You are on page 1of 92

80.

DENEME SINAVI
AÇIKLAMALI CEVAP KİTAPÇIĞI
OCAK 2020

TEMEL BİLİMLER CEVAP ANAHTARI KLİNİK BİLİMLER CEVAP ANAHTARI


1– C 31– D 61– B 91– D 1– D 31– E 61– C 91– E
2– A 32– B 62– A 92– E 2– D 32– E 62– D 92– D
3– D 33– E 63– E 93– D 3– A 33– B 63– A 93– C
4– E 34– D 64– C 94– D 4– C 34– B 64– A 94– E
5– D 35– A 65– E 95– A 5– E 35– B 65– A 95– E
6– C 36– D 66– C 96– B 6– D 36– A 66– A 96– E
7– A 37– D 67– A 97– C 7– A 37– D 67– A 97– D
8– D 38– D 68– B 98– D 8– C 38– C 68– C 98– D
9– C 39– D 69– E 99– C 9– E 39– A 69– A 99– E
10– D 40– D 70– D 100– D 10– B 40– B 70– C 100– D
11– D 41– B 71– A 101– D 11– A 41– D 71– A 101– A
12– E 42– A 72– B 102– C 12– D 42– B 72– B 102– C
13– A 43– E 73– A 103– A 13– C 43– A 73– E 103– C
14– A 44– C 74– D 104– B 14– C 44– E 74– D 104– D
15– A 45– D 75– D 105– D 15– E 45– D 75– B 105– D
16– A 46– B 76– D 106– A 16– D 46– A 76– D 106– A
17– B 47– B 77– C 107– D 17– D 47– B 77– B 107– D
18– C 48– A 78– C 108– E 18– E 48– D 78– D 108– C
19– D 49– D 79– E 109– D 19– C 49– D 79– B 109– E
20– C 50– C 80– E 110– D 20– C 50– A 80– C 110– E
21– E 51– C 81– C 111– B 21– E 51– B 81– E 111– A
22– A 52– E 82– C 112– C 22– B 52– D 82– D 112– D
23– D 53– A 83– A 113– D 23– D 53– B 83– D 113– B
24– B 54– A 84– D 114– C 24– B 54– A 84– B 114– A
25– E 55– A 85– A 115– D 25– A 55– A 85– C 115– E
26– C 56– A 86– C 116– C 26– A 56– A 86– E 116– D
27– A 57– C 87– A 117– E 27– A 57– E 87– D 117– E
28– D 58– E 88– D 118– B 28– C 58– A 88– E 118– D
29– E 59– B 89– C 119– D 29– D 59– B 89– D 119– D
30– E 60– E 90– C 120– D 30– C 60– C 90– C 120– C
İSTANBUL–MERKEZ PENDİK KAYSERİ
Aksaray Mah. Cerrahpaşa Cad. Fevzi Çakmak Mah. Çınar Sokak Yenidoğan Mahallesi Çimenli Cad.
No: 59 No: 2 D: 9 Dema B Blok No: 35/E
Haseki-Fatih / İSTANBUL Pendik / İSTANBUL Talas / KAYSERİ

KADIKÖY ANKARA BEŞEVLER RİZE


İbrahimağa Zaviye Sok. Kat 1 Mereşal Fevzi Çakmak Caddesi İslampaşa Mahallesi Şehitler Cad.
Bağımsız Bölüm No:8 No:4 D: 3 No:35, 53020
Koşuyolu - Kadıköy / İSTANBUL Beşevler / ANKARA Merkez / RİZE

ANKARA MANİSA KARABÜK


Mamak Cad. Dikimevi Postahanesi Yanı Uncubozköy Mah. 5504 Sok. 13/A/25 Yenişehir Mah. Zümrüt Sk. KulePark B
Dikimevi–Mamak / ANKARA MANİSA Blok No:1 KARABÜK

İZMİR BALÇOVA DÜZCE


Cumhuriyet Bulvarı No: 99/A Kat: 2 Poyraz Sok.No: 4/A Balçova / İZMİR Orhangazi Mah. Konuralp 435. Sok.
M. Rıza İş Merkezi Tekin Apt. No: 14 Zemin Kat
(Anadolubank Üstü) BORNOVA Merkez / DÜZCE
Pasaport / İZMİR Kazım Dirik Mah. 185 Sk. N:2/A
Bornova / İZMİR SİVAS
ISPARTA Yenişehir Kardeşler Cad. The Moon
Gazi Kemal Mah. 1317 Sok. YEŞİLYURT Sitesi D Blok 2/ D:10 Merkez / SİVAS
Henden Ap. No: 11 D: 9/10 9049 Sokak Vatan Mahallesi
Merkez / ISPARTA Karabağlar / İZMİR SAKARYA
Güllük Mah. Orhangazi Cad. Belde Sok.
AYDIN KIRIKKALE No:16 Adapazarı / SAKARYA
Hasanefendi Mah. Kızılay Cad. No:34 Yenişehir Mah. 263. Sok.
Merkez / AYDIN Doğan Apt. Kat:1 TOKAT
Yahşihan/KIRIKKALE Semerkant Mah. Gaziosmanpaşa Bulvarı
GAZİANTEP 10. Sokak No:23 TOKAT
Yeditepe Mahallesi 85061 Nolu Sokak ESKİŞEHİR
No: 7/1 Şahinbey / GAZİANTEP Büyükdere Mahallesi Adaklı Sok. BALIKESİR
No: 9/A Kasaplar mah 11003 sokak 14/2 Altıeylül
MUĞLA Odunpazarı / ESKİŞEHİR / BALIKESİR
Kötekli Mahallesi 274 Sokak No: 12/5
Menteşe / MUĞLA KONYA / SELÇUK SAKARYA
Bosna Hersek Mah. Soner Sk. 3 C Güllük Mah. Orhangazi Cad. Belde Sok.
MALATYA Selçuklu / KONYA No:16 Adapazarı / SAKARYA
Bulgurlu Mah. İnönü Üniversitesi
Mevhibe Erkek Öğrenci Yurdu Altı KONYA / MERAM VAN
Battalgazi / MALATYA Beyşehir Cad. No: 220 Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Dursun
Meram / KONYA Odabaşı Tıp Merkezi Karşısı,
Merkez / VAN

www.tustime.com
0850 840 7834
TEMEL BİLİMLER AÇIKLAMALI CEVAP ANAHTARI
Bu testte sırasıyla Anatomi, Histoloji ve Embriyoloji, Fizyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji,
Patoloji, Farmakoloji soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.
1. Canalis carpi seviyesinden alınan transvers kesitte işaretli • N. medianus’un palmar deri dalı
sinir aşağıdakilerden hangisidir? • M. palmaris longus’un tendonu
• N. ulnaris’in palmar deri dalı
• A. ulnaris
• N. ulnaris
• M. flexor carpi ulnaris’in tendonu (kısmen)
Canalis carpi’den geçen oluşumlar;
• N. medianus
• M. flexor digitorum superficialis’in tendonları
• M. flexor digitorum profundus’un tendonları
• M. flexor pollicis longus’un tendonu
(Not: 5 parmağa giden fleksor tendonlar ve bu tendonların siniri
A) N. radialis olan n. medianus karpal tünelden geçen yapılardır)
B) N. medianus
C) N. ulnaris
D) N. radialis, r.superficialis 2.
E) N.musculocutaneus
Cevap C

A. ve n. ulnaris, el bileğinde retinaculum flexorum’un önünde,


ulnar tünel (Guyon kanalı) den geçerek ele gelir.

Düşme sonrasında acil servise getirilen hastanın çekilen


grafisi yukarıda verilmiştir.
Aşağıdaki kaslardan hangisinde fonksiyon kaybı
beklenmez?
A) M.abductor pollicis brevis
RETINACULUM MUSCULORUM FLEXORUM (RMF)
B) M.brachioradialis
Retinaculum musculorum flexorum; Karpal kanalın ön duvarını
C) M.externsor carpi radialis brevis
yapar.
D) M.extensor indicis
RMF ile karpal kemikler arasındaki kanala canalis carpi
(Karpal Tünel) denir. E) M.supinator

RMF’ un yüzeyelinden (önünden) geçen oluşumlar; Cevap A

DENEME SINAVI – 80 3
M. abductor pollicis brevis’in siniri n.medianus, m.abductor pollicis longus’un siniri n.radialis’tir.
• N. radialis; Plexus brachialis’te tüm segmentlerden lif içeren tek sinirdir.
• Sulcus nervi radialis’te, a. profunda brachii ile birlikte m. triceps brachii’nin lateral ve medial başları arasındadır. Kolun
distalinde, m. brachialis ile m. brachioradialis arasındaki oluktadır. Epicondylus lateralis’in önünde yüzeyel ve derin iki uç
dalına ayrılır.
• M. triceps brachii, m. anconeus, m. brachioradialis ve m. extensor carpi radialis longus, direk olarak n. radialis tarafından
uyarılan kaslardır. Önkolun arka yüzündeki diğer ekstensör kaslar (m. extensor carpi radialis brevis, m. supinator, m.
extensor digitorum, m. extensor digiti minimi, m. extensor carpi ulnaris, m. extensor pollicis longus, m. extensor indicis, m.
abductor pollicis longus ve m. extensor pollicis brevis) n. radialis’in r. profundus’u tarafından uyarılır.
• Ramus profundus, m. supinator’u deler. Ramus profundus’un terminaline, n. interosseus antebrachii posterior (PIN) denir.

N. RADIALIS LEZYONLARI
• Axilla’da, humerus’un proksimal uç veya korpus kırıklarında yaralanabilir.
• Önkol ve el ekstensiyon yapamaz. “Düşük el” görünümü olur.

4 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


3.
I. Duodenum, pars superior
II. Duodenum; pars horizontalis
III. Pancreas, processus uncinatus
IV. V.renalis sinistra
A. mesenterica superior, yukarıdaki yapılardan hangisi ya da hangileri ile komşudur?
A) Yalnız I
B) I, II, III
C) I, II, IV
D) II, III, IV
E) II ve III
Cevap D
DUODENUM
• İnce bağırsağın en kısa, en geniş ve en hareketsiz bölümüdür.
• İlk 2,5 cm’lik parçası intraperitoneal, geriye kalan bölümü sekonder retroperitonealdir.
Dört bölümü vardır:
Pars Superior
• En hareketli parçadır. İlk 2,5 cm lik bölümü intraperitonealdir ve ampulla (bulbus) adı ile bilinir.
• Üst kenarına lig. hepatoduodenale, alt kenarına da omentum majus tutunur.
Pars Descendens
• Ductus choledochus ile ductus pancreaticus, duodenum’un duvarının arka iç bölümünden geçerken birleşip, ampulla
hepatopancreatica (Vater ampullası) denilen bir genişleme yaparak papilla duodeni major’un tepesine açılır. Ampulla
hepatopancreatica’da, m. sphincter ampullae (Oddi sfinkteri) denilen bir sfinkter bulunur..
Pars horizontalis (inferior)
• Ön tarafı; radix mesenterii ve a.v. mesenterica superior, arka tarafı; v. cava inferior, aorta abdominalis, sağ ureter ve sağ
gonadal damarlar (a.v. testicularis ya da ovarica) ile komşudur.
Pars Ascendens
• L2 vertebranın üst kenarı seviyesinde jejunumla birleşir. Birleşme yerinde gösterdiği kıvrıma flexura duodenojejunalis denir.
• Diyafragma’nın crus dextrum’undan, flexura duodenojejunalis’e uzanan çizgili ve düz kas lifleri ile fibröz dokudan oluşan m.
suspensorius duodeni (lig. suspensorium duodeni, Treitz kası ya da ligamenti), fleksura’yı pozisyonunda tutar. Bu kasın
kontraksiyonu, açıyı genişleterek bağırsak içeriğinin hareketini kolaylaştırır.

DENEME SINAVI – 80 5
4. Aşağıdakilerden hangisi ureter’in seyri sırasında çaprazladığı yapılardan biri değildir?
A) Ductus deferens
B) A.uterina
C) A.ovarica
D) N.genitofemoralis
E) N.femoralis
Cevap E

URETER
• Ureter, retropritoneal yerleşimlidir. Abdominal, pelvik ve intramural olarak üç parçası vardır.

Pars Abdominalis
• Pelvis renalis ile linea terminalis arasındaki parçadır.
• Her iki tarafın abdominal parçası seyri sırasında;
• m. psoas major’u ve n. genitofemoralis’i önden,
• gonadal damarları (a.v. testicularis/a.v. ovarica) arkasından çaprazlar.
• pelvis minor’e girerken, a.v. iliaca communis’leri (bifurkasyonlarına yakın) ve a.v. iliaca externa’nın başlangıçlarını
önden çaprazlar.
Pars Pelvica
• Linea terminalis ile mesane arasındaki parçadır.
• Her iki tarafta; a. umbilicalis, a. rectalis media, n. obturatorius ve a.v. obturatoria’yı önden çaprazlar.
• Erkeklerde ductus deferens’i arkasından çaprazlayıp fundus bölümünden mesane’ye girer.
• Kadınlarda a. uterina’yı arkasından çaprazlar.

6 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


5. Aşağıdakilerden hangisi foramen jugulare’den geçmez?
A) N.glossopharyngeus
B) N.vagus
C) N.accessorius
D) V.jugularis externa
E) Sinus sigmoideus
Cevap D
• For. jugulare (OT = Oksipital +Temporal);
• Oksipital ve temporal kemik arasında kalan bu açıklıktan,
• n. glossopharyngeus (9),
• n. vagus (10),
• n. accessorius (11),
• sinus sigmoideus (v. jugularis interna) ve
• sinus petrosus inferior geçer.

6. Fasciculus atrioventricularis (His bandı) nerede yer alır?


A) Crista terminalis’in üst ucunda
B) Septum interatriale
C) Septum intervetriculare’nin membranöz parçası
D) Atrium sinistrum
E) Fossa ovalis

Cevap C

DENEME SINAVI – 80 7
KALBİN İLETİ SİSTEMİ
Özelleşmiş kalp kası hücreleridir.
Nodus sinuatrialis (Keith-Flack düğümü)
• Epikardiyum’un hemen altında, v. cava superior’un sağ atriyum’a girdiği yere yakın, crista terminalis’in üst ucunda lokalizedir.
Nodus atrioventricularis (Aschoff-Tawara düğümü)
• Septum interatriale’de lokalizedir. Kalpte iletinin en yavaş olduğu yerdir.
Fasciculus atrioventricularis (His bandı)
• Atriyoventriküler düğümün devamıdır.
• Trigonum fibrosum dextrum’u delerek septum interventriculare’nin membranöz parçası üzerine geçer.
• Kalbin fibröz iskeleti, atriyumlar ile ventriküller arasındaki bağlantıyı kestiği için, bu fasiculus atriyumlarla ventriküllerin kas
dokusu arasındaki tek fizyolojik bağlantıdır.
• Fasciculus atrioventricularis, septum interventriculare’nin musküler parçasının başlangıcında, crus dextrum ve crus sinistrum
denilen iki dala ayrılır.
• Crus dextrum, sağ ventrikül’de trabecula septomarginalis’e girip, m. papillaris anterior’a ve ventrikülün ön duvarına ulaşır.
Ventrikül duvarının endokardiyum’u altında, plexus subendocardialis (Purkinje lifleri)’i oluşturur. Kalpte en hızlı ileti
Purkinje liflerindedir.
• Crus sinistrum da, dallarını önce papiller kaslara verir, daha sonra plexus subendocardialis’i (Purkinje lifleri) oluşturur. Bu
nedenle, papiller kaslar ventriküllerden önce kasılır.

7. M.ciliaris’i uyaran lifler aşağıdaki ganglionlardan hangisinden çıkar?


A) Ggl. ciliare
B) Ggl. oticum
C) Ggl. geniculi
D) Ggl. pterygopalatinum
E) Ggl. trigeminale
Cevap A

Ganglion geniculi n. facialis’in, ganglion trigeminale n. trigeminus’un duyu ganglionudur.

8 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Gang. ciliare (3. KS’in);
• Orbita’da yer alır.
• Preganglionik (1.N) parasempatik lifler n. oculomotorius içinde seyrederek gang. ciliare’daki nöronlarla (2.N) sinaps yapar.
• Gangliondan çıkan lifler n. ciliares breves adıyla hedef organları olan m. ciliaris ve m. sphincter pupillae’ye gider.

DENEME SINAVI – 80 9
8. Şiddetli baş ağrısı şikayeti ile acil servise giden 59 yaşındaki erkek hastanın çekilen tomografisinde a. carotis interna’nın sinus
cavernosus içindeki bölümünde anevrizma tesbit ediliyor.
Aşağıdaki sinirlerden hangisi öncelikle etkilenir?
A) N.oculomotorius
B) N. ophthalmicus
C) N. opticus
D) N. abducens
E) N. trochlearis
Cevap D
N. ABDUCENS (VI)
• Sadece motor lif taşır.
• Motor çekirdeği (nuc. nervi abducentis), pons’dadır. Bu çekirdek ve n. facialis’in çekirdeği kuşatan motor lifleri birlikte fossa
rhomboidea (dördüncü ventrikül’ün tabanı)’da görülen colliculus facialis’i oluşturur.
• A. carotis interna’nın lateralinde, sinus cavernosus’un içinden geçer.
• Fissura orbitalis superior’dan ve Zinn halkası’ndan geçerek orbita’ya girer.
• M. rectus lateralis’i innerve eder.
• En uzun subarachnoidal seyirli kranyal sinirdir.
• Tümör,
• Anevrizma,
• KİBAS,
• Kafa travması’ndan en çok etkilenen kranyal sinirdir.
N. abducens (VI) lezyonunda;
• İçe şaşılık
• Horizontal diplopi olur.

10 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


9. Aşağıdakilerden hangisi a. vertebralis’in dalıdır?
A) A.superior cerebelli
B) A.inferior anterior cerebelli
C) A.inferior posterior cerebelli
D) A.communicans posterior
E) A.communicans anterior
Cevap C

A. BASILARIS
• İki taraf a. vertebralis’in pons’un ön yüzündeki sulcus bulbopontinus’ta birleşmesi ile oluşur.
• Pons’un ön yüzünde, cisterna pontis içindedir.
• Pons’un üst ucunda a. cerebri posterior denilen iki uç dalına ayrılır.
Dalları
• aa. pontis
• a. inferior anterior cerebelli (AICA)
• a. labyrinthi; sık olarak a. inferior anterior cerebelli’den çıkar. İç kulağı besler. N. facialis ve n. vestibulocochlearis’le birlikte
meatus acusticus internus’tan geçer.
• a. superior cerebelli
• A. superior cerebelli ile a. cerebri posterior arasından n. oculomotorius (3. CN) geçer.
• a. cerebri posterior; a. basilaris’in uç dallarıdır. A. communicans posterior aracılığıyla a. carotis interna ile birleşir.
• Thalamus’un medialini besleyen dallar verir.
• Vizüel korteksin major arteridir.
• Tıkanıklığında kontralateral homonimos hemianopi olur, ancak maküler görme (a. cerebri media’dan da beslendiği için)
sağlamdır.

A. VERTEBRALIS;
• A. subclavia’nın ilk dalıdır.
• Servikal vertebraların proc. transversus’larındaki for. transversarium’lardan (C6-1) geçer.
• Atlas’ın üst yüzünde bulunan sulcus arteriae vertebralis’ten geçip, trigonum suboccipitale’ye gelir.
• Burada, trigonum suboccipitale’nin döşemesini yapan membrana atlantooccipitalis posterior’u delerek, for. magnum’dan
• kafa boşluğuna girer. Dura ve arachnoidea mater’i delip, subaraknoidal boşluğa geçer.
• Sulcus bulbopontinus’ta iki tarafın arteri birleşerek a. basilaris’i oluşturur.
A. vertebralis’in Dalları;
• a. inferior posterior cerebelli (PICA); tıkanıklığında aynı taraf yüz yarımı ve karşı taraf vücut yarımında ağrı-ısı duyusu
kaybı ile karakterize “Wallenberg Sendromu” oluşur.
• a. spinalis anterior; iki taraf a. vertebralis’ten gelen birer dalın, medulla oblongata’nın ön yüzünün ortasında birleşmesi
ile oluşan bu arter, medulla spinalis’in ön yüzü boyunca orta hatta (fissura mediana anterior), filum terminale’ye kadar
seyreder. Medulla spinalis’in 2/3 ön bölümünü ve bulbus’un ön yüzünü besler.
• a. spinalis posterior; genellikle a. inferior posterior cerebelli’den ayrılır. Medulla spinalis’in 1/3 arka bölümünü ve
medulla oblongata’nın arka yüzünü besler.

DENEME SINAVI – 80 11
10. Aşağıdaki sinirlerden hangisi v.saphena parva ile birlikte seyreder?
A) N. fibularis (peroneus) superficialis
B) N. tibialis
C) N. fibularis (peroneus) communis
D) N. suralis
E) N. Saphenus
Cevap D

12 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


11. Sağ hemisfer retinanın hangi bölgesinden gelen lifleri alır?
A) Sol göz retinası
B) Sağ göz retinası
C) Her iki retinanın sol yarısı
D) Her iki retinanın sağ yarısı
E) Sağ göz retinasının sol, sol göz retinasının sağ yarısı

Cevap D
GÖRME YOLLARI
Her iki gözün görebildiği alana görme alanı (vizüel alan) denir.
• Bir gözün retinasının temporal yarımından gelen lifleri ile
nazal yarımından gelen lifleri birleşerek n. opticus’u yapar.
• Her iki gözün retina’sının nazal yarımlarından gelen lifler
orta hatta çapraz yapar. Bu çapraza chiasma opticum denir.
• Chiasma opticum’dan sonraki görme yolu tractus
opticus’dur.
• Bir taraf tractus opticus içinde; aynı taraf gözün retina’sının
temporal yarımından gelen liflerle, karşı gözün retina’sının
nazal yarımından gelen lifler bulunur. Bir başka ifadeyle; sağ 12. Canalis caroticus, orta kulağın hangi duvarı ile komşudur?
tractus opticus’da her iki gözün retinasının sağ yarımıdan
A) Dış
gelen lifler, sol tractus opticus’da da sol yarımıdan gelen
B) İç
lifler bulunur. Buna göre bir taraf tractus opticus, görme
alanının karşı yarımını görür. C) Alt

• Tractus opticus’u oluşturan liflerin çoğu, corpus D) Arka


geniculatum laterale (CGL)’de bulunan üçüncü nöronlarla E) Ön
sinaps yapar. Bir miktar lif vizüel uyarılarla ilgili refleksler Cevap E
için, CGL’ye uğramadan brachium colliculi superioris
aracılığıyla area pretectalis’e ve colliculus superior’a gider.
ORTA KULAK BOŞLUĞUNUN DUVARLARI
• CGL’den başlayan üçüncü nöron uzantıları, tractus
Orta kulak boşluğunun altı duvarı vardır.
geniculocalcarinus (radiatio optica) adı ile primer vizüel
kortekse (17 BA) gider. • Paries tegmentalis (üst duvar);

• Bir taraf tractus opticus, CGL, radiatio optica ve vizüel • Tegmen tympani denilen ince bir kemik plak tarafından
korteks; görme alanının karşı yarısı ile ilgilidir. yapılır.
• Orta kulak boşluğunu, fossa cranii media’dan ayırır.
• Paries jugularis (alt duvar); v. jugularis interna ile
komşudur.
• Paries labyrinthicus (iç duvar);
• Orta kulak ile iç kulağı ayıran duvardır.
• Üzerinde; fenestra vestibuli, fenestra cochleae,
promontorium ve prominentia canalis facialis denilen
yapılar bulunur.
• Fenestra vestibuli (oval pencere); Orta kulağı, iç
kulaktaki vestibulum’a bağlar. Stapes’in tabanı ile
kapatılır.
• Fenestra cochleae (yuvarlak pencere); Orta kulağı,

DENEME SINAVI – 80 13
cochlea’nın scala tympani’sine bağlar. Membrana tympanica secundaria ile kapatılır.
• Promontorium; iç kulakta bulunan cochlea’nın orta kulak içine yapmış olduğu çıkıntıdır. Üzerinden n. tympanicus (n.
glossopharyngeus’un dalı) geçer.
• Prominentia canalis facialis, canalis nervi facialis’in, orta kulak içine yapmış olduğu çıkıntıdır.
• Paries mastoideus (arka duvar);
• Üst bölümünde, orta kulak boşluğunu antrum mastoideum’a bağlayan, aditus ad antrum mastoideum denilen bir delik
vardır.
• Duvarın alt bölümünde, fenestra vestibuli’nin hemen arkasında görülen kabarıntının içinde m. stapedius bulunur.
• Chorda tympani, bu duvardan orta kulak boşluğuna girer.

13. Aşağıdaki kaslardan hangisi n. laryngeus superior tarafından uyarılır?


A) M.cricotyhroideus
B) M.thyrohyoideus
C) M.stylohyoideus
D) M.sternothyroideus
E) M.omohyoideus, venter superior
Cevap A

• M. cricothyroideus (anticus);
• Larinks’in ön tarafında yer alan tek kastır.
• Lig. vocale’leri gerer ve boyunu uzatır (sesi incelten kastır).
• N. laryngeus recurrens tarafından uyarılmayan (ya da n. laryngeus superior tarafından uyarılan) tek larinks kasıdır.

14. Aşağıdakilerden hangisi oesophagus’u besleyen arterlerden biri değildir?


A) A. pharyngea ascendens
B) A. thyroidea inferior
C) Aorta thoracica
D) A. gastrica sinistra
E) A. phrenica inferior
Cevap A

14 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


ÖZOFAGUS’UN DAMAR VE SİNİRLERİ Önemli Proteinleri:
ARTERLERİ Villin: aktinlerin üst pozitif uçlarını örter.
• Pars cervicalis; a. thyroidea inferior’dan, Myozin-I: aktini hücre zarına bağlar.
• Pars thoracica; aorta thoracica ve aa. bronchiales’lerden, Fascin, fimbrin, espin: aktin filamanlarını çapraz bağlayarak
• Pars abdominalis; a. gastrica sinistra’dan beslenir. aktin demetleri yapar.

VENLERİ Spectrin: terminal ağın aktin filamanlarını sabitler ve onu hücre


zarına bağlar.
• Pars cervicalis; v. thyroidea inferior,
Myozin II ve tropomyozin terminal ağa kasılabilirlik sağlar.
• Pars thoracica; v. azygos, v. hemiazygos ve v. hemiazygos
accessoria,
• Pars abdominalis; v. gastrica sinistra ve v. azygos tarafından
drene edilir (porto-cava anastomoz).
LENFİ
• Servikal parçasının lenfi; nodi cervicales profundi’ye,
• Torakal parçasının lenfi; mediastinal lenf düğümleri,
• Abdominal parçasının lenfi; nodi gastrici sinistri’ye, oradan
da nodi coeliaci’ye gelir.
SİNİRİ
• Özofagus’un çizgili kas olan üst parçasının motor
innervasyonu n. laryngeus recurrens ile (n. vagus’un dalı),
orta ve alt parçasının motor innervasyonu ise n. vagus’un
parasempatik lifleri ile sağlanır.
• Özofagus’un sempatikleri, T5 - 6 spinal segmentlerden gelir.

Soruda geçen diğer proteinlerin önemli özelllikleri şunlardır;


Tubulin: Monomer yapıdaki bu proteinler polimerize olarak hücre
15. Aşağıdaki proteinlerden hangisi mikrovillüs yapısındaki
iskeleti elemanlarından mikrotübülleri yaparlar.
aktin filamanlarını birbirlerine çapraz bağlayarak yapı
Dynein: Mikrotübül üzerinde kargo taşınması yapan bir motor
bütünlüğünün sağlanmasında görev alır?
proteindir.
A) Espin
Vimentin: Mezenkimal dokulara özgü ara filamandır.
B) Tubulin
İntegrin: Hücreyi bağ dokusuna bağlayan bir transmembran
C) Dynein
protein olup hemidesmozom yapısında da izlenmektedir. Bağ
D) Vimentin dokusunda laminin ve fibronektin proteinlerine bağlanır.
E) İntegrin
Cevap A

16. Enkondral kemikleşme sırasında diafiz bölgesinde


Soruda tanımlanan protein espin’dir. Espinden başka fascin ve aşağıdakilerden hangisi izlenir?
fimbrin proteinleri de benzer işlev göstermektedir. A) Kemik zonu
Mikrovillüsler yüzey genişletmeye ihtiyaç duyan hücrelerdeki B) Kıkırdak zonu
(örneğin ince barsak epiteli) farklanma olup aktin filamanlarınca
C) Proliferasyon zonu
içten desteklenen ve aktif hareketli olmayan oluşumlardır.
D) Hipertrofi zonu
Aktinler, bazaldeki yine aktin filamanlarınca yapılan terminal ağa
tutunur. Dokuya özgü özel adlandırmaları: E) Artmış osteoklast aktivitesi
• Çizgili kenar -> ince barsaklarda Cevap A
• Fırçamsı kenar -> böbrek tübüllerinde Hyalin kıkırdaktan kemiğe dönüşüm başlıca iki şekilde
olmaktadır.

DENEME SINAVI – 80 15
1. İntramembranöz (Perikondral) kemikleşme: Soruda verilen yapıların embriyonik kökenleri şu şekildedir;
• Kıkırdak perikondriyumunun ve kemiğin periostunun Göz – İris: Nöral ektoderm
altında olan kemikleşmedir. Göz – Lens: Yüzey ektodermi
• Fibroblastlardan osteojenik hücreler meydana gelir, Kulak – Stapes: 2. yutak arkı
önce primer ve sonra kalsiyumun çökmesiyle sekonder
Kulak – Östaki borusu: 1. yutak kesesi
kemikleşmeler olur.
Deri – Melanosit: Nöral krista
2. Endokondral kemikleşme:
Bir kıkırdak matriksinin içinde olan kemikleşmedir.
Anlaşılacağı üzere sorunun yanıtı B seçeneğidir. Göz gelişimi şu
Embriyonel dönemde diafizden başlar, epifize doğru yayılır. Diafiz,
şekildedir;
primer kemikleşme (ossifikasyon) merkezi; epifiz ise sekonder
Ön beyin (forebrain diensefalon) duvarının nöral epitel
kemikleşme merkezidir.
(nöroektoderm) hücreleri IU 22. günde optik sulkus’u yapar
• İlk başlangıçta tüm doku hyalin kıkırdak yapıdadır
ve sonra kese halini alarak optik vezikül’e dönüşür. Yüzey
(kıkırdak zonu).
ektoderminden köken alan lens vezikülünün keseyi itmesiyle
• İntramembranöz kemikleşmeyle kemiğin periostunun optik kadeh (optic cup) gelişir (5. hafta sonu).
altında olan kemik yapısı kıkırdağın ortasının
Yüzey epitelinde optik kadehe komşu hücreler prolifere olarak
beslenmesini bozar.
lens plakodunu yapar. Bu daha sonra optik kadehe (optic cup)
• Kıkırdak hücreleri önce prolifere olur (proliferasyon doğru çöker ve bir vezikül oluşturur (lens vezikülü). Daha sonra
bölgesi=zonu). bu yapı yüzeyden ayrılarak lensi yapar.
• Sonra beslenememeye bağlı hücre zarı yetersizliği olur Optik kadehin dış tabakası retinanın pigment epitelini iç
ve sıvı alarak şişerler (hipertrofi tabakasıysa nöral tabakalarını yapar (yani retina nöral epitelden
• bölgesi). gelişir). Pigmentasyon 5. hf’nın sonunda başlar.
• Ardından bu bölge dejenere olur (dejenerasyon Optik kadehin uç kısımlarından siliyer cisim ve irisin epiteli
aşaması). ve iris kasları (pupillayı kontrol eden kaslar); çevre mezenkim
• Buralar kemik iliği ile doldurulmaya başlarken kemik dokusundansa stromaları gelişir. Nöral krista hücreleri koroid,
iliği kaynaklı osteoklastlar ölen hücreleri temizleyerek sklera ve kornea epitelinin yapısına katılır.
hücresiz bir erozyon hattı (erozyon bölgesi) oluşturur. Lensin ayrıldığı yüzey yine kalınlaşarak kornea’nın ve devamında
• Erozyon hattı, osteoprogenitör hücrelerle doldurularak konjunktivanın epitelini yapacaktır. Çevre mezenkim dokudan göç
osteoblasta farklanır. eden hücreler kornea endotelini ve stromasını yapacaktır.

• Bu bölgelere kalsiyum çöker (kalsifikasyon bölgesi) ve Yapı Kaynak


ardından kemik yapısı izlenir. Kornea ve konjunktiva Yüzey ektodermi
epitelleri
Lens
İris ve silyer cisim epitelleri Nöral ektoderm
Retina epiteli
Pupillayı kontrol eden iris
kasları
Sklera Mezoderm
17. Aşağıdaki yapılardan hangisi yüzey ektoderminden köken Kornea, iris, silyer cisim ve
alır? koroid stromaları
Ekstraoküler kaslar
A) Göz - İris
B) Göz - Lens
C) Kulak – Stapes
D) Kulak – Östaki borusu
E) Deri - Melanosit
Cevap B

16 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


18. Aşağıdaki yapılardan hangisi embriyonik dönemde Vücutta antikor üretimini yapan hücreler B lenfositlerin dokuya
diğerlerinden daha erken izlenmeye başlar? çıkıp farklanmasıyla oluşan plazma hücreleridir. Bu hücreler
A) Kalp bölmelenmesi çekirdeğinin özellikli olmasıyla tipiktir. Çekirdek hücrenin
kenarında (ekzantrik) yerleşmiş olup lenfositteki gibi büyük
B) Primordial germ hücrelerinin izlenmesi
değildir. Heterokromatin-ökromatin alanlardan ötürü araba
C) Hipoblast oluşumu
tekerine benzetilir. Bunun yanında granüllü endoplazmik
D) Notokord gelişimi retikulumları gelişmiş olarak izlenir, bazofilik boyanır.
E) Nöral tüpün oluşmaya başlaması
Cevap C
20. Gebeliğinin 3. ayındaki bir kadında aşağıdaki doku/
Verilen yapıların embriyonik gelişim zamanları şu şekildedir; organların hangisinden salınan hormon korpus luteumun
endokrin işlevini sürdürmesini sağlar?
Kalp bölmelenmesi: Organogenez dönemi, 4-8. haftalar arası
A) Adrenal korteks
Primordial germ hücrelerinin izlenmesi: 3. hafta sonunda yolk
kesesi duvarında B) Ön hipofiz

Hipoblast oluşumu: 2. hafta başında C) Sinsityotrofoblast

Notokord gelişimi: 3. hafta boyunca D) Sitotrofoblast

Nöral tüpün oluşmaya başlaması: 3. hafta sonu itibariyle E) Ovaryum folikül hücreleri
Cevap C

Embriyo gelişiminin ilk haftasının sonunda oluşan iç hücre Korpus luteum (Luteal bez):
kitlesi, 2. hafta itibariyle bilaminer germ diskini oluşturur. Bu Ovulasyondan sonra ovule olan folikülün yeniden
yapı epiblast (tek katlı prizmatik epitel benzeri, şekildeki mavi düzenlenmesidir ve endometriyumun (desiduanın) devamlılığının
hücreler) ve hipoblast (tek katlı kübik epitel benzeri, şekildeki sarı sağlanmasında görev alır. Ovulasyondan hemen sonra folikül
hücreler) hücrelerinden oluşmaktadır. boşluğuna kan dolarak korpus hemorrajikum adını alır. Burası bir
yandan bağ dokusuyla dolarken; bir yandan da granüloza ve teka
interna hücreleri değişmeye başlar. Daha iri granüloza lutein ve
daha küçük teka lutein hücreleridir. Hücrelerde biriken lipokrom
pigmenti sarı renk almasının ve korpus luteum denmesinin
nedenidir. Korpus luteum 14-15 gün kadar varlığını sürdürür.
Eğer gebelik olursa plasentadan sinsityotroblastlardan salınan
insan koryonik gonadotropini (HCG) etkisiyle devamlılığını korur.
Eğer gebelik olmazsa ve bu hormon etkisi olmazsa; hücreleri
otolize olarak dejenere olur ve beyaz bir skar dokusu olan korpus
albikans’a dönüşür.

