You are on page 1of 14

İCRA İFLAS HUKUKU 2. HAFTA 03.03.

2021

Evet günaydın. Sesim geliyor mu? Evet 2. Ders ile beraberiz. Evet bugün yine karanlığa mı
konuşacağız? Kamerasını açanlara teşekkür ederim.En azından karşıda bir hareket olursa
öteki türlü karanlığa konuşuyormuşum gibi bir ıııı duygu oluyor ben ne yapıyorum falan
oluyorum bazen , boşa mı konuşuyorum gibi.
Evet olumsuz yükümlülükler: İcra dairesi görevlilerinin bazı olumsuz yükümlülükleri var.
Bunların da uygulaması var ,uygulamada karşımıza sık sık geliyor. Özellikle sorumluluk
davası bakımından olumsuz yükümlülüklerden birisi; kendilerinin ve yakınlarının işlerini
görme yasağı. Yani icra-iflas kanunu umarım edindiniz .Kanundan takip etmenizi istemiştim.
Ben de metni açıyım şurdan da size gösteriyim, pekişsin. Hocam bölüyorum ama kaydı
almıyorsunuz ?Evet tekrar başlayalım olumsuz yükümlülüklerine geçmiştik icra dairesi görevlilerinin.
Bunlardan birisi kendilerinin veya yakınlarının işlerini görme yasağı idi. Öncelikle buna göz atalım
geçen hafta olumlu yükümlülüklerini incelemiştik bu haftada olumsuz yükümlülüklerini inceleyeceğiz.
Evet,bu 10. Maddemiz var ,şimdi size de göstereceğim ,kanunu olanlar kanundan da takip edebilirler.

İş görmekten memnuiyet : Madde 10 (İş görmekten yasaklılık aslında şimdiki çevirisi


