You are on page 1of 4

Hansa Birliği Üzerine

Zeynep N. ÇAĞLAR

B. Tufan DİŞLİ

12. yüzyılda, Kuzey Avrupa’nın önemli bir bölümünde, Roma sonrası dünyadaki tarımsal feodal
toplumun yerini, ticaret ve endüstrinin önemli bir rol oynadığı toplum almıştı. Bunun üzerine meydana
gelen en büyük değişikliklerden biri, kentlerin artan önemiydi. Alplerin kuzeyinde çok sayıda yeni şehir
bölgesi ortaya çıkmış ve bunlar birçok açıdan Kuzey İtalya’daki hâlihazırda var olan kentsel bölgeyle
benzerlikler taşıyordu. Bu yeni bölgeler, sonunda Akdeniz kıyılarından Kuzey Denizi’ne uzanan büyük
bir bölgenin parçası haline geldiler ve yeni Avrupa’nın merkezi ekonomik bölgesini meydana getirdiler.

Kuzey İtalyan kentleri gibi, bu kuzey kentlerinin birçoğu eski Roma yerleşimleriydi. Bunların
arasında, bulundukları eyaletlerde idari, mali ve askeri işlevleri olan önemli Roma sınır kentleri de vardı.
Bu kentler Ren ve Tuna arasına inşa edilen ve Roma medeniyetini barbarlardan ayıran sınırı takip
ettiler. Ren boyunca uzanan şehirler arasında, Castra Vetera (Wessel), Colonia Agrippina (Köln),
Confluentes (Koblenz), Moguntiacum (Mainz) ve Argentoratum (Strasbourg) vardı. Ren’in batısında,
Augusta Treverorum (Trier), Divodurum (Metz) ve Aduatuca (Aachen) bulunuyordu. Bu eski kentlerin
yanında, Roma döneminden sonra kurulan yeni kentler de mevcuttu. Bunların çoğu, Ren’in doğusunda,
eskiden barbarlara ait topraklar üzerindeydi ve bu kentler, çatışmanın eksik olmadığı bu sınırlara hâkim
olmaya çalışan soylularca birer kale veya müstahkem mevki olarak inşa edilmişlerdi. Münster,
Frankfurt, Ulm, Nürnberg ve Regensburg gibi kentler bu gruba giriyordu.

Erken dönemlerden itibaren, imparatorluk kentlerine belirli hak ve özgürlükler verilmişti.


Bunlar genellikle surlar inşa edilmesi, kent kurumlarının tesisi ve ticari Pazar ve fuarların düzenlenmesi
gibi konularla ilgiliydi. Bu haklar, otoritenin nihai kaynağı olan Kutsal Roma İmparatoru tarafından
verilirdi. Bu nedenle şehirler, o bölgedeki vasalların toprakları kadar feodal sistemin parçasıydı ve
genellikle Alplerin güneyindekilere kıyasla daha itaatkârdılar. Ancak bu durumda esaslı bir değişiklik
meydana getirmeye başlayan şey, Almanya’nın geleceği için önemli sonuçlara yol açan bir gelişme oldu
ve bu süreç, Friedrich Barbarossa zamanında olgunluğa erişti. Doğu’daki topraklar, Almanlar tarafından
sömürgeleştirilecekti. Bundan sonra, Drang Nach Osten1 Alman tarihinin en önemli unsurlarından biri
haline gelecek ve bu yöneliş 12. yüzyıldan 15. yüzyıla aralıksız devam edecekti.

Kelime anlamı olarak Hansa ortaçağ Almancasında lonca, dernek, birlik gibi bir anlama
gelmekte.2 12. yüzyıldan itibaren Kuzeydoğu Avrupa’da ticaretle uğraşan topluluklar arasında
kullanılmaya başlandı, 13. yüzyılda ise artık birliğe ait tacirler için kullanılıyordu.3 Birliği anlamak için
von Brandt tarafından kullanılan bir metafor vardır. Ona göre Hansa bir yumuşakça hayvanı gibidir;
güçlü bir vücut ama değişken, yumuşak ve akışkandır.4 Bu benzetmenin nedenlerinden biri üyelerin
kalıcı bir listesi olmaması ve duruma göre değişmesidir. Bunun dışında 15. yüzyılda Hansa’yı bir timsaha
benzetenler de vardır. Hansa bütün bedenini suyun altında saklarken sadece kafasını yani dişlerini
gösterir.

