Professional Documents
Culture Documents
Down Sendromu, Oluşumu, Evrimsel Anlamı
Down Sendromu, Oluşumu, Evrimsel Anlamı
org/makale/405
21 Mart Dünya Down Sendromu Günü olarak bel rlenm şt r. Bunun özel b r anlamı bulunur: 21 Mart, yan 21.3
göster m , Down sendromunun ana neden olan 21. kromozomun üçlenmes (üç katına çıkması) olayına şaret eder.
B z de, Evr m Ağacı a les olarak, bu nceleme yazımızı tüm Down sendromlu okurlarımıza ve Dünya'dak tüm Down
sendromlu türdaşlarımıza thaf ed yoruz!
Down Sendromu, az önce de bel rtt ğ m z üzere, b r b reyde 21. kromozomun 2 yer ne 3 kopyası olmasından
kaynaklanan b r kromozomal bozukluktur. Bu sebeple tr zom 21 olarak da b l nmekted r ("tr zom ", "üçlenme"
anlamına gel r). Aşağıda Down sendromlu b r erkeğe a t b r hücren n çer s ndek koromozomların dağılımı
gözükmekted r. Bu durum, genell kle mayozda meydana gelen bölünme hatalarından kaynaklanmaktadır. Normalde,
46 kromozoma sah p olan nsanın üreme hücreler nde (yumurtasında ve sperm nde) 23 kromozom bulunur ve
bunlar b rleşt ğ nde, yen den 46 kromozomlu b r b rey elde ed l r. Ancak k m zaman mayoz sırasında 46 kromozom
eş t olarak k ye bölünemez ve bu durumda, anöplod (anormal kromozom sayısı) durumu oluşur. İşte bunun
sonucunda, böyle anormal b r üreme hücres yle (olması gerekene göre 2 kat kromozoma sah p b r hücreyle) normal
b r hücre b rleşt ğ nde, 21. kromozomdan 3 parçaya sah p b r z got oluşur. Bunun sonucunda oluşan duruma Down
Sendromu adını ver yoruz. Bu s m, bu durumun yarattığı f z ksel farklılıkları 1866'da tanımlayan İng l z f z syen John
Langdon Down'dan gelmekted r. Durumun kromozomal karşılığını tanımlayan se 1959 senes nde Jerome
Lejeune'd r.
En t p k özell kler arasında algısal kapas ten n normal n altında olması ve f z ksel gel ş m n normalden sapması
olarak bel rlenmekted r. Daha en başından bel rtmekte fayda görüyoruz k , Down sendromu her geçen yıl daha az
hastalık ve daha çok çeş tl l k olarak kabul ed lmekted r. Yan günümüzde bu kromozomal farklılık, b r "kusur" olarak
değ l, b r "farklılık" olarak görülmekted r. Z ra Down sendromlu nsanların başarab ld kler n n ve z h nsel
yetenekler n n her geçen gün b raz daha fazla anlaşılıyor olması, bunun b r hastalık ya da eks kl k olarak görülmes n
güçleşt rmekted r.
Down sendromunun b r hastalık olarak görülmes n n neden , özell kle IQ konusundak eks kl klerd r. Ancak IQ
testler n n sadece anal t k zekayı (matemat ksel ve mantıksal zekayı) ölçmek üzere tasarlandığı ve tüm nsan
gruplarında aynı sonuçları vermed ğ anlaşıldığından, zekanın genel n anlamak konusunda güven l r b r araç olarak
kabul ed lemeyeceğ anlaşılmaktadır. Öte yandan, Down sendromuna sah p b reylerde anal t k zekanın ortalamanın
altında olduğu ve öğrenme zorlukları çekt kler de b r gerçekt r. Normal düzeyde b r yet şk n b rey n IQ'su 100 olarak
bel rlenmekteyken, Down sendromlu yet şk nler n IQ'su 50 c varında ölçülmekted r. B r katsayı bel rten IQ b r m ne
göre bu durum, Down sendromunun anal t k zekayı yarı yarıya azalttığını göstermekted r. Öte yandan, doğumdan
t baren eğ t len ve yet şt r len Down sendromlu b reylerde IQ'nun 90'a kadar çıktığı b l nmekted r. Dolayısıyla, IQ'nun