İcra ve iflas işlerine bakan memur ve müstahdemler 1. Kendisinin, 2. Karı veya
kocasının(yani eşinin) , nişanlısının yahut kan ve sıhri(yani kan ve kayın hısımlığı olarak)
usul ve füruunun (altsoy ve üstsoyunun) veya üçüncü derece dahil olmak üzere bu dereceye
kadar olan kan ve sıhri civar hısımlarının işlerine bakamazlar,
3. Kanuni mümessili veya vekili yahut müstahdemi bulunduğu bir şahsın işlemine bakamaz ,
Bunların Menfaati olan işleri göremeyip derhal icra mahkemesine haber vermeye mecburdur.
İcra mahkemesi müracaatı yerinde görürse o işi diğer bir memura, bulunmıyan yerlerde
katiplerinden birine verir.
Demek ki böyle bir durum olduğunda derhal bunu haber verecek kime icra mahkemesine icra
mahkemesinin bakın bir görevi daha var burda bu başvuruyu yerinde görürse ,diğer bir
memura bulunmayan yerlerde ise katiplerden birine verir. Peki bunu yapmadığını
düşünelim;icra dairesi görevlisi böyle bir ilişki olduğu halde örneğin 3. Derece hısımı icra
mahkemesine bildirmedi o takdirde ,onun da menfaati var işte taraflardan biri o takdirde ne
yapılabilir? Bilen var mı ?Taraf olarak ne yapardınız?
X:Hocam şikayet başvurusunda bulunamaz mı ?Yapması gerekeni yapmadığı yani bir hakkı
yerine getirmediği veya hukuka aykırı davrandığı için şikayet konusu olmaz mı?
Hoca: Olur. Kim konuştu ben fark edemedim? Şikayeti henüz görmedik ama bu bir şikayet
sebebidir. Şikayete örnekler babında bunlara değineceğiz. Tabi şu da var siz karşı taraf olarak
örneğin bu hısımlığı, burda sayılan şeylerden birini hemen öğrenememiş olabilirsiniz bu da
gayet doğal. Öğrendiğiniz tarihten itibaren 7 gün içinde şikayet yolu ile icra mahkemesine
gidip yapılan işlemlerin iptalini isteyebilirsiniz. Aksi takdirde öğrenme tarihinden itibaren
7gün içinde şikayet etmezseniz bir anlamda artık tarafsız olacağını düşündüğünüzden
zımnen kabul anlamına gelir dolayısıyla artık şikayet edemezsiniz. Şikayet yoluna
başvuracaksınız. Evet, gördüğünüz gibi böyle bir hüküm var. Tekrar açalım. Bir de icra
mahkemesi hakimin reddi var bu da icra mahkemesi bakımından tarafsızlığı sağlamaya
yönelik bir müessese.
İcra mahkemesi hâkiminin reddi(2) Madde 10/a – İcra mahkemesi hâkimi reddedildiği
takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunundaki hükümler uygulanır. Ret talebinde
bulunan, dilekçesinde ret sebeplerini delilleri ile birlikte bildirmek zorundadır.
Ret talebinin reddi hakkındaki karara karşı istinaf yoluna başvurulması, hâkimin işe bakıp
karar vermesine engel değildir. Ret talebinin reddi hakkındaki kararın kaldırılması hâlinde
reddedilen hâkimin verdiği karar yerine getirilmez. Bu durumda dosya, bölge adliye
mahkemesince icra mahkemesinin başka bir dairesine, o yerde icra mahkemesinin başka bir
dairesi yoksa en yakın icra mahkemesine gönderilir. 40 ıncı madde hükümleri kıyas yoluyla
uygulanır.
40.madde hükümleri önemli tabi onu sonra birlikte inceleyeceğiz. Bunun dışında diğer bir
yükümlülüğü de icra organlarının kendi kendilerine sözleşme yapma yasağı:11. Madde de
memnu işler adı atında bir şeyler görüyorsunuz. Nedir memnu işler? Yasaklı işler aslında bu
da , demekki kendi kendisi ile akit yapma yasağını düzenliyor.
Memnu işler : Madde 11 – Tetkik vazifesini gören hakimler(aslında icra mahkemesi
hakimidir. Neden böyle bir ibare kaldı burda onu da açıklayalım 2004 yılına kadar icra
mahkemesinin adı icra tetkik mercii idi. Tabi İsviçre kanunu çevrilirken icra tetkik mercii
olarak çevrilmiş, aslında bakarsanız icra mahkemeleri sınırlı bir inceleme yetkisine sahip çoğu
meselede sadece istisnai meselelerde daha geniş inceleme yetkisine sahip dolayısıyla bu bir
tetkik merciidir. Burdaki tetkik vazifesini gören; kanun yazılırken eksik yazılmış icra tetkik
mercii kanunda bazen tetkik mercii olarak da geçiyordu. Daha sonraları 2004 te yapılan
değişiklikle tek bir madde ile kanunda geçen icra tetkik mercii ve tetkik mercii terimleri icra
mahkemesi olarak değiştirilmiştir, denildi. Burda sadece tetkik olduğu için tabi teknik olarak
değiştirilemedi .Ama amaç burda yine tetkik mercii vazifesini gören hakim yani icra
mahkemesi hakimidir. Bu arada şunu da ifade etmek lazım daha önce anayasa mahkemesine
gelmiş icra tetkik mercii iken adı bu norm denetimi bakımından bir anayasaya aykırılık
