprostol
D) Tinnitus
B) Gosipol
E) Kardiyomyopati
C) Montelukast
Cevap C
D) Sulfosalazin
E) Alprostadil
VİNKRİSTİN (ONKOVİN)
Cevap C
Mikrotübül proteininin polimerizasyonunu inhibe ederek mitoz
bölünmeyi metafaz aşamasında durdurur.
Zafirlukast, Montelukast, Pranlukast; SisLT–1 adıda verilen
En önemli endikasyonları lenfomalardır. Hodckin lenfomada,
lökotiren reseptörlerinin blokörüdürler. Özellikle Astım
MOPP protokoli, Non Hodgkin lenfomada ise CHOP protokolünün
profilaksisinde, psöriazis ve inflamatuvar barsak hastalıklarının
komponentidir.
tedavisinde kullanılır. Churg– Straus benzeri vaskülit spesifik yan
etkileridir. En önemli doz sınırlayıcı yan etkisi periferik nöropatidir. Buna
bağlı vokal kord paralizisi ve paralitik ileus tablosuna yol açabilir.
Uygunsuz ADH sendromuna yol açabilir.
Myelosupresyon ve bulantı kusma yapmaz.
115. Aşağıdaki sefalosporin türlerinden hangisinin
antipsödomonal etkinliği en güçlüdür?
A) Seftriakson
B) Sefotaksim
C) Sefoperazon
D) Seftazidim
E) Sefapim
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 51
KLİNİK BİLİMLER AÇIKLAMALI CEVAP ANAHTARI
Bu testte sırasıyla Dahiliye Grubu, Pediatri, Cerrahi Grubu ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Bilgisi
soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.
1. Aşağıdakilerden hangisi polimiyozitte en spesifik ve en • Hastalık genelde orta yaş grubu erkeklerde görülür.
sensitif tanı yöntemidir? Postmenopozal dönemde kadınlarda da sıklığı artar.
A) Magnetik rezonans • Hastalık genelde monoartikülerdir.
B) Elektroensefalografi • Gut hastalığında tofusler ciltte en çok olekranon ve
C) Elektromiyografi kulak memesinde, iç organ olarak da en çok böbrekte
görülür.
D) Kas biyopsisi
E) Kas enzimleri
Cevap D
3. Kalp yetmezliğinde salgısı artan ve kollajen yapımını
artırarak fibrozis oluşumuna neden olan hormon
POLİMİYOZİT
aşağıdakilerden hangisidir?
• Polimiyozit proksimal kas güçsüzlüğü, CPK artışı,
A) Aldosteron
biyopside inflamatuvar mononükleer hc ve miyofibril
B) Norepinefrin
dejenerasyonu ve tipik EMG bulguları ile karakterize
inflamatuar kas hastalığıdır. C) Adrenalin
• En sık 7–15 yaş arasında görülür, ikinci pik 30–50 yaşlar D) Beyin natriüretik peptit
arasındadır. E) Anjiyotensinojen
• DTR ler korunur. Cevap A
• Kranial sinirler ve oküler kaslar tutulmaz.
• Proksimal özefagus tutulur. Kalbin vücudun ihtiyacını karşılayacak kanı pompalayamamasıdır.
• Hastaların EMG sinde düşük amplitüdlü frekansları olan Kalp yetersizliğinin gelişmesi ile birlikte kompansatuvar
polifazik dalgalar görülebilir. İletim süreleri normaldir. mekanizmalar devreye girer ve buna bağlı olarak yetersizliğin
Fibrilasyon görülmesi hastalık için spesifik değildir ama klinik semptom ve bulguları ortaya çıkar. Kalp yetersizliğinin
varlığında hastalığın aktif olduğu söylenebilir. kompansasyon mekanizmaları;
A) Sıklıkla ayak başparmağı tutulur ve ağrı, kızarıklık, ısı • Aldesteron sistemini aktivasyonu (Fibroblastları
artışı görülür. uyararak kollajen sentezini artırır)
C) Atak sırasında ürik asit düzeyi yüksek, normal veya Kalbin devreye giren kompansatuvar mekanizmalar ile kardiak
düşük olabilir. debiyi vucudun ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde tutmasına
kompanse, kompansatuvar mekanizmalara rağmen ihtiyacın
D) Kadınlarda postmenopozol dönemde sıklığı azalır.
karşılanamadığı döneme dekompanse kalp yetersizliği denir.
E) Eklem sıvısında monosodyum ürat kristalleri saptanır.
Cevap D
GUT
• Gut, hiperürisemi ve eklemlerde monosodyum ürat
kristallerinin birikmesiyle ortaya çıkan, ailesel veya
sporadik bir grup artritle giden hastalığı tanımlar.
• Hiperüriseminin en sık nedeni atılım eksikliğidir (böbrek
yetmezliği durumları).
DENEME SINAVI – 80 53
4. 65 yaşında erkek hasta atriyal fibrilasyon ile takip 6. 72 yaşında erkek hasta efor dispnesi ile başvuruyor. Yapılan
edilmektedir. EF’si % 39 ölçülen hastanın kalp hızı 122/dk fizik muayenede sağ 2.interkostal aralıkta sistolik üfürüm
ve TA: 125/75 ölçülüyor. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi bu saptanıyor. Hipertansiyon tanısı ile takip edilen hastanın
hastada hem kalp hızını yavaşlatır hem de kontraktiliteyi ekokardiyografisinde sol ventrikül boşluk boyutunun azaldığı
artırıcı etkiye sahiptir? duvar kalıınlıklarının ciddi şekilde arttığı saptanıyor.
A) Metoprolol Bu hastada EKG’de aşağıdaki bulgulardan hangisinin
B) Diltiazem görülme olasılığı daha azdır?
5. Aşağıdakilerden hangisi genç sporcularda ani kardiyak Cornell voltaj kriterleri (SV3 + RaVL > 28 mm (erkek), SV3 + RaVL
ölüme neden olma ihtimali en düşüktür? > 20 mm (kadın)
C) FVC’de hafif artış • Taş ocağı, kot taşlama, taş kesme, kum raspası,
dökümhane, mermer zımparalama, lastik–boya,cam
D) Hipoksemi ile beraber görülen hipokarbi
sanayi ve maden işçilerinin hastalığıdır.
E) PAAG’de retikülonoduler görünüm
• Silikanın en sık görülen tipi Kuartzdır.
Cevap C
• Akciğerlerde miliyer infiltrasyon ve nodüler fibrozise yol
açabilir.
İntersitisyel akciğer hastalıklarında (İAH) FVC’de azalma tipiktir.
• Basit veya komplike silikozis formunda seyredebilir. Komplike
Diğer bulgular zaten İAH’da görülen bulgulardır.
silikozisde hem obstrüktif hem restriktif bozukluğun birlikte
görüldüğü progresif masif fibrozis görülebilir.
• Kronik dönemde hiler nodların kalsifikasyonu (yumurta
9. Aşağıdakilerden hangisi KOAH hastalarında kullanılan kabuğu–melek kanadı görünümü) tipiktir.
prognostik değeri olan verilerden biri değildir? • Plevra komşuluğunda bül, plep yaparak pnömotoraksa
A) Vücut kitle indeksi neden olabilir.
B) Egzersiz kapasitesi • Tbc ile birlikteliği sıktır (siliko – tuberkuloz).
C) FEV1 düzeyi • Akciğer kanseri riskini artırmaz.
D) Dispne derecesi
E) Parsiyel oksijen basıncı
Cevap E 11. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinde GFR <10 ml/dk
altında ise doz ayarı yapmak gerekir?
Body mass indeksi: Vücut kitle indeksi düşük olanlarda prognoz B) Moksifloksasin
kötüdür. C) Doksisilin
Obstrüksiyon: FEV1’deki azalmayla obstrüksiyon arttıkça prognoz D) Azitromisin
kötüleşir. E) Linezolid
Dispne: Dispne kötüleştikçe (efor ve istirahatte dispne skalası ile Cevap A
ölçülür) prognoz kötüleşir.
Renal Yetmezlik Doz Ayarı Gerek Yok
Egzersiz kapasitesi: Egzersiz kapasitesi (6 dakika yürüme testi ile
• Seftriakson
ölçülür) azaldıkça prognoz kötüleşir.
• Moksifloksasin
• Azitromisin
10. Silikozis ile takip edilen hastada aşağıdakilerden hangisinin
• Linezolid
gelişme olasılığı daha düşüktür?
• Klindamisin
A) Tüberküloz
• Nafsilin
B) Akciğer kanseri
• Doksisiklin
C) Kollajen doku hastalığı
• Inah
D) İnvazif aspergillus
• Rifampin
E) Pnömotoraks
• Tigesiklin
Cevap B
DENEME SINAVI – 80 55
12. Uşak’ın bir köyünde yaşayan 55 yaşında kadın hasta 4 gündür 14. Yaşlılarda fiziksel kırılganlığı önlemek için aşağıdaki
olan ateş, halsizlik, kas ağrıları ve bulantı kusma şikayeti hangileri etkilidir?
ile acil servise başvuruyor. Son 1 gündür şikayetlerine I. Egzersiz
vücutta yaygın purpurik döküntüler olması ve bilinç
II. D vitamini
bulanıklığı ekleniyor. Hastaya bu bulgularla LP yapılıyor
III. E vitamini
ve BOS’da 250hc/mm3 saptanıyor. Hücre tipi lenfosit
olarak belirleniyor. BOS protein 73 ve şeker eş zamanlı kan IV. Polifamasi düzeltilmesi
şekerinin %40’ı saptanıyor. V. Eser element desteği
En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) I,II,III
A) Kabakulak B) I,III,V
B) Kızamık C) I,II,IV
C) Japon ensefaliti D) I,II,IV,
D) Batı Nil ateşi E) I,II,V
E) Kayalık dağlar benekli humması Cevap C
Cevap D
Geriatri soruları, özellikle her sınavda karşımıza çıkabilen değişik
Batı Nil Ateşi, özellikle ülkemizde de Ege Bölgesinde arbovirüs sorulardan.
grubunda yer alan virüslerin neden olduğu ve en sık enfekte Yaşlılarda fiziksel kırılganlığı azalttığı gösterilen tedavi
sivrisineklerle bulaşan bir hastalıktır. modaliteleri aşağıdadır;
Klasik BOS sıvısı aseptik menenjite benzemesi dışında,özellikle • Egzersiz
nörolojik bulgular ve purpurik döküntüler ile seyredebilir. • Vitamin D
• Polifarmasi düzenlenmesi
• Yaşlı D) Turner
• Kadın Cevap E
DENEME SINAVI – 80 57
20. Aşağıdakilerden hangisi tek başına asetomifen toksitesine MLH gen defekti Lynch sendromunda görülen kolon kanseri
bağlı fulminan hepatitlerde karaciğer transplantasyonu sıklığında artış gözlenen gen defektidir.
(King’s College kriterlerine göre) için endikasyon VHL sendromu adını aldığı gibi VHL gen defekti ile ortay çıkar.
oluşturur? RCC, FEO, serebellar hemangioblastoma ve retinal anjiomlar ile
A) Hepatik ensefalopati evre 3-4 seyreder.
B) INR 6.5 üzeri olması
C) Ph 7.3 altı olması 23. Differansiye tiroid kanserlerinden (DTK) hangisi familyal
D) Kreatinin düzeyi 3.4 üzeri olması adenomatozis polipozis ilişkili olabilir?