genel nde olduğu g b Down sendromunda da anal t k zeka, alınan eğ t m ve yapılan çalışmalar le doğrudan l şk l d r
ve evrensel b r ölçüm aracı olarak görülmemel d r. Üstel k, Down sendromlu b reyler yönlend r ld kler zaman anal t k
zeka har c ndek zeka formlarında oldukça başarılı olab ld kler n göstermekted rler. Örneğ n buraya tıklayarak
(http://kc.vanderb lt.edu/s te/serv ces/d sab l tyserv ces/artsandd sab l t es.aspx)Vanderb lt Kennedy Sanat
Merkez 'nde Down sendromlu b reyler n yaptıkları ç z mler görmen z mümkündür. Aşağıda se, Clar ssa s ml b r
Down sendromlu kızın el nden çıkan b rb r nden lg nç res mlerden b rkaçı görülmekted r. Bu res mlerden, Down
sendromlu b reyler n z h nler n n kend ler ne has b r şek lde, tamamen değ ş k b r varyasyon olarak ve muhtemelen,
tamamen normal ancak alışılagelm ş n dışında b r b ç mde çalıştığı anlaşılmaktadır:
Down sendromlu b r n b rçoğumuz kolaylıkla fark edeb l r z ve b rçoğumuz da, bu benzer f z ksel özell kler n n
neden n merak etm şt r. Bunun, sadece evr msel b yoloj le açıklanab l r b r anlamı bulunmaktadır (ve böyle b r
durumda b le, evr msel b yoloj n n açıklayıcı gücünü b ze göstermekted r): Down sendromunda gözled ğ m z
kromozomal farklılık, b rey n embr yoloj k gel ş m sırasında neoten ded ğ m z b r sürec hızlandırmaktadır (konuyla
lg l buradan (http://evr magac .org/makale/279/) b lg alab l rs n z).
En kısa tanımıyla vermem z gerek rse, Down sendromu sırasında daha embr yoloj k evrede, yan b reysel özell kler
tam olarak oluşmadan yavaşlatılmış er şk nl k (neoten ), tamamlanmamış morfogenez ve
atav zm görülmekted r. Bunların heps , evr msel açıdan daha az gel şk n, yan atasal özell kler daha fazla taşıyan
b reyler n oluşması anlamına gelmekted r. Çünkü embr yoloj k dönemde genler m z, b r nev "evr msel geçm ş m z"
sırasıyla şlenmekted r ve embr yo hal m zde, atalarımıza a t b rçok dönüm noktasından geçerek vücut planımız
oluşturulmaktadır. 21. kromozomdak bu fazlalıktan doğan b yok myasal sorunlar, bu sürec yavaşlatır ve dolayısıyla
embr yonun, bugün b zler n "normal" olarak tanımladığımız f z ksel özell klere er şmes ne engel olur. Bu evr msel
özell klerdek sapmadan ötürü tüm Down sendromlu b reylerde aşağıdak özell kler b r arada ya da kısmen
bulunab l r:
Bu bel rt ler n sayısını arttırmak mümkünken, bu özell kler n çoğunun Down sendromlularda görüldüğünü b lmek
gerekmekted r. Aşağıda, bu özell kler n yüze a t olanlarının göster ld ğ b z ç z m görülmekted r:
Yukarıda saydığımız bu özell kler n, Down sendromlular arasında ne kadar sık görüldüğüne da r de araştırmalar
sürdürülmekted r. Örneğ n, st snasız her Down sendromlu b reyde gel ş m zayıflıkları görülmekteyken, kas
gevşekl ğ %80' nde, kısa uzuvluluk %70' nde, kısa boyun %50's nde, gözdek Brushf eld noktaları se %35' nde
görülmekted r. Dolayısıyla bu özell kler, her Down sendromluda st snasız bulunmak zorunda değ ld r. Zaten bu da,
Down sendromlu b reyler arasında da, normal nsanlardak kadar çeş tl l k olduğunu; bu çeş tl l ğ n Down
sendromlular arasında özel olduğunu göstermekte, Down sendromunun b r hastalıktan çok özel b r genet k durum
olduğunu düşünmem ze sebep olmaktadır.