1
(Alm.) Doğuya Yöneliş.
2
Arthur Boyd Hibbert, “Hanseatic League” Hanseatic League. Encyclopedia Britannica.
https://www.britannica.com/topic/Hanseatic-League.
3
Justyna Wubs-Mrozewicz, “The Hanse in Medieval and Early Modern Europe: An Ιntroduction”, The Hanse in
Medieval and Early Modern Europe, ed. Justyna Wubs-Mrozewicz ve Stuart Jenks, Brill, Leiden, 2013, s.6
4
Justyna Wubs-Mrozewicz, a.g.m., s.4
Genel bir Hansa tanımı yapmak gerekirse tacirler organizasyonu diyebiliriz. Daha spesifik olarak
Aşağı Germen dili konuşan ve uluslararası ticaretler uğraşanların oluşturduğu bir birlik. Zamanla 70’e
kadar şehir ve 100-130 küçük kasaba bu birliğe katıldı. Eğer bir süre sonra birlik ile ticaret yapmak cazip
değilse birliğe üye olan yerler genellikle sessiz bir şekilde üyelikten ayrıldı.5 Tacirlerin birinci önceliği
kâr olduğu için üyelik kârlı olmaya devam ettikçe üyelik içinde yer aldılar.

Hansa birliği’nin ne zaman kurulduğu hakkında farklı görüşler vardır. Uzun bir dönem Lübeck
kentinin kuruluşu 1143/1159 birliğin kuruluşu olarak kabul edildi. Hansa Diet/ Toplantıları 1356’da
başladı. Bu tarihi kabul edenler de vardır. 1360’tan sonra Danimarka kralı IV. Valdemar ile olan
zıtlaşmalar Hansa tarihi bakımından oldukça önemlidir. Bu yüzden 1367 Köln Konfederasyonu’nu ya da
1370 Stralsund Barışı’nı kuruluş tarihi olarak kabul edenler de vardır. Ancak Konfederasyon’da çoğu
şehir örneğin Köln yoktur bu yüzden barış antlaşmasının başlangıç olarak kullanılması daha uygun
görünmektedir.6 Son Hansa Dieti 1669’da yapıldı ve bu tarih de genel olarak birliğin sonu olarak kabul
edilir.

Birliğin oluşmasında en önemli şehirlerden biri Lübeck’tir. Avrupa nehir ağının önemli kavşak
noktalarından birinde Trave ve Wakenitz nehirlerinin birleştiği alanda kurulan Ortaçağ Lübeck şehrinin,
Kuzey Almanya ve Baltık bölgesinin en büyük şehri olmasının yanı sıra konumu sebebiyle büyük bir
ekonomik öneme ve çevre topraklara karşı da siyaseten merkezi bir konuma sahip olduğu
belirtilmektedir. Genel olarak Lübeck şehri Hansa Birliğinin başı ve temsilcisi olarak görmüştür. Bölgesel
siyaset ve ticaretin kesişme noktasında yer bir liman kenti olarak Lübeck ticaretin yoğun döndüğü ve
çevresini etkileyen önemli bir kenttir. 1241’de Lübeck ve Hamburg deniz ve karadaki ticaret yollarını
korumak için ittifak yaptılar. Bu ittifak Elbe ve Trave nehirleri arasındaki bölgeyi korumayı amaçlıyordu.
Lübeck, Trave nehri ile Hamburg arasında bir ticaret yolu açtı. 11. yüzyıldan itibaren önemli bir ticaret
şehri olan Hamburg ile Lübeck arasında açılan bu güzergâh 1241 yılında bu güvenli hale getirildi.7 Bu
rota uzun olmasına rağmen Kuzey Avrupa'nın en önemli ticaret yollarından biri haline geldi. Bunda
Lübeck ve Hamburg’un güzergâhın güvenliğine dikkat etmesinin etkisi büyüktür.

Zamanla diğer şehirler de bu ittifaka katıldı. Bu dönem proto-Hansa, Hansa öncesi dönem
olarak da adlandırılır. 1246’da Osnabrück şehri, 1267-68’de bakır madeni merkezi olan Goslar ve
1360’da tuz maden merkezi olan Lüneburg bu ittifaka katıldı.8 1259’da Lübeck, Wismar ve Rostock
gemilerini korsanlığa karşı korumak için ortak bir antlaşma imzaladı. Bu antlaşma 1264’te genişletilerek
savaş durumunda birbirlerine yardım etme zorunluluğu eklendi.

Birliğin önemli kentlerinden biri de Köln’dür. Roma döneminden beri ticarette önemli olan bu
şehir güney ticareti, İtalya ve kuzey Hansa ticareti ve Britanya ile yün ticareti için önemli bir nokta
olmuştur. Londra’da Hansa’nın gelişmesini Kölnlü tacirler sağladı. 1281’den sonra Londra’daki üç
büyük Alman tüccar grubu birleşti. Elde ettikleri ayrıcalıklar karşılığında yılda 40 şilin verecek ve şehrin
korunmasında görev alacaklar ve ayrıca Bishopgate’in surlarının bakımını yapacaklardı.9 Kölnlü
tacirlerin elde ettikleri bu ayrıcalıklar Hansa birliği için de geçerli oldu ve Londra Hansa için önemli
kontorlardan biri haline geldi.

