You are on page 1of 144

PLANLAMA

2004/3
ISSN 1300-7319
Üç ayda bir yayınlanır
Sayı: 29
TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI YAYINI
Journal of the Chamber of City Planners
UNION OF CHAMBERS OF TURKISH ENGINEERS AND ARCHITECTS

İçindekiler
Sunuş 2
Meslek Odalarını Daha Aktif Bir Denetim Beklemekte
TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu 3
Gelibolu ve Çevresi Planlama ve Tasarım Projesi
H. Çağatay KESKİNOK 4
Selçuk Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Stüdyo Deneyimleri
Selçuk Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 23
Küreselleşme ve Kent-Bölgelerin Yükselişi
Allen J. SCOTT, Çev. Kübra CİHANGİR ÇAMUR 26
Sürdürülebilir Kent Formu: Derişik Kent
Olgu ÇALIŞKAN 33
Şehircilik ve Planlama Tarihinden: Doktor Emin Bey ve Edouard Joyant
Feridun DUYGULUER 55
Kentsel Değişimin Kent Kimliğine Etkisi
Ali ULU, İlknur KARAKOÇ 59
Çevre Duyarlı Planlamanın ve Deprem Duyarlı Planlamanın Bütünleştirilmesinin Sağlayacağı Faydalar
Deniz TAM 67
Kerala Eyaleti (Hindistan); Bir Sosyal Adalet Modeli
Çev: Mustafa Oğuz SİNEMİLLİOĞLU 75
Atatürk Orman Çiftliği’nin 79 Yılı ve Çiftliğin Korunmasına Yönelik Politika Arayışları
Eser ATAK, S. Zafer ŞAHİN 80
AOÇ Kimin?
R. Raci BADEMLİ 89
Raci Bademli’ye Yıllık Mektup
Sümer GÜREL 92
“Kaçak Yapılaşma İle İlgili Süreçler, Sorunlar, Çözüm Önerileri” Değerlendirme Raporu
TMMOB KENTLEŞME ve YEREL YÖNETİMLER ÇALIŞMA GRUBU 95
Planlamada Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemi Disiplinleri Entegrasyonu: Urla ve Balçova Örnekleri
Çiğdem TARHAN 106
Engelliler, Kamu Mekanı ve Engelsiz Tasarım: Ankara Metrosu ve HRS İstasyonlarında Bir İnceleme
Hülagü KAPLAN, Mustafa ÖZTÜRK 113
İmar Hukuku 129
Dergilerden Seçmeler 131
Geçmişten Sayfalar 132
Tez Özetleri 134
Kitap Tanıtımı 137
Basın Açıklamaları 139
Dergiye göndereceğiniz yazıların ve görsel malzemelerin basılı kopyası ile birlikte olanaklı ise bilgisayar ortamında hazırlanmış bir kopyasını da iletiniz.
• Yazı ile birlikte, kısa bir özgeçmişinizi de göndermeyi unutmayınız.
• Yazınızda yer alacak görsel malzeme ve şekillerin; kolaylıkla basılabilecek nitelikte fotoğraf, dia veya baskılı kopya olmasına özen gösteriniz.
• Çeviri yazılar ve fotoğraflar için kaynak belirtmeniz zorunludur.
• Yayın Kurulu, gönderilecek yazıların yayınına ilişkin kararını yazı ile bildirecek; gönderilen yazılar iade edilmeyecektir.
• Yayın Kurulu, gönderilen yazılarda, yazım kurallarına uygun gerekli düzeltmeleri yapma ve dil yanlışlıklarını gidermeye yetkilidir.
• Yazı ve çevirilerin sorumluluğu yazar ve çevirmenlerine aittir. Şehir Plancıları Odası sorumluluk kabul etmez.
SUNUŞ...
TMMOB Şehir Plancıları
Bu sayımız ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 2. Sınıf
Odası Adına Sahibi
Planlama Stüdyosunda 2003 - 2004 Öğretim Yılında proje yeri olarak seçilen
Erhan Demirdizen
Gelibolu ve çevresi ile ilgili yapılan çalışmaların derlendiği yazı ile başlıyor. H.
Çağatay Keskinok’un kaleme aldığı yazı, Selçuk Üniversitesi Şehir ve Bölge Planla-
Yayın Sorumlusu
ma Bölümü stüdyo deneyimlerinin genel olarak aktarıldığı yazı ile devam ediyor.
Nevzat Can
Üniversitelerin şehir ve bölge planlama bölümlerinin farklı stüdyolarında yapılan
çalışmaların aktarıldığı yazılara gelecek sayılarda da yer vermeye çalışacağız.
Yayın Kurulu
Deniz Altay Bu sayıda; 8. Kasım Dünya Şehircilik Günü 28. Kolokyumun “Değişen-Dönüşen
Osman Balaban Kent ve Bölge” konusu ile ilgili bir çeviri yer alıyor. Kübra Cihangir Çamur
Kübra Cihangir Çamur
Küreselleşme ve Kent-Bölgelerin Yükselişi başlıklı Allen J. Scott’un makalesini
Olgu Çalışkan
dilimize kazandırdı.
Hayriye Çelik Olgu Çalışkan yazısında; sürdürülebilir kent formu olarak “derişik kent” kavram-
Özlem Çelik sallaştırmasını, geleceğin kentinden öte, kentleşme sürecinin fiziksel biçimlenişine
Funda Erkal karşı alınmış tasarım ve planlama yaklaşımı çerçevesinde ele alıyor.
Çağatay Keskinok Feridun Duyguluer “şehircilik ve planlama tarihinden” başlığı altında “şehircilik”
N. Tunga Köroğlu kavramının arka planını örneklerle açıklıyor. Ali Ulu ve İlknur Karakoç kent
Binali Tercan kimliği olgusunu küreselleşme boyutunda değerlendiriyor. Deniz Tam yazısında
çevre duyarlı planlama ve deprem duyarlı planlamayı karşılaştırarak bir senteze
Basım Tarihi ulaşmaya çalışıyor.
Kasım 2004
Mustafa Oğuz Sinemillioğlu, Hindistan Kerala Eyaletinde uygulanan ve örnek
olabilecek bir modelin çevirisini sunuyor.
Baskıya Hazırlık
Plar Ltd. Şti. - şerife eren Derginin bu sayısında Atatürk Orman Çiftliği ile yazılar da yer almakta. Eser Atak
tel: 0312 432 01 83-93 ve S. Zafer Şahin Atatürk Orman Çiftliği’ni tarihsel olarak ele almakta ve çözüm
önerileri getirmekte. Raci Bademli’nin işlik notlarından “AOÇ Kimin?” başlıklı
Baskı yazısını da ilgisi nedeniyle bu sayıda yayımlıyoruz. Raci Bademli’nin aramızdan
Kardelen Ofset ayrılışının birinci yılında (1 Eylül 2004) Sümer Gürel’in birinci yıl için yazdığı
Tel: 0312 431 70 03 mektuba yer vererek sevgili hocamızı saygıyla anıyoruz.
Odamız tarafından üretilen ve TMMOB aracılığı ile DPT’ye gönderilen kaçak
Dağıtım yapılaşma ile ilgili raporun önemli olduğunu düşünüyoruz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası
Çiğdem Tahran yazısında ise planlamada uzaktan algılama ve coğrafi bilgi
Hatay Sokak No:24/17
sistemini örneklerle sunuyor. Bu sayıda son olarak geçen sayıda ilk kısmı Hülagü
Kocatepe, 06640/ANKARA
Kaplan ve Mustafa Öztürk tarafından kaleme alınan yazı örnekler üzerinden
Tel: 0312 417 87 70
değerlendirilmektedir.
Faks: 417 90 55
YAYIN KURULU
e-posta: spo@spo.org.tr
Web Adresi: www.spo.org.tr
MESLEK ODALARINI DAHA AKTİF BİR DENETİM
BEKLEMEKTE
Son dönemlerde gündeme gelen bazı yasalarda, meslek odaların planlama sürecine katılımını sağlayan
düzenlemeler yer almaktadır. Kamu kurumu niteliğindeki TMMOB’ne bağlı meslek odaların, mesleki
konularda idarelerin yerine geçecek bir işlem yapmaları yerine, sürecin bir parçası olmak öte denetleyici
konumda olmaları eksiklikleri içermesine karşın olumludur. Ancak yapılan düzenlemelerin hazırlanması
aşamasında ilgili meslek odaların görüşleri alınmamakta ve düzenlemeler oldu bittiye getirilmektedir.
Bu nedenle de ortaya meslek alanımız ile ilgili telafisi mümkün olmayan sonuçlar çıkmakta, elde edilen
ürünlerin kalitesinden söz etmek mümkün olmamaktadır. Buna en iyi örnek olarak Kamu İhale Kanunu
ve ilgili yönetmelikleri gösterilebilir.
Yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa göre; kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları belediye bünyesinde kurulan ihtisas komisyonu toplantılarına katılımı sağlanmakta, imar uy-
gulamalarının denetiminde meslek kuruluşlarından yararlanabilmekte, alt yapı ve ulaşım koordinasyonu
ile ilgili birimlerin toplantılarına katılımı gerçekleştirilmektedir. Ayrıca TBBM gündeminde bulunan İl
Özel İdaresi Kanunu ve Belediye Kanununda benzer hükümler yer almaktadır. Bu düzenlemelerle birlik-
te, meslek alanımız da Odamızın yerel yönetimler üzerinde aktif bir denetim görevini yerine getirmesi
olanağı sağlanmış oluyor.
Diğer bir yasal düzenleme konusu da 5226 sayılı Kanunla değiştirilen 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Var-
lıklarını Koruma Kanunu. Bu Kanuna göre koruma amaçlı imar planlarının müellifi şehir plancısı olarak
tanımlanmakta, ekip başı olarak adlandırılmakta, belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar koruma amaçlı
imar planının hazırlanması sürecinde ilgili meslek odaları ile birlikte toplantılar düzenlemeleri gerek-
mektedir. Söz konusu Kanun ile koruma amaçlı imar planı yapımına, yönetimine ve uygulama araçlarına
yönelik yeni bir yaklaşım tanımlanmaktadır.
Gündem de olan ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinde çalışmaları sürdürülen mesleki yeterliliklerin
tanınmasına ilişkin kanun taslağı mühendislik ve mimarlık meslek alanları ile ilgili yeni düzenlemeler
öngörmekte. Bu meslekler yanısıra mesleğimizde yakın bir gelecekte bu kanun kapsamına alınacak.
Meslek alanımızda faaliyet göstermek için sadece unvan yeterli olmayacak. Üniversite eğitimi yanısıra
staj ve/veya sınava tabi olduktan sonra mesleki faaliyeti yerine getirmek mümkün olacak. Ancak bu
süreçlerde meslek alanı ile ilgili faaliyetlerde bulunan, bu alanı düzenleyen ve meslek elemanlarını de-
netleyen TMMOB’a bağlı meslek odaların yetkileri kanun taslaklarında yer almamaktadır.
Yukarıda bahsedilen bütün bu yeni düzenlemelerden anlaşıldığı üzere meslek alanımız ve TMMOB’a
bağlı meslek odaları ile ilgili hızlı ve yeni yasalar çıkmaktadır. İçinde bulunduğumuz özellikle ulusüstü
koşullar ve yaklaşımlar bu düzenlemelerin içeriğini belirlemektedir. TMMOB bağlı meslek odaları da
kendilerini kurumsal anlamda yenilemeleri gerekmektedir. Konuları daha üst çerçeveden ele alarak, po-
litikalar ve stratejiler geliştirmesi, bu yönde projeler üretmesi, toplumun ve meslek alanının gelişmesine
ve dönüşmesine katkıda bulunmalıdır. Toplum yararının gerçekleşmesi, doğal ve kültürel değerlerin
korunması, geliştirilmesi ve yaşatılması, sosyal adalet ilkesi temelinde kalkınmanın sağlanması, kaliteli
mesleki hizmetlerin üretilmesi, meslek elemanların niteliğinin artırılması doğrultusunda daha etkin bir
rol üstlenilmelidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının da bu doğrultuda faaliyet göstermeleri konusunda
aktif bir denetim sağlanmalıdır.
TMMOB bağlı meslek odaları gücünü kendi üyelerinden almaktadır. Bu süreçte bütün meslektaşlara
önemli görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Meslek alanımız ile ilgili çalışmaları, görüşleri, araş-
tırmaları olan üyelerimizin bir araya gelerek bu çalışmaları paylaşması ve ortak ürünler üretmesi bir
ihtiyaç olarak önümüzde durmaktadır. Meslek odasına düşen en baştaki görev ise gerekli her türlü ortamı
sağlamak olmalıdır.
TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI YÖNETİM KURULU
Gelibolu ve Çevresi Planlama ve
Tasarım Projesi

Doç. Dr., H. Çağatay KESKİNOK


ODTÜ,

O
Şehir ve Bölge Planlama
Bölümü, DTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Körfezi’ni kapsayan geniş alanda kirlilik oranları
Planlama Bölümü 2. Sınıf Planlama ve kaynakları, ekolojik bozulmalara neden olan
Stüdyosunda 2003-2004 Öğretim Yılında etmenler belirlenmeye çalışılmıştır. Dile getirilen
proje yeri olarak Gelibolu ve çevresi seçilmiştir. incelemeler bölgenin toplumsal, ekonomik, tarih-
Gelibolu ve çevresi, doğal çevre zenginlikleri sel, kültürel, sanatsal özellikleri, yerleşim dokusu
ve değerlerinin yanısıra Dünya tarihi açısından ve mimari yapılarına ve potansiyellerine yönelik
büyük öneme sahiptir. Çanakkale Savaşlarının incelemelerle birlikte yürütülmüştür.
geçtiği bu bölgedeki direnç, azim ve kararlılıktan
bir Cumhuriyet doğmuştur. Yarımada, Cumhuri-
yetimizin kuruluş tarihinin bir müzesidir. Saroz
Körfezi ve Çanakkale Boğazı savaş tarihinin yanı-
sıra önemli doğa değerlerine sahiptir. Bu bölgenin
korunması ve gelişme seçeneklerinin bu koruma
yaklaşımı çerçevesinde oluşturulması kararlılığı
özel öneme sahiptir.

Planlama alanının gelişme ve koruma problemle-


rine, bölge ve alt-bölge kapsamında yaklaşılmış
ve birinci dönem çalışmaları sırasında Gelibolu
Yarımadası ve yarımadanın
anakara ile önemli buluşma noktalarına iliş-
Proje kapsamında öğrenciler ve öğretim ele- kin düşünceleri de içeren üst ölçekli alt-bölge
manları iki kez Gelibolu ve çevresinde incele- gelişme planları hazırlanmıştır. Bu üst ölçekli
melerde bulunmuşlardır. Birinci dönem incele- planlama çalışmaları sırasında öğrencilerden
meleri sonucunda problemler ve potansiyeller alternatif koruma ve gelişme kurguları geliş-
saptanmış, Gelibolu ve çevresine ilişkin ileriye tirmeleri beklenmiştir. Ayrıntılı planlama ve
dönük gelişme ve koruma uzgörüleri (vizyonları) tasarım çalışmalarına genel çerçeve oluşturan
geliştirilmiştir. Gelibolu ve çevresinin ekolojik bu kurgulardan yola çıkan planlama grupları,
PLANLAMA özellikleri, doğal, jeolojik, biyolojik, hidrolojik Gelibolu kentine ilişkin koruma ve gelişme
2004/3 yapıları incelenmiş, Çanakkale Boğazı ve Saros seçenekleri geliştirmişlerdir.

4
Proje çalışmaları kapsamında 16-21 Nisan tarih-
leri arasında ikinci kez inceleme amacıyla ziyaret
edilen Gelibolu’da, araştırma sonuçları paftaları,
Gelibolu ve çevresini kapsayan üst ölçekli plan-
lama projeleri, Gelibolu kentine ilişkin 1/5000
ölçekli gelişme ve koruma planları ile kente
ilişkin değişik başlıklardaki konusal (tematik)
çalışmalar sergilenmiştir. Gelibolu Sergisi sıra-
sında proje sunuşları

PLANLAMA STÜDYOSU: AMAÇ,


YÖNTEM ve PROGRAM:
ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 2. Sınıf önüne tartışmak ve üzerinde çalışmak üzere soru
Planlama Stüdyosu’nda izlenmekte olan eğitim ortaya atmalarının yararları büyük olacaktır.
programı uzun süreli birikimlerin sonucudur. Planlama stüdyosunun amacı, öğrencilerin
Stüdyo programının oluşumuna, son yirmi yıl kapsamlı planlama çerçevesinde farklı planlama
içerisinde 2. sınıf stüdyosuna katılmış gerek tam ölçeklerinde karar geliştirebilme ve çözüm
zamanlı gerekse yarı zamanlı öğretim elemanları üretebilme becerilerini geliştirmektir. Stüdyo Stüdyo çalış-
katkıda bulunmuşlardır. Stüdyo programı üç çalışmalarında, planlama yeri olarak seçilen malarında,
eğitim yılında, Mimarlık Bölümü 4. Sınıf Stüdyo- kent ve çevresine, doğal ve tarihsel çevre koruma
sundaki Prof. Dr.Yıldırım Yavuz grubu ile birlikte planlama
hedefleri ile sosyo-ekonomik gelişme hedeflerinin
yürütülmüştür. Proje yerindeki araştırma ve ince- bütünleştirildiği gelişme kurguları çerçevesinde
yeri olarak
lemeler birlikte yapılmış, jüriler karşılıklı olarak yaklaşılmaktadır. Üst ölçekte geliştirilen kurgu- seçilen kent
tüm öğrencilere açık olarak gerçekleştirilmiştir.
Üç yıl devam eden bu ortak program çok sayıdaki
lar, seçilen kentin planlama ve tasarım çalışma- ve çevre-
larında temel başvuru çerçevesi oluşturmaktadır.
öğrencinin stüdyo gezilerine götürülmesinin getir- Bu kapsamlı planlama çerçevesi, alt-bölge, kent
sine, doğal
diği yükler nedeniyle ne yazık ki sürdürülememiş- ve kent bölgeleri düzeylerinde farklı planlama ve tarih-
tir. Kuşkusuz mimarlık ve planlama stüdyolarının ölçeklerini içermektedir. Öğrencilerden, seçilen sel çevre
eşgüdümlü olarak yürütülmesinin ve birbirlerinin planlama bölgesi içinde birbirlerinden bağım- koruma
sız gerçekleşen ya da ilişkileri zayıf üretim ve
diğer etkinlik ve ögeleri ortak gelişme kurguları hedefleri
kapsamında birbirleriyle ilişkilendirmeleri ve ile sosyo-
iktisadi akılcılaştırmalara gitmeleri, daha sonra ekonomik
üst ölçeklerde geliştirdikleri –ütopik düşünceleri
de içeren- gelişme ve koruma kurgularından
gelişme
hareketle öngördükleri gelişmenin niteliği ve hedeflerinin
koşulları ile tutarlı planlama ve tasarım ilkeleri bütünleştiril-
geliştirmeleri beklenmektedir. diği gelişme
Bu kapsamda, süreç şu adımları içermektedir: kurguları
i) Sorun saptama, ii) nedensel ilişkilendirme,
iii) -belirli bir sorunsal çerçevesinde oluşturulan
çerçeve-
uzgörüler kapsamında- anlamlı ilişkiler kurma, sinde yakla-
iv) ilkeler belirleme, v) hedefler koyma ve vi) şılmaktadır.
düzen oluşturma gibi. Bunlar geri beslemeli
olarak, yer yer de birbirleri içine geçerek süreci
şekillendirmektedir. Bu süreç stüdyo ortamında
toplu açıklamalar, karşılıklı konuşmalar, dersler,
sorun örnekleri gösterme, sorun çözümüne yöne-
lik düşünce geliştirme ve proje tanımlamaları PLANLAMA
yoluyla geliştirilmektedir. 2004/3

5
Stüdyo programında öğrencilerden, bilimsel
bakış açısı ile ele alınan ve seçilen problem
alanlarında çözüme ilişkin tasarım geliştirmeleri
ve geliştirilen tasarım çözümlerine ilişkin hedef,
karar ve program üretmeleri beklenmektedir.
Gelibolu’da ders Bunların yanısıra öğrencilerin ütopik düşünce
sırasında geliştirmeleri özendirilmekte, toplu tartışmalarda
ütopik düşünce geliştirmelerine olanak sağlayan
düşünme alıştırmaları yaptırılmaktadır.
2003-2004 Öğretim Yılı Stüdyo Öğretim
Elemanları:
Bilge Arslan (Arş.Gör.), Çetin Göksu
(Doç.Dr.), Ersan Koç (Arş.Gör.), Fikret
Zorlu (Arş.Gör.), Gönül Tankut (Prof.Dr.),
H.Çağatay Keskinok (Doç.Dr.), Nil Uzun
(Y.Doç.Dr.), Olgu Çalışkan (Arş.Gör.),
Onur Dal (Yarı zamanlı Öğ.Gör.), Zeynep Sergi hazır-
lıkları
Aktuna (Arş.Gör.),
2. Sınıf Planlama Stüdyosu’nda aşa-
ğıdaki öğretim elemanları değişik
zamanlarda ve sürelerde katkıda Planlama çalışmalarına temel olan araştırmalar
bulunmuşlardır. sırasında kent ve çevresinin sorun ve potansiyel-
Adnan Barlas, Alım Erdemir, Alper Özkan, leri saptanmaktadır. Araştırma konuları dört ana
Anlı Ataöv, Aslı Aras, Asuman Erendil başlık altında toplanmaktadır: i) Kültürel ve tarih-
Bahar Gedikli, Banu Aksel, Baykan sel kaynaklar, ii) doğal kaynaklar, iii) toplumsal
Günay, Bilge Arslan (Peyzaj Mimarı), ve ekonomik gelişme dinamikleri ve iv) mekansal
Burcu Çıngı, Cana Bilsel (Mimar.), Cansu yapı, yerleşme dokusu ve yapılaşma düzeni.
Canaran, Çetin Göksu, Dilek Postacıoğlu, 2. Sınıf Planlama Stüdyosu, 1. Sınıf Planlama
Erhan Acar, Ersan Koç, Ersan Ocak, Stüdyosunun temel tasarım kavramları ile somut
Fikret Zorlu, Funda Erkal, Gönül Tankut, kent yapıları arasında ilişkisinin kurulduğu bir
Gül Hafızoğulları, H.Çağatay Keskinok, planlama-tasarım stüdyosu olup üç bütünleşme
İzzet Özkeresteci (Mimar), Kunt Kunta- sorunsalı üzerinde kurgulanmıştır:
sal (Yarı zamanlı), Melih Ersoy, Meltem
• Planlama ve tasarım bütünleşmesi: Mekanın
Şenol, Mustafa Aslaner (Yarı zamanlı,
üretilmesi ve yaratılması ile ilişkili belirli bir
Mimar), Nedim Kemer (Peyzaj Mimarı),
sorunun ya da sorunların çözümüne yönelik
Nil Uzun, Oğuz Özbek, Olgu Çalışkan,
süreç tasarımı ve örgütlenmesini anlatan
Onur Dal (Yarı zamanlı, Peyzaj Mimarı),
planlama ile belirli bir sorunun çözümünde
Ömer Kıral (Yarı zamanlı), Özcan Esmer,
nesneye biçim vermeyi anlatan tasarım iliş-
Özgehan Özen, Petek Kovancı, Serdar
kiselliği ve bütünleşmesi,
Özbay, Sinan Burat (Peyzaj Mimarı),
Siyami Türkan, Tolga Levent, Tolga Ünlü, • Bilim, strateji ve ütopya bütünleşmesi: Plan-
Tülin Özbiçer, Tuna Taşan, Türkay Ateş, lama ve tasarımın üç ayağı: Stratejik düşünce,
(Yarı zamanlı), Uğur Yalçıner (Makine bilimsel düşünce ve ütopik düşünce. Neyin ne
Mühendisi),Yasemin Sarıkaya, Yavuz şekilde olduğunu ve oluştuğunu, belirlenme
Duvarcı, Zeynep Aktuna. ilişkilerinin çözümlemesine karşılık gelen
bilimsel düşünce ile neyin ne şekilde ve nasıl
(Not: Akademik ünvanlar yerine yalnızca olacağını ve olabilir kılınacağını ve progra-
farklı disiplinlerden olanlar ile yarı zamanlı mını anlatan stratejik düşünce ve gerçek yaşa-
PLANLAMA öğretim görevlileri belirtilmiştir) mın sorunlarından, gerilimlerinden beslenen
2004/3

6
özlemleri, hayalleri içeren ütopik düşünce süreç tasarımı (etkinliklerin, araçların belirlenmesi
arasındaki bütünleşme. ve örgütlenmesi) aracılığı ile olabilir kılınabileceği
• Soyut ve somut düşünce ilişkiselliği ve vb., sorularla öne çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bu
bütünleşmesi: Öğrencinin somut sorunlardan kapsamda öğrencilere, algoritmik düşünce bece-
hareketle soyutlama yapabilme ve kavram- rilerini geliştirecek, -ancak bu becerileri tasarım
sallaştırmalara gidebilme, daha sonra somut çözümleri ile birlikte geliştirmelerine yönelik
sorun alanlarına yoğunlaşabilme becerilerini çalışmalar yaptırılmaktadır. Diğer yandan, temel
geliştirilmesidir. Somut olgulardan soyutla- tasarım eğitimi verilen 1. Sınıf Planlama Stüdyo-
malara, soyut düşünceden somut olgulara, sunun tümevarım yöntemi 2. Sınıf Stüdyosunda
tekrar soyutlamalara! planlama ölçekleri açısından tümdengelim yakla-
şımı ile bütünleştirilmekte ve tümevarım-tümden- 2. Sınıf stüd-
Bu bütünleşme sorunsalı, planlama ve tasarım
süreçleri arasında birbirlerini izleyen değil bir-
gelim ikilemi diyalektik bir çerçevede aşılmaya yosunda, 1.
çalışılmaktadır. Bir yıllık bir eğitim dönemine Sınıf Plan-
birleri ile eş zamanlı bir ilişkiyi öngörmektedir. Bu
yayılan planlama ve tasarım çalışmalarında,
ilişki, herhangi bir tasarım çözümünün nasıl bir
ele alınan kent ve çevresine gelişme ve koruma
lama Stüdyo-
hedefleri çerçevesinde tanımlanabilecek bir bölge, sunun görsel
alt bölge ya da bir havza sorunsalı kapsamında düşünce ve
yaklaşılmakta, daha sonra koruma ve gelişme kur- algıya iliş-
gularına göre planlama alanı olarak seçilen kentin
Planlama ve tasarımın
üstleneceği işlevler, gelişme yön ve büyüklükleri kin temel
üç ayağı.
Üç bütünleşme: ve sorun alanları tanımlanmaktadır. Üst ölçekli tasarım
Stratejik Düşünce, Bilim- planlama çalışmaları ile kente ilişkin ele alışlar kavramları-
sel Düşünce ve Ütopik
arasındaki tümdengelim-tümevarım bütünselliği,
Düşünce
kente ilişkin konusal (tematik) çalışmalar ve kente
nın yanısıra
ilişkin araştırma ve incelemelerin yanısıra, kentin toplumsal
Soyut-somut düşünce
ilişkiselliği belirli bir parçasının ya da bir noktasındaki bir ve fiziksel
Somut olgulardan soyutla- problemin çözümüne yönelik günlük temrinler ile
malara, soyut düşünceden gereklilikler
sağlanmaktadır. Bu şekilde öğrencinin üst ölçeğe
somut yapılara, tekrar
soyutlamalara ilişkin gelişme-koruma kurgularının alt ölçeğe ve nesnellik-
ilişkin deneyimleri ile geri beslemesi gerçekleş- ler, insanın
mektedir. 2. Sınıf stüdyosunda, 1. Sınıf Planlama biyolojik
Stüdyosunun görsel düşünce ve algıya ilişkin
temel tasarım kavramlarının yanısıra toplumsal ve fiziksel
ve fiziksel gereklilikler ve nesnellikler, insanın gereksin-
biyolojik ve fiziksel gereksinmeleri ve durumu ve meleri ve
Bölgesel- alt bölgesel iktisadi gerekliliklere başvurulmaktadır.
ilişkiler durumu
Yerleşme sistemleri, işlevsel
ilişkiler 1. Sınıf Planlama Stüdyosundan aktarılan
ve iktisadi
bazı temel tasarım kavramları: gerekliliklere
Açıklık, ağ, anlam, aynılaşma, başvuru başvurul-
noktaları, biçim, denetlenen alan, derin- maktadır.
lik, dil, dolu-boş ilişkisi, düzen, geçiş
bölgesi, geometri, hacim, hareket, iz,
kademelenme, karşıtlık, kenar, kent imge-
leri, kuşatma, küme-ayırma, nefes alma
mekanı, odak, omurga, ölçek, örüntü, özel
alan-kamusal alan ilişkisi, parça-bütün
ilişkisi, ritm, simetri-asimetri, süreklilik,
Koruma hedefleri ve gelişme hedefleri yakınlık, yapı. PLANLAMA
Seçeneklerin üretilmesi 2004/3

7
Temel tasarım eğitimine ilişkin kavramların • Planlama ve tasarımda koruma-kullanma
yanısıra tasarım ve planlama bütünselliği şu dengesi nedir? Sürdürülebilirlik ne ölçüde
kavramlarla çeşitlendirilmektedir: anlamlı bir kavramdır?
• Kentin imgeleri nelerdir? Gelişme ve
Afet duyarlı planlama ve tasarım, afet koruma kurgularınızdan çıkan kent imgeleri
riskleri, algılanabilirlik, alt bölge, araş- nelerdir?
tırma geliştirme, arazi kullanımı, aşırı • Kentte başvuru noktaları nelerdir?
tasarım, bölge, canlılaştırma, çoklu kul- • Kentte mekanın üretilmesinde ve yaratılma-
lanımlılık, doğa ile tasarım, doğa-kent sında sorunlar nelerdir? Aynılaşma, yinelenme
bütünleşmesi, doğal ve tarihi çevrenin mi? Yoksa düzensiz farklılaşma mı? Tasarım
korunması, doğaya yabancılaşma, dolaşı- eksikliği mi? Yoksa aşırı tasarım mı?
m,ekoloji, enerji etkin kent, erişebilirlik,
Tasarım ve flora ve fauna, geri kazanım, güvenli • Koruma ve tasarım sorunsalımız çerçeve-
kent, halk sağlığı, hareketin örgütlenmesi sinde kentte ne tür izler saptayabiliyoruz?
planlama Kurgularımızla ilişkili kentin mevcut izleri
ve düzenlenmesi, hareketlilik, hizmet
becerile- etki alanları, işlev, işlevsel bütünleşme, ile tutarlı yeni izler nasıl yaratabiliriz? vb...
rinin, alış- işlevsellik, kamu yararı, kamusal alan, Öğrencilerin, üst ölçeğe ilişkin gelişme kurgu-
kanlıklara kamusal alan-özel alan ilişkisi, kamusal larının alt ölçekteki çalışmalara aktarılmasından
hizmetler, kamusallık, kentsel dönüşüm, kaynaklanan problem alanlarını tanımlamaları
dayalı olarak ve daha sonra bu problem alanlarından hare-
kır-kent ilişkisi, kır-kent sürekliliği, kıyı-
geliştirilmesi kent bütünleşmesi, kullanma dengesi, ketle çözüme yönelik müdahale tiplerini plan
yerine felsefi kurgu, kültürel ve tarihsel miras, kütle, gösterim (lejant) maddeleri olarak belirlemeleri
mekanın örgütlenmesi, mekanın üretimi, istenmektedir.
bir tartışma
mülkiyet, ölçeklerarası ilişki, örgütlenme, Öğrencilerden, her ölçekteki planlama ve tasa-
temelinde simgesellik, sosyo-mekansal eşitlik, sulak rım çalışmalarında, bölge, alt bölge, kent ve kent
oluşturul- alanlar, havza, süreç, sürdürülebilir yerleş- parçalarına ilişkin tüm konularda, ister kapsamlı
ması hedef- meler ve yapılar, sürdürülebilirlik, toplu- koruma-gelişme kurgularında, isterse belirli bir
laştırma, toplumsal eşitlik, toplumsal yapı, sorunun çözümüne yönelik (ad hoc) çalışmaların
lenmektedir. toplumsallaşma, ulaşılabilirlik, uzgörü, tümünde mutlaka üst ölçekte geliştirdikleri bir
üretim, yabancılaşma, yapı, yararlanma, uzgörüden (vizyon) hareket etmeleri beklen-
yenilenebilir enerji kaynakları, yerleşme mektedir.
kademelenmesi, yoğunluk.
Toplu tartışmalar sırasında öğrencilere aşağıdaki-
lere benzer sorular yöneltilmektedir:
Bütün bu kavramlar öğrencilere sorular yönlen- • Özgün yerel potansiyelleri ne şekilde değer-
direrek ve sordurarak kazandırılmaya çalışılmak- lendirebiliriz ve nasıl harekete geçirebiliriz?
tadır. Bu şekilde öğrencinin yorum yapma, kav- • Konut ve çalışma alanlarının çevre kalitesi
ramsallaştırmalara gitme ve soyutlama becerileri ne durumdadır? Ne tür sorunlar ve eksiklikler
geliştirilmeye çalışılmaktadır. saptıyoruz?
Örnek olarak; • Ortak kamusal alanların oluşumu ile ilişkili
sorunlar nelerdir? Eksik sosyal donatı alanları
• Tasarım ve planlama çözümlerimiz kamusal
sorunu var mıdır?
yararları sağlıyor mu? Hangi çözüm kentsel
hizmetlerden ve olanaklardan eşit olarak • Bölge veya alt bölge içinde yerleşme
yararlanma konusunda sosyal adalete hizmet kademelenmesi ve hizmet sunumuna ilişkin
ediyor? Hangi çözüm adil bir kalkınma ve sorunlar nelerdir?
toplumsal refah olanakları sağlıyor? • Yerleşmelerin afet riskleri açısından gelişme
• Planlama ve tasarım çözümlerimizi koruma potansiyelleri var mıdır? Ne tür sorunlar sap-
kavramı çerçevesinde nasıl biçimlendirebili- tayabiliyoruz?
PLANLAMA
2004/3 riz? • Alternatif enerji kaynaklarından yararlanma

8
olanaklarımız nelerdir? Alternatif enerji kay- Öğrenciler proje çalışmalarının yanısıra düzenli
naklarından yararlanmayı öne çıkaran tasarım okumalara yönlendirilmektedir. Ayrıca belirli
ve planlama çözümlerimiz neler olabilir? sorun alanları ve konularda görsel malzeme ile
Bu çözümleri diğer kentsel gerekliliklerle desteklenmiş dersler verilmektedir. Bu şekilde,
nasıl ilişkilendirebiliriz? Alternatif eneji öğrencinin ilgisi olumlu/olumsuz gerçek mekan
kaynaklarından etkin biçimde yararlanmaya örneklerine (Türkiye ve Dünya örnekleri) çekil-
olanak sağlayan yerleşim ve yol sistemi nasıl mekte, mekan örnekleri yoluyla öğrencilerin
olabilir? kafada canlandırma ve kavramsallaştırma yete-
• Kırdan kente ve yerleşmeler arasında göç nekleri geliştirilmeye çalışılmaktadır. Tasarım ve
dinamiklerini nasıl yönlendireceğiz? planlama becerilerinin, alışkanlıklara dayalı olarak
geliştirilmesi yerine felsefi bir tartışma temelinde
• Doğal ve tarihi verilerin korunmasından
oluşturulması hedeflenmektedir. Öğrencilerden
vazgeçmeksizin gelişme olanakları yara-
mekanın yaratılması ile ilişkili sorun alanları
tabilir miyiz? Kentteki tarihi yapıları nasıl
belirlemeleri, planlama ve tasarım çözümlerini
değerlendirebiliriz? Korumanın ekonomisini
dile getirilen temel düşünceye dayandırmaları
ve kültürünü geliştirecek planlama ve tasarım
istenmektedir. Bu felsefi tartışmanın öğrencileri
yaklaşımımız ne olmalıdır? Kent ve çevresinin
farklı mekan tasarım ve planlama kurgularına
ekonomik gelişmesini ekolojik veriler ile nasıl
yönlendirmesi ve eleştirel düşüncelerini geliştir-
bütünleştirebiliriz?
mesi beklenmektedir. Stüdyo ortamında çeşitlenen
• Gelişme potansiyelleri hangi sektörlerdedir? tasarım ve planlama kurgularının jüriler ve diğer
Bu potansiyellerin harekete geçirilmesinin, tartışma ortamlarında aktarımı ve tartışılması
tarım sektörü üzerinde ve çevresel etkiler yoluyla, düşünce zenginliği yaratılmaya çalışıl-
açısından ne tür sonuçları olabilir? maktadır.
• Yerleşmelerin gelişmişlik ve kamusal hiz-
Tüm stüdyo çalışmaları, i) toplu tartışmalar, sunuş
metlere erişim düzeyleri ile yerleşme kade-
ve açıklamalar, ii) dersler ve okumalar, iii) günlük
melenmesi arasında ne tür bir ilişki bulun-
temrinler, iv) ödevler ve projeler ve v) öğrencile-
maktadır? Herhangi bir sorun saptayabiliyor
rin öz değerlendirmesinden oluşmaktadır. Diğer
muyuz? Hangi yerleşmelerin gelişmelerinin
yandan, stüdyo çalışmalarında karşılıklı müzakere
düzenlenmesi ve yönlendirilmesi öncelik
edebilme, ikna ve ortak aklı oluşturabilme beceri-
sunmaktadır?
lerini geliştiren takım çalışması ile bireysel bece-
• Mevcut yerleşim sistemi ve kentsel yoğun- rileri geliştirmeye ve ölçmeye yönelik bireysel
luklar sürdürülebilirlik ilkesi açısından nasıl çalışmalar arasında bir denge kurulmaktadır.
yorumlanabilir? Mekanın kullanımında sür-
dürülebilirlik nasıl sağlanabilir? Mekanda ve Planlama ve tasarım çalışmalarında uzun erim-
kullanımlarda ihtisaslaşma, sürdürülebilirlik kısa erim bütünselliğini gözardı etmemek açısın-
açısından nasıl değerlendirilebilir? dan üst ölçekli planlama çalışmaları yürütülür-
ken konusal (tematik) çalışmaların yanısıra kısa
• Kadının kentsel yaşama sanatsal ve kültürel
erimde çözümü olanaklı olan ya da kısa erimde
etkinliklere katılımını ve üretkenliğini artıra-
çözümü öncelikli problemlere yönelik temrinler
cak tasarım ve planlama çözümleri geliştire-
yaptırılmaktadır.
bilir miyiz? vb..

KONUSAL (TEMATİK)
ÇALIŞMALAR:
Seçilen konularda öğrencilerden dünya örnek-
lerine başvurmaları, kavramsal çerçeve oluş-
turmaları ve kavramsallaştırmalarını şematik
olarak anlatmaları istenmektedir. Öğrenciler bu
konularda kentteki sorunları saptamakta ve belirli
Başarılı bir soyutlama örneği: tasarım ve planlama ilkeleri üreterek çözüm geliş-
Mimar Doğan Erginbaş, Feridun Kip ve İsmail Utkular tarafın- PLANLAMA
dan tasarlanmış olan Gelibolu Şehitler Abidesi tirmektedirler. 2004/3

9
KISA ERİMLİ TEMRİN KONULARI:
KONUSAL (TEMATİK) Örnek olarak Gelibolu ve Çevresi Planlama ve
ÇALIŞMALAR Tasarım Projesi kapsamında Gelibolu Belediyesi
Kent ve ..... ile görüşmeler sırasında kısa erimde ve tekil olarak
ele alınabilecek proje konuları belirlenmiş, daha
Ağaçlar, Anıtlar, Balık Pazarı, Belediye, sonra öğrencilerden bu konulardaki çözümlerini
Bisiklet, Büfeler, Çocuklar, Dereler, Dini kapsamlı planlama çalışmaları ile bütünleştirme-
Yapılar, Eğlence Yerleri, Engelliler, Fes- leri istenmiştir. Öğrencilere bu kapsamda şu vb.
tivaller, Hapishaneler, Hayvanlar, Işık, sorular yöneltilmiştir:
İşaretler, İtfaiye, Kadınlar, Katı Atıklar,
Kent Kapıları, Kent Kapıları, Kışlalar, • Yarımadaya anma törenleri sırasında
Kıyı, Köprüler, Limanlar ve İskeleler, yaklaşık 15 bin turist gelmektedir. Turizm
Mezbahalar, Oteller, Otobüs Terminal- konaklama altyapısı gelişmemiş olduğundan
leri, Otoparklar, Pazar Yerleri, Renk, kısa süreli olarak bölgeye gelen turistleri
Sağlık, Sanayi Siteleri, Simgeler, Su, ağırlama olanakları kısıtlıdır. Diğer yandan
Süpermarketler, Tarım Alanları, Tiyatro turizm altyapısının dikkatsizce geliştirilmesi
Binaları, Tören Alanları, Yaşlılar, Yaya doğal ve tarihi çevrenin tüketilmesi risklerini
Yolları, Yayalar, Yeşil Alanlar. de taşımaktadır. Buna karşın yılın kalan
zamanlarında atıl duran bir turizm konak-
lama altyapısı yaratılması da iktisadi olarak
anlamsızdır. SORU: Yılın önemli anma
günlerinde yarımadayı ziyaret eden özellikle
yabancı turistlerin kısa süreli konaklama
sorunu nasıl çözülebilir? PROJE: Yılın geri
kalan zamanında atıl kaynak yaratmaksızın
turizm altyapısının geliştirilmesi.
• Kentte, Barış Anıtı için yer aranmaktadır.
SORULAR: Anıt nedir? Anıtlar birer başvuru
ögeleri olarak kent içinde nerelerde konum-
landırılmalıdırlar? PROJE: Barış Anıtının yer
seçimi ve yakın çevresinin tasarımı.
• Mevcut Feribot İskelesi yolcu ve mal trafiği
Konusal (Tematik) Çalışmalar açısından yetersiz kalmaktadır. Diğer yandan
KENTLER ve ANITLAR
(Sıla Akalp) kent içinde yoğun bir gelip geçen araç trafiği
yaratmaktadır. Buna karşın, iskelenin Geli-
bolu kentine belirli bir canlılık kazandırdığı,
iletişim ortamı yarattığı da bilinmektedir.
SORULAR: İskelenin başka bir yere taşın-
ması kent merkezinin canlılığını yitirmesine
yol açar mı? Yoğun taşıt trafiğinin yarattığı
sorunlar ve çevresel etkiler iskelenin mevcut
yerinde gerçekleştirilecek tasarım ve plan-
lama çözümleri ile giderilebilir mi? Bu
ikilemler dikkate alınarak doğru yerseçim
nasıl olmalıdır? Farklı bir yerde olacak ise
kent merkezi açısından dile getirilen sorun
nasıl çözülebilir? Yakında hangi kullanımlar
yer almalıdır? PROJE 1: Yeni iskele ve çev-
Konusal (Tematik) Çalışmalar resinin tasarımı. PROJE 2: Mevcut İskele ve
PLANLAMA LİMANLAR ve KENTLER
2004/3 (Funda Atun) çevresinindeki yol sisteminin, hizmet yapı-

10
larının ve açık alan kullanımının yeniden naklarını, potansiyellerini, tehdit unsuru etken-
düzenlenmesi. leri belirlemeleri ve tespit ve değerlendirmelerini
• Kentin mevcut çöp alanı yetmemekte ve mekansallaştırmaları istenmektedir.
belirli çevresel sorunlar yaratmakta, kente
girişte görsel kirlilik oluşturmaktadır. Katı 1. KÜLTÜREL ve TARİHSEL TEMEL
atıkların değerlendirilmesi ve dönüştürül- 1.1. Sosyo-Ekonomik Tarih ve Mekansal
mesi konusundaki yatırımlar ölçek ekono- Gelişme: Kent ve bölgesinin sosyo-ekono-
mileri açısından Gelibolu Belediyesi’nin tek mik tarihi ve mekansal gelişimi. Tarih içinde
başına ele alabileceği konular olarak gözük- üretim ve ticari etkinliğin örgütlenmesi; üretim Araştırma
memektedir. SORULAR: Yeni çöp alanının
belirlenmesinde ne tür çevresel etkiler dikkate
ilişkileri; yönetsel yapı ve siyasi gelişme; yer- konularında
leşme dokusunun tarihsel oluşumu.
alınmalıdır? Yeni çöp alanının belirlenmesi, öğrenciler-
1.2. Tarihsel Kaynaklar ve Kültürel Değer-
katı atık dönüşüm tesislerinin yapımı ve işle-
ler: Tarihsel değerler, tarihsel yapılar ve alan-
den proje
tilmesi konuları çevredeki yerel yönetimlerle yeri olarak
lar. Kültürel değerler, normlar ve etkinlikler.
birlikte ele alınabilir mi? Bu koşulda doğru
yerseçim nerede olmalıdır? Eski çöp alanı seçilen
nasıl değerlendirilebilir? PROJE: Yarıma- 2. DOĞAL ve ÇEVRESEL KAYNAKLAR, kent ve
dada katı atık işleme ve dönüşüm sisteminin ÇEVRESEL PLANLAMA ve TASARIM
bulunduğu
oluşturulması. 2.1. Ekolojik Sistemler, Ekolojik Plan-
lama ve Tasarım: Bitki ve hayvan varlığı, bölgenin
• Kentte Belediyeye ait taşınmaz mallar
bulunmaktadır. SORULAR: Bunlar kamusal ormanlar, doğal yaşam, doğal peyzaj, sulak olanaklarını,
yarar ilkesine uygun olarak ve kentin planlı alanlar, ekili alanlar, su altı ekolojisi, eko- potansiyel-
lojik planlama ve tasarım dünya örnekleri
gelişimi açısından en anlamlı biçimde nasıl
(amaç ve hedefler, planlama yöntem ve
lerini, tehdit
değerlendirilebilir? Hangi projeler ile birlikte
ele alınabilir? teknikleri). unsuru
• Eski Hükümet Konağı bir höyük üzerinde 2.2. Doğal Enerji Kaynakları ve Alternatif etkenleri
inşa edilmiştir. Bu alan kente denizden yak- Enerji Sistemleri: Güneş enerjisi, enerji belirlemeleri
kaynakları, rüzgar potansiyeli, termal, biyo-
laşılırken önemli bir başvuru noktası oluş-
kimyasal enerji kaynakları; enerji kaynakla-
ve tespit ve
turmaktadır. Gelibolu Kaymakamlığı’nın
rının kullanımında karşılaştırmalı maliyetler, değerlen-
başka bir alana taşınması sonrasında yapı
yanmıştır. SORU: Höyük olan eski Hükümet alternatif enerji sistemlerinde dünya örnekleri dirmelerini
Konağı alanı ve çevresi, tarihi koruma ilke- ve uygulamaları. mekansal-
lerine uygun olarak nasıl değerlendirilebilir? 2.3. Coğrafi Nitelikler, Toprak Karakteri
ve İklim Verileri: Jeolojik oluşumlar, arazi
laştırmaları
PROJE: Eski Hükümet Konağı ve çevresinin
tasarımı. yapısı, jeomorfoloji, toprak karakteri, güneş istenmekte-
ve nem durumu. dir.
PLANLAMA ÇALIŞMALARINA 2.4. Çevre Sorunları ve Planlama: Çevre
YÖNELİK ARAŞTIRMALAR: sorunlarının belirlenmesi, kirletici kaynakla-
Birinci dönemde gerçekleştirilen inceleme rın saptanması. Çevre sorunları ve planlama.
gezisi sırasında aşağıdaki konulara yönelik ince- Dünyadaki uygulamalar.
lemeler yapılmaktadır. Yerinde incelemelerin
yanısıra ilgili kurum ve kuruluşlardan bilgiler 3. SOSYAL ve EKONOMİK OLUŞUM ve
toplanmakta, kentte hane halkına ve işyerlerine DİNAMİKLERİ
yönelik örneklem düzeyi yüksek iki ayrı anket 3.1. Nüfus ve Toplumsal Yapı: Nüfus bile-
uygulanmaktadır. Tüm çalışmaların sonuçları der- şimi, göçler ve nüfus kestirimleri, işgücü
lenmekte ve araştırmalar rapor haline getirilerek yapısı.
yerel yönetim organlarına sunulmaktadır.
3.2. Ekonomik Etkinlikler/ Tarım: Tarımsal
Araştırma konularında öğrencilerden proje yeri işletmelerin büyüklükleri ve türleri, sermaye PLANLAMA
olarak seçilen kent ve bulunduğu bölgenin ola- birikimi, işgücü yapısı, ürün akımı. 2004/3

11
3.3. Ekonomik Etkinlikler/ Sanayi ve GELİBOLU ve ÇEVRESİ
Küçük Sanayi: Üretim kapasitesi, teknolojik PLANLAMA ve TASARIM
düzey, sermaye birikimi ve dağılımı, işgücü PROJESİ: GELİŞME ve
yapısı ve örgütlenmesi, mal-ürün akımı ve
KORUMA KURGULARININ
pazarlanma koşulları.
OLUŞTURULMASI
3.4. Ekonomik Etkinlikler/ Hizmetler Sek- Araştırma kapsamında her konu başlığı altında
törü: Ticaret, turizm faaliyetleri (konaklama Gelibolu Yarımadası ve yakın bölge, Gelibolu
tesisleri yatak kapasitesi, tur düzenlemeleri, kenti ve yakın çevresine ilişkin sorunlar, potan-
ilgili kuruluşlar vb.) el sanatları, mesleki faa- siyeller, tehditler, sınırlamalar ve olanaklar
liyetler, perakende ve toptancı ticaret, taşıma-
Sorun cılık, sektördeki sermaye ve işgücü yapısı.
saptanmıştır. Araştırma sonuçları jüri ortamında
alanlarının, tüm çalışma grupları tarafından paylaşılmış ve
4. MEKANSAL YAPI: YERLEŞME DOKUSU proje grupları ileriye dönük gelişme ve koruma
potansi- kurgularını oluşturmuşlardır.
ve YAPILAŞMA DÜZENİ
yellerin, 4.1. Mekansal Yapı ve Kentsel Doku Bu kapsamda bölgenin doğal ve tarihi değerlerinin
tehdit ve Tipolojisi: Bölgesel yerleşme dağılımı, korunması hedeflerini, sosyo-ekonomik gelişme
olanakların yerleşmelerin nüfus yoğunlukları, arazi kul- hedefleri ile birlikte ele alan ve bu hedefleri birbir-
lanımı, yapılaşma biçimleri, konut biçimleri lerini güçlendirecek biçimde bütünleştirmeye çalı-
belirlenme-
ve yapılaşma niteliği. şan planlama ve tasarım projeleri geliştirilmiştir.
sinden sonra 4.2. Mülkiyet Dokusu: Arazi mülkiyeti, Bu projeler Gelibolu Yarımadası ve yarımadanın
alt bölge kamu arsa ve arazilerininin dağılımı. anakara ile ilişkisinin kurulduğu kıyı bölgesini
ölçeğinde 4.3. Yerleşme Kademelenmesi ve Sosyal kapsamıştır. Tüm çalışmalar sırasında Gelibolu
Hizmet Ağları İlişkisi: İdari sistem; sağlık, Tarihi Barış Parkı Projesi’nin planlama ve tasarım
oluşturulan verileri esas alınmış, proje alanı ile Gelibolu kenti
eğitim, rekreasyon ve kültürel hizmetlerin
kurgular, dağılımı ve yerleşme kademelenmesi ile iliş- arasındaki ilişki geliştirilmeye çalışılmıştır.
daha sonra kisi, yatırımlar, hizmet etki alanları, hizmete Genel başlıklar halinde Gelibolu ve çevresinin
Gelibolu erişim sorunları vb. gelişme ve koruma kapsamında sorunları şu
kenti ölçe- 4.4. Kentsel Yerleşmeler ve Doğal Afetler: şekilde özetlenebilir:
Deprem ve diğer doğal afet riski olan yerleş-
ğinde gelişti- melerin belirlenmesi, risk haritalarının hazır-
• Gelibolu Yarımadası’nın doğal ve tarihi
rilmişlerdir. çevresine ilişkin ciddi koruma sorunları
lanması; risk planlaması ve ilkeleri.
bulunmaktadır.
4.5. Çevresel Estetik: Biçimsel, şematik ve
• Korumanın ekonomisi henüz oluşturulama-
simgesel estetik sorunlar; nesnel ve öznel
dığından gelişme talepleri, koruma kararlarına
modeller; kent imgeleri: Dünya örnekleri ve
tehdit oluşturmaktadır.
uygulamaları.
• Yarımada önemli çevresel tehditlerle karşı
4.6. Ulaşım Sistemi: Ulaşım altyapısının
karşıyadır.
durumu (karayolu, demiryolu, havayolu ve
su taşımacılığı); trafik hacimleri; ulaşım • Çevresel koşulları ve olanakları bütünleşik
türlerinin ve araçlarının kullanımı düzeyleri; biçimde değerlendiren bir ulaşım sistemi
bölge, alt-bölge ve kentsel ölçekte ulaşım bulunmamaktadır. Deniz ve hava ulaşımı
hizmetlerinin dağılımı ve kapasitesi. olanaklarından yeterince yararlanılmamak-
4.7. Teknik Altyapı: Su ve pis su-atık su tadır. Demiryolu ise bulunmamaktadır.
sistemleri; enerji ve iletişim altyapısı; katı • Kırsal kalkınmaya yönelik kapsamlı bir
atık/çöp toplama ve depolama sistemleri ve proje bulunmamakta, bölgenin tarımsal
diğer teknik altyapı. açıdan özgün potansiyelinden yeterince
4.8. Yasal Çerçeve ve Yönetsel Yapı: Yönet- yararlanılmamaktadır.
sel kademelenme; kıyı yönetimi ve sorunları, • Bölgenin deprem vb. afet riskleri bulunmak-
alt bölge içinde kentsel gelişmenin yönetimi tadır. Afet duyarlı yerleşim düzeni konusunda
PLANLAMA
2004/3 sorunları. öncelikler belirlenmemiştir.

12
• Bölgenin tarih ve doğa turizmi potansiye- Sorun alanlarının, potansiyellerin, tehdit ve ola-
lini değerlendirmeye yönelik tesis olanakları nakların belirlenmesinden sonra alt bölge ölçe-
sınırlı olup bu olanakları geliştirmeye yönelik ğinde oluşturulan kurgular, daha sonra Gelibolu
herhangi bir proje bulunmamaktadır. Bölge- kenti ölçeğinde geliştirilmişlerdir. Projelerde,
nin tarih ve doğa olanaklarına yönelik ilginin ekonomik etkinlikler, yerleşme sistemleri ve
artması koşulunda, gelişmenin son derece mekansal gelişme seçenekleri, ulaşım sistemi ve
araçları, enerji sistemleri ve türleri, kapsamlı ve
parçacı kararlarla yönlendirilmesinin, tarihi
bütünsel bir çerçevede geliştirilmeye çalışılmıştır.
ve doğal çevre açısından olumsuz sonuçları
Gelibolu kenti için geliştirilen öneriler, parçacı
olacaktır.
yaklaşımlar yerine ekoloji, doğa ve tarih değerleri
• Bölgenin tarihi ve doğal verilerini, bölge ile turizm, kültür, sanat, tarım, teknoloji, sağlık ve
ekolojisini dikkate alan ve değerlendiren bir spor etkinliklerini bütünleştirmeye yönelmiştir.
endüstri gelişimi için herhangi bir girişim
Dile getirilen temel düşünceler kapsamında aşa-
bulunmamaktadır. ğıdaki başlıklar altında bölge-alt bölge (Gelibolu
• Kentsel tarihi dokular hızla yok olmaktadır. Yarımadası) (1/100 000 ve 1/25000 ölçekli çalış-
Gelibolu evleri, Gelibolu Kalesi gibi önemli malar) ve kentsel ölçekteki planlama ve tasarım
kültür varlıklarının korunması, yeniden çalışmalarına (1/5000 ölçekli çalışmalar) temel
kazanılması konusunda başlatılmış herhangi olan gelişme ve koruma uzgörüleri (vizyon)
bir proje bulunmamaktadır. oluşturulmuştur:
• Kıyı kullanımını, denize görsel erişimi • Koruma ve Gelişme Dengeli Bölgesel Kal-
engelleyen kentsel estetikten yoksun çok kınma: Projede ekolojik tarım, doğa turizmi,
katlı yapılaşmalar tarihi doku ve mekanın buna karşın sınırlı sanayi gelişimi önerilmek-
özellikleri ile uyuşmamakta ve önemli bir tarih tedir. Sanayi Lapseki, Gelibolu, Çanakkale ve
ve kültür kenti olan Gelibolu kentinin tarihsel Biga’da sınırlı tutulmuştur. (Derya Kutlu,
Burçak Uzel, Laura Suer)
kimliğininin yitirilmesine yol açmaktadır.
• Doğa ve Tarih Turizmine Dayalı Bölge-
sel Kalkınma: Gelibolu kentinde tarihsel
merkezde iyileştirme ve koruma, ekolojik
endüstriyel park, kıyı dönüşüm projeleri ile
yeni konut alanları önerilmektedir. (Duygu
Toprak, Özge Özgür, Mehmet Özmen)
• Yarımada Tematik Kültürel Kalkınma Pro-
jesi: Gelibolu’da ve bölgede tarımsal alanlar
geliştirilmektedir. Saroz Körfezi su ve doğa
sporları merkezine dönüştürülmüştür. (Ceren
Topçu, Gül Tuçaltan, Müjde Uslan)
• Kültür Turizmine Dayalı Bölgesel Kalkınma
ve Kültürel Kent Gelibolu: Gelibolu ve Çanak-
kale merkezli kültürel kalkınma ve köylerde
pansiyonculuk önerilmektedir. Halk Eğitim
Merkezleri düşüncesi geliştirilmiştir. Farklı
merkezler farklı turizm türlerinde ihtisaslaş-
maktadır. (Duygu Mert, Özlem Edizel, Fuat
Karagüney)
• Çok Sektörlü Girişimci Gelibolu Projesi:
Üretim ve ürün dağıtımı, sanayi ve turizm
Kentin tarihsel simgeleri, üretim kültürünün tarihsel sektörünün gelişimine bağlı olarak deniz,
ögeleri demiryolu ve havayolu ulaşım sisteminin
Hemen hemen Cumhuriyet ile yaşıt Alaeddin Balık Konserve
geliştirilmesi, kuru tarım alanlarının sulu
Fabrikası. Fabrikanın 30’lu yıllardaki hali ve 2004 yılındaki PLANLAMA
hali . Siz hangisini seçerdiniz? tarım alanlarına dönüştürülmesi ve sanayi 2004/3

13
amaçlı demiryolu önerilmektedir. (Cem • Sürdürülebilir Bölge ve Sürdürülebilir Kent:
Leblebici, Güzem Ergüç, Selçuk Sertesen, Kaynakların verimli ve sürekli kullanımı esas
Yalkın Romano) alınmaktadır. Alternatif enerji kaynaklarının
• Kültürel Üretim: Kültür turizmine dayalı kullanımı, atık dönüşüm sistemi önerilmek-
bölgesel gelişme önerilmektedir. Yarımada tedir. (Ahmet Polat, Seçkin Çopur, Berk
genelinde sanayi üretimi sınırlı tutulmuştur. Kesim)
Kırsal alanlardaki yol ağı güçlendirilmekte- • Erişilebilir Bölge Yürünebilir Kent: Erişi-
dir. (Zafer Batmaz, Erdem Satılmış, Özge lebilirlik olanaklarını geliştiren ve bölgelera-
Kırmızı) rası etkileşimi artıran yeni ulaşım sisteminin
• Denizden Gelen Kalkınma: Bölgede denizle yaratılması ve köyler ve kentler arasında yol
ilişkili iktisadi etkinliklerin güçlendirilmesi, ağının iyileştirilmesi ve organik tarım öneril-
suyun daha fazla kent ve bölge yaşamına mektedir. (Gediz Doğay, İlksen Urgancı)
sokulması önerilmektedir. (İbrahim Sarıçi-
• Turizme Dayalı Gelişme: Bölgede temel
çek, Cantekin Alptekin, Musa Kızıltepe)
sektör olarak turizm önerilmektedir. Bu
• Arkeoloji Yarımadası: Proje, tarihi ve temel öngörüye uygun yerleşme sistemleri
kültürel mirasın değerlendirilmesi ve öne geliştirilmiştir. (Aksel Ersoy, Galymzhan
çıkarılması yoluyla kalkınma bakış açısına Yussupov)
dayanmaktadır. Gelibolu kenti, Arkeoloji Yarı-
madasının merkezine dönüştürülmektedir. Bu • Alternatif Enerji Destekli Kalkınma: Rüzgar,
kapsamda Gelibolu kentinde bir Arkeoloji ve biyogaz ve güneş enerjisi gibi temiz enerji
Sanat Yerleşkesi kurulması önerilmiştir. Pro- kaynaklarından etkin ve verimli biçimde
jede köylerin kalkındırılması, ekolojik koruma yararlanmaya uygun bölgesel ve kentsel
alanlarının belirlenmesi ve geliştirilmesi ve gelişme önerilmektedir. Tarımsal sanayi
antik kentlerin turizm potansiyelin değerlen- geliştirilmektedir. (Ertuğrul Yamen, Funda
dirilmesi önerilmektedir. (Sıla Akalp, Melih Atun, Simge Sevin)
Gürçay, Pırıl Sahil Tekin) • Modern Çağda Kültürel Mirasın Değerlen-
• Kıyı Kentleri: Projede kıyının değerlendiril- dirilmesi: Kültürel değerlerin korunmasına
mesi ve kıyıdan yararlanma öne çıkarılmakta yönelik bir gelişme önerilmektedir. (Öznur
ve kıyı turizmi önerilmektedir. (Hatice Zengin, Melda Tanrıkulu, Fatih Şahin)
Doğan, Sema Bağcı, Özge Dinç)
• Tarıma Dayalı Çok-merkezli Kalkınma:
Tarım, sanayi ve turizm sektörlerinin bir-
likte ve farklı merkezler öne çıkarılarak
geliştirilmesi, ekolojik tarım ve kır turizmi
önerilmektedir. Kırsal alanlarda kültür evleri
kurulmaktadır. Rüzgar ve güneş enerjisinden
yararlanılması hedeflenmiştir. (Ece Dolu,
Barış Avcı, Hamit Birtane)
• Gelitopya: Projede farklı bir mekansal ve
toplumsal örgütlenme ütopyası geliştirilmek- ARKEOLOJİ YARIMADASI 1/100 000
(Sıla Akalp, Melih Gürçay, Pırıl Sahil Tekin)
tedir. Yol kademelenmesi reddedilmektedir.
Antik kentler ve kırsal-kentsel gelişme odakları.
Rüzgar santralleri önerilmektedir. (Serhat
Celep, İsmet Esgün, Tuna Özaydınlık)
• Araştırma, Geliştirme ve Uygulamaya Üst ölçekli çalışmalardan alt ölçekli çalışmalara
Dayalı Eğitim Kaynaklı Bölgesel Kalkınma: kadar tüm planlama ve tasarım çalışmalarında
AR-GE’ye dayalı kalkınma önerilmektedir. özgün yeni yaklaşımlar dikkate alınmıştır. Geli-
Gelibolu’da AR-GE ve Kültür Merkezi bolu kentinin planlanmasında (kent ölçeğinde)
kurulmaktadır. (Belkıs Kubilay, Yeliz Kuşçu, esas alınan bu yeni yaklaşımlar özetle şu ana
PLANLAMA
2004/3 Gizem Türkoğlu) noktaları içermektedir:

14
• Yeşil kent: Kent ve çevresindeki doğanın ALT ÖLÇEKLİ ÇALIŞMALARI
yeniden kazanılması, iyileştirilmesi ve etkin YÖNLENDİREN TEMEL DÜŞÜNCELER:
ve verimli kullanıma açılması.
• Su kenarı planlaması ve tasarımı: Kentsel
alanların ve yerleşmelerin su ile bütünleş-
mesinin sağlanması; kıyı ile kentin farklı
bölgeleri arasında görsel, fiziksel bütünleş-
menin sağlanması; kıyı olanaklarının kamusal
kullanımının güçlendirilmesi. Deniz ve dere
kenarlarında yitirilmiş olan doğanın yeniden ARKEOLOJİ YARIMADASI
kazanılması. Aynı kıyıda yer alan yerleşmeler (ayrıntılı görünüş) 1/100 000
Antik kentler ve kırsal-kentsel gelişme odakları
arasında kıyı boyunca deniz ulaşım sisteminin
(Sıla Akalp, Melih Gürçay, Pırıl Sahil Tekin)
oluşturulması.
• Tarihsel kent: Tarihsel kent merkezinin ve
kalenin yeniden canlandırılması ve korunması.
• Kentsel estetik ve peyzaj: Tarihsel doku
ve tarihsel yapıların ölçeği ile uyuşmayan
yapılaşma sorununun giderilmesi; kentte
görüntü kirliliğine yol açan olumsuz ögele-
rin belirlenmesi .
• Yaya ve bisikletli kenti: Erişebilirliğin,
sağlıklı bir yaşama izin veren araçlar ile artı-
rılması ve güçlendirilmesi; gürültü kirliliğinin
azaltılması ve yayalaştırma.
• Enerji etkin ekolojik kent: Başta güneş ve İç Liman ve Havuz
Su kirlenmesi yanısıra yakın çevredeki görsel olumsuz etkiler-
rüzgar olmak üzere yenilebilir enerji kaynak- den arındırılmalı, havuzu çevreleyen surlara yakın yapılaşma-
larını kullanımına dayanan kentsel gelişmenin lardan kaçınılmalıdır.
sağlanması, alternatif enerji kaynaklarından
yararlanmaya yönelik tasarım seçeneklerinin
geliştirilmesi.
• Kır-kent bütünleşmesi: Kırsal alanlarda
kentsel hizmet sunumunun güçlendirilmesi,
gelişmenin kırsal alanlarla birlikte düzen-
lenmesi.
• Kamusal ortak alanlar: Kamusal yaşamı
güçlendirecek ortak alanların ve kullanım-
ların geliştirilmesi (müzeler, yeşil alanlar,
meydanlar, öğrenci yurtları, kültürel tesisler,
spor tesisleri vb.)
• Sosyal adalet ve kent: Kentsel hizmetlerin TURİZM KENTİ GELİBOLU 1/5000
ve olanakların kentin farklı bölgelerine eşit (Aksel Ersoy, Galymzhan Yussupov)
dağılımı, sosyal donatı alanlarının dağılımında Gelibolu turizm kenti olarak geliştirilmektedir. Projede tarihsel
yetersizliklerin giderilmesi; çevre kalitesinin kent merkezi ile toplutaşın sistemi aracılığı ile ilişkilendirilmiş
artırılması. turizm gelişme merkezleri önerilmektedir. Bu turizm merkezle-
rinde ise ekolojik kent ilkeleri izlenmektedir.
• Güvenli kent: Afet risklerini ve kentsel
yaşama ilişkin diğer güvenlik risklerini en Temel kavram ve planlama ilkeleri:
Alt merkezler gelişmesi, ekolojik kent,
aza indiren kentsel planlama ve tasarım kentsel canlandırma, toplu taşın sistemi, PLANLAMA
çözümlerinin geliştirilmesi. turizm gelişme alanları, turizm kenti kimliği. 2004/3

15
Proje çalışmaları kentin farklı bölgelerindeki 1/
500 ve 1/1000 ölçekli ayrıntılı planlama ve tasa-
rım projeleri ile sonuçlandırılmıştır. Bu aşamada
öğrencilerden, projenin üst ölçekli çalışmalardan
gelen kurgularına özgü planlama ve tasarım ilke-
leri geliştirmeleri beklenmiştir. Gelibolu kentinin
farklı sorun bölgelerine yönelik alt ölçekli pro-
jelerin başlıkları aşağıda sunulmaktadır: (Proje
başlıkları öğrencilerin özgün olarak geliştirdikleri
başlıklardır)

YENİ YERLEŞİM ALANLARI ve KENT


TARİH ve KÜLTÜR TURİZMİNE DAYALI KENTSEL
GELİŞME PROJESİ (1/5000)
ÇEPERİ PROJELERİ:
(Duygu Toprak, Mehmet Özmen, Özge Özgür) 1. Gelibolu Kuzeydoğu Kent Çeperi Yerleşim
Alanları Projesi (Fuat Karagüney)
Gelibolu turizme dayalı kalkınmanın yönetim, konaklama ve
kültür merkezi olarak önerilmektedir. Projede 5 alt ölçekli
2. Hamzakoy Kuzeybatısı- Öneri İstasyon
planlama ve tasarım projesi tanımlanmaktadır: Merkez ve Bölgesinde Yeni Kent Merkezi ve Arkeoloji
Yazıcızade Mahallesi İyileştirme Projesi, Ekolojik Endüstri ve Sanat Yerleşkesi Projesi (Sıla Akalp)
Parkı Projesi, Kıyı Dönüşüm Projesi, Yeni Konut Alanı Geli-
3. Gelitopya/İnsancıl Kent Yeni Konut Alan-
şim Projesi, Turizm İşlevsel Dönüşüm Projesi
Temel kavramlar: ları Projesi (Serhat Celep)
Ekolojik endüstri parkı, işlevsel dönüşüm. 4. Yeni Konut Bölgesi Kentsel Canlandırma
iyileştirme. Projesi (Gül Tuçaltan)
5. Kent Kuzeyi Konut Alanları Yeniden Yapı-
lanma Projesi (Galymzhan Yussupov)
6. Gelibolu Kuzeydoğu İşlevsel Yeni Yerleşim
Alanı Projesi (Fatih Şahin)
7. Gelibolu Kültür Turizm Alanı Projesi
(Özlem Edizel)
8. Kentsel Tarım ve Konut Alanları Projesi
(Hamit Birtane)
9. Kent ve Kır İlişkisi ve Kentsel Alandan
Kırsal Alana Geçiş Sistemi Dönüşüm Projesi
(Laura Suer)
10. Gelibolu Kuzeybatı Yeni Gelişme Alanı
GELİBOLU TEMATİK KÜLTÜREL KALKINMA PRO- Projesi (Ahmet Polat),
JESİ 1/5000 11. Yeni Konut Alanları Projesi (İbarahim
(Müjde Uslan)
Projede Gelibolu Kültür ve Koordinasyon Merkezi olarak
Sarıçiçek)
geliştirilmektedir.
TARİHİ MERKEZ ve SURİÇİ KORUMA ve
Temel kavramlar: Afet duyarlılığı, erişilebilirlik, eski-yeni CANLANDIRMA PROJELERİ:
yapı uyumu, estetik ögeler sorunu, halk kültür merkezleri, 12. Gelibolu Tarihi Kent Merkezinde İşlevsel
kamusal alan yaratılması yoluyla işlevsel ve mekansal dönü-
şüm, kent omurgası, kentin eğitici yönü, kentsel birliktelik ve
ve Mekansal Dönüşüm ve Koruma Projesi
etkileşimin güçlendirilmesi, kentsel ortak alanlar, (Melda Tanrıkulu)
kültür meydanı, kültürel mirasın korunması ve geliştiril- 13. Tarihi Çevre Koruma ve Canlandırma
mesi, kültürel sürdürülebilirlik, mekanda çeşitlilik, sanat
Projesi (Duygu Toprak)
eğitim birimi, sanat evleri, sürdürülebilirlik , tarihi avlular
PLANLAMA sistemi, tarihi dokunun canlandırılması, ulaşılabilirlik, 14. Arkeolog ve Sanatçı Kenti Gelibolu (Pırıl
2004/3 yayalaştırma. Sahil Tekin)

16
15. Arkeoloji ve Sanat Kenti Gelibolu Batı
Bölgesi Dönüşüm Projesi-Sanatçı Mahallesi
(Melih Gürçay)
16. Tramvay Hattı ve Kent Merkezi Düzen-
leme Projesi (Belkıs Kubilay)
17. Suriçi Kültürel Dönüşüm Projesi (Ceren
Topçu)
18. Gelitopya/İnsancıl Kent Merkezi Dönü-
şüm Projesi (İsmet Esgin)
19. Suriçi Kültürel ve Tarihi Değerleri Koruma
ve Dönüşüm Projesi (Özge Kırmızı)
20. Gelibolu Kent Merkezi Temiz Enerji
Destekli Kentsel Yenileme Projesi (Ertuğrul
Yamen)
21. Çok Sektörlü Girişimci Gelibolu, Cami-
kebir Mahallesi Dönüşüm Projesi (Gizem
Ergüç),
KUZEDOĞU KENT ÇEPERİ YENİ YERLEŞİM ALANI
22. Gelibolu Tematik Kültürel Kalkınma Pro- PROJESİ 1/1000 (400 konut birimi) (Fuat Karagüney)
jesi: Merkez Bölgesi (Müjde Uslan), Temel kavramlar:
Eğitim yapılarının konut mekanı içine katılması, eski kent-
23. Yürünebilir Kent (Gediz Doğay) yeni kent ikilemi, evde üretim, kent kültürü, kültürel değer
yaratılması, suya erişim, tarihsel yapı ve mekanın izleri, üretim
evleri, yaya omurgası.

Kentsel izler... Başvuru noktaları.... Yönlenme


Tarihi Çeşme ve Büyük Cami (Cami-i Kebir)
Her yol Cami Meydanına çıkıyor.
GALİTOPYA/ İNSANCIL KENT MERKEZİ DÖNÜŞÜM Koruma sorunları: Tarihi çeşmeyi bozan ekler.. Kentteki tarihi
PROJESİ 1/1000 (İsmet Esgin) çeşmelerin çevresinde tarihi ögenin önemini zayıflatmayan
(Ayrıntılı gösterim/ Büyük Cami çevresi meydan düzenlemesi sade mekan düzenlemelerine gitmeli, tarihi ögenin çevresinde
algılanabilmesine ve bir başvuru ögesi olarak işlev görmesine
izin verecek bir boşluk yaratılmalıdır.

KENT KUZEY
ÇEPERİNDE KONUT
ALANLARI YENİDEN
YAPILANMA PROJESİ
Doğal çevre ve manzara ögeleriyle uyum içindeki Kız Ensti- 1/1000 (Galymzhan
tüsü Binası restorasyon beklemektedir. Yussupov)
Yapı özgün işlevinin yanısıra diğer kamusal veya kültürel Temel kavramlar:
işlevlere ayrılabilir, bahçesi ile birlikte kentte önemli bir Komşuluk birimi, turizm
başvuru noktası oluşturabilir. kenti, yapılaşmış alan-yeşil
Hemen yanında mimari tasarım ve yapı ölçüleri açısından alanPLANLAMA
dengesi, yerleşim
çirkinlik örneği Öğretmenler Evi örüntüsü. 2004/3

17
ARKEOLOG VE SANATÇI KENTİ GELİBOLU 1/1000
(Pırıl Sahil Tekin)
Temel kavramlar:
Cephe sürekliliği, hareketin farkındalığı, iyileştirme, kademe-
lenme, kent kimliği, ortak alanlar- yapı birlikteliği, özel alan- GELİBOLU TARİHİ MERKEZDE İŞLEVSEL ve
lar-ortak alanlar ikilemi, tarihi merkezin izlenemezliği sorunu,
MEKANSAL DÖNÜŞÜM PROJESİ 1/500
vurgu çokluğu sorunu, yaya erişimi, yayalaştırma.
(Melda Tanrıkulu)
Temel kavramlar:
Eski-yeni birlikteliği, hizmet erişebilirliği,
işlevsel dönüşüm, iyileştirme, koruma,
mülkiyet-toplulaştırma, ortak alanlar/avlular, ölçeğin
korunması, tarih turizmi, yaya erişilebilirliği, yayalaştırma,
yenileme, yol-sokak farklılaşması.

GALİTOPYA/ İNSANCIL KENT MERKEZİ DÖNÜŞÜM


PROJESİ 1/1000
(İsmet Esgin)
Temel kavramlar:
Adil hizmet dağılımı, afet duyarlılığı, afet riski, birliktelik
içinde farklılaşma, birliktelik, buluşma noktaları, doğaya
uyum, duygu mekanları, eşit erişim, farkındalık, insanın
Gelibolu evleri mekanda içsel olarak çeşitlenmesi ve zenginleşmesi, kamusal
Gerek sokak yapı ilişkisi gerekse tarihi yapı korunması açısın- taşıma ve ulaşım, kamusallaşma, katılım kentsel estetik, sosyal
dan yitirilme tehlikesi ile karşı karşıya olan Gelibolu Evleri.
PLANLAMA Oysa bu yapılar kentin önemli kültürel etkinlik mekanlarına adalet ve eşitlik, toplumsal mekansal değişim, yabancılaşma,
2004/3 dönüştürülebilir. yapıların yönlendirmesi, yürünebilirlik.

18
KIYI DÜZENLEMELERİ ve İKİNCİ KONUT SANAYİ ve TİCARET BÖLGESİ, AR-GE
ALANLARINDA YENİDEN YAPILAN- MERKEZİ ve YENİ LİMAN PROJELERİ
DIRMA PROJELERİ: 39. Serbest Ticaret Bölgesi ve Sanayi Alanı
24. Kıyı Kenti Gelibolu Ekolojik Turizm Projesi (Selçuk Sertesen)
Alanları Projesi (Sema Bağçı) 40. Ekolojik Tarım ve Ekolojik Sanayi ve
25. Tarih ve Kültür Kenti Gelibolu Kıyı Dönü- Araştırma Geliştirme Uygulama Bölgesi
şüm ve Gelişim Projesi (Öznur Zengin) Projesi (Gizem Türkoğlu)
26. Kıyı Kenti Gelibolu Güneybatı Kıyısı 41. Sanayi ve Konut Bölgesi Karma Kullanım
Dönüşüm Projesi (Hatice Doğan) Projesi (Tuna Özaydınlık)
27. İkinci Konut Alanlarının Turizm Alanına
42. Bütünleşik Sanayi Bölgesi Projesi (Seçkin
Dönüştürülmesi Projesi/Tarım Turizmi ve Su
Çopur)
Sporları Merkezi (Derya Kutlu)
28. Gelibolu Kültürel Kıyı Dönüşüm Projesi 43. Ekolojik Sanayi Merkezi ve Ekolojik
(Zafer Batmaz) Tarım Parkı ve AR-GE Merkezi ile bütün-
leşen Konut ve Turizm Alanları Projesi (Ece
29. Kıyı Dünyası Projesi (Özge Dinç)
Dolu)
30. İkinci Konut Bölgesinde Enerji ve Tarım
Destekli Turizm Kenti Projesi (Funda Atun)
31. Ekolojik Sürdürülebilirlik ve Gelibolu
Kıyı Düzenlemesi (Berk Kesim)
32. Gelibolu Kıyı Düzenleme Projesi (Yeliz
Kuşçu)
33. Kuzeydoğu Kıyı Dönüşüm Projesi (Duygu
Mert)
34. İkinci Konut Bölgesinde Yeniden Canlan-
dırma Projesi (Aksel Ersoy),
35. İkinci Konut Alanı Bölgesinin Turizm
Alanına Dönüşümü Projesi (Özge Özgür)
36. Fener ve Çevresi Dönüşüm Projesi (Erdem
Satılmış)
37. Yürünebilir Kent Gelibolu Kıyı Bölgesi ve
Ardı Yayalaştırma Projesi (İlksen Urgancı),
38. Gelibolu Kıyı Alanları Yenileme Projesi
(Musa Kızıltepe)

ARKEOLOJİ VE SANAT KENTİ GELİBOLU BATI


BÖLGESİ (Sanatçı Mahallesi) DÖNÜŞÜM PROJESİ
1/1000 (Melih Gürçay) KIYI KENTİ GELİBOLU EKOLOJİK TURİZM ALAN-
Temel kavramlar: LARI PROJESİ 1/1000, (Sema Bağcı)
Dokular arasında bütünlük, erişilebilirlik, etkileşimin artı- Temel kavramlar:
Araştırma ve öncelikli koruma alanları, doğal çevre ile etkile-
rılması, işlev değişikliği, parklar sistemi, sanatçı mahallesi,
şim, ekolojik planlama ve tasarım, PLANLAMA
süreklilik, tarihi koruma, toplutaşın sistemi, yayalaştırma. 2004/3

19
44. Ekolojik Endüstri Parkı Projesi (Mehmet değerlendirdikleri, Gelibolu kenti ve çevre
Özmen) yerleşmelerin gelişme yön ve büyüklükleri-
45. Sanayi Bölgesi ve Yeni Liman Projesi nin belirlenmesinde, alternatif ve yenilenebilir
(Cantekin Alptekin) enerji kaynaklarından yararlanma ölçütünü ne
46. Enerji Destekli Tarımsal Sanayi ve Yeni ölçüde temel aldıkları;
Konut Bölgesi Projesi (Simge Sevin), • Altyapı sisteminin oluşturulmasında olabilir-
47. Gelibolu Ticaret ve İş Merkezi Merkezi lik olanakları, kentin gelişme yön ve büyüklü-
Projesi (Cem Leblebici) ğünün belirlenmesinde alt yapı sistemi verim-
liliği, etkinliği ve maliyetler ve çevresel etkiler
PROJE GRUPLARININ GELİŞME- konusuna ne şekilde yaklaştıkları;
KORUMA KURGULARININ ÖZ
DEĞERLENDİRMESİ
Araştırma gruplarından üst ölçekli planları,
kendi çalışma konularındaki temel ilkeler ve
sorun alanları kapsamında değerlendirmeleri
istenmiştir. Bu kapsamda, aşağıdaki ana başlıklar
altında üst ölçekli projeler araştırma gruplarınca
değerlendirilmiştir:
Saruca Paşa Türbesi ve Kırım Savaşında ölen Fransızlar için
• Afet riskleri ile afet duyarlı tasarım ve plan- yapılmış Fransız Şehitliği yapılar arasında kaybolmaktadır.
lama ilkelerinin ne ölçüde dikkate alındığı;
• Kentin tarihsel mekan oluşumuna ve tarihi
dokuya yaklaşımlarının ne düzeyde olduğu,
bölgesel ölçekte tarihsel kaynaklara ve kül-
türel değerlere ne şekilde yaklaştığı;
• Nüfus ve toplumsal yapı dinamikleri açısın-
dan ne tür bir değişim öngördükleri, sektörler-
deki gelişme hedeflerinin işgücü dinamikleri
açısından olası sonuçları;
• Projelerin öngördükleri mülkiyet yapı deği-
şikliğinin olası sonuçları ve yaratabileceği
problem alanları; Kaos ya da anarşi
Bu çirkin yapılaşma, tarihi Gelibolu Kalesi, İç Liman ve
• Jeolojik ve jeomorfolojik verileri ne şekilde Höyük karşısında düzensizlik örneği oluşturuyor
değerlendirdikleri, toprak karakteri açısından
verimli alanlara yaklaşımlarının ne olduğu, bu
veriler açısından uygun yer seçim öngörüp
öngörmedikleri;
• Ekolojik sistemlerin korunması, sürdürüle-
bilir planlama ve tasarım ilkeleri açısından,
önerilerin kirlilik riski taşıyıp taşımadığı,
çevre sorunlarının giderilmesine yönelik ne
tür çözümler getirdikleri, gelişme hedeflerinin
olası çevresel etkilerinin neler olabileceği;
• Hizmet sektörü açısından olası sonuçları-
nın neler olabileceği ve ne tür bir değişiklik YÜRÜNEBİLİR KENT GELİBOLU KIYI BÖLGESİ ve
ARDI YAYALAŞTIRMA PROJESİ 1/1000 (İlksen Urgancı)
öngördükleri, hizmet sektörünün mevcut Temel kavramlar:
olanaklarını ve verili koşullarını ne şekilde Çevre koruma, erişilebilirlik, iletişim ve bilgi alışverişi, iyi-
değerlendirdikleri; leştirme, kentsel hizmetlerin eşit dağılımı, yayalaştırma, konut
PLANLAMA çevresi, restorasyon, sağlıklaştırma, toplumsal ve kültürel
2004/3 • Alternatif enerji potansiyellerini ne şekilde kaynaşma, yenileme, yürünebilirlik.