Down sendromunun halen b r hastalık olarak tanımlanmasının sebeb yse, bazı d ğer hastalıklara yakalanma r sk n
arttırıyor olmasıdır. Daha önceden de bel rtt ğ m z g b , Down sendromlu b reylerde anal t k zekaya bağlı gel ş m
oldukça zayıftır. Buna bağlı olarak d l gel ş m ve konuşma çok daha geç olur veya h ç olmayab l r. Hassas motor
faal yetler zayıflar. Hareketler arasında koord nasyon eks kl kler görülür. B rçok Down sendromlu çocuk, normalde 1
yaş c varında yürüme başlaması gerek rken, 2 yaşına kadar yürüyemez; hatta bunun 4 yaşına kadar uzadığı
defalarca gözlenm şt r. Fakat yapılan çalışmalar, tüm bunların f z ksel ve mental çalışmalarla pek şt r leb leceğ n ve
Down sendromlu b reylere de, normal b reylerle eşdeğer yaşam standartlarının sunulmasının o kadar da zor
olmadığını göstermekted r.
Bunun har c nde Down sendromlu b reylerde kalp hastalıklarına yakalanma r sk c dd m ktarda artmaktadır. Öyle k ,
doğan her 2 Down sendromlu çocuktan 1 tanes nde kalp rahatsızlıkları görülmekted r. Dolayısıyla, Down sendromlu
b reyler n hemen gözet m altına alınmaları gerekmekted r.
İlg nç b r b ç mde, Down sendromlu b reylerde kötü huylu tümörlere (kansere), normalden daha az rastlanmatkadır.
Öte yandan lösem ve test s kanser g b kanser t pler yse normalden b raz daha fazla görülmekted r. Dolayısıyla,
Down sendromu le kanser arasında da henüz tam olarak anlaşılamamış b r l şk bulunuyor olab l r. Bu l şk n n,
fazladan bulunan 21. kromozomdan üret len tümör baskılayıcı prote nler n sayısındak artıştan kaynaklandığı
düşünülmekted r.
Bunlar har c nde Down sendromlu b reylerde t ro d hastalıkları, m de hastalıklar (özell kle H rschprung hastalığı),
kısırlık, görme bozuklukları, ş tme bozuklukları daha sık görülmekted r. Bu sebeplerle Down sendromlu b reyler n,
normal b reylerden çok daha sıkı gözet m altında tutulması gerekmekted r. Ancak y ne de, b rçok Down sendromu
vakasında, düzgün ve d s pl nl b r çalışma sonrasında kend hayatını sürdüreb len b reyler gel şeb lmekte ve sıradan
nsanlar g b yaşayab lmekted rler.
Genell kle Down sendromunun teşh s , doğumdan sonra, doktorun, bebeğ n f z ksel özell kler ne bakmasıyla
anlaşılır. Daha önce de bahsett ğ m z g b , Down sendromlu b reyler n yarısında doğuştan kalp bozuklukları
olduğundan, kalb n d nlenmes sırasında bu sorunlar fark ed leb l r. En net tanıyı se, kan yoluyla yapılan bas t b r test
sonucunda, ekstra kromozomun gözlenmes sayes nde yapab lmektey z.
Teşh s sonrasında ekokard yogram testler le kalp durumu, ECG le kalb n r tm k fonks yonları ve X-ışınları le de
göğüs ve s nd r m kanalı sorunları anal z ed l r. Sonrasında, Down sendromlu b reyler yakından tak p ed lerek sağlık
durumları gözlen r. Her sene göz muayenes yapılır, 6-12 ayda b r ş tme test yapılır, 6 ayda b r d şler kontrol ed l r,
3-5 yaş aralığında düzenl olarak X-ışını taraması yapılır, 21 yaşına kadar kalça kem ğ ve d ğer kem kler tak p ed l r,
12 ayda b r t ro d test yapılır.
Ne yazık k , günümüzde Down sendromunun şe yarar b r tedav s bulunmamaktadır; ancak sendromun bel rt ler
kısmen ya da tamamen yok ed lecek kadar başarılı f zyoloj k ve mental uygulamalar (z h nsel faal yet gel şt rmek ç n
yapılan akt v teler) bulunmaktadır. Aynı zamanda, ac l müdahale gereken durumlarda (Down sendromunda görülen
bloke olmuş s nd r m kanalı g b ), amel yat yoluyla müdahalelerde bulunulab lmekted r.
Anneler n Down sendromlu çocuklarına süt ver rken d kkatl olmaları gereken şey, çocuklarını sıkı sıkıya
desteklemeler ve tam uyanık olduklarından em n olmalarıdır. Bey nsel fonks yonları tam olarak çalışamadığından
çocuklar boğulab lmekted rler. Süt emme sırasında ağızdan süt kaçab lmekted r. Bunun sebeb de, ağız yapısında
ve d lde oluşan farklılıklardır.