5
Justyna Wubs-Mrozewicz, a.g.m., s.6
6
Justyna Wubs-Mrozewicz, a.g.m., s.13
7
David Nicolle, Forces of the Hanseatic League, Osprey Publishing, 2014, s.9
8
David Nicolle, a.g.m., s.10.
9
David Nicolle, a.g.m., s.10, Carsten Jahnke, “The city of Lübeck and the internationality of early Hanseatic
trade”, “The Hanse in Medieval and Early Modern Europe: An Ιntroduction”, The Hanse in Medieval and Early
Modern Europe, ed. Justyna Wubs-Mrozewicz ve Stuart Jenks, Brill, Leiden, 2013, s.50.
Kontor birlik içerisinde uzak şehirlerdeki Hansa birlikleri için kullanılan bir terim. Londra dışında
Flanders Kontluğunda Bruges, Norveç Krallığında Bergen ve Rusya’da Novgorod önemli kontorlardır.10
Böylece bu şehirlerle bağlantı sağlandı ve Hansa birliğinin farklı ekonomik ve sosyal kültürlerle
etkileşimi kolaylaştı. Bu şehirler dışında daha küçük birlikler bulunan yerlere ileri ileri nokta/outposts
ve ya Faktoreien denmiştir.11 Kontorların oluşturulma amacı tacirlerin güvenliğini sağlamak,
ayrıcalıklarını korumak ve tacirleri kontrol altında tutmaktır.

Bu şehirler korsanlıktan çok ticari rekabetle uğraştılar. 1282’de haklarını korumak için Bruges’a
ambargo uygulandı. 1284’te Norveç’teki ayrıcalıklarının devamını sağlamak için askerî harekât
düzenlediler. 14. Yüzyılda Danimarka’nın yeniden güçlenmesi ile şehirler ona karşı bir araya geldi ve
1316’da Danimarka ve müttefikleri birlik tarafından yenilgiye uğratıldı.

1330’da Danimarka tahtına IV. Valdemar geçti. 1361’de Gotland’ı ele geçirmesi ile İsveç ve
Hansa şehirleri ittifak yaptı ve kısa süre sonra Norveç de bu ittifaka katıldı. İsveç ve Norveç birlikleri
toplamakta geç kaldı. Gruplar arasında anlaşmazlıklar devam etti ve savaş başarısızlıkla sonuçlandı.
Hansa birliği çoğu gemisini kaybetti. Savaşı kazanan Valdemar eskisinden de güçlü oldu.

Kasım 1367’de, kent konseylerinin temsilcileri, Köln'de toplandı. Ancak bu olağanüstü bir
toplantı idi ve Hansa üyeleri haricinde bazı Hollanda kentleri de katıldı. Lübeck temsilcisi ordunun
toplanması emrini verdi. 1368’in Nisan-Haziran aralığında Hansa filosu, uzun bir kuşatmadan sonra
teslim olan Helsingborg hariç olmak üzere Øresund boyunca tüm kaleleri fethetti. Eylül 1369'da
Waldemar, düşmanlarının başarısı üzerine savaş kararı alsa da başarılı olamadı ve 24 Mayıs 1370'te
Stralsund Antlaşması’nı kabul etmek zorunda kaldı. Bu antlaşma, Hansa Birliği açısından mutlak bir
zaferdir ve bundan sonraki süreç altın çağı olarak adlandırılır. Hansa artık gücünün doruklarındadır.

Ticaret ve Yollar

11.yüzyılda Baltık’taki ticaret yolları Danimarka ve İsveç’in kontrolü altında, Polonya ve


Novgorod’daki prensleri de etkili. Bu yüzyılda 3 belirgin ticaret yolu vardır.12 İlki Köln’den Ren nehri ve
daha sonra Kuzey Deniz’i geçilerek Danimarka ve İsveç topraklarına ulaşılan yol. İkincisi Baltık
şehirlerinden Novgorod’a uzanan yol; Finlandiya Körfezi’nden Neva Nehri’ne ve oradan da Rusya’ya
uzanır. Üçüncü yol Baltık Denizi’nin güney kıyısından Vistula Nehri boyunca olan yol, bu yolu daha çok
karadan giden Aşağı Sakson tacirleri seçti. Madeni para dağılımı Baltık’ta iki ekonomi bölgesi olduğunu
göstermekte; bunlardan ilki güney İsveç, Danimarka, Polonya, güney Baltık komşularıdır. İkincisi ise
ekonomik bölge Gotland, Baltık şehirleri ve Rusya. Bu bölge Viking dönemindeki ticaret ağının devamı.

Baltık Denizi Hansa birliğinin omurgasını oluşturmaktadır, Alman tacirler buraya 11. yüzyılda
gelmeye başladı ve Hansa birliği var olan ticaret yollarını kullanmaya devam etti.13 Hansa birliğinin
kullandığı iki ana yol var. İlki Lübeck ve Hamburg’dan geçen yol, bu yol oldukça güvenli olmasına karşın
pahalı bir yol.14 Pahalı olmasının nedeni Lübeck’te limanda alınan yükler Hamburg’a kara yolu ile gelir
buradan sonra küçük botlarla Elbe Nehri’nde taşınır. İkinci yol daha uzun olsa da büyük gemiler
kullanıldığı için daha ucuza gelen denizyoludur.

10
Mike Burkhardt, “Kontors and Outposts”, A Companion to the Hanseatic League, ed. Donald J. Harreld, Brill,
Leiden, 2015, s.127.
11
Mike Burkhardt, a.g.m., s.128
12
Rolf Hammel-Kiesow, “The Early Hansas”, A Companion to the Hanseatic League, ed. Donald J. Harreld, Brill,
Leiden, 2015, s.19.
13
Carsten Jahnke, “The Baltic Trade”, A Companion to the Hanseatic League, ed. Donald J. Harreld, Brill,
Leiden, 2015, s.194.
14
Carsten Jahnke, a.g.m., s.195
1200lerden 1370’e kadar Baltık’taki ve dışarıdaki ticarette Lübeck şehri baskındı. Stralsund
Barışı’ndan sonra Prusya ve Hollanda’daki şehirler de etkin olmaya başladı. Lübeck önemini
kaybetmese de Danzig daha önemli ve daha zengin bir hale geldi. 16. yüzyıl başlarında artık Danzig ve
Amsterdam arasındaki ticaret Lübeck ve Hamburg yolunu oldukça etkiledi.15

Amber, Baltık herring/ringa balığı ve bira önemli ticaret mallarındandır. Bu coğrafyada Roma
döneminden beri amber ticarette kullanılıyordu. Baltık herring/ringa balığı ticareti ise 11. yüzyıl
sonundan itibaren başladı ve Hansa döneminde ise artarak devam etti.16 13. yüzyıldan beri tahıl ihracatı
yapıldığı bilinmektedir. Bira ticareti ise özellikle Lübeck, Wismar ve Rostock için önemlidir. Bunlar
dışında Rusya, Ukrayna ve Macaristan’dan getirilen ürünler var. Bunlar arasında en önemlisi Rusya’dan
getirilen kürk, bal ve balmumudur. Bunlar dışında ahşap ve ahşap ürünlerinin ticareti de önemlidir.
Asya ve Arabistan’dan ipek ve baharat gibi lüks ürünlerin de getirildiği bilinmektedir.

Kaynakça
Burkhardt Mike, “Kontors and Outposts”, A Companion to the Hanseatic League, ed. Donald J. Harreld,
Brill, Leiden, 2015.

Hammel-Kiesow Rolf, “The Early Hansas”, A Companion to the Hanseatic League, ed. Donald J.
Harreld, Brill, Leiden, 2015.

Hibbert Arthur Boyd , “Hanseatic League” Hanseatic League. Encyclopedia Britannica.


https://www.britannica.com/topic/Hanseatic-League.

Jahnke Carsten , “The Baltic Trade”, A Companion to the Hanseatic League, ed. Donald J. Harreld, Brill,
Leiden, 2015.

Jahnke Carsten , “The city of Lübeck and the internationality of early Hanseatic trade”, “The Hanse in
Medieval and Early Modern Europe: An Ιntroduction”, The Hanse in Medieval and Early Modern
Europe, ed. Justyna Wubs-Mrozewicz ve Stuart Jenks, Brill, Leiden, 2013.

Nicolle David, Forces of the Hanseatic League, Osprey Publishing, 2014.

Wubs-Mrozewicz Justyna , “The Hanse in Medieval and Early Modern Europe: An Ιntroduction”, The
Hanse in Medieval and Early Modern Europe, ed. Justyna Wubs-Mrozewicz ve Stuart Jenks, Brill,
Leiden, 2013.

15
Carsten Jahnke, a.g.m., s.198
16
Carsten Jahnke, a.g.m., s.200

You might also like