21. Aşağıdakilerden hangisi hastaların effektif dializ olduğunu 24. Erkek osteoporozu için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
gösteren önemli parametredir?
A) Özellikle 2 veya daha fazla kırığı olanlarda teriparatid
A) Potasyum azalma oranı önerilir.
B) Volum değişme oranı B) Yıllık kırık riski %3 üzeri ise tedavi başlanmalıdır.
C) Sodyum değişme oranı C) Günlük 1200 IU vitamin D verilmelidir.
D) EPO direncinin olmaması D) İlk tercih ilaç bifosfonatlardır.
E) Üre değişme oranı E) ıv.bifosfonat tolere edemeyenlerde denosumab verilebilir.
Cevap E
Cevap B
Effektif dializi gösteren en önemli kriter üre değişme oranıdır.
• Üre değişme oranı en az %70 olmalı Aslında laf kalabalığı olan bir soru. Hepsi aslında doğru gibi ama
• Dializ öncesi-Dializ sonrası /Dializ öncesi x 10 yıllık değil 10 yıllık kırık riski %3 üzeri ise tedavi başlanır.
Bu soru ile bizde erkek osteoporozuna bir bakalım.
• Osteoporozu olan tüm erkeklerin günde 1000-1200 mg
22. Aşağıdaki böbrek hastalıklarında eşleştirmelerden hangisi kalsiyum 800-1500 IU D vitamini alımı önerilmektedir
yanlıştır? • Serum testosteron düzeyi 200 ng/dl (6.9 nmol/L) altında
A) Primer membranöz nefropati-Antifosfolipaz A2 antikoru olan tüm erkeklere androjen eksikliği belirtileri ya da
organik hipogonadizm varlığında hormon replasmanı
B) Von Hippel Lindau –MLH1 defekti.
önerilmektedir
C) Wegener-antiproteinaz 3
• Osteoporozlu erkeklere farmakolojik tedavi şu
D) Primer hiperoksalürü-AGXT gen defekti
durumlarda önerilmektedir:
E) OD polikistik böbrek-PKD-1 defekti
• Minör travma ile kalça ya da vertebra kırığı
Cevap B
• Osteoporozu olan (T skoru <-2,5 SD)
• Osteopenisi olan (T skoru -1,0 SD ile -2,5 SD arası)
• Oral bisfosfonatlar ilk seçenektir. Oral ilaçları tolere • Apoliporotein M düzeyinin düşük olması MODY 3’ü Tip 1
edemeyenlerde i.v. bisfosfonatlar verilebilir. DM’tan ayırıcı tanıda yararlı
• Oral ya da i.v. bisfofonatları tolere edemeyenlerde, renal • MODY TİP5 DIŞINDA SÜLFONİLÜRE YETERLİ
disfonksiyonu olanlarda ve prostat kanseri nedeniyle • MODY TİP5 İNSÜLİN.
androjen deprivasyon tedavisi alanlarda denosumab • MODY TİP2 İLAÇSIZ İZLEM DÜŞÜNÜLEBİLİR
kullanılabilir.
• Teriparatid 2 ya da daha fazla kırığı olduğu radyolojik
26. Akciğer kanseri erken tanısı için tarama amaçlı düşük doz
olarak gösterilmiş hastalarda önerilmektedir.
spiral BT kullanımı hangi bireylere önerilmektedir?
A) >30 p/yıl sigara içen 55-74 yaş
B) >20 p/yıl sigara içen 55-74 yaş
25. MODY alt formları için hangisi yanlıştır?
C) >15 p/yıl sigara içen 55-74 yaş
A) MODY tip 5 sülfünilüre tedavisine iyi yanıt verir.
D) >30 p/yıl sigara içen 50-70 yaş
B) MODY tip 3 de hs CRP düşük olması tipiktir.
E) >20 p/yıl sigara içen 50-70 yaş
C) MODY tip 3, tip 1 DM ayırımında idrar c peptid /cr oranı
kullanılabilir. Cevap A
• Glukokinaz gen mutasyonu (GCK, MODY 2)-AKŞ-100-145 • Performance status ≥2 (ECOG) or ≤70 (Karnofsky)
arası • Ann Arbor EVRE III or IV
• HNF 4 A (MODY1) gen mutasyonu neonatal • >1 EKSTRANODAL TUTULUM
hipoglisemi,makrozomi
DENEME SINAVI – 80 59
28. Aşağıdaki hangi faktörün sekonder eksikliği amiloid T315 I mutasyonu veya 2 tirozinkinaza yanıt alınamayan KML
hastalarına eşlik edebilir? hastalarında Ponatinib tedavisi başlanmalıdır.
A) Faktör 5
B) Faktör 8 31. Aşağıdakilerden hangisi, lityum endikasyonlarından biri
C) Faktör 10 değildir?
Cevap C C) Agresyon
D) Bipolar bozukluk
Amiloid hastalarına eşlik eden sekonder faktör 10 eksikliği önemli bir E) Sanrısal bozukluk
bilgidirAmiloid fibrilleri faktör 10’a bağlanarak işlev görmesini engeller. Cevap E
Myeloproliferatif hastalıklarda da Faktör 5 eksikliği olabileceği
bilgiside burda dursun. a) Lityum Endikasyonları:
• Manik-depresif hastalık
• Unipolar depresyon
29. Aşağıdakilerden hangisi non vitamin K oral • Şizofreni
antikoagülanlar-NOAK için yanlıştır?
• Şizoaffektif bozukluk
A) Orta-ciddi mitral darlığında önerilmez.
• Suça eğilimli, saldırgan davranışlar gösteren kişilerde
B) Mekanik protez kapaklı hastaya önerilmez. (Agresyon)
C) Antifosfolipid antikor sendromunda(AFAS) önerilmez.
D) GFR 15 altı olan hastalarda varfarine üstündürler.
E) Gebelikte önerilmez. 32. Altmış sekiz yaşındaki erkek hasta yürüme bozukluğu
Cevap D yakınmasıyla başvuruyor. Alt ekstremitelerinde daha belirgin
olmak üzere tüm ekstremite distallerinde güçsüzlük ve
yüzeyel duyu kaybı saptanıyor. Aşil tendon refleksi iki taraflı
NOAK kontrendikasyonları
alınamıyor. Hikayesinde 25 yıldır diyabet tedavisi gördüğü
• Mekanik protez öğreniliyor.
• Orta -Ciddi MD Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
• AFAS A) Amyotrofik lateral skleroz
• GFR 15 altı B) Multipl skleroz
• Gebelik C) Musküler distrofi
D) Myastenia gravis
E) Polinöropati
30. 49 yaşında kadın hasta KML tanısı ile tirozinkinaz inhibitörü Cevap E
almakta iken tedaviye yanıtsız olması üzerine yapılan genetik
analizlerinde T315 I mutasyonu saptanıyor.
Diabetik Nöropati
Bu aşamada hastaya aşağıdaki hangi tedaviyi önermek
Motor, duysal ve otonomik disfonksiyonu içeren mikst tip
gerekir?
polinöropatidir. Uzun süre diabeti olanların %40’ında ağrı ve
A) Dasatinib paresteziler sık görülür.
B) Busitinib Diabetik polinöropati: Duyu semptomları belirgindir. Distal
C) Ponatinib kuvvet azlığı da ortaya çıkabilir. Ayaklarda paresteziler başlar.
D) Nilotinib Aşil refleksi alınamaz.
E) Afatinib
Cevap C
DENEME SINAVI – 80 61
36. Ayda birkaç kez tekrarlayan, genellikle 1 gün süren, 37. Bulemia nervosa tanısı konulmuş 19 yaşındaki genç bir
başının tümünde hissedilen şiddetli ağrı olan ses ile bu kadında aşağıdakilerden hangisi beklenmez?
ağrının arttığı hastada en olası tanı aşağıdakilerden A) Diş eti erezyonu
hangisidir?
B) El sırtında skarlar
A) Aurasız migren
C) Aşırı laksatif kullanımı
B) Gerilim tipi baş ağrısı
D) Vücut kitle indeksinin 18’nin altında olması
C) Temporal artrit
E) Amenore
D) Trigeminal Nevralji
Cevap D
E) Küme tipi baş ağrısı
Cevap A
Bulemia Nervoza: Genellikle kişi vücut ağırlığını normal düzeyde
tutar. Adolesan kadınlar arasındaki prevalansı % 5’lere kadar
MİGREN (SERATONERJİK) BAŞ AĞRISI ulaşır. Bulguları arasında diş eti erozyonu (kusmaya bağlı),
Migren, genellikle tek taraflı sıklıkla pulsatil karakterde, bulantı, büyümüş parotis bezleri, ellerin dorsal yüzlerinde skarlar
kusma, fonofobi, fotofobi, halsizlik eşlik eden baş ağrısı şeklinde (parmakla kusmaya bağlı), aşırı laksatif kullanımı sayılabilir.
ortaya çıkar. Bütün bunlara karşılık burada kişinin kilosu, dolayısı ile vücut
Kadınlarda daha sıktır ve çoğunda ailede migren hikayesi vardır. kitle indeksi normal sınırlardadır.
Monozigotik ikizlerde %28–52 sıklıkta beraber migren vardır.
Migreni tetikleyen faktörler:
Açlık, stres, uyku düzeninde sapmalar, ağır kokular, yorgunluk, 38. Bir araştırmacı kolesterol düşürücü ilaçların etkisini
menstruasyon, monosodyum glutamat içeren yiyecekler, araştırmak için düzenli ilaç alan 150 kişi ile ilaç almayan 150
çikolata, ilaçlar özellikle oral kontraseptifler, parlak ışık atakları kişinin 6 aylık dönemde kolesterol seviyelerini araştırıyor.
tetikleyebilir. Çalışmanın başında ve 6 ay sonunda kolesterol seviyeleri
ölçülüyor.
Migren Tipleri
Bu araştırmada verilerin karşılaştırılmasında hangi
• Auralı Migren
• Aurasız Migren
önemlilik testine başvurulmalıdır?
Auralı migren (klasik migren):
A) Mann–Whitney U testi
Geçiçi nörolojik semptomlar olan auralar ile karakterizedir.
B) Wilcoxon testi
En sık aura tipi visual semptomlardır (skotomlar). Prodromal
semptomları (anksiete, alınganlık ve sinirlilik) 3 saat veya 3 gün C) İki bağımsız ortalama arasındaki farkın önemlilik testi
önceden başlar. D) İki eş arasındaki farkın önemlilik testi
En önemli özelliklerinden birisi zonklayıcı hemikranial baş ağrısı E) Ki–kare testi
olsada, ağrı bilateral olarak görülebilir. Ağrının bilateral olması Cevap C
veye oksipital başlaması migren tanısını ekarte ettiremez.
Aurasız migren (genel migren):
ORTALAMA KARŞILAŞTIRMALARINDA ÖNEMLİLİK TESTLERİ
En sık görülen migren tipidir (% 70). Aurasız migren genellikle
İki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi = independent
periorbital, ve zonklayıcı karakterdedir. Prodrom semptomları ve
samples (bağımsız örneklem) t testi/ eşlenmemiş student t test
aura yoktur.
Bağımsız iki grup parametrik ortalamalarının arasındaki farka bakılır.
Non parametrik karşılığı Mann–Whitney U’ dur.