19. Sağlıklı bir insanın tükürük salgısında saptanan 21. Aşağıdakilerden hangisi spor yapmakta olan bir atletin
immünoglobulin A antikorunu aşağıdaki hücrelerden iskelet kaslarındaki kapillere kan akışını arttırmada en
hangisi sentezleyip salgılamıştır? önemli işleve sahiptir?
A) Tükürük bezi bağ dokusundaki fibroblast A) Aorta
B) Asinus yapısındaki mukus hücresi B) Pulmoner arter
C) Asinus yapısındaki seröz hücre C) Kalp
D) Tükürük bezi bağ dokusundaki plazma hücresi D) Orta arter

E) Asinusu çevreleyen myoepitel hücresi E) Arteriol


Cevap E

Cevap D

DENEME SINAVI – 80 17
Arterioller medya tabakasında birkaç sıra düz kas hücresine sahip İki türdür.
membrana elastika interna ve eksterna yapılarının izlenmediği Fibröz Astrositler
damar türüdür. Arteriyoller vazokonstriksiyon ve vazodilatasyon
Çok sayıda uzun-ince, az dallanma gösteren uzantıları
ile kanın gideceği kapilleri belirler. Kapillerden hemen önce
olan asimetrik hücrelerdir. Örümcek hücre de denir. Beyaz
izlenen kalın duvarlı arterioller prekapiller sfinkter olarak
cevherde yerleşmiştir. Erişkin beyin tümörlerinin %80’i, fibröz
adlandırılır.
astrositomalardır.
Protoplazmik Astrositler
Uzantıları kısa, kalın, çok sayıda dallanma gösteren simetrik
hücrelerdir. Gri cevherde izlenirler. Uzantıları piamaterin altını
döşer ve glia limitans adını alır.
Astrositler genişlemiş pedikülleri ile kan damarlarını çevreler ve
kan–beyin bariyerini yapar. Kan-beyin bariyeri endotel hücreleri
arasındaki sıkı bağlantılar sayesinde oluşur.
Astrosit uzantıları kan damarları ve nöronlarla bağlantı
oluşturur bu nöron bağlantısında astrositler de glutamat gibi
nörotransmitterler salarak nöronları uyarabilir.
Astrositlerde potasyum (K) pompaları ve kanalları yoğun olarak
izlenir. Bunlar aracılığıyla beynin ekstraselüler ortam K dengesini
düzenler.
MSS’deki hasardan sonra, hasar yerinde astrositler prolifere
olurlar ve skar dokusu oluştururlar (gliozis).

22. Aşağıdaki glia hücrelerinden hangisi kan-beyin bariyerinin


yapısında görev alır?
A) Astrositler
B) Mikroglia hücreleri
Mikrogliyalar
C) Ependima hücreleri
• En küçük glia hücreleridir.
D) Oligodendrositler
• Mikroglialar beyin makrofajlarıdır, mezodermden gelişir.
E) Schwann hücreleri
• Beyinde hasar olduğunda debrisin fagositozundan
Cevap A sorumludur.
• Hem gri hem de beyaz cevherde bulunur.
Astrositler
Glia hücrelerin en büyüğüdür.
Diğer glia hücreleri gibi GFAP (glial fibriler asidik protein) pozitif
hücrelerdir.

18 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Ependima Hücreleri Vücut sıvı hacimlerinin ölçümü
• SSS’deki beyin–omurilik sıvısıyla (BOS) dolu ventrikülleri ve Hacim İndikator
medulla spinalisin içini döşeyen basit kübik epitel benzeri Total vücut suyu Antipirin, ağır su (2H2O, deuterium),
hücrelerdir. Radioaktif su (3H2O, tritium)
• BOS’un yapımına katkıda bulunur. Ekstraselüler sıvı Radyoaktif sodyum (22Na), Radyoaktif
• Apikal yüzeyleri mikrovilluslarla döşenmiştir, yan yüzleri
125
I–iotalamat, Tiyosülfat, Inülin
birbirleriyle desmozomlarla; bazal yüzleri astrositik İntraselüler sıvı Total vücut suyu – Ekstraselüler sıvı
çıkıntılarla ilişkidedir. Plazma hacmi 125
I–albumin, Evans mavisi (T–1824)
• Tanisitler 3.ventrikülde bulunan özelleşmiş ependim Kan hacmi 51
Cr işaretli eritrositler veya kan hac-
hücreleridir. Birbirlerine sıkı bağlantılarla bağlı olup mi= Plazma / 1– hematokrit
bazalinden damarlar üzerinde sonlanan ayaksı çıkıntılar Hücrelerarası sıvı Ekstraselüler sıvı – Plazma hacmi
uzanır.

Oligodendrositler 24. Dokunma yoluyla deri yüzeyinin uyarılması sonucu aynı


• SSS’de myelin yapımından sorumlu olup birden fazla aksonu bölgeden kaynaklanan ağrı sinyallerinin inhibisyonu
myelinize eder (PSS’de Schwann hücreleri, tek aksonu aşağıdaki sinir liflerinin hangisi sayesinde gerçekleşir?
myelinler). A) C tipi lifler
• Oligodendrogliyalar hem gri cevher hem de beyaz cevherde B) A- beta lifleri
bulunur. Gri maddede nöron perikaryonuna yakın olarak C) A- delta lifleri
yerleşmişlerdir.
D) A- gama lifleri
• Uzantıları az sayıda ve kısadır.
E) B tipi lifler
Cevap B
Schwann hücreleri
• Periferik sinir sisteminin glia hücreleri olup aksonları
A–alfa veya beta liflerinin; transkutanöz elektrisel sinir
myelinleyen hücrelerdir.
stimulasyonu (TENS) veya dokunma gibi çeşitli şekillerde
uyarılması presinaptik inhibisyon yaparak ağrının iletimini
bloklar (Kapı kontrol teorisi).
23. Yoğun bakımda yatan bir hastanın vücut sıvı dengesini
tam olarak değerlendirebilmek için intravenöz olarak
125I-albumin injeksiyonu yapıldıktan sonra alınan kan
25. Aşağıdaki retinal hücrelerden hangisi sinyalini elektrotonik
örnekleri ile özellikle aşağıdaki sıvı bölmelerinden
ileti olarak iletmez?
hangisinin hacminin ölçülmesi amaçlanmıştır?
A) Koni hücreleri
A) Total vücut sıvı miktarı
B) Müller hücreleri
B) Ekstraselüler sıvı hacmi
C) Bipolar hücreler
C) İntraselüler sıvı hacmi
D) Horizontal hücreler
D) Plazma hacmi
E) Hücrelerarası sıvı miktarı E) Gangliyon hücreleri
Cevap E
Cevap D
Elektrotonik iletim, uyarının başladığı noktadan dentrit,
sitoplazma veya aksonda sinyalin doğrudan elektrik akımı
Soruda i.v. verilen maddenin, hangi sıvı bölmesini ölçmede
şeklinde ilerleyerek bir sonraki hücreye iletilmesi anlamına gelir.
kullanıldığını bilmek yeterli olacaktır. 125I-albumin ve evans
Retinal hücrelerden sadece gangliyon hücreleri sinyalini hep-hiç
mavisi plazma hacmini ölçmede kullanılır.
ilkesine uygun aksiyon potansiyeli ile iletirler. Aslında, amakrin
hücrelerde de sıklıkla aksiyon potansiyeli kaydedilmiştir ancak
önemi henüz tartışmalıdır.

DENEME SINAVI – 80 19
26. Asidozda, proksimal tübül tarafından salgılanan hidrojen 28.
iyonlarının çoğu aşağıdaki işlemlerden hangisi ile I. Glomus hücreleri, ATP duyarlı potasyum kanalları ile
ilişkilidir? depolarize olur.
A) Kalsiyum iyonlarının geri milimi II. Duysal lifleri ATP, dopamin ve asetilkolin aracılığıyla
B) Amonyum (NH4) iyonlarının atılımı uyarırlar.
C) Bikarbonat iyonlarının geri emilimi III. PO2 değişikliklerine doğrusal olmayan bir yanıt verir.
D) Fosfat iyonlarının atılımı IV. Metabolik asidozda uyarılmaları kolaylaşır.
E) Potasyum iyonlarının geri emilmesi V. Siyanür, glomus hücrelerini inhibe eder.
Cevap C VI. PCO2’deki düşüşe hipoksi benzeri tepki verirler.
Glomus hücrelerinden oluşan periferal kemoreseptörler
Bikarbonat yeniden emiliminin yaklaşık % 80 - 90’ı normal için hangileri doğrudur?
koşullarda veya asidozda proksimal tübülde meydana gelir. A) I ve II
Geri emilen her bikarbonat iyonu için bir H+ iyonu salgılanır. B) III ve IV
Bu nedenle, salgılanan hidrojen iyonlarının yaklaşık % 80-90’ı
C) V ve IV
normalde proksimal tübüllerde bikarbonat geri emilimi için
kullanır. D) II, III ve IV
E) I, III, V ve VI
Cevap D

27. Astım tedavisi için yapılan deneysel bir çalışmada, asetilkolin


ile önceden kasılmış bronşiyal düz kas hücresi araştırılan Periferal kemoreseptörler:
ilaca maruz kaldığında gevşediği görülmüştür. • Arkus aorta ve kaortis bifurkasyonuna yerleşmiş
Bu ilacın etkisi için aşağıdaki mekanizmalardan hangisi en periferik kemoreseptörler olan Glomus cismi, tip I ve
olasıdır? tip II hücrelerinden oluşur. Tip II hücreler destek görevi
A) Adenilat siklazın uyarılması yaparlar. Vücutta 100 gr doku başına dakikada en fazla
kanlanan yapıdır. Kan akımı 20000 ml/ 100 gram/dk.
B) Troponin C’nin Ca++ için afinitesinin azalması
Organlar arasında ise böbreklerdir.
C) Hücre membranında K+ geçirgenliğinin azalması
• Tip I hücreler özellikle hipoksiye duyarlı (PO2 < 60 mm-
D) Hücre membranında Na+ geçirgenliğinin artması Hg) kemoreseptörlerdir.
E) Sarkoplazmik retikulum Ca++ - ATPaz inhibisyonu • Glomus hücreleri, hipokside oksijene duyarlı potasyum
kanallarının kapanması ile depolarize olur.
Cevap A • 9 ve 10 sinirin afferent (duysal) lifleri; bu hücrelerden
salgılanan ATP, dopamin veya asetilkolin aracılığı ile

Adenilat siklaz veya guanilat siklazın uyarılması, bronşiyal düz uyarırlar.

kasların gevşemesine neden olur. Bronşiyal düz kaslarda üretilen • PO2 değişikliklerine doğrusal olmayan bir yanıt verir.
cAMP ve protein kinaz-A kasılmayı sağlayan miyozin hafif zincir Özellikle PO2< 60 mm-Hg olunca daha hızlı bir cevap
kinaz’ı inhibe eder ve gevşemeye neden olur. En iyi örnek, beta-2 ortaya çıkar.
agonistlerin bronkodilatatör etkisi. • Metabolik asidozda uyarılmaları kolaylaşır.
Diğer seçeneklere bakacak olursak; K geçirgenliğinde bir azalma
+
• Siyanür, glomus hücrelerinde de oksijen kullanımını
veya Na+ geçirgenliğinde bir artış membranda depolarizasyona engellediği için aynen hipoksi benzeri etki gösterir.
ve kasılmaya neden olur. Ancak, düz kasta depolarizasyon ve • PCO2’deki düşüşe tepki yoktur, PCO2’deki yükselişe hafif
kasılma Ca++ girişinin artması ile olur. tepki verirler.
Benzer şekilde, sarkoplazmik retikulum Ca++ - ATPaz’ın
inhibisyonu da kas kasılmayı destekler. Son olarak, düz kas
troponin zaten yoktur. Onun yerine Ca++ bağlayan kalmodulin
bulunur.

20 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


SA noddan çıkan aksiyon potansiyeli, A-V düğümüne 0.03
saniyede ulaşır. A-V düğümünde 0.09 saniye bekler, bu da 0.12
saniyelik His demetine varış zamanı ile sonuçlanır. Ventrikül
kasının tamamının uyarılması (depolarize olması) 0.22 sn içinde
tamamlanır.
SA noddan A-V noda iletim süresi kısalmamış, normaldir (0.03 sn).
Soruda ise interventriküler kas dokusunu ulaşma süresinin
çok uzadığı (0.40 sn) görülüyor. Bu durumda ancak verilen
seçeneklerden A-V blok yapacak bir neden olan A-V nodda
hiperpolarizasyon durumu ile olabilir.

30. Normal plazma eritropoietin seviyeleri yaklaşık 10 mU/


ml olarak kabul edilecek olursa aşağıdaki grafikteki hangi
nokta aplastik anemi durumunu tanımlamak için doğru
olur?

Şekil. Glomus hücrelerinin uyarılması.

29. SA noddan çıkan bir uyarı 0.03sn’de A-V noda, 0.40 sn


sonra ise interventriküler kas dokusuna ulaşıyor ise
aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru olur?
A) Normal kardiyak iletim durumudur.
B) Kalp sempatik uyarının etkisi altındadır.
C) Antikolinerjik bir ilaç kullanılmış olabilir. A) A
D) SA noddan A-V noda iletim süresi kısalmıştır. B) B
E) A-V nodda hiperpolarizasyon durumu olabilir. C) C
Cevap E D) D
E) E
Cevap E
A: Son dönem böbrek yetmezliği
Son dönem böbrek yetmezliğinde, EPO üretimi ve buna bağlı
plazma seviyesi çok azalır. EPO seviyesinin düşmesinin bir sonucu
olarak, Hct azalır.
B: Polisitemi vera
Polisitemi vera’da kemik iliği EPO’dan bağımsız eritrosit üretir.
Hct % 60’ın bile üstündedir. Yüksek Hct, negatif feed-back ile
EPO’yu baskılar ve plazma seviyelerini çok düşürür.
C: Normal sağlıklı erişkin
D: Profesyonel sporcu.
Profesyonel sporcuda EPO seviyesi hafif yükselir ve Hct
%50’ye kadar artar. % 50’den yüksek Hct, ilave EPO tedavisini
Şekil. Kalbin ileti sisteminde süreler. düşündürür.

DENEME SINAVI – 80 21
E: Aplastik anemi. GLUT-3’dür, plasenta, böbrek ve diğer visseral organlarda).
Aplastik anemi, kemik iliğinde üretimin azaldığı ancak EPO’ya da GLUT-4: İnsulin duyarlı taşıyıcı. İskelet kası, kalp kası ve yağ
yanıt vermediği bir durumdur. Bu nedenle, aplastik anemisi olan dokusu ve diğer dokular.
bir kişi düşük Hct ve yüksek EPO düzeyine sahip olur. GLUT-5: Fruktoz alımı (barsak, prox. tübül, sperm, mikroglia)
GLUT-6: Beyin, dalak ve lökösitlerde, fonksiyonu bilinmiyor
GLUT 7: Karaciğer hepatositleri ER’da, glikoz-6-fosfat taşıyıcısı
31. Sağlık bir kişide duodenumdan mideye regurjitasyonun
önlenmesi için pilor sfinterinin duodenuma göre biraz daha
uzun süre kasılmasını sağlayan hormon aşağıdakilerden
33.
hangisidir?
i. 28S rRNA
A) Gastrin
ii. Ribozomal proteinler
B) Motilin
iii. NOR DNA’sı
C) Vazoaktif intestinal peptid
Yukarıda verilen moleküllerden hangisi ya da hangileri
D) Kolesistokinin
nükleolus içinde yer alır?
E) Somatostatin
A) Yalnız I
Cevap D
B) Yalnız II
C) I ve II
Sağlıklı bir kişide duodenumdan mideye regurjitasyonun
D) I ve III
önlenmesi için pilor sfinterinin duodenuma göre biraz daha
uzun süre kasılmasını sağlayan hormonlar (duodeno-gastrik E) I, II ve III
reflü, bu da bizim terminoloji olsun hep GÖR olacak değil yaa
Cevap E
J) kolesistokinin ve sekretindir. Her iki hormon ayrıca mide
motilitesini de inhibe eder.
Nükleolus;
• rRNA’nın sentezlendiği yerdir.
• Ribozom alt ünitelerinin yapılandırılması burada
32. Özellikle nöronlarda ve pek çok visseral organ
gerçekleşir.
hücrelerinde bulanan insülinden bağımsız glikoz alımını
sağlayan taşıyıcı protein aşağıdakilerden hangisidir? • Nükleolusda yer alan moleküller; rRNA, ribozomal
proteinler, ribozomun alt birimleri ve NOR DNA’sıdır.
A) GLUT 2
B) GLUT 3
C) GLUT 4
D) SGLT 1 34.

E) SGLT 2 i. Aminoasitlerin en iyi tamponlama yaptığı değerdir

Cevap B ii. Aminoasitler zwitterion halde bulunurlar


iii. Aminoasitlerin net yükü sıfırdır

Periferik dokularda glikozun hücre içine alınmasında glikoz 2. İzoelektrik pH (pI) ile ilgili olarak yukarıda verilen
taşıyıcılar görev alır. Bunlar; ifadelerden hangisi ya da hangileri doğrudur?

SGLT-1: Bağırsak lümeninden enterosite glikoz ve galaktozu taşır. A) Yalnız I

SGLT-2: Proksimal tübülde glikoz ve galaktozu taşır. B) Yalnız II

GLUT-1: Beyin kapiller endoteli, astrosit, nöron, mikroglia, C) I ve II


plasenta ve eritrositlerde. D) II ve III
GLUT-2: Pankreasın beta hücresinde, enterosit ve proksimal E) I ve III
tübülde
Cevap D
GLUT-3: Bazal glikoz alımı (NÖRONLARDA DAHA FAZLA OLAN

22 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


• Bir aminoasitin net yükünün sıfır olduğu pH değerine 36. Aşağıdakilerden hangisi, protein sentezi sonrasında
izoelektrik pH (pI) denir. gerçekleşen modifikasyonlardan biri değildir?
• Aminoasitler 
bu değerde tamponlama yapmaz ve A) Hidroksilasyon
zwitterion halde bulunur. B) Karboksilasyon
• Elektirikli bir ortamda hareketsiz kalırlar. C) Metilasyon
D) Poliadenilasyon

E) Glikozilasyon
35. Aşağıdakilerden hangisi arginin aminoasitinden
Cevap D
üretilebilen moleküllerden biri değildir?
A) Primidin nükleotidler
• Standart aminoasitler proteinlerin primer yapısını
B) Ornitin
oluşturur. Translasyon (protein sentezi) esnasında
C) Spermidin
proteinlerin primer yapısına girerler.
D) Guanidoasetat
• Standart aminoasitlerin; DNA, mRNA ve tRNA’da üçlü
E) Nitrik oksit nükleotidlerden oluşan bir karşılığı vardır.

Cevap A • Post-translasyonel oluşan aminoasitler ise


translasyon bittikten sonra aminoasitler üzerinde
meydana gelen modifikasyonlarla oluşurlar.
Arginin:
• Post-transkripsiyonel modifikasyonlar; CAP takılması,
• Glutamat üzerinden sentezlenir.
poliadenilasyon, splicing, alternatif splicing
• Bazik bir aminoasit
• Post-translasyonel modifikasyonlar; karboksilasyon,
• Guanido grubu içerir. hidroksilayon, fosforilasyon, metillenme, glikozilasyon,
• Üre’yi sentezleyen aminoasittir . sülfatasyon, asetilasyon.
• NO sentezinde kullanılır.
• Kreatin sentezine katılır.
• Ornitin üzerinden putressin, spermin ve spermidin adlı
poliaminlerin sentezine katılır. 
Poliaminler hücrenin
çoğalmasında, büyümesinde ve nükleik asitlerin
stabilitesinde önemlidir.

DENEME SINAVI – 80 23
37. Aşağıdaki reaksiyonlardan hangisinin amonyağın detoksifikasyonunda bir rolü yoktur?
A) Alfa ketoglutarattan glutamat sentezi
B) Mitokondride karbamoil fosfat sentezi
C) Sitrulinden argininosüksinat sentezi
D) Argininosüksinattan arginin sentezi

E) Glutamattan glutamin sentezi

Cevap D

• Amonyak toksik bir moleküldür. Plazmada amonyak artışı özellikle santral sinir sitemini etkiler.
• Amonyak karaciğerde toksik olmayan üreye dönüştürülerek vücuttan atılır.
• Peki amonyak periferik dokulardan karaciğere nasıl gelecektir?
• Beyin gibi periferik dokulardan karaciğere amonyok (amino) glutamin aminoasiti ile taşınır. 
Aminoasitler okside olmadan
önce yapılarındaki amino grubu çıkartılır ve transaminasyon 
reaksiyonu ile bu amino grubu alfa ketoglutarata aktarılır.
• Alfa ketoglutarat bu amino grubunu aldığında glutamata dönüşür. Karaciğer, beyin ve böbrek 
dokusunda ATP bağımlı bir
reaksiyonla glutamata bir amino grubu daha eklenir ve glutamin 
sentezlenir. Bu reaksiyonu glutamin sentetaz enzimi
yapar.

Dikkat!! Bu kutucukda yer alan tüm bilgilerin bilinmesini öneririm…

24 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


• Üre karaciğerde sentezlenir ve non-toksik bir 39. Allosterik enzimlerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi
moleküldür doğrudur?
• Karaciğer hücresinin mitokondrisi (ilk iki reaksiyon) ve A) Eğrileri hiperbolikdir.
sitoplazmasında gerçekleşir. B) Michaelis-Menten enzim kinetiğine uyarlar.
• Üre döngüsünde 3 mol ATP harcanır ama harcanan C) Kooperatif bağlanma özellikleri yoktur.
yüksek enerjili fosfat sayısı 4’dür.
D) Çoklu polipeptid yapısındadırlar.
• Hız kısıtlayıcı enzimi karbamoil fosfat sentetaz- I’dir
E) Reaksiyonları çift yönlüdür.
(mitokondrial bir enzim). N-asetil glutamat ve Arginin
Cevap D
• tarafından aktive edilir.
• Ürenin yapısında iki azot grubu vadır. Bunlardan
birincisi serbest amonyak (karbamoil fosfat) ve diğeri • Allosterik enzimler bir metabolik yolağın düzenleyici
ise aspartattan gelir. enzimleridir. İki veya daha fazla monomerik alt üniteleri
vardır.
• Ürenin yapısındaki karbon atomu ise CO2’den gelir.
• Allosterik enzimlerin özellikleri;
• Üre döngüsünde endojen sentezlenen aminoasit
Arginin’dir. • Çoklu polipeptid zincirinden oluşurlar.

• Endojen Arginin sentezlettiren enzim ise • Allosterik enzimlerin eğrileri sigmoidaldir.


Argininosüksinat liYaz’dır. • Michaelis-Menten kinteğine uymazlar.
• Argininosüksinat liYaz enzimi aynı zamanda fumarat • Sigmoidal eğri gösterdikleri için düzenlenebilir
molekülünü de oluşturur. proteinlerdir.
• Fumarat ise üre döngüsü ile TCA döngüsünü birbirine • Kooperatif bağlanma özelliği gösterirler.
bağlayan moleküldür. • Allosterik enzimlerin hepsi tek yönlüdür.
• Üreyi oluşturan aminoasit Arginin’dir. Arginin ürenin
yapısındaki tüm azot ve karbon atomlarının kaynağı
olan aminoasittir.
40. Aşağıdaki enzim – sınıf eşleştirmelerinden hangisi yanlış
• Üreyi oluşturan enzim Arginaz’dır (KC’e spesifik
olarak verilmiştir?
bir enzim). Arginaz enzimi üre ile beraber ornitin
A) Piruvat kinaz – Transferaz
molekülünü de oluşturur.
B) Laktat dehidrogenaz – Oksidoredüktaz
• Ornitin mitokondriye girer ve döngünün devamını
sağlar. C) Piruvat karboksilaz – Ligaz
D) Bifosfogliserat mutaz – Hidrolaz

E) Aldolaz A – Liyaz
38. Aşağıdaki moleküllerden hangileri üre siklusu ile TCA Cevap D
döngüsünü birbirine bağlar?
A) Fumarat – Alanin
İzomerazlar;
B) Piruvat – Alanin
• Geometrik ve optik izomerlerin birbirine dönüşümü
C) Karbamoil fosfat – Aspartat katalize edilir.
D) Fumarat – Aspartat • Molekül içi grup transferi yaparlar.
E) Karbamoil fosfat – Asparajin • Mutaz ve epimeraz enzimleri bu sınıfa dahildir.
Cevap D

Üre siklusu ile TCA döngüsünü birbirine bağlayan moleküller;


Fumarat ve Aspartat aminoasitidir.

DENEME SINAVI – 80 25
41. Transaminasyon yapan enzimler tarafından aminoasitlere 43. Telomeraz enzimi ile ilgili olarak aşağıda verilen
çevrilebilen TCA döngüsü ara ürünleri aşağıdakilerin ifadelerden hangisi yanlıştır?
hangisinde birlikte verilmiştir? A) Ribonükleoprotein yapısında bir enzimdir
A) Malat, oksaloasetat B) Hematolojik malignensi ve beyin tümörlerinde aktivitesi
B) α-ketoglutarat, oksaloasetat artar
C) Fumarat, izositrat C) Reverse transkriptaz bir enzimdir
D) Sitrat, fumarat D) Kromozomların uç kısımlarındaki ‘TTAGGG’ tekrar
E) Sitrat, izositrat dizilerinin sentezinden sorumludur

Cevap B E) Kalıp DNA’nın 5’ ucunu uzatır

Cevap E
Transaminasyon:
• Transaminasyon reaksiyonlarında amino grubu alıcısı Telomeraz enzimi;
alfa ketoglutarattır. Alfa ketoglurat amino grubu . RNA kalıbından DNA sentezler.
aldığında glutamata dönüşür.
. Reverse transkriptaz bir enzimdir.
• Bu reaksiyonlarda aminotransferaz/transaminaz
. Ribonükleoprotein yapısındadır (RNA ve proteinler)
enzimleri görev alır. Alanin transaminaz (ALT, SGPT)
. Yapısında bulundurduğu RNA nükleotidlerinden DNA
ve aspartat transaminaz (AST, SGOT) en önemli
sentezleyerek kalıp DNA’nın 3’ ucunu uzatır. Burada
aminotransferaz enzimleridir.
amaç primer sentezi için gerekli bir alan oluşturmaktır.
• Transaminasyon reaksiyonların koenzimi pridoksal
fosfattır (B6).
• Bu reaksiyonlar ayrıca bazı non-esansiyel
aminasitlerin sentezini de sağlar.
• Transaminasyon yapan enzimler tarafından
aminoasitlere çevrilebilen TCA döngüsü ara ürünleri;
α-ketoglutarat, oksaloasetat

42. Aşağıdaki enzimlerden hangisi AMP ve GMP’nin yıkımı


sırasında riboz 1-fosfatın ayrılmasını katlize eder?
A) Pürin nükleotid fosforilaz
B) Adenozin deaminaz
C) Aminohidrolaz
D) AMP deaminaz
E) 5’ nükleotidaz

Cevap A
44. Aşağıdaki enzimlerden hangisi kullanıldığı kofaktörler
açısından pirüvat dehidrogenaz enzim kompleksine benzer
Spot bilgi; AMP ve GMP’nin yıkımı sırasında riboz 1-fosfatın olup aynı enzim ailesi içinde sınıflandırılır? 
ayrılmasını katalize eden enzim pürin nükleotid fosforilazdır.
A) Malat dehidrogenaz
Dikkat bu reaksiyonda riboz 5-fosfat değil riboz 1-fosfat ayrılır.
B) İzositrat dehidrogenaz
C) α-ketoglutarat dehidrogenaz
D) Açil-KoA dehidrogenaz
E) Süksinat dehidrogenaz

Cevap C

26 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


45. Piruvat karboksilaz enzimi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Piruvatı oksaloasetata çevirir
B) Koenzim olarak biyotini kullanır
C) Asetil KoA tarafından aktive edilir
D) Sitoplazmik bir enzimdir

E) Eksikliğinde idarda alanin aminoasiti artar

Cevap D

DENEME SINAVI – 80 27
Piruvat karboksilaz enzimi; 47. Karbonhidrat metabolizması ile ilgili olarak aşağıdaki
• Mitokondrial bir enzimdir. enzim eksikliği ve neden olduğu klinik bulgu/hastalık
eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
• Piruvatı oksaloasetata çevirir.
A) Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz eksikliği - Hemolitik anemi
• Reaksiyona CO2 transferi yapar.
B) Laktat dehidrogenaz eksikliği – Laktoz intoleransı
• Bu karboksilasyon reaksiyonunda ATP’ye (GTP DEĞİL!!) gerek
duyulur. C) Piruvat kinaz eksikliği - Hemolitik anemi

• Koenzim olarak biyotini kullanır. D) Kas glikojen fosforilaz eksikliği – Mc Ardle hastalığı

• Allosterik aktivatörü Asetil KoA’dır. E) Galaktoz 1-fosfat üridil transferaz eksikliği – Klasik
galaktozemi
• Piruvat karboksilaz aktif olduğunda piruvat dehidrogenaz
inaktif olur. Cevap B
• Piruvat karboksilaz enzimi eksiliğinde idrarda alanin
aminoasiti artar. • Laktoz intoleransı laktaz enzim eksikliği sonucu
meydana gelir.
• Laktaz indüklenmeyen bir enzimdir.
46. • Enterosit hücrelerinden salgılanan bir disakkaridazdır.
i. Glukokinaz enzimi glukoz 6-fosfat ile inhibe olur
ii. Fosfofruktokinaz-I enzimi fruktoz 2,6 bifosfat ile aktive
olur 48. Fosfolipidlerin yıkımı lizozomlarda fosfolipaz enzimleri
iii. Piruvat kinaz enzimi fruktoz 1,6 bifosfat ile inhibe olur tarafından gerçekleştirlir. Fosfolipaz enzimleri ile ilgili
Karbonhidrat metabolizmasının düzenlenmesi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
olarak yukarıda verilen ifadelerden hangisi ya da hangileri A) Lizofosfolipid oluşumu fosfolipaz A1 enzimi ile gerçekleşir
doğrudur? B) Araşidonik asit fosfolipaz A2 enziminin etkisi ile ortaya
A) Yalnız I çıkar
B) Yalnız II C) Steroidler fosfolipaz A2 enzimini inhibe ederek anti-
C) I ve II inflamatuar etki gösterir

D) I ve III D) IP3 ve DAG gibi ikincil habercileri oluşturan fosfolipaz C


enzimidir
E) II ve III
E) Fosfatidat oluşumu fosfolipaz D enzimi ile gerçekleşir
Cevap B

Cevap A
• Glukokinaz enzimi glukoz 6-fosfat ile inhibe olmaz.
Fosfolipidlerin yıkımı;
• Fosfofruktokinaz-I enzimi fruktoz 2,6 bifosfat ile aktive
• Fosfolipidlerin yıkımı lizozomlarda gerçekleşir.
olur.
• Fosfolipaz A1; Gliserolün 1. karbonu ile yağ asitinin
• Piruvat kinaz enzimi fruktoz 1,6 bifosfat ile aktive olur.
arasındaki ester bağını hidroliz eder.
• Fosfolipaz A2; Gliserolün 2. karbonu ile yağ asitinin
arasındaki ester bağını hidroliz 
eder. Bunun sonucunda
serbest bir yağ asiti ile lizofosfolipid oluşur. Araşidonik
asiti 
serbestleştiren enzimdir.
• Fosfolipaz C; Gliserolün fosforik asit ile olan ester
bağını hidroliz eder. Fosfotidilinozitolden 
ikincil
habercileri (IP3 ve DAG) oluşturur.
• Fosfolipaz D; Fosforik asitin yaptığı ester bağlarını
hidroliz eder.

28 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


51. İnsulin döneminde aşağıdakilerden hangisinin artışı
karnitin-açil transferaz-I enzimini inhibe ederek beta
oksidasyonunu baskılar?
A) Sitrat
B) FADH2
C) Malonil KoA
D) Asetil KoA
E) Palmitoil KoA

Cevap C
49. Aşağıdakilerden hangisi izopren türevi bir birleşik değildir?
A) Ubikinon • Yağ asiti sentezi; Mitokondriden sitoplazmaya
B) Dolikol sitrat 
sayesinde çıkan asetil KoA’lar substrat olarak
C) A vitamini kullanılır. Asetil KoA karboksilaz yağ asiti sentezinin hız
kısıtlayıcı enzimidir ve sitrat trafından aktive edilir. Bu
D) C vitamini
enzim asetil KoA’yı malonil KoA’ya çevirir. Sonrasında
E) K vitamini
malonil KoA’lardan yağ asiti sentaz enzim kompleksi ile 16
Cevap D C’lu palmitat sentezlenir.
• Sentezlenen palmitat sitoplazmada uzun süre tek başına
İzopren türevi bileşikler: A, E, K vitaminleri, ubikinon ve dolikol bulunamayacaktır; ya karnitin aracılı taşıma ile mitokondri
matriksine alınır ve beta oksidayona uğrar ya da TAG
olarak depolanır. Ancak tokluk döneminde yağ asiti sentezi
sırasında oluşan malonil KoA, karnitin aracılı taşımayı
50. Aşağıdaki Apolipoprotein türleri ile ilgili verilen bilgilerden inhibe ederek yeni sentezlenmiş yağ asitlerinin mitokondri
hangisi doğrudur? matriksine alınımını yani beta oksidasyona uğramasını
A) Apo C-II lipoprotein lipazı inhibe eder engeller. Böylece yeni sentezlenen yağ asitlerinin TAG
B) Apo A-I LCAT enzimini inhibe eder olarak depolanması sağlanmış olur.

C) Apo C-III lipoprotein lipazı inhibe eder


D) Apo C-I LCAT enzimini inhibe eder
E) Apo A-II LCAT enzimini aktive eder 52. Kemik dansitesinin korunmasında görev alan vitamin çifti
aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap C
A) A vitamini – C vitamini
B) A vitamini – D vitamini
Önemli özellikleri
C) C vitamini – D vitamini
Apo A-I LCAT’ı aktive eder.
D) C vitamini – K vitamini
Apo A-II Hepatik lipazı aktive eder.
LCAT’ı inhibe eder. E) D vitamini – K vitamini
Lipoprotein lipazı inhibe eder.
Cevap E
Apo C-I LCAT’ı aktive eder.
K vitamin
CETP’i inhibe eder.
Apo C-II Lipoprotein lipazı aktive eder. • Yağda çözünen ve koenzim fonksiyonuna sahip tek
vitamindir.
Apo C-III Apo CII’yi inhibe eder.
Lipoprotein lipazı inhibe eder. • Barsaklardan emildikten sonra karaciğere şilomikron ile,
Apo D Lipid transfer proteini plazmada beta lipoproteinler ile 
taşınır.
Apo E Şilomikron, VLDL, IDL, LDL, HDL kalıntılarının KC • Faktör II, VII, IX, X, protein C ve protein S pıhtılaşma
reseptörü faktörleri ile kemik dokusunda bulunan 
osteokalsin ve
matriks proteini Gla’nın post-translasyonel modifikasyon
ile aktifleşmesinde K vitamini görevlidir. Bu proteinlerin

DENEME SINAVI – 80 29
yapısında yer alan glutamat aminoasitleri gama • JAK (janus kinase), tirozin kinaz süperailesinin bir alt
karboksilasyona uğrar ve gama-karboksiglutamat oluşur. grubudur. Ligand hücre dışındaki alt birimine bağlandığında,
Gama karboksiglutamat kalsiyum iyonlarını bağlar. stoplazmadaki JAK aktive olur.
• K vitamin bağımlı gama karboksilasyona uğrayan aminoasit • JAK, kinaz aktivitesine sahiptir. Bu özelliği nedeni ile STAT
glutamattır. Warfarin K vitamini etkisini antagonize eder. (signaltransducer and activator of transcription) proteinini
• Kemik dansitesinin korunmasında görev alan vitamin çifti; D fosforilleyip STAT’ı aktive eder. STAT ise DNA ya bağlanarak
ve K vitaminidir. transkripsiyona neden olur.

• Malabsorpsiyon sendromu veya uzun süreli antibiyotik • Reseptöre substrata bağlanınca, reseptörün ayrık parçaları
kullanımı durumlarda, K vitamini eksikliğine bağlı olarak bir araya gelir. Bu olaya 
dimerizasyon denir.
kanamanın süresinin uzaması görülür. Yenidoğan hemorajik • Leptin, Büyüme hormonu (GH), Prolaktin, Eritropoietin,
hastalığı 
oluşur. bazı sitokinler (INF– g, IL–6) ve 
CSF (koloni stimulan
• K vitamini toksisitesi ise hemolitik anemiye neden olur. faktörler) JAK– STAT sinyal sistemini kullanırlar.


53. Steroid hormon sentezinde 21-hidroksilaz eksikliği sonucu 55. Cinsiyet hormonlarının etkisi sonucu erkek cinsiyette
aşağıdakilerden hangisinin artması beklenir? daha sık hastalığa sebebiyet veren dimorfik mantar
aşağıdakilerden hangisidir?
A) 17-Hidroksiprogesteron
A) Paracoccidioides brasiliensis
B) Östradiol
B) Coccidioides immitis
C) Androstenedion
C) Penicillium marneffei
D) Kortizol
D) Histoplasma capsulatum
E) Kortikosteron
E) Blastomyces dermatidis
Cevap A
Cevap A

• Kortizol (Tüm glikokortikoid aktivitenin %95’ini oluşturur).