iddiasıyla an yasa mahkemesine başvurmuş icra tetkik mercii ve AM. ,tabi her şeyden önce
başvurabilmek için mahkeme olmak gerekir, Mahkeme olmadığını tartışmış ve icra tetkik
merciinin de mahkeme olduğu sonucuna varmış. Yani mahkeme olmasından herhangi bir
şüphe yok. Sadece adı değişti. Hatta eski kanuna göre bir yerde birden fazla ilk derece hakimi
varsa bunlardan biri reis diğerleri reis yardımcısı idi, kanunda öyle idi. Uygulama öyle
değildi tabi hepsi ayrı bir mahkemede çalışıyordu icra hakimleri .Bir de dışarıdan “siz
mahkeme hakimi değil misiniz” diye sorular olunca hakimler istedi bunun mahkeme olarak
nitelendirmesini ve mahkeme oldu. Sebep bu yani tetkik vazifesini gören dediğimiz icra tetkik
mercii dolayısıyla icra mahkemesi hakimi .) ve icra ve iflas memur ve müstahdemleri,
dairelerince takip edilmekte olan bir alacak veya satılmakta bulunan bir şey hakkında kiminle
olursa olsun kendileri veya başkaları hesaplarına bir akit yapamazlar. Yaparlarsa
hükümsüzdür.
Bakın bir önceki maddede hükümsüzdür demiyordu işlem burda yaparlarsa hükümsüzdür diyor tabi
ki buradaki kesin hükümsüzlüktür. Şöyle demek ki icra dairesi görevlisi dairesinde görülen işlemle
ilgili, takip edilen bir alacakla ilgili ve satışı da özellikle söylemiş, kendi kendileriyle yani akit
yapamaz .Örnek vermek gerekirse tutup cebri açık artırmaya katılıp ,cebri açık artırma icra dairesince
yapılıyor, pey sürerek malı satın alamaz alırsa demek ki bu kesin hükümsüzdür. Peki, bunu nasıl ileri
süreceğiz? Bunu da şikayet yolu ile ileri süreceğiz. Icra dairelerinin hukuka icra hukukuna aykırı,
yaptıkları işlemlere karşı denetim mekanizması şikayettir. Icra dairelerinin hukuka icra hukukuna
aykırı, yaptıkları işlemlere karşı denetim mekanizması şikayettir. nereye başvuruyor şikayet yoluyla?
İcra Mahkemesi'ne başvuruyor, icra dairesinin işlemine karşı icra mahkemesine başvuruyor. bir tek
sürede farklılık var. biraz önce verdiğim örnekte öğrenme tarihinden itibaren 7 gündü ama kamu
düzenine aykırılık hallerinde süresiz. Süresiz de demek ki takip bitinceye kadar demek Demek ki takip
bitinceye kadar şikayet yoluna başvurulabilecek neden burada kesin hükümsüzdür yazıyor bu kamu
aykırıdır .Kamu düzenine aykırılık olduğu için süresiz şikayete. tabidir diyoruz. Evet, gidelim icra
dairesinin görevlilerinin sorumluluğuna ve Bunun uygulaması çıkıyor . asliye Hukuk mahkemelerinde
açılan dava türlerinden biri Dolayısıyla bunu da bir inceleyelim. Evet sorumluluk:
Sorumluluk:Madde 5:
İcra ve İflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları (Buradaki sorumluluk devlete
karşı açılan bir dava ne benzetebilirsiniz? tapu sicilinde çalışan çalışanların sorumluluğuna
benzetebilirsiniz. fakat oradan farkı şudur: orada kusursuz sorumluluk söz konusu iken burada kusur
sorumluluğu söz konusudur kın İcra ve İflas dairesi görevlileri kusurlarından doğan tazminat davaları
demektedir yani kusurlu bir davranış olacak)ancak idare aleyhine açılabilir .Devletin zararın meydana
gelmesinde kusuru bulunan görevliler rücu hakkı saklıdır. danaların adliye mahkemelerinde bakılır .
Evet tabi Adliye mahkemelerinde bakılır şeklinde ibare olmasaydı nerede görünmesi gerekirdi idari
yargıda görülmesi gerekirdi O nedenle Tıpkı tapu sicili görevlilerinin sorumluluğu gibi özel
düzenleme ile Adli yargının görev alanına dahil edilmiştir.
öğrencinin sorusu: Kusursuz sorumluluğu bu madde kapsamında değerlendirebilir miyiz?Hoca: Hayır
kusur yoksa sorumluluk olmaz. kusur sorumluluğun koşullarından biridir. şimdi burada icra
dairesinin görevlisi i görevini yaparken kusuruyla bir Zarar vermiş olması lazım. bu zararın
giderilmesi için açılan tazminat davasıdır. Dolayısıyla bu tazminat davasının unsurları haksız fiilde
yani öğrendiğimiz unsurların tamamen aynı olmasıdır yani hukuka aykırı icra hukukuna aykırı bir
eylem olacak hukuka aykırılık tır tabi. eylem hukuka aykırı eylem, zarar olacak zarar ile hukuka
aykırı Eylem arasında illiyet bağı olacak ve kusur olacak kusursuz sorumluluk kusurda aranır. Bu da
dava nerede açılacak?Adliye mahkemeleri dediğine göre mal varlığı veya şahıs varlığı haklarına
ilişkin davalar kanunda aksine düzenleme yoksa asliye hukuk mahkemesinde açılır miktar veya
değerine bakılmaksızın.