İki eş ortalama
arasındaki farkın önemlilik testi =’bağımlı
örneklem t testi’/ student t testi/ paired t testi
Aynı bireylerin (bağımlı=eş) değişik zaman ve durumdaki
parametrik ortalamalarının arasındaki farkına bakılır.
Non parametrik karşılığı ‘Wilcoxon testi’ dir
Bağımsız iki grup
oran/yüzde karşılaştırılmasında ‘z– testi’
veya ‘ki–kare testi(X2)’ kullanılır.
Belirli bir zamanda ortak bir etkenle karşılaşan kişilerden oluşan D) Otururken eğilmek
bir grub (Kohort grubu) ile bu etkene maruz kalmamış kişilerin E) Dik konumda oturmak
(kontrol grubu) prospektif (ileriye yönelik) izlenmesidir. Cevap D
Bu iki grup belirli bir süre izlenerek her bir grup için hastalıkların
insidansları hesaplanır. Araştırma sonuçları (hastalık veya ölüm
sıklığı) farklılık gösteriyorsa bu farklılık, istatistik yöntemleriyle
incelenerek bu etkenle hastalık ya da ölüm arasında nedensel
ilişki açığa konulur.
Kohort grubu bellirli bir özelliği (yaş, iş, aynı etkenle
karşılaşma, aynı hastalığı geçirme, aynı yöntemle tedavi edilme,
aynı bölgede yaşama gibi) paylaşan kişilerden seçilir.
Araştırma süresi araştırılacak hastalığın latent dönemi ile
ilişkilidir.
* Geçmişte kayıtlar çok düzenli tutulmuş ise kayıtlar üzerinden
ancak yine nedenden (sağlıklı kişilerden) hastalığa doğru bir
izlem yapılabilir, retrospektif olarak insidans hesaplanabilir ki bu TUS’ta beklenmedik genel bilgilerden sorular gelmektedir.
“Retrospektif Kohort” araştırmasıdır. Lomber vertebralarda disk hernisi en çok otururken eğilince
olmaktadır. İkinci en fazla yükte ayaktayken eğilince olmaktadır.
En az yük de sırt üstü yatışlarda olmaktadır. Tedavi için genelde
sırt üst yatış önerilmesinin nedeni budur.
40. Aşağıdakilerden hanigisi yüzeyel ısıtıcılardan biridir?
A) Ultrason
B) Radyan ısı 42. Elli yaşında kadın hasta, yüzünde lezyonlar nedeniyle
C) Kısa Dalga Diatermi
başvuruyor. Muayenesinde yüzde eritem ve telenjiektaziler
D) Mikro Dalga Diatermi
üstünde papül ve püstül gelişimi ile karakterize lezyonlar
saptanıyor.
E) Lazer
En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap B
A) Akne vulgaris
1. Yüzeyel ısıtıcılar
B) Akne Rozasea
Sıcak paketler
Parafın banyoları
Fluidoterapi
Girdap
banyoları(whirlpool)
Radyan ısı
C) Hidroadenitis süpürativa
Ultrason: Terapötik ultrason yüksek frekanslı ses enerjisi yolu ile E) Psöriazis Vulgaris
dokuda termal etki üretmede kullanılır. Cevap B
Kısa Dalga Diatermi: Elektromanyetik enerjinin termal enerjiye
DENEME SINAVI – 80 63
Dermatolojide muayene bulguları önemlidir.
Genelde postmenopozal kadınlarda daha sık görülen, yüzde eritem ve telenjiektaziler üstünde papül ve püstül gelişimi ile karakterize
bir hastalıktır. Genelde yüzün çıkıntılı bölgelerini tutar. Skar gelişmez. Gözde keratit sonucu körlük gelişebilir.
43. On sekiz aylık erkek çocuk annesi tarafından hekime getiriliyor. Öyküsünde doğumda hepatit B aşısı ve bir aylıkken hepatit B aşısı
yapıldığı öğreniliyor. Bu çocuğun eksik aşılama planlaması yapılıyor.
Bu ilk karşılaşmada aşağıdaki aşılardan hangileri yapılması gerektiği doğru olarak verilmiştir?
A) DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, Suçiçeği, HAV, PPD testi
B) DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, Suçiçeği, HAV, BCG
C) DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, Suçiçeği, HAV, KKK
D) DaBT-İPA-Hib, rotavirus, Suçiçeği, HAV, PPD testi
E) DaBT-İPA-Hib, HBV, OPA, HAV
Cevap A
Bir yaş üstü hiç aşılanmamış çocuklar için aşılama programı (12-71 ay)
12-71 ay* 7-13 yaş 14 yaş ve üzeri
İlk karşılaşma DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, PPD testi, DaBT-İPA, HBV, KKK, Suçi- dT, OPA, HBV, KKK, Suçiçe-
Suçiçeği, HAV** çeği, HAV ği, HAV
İlk karşılaşmadan 2 gün sonra KKK, PPD sonucuna göre BCG ------------------- ----------------
İlk karşılaşmadan 2 ay sonra DaBT-İPA-Hib***, HBV, KPA****, OPA DaBT-İPA, HBV, KKK, OPA dT, OPA, HBV, KKK
İlk karşılaşmadan 8 ay sonra DaBT-İPA, HBV, OPA, HAV DaBT-İPA, HBV, OPA, HAV dT, HBV, HAV
NOT:
*Çocukluk çağı aşılama takvimine okul aşıları ile devam edilir.
**Hepatit A aşısının ilk dozu 18 ay ve üzerinde ise yapılır.
***Hib aşısı: 59 ay üstü yapılmaz, 12-14 aylıklara 2 doz Hib yapılır, 15-59 ayda tek doz yap
****KPA aşısı: 12-23 AY arası 2 doz, >2 yaşta tek doz yapılır.
44. Yedi yaşında erkek çocuğu okuldan eve gelirken yolda bir sokak köpeğin saldırısına uğruyor, köpek tarafından sol bacağından ve
sol kolunun üst kısmında birkaç kez olacak şekilde ısırılıyor. Yaralarının açık, kanamalı olduğu ve hayvan salyası ile temas ettiği
görülüyor. Isıran köpeğin kaçtığı ve bir daha görülmediği ifade ediliyor.
Bu çocuk için yapılması gerekenler aşağıdakilerden hangisidir?
I) Yara bakımı
II) Tetanoz profilaksisi için değerlendirilmesi
III) Aşılamaya başlanır (0.,3.,7.,14. günlerde olmak üzere 4 doz)
IV) İlk doz aşılama ile birlikte immunglobulin uygulanması
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I, III
D) I, II, III
e) I, II, III, IV
Cevap E
Aynı yoldan uygulanan iki canlı aşısı aynı gün veya arada en az 4 hafta olduğunda uygulanır. BCG aşısı intradermal, rotavirus aşısı ise
oral yoldan uygulanır. İki canlı aşı farklı yoldan uygulanıyorsa arada bir süre bırakılmaksızın aşı uygulaması yapılır.
BCG aşsı 3 aya kadar PPD testi yapılmaksızın direk uygulanır, ama 3 aydan sonra uygulanacaksa öncelikle PPD testi yapılır, PPD testi
negatifse BCG aşısı yapılır.
DENEME SINAVI – 80 65
46. Tuberoskleroz nedeniyle çocuk nörolojisi polikliniğinden 1. Gestasyonel haftasına 2. Doğum ağırlığına göre
takip edilen dokuz aylık erkek bebek yaklaşık olarak yirmi göre sınıflandırma sınıflandırma (Gestasyonel
gündür kasılma ve sıçrama şikayetleriyle hekime başvuruyor. haftadan bağımsız olarak)
Öyküsünde kasılmaların günde yaklaşık 10-15 kez olduğu, Preterm:<37 0/7 hafta Çok büyük doğum ağırlığı:
kasılma esnasında kol ve bacaklarında fleksiyonda olduğu, Geç preterm: 34 0/7
ile 36 6/7 >4500 gr
ve sıçrama şeklinde nöbetleri olduğu ifade ediliyor. haftalar arası Büyük doğum ağırlığı: >4000
Orta pretem: 32 -33 0/7 6/7 gr
EEG’ sinde hipsaritmi saptanan bu bebeğin en olası nöbet
tipi ve öncelikle tercih edilmesi gereken antiepileptik haftalar arası Normal doğum ağırlığı: 2500 –
Çok preterm: 28 -31 0/7 6/7 4000 gr
aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
haftalar arası Düşük doğum ağırlığı:<2500 gr
A) İnfantil spazm-----Vigabatrin
Ektreme preterm: <28 hafta Çok düşük doğum
B) İnfantil spazm-----Etosuksimit ağırlığı:<1500 gr
Term: 37 0/7
ile 41 6/7
haftalar
C) Rolantik epilepsi---Valproat arası Aşırı düşük doğum ağırlığı: <
Erken term: 37 0/7
– 38 6/7 1000 gr
D) Rolantik epilepsi—Topiramat
haftalar arası,
E) Bening uyku myoklonisi---Vigabatrin
Tam term: 39 0/7 – 406/7
haftalar arası,
Cevap A Geç term: 41 0/7 – 41 6/7
haftalar arası
Post Term≥ 42 0/7 hafta
Tuberoskleroz sendromlu infantil spazm (West sendromunda)
3. Gestasyonel haftaya
olgularında öncelikle tercih edilmesi gereken antiepileptik
göre bebeğin ağırlığının
vigabatrin dir.
karşılaştırılması ile yapılan
West Sendromu; 2–12 aylarda başlar. İnfatil epileptik spazm, sınıflandırma (Lubchenko
gelişme geriliği, EEG’de hipsiaritmi triadı vardır. Nedeni eğrileri):
bilinmeyen hastaların gelişimi başta normal, ancak diğerlerin AGA: Gestasyon haftasına
(hipoksik, metabolik, beyin malformasyon) bozuktur. Erkeklerde göre doğum ağırlığının 10–
90. persentilde olan bebekler
ARX gen mutasyon (sıklıkla ambigus genitalya, kortikal
migrasyon anomali eşlik eder) neden olabilir. Kolik ile karışabilir. SGA: Gestasyon haftasına
göre doğum ağırlığının
Tedavide; ACTH ve kortikosteroidler kullanılır, yanıtsız olgularda
<10. persentil altında olan
topiramat, valproat ve benzodiazepinler tedaviye eklenebilir. bebekler
LGA: Gestasyon haftasına
göre doğum ağırlığının
>90. persentil üstünde olan
47. Yenidoğanda gestasyonel haftasına göre “erken term” bebekler
bebekler için aşağıdaki hangi gestasyon haftası ifade
edilir?
48. Uluslararası Nöroblastom risk sınırlamasına göre
A) 34 0/7 ile 36 6/7 haftalar arası
aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
B) 37 0/7– 38 6/7 haftalar arası
A) L1/L2 evreli matur ganglionörom orta risk grubundadır
C) 39 0/7 – 406/7 haftalar arası
B) L1 evrede N-Myc amplifikasyonun olması düşük risk
D) 41 0/7 – 41 6/7 haftalar arası
grubundadır
E) 42 hafta üstü
C) L2 evrede, 18 ay altında, 18q aberasyonun olması düşük
Cevap B risk grubundadır
D) M evrede, 18 ay altında, hiperdiploidi olması düşük risk
Yenidoğan (neonatal) dönemi: Doğum sonrası ilk 28 günlük grubundadır
dönemi kapsar. İlk 24 saat çok erken, 1-7 gün erken, 7–28 gün E) MS evrede, 18 ay altında olması yüksek risk grubundadır
geç yenidoğan dönemidir.