Paracoccidioides brasiliensis
• Kortizol, kanda transkortin veya kortikosteroid bağlayan
• Mayası çok tomurcukludur (gemi dümeni görünümü).
globülin (KBG) ile taşınır. Az 
miktarda da albümine
bağlı taşınır. Plazmadaki kortizolün yaklaşık % 90-95’i • Hastaların %90 dan fazlası erkektir. (Kadın seks
plazma 
proteinlerine bağlıdır. hormonları çoğalmayı inhibe ediyor).

• Kortizol sentezi için 17alfa -hidroksilaz enzimi gereklidir. • Parakoksidiyidomikoz sülfonamidlerle tedavi edilebilen
sistemik bir mantar hastalığıdır tedavide ayrıca
• 21 alfa–hidroksilaz eksikliğinde konjenital adrenal hiperlazi
ketokonazol, itrakonazol ve amfoterisin B kullanılabilir.
gelişir. 17-OH progesteron ve 
progesteron seviyesi artar.

56. Laboratuvarda Campylobacter jejuni ve Campylobacter coli


54. Janus kinaz aşağıdakilerden hangisinin etki
ayrımında kullanılan test aşağıdakilerden hangisidir ?
mekanizmasında rol oynar?
A) Hippürat hidrolizi
A) Prolaktin
B) Voges Proskauer
B) Kalsitirol
C) Metil kırmızısı
C) İnsulin
D) Sitrat
D) Oksitosin
E) İndol
E) Glukagon
Cevap A
Cevap A

30 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Hippürat hidrolizi testi laboratuvarda C.jejuni ve C.coli ayrımında Meningokok (Mikrobiyoloji laboratuvarında meningokok ile
kullandığımız testtir. çalışan laboratuvar personeli)
• Hippurat hidrolizi yapanlar Hepatit A (Tıp fakülteleri, hemşire/ebelik eğitimi veren okullar,
• C.jejuni, Listeria ve Legionella sağlık meslek yüksekokulları öğrencileri ve sağlık kurumlarında
alt bakımı verilen servislerde (örneğin pediatri servisleri, çocuk
enfeksiyon servisleri, yetişkin yoğun bakım üniteleri gibi) çalışan
sağlık personeli ve bu bölümlerde çalışan temizlik işçileri ayrıca
57. Aşağıda verilen bakterilerden hangisi Hidrojen Sülfür fekal materyal ile çalışan laboratuvar çalışanları ve 112 acil sağlık
(H2S) oluşturan gram pozitif basildir? hizmetleri personeli ile Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE)
A) Proteus spp personeli ve acil sağlık araçlarında görev yapan personel. Kronik
B) Salmonella spp hepatiti olan tüm sağlık çalışanları).

C) Erysipelothrix spp
D) Shigella spp 59. Aşağıda verilen Salmonella türlerinden hangisi
hareketsizdir?
E) Yersinia spp
A) Salmonella enteridis
Cevap C
B) Salmonella gallinarum
C) Salmonella typhi
Hidrojen sülfür(H2S) oluşturanlar: Salmonella, Proteus,
Erysipelothrix (GRAM + BASİL) ve Citrobacter. Hidrojen sülfür D) Salmonella paratyphi
oluşumunun değerlendirildiği besiyerleri: E) Salmonella cholaresuis
• TriSugarIron (TSI) Cevap B
• KliglerIronAgar (KIA)
• Hektoen enterik agar Tüm Salmonella türleri hareketlidir. Bunun istisnası iki tür:
• Salmonella-Shigella agar Salmonella pullorum
• Sulfid İndol-Motile(SIM) yarı katı besiyeri Salmonella gallinarum
• Pepton İron Agar (PİA) Önemli Hareketsizler: Klebsiella, Acinetobacter, Shigella,
• Bismut Sulfid Agar (BSA) B.antrachis, Kok morfolojisindeki bakteriler, C.perfiringens

58. Aşağıda verilen aşılardan hangisi sağlık personeline 60. Aşağıda verilen bakterilerden hangisinin tedavisinde
yapılması önerilen aşıların arasında değildir? sefalosporin grubu antibiyotikler kullanılabilir?

A) Hepatit B A) Enterococcus spp.

B) Mevsimsel İnfluenza B) Listeria spp.

C) Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak C) Legionella spp.

D) Suçiçeği D) Mycobacterium spp.

E) Haemophilus influenza tip B E) Bacteriodes spp.

Cevap E Cevap E

Sağlık bakanlığının kılavuzlarına göre sağlık personeline Enterokoklar


yapılması gereken aşılar: Listeria, Legionella
Difteri tetanoz (Td) (Bir dozun boğmaca içeren aşı olması önerilir) Mycobacteri, Mycoplasma
Kızamık-kızamıkçık-kabakulak (KKK) Atipik pnömoni etkenlerine sefalosporin vermeyelim
Mevsimsel İnfluenza Sefamisinler anaerop bakterilere etkili 2. Kuşak sefalosporinlerdir.
HepatitB Sefoxitin, Sefotetan, Sefmetazol

Suçiçeği Bacterioides türlerinde sefamisinleri kullanabiliriz.

DENEME SINAVI – 80 31
61. Aşağıdaki yüzeyel mikoz etkenleri ile etken patojen Bu hastada verilen klinik bilgilere göre zigomikoz denilebilir.
aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru olarak Dik açı ile dallanan septasız hifler=mukoromikoz denilebilir.
eşleştirilmiştir? Mukoromikoz aka. Zigomikoz’a sebep olan küfler Mucor,
Hastalık Mikoz etkeni Rhizopus, Absidia,

I. Tinea versicolor a. Piedraia hortae Cunningemella, Saksanea türleridir. Vorikonazol mukorlu


hastalara verilmez hatta kontrendikedir!!! fakat yeni bir antifungal
II. Kara piedra b. Exophiala werneckii
olan posakonazol ve Amfoterisin B mukoromikoz tedavisinde
III. Tinea nigra c. Malassesia furfur
kullanılabilir
A) I-a, II-c, III-b
B) I-c, II-a, III-b
C) I-b, II-a, III-c
63. Aşağıda verilen bakteri türlerinden hangisinin DNAaz
D) I-b, II-c, III-a enzimi ile dokulara hasar vermesi beklenmez?
E) I-c, II-b, III-a A) Streptococcus pyogenes
Cevap B B) Staphylococcus aureus
YÜZEYEL MİKOZLAR C) Moraxella catarrhalis
Enfeksiyon saç ve derinin dış ölü tabakasını tutan mantarlardır. D) Serratia marcescens
Ölü dokuları enfekte ettikleri için konakta pek hasar yapmazlar ve
E) Campylobacter jejuni
hücresel immün yanıt oluşmaz. Genelde hastalarda hiçbir belirti
Cevap E
yoktur. Sadece kozmetik önemleri vardır.
• Yüzeysel mikozlar deriyi tutanlar ve saçı tutanlar diye
ikiye ayrılırlar: DNAaz enzimi pozitif olan türler:

Deriyi tutanlar Tinea nigra ve Tinea versicolor Staphylococcus aureus

Saçı tutanlar Ak piedra ve Kara piedra Streptococcus pyogenes

Tinea nigra Exophiala werneckii Serratia marcescens

Tinea versicolor Malassesia furfur Moraxella catarrhalis

Ak piedra Trichosporon beigeii Bakteriler bu enzimi sıklıkla doku yıkımında kullanırlar

Kara piedra Piedraia hortae

64. Aşağıdaki parazitlerden hangisi apicomplexia protozoonlar


grubunda bulunmakla birlikte AIDS’lilerde beyin
62. Kemik iliği transplantasyonu ünitesinde takip edilmekte olan
enfeksiyonlarında daha yüksek olasılıkla karşımıza
nötropenik hastanın burun bölgesinde kötü kokulu akıntı
çıkmaktadır?
şikayeti sonrasında dik açı ile dallanan septasız mantar
hifleri saptanıyor. A) Plasmodium malaria

Aşağıdaki mikoz etkenlerinden hangisi bu tablodan en B) Trichomonas tenax


olası sorumludur? C) Toxoplasma gondii
A) Absidia D) Gemella morbillorum
B) Aspergillus E) Blastomyces dermatidis
C) Candida Cevap C
D) Trichomonas
E) Trichosporon İmmunsupresif bireylerde beyin apsesi kliniği ile karşılaşıldığında
Cevap A başlıca iki etken düşünülmelidir. Soru tek hücreli bir protozoona
yönlendiriyorsa akla ilk Toxoplasma türleri gelmeli, soru bizi
filamentöz ve ARB+ boyanan bir bakteriye yönlendiriyor ise akla

Nocardia gelmelidir.

32 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


65. Aşağıdaki biyoterör silahları etkenlerinden hangisi B 67. Vücutta serbest olarak dolaşan, spesifik bir antijene
grubuna dâhil değildir? özgü olarak üretilmeyen IgM’lerin sentezleyicisi olan ve
A) Brucella peritonda bulunan aşağıdakilerden hangisidir?

B) Coxiella burnetii A) B1 lenfositler

C) Burkholderia pseudomallei B) B2 lenfositler

D) Alfa virusler C) Marjinal bölge B2 lenfositleri

E) Filo virusler D) Transisyonel B2 lenfositler

Cevap E E) CD8 T lenfositler


Cevap A

Biyoterör silahları
A grubu B grubu C grubu B lenfositler iki büyük alt gruptur B1 lenfositler ve B2 lenfositler.
Çiçek Q ateşi Hanta virüs B1 ve B2 lenfositler oluşurken farklı progenitörlerden köken
Şarbon Brusella Sarı humma alırlar. B2 lenfositler lenfoid foliküllerde immunglobulin üreten

Veba Burkhoideria Hanta virüs hücrelerdir. B1 lenfositler ise peritona yerleşirler ve antijene
pseudomallei spesifik olmayan IgM’ler üretirler.
Botulismus Alfa virüsler MDR tbc
Tularemi C. perfringes
epsilon toksin
68. At çiftliklerinde çalışanlarda ciltte nodüler lezyonlar yapan
Filovirüsler Ruam hastalığı etkeni aşağıdakilerden hangisidir?
(EBOLA-Marburg)
A) Burkholderia pseudomallei
Filovirüsler (EBOLA ve Marburg) A grubu biyoterör silahıdır ve B) Burkholderia mallei
biyogüvenlik seviyesi 4 laboratuvarlarda çalışılmalıdır.
C) Listeria monocytogenes
D) Rhodococcus equi
66. Aşağıdaki bakteri türlerinin hangisi vankomisine doğal E) Nocardia brasiliensis
dirençli değildir? Cevap B
A) Enterococcus gallinarum
B) Enterococcus casselliflavus Burkholderia mallei Ruam etkenidir. İnsanlara genellikle
C) Enterococcus faecium atlardan bulaşan bir hastalıktır. Özellikle ciltte nodüler lezyonlar
D) Pediococcus ve yaygın apseler görülmektedir.

E) Leuconostoc
Cevap C
69. Aşağıda verilen proteinlerinin hangisi Kızamık virüsünün
reseptörü veya proteini değildir?
Ankomisine doğal dirençli bakteriler
A) CD 46
• Enterococcus gallinarum
B) SLAM (signalling lymposit activation molecule)
• Enterococcus casselliflavus
C) Füzyon proteini (F proteini)
• Leuconostoc
D) Matrix proteinleri
• Pediococcus
E) CD 21
E.faecium ise Vankomisine sonradan direnç kazanır.
Cevap E
Kızamık virüsü ile ilgili önemli marker ve proteinler: CD46, SLAM
(CD150), Füzyon proteinleri, Matrix proteinleri, RNA bağımlı RNA
polimeraz enzimi
CD21 Ebstein Barr virüsün vücutta bağlanma reseptörüdür.

DENEME SINAVI – 80 33
70. Schistosoma mansoni ile ilişkili bilgilerden hangisi doğru 72. Cryptococcus neoformans Bird Seed agar besiyerinde
değildir? kahverengi koloniler yapmasını sağlayan virülans faktörü
A) Trematod helmintler grubuna dâhildir enzim aşağıdakilerden hangisidir?

B) Yumurtası kapaklı değil dikenlidir A) Üreaz

C) Hermafrodit değildir B) Fenol oksidaz

D) Vücutta daha sıklıkla ince barsak ve çıkan kolonu tutar C) Müsinaz

E) Tedavisinde praziquantel verilmektedir D) DNAaz

Cevap D E) Lakkaz
Cevap B

Schıstosoma türlerinin insanda hastalık yapan 3 tanesi


bilinmelidir.Sistosoma japonicum, S. mansoni, S. haematobium’’ C.neoformans mayadır, melanin pigmenti oluşturur, bu pigment
bunlar zorunlu damar parazitidir. S. mansoni; şistozoma hem immün sistemin oksidatif hasarından korunurken işlev görür
türlerinin en yaygın olanıdır. Dişileri ve erkekleri ayrılmıştır. hem de sıcak ve soğuktan korur. Melanin pigmenti oluşumu
Dişiler erkeklerin katlantılarında yaşar. esnasında fenol oksidaz enzimini kullanır ve Bird Seed agarda
S.japonicum daha sıklıkla ince barsak ve çıkan kolonu tutar kahverengi koloniler oluşturur. Diğer şıklarda verilen üreaz,
müsinaz, lakkaz DNAaz enzimleri de virülans faktörleridir.
S.mansoni rektum ve inen kolon
S.haematobium mesane venlerini tutar
73. Aşağıda verilen antiparaziter ilaçlardan hangisi uyuz
tedavisinde oral olarak kullanılmaktadır?
A) İvermektin
71. Transplantasyon hastalarında daha sıklıklıkla hastalık
B) Permetrin %5
etkeni olan ve idrarda Decoy hücrelerine sebep olan etken
aşağıdakilerden hangisidir? C) Dapson

A) BK virüs D) Mebendazol

B) Sitomegalovirus E) Praziquantel

C) Herpes simplex virüsü Cevap A

D) Hepatit C virüs

E) İnsan immun yetmezlik virüsü (HIV) Scabies tedavisinde oral olarak ivermektin 200µg/kg olarak
verilir. Her bir doz bir haftalık periodlarla üç kereye kadar
Cevap A
uygulanabilir. Topikal tedaviye dirençli scabies olgularında en
etkin tedavidir.
Polyomaviridae, çıplak ve ikozahedral simetrili DNA virüsüdür.
Bu grupta insanları sıkça enfekte eden ama çoğunlukla
74. HIV taşıyıcısı anneden doğan bir bebek için aşağıdaki
asemptomatik kalan BK, JC virüsleri, Merkel hücreli virüs ve SV40
yaklaşımlardan hangisi yanlıştır?
(Simian Vacuolating Virüs, maymunları enfekte eder) virüsleri yer
almaktadır. A) Emzirme kontrendikedir.

İlk viremi ile böbreklerde yoğunlaşır. İkinci viremi ile böbreklerde B) Yeni doğanda Anti-HIV antikorlarının pozitifliği
latent kalır. İmmunsupresyon ile reaktivasyon yaparlar. İdrarda hastalığın bebeğe bulaşmış olduğu anlamına gelmez.
da DECOY hücrelerine neden olurlar. C) Yenidoğanda HIV tanısında en duyarlı test HIV RNA
testidir
D) Anneden bebeğe HIV geçişini engellemek için doğumda
sular geldikten sonra zidovudin veirilmelidir.
E) HIV taşıyıcısı anneden doğum sonrasında bebeğe en kısa
sürede zidovudin başlanmalı ve tedavi 6 hafta devam
ettirilmelidir
Cevap D

34 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Yenidoğanda Anti-HIV antikorları varlığı çocukta hastalık 76. İnfluenza aşısına rağmen kış sezonunda grip hastalığına
anlamına gelmez. Böyle durum varlığında yeni doğanda HIV yakalanan bireylerde influenza hangi mekanizma ile
RNA aranır. Yeni doğanda doğumdan sonra (≥1 ay ve ≥4 ay hastalık yapmaktadır?
yapılan) kantitatif HIV-RNA testleri yada bir 6. ay diğeri >6 ay A) Virüsün kapsit yapısını kaybetmesi
yapılan Anti-HIV testlerinin negatif olmalıdır.
B) Virüsün zarfsız hale dönüşmesi
HIV ile enfekte gebe, kendi sağlığı için tedaviye başlama kriterleri,
C) Virüsün bağlanma reseptörlerine affinitesinin artması
diğer HIV pozitif bireylerinki ile aynıdır. Antiretroviral tedavi (ART)
D) Virüsün antijenik kayma veya sapma (shift ve drift)
endikasyonu olan gebelerde ART başlanmalıdır.
yapması
ART gereksinimi olan gebelerde HIV tedavisi, gebe olmayan
olgularda olduğu gibi, iki nükleozit revers transkriptaz E) Kış döneminde bireylerin immün sistemindeki
inhibitörü (NRTI) ve bir farklı gruptan ilacı içeren en az üçlü bozulma
kombinasyon uygulanır. Cevap D
ART kullanan gebeler tedaviye devam etmeli , ancak varsa
teratojenik ilaçlar değiştirilmelidir.
Ortomiksovirüsler
Normal doğum sırasında HIV bulaş olasılığı %11, sezeryanla bu
Tanım:
risk %1.8’dir. Bu nedenle HIV (+) kadına gebeliğin 38. haftasında
planlanlı sezeryan uygulanır. • Bu grubun tek üyesi grip virüsüdür (influenza A, B, C).
Doğum sırasında anneye zidovudin 2 mg/kg IV, 1 mg/kg devamlı • İnfluenza virüsü segmentli, zarflı RNA virüsdür.
infuzyon olarak doğum gerçekleşene kadar sürdürülmelidir. • Zarfında iki adet glikoprotein hemaglütinin (HA) ve
Zidovudin sular gelmeden evvel başlanmalıdır. Sular geldikten nöraminidaz (NA) ve tegument boşluğunda bir adet
sonra verildiğinde çok geç kalınmış olunur. membran proteini (M2) bulunur.
Emzirme kontraendikedir.
• Virüs hemaglutinin ve nöraminidaz antijenlerine göre alt
Doğum sonrasında, bebeğe en kısa sürede oral zidovudin
tiplere ayrılır (H1N1, H3N2 vs)
başlanmalı ve 6 hafta sürdürülmelidir.
Shift
• Antijen kayması (shift) durumunda virüsün antijenik yapısı
tamamen değişir.
75. Gebelikte sivrisinek sokması sonucu bulaşan ve bebekte
• Bu durumda pandemiler oluşur.
mikrosefaliye sebep olabilen viral etken aşağıdakilerden
Drift
hangisidir?
• Antijen sapması (drift) ise virüsün RNA segmentlerinden
A) Marburg virüsü
birinde nokta mutasyonlar sonucu oluşur.
B) Satı humma virüsü
C) Chikungunya virüs
D) Zika virüs
77. Aşağıdaki hücre zedelenmesi bulgularından hangisi
E) Batı Nil virüsü
zedelenmenin irreversible olduğunu gösterir?
Cevap D
A) Hücre membranında bleblerin oluşumu
B) Hücre içi myelin figürlerin oluşumu
Flaviviridae ailesinden olan bir Arbovirüstür.
C) Karyoreksis
• Zarflı ikozahedral kapsidli, pozitif polariteli tek iplikli
D) Nükleer kromatinde kabalaşma
RNA virüsüdür. Aedes aegypti cinsi sivrisineklerle
E) Makroveziküler yağlanma
bulaşır ve sambacıların ve futbolcuların diyarı
Brezilyada çok sık salgınlar yapmaktadır. Cevap C

• Gebe kadınlarda mikrosefali ile doğan bebeğe neden


olabilir. Soruda, irreversible ve reversible hücre hasarı bulguları
• Ayrıca Guillain-Barré sendromu ile ilişkilendirilmiştir. sorgulanmaktadır. Karyoreksis, nükleer kromatinin dağılmasıdır
ve irreversible hasarın morfolojik bulgusudur. Aşağıdaki
• Bu tür sivrisinekler ülkemizde Doğu karadenizde
listelerde iskemik hasarlı hücrede oluşan reversible ve
bildirilmiştir.
irreversible değişiklikler özetlenmiştir.

DENEME SINAVI – 80 35
IŞIK MİKROSKOBU 78. İntegrinler aşağıdaki lökosit hareketlerinin hangisinde en
Reversibl Hasar: önemli rolü oynar?

• Hücresel şişme: Hücre içi sodyum ve su birikimi A) Rolling

• Yağlı değişiklik: Azalmış protein sentezi ve bozulmuş B) Marjinasyon


ribozom bütünlüğü ile yağ asitlerinin beta oksidasyonunda C) Adezyon
azalma D) Transmigrasyon
İrreversibl Hasar: E) Emigrasyon
• Membran hasarı ve hücre dışı miyelin figürler Cevap C
• Lizozomal enzimlerin salınımı ve otoliz
• ER erimesi Akut iltihapta lökosit hareketleri ( marginasyon, rolling, adezyon,
• Mitokondride belirgin şişme ve büyük dansiteler (kalsiyum transmigrasyon, kemotaksis) TUS’da sorulan konulardan biri.
çöküntüleri) Özellikle bu hareketlerin gerçekleşmesini sağlayan endotel
• Karyopiknoz, karyolizis, karyoreksis hücreleri ve lökositler üzerindeki reseptörler sorulmaktadır.

ELEKTRON MİKROSKOBU Endothelial/Leukocyte Adhesion Molecules

Reversibl Hasar: Endothelial Leukocyte Major Role


Molecule Receptor
• Membranda tomurcuklanma (bleb), Mikrovillusların kaybı,
P–selectin Sialyl–Lewis X Yuvarlanma (neutrophils,
kabarcıklanması, küntleşmesi, distorsiyonu,
monocytes, lymphocytes)
• Hücrenin ve organellerin şişmesi PSGL–1
• Ribozomların endoplazmik retikulumdan ayrışması E–selectin Sialyl–Lewis X Yuvarlanma, adhezyon
• Yağlı değişiklik to activated endothelium
(neutrophils, monocytes,
• Nükleer kromatinin kabalaşması (pH azalması ile).
T cells)
• Hasarlı organeller lizozomlara alınıp sindirilir (otofajik
ICAM–1 CD11/CD18 Adhezyon, arrest, göç (all
vakuoller). (integrins) leukocytes)
• Miyelin figürler reversibl değişikliğin geç döneminde de (LFA–1, Mac–1)
ortaya çıkabilir. VCAM–1 á4b1 (VLA4) Adhezyon (eosinophils,
İrreversibl Hasar: (integrins) monocytes, lymphocytes)

• Plazma ve organel membranlarının parçalanması (ilk á4â7 (LPAM–1)


meydana gelen). GlyCam–1 L–selectin Yüksek endotelyal
venüllere lenfositlerin
• Organelleri enzimler tarafından sindirilen sitoplazmanın
geri dönüşü
vakuollü ve “güve yeniği” görünümünü alması
CD31 (PECAM) CD31 Lökositlerin endotelden
• Kromatinde parçalanma (karyoreksis), erime (karyolizis), göçü
büzüşme (piknozis). *ICAM–1, VCAM–1, and CD31 belong to the immünoglobulin
• Lizozomal enzimlerin salınımı ve otoliz family of proteins; PSGL–1, P–selectin glycoprotein ligand 1.
• Hücre dışı miyelin figürler
79. Yara iyileşmesinde anjiogenezisden sorumlu büyüme
faktörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) TGF-alfa
B) HGF
C) EGF
D) PDGF
E) FGF
Cevap E

36 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Büyüme faktörlerinin etkilerini sorgulayan bir soru. Kitaplarda büyüme faktörleri ile ilgili tabloları incelersek her büyüme faktörü,
her işi yapıyor gibi algılanabilir. Ancak büyüme faktörlerinin ayırdedici etkilerini bilmeliyiz. Soruda angiogenezisden sorumlu büyüme
faktörü sorulmaktadır. FGF (Fibroblast growth faktör ), VEGF (Vaskuler endotelyal growth faktör) ve TGF-beta ajiogenezisden sorumlu
büyüme faktörleridir. Büyüme faktörleri ile ilgili özet bilgi aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

BÜYÜME FAKTÖRÜ KAYNAĞI FONKSİYONLARI


Epidermal büyüme faktörü Aktive makrofajlar, tükürük Keratinositler ve fibroblastlar için mitoiendir; keratinosit göçünü
(EGF) bezleri, keratinositler ve diğer uyarır; granülasyon dokusu oluşumunu uyarır. Reseptörü
birçok hücre tipi EGFR’dir. Erb- b1 ve Erb-b2 mutasyonunda, meme, akciğer, baş-
boyun tümörleri ve glioblastom ortaya çıkar.
Transforme edici büyüme Aktive makrofajlar, EGF ile reseptörleri aynı olduğundan etkileri de benzerdir.
faktörü-a (TGF-a) keratinositler ve diğer birçok Hepatositlerin ve diğer birçok epiteliyal hücrenin proliferasyonunu
hücre tipi uyarır
Hepatosit büyüme faktörü Fibroblastlar, karaciğerdeki Hepatositlerin ve diğer birçok epiteliyal hücrenin proliferasyonunu
(HGF) (scatter faktör) stroma hücreleri, endotel artırır; hücre motilitesinde artış nedenidir Reseptörü C-MET
hücreleri mutasyonunda böbrek ve tiroid papiller kanseri ortaya çıkar.
Vasküler endotel büyüme Mezenkim hücreleri Endotel hücrelerinin proliferasyonunu uyarır; damar
faktörü (VEGF) geçirgenliğini artırır. Anjiyogenez ve lenfanjiyogenezisten
sorumludur.
Trombosit kökenli büyüme Trombositler, makrofajlar, Nötrofiller, makrofajlar, fibroblastlar ve düz kas hücreleri için
faktörü (PDGF) endotel hücreleri, düz kaz kemotaktik; fibroblastları, endotel hücreleri ve diğer hücreleri
hücreleri, keratinositler aktive eder, proliferasyonunu uyarır; ESM protein sentezini uyarır.
Fibroblast büyüme faktörleri Makrofajlar, mast hücreleri, Fibroblastlar için kemotaksik ve mitojendir; anjiyogenezi ve ESM
(FGFs); asidik (FGF-1) ve bazik endotel hücreleri, diğer birçok protein sentezini uyarır. Yara kontraksiyonunu sağlar. Akciğer
(FGF-2) hücre tipi maturasyonunda etkilidir.

Transforme edici büyüme Trombositler, T lenfositleri, Nötrofil makrofajlar, lenfositler, fibroblastlar ve düz kas hücreleri
faktörü-b (TGF-b) makrofajlar, endotel hücreleri, için kemotaktik; TIMP sentezini, anjiyogenezi, fibroplaziyi uyarır;
keratinositler, düz kas MMP yapımını ve keratinosit proliferasyonunu inhibe eder;
hücreleri, fibroblastlar integrin ekspresyonu ve diğer sitokinleri düzenler. Epitel hücreleri
proliferasyonunu inhibe eder. Güçlü fibrojeniktir. Hipertrofik
skar, sistemik skleroz ve marfan sendromunda rol oynar. Anti-
inflamatuardır. Th17 gelişimini arttırır.
TGF b, bağ doku proteinlerinin sentezi ve depolanması için en
önemli sitokindir.
Keratinosit büyüme faktörü Fibroblastlar Keratinosit göçünü, proliferasyonunu ve farklılaşmasını uyarır
(KGF) (örneğin FGF-7)

80. Aşağıdaki morfolojik bulgulardan hangisi şokta gözlenmez?


A) Gastrointestinal sistemde, mukozalarda hemoraji ve nekroz
B) Akciğerde hyalen membran hastalığı
C) Adrenal kortikal hücrelerde lipid kaybı
D) Beyinde periventriküler lökomalazi
E) Karaciğerde hepatosteatit
Cevap E

Bu soruda aslında, şoktan ölen bir kişiye otopsi yaptığınızda organ ve dokularda hangi morfolojik bulgularla karşılaşacağımız
sorulmaktadır. Çeldirici seçenek ‘ karaciğerde hepatosteatit ‘’dir. Şoktan ölen bir hastada karaciğerde gördüğümüz değişiklik,

DENEME SINAVI – 80 37
karaciğerin yağlı ve iltihaplı olması anlamını taşıyan hepatostetatit değil; hepatosteatoz (karaciğer yağlanması) ‘dur. Bu yağlanmanın,
mikro değil makroveziküler olduğu unutulmamalıdır.

81. Aşağıdakilerden hangisi malign bir neoplazidir?


A) Hemanjioblastom
B) Pleomorfik adenem
C) Kordoma
D) Kraniofarengioma
E) Fibroadenom
Cevap C

Tümörlerin adlandırılmaları ilgili basit bir soru. ”–oma” eki genel olarak benign tümörleri tanımlamada kullanılır. Hemangioma,
fibroma, adenoma, nöroma gibi.
Ancak unutulmamalıdır ki bu adlandırmanın istisnaları vardır; örneğin, “–oma” eki ile sonlanan ama malign olan tümörler :
Seminoma, lenfoma, kordoma, mezotelyoma, disgerminoma . Kordoma, intervertebral diskin nükleus pulpozusunda bulunan notokord
artıklarının lokal agresif malign tümörüdür.

82. Kronik myeloid lösemi olgularında, t (9:22) sonucu oluşan ve aşırı intrensek tirozin kinaz aktivitesi gösteren onkojen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ras
B) L-myc
C) Abl-bcr
D) Cycline E
E) Rb
Cevap C

Onkogen sorularının son yıllarda ağırlığı gittikçe artmaktadır. Bu soruda aslında t( 9:22) sonrasında hangi onkojenin oluştuğu
sorulmaktadır. KML olgularının % 90’nında Philedelphia kromozomu [ ( t (9;22) ] pozitifdir. Bu genetik bozukluk sonucu aşırı tirozin
kinaz aktivitesi gösteren Abl-Bcr füzyon geni oluşmaktadır. Bu gen özellikle kemik iliğindeki granulositik ve megakaryositik öncü
serileri etkileyerek myeloproliferasyona neden olur. Aşağıdaki tabloda diğer onkojenlerin aktivasyon şekilleri ve neden oldukları
maligniteler yer almaktadır.

38 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Seçilmiş Onkogenler, Aktivasyon Modları ve İlişkili İnsan Tümörleri
Kategori Protoonkogen Aktivasyon modu İlişkili insan tümörleri Tümör
Büyüme faktörleri
PDGF-β ZİNCİRİ PDGF-β OVEREKSPRESYON Astrositomlar
FGF HST-1 FGF-3 OVEREKSPRESYON Osteosarkom, Mide kanseri, Mesane kanseri,
AMPLİFİKASYON Meme kanseri , Melanom
TGF-α TGF-α OVEREKSPRESYON Astrositomlar
HGF HGF OVEREKSPRESYON Hepatosellüler kanser ve Tiroid kanseri,
Büyüme faktör reseptörleri
EGF RESEPTÖR AİLESİ ERB-B1 (EGFR) Mutasyon Akciğer adenokanseri
ERB-B2 (HER) AMPLİFİKASYON Meme kanseri
FMS benzeri tirozin kinaz 3 FLT-3 NOKTA MUTASYON Lösemi

Nörotropik faktör için RET NOKTA MUTASYON MEN 2Ave 2B, ailesel medüller tiroid kanseri
reseptör
PDGF reseptör PDGFRB OVEREKSPRESYON, Gliomlar, lösemiler
TRANSLOKASYON
KIT ligand için reseptör KIT NOKTA MUTASYON Gastrointestinal stromal tümör, seminom, lösemi
ALK reseptörü ALK TRANSLOKASYON, Akciğer adenokanseri, bazı lenfomalar,
FÜZYON GEN nöroblastom
FORMASYONU,
NOKTA MUTASYON
Sinyal İletiminde Yer Alan Proteinler
GTP bağlayıcı (G) proteinler K-RAS NOKTA MUTASYON Kolon, akciğer, pankreas tümörleri
H-RAS NOKTA MUTASYON Mesane ve böbrek tümörleri

N-RAS NOKTA MUTASYON Melanom, hematolojik maligniteler


GNAQ NOKTA MUTASYON Üveal melanom
GNAS NOKTA MUTASYON Hipofiz adenomu, diğer endokrin tümörler
Nonreseptör tirozin kinaz ABL TRANSLOKASYON Kronik myelositer lösemi,
NOKTA MUTASYON Akut lenfoblastik lösemi
RAS sinyal transdüksiyonu BRAF NOKTA MUTASYON, Melanom, lösemi, kolon kanseri ve diğerleri
TRANSLOKASYON
NOTCH sinyal NOTCH-1 NOKTAMUTASYON, Lösemi, lenfoma, meme kanseri
transdüksiyonu TRANSLOKASYON,
GEN REARANJMANI
JAK/STAT sinyal JAK2 TRANSLOKASYON Myeloproliferatif hastalıklar, Akut lenfoblastik
transdüksiyonu lösemi
Nükleer Regülatör Proteinler
Transkripsiyon aktivatörleri MYC TRANSLOKASYON Burkit lenfoma , medülloblastom, Ewing
sarkomu,
NMYC AMPLIFIKASYON Nöroblastom,
NMYC, LMYC Küçük hücreli akciğer karsinomu
Hücre Siklus Düzenleyicileri CCND1(Siklin D1) TRANSLOKASYON Mantle hücreli lenfoma, multiple miyelom
Siklinler
AMPLIFIKASYON Meme ve özofagus kanseri
Siklin bağımlı kinaz CDK 4 AMPLIFIKASYON ya da Glioblastom, melanom, sarkom
NOKTA MUTASYON

DENEME SINAVI – 80 39
83. Aşağıdakilerden hangisi CD 8 T lenfositleri aracılığıyla gelişen sitotoksisite sonucu gelişir?
A) Tip I diabetes mellitus
B) Atopik dermatit
C) Henoch Schönlein purpurası
D) Otoimmun hemolitik anemi
E) Pemfigus vulgaris
Cevap A

Soruda, seçenekler arasında hangisinin, tip IV aşırı duyarlılık alt tiplerinden CD 8 T hücre aracılı sitotoksisite sonucunda geliştiği
sorulmaktadır. Karşılaştırma sorusudur. Seçenekler arasında çeldirici olan hiler lenf nodlarındaki kazeifiye granulomlardır. Ancak
granulomlar tip IV aşırı duyarlılığın diğer alt tipi olan gecikmiş tip aşırı duyarlılık sonucu gelişirler.

Aşırı Duyalılık Reaksiyonları (Özet)


Tip Hastalık İmmunolojik mekanizma Histopatolojik Lezyonlar
Tip I (Erken Allerjik astım Saman nezlesi Ürtiker • Ig E antikoru yapımı • Vasküler dilatasyon, ödem,
hipersensitivite) Ekzema sonra düz kas kontraksiyonu,
Nazal polipler Gıda alerjileri • Mast hücresinden mukus yapımı, doku hasarı,
Anjionörotik ödem v.b vazoaktif aminlerin ve iltihap
diğer mediyatörlerin
salıverilmesi;
• Daha sonra iltihap
hücrelerinin toplanması
• Eozinofil ve nötrofillerle
hasar.
Tip II Eritroblastozis fetalis • IgG, IgM yapımı • Hücrelerin fagositozu
(Antikor-aracılı Hatalı kan transfüzyonu • Hedef hücre veya ve lizisi; iltihap; bazı
hipersensitivite) Otoimmun hemolitik anemi dokudaki antijene hastalıklarda hücre veya
Otoimmun trombositopenik purpura bağlanma doku hasarı olmaksızın
Pemfigus vulgaris • Aktive kompleman veya fonksiyonel bozukluklar
Myastenia Gravis Fc reseptörleri ile hedef
Akut romatizmal ateş (ARA) hücrenin fagositozu veya
İnsüline rezistan diabet erimesi
Graves Hastalığı (hipertiroidizm) • Lökositlerin toplanması
Good-Pasture Sendromu
Büllöz pemfigoid
Pernisiyöz anemi
ANCA + vaskülitler
SLE–antifosfolipid antikorlar v.b
Tip III (İmmün Serum hastalığı • Antijen-antikor • İltihap, nekrotizan vaskulit
kompleks-aracılı Arthus reaksiyonu komplekslerinin birikimi (fibrinoid nekrozis)
hipersensitivite) SLE kompleman aktivasyonu
Skleroderma • Kompleman ürünleri
Poststreptokoksik glomerulonefrit ve Fc reseptörleri ile
Reaktif artrit lökositlerin toplanması
Poliarteritis nodoza • Enzimlerin ve diğer
toksik moleküllerin
salıverilmesi

40 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Tip IV Gecikmiş tip; • Aktive T lenfositler • Perivasküler hücresel
(Hücre-aracılı • Tbc, mantar, protozoa, parazit, 1. sitokinlerin salıverilmesi, infıltratlar; ödem
hipersensitivite) sarkoidoz iltihap ve makrofaj • Granulom oluşumu
• Tüberkülin deri testi (PPD) aktivasyonu; • Hücre hasarı
2. T hücre-aracılı (CD8)
CD8+ T lenfosit aracılı; sitotoksisite
• Tüberkülin testi
• Kontakt dermatit
• Romatoid artrit
• Viral hepatit
• Transplant reddi
• Tip I diabetes mellitus
• Multipl skleroz
• İltihabi barsak hastalığı
• Otoimmün myokardit
• Hashimoto tiroiditi

84. Aşağıdakilerden hangisi, romatizmal kalp hastalığında görülen morfolojik bulgulardan biri değildir?
A) Seröfibrinöz perikardit
B) Myokardit
C) MacCallum plakları
D) Osler nodülü
E) Mitral kapak yetmezliği
Cevap D

Akut ve kronik romatizmal kalp hastalığının morfolojik (mikroskobik ve makroskobik) bulgularıyla ilgili çok sayıda soru soruldu;
sorulmaya da devam edecek. Her satırını bilmeliyiz.