Genell kle Down sendromlu çocuklar, özell kle etraflarını tanımaya başladıkça öfkel ve takıntılı davranışlar
gel şt reb lmekted rler. Bunu önlemek ç n çocuklara şefkatle ve sevg yle yaklaşmak, kend durumunun da son
derece normal olduğunu anlatmak gerekmekted r. Çünkü d ğer z h nsel sorunlara kıyasla, Down sendromlu b reyler
kend ler ndek farklılığı anlayab leceklerd r ve bundan nefret etmeler n n önüne geç lmel d r. Down sendromlu
b reyler n ebeveynler ya da bakıcılarının yapması gereken en temel şey, onların özgür yaşamlarını desteklemek ve
sağlamaktır. Yan , bu k ş ler n bakımında yapılması gereken şey %100 kontrol altında tutmak ve her adımlarını tak p
ve kontrol etmek değ l, g derek artan b r özgürlük sunmak, böylece kend ler ne olan güvenler n sağlamaktır (tab
gerekl önlemler alarak).
Günümüzde, Down sendromlu b reyler n neredeyse tamamı yet şk nl k düzey ne er şeb lmekted rler. Meslek sah b
olab lmekte ve baş döndürücü şlere mza atab lmekted rler. Aşağıda, b r orkestrayı yöneten Down sendromlu b r
nsanı göreb l rs n z:
Ne yazık k , Down sendromuna bağlı olarak gelen d ğer hastalıklar (özell kle kalp le lg l olan sorunlar), b reyler n
daha erken ölmeler ne neden olab lmekted r. Bu durumları da, y b r bakım ve sürekl sağlık kontroller nden
geçmekle önlemek, en azından olab ld ğ nce ertelemek mümkün olab lmekted r.
Evr msel B yoloj 'n n gücü sayes nde esk den düzgün anal z edemed ğ m z b rçok konuya çok daha etraflı ve çok
daha sağlam temell ncelemelerde bulunmamız mümkün olab lm şt r. Down sendromuna da, bu açıdan yaklaşmak
mümkündür.
Yapılan ncelemelerde, Down sendromunun b rçok özell ğ n n türümüzün atasal özell kler n yansıttığı (atav st k
özell kler gösterd ğ ) gerçeğ n gün yüzüne çıkarmıştır. B rçok evr msel b yolog, uzun yıllar boyunca Down
sendromunun vahş doğada elenmes gerekt ğ n dd a etse de, son zamanlarda yapılan çalışmalar, Down
sendromunun vahş hayatta özell kle zorlu ve düşük kaynaklı koşullarda bazı avantajlar sağlayab leceğ n ,
dolayısıyla evr msel b r çeş tl l k olarak bu genet k varyasyonun korunab leceğ düşünülmekted r.
50 yaşın üzer ndek anneler n doğurduğu her 11 bebekten 1' Down sendromu le doğarken, 30 yaşındak anneler n
doğurduğu her 1.000 bebekten sadece 1' nde Down sendromu görülmekted r. Bu da, annen n yaşı ve bedensel
koşullarıyla Down sendromu arasında b r l şk olab leceğ f kr n akıllara get rmekted r. Yapılan ncelemelerde, vahş
hayatta yaşayan atalarımızda, ler yaştak anneler n, muhtemelen yavruları kend başlarına hayatta kalab lecek
düzeye varamadan ölecekler n ortaya koymaktadır. Dolayısıyla anne, gerekl katkıyı yavrusuna sağlayamadan
ölecek ve yavruyu tek başına bırakacaktır.
Down sendromlu b reyler n vücut bazında, ömürler boyunca harcadıkları b reysel enerj , normal nsanlara göre çok
daha düşüktür. Bu da, evr msel uyum sürec nde bu şek lde kıt ve sıkışık dönemlerde, yaşlı ve bakımı
sağlayamayacak annelerden doğan b reylerde Down sendromunun oluşma sıklığının artması konusunda b r seç l m
baskısı doğurmuş olab l r. Yan Down sendromu, zorlu koşullarda türün devamını sağlayacak b r adaptasyon olarak
gel şm ş olab l r. Bu enerj sarf yatının düşüklüğünün ana sebeb , yukarıda saydığımız kas, kem k, skelet, vb.