20
• Alt bölgede (yarımada) ve ildeki yerleşme
kademelenmesi ve sosyal hizmet dağılımları
konusundaki sorunlara ne ölçüde çözüm
geliştirdikleri;
• İktisadi gelişme düzeyleri, idari örgütlenme
ve kamu hizmetlerinin sunumu açısından
işlevsel bir yerleşmeler sistemi arayışına
girip girmedikleri, temel gelişme öngörü-
leriyle tutarlı bir yerleşme sistemi geliştirip GELİBOLU TARİHİ ÇEVRE KORUMA ve
geliştirmedikleri; CANLANDIRMA PROJESİ 1/1000
(Duygu Toprak)
• Planlama sürecine katkıda bulunabilecek Temel kavramlar:
sosyo-ekonomik tarihsel verileri ve özellik- Canlandırma, etkileşim, etkileşimin çeşitlenmesi, kamusallaş-
leri ne ölçüde değerlendirdikleri; tırma, kentsel iyileştirme, mekansal çeşitlilik, ortak kullanım,
• Öngörülen gelişmenin, kültürel ve tarihsel tahrip olmuş doğanın restorasyonu, tarih ve kültür parkı,
tarihi koruma,
mirasın korunması ve geliştirilmesi, yasal çer-
çeve ve idari örgütlenme açısından olanakları,
sorun ve kısıtlamaları.

Özgünlükler:Bayraklı Türbe
Düşmana sancağını teslim etmeyen
sancaktarın türbesi. Türkiye’nin Türk Bayraklı tek türbesi

GELİBOLU TARİHİ MERKEZDE İŞLEVSEL ve


MEKANSAL DÖNÜŞÜM PROJESİ 1/500
(Melda Tanrıkulu)
(Büyük Cami ve çevresi ayrıntılı görünüm)

Kent kıyısı
Kentin düzenleme bekleyen kıyısı. Kentsel yeşil alan gerek-
sinmesi ve kamusal hizmetler açısından bu alan olanaklar
sunmaktadır. Bu dolgu alan kuşkusuz yaratılmamalıydı. Dolgu
toprağı olduğu dikkate alınarak afet riskleri açısından bu
alanda yapılaşmalardan kaçınılmalıdır.

GALİTOPYA/İNSANCIL KENT YENİ KONUT ALANI


PROJESİ 1/1000 (Serhat Celep)
Temel kavramlar:
Birlikte hareket, birliktelik içinde farklılaşma, birliktelik,
deprem duyarlı tasarım, doğaya uyum, etkileşim, farkındalık,
farklı kullanımların birlikteliği, iletişim, imece, insancıllık, Feribot İskelesi ve Çevresi
işlevsel dönüşüm, kamusal hizmetlere eşit erişebilirlik, Kente önemli bir giriş kapısından Höyük ve Kale Burcunun
kamusallaştırma, katılım, toplutaşın sistemi, üretim sunum görünümü. Bu bölgede yaya ve taşıt trafiği düzenlenmeli, İç PLANLAMA
mekanları, ütopya parkı, yabancılaşma, yürünebilirlik. Liman çevresinde yayalaştırmaya gidilmelidir. 2004/3

21
Olanaklar:
Kültürel çeşitlenme mekanı olarak Müzisyenler Mahallesinde
(Yazıcızade Mahallesi) bir buluşma yeri ve köşebaşı bakkalı.

Dereler ve dere kıyısı Doğanın yeniden kazanılması için


düzenlemeler gerekiyor

HAMZAKOY KUZEYBATISI- ÖNERİ İSTASYON


BÖLGESİNDE YENİ KENT MERKEZİ ve ARKEOLOJİ
ve SANAT YERLEŞKESİ PROJESİ 1/1000
(Sıla Akalp)
Temel kavramlar:
Açık hava müzesi, afet duyarlılığı, arkeoloji ve sanat yerleş-
kesi, arkeolojinin ve sanatın günlük yaşama katılması, istasyon
meydanı, karma kullanımlılık, kent parkı ve meydancıklar,
kentsel tarım alanları, öğrenci mahallesi, sanat evleri, ulaşılabi-
lirlik, yaya dolaşımı öncelikli kent merkezi, yaya omurgası.

Tarihi Şengül Hamamı


Tarihi hamam ve tarihi çevreye duyarsız yapılaşma, kıyıya
fiziksel ve görsel erişimi sınırlamaktadır. Diğer yandan afet
riskleri olan bir bölgede bu tür yapılaşmalardan özellikle Namazgah
kaçınılması gerekirdi. Tarihi hamam ve çevresi kentin önemli Tarihi yapı ve çevresi, tarihi yapının özgün çizgilerini
bir dinlenme, buluşma ve kültürel etkinlik mekanına dönüştü- bastırmayan bir tasarıma göre düzenlenmeli, aşırı tasarımdan
rülebilir. kaçınılmalıdır.

PLANLAMA
2004/3

22
Selçuk Üniversitesi Şehir ve
Bölge Planlama Bölümü Stüdyo
Deneyimleri
Selçuk Üniversitesi,
Şehir ve Bölge

S
Planlama Bölümü
elçuk Üniversitesi, Şehir ve Bölge Plan- İkinci sınıfın ilk döneminde (Proje III) proje
lama Bölümü, kurumsallaşmanın ilk çalışmalarında ulaşılması hedeflenen amaçlar
aşamasını tamamlamış ama kendine özgü belirlenmektedir. Bu amaçlar şunlardır:
bir stüdyo sistemi geliştirmenin başlangıcında
• Planlamanın bir ekip çalışması olduğu ve
olan bir eğitim kuruluşudur. Bu yazıda, stüdyo
tüm planlama çalışmalarının temelini oluş-
sisteminin, akademisyen-öğrenci etkileşimini en
turan araştırma ve analize yönelik bilgilerin
üst seviyeye çıkarmadaki ve yaratıcı bir planlama
etkileşim içinde topluca üretilmesi,
atmosferi yaratmadaki avantajlarının belirginli-
ğine işaretle, proje derslerindeki deneyimler • Planlama yapılacak alanı bir sistem olarak
aktarılacaktır. Türkiye’de planlama eğitimiyle ele alıp, üst sistemle ilişkisi içinde tanıma,
ilgili eleştirel bir bakış, gerek eğitimin genel anlama ve değerlendirme,
performansı ve gerekse de örgütlenme biçimiyle • Kent olgusunu hem fiziki ve sosyal içeriği
(stüdyo-atölye sistemi) ilgili sistemin varlığını ile hem de değişen boyutlarıyla kavrama ve
besleyen bir önem arz etmektedir. Bu eleştirel algılama,
süreç içerisinde bölümün katkıları yer yer ortaya • 25000 nüfusluk bir ilçe belediyesinin 1/5.000
konulacaktır. Bu yazıda, Orta Anadolu’nun ölçekte planlama sürecinin kavranmasıdır.
önemli bir merkezindeki planlama eğitiminin İkinci sınıfın ikinci yarısında (Proje IV) ise önceki
boyutları üzerinde durulacak ve stüdyo sistemi yarıyılda kentsel alan kullanımını 1/5.000 ölçekte
genel hatlarıyla tanıtılacaktır. tamamlayan öğrenci, bu yarıyılda, yerleşmenin
Öncelikle yarıyıl, proje alanı, proje sorunsalı ve genel bir sorununu ya da alt ölçek sorunlarını
ölçek ilişkileri üzerinde duralım. Bölümümüzde kentin belli bir bölgesinde ele almakta ve 1/1.000
farklı sınıfların proje derslerinde, o sınıfın düze- ölçekli mekansal tasarım çalışmaları yapmaktadır.
yine uygun bir proje alanı belirlenmektedir. Bu amaçla, alt ölçeklerde kullanacakları bilgileri
üreterek farklı konularda proje geliştirebilme
Birinci sınıf proje çalışmalarında temel amaç
yeteneklerini arttırmaları beklenmektedir.
öğrencilerin yaratıcı düşüncelerini geliştirmek
ve üç boyutlu ifade edilmelerini sağlamaktır. Bu Üçüncü sınıf projelerinde çalışma alanının
amaçla, Proje I dersi kapsamında soyut düşünmeye orta büyüklükteki bir kent veya kentsel ağırlığı
yönlendirme, görsel algı becerisi kazandırma, fazla olan bir ilçe merkezi seçilmektedir. Proje
mekanı tanıma ve anlamaya yönelik çalışmalar sorunsalı, yerleşme ölçeğinin büyümesiyle bir-
yapılırken, Proje II dersi kapsamında ise çevrenin likte üst ölçekte ele alınmaktadır. İlk dönemde
algılanması ve çözümlenmesine yönelik olarak, 1/100 000 ölçeğinden başlayarak 1/50 000 ve
kentsel bir mekanda fiziksel analiz çalışmalarının 1/25 000 ölçeklerde analiz ve sentez çalışmaları
yapılmakta, ikinci dönemdeki kentsel ölçekli PLANLAMA
yapılarak değerlendirilmesi hedeflenmektedir. 2004/3

23
çalışmalarda yol gösterici olacak makro sorunlar ve Bölge Planlama Bölümü ders programının ve
belirlenmektedir. İkinci dönemde ise her öğrenci ders içeriklerinin belirlenmesinde her zaman için
bölgesel ve kentsel sorunsalın çözümüne yöne- öncelik, proje dersine verilmekte ve proje dersi-
lik kent bütünündeki 1/10 000 ve 1/5000 ölçekli nin gerektirdiği kuramsal derslerin yarıyıllardaki
planlama çalışmalarına başlamakta, daha sonra kompozisyonu her yıl gözden geçirilmektedir.
öncelikli planlama alanlarından seçilen 1/1000 Sınıflara göre proje sorunsalının kapsamını oluş-
ölçekli çalışmalar yapılmaktadır. Sorun alanının turan ana konu başlıkları aşağıdaki gibidir:
düzeyine göre 1/500 ölçekli kentsel tasarım pro-
jelerine de yer verilebilmektedir. 1. Sınıf: Temel tasarım, kentsel mekan ve
insan ilişkileri, planlama süreci ve ölçek-
Son sınıf projesinde bölgesel ve kentsel ağırlığı sorun alanı ilişkileri.
fazla olan metropoliten ölçekteki yerleşmeler
2. Sınıf: Turizm planlaması, planlama mevzu-
seçilmektedir. İlk dönemde, 1/250 000 ölçekten
atı, kentsel tasarım ve kentsel yenileme.
başlayan bölgesel çözümlemeler yapılmakta,
makro düzeyde planlama hedefleri belirlenmekte 3. Sınıf: Sektörel planlama, kentsel politika,
ve yine ağırlıklı olarak metropoliten ölçekte öncelikli alan planlaması, kentsel koruma ve
olmak üzere fiziki ve sosyo-iktisadi analiz ve kentsel yenileme.
sentez çalışmaları yapılmaktadır. Bu dönemde, 4. Sınıf: Bölge planlama, metropoliten alan
her öğrenciden ana planlama yaklaşımının çer- planlaması, sektörel planlama, kentsel poli-
çevesini çizmesi istenmekte ve planlama senar- tika, yerel yönetimler ve özel planlama alan-
yosunu belirginleştirmesi beklenmektedir. İkinci ları (kentsel yenileme, kentsel koruma, turizm
dönemde, ağırlıklı olarak grup çalışmalarına planlaması, sanayi alanları planlaması, ulaşım
dayanan özel sorun alanlarındaki fiziki ve sosyal planlaması, yeşil alan planlanması, ekolojik
çözümlemeler yapıldıktan sonra bireysel planlama planlama vb.).
çalışmalarına başlanmaktadır. Bu dönemde 1/50 Proje süreci, stüdyo sisteminin gerektirdiği,
000 ölçekten, 1/500 ölçeğe uzanan planlama gerek çalışma grubu, gerekse de birey bazındaki
aralığı içerisindeki tüm ölçeklerde çalışma akademisyen-etkileşiminin farklı aşamalarını
yapılmakta ve öğrenciler diploma projelerini içermektedir. Birinci sınıf süresince oluşturulan
kendi oluşturdukları planlama sistematiğine göre proje grupları daha çok fiziki ve sosyal verilerin
sorun alanı düzeyi ve planlama ölçeği ilişkisini değerlendirilmesi ve görselleştirmesinde işlev
kuracak şekilde hazırlamaktadırlar. görmektedir. Buna karşılık üst sınıf proje grup-
Yukarıda çizilen genel çerçeveye uygun olarak, larında, bireysel çaba gerektiren ölçekler dışında
2004-2005 akademik yılı çalışma alanları aşağı- bütün proje aşamalarında ekip çalışmasına dönük
daki gibidir: ve bütüncül bir süreç tanımlaması yapılmaktadır.
O dönemdeki proje sorunsalının ve sorun alanının
1. Sınıf: Temel tasarım çalışmaları ve 2. özel gereksinimleri veya akademisyen grubunun
dönemde Konya içerisinde belirlenecek farklı yaklaşımları proje sürecinde birtakım
komşuluk ünitesi ölçeğindeki bir yerleşme. değişikliklere neden olsa da genellikle sorun ve
2. Sınıf: Bozyazı (Mersin) çözüm alanlarının belirlenmesinde öğrenci grubu
3. Sınıf: Adıyaman en küçük birim olarak ele alınmaktadır. Akademis-
yen-öğrenci etkileşimi son sınıf dışında zamana
4. Sınıf: Bolu
bağlı bir biçimde doğrusal bir şekilde gelişme
Projelerdeki sorunsalın ele alınmasında yarıyıl göstermektedir. Son sınıfta ise özellikle diploma
veya sınıf düzeyi-ölçek ilişkisi yanı sıra o döneme projesi yarı yılında öğrenci hem araştırma hem de
kadar alınan kuramsal derslerin niteliği ve derslere çözüm aşamasında daha özgür bırakılmaktadır.
göre biçimlenen öğrenci bilgi birikimi de önemli Proje süreci içerisinde özellikle küçük yerleşme
rol oynamaktadır. Özellikle üst ölçekli özel proje ölçeğinde yerel yönetimlerle etkileşim düzeyi
alanlarında kuramsal bilgi birikimi önem kazan- artırılmaya çalışılmakta, araştırma ve daha son-
makta ve eğer bu yönde bir eksiklik hissedilmişse raki aşamalardaki bulgulardan belediyelerden
proje gruplarına gerekli akademisyen ve uzman yararlanılması öngörülmektedir. Bu, özellikle
PLANLAMA
2004/3
desteği yapılmaktadır. Selçuk Üniversitesi, Şehir planlamaya dönük veritabanı yeterli bir gelişme

24
gösterememiş, planlama deneyimleri yetersiz öğretim elemanlarının değerlendirme ölçütlerine
seviyede olan ve diğer planlama bölümleri tara- göre yapılmaktadır. Sorunsalın, sosyo-kültürel ve
fından az veya hiç tercih edilmemiş küçük ölçekli fiziki yapının genel çerçevesi içinde alındığı üst
kentsel yerleşmelerde daha da önemli olmaktadır. sınıf projelerinde (özellikle üçüncü sınıfın ikinci
Bunun dışında yerleşme büyüklüğünden bağımsız yarıyılı ve 4. sınıfın her iki yarıyılı) sunuş sırala-
bir biçimde proje sürecinin önemli aşamalarının ması önem kazanmakta ve öğrenci projeleri belli
başlangıç ve bitiş dönemlerinde yerel yönetimlerin sorun alanlarının başlıkları altında değerlendiril-
ve kamu kuruluşlarının katılımlarının sağlanması, mektedir. Öğrencilerden, hazırladıkları projeleri
önemli bir amaç olarak görülmektedir. uygun kavramlarla ve sorun alanı-ölçek ilişkisini
doğru yansıtacak bir şekilde, yorumlayıcı bir yak- Proje
Hazırlanan öğrenci projelerinin, nihai ürün
laşımla anlatmaları beklenmektedir.
aşamasında belli gösterim ve sunuş kriterlerini süreci,
karşılaması beklenmektedir. Araştırma ve çözüm- Sonuç olarak Selçuk Üniversitesi, Şehir ve
stüdyo
leme aşamasında, görselleştirilmiş materyallerin Bölge Planlama Bölümü proje eğitim süreci,
doğru, yeterli ve amaca uygun verileri yansıtması stüdyo sisteminin gereklerinin güncel bir şekilde sisteminin
ve toplanan bilgilerin güncel ve doğru kaynaklar- belirlendiği ve belli aşamalarda öğrencinin de bu gerektir-
dan edinilmiş olması önem kazanmaktadır. Çalı- sürecin belirlenmesinde rol oynadığı bir süreç diği, gerek
şılan kentin doğal ve sosyo-kültürel verilerinin olarak tanımlanabilir. Bu sürecin güncelliği,
sergileyici bir yaklaşımdan çok yorumlayıcı bir her dönemdeki proje alanının, sorunsalının çalışma
yaklaşımla sunulması, bölümün planlama jüri- ve eğitimle ilgili gelişen fiziki imkanlarının grubu,
lerinin en önemli değerlendirme kriterlerinden belirleyiciliğine dayanmaktadır. Bölümün sahip gerekse de
biridir. Özellikle, sosyo-kültürel verilerin proje olduğu 4 stüdyo, 2 sınıf ve 1 yüksek lisans seminer
sorunsalına veritabanı oluşturacak bir şekilde odasıyla ve yenilenen stüdyo araç ve gereçleriyle
birey bazın-
doğru çözümlenmesi ve fiziki verilerden de amaca fiziki altyapının şehir planlama eğitimine uygun daki aka-
uygun olanların seçilmesi, öğrencilerden beklen- olduğu ifade edilebilir. Burada asıl önemli olan demisyen-
mektedir. Proje sunuş sırasının belirlenmesinde konu, fiziki altyapıdan çok eğitim sistemine, etkileşimi-
üst ölçek-alt ölçek ilişkilerini doğru bir biçimde planlamaya özgülük kazandırmak, etkileşimli ve
ortaya koyacak bir düzenleme yapılmaya çalışıl- yenilenen bir stüdyo sistemi yaratmaktır. Stüdyo nin farklı
maktadır. Verilerin sunumunda, nitelden nicele, sisteminin kurumsallaştırılmasını sadece bir aşamalarını
üst ölçekten alt ölçeğe, genel olandan ayırt edici zaman sorunu olarak görülmemekte ve planla- içermekte-
olana doğru bir sıralama yapılmakta ve kronolo- mayı besleyen ve oluşturan farklı alt disiplinlerin
jik anlatımın gerekli olduğu araştırma gruplarında yeni bir sentezini gerçekleştirmeyi ve yeni vurgu
dir.
tarihsel sürecin doğru çözümlenmesine dikkat noktalarına ulaşmayı hedeflemektedir. Bu süreç
edilmektedir. Final jürilerinde, eğer proje sorun içerisinde eski ve köklü şehir ve bölge planlama
alanlarının yapısal anlamda birbirini tamamlayı- bölümlerinin deneyimleri ve kendine özgülükleri
cılığı yoksa proje sunuş düzenlemesi daha çok yol gösterici olabilir.

PLANLAMA
2004/3

25
Küreselleşme ve Kent-Bölgelerin
Yükselişi*1

Dr., Gazi Üniversitesi Allen J. SCOTT


Mühendislik Mimarlık
Fakültesi, Şehir ve Çev. Kübra CİHANGİR ÇAMUR
Bölge Planlama ÖZET
Bölümü Öğretim
Büyük kent-bölgelerin dünya mozaiği, geçmişin merkez-çevre sistemine ağır basmaya başlamış (tamamen
Görevlisi
ortadan kaldırmamakla birlikte) görünmektedir. Bu bölgelerin ekonomik dinamikleri, yerel üreticilere dönük
giderek yükselen gelir etkileri ve rekabet avantajları üzerinde durularak analiz edilmiştir. Kent-bölgelerin
yüz yüze kaldığı yönetsel sorunlar, toplumsal düzene ilişkin yerel ekonomik gelişme politikaları ve kurumsal
yapılanma boyutlarında birçok yeni kavramın tartışma konusu olmasına yol açmıştır. Bu yeni konular, küresel
kent-bölgeler mozaiği zemininde olduğu kadar, bütüne ilişkin olarak yeni dünya düzeninde de demokrasi ve
vatandaşlık hakkında daha çok sorunun sorulmasına öncülük etmiştir.

1. Giriş “Dünya kentleri” ve “küresel kentler” üzerinde,

S
on zamanlardaki birçok olumsuz tahmine her şeyden öte, çokuluslu şirket işlemlerinin
karşın (örn. O’Brien, 1992), coğrafya orta- komuta adresi olmaları; ileri düzey hizmetlerin
dan kalmak üzere değil. Hatta küreselleşen ve bilgi-işlem aktivitelerinin merkezleri ve yok-
dünyada, coğrafya artık daha az değil, giderek sullukla refahın uçlarda yaşandığı derin katman-
daha çok önem kazanıyor, çünkü küreselleşme lara ayrışmış sosyal mekan olmaları boyutlarında,
coğrafi ayrışma ve yere bağlı uzmanlaşma olanak- kozmopolitan metropolis kavramına odaklanan
larını daha da artırıyor. Gerçekten, küreselleşme geniş bir yazın bulunmaktadır (bkz. Hall, 1966;
sürdükçe, büyük kent-bölge takım adaları veya Castells, 1996; Friedman ve Wolf, 1982; Sassen,
mozaiği apaçık ortaya çıkmaktadır. Bu özgün olu- 1991; Knox, 1995; bu konuda atıfta bulunulan
şumlar (yığılmalar) 1970’li yılların sonlarından bu birkaç örneği oluşturmaktadır.) Ben aynı kavramı,
yana şekillenmekte olan yeni dünya sisteminin bu çalışmanın temel ayrılma noktası olarak kulla-
(giderek artan oranda) mekansal temelleri olarak nacağım, fakat aynı zamanda kavrama ait anlamı
işlev görmektedir (Scott, 1998; Veltz, 1996). Bu öyle bir sınıra taşıyacağım ki, böylece, ulusal ve
kent-bölgelerin içsel-dışsal ilişkileri ve karmaşık dünya ölçeğinde, artan eylem özerkliğiyle belir-
büyüme dinamikleri, yirmi birinci yüzyıla girer- ginleşen, politik-ekonomik birim “geniş bölge”
ken hem araştırmacılara hem politik karar üreti- nosyonuyla (kavramıyla/düşüncesiyle) birleşti-
cilere bir dizi sıra dışı / aklın sınırlarını zorlayan receğim. Ve, bu türden bölgeye karşılık olarak
yollar göstermektedir. “küresel kent-bölge” terimini kullanacağım.

*European Planning Studies, Vol.9, No.7, 2001, p.813-826.


PLANLAMA 1
Scott’un bu çalışması iki ana bölümden oluşmaktadır: 1. Küresel kent-bölgelerin ekonomik düzeni, 2. Küresel kent-bölgelerin politik
2004/3 düzeni. Burada ilk bölümün çevirisi yapılmıştır. Politik düzene ilişkin bölüm ise bundan sonraki sayıda ele alınacaktır.

26
Coğrafi bakış açısıyla, küresel kent-bölgeler Başlangıç olarak ve küresel kent-bölgelerin
yoğunlaşırken birbirine karmaşık yollardan bağ- yetersiz görgül araştırmaya dayalı saptaması
lanan sermaye, işgücü, ve sosyal yaşam, yoğun olduğunu itiraf ederek, basitçe dünyadaki baş-
bir şekilde kutuplaşıp kümelenerek çok uzaklara lıca metropoliten alanlar haritasına referansla
yayılmış ulus-ötesi ilişkileri oluşturur. Sahip Şekil-1’de gösterilmiştir. Şekil 1. büyük-ölçekli
oldukları özelliklere göre değerlendirildiklerinde, kentleşmenin çağdaş dünyada büyük öneme sahip
bu bölgeler çevrelendikleri farklı büyüklüklerdeki olduğunu, ve bu durumun hem ekonomik olarak
etki alanlarıyla ki bazen kendileri saçaklanmış gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin karakte-
kentsel yerleşimin öznesi olabilirler, geniş met- ristik özelliği olduğunu açıkça önermektedir. Aynı
ropoliten alanların dışa büyüme -veya bitişerek zamanda, yerküredeki büyük kentler ölçek olarak
büyüme- eğilimlerini gösterirler. Bu gelişmelere büyümelerini sürdürmektedirler. 1950 yılında, bir
paralel olarak, küresel kent –bölgelerin başlangıç milyondan fazla nüfusa sahip 83 kent (bunların 2/
aşaması birleşmelerden, belirgin politik varlıklara 3’ü ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde yeralmak-
dönüşmesi bir çok durumda görülmektedir, çünkü taydı) varken, 1990 yılında sayı 272’ye (bunlarınsa
birbirine yakın yerel yönetimler (ülkeler, metropo- 2/3’ü ekonomik olarak gelişmekte olan ülkelerde
liten alanlar, belediyeler vd.) küreselleşmenin teh- yer almaktadır) ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler’in
ditleriyle başa çıkıp, fırsatlarını değerlendirmek dünya’daki en büyük 30 metropoliten alana ilişkin
üzere etkin dayanaklar arayışında mekansal ortak- yaptığı gelecek nüfus eğilimleri değerlendirmesi,
lıklar oluşturmak üzere bir araya gelmektedirler. bu gelişmenin en azından önümüzdeki birkaç on
Küreselleşme süreciyle eriyip yok olmamanın yıl daha süreceğini göstermektedir (bkz. Tablo 1).
ötesinde coğrafi varlıklar olarak kent–bölgeler, Belirtmek gerekir ki, aşağıda daha açıkça görece-
mevcut durumda önemli ölçüde gelişmekte, ser- ğimiz gibi, bütün büyük metropoliten alanlar eşit
pilmektedirler, ve bunlar, ille de fark aranacaksa, olarak küreselleşme sürecine yakalanmamıştır, ve
modern yaşamın yürütülmesinde ve eşgüdümünde bütün küresel kent-bölgeleri de, basit bir şekilde,
giderek artan ölçüde temel oluşturmaktadır (bkz. mevcut büyük metropoliten alanlar temelinde
Taylor, 2000). tanımlanamazlar.

PLANLAMA
Şekil 1. Bir milyondan fazla nüfusa sahip metropoliten alanların küresel dağılımı. Kaynak: Birleşmiş Milletler (1995).
2004/3

27
Tablo 1. Dünya’daki en büyük 30 kentsel alanın tahmin edilen 2000 yılı nüfuslarına göre Bu merkez, dünya sistemi kuramcısı Wallerste-
sıralanışı. in’ın (1979) tanımladığı gibi, Üçüncü Dünya
Nüfus (milyon)
uluslarının oluşturduğu çevre bölge ile sarılmakta
ve ikisi arasında karmaşık karşılıklı bağımlılıklar
2000 2015
Kentsel Bölge 1950 1970 1990
(tahmin) (tahmin) seti varlığını sürdürmektedir.

1 Tokyo, Japonya 6.9 16.5 25.0 27.9 28.7


Bugün, büyük ölçüde ekonomik yeniden yapı-
2 Bombay, Hindistan 2.9 5.8 12.2 18.1 27.4 lanma ve teknolojik değişimden sonra, bazı
3 Sa˜o Paulo, Brezilye 2.4 8.1 14.8 17.8 20.8 şeylerin eski düzenindeki önemli dönüşümler,
4 Şangay, Çin 5.3 11.2 13.5 17.2 23.4 mekanın yeni sosyal gramerinin ana hatlarını veya
5 New York, ABD 12.3 16.2 16.1 16.6 17.6
yeni dünya sistemini getiren trenleriyle, dünyayı
6 Mexico City, Meksika 3.1 9.1 15.1 16.4 18.8
7 Pekin, Çin 3.9 8.1 10.9 14.2 19.4
etkilemiştir (Badie, 1995). Bu yeni oluşmaya
8 Jakarta, Endonezya - 3.9 9.3 14.1 21.2 başlayan durumun önemli özelliklerinden birisi,
9 Lagos, Nijerya - - 7.7 13.5 24.4 küreselden yerele uzanan ekonomik ve politik
10 Los Angeles, ABD 4.0 8.4 11.5 13.1 14.3 ilişkilerin, görünür olmasına karşın hala tam geliş-
11 Kalküta, Hindistan 4.4 6.9 10.7 12.7 17.6
memiş çok kademeli yapısıdır. Bu durumun dört
12 Tianjin, Çin 2.4 5.2 9.3 12.4 17.0
13 Seul, Güney Kore - 5.3 10.6 12.3 13.1
temel görüntüsü acil dikkat gerektirmektedir:
14 Karachi, Pakistan - - 8.0 12.1 20.6 1) Büyük ve sürekli-artan miktarlardaki
15 Delhi, Hindistan - 3.5 8.2 11.7 17.6
ekonomik işlemler (girdi-çıktı zincirleri, göç
16 Buenos Aires, Arjantin 5.0 8.4 10.6 11.4 12.4
17 Metro Manila, Filipinler - 3.5 8.0 10.8 14.7 dalgaları, çok-uluslu ortaklıkların doğrudan
18 Kahire, Mısır 2.4 5.3 8.6 10.7 14.5 yabancı yatırımları, para akımları, vd.) artık
19 Osaka, Japonya 4.1 9.4 10.5 10.6 10.6 uzun-mesafeli, sınır-aşan ilişkiler biçiminde
20 Rio de Janeiro, Brezilya 2.9 7.0 9.5 10.2 11.6 gerçekleşmektedir. Bu tür gelişmeler, herhangi
21 Dakka, Bangladeş - - 5.9 10.2 19.0
bir noktayı tam anlamıyla açıklamaktan uzak
22 Paris, Fransa 5.4 8.5 9.3 9.6 9.6
23 İstanbul, Türkiye - - 6.5 9.3 12.3
kalsa bile, önemli ölçüde benim küreselleş-
24 Moskova, Rusya 5.4 7.1 9.0 9.3 - meyle ne kastettiğime benzer içeriktedir. Daha
25 Lima, Peru - - 6.5 8.4 10.5 ötesinde, küreselleşme bu biçimde ilerlerse,
26 Tahran, İran - - 6.4 7.3 10.2 çok sayıda çatışma, uyuşmazlık ve açmaz
27 Londra, İngiltere 8.7 8.6 7.3 7.3 -
yaratacak ve sırası geldiğinde politik karşılık
28 Bangkok, Tayland - - 5.9 7.3 10.6
29 Şikago, ABD 4.9 6.7 6.8 7.0 -
oluşturma ve kurumsal-yapılanma çabalarını
30 Haydarabad, Hindistan - - - 6.7 10.7 harekete geçirecektir. Bu tür çabaların uygu-
lamaya dönük açılımları, savaş-sonrası Bret-
Source: United Nations (1995).
ton-Woods sistemine benzeyen uluslararası
mali düzenlemelerin bütüncül yeniden yapı-
2. Küreselleşme ve Yeni Bölgecilik lanmasıyla birlikte, G7/G8ler grubu, OECD,
II. Dünya Savaşı’nın hemen sonrasındaki yıllarda Dünya Bankası, IMF, henüz modernize edilen
belli başlı tüm kapitalist ülkeler güçlü merkezi ve Dünya Ticaret Örgütü olarak bilinen GATT
hükümetlere ve buna bağlı olarak sıkı korunan gibi uluslararası ortak karar-alma ve eylem
ulusal ekonomilere sahiptiler. Bu ülkeler Pax forumlarının güçlendirilmesini ve yeniden
Amerikana (Amerikan Barışı) çerçevesinde poli- yapılandırılmasını kapsamaktadır. Küresel-
tik bir blok oluşturuyorlardı. Bu gelişkin olma- leşme baskılarına politik yanıtlar dar alanda
yan (ilkel) uluslararası düzenlemelerle dolu ağ kalırken ve önemli ölçüde gerçek otoriteden
vasıtasıyla (Bretton Woods Para Sistemi, Dünya yoksunken, onların genişleme ve birleşmesi
Bankası, Uluslararası Para Fonu-IMF, GATT, vd.), olasıdır çünkü dünya kapitalizmi öngörülebilir
göreli olarak sınırlı-fakat hızla gelişen- ekonomik büyümesini devam ettirmektedir.
ilişkilerini düzenlemeye çalışıyorlardı. Savaş son- 2) Bir parça, bu tür baskıların sonucu olarak,
rası zamanın büyük bölümünde, bu ülkelerin en son yıllarda çok-uluslu blokların, AB,
PLANLAMA yüksek refaha sahip olanlarının dünya ekonomi- NAFTA, MERCOSUR, ASEAN, APEC,
2004/3 sinin merkezi bölgesini oluşturduğu söylenebilir. CARICOM, ve benzerlerinin lehinde geliş-

28
tirme -çoğaltma çabaları bulunmaktadır. Bu Bunların içinde (4). nokta biraz daha genişletilmiş
bloklar da, ulusal kapitalizmin geleneksel bir açıklamayı gerekli kılmaktadır. Birçok ekono-
politik sınırların ötesine durmadan saçıl- mik aktivitenin eğilimi olan -imalat ve hizmetler
masıyla ortaya çıkan faydaların yakalandığı sektöründe olduğu gibi- yoğun bölgesel kümeler
ve negatif dışsallıkların kontrol edildiği veya yığılmalar biçiminde bir araya toplanma,
kurumsal çabalar olarak görülebilir. AB’nin son on yıllarda şiddetini artırmış görünmektedir.
açık öncülük yaptığı bu kurumlar mevcut Her tür ekonomik ajan tarafından ortak yakınlık
durumda oluşumlarının çeşitli aşamalarında için tazelenmiş bu arayış, bir parça modern kapi-
bulunmaktadır. Çünkü henüz az sayıda ortağı talizmden post-Fordizm’e dönüşüm kapsamında,
vardır, politik birimler olarak gerçek veya öyle yükselen değer (küresel) ekonomik yarışmacılığa
olduğu varsayılan (sözde) küresel örgütlerle stratejik bir yanıt olarak yorumlanabilir. Yakınlık
karşılaştırıldıklarında daha kolaylıkla yönlen- bu içerikte özellikle önem taşımaktadır çünkü
dirilebilirler (yani, iş-maliyet sorunları göreli birçok firma için rekabet avantajının artırılma-
olarak sınırlıdır). sında bir kaynaktır (Porter, 2001; Scott, 1988;
3) Bağımsız Devletler ve ulusal ekonomiler Storper, 1997) ve son noktada, büyük bölgesel
önemlidir ve çağdaş küresel görüntünün üretim kompleksleri küresel pazarda yarışmak
baskın öğeleri olmalarına karşın açıkça üzere giderek artan biçimde ülkesel platformlar
oluşturmaktadır. Aynı zamanda, merkezi hükü- Ulusal
birçok dalgalanmaya maruz kalmaktadırlar.
Tekil devletler, bir taraftan, eskiden edindik- metlerin sınırları içindeki her bölge için farklı ekonomiler
leri bağımsız politik özerkliğe sahip olmanın nüansları içeren politika üretme gereksinimine son bir kaç
keyfine aynı derecede varamazken, yoğunla- dönük azalan kapasitesi, birçok bölgenin artık
ya dış kaynaklı sınır aşan baskılara pasif boyun
on yılda
şan küreselleşme koşullarında, tüm bölgesel
ve alt bölgesel çıkarların korunmasında ken- eğmesi veya aktif kurumsallaşma, politika üretme, muazzam
dilerini giderek daha az ölçüde yapabilir ve küreselleşmeyi olabildiğince kendi yararına bir sınır-
istekli bulmaktadırlar. Diğer taraftan, ulusal çevirme çabası içinde dışarıya erişimle karşı kar- bozumu
ekonomiler son bir kaç on yılda muazzam bir şıya kalması anlamına gelmektedir. Yönünü ikinci
yöntemle belirleyen bölgeler, politik eşgüdüm ve sürecine
sınır-bozumu sürecine (debordering) maruz
kalmışlardır. Örneğin Amerikan ekonomisi- temsilin birçok yeni ve bilinmeyen yüzüyle kar- (debor-
nin sınırlarının nerede kesin olarak bittiği ve şılaşacaktır. Bu sorumluluklara eklenen ivedilik, dering)
Alman veya Japon ekonomilerinin başladığı sadece ekonomik önemlerinden değil, büyük kent-
bölgelerin giderek daha çok sayıda ve dünyanın
maruz kal-
sorusunun yanıtını vermek olanaksız değilse
bile, artan biçimde zorlaşmıştır. Sonuç olarak, her bölgesinden göçen düşük ücretliler için çekici mışlardır.
ve daha önce 1., 2. noktalarda belirtildiği gibi, kutuplar oluşturmalarından kaynaklanmaktadır,
eskiden merkezi Devletin himayesinde ger- böylece nüfusları hemen her yerde büyük ölçüde
çekleştirilen bazı düzenleyici fonksiyonlar farklı dillerde konuşan ve ortak bir mirasa sahip
daha üst seviyelerdeki mekansal çözüme olmayan sosyal gruplardan oluşmaktadır. Bunun
sürüklenmekte; aynı zamanda, diğer fonk- sonucunda, bugün kent-bölgelerin çoğu, politik
siyonlar da aşağıya doğru sürüklenmektedir katılım ve yerel politik kimliğin, vatandaşlığın
(Swyngedouw, 1997). yeniden kurgulanmasında baskı oluşturan konu-
larla karşı karşıya kalmıştır.
4) En önemli nokta olarak, son yıllarda ekono-
mik ve politik örgütlenmelerin bölge-temelli
biçimlerinin yeniden canlanması yaşanmak- 3. Küresel Kent-Bölgelerin Ekonomik
tadır. Bu eğilimin en belirgin ifadesi küresel Düzeni
büyük kent-bölgelerin oluşumudur. Küresel Araştırma alanının görünen paradokslarından
bir mozaik oluşturan bu kent-bölgeler, birisini ulaşım ve iletişim teknolojilerindeki son
şimdiye kadar kapitalist gelişmenin makro- dönemlerdeki heyecan verici gelişmeler dünya-
coğrafyasını büyük ölçüde karakterize eden nın tüm parçalarını her zamankinden daha yakın
merkez-çevre ilişkilerinden oluşan mekansal ilişkide bulunmak üzere biraraya getirip mekanın
yapıyı önemli ölçüde ortadan kaldırmakta, bir sınırlarını ortadan kaldırmaya yardımcı olurken, PLANLAMA
kenara itmektedir. kentsel yığılmalar nicelik ve önemini her yerde 2004/3

29
artırmaya devam etmektedir. Bu açıkça birbirine öyle bir dünya ki, farklı ekonomik birimler
ters eğilimlerin, coğrafi mantığının daha dikkatli arasındaki organizasyona ilişkin bağlar,
bir incelemeyle, belirli bir düzeni olan örgütlü çok yönlü sinerjiler veya artan-gelir etki-
ekonomik ve sosyal yaşamın temel yapısını oluş- siyle güçlendirilmektedir. Ben bu durumun,
turan ağlar (firmalararası karşılıklı bağımlılıklar) açıkça, kentsel üst düzey-kümelenmelerin ve
bağlamında anlaşılabilen ve birbirini güçlendiren daha özgün biçimiyle küresel kent-bölgelerin
ilişkiler setinin iki yüzü oldukları sonucu ortaya ortaya çıkmasına başlatıcı etkide bulunduğunu
çıkmaktadır. Daha doğrusu, bu mantık herhangi ileri süreceğim.
bir ekonomik veya sosyal ağın içerdiği öznel iki- Günümüzün post-Fordist ekonomisinin yön
leme dayanır; kısaca, (a) belirli mekansal sınırlara gösterici üstünlükleri, ileri teknoloji üretimi,
sahip bir firma, herhangi bir iki taraflı ya da daha neo-artizan üretim, kültürel-ürün sanayileri,
çok taraflı işlemde, daima yerele bağlı engeller medya, iş ve finans hizmetleri, vb. sektörler
Bu aynı veya maliyetler ile iç içe olacaktır ve (b) yerel bağ- tarafından temsil edilmektedir. Bu tür sektörler,
ların ve etkileşimin farklı biçimleriyle belirlenen karşılıklı etkileşim noktalarında ortaya çıkan
zamanda sosyal düzen ise işbirliğine götüren (sinerjistik) farklı işbirlikleriyle, uzmanlaşma ve tamamla-
öyle bir sonuçlar ortaya çıkaracaktır (örneğin, firmaların yıcılık ilişkileri içinde karmaşık ağlar veya üre-
dünya sosyal iş bölümüne dayalı olarak gerçekleştir- tici bağları formlarını sürdürürler (yani sosyal
dikleri faaliyetlerde kurulan işbirlikleri, veya iş bölümü) (Cooke ve Morgan, 1998, Scott,
ki, farklı günlük iş görüşmelerinde kendiliğinden oluşan 1998). Bu özellikler, sonuçları itibariyle geniş
ekonomik bilgi aktarımları gibi). kapsamlı coğrafi etkide bulunur. Bu ağlarla
birimler Üzerinde durulan bu konular, aynı zamanda bağlantılı olarak çok-taraflı işlem maliyetleri-
arasındaki coğrafi sistemlerin genel dinamikleri hakkında, nin birim uzaklık için yüksek olduğu yerlerde
işin iç yüzünü kavramaya yarayacak fikirlerin üreticiler ve diğer ekonomik ajanlar birbirine
organizas- oluşmasına yol açmaktadır. Bu fikirler daha sis- yakın yerleşmek için güçlü nedenlere (hepsinin
yona ilişkin tematik olarak bu yazının Ekinde ele alınmakla ötesinde sık, önceden belirlenmemiş ve sürekli
bağlar, çok birlikte, örnek oluşturmak üzere mekansal-ekono- değişen yüz-yüze ilişkileri gerekli görmektedir-
mik düzenin üç şematik türü -her biri daha önce ler) sahip olmaktadırlar. Bu durumun aksine,
yönlü siner- açıklanan ikilemi farklı biçimde ifade etmektedir- sıkça görülen bir durum olarak, bu sektörlerin
jiler veya aşağıda ele alınmıştır. son ürünlerinin dağıtımı birim başına düşük
artan-gelir maliyet gerektirmektedir ve bu durum firma-
(1)Yüksek firmalararası mekansal işlem ların coğrafi etkinlik alanlarını göreli olarak
etkisiyle maliyetine ve basit organizasyon yapısına genişletebilecekleri anlamına gelmektedir. Bu
sahip, tüm değişimin lineer karakterli olduğu
güçlendiril- durum, günlük işlerin çoğunlukla birbiriyle iliş-
ve işbirliği içinde çalışmaktan yoksun bir eko- kili firmalar tarafından oldukça dar bir coğrafi
mektedir. nomide, mekansal yığılmaların oldukça kısıtlı alanda gerçekleştirildiği ancak sonuç ürünle-
biçimlerini gözlemleyebiliriz. Ulaşım-mali- rin tüm küreye kolayca yayıldığı Hollywood
yetinin enazlanmasını hedefleyen Weber’in sinema sanayisiyle örneklenmektedir (Storper
klasik yaklaşımı veya Lösch’ün yerseçim ve Christopherson, 1987). Bunlara ek olarak
kuramı burada örnek olarak gösterilebilir. ve neredeyse daima, post-Fordist üretim ağları,
(2) Mekansal etkileşimin zamana ve paraya -firmalar ve çalışanlar arasında çok taraflı etki-
ilişkin maliyetinin sıfır olduğu başka ve tama- leşim ile sahneye konulan- öğrenme süreçle-
men kurgusal bir dünyada, örgütsel etkileşime rinden, -çok çeşitli ve uzmanlaşmış firmanın
ilişkin biçimlerin önemsenmediği rastlantısal- bir arada bulunmasından kaynaklı- risklerin
lığı veya coğrafi entropiyi (genel düzensizliği) karşılıklı azaltılması etkilerine uzanan, işbirliği
gözlemlemeyi bekleyebiliriz. içinde çalışmanın takdirine alışıktır. Bu etkiler
(3) Bu iki durumun tersine, dünya tarihinde ani veya tahmin edilemeyen girdi gereksinimi
kritik bir zaman olarak tanımlayabileceğimiz oluşması gibi, kritik mal sağlama sorunları
bu evrede firmalararası işlemlerin mekansal yaşandığında bir savunma mekanizması oluş-
maliyetleri bazen çok yüksek (örneğin, yüz turur, ve bu uzun-dönemli üretim programı
yüze bilgi alışverişinin birçok biçimi), bazen planlamasının güç olduğu esnek ekonomilerde,
de umulmadık biçimde düşük olabilir (örneğin özellikle değerli bir niteliktir (Scott, ve diğer-
PLANLAMA
2004/3 uluslararası para akışları). Bu aynı zamanda leri, 2001). Özgün şekil ve biçimleri ne olursa

30
olsun, bu işbirlikleri, çoğu zaman da fazlasıyla, lere eşlik ederek ortaya çıkışı, ve (c) kültürlerin
üreticilerin birbirine yakın olmayla ilgili bir ve geleneklerin zaman içinde bütünleşmesiyle
temel eğilimlerini basit değiş-tokuş işlemleri tüm bireylerin yerel ekonomik ortamda verimli
nedeniyle büyütecek ve böylece herhangi bir çalışabilme kapasitelerinin artırılması (Storper,
mekansal yığılmayı daha da artıracaktır. 1997). Bunların ötesinde, (ve daha önce varo-
Kısacası, üç temel ilişkiler setinin karşılıklı lan bir sakıncayı da yeniden kavrayıp ortadan
etkileşime girdiği yerde, ekonomik aktivitelerin kaldırmak üzere) yığılmanın kentlerin öğrenme,
kümelenmesinden kesin olarak bahsedebiliriz. yaratıcılık, yenilikçilik merkezleri olarak fonksi-
Birincisi, üretim tarafından bakıldığında, mekanda yon görme kapasiteleri üzerinde önemli olumlu
firmalararası maliyetlerin belirgin biçimde yüksek etkileri bulunmaktadır. Çünkü kentler, kesinlikle,
olduğu yerlerde, bu birbirine bağımlı firmalar birbirine bağlı ve karşılıklı olarak işlem-yoğun
kendi ağırlık merkezlerine doğru yakınsaklaşma yaratıcı sanayinin forum alanı olarak kurgulan-
eğilimi göstereceklerdir. İkincisi, kimi önemli mışlardır, onlar aynı zamanda firmalararası müca-
ürünlerde firmalararası mekansal maliyetler delelerin ve deneyimlerin sürekli oluştuğu yerler-
düşüktür ve pazar hala büyümektedir (küreselleş- dir. İçlerinde inanılmaz büyüklükte bilgi günlük
menin açıklamasında olduğu gibi), böylece henüz olarak üretilir ve dolaşıma sokulur. Bu süreçler
başlangıç aşamasında olan yığılmalar büyüme ve birçok küçük, kayıtdışı olayı gözler önüne serer
yerelde sosyal iş bölümünü artırma eğilimlerini ve birbiriyle karşılaştırır, fakat toplamda onlar,
sürdürecektir. Üçüncüsünde ise, üreticiler arasın- yerelin yenilikçi enerji ve girişimci çabasının
daki ticari veya ticari olmayan karşılıklı-bağım- önemli temelleridirler. Bunların hemen hepsi
lılıklara gömülü olarak ortaya çıkan artan-gelir büyük kentlere nüfuz ederler, buralarda kişiler
etkisi, yığılmaları güçlendirecek ve büyümenin arası ilişkilerde sayılamayacak kombinasyonda
büyümeye öncülük ettiğinin garantisi olacaktır farklılık, çeşit ortaya çıkar; bunların dışında
(bkz.Romer, 1986). Günümüz dünyasında, bu iliş- yaratıcı davranışın hiç beklenmeyen ve kestiri-
kiler, küresel kent-bölgelerin ekonomik yüzünü lemeyen biçimleri buralarda doğar (Scott, 1999).
temsil eden firma ve işçi kümelenmelerinin Büyük kentler, sonuç olarak, her zaman üretimin
oluşumunda temel faktörlerden birisini meydana bütün sektörleri için, fakat özellikle de bu tür
getirmektedir. Elbette, büyük ölçekli kentsel ve sonuçlara öncülük eden temel koşulların yoğun-
bölgesel büyüme birçok olumsuz dışsal etkiyi de laştığı post-Fordist sanayiler için, kaynakların
- çare olacak bir çözümün yokluğunda genellikle ve yenilikçiliğin önemli merkezleridirler. Sonuç
yerel bir dışlama mekanizmasının kullanılması olarak, en yüksek seviyede desteklenen büyüme,
eğilimi - beraberinde getirmektedir. Bu duruma çok sayıda sanayi kümesinin veya kompleksinin
yanıt olarak genellikle, bu türden dışsallıkları bir kent-bölgesi içinde, özellikle de kapsanan2
en azından kontrol altına alabilmek ve böylece sektörler arasındaki etkileşimin yaygın/ kuvvetli
kentsel büyüme, gelişmenin yeni evrelerini ser- olduğu yerlerde, sık bir dokuda gelişmeleriyle
best bırakmak üzere, yerel yöneticilerce birtakım sağlamlaşmıştır.
düzenlemelerin yapıldığını gözleriz. Bugün, büyük kentler veya kent-bölgeler coğrafi
Büyük ölçekli yığılmalar herhangi bir yerde ortaya peyzajın, tarihte daha önce olmadıkları kadar
çıkarken, diğer farklı (olası ve olmaya başlayan) ısrarcı öğeleri olmuşlardır. Bir kaç on yıl içinde,
organizasyonla bağlantılı etmenler devreye girer dünya ölçeğinde uygun yerleşime sahip birçok
ve mekansal yakınsaklaşma ve bölgesel etkin- kent merkezi, üst düzey kümelenmelere dönüş-
leşme dinamiklerini güçlendirmek üzere hizmet müşlerdir. Bunların son zamanlardaki muazzam
verir. Bunların arasında en önemlilerini sayacak gelişimleri, kapitalizmin öncü sektörlerinin bugün,
olursak, (a) donanımlı fiziki altyapıya erişme güçlü içsel büyüme mekanizmaları ve giderek
(kentler gelişirken kamusal fonlarla sağlandığı artan küresel pazar erişimine sahip üreticilerin,
biçimde), (b) yoğun yerel iş gücü pazarlarının yoğun ve birbirine yakın yerel ağları biçiminde
oluşumu ve konuta ilişkin ağların da bu gelişme- organize olmalarından ileri gelmektedir.

2
Sinema sanayisi, televizyon programları, müzik, giyim ve diğer sektörlerdeki kümelenmiş bileşenleriyle Los Angeles’ın yeni kültürel PLANLAMA
ekonomisi örneğinde olduğu gibi (bkz.Scott, 2000).
2004/3

31
Kaynaklar stabilisation, economic restructuring and policy
Badıe, B. (1995) La Fin des Territoires: Essai sur responses in the Sao Paulo metropolitan region.
le Desordre International et sur I’Utilite Sociale du Urban Studies, 36, pp.479-498.
Respect. Paris: Fayard
Romer, P.M. (1986) Increasing returns and long-
Brenner, N. (1999) Globalisation as run growth, Journal of Political Economy, 94,
reterritorialisation: the re-scaling of urban pp.1002-1037.
governance in the European Union, Urban Studies,
Sassen, S. (1991) The Global City: New York,
36, pp.431-451.
London, Tokyo. Princeton University Pres.
Castells, M. (1996) The Rise of the Network Society.
Scott, A.J. (1988) New Industrial Spaces: Flexible
Oxford: Blackwell.
Production Organization and Regional Development
Cooke, P. N. And Morgan, K. (1998) The in North America and Western Europe. London:
Associational Economy: Firm, Regions, and Pion
Innovation. Oxford: Oxford University Pres.
Scott, A.J. (1999) The culturel economy: gegraphy
Friedmann, J. And Wolff, G. (1982) World city and the creative field, Media, Culture and Society,
formation: an agenda for research and action, 21, pp.807-817
International Journal of Urban and Regional
Research, 6, pp. 309-344. Scott, A.J. (2000) The Culturel Economy of Cities:
Essay on the Geography oj İmage_Producing
Gıddens, A. (1998) The Third Way: The Renewal of Industries. London: Sage
Social Democracy. Cambridge: Polity Press.
Scott, A.J., AGNEW, J., SOJA, E. W. and STORPER,
Hall, P.G. (1966) The World Cities. London: M. (2001) Golbal city-regions, in A.J.SCOTT (Ed.)
Weidenfeld And Nicolson Global City Regions: Trends, Theory, Policy, pp.
Holston, J. (2001) Urban citizenship and 11-30. Oxford: Oxford University Press.
globalization, in A.J. SCOTT (Ed.) Global City-
Storper, M. (1997) The regional World: Territorial
Regions: Trends, Theory, Policy, pp. 325-348.
Development in a Global Economy. New York:
Oxford: Oxford University Pres.
Guilford Pres.
KEATING, M. (2001) Governing cities and
Storper, M. and Christopherson, S. (1987)
regions: teritorial reconstruction in a global age,
Flexible specialization and regional industrial
in A.J. SCOTT (ED.) Global City-Regions: Trends,
agglomerations: the case of the US motion-picture
Theory, Policy, pp. 325-348. Oxford: Oxford
University Pres. industry, Annals of the Association of Amercan
Georaphers, 77, pp.260-282.
Knox, P.L. (1995) World cities and the organization
of global space, in R.J.JOHSTON, P.J. TAYLOR and Swyngedouw, E. (1997) Neither global nor local:
M.J: WATTS (Eds) Geographies of Global Change: glocalization and the politics of scale, in K.R.
Remapping the World in the Late Twentieth Century, COX (Ed.) Spaces of Globalization: Reasserting
pp.232-247. Oxford: Blackwell. the Power of the Local, pp. 137-166. New York:
Guilford Pres.
MOUFFE, C. (1992) Democratic citizenship
and political comunity, in C: MOUFFE (Ed.) Taylor, P.J. (2000) World cities and territorial states
Dimensions of Radical Democracy, pp.225-239. under conditions of contemporary globalization,
London: Verso. Political Geography, 19, pp.5-32.
O’Brıen, R. (1992) Global Fınancial Integration: United Nations (1995) World Urbanization
The End of Geography. London: Pinter Prospects: the 1994 Revision. New York: United
Nations.
Porter, M. (2001) Regions and the new economics
of competition, in A.J. SCOTT (Ed.) Global City- Veltz, P. (1996) Mondialisation, Villes et Territories:
Regions: Trends, Theory, Policy, pp. 139-157. L’Economie d’Archipel. Paris: Presses Universitaires
Oxford: Oxford University Press. de France.
Rodriguez-Pose, A. And TOMANEY, J. (1999) Wallersteın, I. (1979) The Capitalist World Economy.
Industrial crisis in the centre of the periphery: Camridge: Cambridge University Pres.
PLANLAMA
2004/3

32
Sürdürülebilir Kent Formu:
Derişik Kent*
Raci Öğretmen’e...

Olgu ÇALIŞKAN Araş. Gör., ODTÜ


Mimarlık Fakültesi,

K
Şehir ve Bölge
ent planlama yazının son elli yılına alınmış tasarım ve planlama tavrıdır. Yaklaşımın Planlama Bölümü
baktığımızda, disiplinin özgün kavram- arkasında şehirciliğin tarihselliğinden kaynakla-
sallaştırmalarından çok başka alanlardan nan ideolojik ve politik bir arkaplanı da barındır-
ödünç alınan kavramlarla kuramsal üretimin ağır- dığını belirtmek mümkündür.
lıklı olduğunu görmekteyiz. Buna en iyi örnek
Bu çerçevede kentsel derişiklik; yapısal, ideo-
‘sürdürülebilirlik’ kavramıdır. Ekonomik/sosyal
lojik ve politik içeriği ile gerekliliği geçerliliği
kalkınma ve çevre sorunsalların başat olduğu
ve güncelliği bağlamlında ele alınmıştır. Genel
sürdürülebilirlik söylemi, son on yılda mekansal
tanım ve yaklaşımların yanısıra gelişmekte olan
planlama ve tasarım disipilininde de etkin olmaya
kent coğrafyaları için kavramın geçerliliği ortaya
başlayarak sözünü ettiğimiz süreci desteklemiştir.
konarken; Türk Kenti üzerine olan saptamalar
Bu anlamda, kentsel bağlamda yapılan tüm üst
Ankara özelinde okuyucuya sunulmaktadır.
değerlendirmeler sürdürülebilirlik ölçütünün
egemen olduğu bir bakışla gerçekleştirile gelmek-
tedir. Bu durumdan nasibini alan alanlardan biri de DERİŞİKLİK
kent formu çalışmaları olmuştur. İncelenilen kent Günlük yaşamda da sıkça kullandığımız ‘kom-
formları ve ortaya konulan düzgüsel (normatif) paktlık’ kavramı İngilizce sözlüklerde “ortalama-
modellerin tümü ne kadar sürdürülebilir olduğu dan küçük, yoğun ve sık biraraya gelmiş” olarak
sorgusu ile karşı karşıya kalmaktadır. Böyle bir anlamlandırılmaktadır. Bu fiziksel anlamın yanı-
sorgunun anlamlı olabilmesi ise ancak ‘ideal’ kent sıra “farklı bireyler ya da gruplar arası anlaşmalı
formunun yapısal niteliğinin bellirlenmesine bağ- biraraya geliş” gibi ilişkisel bir tanıma da sahip-
lıdır. İdeal kent biçimi tartışmaları son yirmi yılın tir (New Webster Dictinory, 1992: 199). Türkçe
planlama düşüncesine yabancı olmakla birlikte yazında ‘kompaktlık’ kavramı genel olarak
söz konusu gereksinim, ilkesel düzeyde de olsa ‘yoğunluk’ terimi ile açıklanmaktadır. Ancak
belirgin bir idealleştirmeyi yaşama geçirmiştir: yoğunluk, kompaktlığın bileşenlerinden yalnızca
Sürdürülebilir kent formu olarak ‘derişik kent’. biridir ve tek başına yeterli bir açıklama düzeyine
Modern kent planlama anlayışının idealize edil- sahip değildir. Bu nedenle çalışmamızda, kavra-
miş mutlak biçimlerden bağımsız esnek modeller mın ‘sık’, ‘bütüncül’, ‘yekpare’ ve ‘bağdaşık’ kav-
üretme eğilimi bir yana ‘derişik kent’ kavramsal- ramları ile desteklenmesi gerektiği düşüncesiyle
laştırması, bir çeşit geleceğin kenti resminden öte; sözlük anlamı “mütemerkiz, mütekasif, konsantre,
kentleşme sürecinin fiziksel biçimlenişine karşı seyreltik karşıtı” olan Türkçe kökenli ‘derişiklik’

*
Bu çalışma, ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Kentsel Tasarım programında Doç. Dr. Baykan Günay ve Yrd. Doç. Dr. Adnan
Barlas danışmanlığında Temmuz 2004 tarihinde verilen ‘Urban Compactness: A Study of Ankara Urban Form’ başlıklı yüksek lisans PLANLAMA
tezi temel alınarak hazırlanmıştır. 2004/3

33
terimi, kompaktlık terimi yerine tercih edilmiştir. olmaktadır. Bu nedenle derişiklik sorunsalı ölçek
Sözcüğün kökeni ‘derişmek’ olup “bir nokta dola- olarak kent bütünü ile kent alt parçası arası bir
yında toplanmak, temerküz etmek” anlamındadır konumlanışa sahiptir (bkz. Tablo 2).
(Dil Derneği, 1998: 325). Bu çerçevede uzun süre kent planlama yazınını
meşgul etmiş ‘ideal kent büyüklüğü’ tartışmaları
KENTSEL DERİŞİKLİK kentsel derişiklik konusunun dışında kalmaktadır.
Kentsel gelişim ve dönüşümü derişiklik özelinde Nitekim, kent büyüklüğü kentin derişik yapısını
ele aldığımızda ve ortaya çıkan oluşumu (formas- doğrudan etkileyen bir unsur değildir. Büyük olan
yon) derişik ve derişik olmayan olarak sınıflan- bir kent yaygın bir duruşa sahip olacağı gibi, deri-
dırdığımızda derişikliği tanımlayan alt-bileşenler şik bir forma da sahip olabilir.
karşıtlarıyla birlikte ortaya çıkmakta. Buna göre
Bu Kentsel gelişim sürecinde karşı-derişik biçimle-
kentsel derişikliği ve karşıt koşulunu bir dizi temel nişi niteleyen temel faktör belirgin odaksal bir
anlamda kavramla açıklamak mümkün. örüntünün varolmayışıdır. Yerleşim alanı içindeki
kentsel Kentin biçimi ve biçemi üzerine yoğunlaşan fiziki merkezler tanımlı ve bütünleşik (entegre) değildir.
derişiklik, planlama kuramlarında ‘kentsel form’ (urban Boş araziler yapılaşmış alan içinde rasgele boş-
kentin form) ve ‘kent yapısı’ (city structure) kavramları luklu bir yapı oluşturur. Eşgüdümsüz bir dolu-boş
iki önemli ayrışmayı ortaya koyar. Buna göre kent ilişkisi mevcuttur.
yapısından yapısı, kentin yapısal elmanlarına (yol ağı, kentsel
(strüktü- Parçalı, yamalı tipteki (patchwork type/leapfrog)
altyapı vb.) ve bunların yarattığı bütüne gönderme örüntü içindeki karşı-derişik kent formunda kırsal
ründen) yaparken; kent formu ile iskelete (strüktür) asılan ve kentsel alan ilişkisi belirsizdir ve sürekli bir
etkilen- yapılaşmış alanlar ele alınır. değişime uğrar. Dizgeli (sistematik) bir kentsel
mekle Bu anlamda kentsel derişiklik, kentin yapısından yoğunluk örüntüsünden söz etmek olanaklı değil-
(strüktüründen) etkilenmekle birlikte asıl olarak dir (bkz. Şekil 1).
birlikte asıl bir kent formu1 sorunsalıdır. Burada kent formu, Derişik kent formu ise belirli bir biçime (doğrusal,
olarak bir salt kent bütünü değil kentin içsel yapısı (konut dairesel vb.) bağlı olmamakla birlikte bütünleşik
kent formu dokusu, yoğunluğu vb.) tartışmasına da konu (unified) bir yapıya sahiptir. Yapılaşmanın sınırları
sorunsalı-
dır.
Tablo 1: Kentsel derişikliği tanımlayan temel kavramlar.

Derişik Karşı-Derişik
Kentsel Biçimleniş Kentsel Biçimleniş
Merkezileşmiş (Centralized) Merkezsizleşmiş (Acentric)
Bir noktada toplanmış (Intensive) Yaygın (Extensive)
Yoğun (Dense ) Seyrek (Sparse)
Konsantre (Concentrated) Seyreltilmiş (Deconcentrated)
Sürekli (Continuous) Vs. Parçalı (Fragmented)
Sınırlı (Bounded) Genişleme eğilimli (Expansive/ Elusive)
Dolgun (Packed) Dağınık (Scattered/ Dispersed)
Sıkıştırılmış (Compressed) Geçişmiş (Diffused)
Kapanık (Confined) Sınırsız (Unlimited)
Çeşitlendirilmiş) Diversified Türdeş/Tekdüze (Homogeneous/Uniform)
Tümleşik (Integrated) Ayrışık (Segregated)
Bağdaşık (Coherent) Kaçamaklı (Fuzzy/ Vague)

PLANLAMA 1
Bu noktada Türk planlama yazınında çokça kullanılan ve bir anlamda söz konusu ayrımı gözardı eden ‘makroform’ teriminden
2004/3 kaçınılmaktadır. Nitekim uluslararası şehircilik yazınında ‘macroform’ kavramı kullanılmamaktadır.

34
Tablo 2: Kentsel yerleşim ölçekleri ve değişkenlerine bağlı olarak kentsel derişikliğin konumu (Kaynak: Adapted from:
Owens, 1986: 5).

okunaklıdır. Tekli ya da çoklu merkezi, konsantre


bir şemaya oturur. Merkezden çepere azalan bir
yoğunluk skalası ve bunların konumlanışı aynı
zamanda alan içi bütünleşmeyi sağlayan ulaşım
sistemi odaklarıdır (bkz. Şekil 2).
Kent alt-parçaları düzeyinde kentsel derişikliği
açıklamak için daha çok parçalı ekoloji çözüm-
leme tekniği olarak kullanılan bölümleme (tran-
sect) tekniğini kullanmak anlamlı olabilir. Nite-
kim kentsel derişiklik kendisini kentin bütününde
tek tip bir karakterde göstermez. Duany tarafından
kent merkezi-kırsal çeper arası kent bölgelerini
tanımlamakta kullanılan ‘bölümleme’ şemasında
görülmektedir ki her bölge kendi derişiklik Şekil 1: Yaygın kent formu şeması (Kaynak: Urban Task
düzeyine sahiptir. Buna göre işlevsel çeşitlilik, Force, 1999: 52).

altkentten kent merkezine kadar sabit bir artış


gösterirken tek kullanımlı özel alanlar için sıfır
düzeyindedir. Buna bağlı olarak kentsel derişiklik
kent çeperinde en düşük, kullanım çeşitliliği ve
yoğunluğu en üst düzeyde olan merkezde en üst
değerlere sahiptir. Özel alanlarda (ofis parklar,
ticaret bölgeleri vb.) ise düşüşe geçer.
‘Bölümleme’ içinde bir kesiti diğerinden daha
az ya da daha çok derişik kılan faktörlere bakıl-
dığında mekansal ve fiziksel yapılanmaya ait
niteliklerin ağırlıklı olduğu görülür (bkz. Tablo
3). Bu faktörlerin farklı biraraya gelişi belirli bir
mekansal imge kadar işlevsel farklılaşma ile ayrı
derişiklik düzeyleri sunar.
Kentsel derişikliğin temel bileşenleri şunlardır:
Şekil 2: Derişik kent formu şeması (Kaynak: Urban Task PLANLAMA
• Merkezilik (centrality) Force, 1999: 53). 2004/3

35
Tablo 3: ‘Bölümleme’de kentsel derişiklik düzeyini farklılaştıran fiziksel ve işlevsel nitelikler.

Az………………......DERİŞİK………..…………….Çok
Az yoğun------------------------------------------------------Yoğun
Tekli kullanım------------------------------------------Çoklu / karma kullanım
Düşük taban alanı katsayıları---------------------------Yüksek taban alanı katsayları
Küçük yapılar--------------------------------------------Büyük yapılar
Daha fazla yeşil alan------------------------------------------Daha fazla sert zemin
Ayrık düzen-----------------------------------------------Bitişik düzen
Büyük / derin parselasyon----------------------------------Küçük parselasyon
Yüksek oranda yol kaplama alanı---------------------------Düşük oranlı yol / otopark alanı

• Yekparelik (contiguity): Mekansal sınırdaş- Kentsel derişikliğin sürekli olması, yerleşimi


lık (spatial coherence) oluşturan elemanların (yapılar, kullanımlar vb.)
• Yoğunluk (density) sıkı ve süreklilik sunan biraradalığına bağlıdır. Bu,
boşlukların az olduğu, parçalı (fragmented) olma-
• Çeşitlilik (diversity)
yan bir yapılaşmış alan tipine denk düşer. Daha
• Faktör yoğunluğu (intensity) kapalı ilişkiselliğe sahip yapıların oluşturduğu
• Çözünürlük (fine-grain) dokularda dolu-boş oranı dolu (yapı) yönünde
İnsan yerleşiminin coğrafyaya homojen bir ağır basar. Bu durum, kentsel derişikliğin hem
biçimde yayılması olanaksızdır. Ortak kulla- nedeni hem sonucudur.
nımların varlığı gibi belli işlevsellikler, belli bir Yoğunluk, derişikliğin en önemli bileşenidir.
merkezileşme ve odaklaşmayı da beraberinde Nüfus ve işyeri yoğunluğu olarak ikiye ayrılır.
getirir. Merkezilik derecesi arttıkça yerleşimin Nüfus yoğunluğu brüt ve net olmak üzere iki temel
derişik bir forma sahip olmasının da önü açılmış biçimde ölçümlenir ki yapılaşmış alan içindeki
olur. Nitekim, diğer derişiklik göstergeleri mer- boş alanların hesaplama dışında tutulması ile elde
kezilik niteliği sağlanmadan anlamsızdır. edilen net yoğunluk, kentsel derişiklik açısından
daha anlamlı sonuçlar verir. Net yoğunluk, birim
alana düşen konut sayısı olarak verildiği zaman
yoğunluk kavramındaki soyut belirsizlik aşılarak
yapılaşmış çevreye doğrudan gönderme yapan bir
veriye ulaşılmış olur.
Derişikliğin bir diğer temel bileşeni olan çeşitli-
lik yazında kendini ‘çoklu/karma alan kullanımı’
(mixed-land use) şeklinde ifade eder. Farklı
kentsel etkinliklerin en uygun düzeyde biraraya
gelmesi anlamına gelen kavram, mekanın iki ve
üç boyutta kapalı gruplanışına olanak sağlar.
Yatay ve dikeyde farklı kullanımların biraraya
geliş yüzdelerine göre farklı düzeylerde ortaya
çıkar (Burton, 2002: 223-224). Birim kişi sayısına
düşen kentsel etkinlik sayısı ya da konut dışı kul-
lanımın konuta oranı olarak ölçüm değeri alır.
İngilizcede ‘intensity’ olarak geçen faktör yoğun-
luğu, elemanların birbirine olan kapalı/yakın
mesafe konumlanışa gönderme yapar. Dağınık
PLANLAMA ve yaygın yapılaşma sürecine karşı yeni oluşan
Şekil2004/3
3: ‘Bölümleme’ altlıklı kentsel derişiklik ve çeşitlilik göstergesi.

36
Resim 1: Doku çözünürlüğünü artırıcı bir kentsel dönüşüm örneği: Eastgate Kent Merkezi Dönüşüm Projesi-Chattanooga, Tenesse,
ABD (Kaynak: Benfield vd., 2001: 101).

kullanımların varolan yapılaşma sınırları içinde Duruma uç bir örnek, tipik Amerikan met-
yerseçimi olarak tanımlayabileceğimiz ‘faktör ropolleridir. 1965-1990 yılları arasında New
yoğunlaşması süreci’ (intensification) ile ortaya York metropoliten alanın (ki Amerika’nın en
çıkar. Diğer derişiklik göstergelerinden farklı yoğun kentsel bölgesidir) nüfusu %5 artarken
olarak sonuç ürün yerine süreci vurgular (birim yapılaşmış (boşluklu) alandaki artış %31’dir
zamanda alan içi nüfus artışı, yeni yapı sayısı vb). (de Roo vd., 2000: 5). Bu ilişkisellik, deri-
Bu anlamda derişikliği ortaya çıkaran, yapılaşan şiklik düzeyini sürekli olarak düşüren bir
alanla nüfus artışı arasındaki ters orantıdır. etkendir.

Resim 2: American Altkenti: Derişik kentselliğe mutlak Resim 3: Ankara Çayyolu’nda konut alanı: İşlevselci kentsel
karşıtlık –tek işlevli, dağınık ve seyrek) (Kaynak: http: mekan (Kaynak: Günay, B., 1999 Urban Design is a Public
//www.bikexprt.com/bikepol/facil/). Policy, METU Faculy of Architecture Press, sf: 49).

Resim 4: San Fransisco Körfezi, ABD.: Modern Düzenlemeci Resim 5: Amsterdam kent merkezi: Geleneksel Avrupa kenti
Kentsel Derişiklik (Kaynak:http://lambda.pha.jhu.edu/web/ derişikliği- yüksek çözünürlüklü, orta yükseklikli, yoğun kent PLANLAMA
album/Digital%20Globe/slides/san_francisco). dokusu- (Kaynak: Kent posta kartı, 1998). 2004/3

37
Çözünürlük ise derişiklik konusunda çok az kentsel doku türüdür. Kentsel boşu (meydan ve
değinilen, ancak en önemli göstergelerden biri- yeşil alanlar) dengeli bir biçimde içinde eriten,
dir. Bir kent dokusunun yüksek çözünürlüğü, farklı işlevlerin biraradalığına izin veren, yüksek
onu oluşturan birim ve kullanımların çok sayıda, çözünürlüklü bu mekan türünün ideal ilkörneği
küçük ve içiçe olmasıyla doğrudan ilintilidir. kıta Avrupası kentlerini merkez bölgeleridir (bkz.
Büyük, yığın (bulk) kütlelerden oluşan bir doku, Resim 5). Günümüzde Avrupamerkezli kentsel
karşıt durumdakiyle aynı yoğunluğa sahip olsa da tasarım kuram ve pratiğinin aradığı kentsellik
çoklu-işlevselliğe izin vermediğinden derişik bir düzeyi budur.
yapılaşma biçimi değildir.
20. yy’ın sonu itibariyle modern kentleşme KENTSEL DERİŞİKLİĞİN
Bugün, dinamiklerine sahip ülkelerde tarihsel süreç İDEOLOJİK BOYUTU
küresel içerisinde egemen planlama ve tasarım dokt- Kentsel derişiklik konusu öncelikli olarak teknik
rinleri dört farklı yapılaşmış alan tipi üretmiştir: bir sorunsal gibi görünmektedir. Bununla birlikte
tüketim kül- Anglo Sakson/Amerikan tarzı az katlı, düşük konunun içeriği bizi toplumbilimsel olarak ‘kent-
türünün bir yoğun altkentsel (suburban) mekan, 2. İşlevselci sellik’ gibi bir noktaya taşıdığından derişikliğe
ürünü olan (functionalist) kentsel mekan, 3. Düzenlemeci yönelik ‘karşı’ ya da ‘yandaş’ tavır kaçınılmaz
(regularist) kentsel mekan, 4. Geleneksel mer- olarak disiplin çerçevesinde ideolojik olmak
alt-kentsel- kezi kentsel mekan. durumundadır.
liği üreten Kentsel olanın tanımı gereği kırsal yaşam tarzına
Bu dört temel kentsel mekan tipini kendi içinde
tasarım ve farklılaştıran faktör, kütle-mekan biraraya gelişi- göre büyük, yoğun ve yüksek çeşitliliğe sahip bir
planlama dir ki mekansal özellikleri onlara farklı derişik- ortam sunduğu (Wirth, 1996). anımsanırsa deri-
ideolojisi lik düzeyleri verir. Karşılaştırmaya gidildiğinde şikliğin kentsellik için bir önkoşul olduğu anla-
modeller arasında tartışmasız derişiklik düzeyi en şılabilir. Modern kentleşme sürecini ‘kentsel’ ve
karşı-kent- düşük olan ilkidir. (bkz. Resim 2) Konut ağırlıklı ‘alt-kentsel’ olarak tipleştirirsek karşımıza iki tür
selci (diurba- tek işlevli ve parçacıl bir yapıya sahiptir. ‘Kentsel’ yaklaşım çıkar ki bu, modern planlamanın ürettiği
nist) duruşu olarak kabul edilemez. İkinci ve üçüncü model iki farklı ideolojik tutumdur.
dikeysellik açısından benzer olmakla birlikte Bugün, küresel tüketim kültürünün bir ürünü
temsil
ikinci modelin tercihi, yüksek dikeyselliği olan alt-kentselliği üreten tasarım ve planlama
etmektedir. tabanda ayrışık olarak tutmaktır (bkz Resim 3). ideolojisi karşı-kentselci (diurbanist) duruşu
Bu tercih, estetik nedenlerden çok işlevseldir. temsil etmektedir. Karşı-kentselcilik bugün geri
Burada yoğunluk, açık yeşil alanı ve doğal ışığı bir konuma sahipken modern kent planlama
en üst düzeyde tutabilmek gibi bir araçsallığa tarihi içinde dönem dönem reformist ve/veya
sahiptir. Düzenlemeci planlama/tasarım yaklaşımı devrimci temsillere konu olmuştur. Kentselcilik
ise hijyen ya da trafik gibi problematik verilerden (urbanism) ve karşı-kentselcilik arasındaki ayrım,
hareket etmeden kentsel alandaki rantı maksimize köklerini iki Aydınlanma düşünürünün yarattığı
edecek yoğunlukta mekan üretmektedir (bkz. iki ayrı okulda bulmaktadır: Saint-Simon ve
Resim 4). İkinciden farklı olarak tekli kullanım, Fourier. Temel olarak Fourier kırsal, küçük
konut değil ofis ve ticarettir. Bu anlamda ikinci ölçekli, kendine yeterli bir toplum kurgularken;
ve üçüncü tip kentsel alanlar yoğundur ancak Saint-Simon’ın toplum kurgusu daha endüstriyel,
derişik değildir. Bu nedenle kentsel derişikliğe en hiyerarşik, teknolojik ve kentseldir (Fishman,
iyi örnek, yüksek yoğunluklu orta yükseklikteki 1989: 234).

Tablo 4: Kentsel ve altkentsel yapılaşmış çevrenin temel nitelikleri (Ravetz, 2000: 222).

Alt-kentsel Model Kentsel Model


Egemen Özel alan Kamusal alan
Gereksinimler,
Talepler ve Özel bahçeye dayalı çevresel düzenleme Kentsel çevre (urban environment)
Karşıtlıklar (garden environment)
PLANLAMA
Özel araç sahipliliği Toplutaşım
2004/3

38
Kentsel ütopya ve uzgörüleri bu temel ayrım sağlanmasıdır. Kaynak israfına yol açan, hakça
çerçevesinde ele alırsak eğer, iki temel ideolojik olmayan ve doğal çevreyi tahrip eden egemen
duruştan söz etmek mümkün olur: Çevresel olana sürekli genişleme eğilimli kentleşme sürecine
karşı merkezi önemseyen merkezcilik (centrism) karşı alternatif bir model olarak kabul edilen
ve dağınık yerleşim ve yaygın gelişim ile doğayla ‘derişik kent’, batı planlama yazınında yoğun bir
bütünleşmeyi öneren dışsaltcılık (decentrism). idealleştirme ile karşı karşıyadır. Derişik kente bu
Merkezci tasarım ve planlama yaklaşımlarında populerliği kazandıran, kentsel sürdürülebilirliğin
kentin geleceğe yönelik gelişimi varolan kentle alt başlıklarına verdiği operasyonel yanıttır. İlgili
bütünleşik çözülmeye çalışılırken; her zaman başlıca sorunsal başlıkları şunlardır:
derişiklik değil ama yoğunluk öncelikli ölçüttür
ve farklı biçim ve biçemlerde kendisini gösterir. 1. Kırsal / Doğal Alanların Korunması:
Kentsel yapının doğal alan içinde ergimesi ve Kent-kır ilişkisinde kırsal ve doğal alanın sürek-
yayılımını (diffusion) öneren dışsaltçı tasarım liliği, kentsel alanın denetlenebilirliğine bağlı-
yaklaşımları ise yoğun, merkezi modern kente dır. Nitekim sürekli imara konu olan bir kent
karşı-argüman üretme kaygısı taşır. Yakın dönem çeperinde tarım alanları, doğal koruma alanları
desantralizasyon süreci bu ideolojik yaklaşımdan (çoğunlukla spekülatif) sürekli bir yapılaşma
beslenir. baskısı altında varlığını koruma durumundadır.
Bu nedenle, yaşanan belirsizlik ortamı (imper-
Bu çerçevede karşı-kentselcilik, kentsel derişikliği
menance syndrome), toprak sahiplerini tarımsal
red eden bir akımdır. Yazının sınırları içerisinde
etkinlikten uzaklaştırabilmekte ve gelecek imar
ayrıntıya girilmemekle birlikte vurgulanması
rantı beklentisi içine itmektedir (Ewing, 1997:
gereken önemli nokta şudur ki kendi tarihsel-
116). Salt bu etken, birçok metropoliten alanda
likleri içinde kapitalizm ve sosyalizm gibi iki
derişiklik politikalarını tetiklemektedir. Ameri-
farklı toplumsal üretim/bölüşüm biçimi kent
ka’nın Denver bölgesinde 1997 yılı itibariyle
ve kentsellik olgusuna karşı derişiklik özelinde
yirmi yıllık derişik kentsel yapılaşma politikaları
ideolojik anlamda aynı (karşı-kentselci) duruşu
sayesinde tarım alanlarının %69’unun korunduğu
sergilemişlerdir.
ortaya konmaktadır (Livington vd., 2003: 5).

KENTSEL DERİŞİKLİĞİN 2. Altyapı ve Servis Sunum Maliyetleri:


GEREKLİLİĞİ VE GÜNCELLİĞİ İlkesel olarak derişik kent formu yaygın kent
1987 tarihli ‘Ortak Geleceğimiz’ Bruntland formlarına göre ortalama olarak daha kısa uzun-
Raporu’ndan (WCED, 1987) bu yana sürdü- lukta kentsel altyapı hatları (yol, kanalizasyon,
rülebilirlik üzerine ortaya konan ihaleler genel elektrifikasyon vb.) gerektirir. Kapsama gücünü
geçer, belirsiz ve soyut düzeyde kalmış; ilkesel (kapasite) zorlamadığı sürece aynı hattan yarar-
itirazlarla karşılaşmasa da uygulamaya yönelik lanan kullanıcı yoğunluğu arttıkça altyapının
politik eleştirilerle karşılaşmıştır.2 Bu durumu ortalama maliyeti de düşmektedir.
aşmak için sürdürülebilirlik yazını test edilebilir, Konu üzerine Ewing’in farklı kentler üzerine
somut ve uygulamaya yönelik ilke ve ölçütler yaptığı ölçümler bu kabulü doğrular niteliktedir
üretme eğilimindedir. Sürdürülebilir kent formu (Ewing, 1997: 117). Ancak yoğunluğa koşut mali-
tartışması bu kaygıyla çıkan bir arayışın ürünüdür. yet eğrisindeki düşüş, mutlak değildir. Her kente
Amaç, değer yargıları, teknolojik gelişim ya da göre değişen belirli bir eşikten sonra birim mali-
yaşam biçimlerini ele alan parçacıl müdahalele yet yeniden yükselmektedir. Bunun nedeni, yapılı
alanlarının ötesinde yerleşim biçimine yapısal ve çevredeki doygunluğun neden olduğu eşiklerin
bütüncül müdahalelerle kentsel sürdürülebilirliğin aşılması için ortaya çıkan ek maliyetlerdir.

2
Karşıt tartışma örnekleri için bkz: Claver, H., 2002 “Doğa, Neoliberalizm ve Sürdürülebilir Kalkınma: Charybdıs ve Scylla Arasında
(Nature, Neoliberalism and Sustainable Development: In-between Charybdıs and Scylla)” Özgür Üniversite Forumu 19, 54-72, Çınar,
M., “Az Gelişmiş Ülkeler ve Sürdürülebilir Kalkınma (Undeveloped Countries and Sustainable Development)” Aydınlanma1923 49, PLANLAMA
11-16, Treanor, P., 1997 “Why Sustainability Is Wrong”, http://web.inter.nl.net/users/Paul.Treanor/sustainability.html 2004/3

39
birimlerinde geri dönüşüm, yağmur suyu dönü-
şümü ve yapılaşmış çevre ile bütünleşik peyzaj ve
tarım teknikleri (permaculture) olanaklı olmak-
tadır (Newman: 2001: 11481). Sulamalı kentsel
peyzaj alanlarının azlığı nedeniyle derişik kent
dokuları sulama suyu kullanımında %35’e varan
tasarruf sağlamaktadır (Livington vd., 2003: 5).

5. Evsel Enerji Kullanımı:


Derişik yapılaşma merkezi/bütünleşik ısıtma ve
güç sistemlerinin (combined heat/power systems)
kurulumuna ve etkin işletimini olanaklı kılar. Biti-
şik yapılaşmanın sağladığı daha az toplam yüzey/
cephe alanı sayesinde enerji etkin ve ekonomik bir
Şekil 4: Nüfus yoğunluğu değişkenine bağlı olarak kişi başı işletim sistemi sunar (Walker, 2003: 42).
ortalama altyapı maliyetleri (Kaynak: Ewing, 1997: 115).