ROMATİZMAL ATEŞ VE ROMATİZMAL KALP HASTALIĞI


Akut Romatizmal Ateş (ARA)
Akut, immünolojik temelli, multisistem tutulumu gösteren bir inflamatuar hastalıktır. A grubu (β-hemolitik) streptokok farenjitini
takiben 2-3 hafta sonra ortaya çıkar ve sıklıkla kalbi tutar. Karakteristik olarak benzer streptokokların başka vücut bölgelerinde
oluşturdukları enfeksiyonlardan sonra (örneğin derienfeksiyonları sonrası) gelişmesi beklenmez.
ARA belli başlı üç yeri tutar; eklem (sinovya), deri ve en önemlisi kalptir.Bunlardan en özel olan lezyon, kalpte izlenen “Aschoff
cisimleri” (Aschoff nodülleri) dir. Bu cisimler, ortada fibrinoid dejenerasyon (fibrinoid nekroz) ve nekrotik myositleri (Caterpillar
hücreleri) içeren granülom ve bunu çevreleyen lenfositler (ön planda T lenfositleri), bazen plazma hücreleri, tombul makrofajlardan
(Anitschkow hücreleri - romatizmal ateş için patognomoniktir) oluşur.
Akut romatizmal ateş sürecinde Aschoff nodülleri kalbin her üç katmanında (perikard, myokard ve endokard) da bulunabilir. Her üç
tabaka bir arada tutulursa pankardit olarak adlandırılır. Aschoff nodülleri zaman içinde fibrozis ile iyileşirler.
Perikardiyal tutulum fibrinöz perikardit şeklindedir, tabloya fibrinöz ya da serofibrinöz perikardiyal efüzyon eşlik eder. Bu bread-and-
butter perikarditi (ekmeğe sürülmüş tereyağı görünümü) olarak bilinir. Genellikle sekelsiz olarak iyileşir.
Endokard tutulumu ARA’da en sık izlenen tutulumdur. Sıklıkla sol taraf kalp kapakları (en sık mitral kapak) etkilenir. Etkilenen kapak
endotelinde Aschoff nodüllerine karşılık gelen küçük vejetasyonlar (1-2 mm çaplı) izlenir. Buvejetasyonlar kapanma çizgileri boyunca
(kapağın hareketli sınırında, üst yüzde) görülür ve verrüköz endokardit olarak adlandırılır.
Subendokardiyal lezyonlar (bunlar belki de regürjitasyon üfürümünü artırırlar) endokardda düzensiz bir kalınlaşmaya neden olurlar
ve sıklıkla sol atriyumda izlenirler ve bu lezyonlar da MacCallum plakları olarak bilinir.
Eklem ya da çevresindeki yumuşak dokuda kronik inflamasyonla karakterize, büyük eklem tutulumu ile giden artrit ya da artralji
görülebilir. Kronik deformite yapmadan iyileşir. Deri değişiklikleri subkutanöz nodüller ya da eritema marginatum tipindedir.

DENEME SINAVI – 80 41
Kronik Romatizmal Kalp Hastalığı Kawasaki hastalarında erken dönemde küçük damarlarda
Kronik romatizmal kalp hastalığında kapaklarda izlenen kardinal (arteriol, venül ve kapillerlerde) vaskülit ve perivaskülit izlenir.
patoloji yapraklarda kalınlaşma, komissüral füzyon, tendinöz Sonrasında vücudun daha büyük arterleri (koroner arter gibi)
kordlarda kısa, kalın ve yapışık görünümdür. Mikroskobik olarak etkilenir ve tablo mikroskopik PAN’a benzer. Bu sürede hastada
diffüz fibrozis ve yoğun neovaskülarizasyon bulunur ki, bu da myokardit, perikardit ve valvulit görülebilir. Akut faz spontan
yapışıklıkların gelişimine neden olur. Çocukluk çağında sıklıkla olarak ya da tedavi sonrası azalabilir, fakat akut vaskülitin
mitral kapak hareketli yüz yerleşimli Aschoff nodüllerinin gerileme sürecinde koroner
fibrozisi sonucu mitral yetmezlik izlenirken, erişkin yaşta ise arterlerde sıklıkla anevrizma gelişimi ve bunu takiben
komissüral füzyon sonucu mitral stenoz gelişimi sıklıkla izlenir. trombozlar ve myokard infarktüsü gelişebilir. Kawasaki hastalığı
Yetişkinlerdeki mitral stenozun en sık nedenidir. Az sayıdaki çocukta myokard infarktüsüne neden olabilen; granülamatöz
olguda erişkin yaşta stenoz-yetmezlik birarada bulunabilir. olmayan bir vaskülittir.
Zamanla mitral kapakta fibrozis, valvüler komissüral füzyon ve
kalsifikasyon geliştiğinde makroskobide “balık ağzı” veya “düğme
iliği” görünümü ile karakterize stenoz gelişir. Romatizmal kalp
86. Mesane mukozası ya da diğer iç organlarda da izlenebilen
hastalığında mitral valvülün tek başına tutulumu olguların
mukoza altında sarı renkli plaklar ile karakterize lezyon
%65-70’inde izlenmektedir, mitral ve aortun birlikte tutulumu ise
aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?
olguların %25’inde saptanır.
A) Eritroplaki
B) Hairy lökoplaki
C) Malakoplaki
85. Daha çok erken çocukluk döneminde görülen, arteriol,
D) Verrükoz lökoplaki
venül ve orta çaplı arterleri tutan, koroner arterlerde
anevrizma gelişimine yol açabilen vaskülit aşağıdakilerden E) Lökoplaki
hangisidir? Cevap C
A) Kawasaki hastalığı
B) Buerger hastalığı Malakoplaki: Mesane mukozası ya da diğer iç organlarda da
C) Takayasu arteriti izlenebilen mukoza altında sarı renkli plaklar ile karakterize
lezyondur. Mitchelis gutman cisimcikleri ve von hanseman
D) Romatoid vaskülit
hücreleri izlenir. Kanser riskini arttırmaz. En çok mesanede
E) Raynaud hastalığı
görülür.
Cevap A
Hairy lökoplaki immünsüpresif insanlarda oral bölgede izlenir ve
kanser riskini arttırmaz.
Vaskulit sorularını cevaplarken dikkat edilmesi gereken kritik Diğer seçeneklerde kanser artmıştır.
noktalar; yaş ve hangi boyuttaki damarların tutulduğudur. Bu
soruda verilen en kritik bilgi; koroner arterlerde anevrizma
gelişimi ve hastanın yaşıdır.
87. Oral bölgede mukokutanöz hiperpigmentasyon, meme,
akciğer, pankreas ve genital organlarda maligniteler yanı
Kawasaki Hastalığı
sıra kolonda malignleşmeyen poliplerin izlendiği sendrom
Bebekler ve erken çocukluk çağının akut febril bir hastalığıdır aşağıdakilerden hangisidir?
(sıklıkla 4 yaş altında). Sıklıkla mukokutanöz lenf nodu
A) Peutz jeghers sendromu
sendromu ile bir aradadır.
B) Familyal adenomatöz polipozis sendromu
Olguların çoğunda hastalık kendi kendine iyileşir; fakat az
C) Cowden sendromu
sayıdaki olguda koroner arter vasküliti ve anevrizması
görülebilir. Sonuçta, hastaların %1 kadarı myokard infarktüsü D) Cronkite canada sendromu
geçirir. E) Lynch sendromu
Hastalığın akut fazında, ateş, konjunktival ve oral eritem, erozyon, Cevap A
el ve ayaklarda ödem, avuç içi ve ayak tabanında eritem, deri
döküntüleri ve boyunda büyümüş lenf nodu saptanır.

42 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Peutz jeghers sendromu: En sık ince barsakta (jejunum, ileum), mide, kolon, nadiren mesane ve akciğerde hamartomatöz polipler,
mukokutanöz hiperpigmentasyon izlenen O.D. geçişli hastalıktır. LKB1/STK11 gen mutasyonları vardır. Deri, pankreas, meme,
akciğer, over, uterus, gonad ve tiroid kanser riskinde artış vardır.Yaşam boyu kanser riski %40’tır. Yenidoğanda testisin sex-cord
tümörleri Geç çocuklukta mide ve ince barsak kanseri 2. ve 3. dekatta kolon, pankreas, meme, akciğer, over ve uterin kanser görülebir.
Bu poliplerden malignite gelişmemekle birlikte Peutz–Jeghers sendromunda intestinal kanser riskinde artış görülebilir.

Prezentasyon Gazı ekstagastrointesinal


Sendrom sırasındaki Mutant Gen Gİ lezyon sonuçlar
ortalama yaş
Dallanan Mukokütanöz pigmentasyon;
polipler–ince artmış tiroid, meme, ackiğer,
Peutz–Jeghers 10–15 LKB1/STK11 barsak>kolon>mide; pankreas, gonad ve
sendromu kolon mesane ca riski
adenokarsinom
Jüvenil polipler; Pulmoner arteriovenöz
artmış mide, ince malformasyonlar, parmaklarda
Juvenil polipozis <5 SMAD4, barsak, kolon ve clubbing
BMPR1A pankreas adeno ca
riski
Cowden sendromu,
(Bannayan Ruvalcaba– Hamartomatöz
Riley sendromu, mental polipler, lipomlar, Benign deri tümörleri, benign ve
ve büyüme geriliği yok) <15 PTEN gangliyonöromlar, malign tiroid ve meme lezyonları
inflamatuar
polipler;
Hamartomatöz
kolon polipleri, Tırnak atrofisi, saç dökülmesi,
Cronkhite–Canada nonpolipoid anormal deri pigmentasyonu
Sendromu >50 Nonherediter mukozada kript kaşeksi, anemi
dilatasyonu ve
ödemi
Bebeklikten Hamartomatöz Fasyal anjiofibrom, kortikal
Tüberoz skleroz yetişkinliğe TSC1, TSC2 polipler (rektal) tuberler, renal
angiomiyolipom
Ailesel adenomatöz polipozis (FAP)
Klasik FAP 10–15 APC, MUTYH Multipl adenomlar Konjenital RPE
hipertrofisi
Attenüe FAP 40–50 APC, MUTYH Multipl adenomlar
Gardner sendromu 10–15 APC, MUTYH Multipl adenomlar Osteomlar, dezmoidler,
deri kistleri
Turcot sendromu 10–15 APC, MUTYH Multipl adenomlar MSS tümörleri,
Medulloblastom

DENEME SINAVI – 80 43
88. Aşağıdaki tümörlerden hangisinde BOS sentezleme özelliği 91. Fibroblast growth faktör reseptörü 3 mutasyonuna bağlı
vardır? uzun kemiklerde gelişim kusuru ortaya çıkan hastalık
A) Ependimom aşağıdakilerden hangisidir?

B) Medülloblastom A) Paget hastalığı

C) Hipofiz adenomları B) Osteopetrozis

D) Koroid pleksus papillomu C) Osteogenezis imperfekta

E) Santral sinir sistemi nöroblastomu D) Akondroplazi

Cevap D D) Osteomalazi
Cevap D

BOS sentezleme özelliği koroid pleksus tümörlerinde izlenen bir


özelliktir. Ependimomlarda BOS sentezleme özelliği izlenmez. Akondroplazi: FGFR-3 mutasyonuna bağlı kemik kıkırdağındaki
Koroid pleksus papillomları daha çok lateral ventriküllerde defektten dolayı uzun kemiklerin etkilendiği ve cüceliğin en sık
izlenen benign tümörlerdir. Malign formları adenokarsinom sebebi olan hastalıktır. Göğüs kafesi normaldir.
özelliğindedir.

92. Leiyomyom ve leiyomyosarkom ayırımında aşağıdaki


89. Aşağıdaki kardiyak tümörlerden hangisi tüberoskleroz parametrelerden hangisine bakılmaz?
hastalarında normal topluma göre daha sık izlenir? A) Atipi
A) Miksom B) Mitoz
B) Hemanjiyom C) Keskin geçişli tümör nekrozu
C) Rabdomyom D) Yumuşak geçişli hyalen nekroz
D) Anjiyosarkom E) Fibroblastik stroma
E) Metastazlar Cevap E
Cevap C

Leiyomyom ve leiyomyosarkom ayırımında atipi, mitoz,


Rabdomyom: Özellikle tüberoskleroz hastalarında tüberin gen nekroza bakılır. Nekroz eğer keskin geçişli tümör nekrozu ise
mutasyonu ile kalpte ortaya çıkan tümörlerdir. Normal toplumda leiyomyosarkom lehine eğer yumuşak geçişli hyalen tip nekroz
da izlenebilir. Benign tümörlerdir. Spider hücreler izlenir. ise leiyomyom lehinedir. Fibroblastik stroma bir ayırım kriteri
değildir.

90. Akut apendisit tanısı için aşağıdakilerden hangisinin


histolojik olarak görülmesi gerekir? 93. Atmış beş yaşında bir kadın hastanın overlerinde bilateral
A) Mukoza altında lenfoid foliküller kitle saptanıyor. Kitlenin histopatolojik incelemesinde
belirli bölgelerde konsantrik ve lameller kalsifikasyonlar
B) Mukozayı infiltre eden lenfositler
dikkati çekiyor. Mitoz, nekroz ya da stromal infiltrasyon
C) Muskularis propriayı infiltre eden nötrofiller
saptanmayan olguda dört sıradan fazla olan epitel hücre
D) Serozal yüzeyde mezotel proliferasyonu proliferasyonu ve papiller projeksiyonlar izleniyor.
E) Mukozada papiller proliferasyonlar Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap C A) Malign müsinöz tümör
B) Borderline müsinöz tümör
Akut apendisit için tanı kriteri kas tabakasında nötrofillerin C) Brenner tümör
izlenmesidir. Sadece serozal yüzeyde nötrofil var ve diğer
D) Borderline seröz tümör
tabakalar olağan ise lokalize peritonit olarak isimlendirilir.
E) Endometrioid tümör
Apendiks vermiformis lenfoid bir yapı olduğundan lenfoid
foliküller olağandır. Cevap D
Soruda tarif edilen konsantrik ve lameller kalsifikasyonlar 96. 65 yaşında bir hastanın memesinde palpasyonda yumuşak
Psammom cisimleridir. Kitlenin bilateral oluşu ve psammom bir kitle saptanıyor. Alınan ince iğne biyopsisinde tümöre
cisimler seröz tümörler için belirteçlerdir. Verilen histolojik karşı belirgin lenfosittik infiltrasyon dikkati çekiyor. Tümör
parametreler borderline kriterleri içerisindedir. hücrelerinin histopatolojik olarak solid, geniş sitoplazmalı,
pleomorfik çekirdekli, sık mitoz gösteren, belirgin nükleollü
atipik hücrelerden oluştuğu saptanıyor. İmmünhistokimyasal
olarak ER, PR ve HER2/NEU (CerbB2) negatif olan bu tümör
94. Prostat adenokarsinomu en çok aşağıdakilerden
en büyük olasılıkla aşağıdakilerden hangisidir?
hangisinden gelişir?
A) Müsinöz karsinom
A) Prostatik üretra
B) Medüller karsinom
B) Transizyonel zonun periferik zona bakan kısmındaki
C) Bazal benzeri duktal karsinom
asinüslerden
D) İnvaziv lobüler karsinom
C) Santran zonun transizyonel zona bakan kısmındaki
duktuslardan E) Papiller karsinom

D) Periferik zondaki asinüslerden Cevap B

E) Hiperplastik prostat stromasından


Cevap D Medüller karsinom yaşlı kadınlarda yumuşak kitleler olarak
klinik verir. Histopatolojik olarak tümörün %75 den fazlasını solid,
geniş sitoplazmalı, pleomorfik çekirdekli, sık mitoz gösteren,
Prostat adenokarsinomu daha çok periferik zondan ve
belirgin nükleollü atipik hücreler oluşturur. Tümör hücreleri
asinüslerden kaynaklanır. Duktus kaynaklı tümörler daha
arasındaki stromada bol lenfosit ve plazmositler bulunur. Tümör
nadirdir. Prostat adenokarsinomu periferik zondan geliştiğinden
sınırları düzenlidir (pushing–iter tarzda büyüme).
idrar semptomları daha nadirdir. Hiperplaziler daha çok
Lenf nodu metastazı olsa bile klasik infiltratif duktal karsinomdan
transizyonel zonun santrale bakan kısmında gelişir ve idrar
belirgin derecede iyi prognozludur. Daha genç yaşlarda ortaya
semptomlarını yapar.
çıkar. BRCA1 mutasyonu olanlarda sıktır. Lenfatik ve vasküler
invazyon nerdeyse hiç görülmez. Triple negatiftir (ER, PR ve
HER2/NEU (CerbB2) negatif).
95. Aşağıdaki testis tümörlerinden hangisinde alfa feto protein
ve beta HCG salgılanması yanı sıra alveol duktus ve tübül
yapıları izlenebilir?
97. Job sendromunda temel bozukluk aşağıdaki lökosit
A) Embriyonel karsinom
fonksiyonlarının hangisindedir?
B) Endodermal sinüs tümörü
A) Rolling
C) İmmatür teratom
B) Marjinasyon
D) Seminom
C) Kemotaksis
E) Spermatositik seminom
D) Fagositoz
Cevap A
E) Emigrasyon
Cevap C
Embriyonel karsinom 3-4. dekatlarda izlenen embriyodakine
benzer alveol, duktus ve tübül yapıları oluşturabilen malign germ
Job sendromu, visseral ve kutanöz soğuk abselerle karakterize, kronik
hücreli tümördür. Hem alfa feto protein ve beta HCG salgılanması
mukokutanöz kandidiyazis, kanda ve etkilenen dokularda eozinofili
yapabilir. Genellikle immünhistokimya ile sitokeratin (+),CD30(+)
ve hipergamaglobülinemi E’nin de görülebildiği; nötrofiller ve iltihap
ve C-KIT (–)‘tir.
hücrelerinin kemotaksisinde bozuklukla karakterize bir hastalıktır.
Job sendromunda temel patoloji nötrofilin kemotaktik
ajana cevabının bozuk olması ve kemotaktik ajanları takip
edememesidir. Bu nedenle olay yerinde akut iltihap tam gelişemez
(soğuk abse) ve eozinofil, IgE üzerinden cevap devreye girer.

DENEME SINAVI – 80 45
98. Aşağıdakilerden hangisinde yapılacak mikroskobik 100. Aşağıdaki ilaç uygulama yollarından hangisinin
çalışmada küçük yuvarlak mavi hücreler görülmez? biyoyararlanımı intravenöz uygulamaya en yakındır?
A) Nöroblastom A) Oral
B) Rabdomyosarkom B) Rektal
C) Ewing Sarkom C) Transdermal
D) Hepatoblastom D) Sublingual
E) Retinoblastom E) Subkutan
Cevap D Cevap D
SUBLİNGUAL UYGULAMA
Histolojik olarak çocukluk çağı tümorlerinin büyük kısmı primitif, En önemli özelliği karaciğere uğramadan sistemik dolaşıma
küçük, yuvarlak hücrelerden oluşurlar ve rutin yöntemler ile katılması nedeniyle presistemik eliminasyona uğramaz,
birbirlerinden ayrılmaları kolay değildir. Bu nedenle benzer absorpsiyon yüzeyi küçük, emilim hızlıdır. Biyoyararlanımı İV
morfolojiye sahip (noroblastom, retinoblastom, losemi/lenfoma, uygulamaya oldukça yakındır.
rabdomyosarkom, Ewing sarkomu/PNET gibi) tümörlere genel En sık uygulananlar; Antihipertansif (kaptopril), Nitratlar
olarak “küçük yuvarlak mavi hücreli tümör” adı verilir.

101. Mesanenin kasılamadığı flusk tip nörojenik mesane


99. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi sıfırıncı derece kinetik ile tedavisinde aşağıdaki kolinomimetik ilaçlardan hangisi
elimine edilir? kullanılır?
A) Sikolsporin A) Karbakol
B) Varfain B) Pilokarpin
C) Heparin C) Fizostigmin
D) Parasetamol D) Betanekol
E) İbuprofen E) Timolol
Cevap C Cevap D

• Birim zaman içerisinde vücuttan atılan ilaç miktarı sabittir Betanekol: Kolinesterazlara dayanıklıdır. Sadece muskarinik
• Sıfırıncı derece kinetiğe uğrayan ilaçların eliminasyon yarı reseptörlere afinitesi vardır. GIS ve mesane üzerine en güçlü
ömrü (t1/2)’si konsantrasyon artışı ile birlikte uzar. Örneğin muskarinik özelliği vardir. Dolayısıyla mesanenin kasılamadığı
feniotinin dozu iki kat artınca yarı ömrüde yaklaşık 2 kat artar. flask tip nörojenik mesane, paralitik ileus tedavisinde betanekol
• Konsantrasyon zaman eğrisi altında kalan alan ve ilacın kullanılır.
idrarla değişmeden atılan miktarı dozla orantılı değildir.
• Sıfırıncı derece kinetikle atılan ilaçlara en önemli örnekler;
• Salisilat (yüksek doz) 102. Aşağıdaki sempatomimetik ilaçlardan hangisi ön-ilaç
• Fenitoin formundadır ve göz içinde adrenaline dönüşerek midriyatik
etki oluşturur?
• Heparin
A) Dobutamin
• Alkol
B) Dopamin
• Barbitürat
C) Dipiverfin
• Benzodiazepin
D) Ritodrin
• Prednizolon
E) Mirabegron
• Dikumarol
Cevap C

46 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


DİPİVERFİN; 105. Aşağıdaki antiaritmiklerden hangisi lupus benzeri tabloya
Ön ilaçtır, göz içinde hidroliz ile adrenaline dönüşür, Siklopleji neden olur?
yapmadan midriazis amacıyla oftalmik kullanılır. Ayrıca Açık açılı A) Lidokain
glokom tedavisinde de yeri vardır. B) Kinidin
C) Bisopramid
D) Prokainamid
103. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi plazma dijital düzeyini artırıcı E) Tokainid
yönde etki gösterir?
Cevap D
A) Verapamil
Prokainamid
B) Klomipramin
Farmakolojide en fazla Lupus benzeri tablo oluşturan ilaçtır. ANA
C) Asetaminofen pozitifliğine neden olur.
D) Klozapin Otoimmün hastalık benzeri tabloya neden olduğu için romatolojik
E) Varfarin hastalığı olan bireylerde kontrendikedir.
Cevap A Ventriküler aritmilerde etkilidir.
Dijital düzeyini yükselten en önemli ilaçlar: N–asetiltransferaz tarafından parçalanır. Yavaş asetilleyicilerde
Kinidin etki süresi uzar.

Verapamil
• Bu ilaçlar digoksinle kombine edilecekse digoksin
intoksikasyonuna yol açmamak için digoksin düzeyi yarıya 106. PPAR-α ya bağlanarak VLDL ve şilomikronlardaki
düşürülmelidir. trigliseridleri parçalayan ve hipertrigliseridemi tedavisinde
kullanılan ilaç hangisidir?
A) Fenofibrat

104. Aşağıdaki diüretiklerden hangisi sirozda ilk tercihtir? B) Atorvastatin

A) Furosemid C) Pitavastatin

B) Spironolakton D) Laropiprant

C) İndapamid E) Ezetimib

D) Torsemid Cevap A

E) Asetazolamid
Cevap B Fenofibrat / Bezafibrat / Fenofibrat / Klofibrat

Spironolakton Bir nükleer reseptör olan Peroksizom proliferatörler aktive olan


reseptör (PPAR) alfa reseptörlerinin agonistidirler. Böylece VLDL
Aldosteron reseptörleri kompetetif bloke eder. Aktif metaboliti
ve şilomikronlardaki Trigliseritleri parçalayan yani plazmadaki
olan diüretiktir. Aktif metabolitinin adı kanrenondur. Adrojen
trigliseritleri parçlayan Lipoprotein Lipaz sentezini artırırlar.
reseptörlerini bloke eder. Aynı zamanda bir miktar androjen
sentezini de engellemektedir. Hipertrigliseridemi tedavisinde ilk tercihtirler. Özellikle pankreatit
riskini azaltmak için Trigliserit düzeyi 500 mg/dl ve üzerine çıkan
Yani spirinolakton antiandrojenik bir ilaçtır. Bu yüzden erkeklerde
hastaların tedavisinde kullanılırlar. Safra kesesinde kolesterol
ağrılı jinekomastiye neden olur Siroz da ilk tercih olan diüretiktir.
taşı oluşumunu artırabilirler.
Mitojenik özelliği olan aldosteronunun kardiyak dokuda sebep
Statinlerle birlikte kullanıldığında rabdomyoliz riski artar.
olduğu fibrozisi ve remodellingi azalttığı için kalp yetmezliğinde
Özellikle bu risk gemfibrozil ile yüksekken fenofibrat ile düşüktür.
mortaliteyi azaltan diüretik olması spirinolaktonun bilinmesi
gereken en önemli özelliğidir.
Tiyazid grubu diüretiklerin aksine ürik asit düzeyini yükseltmediği
için GUT’ta öncelikle tercih edilir.

DENEME SINAVI – 80 47
107. DM tedavisinde subkutan kullanılan ve amilin analoğu 109. Nöroleptik ilaçların neden olduğu ekstrapiramidal yan
olan ilaç hangisidir? etkilerin hangisi en geç ortaya çıkmaktadır?
A) Sitagliptin A) Akatizi
B) Eksenatid B) Parkinsonizm
C) Liraglutid C) Perioral tremor
D) Pramlintid D) Tardif Diskinezi
E) Empaglifozin E) Akut Distoni
Cevap D Cevap D

PRAMLİNTİD Tardiv Diskinezi; en geç ortaya çıkan ekstapiramidal yan


Pankreasın beta hücrelerinden insülin ile birlikte salınan küçük etkidir. Bazal gangliyonlardaki post sinaptik D–2 reseptörlerinin
bir peptid olan ‘’amilin,, analoğudur. süpersensitivitesine bağlı geliştiği düşünülmektedir.Böylece
endojen dopamin miktarı aynı olmasına rağmen reseptör
Diyabetik hastalarda insülin eksikliği gibi amilin eksikliğide
süpersensitivitesine bağlı dopamin reseptörleri dopamine
mevcuttur.
abartılı yanıt vermektedirler. Yani tardiv diskinezi rölatif bir
Tip 1 ve Tip 2 DM tedavisinde subkütan kullanılır. Preprandiyal
hiperdopaminerjik durumdur.
kullanılır ve özellikle postprandiyal hiperglisemiyi engeller.
Hastada tardiv diskinezi; ağız şapırdatma, dilde yalanma, yüzde
Pramlintid; Mide boşalmasını geciktirerek glukoz emilim hızını
tikler gibi bukkolingomastikatuvar hareketlerle prezente olur.
yavaşlatır. Hipotalamus üzerinden tokluk hissini artırır ve
Tardiv diskinezi geliştiğinde ilaç hemen kesilmemelidir. Tardiv
uygunsuz glukagon sekresyonunu baskılar.
diskineziye neden olan ilacın dozu yavaş yavaş azaltılmalıdır.
Yerine atipik antipsikotiklerden özellikle klozapin başlanmalıdır.
Burda asetilkolin ile dopamin arasındaki denge dopamin lehine
108. 46 yaşında erkek hasta insomnia şikayeti ile kliniğe bozulduğu için antikolinerjik ilaçlar semptomları daha da
başvuruyor. Yaklaşık 4 aydan beri uykuya dalma sorununun kötüleştirir.
olduğunu bildiriyor. Psikiyatri kliniğine başvurduğunda
Dolayısıyla burada diğer ekstapiramidal yan etkilerin aksine
hastaya kısa etkili bir benzodiazepin grubu ilaç başlanıyor.
dengeyi sağlamak için Fizostigmin, Lesitin gibi kolinerjik ilaçlar
Hasta ilacı kullandıktan sonraki günde yaşadığı bir tartışma
faydalıdır.
sonucunda tartıştığı şahsı darp ediyor.
Tedaviye dirençli olgularda GABA etkinliğini artıran
Hastaya reçete edilen hangi ilaç bu agregasyona yol açmış
benzodiazepinler yüksek doz kullanılmaktadır.
olabilir?
A) Alprazolam
B) Midazolam
110. Obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde kullanılan trisiklik
C) Lorazepam
antidepresan ilaç hangisidir?
D) Diazepam
A) İmipramin
E) Triazolam
B) Amitriptilin
Cevap E
C) Maprotilin
D) Klomipramin
Triazolam
E) Desipramin
Kısa etkili benzodiazepin türevlerinden biridir. Artık etkisi
olmadığı için Uyku bozukluğu tedavisi için geliştirilmiştir. Fakat
Cevap D
hastalarda deliryum, agresyon ve şiddet gibi kriminal olaylara yol
açtığı için artık kullanılmamaktadır. Klomipramin
Serotonin re–uptake’ni en selektif bloke eden trisiklik
antidepresandır. Obsesif kompülsif bozuklukta patofizyolojide
serotonin eksikliği rol oynamaktadır.

48 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Antiobsesyonel etkisi belirgindir. Obsesif –Kompülsif bozuklukta kullanılır. Obsesif kompülsif bozuklukta kullanılan etkili olan diğer
ilaç grubu ise SSRI’lardır.

111.
I- Lityum
II- Demeklosiklin
III- Amiodaron
IV- Fenilbutazon
Yukarıdaki ilaçlardan hangisi/hangileri diabetes insipidus benzeri tablo oluşturur?
A) Yalnız I
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve IV
E) II ve III
Cevap B
Diabetes İnsipidus benzeri tablo oluşturan en önemli ilaçlar
• Tolvaptan/ Konivaptan
• Lityum
• Demekloksiklin
• Metoksifluran
• Alkol

112. Aşağıdaki genel anesteziklerden hangisinin MAK (minimum alveoler konsantrasyon) değeri en düşüktür?
A) Nitröz oksit
B) İzofluran
C) Metoksifluran
D) Sevofluran
E) Enfluran
Cevap C

İNHALASYON GENEL ANESTEZİKLERİNİN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ


Kan / Gaz Partisyon Buhar Basıncı Metabolizma Edilme
Genel Anestezik İlaç MAK Değeri
Katsayısı (20°C , mmHg) Oranı (%)
Azot Protoksit (N20) 105 0.47 Gaz Formda 0.004
Metoksifluran 0.16 12 22.5 >70
Halotan 0.75 2.3 243 20
Enfluran 1.6 1.8 175 2.4
Sevofluran 2 0.65 160 3
Desfluran 6 0.45 664 0.02
İzofluran 1.2 1.4 250 0.2
Xenon 71 0.12 Gaz Formda 0

DENEME SINAVI – 80 49
113. Aşağıdaki histamin reseptör blokerlerinden hangisi en Seftriakson
fazla sedasyona yol açar? Eliminasyon yarı ömrü en uzun olan sefalosporin türevidir.
A) Doksilamin Safra çamuru yapabilir
B) Setirizin Menenjit profilaksisinde kullanılır.
C) Feksofenadin Ayrıca; Gonokok enfeksiyonlarında ilk tercihtir
D) Difenhidramin Seftazidim
E) Karbinoksamin Antipsödomonal etkinliği en güçlü olan sefalosporin türevidir.
Cevap D Sefoperazon
Eliminasyon yarı ömrü en kısa olan H–1 reseptör blokörü; Safra ile en çok atılan sefalosporin türevidir.
Karbinoksamin
Bu yüzden kolesistit, kolanjit tedavisinde kullanılır.
Eliminasyon yarı ömrü en uzun olan H–1 reseptör blokörü;
Moksolaktam gibi Disülfiram benzeri reaksiyon yapar. Alkol ile
Astemizol
birlikte verilmemelidir.
En fazla sedasyona neden olan H–1 reseptör blokörü;
Sefotaksim
Difenhidramin
Santral sinir sistemine en iyi geçen
Gebelerde verilmemesi gereken; Doksilamin
Gebelerde güvenilir gözükenler; Setirizin, Loratadin,
Difenhidramin
116. Aşağıdakilerden hangisi vinkristin uygulanırken doz
kısıtlayıcı yan etki olarak görülmektedir?
A) Emezis
114. Churg-Straus benzeri vaskülit, aşağıdaki ilaçlardan
B) Nistagmus
hangisinin spesifik yan etkisidir?
C) Periferik nöropati
A) Mizoprostol
D) Tinnitus
B) Gosipol
E) Kardiyomyopati
C) Montelukast
Cevap C
D) Sulfosalazin
E) Alprostadil
VİNKRİSTİN (ONKOVİN)
Cevap C
Mikrotübül proteininin polimerizasyonunu inhibe ederek mitoz
bölünmeyi metafaz aşamasında durdurur.
Zafirlukast, Montelukast, Pranlukast; SisLT–1 adıda verilen
En önemli endikasyonları lenfomalardır. Hodckin lenfomada,
lökotiren reseptörlerinin blokörüdürler. Özellikle Astım
MOPP protokoli, Non Hodgkin lenfomada ise CHOP protokolünün
profilaksisinde, psöriazis ve inflamatuvar barsak hastalıklarının
komponentidir.
tedavisinde kullanılır. Churg– Straus benzeri vaskülit spesifik yan
etkileridir. En önemli doz sınırlayıcı yan etkisi periferik nöropatidir. Buna
bağlı vokal kord paralizisi ve paralitik ileus tablosuna yol açabilir.
Uygunsuz ADH sendromuna yol açabilir.
Myelosupresyon ve bulantı kusma yapmaz.
115. Aşağıdaki sefalosporin türlerinden hangisinin
antipsödomonal etkinliği en güçlüdür?
A) Seftriakson
B) Sefotaksim
C) Sefoperazon
D) Seftazidim
E) Sefapim
Cevap D

50 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


117. Kronik böbrek yetmezliği hastalarında diğerlerine kıyasla 119. Astım tedavisinde kullanılan, IL-13 ü hedefleyen
güvenilir kabul edilen kinolon türevi hangisidir? monoklonal antikor hangisidir?
A) Pefloksasin A) Omalizumab
B) Levofloksasin B) Bapineuzumab
C) Ofloksasin C) Palivizumab
D) Siprofloksasin D) Lebrikizumab
E) Moksifloksasin E) Ekulziumab
Cevap E Cevap D

Moksifloksasin; farmakokinetik olarak diğer kinolonlardan İbalizumab CD4 HIV


farklıdır. Catumaksumab EpCAM, CD3 Malign Asit
Böbrekten değil de karaciğerden elimine edilir. Bu yüzden böbrek Mide kanseri
yetmezliğinde güvenle verilebilir. Karaciğer yetmezliğinde Lebrikizumab İL-13 Astım
kullanılmaz. Renal eliminasyona uğramadığı için idrar yolu Anakinra/ IL-1 İnhibisyonu RA, Gut 3
enfeksiyonlarında etkinliği yoktur. Canakinumab/
Rilonacept
Moksifloksasin eliminasyon yarı ömrü en uzun olan florokinolon
türevidir.

