You are on page 1of 6

İSLAM HUKUKU-III

5. HAFTA
SINIRLI AYNÎ HAKLAR

Mutlak hak şeklinde tanımlanan haklar, diğer ifadeyle sınırsız haklar değişik
sebeplerle ve oranlarda sınırlamaya tabi tutulurlar. Bu sınırlamalar örneğin kanun kuralları
sebebiyle, hakkın bir başkasının veya kamunun hak alanına girmesi sebebiyle veya rızaya
dayalı bir akit sebebiyle ortaya çıkabilir. Yine bu sınırlamaların bir kısmı kazâi, bir kısmı
diyânî niteliktedir. Bu bağlamda irtifak hakları bu başlık içerisinde ele alınabilir.

İrtifak Hakkılarının Tanımı

Sınırlı ayni haklar nakıs mülkiyetten kaynaklanan haklardır. Tam mülkiyet kişiye eşya
üzerinde hem rakabe (kuru mülkiyet) hem de tasarruf ve yararlanma sağlamakta iken, nakıs
mülkiyet bunlardan sadece birini veya ikisini sağlamaktadır. Nakıs mülkiyet, eşya üzerinde
sınırlı bir hak meydana getirdiği için, bu tür haklara da sınırlı aynî haklar denmektedir. Bu
haklara Eşya Hukukunda genel olarak irtifak hakları da denmektedir.

İrtifak hakkı bir akar üzerinde, başkasına ait bir akar yararına kurulmuş bir haktır.
irtifak hakkı, yararına irtifak kurulan (hâkim) akar sahibi açısından yararlanma hakkı,
üzerinde irtifak kurulan (hâdim) akar sahibi açısından ise katlanma ve kaçınma yükümlülüğü
doğurduğundan, malikin mülkiyet yetkilerini sınırlandırmaktadır. Eşya Hukukunda haklardan
yararlanan akara hâkim akar, üzerine hak yüklenen ve başka akara hizmet eden akara ise
hâdim akar denmektedir.

İrtifak Haklarının Çeşitleri

Sınırlı aynî haklar (İrtifak) kişiye bağlı irtifak hakları ve eşyaya bağlı irtifak hakları
olmak üzere iki kısma ayrılır:

Kişiye Bağlı İrtifak Hakları


a) Tanımı

Bir şahsa bağlı olarak kurulan yararlanma haklarıdır. Bunlara “intifa hakları” da denir.
Bu gruba giren haklar kişinin kendi şahsına bağlı ve hayatıyla sınırlıdır. Bu sebeple bu haklar,
ilke olarak başkasına devredilemeyen ve mirasçılara da geçmeyen haklardır. Bu haklar,
rakabesi kendine ait olmasa bile sahibine bir ayndan faydalanma (intifa) ve oturma (sükna)
hakkını veren ve başkasına temliki mümkün olan haklardır. O halde bu haklar intifa ve sükna
hakkı olmak üzere iki kısma ayrılır.

b) Çeşitleri
- Yararlanma (intifa) hakkı: Taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde hak sahibine
kullanma, idare etme ve semerelerinden yararlanma gibi tam ve sınırsız yararlanma ve
kullanma yetkilerini sağlayan kişiye bağlı irtifak hakkıdır. Bu sebeple, kiracı kiraladığı
eşyayı, amaca uygun kullanabildiği gibi belli şartlarla başkasına da kiralayabilir.
- Oturma (sükna) hakkı: Sahibine bir meskende ya da meskenin bir bölümünde
oturma yetkisi sağlayan kişiye bağlı irtifak hakkıdır. Mesela bir kimsenin bir öğrenciye eğitim
hayatı boyunca kalmak üzere evinin bir odasını tahsis etmesi öğrenciye orada oturma hakkı
sağlar.
c) Özellikleri ve Hükümleri
- Bu haklar eksik olduğu için, yer, zaman ve şartla ile sınırlanabilir. Mesela bir
arabayı ödünç veren, bunu bir süre veya yalnız şehirde kullanma ya da başkasını bindirmeme
gibi kayıtlarla sınırlayabilir.
- Bu haklar Hanefilere göre şahsa bağlı olduğundan miras olarak başkasına
geçmez. Diğer mezheplere göre geçebilir.
- Yaralanma hakkı sahibi, malı kasten telef eder veya zarar verirse tazmin
etmekle yükümlüdür.
- Yararlanma hakkı sona erince, malın rakabesi sahibine iade edilir.
- Mal, sahibinin izni olmadan başkasına satılamaz.
- Yararlanma hakkı sahibi malın kullanma cihetini değiştiremez. Mesela kiracı
mesken olarak kiraladığı bir yeri imalathaneye dönüştüremez.
d) Sona Ermesi

İntifa hakları mal sahibinin ölümüyle, yararlanma hakkı sahibinin ölümüyle,


yararlanma süresinin dolmasıyla, yararlanılan malın zayi olması, yani helak olması veya
kullanılamayacak derecede kusurlanmasıyla sona erer.