Bebekleri hem gestasyonel haftasına hem de doğum ağırlığına
Cevap D
göre sınıflandırmalıyız:
Karışık ganglionöroblastom
L1 Herhangi bir tip Yok Çok düşük
Var Yüksek
(Matür ganglionörom ve karı-
şık ganglionöroblastom hariç)
L2 <18 Herhangi bir tip Yok Yok Düşük
Var Orta
(Matür ganglionörom ve karı-
şık ganglionöroblastom hariç)
≥18 Ganglionöroblastom, noduler Diferasyon var Yok Yok Düşük
nöroblastom Var Orta
Az diferasyon veya Yok Orta
diferasyon yok Var Yüksek
M <18 Yok Hiper- Düşük
diplo-
idi
<12 Yok Diploid Orta
12-18 Yok Diploid Orta
<18 Var Yüksek
≥18 Yüksek
MS <18 Yok Yok Çok düşük
Var Yüksek
Var Yüksek
49. Vajial zor doğum ile doğan bir bebeğin doğum sonrası fizik muayenesinde sol elin parmaklarını hareket etmede zoluk olduğu,
yakalama refleksinin olmadığı ve elin pençe şeklinde olduğu görülüyor. Aynı taraftaki moro refleksi alınıyor. Bebeğin etkilenen
tarafında myozis, gözünde ptozis olduğuda dikkat çekmiştir.
Bu bebekte etkilenen sinirsel düzey aşağıdakilerden hangisidir?
A) C1-C3
B) C3-C5
C) C5-C7
D) C7-8, T1
E) T1-T5
Cevap D
Klumpke paralizi:
• C7–8, T1 kökleri tutulur. Elin intrensek kasları tutulur. Pençe eli olur. Yakalama refleksi yoktur. Moro alınır.
• T1 kökünün sempatik lifleri tutulduğunda Horner sendromu (ptosis, miyosis, anhidroz) görülür.
• Tam sinir kopmalarında ve Klumpke paralizinde prognoz kötüdür. Distal kısım hasarında prognoz daha kötüdür.
DENEME SINAVI – 80 67
50. Mental retardasyon, kısa boy, hipotoni, küçük el ve ayaklar 52. Kronik hastalık anemisinde azalma görülmeyen
ve hipogonadizm ile karakterize genomik imprintig laboratuvar bulgusu aşağıdakilerden hangisidir?
sendromu aşağıdakilerden hangisidir? A) Hemoglobulin
A) Prader Willi sendromu B) Demir
B) Angelman sendromu C) Total demir bağlama kapasitesi
C) Beckeith-Widemann sendromu D) Transferin saturasyonu
D) Russel-Silver sendromu E) Solubl transferin reseptör düzeyi
E) Down sendromu Cevap E
Test Demir Kronik Talasemi (α
Cevap A eksikliği hastalık veya β)
anemisi
İMPRİNTİNG DEĞİŞİKLİĞİ YOLU İLE BULGU VEREN Hemoglobulin
UNİPARENTAL DİZOMİLER:
MCV Normal/
• Prader Willi sendromu: mental retardasyon, kısa RDW Normal / Normal /hafif
boy, hipotoni, küçük el ve ayaklar ve hipogonadizm ile RBC Normal / Normal /
karakterizedir
Demir Normal
• Angelman sendromu: mental retardasyon, ataksik Total demir Normal
yürüyüş ve nöbetler vardır. Ataksik yürüyüş ve bağlama
kapasitesi
kahkahalarından dolayı “happy puppets” da denir.
Transferrin Normal
• Beckwith–Wiedemann sendromu: makroglossi, saturasyonu
organomegali, hemihipertrofi, omfalosel, umblikal herni, Ferritin Normal
hipoglisemi, mikrosefali, kulak loplarında çentikler, Serbest eritrosit Normal
diafragrnatik evantrasyon, kliteromegali protoporfirin
(FEP)
• Russel Silver sendromu: üçgen yüz, aşağı dönük ağız,
Solubl transferrin Normal Normal
iskelet asimetrisi, 5. parmakta klinodaktili, kemik yaşı geri, reseptör
kısa boy, puberte prekoks Retikülosit Normal / Normal
hemoglobulin
kansantrasyonu
• Klinik bulgular majörden hafiftir ve Hb 7 gr/dl civarındadır. KCFT bozukluğu %15–30 %30–50
Hepatomegali, splenomegali olabilir. Kemikler genellikle Paraneoplastik İzoseksüel puberte prekoks Polistemi
normaldir.
• Hb elektroforeiznde HbF %60–80, HbA1 %20–40 civarındadır. 55. Çocukluk çağı Meckel divertikülü için aşağıdaki ifadelerden
Transfüzyon tartışmalıdır. Splenektomi ve şelasyon hangisi yanlıştır?
yapılabilir. A) Kızlarda 2 kat daha sık görülür
B) Sıklıkla 2 yaş civarında semptomatik olur
54. On iki yaşında erkek çocuk, kronik hepatit B nedeniyle C) En sık komplikasyonu kanamadır
takip ediliyor. Karaciğer enzimlerinde bozulma olmasına
D) Enfekte olduğunda akut apandisit ile karışabilir, ayırıcı
yönelik yapılan tetkiklerinde ultrasonografide karaciğerde
tanı yapılmalıdır
birkaç yerde gözlenen soliter lezyonlar saptanıyor. AFP
E) Ağrısız intermitant alt gastrointestinal sistem kanamasına
düzeylerinde belirgin artış saptanmıyor.
neden olabilir.
Beraberinde polistemiside saptanan çocukta en olası
Cevap A
öntanı aşağıdakilerden hangisidir?
MECKEL DİVERTİKÜLÜ
A) Hepatoblastom
• En sık görülen GİS anomalisidir. İntrauterin
B) Hepatoselüler karsinom
omfalomezenterik duktus artığı olan gerçek divertiküldür.
C) Nefroblastom
Boyu 3–6 cm’dir ve ileoçekal valve 50–75 cm uzaklıktadır.
D) Retinoblastom Antimezenterik yüzde görülür.
E) Karaciğerde basit kist • 2’ ler kuralı ile önemli özellikleri akılda tutulabilir. Toplumun
Cevap B %2’sinde görülür. Erkeklerde 2 kat sıktır. En fazla 2 yaş
HEPATOSELLÜLER KARSİNOM (HCC): civarında semptomatik olur. En sık içerdiği 2 mukoza; mide ve
daha az pankreasdır. 2 komplikasyonu; kanama, obstrüksiyon
• Multifokal olma eğilimindedir.
• Risk faktörleri: HBV, HCV, aflatoksin, herediter
tirozinemi, galaktozemi, glikojen depo hastalığı, siroz ve
alfa 1 antitripsin eksikliği.
HEPATOSELÜLER
HEPATOBLASTOMA
KARSİNOMA
Başlangıç yaşı 1 yaş (0–3 yaş) 12 yaş (5–18 yaş)
E/K oranı 1.7:1 1.4:1
Eşlik eden Hemihipertrofi, BWS, FAP, HBV (en sık
durumlar Düşük doğum ağırlığı neden), herediter
tirozinemi (en Meckel Divertikülü ve sintigrafik görüntüsü
sık metabolik Klinik bulguları:
hastalık),
• Ektopik mide dokusundan salgılanan asit ve pepsin etkisiyle
Von–Gierke,
ileum mukozası erozyona uğrar, ülserleşir, kanar.
hemokromatozis,
biliyer siroz, • 2 yaş altı masif alt GİS kanamalarının en sık nedenidir.
alfa1 antitripsin • Ağrısız intermittan rektal kanama görülür. Kanama kuş
eksikliği üzümü veya tuğla rengindedir. Kanama az olur ise melena
Patolojik özellikler Fetal-embriyonel hücreler; Geniş pleomorfik görülebilir. Kanama ciddi anemi yapabilir ancak genelde
mezenkimal komponent tümör hücreleri kendi kendini sınırlar. Hasta hipovolemik olunca mezenter
ve tümör dev
damarlarında vazokonstrüksiyon oluşarak durur.
hücreleri
• Divertikülit nedeniyle apandisit ile karışabilen karın ağrısı olur.
Soliter lezyon %80 (özellikle sağ lobda) %20–50
DENEME SINAVI – 80 69
• Tanı: En sensitif test sintigrafik çalışmalardır. Pentagastrin, kısalığı ve ödem görülür. Az olarak çomak parmakta görülür.
glukagon veya simetidin sonrası Tc 99 perteknetat verilerek • Dışkı soluk, bol miktarda, yağlı ve kokuludur.
ektopik gastrik mukoza saptanır.
• Barsak dışı bulgular: Anemi çoğunluğunda vardır.
• Tedavisi: cerrahi eksizyondur. Genellikle demir eksikliği, nadiren folik asit eksikliğine bağlı
• Komplikasyonları; kanama (çocukta en sık), obstrüksiyon megaloblastiktir. Çocuklarda en sık görülen ekstraintestinal
(erişkinde en sık), intussussepsiyon, divertikülit (apandisit ile hastalık demire dirençi demir eksikliği anemisidir. Boy kısalığı:
karışır), perforasyon ve peritonit. Büyüme hormonuna yanıtsız. IGF–1 düşüktür. Puberte
gecikmesi görülür. Sekonder hiperparatiroidizm. Nedeni belli
olmayan nörolojik ve psikiyatrik bozukluklar (baş ağrısı, ataksi,
periferik mononörit, miyopati, miyelopati, depresyon, oksipital
56. Çölyak hastalığı ile ilişkili HLA doku tipi aşağıdakilerden
kalsifikasyonla giden epilepsi). Diş eti mine hipoplazisi,
hangisidir?
rikets, osteopeni, osteoporoz, hepatit (karaciğer enzimlerinde
A) HLA DQ2/DQ8 artış), artralji–artrit. Alopesia areata. ididopatik pulmoner
B) HLA B5 hemosiderozis. Dermatitis herpetiformis; çölyak hastalığın
C) HLA B51 bir varyantı olarak kabul edilir. Simetrik, kaşıntılı derialtı
kabarcıkları (IgA birikimine bağlı subepidermal veziküller) ile
D) HLA B27
karakterizedir ve glutensiz diyet ile düzelir.
E) HLA DR4
Laboratuar Bulguları:
Cevap A
• Karbonhidrat, protein, yağ malabsorbsiyonu
• Antigliadin, antiretikülin, antiendomisyum, doku
GLUTEN ENTEROPATİSİ (ÇÖLYAK HASTALIĞI)
transglutaminaz antikorları tespit edilir.
• Etiyolojisi multigeniktir. En sık HLA DQ2 ve DQ8 ile olmak
• Antiendomisyum IgA (EMA IgA) yapılması ve yorumlanması
üzere HLA B8, DR3, DR5–7 de ilgilidir.
zordur. Tarama amaçlı kullanılan doku transgulutaminaz
• Gluten, glutenin ve gliadin adlı iki protein fraksiyonundan Ig A antikorlarıdır (tTG IgA). İkisinin duyarlılığı ve özgüllüğü
oluşur. Daha çok alfa gliadinin fraksiyonu mukozalarda yaklaşık eşittir.
hasar yaparak hastalığın klinik özelliklerinin çıkmasına
• Antiglaidin IgA ve Ig G, antiretikülin Ig A spesifiteleri düşük
neden olur. Transglutaminazla çapraz reaksiyon verir.
olduğundan kullanılmaları tavsiye edilmez.
Hastalık buğday, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan glutenin
• Eşlik eden IgA eksikliği olması nedeni ile yanlış negatif
gliadin fraksiyonuna karşı oluşan inflamatuar reaksiyondur.
sonuçları önlemek için serum Ig A düzeyi bakılmalıdır. IgA
Pirinçte risk azdır. Mısırda risk yoktur.
eksiklerde tarama amaçlı doku transglutaminaz Ig G bakılır.
• Tip 1 DM, tiroidit, adison, primer biliyer siroz, alopesi, sjögren
• Total mukoza atrofisine rağmen enterokinaz aktivitesi
sendromu gibi otoimmun hastalıklarla, selektif Ig A eksikliği
normaldir.
ve Down, Turner ve Williams sendromlarıyla birliktelik sıktır.
Viruslerden adenovirus, rubella, HSV–1 gliadin ile homoloji • Asemptomatik olsalar bile 1° akrabalarında çölyak olanlara,
gösterir. tip 1 DM, selektif Ig A eksikliği, tiroidit, Down, Turner ve
Williams sendromu olanlarda tTG IgA, EMA IgA, HLA DQ2 ve
• Anne sütünün uzun süre alınması çölyak riskini azaltır. Sık
DQ8 ile değerlendirilmesi önerilir.
rotavirus enfeksiyonu geçirilmesi riski arttırır.
Tanı: Kesin tanısı: biyopsi ile yapılır.
Klinik Bulgular:
• Biyopsi bulguları: Villoz atrofi, kriptalarda genişleme
• Tipik prezentasyonu glutenli gıdalar sonrası ishal, karında
ve uzama (hipertrofi), villus/kripta oranında azalma,
distansiyon ve büyüme geriliğidir. Ek gıda ile başlar ise de
intraepitelyal lenfosit sayısında artma, hücrelerde normal
tanı genellikle 1-2 yaşında konulur.
silindirik görünüm yerine küboidal değişiklikler, nükleusların
• Barsak bulguları: En sık büyüme geriliği, kronik
bazal polarite kaybı saptanır.
ishal, kusma, abdominal distansiyon, kas güçsüzlüğü,
• <2 yaş olgularda; süt poretini sensitif enteropati ile
anoreksi, irritabilite görülebilir. Nadir olarak ta kabızlık,
karışabileceği için tanıda şüphe varsa ESPGAN 3’lü biyopsiyi
rektal prolapsus, aftöz stomatit, intussepsiyon görülür.
önermektedir (inisial–glutensiz diyet–glutenli diyet). >2 yaş
İlk bulgu sıklıkla ishal, en sık bulgu büyüme geriliğidir.
ve antikor (+) ise tek biyopsi yeterlidir.
• Kas zayıflığı, tartı düşüklüğü, abdominal distansiyon ve boy
• Mısır, pirinç, patates yiyebilirler. Serolojik göstergelerin 6 • Tetikleyici faktörden kaçınma: İrritanlar, gıdalar,
ayda negatifleşmesi diyete uyumun göstergesidir. aeroallerjenler ve enfeksiyonlar.
• Tedavi sonrası klinik yanıt hızlıdır, histolojik düzelme ise geç • Enfeksiyonlar en sık S. aureusa bağlıdır.
sürebilir. • HSV tekrarlayan dermatite neden olabilir.
Yaygın vezikülopüstüler lezyonlar ile
karakterizedir.
• Ekzema vaksinatuma (çiçek aşısına bağlı
57. Aşağıdaki ishal etkenlerinden hangisinde mutlaka
gelişir) yatkınlık vardır. .
antibiyoterapi verilmelidir?
• Siğil ve molloskum kontagosum da sıktır.
A) Rotavirus
• Dermatofitler: Trichophyton rubrum, ve
B) Adenovirus
Malassezia furfur (özellikle baş boyun
C) Salmonella
dermatitinde görülür).
D) C. difficile
• Derinin hidrasyonu: Tedavide ilk basamaktır.
E) Kolera
• Topikal kortikosteroidler antiinflamatuvar tedavide
Cevap E önemlidir.
• Kalsinörin inhibitörleri (takrolimus, pimekrolimus)
Kolera hayatı tehtid eden bir enfeksiyon ajanıdır. Tedavisinden • Fosfodiesteraz İnhibitörü: Crisaborole bir nonsteroidal
antibiyotik verildir. topikal antienflamatuar fosfodiesteraz-4 (PDE-4)
Kolera: inhibitörüdür. 2 yaşına kadar hafif-orta şiddetteki AD
• V. cholera’nın neden olduğu akut ishal tablosudur. İnsan tedavisi için onay almıştır.
bilinen tek konaktır. İnsanlara sıklıkla kirlenmiş sularla • Antihistaminikler
bulaşır. En yüksek risk faktörü temaslı ev halkıdır. Bunun • Katran: Antiinflamatuar ve antipruritik
dışında erkek, O kan grubu, azalmış mide asiditesi,
• Ağır vakalarda: Sistemik kortikosteroidler, siklosporin,
malnutrisyon, immune yetmezlik, barsak immunitesinin
PUVA kullanılabilir.
gelişmemesi gibi durumlarda koleraya yatkınlık artar.
• Dupilumab (IL-4 α subunit monoklonal antikor) IL-4
Kolera toksini cAMP artışı yaparak kript hücrelerinde klor
ve IL-13 inhibe eder.
sekresyonunu artmasına ve mikrovilluslardan klor ve
sodyum emilmesini engeller. Çoğu kolera vakası hafif ve • Önleme: Perinatal dönemde Lactobacillus rhamnosus
bulgu vermezken bazen ağır dehidratasyon yaparak ölüme GG suşu kullanımı, çocuk 1-2 yaş AD gelişimini azaltır.
neden olur.
• Tipik ishali ağrısız, balık kokan pirinç yıkantı suyu
şeklindedir. Hastalığın başlangıncında kusmada görülür.
Tedavide hidrasyon çok önemlidir. Antibiyotik olarak
doksosiklin veya tetrasiklin verilir. Alternatif olarak
eritromisin de verilebilir.
DENEME SINAVI – 80 71
59. Yumurta tüketince ürtiker ve nefes darlığı gelişen 12 aylık 61. Son bir yılda en az kaç atak geçirilmesi tonsillektomi
bebek için; aşağıdakide aşılardan hangisinin yapılması endikasyonudur?
kesin kontredikasyondur? A) 5
A) Kızamık B) 6
B) Sarı humma C) 7
C) Kızamık-Kabakulak-Kızamıkçık D) 8
D) İnfluenza E) 9
E) Hepatit B Cevap C
Cevap B
DENEME SINAVI – 80 73
65. 3 yıldır üst solunum yolu enfeksiyon ile tekrarlayan hematüri 66. Sık sık idrara çıkma ve su içme yakınması ile getirilen 12
yakınması olan 8 yaşındaki erkek çocuğun, kan basıncı, idrar yaşındaki kız hastanın idrar dansitesi 1005, kan şekeri 97 mg/
çıkışı, BUN-kreatinin ve C3 düzeyleri normal saptanıyor. dL ve normal böbrek fonksiyonu saptanıyor. Ayrı zamanlarda
Bu hastanın olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir? hastaya su kısıtlaması ve vasopresin tablet verildikten sonra
idrar miktarında azalma görülmüyor, idrar dansitesi 1005
A) IgA nefropati
ölçülüyor. Bu hastanın olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
B) Alport sendromu
Aşağıdakilerden hangileri bu klinik tablo nedeni olabilir?
C) İnce glomerüler bazal membran hastalığı
A) Nefrojenik diyabetes insipidus
D) Membranoproliferatif glomerülonefrit
B) Santral diyabetes insipidus
E) Fokal segmental glomerülonefrit
C) Primer polidipsi
Cevap A
D) Serebral tuz kaybı
IgA NEFROPATİSİ (BERGER HASTALIĞI)
E) Diyabetes mellitus
• En sık kronik glomerüler hastalıktır. Sistemik hastalık
Cevap A
olmadan mesengial lgA depolanması ile giden bir hastalıktır.
Az miktarda IgG, IgM, C3 ve properdin birikimi de olur.
Ailesel vakalar genetik geçişin önemini gösteriyor. (6q22-23 DİABET İNSİPİDUS (Dİ)
kromozumu?) Santral Diyabetes İnsipidus: Santral diyabetes insipidusta sorun
• Erkeklerde sıktır. En sık geliş bulgusu makroskopik ADH eksikliği veya salgılanmasında bozukluktur. Periferde ADH
hematüridir. Yetişkin döneme kadar böbrek yetersizliği düzeyi düşüktür. Etyolojisi multi faktöryeldir.
olmaz. Nefrojenik Diyabetes İnsipidus: Ortamda ADH vardır. Düzeyi
• ÜSYE’den 2-3 gün sonra ağrısız hematüri ile başlar ve 5 gün artmıştır. Ancak etkisini gösteremez.
içinde geçer. Santral Dİ Nedenleri:
• Ayırıcı tanı için: Poststreptokoksik glomerülonefritte • Konjenital (malformasyonlar, OD, AVP gen mutasyonları,
(APSGN) hematüri daha geç başlar ve daha uzun sürer. C3 DİDMOAD)
seviyesinin APSGN’de azalmış olması da ayrılmalarında
• İlaç ve toksinler (etanol, difenilhidantoin, yılan zehiri)
önemlidir.
• Granülomatoz hast (histiyositozis, sarkoidozis)
• Ig A yüksekliğinin ayrımda değeri yoktur.
• Neoplastik (kraniyofarinjioma, germinoma, lenfoma, lösemi,
• Kötü prognoz göstergeleri:
meningiom, hipofiz tümör; metastaz)
• Hipertansiyon,
• Enfeksiyöz (menenjit, tbc, ensefalit)
• Böbrek fonksiyonlarında bozulma
• İnflamatuvar, otoimmün (lenfositik hipofizit)
• Ağır/uzamış proteinüri
• Travma (cerrahi, kontüzyon)
• Diffüz mezengial proliferasyon
• Vasküler (hemoraji, enfarkt, beyin ölümü)
• Kresent oluşumu,
• İdiopatik
• Glomerüloskleroz,
• Tubulointertisyel inflamasyon ve fibrozdur.
Nefrojenik Dİ Nedenleri:
• Tedavi:
• Konjenital (X-linked resesif, AVP V2 reseptör gen mutasyon,
• Tedavide hedef kan basıncı ve proteinüriyi kontrol etmek OD, OR aquaporin-2 gen mutasyonları)
• ACE inhibitörleri ve Anijotensin II reseptör blokerleri • İlaçlar (demeklosiklin, lityum, sispilatin, metoksifluran)
proteinüride kullanılabilir.
• Hiperkalsemi
• Yeterli olmazsa kortikosteroidler kullanılabilir.
• Hipokalemi
• Erişkinde balık yağının antiinflamatuar omega 3 içermesi
• İnfiltratif lezyonlar (sarkoidozis, amiloidozis)
nedeniyle faydalı kanıtlanmıştır.
• Vasküler (orak hücre anemi)
• Böbrek transplantasyonu yapılabilir. Tekrarlayabilir, sadece
• Mekanik (polikistik böbrek hastalığı, bilateral üreteral
%15-30 allograft kaybı gelişir.
obstrüksiyon)
anlamlıdır.