Dolayısıyla bu davalarda otomatikmen Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılıyor, yetki neresi


idarenin bulunduğu yer olan Adalet Bakanlığı na karşı açılıyor Ankara Dolayısıyla Ankara
Asliye hukuk mahkemelerinde Her Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2-3 tane rastlarsınız yani
uygulaması olan Dava türlerinden biri tabi davalı Adalet Bakanlığı olduğu için kolay kolay
hüküm verilmez .Burda şuna bakılıyor. birkaç örnek vereyim önce anlaşılabilsin bilsin diye
şimdi ödeme emri tebliğ edilmeden veya usulüne uygun tebliğ edilmeden haciz yapıldı
haczedilen malları da götürdü bir yedi eminin (bu kısmı tam anlayamadım)deposuna
bırakıldı. Bazı yedi emin depoları çok ilkel koşullarda, ulucanlarda falan suyun içine bırakıldı.
Mallar daha sonra da yani ödeme emri tebliğ edildi, itiraz edildi haciz otomatikman
hükümsüz hale geldi. Bunu nasıl sağlayacaksınız. Şikayet yoluyla yine . Şikayet yoluyla yine
.Ödeme emri tebliğ edilmeden haciz yapılamaz. Haciz yapıldı Diye şikayet yoluna
başvurdunuz icra mahkemesi iptal etti Dolayısıyla mallara gelen zarar ne olacak işte bunun
için tazminat davası açabilirsin veya Usulsüz haczin kaldırılması olursa ona çok dikkat eder
ler korkarlar da usulüne uygun olmayarak Haczi kaldırdı haciz kalktığında bir sonraki
sıradaki ilk sıraya gelir diyelim ki bundan dolayı da üçüncü kişideki alacak hangisiydi çok
kolay parayı yatırdılar artık haczi kaldırdınız alacaklı alacağını alamadı onun yerine Ondan
sonraki sıradaki kişi alacağını aldı peki hemen haczin usulsüz kaldırıldığı iddiasıyla Tabii ki
dava açabilirsiniz hemen dava açabilir misiniz Bu sizin uygulama bilgisi açmaya
cevaz vermiyor bütün işlemler yapılmalı bu 361 madde var 361 maddeye göre artık iki
kişi paranın ödendiği kişiden bir muhtıra ile yanlış ödemeyi icra dairesi isteyecek. Bu icra
dairesi istediği parayı vermezse o takdirde ona karşı cebri icra takibi işlemleri yapacak gidip
onun malların haciz edecek satacak yani bütün yollar tükenecek Eğer paran ödendiği
kişiden tahsil edilemiyorsa o takdirde sorumluluk davası açılır Aksi takdirde sorumluluk
davasını doğrudan doğruya açarsanız dava reddedilir. Yani bu tür durumlarda Biz Tabii
size genel şeyleri veriyoruz genel bir takip hukuku nosyonu veriyoruz böyle bir dava
önünüze geldiğinde biraz içtihat bakmanız lazım. kuru kuruya kanuna bakarsanız . böyle bir
dava açsaydınız davanız red olur. Bilirkişiye gider bilirkişi der ki bütün yollar tüketilme
miş haksız ödeme yapılan diğer alacaklıdan alacağın geri alınabilmesi için mümkün yollar
getirmemiş diye ki karşınızda Adalet Bakanlığı var hakim de Adalet Bakanlığı aleyhine karar
verecek düşünün. Karar verebilmesi için elinizin çok güçlü olması lazım .Bu size basit bir
örnektir bunlara dikkat etmeniz lazım yani böyle bir durumda haksız ödeme
yapılmışsa, bunun geri alınabilmesi için bütün yolların tüketilmesi artık ne yapılacak bir
kere muhtıra ile istenecek haksız ödeme yapan alacaklı bunu ödemez ise kendi rızası ile
malları haciz edilip satılacak. Dolayısıyla mal araştırılmasının tam olarak yapılması lazım
yani menkullerin gayrimenkullerin araştırılmasının yapılması lazım ,gerekirse 89 haciz ihbarı
gönderilmesi lazım, Ve artık herhangi bir şekilde semeresizlik belgesi Dediğimiz dediğimiz
kendi rızası ile ödeniyor ödeyebilecek mal varlığının olmadığının tam olarak tespit edilmesi
lazım .Ancak bundan sonra dava açılabilir. Bu size ekstra bilgi olsun evet sorumluluk
unsurlarını söyledik uygulaması olan bir madde dedik burada zamanaşımı özel olarak
düzenlenmiş 7. maddede onu da göstereyim size;
Zarar ve ziyan davasının zamanaşımı: Madde 7 – Zarar ve ziyan davası, mutazarrır olan
tarafın zararı öğrendiği günden bir sene ve her halde zarar ve ziyanı mucip fiilin vukuundan
on sene geçmesiyle zamanaşımına uğrar .Demek ki burda1 ve 10 yıl neden borçlar
kanunundaki 2 ve 10 yıllık zamanaşımı değil, eski borçlar kanununda da 1 ve 10 yıldı tbk
2012'de yürürlüğe girdi oradaki 2 ve 10 yıl bu kanuna yansıtılmamış. Önceki kanunla uygun
şimdiki kanunla uygun değil ama buna ilişkin dava açarsanız tabi ki bu hüküm özel
hükümdür burdaki hükmü uygulamak zorundasınız. Ancak ceza kanunları fiili daha uzun
müddetle zamanaşımına tabi tutmuşsa hukuk davası da ceza davası zamanaşımına tabii
olacaktır.
Bir de devletin zimmetten dolayı sorumluluğu var: Diyelim ki icra dairesi görevlileri şimdi
biraz daha zor olmakla birlikte, gerçi geçenlerde bir örneğine rastlandı bir icra müdür
yardımcısı icra dairesine yatan paralarla oynayıp 5milyon gibi bir rakamı iç etmiş .İşte bu
durumda İcra dairesine tevdi veya bu dairece tahsil olunan veya muhafaza altına alınan
paraların, ilgili memur tarafından zimmete geçirilmesi halinde, zimmete geçirilen miktar, cezai
takibat sonucu beklenmeden ve tazmin yolunda bir hükme hacet kalmaksızın hazine
tarafından derhal icra veznesine yatırılır. Devletin asıl sorumlulara rücu hakkı saklıdır.