unsurların gel ş m ndek zayıflıklardan ler gelmekted r. Bunlar, her ne kadar normal b r b reye göre düşük olsa da,
Down sendromlu b r b rey hayatta kalab lecek kadar donanımlıdır. Dolayısıyla, Down sendromunda kanser veya b r
d ğer ölümcül hastalık kadar tehd t ed c b r unsur bulunmamaktadır; sadece b r çeş tl l k olarak amansız b r ortama
uygun nes ller n oluşumu sağlanıyor olab l r. Normal b reyler, zorlu koşullarda hayatta kalmak ç n çok daha fazla
çaba sarfetmeler gerek yorken, Down sendromlu b reyler, nsan nes ller nde bu koşullara daha kolay adapte olmuş
olab l rler.
Çünkü evr mleşt rd ğ m z zekamız, özell kle sosyal l şk ler n gel ş m ne paralel olarak bu denl ler g tm şt r; ancak
doğada hayatta kalab lmek ç n esasında bu kadar yüksek b r zeka düzey ne sah p olmamız şart değ ld r. İşte bu
sebeple, z h nsel ve f z ksel fonks yonlardan y t r lerek, enerj sarf yatında daha başarılı olan Down sendromlu
b reyler, popülasyon çer s ndek b r çeş t olarak varlığını sürdürmüş olab l rler. Sonrasında, tıp b l m nn gel şmes ve
yaşam standartlarımızın artmasıyla da bu b reyler korunarak, günümüzdek varlıklarını sürdürmüş olab l rler. Kısaca
Down sendromu, günümüzde "normal" olarak s mlend rd ğ m z nsan çeş tl l ğ çer s ndek , "düşük enerj sarf yatı"na
yönel k oluşan b r varyasyon olab l r. Bu da, Down sendromunun, Evr msel B yoloj ışığı altında ne kadar normal
olduğunu anlamamıza yardımcı olacaktır.
Bu, Down sendromunun evr msel anal z n n sadece b r boyutudur. Ancak y ne de b ze, böyles ne lg nç b r durumun
evr msel açıdan nasıl b r avantaj sağlıyor olab leceğ n göstermek açısından çok net örnekler sunmaktadır. Yan h ç
beklemed ğ m z b r durum, evr msel açıdan tahm n b le etmekte güçlük çekeceğ m z b r avantaj sağlıyor olab l r ve bu
sebeple popülasyon çer s ndek varlığını sürdürüyor olab l r. Down sendromu, muhtemelen buna en güzel
örneklerden b r d r.
Down sendromunun embr yoloj k dönemdek gel ş m etk lemes nden ötürü, atalarımıza a t özell kler n b reylerde
daha net b r şek lde ortaya çıkması da, b ze evr msel anlamda b rçok b lg sunmaktadır. Özell kle yüze a t n tel kler n,
atalarımız le benzerl k taşıyor olması, evr msel b yoloj n n genler üzer ndek del ller n canlı b r şek lde ortaya
koymaktadır. Elbette buradan, Down sendromlu b reyler n evr m n tamamlamamış b reyler olarak anlaşılması hatalı
olacaktır; z ra onları " nsan" yapan, bu n tel kler değ l, hücresel özell kler ve genomlarıdır. Dolayısıyla, doğuştan kıllı
doğan b r bebek ne kadar " nsan-dışı" se (k h ç değ ld r), Down sendromlu b reyler de o kadar " nsan-dışıdır" (k h ç
değ ld rler). Burada görülen, sadece bell başlı atasal özell kler n, kromozomlarda meydana gelen değ ş mlerden
ötürü ortaya çıkmasıdır. Bu da b ze anal z ç n b r mkan sunar; daha fazlasını ler sürmek, aşırıya kaçmak olacaktır.
Özell kle ayak başparmaklarının d ğer parmaklardan ayrı olması, oldukça lg çek c d r. Çünkü b z b l yoruz k ağaçlar
üzer nde yaşadığımız zamanlarda, ayak baş parmaklarımızı da, el baş parmaklarımız kadar becer yle
kullanab lmekteyd k (bu, m lyonlarca yıl önce olmaktadır). Ancak sonradan, ağaç üzer ndek arboreal yaşantımızı
terk ederek önce karasal yaşama, sonra b pedal ( k ayaklı) yaşama adapte olmamızla, ayaklarımız ve sonrasında
parmaklarımız g derek farklılaşmış ve bugünkü yassı ve denge sağlayıcı haller n almışlardır. Down sendromunda
oluşan evr msel geçm ş n ortaya çıkışı, bu baş parmakların ayrıklığını da açıklayab l r.