6. Kentsel Hareketlilik (Mobilite) ve


Otomobil Bağımlılığı:
Yine sokak ışıklandırması, yol kaplama, ikincil
Petropolitiğin belirleyici olduğu günümüz enerji
ulaşım servisleri, katı atık toplama, güvenlik ve
savaşları koşullarında toplumların enerji bağımlı-
sağlık hizmetleri gibi kentsel servislerin sabit
lığını azaltmak öncelikli stratejik hedeflerden biri
maliyetlerini düşük düzeylerde tutmak için kentsel
haline gelmiştir.
derişiklik etkili bir kent işletim aracı olarak kabul
edilebilir (Haughton, 1994: 84). Sanayileşmiş toplumlarda toplam enerji tüke-
timinin ortalama dörtte biri tek başına ulaşım
3. Sosyal Sürdürülebilirlik: sektörüne aittir. Yüksek esneklik düzeyi göz
Yazındaki görgül çalışmaları görece yetersiz önünde bulundurulduğunda kentleşme sürecinin
düzeyde olmakla birlikte kentsel derişiklik, denetim altına alınmasıyla enerji kullanımını
sosyal sürdürülebilirlik konusunda duyarlılık azaltmak öncelikli planlama gündem maddele-
gösteren şehirciler tarafından olumlanmaktadır. rinden biridir (Van Til, 1979: 322). Bu durum,
Ayrıntısına girilmemekle birlikte toplumsal yarar derişik kent modelinin enerji sorunsalına çözüm
bakımından derişik kentin sağladığı olanakların olarak sunulmasının başlıca nedenidir. Nitekim,
beş ana başlık altında toplandığı söylenebilir: yolculuk yönelimlerinin merkezileştirilmesi ve
transit sistemlerin işlerlik kazanması ile elde
• Kentsel etkinliklere rahat erişim: Otomobile
edilebilecek ulaşım temelli enerji tasarrufu %20
duyulan düşük gereksinme.
düzeyine erişebilmektedir (Owens: 1986: 92).
• Kent dışı rekreasyon alanlarına kolay
ulaşım. Artan kentsel derişiklik derecesi ulaşımda temel
olarak iki değişkenin dönüşümünü sağlamakta-
• Artan işyeri ulaşılabilirliği: Konut-işyeri
dır. 1. Ulaşım biçiminde özel otodan toplutaşım
arası mesafelerinin azlığı.
biçimlerine geçiş. 2. Azalan ortalama yolculuk
• Düşük hacimli yaşama mekanları: Yüksek mesafeleri (Farthing vd., 1996: 181). Tek mer-
ve düşük gelir grupları arası konut büyüklüğü kezli derişik kent formlarında sabit hatlı transit
farklarının azalması. sistemler tercih edilirken, çok-merkezli derişik
• Farklı sosyal grupların biraradalığı: Gelir, kentlerde (karayolu temelli) esnek toplutaşım
statü ya da etnisite temelli düşük düzey sistemlerin olabilirliği daha yüksektir (Cervero,
mekansal yalıtılmışlık (Burton, 2001). 2001: 15876).
4. Ekoloji: Toplutaşım biçimleri içerisinde, işletim maliyet-
Ekolojik etkinlikler düşük yoğunluklu konut alan- leri göz önünde bulundurulduğunda yoğunluklar
larında etkinlik ve verimlilik düzeyini yitirmek- arttıkça yüksek taşıma gücüne sahip transit ula-
PLANLAMA şımın olabilirliğinin arttığı görülmektedir (bkz.
2004/3 tedir. Buna karşın derişik forma sahip yerleşim

40
Tablo 6). Kentsel yoğunluktaki her %10 artış, yoğunluk (14.7 kişi/ha) ile en yüksek kişi başına
ortalama transit kullanımında %5-8’lik bir artışa ortalama yolculuk mesafesine (12.6 km) sahiptir.
karşılık gelmektedir ki (Cervero, 1998: 72) bu Avrupa ortalaması 49.9 kişi/ha ve 10.0 km olup;
oran, yoğunluk ve toplutaşım kullanımı arasın- en yüksek metropoliten alan yoğunluğuna sahip
daki yüksek bağlılaşımı (korelasyon) açıklar (161.9 kişi/ha) Asya kentleri 7.9 km ile en düşük
niteliktedir. ortalama ulaşım mesafesine sahiptir (Newman
Kentsel derişiklik derecesinin artması, ortalama vd., 1999: 84, 94-95). Yüksek
kent içi hareketliliği de dönüştürmektedir. Bunun Amerikan ortalamasına göre kişi başı ulusal geliri esneklik
nedenleri, daha yüksek olan Avrupa kentlerinde kişi başına düzeyi göz
• Çok sayıda kentsel işlevin yürüme mesafe- düşen akaryakıt kullanımı 2.4 kat daha düşüktür.
Aynı şekilde, az yoğun ve daha yoksul Asya
önünde
sinde kullanıcıya sunulması.
• Kentsel etkinlik skalasının genişlemesi nede- kentlerinde ortalama araç kullanımının, yoğun bulundu-
niyle alan dışına gidiş-gelişlerin azalması. ve görece zengin kentlere göre üç kat daha fazla rulduğunda
olduğu saptanmıştır (Newman et al 2000: 111). kentleşme
• Yolculuk sonlarındaki (trip-ends) odaksal
Bu durum, otomobil bağımlılığında belirleyici
yoğunluk artışları ile toplutaşıma geçişin
değişkenin, sosyo-ekonomik gelişmişlikten çok sürecinin
kolaylaşması.
yoğunluk öncelikli derişiklikle tanımlanan kentsel denetim
• Yoğun konut dokusu ve merkezi alan içinde biçimleniş olduğunun bir göstergesidir.
özel araç sahipliliğinin zorlaşması (Barrett, altına alın-
1996: 173). masıyla
Kentsel hareketliliği azaltmak adına yoğunluk ve DERİŞİK KENT POLİTİKALARI enerji
çeşitliliğin eş zamanlı artışı yaşam kalitesini azal- 2. Dünya Savaşı sonrası modern kent planlama
pratiğinde üç ayrı planlama deneyimi kentsel kullanımını
tıcı sonuçlar verebilir. Bu durumu önlemek için
süreç, yaya odaklı hareketi kolaylaştırıcı kentsel gelişimin denetim altına alınması yönünde üç azaltmak
tasarım kodları ile desteklenmelidir. Bu, kurgunun ayrı okul yaratmıştır. Bu üç okulun ortak özelliği öncelikli
işlerliği açısından önemlidir. aynı amaca (yaygınlaşma eğilimini yönlendirmek/
denetlemek) farklı araçlarla strateji üretebilme-
planlama
Kentsel yoğunluklar ve hareketlilik ile ilgili liridir. gündem
en kapsamlı çalışma Avusturyalı akademisyen
Bunlardan ilki, 1944 Büyük Londra Planı’dır maddelerin-
Newman ve Kenworthy’den gelmiştir. 32 dünya
kenti için yapılan çalışma, yukarıda sayılan sav ki yazına ‘yeşil kuşak’ kavramını armağan den biridir.
ve saptamaları destekler niteliktedir. Bu yazıda etmiştir. Sonuçları sosyo-ekonomik açıdan tartı-
ayrıntısına inmeyeceğimiz ancak Ankara konu- şılır olmakla birlikte yaygınlaşan bir kent formu
sunda kısmen yararlanacağımız çalışma sonuç- gelişimi, tarımsal ve rekreatif alanlardan oluşan
larına göre dünya kentlerinde kentsel yoğunlukla bir yeşil alan sistemi sayesinde sıçramalı olarak
otomobil bağımlılığı arasında ters orantılı bir yeni kentlere yönlendirilerek kontrol altına alına-
ilişkisellik vardır. Yoğunluklar (dolayısıyla deri- bilmiştir (Hall, 1990: 163-173). Bugün Viyena,
şiklik düzeyi) arttıkça kişi başına düşen akarya- Barselona, Budapeşte, ve Berlin benzer kentsel
kıt tüketimi azalmaktadır. Buna göre, Amerika, gelişim tekniğini başarıyla uygulamaktadır (Kühn,
Kanada ve Avustralya kentleri en düşük ortalama 2002: 26).

Tablo 6: Transit servis türleri için minimum konut yoğunlukları (Kaynak: Pushkarev vd., 1977 cited in Mineta Transportation
Institute, 2001: 11, 13).

Transit Servis Türü Birim alana (hektar) düşen konut sayısı


Otobüs (minimum servis düzeyi) 10
Otobüs (orta düzey servis) 18
Otobüs (yüksek servis düzeyi) 38
Hafif Raylı 23
PLANLAMA
Metro 30 2004/3

41
Yaygınlaşan/seyrekleşen kent formuna karşı Bu modeller üzerine yürütülen tartışmalar, gelişim
ikinci başarılı planlama deneyimini 1990’lı yıllar şemalarının işlevselliği kadar uygulanabilirliği
boyunca Fransızlar gerçekleştirmiştir. Gelişimi üzerinedir. Nitekim, tek-merkezliliğe ve sabit
sınırlamaktansa onu metropoliten bölge içindeki sınır ilişkisine dayalı ‘çekirdek kent’ modeli,
Gelişmekte gelişim kutuplarına yönlendirme tercih edilmiş- yeterince esnek olmayan, idealist bir şema olarak
olan ülkeler tir. Oluşturulan gelişim odakları, alan bütününde değerlendirilirken; denetimli büyüme, Amerika
için kentsel bölgesel transit hatlar (regional express rail-RER) gibi serbest piyasanın egemen olduğu bir ülkede
ile merkezi Paris’le ilişkilendirilerek çok-merkezli aşırı kontrolcü ve piyasa rasyonalitesine aykırı bir
derişikliğin bir kentsel bölge yaratılmıştır (Everson, 1979: model olarak değerlendirilebilmektedir (Haugh-
anlamını 340-346). ton vd., 1994; Scheurer, 2001; Breheny, 1996).
kavramadan Son tarihi deneyim ise, ilk olarak 1975 yılından Bütünsel bir şemaya dayanmayan parçacıl müda-
Avrupa- itibaren Amerika’da Portland, Oregon’da uygu- halelerle kentsel derişikliği sağlayan politikalar
merkezli lanan ‘kentsel gelişme sınırı’na dayalı kentsel ise üç ana başlık altındadır:
planlama ve işletim ilkörneğidir. İki ayaklı gelişim
yaklaşımla- politikasının ilki, yeni kentsel arsa sunumunu hafif
• Kentsel yoğunlaştırma (intensification) ve
takviye (consolidation)
rın Türkiye raylı sistem çevresinde gerçekleştirmek; ikincisi
varolan çevresel kullanımları (tarım, rekrasyon • Kentsel büyüme yönetimi (urban growth
gündemine management)
vb.) etkinleştirerek yapılaşmış alandaki kentleşme
taşınması baskısını mevcut alan içine yönlendirmektir • Arazi kullanımı denetimi (land-use cont-
durumunda (Newman, 1999: 230). Serbest piyasacı çevre- rol)
önerilen lerce çokça eleştirilse de, bu planlama yaklaşımı 1970’lerden bu yana Avrupa’da sıkça uygulanan
siyasaların Amerika’nın birçok eyaletinde işler durumdadır. yoğunlaştıma / takviye çalışmaları, var olan kent-
Bu üç farklı planlama deneyimi, bugün derişik sel doku içinde yeni yapılaşma olanakları araya-
ülke gerçe- rak çevresel gelişmeyi sınırlama amacındadır. Bu
kent formu yaklaşımlarına da temel oluşturmak-
ğine yabancı tadır. Günümüzde derişik kent yazınında ortaya çalışmalar, yapı ve etkinlik yoğunlaştırımı olarak
kalacağını konan modeller üç başlık altında toplanabilir: ikiye ayrılır (bkz. Tablo: 7).
düşünmek- 1. Çekirdek / Derişik Kent (core / compact Son dönemin en başarılı yoğunlaştırma örnek-
teyiz. city) lerinden biri Toronto kentidir. Birçok Kanada
kentinde olduğu gibi düşük yoğunluklu yaygın
2. Konsantre Çok-merkezlilik (concentrated
gelişimin sıkıntısını duyan Toronto, yaklaşık
decentralization)
yirmi yıla yayılan bir dönüşüm politikası ile kent
3. Denetimli Büyüme (smart growth) içinde yoğunlaştırmayı başarıyla sürdürmektedir.
Doğrudan gönderme yapılmamakla birlikte bu Ana ulaşım ekseni üzerinde ulaşım odakları çev-
modeller yukarıda sayılan tip planlama deneyim- resindeki ticaret ve karma kullanımlı apartman
lerinden esinlenmişlerdir. Bunların çıkış noktaları blokları ile kentin yoğunluk örüntüsü, derişiklik
ilki için Londra, ikincisi için Paris ve üçüncüsü doğrultusunda dönüştürülmüştür. Uygulanan
için Portland deneyimidir. model, ‘bileşik gelişim’ (joint development) adı

PLANLAMA
Şekil2004/3
5: Derişik kent modeli şemaları: Çekirdek kent (1.), Konsantre çok-merkezlilik (2.) ve denetimli büyüme (3.)

42
verilen gayrimenkul gelişimi ve ulaşım plan-
laması eşgüdümlü planlama modelidir (Black,
1995: 243).
Avrupa’daki gibi nüfus artış hızı görece sabitlen-
miş ülkeler dışında sıkça başvurulan planlama
yöntemi olan ‘kentsel büyüme yönetimi’, Batının
50’lerden beri çözüm aradığı ‘kentsel yayınım’a
(urban sprawl) karşı araç niteliğindedir. Amaç,
arazi piyasası ile denetimli kentsel gelişim ara-
sındaki eşgüdümün sağlanmasıdır.
Bunların dışında geleneksel arazi kullanımı
denetim mekanizmaları bugün, kentsel derişikliği
sağlama yolunda birçok ülkede yeniden ele alın-
maktadır. Yeni bölgeleme yaklaşımlarından biri Resim 6: ‘Dünyanın en uzun sokağı’ olarak geçen Yonge Caddesi’nde yer alan yoğunlaşma
‘özendirici bölgeleme’ (incentive zonning)’dir. odaklarından biri (Kaynak: http://www.clr.utoronto.ca/PROJECTS/Toronto).
Buna göre, aynı bölge içinde imar hakları ile hem
yoğunluklar istenilen üst düzeyde tutulmakta hem
de ek haklar karşılığında girişimciden ek sosyal GELİŞMEKTE OLAN ÜLKE
donatı alanlarının maliyetinin karşılanması talep KENTLERİNDE KENTSEL
edilerek yaşanabilir yoğunluklar sağlanmaktadır DERİŞİKLİK
(Silberstein, 2000: 35). Yirminci yüzyılın sonuna doğru gelişmiş kuzey
Bir diğer etkin bölgeleme modeli ‘işleve göre ülkeleri kentsel büyüme eğilimlerinde hız kaybe-
değil, yapı tipine göre bölgeleme’dir. Burada derken, gelişen / azgelişmiş güney ülkeleri düşük
amaç, kısıtlayıcı geleneksel bölgeleme yakla- nitelikli ve hızlı bir kentsel gelişim süreci ile karşı
şımına göre kullanım çeşitliliğini sağlayan ‘üç karşıyadır. Kentsel büyüme ve genişleme öncelikli
boyutlu’ bölgeleme yaklaşımının yaşama geçi- olarak kuzeyin değil, yoksul güneyin sorunsalı
rilmesidir (Smart Growth Network, 2002: 5-6). haline gelmiştir. Nitekim en büyük 25 metropolün
Aynı amaçla kullanılan bir diğer arazi kullanım 19’u gelişmekte olan coğrafyalardadır (Girardet,
modeli, tekli kullanımlı kent bölgelerini dönüş- 1996: 69).
türmede kullanılan ‘performans esaslı arazi Gelişmekte olan ülkeler için kentsel derişikliğin
gelişimi klavuz sistemleri’dir. Birbiri ile çelişen anlamını kavramadan Avrupamerkezli yaklaşım-
kullanımlar mümkün olduğunca biraraya getiri- ların Türkiye gündemine taşınması durumunda
lerek işlevsel çeşitlilik (derişikliği) sağlanmaya önerilen siyasaların ülke gerçeğine yabancı
çalışılmaktadır. kalacağını düşünmekteyiz.

Tablo 7: Kentsel yoğunlaştırma ve takviye araçları (Kaynak: Lock, 1995: 174, Jenks, 2000: 243).

Yapılı Kentsel Çevrenin Yoğunlaştırılması


Kent içi boş alanlarda yapılaşma (kentsel dolgu-infill-).
Mevcut dokuda yeniden yapılaşma (kat alanı katsayısı artırımı).
Büyük parsellerde yeniden bölümleme ve yapılaşma.
Var olan yapı stoğunda kat artışı ve çıkma.
Kentsel Etkinliğin Yoğunlaştırılması
Var olan yapı ve alanların mevcut kullanım düzey ve sıklığını artırma.
Daha yüksek düzeyli yeni kullanıma dönüştürme.
Alanda yaşayan ve çalışan insan yoğunluğunun artırımı. PLANLAMA
2004/3

43
Azgelişmiş ülkelerde kentsel derişiklik, çevresel ekonomik olarak ‘başat kent’ (primary city)
bozunma (degredasyon) ile birlikte anılmaktadır. olgusu, derişik kent formunu yaratan temel
Nitekim kentsel derişiklik, özellikle Latin Ame- dinamiklerdir.
Küresel rika, Orta Doğu, Güneydoğu Asya ve Kuzey • Sonuç çoğunlukla yetersiz (aşırı yüklü)
ekonomiyle Afrika ülke kentlerinde kentsel yoksulluğun ve kentsel altyapı, sağlıksız kalabalıklaşma,
yetersiz kentsel servis sunumunun bir sonucudur sıkışan trafik akışı, hava kirliliği, yeşil alan
bütünleşme (Burgess, 2000: 12-13). Bu coğrafyalarda derişik- yetersizliği ve halk sağlığını tehdit eden
çabasındaki lik, Batıdakinin aksine bir amaç değil; başedilmesi alanlara yakınlıktır.
uzak doğu gereken bir sorunsaldır.
• Yetersiz altyapı üzerine çoğunlukla düşük
liman met- Gelişmekte olan / azgelişmiş ülke kentlerinde katlı yüksek yoğunluğa sahip geleneksel
kentsel derişikliğin temel nitelikleri şunlardır: düzenli olmayan yapılaşmada yüksek katlı
ropolleri
yoğunlaştırma seçenekleri riskli ve mali-
için kentsel • Yapılaşmaya uygun arazinin yokluğu,
yetlidir.
kenti besleyen ve düşük verimlilikle işlenen
derişiklik tarım arazilerinden vazgeçilememesi ya da • Kent merkezindeki dokuya sızmış küçük
enformel ölçekli atelyeler, zanaat faliyetleri ve enformel
değil; ulusal sektör çok sayıda üretim ve servis işlevlerini
kent merkezinde tutar. Bu yapıyı ayakta tutan
ölçeği de düşük gelirli kentli gruplar ulaşım maliyetle-
aşan politik rini azaltmak için mümkün olduğunca mer-
bir istemin keze yakın bölgelerdeki konut alanlarında yer
seçmek isterler.
ürünü olan
• Bu durum, yetersiz imar denetimi içinde
planlama izinsiz kat çıkma, parsel bölüşümü gibi
ve tasarım kayıtdışı ve denetimsiz bir yoğunlaşma ile
tercihidir. sonuçlanmaktadır (Burgess, 2000; Richard-
son, vd., 2000: 26).
Bununla birlikte, arazi yetersizliği kent formunun
derişikliği için ikincil bir neden olarak kalmak-
tadır. Nitekim, yoğunlaşma ve çevresel yayınma
birbirine karşıt değil; koşut süreçler olarak
Şekil 6: Gelişmekte olan ülke kentleri için yüzey yoğunluk
grafiği (Kaynak: Bilsel, 1977: 57). yaşanır. Örneğin dünyanın en yaygın kentsel
bölgelerinden biri olan Los Angeles’ın çevresel
yayılma katsayısı3 1 iken, dünyanın en yüksek
yoğunluklu kentlerinden biri olan Bombay’da bu
değer 3.08’dir. (Richardson vd., 1999: 13). Ortaya
çıkan durum, ‘yüksek yoğunluklu yayınım’ (high-
density sprawl) ya da ‘sınrsız derişiklik’ (limitless
compactness) olarak adlandırılabilir.
Planlama yazınımızda uzun dönem Türk Kenti
için kullanılan ‘yağ damlası’ gelişim biçimi
aslında budur. Batı kentinden farklı olarak
desantralizasyon eğilimi düşük gelişmekte olan
ülke kentlerinde yoğunluk yüzeyi merkezden
çepere doğru azalma göstermezken; sabit kalır
ya da artar (Tekeli vd., 1986: 149).

ResimPLANLAMA
7: Kahire’nin tipik konut dokusu: Denetim dışı azgelişmiş kentsel derişiklik (Kaynak: 3
Birim zamanda yeni eklenen kentsel alanla varolan arasındaki
2004/3
:http://www.photovault.com/Link/Cities/jAfricaNorthern/Egypt/). oransal değer.

44
Resim 8: Çin’in Şangay liman kentinde Pudong Bölgesi: Finans kapitalin derişik kent imgesi (Kaynak: http://lycos16902.w15.lycos.
com.cn/Pudong_Panorama_Zoom_DC.jpg).

Oluşan yoğun yapılaşma yüzeyi içerisinde odaksal • Transit temelli yoğun doğrusal gelişim
yoğunlaşmalar olmadığı için çok-merkezli bir iç eksenleri yaratma,
yapı oluşmaz. Böyle bir altyapı mevcut kente • Kentsel dolgudur (Burgess, 2000: 21).
eklemlenecek toplutaşım sistemi için elverişsiz İkinci tip dönüşüm modeli olan yoğunlaştırılmış
bir durum yaratmaktadır (Jenks, 2000: 344). desantrilizasyonu en iyi gerçekçekleştirilmiş
Söz konusu biçimlenişin öncelikli nedeni, konut ülke Singapur’dur. 1970’lerde Dünya Bankası ve
üretim sürecinde başat aktörün büyük inşaat Amerkalı uzmanların daha ucuz bir sistem olan
şirketleri değil, küçük girişimci olmasıdır. Bu kentin otobüs işletmeciliğini modernize etme öne-
nedenle, yoğun kentsel alanın çevresel gelişimi risini reddedip sabit hatlı hızlı raylı sisteme geçen
büyük sıçramalar şeklinde değil; çok sayıda küçük Singapur’da yerleşim örüntüsünün iskeletini bu
eklentiler yoluyla olmaktadır. Bu biçimde oluşan altyapı oluşturur. Herbiri yaklaşık 6000 konutluk
kent formu, esnek olmayan bir yığılmanın (bulk) karma kullanımlı yoğun odaklar derişik yeni kent
yeniden üretiminden ibarettir. yapılanmasının en iyi örneklerini sunar (Cervero,
1998: 159-173).
Gelişmekte olan derişik kent formuna en tipik
örnek Kahire’dir. İnşaat faaliyetlerinin %90’ının Sürdürülebilir kent formu yazınında çok fazla
kaçak gerçekleştiği kentte parsele ortalama %100 gönderme yapılan bir diğer başarılı örnek Bre-
oturan yapılardan oluşan yerleşim dokusunun brüt zilya’nın Curitiba kentine aittir. 1965 yılında
yoğunluğu 400 kişi/ha düzeyindedir. (Acioly, başlatılan planlı dönüşümle kent yapısı, Singapur
2000: 129) Bu, New York ve Hong Kong’inden örneğinin aksine etkin bir otobüs işletmeciliğine
yüksek bir değerdir. dayalı ulaşım altyapısıyla doğrusaldan ışınsala
yeniden üretilerek ‘yapısal eksen’ler üzerinde
Küresel ekonomiyle bütünleşme çabasındaki
uzak doğu liman metropolleri için kentsel deri-
şiklik enformel değil; ulusal ölçeği de aşan poli-
tik bir istemin ürünü olan planlama ve tasarım
tercihidir. Geleneksel merkez dokusu üzerinde
on yıl gibi kısa sürede yaşanan hızlı dönü-
şümlerle çok katlı kentsellik, çokuluslu finans
kapitalin yaratmaya çalıştığı kent imgesidir.
Çin, Malezya ve Singapur ‘anlık kent’ (instant
city) kategorisinde derişikliğin en uç örneklerini
sergilemektedirler.
Yoğun kentsel bölgelere sahip gelişmekte olan
ülkelerde derişik kent formunu dönüştürücü
kentsel projeler de yok değildir. Bunlar,
• Yoğun-çok katlı yeniden yapılanma,
PLANLAMA
Resim 9: Curitiba: ‘Yapısal Eksen’ üzerinde okunaklı bir yoğunluk örüntüsü (Kaynak: http:
• Yoğunlaştırarak desantrilize etme, //www.worldisround.com/articles/12370/photo19.html). 2004/3

45
denetimli yoğunluklar yaratılmıştır. Ana ulaşım çekim merkezi olmadığı için gelişimi kendi bün-
eksenleri üzerinde 1’e 6 oranında yaratılan yesi içinde büyüyerek gerçekleştirmiştir (Akçura,
yoğunluklarla 100 konut/ha’a varan farklı tipte, 1971: 70-72). Bu nedenle kendisine boşluklu bir
çalışan bir derişik kent yapısı (linear compactness) kentsel bölge yaratamamıştır.
ortaya çıkmıştır. (Cervero, 1998: 285; Acioly,
Ankara’nın yıllar içinde nüfus ve alansal
2000: 132).
gelişimi/büyümesi incelendiğinde (bkz. Tablo
8) en yüksek yoğunluğa ilk döneminde ulaştığı
ANKARA KENT FORMUNUN ve 1950’ler başına kadar sabit bir düşüş yaşadığı
DÖNÜŞÜMÜ gözlenir. İlk dönemde Jansen Planı’nın önerdiği
Morfolojik olarak Ankara kuzey, güney ve doğu düşük katlı ve yoğunluklu konut alanları, tarihi
yönlerinden yüksekliği 850 ile 1200 metre ara- merkezin yarattığı yoğunluk derecesini düşü-
sında değişen dağ dizisi ile çevrelenmiş olup, rürken; 1940’larda kent çeperinde sayıları hızla
kentin gelişimi kendini kaçınılmaz olarak batı artan düşük yoğunluklu gecekondu bölgeleri
yönünde gerçekleştirmektedir. (bkz. Resim 9) brüt yoğunluğu daha da düşürür. Planlı alanlarda
arazi fiyatlarının yüksekliği ve bu nedenle alanın
Bu durum, kentin görece derişik yapısının doğal
yaklaşık dörtte üçünde yapılaşmanın gerçekleş-
nedenidir. Yine yakın çevresinde ona doğru sıç-
memiş olması yoğunluk derecesindeki düşüşün
ramalı gelişim gösterecek bir büyük yerleşim, bir
bir diğer nedenidir. 1956 yılında brüt yoğunluk
124 kişi/ha’dır. Bu küçük artış, 1940’larda yapılan
yapılan ve kat artışlarına izin veren Jansen Planı
yenilemeleri (revizyonları) ve plan alanı dışında
yapılan çok katlı Yenimahalle konut yerleşimidir
(Altaban, 1986; Altaban, 1998: 47-52).
1970’lere geldiğimizde beklenti, 1957 Yücel
Uybadin Planı ve 1959 Bölge Kat Nizamı Planı
ile büyük yoğunluk artışlarının olduğu yönünde-
dir. Ancak, 1970’e gelindiğinde yoğunluğun üçte
iki düzeyine düştüğü gözlenir. Bunun nedeni, kent
formunda yapılaşmış alan içinde artık büyük kent-
sel açık alanların (ODTÜ, AOÇ vb.) dahil olma-
sıdır. 1975 tarihli Ankara 1990 Planı’nın önerdiği
batı gelişimi kararı gerçeklik kazanmıştır. 1985’e
gelindiğinde ise yoğunluk düzeyinde büyük bir
Resim 10: Ankara yakın çevresindeki topografik eşikler ve kentin 2000 yılı formunun
değişim yaşanmaz. Nitekim o yıllarda başlayan
bölgeye oturuşu (Kaynak: AMANPB, 1977: 139). yeni desantralizasyon eğiliminin somut sonuç-

Tablo 8: Nüfus ve kentsel alanla ilişkili olarak Ankara kentinin yıllar itibariyle yoğunluk düzeyindeki değişim.

Kentsel Alan Alanın Artış Yüzdesi Nüfusun Artış Yüzdesi Brüt Nüfus Yoğunluğu
Nüfus
(hektar) (%) (%) (kişi/ha)
1927 300 74,553 - - 248
1932 710 110,000 136 47.5 154
1945 1,900 220,000 167 100 115
1956 3,650 455,000 92.1 106.8 124
1970 14,000 1,236,152 283.5 171.6 88
1985 27,000 2,304,166 92.8 86.3 85
1990 56,000 2,584,594 107.4 12.1 46
1997 62,000 2,949,771 10,7 14.1 47
PLANLAMA
2004/3 2000 66,000 3,237,679 6.4 9.7 49

46
ları 1990’lar başında kendini gösterir. 1990’dan
bugüne kadar kentin toplam alanında önemli bir
artış olmamakla birlikte özellikle desantralize
edilmiş çevre yerleşim alanlarındaki nüfus artışı
ile düşük düzeydeki yoğunluk derecesinde zayıf
bir artış yaşanmaktadır.
Ankara kent formunun dönüşümüne bakıldı-
ğında, kentin oturduğu yarıçapta yirmi yıllık
aralıklarda %50’lik sabit artışlar görülmektedir.
Bunların ilk ikisinde temel etken kentin hızlı,
enformel büyümesidir. Üçüncü genişleme süreci
planlı ‘dışa açılma’nın bir sonucu olmakla bir-
likte kent hala koridorlaşma eğiliminde ama
derişiktir. 2000’e gelindiğinde bu yapı, büyük
ölçüde yitirilmiş, 21.300 hektarlık yapılaşmış Resim 11: 1930 ve 2000 yılları arası Ankara kent formu
alan, toplam kent formunun ancak üçte birini dönüşümü (CP 401 Ankara ve Çevresi Planlama Stüdyosu,
2002 basılmamış analiz çalışması, ODTÜ Şehir ve Bölge PLANLAMA
kaplamaktadır. Planlama Stüdyosu). 2004/3

47
Ortaya çıkan kent formunu değerlendirmek için yönden ekonomik ve faydalı olacağı muhakkak-
arkasında duran planlama sürecine dönersek eğer, tır. Bugünkü kentte yüksek yoğunluklu bölgelerde
Ankara’nın en hızlı yaygınlaşma sürecini 1957 görülen zararlı sonuçların (servis, altyapı, ulaşım,
Planı ve sonrasındaki kentsel mülkiyet dönüşümü yetersizlikleri, kirlilik artması vs.) nedenleri
ile yaşadığını belirtmek gerekir. Ancak, yaşanan yoğunluğun bizzatihi kendisinden çok, yeterli ve
yoğunlaşma, sözünü ettiğimiz azgelişmiş deri- gerekli bir biçimde planlanmadan gerçekleşmiş
şiklik süreciyle gerçekleşmiştir. Konut üretim olmasında ve boşluksuz, gözeneksiz, sıkı bir örgü
biçimindeki yetersizlikler, dışa açılma konu- ile kentin merkez bölgelerini kaplamış olmasında
sunda toplumsal ve kurumsal eğilimin, ekonomik aranmalıdır.” (AMANPB, 1977: 96).
yeterliliğin ve planlama uzgörüsünün olmayışı, Resmi olarak desantralizasyonu ilk kez öngör-
desantralizasyon için 1970’leri beklemeyi gerek- mekle birlikte düşük yoğunluklu ve parçacıl
tirmiştir. Bununla birlikte, Ankara 1990 Planı’nın bir yapılaşma önermeyen ve uygulama şansı da
klasik bir desantralizasyon planı olarak görmek bulamayan Ankara 2015 Yapısal Plan Çalışma-
yanlıştır. Nitekim, ortaya çıkan düşük standartlı sı’nı saymazsak Ankara 1990 planı sonrası ortaya
kentsel derişikliğin olanca olumsuzluğuna karşın konan planlama yaklaşımlarının, kentin derişik
1990 Planı, kentin bütününde yoğunlukları azalt- yapısını yok eden yapılaşmadan karşı-kentselci bir
mayı düşünmemiş; batı koridoru üzerinde görece ideolojik duruşla sorumlu oldukları söylenebilir.
yoğun bir yapılaşmayı toplutaşım ile destekleye-
Ankara 1990 Planı’nın geçerli olduğu dönemde,
rek gerçekleştirmeyi uygun görmüştür. Bu anlayış,
1990 başlarında 2981 sayılı yasa ile mevcut
bugünkü süsrdürülebilir kent formu yaklaşımını
kentsel alan içinde 13.000 hektar alan için yapı-
o dönemden yansıtmaktadır.
lan ıslah imar planlarında söz konusu alanların
“ Ortalama yoğunluğun yüksek olmasının, kent- nüfus yoğunlukları 4-5 kat artırılmıştır (Bademli,
sel arazi, altyapı yatırımları, seyahat süreleri 1999: 21). Bunu kentselci bir müdahale olarak
ve masrafı, kamusal kitle taşınımı ekonomisi, değerlendirmek olanaksızdır. Nitekim bu alanlar-
mevcut altyapının kullanılması, vs. gibi birçok daki apartmanlaşma, eşgüdümsüz ve ilkesiz bir

PLANLAMA
2004/3 Resim 12: Ankara 2025 Nazım Plan Şeması.

48
yoğunlaştırma sürecinin bir sonucudur. Bugünkü diyesi ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca
anlamında derişiklik hedeflenmemektedir. ortaklaşa hazırlanan planla Eskişehir Yolu ve
İncek-Taşpınar ekseni arasında kalan, daha önce
Özellikle son on yıldır Ankara kentinin gelişim,
Ankara 2015 Planı ile kentin havalandırma kori-
piyasanın spekülatif taleplerine yanıt verir nite-
doru olarak önerilen 17.000 ha’lık alan imara açıl-
likte, kentin biçimlenişine yönelik bir üst politik
mıştır (Gökçe, 2002: 20). 1/50.000 ‘üst’ ölçekli
duruştan yoksun olarak gerçekleşmektedir.
bu plan, 107 ayrı mevzi imar planının ‘biraraya
Kentsel bütünü ortadan kaldıran karşı-kentselci
gelmesi’ ile ortaya çıkmıştır ki bu planların bazı-
bir bakışın en belirgin göstergesi, Ankara 2025
ları 2 hektarlık ve 40 nüfuslu yerleşimler içindir
Planı’dır. 1997 yılında Ankara Büyükşehir
(BBİ vd., 2001).
Belediyesi tarafından hazırlanan, ancak bakanlık Ankara
onayı alamadığı için plan şeması düzeyinde kalan Bundan üç yıl sonra Şubat 2004 yılında hazırlanan 1990 planı
çalışma, bugün mevzi imar planlarının gönderme yine aynı ölçekli ‘Güneybatı Ankara Metropoliten
yapabildiği bir üst belge niteliğindedir. Yirmi yıl İmar Planı’ da aynı yaklaşımla bu kez çevreyolu
sonrası
sonrası için nüfus artış hızı sabitlenen 3.6 milyon batısını da içine alacak şekilde hazırlanmıştır. ortaya
nüfuslu Ankara için öngörülen nüfus bu planda Önerilen en fazla yoğunluk 60 kişi/ha’dır ki konan plan-
7.2 milyondur. Plan, yukarıda sözünü ettiğimiz Eryaman bölgesinde ortalama yoğunluğun 120
lama yakla-
ıslah imar planlı alanlardaki dönüşümü ve bu yolla kişi/ha olduğunu anımsatmakta yarar var (BBİ
mevcut yapılaşmış alanlardaki nüfus artışlarını vd., 2004: 1). şımlarının,
kabul ederken 60 km yarıçaplı bir bölgede (ki
Ortaya konulan dönüşümün sürdürülebilirlik açı-
kentin deri-
Ankara 2015 gibi desantralizasyon amaçlı planda şik yapısını
sından değerlendirilmesi, tartışmanın belirli bir
bu derinlik 40 km’dir.) kenti ‘çözmeyi’ amaçla-
maktadır (ABB İmar Daire Başkanlığı, 1997).
başlık altında yapılmasını gerekli kılmaktadır. yok eden
Bu anlamda, sonuç ürün olan kent formunun test
Plan şemasının bütününde, okunaklı doğrusal/ edilebilme ölçütü, kentsel hareketlilik ve otomo-
yapılaşma-
alansal kent parçaları yerine seyrek parçalı ve bil bağımlılığı olarak saptanmıştır. Tartışmanın dan karşı-
düzenli olmayan boşluklu bir yerleşim örüntüsü kent bütünü için yürütülmesi ve veri kısıtlılığı kentselci
mevcuttur. Gelişim yönü ve niyeti anlaşılmamak- nedeniyle derişiklik konusu, birincil gösterge bir ideolojik
tadır. Parça-bütün ilişkisi algılanamamaktadır. ve bileşen olan kentsel yoğunluk üzerinden
Yeni bir kent strüktürü oluşturulamadığı gibi işlenmiştir. duruşla
‘formsuz bir kent formu’nun varlığından söz
Newman ve Kenworthy’nin yukarıda anılan
sorumlu
edilebilir. Burada ‘form’un basit bir biçimcilik- oldukları
çalışmaları altlık olarak alınarak Ankara’nın
ten öte etkili bir işlevsel sistem arayışının ifadesi
olduğunu anımsatmakta yarar var.
derişiklik düzeyi başlıca dünya kentleri arasında söylenebilir.
konumlandırılabilir.4 (Bkz. Tablo: 9)
Bu noktada onay almamış bir plan şemasının
Nüfus yoğunluğunda Ankara, Avrupa ve Asya
eleştirisi gereksiz bir çaba olarak görülebilir.
değerleri arasında iken dışsal gelişmenin plan
Ancak, Ankara 2025 Planı, günümüzde egemen
kararı olmanın ötesinde somut olarak deneyim-
olan ‘imarcılık’ anlayışının bütüncül ifadesidir ve
lendiği dönem olan 1985 sonrasında Avrupa Kenti
bugün uygulama sürecini doğrudan yönlendiren
ortalamasını yakalamıştır. Ancak, bu değer (49
parçacıl imar planları bu anlayışın ürünüdür.
kişi/ha) yapılaşmış alan konusunda herhangi bir
Bu planlardan ilki 2001 tarihli ‘Ankara Nazım ipucu vermez. Nitekim kent formu içindeki büyük
Planı Kısmi Revizyonu’dur. Büyükşehir Bele- kentsel boşluklar çıkarıldığında kent formu net

4
Çalışmada yaralandığımız Newman ve Kenworthy’nin oluşturduğu veri tabanı, 1990 yılını temel almaktadır. Konuya yöneklik en
yakın tarihli çalışmanın bu olması, veriyi altlık olarak kabul etmemizi zorunlu kılmaktadır. Bununla birlikte, Ankara kentinin dinamik
karakteri karşısında veri tabanına konu olan gelişmiş ülke kentlerinin görece sabitlenmiş karakterleri nedeniyle günümüz değerlerinin,
söz konusu ortlama düzeylerden çok fazla sapmayacağı varsayımı yapılmaktadır.
Ankara kentindeki ulaşım sistemi ve kentsel hareketliliğe yönelik veritabanı, farklı ulaşım araştırma raporlarınındaki verilerin biraraya
getirilmesi ile oluşturulmıştur. Bkz.: EGO Ulaşım Planlama ve Raylı Sistem Dairesi Başkanlığı, Raid Crowther International IBI Group
Toronto Transit Consultants, Kutlutaş, 1987 Ulaşım Etüdü (1-2):Ulaşım Yapısı-Ulaşım Konut (Ajans İletim: Ankara); Ankara Büyükşehir
Belediyesi Ego Genel Müdürlüğü, 1995, 1992 Ankara Ulaşım Konut Anketi Sonuç Raporu (Ulaşım Planlama ve Raylı Sistem Dairesi PLANLAMA
Başkanlığı: Ankara); Ulaşım Art, 2002, Ankara Çayyolu Metrosu Ulaşım Etüdü- (yayınlanmamış rapor çalışması) 2004/3

49
Table 9: Metropliten yerleşim yoğunlukları ve Ankara yoğunluklarının tarihsel değişimi yoğunluğu 152 kişi/ha’a çıkmaktadır. Bu durum,
(Newman vd., 1999: 94-95, 1970 Yılı Ankara Konut Dışı Kullanışlarda Toplam Alan /İşyeri
/Ciro (Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan Bürosu- 1970 Yılı Ankara Çalışması, ATO
Ankara kentinde görece yüksek yoğunluklu alan-
İşyeri İstatistikleri, 2000). ların parçalar dahilinde toplam alana yayıldığının
bir göstergesidir. Aynı durum işyeri yoğunlukları
Metropoliten Yoğunluk için de geçerli olup, yoğunluğun düşüklüğü fizik-
sel yapıdan çok ekonomik gelişmişlik düzeyinden
Kent Nüfus İşyeri
kaynaklanmaktadır.
San Francisco 16.0 8.5 Tablo 10: Konut işyeri arası yolculuk mesafeleri. (Newman et
Los Angeles 23.9 12.4 al., 1999: 106) ve Ankara değerleri.

Detroit 12.8 6.1


İşyerine İşyerine
Boston 12.0 7.1 ortalama ortalama
Kıta/Ülke Kentleri
uzaklık (km, uzaklık (km,
New York 19.2 8.7
1980) 1990)
AMERİKA ORT. 14.2 8.1
Amerika 13.0 15.0
Avustralya 12.0 12.6
Canberra 9.5 5.0
Kanada 10.5 11.2
Melbourne 14.9 5.9 Avrupa 8.1 10.0
Sydney 16.8 7.2 Asya - -
AVUSTRALYA ORT. 12.2 5.3
Ankara 6.17 7.08

Vancouver 20.8 10.5 Bir kentin derişiklik düzeyindeki düşüş, ula-


Toronto 41.5 23.2
şımda öncelikli olarak ulaşım mesafelerinin
artışıyla sonuçlanır. Buna göre, 1980 yılında 6.1
KANADA ORT. 28.5 14.4
km olan ve 2000 yılında 10.22 km’yi bulan orta-
lama işyerine yolculuk mesafesi, yaygın gelişme
Brussels 74.9 46.8 sürecinin bir sonucudur. Varolan eğilim, Avrupa
Stockholm 53.1 39.3
kentlerindeki ortalama mesafeler düzeyini aşma
yönündedir.
Copenhagen 28.6 16.0

Paris 46.1 22.1


1985 sonrası yaşanan kentsel derişiklik karşıtı
dönüşümle özel otomobil sahipliliği ve kullanı-
Munich 53.6 37.2
mında belirgin bir artış yaşandığı gözlenir. Bunda
Amsterdam 48.8 22.2 kent formundaki fiziksel dönüşüm kadar Türki-
London 42.3 23.6 ye’de 1980 sonrası uygulanan neo-liberal politi-
AVRUPA ORT. 49.9 31.5
kalarla değişen orta sınıf alım gücü ve tüketim
tercihlerinin payı büyüktür. Kentsel yayınım ise
bu durumla çelişmeyen, ama onu bütünleyen bir
Kuala Lumpur 58.7 22.4 süreç olarak ortaya çıkmaktadır. 2000 yılı değeri
Singapore 86.8 49.3 ile (5.290 km) Ankara, Avrupa kentlerindeki kişi
Tokyo 71.0 73.1
başına yıllık özel oto kullanım mesafesi olan 6.600
km’ye yaklaşmıştır.
Bangkok 149.3 62.4

Hong Kong 300.5 140.0


Bu noktada önemli olan saptama şudur: Yoğunluk
ve otomobil kullanımıyla (kişi başı düşen ulusal
ASYA ORT. 161.9 72.6
gelir bakımından) kendinden on kat daha zengin

Ankara 1970 88 1.2

Ankara 1985 85 -Χ Χ
İşyeri sayısına yönelik veri tabanı 2000 yılına aittir. Bu veri
PLANLAMA tabanında 2000 yılı itibariyle 1985’ten bu yana kapanmış işyeri
Ankara 2000 49 1.1 sayısı ihmal edilmektedir.
2004/3

50
Avrupa’nın standartlarını yakalayan Ankara’da iken, 2000 yılında 2.7 katına çıkmıştır. Bu durum,
1992’den bu yana on yıl içinde özel oto kulla- bir gelişmişlik göstergesi olarak sunulamaz. Öyle
nımının payı düşerken; (otobüs sistemi ağırlıklı) ki, petro-politiğe bu denli duyarlı bir ülkenin baş-
toplutaşım kullanımının payı sabit kalmaktadır, kentinde üst plan tercihlerinin bu derece uzgörü
kişi başı mesafeleri artmaktadır. Oysa karayolu yoksunu bir biçimde kentsel yapıyı yeniden üret-
temelli yaygınlaşan bir kent formundan beklenen, mesi kabul edilemez bir durumdur.
özel otomobil kullanımını artırıcı bir etkidir.
Kentin derişiklik yapısındaki bu bozulma süreci,
Ortalama geliri 2000 yılı itibariyle (1987 dolar
otomobil bağımlılığının yanısıra bir dizi yerleşim
fiyatları ile) 2989 Amerikan Doları olan bir kent,
sorunsalının da habercisidir. Bunların başında;
coğrafyaya bu derecede yayılmanın ekonomik
maliyetini bireysel olarak karşılayamamaktadır. • çevresel spekülatif hareketler nedeniyle kent
‘Kentten kaçan’ üst, orta-üst gelir grubunun yer- içindeki dönüşüm ve canlandırılmaya gerek-
seçim tercihlerinin toplumsal maliyetleri (altyapı, sinim duyan alanlarda dönüşümün ekonomik
kamu ulaşım hizmetleri vb.) bu durumda mevcut olabilirliğinin (fizibilitesinin) azalması,
kente bağımlı çoğunluk tarafından karşılanmak • toplumsal açıdan artan mekansal ayrışma
durumunda kalmaktadır. (segregation), ‘kapalı cemaatler’ (gated
Bu koşullarda ortaya net bir şema çıkmaktadır. communities),
Karşılanmakta güçlük çekilen bir otomobil bağım- • korunması gereken doğal niteliği yüksek
lılığı, kentin derişik yapısını bozan planlama alanlarda imar baskısı (İmrahor Vadisi örne-
yaklaşımlarıyla artırılmaktadır. Kişi başına yıllık ğinde olduğu gibi)
akaryakıt tüketimi 1985’te 79.3 litre düzeyinde gelmektedir.

Tablo 11: 1990 yılı itibariyle dünya kentlerinde otomobil sahipliliği, kullanımı, transit kullanımı, toplam ulaşım mesafeleri ve kişi
başı düşen ulusal gelir göstergeleri (Newman, 1999: 80) ve Ankara kentinde son on beş yıllık değişimi5.

Otomobil Transit
Toplam
Kentler Araç Sahipliliği Kullanımı Kullanımı GSMH
(kişi başı yıllık
(kıta/ülke (her 1000 kişide (kişi başı yıllık (kişi başı yıllık ($US, 1990 kişi
ortalama yolculuk
ortalamaları) bir) ortalama yolculuk ortalama yolculuk başı)
mesafesi-km)
mesafesi-km) mesafesi-km)

Amerika 604 16.045 474 16.519 26.822


Australya 491 10.797 882 11.679 19.761
Kanada 524 9.290 998 10.288 22.572
Avrupa 392 6.601 1.895 8.496 31.721
Asya 109 2.806 2.587 5.393 9.018

Ankara 1985 37 3.299 2.555 5.854 2728


Ankara 1992 84 4.073 3.555 7.628 2664
Ankara 2000 134 5.292 4.745 10.037 2989

Derişik kent formu yaratmada bir araç olarak kul-


Tablo 12: Ankara kentinde kişi başına düşen akaryakıt kullanım değerleri ve yoğunluk değişimi.

1985 1992 2000


Kişi başı yıllık akaryakıt kullanımı (litre) 79.3 162.5 219.2
Ankara kenti brüt yoğunluğu (kişi/ha) 85 ≅ 65 49

5
Ankara için kişi başı ulusal gelir göstergeleri için bkz.: T.C Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 1997/2000 İllere Göre Gayri Safi PLANLAMA
Yurtiçi Hasıla (DİE Matbaası: Ankara) GSMH değerleri 1987 fiyatları baz alınarak hesaplanmıştır.
2004/3

51
lanılan transit sistem, Ankara’da salt bir ulaşım Türkiye’de ise eşgüdümsüz bir süreçte spekülatif
altyapısı olarak ele alınmakta; yoğunlukların ona taleplere yanıt verecek biçimde ‘kent parçaları’
göre şekillendirildiği, yönlendirildiği ve denetim- üreten planlama sistemi, kentin hareket örün-
lendiği bir derişiklik aracı/olanağı olabileceği tülerini dönüştüren liberal politikalarla bütün-
gündeme gelmemektedir. leşmeyi tercih etmektedir. Bu nedenle, egemen
süreci tersine çevirebilecek yaklaşımlar politika
düzeyinde ülke başkenti için bile gündeme gele-
SONUÇ
memektedir.
Ortaya koyduğumuz olumsuz tablodan salt uygu-
lama alanındaki plancı kadrolarını sorumlu tutmak
haksızlık olur. Sorumluluğun diğer bir ucundaki Kaynaklar:
aktör, akademidir. Uzun dönem Türk planlama Acioly, Jr., C., 2000 “Can Urban Management
okullarında egemen olan yaklaşım, mevcut Türk Deliver Sustainable City? Guided Densification
Kenti olgusuna duyulan tepkisellikle düşük katlı/ in Brazil versus Informal Compactness in Egypt”
Ülke in Compact Cities: Sustainable Urban Forms for
yoğunluklu, ‘steril’, derişik olmayan kentleşme-
gerçeğine nin idealleştirilmesi olmuştur. Bu yaklaşımın Developing Countries Eds M. Jenks, R. Burgess
(Spon Press: London) sf.:127-139
yabancı bir bugün dahi etkileri gözlenmektedir. Ülke gerçe-
ğine yabancı bir aktarmacılığın ideolojik kaynağı, Akçura, T., 1971 Ankara: Türkiye Cumhuriyeti’nin
aktarmacı- Başkenti Hakkında Monografik Bir Araştırma
modern sanayi kentine tepkiyle oluşup olgunlaşan
lığın ideolo- Anglo-Amerikan /Anglo-Sakson karşı-kentselci- (ODTÜ Mimarlık Fakültesi Yayını: Ankara
jik kaynağı, liğidir (disurbanism). Altaban, Ö., 1986a “Ankara Kentsel Alanın
modern Türk kent plancıları, kentleşmeye soyut bir
Doğal Çevreye Yayılımı- The Urban Sprawl
With Reference To Physical Environment” in
sanayi işlevselci perspektif dışından bakıp; onu ‘kentsel
Anakara 1985’den 2015’e Ed. ODTÜ Şehir ve
kentine alan geliştirmek/imar etmek’ (developing urban Bölge Planlama Bölümü Çalışma Grubu, Ankara
land) ötesinde ‘kenti yapmak/inşa etmek’ (city Büyükşehir Belediyesi EGO Genel Müd.: Ankara)
tepkiyle building) olarak algıladığı6 an ‘forma’, ‘biçime’ sf.: 126-148
oluşup yönelik kuramlar mekana yansıtılabilecektir. Bu
Altaban, Ö., 1998 “Cumhuriyet’in Kent Planlama
olgunlaşan çalışma böyle bir sürece katkı koyma kaygısıyla
Politilkaları ve Ankara Deneyimi” in 75 Yılda
kaleme alınmış ve okuyucuya sunulmuştur.
Anglo- Değişen Kent ve Mimarlık ed Y. Sey (Türk Tarih
Uzun dönem belirsiz ilkeselliklerle dolu olan Kurumu ve Türkiye İş Bankası Ortak Yayını:
Amerikan İstanbul) sf. 41-64
kentsel sürdürülebilirlik yazını, operasyonel olma
/Anglo- arayışında aradığını, artık adeta sloganlaştırdığı Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) İmar Daire
Sakson bir kavramda bulmuştur: Derişik Kent. Başkanlığı, 1997, Ankara 2025 Metropoliten
karşı-kent- Batı, Dünya Savaşı sonrası otomobil çağıyla
Alan Alt Bölge Nazım Plan Çalışmaları (saydam
gösterimi), Ankara
selciliğidir. birlikte geniş coğrafyaya yaydığı ve aşındırdığı
geleneksel kentselliği yeniden kazanma uğraşı- Ankara Metropoliten Alan Nazım İmar Bürosu,
sında iken ortaya konan paradigma, gelişmekte 1977 Ankara Nazım Plan Şeması Raporu 1997-
olan ülke kentleri için de sorgulanmak durumun- 1990 (Yüksek Teknik Öğretmen Okulu Matbaa
dadır. Nitekim, Batının yaşadığı yakın dönem Atelyesi: Ankara)
hızlı kentsel büyüme, bugün birçok gelişmekte Bademli, R., 1999 Presentation in “1990 Sonrası
olan kentsel coğrafyada deneyimlenmektedir. Ankara’da Planlama ve Ankara’nın Geleceği, (Şehir
Gelişmiş kuzeyin son yarım yüzyıldır yaşadığı Plancıları Odası Yayını: Ankara) sf. 18-24
süreç, çıkarılması gereken derslerle doludur. Bu Barrett, G., 1996 “The Transport Dimension” in
anlamda yoğun kent bütününü, derişikliği ortadan The Compact City: A Sustainable Urban Form?
kaldıracak biçimde çevreselleştirmenin çözüm Eds M. Jenks, E. Burton, K. Williams (E & FN
olmadığı anlaşılmıştır. Spon: London) sf 171-180

PLANLAMA
6
Bu konudaki tartışma için bkz.: Günay, B., 2003 “Şehircilik: Bir Kültür Ürünü Üretme Sorunsalı”, Şehircilikte Reform, TMMOB
Şehir Plancıları Odası ve Mersin Üniversitesi: Ankara, sf. 1-17
2004/3

52
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı-BBI- TAU Genel Urban Form? Eds M. Jenks, E. Burton, K. Williams
Müd. İmar Proje Dairesi Bşk., Ankara Büyükşehir (E & FN Spon: London) sf 181-189
Belediyesi İmar Daire Bşk., 2004 1/50.000 Ölçekli
Fishman, R., 1989 Urban Utopias in The Twentieth
Güneybatı Ankara Metropoliten İmar Planı Plan
Century The MIT Press: Cambridge)
Notları
Girardet, H., 1992 The Gaia Atlas of Cities: New
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı-BİB- TAU Genel Directions for Sustainable Urban Living (Gaia
Müd. İmar Proje Dairesi Bşk., Ankara Büyükşehir Books Limited: London)
Belediyesi İmar Daire Bşk., 2001 1/50.000 Ölçekli
Ankar Nazım Planı Güneybatı Aksı Kısmi Revizyonu Gökçe, B., 2003, Presentation in “Ankara Üst Ölçek
açıklama Raporu Plan Sorunsalı- Teknik Toplantı (TMOBB Şehir
Plancıları Odası Ankara Şubesi: Ankara) sf. 10-35
Black, A., 1995 Urban Mass Transportation
Planning (McGraw-Hill: New York) Hall, P., 1990 Cities of Tomorrow: An Intellectual
History of Urban Planning and Design in The
Breheny, M., 1996, “Centrists, Decentrists and Twentieth Century, (Blackwell: Oxford)
Compromisers” in The Compact City: A Sustainable
Haughton, G., Hunter, C., 1994 Sustainable Cities
Urban Form? Eds M. Jenks, E. Burton, K. Williams
(Jessica Kingsley Publishers, London)
(E & FN Spon: London) sf 13-32
Kühn, M., 2003 “Greenbelt and Green Heart:
Burgess, R., 2000 “The Compact City Debate: A
separating and integrating landscapes in European
Global Perspective” in Compact Cities: Sustainable
city regions”, Landscape and Urban Planning 64,
Urban Forms for Developing Countries Eds. M.
19-27
Jenks, R. Burgess, (Spon Press, London) sf 9-24
Livingston, A. Ridlington, E., Baker, M., 2003 The
Burton, E., 2001 “The Compact City: Just or Just Cost of Sprawl: Fiscal, Environmental, and Quality
Compact? A Preliminary Analysis” Urban Studies of Life Impacts of Low Density Development in the
37, 1969-2007 Denver Region (Environment Colorado Research
Burton, E., 2002 “Measuring Urban Compactness in and Policy Center) http://www.environmentcolora
UK Towns and Cities”, Environment and Planning do.org/reports/costsofsprawl3_03.pdf
B: Planning and Design 29, 219-250 New Webster Dictionary and Thesaurus, 1992
Cervero, R., 1998 The Transit Metropolis: A Global (Lexicon Publications, Inc: Danbury, CT)
Inquiry (Island Prass: Washington D. C. Newman, P., 2001 “Planning Issues and Sustainable
Cervero, R., 2001 “Transportation Planning” Development” International Encyclopedia of
International Encyclopedia of the Social & theSocial & Behavioral Sciences (Elseiver Science
Behavioral Sciences (Elseiver Science Ltd) sf Ltd), sf 11479-11482
15873-15878 Newman, P., Kenworthy, J., 1999 Sustainability And
Cities: Overcoming Automobile Dependence (Island
De Roo, Miller, D., 2000 ”Introduction-Compact
Press: Washington, D.C.)
Cities and Sustainable Development” in Compact
Cities and Sustainable Development: A critical Newman, P., Kenworthy, J., 2000 “Sustainable Urban
assessment of policies and plans from an Form: The Big Picture” in Achieving Sustainable
international point perspective Eds G. De Roo, D. Urban Form Eds K. Williams, E. Burton, M. Jenks
Miller (Ashgate: Burlington) s: 1-13 (E & FN Spon: London) sf 109-120
Dil Derneği, 1998 Türkçe Sözlük-1, Dil Derneği Owens, S., 1986 Energy, Planning and Urban Form
Yayınları: Ankara Ankara, sf. 325 (London: Pion)
Evanson, N., 1979 Paris: A Century of Change, Richardson, W. H., Bae, C. C., and Baxamusa, M.
1878-1978 (Yale University Press) H., 2000, “Compact Cities in Developing Countries:
Assessment and Implications” in Compact Cities:
Ewing, R., 1997 “Is Los Angeles-Style Sprawl Sustainable Urban Forms for Developing Countries
Desirable?” American Planning Association Journal Eds M. Jenks, R. Burgess (Spon Press, London and
63(1), 107-126 New York) sf 25-36
Farthing, S., Winter, J., Coombes, T., 1996 “Travel Richardson, W. H., Gordon, P., 1999 “Is Sprawl
Behaviour and Local Accessibility to Services and Inevitable? Lessons From Abroad” Paper presented
Facilities” in The Compact City: A Sustainable PLANLAMA
at the ACSP Conference, Chicago 2004/3

53
Scheurer, J., 2001 Urban Ecology, Innovations in Van Til J., 1979 “Spatial form and structure in
Housing Policy and the Future of Cities: Towards a possible future: some implications of energy
Sustainability in Neighborhood Communities shortfall for urban planning”, American Institute of
(unpublished thesis), http://www.istp.murdoch.edu.au/ Planners Journal, July, 318-329
publications/projects/jan
Walker, B., 2003 “Making Density Desirable”,
Silberstein, J., Maser, C., 2000 Land-Use Planning
Green Futures, 40-
for Sustainable Development (Lewis Publishers:
London) http://www.environmental-center.com/magazine/
Smart Growth Network, 2002 Getting to Smart forumforfuture/greenfutures/3.pdf
Growth: 100 Policies for Implementation, http: Wirth, L., 1996 “Urbanism as a Way of Life” in The
//www.smartgrowth.org/pdf/gettosg City Reader Eds R. T. LeGates, F. Stout (Routledge:
Tekeli, İ., Güvenç, M., 1986 “Ankara Kenti Kentsel London and New York) sf: 89-197
Yoğunluk Yüzeyleri ve Gelişimi” Anakara 1985’den
World Commission on Environment and
2015’e Ed. ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
Çalışma Grubu, Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO Development (WCED), 1987 Our Common Future
Genel Müd.: Ankara) sf 149-153 (New York: Oxford University)

PLANLAMA
2004/3

54
Şehircilik ve Planlama
Tarihinden: Doktor Emin Bey ve
Edouard Joyant
Feridun DUYGULUER Şehir Plancısı,
Bayındırlık ve İskan

1
Bakanlığı,
9 uncu yüzyıl sonlarında, “şehircilik” mesleği öğretiliyor ve ağırlıklı olarak “bayındırlık Yüksek Fen Kurulu
Üyesi
terimi, Osmanlı dönemi yayınlanan kitap işleri” büyük şehirler için öğretilmesi gereken ders
ve dergilerde yer almış; akademik öğretide programlarının içeriğini oluşturuyordu.
de kullanılmaya başlamıştı.Yabancı ülkelerdeki
Bu özel okular içinde önemli bir yeri olan ve bir
uygulamaları kendi görgül yorumlarıyla anla-
“ekol” oluşturan Bayındırlık İşleri Özel Okulu
tan yazarların yanında, daha çok, tercüme eser
(ESTP- Ecole Speciale des Travaux Publics),
(özellikle dergilerde) sahibi yazarlar tarafından
Leon Eyrolles isimli mühendis tarafından 1898
“şehircilik” terminolojisi benimsenmişti. Bir
yılında kurulduğunda, ilk önce şehir altyapı
çok konuda olduğu gibi, şehirleşme tarihimizde
inşası ve işletmesiyle ilgili boşluğu doldur-
de “Fransız etkisinin” veya “Fransız ekolünün”
maya çalışmıştı. ESTP, teorik ve pratik konuları
önemli bir yeri vardı. Cumhuriyet döneminde de
“akılcı” ve “bilimsel” metodoloji ile ele alıken,
bunu görebiliyoruz.
geniş bir yelpazede, sağlık, politika, ekonomi
1924 yılında İstanbul belediye başkanlığına ve hukuk konularını da bayındırlık derslerine
atanan (1913 yılında ilk defa İstanbul’da bele- eklemlemişti.
diye seçimleri yapılarak seçilmiş belediyecilik
Daha sonraları 1910’larda, “şehir mühendisliği”
uygulaması yapılmak istenmişse de, bundan
ve “planlama” içerikleriyle dersler ilave oldu-
çabuk vazgeçilmiş, şehremini ve daire müdür-
ğunda, “mühendis-mimar” ifadesiyle yeni bir
lerinin atanması usulü sürdürülmüştür) Operatör
profesyonel meslek dalına da öncülük edildi. Kent
Doktor Emin Bey, 1926 yılında “ŞEHİRCİLİK”
bütünlüğünün öğretilmesi için benimsenen ders
isminde iki ciltlik kitabı yayınladı. Bu kitap bir
programlarındaki ana yaklaşım, artık “mühendis-
tercüme eser olarak Fransız ekolünün ülkemize
mimar” denilecek olan meslek sahibinin, parsel
aktarılmasını amaçlarken, kentlerimiz için örnek
boyutundan ve apartman bloğunun dar sınırların-
alınabilecek idari, teknik, estetik ve mevzuat
dan kurtarılıp, polimorfik ve çok-işlevli çevrenin
konularında oldukça kapsamlı bilgiler ve uygu-
oluşumunu yönlendirmesiydi.
lama örnekleri içeriyordu.
Kitabın açıklanmasına geçmeden önce, Fransa ile Dersler ve kitaplar “bütüncül şehir planlama
ilgili bilgi vermek yararlı olacaktır. metodoloji” ile donatılırken, Fransız Mimar-
Şehirciler Birliğinin (SFAU) de kurucularından
19. yüzyılın ikinci yarısında Fransız şehirciliği, olan Marcel Auburtin tarafından “şehircilik”
memurların ve kıdemli mühendislerin eliyle dersi bir disiplin olarak verilmeye başlanmıştı.
yürütülüyordu. Yeni yüzyıl ile birlikte, ara meslek 1911 de kurulan SFAU daha sonra 1919 da Fran-
teknisyenler de bu konuya dahil oldular. Devlet sız Şehirciler Birliğine (SFU) dönüştü ve halen PLANLAMA
okullarının yanında özel okullarda da mühendislik devam etmektedir. 2004/3

55
Gene aynı yılda yayınlanan ve baş yapıtlar-
dan olan Camillo Sitte’den tercüme, “ŞEHİR
MİMARİSİ” (Der Stadtebau); 1927 yılında
almancadan özetleme olan, Berlin Hutte Akede-
misinin meslek kitabı, “ŞEHİRLERİN İNŞASI
VE İSLAHI” (Stadtebau und Hochbau) isimli
yapıtlar, diğer osmanlıca meslek kitaplarıdır.
Yeni harflere henüz geçilmemişti. Harf Devrimi
1928 tarihlidir.
Joyant’ın kitabını tercüme eden Operatör Doktor
Emin Bey, 1926 yılı itibariyle, iki yıllık İstanbul
Belediye Başkanı idi ve başkanlığı 1928’e kadar
sürmüştür. Ankara 1923 yılından beri başkent
olduğundan, artık İstanbul’un önemi azalmıştı.
İstanbul hem nüfus azalması yaşıyor, hemde
ikinci plana düştüğü için ihmal edilmiş büyük
kent sürecinin içinde bulunuyordu. İstanbul,
tarihinde ilk defa dışarıdan (şehre ilşikin çoğu
karar Ankara’dan alındığından) yönetilmeye baş-
lanılmıştı. Emin Bey’inde etkinliği, kanalizasyon
ve su sorunlarının ele alınması yanında, hastane
(doktorluk mesleği nedeniyle) eksikliklerinin
giderilmesi gibi işlerle ilgiliydi.
Belediye Başkanı Emin Bey, serbest doktorluk
mesleği yanında, çok yönlü ve farklı konularla
da ilgili bir kişiydi. Milletvekilliği yapmış; Milli
Mücadelede haberalma işlerinde çalışmıştı. Bir
ara satranç dergisi de çıkarmıştır. Fransa’ya git-
tiğinde edindiği Joyant’ın kitabını tercüme etti-
ğinde, iki cildin de başlangıcına kendi ifadesiyle
ithaf ve önsöz bölümleri ekledi.
Auburtin’den sonra ,1920 de şehircilik dersinin Şimdi özetle iki ciltlik kitaba bakalım:
sorumluluğunu Edouard Joyant (1872-1954) Birinci cilt, “ŞEHİRCİLİK –Birinci Kitap”:
üstlendi. Fransız Şehirciler Birliğinin önemli içinden aşağıya aktardığım:
üyelerinden olan Joyant, kendi ülkesinde ve
ayrıca Fas şehirlerinde bayındırlık (büyük Zamanın Başbakanı İsmet İnönü’ye hitaben:
altyapı) ve bina inşaatları programlarında yer “ Savaşın ve barışın asıl tarihçisi... Başbakan
aldıktan sonra, ESTP’de üstlendiği şehircilik İsmet Paşa Hazretlerine” ifadesiyle başlayıp,
dersleri için müfredat geliştirmeyi mesleki amaç “Anavatanın....en kenar köyünden en büyük
olarak benimsedi. Şehirciliğin teknik detayları ve şehrine kadar kurtarılmasını ve imaretini
“şehir planlaması” konularında ders programları hedefliyen zatıalilerine...... Paris’in, şehircilik
oluştururken, 1923 de, osmanlıcaya da çevrilen, bakımından nasıl geliştiğini açıklayan bu eseri
“Traite d’Urbanisme” isimli iki ciltlik kitabı ithaf ile.....manevi görevlerimden birini yerine
hazırladı ve okulun kurucusu Leon Eyrolles getirirken.......büyük şehirlerimizin düzenlenme-
tarafından da kitap yayınlandı. sine katkı sağlıyacak bu iki ciltlik eseri tercüme
Osmanlıcaya “ŞEHİRCİLİK” olarak tercüme etmekte fayda gördüm” şeklinde ithaf bölümü
edilen kitap 1926 yılı itibariyle, ülkemizde sonlanmaktadır.(Eski Türkçe kelimelerin yerine
PLANLAMA
2004/3 yayınlanan ilk mesleki kitaplardandır. yenileri kullanılmıştır)

56
171 sayfalık kitabda, önsöz (mukaddime) olarak:
özetle..
“Hükümet tarafından bana belediye başkanlığı
görevi verildiğinde,... belediyecilik ilmi bakımın-
dan ne kadar fakir olduğumuzu görmüş.......ve bu
alandaki eksikliğimizi Paris Belediyesinin mali
ve idari konulardaki kıymetli bir kitabını tercüme
ettikten sonra, şehircilik isimli kitabın tercüme-
sine başladım.” ifadesiyle, devamla, görevinin
çokluğu nedeniyle zorlandığını belirterek, ken-
disine Fransızcadan tercüme konusunda yardımcı
olan iki beyefendiye de teşekkür etmektedir.
Birinci cildin içindekilere gelince:
- Umumi Yolların Düzenlenmesi
- Adacıklar
- Yol Ağızları
- Umumi Meydanlar
- Bahçeler ve Parklar
- Şehirlerin mahalleleri
- Sirkülasyon (dolaşım)
- Taşımacılık
- Şehirlerin yüzölçümü
- Kanunlar ve düzenleyici metinler
- Düzenleme planının hazırlanması
olarak sıralanan onbir bölümde, bir kenti mey-
dana getiren parçalar anlatılırken, yasal konular
ve planlama tekniği hakkında bilgiler verilmek-
tedir.
İkinci cilde baktığımızda, “ŞEHİRCİLİK–İkinci
Kitap” isimli eserden aktardıklarım:
Önsözde (mukaddime), Emin Bey, yaptığı ter- Rabat, Kenitra, Petitjean, Fes, Meknes ve Marekeş
cümeden dolayı memnuniyetini belirtip, Paris’in şehirleri ile ilgili teknik ve planlama ayrıntıları
şehir düzenini vurgularken, ikinci cildi, kendisine verilmektedir.
destek olan zamanın Milli Savunma Bakanı Recep
Bu şehirler anlatılırken, ortak konular olarak
Peker’e ithaf etmektedir.
özetle aktarabileceğim:
112 sayfalık ikinci cildin içinde, Joyant’ın gittiği
- Şehir düzenleme planı
ve görev aldığı Fransa ve Fas şehirleri oniki bölüm
ile sıralanmakta ve uygulamalara ait bilgiler veril- - Gelecek için gelişme planı
mektedir. Fransa’nın Paris. Lyon, Lille, Strazburg, - Plan yarışmaları
Reims ve Belfort şehirleri ayrı ayrı anlatılırken, - Köy planı esasları
“bahçe şehirler” başlıklı bölümde, “site jardenin
- Yerleşme yoğunluğu
usul ve esasları” ve “site jardenin tarifi” anlatıl-
makta; konut yoğunlukları verilmekte ve bahçe - Sıhhi düzenleme
şehirlerin inşaatına ait teknik açıklamalar yapıl- - Avrupalıların arazi taksimi
maktadır. Ayrıca, Fas ülkesi ile ilgili, Kazablanka, PLANLAMA
- Fas Kanunlarında şehircilik konuları
2004/3

57
burada resmedilirken, osmanlıca yazılı kapağın da
transkripsiyonu yapılmıştır.
(Osmanlıcadan aktarma ve yenileştirme yazar
tarafından yapılmıştır).

Yararlanılan diğer kaynaklar:


--VACHER, H.- “Building the modern city: planners
and planning expertise at Leon Eyrolles Speciale
des Travaux Publics, 1898-1939”, Planning
Perspectives, 17 (2002), pp 41-59
--Akşam Gazetesi-19.01.2004, “Doktor Başkanların
Özel İcraatları”
--İstanbul Belediyesi web sitesi-www.ibb.gov.tr
--Türkiye Satranç Federasyonu web sitesi-
www.tsf.org.tr

- Mahallelerin ayrılması ve düzenlenmesi


- Ulaşım şebekesi ve sokaklar
- Yeraltı(metro) şebekesi
- İnşaat nizamları
- Konut tipleştirmeleri ve konut idaresi
- Belediye teşkilatı
başlıkları ile şehircilik ve planlama bilgileri,
birinci cilde göre, daha çok uygulama ayrıntıla-
rıyla açıklanmaktadır.
Cumhuriyet dönemi başlarında yayınlanmış olan
Emin Beyin tercüme kitabının(1926 tarihli) ve
PLANLAMA
2004/3 Joyant’ın orijinal eserinin(1923 tarihli) kapakları

58
Kentsel Değişimin Kent
Kimliğine Etkisi

Ali ULU*, İlknur KARAKOÇ** * Yrd. Doç. Dr.,


Şehir Plancısı,

Ü
Anadolu Üniversitesi
lkemizin yaklaşık olarak son iki yüz yıldır liğini sevimli, sempatik bir sunum içerisinde, Mimarlık Bölümü,
toplumsal, son yüz yıldır ise mekansal karşı tarafın gönüllü istemi ile kurmaktadır (son Eskişehir
olarak bir değişim sürecinde olduğu açık- yıllarda kentlerde toplu taşımda dış sermaye des- ** Mimar, Büyükşehir
tır. Osmanlıda batılılaşma adı altında başlayan bu tekli tramvayların kentleri istila etmesi, yabancı Belediyesi, Bursa
değişim Cumhuriyetle birlikte çağdaşlaşma olarak markalı alışveriş merkezleri vb). Bu etkileşimin
içerik değiştirmiştir. Bu süreç günümüze kadar siyasi boyutunu oluşturan dışa - bağımlılık (öz
kültürel değişimle birlikte etkilerini sürdüre dışı) olgusu, kent mekanlarımızın oluşumunda
gelmiş ve beraberinde kentlerimizi de mekansal da doğrudan karşımıza çıkmaktadır. Özellikle
olarak değişim sürecine sokmuştur. 1945 sonrasında gelişim gösteren kentsel mekan
Günümüzde dünyada yaşanmakta olan küresel- dokularının tek düze oluşması beraberinde tek
leşme olgusu, gelişmekte olan ülkeleri ve üçüncü kültürlülüğü getirmektedir. Kentsel mekanda
dünya ülkelerini etkisi altında tutmakta ve top- modernist ve hatta post-modernist yaklaşımlarla
lumların ekonomik, sosyal, kültürel yaşamlarını oluşan benzeşik yapılara karşın, 1970’li yıllarda
gelişmiş ülkelerin ekonomik amaçları doğrultu- kentsel kimlik kavramı ile birlikte “yerellik, gele-
sunda dünyayı biçimlendirmeye çalışmaktadır. nekselcilik ve korumacılık” gündeme gelmiştir.
Dünya ekonomisini elinde tutmaya yönelik hızla Genel olarak kimlik kavramı, canlılar ya da
etkisini artıran küreselleşme süreci, sonuçları nesneler için ayırt edici, farklılığı yaratan
itibarıyla yaşam mekanlarımızı ve mimarimizi, özellikler olarak tanımlanabilir.2 Aynı zamanda
dolayısıyla da kentlerimizin kimliklerini, kaçı- kimlik kavramı, benzerler arasında kıyaslamayı
nılmaz biçimde etkilemektedir. getirir ve benzerine göre sahip olunan ayırt edici
İnsanoğlu tarih boyunca tarım, din ve sanayi- özellikleri ortaya koymaktadır. Kentler ve mimari
nin egemen olduğu sivil toplumların bir üyesi ürünler açısından kimlik ve kentsel imge olgusu,
olmuştur. 21. yüzyılda ise insanoğlu iletişim ve öncelikle görsel boyutuyla ön plana çıkan, ayrıca
etkileşim süreci içerisinde varlıklarını sürdürmek- doğal, coğrafi, kültürel ürünler ve sosyal yaşam
tedir. Tarihin her döneminde, güçlünün güçsüze normlarını da kapsayan çok geniş bir tanımı
hakim olması şeklinde yaşanmış olan emperya- içermektedir. Kentsel kimlik ve buna dair kentsel
list süreçler; sayıya, silaha, tekniğe, bilene bağlı imgeler kent mekanı içerisinde uzun bir süreçte
iken günümüzde ekonomik güce bağımlı ortaya ve bazen çok farklı bileşenlerden oluşmaktadır.
çıkmaktadır.1 Toplumlar üzerindeki egemen- Kentsel imgeler kentte yaşayanlar açısından

1
Gündüz, O., Taner, T., (2001), “Küreselleşme sürecinde Türk kentlerinin Kimlik sorunları ve İzmir Örneği”. PLANLAMA
2
Robins,K.,Morley,D., (1997), “Kimlik Mekanları”. 2004/3

59
ekonomik olarak gelişmiş toplumlar söz konusu
sosyo-kültürel değerlerini kentlere yansıtmak
için “yerellik, gelenekselcilik ve korumacılık”
anlayışını ön plana çıkartarak toplum içerisinde
en üst düzeyde benimsenmesine yönelik projeler
geliştirmektedirler. Örneğin, Venedik’ in kanalları,
Paris’ in sarayları, tarihi müze yapıları, katedral-
leri ve Eiffel kulesi tarihle bağları olan kentlere
kimliklerini veren değerler olarak dünya toplu-
munun sergisine sunulurken, Hong Kong ve New
York’ un gökdelenleri bulundukları kentlerin eko-
nomik açıdan önemli öğeleri olmalarının yanısıra
ana kimlik öğeleri olarak da ziyaretçilerin çekim
Münih Olimpiyat Stadı 1998 odaklarıdırlar. Zaman içerisinde kentin geçmişe
bağlı kimliklerinin yanısıra dünya ekonomi paza-
rında yer almaya yönelik oluşturulan ekonomik
uğruna özveride bulunulabilecek ortak değerler- merkezler kentin kimliğinde etken olmakta ve
den oluşturmakta ve kuşaklar arasında söz konusu pazara sunulan bir ürün olarak ziyaretçiler için
bu değerler süreklilik göstermektedir. sergilenmektedir. Dünya pazarına hizmet eden
ekonomik girdi sağlayan merkezler konumun-
Aydınlanma dönemini tamamlamış sanayileşmiş daki bu alanlar ilgiyi çekmek amacıyla mevcut
ekonomik olarak güçlü batı toplumlarının kent- öğeler için farklı sunumlar yapılabilmekte, diğer
leri ile bu süreci halen sürdürmekte ve gelişmekte yandan ilgiyi arttırmak için yeni ilginç çekim
olan ülkelerin kentlerinin kimlik oluşumlarını noktaları, yeni kimlik öğeleri yaratılmaktadır.
ve özelliklerini karşılaştırırken dikkatli olmak Örneğin dünya pazarının küreselleşmesine bağlı
gerekmektedir. Belirli ekonomik, sosyal ve kül- olarak bir spor kompleksi olan Münih Olimpiyat
türel düzeye ulaşmış, dengeli büyümeye sahip köyü ve Paris’teki ekonomik merkez olan La
gelişmiş batı toplumu kentlerinin sabitlenmiş Defence bölgesi Avrupa’da ekonomik ve sosyal
nüfusları, kentin sahip olduğu doğal, kültürel ve aktivitelerin bir mekansal ürün olarak ziyaretçiler
mimari değerleri kolaylıkla benimseyip, ortak için dünya pazarına sunulmaktadır.
değere dönüştürebilmesine olanak tanımaktadır.
Bunun yanısıra oluşan kentsel dokuları yabancı Ülkemizde kentlerimizin kimlik altyapısını,
ziyaretçilere pazarlamakta ve bundan da büyük Anadolu yarımadasındaki yaklaşık 5 bin yılı
ekonomik girdi sağlamaktadırlar. Bu süreçte, bulan sivil yaşamın oluşturduğu farklı ve zengin
kültürlerin karşılıklı etkileşimleri ile birlikte
özellikle son sekiz yüz yılı aşan Osmanlı dönemi
oluşturmaktadır. Tarih boyunca, ülkemizde
kentsel mekan oluşumunda, sosyal yaşam ile
bütünleşen, toplumun kısıtlı olanaklarına akılcı,
yaratıcı çözümler içeren, ancak yaşam biçimleri
ve teknolojiden yararlanma açısından, zaman
içerisindeki dönüşümleri ağır seyreden, köklü
olmayan uygulamalar süregelmiştir. Özellikle
dönemin üretim mekanizmalarına ayak uydura-
mayan Osmanlı İmparatorluğu’nun 20. yüzyılın
başlarında çökmesinin yanısıra sanayi devrimini
yaşamamış olan Türk toplumu, kültürel aydın-
lanmayı da gerçekleştirememiştir. Bu dönemden
sonra Atatürk’ ün topluma biçtiği çağdaş kimlik
PLANLAMA anlayışı 1923- 1945 yılları arasında toplum tara-
La Defence/Paris 1998
2004/3 fından bir yaşam biçimi olarak benimsenmiştir.