120. Kadmiyum intoksikasyonunda aşağıdaki antidotlardan


hangisi kullanılır?
118. Multiple myelom tedavisinde kullanılan ve CD38 i
A) Süksimer
hedefleyen monoklonal antikor hangisidir?
B) Deferoksamin
A) Ramicuramab
C) NA tiyosülfat
B) Daratumumab
D) Kalsiyum disodyum EDTA
C) Nekitumumab
E) Ditizon
D) Sarilumab
Cevap D
E) Omalizumab
Cevap B
ZEHİRLENMEYE YOL AÇAN ELEMENT KULLANILAN ANTİDOT
Demir Deferoksamin
Bezlotoksumab Clostridyum C. Difficile
Bakır D-penisilamin/ Trientin
Difficile Toksin B Enfeksiyonu
Kurşun Kalsiyum disodyum - EDTA
Actoksumab Clostridyum C. Difficile
Difficile Toksin A Enfeksiyonu Civa Dimerkaprol/Succimer

Brodalumab IL-17RA Plaklı Psöriazis Arsenik Dimerkaprol/Succimer

Daratumumab CD38 Multiple Myelom Talyum/Nikel Ditizon

Dinutuksimab GD-2 Nöroblastom Kadmiyum A Kalsiyum disodyum - EDT

Dupilumab IL-4R alfa Ekzema


Durvalumab PD-L1 Ürotelyal Karsinom
Küçük Hücre Dışı
Akciğer Kanseri

DENEME SINAVI – 80 51
KLİNİK BİLİMLER AÇIKLAMALI CEVAP ANAHTARI
Bu testte sırasıyla Dahiliye Grubu, Pediatri, Cerrahi Grubu ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Bilgisi
soruları ve açıklamaları bulunmaktadır.
1. Aşağıdakilerden hangisi polimiyozitte en spesifik ve en • Hastalık genelde orta yaş grubu erkeklerde görülür.
sensitif tanı yöntemidir? Postmenopozal dönemde kadınlarda da sıklığı artar.
A) Magnetik rezonans • Hastalık genelde monoartikülerdir.
B) Elektroensefalografi • Gut hastalığında tofusler ciltte en çok olekranon ve
C) Elektromiyografi kulak memesinde, iç organ olarak da en çok böbrekte
görülür.
D) Kas biyopsisi
E) Kas enzimleri
Cevap D
3. Kalp yetmezliğinde salgısı artan ve kollajen yapımını
artırarak fibrozis oluşumuna neden olan hormon
POLİMİYOZİT
aşağıdakilerden hangisidir?
• Polimiyozit proksimal kas güçsüzlüğü, CPK artışı,
A) Aldosteron
biyopside inflamatuvar mononükleer hc ve miyofibril
B) Norepinefrin
dejenerasyonu ve tipik EMG bulguları ile karakterize
inflamatuar kas hastalığıdır. C) Adrenalin

• En sık 7–15 yaş arasında görülür, ikinci pik 30–50 yaşlar D) Beyin natriüretik peptit
arasındadır. E) Anjiyotensinojen
• DTR ler korunur. Cevap A
• Kranial sinirler ve oküler kaslar tutulmaz.
• Proksimal özefagus tutulur. Kalbin vücudun ihtiyacını karşılayacak kanı pompalayamamasıdır.
• Hastaların EMG sinde düşük amplitüdlü frekansları olan Kalp yetersizliğinin gelişmesi ile birlikte kompansatuvar
polifazik dalgalar görülebilir. İletim süreleri normaldir. mekanizmalar devreye girer ve buna bağlı olarak yetersizliğin
Fibrilasyon görülmesi hastalık için spesifik değildir ama klinik semptom ve bulguları ortaya çıkar. Kalp yetersizliğinin
varlığında hastalığın aktif olduğu söylenebilir. kompansasyon mekanizmaları;

• Kesin tanı kas biyopsisi ile konur. • Taşikardi,


• Sempatik hiperaktiviteye bağlı kontraktilite artışı,
• Myokardial hipertrofi ve dilatasyon

2. Gut artriti ile aşağıdaki verilenlerden hangisi yanlıştır? • Renin–anjiotensin 2

A) Sıklıkla ayak başparmağı tutulur ve ağrı, kızarıklık, ısı • Aldesteron sistemini aktivasyonu (Fibroblastları
artışı görülür. uyararak kollajen sentezini artırır)

B) Genellikle erkeklerde görülen bir hastalıktır. • Vazopressin

C) Atak sırasında ürik asit düzeyi yüksek, normal veya Kalbin devreye giren kompansatuvar mekanizmalar ile kardiak
düşük olabilir. debiyi vucudun ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde tutmasına
kompanse, kompansatuvar mekanizmalara rağmen ihtiyacın
D) Kadınlarda postmenopozol dönemde sıklığı azalır.
karşılanamadığı döneme dekompanse kalp yetersizliği denir.
E) Eklem sıvısında monosodyum ürat kristalleri saptanır.
Cevap D
GUT
• Gut, hiperürisemi ve eklemlerde monosodyum ürat
kristallerinin birikmesiyle ortaya çıkan, ailesel veya
sporadik bir grup artritle giden hastalığı tanımlar.
• Hiperüriseminin en sık nedeni atılım eksikliğidir (böbrek
yetmezliği durumları).

DENEME SINAVI – 80 53
4. 65 yaşında erkek hasta atriyal fibrilasyon ile takip 6. 72 yaşında erkek hasta efor dispnesi ile başvuruyor. Yapılan
edilmektedir. EF’si % 39 ölçülen hastanın kalp hızı 122/dk fizik muayenede sağ 2.interkostal aralıkta sistolik üfürüm
ve TA: 125/75 ölçülüyor. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi bu saptanıyor. Hipertansiyon tanısı ile takip edilen hastanın
hastada hem kalp hızını yavaşlatır hem de kontraktiliteyi ekokardiyografisinde sol ventrikül boşluk boyutunun azaldığı
artırıcı etkiye sahiptir? duvar kalıınlıklarının ciddi şekilde arttığı saptanıyor.
A) Metoprolol Bu hastada EKG’de aşağıdaki bulgulardan hangisinin
B) Diltiazem görülme olasılığı daha azdır?

C) Digoksin A) V5’te R dalgasının 25 mm’den büyük olması

D) Ivabradin B) V2’de S dalgasının 25 mm’den büyük olması

E) Amiadoran C) V5-V6’da ST depresyonu

Cevap C D) D2-D3’te T negatiflikleri

DİJİTAL E) D1-AVL’de ST depresyonu

Dijital türevleri Na – K ATPaz’ı inhibe ederek, hücre içi kalsiyumu Cevap D


artırır. Böylece;
• Kalbin kontraktilitesini artırır ve inotropik etki sağlarlar. Hastada aort darlığı ve hipertansiyon verilmiş. Yapılan
• Sinus nodunda uyarı çıkmasını baskılar, ( – ) ekokardiyografide bu hastalıklara bağlı kalbin hipertrofiye
kronotroptur, uğradığı ve duvar kalınlıklarının arttığı söylenmiş. Açıkçası
soruda sorulmak istenen ‘hipertrofik EKG bulgusu olmayan
• Uyarı iletiminin hızını AV nod (refrakter peryodu
hangisidir’ şeklindedir. Aşağıdaki bulgular EKG’de olabilir.
artırarak) ve his liflerinde azaltır,
Sol ventrikül hipertrofisi: Göğüs derivasyonlarında büyük voltaj
• Myokardial otomatisiteyi artırır, kalp hücrelerinin uyarı
(büyük R) dalgaları görülür. Kriterleri şunlardır;
çıkarmasını kolaylaştırır,
V5 – 6’da: R’ın 25 mm’den büyük olması
• Atrium ve ventrikül myokardında kardiyak iletinin hızını
artırır. V1 – 2’de: S’in 25 mm’den büyük olması
Sokolow-Lyon index (V1S + V5R > 35 mm)

5. Aşağıdakilerden hangisi genç sporcularda ani kardiyak Cornell voltaj kriterleri (SV3 + RaVL > 28 mm (erkek), SV3 + RaVL
ölüme neden olma ihtimali en düşüktür? > 20 mm (kadın)

A) Hipertrofik kardiyomiyopati D1-AVL ST depresyonu

B) Koroner arter anomalileri V5-V6 ST depresyonu

C) Aritmojenik sağ ventrikül displazisi


D) Mitral valv prolapsusu
E) Aort yetmezliği 7. Obstruktif akciğer hastalığı kliniği ile başvuran hastaya
bronkodilatatör tedavi başlanmasına rağmen hastanın hiçbir
Cevap E
şekilde tedaviye cevap vermediği görülüyor.
Bu hastada olası tanı olarak aşağıdakilerden hangisi
Aort Yetmezliği ani kardiak ölüm nedeni olarak bildirilmemiştir.
düşünülebilir?
Genç atlerde ani ölüme neden olan en sık hastalık %36
A) Bronşiolitis obliterans
hipertrofik kardiyomiyopatidir. 2.sırada %17 koroner arter
B) Meslek hastalığı
anomaliler, % 4 aritmojenik sağ ventrikül displazisis, % 3 mvp,
%2 aort stenozu görülür. C) İntrensek astım
D)Ekstrensek astım
E) Primer pulmoner fibrozis
Cevap A

Şıklarda verilen primer pulmoner fibrozis zaten obstruktif akciğer


hastalığı kliniği yapmaz. Bilinmesi gereken bronkodilatatör

54 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


tedaviye cevap vermeyen ve klinik obstruktif akciğer hastalığı Silikozisli hastalarda %10 oranında kollajen doku hastalıkları
olan kişilerden bronşiolitis obliterans düşünmek gerekir. gelişir. Hücresel immun sistem zayıfladığı için invaziv aspergillus
ve tbc gelişebilir.

8. Aşağıdaki verilerden hangisi intersitisyel akciğer


hastalıklarında beklenen bir bulgu değildir? Silikozis:
A) İlerleyici dispne • Kum ve kayaların yapısında bulunan silika mineraline kronik
B) Akciğer bazallerinden başlayan fibrozis ve yüksek doz maruziyet sonrasında gelişir.

C) FVC’de hafif artış • Taş ocağı, kot taşlama, taş kesme, kum raspası,
dökümhane, mermer zımparalama, lastik–boya,cam
D) Hipoksemi ile beraber görülen hipokarbi
sanayi ve maden işçilerinin hastalığıdır.
E) PAAG’de retikülonoduler görünüm
• Silikanın en sık görülen tipi Kuartzdır.
Cevap C
• Akciğerlerde miliyer infiltrasyon ve nodüler fibrozise yol
açabilir.
İntersitisyel akciğer hastalıklarında (İAH) FVC’de azalma tipiktir.
• Basit veya komplike silikozis formunda seyredebilir. Komplike
Diğer bulgular zaten İAH’da görülen bulgulardır.
silikozisde hem obstrüktif hem restriktif bozukluğun birlikte
görüldüğü progresif masif fibrozis görülebilir.
• Kronik dönemde hiler nodların kalsifikasyonu (yumurta
9. Aşağıdakilerden hangisi KOAH hastalarında kullanılan kabuğu–melek kanadı görünümü) tipiktir.
prognostik değeri olan verilerden biri değildir? • Plevra komşuluğunda bül, plep yaparak pnömotoraksa
A) Vücut kitle indeksi neden olabilir.
B) Egzersiz kapasitesi • Tbc ile birlikteliği sıktır (siliko – tuberkuloz).
C) FEV1 düzeyi • Akciğer kanseri riskini artırmaz.
D) Dispne derecesi
E) Parsiyel oksijen basıncı
Cevap E 11. Aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinde GFR <10 ml/dk
altında ise doz ayarı yapmak gerekir?

KOAH İçin Prognostik Faktörler (BODE indeksi): A) Sefepim

Body mass indeksi: Vücut kitle indeksi düşük olanlarda prognoz B) Moksifloksasin
kötüdür. C) Doksisilin
Obstrüksiyon: FEV1’deki azalmayla obstrüksiyon arttıkça prognoz D) Azitromisin
kötüleşir. E) Linezolid
Dispne: Dispne kötüleştikçe (efor ve istirahatte dispne skalası ile Cevap A
ölçülür) prognoz kötüleşir.
Renal Yetmezlik Doz Ayarı Gerek Yok
Egzersiz kapasitesi: Egzersiz kapasitesi (6 dakika yürüme testi ile
• Seftriakson
ölçülür) azaldıkça prognoz kötüleşir.
• Moksifloksasin
• Azitromisin
10. Silikozis ile takip edilen hastada aşağıdakilerden hangisinin
• Linezolid
gelişme olasılığı daha düşüktür?
• Klindamisin
A) Tüberküloz
• Nafsilin
B) Akciğer kanseri
• Doksisiklin
C) Kollajen doku hastalığı
• Inah
D) İnvazif aspergillus
• Rifampin
E) Pnömotoraks
• Tigesiklin
Cevap B

DENEME SINAVI – 80 55
12. Uşak’ın bir köyünde yaşayan 55 yaşında kadın hasta 4 gündür 14. Yaşlılarda fiziksel kırılganlığı önlemek için aşağıdaki
olan ateş, halsizlik, kas ağrıları ve bulantı kusma şikayeti hangileri etkilidir?
ile acil servise başvuruyor. Son 1 gündür şikayetlerine I. Egzersiz
vücutta yaygın purpurik döküntüler olması ve bilinç
II. D vitamini
bulanıklığı ekleniyor. Hastaya bu bulgularla LP yapılıyor
III. E vitamini
ve BOS’da 250hc/mm3 saptanıyor. Hücre tipi lenfosit
olarak belirleniyor. BOS protein 73 ve şeker eş zamanlı kan IV. Polifamasi düzeltilmesi
şekerinin %40’ı saptanıyor. V. Eser element desteği
En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) I,II,III
A) Kabakulak B) I,III,V
B) Kızamık C) I,II,IV
C) Japon ensefaliti D) I,II,IV,
D) Batı Nil ateşi E) I,II,V
E) Kayalık dağlar benekli humması Cevap C
Cevap D
Geriatri soruları, özellikle her sınavda karşımıza çıkabilen değişik
Batı Nil Ateşi, özellikle ülkemizde de Ege Bölgesinde arbovirüs sorulardan.
grubunda yer alan virüslerin neden olduğu ve en sık enfekte Yaşlılarda fiziksel kırılganlığı azalttığı gösterilen tedavi
sivrisineklerle bulaşan bir hastalıktır. modaliteleri aşağıdadır;
Klasik BOS sıvısı aseptik menenjite benzemesi dışında,özellikle • Egzersiz
nörolojik bulgular ve purpurik döküntüler ile seyredebilir. • Vitamin D
• Polifarmasi düzenlenmesi

13. Asemptopmatik bakteriüri taraması aşağıdakilerden hangi


ya da hangilerine önerilir?
15. Aşağıdakilerden hangisi ürtiker/anjioödem için yanlıştır?
I. İnvaziv ürolojik işlem öncesi
A) Kadınlarda daha sık gözlenir.
II. Gebeler
B) Polistemi hastalarında aquajenik ürtiker gözlenebilir
III. Kronik böbrek yetersizliği olanlar
C) Latekse bağlı kontakt ürtiker gözlenebilir.
IV. Diyabetikler
D) Vibratuar ürtiker mesleksel maruziyet sonrası yıllar sonra
A) Yalnız I ortaya çıkabilir.
B) II-IV E) İzole anjioödem ACE inh. alan gençlerde daha sık gözlenir.
C) I-II
D) II-III Cevap E
E) I-II-III-IV
Cevap C İzole- Herediter anjioödem
• C1 inhibitör eksikliğine bağlı gözlenir.
Asemptomatik bakteriüri taraması sadece gebe ve invaziv ürolojik • SERPING gen mutasyonu
işlem öncesi önerilir.
• TİP1 eksik
• Tip2 fonk. Bozuk
• C1 yüksek
• C2 ve 4 eksik
• Bradikin artmış

56 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


ÜRTİKER ANJİOÖDEM -LAB Tocilizumab: Anti IL-6, Infliximab: TNF-alfa inhibitörü,
• Ig E yüksek Rituximab: Anti CD-20 monoklonal antikoru,

• Kriyoglobulinemi Golimumab: Rekombinan insan TNF-alfa inhibitörü

• Kolinerjik ürtikerde histamin artışı


• Bazofillerden CD 63/203 artışı
• C5a artışı ve buna bağlı bazofillerden antikor salınımı- 18. Aşağıdakilerden genetik durumlardan hangisinde ÜK ve
tiroid peroksidaz —hashimatoya yol açabilir. Crohn görülme olasılığı artmamıştır?

ACE INH./ANJİÖDEM RİSKİ A) Hermansky - Pudlak sendromu

• Siyahi ırk B) IPEX sendromu

• Organ transplantı C) Wiscott Aldrich

• Yaşlı D) Turner

• Sigara içen E) Mukopolisakkaridozlar

• Kadın Cevap E

ÜK ve Crohn hastalığına farklı bir açıdan bakış.Birlikte oldukları


genetik sendromlar
16. 45 yaşında hasta özellikle et yedikten sonra tekrarlayıcı
disfaji nedeni ile başvuruyor. Hastanın kilo kaybı Turner
saptanmıyor. Hermansky - Pudlak sendromu
En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? IPEX sendromu
A ) Ösefagus kanseri Wiskott-Aldirch sendromu
B) Zenker divertikülü Glikojen depo hastalıkları
C) Akalazya
D) Shatzki halkası
E) Epifrenik divertikül 19. 38 yaşında erkek hasta kronik pankreatit nedeni ile takip
Cevap D ediliyor. Birinci ve ikinci derece akrabalarında kronik
pankreatit saptanan hastada aşağıdakilerden hangisinin
bulunma ihtimali diğerlerinden daha düşüktür?
Özellikle katı gıdalara ve et yedikten sonra gözlenen disfaji
A) PRSS1
Shatzki halkasının semptomudur. Alt özsefagusta genelde
reflüye bağlı fibrozise baplı gelişen bu tabloyu maligniteden B) CFTR
ayırmak gerekir.Soruda kilo kaybı yok diyerek bu zaten ekarte C) CASR
edilmiş ama kesin ayırım için bazen endoskopi gerekebilir. D) SPINK1
E) CTRC
Cevap C
17. Steroid ve immünsüpresif tedaviye dirençli SLE’de
kullanılan B hücre aktivatör inhibitörü olan ilaç
CASR, Kalsiyum metabolizması ile ilgili bir gendir, mutasyonları
aşağıdakilerden hangisidir?
ailevi hipokalsemi yapar.
A) Tocilizumab
Kronik pankreatit genetik zemini.
B) Infliximab
• Cationic trypsinogen (PRSS1) en sık
C) Rituximab
• Cystic fibrosis transmembrane conductance regulator
D) Belimumab gene (CFTR)
E) Golimumab • Calcium-sensing receptor (CASR) Chymotrypsin C gene
Cevap D (CTRC)
• Pancreatic secretory trypsin inhibitor gene (SPINK1)

DENEME SINAVI – 80 57
20. Aşağıdakilerden hangisi tek başına asetomifen toksitesine MLH gen defekti Lynch sendromunda görülen kolon kanseri
bağlı fulminan hepatitlerde karaciğer transplantasyonu sıklığında artış gözlenen gen defektidir.
(King’s College kriterlerine göre) için endikasyon VHL sendromu adını aldığı gibi VHL gen defekti ile ortay çıkar.
oluşturur? RCC, FEO, serebellar hemangioblastoma ve retinal anjiomlar ile
A) Hepatik ensefalopati evre 3-4 seyreder.
B) INR 6.5 üzeri olması
C) Ph 7.3 altı olması 23. Differansiye tiroid kanserlerinden (DTK) hangisi familyal
D) Kreatinin düzeyi 3.4 üzeri olması adenomatozis polipozis ilişkili olabilir?

E) Hastanın 10 yaş altı olması. A) Papiler, folliküler varyant

Cevap C B) Papiler, diffüz sklerozan varyant


C) Folliküler, Hurtle hücreli karsinom

Asetaminofen toksisitesine bağlı akut karaciğer yetersizliğinde D) Papiler, Kribriform-morular varyant


KC transplantasyon endikasyonları E) Papiler, hobnail hücreli alt tipi
a. pH < 7.3 veya Cevap D
Aşağıdakilerin hepsi
b. Protrombin zamanı >100 sn (INR > 6.5) Ailevi sendromlarla ilişki açısından ise papiller tiroid kanserinin
c. Serum kreatinin > 3.4 mg/dl kribriform-morular histopatolojik alt tipinin familyal
d. Grade III, IV hepatik ensefalopati adenomatoz polipozis ile ilişkili olduğu bilinmektedir.

21. Aşağıdakilerden hangisi hastaların effektif dializ olduğunu 24. Erkek osteoporozu için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
gösteren önemli parametredir?
A) Özellikle 2 veya daha fazla kırığı olanlarda teriparatid
A) Potasyum azalma oranı önerilir.
B) Volum değişme oranı B) Yıllık kırık riski %3 üzeri ise tedavi başlanmalıdır.
C) Sodyum değişme oranı C) Günlük 1200 IU vitamin D verilmelidir.
D) EPO direncinin olmaması D) İlk tercih ilaç bifosfonatlardır.
E) Üre değişme oranı E) ıv.bifosfonat tolere edemeyenlerde denosumab verilebilir.
Cevap E

Cevap B
Effektif dializi gösteren en önemli kriter üre değişme oranıdır.
• Üre değişme oranı en az %70 olmalı Aslında laf kalabalığı olan bir soru. Hepsi aslında doğru gibi ama
• Dializ öncesi-Dializ sonrası /Dializ öncesi x 10 yıllık değil 10 yıllık kırık riski %3 üzeri ise tedavi başlanır.
Bu soru ile bizde erkek osteoporozuna bir bakalım.
• Osteoporozu olan tüm erkeklerin günde 1000-1200 mg
22. Aşağıdaki böbrek hastalıklarında eşleştirmelerden hangisi kalsiyum 800-1500 IU D vitamini alımı önerilmektedir
yanlıştır? • Serum testosteron düzeyi 200 ng/dl (6.9 nmol/L) altında
A) Primer membranöz nefropati-Antifosfolipaz A2 antikoru olan tüm erkeklere androjen eksikliği belirtileri ya da
organik hipogonadizm varlığında hormon replasmanı
B) Von Hippel Lindau –MLH1 defekti.
önerilmektedir
C) Wegener-antiproteinaz 3
• Osteoporozlu erkeklere farmakolojik tedavi şu
D) Primer hiperoksalürü-AGXT gen defekti
durumlarda önerilmektedir:
E) OD polikistik böbrek-PKD-1 defekti
• Minör travma ile kalça ya da vertebra kırığı
Cevap B
• Osteoporozu olan (T skoru <-2,5 SD)
• Osteopenisi olan (T skoru -1,0 SD ile -2,5 SD arası)

58 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


10 yıllık kalça kırığı riski >%3 • HNF 1 B (MODY 5) gen mutasyonu -Renal kist, renal
10 yıllık majör osteoporotik kırık riski >%20 displazi, renal trakt anomalileri yada hipoplastik
glomerulokistik böbrek hastalığıyla tubulointerstisyel
Farmakolojik dozda uzun süreli (>3 ay) glukokortikoid
renal bozukluk
(prednizon ya da eşdeğeri 7.5 mg/gün)
• 5 yıldan uzun DM’lu olgularda idrar cpeptid/cr oranı
• Alendronat, risedronat, zoledronik asit, teriparatid ve
≥0.2 nmol/mmol Tip 1 DM sensivite ve spesifite %96
denosumab erkek osteoporozunda endikasyon almış
ilaçlardır. • DÜŞÜK hs CRP MODY TİP 3

• Oral bisfosfonatlar ilk seçenektir. Oral ilaçları tolere • Apoliporotein M düzeyinin düşük olması MODY 3’ü Tip 1
edemeyenlerde i.v. bisfosfonatlar verilebilir. DM’tan ayırıcı tanıda yararlı

• Oral ya da i.v. bisfofonatları tolere edemeyenlerde, renal • MODY TİP5 DIŞINDA SÜLFONİLÜRE YETERLİ
disfonksiyonu olanlarda ve prostat kanseri nedeniyle • MODY TİP5 İNSÜLİN.
androjen deprivasyon tedavisi alanlarda denosumab • MODY TİP2 İLAÇSIZ İZLEM DÜŞÜNÜLEBİLİR
kullanılabilir.
• Teriparatid 2 ya da daha fazla kırığı olduğu radyolojik
26. Akciğer kanseri erken tanısı için tarama amaçlı düşük doz
olarak gösterilmiş hastalarda önerilmektedir.
spiral BT kullanımı hangi bireylere önerilmektedir?
A) >30 p/yıl sigara içen 55-74 yaş
B) >20 p/yıl sigara içen 55-74 yaş
25. MODY alt formları için hangisi yanlıştır?
C) >15 p/yıl sigara içen 55-74 yaş
A) MODY tip 5 sülfünilüre tedavisine iyi yanıt verir.
D) >30 p/yıl sigara içen 50-70 yaş
B) MODY tip 3 de hs CRP düşük olması tipiktir.
E) >20 p/yıl sigara içen 50-70 yaş
C) MODY tip 3, tip 1 DM ayırımında idrar c peptid /cr oranı
kullanılabilir. Cevap A

D) MODY tip 2 ilaçsız izlenebilir.


E) Tip 2 DM den ayırımında tipik insülin direnci bulguları Hepimiz maligniteye erken teşhis koymanın önemini biliyoruz.
olmaması tipiktir. Kadın ve erkekte en mortal kanser olan akciğer kanseri için 30
p/yıl sigara içen 55-74 arası bireyleri düşük doz BT ile taramak
Cevap A
artıkl önerilmektedir.

MODY (Maturity Onset Diabetes of the Young)-OD


• Genç, diyabet başlangıç yaşı <25,
27. Aşağıdakilerden hangisi non hodgkin lenfomalarda
• Ailesinde iki veya daha fazla kuşakta diyabet olan
kullanılan Uluslararası prognostik kriterlerde yer almaz?
(otozomal dominant geçişli),
A) Lenf nodu çapı
• Normal kiloda,
• İnsülin direnci olmayan ve pankreas rezervi iyi olan B) Serum LDH düzeyi
hastalardır, C) Ann Arborr Evresi
• Asıl defekt, insülin sekresyon mekanizmasındadır. Bu D) Yaş
hastalarda otoantikorlar negatif bulunur, E) Hastanın performan statusu
• Kan glukoz regülasyonu için insülin tedavisi gerekmez Cevap A
veya düşük dozla regülasyon sağlanır.
• Genç yaşta başlamış, insülin direnci saptanmayan,
NHL-ULUSLARARASI PROGNOSTİK INDEX
sülfonilüre grubu ilaçlara aşırı duyarlılığı olan
hastalarda MODY akla gelmelidir. • YAŞ≥60 y

• HNF 1A (MODY 3) gen mutasyonu- en sık, düşük hs CRP • LDH yüksekliği

• Glukokinaz gen mutasyonu (GCK, MODY 2)-AKŞ-100-145 • Performance status ≥2 (ECOG) or ≤70 (Karnofsky)
arası • Ann Arbor EVRE III or IV
• HNF 4 A (MODY1) gen mutasyonu neonatal • >1 EKSTRANODAL TUTULUM
hipoglisemi,makrozomi

DENEME SINAVI – 80 59
28. Aşağıdaki hangi faktörün sekonder eksikliği amiloid T315 I mutasyonu veya 2 tirozinkinaza yanıt alınamayan KML
hastalarına eşlik edebilir? hastalarında Ponatinib tedavisi başlanmalıdır.
A) Faktör 5
B) Faktör 8 31. Aşağıdakilerden hangisi, lityum endikasyonlarından biri
C) Faktör 10 değildir?

D) Faktör 7 A) Majör depresif bozukluk

E) Faktör 2 B) Şizoaffektif bozukluk

Cevap C C) Agresyon
D) Bipolar bozukluk

Amiloid hastalarına eşlik eden sekonder faktör 10 eksikliği önemli bir E) Sanrısal bozukluk
bilgidirAmiloid fibrilleri faktör 10’a bağlanarak işlev görmesini engeller. Cevap E
Myeloproliferatif hastalıklarda da Faktör 5 eksikliği olabileceği
bilgiside burda dursun. a) Lityum Endikasyonları: 

• Manik-depresif hastalık 

• Unipolar depresyon 

29. Aşağıdakilerden hangisi non vitamin K oral • Şizofreni 

antikoagülanlar-NOAK için yanlıştır?
• Şizoaffektif bozukluk 

A) Orta-ciddi mitral darlığında önerilmez.
• Suça eğilimli, saldırgan davranışlar gösteren kişilerde
B) Mekanik protez kapaklı hastaya önerilmez. (Agresyon) 

C) Antifosfolipid antikor sendromunda(AFAS) önerilmez.
D) GFR 15 altı olan hastalarda varfarine üstündürler.
E) Gebelikte önerilmez. 32. Altmış sekiz yaşındaki erkek hasta yürüme bozukluğu
Cevap D yakınmasıyla başvuruyor. Alt ekstremitelerinde daha belirgin
olmak üzere tüm ekstremite distallerinde güçsüzlük ve
yüzeyel duyu kaybı saptanıyor. Aşil tendon refleksi iki taraflı
NOAK kontrendikasyonları
alınamıyor. Hikayesinde 25 yıldır diyabet tedavisi gördüğü
• Mekanik protez öğreniliyor.
• Orta -Ciddi MD Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
• AFAS A) Amyotrofik lateral skleroz
• GFR 15 altı B) Multipl skleroz
• Gebelik C) Musküler distrofi
D) Myastenia gravis
E) Polinöropati
30. 49 yaşında kadın hasta KML tanısı ile tirozinkinaz inhibitörü Cevap E
almakta iken tedaviye yanıtsız olması üzerine yapılan genetik
analizlerinde T315 I mutasyonu saptanıyor.
Diabetik Nöropati
Bu aşamada hastaya aşağıdaki hangi tedaviyi önermek
Motor, duysal ve otonomik disfonksiyonu içeren mikst tip
gerekir?
polinöropatidir. Uzun süre diabeti olanların %40’ında ağrı ve
A) Dasatinib paresteziler sık görülür.
B) Busitinib Diabetik polinöropati: Duyu semptomları belirgindir. Distal
C) Ponatinib kuvvet azlığı da ortaya çıkabilir. Ayaklarda paresteziler başlar.
D) Nilotinib Aşil refleksi alınamaz.

E) Afatinib
Cevap C

60 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


33. Aşağıdakilerden hangisi frontal kellik, bilateral katarakt, 34. Ankilozan spondilit tanısı olan 30 yaşındaki hastanın sağ
fasiyal güçsüzlük kliniği ile giden üçlü nükleotid tekrar gözünde aniden kızarıklık, ağrı, bulanık görme, fotofobi
hastalıklarından birisidir? ve miyozis oluşuyor. Muayenesinde keratik presipitat ve
A) Huntington hastalığı posterior sinesi saptanıyor.

B) Miyotonik distrofi HLA-B27 pozitif olan hastanın göz yakınmaları için en


olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
C) Spinal ve bulbar müsküler atrofi
A) Konjunktivit
D) Spinoserebellar ataksi tip 1
B) Anterior üveit
E) Machado – Joseph hastalığı
C) Episklerit
Cevap B
D) Katarakt
E) Maküler ödem
3'lü tekrar hastalıkları soru değeri taşıyan konulardan biridir. Bu
hastalıklar; Cevap B

• Huntington hastalığı: CAG üçlü tekrarı. Motor kontrol kaybı,


demans, duygu bozukluğu. Hem muayene bulguları hem de anklizon spondilit bize anterior
• Spinal–bulber musküler atrofi: CAG üçlü tekrarı. Yetişkinde üveiti çağrıştırıyor.
motor nöron hastalığı ve androjen insensitivitesi ile AS’nin ekstraartiküler bulguları; anterior üveittir (en sık),
birliktelik. Aortitis, aort yetmezliğidir. 

• Spinoserebellar ataksi: CAG üçlü tekrarı. Progresif ataksi,
disartri ve dismetri.
• Dentatorubral–pallidolusian atrofi/Haw River sendromu: 35. Transtentorial herniasyonda ilk etkilenen kranial sinir
Serebellar atrofi, ataksi, myoklonik epilepsi, koreoatetoz, aşağıdakilerden hangisidir?
demans A) N.opticus

• Pseudoakondroplazi/multipl epifizyeal displazi: Kısa boy, B) N.oculomotorius
eklem laksisitesi, dejeneratif eklem hastalığı
C) N.hypoglossus
• Okulofaringeal musküler distrofi: Proksimal ekstremite

D) N.trigeminus
zayıflığı, disfaji, ptozis

E) N.glossofaringeus
• Cleidocranial displazi: Kısa boy, suturlar ve fontaneller açık,
Cevap B
klavikular hipoplazi, kısa parmaklar ve diş anomalileri.
• Sinpolidaktili: polidaktili ve sindaktili
Supratentoriyal herniasyonda ilk önce progresif 3. sinir prazisi
• Myotonik distrofi: CTG üçlü tekrarı. Kas kaybı, kardiyak
görülür. 3. sinir paralizisi genellikle supratentoryal kitle ile
aritmi, katarat, frontal kellik.
aynı taraftadır. Kitlenin aksi tarafında hemiparezi veya anormal
• Friedreich ataxi: GAA üçlü tekrarı. Progresif alt ekstremide
posturi en sonda ise progresif letarji ve koma görülür.
ataksi, disartri, hipertrofik kardiomyopati, piramidal zayıflık.
Hangi durumda ilk hangi kraniyal sinir etkilenir?
OR’de geçer.
KİBAS → 6. kraniyal sinir
Kafa Travması → 7. kraniyal sinir
Herniasyonda → 3. kraniyal sinir
Hipofiz tümörleri → 2. Kranial sinir
Schwannoma → 8. kraniyal siniro

DENEME SINAVI – 80 61
36. Ayda birkaç kez tekrarlayan, genellikle 1 gün süren, 37. Bulemia nervosa tanısı konulmuş 19 yaşındaki genç bir
başının tümünde hissedilen şiddetli ağrı olan ses ile bu kadında aşağıdakilerden hangisi beklenmez?
ağrının arttığı hastada en olası tanı aşağıdakilerden A) Diş eti erezyonu

hangisidir?
B) El sırtında skarlar 

A) Aurasız migren
C) Aşırı laksatif kullanımı

B) Gerilim tipi baş ağrısı
D) Vücut kitle indeksinin 18’nin altında olması
C) Temporal artrit
E) Amenore
D) Trigeminal Nevralji
Cevap D
E) Küme tipi baş ağrısı
Cevap A
Bulemia Nervoza: Genellikle kişi vücut ağırlığını normal düzeyde
tutar. Adolesan kadınlar arasındaki prevalansı % 5’lere kadar
MİGREN (SERATONERJİK) BAŞ AĞRISI ulaşır. Bulguları arasında diş eti erozyonu (kusmaya bağlı),
Migren, genellikle tek taraflı sıklıkla pulsatil karakterde, bulantı, büyümüş parotis bezleri, ellerin dorsal yüzlerinde skarlar
kusma, fonofobi, fotofobi, halsizlik eşlik eden baş ağrısı şeklinde (parmakla kusmaya bağlı), aşırı laksatif kullanımı sayılabilir.
ortaya çıkar. Bütün bunlara karşılık burada kişinin kilosu, dolayısı ile vücut
Kadınlarda daha sıktır ve çoğunda ailede migren hikayesi vardır. kitle indeksi normal sınırlardadır.
Monozigotik ikizlerde %28–52 sıklıkta beraber migren vardır.
Migreni tetikleyen faktörler:
Açlık, stres, uyku düzeninde sapmalar, ağır kokular, yorgunluk, 38. Bir araştırmacı kolesterol düşürücü ilaçların etkisini
menstruasyon, monosodyum glutamat içeren yiyecekler, araştırmak için düzenli ilaç alan 150 kişi ile ilaç almayan 150
çikolata, ilaçlar özellikle oral kontraseptifler, parlak ışık atakları kişinin 6 aylık dönemde kolesterol seviyelerini araştırıyor.
tetikleyebilir. Çalışmanın başında ve 6 ay sonunda kolesterol seviyeleri
ölçülüyor.
Migren Tipleri
Bu araştırmada verilerin karşılaştırılmasında hangi
• Auralı Migren
• Aurasız Migren

önemlilik testine başvurulmalıdır?
Auralı migren (klasik migren):
A) Mann–Whitney U testi

Geçiçi nörolojik semptomlar olan auralar ile karakterizedir.
B) Wilcoxon testi

En sık aura tipi visual semptomlardır (skotomlar). Prodromal
semptomları (anksiete, alınganlık ve sinirlilik) 3 saat veya 3 gün C) İki bağımsız ortalama arasındaki farkın önemlilik testi
önceden başlar. D) İki eş arasındaki farkın önemlilik testi

En önemli özelliklerinden birisi zonklayıcı hemikranial baş ağrısı E) Ki–kare testi
olsada, ağrı bilateral olarak görülebilir. Ağrının bilateral olması Cevap C
veye oksipital başlaması migren tanısını ekarte ettiremez.
Aurasız migren (genel migren):
ORTALAMA KARŞILAŞTIRMALARINDA ÖNEMLİLİK TESTLERİ
En sık görülen migren tipidir (% 70). Aurasız migren genellikle
İki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi = independent
periorbital, ve zonklayıcı karakterdedir. Prodrom semptomları ve
samples (bağımsız örneklem) t testi/ eşlenmemiş student t test
aura yoktur.
Bağımsız iki grup parametrik ortalamalarının arasındaki farka bakılır.
Non parametrik karşılığı Mann–Whitney U’ dur.
İki eş ortalama
arasındaki farkın önemlilik testi =’bağımlı
örneklem t testi’/ student t testi/ paired t testi
Aynı bireylerin (bağımlı=eş) değişik zaman ve durumdaki
parametrik ortalamalarının arasındaki farkına bakılır.
Non parametrik karşılığı ‘Wilcoxon testi’ dir
Bağımsız iki grup
oran/yüzde karşılaştırılmasında ‘z– testi’
veya ‘ki–kare testi(X2)’ kullanılır.