Benzer şek lde yüzde gördüğümüz burun basıklığı, göz yapısı, çene yapısı, boy, en g b özell klerdek farklılıklar,
evr msel geçm ş m zdek b rçok tür le paralell k göstermekted r. Dolayısıyla, 21. kromozomun fazlalığının neden
olduğu bu evr msel yavaş gel ş m n tel ğ , b zlere atalarımıza a t ufak kes tler sunmaktadır. Ancak tekrar bel rtmekte
fayda vardır k , bunların h çb r Down sendromlu b reyler n "az evr mleşm ş" b reyler olduğunu dd a etmem z ç n
yeterl değ ld r. Çünkü burada gördüğümüz, toplam b r ger l k değ l, bell başlı özell klerdek , eks k gel ş mlerd r.
Dolayısıyla bunlar en fazla b rer çeş tl l k olarak görülmel d r.
Sonuç
Down sendromlu b reylere "hastalıklı", "ucube" ya da "sorunlu" olarak yaklaşmak, yapacağımız en c dd hata
olacaktır. Çünkü sıklıkla bel rtt ğ m z g b , düzgün b r şek lde yet şt r len Down sendromlu b reyler, h çb r dış desteğe
ht yaç duymaksızın hayatlarını sürdüreb lecek kadar kend ler n gel şt reb l rler. Örneğ n, normalde motor
fonks yonlar konusunda c dd sıkıntılar çeken Down sendromlu b reyler n, eğ t m sonrasında normal b reyler g b
el-göz koord nasyonuna ve motor faal yetlere kavuştukları görülmekted r. Aşağıda, kend mob lyalarını b rleşt ren
Down sendromlu b r çocuk görülmekted r:
Benzer b r şek lde, z h nsel fonks yonları üzer nde çalışılan Down sendromlu b r b rey, normal çocuklar g b puzzle
yapmayı ve anal t k zeka kullanmayı gerekt ren şler n başarıyla üstes nden gelmey sağlayab l r:
Dolayısıyla b zler, Down sendromlu b reyler n normal nsanlar g b yaşayab lecekler standartların sağlanması
konusunda çalışmalı, onların f zyoterap k ve mental eğ t mler n vermek ç n her türlü çabanın altına el m z
koymalıyız.
Evr m Ağacı olarak b zler, Down sendromlu b reyler sadece b r d ğer nsan çeş tl l ğ olarak görüyor, Anadolu'da
yaşayan b r nsan le Japonya'da yaşayan b r nsanın arasındak çeş tl l ğ n b r benzer olarak görülmes n teşv k
ed yoruz. Çünkü her b r m z, farklı yapıdak genlerle doğuyoruz ve popülasyonun genel , t p k b r gen grubuyla
doğuyor. B zler, dönüp buna baktığımızda, bu b reyler "normal" olarak tanımlıyoruz. Halbuk doğa ç n "normal" d ye
b r şey bulunmamaktadır. Doğada, genler n ve çevren n ortak etk s yle oluşan, gen ş b r skalada özell kler n dağıldığı
b reyler bulunur ve bu b reyler n ortama adaptasyonları, evr msel yönel mler bel rler. Doğada, her şey normald r, her
şey doğaldır. Evr msel B yoloj 'n n b ze kattığı bu anlayış, egomuzu yenmem z ve ekoloj k bütünlüğü fark etmem z
ç n ekstra önem taşımaktadır.
Dünya'dak her b rey n 21 Mart Down Sendromu Günü mutlu, sağlıklı ve "normal" olsun.
recommendat ons". Mental Retardat on and Developmental D sab l t es Research Rev ews 9 (1): 40–47.
do :10.1002/mrdd.10056.
9. Down's syndrome mon tor ng by the BMJ Group. In turn c t ng: Bull, Mar lyn J. (2011). "Health Superv s on for
Ch ldren w th Down Syndrome". Ped atr cs 128 (2): 393–406. do :10.1542/peds.2011-1605. PMID 21788214.
10. Nat onal Down Syndrome Soc ety. "Pos t on Statement on Cosmet c Surgery for Ch ldren w th Down
Syndrome". Arch ved from the or g nal on 2006-09-06. Retr eved 2006-06-02.
Et ketler: