You are on page 1of 8

İDARE HUKUKU

İDARENİN MALLARI
1.Özel mallar
2.Kamu malları
Bir kamu tüzel kişisinin mülkiyetinde bulunan ve kamunun kullanımına/yararlanmasına veya kamu
hizmetine tahsis edilen mallara kamu malı denir. Kamu mallarının tasnifi;

Kamu malları 3’e ayrılır


1. Hizmet malları
2. Orta malları
3. Sahipsiz mallar

Hizmet malları: Bir kamu hizmetini o hizmetin asli unsurunu oluşturacak şekilde tahsis edilmiş
mallara hizmet malları adı verilir. Kamu Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek
veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası,
hastane, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami, mezarlık, çeşme, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve
bahçeler vs. Bu çerçevede üniversite binaları, adliye sarayları, köy odaları, lojmanlar, stadyumlar,
müzeler, huzurevleri, iskele ve limanlar, askeri tesisler, demiryolları, barajlar, sulama tesisleri,
cezaevleri, karakollarda hizmet mallarına örnek olarak gösterilebilir. (Mülkiyet tahsis edilebilir. Belli
bir hizmetin zorunlu bir parçası haline gelmiş olmasıdır. O hizmetin o mal olmadan yerine
getirilemiyor olması gerekir. O hizmetin zorunlu bir parçası olması gerekir. Herkesten kasıt, o hizmetin
muhatabı olan herkestir.)

Orta malları: Kamunun doğrudan doğruya kullanımına tahsis edilen mallara orta malları denir. Ortak
ve genel yararlanılan mallardır. Bu mallar toplum halinde yaşamanın vazgeçilmez gerekleri ile
yakından ilgili olan ve temel hak ve özgürlükler bakımından da önemi bulunan mallardır. Mera yaylak
kışlak otlak harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği
yerler orta malıdır. (Mülkiyet tahsis edilebilir. Herkesin aynı anda yararlanmasına müsait yerler.
Meydanlar, yollar, köprüler, meralar. Çok çeşitli yararlanma mevcuttur. Camiinin kendisi, ibadet
edilen yeri, hizmet malıdır, avlusu bahçesi orta malıdır.)

Sahipsiz mallar: Ayrıca bir tahsis işlemine gerek olmaksızın doğal içerikleri gereği kamunun doğrudan
doğruya kullanımına açık bulunan mallara denir. Sahipsiz mallar ile yararı kamuya ait mallar devletin
hüküm ve tasarrufu altındadır ve mülk edinilemezler. Örneğin denizler, hava, sular, kıyılar, ormanlar,
dağlar, madenler, göller, tepeler. (Özel mülke konu olmayan, doğası gereği sınır getirilemeyen mallar.
Hududu belli değildir. Sadece yönetme hakkı devlete aittir. Sahibi herkestir.)

TAHSİS: özel malı kamu malı haline Çevirme.

KAMU MALI NİTELİĞİNİN KAZANILMASI VE KAYBEDİLMESİ

Bir malın kamu malı niteliğini kazanabilmesi için, önce bu malın hukuki işlemler veya maddi
olaylar yoluyla iktisap edilmesi (kazanılması), sonra da kamunun yararına tahsis edilmesi gerekir.
İktisap, bir malı kamu tüzel kişisinin malvarlığına doyan bir hukuka işlem (satın alma, kamulaştırma)
veya maddi bir olaydır. Kamunun yararına özgülemek ise “tahsis'' ile gerçekleşir. Tahsis, bir malım
kamumun yararına özgülenmesi sonucunu doğuran hukuki bir işlem veya maddi bir olaydır. Tahsis
beyan edici (bildirici/gösterici) değil, inşai (kurucu) niteliktedir. Tahsis, Anayasa, kanun,
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik, diğer düzenleyici işlemler, idari işlemler, idari
sözleşmeler olabilmektedir. Hatta tahsisin “zımni ve fiili (maddi) tahsis” görünümünde ortaya
çıkabileceği de kabul edilmektedir.

Doğal kamu mallarının kamu malı niteliğini kazanabilmesi için bir hukuki İşlene gerek yoktur.
Bu mallar doğal nitelikleri gereği kamu yararına kendiliklerinden tahsis edilmiş durumdadır.