60
Ancak ülkemizde İkinci dünya savaşından sonra oluşturmaktadır. Bu da beraberinde öncelikle
kentin ve kente dair her objenin talan edildiği kentsel yaşam alanında bulunduğu mekanın kul-
dönem başlamasıyla birlikte ulusal kimlik anlayışı lanımında kır yaşamı sergilemesini getirmektedir.
ve arayışı sona ermiştir. Günümüzde de kentleri Diğer bir sorun ise göç eden kişilerin yaşadıkları
etkisi altına alan bu süreç devam etmektedir. çevreye yakın ortak kullanım alanlarını amacı
dışında kullanmaya yönelmeleridir. Bunların
1923 yılı ile geniş çaplı kentleşme süreci yaşa-
yanı sıra kent kimliğinde ve değerlerin yok edil-
maya başlayan ülkemiz kentlerin merkezden
mesinde en önemli ve etkin olarak kullandıkları
kontrollü sanayi ile birlikte büyümesini sağlar-
yöntem ise kentsel yenileme olgusundaki yapı-
ken kentlerin yeni kimliklilerinin ve değerlerinin
laşma biçimini değiştirerek yenilemeyi amaçları
oluşmasına neden olmuştur. Özelikle bu dönemde
doğrultusunda rant ekonomisine dönüştürmeleri-
ön plana çıkan idari merkez olarak Ankara, sanayi
dir. Kent yapısında göç olgusu ile yer alan farklı
kenti olarak Eskişehir, Bursa, Zonguldak vb.
sosyal tabakaların kentlerin mekansal yapılarını Günü-
kentler kimliklerini kısa dönemde değiştirmiştir.
Ancak 1950 sonrasında kırdan kente göç ile gelen
nasıl değiştirdikleri ortaya çıkmaktadır. Kent- müzde,
lerde var olan sosyal yapının değişmesi ile bir-
büyük kitlelerin kentlerde yer alması ile oluşan kır ülkelerin
likte en üst kademelerde yer alan sosyal gruplar
kültürü, mevcut kent kimliğini oluşturan yaşam kimliklerine
merkezden dışa doğru yer alması gerekirken,
tarzını ve mekan kullanımını değişime uğratmak-
tadır. Bu aşırı nüfus artışı mevcut kentleri bir anda
ekonomik eylemlerdeki farklılaşma ile kentte ilişkin yargı-
yer alan her sosyal grup iç içe oluşmaktadır.4 Bu lar, küresel
mekansal olarak hazırlıksız yakalamakta ve oluşan
da beraberinde kent kültürünün ve kimliğinin
talepleri karşılayamaz duruma düşürmektedir. Bu
farklılaşmasına bağlı olarak değişmesine neden düzeyde
durum kentlerde ciddi boyutlarda konut sorunu
yaşanmasına ve kentsel yenileme işleyişinin hız-
olmaktadır. Böylelikle kentte aynı mekanda yer iletişim
lanmasına yol açmaktadır. Bu süreç hızlanarak
alan bireylerin ortak kimlik ve değer arayışlarına sistemine
neden olmaktadır.
kentleşme sürecindeki kentlerde kültürel yapının hakim olan
değişimine ve bunun mekana yansımasına neden Kentlerdeki bu hızlı dönüşüm toplumsal alt gelişmiş batı
olmaktadır. Bu değişim kentlerin oldukça disip- yapının yetersizliği, gerekli koşulların tam
linsiz gelişim göstermesine ve kentsel değerlerin olarak oluşamaması ve kentlere göç olgusunun ülkelerinin
koruma gereksinimlerinin gözardı edilmesine bu eksiklikleri tetiklemesi ile birlikte günümü- ve batının
neden olduğu gibi sağlıksız kent gelişmesi zün sosyal ve politik yaşamındaki karmaşanın normları ile
sürecini de beraberinde getirmektedir. Bu süreç temeldeki kaynağıdır. Bu durum yaygın biçimde
günümüzde de hızlanarak tüm kentlerde kültürel günümüz kentlerinde fiziki imkanlarındaki
oluşmakta-
yapının değişimine ve bunun mekana yansımasına çelişkiyi, yozlaşmayı ve kişiliksizliği oluştur- dır.
neden olmaktadır. maktadır. Kentlerimizdeki bu kültür yozlaşması
kimliksizleşmenin temel kaynağı halinde ortada
Kentleşme sürecinde ekonomik nedenlerle kırdan
durmaktadır. Günümüzde, ülkelerin kimliklerine
kente göç eden bireylerin öncelikle mevcut kent
ilişkin yargılar, küresel düzeyde iletişim sistemine
yapısı içinde emildiği ve kapasite fazlası göçlerde
hakim olan gelişmiş batı ülkelerinin ve batının
ise kentin dışına doğru taşarak gecekondulaştığı
normları ile oluşmaktadır. Batının Türkiye ve
görülmektedir.3 Öncelikle mevcut kent yapısı
diğer gelişmekte olan ülkeler için biçmiş olduğu
içinde emilen nüfus, kent içinde sosyo-ekonomik
kimlik değerlerinin, geçmişteki ilişkilerin ve
yönden farklılıklar göstermektedir. Bu farklılık,
deneyimlerin tek yönlü algılanmasının sonucunda
kentte öncelikle sosyo-ekonomik yapıda kültürel
ortaya çıkmaktadır.
özelliği doğrultusunda yaşam biçimi oluştur-
makta, dolayısı ile kırsal nüfus oranı asimilize Özellikle gelişmiş kapitalizmin kentleşme süre-
edilemeyecek boyuta ulaştığında ise kentin sosyo- cinde, kent mekanını oluşturan fiziksel çevrenin
kültürel yapısında ve kentsel mekanda sorunlar önemi azalırken, küreselleşme ile birlikte belirli

3
Baransu, B., (1987), ”Türkiye’de Şehirsel yenileme planlamasında uygulanabilecek bir yöntem araştırması”
4
Ergen, Y.B., (1998), “Kentleşme sürecinde kültürel yapının kentsel mekana yansıyışı ve Yozgat kentsel yerleşiminde oluşturduğu PLANLAMA
sorunlar”. 2004/3

61
Eskişehir Porsuk Çayı 1985

Kentler
son 20 yıl
içerisinde Venedik 1999

birbirleri
ile yarışan bir teknolojik-ekonomik gelişmeye bağlı olarak
bir işletme kentsel mekanın sosyal karakterini öneminin art-
gibi örgüt- maktadır.5 Haberleşmenin gelişmesiyle birlikte
daha hızlı değişen küreselleşme çok farklı kültü-
lenmekte,
rel yapıları yok etmekte ve tek bir kültürel yapı
kent işlevi oluşturmada önemli gelişmeler sağlamaktadır.
bir işletme Ancak gelişmiş toplumlar bu değişim sürecine
olarak Eskişehir Porsuk Çayı 1985 hazırlıklı oldukları için kısmen yerel içerikte
verimlilik karakterlerini koruyabilmiş ve gelecek kuşaklara
taşıyabilmek için hazırlıklarını tamamlamışlardır.
ve kar
Ancak yerele ait kültürel faktörlere karşın, piyasa
sağlamaya kavramı içinde küreselleşmeyle birlikte giderek
dönüşmek- ağırlık kazanan ekonomik güç ve işlevsellik
tedir. kentsel mekandaki kimlik anlayışında karmaşık
ilişkilerin oluşmasını beraberinde getirmektedir.
Geçmişten günümüze kentin üretmiş olduğu
kültürel değerlerin modern ile birlikte gelenek-
sel çerçevede değerlendirirken oldukça hassas
olunması gerekmektedir. Öyle ki Eskişehir
kentindeki örnekte olduğu gibi kenti ikiye bölen
Eskişehir Porsuk Çayı 2004 Porsuk Çayı 1300’lü yıllardan itibaren kullanım
açısından çevresi ve yerleşimde yaşayanlarla
bütünleşirken 2000 yıllara gelindiğinde modern-
leşme adına ıslah edilmektedir. Bu çalışmalar
esnasında yine modernleşme adına yeşilden ve
doğal yapısından arındırılan Porsuk çayı, motorize
bir yapıya dönüştürülerek kamunun kullanımına
sunulmaktadır. Ancak ülkemizde Eskişehir örnek-
teki gibi geleneksel doku yok sayılarak kente ait
imgesel değerler yok edilerek modernite aranır-

PLANLAMA
2004/3 Paris-Seine Nehri 1998 5
Castells,M., (1997), “Kent, Sınıf, İktidar”.

62
Bursa Fomara Meydanı ve Ulu Cami Görünüşü 2004

ken, geleneksel değerlerin turizm girdisi olarak


ekonomik değerlere dönüştürülmesi esnasında
kültürel değerlerin korunarak yerel kimliklerin ön
plana çıkartıldığı Venedik ve Paris gibi örneklerde
küreselleşen dünyada yerlerini almaktadırlar.
Kentlerin işlevsel özellikleriyle birlikte oluşan
gelişim süreçlerinin gelişen ekonomik dina-
miklere ve güçlü aktörlere bağlı olması ve
bu mantığa göre gelişim göstermesi, ‘kentsel
imgeleri’ de büyük ölçüde farklılaştırmakta
ve değiştirmektedir. Örneğin Bursa Ulu Cami
silueti ile Bursa kentini uzun yıllar etkilemesine
rağmen günümüzde değişen kentsel değerler ile
Bursa Fomara Meydanı’nda yükselen ofis yapıları
Ulu Cami ile aynı perspektif içerisinde yarışmakta
ve ekonominin kent üzerindeki gücünü simgeler
hale gelmektedir.
Diğer yandan geleneksel doku içerisindeki Türk
Sokağı günümüzde etkileşim ve değişim sürecinde Eskişehir Odunpazarı Beyler Sokak

gelişmiş dünyanın her hangi bir noktasında bulu-


nabilecek sıradan bir caddeye dönüşmektedir. Bu
dönüşüm kent kimliğinin fiziki, sosyo-ekonomik
ve demografik yapıya bağlı olarak değişmesine
neden olmaktadır. Öyle ki sokaklar günümüz tek-
nolojisini de kullanarak modernleşmekte ancak
insana yabancılaşmaktadır.
Küreselleşen dünya ekonomisinde özellikle
ayrıcalıklı işletmecilik araçları haline gelen kent
yönetimleri ve onların etki alanları olan kentler bir
güç ve rant aracı olarak görülmektedir. Kentler son
20 yıl içerisinde birbirleri ile yarışan bir işletme
gibi örgütlenmekte, kent işlevi bir işletme olarak
verimlilik ve kar sağlamaya dönüşmektedir. Kent- PLANLAMA
lerin bir işletme olarak algılanması ve işletmecilik Eskişehir Odunpazarı İki Eylül Caddesi 2004/3

63
Doğal taş- Safranbolu Kesme Taş- Bursa/Muradiye Asfalt baskı döşeme- İstiklal Cd.

ilkeleri ile planlanması, kentsel kimliklerin ve benzerdir. Kentte yaşayanların kent kimliklerini
onları oluşturan kentsel imgelerin giderek hızla oluşturan değerler bu mekanların kentli tarafından
tahrip edilmesine, içeriklerinin farklılaşmasına, kullanılması değil, alanın ne amaçla kullanıldığına
yada içeriksizleşmesine neden olmaktadır. Türk yönelik oluşturduğu isim imajıdır (Laila, Hayal
kent sokağından bulvarlara dönüşen sokaklar, Kahvesi gibi eğlence mekanları veya Migros, vb
tarihi dokular içerisinde yıkılarak oluşturulmaya alışveriş mekanları). Bu türden tanımlamalar
çalışılan Rönesans meydanları, kültürümüzle hiç uzun dönemde mekanın toplumsal değerinden
bağdaşmayan kent mobilyaları, vb. bu değişim uzaklaşmasına ve kişiselleşmesine neden olması
sürecinde kentlerimizde sıkça görmekte oldu- açısından oldukça sakıncalıdır. Kentlinin büyük
ğumuz örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. bir bölümüne ait olmayan bu türden tanımlama-
Diğer yandan geleneksel doku içerisinde yer lar yerelde kent kimliğinin oluşmasında ne denli
kaplaması olarak kullanılan Arnavut kaldırımı etkili olduğu başka bir tartışma konusudur.
olan doğal taş döşeme yerini günümüzde yapay
Küresel kültür ile kentlerimizi etki altına alan diğer
kesme taşlara ve baskı beton/asfalt uygulamala-
bir fiziksel değişim ise ulaşım ilişkileridir. Kentle-
rına bırakmaktadır. Sokak kaplamasındaki öze ait
rimizde sokak ve ulaşım ilişkisinin mekanda deği-
kimlik değişime uğramakta, günümüzde bölgesel
şim göstermekte olduğu oldukça açıktır. Sanayi
ve kültürel olarak değişim göstermeyen tek düze
devrimini yaşamamış toplumumuz dolayısı ile
ve her yerde kullanılabilecek bir kaplama çeşidine
kentlerimiz mevcut kent dokuları üzerine araç
dönüşmektedir.
ölçeğini giydirmek için elinden gelen çabayı sarf
Diğer yandan günümüzde kentin geçmişiyle etmektedirler. Türk kentinin en önemli özelliği
bağlantılı olarak var olan kullanım değerleri göz olan ve dönemi içerisinde etkin olan yaya ulaşımı
ardı edilerek değişim değerleri bir ticari ürün ve sirkülasyonu 1950’lere kadar komşuluk birimi
olarak ön plana çıkmaktadır. Kentin ve kentlinin ve mahalle oluşumunda oldukça etkin olarak süre-
ürettiği geçmişle ilintili kent dokularının zaman gelmiştir. Bu tarihlerden itibaren mevcut dokula-
içerisinde ranta dönüştürülmesi kent içerisinde rın içlerine kadar sokulan bulvarlar günümüzde
tecritli mekanların oluşmasına ve değerlerin para motorlu taşıt için önemlerini yitirmekte tekrar
ile ölçülür hale dönüşmesine neden olmaktadır. yaya mekanı olarak dönüştürülmektedir. Ancak
Öyle ki kentlerimizde bölünmüş, tahsis edilmiş, bu değişim kültürel bağlamda ele alındığında
kiralanmış, doğrudan yada dolaylı olarak girişleri her konuda olduğu gibi kentlerimize dışarıdan
yasaklanmış veya kontrollü girişlerin olabildiği getirilen bir anlayış olarak ortaya çıkmaktadır.
kentsel dokular karşımıza çıkmaktadır. Bunların Diğer taraftan küreselleşmenin, haberleşmenin
en güzel örnekleri olarak sokaklarda oluşmuş alış- ve diğer değerlerin etkisi altındaki kentlerdeki
veriş merkezleri, kaldırım üzeri kafeler, kamusal sokaklara bakıldığında en tipik örnekler otomobil
PLANLAMA alandan dönüştürülmüş eğlence merkezleri, yolu ile harekete bağlı kılınan mekanların yaya-
2004/3 güvenlikli ve korunmalı konut yerleşimleri ve laştırılmaya dönüştürülmesi ve her büyüklükteki

64
kentin mevcut dokusu içerisinde hafif raylı veya
tramvay taşımacılığının yer almaya çalışması
değişen kent imajında önemli yer tutmaktadır.
Özellikle 20. yüzyılın başlarında kent dokuları ile
uyumlu olarak planlanmış Tramvay, günümüzde
modern ulaşım aracı olarak bize ve kentlerimizin
birçoğuna yapay bir ortamda uluslararası sermaye
tarafından sunulmaktadır. Tramvay fonksiyonel
olarak insanlara hizmet etmektedir. Ancak raylı
taşımacılık insan ölçeğinin dışında hızı kontrollü
veya tecritli yol güzergahı ile mevcut kent doku-
larındaki yol kesitlerine uyum göstermediği gibi
kent sokaklarına da kentsel imge açısından yeni
değerler getirmektedir.
Ayrıca, kent sokaklarının kullanıcılar için güven-
siz ve tanımsız hale gelmesi, kaldırım üstlerine
park edilmiş, sıkışmış bir trafik ve bozuk yollarda İstanbul İstiklal Caddesi 1930
son model ve çok pahalı otomobillerin varlığı,
ülkemizdeki denetim dışı kentleşmenin sokaklara
yansıyan görüntüsü olarak ortaya çıkmaktadır.6
Ayrıca günümüzde aynı kentsel doku içerisinde
son teknolojilerle yapılmış lüks binalar ile birlikte
gecekonduların yan yana yer alması yeni kent
kimliklerinin ve imajlarının oluşmasında etkili
olduğu görülmektedir.
Kent kimliklerinin ve değerlerinin güç kaybet-
mesi ile birlikte ortaya çıkan diğer bir sorun,
kişilerin kimliklerinin ön plana çıkması ve önem
kazanmasıdır. Bir yanda insanların kent içindeki İstanbul
kişisel değerlerine (işyerlerine, konut, araba) İstiklal
gösterdikleri özen ve harcamalar artarken, diğer Caddesi
2003
bir yanda sömürdükleri kentsel değerler çökmekte
ve kentsel mekanlar tanımsız, kimliksiz kentsel
çöküntü mekanlarına dönüşmektedir.
Günümüzde Kentiçi Ulaşımda Tramvay
Sonuç
Küreselleşme olgusunun gelecekte kente yönelik
dönüşümlerinin ve seçeneklerinin neler olduğunu
tam kestirmemiz mümkün değildir. Ancak küre-
selleşmenin giderek yaygınlaştırdığı tek tip yaşam
düzeni oluşturmaya yönelik siyasi etkileri hem
ekonomik, hem de sosyal yaşantımızı olduğu
kadar tüm yerleşim birimlerimizi, kentlerimizin
kimliklerini ve onları oluşturan kentsel imgeleri
de hızla tüketmektedir. Kentte var olan, geçmişle

6
Bilgin,İ., Boysan,B., (1996), “Meydanların varoluşu ve yok PLANLAMA
oluş nedenleri”. 2004/3

65
bağlarımızı kuran kentsel dokularımız ve mimari birlikte “yeni kimlikler ve imgeler” kazandırmaya
örneklerimiz bu süreç içerisinde hızla elden yönelik uygulamalara geçilmelidir. Ancak, kent
çıkmakta yerellik ve yerel değerler adı altında kimliklilerinin ve imgelerinin tekrar oluşturul-
uluslararası sermayenin de desteklediği mimari masında getirilecek önerilerde modacı ve taklitçi
kitschler tüm kentlerimizi sarmaktadır. Ancak olmayan, akılcı rasyonel çözümlere yer verilmesi
söz konusu bu üslup 1950’lerden bu yana yoğun gerekmektedir. Son yıllarda ulusal düzeyde küçük
biçimde yeni alışveriş merkezleri, gökdelenleri, ölçekli de olsa kentlerin tarihi, kültürel ve doğal
yeni teknolojileri ve malzemeleri ile her kesimin yapısını iyileştirmeye yönelik çabaların olması
genel kabulüyle süregelmektedir. Asıl önemli umut verici gelişmelerdir.
olan tüm dünyayı içine alan bu süreçleri doğru
tanımlayıp, ulusal çıkarlarımızı ve kentsel kimlik-
KAYNAKLAR
lerimizi yok etmesine tutsak olmayıp ürettiğimiz Baransu, B., (1987), ”Türkiye’de Şehirsel yenileme
Asıl önemli yapıtlara doğru içerik ve anlamlar kazandırarak planlamasında uygulanabilecek bir yöntem
olan tüm kentlerimizin kimliklerinin ön plana çıkartılmasını araştırması” İTÜ. Mimarlık Fakültesi Baskı
sağlamaktır. Kentlerimizin kimliklerini ve kentsel Atölyesi, Doktora Tezi, İstanbul, s:13.
dünyayı imgelerini yaşam çevrelerimizin geçmişten günü-
içine alan Bilgin,İ., Boysan,B., (1996), “Meydanların varoluşu
müze ulaşan tüm doğal ve kültürel değerlerini
ve yok oluş nedenleri”, İnsan-Çevre-Kent, ed.
bu süreçleri dikkate alarak geliştirmek önemlidir.
F.Yıldırım, İstanbul.
doğru tanım- Ülkemizin etkisi altında olduğu hızlı kültürel ve Castells,M., (1997), “Kent, sınıf, iktidar”, çev.
layıp, ulusal mekansal değişim, kent mekanın en etkin öğesi A.Erendil, Bilim ve Sanat, 1997.
olan sokaklar ve onların oluşturduğu kent imge-
çıkarlarımızı leri üzerinde son yıllarda etkisini arttırmıştır. Kent Ergen, Y.B., (1998), “Kentleşme sürecinde kültürel
ve kentsel dinamiklerinin değişmesi ile oluşan bu dönüşüm yapının kentsel mekana yansıyışı ve Yozgat kentsel
yerleşiminde oluşturduğu sorunlar”, 4. Şehircilik
kimliklerimizi sokak imgelerinin ve değerlerinin hızla değiş-
Kongresi, TMMOB Plancılar Odası Yayını, İstanbul,
mesine neden olmaktadır. Eski ve yeni oluşan
yok etmesine s:178.
mekanlar arasındaki ilişkiler irdelenerek sokak,
tutsak olma- ulaşım ve insan ilişkilerinin kent yaşamında Gündüz, O., Taner, T., (2001), “Küreselleşme
yıp ürettiği- yeniden değerlendirilmesi ve bu çerçevede sürecinde Türk kentlerinin Kimlik sorunları ve İzmir
sürdürülebilir bir yaşam çevresi oluşturulması Örneği”, 1. Uluslararası Kentsel Tasarım Buluşması,
miz yapıtlara MSÜ MF Şehir ve Bölge Planlama Bölümü yayını,
kaçınılmazdır. Bununla beraber hızla kimliksiz-
doğru içerik leşen (modernleşen ancak insana yabancılaşan)
İstanbul, s:552.
ve anlamlar sokakların ve çevresindeki kentsel mekan öğele- Robins,K.,Morley,D., (1997), “Kimlik Mekanları”,
kazandırarak rin yeniden ele alınarak değişen kültürel yaşamla Ayrıntı Yayınları, İstanbul,ss:35-37.

kentlerimizin
kimliklerinin
ön plana
çıkartılmasını
sağlamaktır.

PLANLAMA
2004/3

66
Çevre Duyarlı Planlamanın ve
Deprem Duyarlı Planlamanın
Bütünleştirilmesinin Sağlayacağı
Faydalar
Deniz TAM Yüksek Şehir Plancısı

İ
nsanoğlu yeryüzünde geçirdiği ilk yarım ancak bütüncül, esnek ve uzun dönemli planlama
milyon yıl içinde çevreye bağımlı olarak ile sağlanabileceğini göstermektedir. Bu nedenlerle
yaşamak, bu sebeple de ona uyum sağlamak bölgesel ve kentsel planlamada çevre, deprem ve
zorunda kalmıştır. Onun doğaya karşı olan güç- ekolojik yaşamı dikkate alarak daha iyi yaşam
süzlüğü, çevreyi denetim altına alma ve doğaya koşullarına sahip yerleşimlerin elde edilmesi amaç
egemen olma içgüdüsünü geliştirmiştir. Bilgi edinilmelidir. Bu amaca ulaşabilmek için de çevre
ve teknik birikiminin artmasıyla da çevreyi ve deprem duyarlı planlama birlikte incelenmelidir.
denetleyebilme yeteneği kazanmıştır. Böylece Her iki planlamanın tanımları, özellikleri, süreçleri
insanoğlu tarım toplumu yapısına, yerleşik hayat ve yapılması gerekli analizleri, birleştiği/çeliştiği
düzenine geçmiş ve ilk defa çevreyi farklı biçim hedefleri ve kentsel/kırsal yerleşme formları karşı-
ve derecelerde etkilemiştir. 19.yüzyılda ise bilim laştırılmalı ve birlikte değerlendirilmelidir.
ve teknolojinin hızla ilerlemesi, sanayileşme ve
beraberinde hızlı kentleşme dönemini başlatmıştır.
Tüketim ve gelişmenin tek koşulu olarak çevre,
ÇEVRE DUYARLI PLANLAMA
Van Geenhulsen ve Nijkamp’nın (1994) tanı-
sınırsız bir kaynak olarak görülmüştür. Kalkınma
ve büyüme olgusunun ana amaç olduğu bu dönem, mına göre; süreklilik içinde değişimi sağlamak
bir taraftan toplumların yaşam kalitesini yüksel- amacıyla sosyo-ekonomik çıkarların, çevre ve
tirken, diğer taraftan da çevre üzerinde baskı enerji ile ilgili kaygılarla uyumlu hale getirildiği
yaparak, bugün ve gelecek nesiller için çok ciddi planlama anlayışıdır.
tehlikeler oluşturmuştur. Kısacası insan ihtiyaçları Bir başka tanıma göre ise doğal ve yapılı çev-
ve istekleri için çevreyi doğayı yok edici bir süreç rede sürdürülebilir gelişmeyi sağlayan ve çevre
içine girmiştir. kalitesinin yükseltilmesini amaçlayan; çevre
Bir taraftan büyüme ve gelişme gereksinimi, diğer kirliliğinin ve kaynakların tahribatının önleyen,
taraftan çevrenin korunması gerçeğinin yarattığı yapılı çevrenin; insan pisiko-sosyal ihtiyaçlarıyla
çelişkiye hızlı ve kontrolsüz gelişme ile yapılanan uyumlu gelişmesini sağlayan planlama anlamına
kentler üzerinde olağan doğa olaylarından biri gelmektedir (Yıldırım, 1993).
olan deprem tehlikesi risk faktörünün eklenmesi
olaylara yeni bir yaklaşım ve yeni bir bakış açısı Çevre duyarlı planlamanın özelikleri
getirilmesini zorunlu hale getirmiştir. Yaşanan Ulusüstü, ulusal ve bölgesel ölçekten başlayan
değişim ve gelişimler; doğal kaynakların dengeli fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel ve politik
kullanılması, deprem risk faktörünün göz önünde gelişmeyi bütüncül, kademeli, esnek, dinamik
tutulması, yaşam kalitesinin yükseltilmesi, yatırım- şekilde ele alan ve zaman içerisinde çıkabilecek
ların ve teknolojik gelişmelerin sadece bugünün sorunlara alternatif çözümler üretebilen kapsamlı PLANLAMA
değil geleceğin ihtiyaçları ile de tutarlı hale gelmesi bir stratejik plandır. 2004/3

67
Çevre duyarlı planlamada yapılması gerekli analizler: Çevre duyarlı planlamanın süreci
Çevre duyarlı planlamada, bölgelerin yerleşme
A. Fiziksel analizler
potansiyelleri ve yerleşilebilirlik kapasiteleri,
A.1.Doğal yapı (doğal çevre) analizi
stratejik çevresel değerlendirme plan, program ve
• Jeoloji ve jeo-teknik analizi, projeleri ile belirlenmeli, yerleşilebilirlik analizi
• Topografya analizi; yapılmalı, alternatif seçenekler üretilmeli ve bu
Jeomorfoloji ve topografik eşikler analizi, seçenekler çok ölçütlü değerlendirme ölçütleri ile
Yükseklik analizi, değerlendirilmelidir. Değerlendirme sonucunda
Eğim analizi, en uygun seçenek tespit edilmeli ve belirlenen
• Hidrolojik özellikler analizi, seçenek için fiziksel planlama geliştirilmelidir.
• Su toplama havza sınırı analizi,
• Su kalitesi ve potansiyelleri analizi, Çevre duyarlı planlamanın başlıca amaç ve
• İçme ve kullanma su kaynaklarının tespiti analizi, hedefleri:
Yer altı suları, • Bozulan çevresel değerlerin yeniden
Sıvılaşma alanları, kazanılması,
Yerüstü suları,
• Hidrojeolojik özelliklere sahip alanla-
Koruma kuşakları,
rın (yüzey suları, yer altı suları, kıyılar,
• Taşkın haritaları analizi,
sazlık-bataklık alanlar vb.) korunması ve
• Erozyon durumu analizi,
geliştirilmesi,
• Toprak sınıfları analizi,
• Hava kirliliğinin önlenmesi,
• İklim analizi;
Rüzgar (hakim rüzgar yönleri) analizi, • Toprak kirliliğinin önlenmesi,
Sıcaklık dağılımı analizi, • Verimli tarım topraklarının tarımsal
Güneşlenme analizi, niteliğinin devam ettirilerek korunması ve
Nem ve buharlaşma analizi, tarımsal ekonominin geliştirilmesi,
• Bitki örtüsü analizi,
• Orman alanlarının korunması,
Bitki tür ve çeşitlerinin tespiti,
Korunması gerekli bitki türleri, • Türlerin yok olma tehlikesinin ortadan
Endemik bitki türleri, kaldırılması ve sürekliliğinin sağlanması,
• Sazlık alanlar, • Erozyonun önlenmesi,
• Orman alanları analizi, • Bölgelerin potansiyellerinin ve yerleşi-
• Fauna varlığı analizi, lebilirlik kapasitelerinin stratejik çevresel
Fauna tür ve çeşitlerinin envanterinin ve yaşama alanlarının tespiti, değerlendirme plan, program ve projeleri
• Alternatif enerji kaynakları analizi, ile belirlenmesi ve yerleşilebilirlik analizi-
• Çevre kirlenmesine neden olan etmenler analizi; nin yapılması,
A.2. Yapay çevre (yapılı çevre) analizi • Fiziksel planlamanın yerleşilebilirlik
• Arazi kullanma ve konut yapıları analizi, analizine ve doğal kaynaklara (kıyı, eğim,
• Doluluk-boşluk oranı analizi, topografya, iklimlendirme, rüzgar, jeolojik
• Altyapı sistemleri analizi, yapı vb doğal yapıya) uygun bir biçimde
B. Ekonomik analizler geliştirilmesi,
• Fayda-maliyet analizi, • Kentlerin aşırı büyümelerinin engellen-
• Sektörel dağılım analizi, mesi,
C. Sosyal analizler • Kademeli bir sistemin yaratılması ve toplu
• Nüfus gelişimi analizi, kent formunun oluşturulması,
• Nüfus artış hızları analizi, • Ulaşımda enerji tüketiminin ve maliyetinin
• Nüfus yapısı ve yoğunlukları analizi, minimum olacağı sistemlerin seçilmesi,
• Sosyal donatı alanları analizi,
• Doğal kaynakların atığa dönüşümünü
• SÇD plan, proje ve programları, içeren süreçlerin, geri dönüşümlü sistemler
PLANLAMA
• 2004/3
Yerleşilebilirlik analizi, ile tekrar kullanımının sağlanması,

68
• Çok sektörlü bir yaklaşımla sosyo-ekono- Deprem duyarlı planlamada yapılması gerekli analizler:
mik gelişmenin sağlanması,
A. Fiziksel analizler
• Nüfus yoğunluklarının dengeli gelişiminin
A.1.Doğal yapı (doğal çevre) analizi
sağlanmasıdır.
• Jeoloji ve jeo-teknik analizi,
Çevre duyarlı planlamada yerleşme formları- • Topografya analizi;
nın özellikleri: Jeomorfoloji ve topografik eşikler analizi,
Yükseklik analizi,
• Çok merkezli toplu kent formunun oluş- Eğim analizi,
turulması,
• Risk faktörleri analizi,
• Kademelenmenin yaratılması, alt mer- Deprem analizleri,
kezlerin oluşturulması, kent merkezlerinin Zemin kayması analizi,
güçlendirilmesi, Sel analizi,

• Kentlerin yayılmasının engellenmesi,


• Toprak yapısı analizi,
• Aletsel ve tarihsel dönem depremler analizi,
• Enerji kullanımının azaltılması şeklinde
sıralanabilir. • Zemin koşullarının etkisinin hesaplanması analizi,
• Taşkın haritaları analizi,

DEPREM DUYARLI PLANLAMA • Erozyon durumu analizi,


Deprem duyarlı planlama deprem risk faktörünün • Toprak sınıfları analizi,
hasar etkisini en aza indirmek amacıyla, yerle- • İklim analizi;
şimlerin yere özgü fiziksel özelliklerini, sosyo- Rüzgar (hakim rüzgar yönleri) analizi,
Sıcaklık dağılımı analizi,
ekonomik yapısını göz önünde bulundurarak
Güneşlenme analizi,
yapılan, üst ölçeklerden başlayan; ulusüstü, ulusal
• Orman alanları analizi,
ve bölge planlarını sosyo-ekonomik gelişme poli-
• Tehlike haritası analizi,
tikaları geliştirilerek yerel planlamalara ve daha
alt ölçeklere kadar inen, kademeli birlikteliğin A.2. Yapay çevre (yapılı çevre) analizi
sağlandığı, bütüncül bir planlamadır. • Arazi kullanma ve konut yapıları analizi,
• Doluluk-boşluk oranı analizi,
Özellikle deprem riski yüksek yörelerde, dep-
• Deprem sonrası kentsel performans analizi,
remlere hazırlıklı olmak, deprem öncesi gerekli
• Mevcut yapı stoku ve bina ölçekleriyle, bunların dağılımını göste-
önlemleri alarak depremin yıkıcı etkisinin felakete
ren analizler,
dönüşmesini engellemek, hasar etkisini azaltmak
• Önemli çevre kirliliğine neden olabilecek tehlikeli artık üreten
ve deprem sonrasında da normal yaşama en kısa
tesislerin saptanması analizi,
sürede geçebilmek amacıyla deprem öncesi
• Önemli kamusal yapıların belirlenmesi analizi,
yapılan hazırlık çalışmalarını içeren (deprem
• Altyapı sistemleri analizi,
duyarlı planlama için gerekli analizler), mikro-
Ulaşım sistemi analizi,
bölgeleme haritalarına göre risklerin belirlendiği Ulaşabilirlik ve etki analizi,
ve bu veriler ışığında olasılık senaryolarına bağlı Teknik altyapı analizi,
olarak gelişen planlamadır. • Altyapı sistemleri risk analizleri,
B. Ekonomik analizler
Deprem duyarlı planlamanın özellikleri
• Fayda-maliyet analizi,
Deprem duyarlı planlama ulusüstü, ulusal veya
• Sektörel dağılım analizi,
bölgesel ölçekten başlar ve geniş kapsamlı bir
program çerçevesinde ele alınan, kademeli bir- C. Sosyal analizler
likteliğin sağlandığı riske dayalı, olası deprem • Nüfus gelişimi analizi,
senaryoları ile geliştirilen, fiziksel, ekonomik, • Nüfus artış hızları analizi,
sosyal, kültürel ve politik gelişmeyi çok yönlü, • Nüfus yapısı ve yoğunlukları analizi,
esnek, bütüncül şekilde ele alan ve sürekli gün- • Islah imar planlı alanlar ve gecekondu önleme bölgeleri analizi,
celeştirilen eylem planıdır, • Sosyal donatı alanları analizi,
Üst ölçekli yönlendirici planlar olmadan hazır- • Mikro-bölgeleme haritaları,
PLANLAMA
lanan parçacı planlama yapılmamalı, yapılan • Yerleşilebilirlik analizi, 2004/3

69
planlara onay verilmemelidir, Doğal ve yapılı -Ulaşım bağlantılarının güçlendirilmesi ve
çevreyi oluşturan tüm faktörler ve risk faktör- kademeli bir ulaşım şemasının oluşturul-
leri, mikro-bölgelendirme haritaları ve deprem ması,
senaryoları ile birbirlerine olan etkileri dikkate -Yeşil alanların ve deprem anında kullanıla-
alınarak planlama yapılmalıdır. cak rezerv alanlarının bırakılması,
-Çok sektörlü bir yaklaşımla sosyo-ekono-
Deprem duyarlı planlamanın süreci mik gelişmenin sağlanması,
risk faktörlerinin hasar oranının azaltılması -Nüfus ve yoğunlukların dengeli gelişimi-
için bölgelerin yerleşme potansiyelleri ve yer- nin sağlanmasıdır.
leşilebilirlik kapasiteleri, mikro-bölgelendirme Deprem duyarlı planlamada yerleşme formla-
haritaları ile yerleşilebilirlik analizi ve, program rının özellikleri
ve projeleri yapılarak belirlenmelidir. Yerleşile-
• Yerleşme formunun fay hattına paralel
Mikro- bilirlik analizi ile deprem hasar etkisi bilgisayar
gelişmesi,
bölgeleme destekli sistemlerle değerlendirilmeli ve deprem
• Parçalı, çok merkezli toplu kentlerin
senaryoları hazırlanmalıdır. Buna göre de seçe-
haritala- nekler üretilmeli ve bu seçenekler çok ölçütlü
oluşturulması,
rına göre • Kademelenmenin yaratılması ve alt mer-
değerlendirme kriterleri ile değerlendirilmeli,
kezlerin oluşturulması,
risklerin en uygun seçenek tespit edilmeli ve belirlenen
uygun seçenek fiziksel gelişme planı olarak • Kentlerin yayılmasının engellenmesi,
belirlendiği • Yeşil ve açık alanların sürekliliğinin
geliştirilmelidir.
ve bu veri- sağlanması,
Deprem duyarlı planlamanın başlıca amaç ve
ler ışığında hedefleri
• Teknik altyapı sistemlerinin güçlendiril-

olasılık mesi şeklinde sıralanabilir.


-Bölgenin deprem merkez üssüne fay hatla-
senaryola- rına yakınlığı, zemin yapısı, sıvılaşma oranı ÇEVRE VE DEPREM
rına bağlı vb analizlerin mikro-bölgelendirme haritaları
DUYARLI PLANLAMANIN
olarak ile değerlendirilmesi ve yerleşilebilirlik ana-
KARŞILAŞTIRILMASI,
lizinin yapılması,
gelişen BÜTÜNLEŞTİRİLMESİ VE YENİ
-Yerleşme formunun fay hattına paralel
planlama- BİR PLANLAMA ANLAYIŞININ
geliştirilmesi,
dır. GELİŞTİRİLMESİ
-Tarım alanlarının korunması ve amaç dışı
Deprem duyarlı planlamanın risk faktörlerine has-
kullanımının önlenmesi,
sasiyeti daha ön plandadır. Deprem risk faktörü
-Hidrojeolojik özellikli alanların korunması, içeren yerleşmelerde yapılacak olan planlama
-Orman alanlarının korunması, deprem senaryolarına uygun geliştirilmelidir.
- Kent makroformunun parçalı olarak kade- Bunun içinde planlama öncesi seçilen planlama
melenmesi ve çok merkezli gelişmesinin alanında ortaya konacak veriler doğrultusunda
sağlanması, yapılacak olan yerleşilebilirlik analizlerinin yapıl-
masının zorunludur. Çevre duyarlı planlamada
-Erozyonun önlenmesi,-Kentsel Büyümenin
da yerleşilebilirlik analizi yapılması zorunludur.
engellenmesi,
çevre duyarlı planlama için yapılan yerleşilebilir-
-Kademeli gelişmenin sağlanması, lik analizi yapılmamaktadır (Tablo 1).

Tablo 1: Çevre ve deprem duyarlı planlama tanımlarının karşılaştırılması

Çevre Duyarlı Planlamanın Tanımı Deprem Duyarlı Planlamanın Tanımı


Doğal kaynakları koruma kullanma dengesi içerisinde Yerleşmenin yere özgü fiziksel, sosyo-ekonomik yapısını göz
kullanılacağı; çevresel değerlerin korunarak, geliştirileceği, önünde bulundurarak; deprem risk faktörünün hasar etkisini en
ekonomik, sosyal ve çevresel (ekolojik) sürdürülebilir, insan aza indireceği, deprem riskine göre belirlenen senaryoya uygun
PLANLAMA ihtiyaçlarıyla uyumlu çevrenin oluşturulması için yapılan geliştirilen planlamadır.
2004/3 planlamadır.

70
deprem risk faktörü ve beraberinde getirdiği ikin- Tablo 2: Çevre ve deprem duyarlı planlamanın özelliklerinin karşılaştırılması
cil risklere karşı çevre duyarlı planlamanın yeterli Çevre Duyarlı Planlamanın Özellikleri Deprem Duyarlı Planlamanın Özellikleri
olmadığı; deprem duyarlı planlamanın da çevresel
Uluslararası, ulusal veya bölgesel ölçekten Uluslararası, ulusal veya bölgesel ölçekten
değerlerin ve doğal kaynakların sürdürülebilirli- başlar, başlar ve geniş kapsamlı bir program
ğini sağlayamayacağı anlaşılmıştır. çerçevesinde ele alınır,
Riske dayalı, olası deprem senaryoları ile
Çevre ve deprem duyarlı planlamanın geliştirilir,
karşılaştırılması Fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel ve Fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel
politik gelişmeyi bütüncül, kademeli, ve politik gelişmeyi çok yönlü, esnek,
Tablo 2’den de anlaşılacağı gibi her iki planla- esnek, dinamik ve çıkabilecek sorunlara bütüncül şekilde ele alan, kademeli
manın birleştiği özellikler; ulusüstü, ulusal veya zaman içinde alternatif çözümler birlikteliğin sağlandığı ve sürekli
bölgesel ölçekten başlayan; fiziksel, ekonomik, getirebilen yaklaşımla ele alır, güncelleştirilen eylem planıdır,

sosyal, kültürel ve politik gelişmeyi bütüncül, Analizler alt ölçekteki özellikleri içermekle Analizler alt ölçekteki özellikleri içermekle
birlikte öncelikle bütüncül bir planlama birlikte, üst ölçekli yönlendirici planlar
kademeli, esnek, dinamik şekilde ele alan ve gerektirir, olmadan hazırlanan parçacı planlama
güncelleştirilen bir planlama anlayışını ortaya yapılmamalı, yapılan planlara onay
koymaktadır. Aynı zamanda, her iki planlama verilmemelidir,

anlayışında doğal ve yapılı çevreyi oluşturan Doğal ve yapılı çevreyi oluşturan tüm Doğal ve yapılı çevreyi oluşturan tüm
faktörlerin birbirine karşılıklı etkileri faktörler ve risk faktörleri, mikro-
tüm faktörlerin birbirine karşılıklı etkileri dikkate dikkate alınarak, planlama sürecinde bölgelendirme haritaları ve deprem
alınarak, planlama sürecinde kararlar bu etkileşim kararlar bu etkileşim olasılığı içinde senaryoları ile birbirlerine olan etkileri
olasılığı içinde değerlendirilmekte ve sürdürüle- değerlendirilir, dikkate alınarak planlama yapılır,

bilir kalkınma hedefi doğrultusunda planlama Planlama süreci; sosyo-ekonomik ve çevre .


arasındaki koruma-kullanma dengesini
yapılmaktadır. Ancak deprem duyarlı planlamada, savunan “sürdürülebilir kalkınma”
çevre duyarlı planlamadan farklı olarak planlama; doğrultusunda planlanır.
yerleşilebilirlik analizi ve bilgisayar destekli sis-
temler ile geliştirilen deprem senaryolarına göre
yapılmaktadır. Bununla birlikte, iki planlama
anlayışının özelliklerinin birbirleri ile çeliştiği
bir özellik bulunmamaktadır.
Tablo 3: Çevre ve deprem duyarlı planlama sürecinin karşılaştırılması
Tablo 3’den de anlaşılacağı üzere her iki plan-
Çevre duyarlı planlama süreci; Deprem duyarlı planlama süreci;
lamanın planlama sürecinde birleştiği ortak
Bölgelerin yerleşme potansiyelleri ve Mikro-bölgelendirme haritalarıyla
noktalar oldukça fazladır. Her iki planlamada
yerleşilebilirlik kapasiteleri, çevresel bölgenin jeolojik, tektonik ve sismolojik
da bölgelerin yerleşme potansiyelleri ve yerle- değerlerin korunması ve geliştirilmesi yapısı saptanmalı ve bölgelerin yerleşme
şilebilirlik kapasiteleri çevre duyarlı planlamada açısından Stratejik Çevresel Değerlendirme potansiyelleri ve yerleşilebilirlik
plan, program ve projeleri yapılmalı, kapasiteleri belirlenmeli,
stratejik çevresel değerlendirme plan, program
Doğal ve yapılaşmış çevreler açısından Deprem kaynakları belirlenip, deprem
ve projeleri ile yerleşilebilirlik analizi yapılarak
dengeler kurulmalı, tehlikesinin değerlendirilmesi yapılarak bir
belirlenmektedir. Deprem duyarlı planlamada ise deprem senaryo fayı, seçilmeli,
bölgelerin yerleşme potansiyelleri ve yerleşilebi- Tüm bu bilgilere göre, deprem hasar
lirlik kapasiteleri; çevresel değerlerin korunması, etkisi bilgisayar destekli ana senaryolar
hazırlanmalı,
geliştirilmesi ve risk faktörlerinin hasar oranının
azaltılması için mikro-bölgelendirme haritaları Su baskınları, yangınlar, nükleer patlama
vb. gibi ikincil tehlikeler, ana senaryoya
ile yerleşilebilirlik analizi yapılarak belirlen- dahil edilebilmeli ,
mektedir. Bununla birlikte, deprem duyarlı plan- Uluslar arsı, ulusal, bölgesel ve yerel Uluslar arsı, ulusal, bölgesel ve yerel
lamada, yerleşilebilirlik analizine göre deprem ölçeklerde belirlenen hedefler fiziksel, ölçeklerde belirlenen hedefler fiziksel,
senaryoları hazırlanmaktadır. Çevre duyarlı sosyal ve ekonomik planlama ile sosyal ve ekonomik planlama ile
uygulanmalı, uygulanmalı,
planlamada mikro-bölgelendirme haritalarına
Alternatif seçenekler geliştirilmeli ve bu Senaryo içerisinden seçenekler
uygun yerleşilebilirlik analizi yapılmadığından, seçenekler çok ölçütlü değerlendirme geliştirilmeli ve bu seçenekler çok
deprem senaryosu belirlenmediğinden ve bunlara ölçütleri ile değerlendirilmeli ve en uygun ölçütlü değerlendirme ölçütleri ile
uygun planlama yapılmadığından olası depremin seçenek belirlenmeli, değerlendirilmeli ve en uygun seçenek
belirlenmeli,
hasar oranını deprem duyarlı planlama gibi azalta-
Belirlenen uygun seçenek fiziksel, Belirlenen uygun seçenek fiziksel,
mayacağı anlaşılmıştır. Ancak her iki planlamada sosyal ve ekonomik gelişme planı olarak PLANLAMA
sosyal ve ekonomik gelişme planı olarak
da seçenekler geliştirilmekte ve bu seçenekler çok geliştirilmelidir. geliştirilmelidir. 2004/3

71
ölçütlü değerlendirme ölçütleri ile değerlendiril- hem de sıvılaşma riski yüksek alanları temsil
mektedir. En uygun seçenek tespit edilerek ve ettiğinden tarımsal niteliği devam ettirilecek
belirlenen uygun seçenek fiziksel gelişme planı alanları oluşturmaktadır. Aynı şekilde genellikle
olarak geliştirilmektedir. vadiler çevre duyarlı planlamada, hava akımı için
potansiyel yeşil alanlar olarak ayrılırken, deprem
Çevre duyarlı planlama için yapılması gerekli
duyarlı planlamada bu alanlar yerleşmeye uygun
analizler ile deprem duyarlı planlama için
olmadığından (fazla eğimde kayma riski yarataca-
yapılan analizler genel anlamda aynıdır. Ancak
ğından) yeşil alan olarak ayrılmaktadır. Yine çevre
deprem duyarlı planlama için yapılacak deprem
duyarlı planlamada yerleşilebilirlik kapasitesi,
risk faktörüne ilişkin analizlerin ayrıntılı olarak
stratejik çevresel değerlendirme plan, program
yapılması gerekmektedir.
ve projelerinin değerlendirilmesine göre yerleşi-
Çevre duyarlı planlamada analizler alt ölçekte lebilirlik analizi yapılarak belirlenirken; deprem
yapılarak üst ölçeğe referans teşkil etmektedir duyarlı planlamada yerleşilebilirlik kapasitesi
ve deprem duyarlı planlamada da aynı şekilde mikro-bölgelendirme haritaları ve stratejik çev-
alt ölçek analizleriyle üst ölçek kararlar öncelikle resel değerlendirme plan, program ve projelerinin
alınmak zorundadır. değerlendirmesine göre yerleşilebilirlik analizi
yapılarak belirlenmektedir.
Çevre ve Çevre duyarlı planlamada tüm analizler üst
üste çakıştırılarak; çevre üzerindeki olumsuz ve Çevre ve deprem duyarlı planlamada kademeli
deprem olumlu etkilerin değerlendirilmesi ve olumsuz merkezler sisteminin oluşturulduğu, ana merkez-
duyarlı etkilerin en aza indirilmesi veya ortadan kaldırıl- lerin egemen olduğu, yerleşilebilirlik kapasitesi
ile uyumlu olarak yoğunlukların belirlendiği,
planlamanın ması için gerekli önlemlerin alınması amacıyla
stratejik çevresel değerlendirme plan, program ve kentsel yayılmanın engellendiği, çok merkezli
bütünleşti- toplu kent formu en uygun kent formu olarak
projeleri yapılırken, deprem duyarlı planlamada
rilmesi ile bu analizler oldukça hassas bir şekilde üst üste
görülmektedir. Ancak, deprem duyarlı planlamada
depremin yerleşme formu mevcut ya da olası fay hatlarına
çakıştırılarak mikro-bölgelendirme haritaları
paralel olarak geliştirilmelidir. Bununla birlikte
hasar oranını oluşturulur ve buna göre yerleşilebilirlik kapa-
yerleşme formlarının özelliklerinin genel anlamda
azaltacak siteleri belirlenir.
birbirleriyle örtüştüğü anlaşılmaktadır.
ve mümkün Çevre duyarlı planlamada stratejik çevresel
Bununla birlikte, çevre duyarlı planlamada doğal
değerlendirme plan, program ve projeleri
olduğunca yorumlanarak, deprem duyarlı planlamada ise
kaynakların sürdürülebilirliği için enerjinin akılcı
kabul edile- kullanılması gerekmektedir. Örneğin, yerleşim-
mikro-bölgelendirme haritaları yorumlanarak
lerin yoğunluklarının belirlenmesinde ve enerji
bilir seviyede yerleşilebilirlik analizleri yapılır.
tüketimini minimuma indirmesi için yerleşme
tutacaktır. Bu nedenlerle de deprem duyarlı planlamanın, formlarının enerji etkin planlamanın özellikle-
çevre duyarlı planlamaya göre deprem riskini rine uyulması gereklidir. Çevre duyarlı/enerji
daha doğru ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. etkin planlamaya göre belirlenen yoğunlukların
ve yerleşme formunun, deprem duyarlı planlama
Çevre ve deprem duyarlı planlamanın amaç
için belirlenen yoğunluklar ve yerleşme formuna
ve hedeflerinin karşılaştırılması
da uygun olduğundan, deprem risk faktörünün
Çevre ve deprem duyarlı planlamanın amaç etkisinin azaltılması için çevre duyarlı /enerji
ve hedefleri karşılaştırıldığında; her iki planla- etkin planlamada belirlenen yoğunluklara uygun
manın hedeflerinin bir çok noktada birleştiği, planlama yapılmalıdır.
bununla birlikte çelişen hedeflerinin neredeyse
Çevre ve deprem duyarlı planlamanın bütün-
olmadığı görülmektedir. Örneğin, yüzey suları,
leştirilmesi ile geliştirilen planlama anlayışının
yer altı suları, kıyılar, sazlık–bataklık alanlarda
karşılaştırılması
su seviyesi yüksektir. Aynı zamanda bu alanlar
verimli tarım alanları olduğundan çevre duyarlı Çevre ve deprem duyarlı planlamanın tanımları-
planlamada korunması gerekli alanları oluştur- nın, özelliklerinin, süreçlerinin, yapılması gerekli
PLANLAMA maktadır. Deprem duyarlı planlamada ise bu analizlerinin, amaç ve hedeflerinin ve yerleşme
2004/3 alanlar hem verimli tarım alanlar olduğundan, formlarının genel anlamda birbirlerini kapsa-

72
maktadır. Ancak çevre duyarlı planlamanın tek • Sosyal ve ekonomik analizler birlikte
başına deprem, depremin beraberinde getirdiği yorumlanarak sosyo-ekonomik sentez elde
ikincil riskleri ve hasar etkisini istenilen oranda edilmeli,
azaltamayacağı, deprem duyarlı planlamanın • Yerleşilebilirlik analizine, deprem
da tek başına doğal kaynakların ve çevresel senaryosuna ve sosyo-ekonomik sentez
değerlerin sürdürülebilirliğini istenilen oranda sonucuna uygun olarak alternatif şemalar
sağlayamayacağı görülmektedir. Bu nedenle geliştirilmeli,
de dünya üzerinde sınırlı bulunan kaynakların • Bu alternatifler çok ölçütlü değerlendirme
korunması, gelecek kuşaklara aktarılması, sağlıklı kriterlerine göre değerlendirilmeli,
bir yerleşim ve yaşam koşullarının yaratılması,
• Değerlendirme sonucu seçilen alternatif
bozulan doğal kaynakların onarılması, en akılcı
için plan karaları ve plan şeması geliştiril-
şekilde kullanımının sağlanması, olası deprem melidir.
tehlikesi ve risk faktörlerinin vereceği hasar ora-
nının azaltılması, ekonomik, sosyal ve çevresel
sürdürülebilirliğin sağlanması, insan ihtiyaçları ile
KAYNAKÇA
Aydın M., (2003) “Stratejik Çevresel Değerlendirme
uyumlu bir çevrenin oluşturulması için çevre ve
(SÇD)”, Planlama Dergisi, 2003/ISSN 1300-7319,
deprem duyarlı planlamanın bütünleştirilmesi ile TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını, Ankara.
oluşturulacak yeni bir planlamanın geliştirilmesi
gereklidir. Balamir, M., (2000) “Kentsel Risk yönetimi,
Depremlere Karşı Güvenli Kent Tasarımı İçin
Çevre ve deprem duyarlı planlamanın bütün- Yöntem ve Araçlar”, Depremle yaşamak, 21. Yüzyıl
leştirilmesi ile geliştirilen planlama ile mevcut için Öngörüler, İTÜ, Taşkışla, TMMOB Mimarlar
planlı alanların sağlıklılaştırılması ya da yeniden Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul.
yapılandırılması ve gelişme alanlarının planlan- BM., (1991) “Ortak Geleceğimiz”, BM. Dünya
ması olası depremin hasar oranını azaltacak ve ve Çevre Kalkınma Komisyonu, Türkiye Çevre
mümkün olduğunca kabul edilebilir seviyede Sorunları Vakfı Yayını, Ankara.
tutacaktır. Bu planlama anlayışının özellikle
Brown, J. T., (1992) “The Regulatory Framework
deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan bölge-
and The Development of Sustainable Housing and
lerde uygulanmasının gereklidir. Buna göre de
Communities”, Colloquium on Sustainable Housing
bu planlama için yapılması gerekenleri kısaca şu and Urban Development, ed by. Mary Ann Beavis,
şekilde özetleyebiliriz; University of Winnipeg İnstitute of Urban Studies.
• Bölgesel, kentsel, kırsal bağlamda fiziksel; Eraydın, A.,(1995) “Değişen planlama kuramları
çevresel ve yerleşim deseni, ekonomik ve çerçevesinde ekolojik yaklaşım”, I. Türkiye’de 17.
sosyal; nüfus ve sosyo-kültürel amaçları ve Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu 4-5-6 Kasım
hedefleri belirlenmeli, 1993, Kent ve Çevre “Planlama Ekolojik Yaklaşım,
• Analizler alt ölçekte yapılarak üst ölçek- TMMOB Şehir Plancıları Odası Yayını, İstanbul.
lere referans teşkil etmeli ve alt ölçek DPT., (2000) “8. Beş Yıllık Kalkınma Planı
analizleriyle üst ölçek kararları öncelikle Öncesinde Bölgesel Gelişme 1996-2000”, DPT,
alınmalı, Devlet Planlama Teşkilatı Yayını, Ankara.
• Fiziksel, ekonomik ve sosyal analizler Gökdayı, İ., (1997) “Çevrenin Geleceği; Yaklaşımlar
yapılmalı, ve Politikalar”, Türkiye Çevre Vakfı Yayını,
• Yerleşilebilirlik kapasiteleri belirlenmeli; Ankara.
fiziksel analizler oldukça hassas bir şekilde HABİTAT II., (1995) “Ulusal Eylem Planı Raporu,
üst üste çakıştırılarak mikro-bölgelendirme HABİTAT II”, TMMOB Şehir Plancıları Odası
haritaları oluşturulmalı ve stratejik çevresel Yayını.
değerlendirme plan, program ve projeleri Karaaslan, Ş., Eke, F. ve Erol, D., (1994) “Zonguldak
ile yorumlanarak yerleşilebilirlik analizi Bölgesinin Sürdürülebilir Kalkınma Olanakları”,
yapılmalı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile Belediyeler PLANLAMA
• Deprem senaryoları geliştirilmeli, Dergisi, Ankara, sayı: 21. 2004/3

73
Kiper, P., (2001) “Doğal Afet Planlama İlişkisi”, ed. By. Mary Ann Beavis, University of Winnipeg,
Planlama Dergisi 2001/3 ISSN 1300-7319, TMMOB İnstitute of Urban Studies.
Şehir Plancıları Odası Yayını, Ankara.
Selvitopu, F., (2000) “RADIUS Projesi ve İzmir
Maclaren, V. W., (1992) “Sustainable Urban Deprem Senaryosu Çalışmaları”, Depremle
Development in Canada: From Concept To yaşamak, 21. Yüzyıl için Öngörüler, İTÜ, Taşkışla,
Practice”, ICURR Press, Toronto. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent
Şubesi, İstanbul.
Naess, P., (1992) ”Urban development and
environmental philosophy”, Urban Ecology, Yıldırım, F. B., (1993) “Çevre ve Yerel Yönetim”,
UN, ECE, Seventh Conference On Urban And T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı,
Regional Research, BİB-TAU, Ankara, Yayın Ankara.
No:36.
White, R. and Joseph W., (1992) “Cities and
Ricarby, P., (1991) “Energy and Urban Development Envitonment: An Overview”, Sustainable Cities,
in an Archetypal Englısh Town”, Environment and Stren, Richard, Rodney, White and Joseph, Whitney
Planning B: Palnning and Desing. eds, Westview Press. Boulder.
Roseland, M., (1993) “ Linking Affordable Housing White, R. R., (1996) “The Ecologial City”, Urban
and Environmental Protection: A New Framework Enviromental Management Environmental Change
for Sustainable Housing and Urban Development”, and Urban Desing, Wiley.

PLANLAMA
2004/3

74
Kerala Eyaleti (Hindistan); Bir
Sosyal Adalet Modeli

Çev: Mustafa Oğuz SİNEMİLLİOĞLU Yrd. Doç. Dr.,


Dicle Üniversitesi,
Mühendislik Mimarlık
Çevirenin Notu: Fakültesi,
Bu çeviride, şehirleşme ve kalkınma olgusunda yerel yönetimlerin önemini gözler önüne seren bir sivil toplum Mimarlık Bölümü
deneyimi aktarılmaktadır. Yerleşme, Hindistan’ın Kerala Eyaleti, görece fakir ve kaynak sıkıntısı çekmesine karşın,
yerel örgütlenme ve sosyal dayanışma ile bir çok sorununu çözmesi serbest piyasa ekonomisinin dayattığı “yükselen
değerlere” karşı iyi bir cevap oluşturmaktadır. Kerala örneği ile ilgili yapılan bu çeviri, Richard W. FRANKE ve
Barbara H. CHASIN tarafından yazılmış olan bildirinin Türkçe’ye tercüme1 edilmesidir. Bu bildiride Keralanın
konumu, kaynakları ve sosyo-ekonomik standartları ile birlikte Sivil Toplum Kuruluşları (STK)’nın yapmış oldukları
çalışmalar sonucunda mahalle sakinlerinin yaşamlarında meydana gelen değişimler anlatılmaktadır. Bildiriden
çıkarılacak temel sonuç, örgütlenme ve yönetişimin, kalkınma için zorunlu olarak kabul edilen birçok noktanın
(örneğin, ekonomik kaynak) önünde yer almasıdır. Kerala örneği, yerelde organize olmanın sorunları aşmada ne
tür olanaklar yaratabileceğini göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca bilgi ve iletişim kaynaklarını iyi kullanılması
ve paylaşılması, asıl sermayenin öz kaynaklar olduğunun görülmesi açısından da iyi bir örnektir.

H
indistan’ın güneyindeki Kerala Eyaleti, Kerala modelinin temel öğeleri, kiracılığı ve
üçüncü dünya halklarının endüstrileşme mal sahibi sömürüsünü ortadan kaldıran toprak
ve üst ölçekli ekonomik gelişme olmak- reformu, düşük gelirli hane halklarına sübvansi-
sızın da kendi yaşamlarını daha iyiye götürebil- yonlu pirinç verilmesini sağlayan etkin yiyecek
diklerini göstermektedir. Burada anahtar öğeler dağıtımı, tarım işçilerine yönelik koruyucu
aktif taban örgütlenmeleri, zenginliğin yeniden yasalar ve emeklilik sistemi ve alt-kasttan top-
dağılımı ve demokratik katılımdır. luluk üyelerinin kamuda yüksek oranda istihdam
edilmeleridir.
Kişi başına GSMH’nın düşüklüğüne karşın Kera-
la’nın 31 milyon yaşayanı yüksek okuryazarlık ve Kerala’nın köylü birlikleri ve çiftçi sendikaları
sağlık hizmetlerine erişebilirlik oranına, uzun bir da kamu sağlığına yönelik tedbirler ve sağlık
ömüre ve düşük ölüm oranına sahiptir. Kerala’nın hizmetlerine erişim için mücadele etmişlerdir.
kalkınma göstergeleri, Hindistan’ın diğer eyalet- Halihazırda Kerala, sıtma, kolera ve diğer birçok
lerinin, azgelişmiş ülkelerin ve hatta ABD gibi hastalıkta Hindistan’daki en düşük orana sahiptir.
zengin ulusların göstergeleriyle rekabet edebilir Tıp doktorlarına, sağlık ocaklarına, ebe bakımına
düzeydedir. ve hastanelere erişilebilirlikte ise Hindistan’ın en

1
Franke, R.W., Chasin, B.H., “Kerala State: A Social Justice Model”, in Multinational Monitor, July/August 1995. PLANLAMA
Çeviride yaptığı düzeltme ve katkılarından dolayı F. Özlem NUDRALI’ya teşekkür ederim. 2004/3

75
yüksek performanslı eyaletidir.1992’de Hindistan tılar. Her bir performansları, ortalama 300-400
genelinde %83 olan tüberküloz, çocuk felci ve kişi tarafından izlendi.
DPT (difteri, pertussis, tetanoz) için aşılanma Komiteler ve sanatsal gösteriler, halkın öne çıkıp
oranı Kerala’da %100’dür. Kızamık aşısı konu- okuma yazma bilmediğini kabul ederek kurslara
sunda ise bu oranlar sırasıyla %77 ve %92’dir. katılmalarını sağlayan atmosferin oluşumuna
Model, kadınlar açısından da yararlı sonuçlar yardım ettiler. Dersler başladıktan sonra her yer-
doğurmuştur. Kerala, Hindistan’da kadın ölüm leşim biriminde kampanya haberlerini vermek
oranlarında önemli artışların olmadığı tek eyalet için okur-yazarlık panoları kuruldu. Muhtelif
olmaya devam etmektedir. Yani, Kerala’da kız vesilelerle, kursiyerler ortaya çıkıp yeteneklerini
çocuklar erkek çocuklarla eşit yaşama şansına göstermeleri için cesaretlendirildiler. Bir çoğu
sahiptir. dans edebiliyor, şarkı söyleyebiliyor, şiir okuya-
KHBH biliyorlardı. Kampanya, kursiyerlerin özgüven-
belediye- Kerala’nın kalkınma stratejisinde yeni bir öğe, lerinin artmasını ve bilinçlerinin yükselmesini
1987 – 1991 yılları arasında solcu Demokratik sağlayan böylesi etkinlikleri destekledi. Binlerce
lik olan Cephe Yönetimi tarafından başlatılan Yeni ödül ve sertifika verildi.
beldelerin Demokratik İnisiyatifler Kampanyası (YDİ)’dır.
yanısıra YDİ’ler, halkı kalkınma aktiviteleri içerisine Eylemciler köylülere Kerala’da konuşulan
doğrudan katmak ve gönüllü yurttaş örgütlerinden Malayalamca’da dakikada 30 kelime okumayı,
860 kırsal bir metinden dakikada 7 kelime kopyalamayı,
geniş ölçüde yararlanmak için tasarlanmışlardır.
birimin her 100’e kadar sayıp yazabilmeyi, 3 rakamlı toplama
birinde, Okuryazarlık Kampanyası çıkarma ve 2 rakamlı çarpma ve bölme işlemle-
köylüleri Yeni Demokratik inisiyatiflerin en önemli çalış- rini öğretmeyi amaçladılar. Hedef bu süreç içinde
Kerala ve Hindistan’ın kamu kurumlarına ilişkin
hareket- malarından birisi tüm eyalet ölçeğinde okurya-
temel bilgileri, temel mallar için ortalama fiyat-
zarlığın sağlanmasını hedefleyen kampanyadır.
lendirmek ları, saatin nasıl okunacağını, beslenme bilgile-
Kerala Halkı Bilim Hareketi (KHBH) Ernakulum
ve sürece bölgesinde yaklaşık 2000 gönüllü aktivisti mobi- rini, salgın hastalıkların önlenmesini, kadın erkek
katmak için lize ederek kampanyayı başlatmıştır. Gönüllüler, eşitliğini ve çalışmanın erdemini de öğretmekti.
Aşılanmanın yararları konulu bilgiler de kızamık,
popüler okuryazarlığın düşük olduğu komşuluk ünitele-
tüberküloz, difteri, çocuk felci gibi salgın hasta-
rinde (mahallelerde) toplantılar, drama sunumları,
komiteler lıklara karşı aşılanmanın önemli oranda arttırıldığı
okuma-yazma sınıfları oluşturulmasını organize
oluşturdu. ettiler. KHBH sıradan insanlar arasında bilimsel bir kampanya ile birlikte koordine edildi.
düşünceyi popüler kılmak isteyen bilim insan- Kampanya sırasında, öğretmenler göz bozukluk-
larının organizasyonu olarak, 1960’lı yıllarda larının birçok kursiyerin okumasını engellediğini
kuruldu. Zaman içinde Kerala’nın en önemli fark ettiler. Müslümanların yoğun olduğu bir böl-
gönüllü örgütlerinden biri oldu ve özellikle çev- gede organizatörler yerel halkı gözlük bağışına
resel konularda çok aktif bir konumda. davet ettiler. 1989 Ekim ve Kasım aylarında
KHBH belediyelik olan beldelerin yanısıra 860 kampanyaya 50,000’den fazla gözlük bağışlandı.
kırsal birimin her birinde, köylüleri hareketlen- Bir günlük bir eğitimden geçen 40 gönüllü, bu
dirmek ve sürece katmak için popüler komiteler gözlükleri ihtiyaç sahiplerine dağıttı.
oluşturdu. Ocak 1989’da Ernakulum Bölgesindeki 1990 Şubatında, Ernakulam Bölgesinin en büyük
beş dış noktadan başlayarak beş okuma yazma mülki amiri, bölgede okur yazarlık oranının
komitesi (Jatha) kampanyaya dahil edildi. Önemli %100’e ulaştığını açıkladı. Bölgedeki okur-
siyasi liderler, edebiyatçılar, din adamları ve yazar olmayan 174,000 kişinin 135,000’i kam-
akademisyenler komitelere (Jatha) öncülük etti- panya kapsamında okuma yazmayı öğrenmişti.
ler. Her komitenin bir de sanatçılar grubu vardı. Kaldı ki bu 135,000 kişi, okur yazarlık testinde
Bunlar, muhtelif noktalarda halk oyunları oynayıp %80’in üzerinde başarı gösterenleri kapsıyordu;
sokak gösterileri yaparak, grupça şarkılar söyleyip kalan 39,000 kişi testi geçememişlerse de okuma
PLANLAMA
2004/3
konuşmalar yaparak altı gün boyunca yaya dolaş- yazma konusunda kimi melekeler elde etmişlerdi

76
ve takip programlarıyla seviyelerini yükseltebi- bir çalışmada, bu geleneksel ocakların kulla-
lecek durumdaydılar. Bağımsız bir gözlemci nımı ile kalp hastalıkları arasında bir bağlantı
kampanya sürecinde, bir kişinin okuma yazma bulunmuştur. Ahmetabad’ta yapılan araştırma
öğrenmesinin maliyetinin 26$’dan az olduğunu dumanlı mutfaklar ile kronik bronşit arasında
hesapladı. Birleşmiş Milletler (BM) Bilim ve bağlantı bulunduğunu göstermiştir. Nepal’de,
Kültür Örgütü (UNESCO) 1990 yılı okur yazarlık karbonmonoksidin yetersiz beslenmeden muz-
ödülünü KHBH’ne verdi. darip annelerde anemiye yol açması sebebiyle,
evdeki dumanın çocuk ölümlerine yol açtığı tespit
Kampanyanın bir başarısı da, çoğu alt kast men-
edilmiştir.
subu olan kursiyerlerin gururlarının okşanması
oldu. Bir çok yaşlı kursiyer önceki yıllardaki KHBH yüksek verimli ocakların Hindistan
toprak reformu mücadelesinde yer almışlardı ya çapında yaygınlaştırılması için çalışmaktadır.
da yaşamlarını değiştirme çabası ile geçen uzun Verimliliği yüksek ocaklar Hindistan’da daha
erimli diğer deneyimlere sahiptirler. Okuma 1940’larda geliştirilmiş olmalarına karşın yaygın
yazmayı ve aritmetiği öğrenmek onlara, hükümet olarak kullanılmıyorlardı. Yeni Demokratik İnisi-
görevlilerini sorgulamak için güven kazandırdı. yatifler Hareketi (YDİH) ocakların geliştirilmesi
Bir gazeteci, Kerala’daki yöneticilerin bu yeni ve halka mal edilmesi için tüketici araştırmaları
okuryazarlardan daha iyi yollar ve sağlık hizmet- ve eğitim programları yürüttü.
leri talep eden mektuplar aldıklarını söylediklerini
Kerala’nın Mundur Köyünde, Entegre Kırsal
bildirdi. Programın Eyalet çapında yayılması,
Teknoloji Merkezi’nde (EKTM) bilim insanları
Kerala’da okuma yazma oranının %100’e eriş-
ve mühendislerden oluşan küçük bir ekip geliş-
mesi sonucunu doğurdu.
tirilmiş ocak tasarımı üzerinde çalışmaktadır.
KHBH mühendisleri %25 kombine verimlilikte
Ekolojik Mutfaklar yanan iki ana yanma borusu ve bir yedek yanma
Diğer bir demokratik insiyatif Kerala’nın az borusu olan bir ocak (Parishat 21) geliştirdiler.
kalmış orman rezervleri üzerindeki baskıyı azalt- Hanehalkları, bu “chulah” ya da geleneksel ocak-
mak için verimli ocakların yaygınlaştırılmasını ları yerleştirmeye yardım ettiler. Tuğla, kil, kireç,
amaçlamaktadır. Hindistan’ın tamamı, yakıt kiremit, kum ve piriç tabakasını kendi imkanla-
sorunundan muzdariptir. Ülkenin petrol ya da rıyla tedarik ettiler. 1992’de ortalama bir hane
doğal gaz rezervi bulunmamaktadır. Sonuç olarak, halkı için chulah’ın malzeme ve işçilik maliyeti,
kırsal enerjinin %69’u odundan elde edilmektedir. bir erkek tarım işçisinin 5 günlük ücretine yani
Asırlardır süren odun tüketimi, büyük bir nüfus yaklaşık 8.64 $’a eşitti. Bu yatırım, yıllık yakıt
ve alternatif yakıtların yokluğu, ormanların dra- maliyetinden 21.43 $’lık bir tasarruf potansiyeli
matik bir şekilde yok olmasına, odun toplamak taşıyordu.
için saatlerce emek harcanmasına ve ülkenin
EKTM evde yemek yapan kişilerle bilim insanla-
enerji konusunda geleceğe yönelik kaygılarının
rını biraraya getirmek için seminerler düzenledi.
artmasına neden olmaktadır.
Bilimciler tasarımın geliştirilmesine öncülük
Hindistanın geleneksel ocakları yalnızca %10 edecek kullanıcı şikayetlerini dinlerken KHBH
verimlilikle yanarlar ve önemli bir hava kirli- gönüllüleri bu seminerleri “chulah”lara ilgiyi
liğine neden olurlar. Gujarat eyaletinde yapılan arttırmak için kullandılar. Bu yaklaşım sayesinde
araştırma, ortalama bir Hint evinde, yemek pişiren önemli bir tasarım hatası düzeltildi. İlk tasarlanan
kişinin yılda 21.000 mg; diğer hanehalkının ise ocaklarda, pişirme platformunun arkasından yük-
3,700 mg partikül soluduğunu göstermiştir. Buna selen bir baca bulunuyordu. Bacayı temizlemek
karşın Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) tavsiye için kullanıcılar platforma uzanmak, mekanizma-
ettiği seviye 210 mg’dır. Bir Gujarati mutfağında dan erişimi güç bir parçayı çıkarmak ve biriken isi
3 saat yemek yapmak, maruz kalınan benzoapy- fırçalamak durumunda kalıyorlardı. Alt bacanın
rene itibarıyla, bir günde 20 paket sigara içmek tıkanmaması, verimliliğin azalmaması ve zararlı
ile eşdeğerdir. Yeni Delhi’de sürdürülen 15 yıllık dumanın mutfağa taşmaması için bu kirli ve zaman PLANLAMA
2004/3

77
alıcı işin en az ayda bir kez yapılması gerekliydi. çapındaki 25 köyle bağlantılı olarak çalışmaktadır.
Sorunu çözmek için EKTM mühendisleri, ocağın KHBH ve EKTM’de projeye aktif katılmaktadır.
arkasını evin dışına uzattılar. Ev dışında olunca, KHBH, kampanyayı komiteler (Jathas), sanatsal
baca 90 derece açıyla yukarıya çevrilebiliyor ve gösteriler, seminerler, bilgilendirme toplantıları
kolay temizlenir hale geliyordu. ve kukla gösterileriyle başlatmıştır. Seçilmiş 25
köyün her birinde bir festival atmosferi yaratıl-
Kerala’da 1980 başlarından bu yana kullanılmaya
dıktan sonra KHBH organizatörleri birim başına
başlanan 200,000 yeni ocağın yarısından çoğu,
en azından 5 gönüllü kaynak planlayıcısı bulmak
komite (jathas), sanatsal performanslar, eğitim
için çalıştılar.
seminerleri gibi yöntemleri ve kullanıcıya yöne-
lik saygı ile tanımlanan yaklaşımları ile EKTM ve Gönüllüler kısa bir eğitim programından geçtikten
KHBH’nin sayesinde kabul görmüştür. 200,000 sonra her bir köyde en çok 10 gün kalan bilim
ocak, Kerala’daki hanehalklarından %9’unun bu insanlarının da yardımı ile kaynak planlamasına
yeni yöntemi benimsediğini göstermektedir ki başladılar. Köy kaynak planlayıcıları arazi kulla-
bu oran Hindistan’ın diğer bölgelerine göre son nımı, yerel kaynaklar ve su kaynakları hakkında
derece yüksektir. veri topladılar. Bu veriler, çevresel değerlendirme
haritalarının geliştirildiği altı set harita üretmek
Kaynak Planlaması (Resource için materyaller üzerinde yeniden çalışan bilim
insanlarınca zenginleştirildi. Çevresel değerlen-
Mapping)
dirme haritaları da, köylülerin, gönüllülerin ve
Kerala’daki en yaratıcı kalkınma çabalarından
bilim insanlarının bir eylem planı geliştirmelerini
birisi, köylülerin yerel kaynakları harita üzerinde
teminen köylere sunuldu.
göstermeye teşvik edildiği, halkın kaynak planla-
ması programıdır. Bu ev yapımı haritalar, çevreye Pilot köylerden biri olan Kerala’nın kuzeyindeki
duyarlı yerel planlamanın kaynak kullanımının Kalliassiri’de, deneyimli bir KHBH eylemcisi
kısa dönem kazanımları ve uzun dönem etkilerine liderliğinde yerel halk kendi tarımsal ihtiyaçla-
ilişkin tartışmalarını yönlendirmek için bilimsel rını daha iyi karşılamak için bu haritaları kul-
haritalarla birleştirilmişlerdir. KHBH aktivistleri landı. Kaynak planlaması ile eş zamanlı olarak
projeyi genel okur-yazarlık kampanyasının man- sürdürülen sosyo-ekonomik araştırma, kuru
tıki bir uzantısı olarak görmektedirler. “Halkın mevsim sonlarında köylülerin Hindistan’ın diğer
Kaynak Planlaması” programı, harita ve arazi bölgelerinden çok pahalıya sebze satın almak
okur-yazarlığını oluşturmayı amaçlayan bir durumunda kaldıklarını gösterdi. Aynı zamanda
girişimdir. birçok pirinç tarlası, susuzluk sebebiyle boş
durmaktaydı. Halkın kaynak planlaması grubu
Yoksulluğu ve eşitsizliği sürdürülebilirliği tehdit
ve Kalliassiri Köyü komitesi, küçük ölçekli
eden unsurlar olarak gördükleri için aktivistler,
bir deneysel projeye sponsorluk ettiler ve arazi
ulusal düzeyde ya da Eyalet Başkentleri düze-
sahipleri, kuru sezon boyunca işlenmeyen tarla-
yinde yapılan üst ölçekteki merkezi planlara pek
larını işsiz gençlerin ücretsiz kullanımına açtılar.
güvenmemektedirler. Bölgenin kaynaklarının
Gençler bu tarlalarda kuru sezon sebzeleri yetiştir-
bilgisini mükemmelen haiz olan ve hangi arazi
diler ve ürünlerini, diğer eyaletlerden satın alınan
kullanım biçiminin ya da girdinin toprak verim-
sebzelerden daha ucuza pazarladılar.
liliğini artıracağını en iyi biçimde muhakeme
edebilen yerli toprak sahiplerine ise inançları Komite bahçelerin yerseçimininin, yerel su
tamdır. Aktivistler, bilim insanlarının katkıları kaynakları en iyi biçimde kullanılacak şekilde
ile köylülerin kollektif hareketinin toplumsal yapılması için hazırlanan haritaları kullandı.
ve ekolojik olarak sürdürülebilir arazi kullanım 1993’ün kurak mevsiminde, işsiz gençler grubu
uygulamaları için en umut verici yöntem olduğuna kayda değer bir ilk hasat yaptı ve komitenin pro-
inanmaktadırlar. jeye yatırdığı parayı çıkardı. 2500 dolayında işsiz
genç iş tecrübesi kazandı ve gelir elde etti. 24
PLANLAMA Pilot bir kaynak planlaması projesinde profes-
000 m2 (6 acre) den fazla nadasa bırakılmış alan
2004/3 yonel bilim insanları, KHBH’nin seçtiği Kerala

78
üretime açıldı. Gelecekte, organizatörler ekim ve Hindistan ulusal hükümetinin politikalarındaki
ürün alımının daha iyi olacağını ve projenin kara değişimler nedeniyle tehdit altına girdi.
geçeceğini umuyorlar.
Kerala’nın sosyal adalet modeli, Hindistan mer-
kezi hükümetin liberalleşme politikalarınca tehdit
Kerala Ateş Hattında (Kerala Under edilmektedir. Ulusal düzeydeki bütçe kesintileri
Fire) nedeniyle okullarda öğle yemeği yiyen çocuk
Kerala’nın plancıları ve köylüleri sürdürülebilir sayısı 1987 yılında 3 milyon iken 1993 yılında
kalkınmanın koşullarının yaratılması için gerçek 2,2 milyona düştü. Adil fiyatlı yiyecek dükkanları
bir katılım, eşitlik, yeterli özgüven ve çevre duyar- 1993 yılında 1992 yılına göre, %9 daha az pirinç
lılığını sağlama çabasındalar. Yeni Demokratik sattı. Diğer yeniden dağıtım politikaları da tehdit
İnisiyatifler (YDİ) eğitimi güçlendirmek, enerji altına girdi. 1994 yılında, eğitim sistemindeki
için orman kaynakları kullanımını azaltmak ve kitlesel özelleştirme, sürekli ve militarize göste-
üretimin arttırılmasında kullanılabilecek köy riler sayesinde engellendi. Kampanya süresince,
kaynaklarını tanımlamak için yerel inisiyatifleri polis tarafından 5 öğrenci öldürüldü. YDİ’ler
kullanma sözünü tuttu. Ancak, son yıllarda, Kera- Kerala’nın, kendi tercihi olmayan yeni koşullar “Halkın
la’nın başarıları, yavaş ekonomik gelişme, yüksek altında eski kazanımların sürdürülmesi ve geniş- Kaynak
işsizlik oranı ve Dünya Bankası’nın baskısı ile letilmesi yolundaki çabalarının bir parçasıdır.
Planlaması”
programı,
harita ve
arazi okur-
yazarlığını
oluşturmayı
amaçlayan
bir girişim-
dir.

PLANLAMA
2004/3

79
Atatürk Orman Çiftliği’nin 79
Yılı ve Çiftliğin Korunmasına
Yönelik Politika Arayışları
* Yüksek Şehir Plancısı Eser ATAK* - S. Zafer ŞAHİN**
** Yüksek Şehir Plancısı,

A
ODTÜ Siyaset Bilimi ve
Kamu Yönetimi Bölümü tatürk Orman Çiftliği (AOÇ), toplumun Algılanış şekli ve yarattığı çağrışımlar herkese
Doktora Öğrencisi,
değişik kesimlerince farklı şekillerde göre farklılıklar taşımakla birlikte, aslında
Ankara Büyükşehir
Belediyesi algılanır. Kimine göre her sabah taze Atatürk Orman Çiftliği gerek Ankara, gerekse
olarak içilen süt, yenilen yoğurt, lezzeti unutul- Türkiye için çok önemli bir değerdir. Bu değerin
mayan dondurmadır. Kimine göre kent ortamının iki temel nedenden kaynaklandığı söylenebilir.
yorgunluklarının atıldığı dinlenme yeri; vazge- Birincisi, tarihsel açıdan bu alanın Türkiye Cum-
çilemeyen buluşma ortamıdır. Kimine göre ise, huriyeti’nin kuruluş azminin ve kararlılığının bir
dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan hayvanları göstergesi olmasıdır. Yeni kurulan Başkentin
içinde barındıran hayvanat bahçesidir. örnek ve öncü olma iddiası, tarım ve hayvan-
cılık alanında da kendini göstermeli, tarıma pek
de elverişli olmayan bir arazinin hem tarımsal,
hem de rekreatif açıdan ülkeye kazandırılabi-
leceği gösterilmelidir. Bunda da büyük ölçüde
başarılı olunmuş, tarım ve tarıma dayalı sanayi
ile rekreatif çeşitlilikte Çiftlikte önemli ilkler
gerçekleştirilmiştir. Bu değerin ikinci nedeni
ise, Ankara kenti ve kent planlaması açısından
barındırdığı potansiyellerdir. AOÇ, -her ne kadar
üçte biri amacı dışındaki kullanımlara tahsis
edilmiş olsa da- pek çok kenti kıskandıracak
büyüklükte ve tam da kentin ortasında kalmış
bir yeşil omurga durumundadır. Bu değer, eğer
farkına varılabilirse Ankara’nın planlanmasında
olağanüstü bir gizil güçtür.
Peki, bu değer bugüne kadar nasıl kullanıldı?
Kuruluşundan bugüne geçen 79 yılda Atatürk
Orman Çiftliği nasıl değişti? Yeterince koruna-
bildi mi? Kente ve kentliye ne ölçüde kazandırı-
labildi? Korunmasının önündeki temel sorunlar
nedir? Bundan sonra nasıl bir yaklaşımla Çiftlik
ele alınabilir? Bu yazıda bu sorular yanıtlanmaya
PLANLAMA
2004/3
Resim 1. Çiftliğin ilk dönemi çalışılacaktır.

80
Atatürk Orman Çiftliği Kuruluyor
Atatürk Orman Çiftliği, 05.05.1925 tarihinde,
önce 20 000 dekar, daha sonra Balgat, Etimesgut,
Çakırlar, Macun, Güvercinlik, Tatar ve Yağmur-
baba gibi arazilerin de satın alınmasıyla 52 000
dekarlık arazi üzerine M. Kemal Atatürk’ün
emriyle kurulmuştur. Çiftlik kuruluşunda Ata-
türk’ün kendi kişisel mülküdür.
Çiftliğin kuruluş amaçları,
• Hububat cinslerinin ıslahı için İç Anadolu
Bölgesi koşullarına uygun yeni türlerin araş-
tırılması, halka tanıtılması ve dağıtılması,
• Hayvancılığın geliştirilmesi, yeni hayvan
cins ve ırklarının araştırılması, Resim 2. Marmara Havuzu
• Elde edilen tarım ürünlerinin işlenmesi,
• Bilimsel yöntemlerle ağaçlandırma çalış- Çiftlik’te aynı zamanda sosyal yaşama öncülük
maları yapılması, yapay korular ve ormanlar etmek için lokanta, gazino, park ve plaj gibi
yapılması, fidanlık kurulması, işletmeler açılmıştır. Eğlence yerleri az olan Kuruluş
• Makineli tarıma geçiş ve büyük alanlarda Ankara’da halk, tatil günlerini çiftliğin parkla- amaçları
tarım için ziraat, alet ve makineleri üreten bir rında, gazinolarında ve lokantalarında geçirmiş- doğrul-
atölye kurulması, tir. Halkın eğlencesi için bir lunapark kurulmuş,
parasız olarak gezilen bir hayvanat bahçesi ile bir
tusunda,
• Tarım öğretimini uygulamalı olarak halka
aktarmak için pratik kurslar ve stajlar düzen- müze oluşturulmuştur. Çalışanlar ile civar köylü- Atatürk
lenmesi, lerin çocuklarının okumaları için çiftlikte bir de Orman
yatılı okul kurulmuş ve bir poliklinik açılmıştır.
• Ankara halkına temiz ve ucuz gıda maddeleri Çiftli-
sunarak kooperatifleşmenin sağlanması, Çiftlik’te modern ziraatın nasıl yapılabileceği ğinde ilk
• Çiftliğin ürettiği tarım ürünlerini alarak ve üretimin nasıl değerlendirilebileceği gös-
piyasada düzenleyici rol oynaması, terilmekle yetinilmemiş, bu alanda uzmanlar
aşamada
• Ankara çevresinin ağaçlandırılması, yetiştirilmesi amaçlanmıştır. Gerektiğinde yurt- ziraat ve
• Halkın gezeceği, eğleneceği sosyo-kültürel dışından uzmanlar getirilerek, ülkemizde uzman hayvancılık
ve rekreatif alanların oluşturulmasıdır. yetiştirilmesi sağlanmıştır.
organize
Kuruluşun yapısı incelendiğinde; meyveden edilmiştir.
Çiftlikte Ne Yapılıyordu? sebzeye, çiçekçilikten park-bahçe düzenleme-
İlk adı “Orman Çiftliği” olan Çiftlik arazisinin bir lerine; meralardan ormana; küçükbaş hayvan- Bunun
bölümü, ilk kuruluşu sırasında bataklık halinde- cılıktan mandıralara; bira fabrikasından malt’a; uzantısı
dir. Ancak, yapılan çalışmalarla bataklık ve sazlık buz, soda, deri fabrikasına, ziraat aletleri ve olarak
olan bu bölge tarıma elverişli duruma getirilmiş, demir fabrikasına, yoğurt imalathanesine kadar
tarım, hayvancılık ile ıslah projelerine öncülük tarım ve hayvancılıkla ilgili her konuda üretim,
endüstriyel
yapma görevlerini üstlenmiştir. değerlendirme ve pazarlama ünitelerinin olduğu tesisler
Kuruluş amaçları doğrultusunda, Atatürk Orman görülür. Bu ünitelerin her biri, konusu ile ilgili oluşturul-
Çiftliğinde ilk aşamada ziraat ve hayvancılık orga- olarak araştırma ve geliştirme çalışmalarında ülke muştur.
nize edilmiştir. Bunun uzantısı olarak endüstriyel düzeyinde örnek olmuş zamanla bu çağdaş anlayış
tesisler oluşturulmuştur. Doğal olarak üretimin ülke üretimine yansımıştır.
değerlendirilmesi için piyasalarla ilişkiyi sağla-
mak için ticari yapılanmalar kurulmuştur. Bunun Çiftlikler Hazineye Bağışlanıyor
için satış mağazaları, lokanta ve gazinolar açıl- Atatürk, kurduğu bütün çiftliklerini ve bu arada
mıştır. Atatürk Çiftlikleri satış mağazalarında, Orman Çiftliği’ni, kuruluş amaçları çerçevesinde
PLANLAMA
çiftliklerin bütün mahsulleri satılmıştır. yönetilmesi umuduyla 11.06.1937 ve 13.06.1937 2004/3

81
tarihli iki yazısı ile hazineye bağışlamıştır. Bağı- Ankara çevresinin gelişmesi ve civarının
şın ardından, bu Çiftliklerin yönetilmesi için yapılaşması sonucu koyunculuk kaldırılmış ve
01.01.1938 günlü 3308 sayılı Yasa ile Devlet bunun üzerine de kullanma hakkı AOÇ’ye ait
Ziraat İşletmeleri Kurumu (DZİK) kurulmuş ve olan Aydost Yaylası ve çoban evi 16.09.1950
bütün taşınmazlar bu kuruma devredilmiştir. Bu tarihinde Ankara Orman İşletme Müdürlüğü’ne
dönemde Orman Çiftliği, “Gazi Orman Çiftliği” bir tutanakla bırakılmıştır.
adını alarak faaliyetlerini sürdürmüştür.
Halen yürürlükte olan 5659 sayılı Yasa’nın en
önemli yönü, Atatürk Orman Çiftliği arazisinin
AOÇ Yasası Kabul Ediliyor kullanımı ve korunmasına yönelik maddeleri
Atatürk’ün bağışladığı çiftlikler, bu statülerini yal- içermesidir. 9. ve 10. maddeler Çiftliğin arazile-
nızca 11 yıl sürdürebilmiştir. 1950 yılına gelene rinin devredilmesini zorlaştırmayı amaçlamak-
kadar, AOÇ ile ilgili yasal bir düzenlemeye gerek tadır. Yasanın 9. maddesi “Müdürlüğün bütün
duyulmamıştır. Çiftliğin özelliği dikkate alınarak malları devlet malı hükmündedir. Bu mallar
24.03.1950 tarihinde 5659 sayılı Atatürk Orman aleyhine suç işleyenler devlet malları aleyhine
Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanunu ile Çift- suç işleyenler gibi ceza görür.”, 10. maddesi
lik, “Atatürk Orman Çiftliği” adı altında Tarım “Atatürk Orman Çiftliği’nin bu kanunun yayımı
Bakanlığı’na bağlı tüzel kişiliğe sahip bir kuruluş tarihindeki sınırları içinde bulunan gayrimenkul-
haline getirilmiştir. ların gerçek veya tüzel kişilere devir ve temliki ve
kamulaştırılması özel bir kanunla izin alınmasına
AOÇ adı altında özerk bir yapıya kavuştuktan
bağlıdır.” hükümlerini getirmiştir.
sonra faaliyetler devam ettirilmiş, çiftlik arazisi
dışında yerler kiralanarak çalışmalar genişletilmiş, Meclise devirle ilgili bir yasa taslağı geldiğinde,
şarapçılık geliştirilmiştir. milletvekillerinin duyarlı davranarak buna izin

PLANLAMA
2004/3 Şekil 1. AOÇ mevcut ve satılan araziler Kaynak: Devlet Denetleme Kurulu Raporu, 2003.

82
vermeyecekleri düşüncesiyle 10. madde oluştu- Devirlere ait yasalarda belli bir standart birliği
rulmuş ve kabul görmüştür. Yasa maddesine göre bulunmamaktadır. Kimi yasada devredilen parsel
özel yasalara da engel konulmuş, kamulaştırma no’su, miktarı ve ne amaçla kullanılacağı çok açık
yapmak bile özel bir kanun çıkarılmasına bağ- belirtilmiş, hatta amacı dışı kullanıldığı tespit edil-
lanmıştır. Yasayla, kamu kurum ve kuruluşlarının diğinde geri verilmesi zorunlu kılınmış olmakla
yapacakları projelerde, Atatürk Orman Çiftliği birlikte birçoğunda ne amaçla kullanılacağına
sınırları içinde kamulaştırma gerekçeli bir işlem hiç değinilmemiş, bazılarında arazide hangi kul-
yapılmasını engellemek ve Atatürk Orman Çift- lanımların yer alacağı açıkça belirtilmiş olmasına
liği’ni bu tür projelerden uzak tutmak ve bütün- rağmen, amaç dışı kullanılacağında ne yapılacağı
lüğünü korumak amacı güdülmüştür. yer almamıştır.

Atatürk Orman Çiftliğinin Küçülmesi 2. Protokol Yolu İle Devredilen Araziler


Çiftliğin korunmasına yönelik Yasa Maddelerine Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın arazi sağlaya-
rağmen, Çiftlik arazisi izleyen yıllar içinde pek rak, başka kuruluşlarla yaptığı kar ortaklığıdır. AOÇ,
çok kamu ve özel kuruluşun iştahını kabartmış, Bunun en somut örneği Ankara Şehirlerarası geçen 67
Ankara’nın büyümesi ile birlikte kentin yoğunla- Otobüs Terminali (AŞTİ)’dir. Terminal ve diğer
işletme binaları, otogar, peronlar, hizmet alanları yıl içinde
şan altyapı gereksinmesi ve rant baskıları, Çiftlik
alanını olumsuz yönde etkilemiştir. adı altında büyük bir arazi bu kullanıma tahsis yasayla
edilmiş ve yapılaşmaya açılmıştır. Öte yandan devir ya
Kurulduğunda 52 000 dekar olan Atatürk terminalin çevre yollarına bağlantısı için yollar
Orman Çiftliği arazisi, günümüzde 33 487 da satış
açılmıştır. Bu bağlantı yolları da Atatürk Orman
dekara inmiştir. AOÇ, geçen 67 yıl içinde Çiftliği arazisinden geçirilmiştir. yoluyla
yasayla devir ya da satış yoluyla arazi varlığı- arazi
nın %36’sını kaybetmiştir (AOÇ Müdürlüğü, 3. Kiralama Yöntemi İle Devredilen Araziler
2004). Buna kiraya verilen alanlardaki amaç varlığının
5659 sayılı yasayla, yasadan önce kiralanmış arazi
dışındaki kullanımlar da eklenince bu oran parçalarının tasfiyesi yapılmış olmasına rağmen, %36’sını
%45’lere çıkmaktadır. kiralamaların devam etmesi, daha sonraki yıllarda kaybet-
Çiftlik arazilerinin devri, genelde dört değişik çıkan yasalarla tapuları ile birlikte ilgili kurum- miştir
yöntemle yapılmıştır. lara devredilmesi yaşanmış olmakla birlikte
günümüzde de en çok uygulanan 1-49; 1-99
• Özel Kanunla Devir
yıllığına kiralama yolu ile devirler ve devredilen
• Protokol Yolu İle Devir arazilerdeki yapılaşmalar devam etmektedir.
• Kiralama Yolu İle Devir
Kiralama yolu ile Atatürk Orman Çiftliği arazi-
• Yasasız, Protokolsüz Devir sini kullanan, ancak çıkan yasalarda yer almak
1. Özel Kanunla Devredilen Araziler istemeyen (kiralama yolu ile kullanmaya devam
Çiftlik arazisinin, yaklaşık 22.000 dekarı etmek isteyen) kurumlar bulunmaktadır. Bunun
(21.983.218 m2) (DDK Raporu, 2003), 1939- nedeni, bu kurumların çok düşük ücretlerle
1983 yılları arasında çıkarılan 6 özel kanunla neredeyse ücretsiz olarak kiraladıkları alanların
devredilmiş veya satılmıştır. AOÇ arazisi, Mili bedelini ödeyip tapusunu alma gereğini duyma-
Savunma Bakanlığı başta olmak üzere birçok malarıdır.
kurum ve kuruluşa devredilmiştir. Yasayla çelişen kiralamalar ve protokoller için 30
Devredilen arazilerin (%) olarak dağılımı Temmuz 1998 tarihinde 23418 sayılı yönetmelik
%65 yayımlanmıştır. Bu yönetmeliğin 15. maddesinde
Milli Savunma Bakanlığı çiftliğe ait her şeyin kiralanabilirliği, 19. madde-
%22
sinde ise önceden planlı olarak yollarla parçalanan
Çeşitli Kamu Kurum ve Kuruluşları ve Üniversiteler
%8
arazi parçalarının kiralanabilirliğini, 20. madde-
Ankara Büyükşehir Belediyesi sinde ise tüzel ve gerçek kişilere kiralanabileceği
%5 yer almıştır. Ancak açılan dava sonucunda yönet-
PLANLAMA
İşçi Konutları, Çiftçiler, Çeşitli Yapı Kooperatifleri melik iptal edilmiştir. 2004/3

83
Bugün itibariyle AOÇ Müdürlüğü’nün, çeşitli
kişi ve kuruluşlara kiraya verdiği ve mülkiyetin
gayri ayni hak tesis ettiği taşınmazların sayısı 112
olup bu kiralamaların büyük bir bölümü ne yazık
ki arazilerin bağış mektubundaki amaç doğrultu-
sunda kullanımıyla bağdaşmayan kiralamalardır.
Yaklaşık 7 000 dekar (6.888.496 m2) alan kira-
lama yöntemi ile kamu kurumları ile özel kişilerin
kullanımındadır (DDK Raporu, 2003). Satılan ve
kiraya verilen arazilerin toplamına bakıldığında,
Çiftlik arazilerinin 21.983.218 m²’sinin satış/
Şekil 2. Kiralanan arazilerin dağılımı Kaynak: Devlet Denetleme Kurulu Raporu, 2003. devir, 6.888.496 m²’sinin ise kiralama yoluyla
toplam 28.871.714 m²’sinin kamu kurumları
ile özel kişilerin kullanımına bırakıldığı görül-
mektedir (DDK Raporu, 2003).
Atatürk Orman Çiftliğinin kiraya verilen toprak-
ları içinde kamu kurumlarının payı %62, spor
kulüplerinin payı %32,79’dur.
Kiraya verilen tesisler olarak; Petrol Ofisi A.Ş.
Gen.Müd., Gençlerbirliği ve Ankaragücü Spor
tesisleri, ASKİ Genel Müdürlüğü, Türkiye Jokey
Kulübü, Atlı Spor Kulübü, Binicilik İhtisas
Kulübü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü,
Ankara Set Çimento Fabrikası, MİT Müsteşarlığı,
Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri, BELKO, Yeni-
mahalle ve Etimesgut Belediyeleri, Karayolları
Genel Müdürlüğü, MİTAŞ, PTT Genel Müdür-
lüğü, Kayalar İnşaat gibi sayılabilir. Kiralanan bu
arazilere kalıcı tesisler yapılmıştır.
Resim 3. Marmara Oteli, 2004.
4. Yasasız - Protokolsüz İle Devredilen
Araziler
Kiralama, protokolle ve özel yasa ile devirlerin
dışında bir uygulama gerçekleştirilmiş ve bir
parti liderine Atatürk Orman Çiftliği arazisinde
yer tahsis edilmiş ve arazi anıt mezar haline
getirilmiştir.

Atatürk Orman Çiftliği’nin Şimdiki


Kullanımı
Atatürk Orman Çiftliğinin tarım ve hayvancılık
üretimi giderek azalan bir seyir izlemektedir.
Tahıl ve hayvancılık için ayrılan alan gün geç-
tikçe küçülmüştür. Kentin altyapısının gerektirdiği
ana ulaşım yolları, su ve doğalgaz boruları, kanali-
zasyon, enerji nakil hatları ile bir ağ gibi sarıldığı
Resim 4. Bowling Salonu, 2004.
PLANLAMA
Kiralanan arazilerden örnekler için, üretim yapılabilecek tarlaları parçalanmış ve
Fotoğraflar:
2004/3 Serdar Özsoy, Cumhuriyet Gazetesi. tarımsal işlevini yitirmiştir.

84
Çiftlikte az sayıda büyükbaş hayvan yetiştiril- Çiftlik, kentlilerce günümüzde daha çok içindeki
mekte ve bu nedenle fabrikada işlenen süt satın Hayvanat Bahçesi, piknik alanları ve lokanta
alınmaktadır. Hayvancılıktan büyük ölçüde gibi rekreatif faaliyetleri ile kullanım bulmak-
vazgeçildiği için deri fabrikası ile daha sonra- tadır. Çiftlikte üretilen süt ve süt ürünleri, şarap,
ları pulluk fabrikasına dönüşen demir atölyesi dondurma gibi ürünler Ankara ve çevresinde
kapatılmıştır. 1930’lu yıllardaki üretim çeşitliliği pazarlanmaktadır.
geniş bir yelpazeye yayılırken, üretim etkinliğin-
den giderek uzaklaşılmıştır. Bağcılık yapılmadığı
Planlama ve Yönetim Açısından
için, şarap üretimi satın alınan üzümlerle sürdü-
Yaşanan Sorunlar
rülmektedir.
AOÇ arazisinin gerek yasal, gerekse yasadışı
Çiftlik Müdürlüğü kayıtları, çiftlik alanının olarak başka kullanımlara ayrılması süreci,
%15’inin orman olarak tanımlanabilecek nitelikte hem kent, hem de AOÇ açısından plansız ve
olduğunu göstermektedir. Devir ve kiralananlar yanlış kararlara dayandırılmıştır. Arazinin başka
dışındaki Çiftlik arazisinin %60’ı tarımsal üre- kullanımlara ayrılması sırasında Çiftlik arazisi
time, %15 çayır-mera ve %24’ü orman, park, arsa, bütünlük ve sürekliliğini yitirmiş, günümüzde
yol, vb. amaçlara tahsis edilmiştir. parçalardan oluşan, işletmesi giderek güçle-
1960’lı yıllarla kadar kentin çeperinde kalan AOÇ; şen bir “kayıp mekân”a dönüşmüştür (ODTÜ
kentin büyümesi, çevre yolları ve çevre yollarına Raporu, 1998).
bağlantılar, Otogar gibi kullanımlar nedeniyle Çiftliğin korunması için AOÇ, 1992 yılında sit,
kent içerisinde bir ada şeklinde kalmıştır. Gerek 1998 yılında ise I. Derece Doğal ve Tarihi Sit olarak
kent içerisinde kalması, gerekse tarımsal üretim tescil edilmiş, böylece 2863 sayılı yasanın koruması
maliyetinin yüksekliği nedeniyle tarımsal üretim altına alınmıştır. Fakat yapılması gereken koruma
çok sınırlı olarak gerçekleştirilebilmektedir. amaçlı imar planına henüz başlanmamıştır.

PLANLAMA
Şekil 3. AOÇ’den geçen teknik altyapı, Kaynak: Devlet Denetleme Kurulu Raporu, 2003. 2004/3

85
Atatürk Orman Çiftliği; Tarım ve Köyişleri, Çevre, korunması gereken bir emanet mi olduğu, kente
Kültür ve Bayındırlık Bakanlığı ile belediyelerin nasıl ve hangi işlevlerle kazandırılması gerek-
görev, yetki ve ilgi alanı içinde yer almaktadır. Bu tiği, AOÇ’nin kent ve kentliyle daha fazla nasıl
yapı, Çiftliğin planlanması ve geliştirilmesinde, bütünleştirileceği, üzerindeki baskıların nasıl
eşgüdüm sorunlarına ve uzlaşmazlıklara neden azaltılabileceği, yönetim yapısının nasıl olacağı,
olmaktadır. tüm bunlar için ilgili kurum ve kişilerin nasıl bir
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Bayındırlık, Kültür çalışma yapması gerektiği sorularının yanıt bul-
ve Çevre Bakanlıklarının Çiftliğe olan ilgisini ması gerekmektedir.
olumlu karşılamamaktadır. Turizm ve Kültür Bu sorulara yanıt bulunduğunda, Başkentin plan-
Bakanlığı Atatürk Orman Çiftliğinin Atatürk lanmasında AOÇ’nin belki de bir çıkış noktası
Kültür Merkezi alanı ile birleştirilerek Kültür olarak kullanılabilmesi bile mümkün olacaktır.
Bakanlığına devredilmesini istemektedir. 2876 Başkentin tam ortasında kalan bu büyük alanın,
sayılı Yasanın 103. maddesinde tanımlanan Milli şimdiye kadar yaşadığı kötü deneyimler, Çiftliğin
Komitenin 9. toplantısında master plan yapmakla kuruluş amaçlarının hangisini muhafaza edilmesi
görevlendirilen Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, gerektiğini, kentsel dinamikler çerçevesinde nasıl
kullanım ilkeleri belirlenmediği gerekçesiyle değerlendirilebileceğine ve nasıl yönetileceğine
plan hazırlıklarına girişmemiştir. Büyükşehir ve ilişkin politikaların geliştirilmesini zorunlu
ilçe Belediyeleri ise bu alan üzerinde yetkileri kılmaktadır. Bu yapılanma gerçekleştirilmediği
bulunmadığı için mastır planın hazırlanmasını takdirde AOÇ kentin baskısını üzerinde hisset-
beklemektedir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını meye, gerek yasalarla, gerekse diğer yöntemlerle
Koruma Kurulu, bir yandan koruma amaçlı imar küçülmeye ve parçalanmaya devam edecektir.
planı çalışmalarının bir an önce bitirilmesini AOÇ’nin planlanmasına ve yönetimine hangi
isterken, öte yandan gelecekte hazırlanacak planla perspektifle yaklaşılması gerektiğine yönelik
çelişebilecek nokta yapılaşma ve kullanma izin- politika arayışlarının bu genel kavrayış içinde
leri vermek zorunda kalmaktadır. Atatürk Orman belirlenmesi önem kazanmaktadır.
Çiftliği Müdürlüğü ise, sit kararlarına aykırı kulla-
nımları önleyebilecek güçten yoksun olduğu için Cumhuriyetin kurulduğu günlerden bu yana
2863 sayılı Yasa ile tanınan koruma olanağını AOÇ ile ilgili planlama yaklaşımlarının temel
yeterince kullanamamaktadır. bir yanılgı içerisinde olduğu görülmektedir.
Genel olarak AOÇ arazisi; kent içerisinde bulu-
1930’lu yıllardan bu yana Dünya ve Türkiye nan ve belli bir işlevi sahip olan bir kentsel alan
önemli ölçüde değişim geçirmiştir. Tarihsel olarak değil, yapılaşmanın önünde engel oluşturan
zaman içinde oluşan değişimler, Cumhuriyet’in kısıtlayıcı bir açık alan olarak algılanmıştır. Bunun
başlangıç yıllarında kurulan bazı kurum ve tesis- doğrudan sonucu kamuoyunda “AOÇ’nin bir
lerin kuruluş amaçlarının yeniden değerlendiril- master planı olmaması” olarak seslendirilmekte,
mesine olan ihtiyacı tüm gerçekliği ve çıplaklığı AOÇ’nin içinde bulunduğu Ankara kenti ile olan
ile göstermektedir. ilişkisi üzerinde pek durulmamaktadır. Oysaki
AOÇ, mevcut işlevleri ile şimdiye kadar korun- AOÇ kent içerisindeki her alan gibi kent bütü-
maya çalışılmış, ancak bu başarılamamıştır. nünden ve çevresi ile olan ilişkilerinden bağımsız
AOÇ, arazilerinin önemli bölümünü yitirmiş değerlendirilebilecek bir boş arazi parçası değil,
durumdadır. Kentin ortasında kalmış ve büyük kentin gelişimi ve yaşanabilir kılınması için
baskılara maruz kalan AOÇ için kuruluş amacına tarihsel, çevresel ve estetik birçok olanağı içinde
uygun yeni işlevler tanımlanmamış, kullanım ve barındıran bir simge mekândır ve planlanmasında
yönetim ilkelerini belirleyecek ve uygulayabi- bu özelliklerinin dikkate alınması gerekir.
lecek bir örgüt modeli öngörülmemiştir. Çiftlik
Bu sebeple öncelikle AOÇ’nin tarihsel ve simge-
Müdürlüğü, güçsüz yapısı ve yönetim biçimi ile
sel olarak nasıl bir mekânsal öneme sahip olduğu-
Çiftliğin korunmasını ve kentle bütünleşmesini
nun anlaşılması gerekir. Cumhuriyetin en önemli
sağlayamamaktadır.
mekânsal göstergelerinin Ankara kenti özelinde
Çiftliğin korunarak kente kazandırılması için ortaya çıktığı ve Ankara’nın her anlamda bir
PLANLAMA
2004/3 öncelikle; Atatürk Orman Çiftliği’nin sadece öncü-örnek olduğu birçok araştırmacı tarafından

86
sıklıkla dile getirilmektedir. Ankara’nın imarı ve 1950’lere kadar geçen dönemin bu anlamda AOÇ
planlanması bu sürecin en önemli adımlarından adına karanlık bir dönem olduğu görülmektedir.
birini oluşturmuştur. Ankara’nın uluslar arası bir Merkezi hükümet eliyle çıkarılan yasalarla AOÇ
yarışma sonucunda elde edilen plan ve büyük arazisi satış, tahsis ve kiralama yoluyla bölün-
çaplı kamulaştırmalar yoluyla gerçekleştirilen müş, bu arada Jansen planında öngörülen nüfus
uygulamalarla somutlaşan imarı cumhuriyetin ve büyüklüğünü aşan kent AOÇ üzerinde yapılaşma
ulus devletin kentsel alanda mekâna yerleşmesi baskıları oluşturmaya başlamıştır. Ancak Çiftlik
olarak görülürse, AOÇ’nin kurulması ve başarıyla arazisi üzerinde mülkiyet ve yapılaşma açısından
işletilmesi de kırsal kalkınmadaki öncülüğün bir oluşan baskıların çözümü için herhangi bir önlem
örneği olarak gösterilebilir. alınmaz. Dönemin ekonomik sıkıntıları ve politik
çalkantıları Cumhuriyetin en önemli kazanımla-
Yukarıda da ayrıntılı bir biçimde anlatıldığı gibi,
rından biri olan bu mekânın korunması için gerekli
AOÇ devlet eliyle kırsal kalkınmanın bir örneği
inisiyatifin oluşmasına elvermez.
olarak ürünlerinin bütün Türkiye tarafından
tüketildiği bir tarımsal işletme olmanın yanında, 1950’li yıllara gelindiğinde Ankara kentinin
cumhuriyet değerlerinin yerleşmesi için gerekli geçirdiği önemli dönüşümlerin yeni bir üst ölçek
ortak yaşam alanlarının oluşması için de gerekli planı gerekli kıldığı görülür ve temelde dene-
olan zeminin ortaya çıkmasına katkıda bulunmuş- timsiz büyüme, gecekondulaşma gibi sorunlara Çiftlik
tur. Cumhuriyetin ilk yıllarında, AOÇ Marmara çözüm olması amacıyla yeni bir uluslar arası Müdürlüğü,
ve Karadeniz havuzlarında düzenlenen yüzme planlama yarışması açılır. Yarışmayı kazanan
yarışları, hafta sonu piknikleri, açık hava yaz Yücel-Uybadin ikilisinin önerdiği plan kentin
güçsüz
partileri gibi etkinliklerle çoğunluğu asker bürok- bu anlamda sorunlarının çözümü için önerilerde yapısı ve
ratlardan oluşan genç cumhuriyet bürokrasisi ile bulunmaktadır. Ancak yine bu planın da AOÇ yönetim
Ankara’nın yerli sakinlerinin buluştukları ortak ile ilgili belirgin bir karar üretmediği, AOÇ’yi biçimi ile
payda haline gelmiştir. Bu ortak paydanın olu- kent içinde bulunan bir boş alan olarak algıladığı
şumu ulus devletin mekânsal ve kültürel inşasında söylenebilir. Bunun doğrudan sonuçlarından biri Çiftliğin
önemli bir basamak oluşturmuş, ulus devlet idea- kentin büyüme yönünde yer alan AOÇ üzerindeki korun-
linin gündelik yaşama uygulanmasının örnekleri yapılaşma baskılarının daha da artması ve yer yer masını
AOÇ etkinliklerinde görülür hale gelmiştir. AOÇ arazisinin altyapı aktarımları ile bölünmesi
olmuştur. Tüm bu süreç boyunca AOÇ arazisi
ve kentle
Ancak tüm bunlara rağmen erken Cumhuriyet bütün-
satılmaya ve tahsis edilmeye devam edilmiş,
döneminde AOÇ’nin varlığını ve Ankara kenti
için önemini kavrayan bir planlama politikasının
AOÇ’nin bir işletme olarak geliştirilmesi konu- leşmesini
suna bile fazlaca önem verilmemiştir. sağlayama-
varlığından söz etmek mümkün görünmemekte-
dir. Gerçekte Ankara kentinin kendisi ve AOÇ Kırsal alanlardan kentsel alanlara yoğun göç ve maktadır.
ulus devlet çerçevesinde ortaya konmuş iki ayrı denetimsiz kentsel gelişme sorunlarının alabildi-
mekânsal deney niteliği taşımaktadır. Ankara’nın ğine yaşandığı 1970’lere gelindiğinde ise, Ankara
ilk planı olan Jansen Planı, bahçe şehir yaklaşı- kentinin temel planlama sorunsalı olarak yaşanan
mının izlerini taşısa bile AOÇ’nin varlığını bir hava kirliliğine bağlı kentin sıçraması ve topogra-
planlama girdisi olarak görmemektedir. Jansen fik çanağı dışına çıkması görülmeye başlanır. Bu
planının üzerine oturduğu temel sorunsal olan süreç ise İmar İskân Bakanlığı bünyesinde oluş-
eski kent-yeni kent ikileminin kavramsallaştırıl- turulan Nazım Plan Bürosu tarafından oluşturulan
masında AOÇ önemli bir konuma sahip değildir. 1990 Nazım Planı ile denetim altına alınmaya ve
Zaten o yılların anlayışıyla her iki deney de yönlendirilmeye çalışılmıştır. Bu planla birlikte
farklı amaçlara hizmet etmekte, birinin bilinçli belki de ilk defa, doğrudan AOÇ’nin korunma-
bir biçimde diğerine katkıda bulunmasının sağ- sına ilişkin bir düşünceyle olmasa bile, kentte
lanması öngörülmemektedir. Sonuçta bu tür bir yaşanan hava kirliliğinin aşılması için oluştu-
kayıtsızlığın doğrudan sonuçlarından birinin de rulması düşünülen yeşil kuşak içerisinde AOÇ
Ankara kenti için de çok önemli bir alan olan için de bazı planlama kararları getirilmiş, çiftlik
AOÇ’nin Atatürk’ün hemen vefatından sonra arazisinin kent çevresinde oluşturulan bir yeşil
PLANLAMA
parçalanmaya başlaması olduğu söylenebilir. kuşağın kent içine sokulacak bir yeşil koridor 2004/3

87
olarak kullanılması fikri ortaya atılmıştır. Ancak ve ne yöne büyüyeceği öngörüsü yapılırken
bu üst ölçek yaklaşım içerisinde alınan kararlar AOÇ’nin de nasıl korunacağına ilişkin kararlar
AOÇ’yi yapılaşma baskısından uzak tutamamış, alınması gerekmektedir. Kent bütünü içerisinde
giderek kent içerisinde kalan bir açık alana dönü- AOÇ’nin konumunun ve işlevinin ne olacağına
şen AOÇ’nin parçalanması süreci devam etmiştir. karar verildikten sonra da AOÇ arazisinin kendi
Yine Ankara kentinin gelişme aksı olarak belir- içerisinde nasıl tasarlanacağı, kullanılacağı ve
lenen güney-batı aksı üzerinde bulunan AOÇ’nin işletileceği sorusu üzerinde durulmalıdır. Bu
Başlan- kent ile nasıl bütünleşmesi gerektiği, bunun için anlamda AOÇ’nin bir master plan yapılarak
gıçta kent- nasıl işlevlere sahip olması gerektiği gibi sorulara korunabileceği iddiasının üst ölçek plan olgu-
ten kopuk da cevap bulunamamıştır. sundan bağımsız değerlendirilmemesi gerek-
mektedir.
bir tarım- 1990’lar sonrasında ise Ankara kentinin temel
sal işletme sorunlarından birisi bir üst ölçekli planın bulun- Ankara kenti Cumhuriyet ideal ve inancının en
mayışıdır. Kentin gelişimini yönlendirecek, temel göstergelerini içinde barındırmaktadır.
duru- denetleyecek, yaşanabilir bir kentsel mekânın Bunlardan biri Ankara’nın imarı sonucunda
munda oluşumu için tutarlı bir strateji ortaya koyacak oluşturulan uygulamalar, diğeri de AOÇ’dir. Bu
olan AOÇ üst ölçek planın yokluğunda parçacı yaklaşımlar iki önemli mekânsal göstergenin korunması, bu iki
ve kısmi planlama çalışmaları ile kentin kaderi öğenin birbirinden ayrı değil, birlikte düşünülmesi
arazisi belirlenmeye çalışılmaktadır. Üst gelir grupla- ile gerçekleştirilebilir. Bunun yolu da kent plan-
artık kent rının oluşturduğu gelişme alanları ile alt gelir laması kurumunun işletilmesinden geçmektedir.
içerisinde gruplarının yaşadığı kentsel dönüşüme hedef AOÇ’nin korunması sorunu aynı zamanda Anka-
kalmış bir gecekondu ve çöküntü bölgeleri kentin kutup- ra’nın planlanması sorunudur. Unutulmamalıdır
laşmasına ve parçalanmasına sebep olmaktadır. ki, toplumsal değerlerin korunabilmesi ve değişim
açık alan, Böyle bir ortamda planlama günübirlik kurulan değil kullanım değerinin öne çıkarılabilmesi için
bir bölge- çıkar ilişkilerinin bir aracı olarak yapılan değer mekânın bir bütün olarak ele alınması, Cumhu-
sel park transferlerinin meşrulaştırılmasının temel aracı riyetin olmazsa olmazlarının planlama yolu ile
haline gelmiştir. Bunun sonucunda AOÇ açılan düzenlenmesi gerekir.
kimliği yollar, yapılan parçacı planlar ve geçirilen altyapı
kazanmış- hatları ile yeni bir parçalanma ve erime sürecine
Kaynaklar
tır. girmiştir. AOÇ planlama yetkisini elinde tutan kişi 1- AOÇ Müdürlüğü, 2004, Çiftlik Müdürü Hasan
ve kurumların gündeminden çıkmış olup, ancak M. Güldaş ile sözlü görüşme, Çiftlik Müdürlüğü,
ara ara nükseden bireysel arazi talanı örnekleriyle Ankara.
gündeme gelmektedir.
2- ODTÜ Raporu, 1998, Orta Doğu Teknik
Oysaki AOÇ arazisi içinde bulunduğu kentsel Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
mekândan bağımsız bir mekânmış gibi ele alı- Kentsel Tasarım Stüdyosu Araştırma Raporu,
namaz. Başlangıçta kentten kopuk bir tarımsal Yayımlanmamış Çalışma, Ankara.
işletme durumunda olan AOÇ arazisi artık kent 3- DDK Raporu, 2003, Atatürk Orman Çiftliği
içerisinde kalmış bir açık alan, bir bölgesel park Taşınmazlarının Yönetilip İşletilmesine
kimliği kazanmıştır. Bu sebeple öncelikli olarak İlişkin Araştırma Denetleme Raporu, T.C.
Ankara’nın bir üst ölçekli plana kavuşturulması, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu,
bu üst ölçekli planın kurgusu içinde kentin nasıl Yayımlanmamış Rapor, Ankara.

PLANLAMA
2004/3

88
AOÇ Kimin?*

R. Raci BADEMLİ Prof. Dr.,

Sahiplilik Doğrudan Katılım ve Denetim


1. Evimize sahip çıktığımız kadar bahçemize, 3. “Ben benim olana, kamu da ‘kamu’nun
bahçemize sahip çıktığımız kadar sokağımıza, olana sahip çıkar” düşüncesinden hare-
sokağımıza sahip çıktığımız kadar mahalle- ketle, bu güne kadar hep “bizim” olanları
mize, mahallemize sahip çıktığımız kadar devlete, yani “seçilmişlere” ve “atanmış-
semtimize, kentimize, ilimize, bölgemize ve lara”, emanet etmişizdir. Ama, nedense
ülkemize sahip çıkmamız gerekir. Aksi halde ne “emanetimizin” kaderini merak etmiş,
uzerinde yaşadığımız bu topraklara, bu top- ne de “seçilmişler” ile “atanmışlar”dan
raklar üzerindeki doğa ve kültür değerlerine hesap sorabilmişizdir... Sonuç ortadadır,
“gerçekten”sahip olamayız! ve kimseyi suçlamaya gerek yoktur.
2. Üzerinde yaşadığımız bu topraklara, bu Çünkü “bizim” olana “bizim” sahip çık-
topraklar üzerindeki değerlere gerçekten mamız gerekirken, bunu yapmamışız,
“sahip” miyiz? Burada, “sahiplilik” kavra- bu sorumluluktan kaçmışız!!! Bu böyle
mını dar anlamdaki “mülkiyet” kavramı ile devam edebilir mi? Bireyler düzeyinde bir
karıştırmamak gerekir. Kuşkusuz bu topraklar bilinçlenme ve “gönüllü” bir sahiplenme
“bizim”, ama nedense “biz”de sadece “benim arzusu olmaksızın daha ne kadar devam
olan”la sınırlanmış bir “sahiplilik duygusu” edebiliriz? “Seçilmişler” ve “atanmışlar”ın
var. “Bizim” olan aynı zamanda “benim”dir dışında “gönüllüler” olarak devreye katı-
diyemiyor, böyle düşünemiyor, böyle hareket lamazsak, “bizim” olduğuna inandığımız
edemiyoruz.. Kısacası, “kamu”nun olan aynı değerlere nasıl sahip çıkabiliriz?
zamanda “benim”dir; “kamu yararı” ise aynı
zamanda benim çıkarım”dır diyemeyen bir AOÇ’nin Yiten Değerleri
kültürün, “bireyci” bir toplumsal bilincin 4. Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) “bizim”-
sıkıntılarını yaşıyoruz. Kanımca, doğasıyla, dir. Tıpkı Atatürk Kültür Merkezi (AKM),
yerleşmeleriyle, insanıyla, kültür ve sanat Mogan ve Eymir Gölleri, ormanlar, parklar,
değerleriyle “bizim” olan Anadolu toprak- yollar, meydanlar, kaldırımlar, anıtlar ve
larına sahip çıkabilmemiz için öncelikle bu kamu yapılarının bizim olduğu gibi.... Ama
sıkıntıyı aşabilmemiz gerekiyor. “Sahiplilik” AOÇ’nin ayrı bir özelliği daha vardır. O
bilinci olmaksızın çevre ve çevre sorunlarının bize Atatürk’ten bir emanetdir. Oysa bugün,
ne anlamı olabilir ki? AOÇ’de bırakın “çiftlik”i, “orman”ı; “Atatür-

* Bu yazı; Atatürkçü Düşünce Vakfı ve TMMOB Orman Mühendisleri Odası tarafından 7 Şubat 2000 tarihinde düzenlenen “Atatürk PLANLAMA
Orman Çiftliği’nin Dünü Bugünü ve Geleceği” konulu panelden alınmıştır. 2004/3

89
k”ü bile algılamak mümkün değildir. AOÇ, AOÇ’nin hem mülk hem de kimlik olarak
“anlamını”, “kimliğini” yitirmiştir... tekrar bütünleştirilmesidir. Bu tüm satış, kira-
5. Kuşkusuz yiten sadece “kimlik” değildir. lama, yap işlet devret ve benzeri anlaşmalar
AOÇ’nin arazileri parça parça harcanmış ile gerçekleşmiş tahsislerin iptal edilerek,
(parsellenmiş, kurumlara --Askeriye, Orman AOÇ mülkiyet ve işletmesinin “yeniden
Bakanlığı, Belediye vb-- tahsis edilmiş, kişi- tek el”de toplanmasına çalışmak anlamına
lere ya da şirketlere --benzinlikler, otobüs gelmektedir (ki, AOÇ arazisini babalarının
garajları vb-- kiralanmış), “çiftlik” işlevleri çiftliği gibi parselleyip kiralayan/kiralatan,
sanallaştırılmış (bal var arı yok!; şarap var bağ kullanan/kullandıran, işgal eden/ettirten,
yok!; süt, yoğurt ayran var, inek/koyun yok!; tahsis alan/veren herkesin --TBMM üyeleri
marka var, çiflik yok!) kültür varlığı olarak dahil-- yargılanması gerekir). Mevcut kulla-
tesçil edilmiş yapılar ihmal edilmiş (Gazi nımlar ve kullanıcılar, “kamu yararı / kişi ya
istasyonu kapalı!; Tesçilli Hamam yıkık!; Bira da kurum çıkarı”, “halka açıklık/kapalılık” ve
Fabrikası, battal!), “orman” yerine ise kaçak “AOÇ kimliğine uygunluk” gibi ölçütler ışı-
mezarlar (Devlet Mezarlığı dışında Alparslan ğında değerlendirilmeli; AOÇ içinde olması
Türkeş’in anıt mezarı!), çok katlı yapılar (Atlı gerekli ve uygun olmayan tüm kullanımlar
Spor, ASKİ, Gençlerbirliği tesisleri!) “bize” (Askeri tesisler, Bakanlık yapıları, Fabrikalar
açık olmayan kullanım alanları (tarlalar, etrafı vb) için bir “istimlak” ya da “taşıma planı”
dikenli telle çevrili ağaçlıklar) oluşmuştur. hazırlanmalıdır. AOÇ içinde kalması gerekli
Öyle ki, AOÇ’nin tam orta yerinde açıktan ve/veya uygun görülen tüm kullanışlar ise
akan kanalizasyon gölleşmiş, bir bataklık AOÇ kimliği, sınırları ve idaresi altında
olmuştur. AOÇ’nin bu içler acısı durumu, olmak koşuluyla yeniden düzenlenmelidir.
Ankara’nın ortasında ne hakkınca kullanabil- AOÇ toprağı üzerinde kurulmuş olan hiçbir
diğimiz, ne gerektiğince koruyamadığımız bu tesis AOÇ’den bağımsız, kimliklere, sınır-
alan, “bizim” olana sahip çıkmakta ne kadar lara, giriş/çıkışlara, idarelere, planlara vb
geç kaldığımızın somut kanıtıdır. AOÇ ne hususlara sahip olamamalıdır. Örneğin, AOÇ
olmalı, nasıl değerlendirilmelidir? Bu soru- sınırları içinde kalan tüm tesislere girebilmek
nun yanıtını kim, nasıl verecektir? için ilk önce AOÇ’ye girilmeli (ayrı ayrı ve
6. AOÇ Ankara’da çevre sahipliliğinin, çevre farklı kurum ya da kişilerin denetimindeki
bilincinin “litmus kağıdı” olduğu gibi Ata- tüm doğrudan girişler iptal edilerek, AOÇ
türk’e ve Ankara’ya sahip çıkmanın da birer “nizamiye”lerinden sonra dolaylı girişler
sınavıdır. AOÇ’ye sahip çıkmayan, çıkama- sistemi oluşturulmalıdır!! AOÇ’nin içinden
yan, “ben çevreciyim”, “ben Atatürkçüyüm”, geçen ekspres yollar dışında kalan yollar da
“ben Ankaralıyım” nasıl diyebilir? AOÇ, tıpkı AOÇ kapısı olarak değerlendirilmelidir.);
Atatürk Kültür Merkezi gibi, --özel bir yasası AOÇ idaresi sınırları içindeki tüm tesislerin
olmasına rağmen-- Ankara’nın, başkentin tam yönetiminde söz sahibi olmalı, bu tesisleri
ortasında ama ufuksuz, bakımsız ve en önem- herkese açık hale getirmeli, gelirlerinden pay
lisi sahipsiz durmaktadır. AOÇ, ne bugünkü almalı ve gereken altyapı, güvenlik, temizlik
gibi ihmal edilerek parça parça yağmalan- vb hizmetleri verebilmelidir. Kısacası AOÇ
maya; ne Büyükşehir ve Yenimahalle Beledi- idaresi, kendi sınırları içinde herhangi bir
yelerinin istedikleri üzere onlara; ne de, hangi idare değil, bir üst idare (asıl sorumlu, karar
amaçla olursa olsun “kamu yararına çalıştığı verici, planlayıcı, yatırımcı) konumunda
öne sürülen kuruluşlar” veya “kullanımlara” olabilmelidir.
tahsis edilip parsellenmeye bırakılabilir. Bu 8. Görüldüğü gibi yapılacak ikinci iş, AOÇ
“sürdürülebilir” bir gidiş değildir.... yönetimini --yöneticileri değil-- değiştirmek-
tir. AOÇ yönetiminin bir bakanlığa ya da bir
Ne Yapmalı? bakanlıklararası kuruluşa emanet edilmesinin
7. İlk yapılması gereken AOÇ’nin yeniden doğru olmadığı anlaşılmıştır. AOÇ yönetimini
PLANLAMA kazanılması, onun parçalarını sahiplenmiş Başbakanlık, TBMM veya Cumhurbaşkanlığı
2004/3 kurum, kuruluş ve kişilerden kurtarılması; gibi bakanlıklarüstü bir makama bağlamanın

90
da bir çözüm olmayacağı söylenebilir. Galiba bilgisi olmadan fikri olan yöneticiler ile; her
en doğru yaklaşım, geniş tabanlı “özerk” ve politik rüzgarda baştan sona değişen yönetici
“özgün” bir kamu proje yönetim modeli kadrolarıyla; gereksiz bürokrasi, genel büt-
(otoritesi), “belediye”lerden farklı bir alt- çeye bağlı proje finansman modelleri, yüklü
yerel yönetim, “alan ya da proje yönetimi” personel (çoğu torpilli) kadroları, düşük
oluşturmak doğrultusundadır. maaşlar, yetersiz teknik donanım, hantal
9. Hemen her büyük kamu projesinde, her denetim mekanizmaları, battal ihale usulleri
kamusal alanda karşılaşılan “yönetim” vb ile iş yapmak mümkün müdür? Durmadan
zaafiyeti AOÇ örneğinde de karşımıza sözü edilen, şeffaf, güleryüzlü, hızlı, verimli,
çıkmaktadır. Kuşkusuz, bu zaafiyet “özel- sonuç alıcı, katılımcı kamu yönetim birimleri
leştirme” savlarına güç veren bir husustur. nasıl oluşturulacaktır?
AOÇ
Kamu iyi (karlı) yönetemiyor, o halde: 10. Böyle bir “kamu otoritesi” oluşturduktan
a)satalım/özelleştirelim!!! (hem sorumlu- sonra yapılacak işler ise, AOÇ’nin “kimlik” ve içinde
luktan kurtulmuş hem de gelir elde etmiş “ufuk” sorunlarını aşacak çalışmaları yapmak/ kalması
oluruz), b)olmazsa, kiralayalım!!!, c)diğer yaptırtmak, AOÇ ana planını hazırlamak/ gerekli ve/
kamu kuruluşlarına tahsis edelim!!(sorum- hazırlatmak, alt-projeleri tanımlamak,
luluğu diğerlerine devredelim), veya d)özel gereken kaynakları bulmak, uygulamaları
veya uygun
sektör ile ortaklıklar kuralım (onlar çalışsın, gerçekleştirmek ve AOÇ’ni tek merkezden görülen
yapsın biz faydalanalım) yaklaşımları kabul işletmek/yönetmek olarak sıralanabilir. tüm kulla-
edilemez. Kamu, sorumluluğundaki “proje
11. Görüldüğü gibi AOÇ’nin önce “mülkiyet”, nışlar ise
ve/veya alanları” iyi ve doğru yönetmesini
“yönetim” ve “kaynak” sonra da “kimlik” ve AOÇ kim-
bilmek; bilmiyorsa öğrenmek durumundadır.
“ufuk” sorunlarını, bu sırayı bozmadan,
Ormanlarımız, “Milli Park”larımız, “Sulak
çözmek gerekmektedir...
liği, sınırları
Alan”larımız, “Sit”lerimiz, Şehitliklerimiz, ve idaresi
anıtlarımız, hastahanelerimiz, kültür mer- 12. Kuşkusuz tüm bu sorunları aşabilmek için
kezlerimizi en iyi nasıl yöneteceğiz? Bunları yeni bir AOÇ yasası hazırlamaktan başka çıkar altında
satsak satamayız, atsak atamayız; kiralask da yol yoktur..... Tüm çevrecilere, Atatürkçülere olmak
olmaz!!! Yönetim bir bilimdir. Bu konuda ve Ankaralılara davetiyem budur... koşuluyla
yeniden
düzenlen-
melidir.

PLANLAMA
2004/3

91
Raci Bademli’ye
Yıllık Mektup*

Sümer GÜREL

S
evgili Raci, seni sonsuzluğa uğurlayalı tam bir yıl olmuş (1 Eylül 2003). O
günün ertesi 02.09.2003 sabahını çok iyi anımsıyorum. Sabah saat 10 sularında,
Cumhuriyet Gazetesini açıp keyifle okumaya koyulurken seninle ilgili ilanı
gördüm!.. Ve o anda ODTÜ’deki dostların, dostlarımız senin için uğurlama töre-
ninde buluşmuşlardı. (02.09.2003, saat 10:30’da). Önce çok üzüldüm; hatta kızdım
da ODTÜ’lü dostlardan hiçbirisinin beni arayıp haber vermemelerine... Ben de bu
(akademik yaşantımın) ilk gözağrımın veda toplantısında birlikte olamaz mıydım?
Ama biraz sakinleşince hak verdim dostlara.. O perişanlık, o evladı, kardeşi, o
kadim dostu yitirme felaketi içinde kim kimi anımsayabilirdi ki? Tüm bellekler o
anda besbelli ki senin anılarınla kilitlenmişti kuşkusuz. Nitekim benimki de öyle
oldu Raci.
Hemen (saniyenin dilimleri içinde olsa gerek!) kırk yıl kadar gerilere gidip 1964
Ekiminde sizin 2.sınıf stüdyonuza rahmetli Ekmel Derya ile birlikte girdiğimiz
günler geldi aklıma. İlk tasarım konularından birisi ODTÜ kampüsü için bir giriş
düzenlemesi idi. Yani salt kapıcı kulübesi değil, yakın çevresi ve anlamlı bir plastik
öğe (yontu) ve peyzaj öğeleri içeriyordu. Sınıf 9-10 kişi idi; Gükan’ın Baykan’ın,
Erdoğan’ın Tonguç’u Özer’i (seni anılarda karşıla-
mıştır. zira yıllar önce onu da yitirdik), Ali Lütfü’yü
Pakistanlı Mustafa Kemal Pasha’yı anımsıyorum.
Daha o ilk tasarım denemesinde seni keşfetmiştim.
Sadece düşünsel özgürlük değil, deha belirtisi olan
çocuksu heyecanın, sunuştaki grafik yeteneğin ve
projeyi açıklama ve savunmadaki olgun kişiliğin
olağanüstü idi. Benim henüz ilk yılım, hatta ilk
haftalarım idi; Ekmel hocaya izlenimlerini akta-
rınca (seni bir önceki yıldan tanıdığı için, daha
iyi değerlendiriyordu) aynen, katıldığım görüp
sevinmiştim. Keşfim yanlış çıkmamıştı - henüz 31
yaşında genç ve deneyimsiz bir akademisyendim
– ve ta sonuna dek de beni yanıltmadın. Keşke o
son bu denli erken olmasaydı.

PLANLAMA
2004/3 * Raci Bademli’nin ölümünün 1. yıldönümünde okunan metin.

92
Ertesi yıl, 1965 yaz stajı için Dekanlık tarafından
“staj yöneticisi” seçilerek 34 mimarlık ve 8 adet
de sizler, Şehir Planlama Bölümü öğrencileri
olmak üzere 42 öğrenci ile 8 hafta gçirmek üzere
Ünye’nin Gölevi – Göbünalcı köylerine (komşu 2
köy) gitmiştik. ODTÜ’nün ülke çapında öncülük
ettiği bu “köylere staj yolu ile eser kazandırma
projeleri”nin ilk örneklerindendi. Ve anımsarsan
biz de (İller Bankasının parasal desteği ile) Gölevi
– Göbünalcı köylerine, sahilde bir küçük Gazino
ve birkaç soyunma kabininden oluşan plaj tesis-
leri inşa etmiştik. Proje 8 haftada bitmeyince ben
yönetici olarak 42 öğrenciden 10 tanesinin gönüllü
kalması için çağrıda bulunduğumda sen ve Mimarlık Bölümünden Ahmet Tunç
Altıner ilk parmak kaldıranlar arasındaydınız. Süha, Baykan, Cahit, Erol, Berkay,
Mustafa ve Erdoğan’ı da anımsıyorum gönüllüler arasında. Akşamları içtenlikli,
dostça, gönülden söyleyişilerle geçen nihai atmosfer, ertesi sabah sizlerin çalışma
disiplinimizi hiç değiştirmiyordu. Bu nitelikli yetişmiş kişiliklerin belirtisiydi benim
için. Şimdiki gençler arasında sözkonusu nitelik hangi düzeydedir; bilemiyorum...
Seni ilk tanıdığım yıl (1964-1965 ders yılı) babacığını yeni yitirmişdin. Böylece 18-
19 yaşlarında “aile reisi” sorumluluğu yüklenerek kız kardeşlerin Semra ve Ahter’e
kanat germek, anacığının acısını başarılarınla biraz olsun unutturmak – ve kuşkusuz
rahmetli babana layık evlat olmak – gibi bir konumda idin. Tüm bunları en mükemmel
biçimde başardın; ben de yakından/uzaktan hep gururla, takdirle izledim.
Sonra 1968’de Yüksek Lisans tezini hazırlarken, seni 1. sınıf Temel Tasarım (Basic
Design) Stüdyosuna, Dekanlık onayı ile, ben “öğrenci asistanı” olarak yanıma
almıştım. O yaz seninle (tatil bile yapamadan!) yeni bir Temel Tasarım Müfredat
Programı hazırlamıştık İlk kez Şehir Planlama öğrencileri 1. sınıftaki Temel Tasarımı,
Mimarlık öğrencileri ile değil bizim hazırladığımız program çerçevesinde öğrenecek-
lerdi. Senin o programın oluşturulmasındaki “esin kaynağı” rolünü nasıl unuturum?
Dersin asal/düşünsel kurgusu senin eserindir. Ben deneyim ve birikim (özellikle
Danimarka’daki yılların öğrettikleri) ile katkıda bulunuyordum. Kısacası “özgün”
bir Temel Tasarım programını 3-4 yıl birlikte yürüttük; çok doyurucu idi sonuçları.
Sonra 1971-1972 (ne mutlu bir yazgı idi benim için) sen ‘Doktora”, ben “Araştırma”
bursu ile birlikte ABD’nin ünlü Üniversitesi M.I.T. (Massachusets Institute of Tech-
nology) de buluştuk. Kuşkusuz ayrı ayrı çabalar
içindeydik; sen doktora heyecanını, tüm benliğinle
yaşıyordun, bekardın ve Boston Kentinin keyfini
çıkarıyordun. Biz yani ben, rahmetli Sevinç ve
Can ile Civan burs koşullarında ekonomik açıdan
pek kolay olmasa da doyurucu bir akademik yıl
geçirdik Boston’da. Seyrek de olsa kuru fasulye
ya da köfte için davet edince, kıramayıp gelir Can
ve Civan ile boğuştuktan sonra birkaç kadeh ile
sofrada sohbeti koyulturduk. İşte o 2 Eylül 2003
sabahı tüm bu anılar yığıldı kafama ve yüreğim
Dostoyevski’nin deyişi doğrultusunda* ısıtırapla
açıldı, taştı paşam....!
PLANLAMA
*Dostoyevski bir yapıtında “anılar tatlı da olsa acı da olsa hep ıstırap verirler” der. 2004/3

93
Unutmadan şunu da söyleyeyim sana; 1968’deki
Temel Tasarım Programı’nı, 1979-80 ders yılından
itibaren DEÜ-SBPB 1.Sınıfta; 1989-92 arası üç yıl
misafir hoca olarak bulunduğum Karaçi (Pakis-
tan) Dawood College’de, seninle ayni dönemde
Mimarlık Bölümünde öğrenci olan Kansa Bashir
Ahmad’ın Dekan olduğu fakültede ve en son
olarak da MSÜ-ŞBPB’de 1993-2000 yılları ara-
sında gençlerle uyguladım ve çok yüreklendirici
sonuçlar aldım. Kısacası 35-36 yıllık geçimişi ile
hiç eskimeyen bir niteliği var bizim/senin Temel
Tasarım Programın’ın ... Anılar, anılar, anılar...
İnsanoğlu psişik bir koruma mekanizması geliştir-
miş şu ölüm olgusu ile başedebilmek için. Örneğin
kimileri “eh! ne yapalım takdir-i ilahi (dinsel seçeçek)”derken, kimileri de “yaşam işte
böyle, giden gidiyor; ama yaşam sürüyor (gerçekçi-akılcı seçenek)” demekte ve bir kesim
de “ölenle ölünmez, hepimiz o yolun yolcusuyuz (yazgıcı seçenek)” gibisine sözler eder-
ler. Tüm bu söylemlerin ötesinde bir husus var ki ben çok önemli buluyorum Raci!
O da sonsuzluğa uğurlanan sevgililerin unutulmaması... Nitekim (bir ara merak edip araş-
tırmıştım) uzmanlar ölüm sınıflaması yaparken ilginç ölçütler kullanıyorlar. Sözgelimi
(önceleri kalp iken) şimdilerde beynin işlevini yitirmesi “biyolojik” açıdan ÖLÜM olgu-
sunun ölçütü olmaktadır. Aynı uzmanlar “asıl ÖLÜM bireyin sosyal anlamda (yani çevresi
tarafından) unutulmasıdır” diyorlar. İşte benim önemsediğim husus bu paşam...!
Geride unutulmaz şeyler bırakabilen kişiler ölmüyorlar; hep bizlerle birlikteler. Bunla-
rın içinde toplum ve ülke açısından önemli olanlar (devlet büyükleri, sanatçılar, bilim
insanları vb.) olduğu gibi, ülke çapında olsun ya da olmasın çevresi için, insanlık için
“güzel” şeyler yapanlar da var kuşkusuz.
İşte sen o güzellikler ile anımsanıyorsun ve anımsanacaksın; tıpkı geçen yıl Bursa
Mimarlar Odası’nın düzenlediği “XV. Uluslarlararası Yapı ve Yaşam Kongresi”nde
senin için hazırlanmış o nefis kocaman “poster”deki resim ve sözler gibi.... Ben de
istedim o posterden bir kopya ve gönderdiler; o’nu odamda saklıyorum. Yani hep bir-
likteyiz seninle.
Ben varoldukça sana bu “yıllık name”leri yazacağım; tıpkı son dört yıldır Arda Denkel’e
yazdığım gibi. Eminim dostların ve öğrencilerin de anılarını sıcak tutmak için bir şeyler
yapacaklardır. O nedenle “rahat uyu ve ışıklar içinde ol!” diyorum. Dündar Elbruz,
Tuğrul Akçura, Aptullah Kuran, Ekmel Derya, Esat Turak (ve kafam karışık olduğundan
anımsayamadıklarım varsa onlara) hocalara selam-saygı ve sevgilerimi ilet lütfen.....

PLANLAMA
2004/3

94
“Kaçak Yapılaşma İle İlgili
Süreçler, Sorunlar, Çözüm
Önerileri” Değerlendirme
Raporu*
TMMOB KENTLEŞME ve YEREL YÖNETİMLER ÇALIŞMA GRUBU

A. TANIMLAR, GENEL binin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar ile


DEĞERLENDİRME VE TESPİTLER imarsız alanlarda hisseli tapu sahiplerinin kendi
arazileri üzerinde yaptıkları ruhsatsız yapılar”
A.1. TANIMLAR olarak olarak tanımlanmakta iken, süreç içinde
Ülkemiz kentlerinde kaçak yapıları, “gecekondu” barınma gereksinimi dışında içeriği ve niteliği
ve “imar mevzuatına aykırı yapı” olmak üzere iki değişen gecekondu; daha çok hazine arazileri ya
grupta tanımlamak ve değerlendirmek olanaklı- da başkasının arazisi üzerinde bulunan yapıları,
dır. kaçak yapı ise; kendi mülkiyeti ya da hissesi üze-
rine İmar Mevzuatına aykırı olarak yapılan yapı-
Gecekondu
ları tanımlar biçimde kullanılmaya başlamıştır.
775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun 2. Madde-
sinde; “Bu kanunda sözü geçen (Gecekondu) İmar Mevzuatına Aykırı Yapı
deyimi ile, imar ve yapı işlerini düzenleyen mev- İmar Mevzuatına Aykırı Yapı; “İmarlı alanlarda
zuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksızın, kamu ve özel mülkiyete konu olan parsellerde
kendisine ait olmayan arazi veya arsalar üzerinde, mülk sahipleri tarafından ruhsat ve eklerine, fen
sahibinin rızası alınmadan yapılan izinsiz yapılar ve sağlık kurallarına, kat nizamına, yapı emsal
kastedilmektedir.” denilmektedir. değerlerine, komşu mesafelere aykırı yapılar”
Yasadaki “kendisine ait olmayan arazi veya olarak tanımlanabilir.
arsalar” ifadesi ile hazine, belediye, vakıflar vb. Bu haliyle bakıldığında; ülkemizde bir çok
kamu arazileri ile şahıs arazileri kastedilmekte; yapının kaçak yapı ya da gecekondu olarak
bu arazileri işgal ederek yapılan izinsiz yapılar değerlendirilebileceği görülecektir. İmar planları
gecekondu olarak tanımlanmaktadır. hükümlerine uygun olarak yapılan bir çok yapıda
da proje ve eklerine aykırı yapılaşma gerçekleşti-
Bu tanıma imarsız alanlarda hisseli tapu sahiple-
rildiğinden iskan ruhsatı alınamamakta ve inşaat
rinin kendi arazileri üzerinde yaptıkları ruhsatsız
ruhsatı ile ikamet edilen yapılar topluluğu ortaya
yapıları da katmak gerekmektedir. Bu anlamda;
çıkmaktadır. Bu durumda, ülkedeki yapı stoğunun
Gecekondu; “imar ve yapı işlerini düzenleyen önemli bir kısmının sağlıksız, yasadışı, ruhsatsız
mevzuata ve genel hükümlere bağlı kalınmaksı- ya da yalnızca inşaat ruhsatı olan, oturma izni için
zın, hazine, belediye, vakıflar vb. kamu arazileri gerekli olan proje gerekleri dışında kaçak unsurlar
ile şahıslara ait arazi veya arsalar üzerinde, sahi- taşıyan bir niteliğe sahip olduğu söylenebilir.

PLANLAMA
* Sekreteryası Şehir Plancıları Odası’nca yürütülen çalışma grubunca Eylül 2004 tarihinde oluşturulan rapor. 2004/3

95
A.2. GENEL DEĞERLENDİRME VE yönelik bir rant veya yatırım aracı olmuştur
TESPİTLER (Kubin, 1995).
Ülkemizde özellikle 1950 sonrasında yaşanan Yirminci yüzyılın ikinci yarısında dünyada
hızlı kentleşme ve sanayileşme sürecinde göç en hızlı yapılaşma performanslarından birini
ve aşırı nüfus artışının etkisiyle büyük kentleri- gösteren ancak hemen her türlü denetimi dışla-
mizde arsa ve konut talebi hızla artarken, imar ve yarak gelişen yerleşme birimlerimiz ve özellikle
yapılaşmaya ilişkin yasalar, kentsel arsa ve konut büyükşehir statüsü kazanmış olan kentlerimiz,
üretimine ilişkin politikalar ve kaynak üretme yetersiz altyapıları ve kaçak yapı stokları ile
Bugün araçları ile yeterince desteklenmemiş; mevzuatın büyük RİSK HAVUZLARI oluşturmaktadırlar
biçimlediği merkezi ve yerel kurumsal yapılanma- (Balamir, 2004).
varılan lar, kentlerimizde imar ve yapılaşma konularında
noktada nicelik ve nitelik olarak karmaşıklaşan sorunların Bugün varılan noktada büyük kentlerimizde
büyüklüğü ve çeşitliliği ile orantılı/uyumlu arsa ve kentsel alanların ve kent nüfusunun %50-60’ı
büyük imar mevzuatı dışında tamamen kaçak olarak
konut üretim süreçlerinin geliştirilmesi konusunda
kentle- çok yetersiz kalmıştır. yapılaşmış gecekondu bölgelerinden oluşmak-
rimizde tadır. Başbakanlık Toplu Konut Müsteşarlığı’nın
1930’larda kaçak yapılaşmanın ilk örnekleri 2002 yılında yaptığı “2000-2010 Dönemi Konut
kentsel olarak Ankara’da ortaya çıkan gecekondu, İhtiyacı Analizi ve Konut Politikaları” konulu
alanların başlangıçta kente göç eden alt gelir gruplarının, araştırmasına göre, Türkiye’de toplam konut
yasal çerçevede karşılanamayan konut sorunla- stoku içerisinde ruhsatsız konutların-ya da başka
ve kent rına bir çözüm olarak salt barınma amacına yöne- bir deyişle mevzuat hükümlerine tümden ya da
nüfusunun lik olarak plan dışı alanlarda ve kamu arazileri bir bölümüyle aykırı kaçak konutların oranı- %
%50- üzerinde yapılan tekil yapılar olarak gündeme 38’e ulaşmıştır.
gelmiş, ancak 1950 sonrasında büyük kentlerde
60’ı imar yaygınlaşmaya ve kent makroformlarında hakim Sözkonusu araştırmaya göre 2000 yılı itibariyle,
mevzuatı görüntüler oluşturmaya başlamıştır. Bu dönemde iller bazında konut ihtiyacı, konut stoku ve konut
yasal ve kurumsal zaaflarla birlikte, ülkenin içe- açığına ilişkin veriler Tablo 1’de verilmiştir.
dışında
risinde bulunduğu siyasi ve ekonomik ortamın Araştırmaya göre 2000 yılı nüfus verisinden
tamamen populist politikaları ve uygulamaları besleyen elde edilen konut ihtiyacı, ruhsatlı konut stoku
kaçak yapısı, imar ve yapılaşma konularında ihmalle- ile karşılaştırıldığında Türkiye genelinde toplam
olarak rin, ihlallerin ve kaçak uygulamaların hızla art- konut stokunun %62’si ruhsatlı olup, bu oran illere
masına yol açmıştır. Barınma amaçlı gecekondu göre büyük farklılıklar göstermektedir. Türkiye
yapılaşmış ile başlayan kaçak yapılaşma, özellikle 1980 genelinde ruhsatlı konut açığı %38’dir. Bu sonuç
gecekondu sonrasında nitelik değiştirerek kentsel rantlardan illere göre farklılık göstermekte ve az da olsa bazı
pay kapma güdüsü içerisinde alternatif bir sektör illerde ruhsatlı konut fazlasına rastlanmaktadır.
bölgelerin- haline gelmiştir. Kaçak yapılaşmanın kapsamı 2000 yılı itibarıyla Türkiye’de ruhsatlı konut açığı
den oluş- gecekondudan lüks konut, alışveriş merkezi, olan illerde toplam 2.816.881 adet ruhsatlı konuta
maktadır. sanayi, depolama, tarım ve turizm yapılarına gereksinim vardır.
kadar çeşitlenen bir yelpaze içerisinde tüm
sektörlerde yaygınlaşan toplumsal bir hastalık Tabloya ilişkin açıklamada özetle “….. ruhsatlı
düzeyine ulaşmıştır. Kent çeperlerinde ve kıyı- konut stokunu belirlemek için iki veri kaynağı-
larda kamu arazilerinin yağmalandığı, tarım ve nın inşaat ruhsat izni sayısı ve yapı kullanma izni
orman alanlarının yok edildiği, içme suyu olduğu, gerçekte yasal çerçeve içinde yer alan
havzalarının işgal edildiği, gecekondu mafyası, konutların sayısının yapı kullanma izin sayısı
arsa mafyası gibi illegal örgütlenmelerin devreye ile belirlenebildiği, ancak Türkiye’de konut-
girdiği, çok katlı yapılardan oluşan kaçak kent ların sadece %33’ünün yapı kullanma iznine
parçalarının oluştuğu ve büyük kentlerde kiralık sahip olması nedeniyle bu çalışmada inşaat
gecekonduların toplam içinde % 50’lere ulaştığı ruhsatı izni sayısının ruhsatlı konut sayısı
bu süreçte kaçak yapılaşma, kamu arazilerini olarak kabul edildiği…” belirtilmektedir.
yağmalayıp satan belli bir kesim için büyük Bu açıklamaya göre yasal konut stoku için yapı
miktarlarda haksız ve kayıt dışı kazanç elde etme kullanma izni sayılarının dikkate alınması
aracı olmuştur. Birden fazla gecekondu sahibi halinde – inşaat ruhsatı izni sayısı ile yapı
PLANLAMA
2004/3 olan kesim için ise gecekondu, artık, geleceğe kullanma izni sayısı arasındaki farkın bir kıs-

96
mının, iyimser bir tahminle, mevzuata uygun Tablo 1. İller itibariyle konut ihtiyacı, ruhsatlı konut sayısı ve ruhsatlı konut açığı
ancak henüz inşaat süreci tamamlanmamış 2000
2000 İNŞAAT
yapılar olduğu varsayılsa bile-Türkiye’de imar İLLER
2000 KONUT
RUHSATI İZNİ
RUHSATLI
İHTİYACI (a) KONUT AÇIĞI
ve yapılaşma mevzuatına tümden veya kısmen SAYILARI (b)
(b-a)
aykırı olan kaçak statüdeki konut stokunun, TOPLAM 9.789.145 6.972.264 -2.816.881
toplam stok içerisindeki oranının % 50’lerin İSTANBUL 2.542.651 1.518.441 -1.024.210
GAZİANTEP 204.922 103.067 -101.855
üzerinde olduğu söylenebilir. ADANA 312.899 217.991 -94.908
ŞANLIURFA 134.682 49.256 -85.425
Araştırmada Tablo 1’deki verilere ilişkin bir DİYARBAKIR 133.406 65.607 -67.800
diğer değerlendirme, “ ... bazı illerde konut faz- KIRIKKALE* 81.289 14.094 -67.195
İZMİR 817.224 753.908 -63.316
lası görünmekle birlikte bu sonucun Türkiye’de OSMANİYE* 68.638 6.703 -61.935
konut problemi yok anlamına kesinlikle gelme- KONYA 294.233 232.835 -61.398
ANKARA 937.139 879.513 -57.626
diği, tersine konut ihtiyacının ruhsatsız konut K.MARAŞ 110.382 56.470 -53.911
sunum biçimleri ile karşılanmakta olduğunu net MARDİN 63.281 11.230 -52.052
AKSARAY* 62.473 12.228 -50.244
bir biçimde göstermektedir. Konut fazlası görülen HATAY 132.300 85.783 -46.518
illerde ruhsatlı ve ruhsatsız konut fazlası gibi bir VAN 68.161 22.616 -45.544
BURSA 416.683 371.342 -45.341
ayrıştırmaya gidildiğinde, pek çok ilde ruhsatlı ERZURUM 106.258 65.382 -40.876
konut sunumunun yetersiz kaldığı ve gözlenen İÇEL 231.609 191.431 -40.179
konut fazlasının ruhsatsız konut stoku fazlalığın- MALATYA
KARABÜK*
101.902
42.211
65.287
5.644
-36.615
-36.568
dan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca söz TRABZON 109.196 75.472 -33.724
konusu konut stokunun düşük nitelikli konutları ADIYAMAN 60.828 27.133 -33.694
DÜZCE* 31.742 819 -30.923
içeren bir tanıma sahip olması nedeniyle bu AĞRI 38.363 7.882 -30.481
veriler Türkiye’de konut probleminin nicelik BATMAN* 40.471 10.524 -29.947
BİTLİS 35.373 6.453 -28.920
sorunundan nitelik sorununa dönüştüğünü, TOKAT 83.650 55.188 -28.462
ayrıca ruhsatsız konut sunumunun yasal çer- YALOVA* 40.717 12.861 -27.857
ŞIRNAK* 27.768 632 -27.136
çevede karşılanamayan ihtiyaca karşı gelişen YOZGAT 65.356 39.292 -26.064
bir çözüm olmaktan çıkıp yatırım alanı haline ESKİŞEHİR 150.170 124.243 -25.927
geldiğini ortaya koymaktadır” denilmektedir. MANİSA
KARS
194.849
32.488
172.422
12.961
-22.427
-19.527
SİVAS 85.125 65.914 -19.211
Özellikle 1999 Körfez Depremi sonrasında Türki- KÜTAHYA 84.631 65.876 -18.755
ye’de kaçak yapılaşma konusu değerlendirilirken ORDU 84.546 66.943 -17.602

mevcut konut stokunun nitelik sorunlarının da MUŞ


SAKARYA
22.944
113.354
6.137
97.493
-16.807
-15.860
tartışılması gereği açıktır. UŞAK 52.081 37.323 -14.758
HAKKARİ 18.127 5.176 -12.951
Türkiye’de özellikle Büyükşehirlerdeki yapı KARAMAN* 29.229 16.380 -12.850
KİLİS* 14.618 2.104 -12.514
stokunun gecekondu, kaçak, ruhsat ve eklerine IĞDIR* 15.741 3.616 -12.125
aykırı binaları kapsayan büyük bir bölümü güven- SAMSUN 151.540 139.746 -11.795
lik açısından yetersizdir ve bu tür yapım eğilim- ERZİNCAN
ISPARTA
31.095
79.713
20.142
68.824
-10.953
-10.889
leri devam etmektedir. Yerel seçimler öncesinde AFYON 83.170 72.282 -10.888
gözlemlenen faaliyet bunun açık kanıtı olmuştur. BİNGÖL 20.408 10.412 -9.995
BURDUR 42.418 33.153 -9.265
Oysa, özellikle İstanbul gibi yerleşmelerde bu KAYSERİ 172.427 163.241 -9.187
faaliyeti, ulusal kaynakların heba edilmesinden KOCAELİ 184.068 175.049 -9.019
ARDAHAN* 8.496 369 -8.127
başka türlü yorumlama olanağı yoktur. İnşaat ve BARTIN* 13.583 5.824 -7.758
iskan izinleri alınmadan yapılmış olan bu stokun AMASYA 49.333 41.590 -7.743
RİZE 46.862 39.471 -7.391
güvenli duruma getirilmesinde ise, teknik ve yasal GÜMÜŞHANE 14.470 7.335 -7.135
zorluklar bulunmaktadır. Mevzuata göre bu yapılar TUNCELİ 12.350 5.727 -6.623

hakkında yıkımdan başka çözüm bulunmamakta- ÇANKIRI


BILECİK
28.224
36.003
22.229
30.038
-5.995
-5.965
dır. İstanbul örneğinde mevcut yapıların %60’nın GİRESUN 64.343 59.285 -5.058
bu nitelikte ve ruhsatsız olduğu göz önüne alınırsa, BAYBURT*
ANTALYA
6.597
281.100
1.964
277.067
-4.633
-4.033
affetmek, ruhsata bağlamak, güçlendirmek gibi ARTVİN 20.761 16.886 -3.875
işlemler bu kaçak stok sorununu ve riskleri daha KIRŞEHİR 33.256 30.602 -2.654
NİĞDE 33.358 32.897 -2.461
da büyütecektir (Balamir, 2004). KIRKLARELİ 58.389 56.133 -2.256
SİİRT 21.470 20.327 -1.143
Diğer taraftan, yine Konut Müsteşarlığı araştır- PLANLAMA
Kaynak: www.konut.gov.tr
ması incelendiğinde ortaya çıkan önemli nok- *1990 yılından sonra il olan ilçeler 2004/3

97
talardan biri de, ruhsatlı konutlar açısından bir gerçeği olan afete; günlük, küçük, parçacı
bakıldığında önemli bir konut açığı görülür- düzenlemeler noktasından ve bunları yalnızca bazı
ken, ruhsatsız konutlar da eklenerek değer- yasal ve kurumsal müdahaleler boyutuna indirge-
lendirildiğinde, özellikle büyük oranda konut yen bir gözlükle bakıldığından, kentsel sorunlara
gereksinimi varmışcasına yeni konut alanları kalıcı çözümler üretilemediği gibi, sağlıklı nite-
yaratılabilinmesi için çırpınılan büyükşehir- likli yapılaşma süreçleri de tanımlanamamakta,
lerde, önemli oranda konut fazlası olduğunun kaçak yapı ve gecekondu alanlarının dönüşümü de
görülmesidir. Mevcut yasa dışı konutların mevcut daha fazla “imar hakkı” ve rant sağlama yoluyla
durum yarattıkları ve kentlerin yapısını belirleyen çözülmeye çalışılmaktadır.
temel unsur haline geldikleri bu sürece, ülkenin Kent mekanına rant elde etmenin bir aracı
afet ve deprem açılarından öncelikli konumu olarak yaklaşılması, piyasanın kısa vadeli özel
da eklendiğinde, kentlerimizin planlanmasında çıkarlarına hizmet edecek bir kentleşme modeli
temel hareket noktasının, mevcut sağlıksız yasa uygulanması; kamu arazilerinin ve genel hizmet
dışı yapılaşmanın iyileştirilmesi, yenilenmesi ve alanlarının elden çıkarılmasını, af süreçleriyle
dönüşümü olarak belirlenmesi olduğu noktasına birlikte kaçak yapılaşmanın özendirilmesini,
ulaşılabilir. kaçak yapılaşmış alanların dönüşümünde de
Mevcut kaçak, sağlıksız yapı stoğunun, piyasa yeni niteliksiz ve riskli yapılar yaratılmasını ve
mekanizması içerisinde yap-sat süreci ile yeni- afet açısından riskli yerleşmelerin oluşmasını
lenmesi deneyimi, ülkede ruhsatlı ya da ruhsatsız desteklemiştir. Bu afet risklerini gözardı etmesi
niteliksiz ve her türlü afet riskine açık, çok katlı, yanında, kentsel sorunları da içinden çıkılmaz hale
durduğu yerde yıkılabilen bir konut stoğu üretmiş- getiren rant eksenli kentleşme politikası (politika-
tir. Bu bakımdan, kentlerimizdeki temel sorunun sızlığı!), doğal ve kültürel mirasın önemli ölçüde
bu sağlıksız konutların afet yönetimi yaklaşımı kaybedilmesine yol açmış, değerli tarım alanları,
içerisinde dönüşümüne yönelik kalıcı, nitelikli orman, su havzaları, sel yatakları, dolgu ve kıyı
stratejiler yaratılamamış olmasından kaynaklan- alanları, jeolojik sakıncalı alanların yapılaşma
dığı görülmelidir. baskısı altında kalmasına neden olmuştur. Top-
lumun yararına hizmet eden, bölgesel gelişmelerin
dengeli gerçekleşmesini sağlayan, yaşam kalite-
B. KAÇAK YAPILAŞMANIN sini arttıran, korunması gerekli alanları bu yönden
NEDENLERİ VE SONUÇLARI güvence altına alan kararlar getiren, afet zararla-
B.1. Yerleşme ve Kentleşme Politikaları rını azaltan, kaçak yapıların ve gecekonduların
Kentlerimize hızlı göç sürecinin yaşandığı yıl- oluşumunu engelleyen, oluşmuş olanların sağlıklı
lardan bu yana, kapsamlı-bütüncül ve şehirci- ve nitelikli dönüşümünü sağlayarak uzun vadeli
liği-planlamayı odağına koyan bir kentleşme kalıcı çözümler getiren fiziksel planlamaya gerekli
politikası oluşturulup uygulanamadığından, önem verilmemiş, planlama reddedilmiştir.
bugün bir çok kent ve kent parçası önemli
Bu sürecin en temel sorunu ve sonucu olarak;
sorun ve açmazlarla yüklü bir nitelik taşır
sağlıksız, niteliksiz ve güvenliksiz yapılara
hale gelmiştir. Böylesi bir kentleşme politikası
yönelik imar afları getirilmiş, ıslah imar plan-
eksikliği, bir boyutuyla kente ve kent mekanına
ları ile ranta yönelik yoğun yapılaşmaya yol
bakış açısıyla ilgili sorunlar taşımakta, diğer
açılmıştır. Doğu Marmara Depreminden sonra
boyutuyla da kentleşme ve planlama politikala-
da bu af-rant-oy eksenli kentleşme politikası
rının uygulanmasında büyük önem taşıyan bele-
seçiminin vahim sonuçları görmezden gelinerek,
diyelere ait sorun ve yetersizlikleri beraberinde
hazine arazilerinin işgalcilere satılmasına, kamu
getirmektedir.
alanlarının elden çıkarılmasına yönelik düzenle-
Kente ve kent mekanına bakış açısından ele alın- meler tekrarlanmış ve gerçekçi-bütünlüklü bir
dığında, rant ve spekülasyon arayan bir toplum kentleşme ve yerleşme politikası oluşturularak,
ve kurumsal yapılar oluşturulmasını sağlayan bununla ilişkili tüm yasal düzenlemelerin bir-
PLANLAMA politika seçimi öne çıkmaktadır. Bu politika seçi- biriyle bütünleşen nitelikte tasarlanması yerine,
2004/3 miyle; kentleşme-planlama ve ülkenin çok önemli parçacı, birbirleriyle çelişen ve soruna kentsel

98
mekanın rant değeri gözlüğünden bakan yasal olan ve 2 bin ile 12 milyon arasındaki nüfus
düzenlemeler gündeme getirilmiştir. büyüklüklerine hizmet vermek üzere kurulmuş
bulunan belediyelerimiz, 1930’lu yıllardan
Kentleşme ve yerleşme politikaları için büyük
günümüze kadar ne yazık ki yeterince kurum-
önem taşıyan yerel yönetimlerin ve özellikle
sallaşamamıştır. Belediyelerimizin yasal olarak
belediyelerin ise, bir çok önemli sorun ve Kentle-
yürütmekle görevli oldukları konularda, aşırı
yetersizlik nedenleriyle kaçak yapılaşma ile
mücedele etmekte yetersiz kaldıkları ya da
yetkili belediye başkanlarımızın siyasal ve rimize
kişisel tercihlerinin belirleyici olabilmesi de bu hızlı göç
siyasal süreçlerin ön plana çıkmasıyla yeterli
kurumsallaşamama sorunuyla yakından ilişkilidir.
önlem almama seçimini yaptıkları söylenebilir.
Kentlerde adeta kent patronlarının yaratılmasına
sürecinin
Öncelikle, belediyelerin önemli bir kısmı yeterli
yol açacak yeni Büyükşehir Belediye Yasası da, yaşandığı
teknik donanım ve kurumsallaşmayı tamamlaya-
madığından, kaçak yapılaşma ve yapı denetim
bu açıdan bakıldığında kentsel sorunları ve kaçak yıllardan
yapılaşma-gecekondu dönüşümü süreçlerini daha
süreçlerinde yeterli teknik destek ve kamu dene- bu yana,
önce olduğundan farklı bir derinlikte çözebilme
timi mekanizmalarını da oluşturamamaktadırlar. kapsamlı-
olanağını, belediye başkanlarının eğilimlerine ve
Diğer taraftan da, belediyelerin içinde bulunduğu
yerel siyasal konumlar ve belediye başkanlarının
siyasallaşma süreçlerine bırakıyor, yerelleşme ve bütüncül ve
katılım süreçlerini önemsemiyor görünmektedir. şehirciliği-
seçimlere yönelik kaygıları da, en kolay kollamacı
Belediyelerimizin bu derecede siyasallaşması,
ilişkilerden biri olan imara ilişkin görmezden gel-
kamu yararının gözetildiği teknik hizmetlerin planlamayı
meleri gündeme getirmekte ve kent mekanının
kamu ve toplum yararlı düzenlemelerden çok,
gerektiği gibi yerine getirilememesiyle sonuçlan- odağına
kişisel ya da siyasal çıkar amaçlı biçimde ele
maktadır. Her seçim öncesinde, belediyelerimizin koyan bir
kaçak yapılaşmaya karşı etkili önlemler alamıyor
alınmasını sağlıyor görünmektedir.
olmasının altında bu sorunlar yatmaktadır.
kentleşme
Bu süreçte belediyelerin kaçak yapılaşma ile politikası
Ayrıca, kaçak yapılaşma sorununun çözümünde,
ilgili olarak yapabilecekleri ve yapamadıkları
yerel yönetimlerin kurumsal yapılarının güç- oluşturulup
konusundaki yetki ve sorumluluklarının da
gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu anlamda,
lendirilmesinin çok büyük bir gereklilik olması uygulana-
yanında, tek başına yeterli olmadığı da açıktır. madığın-
1985 yılında çıkarılan 3194 sayılı İmar Kanunu
Bununla paralel olarak imar mevzuatında da
ile, belediye sınırları içinde belediyelere verilen
köklü bir reform yapmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
dan, bugün
planlama ve uygulama yetkilerinin de, 20 yıla bir çok
Başta 3194 Sayılı İmar Kanunu ve yönetmelikleri
yaklaşan süreçte belediyelerce yerinde ve olumlu
kullanıldığını da söylemek olanaklı değildir.
olmak üzere, diğer ilgili yasaların da kapsamlı kent ve
bir biçimde yeniden gözden geçirilmesi gerek- kent par-
Yerelleşme ilkesince yerel yönetimlere yetki
mektedir. İmar mevzuatının yerel yönetim ve
verilmesi, olumlu bir yaklaşım olarak görül- çası önemli
kamu yönetim mevzuatı yanında ilgili tüm yasal
mekle birlikte, belediyelerin yerel dinamikleri
rant-spekülasyon ve oy kaygıları bağlamında
düzenlemeler ile birlikte ele alınması kaçınılmaz sorun ve
bir gerekliliktir. Bu anlamda, bütünlüklü bir açmazlarla
kullanma yönündeki eğilim ve yoğunlukları,
kentleşme politikası oluşturulup rant, siyaset,
gelinen noktada belediyelere verilen yetkilerin
oy seçmeleri yerine, kamu ve toplum yararı ile
yüklü bir
bile tartışılmasına yol açmıştır. Ayrıca, belediye-
şehircilik ilkeleri ve planlama koyulmadıkça, nitelik taşır
ler İmar Kanunu ile kendilerine verilen planlama
yetkilerini daha çok yeni konut alanlarını “imara
kaçak yapılaşma ve niteliksiz, sağlıksız yapı- hale gel-
laşma süreçlerinin önüne geçilemeyeceği, kalıcı
açmak” biçiminde algılıyor, kentlerin yerleşik miştir.
çözümler üretilemeyeceği görülmelidir.
alanları ve özellikle kaçak yapılaşma-gecekondu
alanları ile ilgili nitelikli ve sağlıklı kentsel yeni-
B.2. Mevzuat ve Kurumsal Yapılanma
leme ve dönüşümleri yeterince gündeme almıyor
Sorunları
görünmektedirler.
Bugün Türkiye’de imar ve yapılaşma konularına
Öte taraftan kentlerin yönetimleri ve gelişiminde ilişkin ilke ve esaslarını tanımlayan mevzuatın
büyük önem taşıyan belediyelere ilişkin yasal temelini oluşturan 3194 sayılı İmar Kanunu
düzenlemelerde de yetersizlikler ve sorunlar 1985 yılında yürürlüğe girmiştir. 3194 sayılı PLANLAMA
olduğu söylenebilir. Sayıları 3200’den fazla İmar Kanunu’nun birinci bölümüne göre; 2004/3

99
“ Bu kanun yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki ihlallere ve kaçak yapılaşmaya dönüşmesine
yapılaşmaların plan, fen, sağlık ve çevre şart- elverişli bir ortam yaratmıştır.
larına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla
Diğer taraftan, imar mevzuatı öteden beri çok
düzenlenmiştir.” ( Amaç - Madde 1)
başlı-çok yetkili bir planlama kurumsallaşması
“Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve tanımlamaktadır. 3194 sayılı Kanunun 4. madde-
dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa sinde sayılan özel statülü alanlarda farklı merkezi
edilecek resmi ve özel bütün yapılar bu Kanun kurumlara yetki veren yasalarla biçimlenen çok
hükümlerine tabidir” (Kapsam–Madde 2) başlı kurumsal yapı, daha sonraki yıllarda çıkarı-
lan yönetmeliklerle daha da çeşitlenmiştir. Mevcut
“Herhangi bir saha, her ölçekteki plan ve esasla-
yapıda 33 kurum ya da kuruluşun plan yapma
rına, bulunduğu bölgenin şartlarına ve yönetmelik
yetkisi olduğu değerlendirmesi yapılmaktadır.
hükümlerine aykırı maksatlar için kullanılamaz.”
Aralarında yeterli ve gerekli eşgüdümün olma-
(Genel Esas - Madde 3)
Analizlerin dığı bu çok başlı ve parçacı yapıya ek olarak
Bugün varılan noktada konut stokunun %50- imar mevzuatının afet, sigorta, ceza, yerel
en zayıf
60’ının tamamen veya kısmen imar mevzuatına yönetimler, kat mülkiyeti gibi ilgili mevzuat
bölümünü aykırı kaçak olarak yapılaşmış konut bölgele- ile bütünleşememesi, kaçak yapılaşma süre-
oluşturan rinden oluştuğu ve kaçak yapılaşmanın konut cinde kurum ve kişilerin üstlenmesi gereken
ekonomik dışı sektörlerde de (sanayi, depolama, tarım, sorumlulukların belirlenmesini güçleştirmekte
turizm, ticaret vb.) giderek yaygınlaştığı dikkate ve kaçak yapılaşmaya daha elverişli bir zemin
ve kültü- alındığında, İmar Kanununun amaç, kapsam yaratmaktadır.
rel veriler ve genel esas maddelerinin büyük kentlerimiz
İmar mevzuatının büyük kentlerin hemen yarısının
planda gerçeğinde büyük ölçüde çalışmadığı bir ger-
gecekondularla biçimlenmesine yol açan zaafları
çektir.
yeterli 3194 sayılı Kanun, merkezden yerele yetki devri
yanında bir diğer sorunlu alanı da, kentlerin imarlı
karşılığı kesimlerinde parsel bazında yapıların ruhsatlan-
anlamında önemli değişiklikler içermekte ve
dırılması ve yapı sürecinin denetimi konusundaki
bulama- yeni planlama kademeleri tanımlamakla birlikte,
eksikliklerdir.
maktadır. Türkiye’de ülkesel, bölgesel ve kentsel ölçek-
lerde sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel ve sosyo- Yapı bazında ruhsatlandırma sürecinin ve evrak
mekansal değişim ve dönüşüm dinamiklerini ve kalabalığından kaynaklı olarak gereğinden fazla
süreçlerini algılayan ve gerek planlama gerekse uzaması, kontrol ve onay işlemlerinin süre ve
yapılaşma konularında bu dinamikleri ve süreçleri süreç olarak her tür ve büyüklükteki yapıya
yönlendiren/denetleyen nitelikte ilke ve esaslar aynı şekilde uygulanması, kamu yapılarının
geliştirmemiştir. İmar mevzuatının planlama ruhsatlandırılmasındaki mevzuat eksikliklerin
süreçlerini kurgulayış biçimi, fiziksel bir plan elde yanısıra, kamuda ücret ve istihdam politikalarına
etmek olarak göze çarpmaktadır. İmar yasasının bağlı olarak kalifiye ve yeterli teknik kadroların
biçimlediği kapsamlı/bütüncül planlama anlayı- bulunmaması gibi sorunlar, ruhsatlandırma ve
şının öngördüğü imar planları, bir dizi analitik denetim süreçlerinde suistimale açık yaklaşım-
etüd üzerine biçimlenmiş sentezler üzerinden çok ların ortaya çıkmasına, çıkar ve rüşvet ilişkile-
uzun erimde fiziksel mekanı katı ve kesin olarak rinin kurulmasına yol açmakta; bu durum imar
biçimlendirmeye çalışmaktadır. Analizlerin en mevzuatına aykırı - kaçak yapılaşma konusunda
zayıf bölümünü oluşturan ekonomik ve kültürel sorumluluğu olan tarafların cesaretlenmesine yol
veriler planda yeterli karşılığı bulamamaktadır. açmaktadır. İmar mevzuatına aykırılık, kapalı-
Türkiye genelinde her kentte aynı tip yapı- açık çıkmalar, komşu mesafelere uymama, kat
laşma süreci tanımlayan ve kentlerde tüm gelir nizamı ve yapı emsal değerlerinin üzerinde inşaat
gruplarının “imarlı alanlarda bitmiş-ruhsatlı yapma vb. boyutları içermektedir. Buna karşın
konut” edinme gücü olduğunu, kamunun ise yukarıda davurgulandığı üzere, 3194 Sayılı
imar ve yapılaşma sürecini tümüyle denet- İmar Kanununun imar mevzuatına aykırı kaçak
leme gücü olduğunu varsayan bu yaklaşım, yapılarla ilgili düzenlemeleri içeren 31. ve 32.
hukuki, kurumsal ve bireysel zaafiyetlerin, maddeleri, uygulamadaki sorunları çözmekte
PLANLAMA
2004/3 büyük ölçüde imar ve yapı mevzuatına ilişkin etkin ve yeterli önlem ve yaptırımları içerme-

100
mekte, dolaylı olarak kaçak yapılaşmayı teşvik içinde olan kaçak yapı sahiplerine fiili durum
ediyor görünmektedir. yaratma olanağı vermektedir.
Kanunun 31. maddesi, “kullanma izni almayan B.3. İmar Afları
yapıların, kullanma izni alınıncaya kadar elekt- Türkiye’de kaçak yapılaşmanın 1950 sonrasında
rik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden yarar- giderek artmasındaki bir başka çok önemli etken,
lanamayacağı” hükmünü getirmektedir. Kanun genelde “imar affı” olarak tanımlanan yasaların
hükmünün büyük şehirlerimizde uygulanması imar mevzuatımızın ayrılmaz bir parçası haline
da uygulanmaması da sorunlar yaratmaktadır. gelmesidir. İmar afları, kentsel alanlarda imarlı
Kentlerimizin % 50-60 arasındaki bölümünün ve imarsız, yapılaşma sürecinde de ruhsatlı ve
“kullanma izni” almadan yapılaştığı düşünülürse, ruhsatsız olmak üzere ikili bir yapının oluşmasını
buralarda elektrik, su ve kanalizasyon hizmetle- tetikleyen ve kaçak yapılaşmayı körükleyen en
rinin sunulmaması, kaçak yapılaşmayı önleyici önemli etkenlerden biri haline gelmiştir.
bir yaptırım olmaktan çok, bu sonucu üreten
hukuksal, kurumsal ve bireysel zaafiyetlerin İlki 1948 yılında Ankara kentinde yaşanan
sorgulanmasının ertelenmesi ve kaçak yapılarda sorunları çözmek için çıkarılan 5218 sayılı
yaşamaya zorunlu olan insanların kamu hizmet- yasadan başlayan ve bugüne kadar sayıları 10’u
lerinden mahrum bırakılarak ve tecrit edilerek geçen imar affı yasaları, süreç içerisinde içerik
sağlıksız çevrelerde yaşamaya mahkum edilmesi ve kapsam olarak değişmiştir. Önceleri sadece
anlamına gelmektedir. hazine arazilerinin işgal edenlere devrini öngö-
ren ve gecekonduluya tapu veren nitelikteki imar
Diğer taraftan, Kanunun 31. maddesi “kullanma
afları, daha sonra üzerindeki gecekonduluya tapu
izni” almayan yapıların belirli bir zaman içinde
vermenin ötesinde gecekondu alanlarına “imar
kullanma izinlerini alabileceğini de öngörmek-
düzeni” getirmek anlayışıyla düzenlenmiştir.
tedir. Dolayısıyla kurallar yapım aşamasından
Son olarak 1983 yılında çıkarılan 2805 sayılı
itibaren uygulanamamakta ve sonradan imar
İmar Affı Yasası 1984 yılında yürürlüğe giren
aflarıyla kaçak yapıların yasallaştırılması yoluna
2981/3290/3366 sayılı yasalar ile sadece gece-
gidilmektedir.
kondular değil, imar mevzuatına aykırı tüm yapı
İmar Kanununun 32. maddesi, “ruhsat alınmadan ve tesisler af kapsamına alınmıştır. Bu yasa ile
yapımına başlanan binaların, tespit edildikten gecekondu alanlarında kamu arazilerinin şahıslara
sonra mühürlenerek durdurulacağı” hükmünü devredilmesinin yanısıra ıslah imar planları ile
getirmektedir. Bu haliyle kanun maddesinin gecekondu sahiplerine 4 kata kadar yapılaşma
kaçak yapılaşmaya karşı etkili bir önlem getir- hakkı verilmiştir (G.Kubin, 1995).
diği düşünülebilir ancak maddenin devamında,
“tespit aşamasından sonra en çok bir ay içinde Sözkonusu imar aflarının hepsinde ortak
yapı sahibi, yapısını uygun hale getirerek veya olan en önemli eksiklik, bunların hiçbirinde
ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühü- konuya bir kent planlama ve çağdaş şehirci-
rün kaldırılmasını ister” denilmektedir. Söz lik anlayışı içinde yaklaşılmamış olmasıdır.
konusu Kanun maddesi, “durum belediye veya Gecekondu kavramı ile, artık kent nüfusunun
valilik tarafından tespit edildikten sonra mühür yarıdan fazlasını barındıran ve kent makrofor-
kaldırılır ve inşaata devam edilir” diye devam munu biçimlendiren kaçak kent parçalarından
etmektedir. İmar mevzuatının kaçak yapılara söz edildiği gerçeği, 1980’li yıllarda çıkarılan
belirli bir zaman içinde ruhsat verilebileceğini 2981 sayılı yasada da gözardı edilmiştir. 2981
öngörmesi ve kaçak yapının tespitinden itibaren sayılı yasa, gecekonudu bölgelerinin mevcut yer-
bir ay boyunca kurumların yasal olarak hiçbir leşim dokusunu çok büyük ölçüde koruyarak 4
işlem yapamıyor olmaları nedeniyle, bu bir aylık kata kadar yapılaşma hakkı öngören ıslah imar
süre içinde, teknolojik olanaklar da kullanılarak planlama anlayışını da getirerek, kent çeperle-
kaçak yapılarda birkaç kat daha yapılmakta ve rinin eğitim, sağlık, yeşil alan, yol, otopark gibi
bir aylık sürenin sonunda kaçak çok katlı yapılar donanımlar açısından çok düşük standartlarda
kısmen kullanılmaya başlamaktadır. İmar mevzu- ve geri dönülmez bir biçimde beton yığınlarıyla
PLANLAMA
atındaki bu boşluklar sürekli imar affı beklentisi biçimlenmesine yol açmıştır. 2004/3

101
Böylece oluşacak yeni imar düzeni içerisinde, yürürlüğe girmesine rağmen, kentlerimizde imar
bir yandan kaçak yapı sahiplerine doğrudan planlama ve yapılaşma konusunda uygulama-
rant sağlanarak kaçak yapılaşma teşvik edil- larda, İmar Kanunu’nun “İmar Planı Yapılması
mekte, diğer yandan gecekondu alanlarında ve Değişikliklerine Ait Esaslara Dair Yönetmelik”
piyasa mekanizmalarına bırakılan dönüşüm hükümlerinden özellikle “revizyon imar planı”,
süreci, bu bölgelere programsız bir biçimde “mevzii imar planı” ve “imar planı değişikliği”
götürülen kentsel altyapı hizmetlerinin mali- kapsamındaki uygulamalar ile 2981’e göre hazır-
yetini artırmaktadır. Büyük kentlerimizde her lanan ıslah imar planları kapsamındaki uygulama-
yıl kentsel hizmetler için ayrılan bütçenin yarısına ların daha yoğun olarak yaşama geçtiği ve kentle-
yakını kaçak yapılaşmış ve ıslah imar planları kap- rin makroformlarının biçimlenmesinde daha etkin
samında yeni yapılaşan alanlara ayrılmaktadır. Bu olduğu görülmektedir. Bu durum kentlerimizin
süreçte kentin imarlı kesimlerinde yasalara uyarak çoğunlukla kaçak yapıların yasallaşması bağ-
ve vergisini ödeyerek kaçak yapılaşmanın mali- lamında bir planlama süreci ile karşı karşıya
yetlerini üstlenen ancak ulaşım, teknik altyapı, olduğunu, planlamanın yasa dışı yapılaşmayı
sosyal donanım vb. hizmetler bakımından çevre meşrulaştırma zeminine indirgenme noktasına
kalitesi giderek kötüleşen kentlerde yaşamak itildiğini açıkça göstermektedir.
zorunda kalan kesimlerin aleyhine bir süreç
Diğer taraftan, kentlerimizin planlı gelişmesini
gelişmektedir.
sağlayacak imar planlarının uygulanması ama-
Hem planlı gelişmeyi sağlamak hem de yasal cıyla İmar mevzuatında tanımlanan uygulama
çerçevede konut edinme gücü olmayan alt araçları (18.md. uygulaması, şerefiye gelirleri,
gelir grupları için ucuz arsa ve konut üretmek kamulaştırma Kanunu vb) ve Taşınmaz Vergilerine
sorumluluğu olan merkezi ve yerel yönetimler, ilişkin mevzuatın, kentsel rantların kentleşme
bu işlevi yerine getirememenin temel gerekçesi sürecinde kamunun yüklendiği maliyetlerle
olarak kaynak sorunlarını gündeme getirmek- orantılı bir biçimde kamuya dönüşümünü
tedirler. Aynı yönetimler, unutulmamalıdır ki, sağlayacak düzenlemeler içermediği ortadadır.
her gün kamu arazileri üzerinde kaçak gelişen Son 50 yılda kentleşme hızına paralel olarak hızla
bölgelere yol, su, elektrik, kanalizasyon götü- artan kentsel rantların çok büyük ölçüde kişilere
rerek, eğitim ve sağlık hizmetleri sağlayarak aktarılmasına yol açan imar ve vergilendirme
yüzbinlerce metrekare arsa üretmektedirler mevzuatı, kaçak yapılaşmanın önlenemeyen
(G. Kubin, 1995). Devletin ve yerel yönetimlerin boyutlara ulaşmasında en önemli unsurlardan
kentleşme, arsa ve konut politikalarını, bu gerçeği biri olmuştur.
göz önüne alarak değerlendirmesi gerekir.
Bunun yanında, kaçak yapı ve gecekondu alan-
larına ilişkin süreçlerin, 1980’ler sonrası arsa-
B.4. Kentsel Rantlar- Mülkiyet – Haklar,
arazi spekülasyonu ve rant ağırlıklı bir dönü-
Yeni Açılımlar
şüm tanımladığı söylenebilir. 1980’lere kadar
Günümüzde kentler homojen, istikrarlı, kes-
özel mülk sahibi, küçük girişimci, yapsatçı ve
tirilebilir davranış ve talepleri olan bireylerin
gecekondu sahiplerine bırakılan kentsel rantlara,
oluşturduğu mekanlar değildir. Bu bireyleri
1980 sonrasında büyük sermaye ve arsa mafyası
ülkemiz kentlerinde ortak paydada buluşturan ve
da talip olmuştur (Tekeli,1991). 1980 sonrası aynı
eyleme iten en önemli güdü mülkiyet ve kentsel
zamanda kaçak yapılaşmanın kaçak kentlere
rantlardır. Bu güdü imar ve yapılaşma konularında
dönüştüğü ve konut dışı sektörlerde de yaygın-
plan kararlarını değiştirme veya tamamen dışında
laştığı dönemdir.
kalma süreçlerini geliştirmiştir ve bu başarılmıştır
(G.Kubin.1994) Ülkemizin kentleşme sürecinde Kaçak kentleri ve kaçak yapıları oluşturan
“İmar affı” yasalarının imar mevzuatının bir par- süreçlerde sadece, yasal düzenlemelerin ya da
çası haline gelmesi ve af yasalarının yol açtığı bu düzenlemeleri yeterince uygulayamayan
uygulamaların büyük kentlerde İmar Kanunu kamu otoritelerinin sorumlu olduğunu söylemek
uygulamalarından daha etkin olması bunun en sorunun tüm boyutlarıyla çözümlenebilmesini
açık göstergesidir. 3194 sayılı İmar Kanunu ve engelleyecektir. Kaçak yapılaşma süreçlerini
PLANLAMA
2004/3 2981 sayılı “İmar Affı Kanunu” birer yıl ara ile bir toplumsal hastalık olarak tanımlatabilecek

102
düzeyde, kentlerde yaşayan vatandaşlardan kay- sürdürülebilirliği anlamında nitelikli açılımlar
naklanan sorunlar olduğu da gözden kaçırılma- yaratılabilecektir. Bu yeni yaklaşım ve değişimleri
malıdır. Vatandaşın plandan ve kentten beklediği içermeyen, halk katılımın sembolik boyuta indir-
de, kendi mülkiyeti üzerindeki rantın maksimize geyen bir planlama yaklaşımının, sosyal açıdan
edilebilmesi noktasına ya da kentte bir toprak kabul edilebilirliği bulunmamaktadır.
kapatabilme noktasına hapsedilmektedir. Oysa,
Kaçak kentlere dönüşen kaçak yapılaşma sorunu-
kente dair tüm planlama çalışmalarında, vatan-
nun çözümünde planlamanın varlığı ve gerekliliği
daşı aktif kentli-yurttaş olarak sürecin odağına
yadsınmamalı, ancak planlama kuramını etkileyen
koyan ve kamu-bireysel çıkar ikilemini ortak Kentsel
temel değişimler de gözden kaçırılmamalıdır. Bu
bir kamu yararı üzerinden müzakereye açan bir
yaklaşım oluşturulmadığı sürece, imar mevzuatı
bağlamda son yıllarda gelişmiş ülkelerde demok- rantların
rasi ve haklar alanında yaşanan anlayış değişimle-
ve planlardan beklenenler üzerinde yaşanan iki-
rinin önemli olduğu söylenebilir. Bu değişimlerin
kentleşme
yüzlülük süreçlerinin önüne geçilemeyecektir.
planlama alanı ile ilgili en önemlilerinden birisi sürecinde
Bu ikiyüzlülüğü; vatandaşın kente ve kendi mül-
kiyetinin bulunduğu plana ilişkin beklentilerinin
de, haklar alanında yaşanan tartışmalar sonu- kamunun
cunda “kentli hakları” ve “çevre hakları” gibi yüklendiği
farklılaşması ile imar mevzuatından şikayetçi
kavramların gündeme gelmesidir. Haklar konu-
olunduğu halde, değişimine gösterilen dirençler
sunda artık 3. kuşak haklar olarak nitelenen maliyetlerle
olarak ifade etmek olasıdır. Ülkemizde vatandaş- orantılı bir
çevre ve kentli haklarından söz edilmekte,
ların kente ve imara ilişkin süreçlerde birbiriyle
sürdürülebilir çevreler için haklarla birlikte biçimde
çelişen bir beklenti içinde olduğu söylenebilir.
sorumluluklar da tanımlanmakta ve aktif
Tüm vatandaşların yaşamak istediği kenti; tüm
kentlilik bilincine sahip, eşit ortak niteliğinde
kamuya
sosyal donatıları olan ve açık yeşil alan dengesi dönü-
vatandaşlara ulaşılması gerekliliği üzerinde
kurulmuş çevreler biçiminde tanımlıyor olmasına
karşın, kendi parseli için en yüksek imar hakkını
durulmaktadır (Tekeli,2002). Bu düzlemde şümünü
mülkiyet hakkının, kente ve kamuya ilişkin bazı sağlayacak
bekliyor olduğu ranta dayalı “imarcılık” anlayışı
sorumluluklar oluşturmadan, 1. kuşak hak olarak
bu birbiriyle çelişen tutumun en temel gösterge-
ele alınması ve tam mülkiyet olarak yorumlanması düzenleme-
sidir. Bu “ikiyüzlü” tutumun bir başka örneğinin
da önemli bir sorun olarak görülmektedir. Bugün ler içerme-
de; imar mevzuatının işlemeyen yanları ve imar
mülkiyet hakkının, tam ve her şeyiyle mülkiyet diği ortada-
aflarının vahim sonuçları ortada iken, halen bun-
sahibinin hakkı olacak bir biçimde yorumlan-
ları gidermek anlamında ortaya koyulmayan irade
ması önemli sakıncalar yaratmaktadır. Kentsel
dır.
de kendini gösterdiği söylenebilir.
gelişme sürecinde değer kazanan, kentteki yapı
ve parsellere ilişkin rantların, sadece mülkiyet
C. SONUÇ-DEĞERLENDİRME VE sahibince değil, kentin-kentlinin beraberce
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ürettiği birikimli değerler olduğu göz ardı
Bireysel bir davranış biçimi olmaktan çıkıp top- edilmemelidir. Bu kapsamda bireysel mülkiyetin;
lumsal bir hastalık haline gelen kaçak yapılaşma birinci kuşak haklar içerisindeki içeriğiyle mutlak
sorununu aşabilmek için öncelikle kamu bilinci mülkiyet olarak değerlendirilmesi yerine, bağıl
düzeyinin yükseltilmesi gerektiği açıktır. İmar bir nitelikle üçüncü kuşak hak olarak tanım-
ve planlama sürecinden beklenenlerin, rant elde lanması kaçınılmaz bir gereklilik olarak ortaya
etmek bağlamına oturduğu bir yapıda, sermaye- çıkmaktadır. Bu nedenle mülkiyet hakkının
nin ikincil dolaşımı olarak ifade edilen emlak getirileri yanında sorumlulukları da olduğu
pazarı, kentteki rant ve spekülasyon süreçlerinin yönündeki bir düzenlemenin, Anayasadan,
tetikleyicisi olmaktan kurtulamayacaktır. Bunun Medeni Kanuna, İmar Kanunundan Vergi
aşılabilmesi için, kent ve kentlilik bilinci ile kent Mevzuatına kadar ilgili tüm yasal belgelerde
kültürü ve kentli hakları bağlamında bir eğitim yer bulması ve mülkiyet üzerinden elde edilen
süreci gerekli görünmektedir. Eğitim ve bilinç- kentsel rantların, kente ve kamuya dönüşüne
lenme düzeyi artışı ile gerekli ve yeterli katılım ilişkin süreçlerin önünün açılması gerekmek-
süreçleri sağlanabilecek, planlardan beklentiler tedir. Böylece, kentin tümünün birlikte ürettiği
ortak bir kent ve kamu yararı üzerinden değer birikimler sonucunda değer kazanan mülkiyet- PLANLAMA
kazanabilecek, kente ve kamuya dair değerlerin lere ait rantın, yalnız sahiplerince kullanılması 2004/3

103
yerine kente ve kamuya dönüşleri olabilecek ve süreçlerini de nedenleriyle çözümleyerek,
bu geri dönüş de, kentlerimizin sağlıklı-çağdaş bir stratejik bütünlük tanımladığında anlam
bir dönüşüm ile nitelikli çevrelere kavuşmasında taşıyabilecektir.
çok önemli bir rol oynayabilecektir. Yeni bir • Kaçak ve sağlıksız yapı süreçlerinin
imar mevzuatı arayışının mülkiyet, demokrasi oluşmadan önüne geçebilecek stratejiler
ve haklar konusunda yapılan bu tartışmaları da tanımlanmalı, buna karşın oluşan ihlaller
dikkate alması önemli görülmektedir. için, cezalandırma politikaları yanında
Diğer taraftan, Türkiye’de mevzuata uygun özendirme-sakındırma politikaları da hayata
planlama ve yapılaşmaların yer aldığı alanların geçirilmelidir.
Bu tür ope- bile yeterli teknik denetim gördüğünü söylemek • Ruhsat ve eklerine yönelik iş ve işlemler
rasyonlarda zordur. Kentsel yapı stoğu, kullananları tara- basit, açık, kolay anlaşılıp uygulanabilir ve
fından zamanla değiştirildiği gibi, kaçak yapı şeffaf süreçler sonucunda tamamlanmalı,
kamu yararı üretimi uzun yıllar boyunca sürdürülmüş ve bu bunların gerçekleşmemesi halinde ağır yap-
bulunduğu yapı stoğunun dönem dönem yasal ‘af’lara konu tırımlar tanımlanmalıdır.
gözden olması yanında, teknik açıdan da yeterli olabile- • Yerel yönetimlere, yapı güvenliği değerlen-
ceği varsayımları yapılmıştır. dirme, güçlendirme ya da yıkıma zorlama,
kaçırılma-
Bu tür alanlarda toplu tasarım, yenileme ve farklı taşınmaz tasarruflarını kısıtlama, yapıya
dan, günü- zorlama yetkileri, kira denetim ve emlak
talepleri karşılayacak işlev kombinasyonları ile
müz mevzu- tekil yapı güçlendirme maliyet-yarar dengeleri- vergilerinde istisna uygulama, taşınmaz
atındaki bazı nin çok üstünde ölçek ekonomileri yaratılması ortaklıklarına katılma ve irtifaklar kurma
sınırların olanaklıdır. Bu tür operasyonlarda kamu yararı yetkileri sağlanmalıdır.
bulunduğu gözden kaçırılmadan, günümüz mev- • Yüksek riskli bölge ve Eylem Planlaması
aşılması ve zuatındaki bazı sınırların aşılması ve yeni imar kararı alınan alanlarda hızlı kamulaştırma,
yeni imar araçlarının devreye sokulması gereği vardır. Bu imar hakkı takası veya aktarımı, taşınmaz
araçlarının nedenle; birleştirme ve ayırma, özel proje uygulama
devreye alanı ilan etme yetkileri tanınmalıdır.
• Kaçak yapılaşmanın önlenmesi amacıyla
• Yapı denetim yasası kaldırılarak bu işleyişin
sokulması Anayasa’da bu nitelikte düzenleme yapıla-
mayacağı hükmünün getirilmesi yanında, imar yasası içinde bütünleştirilmesi sağlan-
gereği yeni kaçak yapı oluşumlarının denetlenme- malı, yapıların üretim sırasında olduğu gibi,
vardır. sinde, tahliye ve yıkımında açık sorumluluk kullanım süresince de denetlenmesi yetkileri
ve yaptırımlar ile bu uygulamaların mer- yerel yönetimler elinde bulunmalıdır.
kezden denetlenmesi olanağı, mevcut kaçak • Yerel yönetimlerin, şehir plancısı, mimar
yapı stoğunun eritilmesinde ise, dönüşüm ve mühendis elemanlar marifetiyle imar işle-
projeleri kapsamında risk düzeylerine göre rini izlemesi zorunlu tutulmalıdır (AYÇG,
özendiren ve borçlandıran yaptırımlar geti- 2003).
rilmelidir.
Yerel yönetimlere ilişkin mevzuatın, kaçak
• İmar ve yapılaşma ile ilgili tüm mevzuat yapılaşma ve sonuçlarına ilişkin sorumluluklar
taranarak çelişen konular giderilmeli, sade- taşıdığına ilişkin hükümlerine açıklık kazandı-
leştirilmeli, abartılı bürokratik işlemlerden rılmalı ancak asıl hedef, bireyleri sosyo-ekono-
arındırılarak, çağdaş, ekonomik, katılımcı mik açıdan kaçak yapı üretiminden caydıracak
bir yönetim sistemine dönüştürülmelidir. önlemlerin alınması olarak ortaya koyulmalıdır.
İmar mevzuatını bütünleyecek ve bu süreçten Bu alanda bugüne kadar başvurulmamış yöntem-
ayrılmaz bir nitelik sunan, yerel yönetimlere ler arasında;
yönelik yasal düzenlemeler, kamu yöne-
timini belirlemeye yönelik yasalar, afetler • Kaçak ve mevzuata aykırı yapılarda emlak
mevzuatı, yapı denetim yasası, kat mülkiyeti vergilerinin ağırlaştırılması,
yasası, yasa dışı yapılaşmayı caydıracak ceza • Çalışanlardan ruhsatlı konutta oturdukla-
PLANLAMA yasası gibi bir çok yasal düzenleme de, imar rına ilişkin belge istenmesi, bu tür belgesi
2004/3 mevzuatındaki ihlalleri ve kaçak yapılaşma bulunmayanların çalıştırılması durumunda

104
işverenin sigorta yanında konut yardım uygulama güçlükleri içindeki kamu otoritelerinin
primleri ödemeleri, güçlenip, sağlıklı dönüşümler için kaynak bula-
• Kaçak yapılara verilen altyapı hizmet fiyat- bilmesi ve toplumsal adalet-hakçalık ilkeleri açı-
larının yüksek tutularak bir ‘konutlandırma larından yukarıdaki çözüm yaklaşımlarına temel
fonu’na pay verilmesi gibi caydırıcı yaptırım- katkıyı sağlayacaktır. Bunlar yapılmaksızın kaçak
lara yer verilmesi, yapılaşma ve gecekondu alanlarının önlenemeye-
ceği, bu alanların mevcut politikalar ile dönüşümü
• Kaçak taşınmazları tasarruf edenlere borç-
sonucunda da, yeni sorun ve açmazlarla dolu kent
landırma yoluyla konut edindirme yaptırımı
parçaları yaratılacağı bilinmelidir.
uygulanması,
• Plan kapsamında güçlendirilecek taşınmaz
sahiplerine ucuz ve uzun dönemli kredi tahsisi KAYNAKÇA
yapılması, AYÇG, 2004, 4. İzmir İktisat Kongresi “Afet
Yönetimi Çalışma Grubu” Raporu, Türkiye’de
sayılabilir. Afetlere İlişkin Politikalar ve İktisadi Etkenler,
Bu tür yaptırımları etkili kılmak üzere taşınmaz İzmir.
vergisi ve zorunlu sigorta primi indirimleri gibi Balamir, M., 2004, Deprem Konusunda Güncel
ayrıcalıklar sağlanabilir. Gelişmeler ve Beklentiler, Planlama Dergisi,
TMMOB Şehir Plancıları Odası, Ankara.
Öte yandan bu kesimin düzenli konut sahibi ya da
kiracı olmalarının özendirilmesi için ise; düzenli Dodghson, A.R., 1998, Society In Time and Space,
konuta geçenlerin belirli süreler taşınmaz vergi- A Geographical Perspective on Change, Cambridge
sinden muaf tutulması, yerel yönetimlerce kaçak Un. Press.
alanlarda işgücü ve istihdamı geliştirecek mikro Giddens, A., 1995. The Constitution of Society,
kalkınma projeleri eşliğinde ‘kentsel dönüşüm’ Outline of The Theory of Structuration Polity
projelerinin desteklenmesi vb. girişimlerle entegre Press, Cambridge.
bir siyaset geliştirilmesi yerinde görülebilir. Gökçe, B., 2003, Haklar Üzerinde Yenilikler
Sonuç olarak; kaçak yapılaşma ve gecekondu Yapan Bir Planlama Süreci Tanımlanabilir
sorununun çözümünde öncelikle daha önce Mi?, Yayımlanmamış Rapor, Odtü-Şehir ve Bölge
yapılan yanlışlıkların, önemli açmazlara yol açan Planlma Bölümü Doktora programı, Ankara.
politik seçimlerin farkına varılması ve bunların Gökçe, B., 2004, Değişen-Dönüşen Bilim Ve
ısrarla tekrarlanmasından vazgeçilmesi gereklidir. Gerçeklikler Karşısında Planlama ve Temsil
Kentlere ve kentlerin yaşanabilir mekanlar olarak Sorunsalı, Yayımlanmamış Rapor, Odtü-Şehir
planlanmasına olan gereksinim gözden kaçırıl- ve Bölge Planlma Bölümü Doktora programı,
mamalı, nitelikli-bütünlüklü ve kamu-toplum Ankara.
yararına odaklanan kentleşme politikaları ortaya Kubin, G., 1994. Kent Plancısı Kent Planlama
koyulmalıdır. Ayrıca, bu politika ile uyumlu, Sürecinde Misafir Sanatçı Değildir, Planlama
birbiriyle bütünleşen; imar, çevre-koruma, afet, Dergisi, 94/25.Yıl Özel Sayı, ŞPO, Ankara
kamu yönetimi-yerel yönetimler vb mevzuatların Kubin, G., 1995, Islah Planlarında Kat Artışı
yukarıda vurgulanan ilke ve yaklaşımlar ışığında Kararlarıyla Gündeme Gelen Meşruiyet
yenilenmesi gerektiği de açıktır. Bu bağlamda Sorunları, ŞPO, Ankara
planlama-uygulama süreçlerine halk katılımının
Lefebvre, H., 1991, Production of Space, Plan of
etkin ve verimli bir işleyişle sokulması ve katı-
teh Present Work.
lım için gerekli eğitim süreçlerinin gecikmeksizin
tasarlanması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, Tekeli, İ, 1991,
mülkiyet hakkının sorumluluklar da getiren Tekeli, İ., 2002, Türkiye Kent Planlamasının
boyutları ile kamuya gerekli dönüşleri sağlayacak Yeniden Kurumsallaşmasını Düzenlerken
bir biçimde tanımlanmasına yönelik yasal düzen- Düşünmesi Gerekenler Üzerine, Planlama Dergisi,
lemelerin hayata geçirilmesi, ekonomik anlamda TMMOB Şehir Plancıları Odası, Ankara.

PLANLAMA
2004/3

105
Planlamada Uzaktan Algılama
ve Coğrafi Bilgi Sistemi
Disiplinleri Entegrasyonu: Urla
ve Balçova Örnekleri
Araş. Gör. Çiğdem TARHAN
İYTE Şehir ve Bölge

G
Planlama Bölümü
ün geçtikçe hayatımızın vazgeçilmez bir çalışmalarda girdi olarak 1996 tarihli hava fotoğ-
parçası olan teknoloji bilimsel alanlarda rafları (Balçova-İzmir), yazılım olarak da Erdas
disiplinler arası çalışmaların yapılmasına Imagine 8.6 ve ArcView 3.2 kullanılmıştır. İlk
imkan vermektedir. Şehir planlama mesleğininde olarak bu görüntülerin ortorektifikasyonu yapı-
de özellikle mekana dayalı teknolojiler ile kaçı- larak, harita koordinat sistemine oturtulmuştur.
nılmaz bir çalışma içine girilmektedir. Bu çalış- Düzeltilen bu görüntüler baz alınarak alanın
mada şehir planlama anabilim dalı yüksek lisans sayısal yükseklik modeli (DEM) ve topografik
öğrencilerinin planlama mesleğinde uzaktan haritası elde edilmiştir. Daha sonra bir bölgedeki
algılama ve coğrafi bilgi sisteminin (CBS) nasıl planimetrik objeler ArcView 3.2 yazılımında
kullandıkları açıklanacaktır. sayısallaştırılarak alanın halihazır görünümü elde
Çalışmadaki ana amaç planlama mesleği ile edilmiştir. Son olarak da alanın 3D modelleme
teknolojinin birlikteliğine işaret edilmesi ve çalışmaları yapılmıştır.
farklı kurumların bu birlikteliği kendi amaçları
doğrultusunda kullanabildiklerini göstermektir. PLANLAMADA UZAKTAN
Bu temelin altında yatan yan kazanımlar ise ALGILAMA İLE ARAZİ KULLANIM
özellikle yerel yönetimler açısından sunulan
ÇALIŞMASI
hizmetin kalitesini artırmaya yöneliktir. En az
Uzaktan algılama yoluyla elde edilmiş görüntüler
maliyetle vatandaşlarına en iyi hizmeti sunabilme
yeryüzüne ait birçok bilgiyi içinde barındırır. Bu
kapasiteside bu çalışmanın kazanım amaçlarından
bilgiler yeryüzünden yansıyan elektromagnetik
biri olmaktadır.
enerjinin uyduların alıcıları tarafından algılanarak
Çalışma 2 ayrı grupta toplanmıştır. Birinci kısımda çeşitli bantlara kaydedilmesi yoluyla toplanır. Her
sunulacak olan konular, yerel yönetimlerin planla- bir bantta o bantın hassasiyet gösterdiği özellik-
mada coğrafi bilgi sistemlerini kullanımı ve uzak- lere ait yansıma değerleri bulunur. Birden fazla
tan algılama disiplini ile arazi kullanış haritası bant biraraya gelerek bir görüntü oluşturabildiği
üretebilmesidir. Bu bölümde Erdas Imagine 8.6 gibi, tek bir banttan oluşan görüntüler de mevcut-
yazılımı kullanılarak Urla (İzmir) kentsel alanın tur (Sabins, 2000).
QuickBird uydusu tarafından çekilmiş çok bantlı
Arazi örtüsü sınıflandırma çalışmaları için
görüntüleri ile kontrollü ve kontrolsüz sınıflan-
kullanılan QuickBird uydu görüntüsü, 10
dırmaları yapılmıştır.
metre mekansal çözünürlüğe sahip 4 bantlı bir
İkinci kısımda ise özellikle harita yapımlarında görüntüdür. Görüntülerdeki bantlar kullanım
hava fotoğraflarının kullanılması ve tamamen bil- amaçlarına farklı şekillerde bir araya getirilip
PLANLAMA gisayar destekli harita üretimi ve bu haritaların 3D farklı bant kombinasyonları oluşturulabilir
2004/3 simulasyonları anlatılacaktır. Bu bölümde yapılan (nik.com.tr, 2004). Sınıflandırma çalışmaları için

106
arazinin gerçek görünümüne en yakın görüntüyü landırma yapılırken sınıf sayısının fazla tutulma-
sağlayan 3,2 ve1 nolu bantlar kullanılmıştır. Şekil sına özen gösterilmiş bu nedenle sınıflandırma
1’de çalışma alanı Urla için 3-2-1 sırası ile açılan için gerekli sınıf sayısı 30 olarak belirlenmiştir.
katmanların görüntüsü görülmektedir. Kullanılan Belirlenen bu sınıfların her biri için örnek alan-
görüntü 2002 yılının Temmuz ayında çelimiş bir lar görüntü üzerine işlenirken iki farklı yöntem
uydu görüntüsüdür. kullanılmıştır:
a) Görüntü üzerine çizim araçlarıyla poligonal
Arazi Örtüsü Sınıflandırmaları
bir alan belirleyerek,
Uydu görüntülerinin içerdiği veriler ham haldedir
ve karmaşık görünen bu verileri bilgiye dönüştür- b) Görüntü üzerine önce bir nokta belirleyip
mek için çeşitli analizler ve yorumlama teknikleri daha sonra noktaya benzer özellik gösteren
kullanmak gereklidir. Verileri bilgiye dönüştüre- pixellerden oluşan bir alan belirleyerek,
bilmek için en yaygın yöntem görüntü sınıflan- sınıflar görüntü üzerine işlenmiştir. Şekil 3’de boş
dırmadır. Görüntü sınıflandırma, bir görüntü veri
setinden anlamlı sayısal konu haritaları üretme
işlemidir. Sınıflandırma sonucu elde edilen
görüntü tematik harita olarak adlandırılmaktadır.
Sınıfladırma için yaygın olarak kullanılan kont-
rollü ve kontrolsüz sınıflandırma adı altında iki
metod bulunmaktadır (www.erdas.com, 2004).
Kontrollü Sınıflandırma
Şekil 1. QuickBird Uydu Görüntüsü (Urla-İzmir)
Kontrollü sınıflandırma analizcinin kontrolünde
uygulanan bir metoddur. Analizi yapan kişi
sınıflandırmanın ön aşaması olan imza toplama
aşamasında devreye girmektedir. Kontrollü
sınıflandırmada, çalışma alanının arazi örtüsü
hakkında verilen ön bilgiler kullanılarak, sınıf-
landırma için gerekli istatistiki temel oluşturu-
lur ve sınıflandırma bu temel üzerine kurulur
(www.erdas.com, 2004).
Kontrollü sınıflandırmada ilk yapılması gere-
ken sınıfların belirlenmesidir. Alanın kaç sınıfa
ayrılması gerektiği ve bu sınıfların neler olduğu
açıkça ortaya konmalıdır. Sınıflar belirlendikten
sonra, bu sınıfları görüntü üzerine işleyebilmek
için bir arazi çalışması yapılır. Araziye çıkıl-
ması mümkün olmadığı durumlarda bunun
yerine doğru bir harita yada başka bir kaynak
kullanılabilir. Daha sonra her bir arazi sınıfı
için görüntü üzerinden örnek pixeller toplanır.
Pixel gruplarından oluşan bu sete eğitim seti
denir. Kontrolü sınıflandırma işlemi her sınıf
için toplanan pixel değerlerini analiz ederek
sınıfların istatistiki özelliklerini belirler. Daha
sonra bu örnek özellikleri kullanarak görüntüyü
sınıflara ayırır. Şekil 2’de 30 sınıflık kontrollü
olarak yapılan çalışma görülmektedir.
OuickBird uydu görüntüsü, Urla ilçesinin hem PLANLAMA
yerleşme hemde kırsal alanını içerdiği için sınıf- Şekil 2. 30 sınıflık kontrollü sınıflandırma, Urla 2004/3

107
Sınıflandırma sonucunda genellikle iki tür hatayla
karşılaşılmaktadır.
1. Aynı özellik gösteren alanların farklı sınıf-
lara atanması,
2. Farklı özelliklere sahip materyallerin tek
bir sınıf altında gösterilmesi,
Yukarıdaki sınıflandırılmış görüntüleri incelediği-
mizde otoyol, deniz, tarım, fundalık vs. alanların
sınıflandırma sonucunda net olarak belirlendiğini
gözlemlemekle birlikte, bu sınıflandırmada 2. tür
hatanın karşımıza çıktığını görüyoruz. Yerleşme
alanı içerisindeki ‘kiremit çatı’ sınıfıyla tarım
alanları kapsamındaki ‘sürülü alanlar’ sınıfının
aynı renkle temsil edildiğini dolayısıyla tek bir
sınıf altında toplandığını görüyoruz. Bu tür hata,
söz konusu sınıfların farklı tanımları olmalarına
Şekil 3. Boş arazinin poligonal yöntemle örneklenmesi
rağmen benzer karakteristik özelliklere sahip
olmalarından kaynaklanmaktadır.
bir arazinin poligonal yöntem ile örneklenmesi
görülmektedir. Sınıflandırma işlemi tamamlandıktan sonra
sınıflandırılmış görüntü üzerinde bazı düzeltme
Örnek alanlar belirlenirken, bir sınıfı en iyi temsil ve iyileştirme çalışmaları yapılabilir. Bunlardan
eden pixellerin seçilmesine dikkat edilmelidir. Bu biri, birbirine yakın istatistiki değere sahip olan
alanlar kendi içerisinde homojen özellik göster- pixellerin birleştirilmesi anlamına gelen ‘kom-
melidir. Ancak bazı durumlarda gerek görüntünün şuluk analizi’dir. Komşuluk analizi sonucunda
alındığı andaki çevresel etkiler (yağmur,güneş) elde edilen tematik haritadaki sınıflar öncekine
yada örnek alanlar belirlenirken yapılan yanlış- göre daha net ve belirgindir. Şekil 4’de 30 sınıflık
lıklardan dolayı hatalı sonuçlarla karşılaşılabilir. kontrollü sınıflandırma komşuluk analizi örneği
yer almaktadır.
Kontrolsüz Sınıflandırma
Kontrolsüz sınıflandırma, görüntüdeki veri hak-
kında yeterli bilgiye sahip olunmadığı durumlarda
tercih edilen bir metoddur. Kontrollü sınıflandır-
madan farklı olarak, bu sınıflandırmada başlan-
gıçta arazi örtüsüyle ilgili ön bilgiye ihtiyaç duyul-
mamaktadır. Yapılacak olan ilk iş sınıf sayısının
belirlenmesidir (www.erdas.com, 2004). Sınıf
sayısı belirlenirken, düşünülenden daha fazla
sınıf adedi verilmesi daha iyi sonuç alabilmak
için uygulanması gereken yöntemlerden biridir.
Bu tür sınıflandırma veri bantlarındaki yansıma
değerlerine bağlı olarak benzer pixellerin oto-
matik olarak tespit edilmesi ve sınıflara atanması
esasına dayanır. Kontrolsüz sınıflandırma sonucu
elde edilen sınıfların gerçekte hangi arazi örtüsü
tipini temsil ettiği bilinmemektedir, hatta bu
sınıflar arazi üzerinde herhangi bir sınıfı temsil
PLANLAMA etmiyor da olabilir. Çünkü, bu sınıflar bantlardaki
Şekil2004/3
4. 30 sınıflık kontrollü sınıflandırma komşuluk analizi yansıma değerlerine göre elde edilmişlerdir. Kont-

108
rolsüz sınıflandırma sonucunda elde edilen sınıf- temin edildikten sonra bunlara ait kamera kalib-
ların gerçekte hangi tematik sınıfa karşılık geldiği rasyon raporları incelenerek ortorektifikasyon için
çeşitli haritalar yada referans veriler kullanılarak diğer gerekli bilgiler toplanmıştır. Görüntülerin
tespit edilebilir. Şekil 5 30 sınıflık kontrolsüz ortorektifikasyon işlemleri için izlenen aşamalar
sınıflandırma örneğini içermektedir. sırasıyla şunlardır:
Hava
1) OrtoBase modülüyle yeni bir proje oluştu- fotoğrafları
HAVA FOTOĞRAFINDAN HARİTA rularak projeksiyon bilgilerinin girilmesi,
ÜRETİMİ VE COĞRAFİ BİLGİ yeryü-
2) Fotoğraflara ait iç ve dış oryantasyon bil-
SİSTEMİ İLE ÜÇ BOYUTLU gilerinin girilmesi, zünden
MODELLEME 3) Nokta Ölçümü (Point Measurement) belli bir
Bu bölümde uzaktan algılama ve coğrafi bilgi a. Zemin Kontrol Noktaları (GCPs) yükseklikte
sistemleri entegrasyonuna planlama disiplini b. Bağlantı Noktaları (Tie Points) bulunan
açısından bir örnek verilecektir. İlk aşamada
Erdas Imagine 8.6 görüntü işleme yazılımının
4) Üçgenleme, kameralar
OrthoBASE modülü yardımıyla iki adet hava 5) Ortogörüntülerin elde edilmesi, yardımıyla
fotoğrafının ortorektifikasyonu yapılarak, sayısal 6) Sayısal Arazi Modeli (DEM) çıkarma. çekilen ve
arazi modeli (DEM) elde edilecek, ikinci aşamada 1) OrtoBase modülüyle yeni bir proje oluşturula- güncel bil-
da Arc View 3.2 yazılımı yardımıyla, alanın daha rak projeksiyon bilgilerinin girilmesi
önce elde edilmiş DEM’i referans alınarak topoğ- giler taşı-
rafik analiz, TIN oluşturma, 3D modelleme gibi Ortorektifikasyon sürecinin ilk aşaması olan yan ham
çeşitli analizler gerçekleştirilecektir. Çalışma alanı yeni bir proje oluşturma aşamasında, ilk olarak
fotoğraflar için tanımlanacak olan projeksiyon görüntü-
İzmir İli Balçova İlçesidir.
bilgileri girilir. Bu aşamada fotoğraflar için UTM lerdir.
Hava Fotoğrafları ve Özellikleri (Universal Transverse Mercator) projeksiyon sis-
Hava fotoğrafları yeryüzünden belli bir yük- temi, Hayford Elipsoid’i tanımlanır. Projeksiyon
seklikte bulunan kameralar yardımıyla çekilen bilgileri girildikten sonra, fotoğrafların elde
ve güncel bilgiler taşıyan ham görüntülerdir. edildiği yükseklik olan ortalama uçuş yüksekliği
Bu tür görüntüler, arazi topoğrafyası, dünya-
nın eğikliği, kameranın görüntü alma anındaki
konumu, scan etme hataları gibi nedenlerden
dolayı birçok geometrik bozulmaya maruz kal-
maktadırlar. Bu hataları ortadan kaldırarak, ham
görüntüden planimetrik olarak güvenilir ve doğru
ortofotolar üretmek işlemine ‘ortorektifikasyon’
adı verilmektedir. Bu şekilde üretilen görüntüler,
geometrik olarak bir harita kalitesinde olmakla
birlikte, üzerlerinde alınacak herhangi bir ölçüm
zemin üzerinde alınmış bir ölçümü yansıtmakta-
dır. Ayrıca, coğrafi bilgi sistemi (GIS) için gerekli
coğrafi bilgiyi toplamak için ideal bir veri kaynağı
oluşturmaktadırlar (Sabins, 2000).
Ortorektifikasyon işlemi için, Balçova-Teleferik
mevkiini içeren, 1996 yılında çekilmiş, 102 ve
104 resim numaralarına sahip hava fotoğrafları
kullanılmıştır. Bu fotoğraflar aynı zamanda
yatayda %40 çakışma oranına sahip, odak uzak-
lığı 305 mm olan bir kamera vasıtasıyla yerden
5500 m yükseklikten çekilen ve 1/18000 ölçekli
PLANLAMA
fotoğraflardır. Fotoğraflar gerekli kurumlardan Şekil 5. 30 sınıflık kontrolsüz sınıflandırma örneği 2004/3

109
3) Nokta Ölçümü
Harita koordinat sistemine dönüşümü sağla-
yabilmek için görüntülerin çakışma alanından
yeryüzündeki koordinatı daha önceden belirlen-
miş referans noktaları tanımlanır. Bu noktalara
‘zemin kontrol noktaları’ (ground control points)
adı verilmektedir. Zemin kontrol noktaları, daha
sonra uygulanacak üçgenleme işleminin en önemli
belirleyicisidir ve bu noktalar ne kadar doğru seçi-
lirse üçgenleme işlemi de o derece doğru sonuçlar
vermektedir.
Üçgenlemenin doğru bir şekilde yapılabilmesi
için en az 4 zemin kontrol noktası belirlemek
yeterlidir. Ancak daha doğru bir sonuç elde
edebilmek için daha fazla nokta belirlenmelidir.
Şekil 6. Zemin kontrol noktalarının işlenmesi arayüzünü Noktalar belirlenirken özellikle bir yol kesişimi
ya da bina köşesi gibi koordinatı kesin olarak belli
noktalar seçilmeye özen gösterilmelidir. Zemin
değeri (5500 m) yazılarak, fotoğraflar daha önce kontrol noktalarını takiben ikinci tip nokta olan
açılan blok dosyası altına kaydedilerek ilk aşama bağlantı noktaları bilgisayar tarafından otomatik
tamamlanmış olur. olarak atanır. Zemin kontrol noktalarından farklı
2) Fotoğraflara ait iç ve dış oryantasyon bilgile- olarak bağlantı noktaları koordinatları bilinme-
rinin girilmesi yen noktalardır. Bu noktaların koordinatları daha
sonra üçgenleme işlemi sırasında otomatik olarak
Bu aşamada, her iki görüntüye ait ayrı ayrı sensor,
hesaplanır.
iç ve dış oryantasyon bilgileri girilir. İlk olarak
kamera kalibrasyon raporları yardımıyla her Bu çalışmada toplam 15 zemin kontrol noktası
iki görüntünün sensör bilgileri kısmına kamera ile 100 bağlantı noktası tespit edilmiş ve görüntü
tipi, Zeiss RMK/A ve odak uzaklığı (305 mm) üzerine işlenmiştir. Bu noktaların koordinatları
değerleri girilir. Daha sonra, görüntülerin çekilme İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden temin edilen
anındaki iç ve dış oryantasyon bilgilerini yansı- 1/5000 ölçekli halihazır hazır haritalar üzerinden
tan, kameranın yerden yüksekliği ve rotasyon açı okunmuştur. Burada dikkat edilmesi gereken en
değerleri iki görüntü için ayrı ayrı tanımlanır. önemli husus halihazırların koordinat sistemiyle
görüntülerin koordinat sisteminin aynı olması
ve noktaların görüntü üzerinde homojen olarak
dağıtılmasıdır. Şekil 6 zemin kontrol noktalarının
işlenmesi arayüzünü göstermektedir.
4) Üçgenleme
Ortogörüntülerin elde edilmesi aşamasından bir
önceki aşama ‘üçgenleme’dir. Üçgenleme, bir
projedeki görüntüler, kamera ve sensör model
ve zemin arasında matematiksel bir ilişki kurma
işlemidir. Üçgenleme işlemi sırasında görüntü
üzerinde belirlenen noktalar yardımıyla, bağlantı
noktalarının koordinatları hesaplanır. Üçgenleme-
den elde edilen sonuç; ortorektifikasyon, DEM
oluşturma ve stereo görüntü yaratmak için girdi
olarak kullanılır. Üçgenleme için ‘Bundle Block
PLANLAMA
Şekil2004/3
7. Düzeltilmiş Görüntüler Adjustment’ adı verilen matematiksel bir model

110
kullanılarak, ortaya çıkan hataların dağıtılması ve
minimize edilmesi sağlanır.
5) Ortogörüntülerin elde edilmesi
Bu aşamada, bir önceki aşamada elde edilen
üçgenleme sonuçları kullanılarak, blok dosyası
içindeki görüntülere ait geometrik hatalar ve diğer
bozulmalar yok edilerek daha önce tanımlanan
koordinat sistemine oturtulur. Bu işlem sırasında
üçüncü boyuttaki düzeltmeler için referans olarak
DEM kullanılır. İşlem sonucunda elde edilen
görüntüler ortofotolar yada ortorektifike edilmiş
görüntüler olarak tanımlanır. Bu tür görüntüler,
objeleri dünyadaki gerçek X,Y ve Z pozisyon-
larında gösterirler. Şekil 7’da Teleferik alanına
ait hava fotoğraflarının düzeltilmiş görüntüleri
görülmektedir. Şekil 8. Sayısal yükseklik modeli
6) Sayısal Yükseklik Modeli (DEM) oluşturma
Üçgenleme sonuçları yardımıyla alanın sayı- da eklenerek halihazır harita görüntüsü elde edil-
sal arazi modelini üretmek, ortorektifikasyon miştir. Yapılan analizler farklı şekillerde bir araya
sürecinin son etabıdır. Sayısal yükseklik modeli getirilerek farklı görünümler elde edilebilir. Şekil
(DEM- Digital Elevation Modeli) alana ait yük- 9 grid kullanılarak oluşturulan eş yükselti eğrileri
seklik bilgilerini içeren ve bunları lekesel olarak haritasını, Şekil 10 fotogrametrik yöntemle üretil-
ifade eden bir görüntüdür. Üretilen DEM’de miş halihazır haritayı göstermektedir.
beyaz renkli alanlar yüksekliğin fazla olduğu
2) 3D modelleme çalışmaları
alanları, siyah renkli alanlar ise yüksekliğin az
olduğu alanları göstermektedir. Şekil 8 Sayısal Bu çalışmada üç boyutlu olarak TIN üretilmiştir.
yükseklik modelini göstermektedir. TIN (Triangulated Irregular Networks) görün-
tüdeki yükseklik belirten noktalardan birbiriyle
çakışmayan düzensiz üçgenler üretilerek elde
SAYISAL YÜKSEKLİK MODELİ
edilir. Şekil 11 alana ait TIN haritasını göster-
ANALİZLERİ mektedir. Grid yada kontur görüntüleri ArcView
Topoğrafik analiz üretebilmek için DEM oluş- 3.2 programı yardımıyla TIN’e dönüştürülebilir.
turma son aşamadır. DEM referans alınarak farklı Bu çalışmada grid’ten dönüşüm yapılarak TIN
analizler yapılabilir. Çalışmanın bu bölümünde elde edilmiş ve bu TIN görüntüsü üzerine daha
ArcView 3.2 yazılımı yardımıyla DEM kullanıla- önce sayısallaştırılan katmanlar eklenerek alanın
rak yapılan analiz ve 3D modelleme çalışmalarını sayısal yüzey modeli (DSM- Digital Surface
içermektedir. Model) elde edilmiştir. Ayrıca bu üç boyutlu
1) DEM kullanılarak yapılan analizler görüntüye ortorektifike edilmiş görüntü de
eklenerek 2 boyutlu hava fotoğrafının da üç
DEM kullanılarak yapılan analizlere ilk grid
boyutlu görünümü sağlanmıştır. Şekil 12 hava
oluşturmadır. Elde edilen grid görüntüsü kontura
fotoğrafının üzerine yerleştirilen üç boyutlu
dönüştürülerek alanın topoğrafik haritası elde edi-
binaları göstermektedir.
lebilir. Yine aynı şekilde, grid referans alınarak
alana ait eğim ve bakı (görünüş) haritaları elde
edilebilir. Alanın topoğrafik haritası yapıldıktan SONUÇ
sonra, ortorektifike edilmiş görüntüler üzerinde Şehir planlama, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi
bir çalışma alanı belirlenerek, bu alan içerisin- sistemi disiplinlerinin kullanılması sonucunda
deki bina, ada ve yollar sayısallaştırılmıştır. ortaya çıkan bu ürünlerden çıkarabilinecek
sonuçlar birkaç ana başlık altında toplanabilir. PLANLAMA
Sayısallaştırılan bu katmanlara topoğrafik harita
2004/3

111
Uzaktan
algılama
tekniğiyle
Şekil 9. Grid kullanılarak oluşturulan eş yükselti eğrileri Şekil 10. Fotogrametrik Yöntemle Üretilmiş Halihazır Harita
yapılan bu haritası
çalışmalar
uydu görün-
tüsüne
bağlı olarak
çok büyük
alanlar için
de uygula-
nabilir.

Şekil 11. TIN haritası Şekil 12. Hava fotoğrafının üzerine yerlerştirilen üç boyutlu
binalar

Öncelikle arazi kullanışın oluşturulduğu kont- Haritalara ve üzerindeki fiziksel öğelere ait veri
rollü ve kontrolsüz olmak üzere iki farklı yön- tabanlarının kurulması ile akıllı hale getirilmesi
temle sınıflandırılmış görüntüleri incelendiğinde, yapılan çalışmalar üzerinden analiz ve sorgu yapı-
kontrollü sınıflandırmanın diğerine göre daha iyi labilemesine imkan vermekte ve de zamanla yeni-
netice verdiğini ve kontrollü sınıflandırma sonucu lenecek uydu ve/veya hava fotoğrafları ile güncel
elde edilmiş tematik haritada sınıfların daha belir- bir hatira tabanı oluşmasını sağlayacaktır.
gin olduğu sonucunu çıkarılabilir.
Başta da belirtildiği gibi sınıflandırma, uydu KAYNAKLAR
görüntüleriyle arazi hakkında bilgi elde edebil- www.erdas.com, 2004
mek ve tematik harita oluşturabilmek için en etkin www.nik.com.tr, 2004
yöntemlerden birisidir. Böylelikle, geleneksel Sabins, F.F. (2000) Remote Sensing Principles
yöntemlerle yapıldığında çok büyük maliyet ve and Interpretation, Remote Sensing Enterprices,
zaman gerektiren bu çalışmalar yalnızca bir uydu Incorparated and University of California, Los
görüntüsü sayesinde çok kısa bir zaman diliminde Angeles.
ve küçük maliyetlerle yapılabilir. Ayrıca, uzaktan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Şehir
algılama tekniğiyle yapılan bu çalışmalar uydu Planlama Bölümü
görüntüsüne bağlı olarak çok büyük alanlar Çalışmayı Yürütenler: Yrd.Doç.Dr.Murat ÇELİK,
için de uygulanabilir. Bununla birlikte, uzaktan Öğr.Gör.Dr. Ömür SAYGIN, Ar.Gör.Çiğdem
algılama disiplininin araçlarından biri olan hava TARHAN, Ar.Gör. Uğur YANKAYA; Ar.Gör.Ersin
fotoğraflarının da harita yapımında kullanılabi- TÜRK
PLANLAMA leceği ve buna bağlı olarak 3 boyutlu çalışmalar Çalışma Grubu: Ayşe SÜER, Onur KINACI,
2004/3 yapılabileceği görülmüştür. Emel GÜNAY, Eda ÇAÇTAŞ, Feryal DAL

112
Engelliler, Kamu Mekanı ve
Engelsiz Tasarım: Ankara
Metrosu Ve Hrs İstasyonlarında
Bir İnceleme
Hülagü KAPLAN*, Mustafa ÖZTÜRK** *Doçent Dr.
Şehir Plancısı,
Gazi Üniversitesi
Bir önceki “Engelliler, Kamu Mekanı ve Engelsiz Tasarım:Kamusal İç Mekanlarda İrdelenmesi İçin Bir
**Endüstri Mühendisi
Çerçeve” başlıklı yazıda genelde kamusal mekanların, özel kapsamda da iç mekanların engelsiz tasarım
kapsamında incelenmesi için bir çerçeve oluşturulmuş idi. Bu yazıda Ankara’da seçilen Macunköy,
Maltepe, Kızılay istasyonlarındaki düzenleme ve kullanışlılık incelenmektedir.

I. KAMUSAL İÇ MEKANLARDA raylı, hızlı raylı sistem, kentlerarası otobüs ve diğer


ENGELLİLERE YÖNELİK sabit yollu sistemler (aynı yolda aynı biçimde tek-
DÜZENLEMENİN VE rarlı ulaşım, tekray:monorail vb.) aşağıdaki şartları
KULLANIŞLILIĞIN ADA uygulamalı olarak sağlamalıdırlar:
Şekil-3: Kızılay Metro ve Ankaray İstasyon Kat Planları.En
KILAVUZUNA GÖRE İNCELENMESİ

A
üstte mezanin, ortada ara kat, altta peron katı.
merikan Engelliler Yönetmeliği Bina ve (1) Rampa, asansör ya da diğer ulaşım araçlarına,
Tesislere Erişebilirlik Kılavuzu “ADA ücret ödeme ya da diğer biletle ilgili alanlara, ve ücret
toplama alanlarına varmak için, tekerlekli sandalye
Accessibility Guidelines for Buildings kullanıcıları ve diğer merdiven engelini aşamayan-
and Facilities” (ADAAG)‘da ayrı bir bölüm ların gideceği mesafe diğer yolculara göre en kısa
olarak verilen 10.Ulaşım Tesisleri kısmı aşağıda mesafede olmalıdır. Bir engelli girişine ve engelli-
aynen (italik harflerle) alınmış, yönetmeliğin bu lerin kullanacağı güzergaha sahip bir dolaşım hattı,
diğer yolcuların güzergahı ile maksimum boyutta
bölümünde belirtilen, engellilere uygun yeterlilik/ çakışmalıdır. Güzergah ayrı ise işaretleme 4.30.1,
gerekliliklerin Ankara Metro ve HRS’nde karşılık- 4.30.2, 4.30.3, 4.30.5’e uygun olmalıdır.
larının olup-olmadığı inceleme sırasında toplanan Tekerlekli sandalye kullanıcıları, Ankara Metro
bilgi, yapılan gözlemle yerinde tespit sonucunda ve HRS’nde yer altındaki istasyonlara, dışardan
engelli asansörleri ile inebilmektedir. İnerken
belirlenmiştir. Sonuç aşağıda açıklanmaktadır. önce turnikelerin bulunduğu asma kata ulaşılıyor,
Uygun olanlar koyu, uygun olmayanlar ise açık turnikelerden giriş yapılamadığından (tekerlekli
renk harflerle belirtilmiştir. sandalye geçişine uygun bir turnike bulunmuyor,
fakat güvenlik görevlilerinin gözetiminde ayrı bir
10. ULAŞIM TESİSLERİ kapı tahsis edilmiştir), ayrı bir kapıdan ücretli
alana giriliyor, buradan başka bir asansörle
10.1 Genel. Her istasyon, otobüs durağı,otobüs vagonlara biniş iniş katına (platform) ulaşılıyor.
durağı cebi, terminal, bina ya da diğer ulaşım Bu sistem incelenen Kızılay metro istasyonunda,
tesisleri kısım 4 ün uygulanabilir şartlarına ayrıca görüşmelerden elde edilen bilgiye göre
uyacaktır. Sıhhiye, Demetevler ve Hastane istasyonlarında
asansörlerin dışardan doğrudan biniş iniş platfor-
10.3 Sabit Tesisler ve İstasyonlar. muna inmeleri nedeniyle çalıştırılamıyor. Kızılay
HRS kısmında uygulamada bir aksaklık bulun-
10.3.1 Yeni Yapılar. Yeni istasyonlar hızlı raylı, mamaktadır. Diğer taraftan Sıhhiye istasyonunda PLANLAMA
hafif raylı, git-gel(commuter) raylı, kentlerarası asansörün dışarıya çıkış binası iki tarafı yol olan 2004/3

113
ada içinde yer aldığından tekerlekli sandalye ile itme kuvveti iki koltuk değnekli engelli için zorluk
erişilebilir değildir. oluşturuyor.
İşaretler sık aralıklarla yerleştirilecek ve aracın (8) Platform düşük bordürle son buluyorsa ve plat-
içinden her iki tarafta da, diğer bir tren tarafından formun raylar tarafına korkuluk yapılmamışsa ya da
görüş engellenmedikçe açıkça görülebilir olacak. kafes teli çekilmemişse “Farkedilebilir bir uyarı”
İstasyon tanımlama işaretleri araç pencerelerine yapılmalıdır. Uyarı madde 4.29.2’ye uygun olmalı
yakın yerleştirilirse en uzun sembol ya da işaretin 61 cm genişliğinde bütün düşük bordür boyunca
üstü pencere üst pervazının altında ve aşağı uzanan yapılmalıdır
sembol ya da işaretin en altı da araç penceresinin Kızılay Metroda platform kenarından itibaren 61
orta hattının biraz üstünde olacak. cm ile 77 cm arasında kenara paralel kanallı (3 cm
Ankara Metro ve HRS istasyon isimleri belirtilen + 0.5 cm’lik 5 parçadan oluşmuş) farkedilebilir
şartlara uygun asılmıştır. Araç içinde otururken karo döşenmiştir, ayrıca 12.5 cm ile 17.5 cm ara-
bakıldığında yazılar pencere çerçevesinin ortadan sında sürtünme bandı yer almaktadır.
yukarısında ve çerçevenin üst kenarından aşağıda (9) Bu kısımda kapsanan istasyonlarda platform
yer almaktadır. ile, aracın tabanı arasındaki dikey yükseklik farkı
(6) İnme binme yeri, platformlar, ya da asmakat- araç dururken ölçüm yapıldığında normal yolcu yük
larda asılı, ve bu istasyondan gidilecek istasyonların şartlarında artı eksi 1.5 cm aralığında olmalıdır. Hızlı
listeleri, taşıtların güzergahlarını bildiren duyurular raylı, hafif raylı, git-gel(commuter), yüksek hızlı raylı
4.30.1, 4.30.2, 4.30.3, 4.30.5’e uygun olmalıdır. 4.30.4 ve kentlerarası raylı sistemlerde, yatay açıklık araç
ve 4.30.6 maddelerine uygun özel istasyonları tanım- dururken 7.5 cm’den fazla olamaz. Yeni istasyonlarda,
lamak için en az bir işaret her platform veya inme yavaş hareket eden “yolcu işleticili” aynı yolda aynı
binme yerinde bulunmalı. Bu paragrafta referans biçimde tekrarlı ulaşım sistemleri için yatay açıklık
alınmış bütün işaretler hat boyunca pratik olarak en 2.5 cm’den fazla olamaz.
fazla uygulanabileceği her istasyonun aynı yerinde Kızılay Metro istasyonunda taşıt duruyorken, plat-
bulunmalıdır. form ile vagon tabanı arasındaki dikey yükseklik
HRS’nde dışardan istasyona girişte engelli asan- farkı 0.5 cm ve vagon ile platform arasındaki yatay
sörleri GMK Bulvarının bir bu yanında bir diğer açıklık 9.5 cm’dir.
tarafında yer alıyor. Bu bilginin şehir planı ilan (10) İstasyonlar engellilerin ihtiyaçlarını karşılasın
panolarında planda yerleri gösterilerek duyu- diye halkın genelde bir taşıta binmek ve inmek için,
rulması gerekir. İşaretler hat boyunca en fazla bir yerde, kullandığından başka tasarlanmayacak ve
uygulanabileceği yerlerde bulunuyor. inşa edilmeyecek.
(7)* Otomatik bilet , ücret ödeme ve ek ücret ödeme (11 Aydınlatma seviyeleri işaretlerin ve yazılı tabela-
sistemleri 4.34.2., 4.34.3., 4.34.4. ve 4.34.5.’ e uygun ların bulunduğu yerlerde aynı olacak ışık tabeladan
olmalı. Bu cihazlar engelli girişlerinde, engelli güzer- parlamayacak. Dolaşım yolları boyunca aydınlatma
gahlarında yer almalı. Genel kullanımda yerinde öde- bir tip ve yapıda olacak aynı aydınlanmayı sağla-
meli ücret ödeme makinaları bulunuyorsa hiç olmazsa yacak.
engellilere uygun bir cihaz girişe ve hiç olmazsa bir Aydınlanmalar aynı seviyede, tabelalar parla-
cihaz çıkışa, şayet bir cihaz aynı zamanda giriş ve mıyor.
çıkışa kullanılıyorsa bir cihaz bu amaçla yer almalı- (12) Tekst Telefon (interaktif-fakslı telefon): 4.31.9 a
dır. Engelli ücret ödeme cihazları en az 81 cm açıklığa uygun olarak aşağıdaki şekilde olacak:
sahip olmalı ve tekerlekli sandalyenin geçişine izin (a) Bir ulaşım tesisi iç mekanında halkın kulla-
vermeli, ayrıca parayla ya da kartla ödemeye izin nımına tahsis edilmiş bir genel telefon bulunma-
vermeli, işlem için gerekli kontrol donanımı madde lıdır. İstasyonda bu tür telefonlardan en az biri
4.27’ye uygun olmalıdır. Kapılar tekerlekli sandalye faks modemli olmalıdır.(İşitme engelliler ve bu
kullanıcıları ve mobil yardımcı araçları kullananlar tür hizmetten yararlanacaklar için).
tarafından itilerek açılmalıdır. (b) Dört ya da daha fazla halka açık paralı tele-
Turnikelerden engelli girişi, çocuk arabası girişi fon raylı sistemin belirli bir girişinde yer alıyorsa
bulunmuyor, güvenlik elemanları gözetiminde ve hiç olmazsa halka açık bir tanesi içerdeyse,
olan ayrı bir çarpmalı kapıdan ücretli alana hiç olmazsa bir tane halka açık dahili tekst tele-
alınıyorlar. fon o girişte bulunmalıdır. Bu kısma uygunluk,
Tekerlekli sandalye ve hareketli yardımcı araçla- 4.1.3(17)(c) maddesine de uygunluğu sağlar
rın itilmesiyle açılabilen kapılar düzgün yüzeyli (13) Biniş iniş platformlarına ulaşmak için nerede
ve zeminden 5 cm yükseklikten başlayıp 68 cm rayları geçmek gerekirse, zemin yüzeyi ile ray üst
yüksekliğe kadar uzanacak ve madde 4.13’e uygun yüzeyi aynı düzlemde bulunmalıdır. Ray ile zemin
olacaktır. Dolaşım yolları halka açık yollarla yüzeyi arasındaki açıklık tekerlek flanşının sığacağı
örtüşmeyen güzergahlarda, engelli ücret ödeme kadar, en çok 6 cm olacaktır. Bu geçitler madde
sistemleri giriş çıkış noktalarında olmalı ya da bu 4.29.5. e uygun olacaktır. Aralık açıklığının uygu-
yollara bitişik olmalıdır. lanması mümkün değilse bir üst ya da alt engelli
Tekerlekli sandalye kullanıcılarının ücretli alana geçidi yapılmalıdır.
geçiş için kullandıkları ve güvenlik elemanlarının (14) Terminal, istasyon ya da diğer sabit tesislerde
gözetimindeki çarpmalı kapılar 87 cm açıklığa halkı bilgilendirme sistemi varsa aynı ve eşit bilginin
PLANLAMA sahip yerden 57 cm yükseklikten başlayor, 94 cm işitme kaybı olanlara ve sağırlara da verilmesi için
2004/3 yüksekliğe kadar uzanıyor. Açmak için gerekli bir yol bulunmalıdır.

114
Metro ve HRS taşıtlarında gelinen istasyon adı 10.3.2 Mevcut Tesisler: Ana İstasyonlar.
taşıt içindeki haporlörlerden anons edilmektedir. (1) Hızlı, hafif ve git-gel(commuter) raylı sistem ana
Metro istasyonlarında işitme kaybı olanlara bilgi istasyonları, ve kentlerarası raylı sistem istasyonları,
verebilmek için istasyonların platform katında Ulaştırma Bakanlığı’nın (Department of Transporta-
taşıtın gelmesine kaç dakika kaldığını bildiren tion) 49 C.F.R.’ nin 37. kısım C alt ekinde tanımladığı
hareketli ışıkla yazılı bilgi anonsu geçilmektedir. kıstaslara göre, hiç olmazsa bir engelli girişinden
Metro ve HRS taşıtlarında reklam amaçlı bulu- ulaşım sistemi kullanım alanlarına giden bir engelli
nan monitörlerden aynı amaçla yararlanmak güzergahına sahip olacaktır.
mümkündür. (2) 10.3.2(1)’in gerektirdiği engelli güzergahı
(15) Halkın kullanımı için meydan saati konulmuşsa, 10.3.1(1), (4)-(9), (11)-(15) ve (17)-(19)’un içerdiği
saatin yüzünün herhangi bir şeyle kapanması engel- özelliklere sahip olacaktır.
lenmeli ve açıkça görülebilmesi sağlanmalı. Saatin (3) Mevcut istasyonlarda teknik olanaksızlıklar
akrep, yelkovanı ve rakamları zemin ile zıt renklerde nedeniyle, engelli güzergahı halka açık güzergahtan
olmalı ve karanlıkta aydınlık, aydınlıkta karanlık ulaşım sisteminin ücretli alanına gidiyorsa, bir engelli
olmalıdır. Saat yukarıya yerleştirilmişse, rakamlar ödeme sistemi madde 10.3.1(7)’ye uygun olarak
madde 4.30.3’e uygun olmalıdır. Saatler bütün engelli güzergahında tesis edilecektir.
istasyonlarda en fazla uygulanabildiği kadar aynı (4) Hafif raylı, hızlı raylı ve git-gel(commuter) raylı
yere yerleştirilmelidir. sistem ana istasyonlarında platform ya da onun bir
(16) Nerede yapılmışsa alt zemin istasyonlarında parçası ile taşıt taban zemini arasındaki dikey yük-
yürüyen merdivenler en az 81 cm açık genişliğe sahip seklik farkı taşıt duruyorken ve normal yolcu yük şart-
olmalıdırlar. Yürüyen merdivenin alt ve üstlerinde larında artı eksi 3.5 cm ve yatay açıklık 7.5 cm’den
tarak plakasının önünde basamaklar şekillenmeye büyük olmayacak ve her bir taşıt ya da vagonun hiç
başlamadan önce hiç olmazsa iki komşu basamak olmazsa bir kapısı 49 C.F.R 3.kısma göre engellilere
aynı düzlemde olmalıdır. Bütün yürüyen merdiven uygun olacaktır.
basamaklarına, zıt renkli 5 cm genişliğinde bir şerit, (5) Ticari, perakende ya da konut tesislerine yeni
basamağın burnu üzerine ve paralel olarak yapıştı- direk bağlantılar, olabileceği en yüksek düzeyde,
rılmalıdır. Şerit kalıcı ve kaymaya önleyici olmalıdır. halkın kullandığı bütün ulaşım sistemlerinin bağ-
Basamağın kenarı hem yukarı çıkarken hem aşağı lantı noktalarından biniş iniş platformlarına madde
inerken görünür olmalıdır. 4.3’e uygun engelli güzergahına sahip olmalıdır.
Metro ve HRS’nde kurulu yürüyen merdivenle- Gelecekte biniş iniş platformuna ve halkın kul-
rinin genişliği 100 santimetredir. Yürüyen mer- landığı bütün ulaşım sistemlerine direk bağlantıyı
divenin alt ve üstlerinde tarak plakasının önünde kolaylaştıracak herhangi bir unsur engelli güzergahı
basamaklar şekillenmeye başlamadan önce hiç üzerinde olacaktır.
olmazsa iki komşu basamak aynı düzlemdedir.
Basamaklarda zıt renkli şerit bulunmuyor.
(17) Nerede yapılmışsa asansör camlı olacak yada
II. ANKARA METROSU VE
asansör kabininin içi dışardan ve dışarısı içerden HRS İSTASYONLARINDA
görünecek şekilde şeffaf panellere sahip olacak. ENGELLİLERE YÖNELİK
Asansörler 4.10 a uygun olacak.
Metro istasyonlarına yapılan bütün dış asansör bina- DÜZENLEME VE
larının kapıları düğmeye basılınca ortadan otomatik KULLANIŞLILIĞIN İNCELENMESİ
açılmalı ve kapıları yukarıdan aşağıya içi görülebile- Amerikan Engelliler Yönetmeliği Bina ve
cek ya da içerden dışarısı görülebilecek şekilde cam-
lıdır. HRS istasyonlarında asansör kapıları tamamen
Tesislere Erişebilirlik Kılavuzu (ADAAG)
saçtan yapılmış olup uygun değildir. çerçevesinde metro ve HRS istasyon binaları iç
(18) Nerede yapılmışsa, bilet alınan yerler engellile- mekanlarının engelliler açısından taşıması gere-
rin bilet almasına ve bagaj kontroluna izin vermeli ken özellikler aşağıda yer alan Tablo-2 de veril-
ve 7.2’ye uygun olmalıdır.
Kızılay istasyonunda Yüksel Caddesi tarafı metro
miştir. Tablo-2’de, “4.1.Mimimum gereklilikler”
bilet gişesi önüne konulan korkulukla gişe ara- (ilgili gereklilik/yeterlilikleri diğer başlıklara atıf
sındaki mesafe tekerlekli sandalye kullanıcısının yaparak açıkladığından yer almıyor. Ç.N.) kısmı
gişeye yaklaşmasına uygun değil, bir kişinin yar- hariç, ** işaretli başlıklara ait özelliklerin Ankara
dımıyla portatif olan korkuluğun geriye çekilmesi
gerekiyor.
Metro ve HRS’nde karşılığının bulunup bulun-
(19) Nerede yapılmışsa bagaj kontrolu ve bagaj alma madığı ve ölçülebilmişse nitelik ve nicelikleri
sistemleri engellilere uygun güzergah üzerinde yer belirtilmiştir.
almalı, madde 4.3’e uygun olmalı ve madde 4.2’nin
uygulanmasına izin vermelidir. Güvenlik bariyerleri ADA Yönetmeliğinin bu bölümünde metro taşıt-
varsa, hiç olmazsa bir kapı 4.1’e uygun olmalı. Kapı- ları (vagonlar) ile ilgili nitelik ve nicelik tanım-
lar tekerlekli sandalyeyle ya da hareketli yardımcı lamaları bulunmadığından, bu çalışmada Ankara
araçlarla itilerek açılmalı, düzgün bir yüzeye sahip
olmalı ve yerden 5 cm yükseklikten başlayıp 68 cm Metro ve HRS taşıtlarıyla ilgili karşılaştırma da PLANLAMA
yüksekliğe kadar uzanmalıdır. bulunmamaktadır. 2004/3

115
Tablo-2 ADAAG Klavuzuna göre Metrolarda Engellilere Sağlanması Gereken Kolaylıklarla Ankara HRS ve Metrosunda Sağlanan
Benzeri Kolaylıkların Karşılaştırılması

ADAAG Engellilere Uygun Nitelik ve Niceliği (ADA Yönetmeliği Ankara HRS ve Metrosunda Sağlanan
Madde No Tesis/Kolaylık Ölçütleri) Benzeri Kolaylıkların Nitelik ve
Niceliği (Kızılay, Maltepe ve Macunköy
İstasyonları)

‘4.2 Mekan ve Uzanma *Aydınlatmalar aynı ve kararlı olacak *Aydınlatmalar aynı ve kararlıdır
Mesafeleri *Tekerlekli sandalye için pasaj genişliği
noktasal 815 mm sürekli olarak 915 mm *Genelikle pasaj, koridor ve
olacak alanlar tekerlekli sandalye geçişi ve
*İki tekerlekli sandalyenin yan yana manevrasına uygundur
geçişi için genişlik 1525 mm olacak
*Tekerlekli sandalyenin 180 derece
dönebilmesi için 1525 mm çaplı ya da T
şeklinde manevra alanı olacak
’4.3 Engelli Güzergahı *Diğer yolcuların güzergahı ile *Diğer yolcuların güzergahı ile
maksimum çakışacak çoğunlukla çakışıyor
*Hemzemin geçitte ray üstü ile zemin *Dışardan Metro/HRS’ne girişte ve
aynı düzlemde olacak çıkarken asansör kullanılabilir.
*Hemzemin geçitlerde ray üstü zemin *Ücretli alana girişte engelli
arasındaki açıklık 64 mm olacak kapısından geçiliyor

Engelli Güzergahı *Seviye değişimleri 13 mm’den fazla ise


‘4.3 rampa , kaldırım rampası, asansör ya da *Hemzemin geçit bulunmuyor
platform asansörü olacak
*Merdiven, basamak ya da yürüyen (Kızılay Metro ve HRS Çarşı katında
merdiven bulunmayacak tuvaletlerin bulunduğu orta sahanlık
*Güzergah üzerinde karşıdan bölümüne ulaşmak için asansör, rampa
karşıya geçişin eğimi 1:50’yi ya da tekerlekli sandalye asansörü
geçmeyecek bulunmuyor. Diğer
*Eğimi 1:20 den fazla ise rampa taraftan kadınlar tuvaletinde 1 adet
şartlarına (4.8 e göre) uygun olacak klozetli tuvalet olup, erkek tuvaletlerinde
klozetli tuvalet birimi bulunmamaktadır.)
*Kızılay çarşı katında bulunan iki
rampa ölçülere uygundur
*Asansörle çarşı katına inildikten
sonra, tuvaletler kullanılmayacak
ve çarşıda alışveriş ve gezme amaçlı
dolaşılmayacaksa, tekerlekli sandalye
kullanıcısı asansörle-merdivene
rastlamadan biniş iniş platformlarına
*İki taraflı karşılıklı haberleşme sistemi ulaşabilir
hem görsel hem sesli her bir kurtarma *Kızılay çarşı katında ve platform
yardım alanı ile ana giriş arasında katlarında acil çıkışlar bulunuyor.
sağlanacak *Acil çıkış kapıları panik kapı
*Her kurtarma yardım alanı kollarına sahiptir ve kapılar yangına
“KURTARMA YARDIM ALANI” dayanıklı malzemeden yapılmıştır
tabelası ile belirtilecek *İçerde yüksek hava basıncı
*Kurtarma Yardım Alanı hiç olmazsa oluşturulmak üzere havalandırma
760 mm - 1220 mm’den küçük olmayan sistemi kurulmuştur
iki engelli alanına sahip olacak *Acil çıkış kapısının öbür tarafında
*Kurtarma yardım alanı gerekli çıkış ve merdivenlerde sahanlıklar var
genişliğini daraltmayacak. 760 mm (Bu bölgelere yangından arınmış
- 1220 mm kurtarma yardım alanı sayısı bölge, tecrit bölgesi deniliyor ).
her 200 kişi için bir olmak üzere daha az Fakat bu alanda engelliler için bir
sayıda olmayacak alan ayrılmamış, tekerlekli sandalye
kullanıcıları için merdivenlerden çıkış ya
da iniş için merdiven asansörü gereklidir
*İçerde haberleşme sistemi
PLANLAMA bulunmamaktadır
2004/3

116
‘4.4 Engeller Çıkıntılar *Çıkıntı nesneler engelli güzergahının *Kızılay çarşı katında Sakarya Caddesi
ve manevra alanının açıklığını girişinden gelindiğinde, tabandan 140
azaltmayacak. cm, 190 cm arasında ve güzergaha
*Duvarlardan çıkan nesneler yerden doğru 30 cm çıkıklık yapan bir pano
yukarıda ve 685 mm ve 2030 mm kutusu tespit edilmiştir
arasında olmalı *Çarşı katında tabandan 130 cm
*Çıkıntı 100 mm’den fazla olamaz. yüksekliğe monte edilmiş bulunan
*Bitmiş zemine göre 685 mm‘den ilan panoları güzergaha doğru 17 cm
aşağıya monte edilmiş cisimler bir çıkıklık yapmaktadır
miktar geçit yoluna doğru çıkıntı *Görme engelliler için çok tehlikeli
yapabilirler olabilecek çıkıntı nesnelerin limitler
içine getirilmesi gereklidir
*Direklere ya da pilonlara sabitlenmiş *Direklere sabitlenmiş Şehir Planı
serbest duran nesneler en fazla 305 mm panosu tabandan 111 cm‘de asılı ve
genişliği 122’cm dir, tabandan en

uzanabilir, zeminden 685 mm ve 2030


Engeller Çıkıntılar mm arasına asılabilir üst kenarına yüksekliği 202 cm’dir
‘4.4 *Yürüyüş yolları, holler, koridorlar, *Şehir Planı panosu bütün metro
geçitler, ya da diğer hareket alanları istasyonlarında yer almakta ve görme
en az 2030 mm baş yüksekliğine sahip engelliler için tehlike yaratmaktadır
olacak *Kızılay metrosu orta platformunda
*Engelli güzergahına bitişik bir merdiven altına gelen kısımda
alanda dikey açıklık 2030 mm’den (engelli güzergahına bitişik bir alanda
aşağı düşerse görme engellileri dikey açıklık 2030 mm’den
uyarmak için bir bariyer yerleştirilecek aşağı düşmektedir) baş yüksekliği
merdiven altındaki duvara 1 m.
mesafede 170 cm’ye düşmektedir
*Merdiven altına görme engellileri
uyarmak için bir bariyer
yerleştirilmelidir
‘4.5 Yer ve Zemin *Stabil, sağlam , kaymayı önleyici *Zeminlere yüzeyleri parlak sağlam
Yüzeyleri olacak karo döşenmiş
*Yer ya da tabana halı ya da *Halı bulunmuyor
döşeme serilirse güvenli bir şekilde *Yer ve zemin yüzeyleri paspas
sabitlenecek. Altında sağlam bir dolgu yapıldığında ya da ıslak olduğunda
maddesi ya da yastık bulunacak ya kaymaya sebep olduğundan koltuk
da üstü bukle, dokuma ya da belirli değnekli engellilere uygun değildir
bir yükseklikte kesilmiş tüylü olacak.
Kalınlığı en fazla 13 mm olacak. Halı
kenarları zemine bağlanacak
*6 mm ve 13 mm arasındaki seviye
farklarında eğik düzlem oluşturulacak *Platformlarda seviye farkları
ve eğim 13 mm’den fazla olmayacak bulunmuyor
*13 mm’den fazla seviye farkları varsa
rampa yerleştirilecek
*Yürüme yollarına ızgara yerleştirilirse
aralıklar bir yönde 13 mm’den fazla
olamaz. Izgara uzatılmış açıklıklara *Çarşı katına inen merdivenlerin alt
sahipse, aralıkların uzunluğu ana sahanlıkta bitim yerlerine ızgaralar
hareket istikametine dik yerleştirilecek yerleştirilmiş, ızgara delikleri 1.5x4 cm
ölçülerindedir PLANLAMA
2004/3

117
‘4.8 Rampa *Yeni yapılarda bir rampanın eğimi 1: *Çarşı katında bulunan iki rampa
12 olacak eğimleri sırasıyla; yükseklik 45 cm
*Bir yol boyunca en fazla yükseklik yatay izdüşümü 560 cm, yükseklik
760 mm olacak 70 cm yatay izdüşümü 880 cm olarak
*Rampa eğimi 1:12 ve 1:16 arasında uygulanmıştır (1)
ise en fazla yükseklik 760 mm ve yol *Rampa eğimleri uygundur
yatay izdüşümü 9 m olacak,
*Rampanın eğimi 1:16 ve 1.20 arasında *Yeni Kızılay binası tarafındaki engelli
ise en fazla yükseklik 760 mm ve yol asansörünün kapısı önünde 17 cm
yatay izdüşümü 12 m olacak yüksekliğinde ve yatay izdüşümü 114
*Rampanın en az açıklık genişliği 915 cm olan bir rampa vardır. Kapı önünde
mm olacak sahanlık yoktur. Rampa genişliği
*Sahanlık en az bağlı olduğu rampa asansör kapısının genişliğine eşittir.
kadar geniş olacak (90 cm). Buradaki rampanın yatay
*Sahanlık uzunluğu en az 1525 mm izdüşümünün 204 cm olması gerekir
olacak *Tekerlekli sandalye kullanıcısının
yardımsız asansör çağırma

*Sahanlıkta rampa istikameti


değişiyorsa en az sahanlık büyüklüğü düğmesine ulaşması mümkün değildir
‘4.8 Rampa 1525 mm‘ye 1525 mm olacak
*Eğer bir rampa 150 mm’den daha
yükseğe çıkıyor ve yatay *(1) ile belirtilen iki rampanın yan
izdüşümü 1830 mm’den daha duvarlarında trabzan
uzunsa iki tarafına da trabzan yapılacak bulunmamaktadır
*Dönen, kıvrılan rampaların iç * Bu rampalardan birisinin alt ucu
trabzanları sürekli olacak. pasajda bulunan bir işyerininin
*Trabzanlar sürekli değilse, rampa kapısının önüne uzanmaktadır.
sonunda ve başında hiç olmazsa 305 Burada kapı önü düzleştirilerek rampa
mm uzatılacak, zemin ya da taban kesintiye uğratılmıştır, görmeyen için
yüzeyine paralel olacak tehlike yaratabilir
*Duvar trabzan arasındaki açıklık 38
mm olacak
*Trabzanların tutunma yüzeylerinde
kırılma olmayacak, sürekli olacak
*Tutunma yüzeylerinin üstü rampa
yüzeyinden 86 cm ile 96 cm yükseklik
arasında olacak şekilde monte edilecek
*Trabzanların sonları yuvarlatılmış ya
da döşemeye, duvara, sütuna dönmüş
olacak
*Trabzanlar kendi sabitleme parçaları
içinde dönmeyecek
*Rampaların yanal eğimi 1:50 den
büyük olmayacak

PLANLAMA
2004/3

118
‘4.9 Merdiven *Herhangi bir kat merdiveninde bütün *Bütün merdivenlerin alın yüksekliği
basamaklarının alın yüksekliği ve 16.5 cm ve basamak genişliği 31
basamak genişliği aynı olacak cm’dir
*Yürüyen merdiven başlangıç ve *Yürüyen merdivende üst ve altta
bitişinde basamak şekli belirmeden basamak şekli belirmeden en az iki
en az iki basamak aynı düzlemde basamak aynı düzlemde bulunuyor
bulunmalı *Bütün yürüyen merdivenler 100 cm
*Yürüyen merdiven 81 cm açık genişliktedir
genişliğe sahip olmalı *Her basamağın burnunda 40 mm
*Yürüyen merdiven basamak genişliği sürtünme şeridi vardır
280 mm olacak *Basamaklar uygundur
*Basamak burunlarına 5 cm *Merdiven burunluklarının altı içe
genişliğinde sürtünme şeridi olacak doğru eğimlidir
*Burunlukların alt tarafı dik
olmayacak. Basamak alın kenarının
yan kesitte pah yarıçapı 13 mm’den
büyük olmayacak . Alın eğimli olacak
ya da burun alt tarafının dikeyle yaptığı
açı 60 dereceden az olmayacak. Burun
izdüşümü 38 mm’ den fazla olmayacak
*Trabzanlar merdivenlerin iki tarafında
kesintisiz sürekli olacak.
*Dönerli merdivenlerin iç

trabzanları daima kesintisiz olacak


*Her üst sahanlıkta trabzanın uzanması
gereken en az mesafe 30 cm olmalıdır
*Her alt sahanlıkta trabzanın *Trabzan, Güvenpark çıkışında 3.
‘4.9 Merdiven uzanması gereken en az mesafe çıkışın alt sahanlığında basamak
bir basamak genişliğinden 30 cm daha burnundan itibaren 12 cm ileriye
fazla olmalıdır uzanıyor. Yeterli değildir
*Tepede uzanma zemin ya da taban (Burada yapılan tedilat sırasında
yüzeyine paralel olacak. Aşağıda trabzanın merdiven burnundan
trabzan bir basamak ileriye uzanma mesafesi standardın
genişliği kadar aynı eğimde devam altına düşmüş, burası dışında diğer
edecek, geri kalan uzantı yatay olacak noktalarda trabzanların basamak
*Trabzanlar ve duvar arasındaki açıklık burnundan ileriye doğru uzanma
alanı 38 mm olacak mesafeleri uygun görünüyor)
*Tutunma-kavrama yüzeyleri sabitleme *Güvenpark çıkışında sol taraftaki
direkleri, yapı elemanları ve engeller trabzan merdiven burunlarına
tarafından kesintiye uğratılmayacak göre olması gereken yüksekliği
*Trabzan tutunma üst yüzeyi basamak koruyamamış ve 54 cm’ye düşmüştür
burunlarının yukarısında 865 mm *Diğer trabzanlar uygundur
ve 965 mm arasında olacak şekilde *Trabzan ile duvar arasındaki
yapılacak. açıklık 6 cm’dir
*Trabzanların sonları yuvarlatılacak *Trabzan tutunma yüzeyi kesintiye
ya da düzgünce tabana, duvara, sütüna uğramıyor
döndürülecek *Trabzan üst tutunma yüzeyleri
*Trabzanlar kendi sabitleme parçaları basamak burunlarından itibaren
içinde dönmeyecek 89-90 cm’de yer alıyor
*Trabzanların sonları yuvarlatılmış
düzgünce tabana duvara, sütuna
döndürülmüştür

*Trabzanlar kendi sabitleme


parçaları içinde dönmüyor

PLANLAMA
2004/3

119
‘4.10 Asansörler *Çağırma butonları çağrının *Çağırma butonları alt katta
kayıtlandığını ve yerine yukarıya doğru ok işaretli
‘4.11 Tekerlekli getirileceğini gösteren sinyallere ve üst katta aşağıya doğru
Sandalye sahip olacak ok işaretli, basıldığında ışık
Asansörleri *Yukarıyı gösteren buton üst yanıyor.
tarafta yer alacak *Bir buton bulunuyor.
*Butonlar dışarıya çıkık ya da
düz olacak *Butonlar düz
*Sesli sinyal yukarı istikamete
gidiş için bir kez, aşağı istikamete *Sesli sinyal bulunmuyor.
gidiş için iki kez sinyal verecek *Asansörler tek kat arasında
ya da “yukarı” ya da “aşağı” ses çalıştığından sesli sinyal
anonsu otomatikman yapılacaktır. gerekmeyebilir.
*Sinyaller asansör holü
düğme panosunun çevresinden
görülebilir olacak *Sinyaller görülebilir yerdedir
*Kabin içinde düğme panosu *Metro asansörlerinde kabin
asansör holü düğme panosunun içerisi dışardan, dışarısı içerden
çevresinden görülebilir olacak görülecek şekilde kapılar
*Kabin içi dışardan, dışarısı yekpare camlı yapılmış
içerden görünecek HRS istayonlarındaki
asansörlerde kapılar camsız saç
malzemeden yapılmıştır. Metro
*Bütün asansör giriş holleri asansörlerinde camlı kapıların
kabartma ve Braille kat alt kısmı tekmelik sacı ile
tanımlamalarına her iki kapı kapatılmalıdır.
*Kapı pervazında Braille kat
tanımlaması bulunmuyor.
*HRS istasyonlarının kapıları
camlı

PLANLAMA
2004/3

120
‘4.10 Asansörler pervazında sahip olacak yapılabilir.
*Asansör kapıları otomatik olarak *Kapı pervazında Braille kat
‘4.11 Tekerlekli açılacak ve kapanacak. tanımlaması yapılabilir.
Sandalye *Asansör kapıları yeniden açma *Kapılar otomatik olarak açılıp
Asansörleri mekanizması ile techiz edilecek, bu kapanıyor
mekanizma önüne herhangi bir *Kapılar yeniden açma mekanizması
engel ya da kişi geçtiğinde kapamayı ile donatılmıştır
durdurup kapıyı yeniden açacak *Asansör kabininin taban alanı
*Asansör kabininin taban alanı 150x160cm2 olup manevraya
tekerlekli sandalyenin asansöre girişine,uygundur
kontrol düğmelerine erişmesine ve *Asansör kabinleri yeni teknolojiye
kabinden çıkmasına izin verecek uygun ve yeterlidir
büyüklükte olacak *Kabin içinde 3 adet paralel tutunma
barı tabandan 90 cm
ile 105 cm arasında yüksekliğe monte
*Kabin tabanı ile inme binme düzlemi edilmiştir
arasındaki seviye farkı 13 mm toleransa *Kabin taban alanı uygundur
sahiptir *Kabin ile platform arasında seviye
*Kabin, içine 1525 mm çaplı daire farkı yoktur
çizilecek büyüklükte olacak
* Asansör giriş holü yön lambalarının *Kabin taban alanına 150 cm çaplı
merkez doğrusu zeminden hiç olmazsa daire çizilebilir
1830 mm yukarıda olacak *Yön lambaları bulunmuyor
*Asansör çağırma düğmeleri tabandan üzerinde ok işareti olan çağırma
1065 mm yukarıda olacak butonu ışığı yanıyor
*Asansör butonlarının en küçük ölçüsü
19 mm olacak *Güvenpark’taki asansörün çağırma
düğmesi tabandan 119 cm çarşı
katında 112 cm yüksekliktedir
*Butonlar 5x5 cm2 ölçüsündedir
*Görsel elemanlar hiç olmazsa 64 mm
olacak *Asansör içi havalandırma sistemi
var ve içindeyken devrede bulunuyor
*Dışarıda asansör kapısı üstünde
*Braille karakterlerin merkez doğrusu asansörün bulunduğu katı ışıklı
zeminin 1525 mm üzerinde bulunacak. olarak gösteren ışıklı gösterge
Bu karakterler 50 mm boyunda olacak bulunuyor
*Asansör kapılarının otomatik *Asansör dışında Braille karakterler
açma kapama mekanizması, yerden bulunmuyor
yüksekliği 125 mm ile 735 mm
arasında olan bir engel geçtiğinde, bir
temas olmaksızın gereken işlemleri
tamamlama kabiliyetinde olacak *Kapıların otomatik açma
*Kapıyı yeniden açma mekanizması hiç kapama mekanizması bulunuyor,
olmazsa 20 saniye etkili olacaktır *Sensörlerin, tabandan yüksekliği
*Bütün kontrol düğmeleri Braille 125 ile 735 mm arasında bir engel
karakterler veya kabartılmış standart geçtiğinde gereken işlemleri yapıp
alfabe karakterleriyle okunabilir olacak yapmadığı tespit edilemedi
*Ana giriş katında çağır butonu kat
belirtme yazıları (Kabartılmış ya da *Kapıyı yeniden açma mekanizması 9
Braille karakter ve saniye etkilidir
*Asansör içindeki bütün kontrol
düğmelerinde Braille alfabesiyle
okunabilirlik sağlanmıştır

PLANLAMA
2004/3

121
‘4.10 Asansörler sembolleri ile) yanında bir *Kontrollar yan duvarda asansör
kabartılmış yıldızla belirtilecek. tabanından 95 cm yukarıda yan
‘4.11 Tekerlekli Kontrol düğmeleri için yana dizilmiştir
Sandalye bütün kabartılmış belirtmeler
Asansörleri uygulandıkları butonun hemen
soluna yerleştirilecek *Kontrol panelinde asansörün
*Kabinin kapıları merkezden durduğu ya da geçtiği katın
açılıyorsa kontrollar ön duvarda numarası ışıklı göstergeden
olacak, kapı yana açılıyorsa kapının görülebiliyor, sesli uyarı
yanındaki ön duvarda ya da yan bulunmuyor
duvarda olacak
*Asansör kabinlerinde asansör
kontrol panelinde bir görsel asansör
durum göstergesi asansörün nerede
(kaçıncı katta ) olduğunu gösterecek.
Asansörün geçtiği ya da durduğu *Çağrıya gelen asansör kapıları
katın numarası gözükecek ve sesli bir açık durumda 9 sn. bekliyor.
uyarı olacak
*Bir çağrıya gelen asansör kabininin *Kabin durduğunda taban kısmı
kapıları tamamen açık durumda en az ile platform arasında 2 cm açıklık
3 sn bekleyecek var
*Kabin durduğunda kabin eşiğinin
katta inme binme platformu kenarına *Aydınlatma ölçülemedi fakat
uzaklığı 32 mm’den fazla olamaz. yetersiz olduğu tahmin ediliyor
*Kabin kontrol düğmelerinin,
platformun, kabin eşiğinin ve
inme binme alanının aydınlatması
hiç olmazsa 5 Footcandles (53.8 lux)
olacak
*Bütün kat düğmeleri yandan
uzanıldığında 1370 mm’den yüksekte
olmayacak, önden uzanıldığında *Acil durumlar için alarm ve
1220 mm’den yüksekte olmayacak. telefon düğmesi var ve diğer
*Acil alarm ve acil duruşu da içeren düğmelerle yan yana tabandan
acil durum kontrolları panelin alt 95 cm yüksekliğe dizilmiş. Kabin
tarafında gruplanacak ve merkez içi düğmeler uygun yükseklikte
hatları yerden 890 mm’den az bulunuyor
olmayacak *Numaralar 13 mm’den büyüktür
*Numaralar 13 mm büyüklükte
olacak *Sesli sinyal bulunmuyor
*Ses sinyali 1500 Hz. Frekanstan az
ve 20 dB den daha fazla olacak.
*Kabinin durduğu ya da geçtiği
katın numarasının otomatik sözlü
duyurusu sesli sinyalin yerine
geçebilir *İki taraflı haberleşme sistemi-
*İki taraflı haberleşme sisteminin diyafon diğer kontrol butonları
kullanılan parçası kabin zemininden arasında bulunuyor. Diyafonun
en fazla 1220 mm yükseklikte çalışıp çalışmadığı çağrıya bir cevap
bulunacak, sistemde bir el desteği verilip verilmediği denenmemiştir
varsa kablonun uzunluğu panelden
el desteğine hiç olmazsa 735 mm
olacak

PLANLAMA
2004/3

122
‘4.13 Kapılar *Engelli girişinde ya da engelli güzergahında *Ücretli alana geçişte engelli geçiş kapısı
geçişin tek yolu olmayacak. Bir engelli 90 derece açık olduğunda açıklık 87
kapısı ya da ana kapısı, dönerli kapı ya santimetredir
da turnikenin yanına yerleştirilecek ve
aynı kullanım modelini kolaylaştırsın diye
tasarlanacak
*İtmeyle açılan kapılar düzgün yüzeyli
olacak
*Kapı genişliği, kapı 90 derece açık
olduğunda kapının yüzeyinden karşı pervaza
kadar olan mesafe, en az 815 mm olacak
*Arka arkaya iki kapı arasındaki en az
alan bu alana açılan kapının genişliğinden
1220 mm daha büyük olacak. Arka arkaya
kapılar aynı istikamette çarpar ya da kapılar
arasındaki alandan dışarıya doğru çarpar
olacak
*Dış kayar kapılar için giriş eşiği 19 mm’den
ya da diğer tip kapılar için 13 mm’den
fazla olmayacak. *Engelli giriş kapılarında
yükseltilmiş eşiklerin seviye değişimleri
yamaçlanacak ve bunun eğimi 1:2 den büyük
olmayacak
*Kapı tokmağı, tutamağı, kapı
mandalı, kilidi, ve diğer çalışan aksam
kolay kavramaya uygun olacak, sıkı tutmayı,
sıkı kıstırmayı ve bilekten çevirmeyi
gerektirmeyecek.
*Kapının kapıçeki varsa kapıçekin süpürme
periyodu öyle ayarlanacak ki, 70 derecelik
açık pozisyondan kapı mandalına 75 mm‘lik
bir noktaya gelmesi hiç değilse 3 saniye
alacak
*Kapı açma kuvveti: İç menteşeli kapılar
için: 5 lbf (22.2 N). Kayar ya da katlanan
kapılar için: 5 lbf (22.2 N) olacak
‘4.14 Girişler *Engelli güzergahıyla, halka açık yollara, *Halka açık mekanlara bağlanmaktadır
kaldırımlara, yolcu indirme bindirme
böldelerine, engellilere uygun park yerine,
halka açık ulaşım duraklarına ve bina-tesis
içindeki engelli mekan ve unsurlarına
bağlanacak
‘4.26 Trabzan, Tutamak, Bir trabzan ya da tutunma borusunun *Merdivenlerde yer alan trabzanlar 60
tutunma yüzeyinin genişliği ya da çapı 32 mm çaplı paslanmaz borudan yapılmıştır.
mm ile 38 mm arasında olacak ve şekli eşit *Trabzan boruları duvardan 7.5-8

Trabzan, Tutamak, bir tutunma yüzeyi sağlayacak cm içeriye çıkıntı yapıyor.


‘4.26 *Trabzan ve tutunma boruları duvara bitişik *Trabzanlar duvar yüzeyinden 6 cm
ise duvar ve tutunma borusu arasındaki güzergaha doğru çıkıntılı yapılmıştır
uzaklık 38 mm olacak
*Trabzanlar rampa bölümlerinin her iki
tarafında yer alacak
*Dönen kıvrılan rampaların iç
trabzanları sürekli olacak
*Trabzanlar 75 mm derinlikte ve trabzandan
455 mm yukarıya uzanan bir oyuk içine
yerleştirilebilir
*Bir trabzan ya da tutunma borusu ve ona
yakın duvar ya da yüzey, keskin ve aşındırıcı
olmayacak. *Uçlar 3.2 mm yarıçapında
yuvarlatılacak
*150 mm’den daha yükseğe çıkan ve yatay
izdüşümü 1830 mm’den uzun rampaya iki
taraflı trabzan yapılacak
*Trabzanlar sürekli değilse, rampa sonunda
ve başında hiç olmazsa 305 mm uzatılacak,
zemin ya da taban yüzeyine paralel olacak

PLANLAMA
2004/3

123
‘4.27 Kontrol ve İşletme *Tekerlekli sandalye kullanıcısı
Mekanizması tarafından karşıdan ve paralel olarak
yaklaşılabilir olacak
*Elektrik ve haberleşme sisteminin *Platformlardaki prizler tabandan 60
duvarlardaki donanımı tabandan 380 cm yüksekliktedir
mm’den aşağıya monte edilmeyecek.
*Kontrollar ve işletme mekanizması
bir elle çalıştırılabilecek ve sıkı
kavramayı, çimdiklemeyi ya da bileğin
döndürülmesini gerektirmeyecek.
Kontrolları harekete geçiren kuvvet 5
lbf (22.2 N) dan büyük olmayacak
‘4.28 Alarmlar *Hem sesli hem de görüntülü alarm *Bütün HRS istasyonlarının
olmalıdır platformlarında alarm ve sesli
*Sesli acil durum alarmları oda ya da haberleşme sistemleri bulunuyor.
mekanda hüküm süren ses düzeyine *Cam korumalı bir düğme acil
eşit bir ses üretecek hiç olmazsa 15 durumda taşıtı durdurma imkanı
dbA ya da ortamdaki en fazla ses sağlıyor
düzeyinden 5 dbA daha fazla 60 saniye *Metro ve HRS platformlarında
ses üretecek. Alarm ses düzeyi 120 yangın alarm sistemi var
dbA’yı geçmeyecek
Görsel Alarmlar
*Lamba xenon hızlı açılıp kapanan tip
ya da eşiti olacak *Görsel haberleşme bulunmamaktadır
*Renk açık ya da beyaz olacak
(filtrelenmemiş ya da açık

filtrelenmiş beyaz işık)


‘4.28 Alarmlar *Işık şiddeti en az 75 mum olacak.
*Flaş oranı en az 1 Hz en fazla 3 Hz
olacak
*Donanım taban yüzeyinden 2030
mm yukarıya ya da tavandan 152 mm
aşağıya yerleştirilecek

*Genel olarak hiçbir mekanda


yatay düzlemden 15 m’den daha
yukarıda görsel sinyal cihazlarına gerek
duyulmaz
*Halka açık koridorlarda hiçbir yerde
görsel sinyal 15 m den daha yüksekte
olmayacak
‘4.29 Farkedilebilir Uyarı *Üstü kesilmiş çapı 23 mm *Platform kenarına paralel kanallı (3
yüksekliği 5 mm kubbelerden ibarettir cm + 0.5 cm lik 5 parçadan oluşmuş)
Merkezinden merkezine uzaklıkları 60 karolar uç uca yerleştirilerek
mm ve görsel olarak bitişik yüzeyler zıt kullanılmıştır
renklerde ya siyah beyaz ya da beyaz
siyah olacak *Platform kenarından 51 cm ile 61
*Bir yol bir taşıt yolu ile birleşir ya cm arasına beyaz şerit çekilmiştir
da kesişir ve yürüyüş yolu kaldırım,
korkuluk ya da diğer unsurlarla taşıt
alanından ayrılmazsa alanlar arasındaki
sınır 915 mm genişliğindeki ve sürekli
farkedilebilir uyarılarla tanımlanır

PLANLAMA
2004/3

124
‘4.30 İşaretleme *İlanlar ve yazılı bilgiler, belgeler oturan
bir kişi tarafından görülebilir bir yere
yerleştirilecek. İşaret ve sergilenenler
(örneğin, açık kitaplar) yatay bir şekilde ve
tabandan 1120 mm yüksekliğe yerleştirilecek
*İşaretler üzerindeki harfler ve sayılar 3:5 ve
1:1 arasında genişlik yükseklik oranına sahip
olacak ve can alıcı bir uyarı için genişlik *Özürlü asansörlerinin yerini gösteren
yükseklik oranı 1:5 ve 1:1 arasında olacak levhalar mavi zemin üzerine beyaz yazılı
*Harfler ve sayılar en küçük 0.8 mm olarak yerleştirlmiştir. Aynı levhaların
kabartılacak, büyük harf, sans serif ya da siyah zemin üzerine beyaz yazılı olanları
basit serif tip ve Seviye 2 Braille ile eşlik da vardır
edilecek. Kabartılmış karakterler hiç değilse
16 mm yükseklikte, fakat 50 mm’den büyük
olmayacak
*Resim sembollü işaretler hemen altına
yerleştirilmiş eşit sözlü açıklama ile eşlik
edilecek. Resim sembollü işaretlerin sınır
boyutları en az 152 mm olacak
*Telefonların yerini gösteren ahize resimli
levhalarda yazılı açıklama bulunmuyor
*Karakterler ve işaretlerin zemini yumurta *Telefonlardan birisinin tekerlekli sandalye
kabuğu, mat ya da göz kamaştırmayan kulanıcısına uygun olduğu
renklerden
olacak. Karakter ve semboller geri plandan
zıt renklerle ayrılacak, zemin koyu ise bu işaretlerde belirtilmiyor
karakterler açık ya da karakterler koyu ise
‘4.30 İşaretleme zemin açık renk olacak
*Odalar ya da alanlar neresi
sürekli belirtilecekse işaretleri kapının kapı
kolu tarafına yerleştirilecek. Kapı kolu
tarafında
duvar yoksa, iki kanatlı kapılar dahil,
işaretler en yakın duvara yerleştirilecek.
İşaret levhasının orta çizgisi taban
yüzeyinden 1525 mm yukarda olacak
şekilde yerleştirilecek
*Yerleştirme bir kişinin herhangi bir
engelle karşılaşmaksızın ve kapı kanadının
süpürdüğü alanda durmaksızın levhaya 76
mm yaklaşabileceği şekilde yapılacak
*Referans alınmış bütün işaretler
hat boyunca pratik olarak en fazla
uygulanabileceği her istasyonun aynı yerinde
bulunacak
*Karakter ve semboller geri plandan zıt *Metroda ve HRS’de genellikle istasyon
renklerle ayrılacak isim levhaları hat boyunca aynı yerde asılı
*Tabelalar parlamayacak
*Araç pencerelerine yakın işaretlemede
uzun sembol ya da işaretin üstü pencere üst
çerçevesinin altında ve aşağı uzanan sembol
ya da işaretin en altı pencere orta hattının *Oturulan yerden istasyon adı kolaylıkla
biraz üstünde olacak okunabiliyor
*Tesis ve unsurların erişilebilirliğinin *HRS’de hat planı bütün istasyonlarda
belirtilmesi için uluslar arası aynı yerde asılı
erişebilirlik(engelli) sembolü kullanılacak
*Uluslararası erişebilirlik sembolü zıt renkte
olacak: Siyah üzerinde beyaz ya da beyaz
üzerinde siyah *Kızılay istasyonu çarşı katında özürlü
*Ses ayarına sahip olması gereken telefonlar, asansörlerinin yerini gösteren levhalarda
“ses dalgaları yayan telefon ahizesi” resimli uluslararası erişebilirlik sembolü
işaret ile belirtilecek. kullanılmış
*Tekst telefonlar TTY uluslararası sembolü
ile belirtilecek

*Telefonlarda ses ayarı bulunmuyor

PLANLAMA
2004/3

125
‘4.31 Telefon *Telefonlara tekerlekli sandalye *Tabandan engelli telefonunun
kullanan bir kişinin önden ya da paralel tuşlarının ortasına kadar yükseklik 108
ulaşabilmesine imkan vermek için, hiç cm dir
değilse 760 mm ile 1220 mm arasında *Telefonlara yaklaşmak için taban
bir taban açıklığı ya da zemin mekanı açıklığı yeterli
olacak
*Girişte, içerde engelli telefonu olacak *Çarşı katında bir grupta 7 telefondan 1
tanesi, diğer bir grupta

*Telefonların %25 i ya da en az biri ses


‘4.31 Telefon kontroluna sahip olacak. 5 telefondan 1 tanesi, bir başka grupta 5
*Ses, normalin üzerinde en az 12 telefondan 1 tanesi Tekerlekli sandalye
dbA ve en çok 18 dbA ya ayarlanabilir kullanıcılarına ayrılmıştır
olacak. Bir otomatik başa dönüş
mekanizması varsa o zaman 18 dbA
aşılabilir
*Servis imkanı olan yerlerde telefonlar
kontrol düğmelerine
sahip olacak
*Telefondan ahizeye kablo uzunluğu
hiç olmazsa 29 inç (735 mm) olacak *Telefondan ahizeye kablo uzunluğu
73 cm dir.

TTY:Tekst-Telefon * Bir ulaşım tesisi iç mekanında halkın *Bu tür telefon bulunmuyor.
(İnteraktif-fakslı kullanımına tahsis edilmiş bir genel
telefon) telefon bulunmalıdır. İstasyonda is
bu tür telefonlardan en az biri faks
modemli olmalıdır. (İşitme engelliler ve
bu tür hizmetten yararlanacaklar için)
*Dört ya da daha fazla halka açık paralı
telefon raylı sisteme belirli bir girişte
yer alıyorsa ve hiç olmazsa
halka açık bir tanesi içerdeyse, hiç
olmazsa bir tane halka açık dahili text
telefon o girişte bulunmalıdır

‘4.34 Otomatik *Otomatik Bilgilendirme makinaları *Bu tür cihazlar bulunmuyor


Bilgilendirme öyle yerleştirilecek ki, tekerlekli
Anonsu sandalye kullanan bir kişi önden ya da
paralel ulaşabilecek

‘4.37 Banklar *Banklar sabit olacak ve en az 510 *Bank oturma yerinin tabandan
mm’den en fazla 610 mm’ye kadar yüksekliği 46 cm, oturma yeri derinliği
derinlikte ve 1065 mm yükseklikte 39 cm, sırtlık yüksekliği 39 cm’dir
oturma yerlerine sahip olacak
*Banklar en az 1065 mm yükseklikte
sırt dayanağına sahip olacak, dayanak
oturma yüzeyinden itibaren en fazla 51
mm boşluk verildikten sonra en az 455
mm’e kadar uzanacak
*Bank oturak kısmı yerden en az 430
mm ve en fazla 485 mm yukarda olacak
*Bankın oturma yeri, cıvatalar,
şasi gibi parçalarının herhangi bir
noktasına dikey ya da yatay 1112 N
kuvvet uygulandığında, kullanılan
malzemelerin yük dayanım toleransı
geçilmeyecek

PLANLAMA
2004/3

126
III. SONUÇ VE ÖNERİLER vi. Yürüyen merdivenlerden koltuk değnekli
Ankara Metro ve HRS’i (ANKARAY) günü- bir engellinin faydalanması mümkün değil-
müz bilgi ve teknolojisi ile yapılmış olması dir, iki koltuk değneklinin ise iki kişiden
nedeniyle belli ölçüde engellilere kolaylık yardım almadan basamağa adım atabilmesi
sağlayan düzenlemelere de sahiptir. Bununla imkansızdır. Koltuk değneklinin yararlan-
beraber karşılaştırma sırasında belirlenen ması için yürüyen merdivenin binmek için
noksanlıkların incelendikten sonra giderilmesi durdurulması, bindikten sonra çalıştırılması
için çaba harcanmalıdır. Dış mekan (DS) ise bu ve kata gelince tekrar durdurulup inmesinin
sistemle uyum sağlamakta yetersizdir. Ancak, sağlanması gereklidir.
i. Halka açık binalarda (İS), engellilere sağ- vii. Yürüyen merdivenlerden tekerlekli san-
lanacak kolaylıklar proje ve inşaat yönetme- dalye kullanıcılarının faydalanabileceği belir-
liklerinde yeterince yer almadığından ve yer tilmesine rağmen, basamak hızı ile üst tutunma
alanlara da gereğince uyulmadığından, bina bandının hızı aynı olmadığından (çıkışta üst
projeleri gerekli engelli tesis ve kolaylıkları tutunma bandı daha yavaş), tekerleklerin
yönünden eksiklikler gösterebilmektedir. merdiven basamağında olduğu ve ellerle üst
Ankara Metrosu’nun yapımı aşamasında tutunma bandı tutulduğu durumda bir süre
engellilere yönelik bu tür unsurların proje- sonra ellerin geride kalmasıyla sandalyenin
lerde yer almadığı sonradan ilave edildiği denge kaybı söz konusudur.
bu çalışma için yapılan inceleme sırasında viii. Görme özürlüler için turnikeden geçtikten
saptanmıştır. sonra yere serilecek/uygulanacak uygun bir
ii. ADAAG yönetmeliğinden alınarak kar- yer halısı ya da döşeme kişiyi yönlendirerek
şılaştırma için ölçüt oluşturmada kullanılan platforma kadar ulaştırabilir.
nicelik (standart) ölçümlerinin Amerikan ıx. Platformlarda görme özürlü için balık sırtı
vatandaşlarının antropometrik ölçülerine fark edilebilir işaretleme yapılabilir.
göre belirlenmiş olduğu gözden kaçırmamalı, x. Platformlarda 51- 61 cm mesafede bulu-
fakat sistemin yabancılarca kullanılabileceği nan beyaz çizginin biraz gerisinde hidrolik bir
de unutulmamalıdır. mekanizma ile dik durumda tutulacak korku-
iii. Kızılay metro istasyonuna ait dört asan- luklar, taşıt durduğunda belirtilen mekanizma
sörün dış mekanda yer alan binalarının kapı ile platformda oluşturulmuş oyuklara yatırı-
önlerindeki rampalar tekerlekli sandalye larak geçişe izin verebilir ve taşıtın kapıları
kullanıcısının çağırma butonuna erişmesini kapandığı anda tekrar dik duruma getirilebi-
engellemektedir. Tekerlekli sandalye kulla- lir. Diğer bir alternatifte, beyaz çizgi üzerine
nıcısı hızla rampayı çıkarsa ayakları asansör sabit korkuluk yapılmasıdır, taşıt her zaman
kapı camlarına çarparak kırılmasına neden aynı noktada durduğundan vagon kapılarının
olabilir. Kapının alt tarafına saçtan tekmelik karşısına gelen korkuluk kısmına yerleştiri-
bölümü yapılmalı, rampa üst kısmına sahanlık lecek otomatik kayar kapılar tren durduğu
yapılmalıdır. anda açılır ve inme binme tamamlandıktan
iv. Maltepe HRS istasyonunda bulunan asan- sonra vagon kapısı kapanıyorken kapanır.
sör kapıları tamamen saçtan yapılmış olup Arada kimsenin kalmaması için sürekli sesli
içerisinin görülmesi imkansızdır. HRS asan- uyarı yapılır, korkuluk üzerine uyarı işaretleri
sörleri sırayla yolun bir bu tarafında bir diğer konulabilir.
tarafında bulunmaktadır. Yolun ortası refüjle xı. Büyükşehir belediye yönetiminin tali-
ayrıldığından ve gerekli kaldırım rampaları matıyla görmeyenler güvenlik elemanları
bulunmadığından tekerlekli sandalye kullanı- tarafından platforma indirilerek taşıta bindi-
cısı dışardan asansöre ulaşmak için en yakın rilmekte ve görmeyen kişinin gideceği yerdeki
kavşağa kadar gitmek zorundadır. istasyona haber verilerek burada karşılanması
v. Dış asansör binasının kapı önünün erişile- ve istasyon dışına çıkarılması sağlanmaktadır.
bilirliği karlı ve buzlu havalarda kayganlık ve Buna karşılık, görme özürlü olduğu halde çok
az da olsa görebilmesine güvenerek, görme PLANLAMA
önündeki rampa yüzünden imkansızdır. 2004/3

127
özürlü bastonu kullanmayan bir engellinin site, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı,
turnikelerden girişte güvenlik görevlisi tara- belediyeler, engelli federasyon ve dernekleri ve
fından fark edilmediği; platforma inerek ve diğer ilgili sivil toplum örgütü temsilcilerinden
taşıt geldiğinde iki vagon arasındaki boşluğu oluşan takım çalışması ile yapılmasında yarar
vagon giriş kapısı sanarak boşluğa, raylara görülmektedir. Bu tür araştırmaların sonuç-
atladığı, ve bunun bir soruşturma konusu larına göre kamu mekanın planlanması ve
olduğu yine yapılan inceleme sırasında not tasarımı engelsiz tasarım ilkelerini gerçekçi
edilmiştir. bir biçimde içerecektir.
xıı. Metro tünellerinde acil çıkışı gerektiren bir
kaza ya da olumsuzluk olduğunda yeryüzüne
çıkabilmek için çıkış bacaları bulunmaktadır, KAYNAKÇA
bu bacalara ulaşmak içinde ray kenarında 60 ADA: Americans with Disabilities Act
cm genişliğinde bir yürüme yolu yer almak- (1990), Accessibility Guidelines for
tadır. Bu yolun engellilerin kurtarılması ya Buildings and Facilities, Washington D.C.
da kendi kendine kurtulması için çok yararlı
olamayacağı açıktır. ADAAG (2002): Accessibility Guidelines
Engelsiz tasarım kapsamında, saha çalışması üç for Buildings and Facilities, as amended,
istasyonla ilgili bilgilerin toplanmasından ibaret Washington D.C.
bir örnekleme çalışmasıdır. Bu çalışma ilgililer
Kaplan, H., Öztürk, M. (2004) Engelliler, Kamu
tarafından tüm metro ve HRS’ini kapsayacak
biçimde yapılmalı, eksiklikler belirlenerek Mekanı ve Engelsiz Tasarım:Kamusal İç
giderilmelidir. Engelsiz tasarım kapsamında Mekanlarda İrdelenmesi İçin Bir Çerçeve, Planlama
yapılacak yönlendirici araştırmaların üniver- 2004/2, ss 67-75.

Not: Derginin 2004/2 sayısında yayımlanan “Engelliler, Kamu Mekanı ve Engelsiz Tasarım: Kamusal İç Mekanlarda
İrdelenmesi İçin Bir Çerçeve” makalesi dizim düzeltmesi aşağıdadır.

Sayfa Paragraf ve Satır/tablo Yanlış Doğru

67 tablo 1 A D
K İ
68 4. paragraf 3. satır almalıdır alınmalı
68 7. paragraf 14. satır özellik öznellik
PLANLAMA
2004/3

128
Büyükşehir Belediyesi Kanunu Kültür varlıkları kapsamına tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal

Hazırlayan: Nevzat CAN


İMAR HUKUKU
yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu 23.07.2004 günlü ve
varlıklarda ilave edilmiştir.
25531 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Kanunda; “büyükşehir
belediyesi”, “ilçe belediyesi” ve “ilk kademe belediyesi” tanımları yer Koruma amaçlı imar planı; “bu Kanun uyarınca sit alanlarında, alanın
almaktadır. Büyükşehir belediye sınırları içinde ilçe kurulmaksızın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulunduarak, kültür ve tabiat
oluşturulan ve büyükşehir ilçe belediyeleriyle aynı yetki, imtiyaz varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla
ve sorumluluklara sahip belediye olarak ilk kademe belediyesi arkeolojik, tarihi, doğal, mimari, demografik, kültürel, sosyo-ekono-
tanımlanmaktadır. mik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı
olarak; halihazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane
Büyükşehir belediyelerinin sınırları, adını aldıkları büyükşehirlerin
halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını
sınırları olmaktadır. Kanunun Geçici 2. maddesi ile; büyükşehir bele-
iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esas-
diye sınırları, İstanbul ve Kocaeli ilinde, il mülki sınırı olarak kabul
ları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma,
edilmektedir. Diğer büyükşehir belediyelerinde mevcut valilik binası
yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık
merkez kabul edilerek belli bir yarıçaplı çizilen daire içinde kalan alan
alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin
büyükşehir belediyesinin yetkili olduğu alanı oluşturmaktadır. Nüfusu
tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahipli-
bir milyona kadar olan büyükşehirlerde yirmi kilometre yarıçaplı,
lik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi
nüfusu bir milyondan iki milyona kadar olan büyükşehirlerde otuz
modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler
kilometre yarıçaplı, nüfusu iki milyondan fazla olan büyükşehirlerde
ile planlama kararları, tutumları, plan notları ve açıklama raporu ile bir
elli kilometre yarıçaplı olan dairenin sınırı büyükşehir belediyesinin
bütün olan nazım ve uygulama imar planlarının gerektirdiği ölçekteki
sınırını meydana getirmektedir.
planlardır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Kanunun 7. maddesi uyarınca çevre düzeni planına uygun olmak
2863 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi değiştirilmek suretiyle korun-
kaydıyla 1/5000 ile 1/25000 arasındaki her ölçekte nazım imar planını
ması gerekli taşınmaz kültür varlıklarına yapılacak inşai ve fiziki
yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak büyükşehir belediyesi-
müdahaleler yeniden tanımlanmış ve 3194 sayılı İmar Kanununa göre
nin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmaktadır. Büyükşehir
ruhsata tabi olmayan basit tamir ve tadiller fiziki müdahale dışında
içindeki belediyelerin nazım plana uygun olarak hazırlayacakları uygu-
tutulmuş ve esaslı onarım bu tür müdahaleden sayılmıştır.
lama imar planlarını bu planlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon
planlarını ve imar ıslah planlarını aynen veya değiştirerek onaylamak 2863 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde yapılan değişiklik ile Kültür
ve uygulamasını denetlemek büyükşehir belediyesinin yetkisindedir. ve Turizm Bakanlığı taşınmaz kültür ve tabiat varlıkların korunmasını
Büyükşehir belediyesi nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten sağlamak için gerekli tedbirleri alma, aldırma ve bunların her türlü
itibaren bir yıl içinde uygulama imar planlarını ve parselasyon plan- denetimi yapma yanı sıra kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler
larını yapmak ve yaptırmakla da yetkilendirilmiştir. ve valiliklere yaptırılması da sağlanmıştır. Anılan maddeye eklenen
yeni fıkra ile; büyükşehir belediyeleri, valilikler Kültür ve Turizm
Kanunun geçici 1. maddesi ile de; büyükşehir belediyeleri, Kanunun
Bakanlığınca izin verilen belediyeler bünyesinde kültür varlıkları ile
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde büyükşehirin
ilgili işlemleri ve uygulamaları yürütmek üzere sanat tarihi, mimarlık,
1/25000 ölçekli nazım imar planlarını yapma veya yaptırmak
şehir planlama, mühendislik, arkeoloji gibi meslek alanlarından
zorunludur.
uzmanların görev alacağı koruma, uygulama ve denetim büroları
Kanunun 15. maddesine göre; büyükşehir belediyesi ihtisas komisyon kurulması öngörülmüş ve bu bürolara uygulamayı denetleme görevi
çalışmalarına gündemdeki konularla ilgili olmak üzere; diğer kuruluşlar verilmiştir.
ve uzman kişiler yanında kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
2863 sayılı Kanunun 12. maddesinde değişiklikler yapılmış ve kültür
da oy hakkı olmaksızın ihtisas komisyonu toplantılarına katılabilmekte
ve tabiat varlıklarının korunması, bakım ve onarımı için kredi veril-
ve görüş bildirebilmektedir.
mesi yürürlükten kaldırılmış, bu amaçlarla bakanlık bütçesine yeterli
ödenek konulması öngörülmüş ve kültür varlıklarının korunması ve
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile değerlendirilmesi amacıyla kullanılmak üzere emlak vergisinin % 10
Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında nispetinde “Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı”
Kanun tahakkuk ettirilmesi ve ilgili belediyesince emlak vergisi ile birlikte
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda tahsil ettirilmesi hükmü getirilmiştir. Tahsil edilen miktar, il özel idaresi
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 27.07.2004 günlü ve 25535 tarafından açılacak özel hesapta toplanmaktadır. Ayrıca 2985 sayılı
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 5226 sayılı Toplu Konut kanunu uyarınca verilecek kredilerin en az % 10’u tescilli
Kanun özellikle 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma taşınmaz kültür varlıklarının bakım, onarımı ve restarosyunu işlemle-
Kanununda değişiklikler yapmaktadır. rine ilişkin başvurularda kullanılacağı da hükme bağlanmıştır.
Kanunun “tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinde yer alan 2863 sayılı Kanunun 17. maddesi de yeniden ele alınmıştır. Bir
“kültür varlıkları” tanımı değiştirilmekte ve “ören yeri”, “koruma amaçlı alanın sit alanı ilanı, bu alandaki her ölçekteki plan uygulamasını
imar planı”, “çevre düzenleme projesi”, “yönetim alanı”, “yönetim durdurmakta, 1/25000 ölçekli plan kararları yeniden gözden geçi-
planı”, “bağlantı noktası” tanımları eklenmektedir. rilmektedir.

129
Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu getirilmesini; kültürel iletişim ve etkileşim ortamının etkinleştirilme-
tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma sini; sanatsal ve kültürel değerlerin üretilmesi, toplumun bu değerlere
şartları belirlenmektedir. İdareler ilgili meslek odaları, sivil toplum ulaşım olanaklarının yaratılması ve geliştirilmesini; ülkemizin kültür
kuruluşları ve plandan etkilenen hemşerilerin katılımı ile toplantılar varlıklarının yaşatılması ve ülke ekonomisine katkı yaratan bir unsur
düzenleyerek koruma amaçlı imar planını hazırlamak ve sonuçlan- olarak değerlendirilmesi, kullanılması ile kültür merkezlerinin yapımı
dırmak zorunluluğu getirilmektedir. İki yıl içinde koruma amaçlı imar ve işletilmesine yönelik kültür yatırımı ve kültür girişimlerinin teşvik
planı yapılmadığı taktirde, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma edilmesini sağlamayı amaç edinmektedir.
şartlarının uygulaması, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar Kanun yatırım ve girişimlerin teşvik edilmesi, belgelendirilmesi ve
durdurulmaktadır. Bu süre zorunluluk olması durumunda bir yıl denetlenmesi işlemlerine ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.
uzatılmaktadır. Kanunda kültür yatırımı veya girişimi kapsamındaki teşvik veya
2863 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde yapılan değişiklikte “koruma indirime konu olacak faaliyetler sıralanmakta ve bunlara uygulana-
amaçlı imar planları; müellifi şehir plancısı olmak üzere; alanın cak teşvik unsurları belirtilmektedir. Son bölümde ise denetleme ve
konumu, sit statüsü ve özellikleri göz önünde bulundurularak mimar, cezalara ilişkin hükümlere yer verilmektedir.
restoratör mimar, sanat tarihçisi, arkeolog, sosyolog, mühendis, peyzaj
mimari gibi meslek gruplarından bakanlıkça belirlenecek uzmanlar Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik
tarafından hazırlanır.” hükmüne yer verilmiştir. Koruma amaçlı imar Yapılmasına Dair Kanun
planlarının müellifinin şehir plancısı olduğu da hükme bağlanmakta, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununu değiştiren 5220 sayılı
alanın konumu, sit statüsü ve özelliğine göre farklı meslek grupların “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
bu planların hazırlanmasında yer alması da öngörülmektedir. Kanun” 21.07.2004 tarih ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayım-
Koruma amaçlı imar planlarıyla kesin yapılanma yasağı getirilen sit lanarak yürürlüğe girmiştir.
alanlarında bulunan taşınmazların malikin başvurusu üzerine bele- Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa eklenen ek madde 2 ile; Sağlık
diye ve il özel idaresine ait taşınmazlarla takas edebilme olanağı da Bakanlığına tahsisli Hazine mülkiyetindeki taşınmazlar ile Sağlık
kanunla getirilmektedir. Bakanlığı kullanımında bulunan diğer taşınmazlardan gerekli görülen-
Tescilli taşınmaz kültür varlıkları, koruma amaçlı imar planlarıyla lerin, mülkiyetinin Hazineye bedelsiz devrinden sonra, Sağlık Bakan-
yapılanma hakları kısıtlanan taşınmazların mülkiyet ve yapılanma lığı ile anlaşılarak tahsislerini kaldırmaya ve 1050 sayılı Muhasebe-i
hakları kısıtlanmış bölümlerinin başka bir alana aktarımını düzen- Umumiye Kanununun 24 üncü maddesine bağlı olmaksızın satmaya
leyen hükümlerde yer almaktadır. İmar hakları hamiline yazılı Maliye Bakanı yetkilidir.
menkul kıymete dönüştürecek belgeler düzenlenmekte, akta-
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Genelgesi:
rım işleminde Sermaye Piyasası Kurulunca onaylı gayrimenkul
Yapılaşma Koşullarının Jeolojik/Jeoteknik Etüd
değerleme şirketlerince yapılacak rayiç değer denkleştirmesi
Raporları Yerine İmar Planlarında Belirlenmesi
esas alınmaktadır.
Hakkında
2863 sayılı Kanunun 18. maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca yayımlanan 06.07.2004 günlü ve
sit alanları, korunması gerekli kültür varlıkları ve bunların koruma
1623/7815 sayılı Genelgesinde; jeolojik – jeoteknik ve jeofizik etüt
alanlarında onaylı plan ve proje dışı uygulama yapan veya yapılma-
raporlarında belirtilen tedbir ve öneriler dikkate alınmak suretiyle her
sına yol açan sorumluların, koruma bölge kurulları ile ilgili konularda
türden taşınmaz üzerinde “yoğunluk ve bu doğrultuda oluşturulacak
plan ve proje düzenlemesi ve uygulama sorumluluğu yapması beş
yapı yükseklikleri ve kat adetleri” ancak imar planı kararları ile belirle-
yıl süreyle yasaklanmaktadır.
nebileceği hükme bağlanmakta ve uygulamalarda bu konuya titizlikle
2863 sayılı Kanunun 57 nci maddesinde koruma kurullarının görev, uyulması istenmektedir.
yetki ve çalışma koşullarına yönelik değişiklikler yapılmış ve ek fıkralar
Genelgede; Mülkiyet hakkının yukarı olan sınırları, genel olarak imar
getirilmiştir. Koruma bölge kurulu en geç altı ayda koruma amaçlı imar
kararı yolu ile belirlendiği, bir taşınmaz üzerinde yapı yüksekliği ve
planını karar bağlaması koşulu getirilmiştir.
kat adedinin belirlenmesinin taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının
Koruma amaçlı imar planları ve çevre düzenleme projelerinin hazırlan- yukarı doğru olan sınırının imar kararları ile oluşturulan bir irtifak
ması, gösterimi, uygulaması, denetimi ve plan müelliflerinin yeterliliği hakkı söz konusu olduğu,
ile görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasların, Kültür ve
İmar kararları oluşturulurken Plan Yapımına Ait Esaslara Dair
Turizm Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca çıkarılacak
Yönetmelikte elde edilen verilerin tanımlandığı ve verilerden birini
yönetmelikle belirleneceği de Kanunda yer almaktadır.
jeolojik – jeoteknik ve jeofizik etütlerin oluşturduğu, bu etütlerin imar
planlarının yapım ve irdelenmesine esas olarak hazırlandığı,
Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu
Jeolojik, jeoteknik-jeofizik etüt raporları ve benzeri teknik araştırma
5225 sayılı Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu
raporlarının, idarenin düzenleyici nitelikte işlemlerinden olmadığından
21.07.2004 tarih ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak
idari hukuk açısından kural işlem niteliği taşımadığından imar hakları
yürürlüğe girmiştir. Kanun; bireyin ve toplumun kültürel gereksinim-
oluşturması ya da sınırlandırmasının mümkün olmadığı,
lerinin karşılanmasını; kültür varlıkları ile somut olmayan kültürel
mirasın korunmasını ve sürdürülebilir kültürün birer öğesi haline hükümlerine yer verilmiştir.

130
Dergilerden Seçmeler
Hazırlayan: Dr. Ömür KIZILGÜN, Şehir Plancısı - TÜBİTAK Merkez ve Enstitüler Eşgüdüm Ofisi

Sayısal Kentin Kurgulanması (The “eczacılık” lisans verme ve tedavi işlemlerinin pazarlayıcısı olurken, üçlü
sarmal etkisinin anahtarı üniversitelere ve kamu finansmanının üretkenliği
construction of the digital city) ile desteklenen söylemlere yöneldi. Sağlığın değer kazanması sağlığa iliş-
Helen Couclelis kin değer zincirinin yoğunlaşması, biyobilim büyük merkezleri niteliğindeki
Environment and Planning B: Planning and Design 2004, Cilt birkaç yerin sağlık alanındaki yenilikleri yönlendirmesi demektir. Hükümetler,
31(1) Ocak, s. 5 - 19 kendi büyük merkezlerini kurmaya çalışan hırslı bölgeler nedeniyle rekabeti
Bu makalede sayısal kent, belli bir gerçek kentin çeşitli işlevlerinin internet “bölgesel bilim politikaları” yoluyla sağlamaya çalışmaktadırlar.
temelinde yeniden üretilerek uzman olmayanlara sunulduğu bir kapsamda
ele alınmaktadır. Sayısal kent, teknik ve pratik bir konu olmaktan daha çok, Kanada Biyoteknoloji Politikası:
sosyal, kültürel, politik, ideolojik ve tabii ki teorik boyutlara sahiptir. Makalede,
sayısal kent fikrinin bu daha geniş kavramsal temelleri ortaya konmaktadır. Yeni Teknoloji Teşviklerinin
Daha da somut olarak şöyle söylenebilir: kent ideolojileri, kentsel yapı ve Tasarlanması (Canadian biotechnology
işlevler ile kentin sayısal ifadeleri nerede kesişirler? Sayısal kent gerçek
kentle nasıl ilişkilendirilebilir? Sayısal kent hangi tercihler üzerine inşa edi- policy: designing incentives for a new
lebilir? Sayısal kent insanlara ne ifade edebilir? Bu birbiriyle ilişkili soruların technology)
yanıtlanabilmesi için kapsamlı bir kavramsal çerçeveye ihtiyaç vardır. Maka-
lede, sayısal kente ilişkin deneyimler, konular ve eleştiriler üç alanın (- fiziksel
Jorge Niosi, Tomas G Bas
kentsel alan, - o alanla ilişkili insanlar ve - gelişen bilgi toplumunun teknolojik, Environment and Planning C: Government and Policy 2004,
sosyoekonomik ve ideolojik fırsatları ve sınırlamaları) kesişiminde gözden Cilt 22(2) Nisan, s. 233 - 248
geçirilerek sayısal kent kuramı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Sayısal kente Kanada 1980’lerin başından beri genetik mühendisliğine dayalı yeni biyo-
ilişkin kapsamlı teoriler 21. yüzyılın gerçek kentlerinin kapsamlı teorilerinden teknolojiyi geliştirmek üzere bir dizi teşvik oluşturdu. Başlangıçta tarım ve
bağımsız olarak geliştirilemeyeceği için, bu aşamada ancak kaba bir taslak çevre biyoteknolojisi vurgulanıyordu ama 1980’lerin sonundan beri ağırlık
sunulabilmektedir. Makale, bu fikirlerin sayısal kent tasarımcıları için ne ifade sağlık ürünleri ve servislerine doğru değişti. Federal hükümetin asıl politika
edebileceğine ilişkin kısa bir tartışma ile sonlanmaktadır. üreticisi olmasına karşın, çeşitli iller de yerel sanayii beslemek üzere kendi
teşviklerini geliştirdiler. Her ne kadar bu politikalar kapsam ve amaçlar yönün-
den değitiyse de sonuçları olumlu oldu ve ülke bazı biyoteknolojiler alanında
Güney Kore’de Kültürel Festivaller ve bir ölçüde liderliği aldı. Ulusal ve bölgesel yenilik sistemleri, biyoteknolojinin
Bölgesel Kimlikler (Cultural festivals kurumsal yapısını analiz etmedeki yararları nedeniyle bu makalenin ana
çerçevesini oluşturmaktadır.
and regional identities in South Korea)
HaeRan Shin Kanada’da Çevresel Yönetişimde
Environment and Planning D: Society and Space 2004, Cilt
22(4) Ağustos, s. 619 – 632 Sıçramalar: Çevre Gruplarının
Bu makale kültürel festivaller ve kentsel yöntemlerle ilgili yazını, yerel yöne- Tepkileri (Shifts in environmental
timin ekonomik kalkınmanın ötesinde amaçlarla kültürel festival yaptığı bir
örneği irdeleyerek genişletmektedir. Güney Kore’de Gwangju kentinde governance in Canada: how are citizen
yetkililer, kentin politik tarihindeki olaylı imgelemi yeni sanat kenti imajıyla environment groups to respond?)
değiştirmek üzere Bienal başlattılar. Bu dönüşüm atağı, Gwangju’nun
Beth Savan, Christopher Gore, Alexis J Morgan
kendi politik kimliğini ve imajını korumak ve geliştirmek isteyen kentlilerin
direnciyle karşılaştı. 1995-2002 yılları arasında dört Bienal gerçekleştirildi Environment and Planning C: Government and Policy 2004,
ve Gwangju’nun tartışmalı politik imajını silmek üzere başlatılan Bienal, Cilt 22(4) Ağustos, s. 605 - 619
Gwangju tarihinin yeniden yorumlandığı ve kentin kimliğinin kendi sivil Hükümet kuruluşları ile kentlilerin çevre izleme eylemleri arasındaki
halkı tarafından yeniden tanımlanarak üzerinde uzlaşmaya varıldığı bir ilişkilerin yeni bir aşamaya atladığı bir dönemde bu makalede, Onta-
ortam oldu. rio’daki bazı kentli girişimlerini inceleyerek, hükümetle korumacı kentli
arasındaki ilişkinin doğasını irdelenmektedir. Yazarlar, öncelikle çevresel
yönetişimdeki değişiklikleri açıklamak üzere, özellikle hükümetin idari
Moleküler Biyoloji Devrimi ve Kuzey reformuna, gelişkin çevresel izleme talebine ve eylemleri izlemede kent-
Amerika ile Avrupa’da Büyük Biyobilim lilerin işlevi ve rolü arasındaki ilişkilerin karmaşıklığına odaklanıyorlar.
Daha sonra, kentlilerin oluşturduğu bir çevre örgütü olan “Citizen’s
Merkezlerinin Yükselişi (The molecular Environment Watch” deneyimi ve diğer iki yerel örneğe dayanarak,
biology revolution and the rise of bioscience yerel çevre kalitesini iyileştirmek üzere, hükümetin sorumluluğunun
yanısıra, sivil topluma otorite, bilgi ve güç sağlayacak şekilde yeni işbirliği
megacentres in North America and Europe) biçimlerini ortaya koydular. Önerilen iyileştirmelerden biri, hükümetin
Philip Cooke sorumlu olduğu ancak gerçekleşmeyen işlemlerin kentlilerce ifade edil-
Environment and Planning C: Government and Policy 2004, mesidir. Hükümetin, görevi olduğu halde yapamadıklarıyla ilgili olarak
Cilt 22(2) Nisan, s. 161 – 177 kentlilerin bu izleme çabalarına destek vermesi ve gönüllü izleyicilerin
Bu makalede biyobilimlerdeki “üçlü sarmal” (triple helix) etkisi üzerine çalışmalarını önemsemesi ve son olarak da, bozulan çevre kalitesiyle
yoğunlaşılmaktadır. Moleküler biyoloji devrimi eczacılığı saf kimyaya ilgili olarak kentlilerin dile getirdiği kaygıları, ciddi teftişlerle ve mevzuat
dayalı yolundan çıkarıp mikrobiyoloji ve biyoteknolojiye yönlendirdi. Böylece, uygulamaları yoluyla izlemesi beklenmektedir.

131
Bu yazı, TMMOB Şehir Planlama Mimar ve Mühendisleri Odası HABER BÜLTENİ Kasım 1981 46. sayısının 2-4 sayfalarından alınmıştır.
geçmişten sayfalar...
DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ

“TÜRKİYE BİRİNCİ ŞEHİRCİLİK KONGRESİ” ODTÜ’DE merkez işlere geçme olayının fazla olmadığını vurgu-
YAPILDI. ladı. Gecekonduyu düşük gelirli grubun kente uyumu
6-7-8 Kasım tarihlerinde Orta Doğu Teknik Üniversi- olarak ele alan Feral Eke, istihdam, konut sahipliği,
tesi’nde yapılan Türkiye Birinci Şehircilik Kongresi, kent fonksiyonlarına katılma ve kent hizmetlerine
bir diğer anlamda 32. Dünya Şehircilik Günü kutlama ulaşılabilirlik sorunu üzerinde durdu. Erhan Acar
etkinliğiydi. Kongre birinci gün açılış oturumu ile baş- gecekonduyu işçi konutu olarak incelerken kapita-
ladı. Fehmi Yavuz’un başkanlığını yaptığı ve kongreyi listleşme sürecinin etkilerini aktardı. Son konuşmacı
açarken toprağın doğal kaynak olma niteliğinden söz olarak Kemal Kartal, kırdan kente göçenlerin yarat-
ettiği açılış oturumunda, üniversite rektörlüğü adına tıkları kaynak akımları üzerinde durdu ve Ankara’da
Mehmet Kıcıman kısa bir açılış konuşması ile kong- bundan sonra en büyük arsa spekülatörlerinin gece-
reye başarı dileklerini sundu. konducuların olacağını iddia etti.
Önceki yıllarda Türkiye’de yapılan Dünya Şehircilik Yerel Yönetimler ve Planlama Hukuku ile ilgili olan
Günü Kolokyumlarının toplu bir değerlendirmesini oturumda ilk konuşmacı Ruşen Keleş planlama
yapan Kemal Ahmet Aru’dan sonra, İmar ve İskan sürecinin çeşitli evrelerinde yerel özerklikten nasıl
Bakanı Şerif Tüten kongrenin Ankara’da yapılmasın- yararlanıldığı ve merkezin hangi konularda nelere
dan duyduğu sevinci dile getirirken, yeni Toplu Konut müdahale ettiği konusu üzerinde dururken, aleniyet
Yasası üzerinde durdu. (duyuru yapılması) olayı ile planlamaya halkın katılı-
mını vurguladı. Konut alanında üretici ve örgütleyici
Birinci günün son konuşmacısı “Az Gelişmiş Ülke- yerel yönetim modelini Batıkent örneği ile ele alan
lerde Metropolitenleşme Süreçleri” başlıklı bildirisi ile Korel Göymen, konuşmasında planı yaşamın önüne
Mübeccel Kıray’dı. Kıray, konuşmasında yerleşmeler geçirmek, sağlıklı bir yaşam çevresi oluşturmak, kişi-
ve yerleşmeler arası ilişkiler üzerinde dururken, sel çıkarlarla toplumsal çıkarları çakıştırmak, kentsel
metropoliten alan olgusunun sadece 70-80 yıllık dar gelir gruplarının örgütlenmesini sağlamak gibi
bir geçmişi olduğunu vurguladı. Artı ürünün kont- hedeflerden söz etti.
rol edilmesi ile ortaya çıkan ilk yerleşme türünden
metropolitenleşmeye kadar olan gelişmeleri tarihsel İmar hukukunun geniş bir değerlendirmesini yapan
gelişim süreciyle ele alan Kıray, daha sonra, batıda en Esin Kuntay’dan sonra Tankut Ünal, İmar Kanunu-
üst gelir grubunun, bizde ise en alt gelir grubunun nun çıkarılması ve İmar İskan Bakanlığı’nın kuru-
yarattığı saçaklanma olayı üzerinde durdu. luşundaki amaçlar ile uygulamada varılan sonuçları
aktardı. Türk Planlamasında bölgeleme meselesini
Kongrenin ikinci gününde dört ayrı salonda yürütü- İmar Yönetmelikleriyle inceleyen Tamer Gök, planı
len oturumlarda 10 önemli konu ele alındı. Türkiye yaşamın önüne geçirmenin zorunluluğu üzerinde
Kentlerinin Yapısı’na İlişkin olan oturumda Ali dururken bunun, kriterleri farklılaştırmayı gerektir-
Türel, Ankara’da Konut Pazarı’nı çözümlerken arz- diğini vurguladı. Kamu yararı üzerinde kamulaştırma
talep dengesine ulaşılamamanın bir sonucu olarak uygulamaları üzerinde duran Tului Sönmez, sorunun
gecekondulaşma üzerinde durdu. tarihsel evrimini aktardı.
Nüfus hareketleri ile gecekondulaşma arasında iliş- Kent Planlama Tasarımının Eğitim Yöntemlerine
kiler kuran Oğuz Arı’dan sonra, Murat Balamir, Ülke ilşkin olan oturumda, Bilgi Denel tasarımda yaratıcı-
Aren ve Yalçın Ünal, ekonomik-toplumsal-mekansal lığı geliştirme eğitimi üzerinde dururken, ister fiziki
süreçleri aktarırlarken kentsel yapıyı oluşturmaları ve ister sosyal planlama olsun, olayın tasarım biçiminde
kamunun mekanına sahip çıkması gerekliliği açısın- ortaya çıkacağını vurguladı.
dan söz konusu üçlü süreç yapısını vurguladılar.
Bildirisinde, kentsel mekanların görsel analizinde
Türkiye Kentlerinin Tarihine ilişkin olan oturumda, kullanılabilecek bir yöntem öneren Bozok Özerdim,
Orhan Kuntay Tokat kentinin gelişmesini aktarırken, kentsel imge elemanlarının beş duyuya hitab ettiğini
Tevfik Çavdar Türkiye’deki şirketleşmenin ilk örneği vurguladı. Mehmet Adam ve Teoman Aktüre birlikte
olan Şirket-i Hayriye ile kentiçi ulaşımın tarihsel sundukları bildiride doğa-toplum-insan ilişkileri
gelişimini anlattı. İstanbul Limanının kuruluşunu tanımlaması ile alternatif konut alanları için tasa-
ve o dönemdeki liman işletmelerini ve aralarındaki rım eğitimi üzerinde dururlarken yaşam biçimlerinin
gizli rekabeti aktaran Ekmel Derya’dan sonra, otu- iyi anlaşılması gerekliliğini vurguladılar. Oturumun
rumun son konuşmacısı Selahattin Yıldırım, Osman son konuşmacısı Yiğit Gülöksüz kent planlama ve
Nuri Ergin’in araştırıcı kişiliği üzerinde dururken, tasarımı için alternatif eğitim yöntemlerini tartıştı
O’nun tarihi, geleneksel nakilcilikten, araştırıcı ve ve üniversitelerin salt bilinenlerin aktarıldığı bir yer
bütüncül bir tarih anlayışına çevirmekte başlıca rol değilfakat birlikte bilgi üretiminin yapılması gereken
oynadığını vurguladı. kurumlar olması gerektiği üzerinde durdu.
Gecekondu-Konut olgusunun çeşitli bildirilerle Kentiçi Ulaşım’ın tartışıldığı oturumda Gökhan
işlendiği oturumda, Tansı Şenyapılı işçi devingenliği Menteş Türkiye’deki ulaşım planlama deneyimlerini
üzerinde dururken küçük ve marjinal iş kolları ara- aktarırken, Cüneyt Elker Türkiye için yeni bir ulaşım
sında iş değiştirme olgusunu aktardı ve çevre işlerden planlama yöntemi önerisini tartıştı.

132
Konut alanlarında ulaşım planlaması, yeni kavramlar madığına değinirken söz konusu materyallerin önemli
ve uygulamaları aktaran Erhan Öncü, konut alanla- rolü üzerinde durdu.
rındaki sokağın sadece bir ulaşım aracı olmadığını Çevre ve kıyı kullanımı konulu oturumda, Türkiye’de
vurguladı. Turizm Planlaması çalışmalarının değerlendirilmesini
Ali Zambakoğlu ve Atilla Elçi birlikte sundukları yapan Baykan Günay, konyu genel politika ve genel
bildiride düzensiz ve hızlı kentleşme, nüfus patla- çerçeve içinde tartışırken turizmde fiziksel planlama
ması ve taşıt yoğunluğunun artması sonucu, büyük olayının karar-kontrol çevrelerinin etkileşimi içinde
kentlerimizin ciddi trafik sorunlarıyla karşı karşıya yapılması gerekliliğine değindi. İkinci konuşmacı
kaldığını belirterek kentiçi trafiği benzetim paketi Selcan Teoman, Haydar Karabey’in bildirisini sundu.
üzerinde durdular. Kıyı mekanının tanımının yapıldığı bildiride, denge-
İmar Planı Uygulamalarının tartışıldığı oturumda siz yatırımlar, bağımsız sanayileşme ve kötü kaynak
Kemal Ahmet Aru Türkiye’de imar planı yarışmala- kullanımı gibi konulara değinildi.
rının tarihini aktarırken, yapılan yarışmaları tarihsel İzmir metropoliten alanı içinde yaşayan farklı toplum-
sıra ile ele alarak değerlendirdi. Trabzon imar planı sal katmanların İzmir kıyılarını kullanma güdüleri ve
uygulamasını değerlendiren Karadeniz Teknik Üni- fiziki planlama kararlarına etkileri üzerinde duran
versitesi Şehir Planlama Grubu ise planın aşıldığını, Numan Tuna, daha sonra ikinci konut meselesine
fiziksel çevrenin giderek kötüleştiğini ve yaşam için değinerek uygulamarı aktardı.
sağlıksız koşulların doğduğunu vurguladı. Samsun Dilek Yarımadası örneği ile milli parklardaki aşırı
Nazım Plan deneyiminin Saffet Atik tarafından kullanma sorununu aktaran Erdoğan Yaşlıca, milli
aktarılmasından sonra Zühtü Can Antalya planlama parkların turizm ağırlıklı kullanıma açıldığını
deneyimini aktardı. İmar planlarında değişiklikler ve bunun ise ekolojik denge bozulmasına yol açtığını
ilgili süreçlerden söz eden son konuşmacı Feridun vurguladı.
Duyguluer 42. maddenin çok iyi incelenmesi gerekli-
liği üzerinde durdu. ODTÜ, Şehir Planlama beşinci sınıf öğrencileri adına
konuşan Sezai Göksu, öğleden sonraki oturumun ilk
Kongrenin üçüncü gününün bir diğer oturumu ise
konuşmacısı idi. Bildirisinde, planlamanın içinde
Tarihsel Çevrenin Korunması ile temellendirilmişti.
geliştiği toplumun karar çevresini ve çıkar grupları-
İlk konuşmacı Emre Aysu Trabzon kenti kale-içi
nın plan kararlarını etkileme dinamiklerini Gölbaşı
koruma planı örneği ile tarihsel çevre anlayışının
örneği ile ele alan Sezai Göksu, Gölbaşı’nda yer alan
geçirdiği evrelere değinirken kent planlama ve
bu grupları tanımladı ve aralarındaki çatışmalardan
tarihsel çevre ikilisinin kesinlikle bir arada yürütül-
örnekler verirken plancının tutumunun önemine
mesi gerektiğini vurguladı. Daha sonra İsmet Okyay
değindi.
1975’lerde Avrupa Konseyi’nin kararlarıyla bizde de
başlayan koruma anlayışının, planlama anlayışındaki Kentsel çevrenin çocuk açısından yaşam değeri üze-
gelişmemişlik nedeniyle pek de başarılı sonuçlar getir- rinde duran Şenel Ergin, oyun alanlarının önemini
mediğini Safranbolu Koruma Planı örneği ile ele alır. belirtirken İmar Yasasının ve İmar Yönetmeliklerinin
Sabah oturumunun son konuşmacısı Nuran Zeren, bu konu için yeterli olabileceğini savundu ve konuş-
Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından korunmasına masının öneriler bölümünde mülkiyetlerin dikey
karar verilen yerlerde kararların uygulanabilirliğinin değil, yatayda belirtilmesi gerektiğini vurguladı.
araştırılması sırasında kullanılan yöntemden söz edip, Son konuşmacı Aydan Bulca, fiziksel çevre düzenle-
koruma konusunda yerel yönetimlerin ve kamunun mesinde örgüt karmaşası konusu üzerinde dururken
tutumlarına değindi. denetimin merkezileşmesinin konuları biteviyeleş-
Öğleden sonraki ilk konuşmacı olan Besim Çeçener, tirdiğini belirterek imar planı sisteminin yenilikçi
bir koruma karar organı olan Anıtlar Yüksek Kuru- atılımlara kapalı olduğunu vurguladı.
lu’nun kuruluşundan bu yana geçirdiği evrelere Mesleklerarası ilişkiler açısından çevre düzenlemede
değinip, Türkiye’nin öz koşullarına göre bir koruma uzmanlık alanları ayrışımının tartışıldığı oturumda
yöntemi kurmanın gerekliliğini vurgularken, bu Şehir Planlama Mimar ve Mühendisleri Odası adına bir
yöntemin “Kullanarak Koruma” yöntemi olması konuşma yapan Öznur Özer, kent planlama mesleğinin
gerektiğini belirtti. kurumsallaşması ve kent plancılarının uygulamadaki
Konunun artık tarihi çevrenin korunması yerine konumu üzerinde dururken sorunu kronolojik bir
tarihi çevrenin savunması şeklinde ele alınması sıra ile ele aldı ve plancıların statü kazanabilmeleri
gerektiği üzerinde duran Okan Üstünkök, başarılı için mücadele etmek zorunda olduklarına değindi.
örneklerin olmamasının temelinde sadece devletin Peyzaj Mimarlarının kent planlamadaki konumlarının
politikasının, yetersizliğinin yada kadro, uzman ve aktarıldığı bildiride, Türkay Ateş mesleklerarası ilişki-
eğitim yokluğunun yatmadığını vurguladı. lere değindi. Peyzaj Mimarları Derneği adına yapılan
Planlı dönemde tarihsel çevrenin korunması ve bu konuşmada toprağın ve diğer doğal kaynakların
değerlendirilmesi konusunda kamunun yaklaşımına metalaşmasını önleyici çözümlerin geliştirilmesi
değinen Emre Madran, devlet tarafından konunun gerekliliğini belirtti.
bir kültür sorunu olarak görüldüğünü belirtirken Çevre Mühendisliği Birimleri Derneği adına bildiri
bir planlama sorunu olarak değerlendirilmediğini sunan Selçuk Soyupak, çevre planlamada Çevre
savundu. Mühendisliğinin konumu üzerinde durarak yaptığı
Son konuşmacı Tuğrul Kanık, kentsel korumada hava konuşmada kalkınma planlarının çevre boyutlu
fotoğraflarının ve fotogrametrinin yeterince kullanıl- olması gerektiğini vurguladı.