Eşyaya Bağlı İrtifak Hakları


a) Tanımı

Eşyaya bağlı irtifak hakları, bir taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmaz yararına kurulan
irtifak hakkıdır. Eşyaya bağlı irtifak hakları yalnız taşınmazlar (akar) için söz konusudur. Bu
haklar, başka bir taşınmaz üzerine bir külfet yüklemekte ve böylece üzerine külfet yüklenen
taşınmaz malikinin bazı yetkileri kısıtlanmaktadır. Mesela komşu arsaya kendi arsasından su
kanalı geçen arsa maliki, mülkiyet hakkını kullanarak kanalın olduğu yerde dilediği tasarrufta
bulunamayacaktır.

b) Çeşitleri

Fıkıh kaynaklarında kavramsallaşmış ve yaygın kullanıma kavuşmuş temel irtifak


çeşitleri şunlardır:

- Ḥaḳḳu’ş-şirb (Kaynak Su Alma Hakkı): [ ‫شربًا‬


ْ ٍ،‫ٍيشرب‬،ٍ‫ شرٍٍب‬: içti]

Bir akar mâlikinin bir başkasına veya birden çok kişiye ait bir su kaynağından
arazisini sulama, içme ve kullanma maksadıyla sürekli olarak su alma hakkıdır.

- Ḥaḳḳu’l-mecrâ [ ‫جريًا‬
ْ ٍ ‫ ٍيجٍري‬،‫ جرى‬: geçti, aktı > ‫ مجرى‬: Bir şeyin geçtiği, aktığı
aktığı yer] (Kullanılacak Suları Bir Başkasının Akarından Geçirme Hakkı). Hakku’ş-şirb
olarak üzerinde hak edinilmiş suyu bir başkasının arazisinden geçirerek kendi arazisine
ulaştırma hakkı.
- Ḥaḳḳu’l-mesîl [ ‫ٍسيال‬,ٍٍ‫ٍيسيل‬،ٍ‫ سال‬: aktı > ‫ مسيل‬: bir şeyin aktığı yer] (Fazla ve Atık
Suları Bir Başkasının Arazisinden Geçirme Hakkı)

İhtiyaç fazlası veya kullanıma elverişli olmayan suların bir başkasının akarı üzerinden
geçirerek uzaklaştırma hakkı.

- Ḥaḳḳu’l-mürûr: [‫ورا‬
ً ‫ٍ ُم ُر‬،ٍٍ‫ٍيٍ ُمر‬،ٍٍ‫ مر‬: geçti, uğradı] (Geçit Hakkı)

Bir şahsın kendi mülküne ulaşabilmek için bir başkasına ait bir akarın belirli bir
yerinden geçme hakkı. Bu şekilde bir akar lehine kurulan geçit irtifakından o akara gelip
giden herkes istifade eder. Bu hakka aynı zamanda hakku’l-memerr ( ٍ‫ ممر‬: geçmek için
kullanılan yer) de denir.

- Ḥaḳḳu’l-Teʿallî [ ‫ ٍعلوا‬،ٍ ‫ ٍيعلو‬،ٍ ‫ى‬


ٍ ‫ عل‬: yüksek oldu > ‫ ٍتعليا‬،ٍ ‫ ٍيتعلى‬،ٍ ‫ تعلى‬: yükseldi ]
(Üst Hakkı). Başkasına ait mevcut bir yapı/bina üzerinde yeni bir yapı tesisini ifade eden bir
irtifak hakkıdır. Bu hak türünde arazi veya arazide mevcut bulunan bir bina bulunur ve buna
hâdim akar adı verilir, bunun üzerinde inşâ edilen yeni kat ise hâkim akar durumundadır.
- Hakku'l-Civar: Komşuluk hakkı dendiği zaman esasen kat irtifakı diye bilinen
üst hakkı akla gelmekte ise de, yan komşuluk hakkı da irtifak haklarına dahildir.
- Yani bitişik yan komşulardan her biri, diğerinin taşınmazı üzerinde bazı irtifak
haklarına sahiptir. Buna mutlak komşuluk hakkı da denir.
Eşyaya Bağlı İrtifak Hakları

Hakkı Şirb Hakkı Mecra Hakkı Mesil Hakkı Tealli Hakkı Mürur
Hakkı Civar

c) Özellikleri ve Hükümleri
- İrtifak hakkının “zarar ve zarara karşılık zarar verme yoktur” ilkesine göre,
başkasına zarar verici nitelikte kullanılmaması gerekir. Geçit hakkını kullanırken, başkasının
taşınmazına zarar vermeme gibi.
- İrtifak hakları hâkim akar denilen bir akar yararına, hâdim denilen başka bir
akar üzerinde kurulur. Bu sebeple hâkim akarın değerini artırırken, hâdim akarın ise değerini
azaltır.
- İrtifak hakları devamlıdır. Dolayısıyla hâkim veya hâdim akarın el değiştirmesi
ile sona ermez.
- İrtifak hakkı sürekli olduğundan -ittifakla- miras yoluyla intikal eder.
- İrtifak hakkının –yukarıda belirtilen kazanma yollarıyla- devri mümkündür.
d) Kazanma Yolları

Bu tür hakkı kazanma yolları satım akdiyle, umumi ortaklıktan faydalanmayla, akit
içinde koşulan şartla, ariyetle, izinle ve vasiyetledir.

b. FER'Î AYNÎ HAKLAR

Bu hakların bir diğer adı teminat sağlayan haklardır. Burada teminattan maksat,
borçlunun borcunu ifa veya tediye etmemesi tehlikesine karşı alacaklıya tanınan garantilerdir.
Bu gruba giren hakların başlıcası rehin hakkı ve hapis hakkıdır.

1. Rehin Hakkı
Tanımı

Rehin, bir malı, o maldan tahsil edilmesi mümkün olan bir hak karşılığında hapsetmek
ve alıkoymaktır. Rehin ile ilgili temel kavramlar ise şunlardır:
Râhin ( ‫) الراهن‬: rehin veren kişi.

Mürtehin ) ‫ ( المرتهن‬: Rehin alan kişi.

Rehin/Merhûn ) ‫ الرهن‬/ ‫ ( المرهون‬: Rehin olarak verilen şey.

Merhûn bih ) ‫ ( المرهون به‬: Rehinle teminat altına alınan hak.

Şartları
a) Rehin verilen malın mevcut olması gerekir. Aksi halde kabzedilmesi mümkün
olmaz. Bu yüzden henüz çıkmamış bir ziraî ürünün, örneğin arazideki olacak mahsulün veya
ağaçtaki olacak meyvenin rehni geçerli olmaz.
b) Rehin verilen mal mütekavvim bir mal, yani hukuken korunan ve değeri olan bir
mal olması gerekir. Müslümanlar hakkında mütekavvim olmayan mal, örneğin hamr ve
domuz eti rehin olamaz.
c) Rehin verilen malın teslim edilmesi mümkün olmalıdır. Buna göre havadaki kuşun
rehnedilmesi söz konusu olmaz.
d) Rehin verilen malın ferdî mülkiyete konu bir mal olmuş olması gerekir.
e) Karşılıklı rızayı ifade eden îcâb ve kabûl ile kurulması gerekir.
2. Hapis Hakkı
Tanımı

Hapis hakkı, bir malı elinde bulunduran alacaklının, alacağını elde edinceye kadar,
alacakla ilgisi bulunan malı, sahibi olan borçluya teslimden kaçınıp elinde tutma hakkıdır. Bu
hak karşılıklı borç doğuran akit ve tasarruflar ile kanundan doğar. Satım, kira, vekâlet, vedia
akdinden doğan alacağını tahsil edememe halinde eldeki malı elde tutma birinci duruma;
kayıp eşyayı (lukata) bulup izinli olarak zorunlu harcama yapanın masrafını alıncaya kadar
lukatayı sahibine teslimden imtina edebilme de ikinci duruma örnektir.

Hükümleri
a) Malı teslim ve iade etmeme hakkı. Hapis hakkı alacaklıya zilyedliğindeki borçluya
ait şeyleri elinde tutma yetkisi verir.
b) Hapsedilen malın paraya çevrilmesi hakkı. Borçlu borcunu ödemediği takdirde
alacaklı yedindeki borçluya ait şeyleri paraya çevirteceğini borçluya bildirir ve paraya
çevirterek alacağını tahsil etme imkânına kavuşur.
2. ZİLYETLİK
Tanımı

Bir kişinin bir mal üzerindeki fiilî hâkimiyetidir. Zilyedliğe sahip bulunan kişiye
“zilyed” denir. Mecelle’ye göre ise zilyed bir ayna bil-fiil el koyan ve maliklerin tasarrufu ile
tasarrufu sabit olan kimsedir.

Şartları
- Mala bil-fiil el koymuş olmak.
- Mal üzerinde malik gibi hâkimiyet iradesine sahip olmak.
Zilyedliğin Hukuki Niteliği

İslam hukukunda mücerred zilyedlik kişiye mülkiyet hakkı bahşetmez. Dolayısıyla


İslam hukukunda gerçek anlamda hakka dayanmayan zilyedlikler korunmaz.

3. TAPU SİCİLİ

Taşınmazlara ilişkin bütün haklar ile bu hakların hukukî ve fiilî durumlarını gösteren
defter, belge ve kayıtların tümüne Tapu Sicili denir. İslam Eşya Hukukunda aynî hakların
iktisabı için resmi şekil ve tescil şart değildir. Bu haklar, akitlerin tesisi ile kazanılır. Bununla
birlikte devlet başkanı, maslahat gereği, tescili kanunlaştırarak zorunlu hale getirebilir.
Nitekim tescil, hile ve sahtekârlığı önlemek ve ispat kolaylığı sağlamak gibi fonksiyonlar icra
ettiğinden günümüzde kanunlaştırılma yoluna gidilmiştir. Ayrıca tescil, uzun süren zilyedlik
sonucunda tescil edilmemiş akarlarla ilgili aleyhteki davaların kabul edilmemesini sağlar.

You might also like