Yapay kamu mallarının kamu malı niteliğini kazanabilmesi için öncelikle iktisap, sonra tahsil
aşamasına gerek vardır. Yani yapay kamu mallarını kazanılmasında iktisap ve tahsis aşamaları sırasıyla
gerçekleşir. Bir malın idare tarafından iktisap edilmesi, bu aşamada o mala kamu malı olma niteliğini
kazandırmaz. Bu aşamada o mal idarenin özel malı sayılır. Böyle bir malın kamu malı niteliğini
kazanabilmesi için, onun kamunun yararına tahsis edilmesi gerekir. Tabii ki idarenin bu malları tahsis
amacına uygun olarak da ihtiyaç doğrultusunda fiilen kullanması gerekir. Yapay kamu malları tahlil
sonucu kazandıkları kamu malı olma içeriklerine tahsisin kaldırılmasıyla kaybederler.

KAMU MALLARININ TEMEL ÖZELLİKLERİ

1. Kamu malları satılamaz, devir ve ferağ edilemez. Zira kamu malları, üçüncü kişilere
devredilmesini engelleyen hukuki statüye sahiptir. Kamu mallarının bu özelliği doğal kamu
malları açısından mutlaktır. Örneğin, Anayasa’ya göre “Devlet ormanlarının mülkiyeti
devrolunamaz”. (m.169/2). 4342 sayılı Mera kanununa göre, “Mera, yaylak ve kışlaklar; özel
mülkiyete geçirilemez”. (m.4/3). Buna karşılık yapay kamu malları açısından bu özellik mutlak
değildir. İdare, yapay kamu malları üzerindeki tahsisi kaldırırsa, bu mallar idarenin özel
malları arasına girer ve ilanı bu malları satabilir, devir ve ferağ edebilir.
2. Kamu malını kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik yoluyla iktisap edilemez. Kazandırıcı zamanaşımı
yoluyla kamu malları üzerinde mülkiyet ve mülkiyet hakkına veya herhangi bir ayni hakka
sahip olunamaz.
3. Kamu malları üzerinde özel kişiler lehine ipotek, irtifak ve rehin gibi sınırlı ayni haklar
kurulamaz. Aksi taktirde malın kullanım imkanı kısıtlanmış olur ve dolayısıyla bu durum tahsisi
engeller.
4. Kamu malları kira gibi özel hukuk sözleşmelerine konu yapılamaz.
5. Kamu malları tapu siciline tescil edilemez. Taşınmaz kamu malları Tapu siciline tescile tabi
değildir.
6. Kamu malları haczedilemez. Kamu malları idare et biz adresi dışında el değiştiremez. Bu
durumun temel sebebi, devlete karşı zorunlu icra yollarına başvurulamaması ve bu sayede
kamu düzeninin korunmasıdır.
7. Kamu malları kamulaştırılamaz.
8. Kamu malları vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükleri tabi tutulamaz. Kamu malları
kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetine tahsis edildikleri için, vergilendirilecek
bir değere sahip değillerdir.
9. Kamu malları koruma altındadır.
10. Kamu mallarından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda çözümlenir.

KAMU MALLARINDAN YARARLANMA

1) Bir defa kamu mallarından tahsis amaçlarına aykırı bir yararlanma söz konusu olamaz.
2) Kamu mallarından yararlanma, kamu malının fiziki yapısına aykırı, ona zarar verecek
şekilde olmamalıdır.
3) Kamu mallarından yararlanma, idarenin kamu malının tahsis amacını gerektirdiğinde
değiştirme yetkisini kısıtlamamalıdır.
4) Nihayet idare, kamu malını korumalı, bakımını yapmalı ve ondan en iyi ve en rasyonel
yararlanma şeklini sağlamalıdır.
A) GENEL YARARLANMA (ücret alınmaz)

Kamu malının tahsis amacına uygun biçimde bunlardan herkesin yararlanabilmesidir. (Tahsise
uygun yararlanma şartı.) Genel yararlanma, bireylerin temel hak ve özgürlükleri ile yakından ilgilidir
bireyler, temel hak ve özgürlüklerine kullanmaları sonucu, önceden izin almak, sözleşme yapmak veya
bildirimde bulunmak gibi idare ile özel bir hukuki ilişkiye girmek sizin, eşit şartlarda ve kural olarak bir
karşılık ödemeksizin kama mallarından yararlanırlar.