• Prematür telarş
• Prematür izole menarş
• GnRH testin pubertal cevap alınır. • Prematür adrenarş
• GH ve IGF-I salınımı artar • Adolesan erkeklerde jinekomasti
DENEME SINAVI – 80 75
68. 18 aylık erkek çocuk bilinç bulanıklığı ve hızlı nefes Pyridoxin (Vitamin B6) bağımlı nöbetler:
alma şikayetleri ile getiriliyor. Fizik değerlendirmesinde OR geçer Glutamik asit dekarboksilaz (GAD) aktivitesinde
glaskow koma skoru 6 puan, derin ve sık nefes aldığı azalma vardır. Enzimin kofakörü B6’dır.
saptanıyor. Öyküsünde 3 gün öncesinde ateş, kusma ve
Hayatın ilk birkaç saatinde nöbetler ve
ishal yakınmalarının başladığı ardından bu tablonun
antikonvülzanlara cevapsız nöbetler görülür.
geliştiği belirtiliyor. Kan şekeri düşüklüğü, ketonemi ve
Vitamin B6 yüksek dozda nöbetleri ve EEG’yi düzeltir.
arteriyal kan gazında metabolik asidoz, saptanıyor. Öyküsü
derinleştirildiğinde, 2 ay öncesinde benzer bir klinik Tanısında BOS’ta glutamik asit artışı, GABA azalması
tablonun geliştiği, hastanede yatırılarak tedavi edildiği ve görülmesi önemlidir.
aileye salisilat zehirlenmesi olduğu öğreniliyor. Ancak ailesi
salisilat kullanımı olmadığını ifade ediyor.
Aşağıdakilerden hangisi en olası tanı olmalıdır? 70. Daha önce sağlıklı 15 aylık kız bebek, çarpıntı, nefes
A) Galaktozemi darlığı, sık nefes alma ve ateş nedeniyle getiriliyor. Fizik
B) Tirozinemi muayenesinde; vucüt sıcaklığı 38,5 °C, kalp tepe atımı 210/
dk, solunum sayısı 65/dk, S3-galo ritmi, hepatomegali
C) Beta ketotiolaz eksikliği
saptanıyor. Telekardiyogramda kardiyo-torasik oranda artış
D) Metil malonik asidemi
görülüyor.
E) Propiyonik asidemi
Bu hastanın olası tanı ve uygun tanı testi aşağıdakilerden
Cevap C hangisinde doğru olarak belirtilmiştir?
A) Akut romatizmal ateş - EKO
BETA KETOTİOLAZ EKSİKLİĞİ B) Perikardit - EKO
• Keton kullanım defekti; hastalardaki asidoz, ketozis ve C) Miyokardit – Kardiyak MR
hiperammonemi intermittan karakterde olup, koma ve
D) Sepsis –Kan kültürü
ölüme neden olabilir.
E) Akut bronşiolit – Nazal viral PCR
• Asidoz epizodları araya giren enfeksiyon ile provake olur,
Cevap C
intra venöz sıvı ve bikarbonat tedavisine dramatik cevap
verir.
• Ataklar arasında çocuk tamamen normal olup, normal MİYOKARDİT
diyeti tolere edebilir. • Myokardin enfeksiyöz ve nonenfeksiyöz nedenlere bağlı
• Mental gelişim genellikle normaldir. inflamasyonudur.
71. Yenidoğan bebeklere, konjenital kalp hastalıkları taraması için pulse oksimetre ile tarama yapılmalıdır. Aşağıdakilerden
hangisinin bu tarama ile bulgu vermesi beklenmez?
A) Ventriküler septal defekt
B) Büyük arter transpozisyonu
C) Triküspit atrezisi
D) Trunkus arteriozus
E) Aortik art hipoplazi
Cevap A
Her yenidoğana pulse oksimetre ile konjenital kalp hastalığı taraması yapılmalıdır
• 24. saatten sonra taburcu olmadan önce yapılır. Eğer bebek 24. Saatten önce taburcu oluyorsa taburcu olmadan hemen önce
yapılır
• Sağ el ve sol veya sağ ayak, preduktal ve postduktal alanların ikisi birden ölçülmelidir.
• Her iki ölçüm de <95% ise, iki ölçüm arasında >3%’ten fazla fark var ise hasta acil olarak pediatrik kardiyolojiye ekokardiyografi
açısından danışılmalıdır.
• Eğer test sonucunda her iki ekstremite saturasyon değeri ≥95 % ve ektremite saturasyon farkı değeri ≤3 ise %99 ihtimalle bebeğin
kritik konjenital kalp hastalığı bulunmamaktadır.
• Total pulmoner venöz dönüş anomalisi, BAT, Triküspit atrezisi, Trunkus arteriozus, YD/aort koarktasyon, aortik art hipoplazi
tarama ile bulgu verir.
DENEME SINAVI – 80 77
72. Aşağıdakilerden hangisi acil müdahale gerektiren başvuru 73. Sağ memesinde kitle şikayeti ile başvuran hastanın
bulgularından değildir? yapılan tru-cut biyopsi sonucu; atipik epitelial
A) Taşikardi hiperplazi saptanıyor bu hasta için en uygun yaklaşım
aşağıdakilerden hangisidir?
B) Kusma
A) Yıllık kontrol
C) Takipne
B) Simple mastektomi
D) Siyanoz
C) Modifye Radikal Mastektomi
E) Pil yutma
D) Segmental mastektomi+sentinel lenf nodu biyopsisi
Cevap B
E) lezyonun lokal eksizyonu
Cevap E
TRİYAJ
Hızlı müdahale gerektiren öykü ve fizik muayene bulguları (red
flag): Atipik epitelyal hiperplazi meme kanseri riskinde artış ile
beraberdir bu yüzden lezyonun eksizyonu gereklidir.
Solunum Yetmezliği için
· Taşikardi
· Takipne
· Siyanoz 74. Kırkdokuz yaşında bayan hastada 4 yıl önce sol memede
· Apne
DCIS nedeniyle meme koruyucu cerrahi yapılmıştır. Yapılan
· Pil yutma
kontrollerde DCIS nüksü mevcuttur.
· Yabancı cisim aspirasyonu
· Hipoksemi ve/veya bilinç değişikliğinin eşlik ettiği Bu hastada en uygun tedavi planı ne olmalıdır?
solunum sıkıntısı A) Radyoterapi
Dolaşım Yetmezliği için B) Kemoterapi
· Taşikardi
C) Lokal eksizyon+radyoterapi
· Takipne
· Siyanoz D) Mastektomi
· Apne E) Lokal eksizyon+kemoterapi
· Peteşi veya purpura
Cevap D
· Eritrodermi
· Peritonit
· Safralı kusma DCIS nedeniyle Meme koruyucu cerrahi yapılan hastalarda eğer
· Adenektomi/tonsillektomi sonrası kanama takipte nüks ortaya çıkarsa mastektomi planlanmalıdır.
· Ekstremite travması +Nörovasküler defekt
Nörolojik Yetmezlik için
· Taşikardi
· Bradikardi – Hipertansiyon 75. Medüller tiroid kanseri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
· Çift görme hangisi doğrudur?
· Anizokorik pupil A) Tedavisinde tümörün olduğu tarafa yapılan lobektomi
· Apne yeterlidir.
· Sık veya uzamış konvülziyon
B) Tanı biyobsi ve serum kalsitonin ölçümü ile konulur.
· Fokal nörolojik defisit
· Ani başlayan baş ağrısı C) Tedavide cerrahi sonrası TSH supresyonu ve RAİ tedaviside
· İntihar/cinayet düşüncesi, psikoz uygulanmalıdır.
D) Tiroid malinigtelerinin %20-25’unu oluşturur
E) Tiroidin folliküler hücrelerinden kaynaklanır.
Cevap B
DENEME SINAVI – 80 79
80. 81. Hipernatremi klinik ve tedavisi ile ilgili aşağıdaki
I- Evre-1 ve Evre-2 meme kanserlerine erken evre meme ifadelerden hangisi yanlıştır?
kanserleri denir ve meme koruyucu cerrahi önerilir. A) Sıvı açığı çoğu vakada görülür.
II- Erken evre meme kanserlerinde sentinel lenf nodu B) Mukozalar kuru ve yapışkan mukus içerir
biyopsi endikasyonu yoktur. C) Sıvı replasmanında %5 dekstroz kullanılabilir.
III- Evre-3 meme tümörlerine lokal ileri evrede meme D) Kronik hipernatremilerde sodyum düzeyi hızlı bir şekilde
tümörü denir. Başlangıç tedavisi neoadjuvan tedavidir. düşürülmemelidir.
IV- Evre-4 meme kanserlerinin tedavisi küratif değil palyatif E) Hipovolemik hastalarda öncelikle hipernatremi tedavi
amaçlıdır. Öncelikli tedavi cerrahidir. edilmelidir.
Meme kanseri evre ve tedavileriyle ilgili yukarıdaki Cevap E
ifadelerden hangileri doğrudur?
A) I, II
Hipernatremide görülen en spesifik fizik muayene bulgusu
B) III, IV mukozanın kuru ve yapışkan olmasıdır. Hipernatremide
C) I, III hipotansiyon, hiponatremide hipertansiyon görüldüğü akılda
D) II, IV tutulmalıdır.
83. Yağ embolisi sendromunda klinik bulgular ile ilgili 84. Tiroid papiller ca alt tiplerinden en iyi ve en kötü prognoza
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? sahip olan alt tipleri aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru
A) Travmadan sonra veya iki -üç gün sonra solunum olarak sıralanmıştır?
yetmezliği gelişebilir. A) Solid tip – Kribriform tip
B) AC grafisinde karakteristik bulgu bilateral alveolar B) Foliküler tip – Tall cell tip
infiltrasyon görünümü mevcuttur. C) Tall-cell tip – Foliküler tip
C) Ateş ve taşikardi sık görülür. D) Foliküler tip – Kolumnar tip
D) Trombositopeni, hiperkalsemi ve hipokalemi görülür. E) Foliküler tip – Klasik kribriform tip
E) En sık görülen nörolojik semptomlar konfüzyon ve Cevap B
komadır.
Cevap D
Tall-cell tip papiller ca’nın en kötü prognoza sahip olan tipidir.
Papiller tiroid kanser pure papiller formda görülebildiği gibi
Yağ embolisi sendromunda hematokrit düzeyinde açıklanamayan histolojik olarak bazı varyantları da mevcuttur. Bunlardan en sık
düşme görülür, trombositopeni, hipokalsemi ve hipoalbuminemi görüleni foliküler varyanttır. Daha nadir olan tall-cell, kolumnar,
saptanan diğer bulgulardır. diffüz, sklerozan, solid / trabeküler gibi tipleri vardır.
Yağ embolisi travma ve uzun kemik kırıkları sonrasında, eklem Prognozu en kötü olan tall-cell hücreleridir. Lenf nodu metastaz
protez replasmanında, yanıkta, yüksek irtifadaki basıncın hızlı oranı da en yüksek olan tiptir.
dekompresyonu, kemik iliği tx, liposuction, akut hemarojik
En iyi prognozlu olan foliküler tiptir.
pankreatit, karbon tetraklorür zehirlenmesi sonucunda
görülebilir.
Solunum yetmezliği (%75) genellikle travmadan hemen
sonra gelişmektedir. 48-72 saate kadar da gelişebilir. ARDS’ye 85. Aşağıda verilen immunsupresif ilaçlarla etki
ilerleyebilir. Küçük bir kısmına entübasyon ve respiratuar destek mekanizmaları arasındaki eşleştirmelerden hangisi yanlış
gerekebilir. olarak verilmiştir?
Akciğer grafisinde karakteristik bulgu bilateral alveolar A) Azotiopürin- DNA ve RNA sentezini inhibe eder.
infiltrasyon görünümü mevcuttur. B) Mikofenolat mofetil – Pürin sentezini inhibe eder.
SSS tutulumu olguların büyük kısmında görülür ancak pulmoner C) Sirolimus – Pürin sentezini inhibe eder.
fonksiyon bozukluğu olmadan SSS fonksiyon bozukluğu D) Takrolimus – IL-2 sentezini inhibe eder.
görülmez.
E) Siklosporin – IL-2 sentezini inhibe eder.
En sık görülen nörolojik semptom konfuzyon ve komaya kadar
ilerleyebilen dezoryantasyondur.
Cevap C
Peteşial döküntüler aksilla, boyun ve deri katlantılarında 12-24
saat kadar süren ve daha sonra hızlıca kaybolan karakteristik
döküntülerdir. Ateş ve taşikardi sık görülür. Sirolimus lenfosit fonksiyonlarını inhibe ederek etki gösterir.
DENEME SINAVI – 80 81
86. Aşağıdakilerden hangisi fizyolojik meme başı akıntısının İlk dakikalar ve saatler içerisinde gelişir. Donör antijenleriyle
özelliklerinden biri değildir? daha önceden sensitize olan alıcılarda görülür. Akut rejeksiyon
A) Bilateral olması ile kronik rejeksiyonu birbirinden ayırmada en yararlı yöntem
biyopsidir. Kronik rejeksiyonda histolojik olarak daha az lenfosit
B) Multipl kanaldan kaynaklanması
infiltrasyonu vardır. Atrofi, parankimal fibroz ve arteroskleroz ile
C) Sıkma ya da provokasyon ile akıntı olması
karekterizedir. Tedavi retransplantasyondur.
D) Mammografinin normal olması
E) Kitle ile birlikte olması
Cevap E
88. Aşağıdakilerden hangisi Peutz-Jeghers sendromu
özelliklerinden biri değildir?
Renksiz ve berrak meme başı akıntısı patolojik meme başı akıntısı A) Mukoza ve kutaneal bölgelerde pigment artışı
şeklindede görülebilir.Patolojik meme başı akıntısı unilateraldir,
B) Hamartamatöz tip polip
tek kanaldan gelir, kitle ile birlikte olabilir, mamografi bulgusu
C) İnvajinasyon
olabilir, kanlı ise (intraduktal papillom, büyüğü karsinom), sarı
yeşil renkli ise duktal ektazi, renksiz berraksa karsinom lehine D) Kolik tarzı ağrı
olabilir. Patolojik meme başı akıntısı spontandır. E) PTEN gen mutasyonu
Fizyolojik akıntı multiple kanallardan gelebilir, kitle yoktur, Cevap E
mamografi bulgusu yoktur, beyaz, sarı, yeşil ve kahverengi renkli
olabilir. Sadece provokasyon ile akıntı olur.
PEUTZ-JEGHERS SENDROMU (PJS)
Peutz Jegers sendromu 19. Kromozomda yer alan STK-11 geninin
mutasyonu sonucu oluşan GİS malignensileri, meme kanseri,
87. Klinik rejeksiyon sendromlarıyla ilgili aşağıda verilen testiküler kanser, pankreatik kanser ve deri, mukozanın benign
ifadelerden hangisi yanlıştır? pigmentasyonu ile giden bir hamartamatöz OD sendromdur.
A) Kronik rejeksiyonların tedavisinde retransplantasyon PJSda polipler en sık tutulum jejunum ve ileumda olup yüzde elli
yapılır. olguda rektal ve kolonik polipler, %25 olguda ise gastrik poliplere
B) Akut rejeksiyondan primer olarak T-lenfositler rastlanır.
sorumludur. PJSda en sık semptom tekrarlayan kolik tarzında karın ağrılarıdır.
C) Hiperakut rejeksiyonu önlemede lenfositoksik cross- Tarama 20 yaşında bazal kolonoskopi ve üst endoskopiyle
match ve ABO kan grubu tayini kullanılır. başlar. PJSda pigmentasyon en çok dudaklarda görülür. Bunun
D) Hafif akut rejeksiyonlarda OTK-3 başlanır. dışında burunda, perioral alanda, bukkal mukozada,parmaklarda
izlenebilir.
E) Akut rejeksiyon ile kronik rejeksiyonu birbirinden
ayırmada en yararlı yöntem biyopsidir. PJS GİS’te benign hamartomatöz polipozis ve mukokutanöz
pigmentasyona neden olan otozomal dominant bir hastalıktır.
Cevap D
Polipler hamartomatöz olmasına rağmen düşük ihtimal de olsa
malign dejenerasyon görülebilir. PJSnda malignite riski artan
Akut rejeksiyon organ transplantasyonlarında en sık görülen organlar: Over, uterus, meme ve pankreastır.
rejeksiyon tipidir.Akut rejeksiyondan primer olarak T-lenfositler
sorumludur. Günler ya da haftalar içerisinde gelişir. Akut
rejeksiyon Post-op 5.gün ile 6. aya kadar gelişebilir. Tedavi
rejeksiyonun şiddetine bağlıdır. Hafif rejeksiyonlarda 89. İntraabdominal apseler içinde en mortal olanı
metilprednizolon orta ve şiddetli rejeksiyonlarda ise OTK-3 ya aşağıdakilerden hangisidir?
da anti timosid globülin kullanılır. Bunların başarısız olduğu A) İnterloop apse
durumlarda immünglobilin IVIG+rituksimab veya alemtuzumab B) Pelvik apse
kullanılır. Hafif Karaciğer rejeksiyonu olan hastalarda takrolimus
C) Sağ subfrenik apse
dozunun yükseltilmesiyle de tedavi mümkündür. Hiper akut
D) Küçük omentum apse
rejeksiyon tedavi edilmez ancak önlenebilir. Önlenmesi içinde
lenfositotoksik cross-match ve ABO kan grubu tayini kullanılır. E) Sol subfrenik apse
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 83
91. Ana safra yolunun distal kısmındaki tümöral nedene bağlı tıkanma sarılığı olan hastada safra kesesinin palpable olması
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Charcot bulgusu
B) Obturator belirtisi
C) Murphy bulgusu
D) Kehr belirtisi
E) Courvoisier bulgusu
Cevap E
Cevap D
Evre mmHg cm su
1 10-15 13-20
2 16-25 21-35
3 26-35 36-47
4 >35 >48
(Evre 2 hastalarda şayet oLigüri ve hipoksi mevcutsa bun- • Başlıca tedavi metronidazoldur. Lümen içindeki amipler için
lara da dekompresyon planlanmalıdır. ) ise iododuinol verilmelidir.
• Fatal komplikasyonlar durumunda (toksik megakolon,
akut (nekrotizan kolit, perforasyon, apse) cerrahi tedavi söz
93. Richter fıtıklarında en sık bulunan barsak segmenti
konusu olabilir.
aşağıdakilerden hangisidir?
• Ameboma amibik kolitin nadir görülen bir
A) Transvers kolon
komplikasyonudur.
B) Sigmoid
• Barsak duvarında parazitlerden oluşan tümör benzeri
C) Distal ileum
kitledir.
D) Jejunum
• Kolonda obsktrüksiyona yol açar ve kolon kanseri ile
E) Duodenum karışabilir.
Cevap C • En sık çekumda yerleşim gösterir. öncelikli tedavisi
metronidazol verilmesidir. Tedaviye yanıt alınmayan
Richter fıtığı: Fıtık kesesi içerisinde barsak lümeninin tamamen vakalarda cerrahi uygulanır.
değil kısmen bulunmasıdır. En sık distal ileum bulunur.
Cevap E Cevap E
• Hastalığın etkeni Entamoeba Histolytica’dır. İnsanlar fekal– Sekonder peritonit gastrointestinal traktusun mekanik
oral yoldan kistlerin alınması ile enfekte olur. Enfeksiyon kesintisinin bir sonucudur. İlgili flora tipik olarak gastrointestinal
intestinal kolonizasyon, kolit veya barsaktan enfeksiyonun traktusun kolonizasyon paternini yansıtır. Peritonitler içerisinde
hematojen yayılımı ile ekstraintestinal hastalık bulgularına en sık görülenidir.
yol açabilir. Parankimal organlarda sekonder apseler oluşur. Sekonder peritonit akut abdominal infeksiyonların en sık görülen
• Klinik tablo asemptomatik olabileceği gibi karın ağrısı, formudur. İnflamasyon başlangıçta kimyasal iken zaman ge.tik.e
şiddetli kanlı mukuslu diare, ateş ve kilo kaybı görülür. infeksiyoz hal alır.
DENEME SINAVI – 80 85
Etyoloji 97. Erken mide kanseri tip 2C aşağıdakilerden hangi morfolojik
Acil servise ilk gelen ambulatuar hastada ikincil bakteriyel özelliğe sahiptir?
peritonitin en sık nedenleri arasında peptik ülser perforasyonu A) Kabarık (protrüde-polipoid)
(gastrik veya duodenal), ince bağırsağın strangüle obstrüksiyonu B) Yükselmiş (eleve-kabarık)
veya akut enterik iskemi, akut apandisit, akut divertikülit ve
C) Düz (flat)
kolesistit veya kolanjit gibi safra sistemi enfeksiyonları olabilir.
D) Deprese (çukur)
Hospitalize hastada en sık sekonder peritonit nedenleri
E) Ekskave (oyuk-çökük)
postoperatif komplikasyonlar ve anastomoz sızıntılarıdır. Periton
boşluğunda safra veya kan toplanması bakteri çoğalmasını Cevap D
teşvik eder ve postoperatif intra–abdominal enfeksiyona katkıda
bulunur. Postoperatif peritonit tipik olarak postoperatif üçüncü
günde sıvı retansiyonu, supraventriküler taşikardi, disritmiler
veya dispne artışı ile g.rünür hale gelir. Özellikle daha yaşlı
hastalarda bilin. düzeyindeki değişiklikler de ilk çıkış semptomu
olabilir.
Kaynak-Tedavi
Sekonder peritonit polimikrobiyaldir. En sık izole edilen etkenler
başta E. Coli, sonrasında da B. Fragilis tir. İskemik ince barsak
perforasyonuna bağlı gelişen peritonitler mortalitesi en yüksek
ve prognozu en kötü peritonit tipidir. İntraabdominal abse
perforasyonları sekonder peritonit olarak kabul edilir.
Tedavide esas kaynak kontrolüdür ve primer sebebe yönelik
müdahale yapılır.