62 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


39. Bir önceki soruda bahsedilen çalışmanın türü çevrilmesi yolu ile derin ısıtma sağlar. 

aşağıdakilerden hangisidir? Mikrodalga diatermi: Moleküllerin kinetik enerjilerinin
A) Kohort mikrodalga alanında artması ile termal enerji oluşur.
B) Kesitsel Lazer
C) Vaka – kontrol
D) Tanımlayıcı
E) İnsidans 41. Aşağıdakilerin hangisinde bel intervertebral diske gelen
Cevap A yük en fazladır?
A) Ayakta

Bu çalışma ilaçların etkisini araştıran bir kohort çalışmasıdır. B) Yan yatarken

KOHORT (NEDEN => SONUÇ) PROSPEKTİF C) Ayakta eğilmek

Belirli bir zamanda ortak bir etkenle karşılaşan kişilerden oluşan D) Otururken eğilmek
bir grub (Kohort grubu) ile bu etkene maruz kalmamış kişilerin E) Dik konumda oturmak
(kontrol grubu) prospektif (ileriye yönelik) izlenmesidir. Cevap D
Bu iki grup belirli bir süre izlenerek her bir grup için hastalıkların
insidansları hesaplanır. Araştırma sonuçları (hastalık veya ölüm
sıklığı) farklılık gösteriyorsa bu farklılık, istatistik yöntemleriyle
incelenerek bu etkenle hastalık ya da ölüm arasında nedensel
ilişki açığa konulur.
Kohort grubu bellirli bir özelliği (yaş, iş, aynı etkenle
karşılaşma, aynı hastalığı geçirme, aynı yöntemle tedavi edilme,
aynı bölgede yaşama gibi) paylaşan kişilerden seçilir.
Araştırma süresi araştırılacak hastalığın latent dönemi ile
ilişkilidir.
* Geçmişte kayıtlar çok düzenli tutulmuş ise kayıtlar üzerinden
ancak yine nedenden (sağlıklı kişilerden) hastalığa doğru bir
izlem yapılabilir, retrospektif olarak insidans hesaplanabilir ki bu TUS’ta beklenmedik genel bilgilerden sorular gelmektedir.
“Retrospektif Kohort” araştırmasıdır. Lomber vertebralarda disk hernisi en çok otururken eğilince
olmaktadır. İkinci en fazla yükte ayaktayken eğilince olmaktadır.
En az yük de sırt üstü yatışlarda olmaktadır. Tedavi için genelde
sırt üst yatış önerilmesinin nedeni budur.
40. Aşağıdakilerden hanigisi yüzeyel ısıtıcılardan biridir?
A) Ultrason  
B) Radyan ısı 42. Elli yaşında kadın hasta, yüzünde lezyonlar nedeniyle
C) Kısa Dalga Diatermi 
   başvuruyor. Muayenesinde yüzde eritem ve telenjiektaziler
D) Mikro Dalga Diatermi 
 üstünde papül ve püstül gelişimi ile karakterize lezyonlar
saptanıyor.
E) Lazer 

En olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap B
A) Akne vulgaris
1. Yüzeyel ısıtıcılar
B) Akne Rozasea
Sıcak paketler 
Parafın banyoları 
Fluidoterapi 
Girdap
banyoları(whirlpool) 
Radyan ısı 
 C) Hidroadenitis süpürativa

2. Derin ısıtıcılar 
 D) Seboreik Dermatit

Ultrason: Terapötik ultrason yüksek frekanslı ses enerjisi yolu ile E) Psöriazis Vulgaris
dokuda termal etki üretmede kullanılır. Cevap B
Kısa Dalga Diatermi: Elektromanyetik enerjinin termal enerjiye

DENEME SINAVI – 80 63
Dermatolojide muayene bulguları önemlidir.
Genelde postmenopozal kadınlarda daha sık görülen, yüzde eritem ve telenjiektaziler üstünde papül ve püstül gelişimi ile karakterize
bir hastalıktır. Genelde yüzün çıkıntılı bölgelerini tutar. Skar gelişmez. Gözde keratit sonucu körlük gelişebilir.

43. On sekiz aylık erkek çocuk annesi tarafından hekime getiriliyor. Öyküsünde doğumda hepatit B aşısı ve bir aylıkken hepatit B aşısı
yapıldığı öğreniliyor. Bu çocuğun eksik aşılama planlaması yapılıyor.
Bu ilk karşılaşmada aşağıdaki aşılardan hangileri yapılması gerektiği doğru olarak verilmiştir?
A) DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, Suçiçeği, HAV, PPD testi
B) DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, Suçiçeği, HAV, BCG
C) DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, Suçiçeği, HAV, KKK
D) DaBT-İPA-Hib, rotavirus, Suçiçeği, HAV, PPD testi
E) DaBT-İPA-Hib, HBV, OPA, HAV
Cevap A

Bir yaş üstü hiç aşılanmamış çocuklar için aşılama programı (12-71 ay)
12-71 ay* 7-13 yaş 14 yaş ve üzeri
İlk karşılaşma DaBT-İPA-Hib, HBV, KPA, PPD testi, DaBT-İPA, HBV, KKK, Suçi- dT, OPA, HBV, KKK, Suçiçe-
Suçiçeği, HAV** çeği, HAV ği, HAV
İlk karşılaşmadan 2 gün sonra KKK, PPD sonucuna göre BCG ------------------- ----------------
İlk karşılaşmadan 2 ay sonra DaBT-İPA-Hib***, HBV, KPA****, OPA DaBT-İPA, HBV, KKK, OPA dT, OPA, HBV, KKK
İlk karşılaşmadan 8 ay sonra DaBT-İPA, HBV, OPA, HAV DaBT-İPA, HBV, OPA, HAV dT, HBV, HAV
NOT:
*Çocukluk çağı aşılama takvimine okul aşıları ile devam edilir.
**Hepatit A aşısının ilk dozu 18 ay ve üzerinde ise yapılır.
***Hib aşısı: 59 ay üstü yapılmaz, 12-14 aylıklara 2 doz Hib yapılır, 15-59 ayda tek doz yap
****KPA aşısı: 12-23 AY arası 2 doz, >2 yaşta tek doz yapılır.

44. Yedi yaşında erkek çocuğu okuldan eve gelirken yolda bir sokak köpeğin saldırısına uğruyor, köpek tarafından sol bacağından ve
sol kolunun üst kısmında birkaç kez olacak şekilde ısırılıyor. Yaralarının açık, kanamalı olduğu ve hayvan salyası ile temas ettiği
görülüyor. Isıran köpeğin kaçtığı ve bir daha görülmediği ifade ediliyor.
Bu çocuk için yapılması gerekenler aşağıdakilerden hangisidir?
I) Yara bakımı
II) Tetanoz profilaksisi için değerlendirilmesi
III) Aşılamaya başlanır (0.,3.,7.,14. günlerde olmak üzere 4 doz)
IV) İlk doz aşılama ile birlikte immunglobulin uygulanması
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I, III
D) I, II, III
e) I, II, III, IV
Cevap E

64 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


45. İki aylık bebek, bir gün önce aşılama programındaki iki aylık aşılarını (DaBT-IPV-Hib, KPA, BCG) aile sağlığı merkezinde
yaptırdığını ifade ediyor. Rotavirus aşısı yaptırmak için bugün tarafınıza başvurmuş.
Bu çocuğa rotavirus aşısının uygulaması için aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Dün uygulanan aşılardan BCG aşısı canlı olduğu için bugün canlı rotavirus aşısı uygulanmaz ve en erken 2 hafta sonra
uygulanabilir.
B) Dün uygulanan aşılardan BCG aşısı canlı olduğu için bugün canlı rotavirus aşısı uygulanmaz ve en erken 4 hafta sonra
uygulanabilir.
C) Rotavirus cansız bir aşı olduğu için bugün uygulanmasında bir sakınca yoktur.
D) Canlı BCG aşısı intradermal yoldan, canlı rotavirus aşısı oral yoldan uygulandığı için, bugün rotavirus aşısı yapılmasında bir
sakınca yoktur ve rotavirus aşısı yapılabilir.
E) BCG aşısı uygulandığı için, öncelikle PPD testine bakılır ve PPD testi negatif olunca canlı rotavirus aşısı yapılır.
Cevap D

Aynı yoldan uygulanan iki canlı aşısı aynı gün veya arada en az 4 hafta olduğunda uygulanır. BCG aşısı intradermal, rotavirus aşısı ise
oral yoldan uygulanır. İki canlı aşı farklı yoldan uygulanıyorsa arada bir süre bırakılmaksızın aşı uygulaması yapılır.
BCG aşsı 3 aya kadar PPD testi yapılmaksızın direk uygulanır, ama 3 aydan sonra uygulanacaksa öncelikle PPD testi yapılır, PPD testi
negatifse BCG aşısı yapılır.

DENEME SINAVI – 80 65
46. Tuberoskleroz nedeniyle çocuk nörolojisi polikliniğinden 1. Gestasyonel haftasına 2. Doğum ağırlığına göre
takip edilen dokuz aylık erkek bebek yaklaşık olarak yirmi göre sınıflandırma sınıflandırma (Gestasyonel
gündür kasılma ve sıçrama şikayetleriyle hekime başvuruyor. haftadan bağımsız olarak)
Öyküsünde kasılmaların günde yaklaşık 10-15 kez olduğu, Preterm:<37 0/7 hafta Çok büyük doğum ağırlığı:
kasılma esnasında kol ve bacaklarında fleksiyonda olduğu, Geç preterm: 34 0/7
ile 36 6/7 >4500 gr
ve sıçrama şeklinde nöbetleri olduğu ifade ediliyor. haftalar arası Büyük doğum ağırlığı: >4000
Orta pretem: 32 -33 0/7 6/7 gr
EEG’ sinde hipsaritmi saptanan bu bebeğin en olası nöbet
tipi ve öncelikle tercih edilmesi gereken antiepileptik haftalar arası Normal doğum ağırlığı: 2500 –
Çok preterm: 28 -31 0/7 6/7 4000 gr
aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
haftalar arası Düşük doğum ağırlığı:<2500 gr
A) İnfantil spazm-----Vigabatrin
Ektreme preterm: <28 hafta Çok düşük doğum
B) İnfantil spazm-----Etosuksimit ağırlığı:<1500 gr
Term: 37 0/7
ile 41 6/7
haftalar
C) Rolantik epilepsi---Valproat arası Aşırı düşük doğum ağırlığı: <
Erken term: 37 0/7
– 38 6/7 1000 gr
D) Rolantik epilepsi—Topiramat
haftalar arası,
E) Bening uyku myoklonisi---Vigabatrin
Tam term: 39 0/7 – 406/7
haftalar arası,
Cevap A Geç term: 41 0/7 – 41 6/7
haftalar arası
Post Term≥ 42 0/7 hafta
Tuberoskleroz sendromlu infantil spazm (West sendromunda)
3. Gestasyonel haftaya
olgularında öncelikle tercih edilmesi gereken antiepileptik
göre bebeğin ağırlığının
vigabatrin dir.
karşılaştırılması ile yapılan
West Sendromu; 2–12 aylarda başlar. İnfatil epileptik spazm, sınıflandırma (Lubchenko
gelişme geriliği, EEG’de hipsiaritmi triadı vardır. Nedeni eğrileri):
bilinmeyen hastaların gelişimi başta normal, ancak diğerlerin AGA: Gestasyon haftasına
(hipoksik, metabolik, beyin malformasyon) bozuktur. Erkeklerde göre doğum ağırlığının 10–
90. persentilde olan bebekler
ARX gen mutasyon (sıklıkla ambigus genitalya, kortikal
migrasyon anomali eşlik eder) neden olabilir. Kolik ile karışabilir. SGA: Gestasyon haftasına
göre doğum ağırlığının
Tedavide; ACTH ve kortikosteroidler kullanılır, yanıtsız olgularda
<10. persentil altında olan
topiramat, valproat ve benzodiazepinler tedaviye eklenebilir. bebekler
LGA: Gestasyon haftasına
göre doğum ağırlığının
>90. persentil üstünde olan
47. Yenidoğanda gestasyonel haftasına göre “erken term” bebekler
bebekler için aşağıdaki hangi gestasyon haftası ifade
edilir?
48. Uluslararası Nöroblastom risk sınırlamasına göre
A) 34 0/7 ile 36 6/7 haftalar arası
aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
B) 37 0/7– 38 6/7 haftalar arası
A) L1/L2 evreli matur ganglionörom orta risk grubundadır
C) 39 0/7 – 406/7 haftalar arası
B) L1 evrede N-Myc amplifikasyonun olması düşük risk
D) 41 0/7 – 41 6/7 haftalar arası
grubundadır
E) 42 hafta üstü
C) L2 evrede, 18 ay altında, 18q aberasyonun olması düşük
Cevap B risk grubundadır
D) M evrede, 18 ay altında, hiperdiploidi olması düşük risk
Yenidoğan (neonatal) dönemi: Doğum sonrası ilk 28 günlük grubundadır
dönemi kapsar. İlk 24 saat çok erken, 1-7 gün erken, 7–28 gün E) MS evrede, 18 ay altında olması yüksek risk grubundadır
geç yenidoğan dönemidir.
Bebekleri hem gestasyonel haftasına hem de doğum ağırlığına
Cevap D
göre sınıflandırmalıyız:

66 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Uluslararası Nöroblastom Risk Sınırlaması
Evre Yaş (ay) Histolojik kategori Tümör diferansi- N-Myc 11q aberasyon Ploidi Tedavi öncesi
yasyon derecesi risk grubu
amplifi-
kasyon
L1/L2 Matür ganglionörom Çok düşük

Karışık ganglionöroblastom
L1 Herhangi bir tip Yok Çok düşük
Var Yüksek
(Matür ganglionörom ve karı-
şık ganglionöroblastom hariç)
L2 <18 Herhangi bir tip Yok Yok Düşük
Var Orta
(Matür ganglionörom ve karı-
şık ganglionöroblastom hariç)
≥18 Ganglionöroblastom, noduler Diferasyon var Yok Yok Düşük
nöroblastom Var Orta
Az diferasyon veya Yok Orta
diferasyon yok Var Yüksek
M <18 Yok Hiper- Düşük
diplo-
idi
<12 Yok Diploid Orta
12-18 Yok Diploid Orta
<18 Var Yüksek
≥18 Yüksek
MS <18 Yok Yok Çok düşük
Var Yüksek
Var Yüksek

49. Vajial zor doğum ile doğan bir bebeğin doğum sonrası fizik muayenesinde sol elin parmaklarını hareket etmede zoluk olduğu,
yakalama refleksinin olmadığı ve elin pençe şeklinde olduğu görülüyor. Aynı taraftaki moro refleksi alınıyor. Bebeğin etkilenen
tarafında myozis, gözünde ptozis olduğuda dikkat çekmiştir.
Bu bebekte etkilenen sinirsel düzey aşağıdakilerden hangisidir?
A) C1-C3
B) C3-C5
C) C5-C7
D) C7-8, T1
E) T1-T5
Cevap D
Klumpke paralizi:
• C7–8, T1 kökleri tutulur. Elin intrensek kasları tutulur. Pençe eli olur. Yakalama refleksi yoktur. Moro alınır.
• T1 kökünün sempatik lifleri tutulduğunda Horner sendromu (ptosis, miyosis, anhidroz) görülür.
• Tam sinir kopmalarında ve Klumpke paralizinde prognoz kötüdür. Distal kısım hasarında prognoz daha kötüdür.

DENEME SINAVI – 80 67
50. Mental retardasyon, kısa boy, hipotoni, küçük el ve ayaklar 52. Kronik hastalık anemisinde azalma görülmeyen
ve hipogonadizm ile karakterize genomik imprintig laboratuvar bulgusu aşağıdakilerden hangisidir?
sendromu aşağıdakilerden hangisidir? A) Hemoglobulin
A) Prader Willi sendromu B) Demir
B) Angelman sendromu C) Total demir bağlama kapasitesi
C) Beckeith-Widemann sendromu D) Transferin saturasyonu
D) Russel-Silver sendromu E) Solubl transferin reseptör düzeyi
E) Down sendromu Cevap E
Test Demir Kronik Talasemi (α
Cevap A eksikliği hastalık veya β)
anemisi
İMPRİNTİNG DEĞİŞİKLİĞİ YOLU İLE BULGU VEREN Hemoglobulin   
UNİPARENTAL DİZOMİLER:
MCV  Normal/ 
• Prader Willi sendromu: mental retardasyon, kısa RDW  Normal / Normal /hafif 
boy, hipotoni, küçük el ve ayaklar ve hipogonadizm ile RBC  Normal / Normal /
karakterizedir
Demir   Normal
• Angelman sendromu: mental retardasyon, ataksik Total demir   Normal
yürüyüş ve nöbetler vardır. Ataksik yürüyüş ve bağlama
kapasitesi
kahkahalarından dolayı “happy puppets” da denir.
Transferrin   Normal
• Beckwith–Wiedemann sendromu: makroglossi, saturasyonu
organomegali, hemihipertrofi, omfalosel, umblikal herni, Ferritin   Normal
hipoglisemi, mikrosefali, kulak loplarında çentikler, Serbest eritrosit   Normal
diafragrnatik evantrasyon, kliteromegali protoporfirin
(FEP)
• Russel Silver sendromu: üçgen yüz, aşağı dönük ağız,
Solubl transferrin  Normal Normal
iskelet asimetrisi, 5. parmakta klinodaktili, kemik yaşı geri, reseptör
kısa boy, puberte prekoks Retikülosit  Normal / Normal
hemoglobulin
kansantrasyonu

51. Yirmi dört aylık bir bebek gelişimi değerlendirilirken


aşağıdakilerden hangisini yapması beklenmez?
53. Dört yaşında erkek çocuk solukluk, halsizlik, organ
A) Kendi başına rahatlıkla yürür
büyüklüğü nedeniyle başvuruyor. Öyküsünde şimdiye
B) Kalem ile kağıt üzerine üçgen resmi çizer kadar toplamda 3 veya 4 kez kansızlık nedeniyle eritrosit
C) İki kelimelik cümle kurar süspansiyonu transfüzyonu yapıldığı öğreniliyor. Fizik
D) Elinde kaşığı tutar muayenesinde solukluk ve hepatosplenomegalisi saptanıyor.
Tetkiklerinde hemoglobulin 7,4 gr/dl, hematokrit %29
E) Durduğu yerde hafif zıplayabilir
eritrosit sayısı düşük, MCV düşük, MCH düşük, MCHC
Cevap B
düşük, RDW hafif artmış, trombosit ve lökosit sayısı normal
saptanıyor. Hemoglobulin eletroforezinde HF %65, HbA1 %
2 yaşında bir çocuk: 32, HbA2: %3 saptanıyor.
• İyi koşar, yardımsız merdivenlerden her adımda bir basamak Bu çocukta en olası öntanı nedir?
iner veya çıkar. Kapıları açar, mobilyalara tırmanır, zıplar. A) Alfa talasemi minör
• 7 küp ile kule yapar. Kalem ile daire ve enine çizgi çizer. B) Alfa talasemi sessiz taşıyıcı
Kağıdı bir kez katlayabilir.
C) Beta talasemi majör
• 3 kelimelik kısa cümle kurar (özne+nesne+yüklem). 50–100
D) Beta talasemi intermedia
kelime kullanır. İki basamaklı komutları yapar.
E) Beta talasemi minör
• Kaşığı tutar, anlık deneyimlerden bahseder, soyunurken
Cevap D
yardımcı olur, resimler gösterildiğinde hikayeleri dinlerler.

68 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


THALESEMİ İNTERMEDİA: Laboratuvar özellikleri
• Talasemi intermediada b0/b+, b0/bvariant, E/b0 mutasyonlarının Hiperbilirubinemi %5 %25
herhangi bir kombinasyonu olabilir. AFP yüksekliği %60–70 %50

• Klinik bulgular majörden hafiftir ve Hb 7 gr/dl civarındadır. KCFT bozukluğu %15–30 %30–50

Hepatomegali, splenomegali olabilir. Kemikler genellikle Paraneoplastik İzoseksüel puberte prekoks Polistemi

normaldir.
• Hb elektroforeiznde HbF %60–80, HbA1 %20–40 civarındadır. 55. Çocukluk çağı Meckel divertikülü için aşağıdaki ifadelerden
Transfüzyon tartışmalıdır. Splenektomi ve şelasyon hangisi yanlıştır?
yapılabilir. A) Kızlarda 2 kat daha sık görülür
B) Sıklıkla 2 yaş civarında semptomatik olur
54. On iki yaşında erkek çocuk, kronik hepatit B nedeniyle C) En sık komplikasyonu kanamadır
takip ediliyor. Karaciğer enzimlerinde bozulma olmasına
D) Enfekte olduğunda akut apandisit ile karışabilir, ayırıcı
yönelik yapılan tetkiklerinde ultrasonografide karaciğerde
tanı yapılmalıdır
birkaç yerde gözlenen soliter lezyonlar saptanıyor. AFP
E) Ağrısız intermitant alt gastrointestinal sistem kanamasına
düzeylerinde belirgin artış saptanmıyor.
neden olabilir.
Beraberinde polistemiside saptanan çocukta en olası
Cevap A
öntanı aşağıdakilerden hangisidir?
MECKEL DİVERTİKÜLÜ
A) Hepatoblastom
• En sık görülen GİS anomalisidir. İntrauterin
B) Hepatoselüler karsinom
omfalomezenterik duktus artığı olan gerçek divertiküldür.
C) Nefroblastom
Boyu 3–6 cm’dir ve ileoçekal valve 50–75 cm uzaklıktadır.
D) Retinoblastom Antimezenterik yüzde görülür.
E) Karaciğerde basit kist • 2’ ler kuralı ile önemli özellikleri akılda tutulabilir. Toplumun
Cevap B %2’sinde görülür. Erkeklerde 2 kat sıktır. En fazla 2 yaş
HEPATOSELLÜLER KARSİNOM (HCC): civarında semptomatik olur. En sık içerdiği 2 mukoza; mide ve
daha az pankreasdır. 2 komplikasyonu; kanama, obstrüksiyon
• Multifokal olma eğilimindedir.
• Risk faktörleri: HBV, HCV, aflatoksin, herediter
tirozinemi, galaktozemi, glikojen depo hastalığı, siroz ve
alfa 1 antitripsin eksikliği.
HEPATOSELÜLER
HEPATOBLASTOMA
KARSİNOMA
Başlangıç yaşı 1 yaş (0–3 yaş) 12 yaş (5–18 yaş)
E/K oranı 1.7:1 1.4:1
Eşlik eden Hemihipertrofi, BWS, FAP, HBV (en sık
durumlar Düşük doğum ağırlığı neden), herediter
tirozinemi (en Meckel Divertikülü ve sintigrafik görüntüsü
sık metabolik Klinik bulguları:
hastalık),
• Ektopik mide dokusundan salgılanan asit ve pepsin etkisiyle
Von–Gierke,
ileum mukozası erozyona uğrar, ülserleşir, kanar.
hemokromatozis,
biliyer siroz, • 2 yaş altı masif alt GİS kanamalarının en sık nedenidir.
alfa1 antitripsin • Ağrısız intermittan rektal kanama görülür. Kanama kuş
eksikliği üzümü veya tuğla rengindedir. Kanama az olur ise melena
Patolojik özellikler Fetal-embriyonel hücreler; Geniş pleomorfik görülebilir. Kanama ciddi anemi yapabilir ancak genelde
mezenkimal komponent tümör hücreleri kendi kendini sınırlar. Hasta hipovolemik olunca mezenter
ve tümör dev
damarlarında vazokonstrüksiyon oluşarak durur.
hücreleri
• Divertikülit nedeniyle apandisit ile karışabilen karın ağrısı olur.
Soliter lezyon %80 (özellikle sağ lobda) %20–50

DENEME SINAVI – 80 69
• Tanı: En sensitif test sintigrafik çalışmalardır. Pentagastrin, kısalığı ve ödem görülür. Az olarak çomak parmakta görülür.
glukagon veya simetidin sonrası Tc 99 perteknetat verilerek • Dışkı soluk, bol miktarda, yağlı ve kokuludur.
ektopik gastrik mukoza saptanır.
• Barsak dışı bulgular: Anemi çoğunluğunda vardır.
• Tedavisi: cerrahi eksizyondur. Genellikle demir eksikliği, nadiren folik asit eksikliğine bağlı
• Komplikasyonları; kanama (çocukta en sık), obstrüksiyon megaloblastiktir. Çocuklarda en sık görülen ekstraintestinal
(erişkinde en sık), intussussepsiyon, divertikülit (apandisit ile hastalık demire dirençi demir eksikliği anemisidir. Boy kısalığı:
karışır), perforasyon ve peritonit. Büyüme hormonuna yanıtsız. IGF–1 düşüktür. Puberte
gecikmesi görülür. Sekonder hiperparatiroidizm. Nedeni belli
olmayan nörolojik ve psikiyatrik bozukluklar (baş ağrısı, ataksi,
periferik mononörit, miyopati, miyelopati, depresyon, oksipital
56. Çölyak hastalığı ile ilişkili HLA doku tipi aşağıdakilerden
kalsifikasyonla giden epilepsi). Diş eti mine hipoplazisi,
hangisidir?
rikets, osteopeni, osteoporoz, hepatit (karaciğer enzimlerinde
A) HLA DQ2/DQ8 artış), artralji–artrit. Alopesia areata. ididopatik pulmoner
B) HLA B5 hemosiderozis. Dermatitis herpetiformis; çölyak hastalığın
C) HLA B51 bir varyantı olarak kabul edilir. Simetrik, kaşıntılı derialtı
kabarcıkları (IgA birikimine bağlı subepidermal veziküller) ile
D) HLA B27
karakterizedir ve glutensiz diyet ile düzelir.
E) HLA DR4
Laboratuar Bulguları:
Cevap A
• Karbonhidrat, protein, yağ malabsorbsiyonu
• Antigliadin, antiretikülin, antiendomisyum, doku
GLUTEN ENTEROPATİSİ (ÇÖLYAK HASTALIĞI)
transglutaminaz antikorları tespit edilir.
• Etiyolojisi multigeniktir. En sık HLA DQ2 ve DQ8 ile olmak
• Antiendomisyum IgA (EMA IgA) yapılması ve yorumlanması
üzere HLA B8, DR3, DR5–7 de ilgilidir.
zordur. Tarama amaçlı kullanılan doku transgulutaminaz
• Gluten, glutenin ve gliadin adlı iki protein fraksiyonundan Ig A antikorlarıdır (tTG IgA). İkisinin duyarlılığı ve özgüllüğü
oluşur. Daha çok alfa gliadinin fraksiyonu mukozalarda yaklaşık eşittir.
hasar yaparak hastalığın klinik özelliklerinin çıkmasına
• Antiglaidin IgA ve Ig G, antiretikülin Ig A spesifiteleri düşük
neden olur. Transglutaminazla çapraz reaksiyon verir.
olduğundan kullanılmaları tavsiye edilmez.
Hastalık buğday, arpa, yulaf ve çavdarda bulunan glutenin
• Eşlik eden IgA eksikliği olması nedeni ile yanlış negatif
gliadin fraksiyonuna karşı oluşan inflamatuar reaksiyondur.
sonuçları önlemek için serum Ig A düzeyi bakılmalıdır. IgA
Pirinçte risk azdır. Mısırda risk yoktur.
eksiklerde tarama amaçlı doku transglutaminaz Ig G bakılır.
• Tip 1 DM, tiroidit, adison, primer biliyer siroz, alopesi, sjögren
• Total mukoza atrofisine rağmen enterokinaz aktivitesi
sendromu gibi otoimmun hastalıklarla, selektif Ig A eksikliği
normaldir.
ve Down, Turner ve Williams sendromlarıyla birliktelik sıktır.
Viruslerden adenovirus, rubella, HSV–1 gliadin ile homoloji • Asemptomatik olsalar bile 1° akrabalarında çölyak olanlara,
gösterir. tip 1 DM, selektif Ig A eksikliği, tiroidit, Down, Turner ve
Williams sendromu olanlarda tTG IgA, EMA IgA, HLA DQ2 ve
• Anne sütünün uzun süre alınması çölyak riskini azaltır. Sık
DQ8 ile değerlendirilmesi önerilir.
rotavirus enfeksiyonu geçirilmesi riski arttırır.
Tanı: Kesin tanısı: biyopsi ile yapılır.
Klinik Bulgular:
• Biyopsi bulguları: Villoz atrofi, kriptalarda genişleme
• Tipik prezentasyonu glutenli gıdalar sonrası ishal, karında
ve uzama (hipertrofi), villus/kripta oranında azalma,
distansiyon ve büyüme geriliğidir. Ek gıda ile başlar ise de
intraepitelyal lenfosit sayısında artma, hücrelerde normal
tanı genellikle 1-2 yaşında konulur.
silindirik görünüm yerine küboidal değişiklikler, nükleusların
• Barsak bulguları: En sık büyüme geriliği, kronik
bazal polarite kaybı saptanır.
ishal, kusma, abdominal distansiyon, kas güçsüzlüğü,
• <2 yaş olgularda; süt poretini sensitif enteropati ile
anoreksi, irritabilite görülebilir. Nadir olarak ta kabızlık,
karışabileceği için tanıda şüphe varsa ESPGAN 3’lü biyopsiyi
rektal prolapsus, aftöz stomatit, intussepsiyon görülür.
önermektedir (inisial–glutensiz diyet–glutenli diyet). >2 yaş
İlk bulgu sıklıkla ishal, en sık bulgu büyüme geriliğidir.
ve antikor (+) ise tek biyopsi yeterlidir.
• Kas zayıflığı, tartı düşüklüğü, abdominal distansiyon ve boy

70 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Ayırıcı Tanı: 58. Aşağıdakilerden ilaçlardan hangisi atopik dermatit
• Mikrovillus atrofi nedenleri: Çölyak hastalığı, otoimmun tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri değildir?
enteropati, tropikal sprue, giardiyazis, HIV enteropati, bakteriyel A) Montelukast
aşırı çoğalma, Crohn hastalığı, eozinofilik gastroenterit, B) Topikal kortikosteroid
inek sütü protein enteropatisi, besin allerjisi, primer immun
C) Dupilumab
yetmezlik, graft versus host hastalığı, kemoterapi/radyoterapi
D) Pimekrolimus
enteropatisi, protein enerji malnutrisyonu
E) Crisaborole
Tedavi:
Cevap A
• Tek tedavisi ömür boyu glutensiz diyet kullanılır.
• Diyetten buğday, arpa, çavdar kısıtlanır. Yulaf saf olduğu
garanti edilmedikçe güvenilirliği şüphelidir. Tedavi

• Mısır, pirinç, patates yiyebilirler. Serolojik göstergelerin 6 • Tetikleyici faktörden kaçınma: İrritanlar, gıdalar,
ayda negatifleşmesi diyete uyumun göstergesidir. aeroallerjenler ve enfeksiyonlar.

• Tedavi sonrası klinik yanıt hızlıdır, histolojik düzelme ise geç • Enfeksiyonlar en sık S. aureusa bağlıdır.
sürebilir. • HSV tekrarlayan dermatite neden olabilir.
Yaygın vezikülopüstüler lezyonlar ile
karakterizedir.
• Ekzema vaksinatuma (çiçek aşısına bağlı
57. Aşağıdaki ishal etkenlerinden hangisinde mutlaka
gelişir) yatkınlık vardır. .
antibiyoterapi verilmelidir?
• Siğil ve molloskum kontagosum da sıktır.
A) Rotavirus
• Dermatofitler: Trichophyton rubrum, ve
B) Adenovirus
Malassezia furfur (özellikle baş boyun
C) Salmonella
dermatitinde görülür).
D) C. difficile
• Derinin hidrasyonu: Tedavide ilk basamaktır.
E) Kolera
• Topikal kortikosteroidler antiinflamatuvar tedavide
Cevap E önemlidir.
• Kalsinörin inhibitörleri (takrolimus, pimekrolimus)
Kolera hayatı tehtid eden bir enfeksiyon ajanıdır. Tedavisinden • Fosfodiesteraz İnhibitörü: Crisaborole bir nonsteroidal
antibiyotik verildir. topikal antienflamatuar fosfodiesteraz-4 (PDE-4)
Kolera: inhibitörüdür. 2 yaşına kadar hafif-orta şiddetteki AD
• V. cholera’nın neden olduğu akut ishal tablosudur. İnsan tedavisi için onay almıştır.
bilinen tek konaktır. İnsanlara sıklıkla kirlenmiş sularla • Antihistaminikler
bulaşır. En yüksek risk faktörü temaslı ev halkıdır. Bunun • Katran: Antiinflamatuar ve antipruritik
dışında erkek, O kan grubu, azalmış mide asiditesi,
• Ağır vakalarda: Sistemik kortikosteroidler, siklosporin,
malnutrisyon, immune yetmezlik, barsak immunitesinin
PUVA kullanılabilir.
gelişmemesi gibi durumlarda koleraya yatkınlık artar.
• Dupilumab (IL-4 α subunit monoklonal antikor) IL-4
Kolera toksini cAMP artışı yaparak kript hücrelerinde klor
ve IL-13 inhibe eder.
sekresyonunu artmasına ve mikrovilluslardan klor ve
sodyum emilmesini engeller. Çoğu kolera vakası hafif ve • Önleme: Perinatal dönemde Lactobacillus rhamnosus
bulgu vermezken bazen ağır dehidratasyon yaparak ölüme GG suşu kullanımı, çocuk 1-2 yaş AD gelişimini azaltır.
neden olur.
• Tipik ishali ağrısız, balık kokan pirinç yıkantı suyu
şeklindedir. Hastalığın başlangıncında kusmada görülür.
Tedavide hidrasyon çok önemlidir. Antibiyotik olarak
doksosiklin veya tetrasiklin verilir. Alternatif olarak
eritromisin de verilebilir.

DENEME SINAVI – 80 71
59. Yumurta tüketince ürtiker ve nefes darlığı gelişen 12 aylık 61. Son bir yılda en az kaç atak geçirilmesi tonsillektomi
bebek için; aşağıdakide aşılardan hangisinin yapılması endikasyonudur?
kesin kontredikasyondur? A) 5
A) Kızamık B) 6
B) Sarı humma C) 7
C) Kızamık-Kabakulak-Kızamıkçık D) 8
D) İnfluenza E) 9
E) Hepatit B Cevap C
Cevap B

Tonsillektomi Endikasyonları (Paradise Kriterleri)


Yumurta alerjisi olan çocuklarda aşılama Kriter Açıklama
Aşı Öneri Son bir yılda en az 7 atak
MMR/MMRV Uygulanabilir Boğaz ağrısı sayısı Son 2 yılda en az 5 atak/yıl
İnfluenza Yapılabilir Son 3 yılda en az 3 atak/yıl
Kuduz Dikkatli! yapılabilir Boğaz ağrısına ek aşağıdakilerden en az
Sarı humma Kontrendike 1 tane;
1. Ateş> 38.3°C
Klinik özellikler 2. Servikal LAP (ağrılı lenf nodu veya
or lenf nodu >2 cm)
60. İmmun-disregülasyon, poliendokrinopati, enteropati,
3. Tonsiller eksuda
X-linked (İPEX) sendromunda eksik olan protein ve hücre
4. AGBHS kültür pozitifliği
hangi seçenekte doğru olarak verilmiştir?
Antibiyotik tedavisi alması (kanıtlanmış
A) Pirin – T helper1 Tedavi
veya şüpheli durumda)
B) Filaggrin – T helper2
Kayıt Her atakın eş zamanlı tıbbi kaydı
C) Scurfin – T regülatör
D) Adenozin deaminaz – B lenfosit
E) Tirozin kinaz- CD19
62. 9 yaşında erkek çocuk öksürük ve balgam çıkarma
Cevap C
yakınmasıyla başvuruyor. Fizik değerlendirmede
vucut sıcaklığı 37,5 ‘C, bilateral krepitan raller ve sağ
İmmun-disregülasyon, poliendokrinopati, enteropati, X-linked kulakta büllöz mirinjit saptanan çocukta en olası etken
(İPEX) sendromu aşağıdakilerden hangisidir?
• İlk haftalarda daire (villus atrofisine bağlı) belirgin A) S.aureus
olur. Egzema benzeri döküntüler olur. B) M. pnömoni
• Gelişme geriliği C) RSV
• Endokrin bozukluk; Tip I DM, hipo-hipertiroidi olur. D) S.pnömoni
Otoimmün sorunlar (Coombs + hemolitik anemi,
E) S.pyogenes
trombositopeni) görülür.
Cevap D
• FOXP3 gen mutasyonudur. Scurfin protein eksikliği
olur. CD4+CD25+ regulator T hücre gelişimi için  Pnömoni - Etkene göre tutulum:
gereklidir. Eksikliğinde anormal T hücre aktivasyonu • M. pneumonia solunum epitelini tutar. Silyer hareket
olur. bozulur. İnflamasyon bronş ağacı boyuncu yayılır.
• T hücre baskılamak için siklosporin, sirolimus, • S. pneumonia lober tutulum yapar.
takrolimus gibi ajanlar kullanılabilse de KİT tek küratif • S. pyogenes daha diffüz tutulum yapar. Nekroz, lenfatik
tedavidir. tutulum ve plevral tutulum sıktır.
• S. aureus bronkopnömoni (lobüler, yamalı) şeklinde

72 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


tutulum yapar. artrit, okuler tutulum ve AA amiloidoz gelişimi. FCU’da soğuk
• Klebsiella fissürde volum artışı ve çilek jölesi şeklinde maruziyetinden 1-3 saat sonra febril atak başlar.
balgam (alkoliklerde, DM sık) • MWS ve CINCA progresif sensorinöral sağırlık, optik sinir
Atipik pnömoni etkenleri: Atipik pnömoni özellikleri tutulumu ve aseptik menejit olur. CINCA daha ağırdır ve
• M. pneumonia • Ekstra pulmoner yenidoğan döneminde başlar. Eklem sekelleri belirgindir.
• C. pneumonia manifestasyonlar
• Hafif ateş
• AC grfaisinde yamalı
64. Aşağıdakilerden hangisi primer rapidly progresif
infiltrasyon
glomerülonefrit (RPGN) nedenlerinden biridir?
• Balgamın gram boyamasının
A) Good pasture hastalığı
negatif olması
• Beta laktam antibiyotiklere B) Membranoproliferatif glomerülonefrit
kötü cevap C) Alport hastalığı
D) IgA nefropatisi
 M. pneumonia: Büllöz mirinjit, soğuk antikorlar E) Akut poststreptokokal glomerülonefrit
tanısında önemlidir. Cevap A
 S. aureus: Özellikle viral enfeksiyn sonrası ve
kistik fibrozlularda sık görülür. Kavitasyon, nekroz, PROGRESİF (KRESENTRİK) GLOMERÜLONEFRİT (RPGN)
pnömatosel, ampiyem ve bronkoplevral fistül gelişir.
 Genellikle son dönem böbrek yetersizliğine ilerler.
Nadiren diffüz interstisyel pnömoni yapar. Çocuklarda
ampiyeme en sık neden olan pnömoni etkenidir.  RPGN histopatolojik bulgusu kresent formasyonudur.
Kresent, Bowman kapsülü içinde bulunur ve kapsül
epitelyum hücreleri, fibrin, bazal membran benzeri
madde ve makrofajlardan oluşur.
63. Soğuk maruziyetinden 2 saat sonra başlayan ateş ve
ürtiker yakınmasıyla getirilen erkek çocukta, bu durumun
sık sık tekrarladığı ifade ediliyor. Fizik muayenede artrit RPGN Sınıflama
ve gözlerde kızarıklık saptanan hastanın olası tanısı Primer
aşağıdakilerden hangisidir? • Tip 1: Anti–glomerüler bazal membran hastalığı, Good
pasture+akciğer tutulumu olan
A) Familyal soğuk ürtiker
• Tip 2: İmmün kompleks ilişkili
B) Soğuk ürtiker
• Tip 3: Pauci-immün (genellikle ANCA +)
C) Sistemik juvenil idiopatik artrit
Sekonder
D) Sarkoidoz • MPGN
E) PFAPA sendromu • IgA Nefropati, HSP
Cevap A • APSGN
• SLE
• PAN
Kriyopirin İlişkili Periyodik Sendrom (CAPS)
• Hipersensitif anjitis
• NLRP3 genindeki (1. kromozom) mutasyonlar sonucu geşilen
3 hastalıktır.
1. Kronik infantil nörolojik kutanöz artiküler (CİNCA)
hastalık =Neonatal onset multisistemik inflamatuar
disease (NOMID)
2. Muckle-Wells sendromu (MWS)
3. Familyal cold ürtiker (FCU)
• OD geçerler. Kryopirin mutasyonu vardır, IL-1 üretimi artar.
• Periodik febril ataklar - ürtikeryal döküntü, artralji ve

DENEME SINAVI – 80 73
65. 3 yıldır üst solunum yolu enfeksiyon ile tekrarlayan hematüri 66. Sık sık idrara çıkma ve su içme yakınması ile getirilen 12
yakınması olan 8 yaşındaki erkek çocuğun, kan basıncı, idrar yaşındaki kız hastanın idrar dansitesi 1005, kan şekeri 97 mg/
çıkışı, BUN-kreatinin ve C3 düzeyleri normal saptanıyor. dL ve normal böbrek fonksiyonu saptanıyor. Ayrı zamanlarda
Bu hastanın olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir? hastaya su kısıtlaması ve vasopresin tablet verildikten sonra
idrar miktarında azalma görülmüyor, idrar dansitesi 1005
A) IgA nefropati
ölçülüyor. Bu hastanın olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
B) Alport sendromu
Aşağıdakilerden hangileri bu klinik tablo nedeni olabilir?
C) İnce glomerüler bazal membran hastalığı
A) Nefrojenik diyabetes insipidus
D) Membranoproliferatif glomerülonefrit
B) Santral diyabetes insipidus
E) Fokal segmental glomerülonefrit
C) Primer polidipsi
Cevap A
D) Serebral tuz kaybı
IgA NEFROPATİSİ (BERGER HASTALIĞI)
E) Diyabetes mellitus
• En sık kronik glomerüler hastalıktır. Sistemik hastalık
Cevap A
olmadan mesengial lgA depolanması ile giden bir hastalıktır.
Az miktarda IgG, IgM, C3 ve properdin birikimi de olur.
Ailesel vakalar genetik geçişin önemini gösteriyor. (6q22-23 DİABET İNSİPİDUS (Dİ)
kromozumu?) Santral Diyabetes İnsipidus: Santral diyabetes insipidusta sorun
• Erkeklerde sıktır. En sık geliş bulgusu makroskopik ADH eksikliği veya salgılanmasında bozukluktur. Periferde ADH
hematüridir. Yetişkin döneme kadar böbrek yetersizliği düzeyi düşüktür. Etyolojisi multi faktöryeldir.
olmaz. Nefrojenik Diyabetes İnsipidus: Ortamda ADH vardır. Düzeyi
• ÜSYE’den 2-3 gün sonra ağrısız hematüri ile başlar ve 5 gün artmıştır. Ancak etkisini gösteremez.
içinde geçer. Santral Dİ Nedenleri:
• Ayırıcı tanı için: Poststreptokoksik glomerülonefritte • Konjenital (malformasyonlar, OD, AVP gen mutasyonları,
(APSGN) hematüri daha geç başlar ve daha uzun sürer. C3 DİDMOAD)
seviyesinin APSGN’de azalmış olması da ayrılmalarında
• İlaç ve toksinler (etanol, difenilhidantoin, yılan zehiri)
önemlidir.
• Granülomatoz hast (histiyositozis, sarkoidozis)
• Ig A yüksekliğinin ayrımda değeri yoktur.
• Neoplastik (kraniyofarinjioma, germinoma, lenfoma, lösemi,
• Kötü prognoz göstergeleri:
meningiom, hipofiz tümör; metastaz)
• Hipertansiyon,
• Enfeksiyöz (menenjit, tbc, ensefalit)
• Böbrek fonksiyonlarında bozulma
• İnflamatuvar, otoimmün (lenfositik hipofizit)
• Ağır/uzamış proteinüri
• Travma (cerrahi, kontüzyon)
• Diffüz mezengial proliferasyon
• Vasküler (hemoraji, enfarkt, beyin ölümü)
• Kresent oluşumu,
• İdiopatik
• Glomerüloskleroz,
• Tubulointertisyel inflamasyon ve fibrozdur.
Nefrojenik Dİ Nedenleri:
• Tedavi:
• Konjenital (X-linked resesif, AVP V2 reseptör gen mutasyon,
• Tedavide hedef kan basıncı ve proteinüriyi kontrol etmek OD, OR aquaporin-2 gen mutasyonları)
• ACE inhibitörleri ve Anijotensin II reseptör blokerleri • İlaçlar (demeklosiklin, lityum, sispilatin, metoksifluran)
proteinüride kullanılabilir.
• Hiperkalsemi
• Yeterli olmazsa kortikosteroidler kullanılabilir.
• Hipokalemi
• Erişkinde balık yağının antiinflamatuar omega 3 içermesi
• İnfiltratif lezyonlar (sarkoidozis, amiloidozis)
nedeniyle faydalı kanıtlanmıştır.
• Vasküler (orak hücre anemi)
• Böbrek transplantasyonu yapılabilir. Tekrarlayabilir, sadece
• Mekanik (polikistik böbrek hastalığı, bilateral üreteral
%15-30 allograft kaybı gelişir.
obstrüksiyon)

74 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


• Diürez yapıcılar (glukoz, mannitol, sodyum, radyokontrast madde) Gerçek &Santral Puberte Prekoks & GnRH bağımlı
• İdiopatik • İdiopatik
• SSS tümörleri
• Primer Polidipsi:
• NF-1 / Optik gliom
• Psikojenik (şizofreni, obsesif-kopulsif bozukluk) • Hipotalamik astrositom, hamartom (en sık beyin lezyonu)
• Dipsojenik (düşük susuzluk eşiği) • Ensefalit, ensefalopati/statik, beyin absesi, granülom
• Kafa travması, hidrosefali, araknoid kist, meningosel, radyasyon,
vasküler lezyon
• Genetik mutasyonlar
67. 7 yaşında kız çocuk göğüs gelişimi ile değerlendiriliyor. İnkomplet & Gerçek olmayan Puberte Prekoks & GnRH bağımlı değil
Fizik değerlendirmede her iki göğüs gelişimi evre 2, pubik Erkeklerde
ve aksiller kıllanma saptanıyor. Serum LH, FSH ve östrojen • Gonadotropin salgılayan tümörler

yüksek ölçülüyor. • hCG-salgılayan SSS tümörler (korioepithelioma, germinoma,


teratoma)
Aşağıdakilerden hangisi bu hastanın etiyolojisinde
• hCG-salgılayan tümörler &SSS dışında yerleşik (hepatoma,
öncellikle olarak düşünülmez? teratoma, koriokarsinoma)
A) Konjenital adrenal hiperplazi • Adrenal ve testiküler artmış adrojen

B) Hipotalamik astrositom • Konjenital adrenal hiperplazi (CYP21 and CYP11B1 defektleri)


• Virilizan adrenal tümör
C) Hamartom
• Leydig cell adenom
D) Hidrosefali • Familyal testotoksikozis
E) Vasküler lezyon Kortizol rezistans sendrom
Kızlarda
Cevap A
• Over kistleri
Olgudaki erken puberte santral/GnRH kaynaklıdır. • Over/adrenal östrojen salgılayan tümörler
Puberte Prekoksta Laboratuvar Bulguları • Peutz-Jeghers sendromu
Her iki cinsiyette
Gerçek Puberte Prekoksta:
• McCune-Albright sendromu
• Cinsiyet hormonları puberte evresine uygun artmıştır. Erken • Hipotiroidi
dönemde yükselme olamayabilir. • İatrojenik veya eksojen erken (östrojen maruziyeti)
• LH düzeyi; pulsatil olduğu için gece seri ölçümler daha Pubertal Gelişim Varyantları

anlamlıdır.
• Prematür telarş
• Prematür izole menarş
• GnRH testin pubertal cevap alınır. • Prematür adrenarş
• GH ve IGF-I salınımı artar • Adolesan erkeklerde jinekomasti

• Erkek çocuklarda testisler simetrik gelişir. • Makroorşidi


Puberte Prekoks & Heteroseksüel
• Kemik yaşı ilerlemiştir. Başta boyları yaşıtlarından büyük Erkeklerde (Feminizasyon)
olsa da epifizlerin erken kapanması boyları kısa kalır. • Adrenal neoplazm
• USG overler büyük, multiple folikül gelişimi, uterus korpus/ • Korioepiteliom
serviks oranının >1 olması. • CYP11B1 defekti
• Testiküler neoplazm (Peutz-Jeghers sendromu)
• Hastaların diş gelişimi ve zekâları kronolojik yaşla
• Artmış adrenal östrojen→ adrojen dönüşümü
uyumludur.
• İatrojenik (östrojen maruziyeti)
Yalancı Puberte Prekoksta: Kızlarda (Virilizasyon)
• Pulsatil tarzda gonadotropin salgılanımı yoktur • Kojenital adrenal hiperplazi
• CYP21 eksikliği
• GnRH testine prepubertal cevap alınır (Pik LH< 5IU/mL, Pik
• CYP11B1 eksikliği
LH/FSH <1)
• 3β-HSD eksikliği
• Estrojen veya testosteron yüksektir • Virizilan adrenal neoplazm (Cushing sendromu)
• Tümörlerin kitle etkisi ile büyütmesi dışında testiste ve • Virizilan overyan neoplazm (arrhenoblastom)

overde büyüme olmaz. • İatrojenik (androjen maruziyeti)


• Kortizol rezistan sendromu
• Kemik yaşı ileridir.
• Aromataz eksikliği

DENEME SINAVI – 80 75
68. 18 aylık erkek çocuk bilinç bulanıklığı ve hızlı nefes Pyridoxin (Vitamin B6) bağımlı nöbetler:
alma şikayetleri ile getiriliyor. Fizik değerlendirmesinde  OR geçer Glutamik asit dekarboksilaz (GAD) aktivitesinde
glaskow koma skoru 6 puan, derin ve sık nefes aldığı azalma vardır. Enzimin kofakörü B6’dır.
saptanıyor. Öyküsünde 3 gün öncesinde ateş, kusma ve
 Hayatın ilk birkaç saatinde nöbetler ve
ishal yakınmalarının başladığı ardından bu tablonun
antikonvülzanlara cevapsız nöbetler görülür.
geliştiği belirtiliyor. Kan şekeri düşüklüğü, ketonemi ve
 Vitamin B6 yüksek dozda nöbetleri ve EEG’yi düzeltir.
arteriyal kan gazında metabolik asidoz, saptanıyor. Öyküsü
derinleştirildiğinde, 2 ay öncesinde benzer bir klinik  Tanısında BOS’ta glutamik asit artışı, GABA azalması
tablonun geliştiği, hastanede yatırılarak tedavi edildiği ve görülmesi önemlidir.
aileye salisilat zehirlenmesi olduğu öğreniliyor. Ancak ailesi
salisilat kullanımı olmadığını ifade ediyor.
Aşağıdakilerden hangisi en olası tanı olmalıdır? 70. Daha önce sağlıklı 15 aylık kız bebek, çarpıntı, nefes
A) Galaktozemi darlığı, sık nefes alma ve ateş nedeniyle getiriliyor. Fizik
B) Tirozinemi muayenesinde; vucüt sıcaklığı 38,5 °C, kalp tepe atımı 210/
dk, solunum sayısı 65/dk, S3-galo ritmi, hepatomegali
C) Beta ketotiolaz eksikliği
saptanıyor. Telekardiyogramda kardiyo-torasik oranda artış
D) Metil malonik asidemi
görülüyor.
E) Propiyonik asidemi
Bu hastanın olası tanı ve uygun tanı testi aşağıdakilerden
Cevap C hangisinde doğru olarak belirtilmiştir?
A) Akut romatizmal ateş - EKO
BETA KETOTİOLAZ EKSİKLİĞİ B) Perikardit - EKO
• Keton kullanım defekti; hastalardaki asidoz, ketozis ve C) Miyokardit – Kardiyak MR
hiperammonemi intermittan karakterde olup, koma ve
D) Sepsis –Kan kültürü
ölüme neden olabilir.
E) Akut bronşiolit – Nazal viral PCR
• Asidoz epizodları araya giren enfeksiyon ile provake olur,
Cevap C
intra venöz sıvı ve bikarbonat tedavisine dramatik cevap
verir.
• Ataklar arasında çocuk tamamen normal olup, normal MİYOKARDİT
diyeti tolere edebilir. • Myokardin enfeksiyöz ve nonenfeksiyöz nedenlere bağlı
• Mental gelişim genellikle normaldir. inflamasyonudur.

• Klinik tablonun benzerliği ve kanda asetoasetat/salisilat • Çocuklarda viral nedenler en sıktır.


ölçümleri birbirleri ile interferans yaptığından ataklar • Enfeksiyöz myokarditler:
aspirin intoksikasyonu ile karıştırılabilir. • Viral myokardit: Çocuklarda en fazla myokardit
nedeni virüsler; Coxsackivirus ve diğer
enterovirüsler, adenovirüs, parvovirüs B19, EBV,
parechovirus, influenza virüsü ve CMV
69. Antikonvülzan tedavilere dirençli nöbetleri olan, glutamik
asit dekarboksilaz aktivite düşüklüğü saptanan bebekte, en • Difteri: Toksine bağlı periferik dolaşım yetersizliği,
uygun tedavi aşağıdakilerden hangisidir? toksik myokardit, AV blok, dal blokları,
ekstrasistoller yaparak kardiyomegali ve kalp
A) Vitamin B6
yetersizliği yapar. Aritmi ve KKY tedavisi yapılır.
B) Vitamin B3
Prognozu kötüdür.
C) Vitamin D
• Sistemik bakteriyel enfeksiyonlar; periferik
D) Biotin dolaşım yetersizliği, toksik myokardit yapabilirler.
E) Vitamin C • Riketsiyal hastalıklar, parazit ve mantar
Cevap A enfeksiyonları (Histoplazmoz, coccidioidomycosis,
toksoplazmozis, trichinosis, aktinomycoz, hidatik
kist, schistosomiazis, tripanosomiazis..)

76 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


• Tifo Myokarditi: Kalp yetmezliği nadir görülür.
• Parazitik (trişinozis, toksoplazma) Myokardit: Chagas
• Sporadik görülebileceği gibi epidemide yaparlar. Küçük çocuklarda fulminan seyrederken büyük çocuklarda
asemptomatik seyrederler.
• Akut viral myokarditte fulminan enflamatuvar bir süreç görülebileceği gibi kronik bir inflamasyonda görülebilir. Konik
viral enflamasyonun sonucu dilate KMP’dir.
Klinik Bulgular:
• Yenidoğanlarda ateş, ciddi kalp yetersizliği, respiratuar distress, siyanoz, kalp seslerinin derinden gelmesi, zayıf nabızlar,
ateşle orantısız taşikardi (diskordans), mitral yetersizlik, galo ritmi, asidoz ve şok görülür.
• Büyük çocuklarda KKY ve aritmiler görülür ve sonuçta dilate KMP’ye gider.
Tanı:
• Hemogramda lökositoz (viralde lenfosit, bakteriyelde PNL hakimiyetinde), sedimentasyon artışı, kalp enzimlerinde artış
(CK, LDH, AST, ALT, BNP) saptanır.
• Röntgende kalp normal veya diffüz büyümüş görülebilir.
• EKG’de sinus taşikardisi, aritmiler, kalp blokları, QRS voltaj düşüklüğü ve non-spesifik ST ve T değişiklikleri görülür.
• EKO ile ventrikül fonksiyonları düşer.
• Kardiyak MRG: Standart tanı yöntemi

71. Yenidoğan bebeklere, konjenital kalp hastalıkları taraması için pulse oksimetre ile tarama yapılmalıdır. Aşağıdakilerden
hangisinin bu tarama ile bulgu vermesi beklenmez?
A) Ventriküler septal defekt
B) Büyük arter transpozisyonu
C) Triküspit atrezisi
D) Trunkus arteriozus
E) Aortik art hipoplazi
Cevap A

Her yenidoğana pulse oksimetre ile konjenital kalp hastalığı taraması yapılmalıdır
• 24. saatten sonra taburcu olmadan önce yapılır. Eğer bebek 24. Saatten önce taburcu oluyorsa taburcu olmadan hemen önce
yapılır
• Sağ el ve sol veya sağ ayak, preduktal ve postduktal alanların ikisi birden ölçülmelidir.
• Her iki ölçüm de <95% ise, iki ölçüm arasında >3%’ten fazla fark var ise hasta acil olarak pediatrik kardiyolojiye ekokardiyografi
açısından danışılmalıdır.
• Eğer test sonucunda her iki ekstremite saturasyon değeri ≥95 % ve ektremite saturasyon farkı değeri ≤3 ise %99 ihtimalle bebeğin
kritik konjenital kalp hastalığı bulunmamaktadır.
• Total pulmoner venöz dönüş anomalisi, BAT, Triküspit atrezisi, Trunkus arteriozus, YD/aort koarktasyon, aortik art hipoplazi
tarama ile bulgu verir.

DENEME SINAVI – 80 77
72. Aşağıdakilerden hangisi acil müdahale gerektiren başvuru 73. Sağ memesinde kitle şikayeti ile başvuran hastanın
bulgularından değildir? yapılan tru-cut biyopsi sonucu; atipik epitelial
A) Taşikardi hiperplazi saptanıyor bu hasta için en uygun yaklaşım
aşağıdakilerden hangisidir?
B) Kusma
A) Yıllık kontrol
C) Takipne
B) Simple mastektomi
D) Siyanoz
C) Modifye Radikal Mastektomi
E) Pil yutma
D) Segmental mastektomi+sentinel lenf nodu biyopsisi
Cevap B
E) lezyonun lokal eksizyonu
Cevap E
TRİYAJ
Hızlı müdahale gerektiren öykü ve fizik muayene bulguları (red
flag): Atipik epitelyal hiperplazi meme kanseri riskinde artış ile
beraberdir bu yüzden lezyonun eksizyonu gereklidir.
Solunum Yetmezliği için
· Taşikardi
· Takipne
· Siyanoz 74. Kırkdokuz yaşında bayan hastada 4 yıl önce sol memede
· Apne
DCIS nedeniyle meme koruyucu cerrahi yapılmıştır. Yapılan
· Pil yutma
kontrollerde DCIS nüksü mevcuttur.
· Yabancı cisim aspirasyonu
· Hipoksemi ve/veya bilinç değişikliğinin eşlik ettiği Bu hastada en uygun tedavi planı ne olmalıdır?
solunum sıkıntısı A) Radyoterapi
Dolaşım Yetmezliği için B) Kemoterapi
· Taşikardi
C) Lokal eksizyon+radyoterapi
· Takipne
· Siyanoz D) Mastektomi
· Apne E) Lokal eksizyon+kemoterapi
· Peteşi veya purpura
Cevap D
· Eritrodermi
· Peritonit
· Safralı kusma DCIS nedeniyle Meme koruyucu cerrahi yapılan hastalarda eğer
· Adenektomi/tonsillektomi sonrası kanama takipte nüks ortaya çıkarsa mastektomi planlanmalıdır.
· Ekstremite travması +Nörovasküler defekt
Nörolojik Yetmezlik için
· Taşikardi
· Bradikardi – Hipertansiyon 75. Medüller tiroid kanseri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden
· Çift görme hangisi doğrudur?
· Anizokorik pupil A) Tedavisinde tümörün olduğu tarafa yapılan lobektomi
· Apne yeterlidir.
· Sık veya uzamış konvülziyon
B) Tanı biyobsi ve serum kalsitonin ölçümü ile konulur.
· Fokal nörolojik defisit
· Ani başlayan baş ağrısı C) Tedavide cerrahi sonrası TSH supresyonu ve RAİ tedaviside
· İntihar/cinayet düşüncesi, psikoz uygulanmalıdır.
D) Tiroid malinigtelerinin %20-25’unu oluşturur
E) Tiroidin folliküler hücrelerinden kaynaklanır.
Cevap B

78 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


• Tiroid kanserlerinin yaklaşık %5-6 kadarını oluşturur. • Şiddetli oftalmopatisi olan hastalarda RAİ tedavisi göz
• Nöral krest orjinli C hücrelerinden köken alır bulgularını şiddetlendirebilir. cerrahi ile göz bulgularının
ilerlemesi durur hatta gerileyebilir.
• Ameliyat total tiroidektomi + santral boyun disseksiyonu +
modifiye radikal boyun disseksiyonudur. TSH süpresyonu ve
radyoaktif iyot ablasyonunun yararı yoktur 78. Elli yaşında herhangi bir şikayeti olmayan kadın kontrolleri
• Biyopsi ve serum kalsitonin ölçümü ile tanı konur. esnasında tiroid sağ lobunda nodül tesbit ediliyor. ince iğne
aspirasyon biyopsisinde Hürthle hücreli neoplazi tanısı alıyor.
Ameliyat sırasında yapılan histopatolojik incelemesinde
neoplazinin invaziv özellikle olduğu düşünülüyor.
76. Tiroid sol lobunda 1. 5 cm çapında medüller troid
Bu hasta için en uygun tedavi aşağıdakilerden hangisidir?
karsinomu odağı saptanan bir hasta için en uygun tedavi
A) Total tiroidektomi + RİA
seçeneği aşağıdakilerden hangisidir?
B) Total tiroidektomi + lateral boyun diseksiyonu
A) Total tiroidektomi + santral boyun disseksiyonu
C) Total tiroidektomi
B) Total tiroidektomi+sol santral boyun diseksiyonu
D) Total tiroidektomi + santral lenf düğümü diseksiyonu
C) Sol lobektomi + isthmektomi
E) Sağ lobektomi + istmektomi
D) Total tirodektomi + sol lateral modifiye radikal boyun
diseksiyonu+santral boyun diseksiyonu Cevap D

E) Sol total, sağ subtotal tiroidektomi


Cevap D İnvaziv özellik ifadesi bu lezyonun karsinom olduğunu
düşündürür Hürthle hücreli karsinomun standart ameliyatı total
tiroidektomi ve santral boyun disseksiyonudur Hürthle hücreli
Medüller tiroid karsinomunda Yüksek multisentrisite oranı vardır.
kanser ve medüller kanserlerde santral lenf nodu disseksiyonu
• Radyoaktif iyot tutulumu görülmez. Agresif seyir gösterir. rutin önerilmektedir. hurtle hücreli karsinomda Radyoaktif iyot
• Santral bölgede yer alan lenf düğümleri yüksek oranda tedavisinin yeri yoktur .
tutulduğu için santral lenf nodu disseksiyonu da rutin olarak
önerilmektedir.
• Lenf nodları palpe ediliyor ise aynı tarafa veya bilateral
79. Haşimato tiroiti olan hastalarda aşağıdaki lezyonlardan
modifiye radikal boyun disseksiyonu yapılmalıdır.
hangisinin görülme olasılığı daha fazladır?
• Tümör çapı 1.5 cm. den büyük ise aynı tarafa profilaktik
A) MEN-2B ile birliktelik
modifiye radikal boyun disseksiyonu yapmak gerekir.
B) Troit lenfoması
C) Paratiroit hiperplazisi
D) Medüller tiroit karsinomu
77. Graves hastalığında aşağıda verilen durumların hangisinde
E) Papiller tiroit karsinomu
radyoaktif iyot tedavisi uygundur?
Cevap B
A) Şiddetli oftalmopatili 25 yaşında erkek hasta
B) Anti-tiroid ilaç tedavisi ardından tirotoksikoz gelişen 60
yaşında erkek hasta Haşimato tiroiti olan hastalarda tiroit dokusunda tiroide ait
lenfoma gelişme riski artmıştır. B cell lenfoma riski çok artmıştır.
C) Gebe hasta
D) Lohusa hasta
E) Genç kadın hasta
Cevap B

Radyoaktif iyotun ameliyata en fazla tercih edilebileceği durum


anti-tiroid ilaç ve özellikle de ameliyat sonrası nüks eden
hipertiroididir.

DENEME SINAVI – 80 79
80. 81. Hipernatremi klinik ve tedavisi ile ilgili aşağıdaki
I- Evre-1 ve Evre-2 meme kanserlerine erken evre meme ifadelerden hangisi yanlıştır?
kanserleri denir ve meme koruyucu cerrahi önerilir. A) Sıvı açığı çoğu vakada görülür.
II- Erken evre meme kanserlerinde sentinel lenf nodu B) Mukozalar kuru ve yapışkan mukus içerir
biyopsi endikasyonu yoktur. C) Sıvı replasmanında %5 dekstroz kullanılabilir.
III- Evre-3 meme tümörlerine lokal ileri evrede meme D) Kronik hipernatremilerde sodyum düzeyi hızlı bir şekilde
tümörü denir. Başlangıç tedavisi neoadjuvan tedavidir. düşürülmemelidir.
IV- Evre-4 meme kanserlerinin tedavisi küratif değil palyatif E) Hipovolemik hastalarda öncelikle hipernatremi tedavi
amaçlıdır. Öncelikli tedavi cerrahidir. edilmelidir.
Meme kanseri evre ve tedavileriyle ilgili yukarıdaki Cevap E
ifadelerden hangileri doğrudur?
A) I, II
Hipernatremide görülen en spesifik fizik muayene bulgusu
B) III, IV mukozanın kuru ve yapışkan olmasıdır. Hipernatremide
C) I, III hipotansiyon, hiponatremide hipertansiyon görüldüğü akılda
D) II, IV tutulmalıdır.

E) I, IV Tedavini esasını hipernatremiye neden olan etyolojik faktörlerin


ortadan kaldırılması oluşturmaktadır ve öncelikle su verilmesi
Cevap C
esasına dayanır.
Na atılımını artırmak için diüretiklerde kullanılabilinir.
Meme tümörünün evreleri ve verilen tedaviler ile ilgili bilgilerden
Acil durumlarda veya böbrek fonksiyonları bozuk olduğu
I ve III doğrudur, II ve IV yanlıştır. Evre-1 ve Evre-2 meme
durumlarda Diyaliz tedavi seçenekleri arasındadır.
kanserlerine erken evre meme kanserleridir ve öncelikli tedavisi
meme koruyucu cerrahidir. Bu hastalar erken evre meme kanseri Na saatte maksimüm 1 mEq ve günde maksimum 12 mEq/L
olmaları aksillanında korunması anlamına gelmez. Öncelikle hızıyla düşürülmelidir.
yapılması gereken sentinel lenf nodu taraması yapılır ve pozitif Eğer hipernatremi sıvı replesmanı ile daha hızlı düzeltilirse
olan hastalarda ise aksiller lenf nodu diseksiyonu yapılması ekstrasellüler sıvı miktarı artar. Na konsantrasyon farkına bağlı
önemlidir. Erken evreli tümörü olan hastalarda tümör çapı 1cm olarak hücre içi alana doğru harekete geçer ve birlikte bir miktar
den büyük ise adjuvan kemoterapi önerilir. Tümör çapı 0,1 (0,5 de suyuda da hücre içine çekerek sonuç olarak beyin ödemi gelişir ve
olabilir)cm den büyük ise lenfovasküler invazyon varlığı, yüksek buna bağlı klinik bulgular ortaya çıkar.
nükleer/histolojik grade ve Her-2 pozitifliği yada östrojen reseptör
negatifliği sözkonusu ise adjuvan kemoterapi önerilmektedir.
Evre-3 meme kanseri uzak metastaz olmayan ancak lokal
82. Farklı şok tipleride görülen hemodinamik cevap ile ilgili
ileri evre meme hastalarını kapsamaktadır. Başlangıçta bu
aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?
hastalara neoadjuvan kemoterapi uygulanır. Bunu takiben
ya meme koruyucu cerrahi ya da MRM önerilir. Neoadjuvan A) Hipovolemik şokta kardiyak indeks azalmış, sistemik
kemoterapiye duyarsız olan hastalarda ise radyoterapi önerilir. vasküler direnç yükselir, santral venöz basınç azalmıştır.
Buradaki kemoterapinin amacı uzak metastazları önlemek ve B) Vazodilatatör şokta hiperdinamik evresinde kardiyak
radyoterapinin amacı ise lokal nüksleri azaltmaktır. Evre-4 meme indeks artar, sistemik vasküler direnç azalmış, santral
kanserlerinin tedavisi küratif değil palyatif amaçlıdır. Öncelikli venöz basınç artmıştır.
tedavi radyoterapidir, cerrahi daha sonra düşünülür. Temel olarak C) Hemorajik şokta kardiyak indeks azalır, sistemik
cerrahi dışı tedaviler tercih edilir. vasküler direnç artar, santral venöz basınç azalmıştır
D) Kardiyojenik şokta kardiyak indeks artış gösterir,sistemik
vasküler direnç azalmıştır, santral venöz basınç
azalmıştır.
E) Nörojenik şokta kardiyak indeks azalır, sistemik vasküler
direnç düşer, santral venöz basınç düşer.
Cevap D

80 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


DEĞİŞİK ŞOK TİPlERİNİN FİZYOlOJİK ÖZELLİKLERİ
VENÖZ OKSİJEN
ŞOK TİPİ CVP VE PAKB KARDİYAK DEBİ SVD
SATURASYONU
HİPOVOlEMİK Azalmış Azalmış Artmış Azalmış
KARDİYOJENİK Artmış Azalmış Artmış Azalmış
SEPTİK ŞOK
*hiperdinamik Artmış Artmış Azalmış Artmış
*hipodinamik Azalmış Azalmış Artmış Artmış ya da Azalmış
NÖROJENİK Azalmış Azalmış Azalmış Azalmış

83. Yağ embolisi sendromunda klinik bulgular ile ilgili 84. Tiroid papiller ca alt tiplerinden en iyi ve en kötü prognoza
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? sahip olan alt tipleri aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru
A) Travmadan sonra veya iki -üç gün sonra solunum olarak sıralanmıştır?
yetmezliği gelişebilir. A) Solid tip – Kribriform tip
B) AC grafisinde karakteristik bulgu bilateral alveolar B) Foliküler tip – Tall cell tip
infiltrasyon görünümü mevcuttur. C) Tall-cell tip – Foliküler tip
C) Ateş ve taşikardi sık görülür. D) Foliküler tip – Kolumnar tip
D) Trombositopeni, hiperkalsemi ve hipokalemi görülür. E) Foliküler tip – Klasik kribriform tip
E) En sık görülen nörolojik semptomlar konfüzyon ve Cevap B
komadır.
Cevap D
Tall-cell tip papiller ca’nın en kötü prognoza sahip olan tipidir.
Papiller tiroid kanser pure papiller formda görülebildiği gibi
Yağ embolisi sendromunda hematokrit düzeyinde açıklanamayan histolojik olarak bazı varyantları da mevcuttur. Bunlardan en sık
düşme görülür, trombositopeni, hipokalsemi ve hipoalbuminemi görüleni foliküler varyanttır. Daha nadir olan tall-cell, kolumnar,
saptanan diğer bulgulardır. diffüz, sklerozan, solid / trabeküler gibi tipleri vardır.
Yağ embolisi travma ve uzun kemik kırıkları sonrasında, eklem Prognozu en kötü olan tall-cell hücreleridir. Lenf nodu metastaz
protez replasmanında, yanıkta, yüksek irtifadaki basıncın hızlı oranı da en yüksek olan tiptir.
dekompresyonu, kemik iliği tx, liposuction, akut hemarojik
En iyi prognozlu olan foliküler tiptir.
pankreatit, karbon tetraklorür zehirlenmesi sonucunda
görülebilir.
Solunum yetmezliği (%75) genellikle travmadan hemen
sonra gelişmektedir. 48-72 saate kadar da gelişebilir. ARDS’ye 85. Aşağıda verilen immunsupresif ilaçlarla etki
ilerleyebilir. Küçük bir kısmına entübasyon ve respiratuar destek mekanizmaları arasındaki eşleştirmelerden hangisi yanlış
gerekebilir. olarak verilmiştir?

Akciğer grafisinde karakteristik bulgu bilateral alveolar A) Azotiopürin- DNA ve RNA sentezini inhibe eder.
infiltrasyon görünümü mevcuttur. B) Mikofenolat mofetil – Pürin sentezini inhibe eder.
SSS tutulumu olguların büyük kısmında görülür ancak pulmoner C) Sirolimus – Pürin sentezini inhibe eder.
fonksiyon bozukluğu olmadan SSS fonksiyon bozukluğu D) Takrolimus – IL-2 sentezini inhibe eder.
görülmez.
E) Siklosporin – IL-2 sentezini inhibe eder.
En sık görülen nörolojik semptom konfuzyon ve komaya kadar
ilerleyebilen dezoryantasyondur.
Cevap C
Peteşial döküntüler aksilla, boyun ve deri katlantılarında 12-24
saat kadar süren ve daha sonra hızlıca kaybolan karakteristik
döküntülerdir. Ateş ve taşikardi sık görülür. Sirolimus lenfosit fonksiyonlarını inhibe ederek etki gösterir.

DENEME SINAVI – 80 81
86. Aşağıdakilerden hangisi fizyolojik meme başı akıntısının İlk dakikalar ve saatler içerisinde gelişir. Donör antijenleriyle
özelliklerinden biri değildir? daha önceden sensitize olan alıcılarda görülür. Akut rejeksiyon
A) Bilateral olması ile kronik rejeksiyonu birbirinden ayırmada en yararlı yöntem
biyopsidir. Kronik rejeksiyonda histolojik olarak daha az lenfosit
B) Multipl kanaldan kaynaklanması
infiltrasyonu vardır. Atrofi, parankimal fibroz ve arteroskleroz ile
C) Sıkma ya da provokasyon ile akıntı olması
karekterizedir. Tedavi retransplantasyondur.
D) Mammografinin normal olması
E) Kitle ile birlikte olması
Cevap E
88. Aşağıdakilerden hangisi Peutz-Jeghers sendromu
özelliklerinden biri değildir?
Renksiz ve berrak meme başı akıntısı patolojik meme başı akıntısı A) Mukoza ve kutaneal bölgelerde pigment artışı
şeklindede görülebilir.Patolojik meme başı akıntısı unilateraldir,
B) Hamartamatöz tip polip
tek kanaldan gelir, kitle ile birlikte olabilir, mamografi bulgusu
C) İnvajinasyon
olabilir, kanlı ise (intraduktal papillom, büyüğü karsinom), sarı
yeşil renkli ise duktal ektazi, renksiz berraksa karsinom lehine D) Kolik tarzı ağrı
olabilir. Patolojik meme başı akıntısı spontandır. E) PTEN gen mutasyonu
Fizyolojik akıntı multiple kanallardan gelebilir, kitle yoktur, Cevap E
mamografi bulgusu yoktur, beyaz, sarı, yeşil ve kahverengi renkli
olabilir. Sadece provokasyon ile akıntı olur.
PEUTZ-JEGHERS SENDROMU (PJS)
Peutz Jegers sendromu 19. Kromozomda yer alan STK-11 geninin
mutasyonu sonucu oluşan GİS malignensileri, meme kanseri,
87. Klinik rejeksiyon sendromlarıyla ilgili aşağıda verilen testiküler kanser, pankreatik kanser ve deri, mukozanın benign
ifadelerden hangisi yanlıştır? pigmentasyonu ile giden bir hamartamatöz OD sendromdur.
A) Kronik rejeksiyonların tedavisinde retransplantasyon PJSda polipler en sık tutulum jejunum ve ileumda olup yüzde elli
yapılır. olguda rektal ve kolonik polipler, %25 olguda ise gastrik poliplere
B) Akut rejeksiyondan primer olarak T-lenfositler rastlanır.
sorumludur. PJSda en sık semptom tekrarlayan kolik tarzında karın ağrılarıdır.
C) Hiperakut rejeksiyonu önlemede lenfositoksik cross- Tarama 20 yaşında bazal kolonoskopi ve üst endoskopiyle
match ve ABO kan grubu tayini kullanılır. başlar. PJSda pigmentasyon en çok dudaklarda görülür. Bunun
D) Hafif akut rejeksiyonlarda OTK-3 başlanır. dışında burunda, perioral alanda, bukkal mukozada,parmaklarda
izlenebilir.
E) Akut rejeksiyon ile kronik rejeksiyonu birbirinden
ayırmada en yararlı yöntem biyopsidir. PJS GİS’te benign hamartomatöz polipozis ve mukokutanöz
pigmentasyona neden olan otozomal dominant bir hastalıktır.
Cevap D
Polipler hamartomatöz olmasına rağmen düşük ihtimal de olsa
malign dejenerasyon görülebilir. PJSnda malignite riski artan
Akut rejeksiyon organ transplantasyonlarında en sık görülen organlar: Over, uterus, meme ve pankreastır.
rejeksiyon tipidir.Akut rejeksiyondan primer olarak T-lenfositler
sorumludur. Günler ya da haftalar içerisinde gelişir. Akut
rejeksiyon Post-op 5.gün ile 6. aya kadar gelişebilir. Tedavi
rejeksiyonun şiddetine bağlıdır. Hafif rejeksiyonlarda 89. İntraabdominal apseler içinde en mortal olanı
metilprednizolon orta ve şiddetli rejeksiyonlarda ise OTK-3 ya aşağıdakilerden hangisidir?
da anti timosid globülin kullanılır. Bunların başarısız olduğu A) İnterloop apse
durumlarda immünglobilin IVIG+rituksimab veya alemtuzumab B) Pelvik apse
kullanılır. Hafif Karaciğer rejeksiyonu olan hastalarda takrolimus
C) Sağ subfrenik apse
dozunun yükseltilmesiyle de tedavi mümkündür. Hiper akut
D) Küçük omentum apse
rejeksiyon tedavi edilmez ancak önlenebilir. Önlenmesi içinde
lenfositotoksik cross-match ve ABO kan grubu tayini kullanılır. E) Sol subfrenik apse
Cevap D

82 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Subfrenik apse
Üst karın apselerinin en sık görüleni sol subfrenik apselerdir. özellikle splenektomiden sonra, splenik fossa drene edilmemişse ve
pankreatite bağlı gelişebilir. Sol kostal hassasiyet, sol omuz ağrısı (Kehr bulgusu), sol plevral efüzyon ve sol diafram hareketlerinde
kısıtlılık gözlenebilir. Sağ subhepatik apselerin en sık nedeni ise gastrik ülser ameliyatları ve ikinci en sık neden safra yolları
ameliyatlarıdır.
Küçük omentum (Lesser sac) apse
Prognozu en kötü ve en nadir görülen batın içi apseler bursa omentalis (küçük omentum, lessersac) apseleridir. En sık sebebi pankreas
apsesi veya pankreas ps.dokistinin sekoner enfeksiyondur. Mide ülseri, duodenal ülser veya mide kanseri perforasyonuna bağlı da
meydana gelebilir.
İnterloop apse (Midabdominal)
Tanısı en zor konulan batın içi apseler interloop apselerdir. çünkü en zor görüntülenen apselerdir. Bağırsak ansları, mezenter, karın
duvarı ve omentum arasında yerleşen, multiple küçük hacimli koleksiyonlardır. Tanı konulması zor olmakla birlikte en değerli tanı
yöntemi BT’dir.
Pelvik apse
Pelvik apseler belirgin semptom ve bulguya yol açmazlar. Künt bir alt kadran ağrısına neden olurlar. Rektum iritasyonu, üriner
şikayetler ve tenezme yol açabilirler.
Nedenleri:
• Kolon divertikülit perforasyonları (en sık).
• PID
• Perfore apandisit
• Jeneralize peritonit sonrası
Retroperitoneal apse
Retroperitoneal apselerin en sık sebebi böbrek enfeksiyonlarıdır. En sık semptomu karın veya flank ağrı, ateş, halsizlik, kilo kaybıdır.

90. Canalis inguinalis arka duvarını oluşturan aşağıdakilerden hangisidir?


A) İnguinal ligament
B) Parietal periton
C) Fasya transversalis
D) Linea semilunaris
E) M. obliqus internus abdominisin aponevrozu
Cevap C

Inguinal kanal (indirek fıtık bu kanaldan Çıkar)


• Anterior duvar: Eksternal oblik kası aponörozu
• Inferior duvar: İnguinal ligaman (Poupart lig.)
• Superior duvar: Konjoint tendon
• Posterior duvar: Transversalis fasya ve aponörozu

DENEME SINAVI – 80 83
91. Ana safra yolunun distal kısmındaki tümöral nedene bağlı tıkanma sarılığı olan hastada safra kesesinin palpable olması
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Charcot bulgusu
B) Obturator belirtisi
C) Murphy bulgusu
D) Kehr belirtisi
E) Courvoisier bulgusu
Cevap E

Karın patolojileri ile ilişkili özel işaretler


İşaret Tanım Diagnos
Aaron Mc Burney nktasına bası ile epigastrik ağrı oluşması Akut apandisit
Chandelier Servix hareketi ile aşırı palvik ağrı Pelvik inflamatuvar hastalık
Charcot Ateş, sarılık, sağ üst kadranda ağrı Kolanjit
Courvoisier Ağrısız sarılık ve palpable safra kesesi varlığı Periampuller tümör
Cruveilhier Caput medusa (umblikal ven) Portal hipertansiyon
Cullen Periumblikal ekimoz Hemoperitoneum
Grey turner Göbek ve flank bölgelerinde lokla renk bozuklukları Akut hemorajik pankreatit
Murphy Derin ispiriyumda ağrılı sağ üst kadran palpasyonu Akut kolesistit
Rovsing Sol kadranlara bası ile sağ alt kadranda ağrı oluşması Akut apandisit
Ten Horn Sağ testisin traksiyonunda ağrı oluşması Akut apandisit
Fothergil bulgusu Batın ön duvarında kitle palpe edilmesi (rektus kası kasıldığında palpe Rektus kılıf hematomu
edılmeye devam eder)
Grey turner Göbek ve flank bölgesinde mor renk değişikliği Hemorajik pankreatit
bulgusu
Psoas bulgusu Sağ femurun hiper ekstansiyonunda mc burney’de ağrı olması Akut apandisit
Duphy bulgusu Hızlı harekette ya da öksürmekle sağ mc burney’de ağrı olması Akut apandisit
Reynold pentatı Charcot tiradına hepatik ensefalopati (nörolojik semptom) ve septik şokun Kolanjit sonrası sepsis
eklenmesi
Obturator bulgusu Sağ femurun fleksiyon ve dış rotasyonunda sağ mc burney’de ağrı olması Akut apandisit

92. Karıniçi basıncın indirekt ölçümündeki en sık yöntem aşağıdakilerden hangisidir?


A) Saatlik idrar takibi
B) Periferik vasküler direnç ölçümü
C) Arteriyal oksijen saturasyon takibi
D) Mesane içi basınç ölçümü
E) Santral venöz basınç ölçümü

Cevap D
Evre mmHg cm su
1 10-15 13-20
2 16-25 21-35
3 26-35 36-47
4 >35 >48

84 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


Buna göre tedavi planı şu şekilde yapılmalıdır: • Tanıda en değerli test indirekt hemaglütinasyon testidir.
Evre 1: normovoLemik resusitasyon Evre 2: hipovoLemik • Taze gaita mikroskobisinde % 90 oranında trofozoitler
resusitasyon görülür.
Evre 3: dekompresyon • Gaita kültürü diğer kolit etkeni olan bakterilerden ayırmak
Evre 4: acil re -ekspLorasyon için yapılmalıdır.

(Evre 2 hastalarda şayet oLigüri ve hipoksi mevcutsa bun- • Başlıca tedavi metronidazoldur. Lümen içindeki amipler için
lara da dekompresyon planlanmalıdır. ) ise iododuinol verilmelidir.
• Fatal komplikasyonlar durumunda (toksik megakolon,
akut (nekrotizan kolit, perforasyon, apse) cerrahi tedavi söz
93. Richter fıtıklarında en sık bulunan barsak segmenti
konusu olabilir.
aşağıdakilerden hangisidir?
• Ameboma amibik kolitin nadir görülen bir
A) Transvers kolon
komplikasyonudur.
B) Sigmoid
• Barsak duvarında parazitlerden oluşan tümör benzeri
C) Distal ileum
kitledir.
D) Jejunum
• Kolonda obsktrüksiyona yol açar ve kolon kanseri ile
E) Duodenum karışabilir.
Cevap C • En sık çekumda yerleşim gösterir. öncelikli tedavisi
metronidazol verilmesidir. Tedaviye yanıt alınmayan
Richter fıtığı: Fıtık kesesi içerisinde barsak lümeninin tamamen vakalarda cerrahi uygulanır.
değil kısmen bulunmasıdır. En sık distal ileum bulunur.

95. Sekonder peritonit nedeni olmayan aşağıdakilerden


94. Amebik kolit kolonun en çok neresinde yerleşir? hangisidir?

A) Rektum A) Mide ülser perforasyonu

B) Sigmoid kolon B) Postoperatif anastamoz sızdırması

C) Splenik fleksura C) Apendiks perforasyonuü

D) Transvers kolon D) İntraabdominal apse perforasyonu

E) Çekum E) Nefrotik sendrom

Cevap E Cevap E

Amebik Kolit SEKONDER PERİTONİT

• Hastalığın etkeni Entamoeba Histolytica’dır. İnsanlar fekal– Sekonder peritonit gastrointestinal traktusun mekanik
oral yoldan kistlerin alınması ile enfekte olur. Enfeksiyon kesintisinin bir sonucudur. İlgili flora tipik olarak gastrointestinal
intestinal kolonizasyon, kolit veya barsaktan enfeksiyonun traktusun kolonizasyon paternini yansıtır. Peritonitler içerisinde
hematojen yayılımı ile ekstraintestinal hastalık bulgularına en sık görülenidir.
yol açabilir. Parankimal organlarda sekonder apseler oluşur. Sekonder peritonit akut abdominal infeksiyonların en sık görülen
• Klinik tablo asemptomatik olabileceği gibi karın ağrısı, formudur. İnflamasyon başlangıçta kimyasal iken zaman ge.tik.e
şiddetli kanlı mukuslu diare, ateş ve kilo kaybı görülür. infeksiyoz hal alır.

• ÜK ve Crohn hastalarından ayırt edilmelidir fulminan kolit Klinik


durumunda. Bu hastalarda kullanılan steroid amebiyazisde Fizik muayenede klasik periton iritasyon bulgularıyla birlikte
kontrendikedir. (lokalize veya diffüz) abdominal ağrıdır.Diffüz ağrı jeneralize
• Amibik kolit en sık çekumu tutar. peritoniti düşündürür, lokalize peritonit ise genellikle kendisine
anatomik olarak komşu bir organda (örneğin akut apandisitte
• Amip kolitinde zımba deliği, kumsaati, şişe dibi (Flask shaped
McBurney noktasında rebound hassasiyet alınması gibi) duvarla
ülser) benzeri ülserler görülür.
çevrelenmiş bir süreci düşündürür.

DENEME SINAVI – 80 85
Etyoloji 97. Erken mide kanseri tip 2C aşağıdakilerden hangi morfolojik
Acil servise ilk gelen ambulatuar hastada ikincil bakteriyel özelliğe sahiptir?
peritonitin en sık nedenleri arasında peptik ülser perforasyonu A) Kabarık (protrüde-polipoid)
(gastrik veya duodenal), ince bağırsağın strangüle obstrüksiyonu B) Yükselmiş (eleve-kabarık)
veya akut enterik iskemi, akut apandisit, akut divertikülit ve
C) Düz (flat)
kolesistit veya kolanjit gibi safra sistemi enfeksiyonları olabilir.
D) Deprese (çukur)
Hospitalize hastada en sık sekonder peritonit nedenleri
E) Ekskave (oyuk-çökük)
postoperatif komplikasyonlar ve anastomoz sızıntılarıdır. Periton
boşluğunda safra veya kan toplanması bakteri çoğalmasını Cevap D
teşvik eder ve postoperatif intra–abdominal enfeksiyona katkıda
bulunur. Postoperatif peritonit tipik olarak postoperatif üçüncü
günde sıvı retansiyonu, supraventriküler taşikardi, disritmiler
veya dispne artışı ile g.rünür hale gelir. Özellikle daha yaşlı
hastalarda bilin. düzeyindeki değişiklikler de ilk çıkış semptomu
olabilir.
Kaynak-Tedavi
Sekonder peritonit polimikrobiyaldir. En sık izole edilen etkenler
başta E. Coli, sonrasında da B. Fragilis tir. İskemik ince barsak
perforasyonuna bağlı gelişen peritonitler mortalitesi en yüksek
ve prognozu en kötü peritonit tipidir. İntraabdominal abse
perforasyonları sekonder peritonit olarak kabul edilir.
Tedavide esas kaynak kontrolüdür ve primer sebebe yönelik
müdahale yapılır.
98. Gastrektomi sonrası meydana gelen megaloblastik
aneminin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

96. Disfajiyle gelen hastada ilk yapılması gereken A) Alkalen reflü gastriti
aşağıdakilerden hangisidir? B) Efferent loop sendromu
A) Özefagoskopi C) Gastrik atoni
B) Manometri D) Afferent loop sendromu
C) Bilgisayarlı tomografi E) Dumping sendromu
D) pH monitorizasyon Cevap D
E) Baryumlu grafi
Cevap E Megaloblastik Anemi; Genellikle B12, nadiren de folik asit
eksikliğine bağlıdır. Gastrektomi sonrası intrinsik faktör
kaybına bağlı olarak B12 vitamini emilimi bozulur. Ayrıca HCl
Baryumlu grafiler: Genelde non–invazıv olduğu için
yiyeceklere bağlı B12 salınımını kolaylaştırır; HCl’nin azalması
kontraedikasyon yoksa birinci sırada tercih edilmesi gereken
da megaloblastik anemiye katkıda bulunur. B12 ve folik asit,
tekikdir. Anatomik anomalileri, kitleleri, pasaj zorluğunu ve
depolanan vitaminler oldukları için megaloblastik anemi yıllar
Endoskobi için tehlike yaratabilecek yapıları gösterir. Disfaji
sonra gelişir. Afferent loopta bakteri kolonizasyonu vit b12 emilini
şikayeti olan hastalara yapılması gerekli ilk tetkikdir. Baryumlu
bozarak vit b12 eksikliğine yol açabilir.
grafi hiatal herni ve diverikül tanısında yararlı tetkiktir.
Aktif kanama varlığı, perforasyon varlığı ya da şüphesi olan
durumlarda kontraendikedir.

86 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


99. SMA nın primer beslemediği hangisidir? başına diğer faktörlerden bağımsız olarak en önemli mortalite
A) Jejunum göstergesidir.

B) İleum Baux skoru - Mortalite = yaş + yanık genişliği yüzdesi.

C) Çekum
D) Çıkan kolon 102. 50 yaşındaki kadın hastada distal koledokta taş nedeniyle
ERCP ile taş çıkartılmış + sfinkterotomi yapılmış, hasta
E) Sigmoid kolon
taburculuğun bir hafta sonrasında karın ağrısı ve ikter ile
Cevap E başvuruyor. Yapılan FM'de RT'de melena tespit ediliyor.
Bu hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir?
Duodenum proksimali dışında ince barsakların kanlanması A) Akut kolesistit
Superior Mezenterik Arter (SMA)‘den olur. Çıkan kolon ve
B) Bakiye koledok taşı
transvers kolonun proksimal kısmını besler. SMA ilk dalı
C) Hemobilia
inferior pankreatikoduodenal arterdir. SMA’nın dalları
pankreatikoduodenale inferior, İliokolik arter, sağ kolik arter, D) Ülser kanaması
middle kolik arterdir. E) Kolanjit
Cevap C
100. Akut apandisitte en sık aşağıdakilerden hangisi neden
olabilir? Hemobilia safra yolunda kanın bulunmasıdır.
A) Leomyosarkom Quen triadı yani bilier kolik, sarılık, hematemez ve melenadan
B) Lenfoma oluşur. Cerrahi travma, ptk, safra drenaj kataterleri, endoskopik
C) Adenokarsinom sfinkterotomi, perkütan apse biyopsisi, künt ve penetran
travmalar, KC tbc, piyojenik KC apsesi ve pankreatit gibi
D) Mukosel
çeşitli durumlar ve özellikle HCC ve buna benzer durumlar
E) Karsinoid
hemobiliyaya neden olabilirler. Günümüzde en sık neden ERCP ve
Cevap D sfinkterotomi gibi iatrojenik travmalardır. Hemobiliya şüphesinde
ilk yapılması gereken tetkik GİS kanamayı ekarte etmek için
En sık görülen apendiks tm karsinoid tm olmasına rağmen endoskopidir. En güvenilir tanı yöntemi ise anjiografidir. Şiddetli
lokalizasyonu sıklıkla uç kısmında olduğu için apandisite çok kanamalı olan hastalarda anjiografi ile lezyon gösterilirse selektif
sık neden olmaz. Mukosel ise musinöz sekresyonla dilatasyon embolizasyon tedavi şansı olabilir aksi halde cerrahi gereklidir
yaparak akut apandisit olasılığını arttırır.

103. 37 yaşındaki anneden doğan bebek, doğumdan 5 saat


101. Baux skoru aşağıdaki travmaların hangisinde kullanılır? sonra safralı kusma nedeniyle araştırılıyor. Bu durumu
açıklayacak en olası neden aşağıdakilerden hangsidir?
A) Yanık
A) Pilor stenozu
B) Dalak yaralanması
B) Özefagus atrezisi
C) Akciğer kontüzyonu
C) Duodenal atrezi
D) Retroperitoneal hematom
D) Volvulus
E) Mesane yaralanması
Cevap A E) İnvajinasyon
Cevap C

Yanıklarda mortaliteyi kesinleştirmek için Baux skoru yani


mortalite = yaş + yanık genişliği yüzdesi kullanılmıştır. Bir çok Duadenal atrezi doğumdan hemen sonra safralı kusma kliniği ile
çalışmada yanıklarda mortalitenin en güçlü iki belirleyicisi yaş gelir. Pilor ve özefagus atrezilerinde safrasız kusma görülürken,
ve yanık genişliği olduğu gösterilmiştir. Yaş, yanık genişliği, volvulus ve invajinasyonun doğumdan hemen sonra görülmesi
inhalasyon yaralanması mortalitenin en önemli göstergesi beklenmez.
olmaya devam etmiştir. 50’li yaşlarda hastalarda yaş tek

DENEME SINAVI – 80 87
104. Ondört yaşında erkek hasta düşme sonrası sol kol kırığı 106. Yirmi gün önce üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmiş
nedeniyle tedavi edilmiştir. Kolu alçıya alınan hasta 6 haftalık olan 24 yaşındaki erkek hasta, şiddetli baş dönmesi, bulantı
tedavi sonrası düzgün kaynama olduğu görülerek tedavisi ve kusma şikayetleri ile başvuruyor. Fizik muayenede
tamamlanmıştır. Alçısı çıkarıldıktan 1 ay sonra kolda ağrı, nistagmus, sensörinöral işitme kaybı ve denge bozukluğu
şişlik ve hassasiyet şikayetleri ile tekrar başvuran hastanın saptanıyor.
grafisinde aşağıdaki görüntü izlenmiştir. Bu hasta için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Akut labirentit
B) Vestibüler nörit
C) Benign pozisyonel vertigo
D) Meniere hastalığı
E) Otitis media
Cevap A

Akut labirentit iç kulağın enfeksiyonudur ve şiddetli vertigoya ve


sensörinöral işitme kaybına yol açar.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kompartman send. 

107. Aşağıdaki akciğer kanserlerinden hangisinin tedavisi için
B) Damar sinir yaralanmaları 

cerrahi uygun değildir?
C) Posttravmatik refleks distrofi 

A) Tümörün en büyük çapı 5cm’den daha büyük
D) Myozitis ossifikans
B) Tümörle aynı lobta satellit nodül 

E) Avasküler nevroz 

C) Subkarinal lenf nodlarında metastaz
Cevap D
D) İpsilateral supraklaviküler lenf nodlarında metastaz
E) Akciğerin tamamını kapsayan atelektazi 

MİYOZİTİS OSSİFİKANS 

Cevap D
Hemotom oluşan bölgelerde metaplazi ve fibröz, kıkırdak, kemik
dokusu oluşumudur. 

Akciğer kanseri in-op kriterleri TUS’ta sorulmaktadır. Bilinmesi
En sık ön kol ve üst kol alt uçları kırıklarında gözlenir. 

gereken özellikle
N3: Kontrlateral mediastinal ve/veya hiler, ipsilateral ve/
veya kontrlateral skalen veya supraklaviküler lenf nodlarında
105. Yenidoğan bebekte ışık refleksinde beyaz pupil olduğu metastaz varsa inop olması ya da M1a: Kontrlateral akciğerde
görülüyor. Aşağıdakilerden hangisi yenidoğanlarda iki metastatik nodül; malign plevral veya prekardinal effüzyon veya
taraflı lökokorinin en sık nedenidir? plevrada tümör nodülleri
M1b: Uzak organ metastazı olması
A) Blefarit cerrahi için kontraendikasyondur.

B) Glokom
C) Nazolakrimal kanal tıkanıklığı
D) Konjenital Katarakt 108. Aşağıdakilerden hangisi şok dalga litotipsi için uygun
durumlardan biridir?
E) Pitozis
A) 1 cm lik sistin taşı 

Cevap D
B) 3 cm lik Ca Oksalat taşı 

C) 1,5 cmlik CaPO4 taşı
Konjenital katarakt
D) 2 tane 1 cm lik sitrüvit taşı
Çocukluk dönemi körlüğün en sık nedenidir. Pupil beyaz görülür
buna lökokori denir. Çocuklarda lökokorinin en sık sebebi E) Ürik asit taşı
konjenital kataraktlardır. Tedavi edilmezse ambliyopi gelişir. Cevap C
İnorganik taşlar 2 cm'den küçük ve tekse ESWL ile tedavi edilirler. Transvajinal ultrasonda gestasyonel kesenin görülmesi yaklaşık
ESWL endikasyonları: 
20 mm'den küçük renal pelvis taşları 
15 5. gebelik haftasında ve bunun karşılığı olarak b-HCG 1500
mm den küçük alt kaliks taşları 
10 mm'den küçük üreter taşları 
 mlU/ml seviyesindeyken görülebilir. Bu yüzden b-HCG seviyesi
ESWL’nin kesin kontrendikasyonları gebelik, koagülopatilerdir, 800 mIU/ml bize büyük olasılıkla intrauterin bir gebeliğin erken
relatif kontrendikasyonları obezite ve sert görünümlü taşlardır. 
 dönemini düşündürür.
ESWL’nin yapılamadığı durumlar
Sistin taşı 

Strüvit taşları (geyik boynuzu) 
 111. Aşağıdaki kromozom anomalilerinden hangisine sahip
3 cm den büyük taşlar 
 fetus annede preeklampsi riskini arttırır?
Multiple taşlar 
 A) Trizomi 13
Nonopak taşlar 
 B) Trizomi 16
İnfindubuler obst. 
 C) Trizomi 18
Üreter obst. 
 D) Trizomi 21
Aktif üriner sistem enfeksiyonu 
 E) Trizomi 22
Böbrek fonksiyonlarında bozukluk 


Cevap A

109. Aşağıdakilerden hangisi gebelik sırasında folik asit


13. kromozomda bulunun antianjiogenetik SFLT-1 geni nedeniyle
eksikliğine bağlı olarak riski artmaz?
trizomi 13 annde preeklapsi riskini arttırır.
A) Nöral tüp defekti
B) Fetal kardiyak anomali
C) Dekolman plasenta
112. 35 yaşında postkoital kanama şikayeti ile kliniğe gelen
D) Preeklampsi hastada servikal smear sonucu HGSIL (Yüksek gradeli
E) Diabet skuamoz intraepitelyal lezyon) olarak raporlanıyor.
Servikal biyopsi sonucu mikroinvaziv kanser olarak geliyor
Cevap E
ve konizasyon planlanıyor. Konizasyon sonrası invazyon
derinliğinin 7 mm olarak ölçülmesi üzerine parametrial
• Folik asit eksikliği özellikle nöral tüp defektleri ile ilişkilidir. tutulumun olmadığı bu hastada en uygun yaklaşım
Bunun dışında yapılan çalışmalar ile fetal kardiyak anomali, aşağıdakilerden hangisidir?
dekolman plasenta preeklampsi ve megaloblastik anemi
A) Servikal biyopsi tekrarı
riskide artar.
B) Konizasyon tekrarı
• Gestasyonel diabet hPL, plasental insülinaz, maternal vücut
C) Kolposkopi eşliğinde endoservikal küretaj
kitle indeksi artışı ve östrojen, progesteron seviyelerindeki
yükselme ile ilişkilidir. D) Histerektomi
E) Radyoterapi

110. 3 gün adet rötarı olan hastada b-HCG değeri 800 mLU/ Cevap D
mL olarak raporlanıyor ve yapılan transvajinal ultrasonda
gestasyonel kese görülemiyor. Konizasyon sonrası derinliğin 7 mm2i aşması artık serviks
Bu hasta için en olası tanı nedir? kanserinin mikroinvaziv değil invaziv kanser olduğunu gösterir.
A) A. İmminens Parametrial tutulum olmadığı için tedavide ilk tercihimiz
histerektomidir.
B) A. İncipiens
C) Çoğul gebelik
D) Ektopik gebelik
E) İntrauterin gebelik
Cevap E

DENEME SINAVI – 80 89
113. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi germ hücreli over 115. Spontan abortuslarda izlenmeyen kromozom yapısı
tümörüdür? aşağıdakilerden hangisidir?
A) Granüloza hücreli tümör A) 46,XX ve ya 46, XY
B) Endodermal sinüs tümörü B) Trizomi 21
C) Seröz kistadenokarsinom C) Trizomi 16
D) Müsinöz kistadenokarsinom D) Monozomi X
E) Berrak hücreli tümör E) Trizomi 1
Cevap B Cevap E

• ENDODERMAL SİNÜS TÜMÖRÜ (EST) • Spontan düşüklerde en sık rastlanan kromozom yapısı
• (YOLK SAK TÜMÖRÜ, MEZOBLASTOMA, TELİUM TÜMÖRÜ) normal diploid karyotiptir (46,XX ve ya 46,XY).

• Primitif yolk saktan kaynaklanır. • Spontan abortusların yaklaşık yarısında otozomal


trizomilere rastlanmıştır. Bunlar arasında en sık izlenen
• Overin 3. En sık görülen tümörüdür.
Trizomi 16 dır.
• Çocuklarda en sık görülen malign germ hücreli tümördür.
• Spontan abortuslarda tek başına en sık izlenen anöploidi
• Hemen tüm olgularda unilateraldir.(genellikle sağ over)
monozomi X dir.
Bu nedenle genç hastalarda diğer overden biyopsi almak
• Olguların yaklaşık %20 sinde poliploidi (sıklıkla triploidi)
kontrendikedir.
gözlenir. Triploidi genellikle blighted ovum ya da parsiyel
• Premenarşal olgularda lezyon gonadal disgenezi zemininde
mol hidatiform nedenidir.
gelişebilir bu nedenle preopeatif dönemde karyotip analizi
yapılmalıdır.
• Schiller–Duval cisimcikleri karakteristiktir.
116. Gebelik oluşması halinde ektopik gebelik riskini en fazla
• EST’lerin çoğu AFP sekrete eder.
artıran patojen aşağıdakilerden hangisidir?
• Hızla büyüme özelliği vardır.
A) N. Gonorrae
• Abdominal ve pelvik ağrı en sık semptomdur (%75).
B) HSV
• Tanı anında olguların %70’i erken evrededir (evre I), buna
C) C. Trachomatis
karşın prognoz iyi değildir.
D) M. Tuberculosis
• Cerrahi eksplorasyon (ancak evreleyici cerrahi yapılmaz) +
unilateral salpingo–ovariektomi + kombine KT’dir. E) G. Vaginalis

• RT’ye hassas değildir. Cevap D

Son yıllarda ektopik gebelik insidansında artış vardır, bunun en


önemli sebebi salpenjit oranında artış, ovulasyon indüksiyonları
114. Hangi gebelik türünden sonra gelişen koryokarsinom
ve tüp bebek uygulamaları, tubal cerrahi ve sterilizasyonlar
metastaz açısından daha yüksek risklidir?
ile ektopik gebeliklerin tanısının daha erken ve daha kesin
A) Term gebelik
yapılmasıdır.
B) Komplet mol gebelik
Diğer etyolojik faktörler:
C) Parsiyel mol gebelik
• PID: C.Trachomatis tubal hasar ve takiben gelişen ektopik
D) Ektopik gebelik gebelik olgularında en sık izole edilen ajandır.En kötü
E) Abortus imminens prognozlu ajan tüberkülozdur.
Cevap A • Geçirilmiş tubal cerrahi
• Geçirilmiş ektopik gebelik
Koryokarsinom en sık mol gebelik sonrasında gelişmekle birlikte • Geçirilmiş pelvik ya da abdominal cerrahi
term gebelik sonrası gelişen koryokarsinom metastaz açısından • Tubal hasar yapan hastalıklar: endometriozis, tm,leimyom
daha riskli ve daha kötü prognozludur.
• Konjenital uterin ve tubal anomaliler

90 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES


• Tuba motilitesini etkileyen hormonlar Postmenapozal osteoporozda raloksifen kalça kırığı riskini
• İleri anne yaşı azaltmazken bazedoksifen azaltır.

• Sigara
• İnfertilite
• Vajinal duş 119. Aşağıdakilerden hangisi Polikistik Over Sendromlu
olgularda uzun dönemde artmış risk ile karakterize
• Birden fazla seksüel partner
değildir?
• Erken yaşta cinsel ilişki (< 18 yaş)
A) Tip II DM
B) Endometrium kanseri
C) Kardiyovasküler hastalık
117. Aşağıdakilerden hangisinin riski gebelikte myom varlığında
D) Serviks kanseri
artış göstermez?
E) Over kanseri
A) Abortus
Cevap D
B) Dekolman plasenta
Polikistik over sendromu:
C) Preterm eylem
• Hirsutizmin en sık sebebidir.
D) Yumuşak doku distosisi
• Tipik olarak oligoanovulasyon, menstruel anomaliler,
E) Postmaturite
infertilite, obezite ve hirsutizm izlenir.
Cevap E
• Polikistik over gelişiminin en önemli nedeni kronik
anovulasyondur.
• Gebeliklerin % 5’inde uterusta myom vardır. Büyük bir
• Hiperandrojenizm testosteron ve DHEAS artışına bağ lıdır.
çoğunluğu gebeliği etkilemez.
Tanı kriterleri:
• Abortus riski myom varlığında 2 kat daha fazla görülür.
A) Majör:
• Eğer plasenta ile ilişkisi varsa başta dekolman olmak üzere
• Oligo–anovulasyon
antepartum kanamalar myom varlığında daha sık görülür.
• Hiperandrojenizmin klinik ve veya biyokimyasal bulgular1
• Preterm eylem, erken membran rüptürü, fetal
malprezentasyon, plasenta retansiyonu ve postpartum • Ultrasonografi k olarak overlerde polikistik görünüm
hemorajilere yol açabilir. Bu 3 kriterden ikincisinin varlığında diğerlerinden birinin olması
• Özellikle submüköz myomlarda plasenta yerleşim anomalisi PCOS tanısı koydurur.
riski artar. B) Minör:
• Servikal yerleşimli myomlar doğum kanalını tıkayarak • 0nsülin rezistansı
yumuşak doku distosisine sebep olabilirler. • Obezite
• En uygun tedavi istirahat ve non–narkotik analjezik • LH/FSH oranında artış
kullanmaktır.
Minör kriterler tanısal kriter olarak kabul edilmez ancak varlığı
• Gebelik esnasında myomektomi hem kan kaybının fazla bildirilir.
olacağı hem de fetal kayıba neden olabileceği için önerilmez.
PCOS da uzun vadeli riskler:
• Tip II DM
118. Postmenapozal osteoporozda en etkili SERM
• Kardiyovasküler hastal1k
aşağıdakilerden hangisidir?
• Endometrium kanseri
A) Raloksifen
• Meme kanseri
B) Ospemifen
• Over kanseri
C) Tamoksifen
D) Bazedoksifen
E) Orlemifen
Cevap D

DENEME SINAVI – 80 91
120. Primer amenoresi olan dişi fenotipli bir hastaya östrojen
verildiğinde kanama olmuyorsa aşağıdakilerden hangisi
düşünülür?
A) Turner sendromu
B) Adrenogenital sendrom
C) Testiküler feminizasyon
D) Kallmann sendromu
E) Bloom sendromu
Cevap C

Soruda tariflenen olguda östrojen verilmesine karşın kanamanın


olmaması endometrium (uterus) yokluğu, fonksiyonel
bütünlüğün kaybı (asherman sendromu) ve ya akış yolunda
ortaya çıkan obstruksiyonları düşündürür. Testiküler feminizasyon
olgularında müllerian yapılar (uterus) bulunmadığından hiçbir
zaman kanama olmayacaktır.

92 TUS’U KAZANDIRAN DOĞRU ADRES

You might also like