1. Genel yararlanma serbesttir. Kural olarak genel bir yasaklamaya konu olmaz. Genel
yararlanmayı sağlamak ve korumakla görevli olan idare, bu amaçları gerçekleştirebilmek için
kolluk yetkisi çerçevesinde bireylerin yararlanmalarını düzenleyen kurallar koyabilir. Bu
serbestlik ilkesine aykırı düşmez.
2. Genel yararlanmalar eşitlik ilkesi çerçevesinde gerçekleşir. Genel yararlanmalarda kural
olarak bir karşılık aranmaz. Kamu mallarımdan genel yararlanma, kural olarak yararlanma
karşılığı herhangi bir karşılık ödenmez. Bunumla birlikti, köprü̈ ve otoyollardan geçiş̧
örneklerinde olduğu gibi istisnaen bir miktar para alınabilir. İdarenin bu yararlanmalar
karşılığı aldığı para, bir ücret niteliğinde olmayıp, harç veya resim niteliğindedir. Bu para,
hiçbir zaman hizmetin tam karşılığı değildir.
3. Genel yararlanmalar sürekli niteliktedir. Kamu malı maddi olarak var olduğu sürece genel
yararlanma devam eder.

B) ÖZEL YARARLANMA

Özel yararlanma ikiye ayrılır.

a) Özel genel yararlanma (tahsise uygun yararlanma)

Örn: Mef arena stadyumunun Galatasaray takımına tahsis edilmesi.

b) Özel istisnai yararlanma (tahsisle ilgisi yok fakat tahsisi bozmamalı, tahsise aykırı olmamalı.)

Örn: Stadyumda konser verilmesi. (stadyum spor içindir, konser verilmesi istisna.)

Özel yararlanmanın özellikleri

1. Özel yararlanmalar serbest değildir. Özel yararlanma karşılığı kişiler önceden izin almalıdır.
2. Özel yararlanmalarda eşitlik ilkesi geçerli değildir. Özel yararlanmayı talep hakkı için kişiler
arası eşitlik vardır fakat bu hakkı elde etme bakımından kişiler arası eşitlik yoktur.
3. Özel yararlanmalar bir karşılık (bedel) gerektirir.
4. Özel yararlanmalar sürelidir. Yararlanma izni belli bir süre için verilir. Süre bitince sona erer.

Özel yararlanma çeşitleri içinde en yaygın “tahsise uygun" ve “tahsisle bağdaşabilir" yararlanma
ayrımıdır. Tahsise uygun özel yararlanma, tahsis amacı doğrultusunda ve kapsamındadır. Yani tahsis
mutlaka özel yararlanmayı gerektirir ve yararlanma tahsis kapsamındadır. Örneğin, ölen bir kişi için
mezarlıkla yer tahsisi gibi. Burada tahsisi gerçekleştirmeye yönelik olan, onun doğal bir sonucu
bulunan bir yararlanma söz konusudur. Doğal olarak tesise uygun özel yararlanmaya izin verip
vermeme konusunda idarenin takdir yetkisi daha sınırlıdır. Çünkü yararlanma talebi, tahsis
kapsamında olan bir taleplin ve tahsisin gerçekleştirilebilmesi için bu talebin kabul edilmesi
gerekmektedir Yararlanma talebinde bulunanların taleplerinin kabulünü beklemeleri “haklı beklenti"
ilkesi gereğidir. Buna karşılık tahsisle bağdaşabilir özel yararlanma, kamu malının tahsis amacı ve
kapsamında olmayan ve fakat tahsisi aykırı olmayan, onunla bağdaşabilen bir yararlanmadır. Örneğin,
kaldırım üzerinde büfe veya çiçekçi dükkânı açılması, parkta büfe açılması, plajda kafeterya açılması,
mezarlık köşesinde mermer dükkanı açılması gibi. Tahsisle bağdaşa bilir özel yararlanma izin verip
vermeme konusunda idarenin takdir yetkisi daha geniştir. Tahsisi uygun özel yararlanma, kamu
malının tahsis amacı kapsamında olduğundan tahsisle bağdaşa bilir özel yararlanma göre daha
güvenceli ve daha uzun sürelidir.