133
Tez Özetleri
Hazırlayan: Tunga KÖROĞLU

KONUTA YENİDEN YATIRIM işlerin organize edilmesinde yardım ve ses yayılım modelleri karşılaştırılmış-
KARARI VE İYİLEŞTİRME tamir-bakım işleriyle uğraşacak firma- tır. Karşılaştırılan bu modeller içinden
ÖZDEMİR, Özgül Burcu ların teşvik edilmesi konularında olması piramid izleme algoritması uygulama ve
ODTÜ beklenmektedir. geliştirme için seçilmiştir. Bu algoritma
Yüksek.Lisans., Şehir Planlama Anahtar Kelimeler: Konut, Bakım aynı anda spekular ve ses dağılım yan-
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Adnan ve Onarım, Yeniden Yatırım Kararı, sıma etkilerini hesaplayabilmektedir.
BARLAS Rehabilitasyon Politikaları Işın değişim süreciyle yankılanan ortam
Yardımcı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Murat hakkında bilgi vermektedir. Piramid
BALAMİR KENTSEL TASARIM izleme algoritması, yansıma algorit-
Ocak 2003, 122 sayfa ÖRNEKLERİNDE masıyla uygulamada karşılaştırılmış ve
Dünya literatüründe yeniden yatırım PİRAMITSEL YAYILMA karmaşık ortamlarda başarılı olabileceği
ve iyileştirme tartışmalarının geçmişi gösterilmiştir. Lineer koridorlarda gibi
YÖNTEMİYLE AKUSTİK
oldukça eski olduğu halde, ülkemizde basit kapalı geometrilerde başarılı
UYGULAMA VE sonuç sağladığı gibi karmaşık grid
bu konuya önem verilmemiştir. Bunun
nedeni stokun görece yeni olması
GELİŞTİRME ve küme dış mekan kalıpları arasında
ŞAŞMAZ, Mehmet akustik performanslarını karşılaştırma
sayılabilir, mevcut binaların %77’si
ODTÜ ve mekanın akustik özelliğine ilişkin
1970 sonrasında yapılmıştır. Buna
Yüksek.Lisans., Şehir Planlama sonuçlar üretebilmektedir.
rağmen, bu stokta 1994 değerleriyle
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Mehmet Anahtar Kelimeler: Akustik, pramitsel
toplam yatırım hacmi 24,7 trilyon TL
ÇALIŞKAN izleme, kentsel tasarım kalıpları, kaynak
civarındadır. Ayrıca, yakın zamanda
Ocak 2003, 133 sayfa aynalaması, ışın izleme
yaşanan depremler stokun düşük kali-
Gürültü, şehir plancılarının ve tasarım-
tede üretilmiş olduğunu da kanıtlamıştır.
cılarının sürdürebilir bir şehir modeli
Bu nedenlerle konuta yeniden yatırım YEREL EKONOMİK
kurmak için göz önünde bulundurması
ve iyileştirme politikaları Türkiye’nin KALKINMA YİMPAŞ
gereken önemli bir ölçüttür. Bununla
güncel gereksinmeleri arasındadır.
birlikte plancılar ve tasarımcılar bu ÖRNEĞİ
Bununla birlikte, kentlerimizde
ölçütü tasarım aşamasında dikkate SARIOĞLU, Gülsün Pelin
deprem tehlikesinin varlığı, bu poli-
almamaktadırlar, çünkü ellerindeki ODTÜ
tikaların tasarlanması ve uygulanması
kabul edilebilir ses seviyesini düzen- Yüksek.Lisans., Şehir Planlama
için yeterli bir gerekçe yaratmaktadır.
leyecek tasarım ve planlamaya olanak Tez Danışmanı: Doç. Dr. Melih
Konut stokunun bakımından sorumlu
sağlayacak yeterli bir araç bulunma- PINARCIOĞLU
olan temel aktör, bu stoğun kullanıcısı
maktadır. Fakat mimarlık ve mühen- Ocak 2003, 132 sayfa
olan hanehalklarıdır. Konuta yatırım ve
dislik uygulamalarına baktığımız zaman Yerel ekonomik kalkınma, Türkiye de
iyileştirme amacıyla hanehalklarının
ses yayılımı ile ilgili modeller mevcut dahil olmak üzere dünyanın birçok
kararlarını etkileyen faktörlerin ince-
olduğu bilinmektedir. Gürültünün ülkesinde KOBİ’lerle beraber anıl-
lenmesi, politika seçeneklerini değer-
tanımı yapılarak başlanılan çalışmada, maktadır. KOBİ’leirn son dönemde
lendirmek olanağı sağlar. Bu amaçla
çeşitleri, dünya örnekleri ve nasıl idari yerel sermayenin değerlendirilmesi ve
DİE 1994 ‘Hanehalkı Gelir ve Tüke-
düzenlemeler getirildiği belirtilmiştir. ekonomik kalkınmanın sağlanmasın-
tim Harcamaları Anketi’ kullanılmıştır.
Gürültünün kaynaklarının tanımı daki payı yadsınamaz, ancak ekonomik
Hanehalklarının yeniden yatırımlarını
yapılmış ve etkileyen diğer paramet- kalkınma için tek yol bu değildir. Türki-
etkileyen faktörlerin ‘hanehalkı özel-
reler açıklanmıştır Dünya örnekleri ye’de, KOBİ’lerin dışında, Türkiye’ye
likleri’ ve ‘stok ve mahalle özellikleri’
incelendiğinde problemlin büyüklüğü özgü bir başka yol daha gözlenmiştir:
olmak üzere iki ana başlık altında ince-
görülmekte ve ülkelerin konuya yakla- İşçi Yatırım Ortaklıklarıyla (İYO) kal-
lenmesi anlamlı görülmektedir. Analiz
şımları karşılaştırma yapmaya olanak kınma. IYO’lar, yurtdışına, özellikle
sonuçları bazı hanehalklarının konuta
sağlamaktadır. Idari düzenlemeler farklı Batı Avrupa’ya çalışmak için gitmiş
yeniden yatırım yapmalarında sorunlar
arazi kullanımlarında kabul edilebilir işçilerin birikimleri ile kurulan özel
olduğunu ortaya koymuştur. Bu hane-
ses düzeylerini göstermektedir. Prob- şirketlerdir. Karar ve yönetim aşama-
halkları çoğunlukla düşük gelir seviyeli,
lemin tasarım ölçütü olması gerektiği sında hiyerarşik yapılanan, ancak ortak-
kiracı, stokun yoğun kullanılan, eski
anlatıldıktan sonra, Türkiye’deki bu ları arasında sosyal bir ağ yapılanması
bölümünde ve gelişmemiş alanlarda
konuya ilişkin kurumsal problemler sözkonusu olan bu şirketler, ekonomik
oturan hanehalklarıdır. Konut stokunda
dile getirilmiştir. Gürültünün etkileri kalkınmada önemli etkilere sahip olabi-
yeniden yatırım ve iyileştirme politika-
farklı dış mekan tasarımlarını temsil lirler. Bu tez, İYO’ların yerel ekonomik
larının hanehalklarının yeniden yatı-
eden örnek projelerde sunulmuştur.. kalkınmada bir araç olup olamayacağını
rımlarını kolaylaştırma amacı taşıyan;
Bu problemle karşı kullanmak üzere incelemektedir. Örnek olarak, Yimpaş
malzeme yardımı, teknik bilgi yardımı,

134
çalışılmıştır. Yimpaş hakkındaki bilgi- Anahtar Kelimeler: Orman yangını vergi sisteminin taşınmaz varlığının
ler konuyla ilgili ve sorumlu kişilerle önleme, Coğrafi Bilgi Sistemleri, Çok miras yoluyla el değiştirme sürecinde
yapılan ikili mülakatlarla elde edilmiş- Kriterli Karar Analizi, Görünürlük belirlenen problemlere bir çözüm olarak
tir. İYO’lar, genelde Yeşil Sermaye ile Analizi getirilemeyeceği, fakat Ters İpotek sis-
anıldığı için bu konudaki tartışmalar da teminin eşitsizliğe ve konutun verimli
incelenmiştir. KONUT VARLIĞININ kullanılmasına bir çözüm olabileceği
Anahtar Kelimeler: Yerel ekonomik KUŞAKLARARASI EL önerilmektedir. Bunun yanında el
kalkınma, Yimpaş, İşçi Yatırım Ortak- DEĞİŞTİRME SÜREÇLERİ değiştiren taşınmazların yenileme
lıkları (IYO’lar), Üretim Organizasyon KAYIKET, Aslı projelerinde pilot bölgeler olabileceği
formlarI (hiyerarşi, heterarşi, piyasa). ODTÜ belirtilmektedir.
Yüksek.Lisans., Şehir Planlama Anahtar Kelimeler: Taşınmaz Var-
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Murat lığı, El Değiştirme Süreçleri, Yaşlı
COĞRAFİ BİLGİ Hanehalkları, Miras Hukuku, Veraset
BALAMİR
SİSTEMLERİNİN ORMAN Eylül 2003, 153 sayfa ve İntikal Vergisi, Eşitsizlik
YANGINI ÖNLEME Türkiye’de son yıllarda konuta yatı-
ÇALIŞMALARINDA rımlar artmıştır. Bu artışlardan bazı DEĞİŞEN KENTSEL
KULLANILMASI - ODTÜ hanehalklarının önemli ölçülerde TÜKETİM VE PERAKENDE
ÖRNEĞİ yararlandığı görülmüştür. Konutun el COĞRAFYASI TEORİSİ
ŞENTÜRK, Yeşim değiştirmesi geleneksel süreçlerden ‘GELİŞMEKTE
ODTÜ farklı olarak sosyal ve ekonomik bir OLAN ÜLKELER
Yüksek.Lisans., Şehir Planlama olay olmuştur. Bu süreç hakkında PERSPEKTİFİNDEN
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Oğuz IŞIK birçok konu olsa da mirasın varlığa
İSTANBUL DA 1990 SONRASI
Yrd. Tez Danışmanı: Doç. Dr.. dayalı farklılaşmaya etkisi evrensel
DÖNEMDE DÖNÜŞEN
Nurünnisa Usul tartışma konusu olmuştur. Bu sürecin
Nisan 2003, 110 sayfa konut sunumuna etkisi de diğer bir PERAKENDE PEYZAJININ
Son yıllarda orman yangını Türkiye’de tartışma alanı olmuştur. Daha fazla MEKANSAL YANSIMALARI’
çok ciddi bir sorun haline gelmiştir. konut varlığının 50 ve üzeri yaşlardaki BOYACI, Yonca
Orman yangınlarının çoğu yaz aylarında hanehalkı reislerinin ellerinde toplan- ODTÜ
meydana gelmektedir ve bu yangınların ması konut varlığın kuşaklar arası el Doktora, Şehir ve Bölge Planlama
sonucu olarak çok büyük orman alanları değiştirme sürecinin daha da önem Tez Danışmanı: Doç. Dr. Murat GÜVENÇ
kaybedilmektedir. Ancak etkili orman kazanacağını göstermektedir. Bugüne Ocak 2002, 195 sayfa
yangını önleme planları ile orman kadar bu süreç hakkında Türkiye’de 1980’lerden sonra dünya pazarlarının
yangınlarının zararlarını azaltmak herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu tüketim değerlerinin küresel düzeyde
mümkündür. Planlamaya hazırlık aşa- çalışmada ise, el değiştirme sürecini yayılarak yeniden yapılanması, birçok
masındaki çalışmaları kolaylaştırmak etkileyebilecek faktörler incelenmiş, ekonomide tüketim fonksiyonlarının
için de Coğrafi Bilgi Sistemleri kulla- bu süreçte etken olabilecek yasal duru- çoğalmasına ve yeni tüketim mekan-
nılabilir. Bu tez kapsamında, Coğrafi mun Türkiye’deki yapısı araştırılmıştır. ları oluşturmasına sebep oldu. Ancak
Bilgi Sistemlerinin orman yangını yöne- El değiştirme süreçleri 1994 Hanehalkı sosyo-ekonomik ve kültürel güçler
timinin aşamaları sırasındaki kullanım Gelir ve Tüketim Anketi verileri, Nüfus küresel ekonomik süreçleri farklı ülke-
alanları araştırılmış ve ODTÜ alanı için ve Ölüm İstatistikleri kullanılarak ince- lerde farklı şekillerde algıladı ve benzer
orman yangınını önleme faaliyetlerine lenmektedir. Oluşturulan bir modelle, olmanın yanı sıra karşıt yapılar üretti.
ilişkin bir çalışma hazırlanmıştır. Bu potansiyel muris ve mirasçı sayısını, bir Benzer şekilde gelişmekte olan ülkelerde
çalışmada, bazı CBS analizleri uygu- yılda ölüm nedeniyle miras bırakılma küresel tüketim değerlerinin yayılması ve
lanmıştır. Örneğin, alana ilişkin yangın potansiyeli olan taşınmaz varlığını beraberinde gelen perakende formlarının
tehlike haritasının elde edilmesi için incelemek mümkündür. Daha sonra, el modernizasyonu farklı perakende yapı-
CBS ile bağlantılı olarak Çok Kriterli değiştirme sürçlerindeki sorunları ortaya ları oluşturdu. Sosyal coğrafyada bir
Karar Analizi kullanılmıştır; yangın çıkarmanın bir yöntemi olarak Maliye yandan politik ekonomi yaklaşımı, diğer
gözetleme kulelerinin yerlerinin tespiti Bakanlığı’nca alınan veraset ve intikal tarafta eleştirel sosyal coğrafyadaki kül-
için Görünürlük Analizi uygulanmıştır; vergisi hacmi, çalışma sonucunda elde türel dönüm, perakende çalışmalarında
mevcut ve planlanmış yangın emniyet edilen değerlerle karşılaştırılmaktadır. yeni perakende coğrafyası yaklaşımının
yol ve şeritlerinin değerlendirilme- Analiz sonuçları, bir yılda taşınmaz ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu yakla-
sinde çakıştırma analizi kullanılmıştır. sahibi 30 477 kişinin öldüğünü ve yak- şım sonucunda perakende coğrafyasının
Bu çalışmalar için ODTÜ alanına ait laşık 102 000 mirasçının el değiştiren temel odağı perakende mekanlarının
orman haritası, Sayısal Arazi Modeli varlıktan yararlandığını göstermektedir. aynılaşıyor olduğu kabulünden farklılaşı-
(SAM), bakı, eğim, enerji nakil hatları, Taşınmazların birçoğunun evsahiplerine yor olduğu kabulüne doğru yöneldi. Yeni
mevcut ve planlanmış yangın emniyet geçtiği sonucuna varılmıştır. Hazineye perakende coğrafyasının varsayımları
yol ve şeritleri kullanılmıştır. Ayrıca bu aktarılması gerekli veraset ve intikal penceresinden bakıldığında gelişmekte
tezin sonunda, ODTÜ alanı için yangın vergisi miktarının gerçek değerlerin olan ülkelerde ise perakendecilikte
önleme konusunda planlama önerileri 13 katı daha fazla olması gerektiği dönüşüm, modernleşme sürdükçe gele-
geliştirilmiştir. görülmüştür. Sonuç olarak, sadece nekselin yerini yavaş yavaş modernin

135
aldığı fikrinden uzaklaşarak geleneksel her kesiminde işletmecilik konusunda TARİHSEL BİLGİ
ile modernin tamamlayıcılığına doğru sorunlar yaşanıyor olmasıdır. Çalışma, BİRİKİMİNİN SUNUMU
yöneldi. 1980’ler Türkiye’de ve İstan- Hh’ larının parsel üstü ölçeklerde İÇİN ZAMAN-MEKANSAL
bul’da süpermarketlerin gözle görülür örgütlenme konusundaki eğilimlerini VERİ TABANI TASARIMI:
şekilde yeni tüketim mekanları olarak sınamak ve konut ve çevrelerinin bakım
TRABZON İÇİN BİR
yayıldığına tanıklık etti. Perakendeci- ve sürekliliği konusunda problemli Hh
likte yaşanan bu dönüşüm kendine has grupları ve stok özelliklerini tespit etmek
UYGULAMA
SAVACI (GÖKBULUT), Özlem
tüketim peyzajları yarattı ve bunun amacı ile iki farklı anket verisini temel
ODTÜ
sonucunda da farklı bölgeler birbirin- alan, birbirini tamamlayıcı iki analiz üze-
Doktora, Şehir ve Bölge Planlama
den nitelik olarak farklı tüketim alanları rine kurulmuştur. İlk analizin sonuçları,
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Numan TUNA
olarak ortaya çıktı. İstanbul’da, yeni gelir ve konuta mülkiyet şeklinin konut
Mart 2002, 223 sayfa
perakende coğrafyasının önerdiği gibi, için yapılan harcamalarda belirleyici iki
Günümüzde kentler mekansal yeniden
perakendedeki dönüşümün mekansal temel değişken olduğunu göstermiştir.
organizasyonların sonucunda meydana
çerçevede analizini kültürel, sosyal ve Konut için tamir bakım harcamalarında;
gelen dönüşümlerle gittikçe birbirlerine
ekonomik bağlamda ele almanın ve en düşük ve en yüksek gelirli Hh arasında
daha çok benzemekte ve mekansal öz
İstanbul’un dünyada, Türkiye’de ve yaklaşık on, ev sahibi ve kiracılar ara-
niteliklerini kaybetmektedir. Pek çok
kendi içinde neden ve nasıl farklı tüke- sında ise yaklaşık üç kat fark gözlemlen-
araştırmacı bu değişimi farklı bakış
tim mekanları ürettiğinin anlaşılmasının miştir. ‘Müstakil ev’ kategorisine göre;
açıları ile incelenmektedir. Tüm bu
önemi giderek arttı. ‘apartman’ tipi konutların harcamaları
çalışmalar tarihsel veriyi toplamanın,
Anahtar Kelimeler: tüketim ve 1.9 kat; ‘gecekondu’ tipi konutlar ise
ortak bir sistem içerisine oturtmanın
perakende, yeni perakende coğrafyası, 1.2 kat fazla değerlere sahiptir. Stokun
ve yorumlamanın önemini bir kez daha
gelişmekte olan ülkeler, İstanbul, self- bina yaşı en yüksek, kira değeri en düşük gözler önüne sermektedir. Bu çalışma-
servis süpermarketler ve konut çevresi ve semt özellikleri geliş- nın önemi zaman-mekansal analizle-
memiş nitelikte olan kesimleri konut rinde kullanılabilecek bir veri tabanı
KONUT İŞLETMECİLİĞİ için yapılan işletme harcamalarında en modelini Trabzon için geliştirmiş ve
MODELLERİ az payı almaktadır. Konut çevrelerinin sınamış olmasıdır. Bu sistem harita veya
VE HANEHALKI işletme örgütlenmelerinde yeni bakış skeç formatındaki mekansal/coğrafi
DAVRANIŞLARI açıları geliştirmek ve düzenlemeler veriyi her türlü tarihsel uygulama
KIZILDAĞ, Yelda getirmek için Hhlarının konut alanları verisiyle (örneğin, sosyal, ekonomik
ODTÜ ile ilgili olarak niceliksel olduğu kadar veya demografik yapıya ait veriler)
Yüksek.Lisans., Şehir Planlama niteliksel beklentileri, eylemleri ve ihti- ilişkilendirebilmelidir. Böyle bir siste-
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Murat yaçlarını belirlemek gereği vardır. Bu min amacı salt araştırma sonuçlarının
BALAMİR amaçla Ankara’nın dört farklı semtinde, karto-grafik sunumu değil, yeni hipotez
Yrd. Tez Danışmanı: Prof. Dr. Özcan geleneksel apartman konut stokunda bir ve bakış açılarına olanak verebilmek-
ALTABAN ‘Hh ve Apartman Yöneticisi Anketi’ tir. Sonuç olarak, mekansal-zamansal
Aralık 2003, 191 sayfa uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına veri tabanı tasarımı ile kentlerin bu
Türkiye’de de bugüne kadar konut göre gerek Hh, gerekse stok özellikleri günkü bilgi birikimlerine, geçmişi ve
politikalarının temelini konut sunumu bakımından örgütlenme davranışlarında günümüzü anlayarak ve geleceğe ait
ve yeni konut alanlarının imara açılması harcama davranışlarında olduğu kadar çıkarımlar yaparak katkıda bulunacağı
oluşturmuştur. Buna bağlı olarak, son belirgin farklılaşmalar ortaya çıkma- umulmaktadır. Birinci bölümde, tezin
50 yılda gelişen konut stokunun hacmi, maktadır. En önemli etkenin ise, konuta problem tanımı, amacı ve yöntembilimi
bugün konut sektörünün önceliklerini, mülkiyet şekli olduğu gözlemlenmiştir; açıklanmaktadır. İkinci bölümde veri-
üretim, tasarım ve mülkiyet konuların- buna göre, kiracılar oturdukları konuta tabanı modelleme ve zaman-mekansal
dan, stokun işletilmesine ilişkin konulara olduğu kadar konut çevresinde de daha bilgi literatürü üzerine bir inceleme yer
yöneltmektedir. Önümüzdeki yıllarda az sahiplik ve sorumluluk hissetmekte- almaktadır. Çeşitli ülkelerden veritabanı
konut sektöründeki temel sorun, mevcut dirler. Yapılan çalışmada başlıca sorunlu uygulama örnekleri de bu bölümde
stokun nasıl daha da büyütülebileceği alanlar; düşük gelirli Hh’ları, kiracı Hh, değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde
değil, mevcut stokun nasıl daha verimli düşük kira değerine sahip stok, bina yaşı çalışma alanı olarak seçilen Trabzon
kullanılacağı ve geliştirileceği olacaktır. en yüksek stok ve gelişmemiş mahalle- kenti detaylı olarak incelenmiştir.
Mevcut yapıda, konut işletmeciliği, ler olarak tespit edilmiştir. Bu sorunların Trabzon kent formunun özellikleri ve
Hh’nın sorumluluğu olarak parsel düze- çözümü için gerekli politika ve araçlar; çalışma alanı olarak seçilme nedenleri
yinde, mülkiyet ilişkilerine dayalı olarak sorunlu alanlar için kredi olanakları, bu bölümde tartışılmaktadır. Dördüncü
Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) (1965) ile vergi muafiyeti, materyal ve teknik bölümde ise, önerilen zaman-mekansal
tanımlanmıştır. Ancak parsel ölçeğinde yardımlar ve gelişmemiş konut çevrele- veritabanı modeli ve tasarım aşamaları
olduğu kadar, parsel üstü ölçeklerde de rinde özel yatırımları teşvik edecek kamu açıklanmaktadır. Tezin genel değerlen-
Hh’larının konut çevrelerinde söz sahibi yatırımları olarak sıralanabilir. dirilmesi ise sonuç bölümünde gerçek-
olabilecekleri örgütlenme modellerine Anahtar Kelimeler: Konut işletmeciliği, leştirilmiştir.
duyulan ihtiyaç, yapılan bir çok çalışma mahalle yönetimi, kat mülkiyeti, Hane- Anahtar Kelimeler: Tarihsel Veri,
ile doğrulanmaktadır. Bu bağlamda halkı davranışı, konutun tamir bakımı, Zaman-mekansal Veritabanları, Coğrafi
çalışmanın hipotezi, stokun hemen rehabilitasyon, yerel yönetimler Bilgi Sistemleri (CIS), Trabzon

136
Kitap Tanıtımı
Hazırlayan: Nevzat CAN

BİR DÖNEME TANIKLIK çevresi örneklerine yer verilmekte, küreselleşme sürecinde Roma’nın
TEOMAN ÖZTÜRK geçmişi ve geleceğine değinilmekte, savaş sonrası Beyrut tarihi kent
(1973 – 1980 Dönemi TMMOB Başkanı) merkezinin yenilenmesi konusu ele alınmakta, Yunanistan kentlerinin
TMMOB’nin 1973 – 1980 yılları ara- yenileşmesi ve Rodos örneği üzerinde durulmaktadır. İkinci oturumda
sında başkanlığını yapmış, mühendis ise; panelde yer alan konuşmacıların bildirilerine yer verilmekte ve
– mimar hareketinin toplumcu bir yapılan tartışmalar aktarılmaktadır.
çizgiye sahip olmasında ön saflarda İSTEME ADRESİ
yer almış, TMMOB ile bütünleşmiş TMMOB Mimarlar Odası
bir isim olan, Teoman ÖZTÜRK’ün İstanbul Büyükkent Şubesi
ölümünün (11 Temmuz 2004) 10. Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası
yılı nedeniyle bu kitap hazırlanmış. Barbaros Bulvarı Beşiktaş İSTANBUL
Teoman Öztürk’ün anlatıldığı bu e-posta:mimarist@mimarist.org tel: (0212)2368528
kitap aynı zamanda TMMOB’nin bir
dönemine de tanıklık etmektedir.
Kitapta; Teoman Öztürk’ün (04.04.1940 – 11.07.1994) kısaca BELEDİYELER İÇİN SİSMİK
özgeçmişi; genel kurul konuşmaları; basın açıklamaları; etkinlik MİKROBÖLGELEME
konuşmaları; birlik haberlerindeki yazılar; Aslı ve Elif Öztürk’ten ve GENİŞLETİLMİŞ ÖZET
fotoğraflar bölümleri yer almakta. Bu bölümlerde, TMMOB Başkanı 17 Ağustos 1999 Kocaeli Depremi
olarak Teoman Öztürk’ün dile getirdiği görüşler, basın açıklamaları sonrasındaki olumsuz etkilerin
ve yazılardan ülkemizin içinde bulunduğu koşullar ile bu koşullara ardından Afet İşleri Genel Müdürlüğü
karşı TMMOB durduğu noktayı bulmak mümkün. Türkiye’deki deprem riskini azaltmak
İSTEME ADRESİ amacı ile çeşitli girişimlerde bulun-
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği muştur. Afet İşleri Genel Müdürlüğü
Atatürk Bulvarı No: 131 Kat: 9 ANKARA “Deprem Risklerini Azaltmak İçin
e-posta:tmmob@tmmob.org.tr tel: (0312) 4181275 Mikrobölgeleme” (MERM) adı verilen
çalışmaya başlamıştır. Aft Risk Yöne-
timi Dünya Enstitüsü (DRM), İşviçre
YAŞANILIR KENTLER/YAŞANILIR Federal Dış İlişkiler Dairesi, İsviçre Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı’nın
İSTANBUL (SCD) mali desteği ile bu projeyi yürütmüştür.
Teknik Kongre (13 Şubat 2004) Projenin tasarlanmasına 1999 yılının Eylül ayında başlanmış ve proje
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Mart 2002-Şubat 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Büyükkent Şubesi tarafından gerçek- Bu çalışma sonunda; “Belediyeler İçin Sismik Mikrobölgeleme” genel
leştirilen Teknik Kongre’de sunulan başlığı altında; 1- Genişletilmiş Özet; 2- Sismik Mikrobölgeleme El
bildiriler ve sonradan iletilen sunuş Kitabı; 3- Örnek Uygulamalar, Bilimsel Son Durum Raporu ve Sür-
metinleri kitap haline getirilmiştir. dürülebilir Uygulama İçin Yardımcı Bilgiler Raporunu İçeren Kaynak
Kongre’nin amacı; kent yaşamına Bilgiler belgeleri oluşturulmuştur.
dair sorunları, yeni “görme” ve “Genişletilmiş Özet” olarak isimlendirilen bu belgede; Deprem riskini
“algılama” biçimleri geliştirerek sor- azaltmak için temel ilkelere yer verilmekte, sismik riski azaltmak için
gulamak olarak belirlenmiş. kamusal yaptırımların yasal temeli üzerinde durulmaktadır. Ayrıca
Kitapta; açılış konuşmaları ile iki arazi kullanım ve yapı standartlarını düzenlemede belediye yöne-
oturumda sunulan bildirilere yer verilmektedir. Tematik Sunuş timlerin sorumluluklarına değinilmekte, mikrobölgeleme çalışmalarının
– Sunuşlar başlıklı birinci oturumda; çağdaş kentin kısa tarihçesi ve amacı ve kullanılması açıklanmakta ve mikrobölgeleme çalışmasının
kentsel yenileşme kavramları irdelenmekte, Danimarka’dan konut özeti yapılmaktadır.

137
BELEDİYELER İÇİN SİSMİK BELEDİYELER İÇİN SİSMİK
MİKROBÖLGELEME MİKROBÖLGELEME
EL KİTABI ÖRNEK UYGULAMALAR
Sismik Mikrobölgeleme El Kitabı üç Örnek uygulamalar iki farklı konu
bölüm altında sunulmuştur. Birinci özelinde yapılmıştır: Araştırma
bölümde; önerilen genel yaklaşımın çalışma grubunun örnek çalışması
sunumu, deprem mühendisliğindeki ve sürdürülebilir uygulama grubunun
terimlerin tanımları, ve başlıca örnek çalışması.
deprem etkilerinin anlatımı yapıl- Örnek mikrobölgeleme çalışmaları,
maktadır. İkinci bölümde; sismik Mikrobölgeleme El Kitabı’nda öneri-
mikrobölgeleme yönteminin bütün len mikrobölgeleme yönteminin uygu-
aşamalarının, verilerin derlenmesi, lanabilirliğini göstermek ve denemek
haritaların hazırlanması ve bölgelere amacı ile iki pilot bölgede gerçekleş-
özel yapı koşullarının önerilmesi üzerinde durulmaktadır. Bu bölüm tirilmiştir. 1. Adapazarı, 2. Gölcük, İhsaniye ve Değirmendere
görevlendirilen kuruluşlara yönelik hazırlanmıştır. Üçüncü bölümde Sürdürülebilir Uygulama Çalışma Grubunun örnek çalışmasında ilk
ise; mikrobölgeleme haritalarının idarelerin arazi kullanım kararları olarak Adapazarı ve Değirmendere Belediyeleri hakkında genel bilgi
sürecinde uygulanması ile ilgili bilgilere yer verilmektedir. verilmiştir. Yerel idarenin görev ve sorumluluklarının açıklanmasından
sonra, Değirmendere’deki mevcut durum nüfus artışı ve planlama
geçmişini de içerecek şekilde örneklerle gösterilmiştir.
BELEDİYELER İÇİN SİSMİK
MİKROBÖLGELEME
BİLİMSEL SON DURUM RAPORU
Bilimsel Son Durum Raporu, Türkiye-
de’ki bölgeleme yöntemini iyileştirmek
amacıyla Sismik Mikrobölgeleme El
Kitabının temel çerçevesini tanım-
lamak üzere hazırlanmıştır. Mevcut
yayınların incelenmesi, Türkiye’de
uygulamadaki son durum dikkate
alınarak yapılmış.
Kitapta; Jeolojik ve geoteknik yerel
koşulların tanımlaması yapılmakta,
mikrobölgeleme için sismik tehlikelere yer verilmekte, yer hareketi
özelliklerine göre bölgeleme ile sıvılaşma olasılığına göre bölgeleme
ve yamaç kayması tehlikesine göre bölgeleme çalışmalarına yer veril-
mekte, bulguların arazi kullanım yönetimi için sentezi yapılmaktadır.
Son bölümde ise sismik bölgeleme sürecinin bütünsel bir görüntüsünü
vermek amacı ile dünyada farklı bölgelerde yapılan sismik bölgeleme
çalışmalarından örnekler sunulmaktadır.

138
RAYDAN ÇIKAN KİM? - 23.07.2004 KENT PATRONLARININ

BASIN AÇIKLAMALARI
Son 60 yıldır ihmal edilen, dünyanın gelişmiş pek çok ülkesinde BÜYÜKŞEHİRLERİNE DOĞRU!!! -
en önemli, ülkemiz açısından ise, toplam kentler arası taşımacılık 26.07.2004
sisteminden en az payı alan demiryolu taşımacılığı sistemi, parçacı Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması Çalışmaları ve 5216
değişiklik ve uygulamalarla iyileştirilemez. Bu felaket göstermiştir ki; Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu Yeni Sorunlar ve Eşitsizlikler
“Raydan çıkan yalnızca hızlandırılmış tren değildir”. Yaratacaktır.
Ülkemizde demiryolları Cumhuriyetin ilk yıllarında ulusal kalkınma- Son dönemde Türkiye’de kamu yönetimi sistemini yeniden yapılan-
nın ve bağımsızlığın sembollerinden biri olarak ön plana çıkarılmıştır. dırma amaçlı olarak hazırlanan yasa tasarılarından bazılarının yasa-
Çok partili döneme geçişle birlikte ülkemizdeki ulaşım politikalarının laşması süreci hızlanmıştır. Bu süreç kapsamında yürürlüğe giren
yasalar, önemli yetersizlikler ve çelişkilerle, önümüzdeki süreçte çok
demiryolu taşımacılığını göz ardı ederek karayollarına önem verme-
ciddi sorun ve açmazları beraberinde getirecektir.
siyle birlikte, son 60 yılda mevcut sistem eskimeye bırakılmıştır. Son
dönemlerde ise, Avrupa coğrafyasına hızlı entegrasyon sürecinde Mevcut kamu yönetimi sisteminin yetersizlikleri ve yeniden yapılandı-
demiryollarının önemi tekrar anlaşılmış, ancak modern demiryolu rılması gereği, uzun yıllardır ve farklı kesimlerce dile getirilmektedir. Bu
taşımacılığının gerektirdiği altyapı gereksinimleri karşılanmadan, kaygı ve beklentiler içinde Türkiye’de yapılacak bir yönetim reformunun
eskiyen hatlar üzerinde hızlandırılmış vagonlar kullanılarak geçici temel ilkesi; ülkede yaşayan tüm yurttaşların sahip oldukları insan
ve kentli haklarının gereği olarak kamu hizmetlerinden eşit ve uygun
çözümler üretilmiştir.
koşullarda yararlanmalarının sağlanması olarak ortaya koyulmakta-
Demiryolu taşımacılığı, dünyanın pek çok ülkesinde yolcu ve yük dır. Ülke kaynaklarının ülke kalkınmasını ve kamu yararını sağlamak
taşımacılığı sistemi içinde en önemli ulaşım biçimi olarak geliş- üzere, bilimin gerekleri doğrultusunda kullanılmasına olanak verecek,
tirilmesine karşın, ülkemizde gerekli ve etkin bir biçimde ortaya bölgeler arasındaki gelişmişlik farklarını ve kentsel çelişkileri en aza
koyulamayan “Ulaşım Politikaları” ve bunları kararlılıkla uygula- indirecek, kentlerdeki yaşam kalitesini arttıracak, kapsayıcı-aktif katı-
yacak otorite yoksunluğu nedenleriyle, ülke ekonomisine uğrattığı lımı odağına alan bir kamu yönetim sisteminin kurulması ve böylesi
zararlar yanında, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini de bir sistem içinde merkezi ve yerel yönetim birimlerinin tamamlayıcılık
ve bütünlük ilkeleri uyarınca çalışmalarının sağlanması, ülkenin en
tehlikeye atmaktadır.
önemli ihtiyacıdır. Oysa hazırlanan yasalar bu ihtiyacı karşılamaktan
Ülkemizde kentler arası yolcu ve yük taşımacılığı sisteminin en önemli uzak görünmekte ve halen yaşanmakta olan eşitsizlik sorununu daha
ve öncelikli bölümünü oluşturan Ankara-İstanbul arasında yıllardır biti- da çeşitlendirmek ve derinleştirmek tehlikesi taşımaktadır.
rilemeyen hızlı tren ve yıllar boyunca karayollarımızda yitirdiğimiz tüm Diğer yandan, kamu hizmetlerinin piyasa mantığına uygun olarak
vatandaşlarımız aynı politikasızlığın kurbanıdır. üretilmesi ve bu hizmetlerin özel sektör tarafından görülmesi, kamu
Ülkemizde demiryoluna yatırım yapılmasını yıllarca engelleyen odak kurum ve kuruluşlarının firma mantığına uygun olarak işletilmelerinin
ve çıkar grupları ile, bu çıkar gruplarının etkisiyle gerekli demiryolu önerilmesi, denetimin olabildiğince azaltılması, yasaların genel
ulaşım politikalarını gerçekleştiremeyen, verilen demiryolu yatırım düzenlemeleri arasında yer almaktadır. Bu düzenlemeler ülkede
yaşayan yurttaşların kamu hizmetlerinden eşit olarak yaralanmalarını
kararlarını hayata geçiremeyen siyasi iktidarlar ve hiçbir teknik
sağlamayacağı gibi, hali hazırda sosyal devlet ilkesi nedeniyle yoksul
altyapısı tamamlanmadığı halde eski trenleri eski raylar üzerinde
kesimlerin ve emeği ile geçinenlerin elde ettikleri pek çok kazanımdan
hızlandırarak büyük yenilik yaptığını düşünen karar vericiler, bugün da yoksun kalmalarına neden olacaktır.
raydan çıkan trenin birikimli sorumlularıdır.
Ayrıca, Kamu Yönetimi ve Yerel Yönetimlere yönelik düzenlemelerde
Ankara-İstanbul arası demiryolunun fiziki altyapısını tamamlamadan, en temel vurgu “yerellik” olarak ön plana çıkmakta ancak, bu tanım ve
demiryolu modernizasyonu ve yenileme işlemlerini gerçekleştirmek- kavramın temel gereklerinin yerine getirilmesi yerine, il ve büyükşehir
sizin, demiryolunun fiziki-topografik, iklimsel ve teknik koşulları ile, ölçeğine indirgenmiş bir kent ve kamu yönetimi sistemi tanımlanmak-
akademik çevrelerin ve uzmanların yaptığı tüm uyarıları dikkate tadır. Oysa kamu ve kent yönetimi süreçlerinin, aktif kentli-yurttaş
almadan, vagonları güvenlik sınırları üzerinde ısrarla hızlandırmak, katılımına olanak sağlayan yenilik, açılım ve mekanizmaları tanım-
vatandaşların can ve mal güvenliği üzerinde her türlü riski satın almak laması beklenmektedir. Ayrıca böylesi katılım süreçlerinin en yoğun
anlamına gelmektedir. biçimde tanımlanabileceği büyükşehir yönetimlerinde de, belediye
meclislerine gereğinde kamu kurumu niteliğinde meslek odalarının
Hızlandırılmış trenin ve hattın güvenli olup olmamasının hala katılımı öngörülmekle olumlu bir açılım getirilmekte, ancak gerekli ve
araştırıldığı bir süreçte seferlerin başlatılması tam bir aymazlık ve yeterli katılım süreçleri araştırılmamaktadır. Buna ilaveten, en yerel
sorumsuzluk örneğidir. Bu koşullarda yaşanan trajediye kaza demek birimler olan apartman, mahalle, semt, belde, ilçe ölçeklerinin yerellik
mümkün değildir. unsuru olarak yönetim süreçlerine en etkin katılabileceği büyükşehir
yönetim süreçlerinin tanımlanmasına özel bir titizlik gösterilmesi
Oysa, vatandaşların can ve mal güvenliği ile esenliğini koruma
gerektiği düşünülmektedir.
yükümlülüğündeki devlet ve siyasi otorite öncelikle; ulaşım politika-
larını yeniden ve sağlıklı bir biçimde kurgulamalı, demiryolu ulaşımına Büyükşehirlerin sosyo-ekonomik ve kültürel anlamda düğüm noktaları
gereken önemi vererek kaynak aktarmalı, öncelik olmayan karayolu olarak ön plana çıktıkları bu süreçte, öteden beri yönetim süreçlerinde
yatırımları yerine, milyarlarca dolar harcanmasına karşın yıllardır barındırdıkları ciddi sorunların çözümlenmesi çok daha detaylı, esnek
ve ufuk genişliği yaratabilecek bir yaklaşımla olasıdır. Oysa, yeni yasa;
bitirilemeyen, rafa kaldırılmış Ayaş Tünelini hızla tamamlayarak,
bu yenilik, gereklilik ve dinamikleri araştırmaksızın, uzunca bir süre-
Ankara-İstanbul “Hızlı Tren”ini tüm güvenlik koşullarını test ettikten
dir, ülkemiz büyük kentlerinin yönetim yapısını belirleyen 3030 Sayılı
sonra uygun teknoloji ve yeni hatlarda hayata geçirmeli ve kaza olarak Yasanın, “yetki kavgası”na dayanan sorunlarını “büyükşehir” bakış
nitelenemeyecek bu felaket ve kayıplar ile “Raydan Çıkış”ın birikimli açısıyla yetkileri tek elde toplayarak çözmeye çalışan ve demokratik
sorumlularını bularak cezalandırmalıdır. açılımları yetersiz bir nitelik sunmaktadır. Dünyadaki yönetim ve plan-
TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu lama yaklaşımları içerisinde en temel vurgular olan yerellik, katılım,

139
aktif-müzakereci kent ve süreç yönetimi yaklaşımlarının ise, henüz Öncelikle “şu an kaçınılmaz ve doğru olarak görünen ‘istimlak’i hazır-
BASIN AÇIKLAMALARI
yürürlüğe giren 5216 sayılı kanunda yer bulmamış olduğu görünmekte- layan süreçlerin incelenmesi, kamunun istimlak yapabilmesi önündeki
dir. Üstelik, yerellik vurgusuyla, merkezi yönetim yetkilerinin önemli bir güçlüklerin nedenlerinin anlaşılabilmesi, istimlak müessesesine duyu-
bölümünün büyükşehir belediyelerine devredildiği bu süreçte büyük- lan güveni sarsan uygulamaların anlaşılabilmesi ve acaba alternatif
şehir belediyelerine yönelik denetim mekanizmaları tanımlamayan bu çözüm yolları bulunabilir mi” tartışmalarının yapılabilmesi gerekli ve
yasa, aynı yerellik vurgusu ve yetkilerin ilçe-semt-mahalle ölçeğinde yararlı görünmektedir.
dağıtılıp katılımın ve yerelliğin güçlendirilmesi konularında da çok
katı ve merkezci bir yaklaşım göstermektedir. Bu kamu yönetimini “ Ülkenin yıllardan bu yana tüm imar uygulamaları için elindeki en
düzenlemeye çalışan yasa ve tasarıların bütünlüklü bir yapı ve dil temel araç olan kamulaştırma (istimlak), mali sorumluluğunun ağırlığı
birliği anlayışından uzak olduğunun, birbirleri ile çeliştiğinin de açık bir nedeniyle gelinen noktada kamu otoritelerinin kolayca başvurabileceği
ifadesidir. Ayrıca, bir çok açıdan denetimden uzak biçimde tanımlanan bir uygulama aracı olmaktan uzak görünmektedir. Toprağın hakça kul-
büyükşehir belediyelerinin, ilçe belediyeleri üzerindeki denetim yetkisi lanımı, mülkiyet hakkının her yurttaş için eşdeğer ölçüde korunması ve
ve gereğinde ilçelerin görevlerini de üstlenme anlamında ayrıcalıklarla kamulaştırmanın kamunun ve kimi taşınmaz sahiplerinin mağduriye-
donatılması da, bu yasanın kendi içindeki çelişkilerindendir. tine neden olmaması, kimi taşınmaz sahiplerine rant yaratmaması için,
ülke taşınmaz yönetim politikası oluşturulmalı ve işleyişi düzenlenme-
Diğer yandan, yine uzunca bir süredir ülkemiz gündeminde yer bulan
lidir. Kamulaştırmadan önce trampa (takas), satın alma, önalım (şufa
ve yaşanan afetler sonucu önemi daha iyi anlaşılan İmar ve Şehirleşme
hakkı), mülkiyet sahibine, kendi onayı ile anlaşabildiği bir kişi ile müşte-
Yasa Tasarısının Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından sonuçlan-
rek mülkiyet sağlanması, bina yapımı için süreli inşaat hakkı verilmesi,
dırılma aşamasına getirildiği bir süreçte, bu yasa tasarısında ortaya
koyulan tüm yenilik ve çağdaş yaklaşımların, söz konusu yenilikleri süresiz kat mülkiyeti tesis edilebilmesi, ölünceye kadar yani belirsiz
uygulayacak büyükşehir belediyelerinin yönetimini belirleyen yasada süreli olarak ikamet yahut yararlanma hakkı ya da gelir sağlanması,
göz ardı edilmesi de, kentlerin planlanıp yönlendirilmesi açısından arsa-arazi düzenlemeleri ve imar haklarının transferi gibi “süresiz”,
önemli güçlükler yaratacak, bu anlamda yapılacak yeniliklerin şimdiden “süreli” ya da “belirsiz süreli” uygulamalar benzeri, diğer seçenekler
önünü tıkayacaktır. Birbiriyle bütünleşmeyen böylesi parçacı yasama de sunulduktan sonra kamulaştırmaya yer verilmesi gerekir. Ayrıca
süreçleri, diğer kentler açısından da öncü-örnek niteliğe sahip büyük- taşınmaz sahibinin yerinin kamulaştırılması yerine, kentsel dönüşüm
şehirlerin kentsel gelişme, planlama ve afet riskleri açısından özel projesinden yararlanma, aynı projeye katılma şeklinde çözümler de
önem taşıyan yönetim, planlama ve şehircilik sorunlarını çözebilecek düşünülmelidir. Bu nedenle gelinen noktada kaçınılmaz olarak ortada
derinlik ve ufuk genişliğinden uzaktır. duran istimlak öncesi başka yöntemler bulunmaktadır. Ancak yasal
düzenlemeler halihazırda bunları yapabilecek derinlikte tasarlanmamış
Büyükşehirleri, metropoliten ölçekte ve oluşturduğu etki alanlarını göz
durumdadır. Bu tür farklı imar uygulama yöntemlerini bugüne kadar
önüne alarak, bu alanlara yönelik yetki ve derinliklerle yoğunlaştıracak
benimsemeyerek süreci tıkanma noktasına getiren merkezi ve yerel
bir anakent yönetimi yaklaşımı ile ele almak yerine, ilçe belediyelerinin
yönetimlerin kısa vadeli siyasi çıkarlarla hareket ettiğini söylemek
görevlerini yüklenme bağlamına ve sınırlı sembolik katılım-yerellik
süreçlerine indirgeyen böylesi bir anakent yönetim yasasının, gündelik mümkündür. Alibeyköy’de, “imar affı” yasasından sonra “ıslah” planı
sorunların çözülmesi ve yeni “Kent Patronları” yaratılması dışında ile tapu tahsis belgesi verip, sonraki yapılaşmaya ve gelişmeye seyirci
yenilik ve açılım tanımlamayacağı da açıktır. kalmak, “kısa vadeli siyasi çıkar”ın tam karşılığıdır.

Dünyada ve ülkemizde yaşanan sosyo-ekonomik, kültürel ve mekansal “ Diğer yandan daha önce “amacı dışında” uygulamalara konu olması
değişim süreçlerinde çok büyük önem kazanan ve yönetilip, yönlendi- nedeniyle yurttaşların ve kamuoyunun kamulaştırma müessesesine
rilmeleri ayrı bir süreç yönetimi ve anlayış gerektiren büyükşehirlerin olan güveni de sarsılmıştır. Yeşil alan ya da kentsel donatı alanı (sağlık
yönetiminin; imar, şehircilik ve planlama konularındaki yenilik ve tesisi, karakol, okul v.b) yapılması amacıyla kamulaştırılan alanların
açılımları yakalamaktan uzak, bu anlamda gerçekleştirilmeye çalışı- daha sonra plan değişiklikleri ile konut ve ticaret kullanımlarına
lan düzenlemelere kulağını tıkayan, sembolik katılım mekanizmaları dönüştürülerek yeni kentsel rantlara yol açılması, kamuoyunun bu
ile aktif kentli-yurttaş katkısını dışlayan, yerellik vurgusunu sadece çok değerli uygulama aracına duyduğu güveni de derinden sarsmış
il ve büyükşehir ölçeğine indirgeyip, gerçek yerellikleri göz ardı görünmektedir. Bu nedenlerle, öncelikle bu güveni sağlayacak politika
eden, denetimden ve şeffaflıktan uzak, ancak kendisine gereğinde ve yaptırımların gecikmeksizin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır. Bu
denetlediklerinin tüm yetkilerini de devralma yetkisinin verildiği bir kapsamda alınacak ilk önlem, plan kararları doğrultusunda kamulaş-
yaklaşımla çağdaş, eşitlikçi, toplum ve kamu yararına bir nitelik tırılan alanların plan değişiklikleri ile amacı dışında kullanılmasının
kazanamayacağı görülmelidir. önlenmesi olacaktır.
Bu nedenlerle, gerekçelerini ekte ayrıntılı olarak sunduğumuz “ Kamuoyunca açıkça bilinmelidir ki, afete maruz bölgelerin gece-
sorunları ve olası tehlikeleri de göz önüne alınarak, 5216 Sayılı kondular ve diğer kaçak yapılar tarafından işgal edilmesine kadarki
Büyükşehir Belediyesi Kanununun yeniden ele alınması ve diğer süreçte, alternatif konut-arsa politikaları geliştiremeyen iktidarlar da
yasalar ile, özellikle söz konusu süreçleri çözümlemeyi amaçlayan bu alanların işgallerinden sorumludur. Ayrıca, kesinlikle yapılaşma
Hükümet Tasarılarından İmar ve Şehirleşme Yasa Tasarısı ile uyumlu dışı tutulacak bu alanları “Af Yasaları” ile “ıslah ediyoruz” mantığıyla
hale getirilmesi gerekmektedir. Bu yapılmaksızın uygulanacak yeni planladığını sanan, çoğunlukla hazine arazilerinden oluşan bu bölge-
büyükşehir yasası, büyükşehirleri kent patronlarının iki dudağı arasına lerde “olmayan imar haklarını” yaratarak tapu tahsis belgesi ve ruhsat
mahkum bırakacaktır. veren, bu yolla kentsel değerlerin paylaşımında dengesizliğe yol açan
TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu iktidarlar da Alibeyköy ve benzeri yerlerde yaşananlardan sorumlu
durumdadır. Bugün sorunlarla yüzleşme yaşanan bir ortamda, çözüm
için kamulaştırmayı ortaya koyan ve kamuya yeniden bedel ödeterek
AF ÜSTÜNE İSTİMLAK… bu dengesizliği derinleştirecek olan yöneticiler de sorumlu duruma
ALİBEYKÖY’DE “ÇİFTE KAVRULMAK” geleceklerdir. Bugün yöneticiler kamulaştırma yapmaya mecbur kalmış
olabilirler ama yapılacak kamulaştırmanın da tarihsel bir sorumluluğu
TEK ÇÖZÜM DEĞİL! - 28 Ağustos 2004 olacaktır. Unutulmamalıdır ki, Alibeyköy deresi ve çevresinde kaçak
Son günlerde, basının ve kamuoyunun gündemine yoğun bir yapılaşma başlamadan önce, bu bölge büyük ölçüde hazine mülki-
biçimde yansıyan “Alibeyköy Seli” sonrası, “istimlak” tartışmalarının yetindeydi. Şimdi bu alanda kapsamlı bir çalışma gerçekleştirmeden
bazı boyutları göz ardı edilerek cereyan ettiği kanısındayız. kamulaştırmaya gitmekle “başa dönülmüş” olacaktır. Hazine arazileri

140
üzerinde kaçak yapılan yapıların “affedilmesi”, buraların kaçak yapı Bu nedenle, şu an kaçınılmaz olarak görülen istimlakin altında yatan

BASIN AÇIKLAMALARI
“sorumlularına” sembolik bedellerle devredilmesi, ardından da yeni- süreç ve hazırlayıcıları bilinmeden sorunun çözümüne yönelik boyut-
den kamulaştırmanın zorunlu duruma gelmesi, kamu kaynaklarının ların anlaşılamayacağı bilinmeli, afet-kaçak yapı-rant eksenli politika
ülkemizde nasıl popülist politikalarla kullanıldığının açık bir örneğidir. üçgeninde; kaçak yapıya göz yumanlardan, bunları yıkmayanlara,
Ne yazık ki, gelinen noktada bütün bu bedellerin ödenmesinden başka kaçak yapıları affederek hazineye ait mülkleri vatandaştan satın alın-
bir seçenek bırakılmamıştır. mak zorunda bırakanlara ve hiçbir bilimsel gerekçesi olmadığı halde bu
bölgelere plansız kamu yapılarını yapanlara kadar birikimli sorumlular
“ Alibeyköy’de ve benzeri yerlerde, sel ve diğer doğal afetlere karşı
olduğu görülmeli, bu süreç ve sorumluluklar çözümlenmeksizin yeni-
çare olarak kamulaştırmanın etkili bir biçimde kullanılmasına olanak
çağdaş imar uygulama ve araçlarının (takas, imar hakkı aktarımı v.b)
da yoktur. Çünkü, benzer yerlerde afet riski taşıyan alanlar, gerçekçi
hayata geçirilemeyeceği anlaşılmalıdır.
bir yaklaşımla mevcut kamu olanakları dikkate alındığında kamulaş-
tırılabilecek alanlardan çok daha büyüktür. Dolayısıyla, kamulaştırma Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.
yoluyla afet riski taşıyan alanlardaki yapıların tasfiye edilebileceğini
TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi
düşünmek mümkün değildir. Yalnızca İstanbul’daki yapılaşmış dere
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
yatakları için bir etüt yapılacak olursa, katrilyonluk bütçelerden söz
etmek gerekecektir. Kamulaştırma yönteminin Türkiye genelinde,
mevcut kamu kaynakları dikkate alındığında, uygulanabilir bir yöntem DEPREMİ PLANLAMAK
olamayacağını kabul etmek gerekmektedir.
Afet Zararlarını Azaltmanın Yolu
“ Bugün, verilen konuta razı olmayarak canı pahasına afete maruz
bölgede oturmakta ısrar eden vatandaşın beklentisi, af yasaları ve Kentsel Riskleri Çözecek Planlama
seçilen rant odaklı kentleşme politikaları ile bilinçli yaratılan rant bek- Yaklaşımından Geçiyor - 17 Ağustos 2004
lentisidir. Hazine arazisi üzerinde 400 m2 lik bir tapu tahsis belgesiyle İnsan yaşamında olduğu gibi kentsel süreçlerde de, çeşitli dönemler
4 katlı bir apartman sahibi olabileceği beklentisi ile yaşayan ve bu tip ve yıldönümleri; geriye bakmak, geçmişi değerlendirmek, çıkarılacak
örnekleri görerek umutlanan vatandaşın, sadece yaşayabileceği bir sonuçlarla geleceğe yön vermek için fırsatlardır. Bu bilançolar bazen
konuta razı olmamasının altında, böyle bir rant politikası olduğu görül- ağırdır, ama öğretici olmalıdır. Doğu Marmara Depremi üzerinden
melidir. Kentleşme - planlamayı “rant paylaşımı” eksenine indirgeyen beş yıl gibi uzun bir zaman geçmesine karşın afet zararlarının
politik tercihlerden acilen vazgeçilmelidir. Aynı şekilde, yaşananlardan azaltılmasına yönelik köklü önlemler alınmadı. Yine büyükkentlerde
toplumun tüm kesimlerini sorumlu duruma getiren spekülasyonların seller oluyor, kar yüzünden hayat duruyor, Erzurum, Ağrı, Bingöl
da önüne geçilmelidir. gibi kentlerde depremden dolayı can ve mal kayıpları yaşanıyor,
teknolojik afetlerle karşılaşılıyor, yeni facialar bekleniyor ve yalnızca
“ Öte taraftan, Alibeyköy’de enkaz bedeli ödenerek tahliye edilecek
afet sonrası yaralar sarılmaya çalışılıyor. Kısacası her şey eskisi gibi.
gecekonduların bulunuyor olmasında; 3194 Sayılı İmar Kanunu
Sorunların üstesinden bildik yöntem ve araçlarla gelinemeyeceğini
hükümleri açıkça yıkım gerektirdiği halde, bu kaçak yapıları yıkmayan/
artık anlamalıyız.
yıkamayan tüm yerel yöneticilerin birikimli sorumluluğu olduğu da
bilinmelidir. Sayın Başbakanın geçtiğimiz günlerde “kaçak yapıyı Geçmişte olduğu gibi bugün de afete günlük, küçük, parçacı düzenle-
yıkın” talimatını bu çerçevede değerlendirdiğimizde, Alibeyköy’de meler noktasından ve bunları yalnızca bazı yasal ve kurumsal müda-
geç kalındığını ifade etmemiz gerekmektedir. haleler boyutuna indirgeyen bir gözlükle bakılmaktadır. Kent mekanına
rant elde etmenin bir aracı olarak yaklaşılması, piyasanın kısa vadeli
“ Alibeyköy’de izlenen bir başka vahim boyut ise, asla yerleşilemeye-
özel çıkarlarına hizmet edecek bir kentleşme modeli uygulanması,
cek bu bölgede af yasaları ile oluşturulan “ıslah” planları gereği yada
kamu arazilerinin ve genel hizmet alanlarının elden çıkarılması, afet
bu planlar dahi aranmaksızın, inşa edilen kamu yapılarının (okul,
açısından riskli yerleşmelerin oluşmasını desteklemiştir. Doğal ve kül-
sağlık ocağı v.b) bulunuyor olmasıdır. Planlı kentleşmeyi, bilimi ve
türel miras önemli ölçüde kaybedilmiş, değerli tarım alanları, orman, su
planlamayı açıkça reddederek, bu tip yerleşim dışı tutulacak alan-
havzaları, sel yatakları, dolgu ve kıyı alanları, jeolojik sakıncalı alanlar
lara yapılan kamu yapılarıyla, kamuya ekonomik, sosyal, psikolojik
yapılaşma baskısı altında kalmıştır. Toplumun yararına hizmet eden,
ve adalet duygusu açısından çok önemli bedeller yüklenmiştir. Yurt-
bölgesel gelişmelerin dengeli gerçekleşmesini sağlayan, yaşam kalite-
taşlara kamu hizmetlerinin sunulması nasıl Anayasal bir görev ise,
sini arttıran, korunması gerekli alanları bu yönden güvence altına alan
yurttaşların “planlı kentleşme ve konut hakkının temini” de Anayasal
kararlar getiren, afet zararlarını azaltan, uzun vadeli kalıcı çözümler
bir görevdir. Bu açıdan da Alibeyköy’de yanlış tercihler yapılmış ve
getiren fiziksel planlamaya gerekli önem verilmemiş, planlama redde-
kamu zarara uğratılmıştır.
dilmiştir. Sağlıksız, niteliksiz ve güvenliksiz yapılara yönelik imar afları
Sonuç olarak Alibeyköy ve benzeri bölgelerin tümünde yasadışı yapı- getirilmiş, ıslah imar planları ile ranta yönelik yoğun yapılaşmaya yol
laşmayı “af” ile teşvik ederek, yeni kaçak yapıların ve afete maruz açılmıştır. Doğu Marmara Depreminden sonra da benzer uygulamalara
yerleşim alanlarının “kamu eliyle” yaratıldığı artık anlaşılmalıdır. Kamu girişilmiş; hazine arazilerinin işgalcilere satılmasına, kamu alanlarının
yöneticilerine ve siyasi kadrolara düşen başlıca görev, kamuoyunun elden çıkarılmasına yönelik düzenlemeler tekrarlanmıştır.
gündemine her fırsatta “af” tartışmalarının getirilmesinden vazgeçil-
Bu vahim ve bilinçli yanlışların tekrarlandığı süreçte, geçmiş yıllarda
mesidir. Ayrıca, hazine arazilerinin işgalcilerine satılması ile kamuya
yapılan ancak uygulanmayan, yürürlükteki imar mevzuatında yapıl-
kaynak yaratılamayacağı da Alibeyköy’de ortaya çıkmıştır. Hazine
ması zorunlu olarak tanımlanan ancak yapılmasından ısrarla kaçınılan
arazilerinin işgalcilerine yada başka kişilere satılması uzun vadede
üst düzey bölge planlarına ihtiyaç her zamankinden daha fazladır.
kamunun zarara uğratılması sonucunu doğurmaktadır. Esasen kamu-
Kalkınma planlarına uygun ulusal mekansal planlar ve bölge planları
nun olan bu arazilerin bazen kamulaştırma gereksinimleri, bazen da
ile alt bölge veya yerleşme ana planlarının stratejik planlama yaklaşımı
planlardaki temel gereksinimler olan okul, yol, sağlık, yeşil alan v.b
ile ele alınması kaçınılmaz bir gereklilik olarak ortada durmaktadır.
sosyal donatıların yapılabilmesi için işgalcilerden satın alınması
sonuçlarıyla da kamuya ek yük getireceği bilinmelidir. Bu kapsamda, Diğer taraftan, afet sorununun yalnızca yer seçimi ve sağlıklı yapı
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü, plansız alanlarda yada yapma boyutlarına indirgenemeyecek kadar çok boyutlu ve kapsamlı
plan kararlarına aykırı olarak hazine arazilerinin satışı politikasından olduğu görmezden gelinerek, kentlerimize yönelik risk ve açmazların
vazgeçmelidir. çözüme kavuşturulması olanaklı değildir. Bu anlamda afet riski yüksek

141
alanlarda yürütülecek çalışmaların da, bazı yenilik ve gereklilikler üze- miş, plan kararları üzerinden kentte geliştirilecek tahliye, iyileştirme
BASIN AÇIKLAMALARI
rine biçimlendirilmesi gerekmektedir. Kente yönelik bütüncül bir risk ve “Kentsel Dönüşüm Projeleri-Eylem Alanları”na yönelik bütüncül,
analizi-mikrobölgeleme ve tüm bunların üzerinden, “Şehir Plancıları” sistematik ve kararlı bir uygulamaya geçilememiştir. Diğer yandan
tarafından hazırlanması gereken “Sakınım Planları” sonucunda elde yapılmış olumlu ve değerli çalışmalar yanı sıra, yapılamamış bir
edilecek ve yine şehir plancılarının eşgüdümünde yapılacak “Strate- çok düzenleme olduğu gerçeği görülmeli, öncelikle, afet zararlarının
jik Planlar” ile yapılaşma süreçlerinin kurgulanması, bu gerekliliklerin azaltılmasını sağlayacak her tür bilginin üretilmesi, güncellenmesi,
temel ifadesi olarak ortaya koyulabilir. Böylesi bir yaklaşım yerine, tek elde toplanması, sistemli arşivlenmesi, herkesin yararlanmasına
yalnızca zemin özellikleri açısından uygun yer seçimleri yapılması ya ve katkısına açık olması gerekmektedir.
da dayanım gücü yüksek yapılar inşa edilmesi tek başına deprem-afet
Yukarıda vurgulanan açılım, yenilik ve değişimler yapılmaksızın ger-
sorununu çözümleyemeyecektir.
çekleştirilecek düzenleme ve çözüm arayışlarının, parçacı bir yapı
Ülkemizdeki planlama ve yapılaşma süreçlerinde köklü ve yaşamsal içerisinde kalıcı çözümler üretmek bir yana yeni sorun ve açmazlar
bir yenilik tanımlayacak böylesi bir yaklaşımda; yerbilimsel veriler, tanımladığı artık anlaşılmalı, felaketler sonrası hasar ve kayıpları en
geçmiş hasar bilgileri ve kentsel risk analizleri sakınım planının aza indirgeyecek afet öncesi çalışmaların yaşamsal bir önemi olduğu
girdilerini, sektörel kararlar, stratejik planlar, eylem planları ve özel ve bu yaşamsal önlemlerin alınması anlamında gecikilen her günün
önlemler gerektiren bölgelemeler ise sakınım planının çıktılarını telafisinin olanaksızlığı görülmeli ve tüm bu süreçleri biçimlendirecek
oluşturacaktır. Böylece, kent parçalarının “tasfiye-yenileme-sağlıklı- temel açılımın yasal-kurumsal-finansal gereklilikleri bir arada çözüm-
laştırma ve dönüşüm”üne yönelik kararlar da, kent bütünü içerisinde leyebilecek bir “planlama” yaklaşımından geçtiği bilinmelidir.
“bölgelenerek” verilebilecek ve sadece sorunlu-riskli kentsel yerleşik
Şehir Plancıları; sıralanan tüm bu gerekler bağlamında kent yönetimle-
alanlara ilişkin değil, yeni yapılaşacak alanlar için de çözüm açılımları
rini, tüm karar potansiyelini harekete geçirecek, çok yönlü, çok aktörlü,
geliştirilebilecektir.
çok aşamalı bu çalışmaları, aldıkları eğitimin sağladığı donanım ve
Afet zararlarını azaltan ve kentsel riskleri denetim altına alan deneyim-birikim çerçevesinde, farklı disiplinleri yönlendirip-eşgüdüm
çözümlerin oluşturulabilmesi ise; yeni bir planlama sistematiği ve sağlayarak hazırlayabilecek ve uygulayabilecek meslek grubunu
yaklaşımını tarif eden “yasal düzenlemeleri”, bu düzenlemeleri çok oluşturmaktadır.
başlı bir yapıdan uzak, şeffaflık ve hesap verebilme sorumluluğu
Deprem zararlarının azaltılmasında kentsel, fiziksel iyileştirme eksenli
içerisinde, eşgüdüm-denetim-katılım mekanizmalarıyla uygulayabi-
bir planlama çerçevesinde kademeli olarak sosyal, yasal, yönetsel ve
lecek bir “kurumsallaşmayı” ve tüm bu karar ve uygulamaları hayata
finansal olanakların topyekun örgütlenerek, toplam yaşam kalitesini
geçirebilecek “finansal dayanakları” kaçınılmaz kılmaktadır. Finansal
yükseltecek, sosyal kalkınmayı sağlayacak sinerjinin yaratılmasında
kaynaklar öncelikle, etkin şekilde afet zararlarını azaltma hedefine
Odamız, bu meslek grubunun örgütü olarak kendisine kurumsal
yönelik plan, proje, program hazırlığı ve uygulamalarına aktarılmalıdır.
görevler tanımlamakta ve uygulamaktadır.
Zorunlu deprem sigortası, sigorta havuzu, kredilendirme, özendirme-
kaçındırma politikaları gibi öz kaynaklarımızın kullanılacağı finansal Depreme karşı direnilmesi çabalarının sağlıklı kentsel yaşam hedefleri
yöntemlerin böylesi bir yasal-kurumsal sistematiğin bütünleri olarak ile bütünleştirilerek, altyapısı, doğası, tarihsel-kültürel mirası ve insanı
kurgulanması sağlanmalı, bu anlamda “Kamulaştırma”, “Takas”, ile çağdaş kentler yaratılmasında Odamız, yapılanların denetlenmesi,
“İmar Haklarının Aktarımı”, “Toplulaştırma, Arsa-Arazi Düzenlemesi” sorgulanması ve yapılması gerekenlerin izlenmesi için sahip olduğu
vb uygulama araçlarının kullanılması yönünde yasal düzenlemeler de bilimsel-teknik birikimini toplumun hizmetine sunmaya devam
gecikmeksizin yapılmalıdır. edecektir.
Basına ve kamuoyuna saygılarımızla sunarız.
Bu kapsamda, kent ve kamu yönetimine ilişkin süreçlerin de, bu tür
açılım ve uygulamalara olanak verecek esneklik, denetim, katılım TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu
mekanizmalarını tanımlayabilecek derinlik ve içerikte kurgulanması
vazgeçilmez bir önem taşımaktadır. Kentlerimizde kümelenen afet risk
ve sorunlarının çözümünde temel gereklilikler olarak ortaya çıkan bu “YENİ KORUMA YASASI”
tür yenilik ve araçlara atıfta bulunmayan ve açmazları her fırsatta vur- UYGULAYICILAR İÇİN YENİ
gulanan mevcut kent yönetimi ve plansızlık süreci üzerinden kentleri GÖREVLER TANIMLIYOR BİLİMSEL
ve özellikle afete yönelik sorunların en vahim boyutlarıyla yaşandığı
büyükkentleri biçimlendirecek parçacı düzenlemeler olarak yasalaşan
KORUMA POLİTİKALARI İÇİN
veya yürürlüğe giren Büyükşehir, Belediye, İl Özel İdaresi ve Kamu TOPLUMSAL UZLAŞMA ZORUNLU
Yönetimi Yasaları ile, ne yerel yönetim ne de imar mevzuatı reformu Kültür ve tabiat varlıklarımızı doğru yaklaşım, politika, araç ve mevzuat
oluşturulamayacağı da açıkça görülmelidir. Bu bağlamda yukarıda ile korumak, geçmişi korumaktan çok geleceğimizi doğru kurmak ve
vurgulanan gereklilikleri özümseyerek çözümlemeye çalışacak kurtarmak boyutu ile hepimizi ilgilendiriyor. Korumanın başarısı ise
“İmar ve Şehirleşme Yasa Tasarısı”nın da, afet-risk ve kent-kamu zihniyet, siyaset ve bilim arasındaki ilişkilerin doğru kurulmasına bağlı.
yönetimine yönelik tüm düzenlemelerin bütünleri olarak hayata geçi- Bu ilişkilerin yanlış kurulması durumunda yaşanabilecek vahim sonuç-
rilmemesi halinde kökten yenilik ve değişimlerin sağlanamayacağı larla, “hızlandırılmış tren kazası” örneğinde yakın dönemde yüzleştik.
unutulmamalıdır. Yanlış işleyişlerin siyasi kadrolarca dayatıldığı bir ortamda, ülkemizin
Deprem-afet beklentileri ile en çok gündeme gelen büyükkentlerimizin kültürel ve doğal varlıklarının “hızlandırılmış yokedilişini” yaşamamak
başında gelen İstanbul için Doğu Marmara depreminin ardından bir çok için, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda yapı-
önemli araştırma gerçekleştirilmiştir. Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı lan değişiklikler hakkında mesleğimiz ile ilgili değerlendirmelerimizi
Raporundan, Ulusal Deprem Konseyi Raporuna, İzmir İktisat Kongresi kamuoyu ile paylaşmakta yarar görüyoruz.
Afet Yönetimi Çalışma Grubu Raporundan, İstanbul Deprem Master Yanlış kentleşme ve koruma politikalarının sonucu olarak İstan-
Planına kadar bir çok önemli ve değerli çalışmalar yapılmasına karşın, bul’un dünya kültür mirası listesinden çıkarılmasının dahi gündeme
risk analizi, sakınım planı olarak nitelenebilecek bu çalışmalar, bir üst gelebildiği bir dönemde, sözkonusu yasa düzenlemesi ile Hükümet
ölçek strateji planı kapsamında İstanbul kent bütünü için oluşturulması ve Meclis tarafından olumlu adımlar atılmıştır. Ancak, tarihin çeşitli
gereken plan-uygulama kararlarının geliştirilmesine yönlendirileme- dönemlerine tanıklık etmiş, uygarlık ve kültür çeşitliliği açısından eşsiz

142
Anadolu’da kültür ve tabiat varlıklarımızı koruyup geleceğe aktarma yaşamamak için titiz bir kamuoyu denetimi her zamankinden daha

BASIN AÇIKLAMALARI
sorumluluğumuzu yalnızca kanun değişiklikleriyle yerine getirmemiz fazla önem taşımaya başlamıştır. Bu çerçevede Kurullarda meslek
mümkün değildir. Koruma konusunda bireysel ve toplumsal olarak odalarının -“gözlemci” de olsa- yer alması olumludur. Koruma Bölge
bilinçlenmek, benimsemek, sahiplenmek, sorumluluk almak ve uzlaş- Kurullarının bazı kararlarının, rant beklentilerinden dolayı bazı çevreleri
mak gereklidir. Kültür ve tabiat varlıklarımızın korunması, toplumun tatmin etmediği, tartışmalar yarattığı durumlarda, Odamız tüm birimleri
insanlık tarihiyle ve kendi geleceği ile kurduğu ilişkinin gereğidir. Oysa ile Kurul üyelerinin yanında yer alarak kamuoyu oluşturma görevini
bazı koruma kararları karşısında “kendi evimizde çivi bile çakılmasına yerine getirmiştir. Ancak bazı kararların titiz ve nitelikli araştırmalara
izin verilmiyor” biçimindeki tipik tepki/sitem cümlesi de ülkemize özgü dayanmamasından kaynaklı tartışmalarda da Kurulların karşısında
bir değerlendirmedir. Dolayısıyla koruma politikaları ile mülkiyet ve yer alarak mesleki sorumlulukların gereği yapılmıştır. Kurullarda hakim
bağlı haklar arasındaki ilişki ve çelişkilere de yanıt verilebilmesi, bu olması gereken bilimsel yaklaşıma siyasetin gölgesinin düşmemesi için
yanıtların mevzuata yansıması kaçınılmaz bir gerekliliktir. gerekenler konusunda Odamız, mesleki çerçevede izleme görevine
ve sorumluluklarını yerine getirmeye devam edecektir.
Yeni yasal düzenleme ile koruma etkinliğinin bir planlama konusu
olarak görülmesi hayli yerindedir. Gerekli eğitimi almış şehir plancıları Diğer yandan Kurul müdürlüklerinde görevli uzman personel sayısının
tarafından yapılacak “koruma amaçlı imar planları”, “bilimsel doğrular yetersizliği bilinmektedir. Yeni yasal düzenleme ile koruma etkinliği-
ve estetik güzellikler” çerçevesinde oluşturulan koruma kararları ile, nin planlama ile doğrudan ilişkisine dayanarak, koruma amaçlı imar
kararlardan doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenen yerel toplulukların planlarının gerekli mesleki donanıma sahip şehir plancılarınca yerine
çok çeşitli beklentileri arasındaki dengeyi kurabilecek bir araçtır. Yoğun getirileceğinin öngörülmesi, Kurul Müdürlüklerinde de şehir plancı-
rantlar yaratmadan ve oluşan rantları belli siyasi ilişkilerle yönlendir- larının uzman personel olarak görevlendirilmesini, mevcut personel
meden, koruma kararları ile desteklenmiş, “yerel kalkınma” içerikli sayısının bu yönde arttırılmasını gerekli ve zorunlu kılmaktadır.
“koruma amaçlı imar planları” yapmak ve uygulamak mümkündür. Bu Ayrıca 4848 Sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri
süreci gerçekleştirebilmek anlamında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Hakkında Kanun’a da değinmek yerinde olacaktır. Yeni koruma
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın yapacağı yönetmelik düzenlemeleri yasasını uygulayacak olan Bakanlık iki bakanlığın birleştirilmesin-
büyük önem kazanmaktadır. den oluşurken yeni uzman kadrolar için konulan kıstaslar tartışma
konusu olmaktadır. Bakanlık bünyesinde kültür ve tabiat varlıklarının
Koruma kararlarının kayıpları ve kazançları dengelemesi bakımından,
korunması etkinliklerinde yıllarca kısıtlı olanaklarla çalışan ve önemli
yeni yasa ile “imar hakkı transferi” düzenlemelerinin yapılmış olması
deneyimler edinen şehir plancıları, mühendis ve mimarların bu kad-
olumludur. Bu tür yöntemlerin işlevini yerine getirebilmesi için, hem
rolardan yararlanmasını engelleyen kıstasların konulması; anayasal
plan disiplini içinde uygulanması, hem de kentsel yerleşmenin ya da
eşitlik, çalışma barışı, kariyer, liyakat gibi ilkelerin hayata geçirilmesini
bölgenin bütüncül planlarına uygunluğun sağlanması gerekmektedir.
engellemiştir. Bakanlığın bu yanlışı da en kısa zamanda düzeltmesi
Dolayısıyla, kentlerin içindeki ya da çevresindeki koruma alanlarına
gerekmektedir.
ilişkin kararlar ile kentin gelecekteki hedeflerinin uzlaştırılması, koruma
etkinliğinin başarıya ulaşmasında önemlidir. Diğer taraftan, sağlıklı ve Koruma Bölge Kurulları ile ilgili çeşitli sorunlar bulunması, yeni
yaşanabilir kentlerin oluşturulabilmesi için de kültür ve tabiat varlıkla- yasadaki şu düzenlemeyi haklı kılmamaktadır. “Sit ve planlar” ile ilgili
rının korunmasına yönelik stratejik planların yapılması kaçınılmaz bir Kurul kararlarına “itiraz olması halinde” ... “nihai kararın Yüksek Kurul
gerekliliktir. Bu nedenle, “imar hakkı transferi” yönteminin zaman geçi- tarafından verileceği”ni öngören bu düzenleme ilk bakışta olağan gibi
rilmeksizin İmar Kanununda da yerini bulması önem taşımaktadır. görülmekle birlikte Koruma Bölge Kurullarını büyük ölçüde işlevsizleş-
tirmektedir. Yüksek Kurul üyelerinin çoğunlukla Bakanlıkların merkez
Koruma etkinliği aynı zamanda büyük bir kaynak kullanımını ve teşkilatlarındaki bürokratlardan oluşması, bu düzenlemenin uygula-
etkin bir kaynak yönetimini gerektirmektedir. “Koruma kararlarının mada, “sorun çıkarsa Ankara’dan hallederiz” yaklaşımının oluşmasına
uygulanması amacıyla idareler gerekli ödenekleri ayırırlar” biçimin- yol açabilecektir. Bu bakımdan, Şehir Plancıları Odası, başta Kültür ve
deki yasal düzenlemeler bugüne kadar yeterli olamamış, amacına Turizm Bakanlığı bürokratları olmak üzere tüm Yüksek Kurul üyelerine
ulaşamamıştır. Mevcut kaynaklar da yeterince iyi yönetilememiş düşen ciddi sorumluluğun takipçisi olacaktır.
ve/veya etkin, verimli kullanılamamıştır. Yeni yasa ile emlak vergi-
Sonuç olarak, kültür ve tabiat varlıklarımızı koruma sürecinde, yeni
lerinin %10 arttırılması ile yeni kaynak yaratılması ve bu kaynağın
bir döneme işaret ettiğini düşündüğümüz yeni yasanın, amacına
koruma projeleri için kullanılması yaklaşımı ilke olarak doğrudur.
ulaşmasında çok önemli bulduğumuz uygulama yönetmeliklerinin de
Ancak bu düzenlemenin olası çeşitli sorunları nasıl aşacağı belir-
titizlikle hazırlanması, Odamızın yasayı değerlendiren görüşlerinde
sizlikler taşımaktadır. Ülke genelinde her yıl ne kadar emlak vergisi
vurgulanan olumsuz ya da belirsiz noktaları bu yönetmeliklerle aşması,
toplandığının hesabı dahi günümüzün dağınık kurumsal yapısı içinde
açıklık getirmesi gerekmektedir. Odamız mesleğimizi ilgilendiren her
yapılamaz iken, %10 artış ile yaratılan koruma amaçlı kaynağın yeterli
konu ve yasal çerçevesi için olduğu gibi, koruma konusu ve yasal
olup olamayacağı belirsizdir. Ayrıca her ilin ancak kendi kaynağını
düzenlemeleri hakkında da değerlendirmelerini, hazırlık süreçlerine
kullanabilmesi durumu, emlak vergisi toplanabilecek yapı stoku ile
katkıda bulunmayı, uygulamaları izlemeyi, eleştiri ve müdahalelerini
korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı stoku arasında dengesizlik
ortaya koymayı, kamuoyunu konu hakkında bilgilendirmeyi kurulu-
olan sözgelimi Kastamonu ve benzeri iller için sorun yaratabilecektir.
şunun dayanağı olan ilkeler çerçevesinde sürdürecektir. Basına ve
Sonuç olarak, koruma yalnızca yerel kaynaklarla sağlanamayacağı
kamuoyuna saygıyla sunarız.
gibi, “insanlığın ortak değerleri”ni koruma ihtiyacı, belli bir bölgedeki
“emlak vergisi mükelleflerinin” sorumluluğuna da indirgenmemelidir. TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu
Anayasa’nın “devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunmasını
sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır” hükmünü
yerine getirmekle görevli Bakanlıklarımızın bütçesinin, yetersiz sayı- “AVRUPA BİRLİĞİ’NE UYUM” ADI
daki personel giderlerini dahi karşılamakta zorlandığı bu durumda, ALTINA GİZLENMİŞ İMAR AFFI -
yeni finans yöntemlerine başvurmak gerekecektir. 28.09.2004
Yeni yasal düzenlemenin Koruma Bölge Kurullarında üye sayısını art- 26.09.2004 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçen Türk
tırması yerinde görünmektedir. Ancak yeni üyelerin Bakan tarafından Ceza Kanunu ile, Avrupa Birliği ile bütünleşme “paketi” içerisinde son
atanması ile Kurullardaki artan “siyasi etki”nin olumsuz sonuçlarını anda gizli bir imar affı gerçekleştirilmiştir.

143
NE YAPILDI?... sonra bugün hala bir çok kent ve kent parçası, önemli sorun-açmaz
BASIN AÇIKLAMALARI
ve risklerle içiçe yaşıyor. Böylesi bir kentleşme politikası eksikliği,
Özellikle yerel seçimler öncesi hızlanan ve 5216 sayılı Büyükşehir bir boyutuyla kente ve kent mekanına bakış açısıyla ilgili sorunlar
Belediye Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra büyükkentlere yeni taşımakta, diğer boyutuyla da kentleşme ve planlama politikalarının
bağlanan alanlarda tekrar hareketlenen kaçak yapılaşma süreçleri, uygulanmasında büyük önem taşıyan kamu kurumsallaşmasına ait
sürekli pişirilen affa yönelik hazırlık ve çalışmaların giderek vahimleşen sorun ve yetersizliklerden beslenmekte.
sonuçlarıdır. Bu süreç, bir yandan son dönemde özellikle İstanbul
olmak üzere büyükkentlerimizin yeniden kaçak yapılar ile çevrelen- Kente ve kent mekanına bakış açısından ele alındığında, rant ve
mesine uygun zemini oluşturmakta, diğer yandan, af beklentileri ile spekülasyon arayan bir toplum ve kurumsal yapılar oluşturulmasını
yeni kaçak yapıların yapılmasını teşvik etmektedir. sağlayan politika seçiminin ısrarla uygulandığı görülüyor. Bu politika
seçimiyle; kentleşme-planlama sorunlarına; günlük, küçük, parçacı
Kamuoyunun gündemine kaçak yapıyı yapanın, yaptıranın ve buna düzenlemeler noktasından ve bunları yalnızca bazı yasal ve kurumsal
göz yumanın cezalandırılacağı yönünde bir Yasa tasarısı sokularak, müdahaleler boyutuna indirgeyen bir gözlükle bakıldığından, kalıcı
kaçak yapının tamamen karşısında durulduğu izlenimi yaratılmıştı. çözümler üretilemediği gibi, sağlıklı nitelikli yapılaşma süreçleri de
Oysa, Meclisten geçen son Türk Caza Kanunu ile ise, bir yandan tanımlanamamakta, kaçak yapı ve gecekondu alanlarının dönü-
daha önce sözü edilen her türlü kaçak yapıyı yapana-yaptırana hapis şümü de daha fazla “imar hakkı” ve rant sağlama yoluyla çözülmeye
cezası verileceği yönündeki cezalandırmalar, tasarının yasalaşması çalışılmakta. Kaçak yapıyı yapan, yaptıran, yapımına göz yuman
aşamasında hasır altı edilmiş, diğer yandan da ruhsatsız ya da ruhsata ya da teşvik edenler de bu bütünlüklü politikanın bir parçası olarak
aykırı olarak yapılan binaların imar planlarına uygun hale getirilmesi cezalandırılmadığından, bu süreç kaçak yapı yapma eğilimini, önüne
ile kaçak yapıyı yapana verilen cezaların kaldırılacağı hükmü getiril- geçmek yerine güçlendirmektedir.
miştir. Böylece kaçak yapının yapımına göz yuman kamu görevlilerinin
(Belediye Başkanlarının, sorumlu müdürlerin vb) cezalandırılmasından Diğer yandan, kent mekanına rant elde etmenin bir aracı olarak
vazgeçilerek, kaçak yapının oluşmasına göz yumulduğu gibi, siyasi yaklaşılması, piyasanın kısa vadeli özel çıkarlarına hizmet edecek
rant ve oy kaygısı ile kaçak yapıları yıkmayanların da ağır sorumlu- bir kentleşme modeli uygulanması; kamu arazilerinin ve genel hizmet
lukları ortadan kaldırılmaktadır. alanlarının elden çıkarılmasını, çeşitli af süreçleriyle kaçak yapılaşma-
nın özendirilmesini, kaçak yapılaşmış alanların dönüşümünde de yeni
Ayrıca, kaçak yapıyı imar planına uygun hale getirene verilecek ceza- niteliksiz ve güvenliksiz yapılar yaratılmasını ve afet açısından riskli
ların affedilmesi de, imar planlarının mevcut kaçak, sağlıksız yapılara yerleşmelerin oluşmasını desteklemekte. Bu kentleşme politikası (poli-
uygun şekilde düzenlenmesi yönündeki değişiklik ve baskıların önünü tikasızlığı!), doğal ve kültürel mirasın önemli ölçüde kaybedilmesine yol
açacak açık bir af ifadesidir. Bu durumda, daha önce kamuoyuna kaçak açıp, değerli tarım alanları, orman, su havzaları, sel yatakları, dolgu
yapıyı yapana, yaptırana, göz yumana ilişkin ağır cezalar verileceği ve kıyı alanları, jeolojik sakıncalı alanların yapılaşma baskısı altında
yönünde dağıtılan mavi boncuk da, siyasi rant bekleyenlere, kaçak kalmasına neden olmakta. Toplumun yararına hizmet eden, bölgesel
yapıyı yapanlara ve bunlara göz yumanlara tekrar, üstelik altın tepside gelişmelerin dengeli gerçekleşmesini sağlayan, yaşam kalitesini
sunulmaktadır. Böyle bir aldatmaca, aslında kaçak yapıyı yapan ve arttıran, korunması gerekli alanları bu yönden güvence altına alan
yaptıranlara karşı herhangi bir yaptırım tanımlanma niyetinde olunma- kararlar getiren, afet zararlarını azaltan, kaçak yapıların ve gecekon-
dığının da açık göstergesidir. Ayrıca bu Yasa ile, kaçak yapılara ilişkin duların oluşumunu engelleyen, oluşmuş olanların sağlıklı ve nitelikli
sorumlu kamu görevlilerine verilecek cezanın sadece “sınai” tesislerle dönüşümünü sağlayarak uzun vadeli kalıcı çözümler getiren fiziksel
sınırlandırılması, konut, ticaret ve başka kullanım amaçlı yapıların planlamaya gerekli önem verilmemekte, planlama reddedilmekte...
yapımına göz yuman görevlileri sorumsuz kılmakta, kentlerimizin en
temel kaçak yapıları olan gecekondu ve kaçak ticarethaneler için göreli İmar afları, ıslah imar planları ve kaçak yapıların sorumlularının affe-
bir teşvik yaratılmaktadır. dilmesiyle bu birikimli yanlışlıklarda ısrar ediliyor. Af-rant-oy eksenli
kentleşme politikası seçimlerinin vahim sonuçları çabukça unutu-
Tüm bu nedenlerle, açıkça af niteliği taşıyan bu yasanın, Anayasa lup-unutturularak, hazine arazilerinin işgalcilere satılmasına, kamu
Mahkemesinden dönmesi de kesinlikle yeterli değildir. Çünkü bu alanlarının elden çıkarılmasına yönelik düzenlemeler tekrarlanıyor ve
durumda, kaçak yapılaşma ve bunun cezalandırılmasında mevcut gerçekçi-bütünlüklü bir kentleşme ve yerleşme politikası oluşturulması,
“aciz!” durum devam etmekte, Avrupa Birliği normlarına uyabilmek için bununla ilişkili tüm yasal düzenlemelerin birbiriyle bütünleşen nitelikte
yapıldığı düşünülen yeniliklerin hiç biri de hayata geçememiş olmak- tasarlanması yerine, parçacı, birbirleriyle çelişen ve soruna kentsel
tadır. Bu nedenle, kaçak yapılaşmaya ilişkin seçim ve politikaların mekanın rant değeri gözlüğünden bakan yasal düzenlemeler gündeme
bir bütün halinde cezalandırma-özendirme yeniliklerini de içerecek getiriliyor. Son Türk Ceza Kanunu da son anda eklenen af içerikli
biçimde tasarlanması gerekmekte. Kaçak yapılaşma sorununu anla- maddesi ve kaçak yapıya göz yumanlara ceza vermeyen içeriği ile
yabilmek için bu sorunun nereden ve nasıl beslendiğini açıkça ortaya bu birikimli politikasızlığın son halkasını oluşturmakta...
koyabilmek, öneri ve uygulamaları da bu bağlama oturtmak kaçınılmaz
bir zorunluluk olarak ortada durmaktadır. Bu nedenle, kamuoyunu kaçak yapı konusunda bilgilendirmeyi bir
görev sayan Şehir Plancıları Odası olarak, hükümeti kaçak yapılaşma
KAÇAK YAPILAŞMA NEREDEN BESLENİYOR?... ve imara ilişkin konularda parçacı, birbiriyle çelişen ve yeni kaçak
Odamızca hazırlanan ve ekteki sonuç bölümünde konuyla ilgili öne- yapıları hazırlayacak karar ve uygulamalardan vazgeçmeye, hızla
rileri bulunan “Kaçak Yapılaşma İle İlgili Süreçler, Sorunlar, Çözüm tüm bu sorunları giderecek ve yeni açılımlar getirebilecek “İmar ve
Önerileri” isimli rapor, kaçak yapılaşma sorununun tahlili, teşhisi ve Şehirleşme Kanunu”nu yasalaştırmaya, kaçak yapıyı yapana da,
tedavisinde çok önemli değerlendirmeler yapmakta... yaptırana da, göz yumana ve siyasi rant sağlayana da yaptırım
uygulamaya davet ediyoruz.
Kentlerimize hızlı göç sürecinin yaşandığı yıllardan bu yana, kap-
samlı-bütüncül ve şehirciliği-planlamayı odağına koyan bir kentleşme Saygılarımızla...
politikası oluşturulup uygulanamadığından, bunca acı deneyimden TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu

144

You might also like