98. Gastrektomi sonrası meydana gelen megaloblastik
aneminin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
96. Disfajiyle gelen hastada ilk yapılması gereken A) Alkalen reflü gastriti
aşağıdakilerden hangisidir? B) Efferent loop sendromu
A) Özefagoskopi C) Gastrik atoni
B) Manometri D) Afferent loop sendromu
C) Bilgisayarlı tomografi E) Dumping sendromu
D) pH monitorizasyon Cevap D
E) Baryumlu grafi
Cevap E Megaloblastik Anemi; Genellikle B12, nadiren de folik asit
eksikliğine bağlıdır. Gastrektomi sonrası intrinsik faktör
kaybına bağlı olarak B12 vitamini emilimi bozulur. Ayrıca HCl
Baryumlu grafiler: Genelde non–invazıv olduğu için
yiyeceklere bağlı B12 salınımını kolaylaştırır; HCl’nin azalması
kontraedikasyon yoksa birinci sırada tercih edilmesi gereken
da megaloblastik anemiye katkıda bulunur. B12 ve folik asit,
tekikdir. Anatomik anomalileri, kitleleri, pasaj zorluğunu ve
depolanan vitaminler oldukları için megaloblastik anemi yıllar
Endoskobi için tehlike yaratabilecek yapıları gösterir. Disfaji
sonra gelişir. Afferent loopta bakteri kolonizasyonu vit b12 emilini
şikayeti olan hastalara yapılması gerekli ilk tetkikdir. Baryumlu
bozarak vit b12 eksikliğine yol açabilir.
grafi hiatal herni ve diverikül tanısında yararlı tetkiktir.
Aktif kanama varlığı, perforasyon varlığı ya da şüphesi olan
durumlarda kontraendikedir.
C) Çekum
D) Çıkan kolon 102. 50 yaşındaki kadın hastada distal koledokta taş nedeniyle
ERCP ile taş çıkartılmış + sfinkterotomi yapılmış, hasta
E) Sigmoid kolon
taburculuğun bir hafta sonrasında karın ağrısı ve ikter ile
Cevap E başvuruyor. Yapılan FM'de RT'de melena tespit ediliyor.
Bu hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?
Duodenum proksimali dışında ince barsakların kanlanması A) Akut kolesistit
Superior Mezenterik Arter (SMA)‘den olur. Çıkan kolon ve
B) Bakiye koledok taşı
transvers kolonun proksimal kısmını besler. SMA ilk dalı
C) Hemobilia
inferior pankreatikoduodenal arterdir. SMA’nın dalları
pankreatikoduodenale inferior, İliokolik arter, sağ kolik arter, D) Ülser kanaması
middle kolik arterdir. E) Kolanjit
Cevap C
100. Akut apandisitte en sık aşağıdakilerden hangisi neden
olabilir? Hemobilia safra yolunda kanın bulunmasıdır.
A) Leomyosarkom Quen triadı yani bilier kolik, sarılık, hematemez ve melenadan
B) Lenfoma oluşur. Cerrahi travma, ptk, safra drenaj kataterleri, endoskopik
C) Adenokarsinom sfinkterotomi, perkütan apse biyopsisi, künt ve penetran
travmalar, KC tbc, piyojenik KC apsesi ve pankreatit gibi
D) Mukosel
çeşitli durumlar ve özellikle HCC ve buna benzer durumlar
E) Karsinoid
hemobiliyaya neden olabilirler. Günümüzde en sık neden ERCP ve
Cevap D sfinkterotomi gibi iatrojenik travmalardır. Hemobiliya şüphesinde
ilk yapılması gereken tetkik GİS kanamayı ekarte etmek için
En sık görülen apendiks tm karsinoid tm olmasına rağmen endoskopidir. En güvenilir tanı yöntemi ise anjiografidir. Şiddetli
lokalizasyonu sıklıkla uç kısmında olduğu için apandisite çok kanamalı olan hastalarda anjiografi ile lezyon gösterilirse selektif
sık neden olmaz. Mukosel ise musinöz sekresyonla dilatasyon embolizasyon tedavi şansı olabilir aksi halde cerrahi gereklidir
yaparak akut apandisit olasılığını arttırır.
DENEME SINAVI – 80 87
104. Ondört yaşında erkek hasta düşme sonrası sol kol kırığı 106. Yirmi gün önce üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmiş
nedeniyle tedavi edilmiştir. Kolu alçıya alınan hasta 6 haftalık olan 24 yaşındaki erkek hasta, şiddetli baş dönmesi, bulantı
tedavi sonrası düzgün kaynama olduğu görülerek tedavisi ve kusma şikayetleri ile başvuruyor. Fizik muayenede
tamamlanmıştır. Alçısı çıkarıldıktan 1 ay sonra kolda ağrı, nistagmus, sensörinöral işitme kaybı ve denge bozukluğu
şişlik ve hassasiyet şikayetleri ile tekrar başvuran hastanın saptanıyor.
grafisinde aşağıdaki görüntü izlenmiştir. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akut labirentit
B) Vestibüler nörit
C) Benign pozisyonel vertigo
D) Meniere hastalığı
E) Otitis media
Cevap A
B) Glokom
C) Nazolakrimal kanal tıkanıklığı
D) Konjenital Katarakt 108. Aşağıdakilerden hangisi şok dalga litotipsi için uygun
durumlardan biridir?
E) Pitozis
A) 1 cm lik sistin taşı
Cevap D
B) 3 cm lik Ca Oksalat taşı
C) 1,5 cmlik CaPO4 taşı
Konjenital katarakt
D) 2 tane 1 cm lik sitrüvit taşı
Çocukluk dönemi körlüğün en sık nedenidir. Pupil beyaz görülür
buna lökokori denir. Çocuklarda lökokorinin en sık sebebi E) Ürik asit taşı
konjenital kataraktlardır. Tedavi edilmezse ambliyopi gelişir. Cevap C
İnorganik taşlar 2 cm'den küçük ve tekse ESWL ile tedavi edilirler. Transvajinal ultrasonda gestasyonel kesenin görülmesi yaklaşık
ESWL endikasyonları:
20 mm'den küçük renal pelvis taşları
15 5. gebelik haftasında ve bunun karşılığı olarak b-HCG 1500
mm den küçük alt kaliks taşları
10 mm'den küçük üreter taşları
mlU/ml seviyesindeyken görülebilir. Bu yüzden b-HCG seviyesi
ESWL’nin kesin kontrendikasyonları gebelik, koagülopatilerdir, 800 mIU/ml bize büyük olasılıkla intrauterin bir gebeliğin erken
relatif kontrendikasyonları obezite ve sert görünümlü taşlardır.
dönemini düşündürür.
ESWL’nin yapılamadığı durumlar
Sistin taşı
Strüvit taşları (geyik boynuzu)
111. Aşağıdaki kromozom anomalilerinden hangisine sahip
3 cm den büyük taşlar
fetus annede preeklampsi riskini arttırır?
Multiple taşlar
A) Trizomi 13
Nonopak taşlar
B) Trizomi 16
İnfindubuler obst.
C) Trizomi 18
Üreter obst.
D) Trizomi 21
Aktif üriner sistem enfeksiyonu
E) Trizomi 22
Böbrek fonksiyonlarında bozukluk
Cevap A
110. 3 gün adet rötarı olan hastada b-HCG değeri 800 mLU/ Cevap D
mL olarak raporlanıyor ve yapılan transvajinal ultrasonda
gestasyonel kese görülemiyor. Konizasyon sonrası derinliğin 7 mm2i aşması artık serviks
Bu hasta için en olası tanı nedir? kanserinin mikroinvaziv değil invaziv kanser olduğunu gösterir.
A) A. İmminens Parametrial tutulum olmadığı için tedavide ilk tercihimiz
histerektomidir.
B) A. İncipiens
C) Çoğul gebelik
D) Ektopik gebelik
E) İntrauterin gebelik
Cevap E
DENEME SINAVI – 80 89
113. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi germ hücreli over 115. Spontan abortuslarda izlenmeyen kromozom yapısı
tümörüdür? aşağıdakilerden hangisidir?
A) Granüloza hücreli tümör A) 46,XX ve ya 46, XY
B) Endodermal sinüs tümörü B) Trizomi 21
C) Seröz kistadenokarsinom C) Trizomi 16
D) Müsinöz kistadenokarsinom D) Monozomi X
E) Berrak hücreli tümör E) Trizomi 1
Cevap B Cevap E
• ENDODERMAL SİNÜS TÜMÖRÜ (EST) • Spontan düşüklerde en sık rastlanan kromozom yapısı
• (YOLK SAK TÜMÖRÜ, MEZOBLASTOMA, TELİUM TÜMÖRÜ) normal diploid karyotiptir (46,XX ve ya 46,XY).
• Sigara
• İnfertilite
• Vajinal duş 119. Aşağıdakilerden hangisi Polikistik Over Sendromlu
olgularda uzun dönemde artmış risk ile karakterize
• Birden fazla seksüel partner
değildir?
• Erken yaşta cinsel ilişki (< 18 yaş)
A) Tip II DM
B) Endometrium kanseri
C) Kardiyovasküler hastalık
117. Aşağıdakilerden hangisinin riski gebelikte myom varlığında
D) Serviks kanseri
artış göstermez?
E) Over kanseri
A) Abortus
Cevap D
B) Dekolman plasenta
Polikistik over sendromu:
C) Preterm eylem
• Hirsutizmin en sık sebebidir.
D) Yumuşak doku distosisi
• Tipik olarak oligoanovulasyon, menstruel anomaliler,
E) Postmaturite
infertilite, obezite ve hirsutizm izlenir.
Cevap E
• Polikistik over gelişiminin en önemli nedeni kronik
anovulasyondur.
• Gebeliklerin % 5’inde uterusta myom vardır. Büyük bir
• Hiperandrojenizm testosteron ve DHEAS artışına bağ lıdır.
çoğunluğu gebeliği etkilemez.
Tanı kriterleri:
• Abortus riski myom varlığında 2 kat daha fazla görülür.
A) Majör:
• Eğer plasenta ile ilişkisi varsa başta dekolman olmak üzere
• Oligo–anovulasyon
antepartum kanamalar myom varlığında daha sık görülür.
• Hiperandrojenizmin klinik ve veya biyokimyasal bulgular1
• Preterm eylem, erken membran rüptürü, fetal
malprezentasyon, plasenta retansiyonu ve postpartum • Ultrasonografi k olarak overlerde polikistik görünüm
hemorajilere yol açabilir. Bu 3 kriterden ikincisinin varlığında diğerlerinden birinin olması
• Özellikle submüköz myomlarda plasenta yerleşim anomalisi PCOS tanısı koydurur.
riski artar. B) Minör:
• Servikal yerleşimli myomlar doğum kanalını tıkayarak • 0nsülin rezistansı
yumuşak doku distosisine sebep olabilirler. • Obezite
• En uygun tedavi istirahat ve non–narkotik analjezik • LH/FSH oranında artış
kullanmaktır.
Minör kriterler tanısal kriter olarak kabul edilmez ancak varlığı
• Gebelik esnasında myomektomi hem kan kaybının fazla bildirilir.
olacağı hem de fetal kayıba neden olabileceği için önerilmez.
PCOS da uzun vadeli riskler:
• Tip II DM
118. Postmenapozal osteoporozda en etkili SERM
• Kardiyovasküler hastal1k
aşağıdakilerden hangisidir?
• Endometrium kanseri
A) Raloksifen
• Meme kanseri
B) Ospemifen
• Over kanseri
C) Tamoksifen
D) Bazedoksifen
E) Orlemifen
Cevap D
DENEME SINAVI – 80 91
120. Primer amenoresi olan dişi fenotipli bir hastaya östrojen
verildiğinde kanama olmuyorsa aşağıdakilerden hangisi
düşünülür?
A) Turner sendromu
B) Adrenogenital sendrom
C) Testiküler feminizasyon
D) Kallmann sendromu
E) Bloom sendromu
Cevap C