( en ekonomik uygun yararlanma, meydanda ne kadar yer varsa o kadar büfeye, dükkana izin
verilmesi gerekir toplum rahatsızlık duymuyorsa belediye ecrimisil alarak buna izin verir.)

Belediye kanunu md. 16

Belediyeye tanınan muafiyet

Madde 16- Belediyenin kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık, gelir getirmeyen
taşınmazları ile bunların inşa ve kullanımları katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi hariç her türlü
vergi, resim, harç, katılma ve katkı paylarından muaftır.

(Devlet ihale kanununa bak maddesini yazmamışım)

KAMULAŞTIRMA

AY. 46. Md. “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını
peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını kanunla
gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.”

Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine, amaç için yeterli olduğu taktirde taşınmaz malın
belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir.

“Ancak, maliklerinin mülkiyet hakkının kullanılmasının engellenmemesi, can ve mal güvenliği


bakımından gerekli önlemlerin alınması kaydıyla, kamu yararına dayalı olarak taşınmazların üstünde
teleferik ve benzeri ulaşım hatları ile her türlü köprü, taşınmazların altında metro ve benzeri raylı
taşıma sistemleri yapılabilir. Taşınmazların mülkiyet hakkının kullanımının engellenmemesi hâlinde,
taşınmazlara ilişkin herhangi bir kamulaştırma yapılmaz. Taşınmaz sahiplerine bu işlemler nedeniyle
kamulaştırma, tazminat ve benzeri nam altında herhangi bir ücret ödenmez. Yapılan yatırım
nedeniyle taşınmaz maliklerinden değer artış bedeli alınamaz” (bu durumlar irtifak hakkı)

̇
Türk hukukunda kamulaştırma işleminin temel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1) Kamulaştırma, özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malları üzerinle


yapılabilir. Bir idarenin diğer bir idareye ait taşınmazı kamulaştırması yok hükmündedir.
2) Kamulaştırma ancak devlet ve diğer kamu tüzel kişileri tarafından yapılabilir
3) Kamulaştırma, kamu gücü kullanılarak tek taraflı idari işlemle yapılır. Mal sahibinin rızasına
bakılmaz.
4) Kamulaştırma kamu yararını gerçekleştirme amacıyla yapılabilir.
5) Kamulaştırma kanunda gösterilen esas ve usullere uyularak yapılabilir.
6) Yeterli ödenek temin edilmeden kamulaştırma işlemlerimi başlamanız. (KK. m. 3/4)
7) Kamulaştırılan taşınmazın gerçek değeri peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun
uygulanması, büyük enerji ve sulama, projeleri ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni
ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla yapılacak kamulaştırmalarda
bedelin taksitle de ödenmesi mümkündür. Bununla birlikte taksitlendirme süresinin beş yılı
aşmaması, taksitlerin eşit olarak ödenmesi ve taksitler de kamu alacakları için öngörülen en
yüksek faiz haddinin uygulanması gerekir. Bu istisnanın istisnası kamulaştırılan topraktan, o
toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli herhalde peşin ödenir.
8) Kamulaştırma bedeli nakden ödenir. (Any. m. 46/2, KK m. 3/1). Ancak “trampa yoluyla
kamulaştırma” bu kuralın istisnasıdır. Buna göre, mal sahibinin kabul etmesi halinde
kamulaştırma bedeli yerine, idarenin kamu hizmetine tahsis edilmemiş olan taşınmaz
mallarından, bu bedeli kısmen veya tamamen karşılayacak miktarı verilebilir. Bu durumda,
kamulaştırma bedeli yerine verilecek taşınmaz malın değeri, idarenin ihale komisyonunca,
böyle bir komisyon yoksa bu amaçla kurulacak bir komisyonca tespit edilir. Taşınmaz mal
bedelleri arasında bir fark varsa, bu fark taraflarca nakden karşılanır. Ancak idarenin vereceği
taşınmaz malın değeri, kamulaştırma bedelinin yüzde yüzyirmisini aşamaz. (KK m. 26).
(Trampa özel mallar için geçerlidir.)

İSTİMVAL (REKİZİSYON) (taşınır mal edinme usulü)

Menkul mülkiyetinden yararlanma anlamıma gelen “istimval", hukuki bir kavram olarak İdarenin
olağanüstü dönenlerle İhtiyaç duyduğu “taşınır malları" kamu gücü kullanarak elde etmesine
verilen addır.

Türk hukukunda, olağanüstü dönemlerde kamu gücü kullanılarak, özel kişiline ait taşınır ve
taşınmaz malların mülkiyet hakkına el atmadan bunların sadece kullanma haklarının elde edilmesi
veya kişilere bedensel yükümlülükler getirilmesi istimval olarak kabul edilmektedir.

1) Kanuna dayanır.
2) İstisnai bir usuldür bu yola ancak olan üstü dönemlerde başvurulabilir ancak başvurulması
için ohal ilanı gerekli değildir.
3) Konusunu özel kişilere ait taşınır ya da taşınmaz malın kullanılması veya özel kişiye bedensel
bir yükümlülük getirilmesi oluşturur.
4) Bu yolda elde edilen menfaatin bedeli idarece ödenir.
5) Bir idari işlemdir dolayısıyla idari yargı denetimine tabiidir. Bedele ilişkin uyuşmazlıklar ise adli
yargıda görülür. (bedel sonradan ödenir, piyasa bedeli esas alınır.)

İmar kanunu

Madde 13.

İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler:

Madde 13 – (Başlığı ile Birlikte Değişik:4/7/2019-7181/7 md.)

Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu
kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa
düzenlemesi yapılarak,

b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine
veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili
kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.

Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri
hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar
maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına
uygun özel tesis yapılabilir.

İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılma-
sına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar
programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu
mülkiyetine geçiril- mek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.

Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare de-
vir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden
hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.

Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetinde- ki
alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret,
döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.

İrtifak hakları:

Madde 14 – Belediye veya valilikler, imar planlarının uygulanması sırasında, bir gayrimenkulün
tamamını kamulaştırmadan o yerin muayyen saha, yükseklikte ve derinli ğindeki kısmı üzerinde kamu
yararı amacıyla irtifak hakkı tesis edebilir.

Belediyeler veya valilikler, mümkün olan yer ve hallerde mal sahibinin muvafakatiyle, bedelsiz irtifak
hakkı verme karşılığında, bedelsiz irtifak hakkı tesis edebilir.

İfraz ve tevhid:

Madde 15 – (Değişik fıkra:4/7/2019-7181/8 md.) İmar planı bulunan alanlarda, uygulama imar
planına uygun olarak öncelikle parselasyon planının yapılması esastır.

(Değişik fıkra:4/7/2019-7181/8 md.) İmar planı bulunan alanlarda, ifraz ve tevhit işlemleri,
parselasyon planı tescil edilmiş alanlarda yapılabilir.

(Ek fıkra:4/7/2019-7181/8 md.) Parselasyon planı tescil edilmiş yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin
imar planlarına ve imar mevzuatına uygun olması şarttır.

(Ek fıkra:4/7/2019-7181/8 md.) 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol
Kanununda belirtilen merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin yetkisi içindeki kamu
yatırımlarında veya kamu mülkiyetine ait alanlarda, parselasyon planının tatbiki mümkün olmayan
meskûn alanlar ile koruma amaçlı imar planı bulunan alanlarda ve büyük bir kısmı uygulama imar
planına uygun şekilde oluşan imar adalarının geri kalan kısımlarında bu maddenin birinci ve ikinci
fıkralarında yer alan hükümlerde belirtilen şartlar aranmaz.

(Ek fıkra:4/7/2019-7181/8 md.) Mevcut hâliyle yapılaşmaya elverişli olmayan imar parsellerinde;
maliklerden birinin talebi üzerine veya doğrudan, parsel maliklerine kendi aralarında anlaşmaları için
yapaca- ğı tebliğden itibaren üç ay içerisinde maliklerce anlaşma sağlanamaması hâlinde, resen tevhit
ve fiilî duruma göre ifraz yoluyla işlem yapmaya ilgili idare yetkilidir.

İmar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak ifrazların, asgari cephe genişlik-
leri ve büyüklükleri yönetmelikte belirtilen esaslara göre tespit edilir.

İmar planı dışında kalan alanlarda yönetmeliklerinde tayin edilecek miktarlardan küçük ifrazlara izin
verilmez.

Parselasyon planlarının hazırlanması: hamur kuralı

Herkes için daha avantajlı

(Havalimanında parselasyon yapamayız. Kamulaştırma yapabiliriz. Malın bedeli ödenir ve sahibinden


alınır.)

Madde 18 – İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak
sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya
belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya
parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve
re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü̈ edilen yerler belediye ve mücavir alan
dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların
yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme alanındaki nüfusun kentsel faaliyetlerini
sürdürebilmeleri için gerekli olan umumi hizmet alanlarının tesis edilmesi ve düzenleme dolayısıyla
meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu
maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların
düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırk beşini geçemez.

Bu madde hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defa- dan fazla düzenleme ortaklık payı
alınmaması esastır. Ancak, her türlü imar planı kararı ile yapılaşma koşulunda ve nüfusta artış olması
hâlinde, artış olan parsellerden, uygulama sonucunda oluşan değerinin önceki değerinden az
olmaması kaydıyla, daha önceki imar uygulamalarında yapılan terk veya kesintiler dikkate alınmak
suretiyle ilk uygulamadaki düzenleme ortaklık payı oranını % 45’e kadar tamamlamak üzere ilave
düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılabilir. Ancak toplam kesinti oranı her halükarda %45’i geçemez.

Düzenleme sonucu taşınmaz maliklerine verilecek parseller; öncelikle düzenlemeye alınan taşınmazın
bulunduğu yerden, mümkün olmuyor ise en yakınındaki eşdeğer alandan verilir.

İmar planı var ise direkt kamulaştırma yapılabilir, yok ise kamu yararı kararına bırakılır.

(Kamulaştırma, parselasyon arasında idareye göre parselasyon daha adildir.)

ACELE KAMULAŞTIRMA

(Ödeme önceden yapılır)


Olağan kamulaştırma usulünde idarenin taşınmaza el koyması taşınmazın idare adına tescil edilmesi
ile olur. Taşınmazın tescili ise tarafların anlaşamaması durumunda asla mahkemesine verilecek tescil
kararı üzerine gerçekleşir. Diğer taraftan idare bazı durumlarda taşınmaza acil ihtiyaç duyabilir. Bu
durumda olan kamulaştırma usulün sonuçlanması kamu hizmetlerinin yürütülmesini olumsuz
etkileyebilir. İşte kanun koyucu bu durumu düşünerek acele kamulaştırma usulü düzenlemiştir. Bu
usul idare kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasını beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma
imkânı tanıyan olağan üstü bir kamulaştırma usulüdür.

Anayasa Mahkemesine göre “acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen
usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye,
kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare
tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise asliye
hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Bu davada belirlenecek
bedelinin el koyma istemiyle açılan davada belirlenen bedelden yüksek olması durumunda aradaki
fark, idare tarafından malike; düşük olması durumunda ise malik tarafından idare ödenir.”

KAMULAŞTIRMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI

Kamulaştırma ile taşınmazın mülkiyeti idareye geçer. Ancak kamulaştırılan taşınmaz hemen
kamu malı haline gelmez. Bunun için taşınmasın kamunun doğrudan kullanımına veya özel
düzenlemelere tabi tutularak kamu hizmetine tahsis edilmesi gerekir.

Kamulaştırma ile malikin taşınmaz üzerindeki bazı hakları kısıtlanır. Malik, escil tarihinden
itibaren taşınmaz malda yeni inşaat veya ekim yapamaz veya mevcut inşaatla esaslı değişiklik
meydana getiremez. Yine malik, mahkemece kendisine yapılan Tebliğden itibaren taşınmazını
başkasına devir ve ferağ veya temlik edemez.

Belediye kanunu md. 16

Belediyeye tanınan muafiyet

Madde 16- Belediyenin kamu hizmetine ayrılan veya kamunun yararlanmasına açık, gelir getirmeyen
taşınmazları ile bunların inşa ve kullanımları katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi hariç her türlü
vergi, resim, harç, katılma ve katkı paylarından muaftır.

You might also like