Eğer zimmete geçirenden paranın geri alınması beklense idi 8 10 yıl sürer, yargılanacak,
ceza mahkemesi ile mahkum olacak, istinafa gidecek, temyize gidecek. dolayısıyla alacaklı
mağdur olmasın diye böyle bir hüküm getirilmiş . Devlet hemen parayı ödüyor daha sonra
ceza davası bekliyor ceza davası neticesinde hüküm kurulduğunda ,kesinleştiğinde artık
sorumluya rücu ediyor.

Evet bu hukuki sorumluluk dışında icra dairesi görevlilerinin bir de cezai sorumluluğu var c
cezai sorumlulukta icra ve İflas dairesi görevlilerinin kusurlu hareketleri suç oluşturuyorsa
eğer o halde görevliye karşı Ceza kovuşturması da yapılabilir tabi bu da memurolduğunu
unutmayalım memur suçlarının tamamının işlenmesi mümkün Bir de icra dairesi
görevlilerinin disiplin sorumluluğu var. İcra ve İflas müdür ve yardımcılarının ve diğer
görevlilerinin disiplin cezasını gerektiren fiil davranış ve durumlarından dolayı devlet
memuru kanunu uygulanır çünkü bunlar Devlet memurudur demek ki hukuki cezai ve
Disiplin sorumluluğu üçünü de bu şekilde incelemiş olduk Evet buna ilişkin Tabii özel hüküm
de var mümkün olduğunca Tabii kanunu gösterelim. 13/2 ye bakarsanız: İcra ve iflas memur
ve yardımcılarının disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerinden dolayı, haklarında Devlet
Memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanır. biçimindedir

Diğer bir organda icra mahkemesidir. İcra Mahkemesi de asıl organlar içerisindedir. yavaş
yavaş öğrenmeye başladık gördüğünüz gibi görevlerinden biri icra dairesinin yaptığı işlemleri
denetlemek başvuru halinde tabi re’sen istisnaen. gözetim ve denetim altında tutar Ama esas
itibari ile yaptığı işlemleri şikayet yoluyla kendisine yapılan başvuru yöntemi ile denetler icra
mahkemesine ilişkin hükümleri bir göz atalım: yargı örgütüne ilişkin kısımları göz atalım :

Kanun açıyorum. İcra Mahkemesi 4 maddede düzenlenmiş size de gösterelim.

İcra mahkemesi: Madde 4 – İcra ve iflâs dairelerinin muamelelerine karşı yapılan


şikâyetlerle itirazların incelenmesi (aslında en temel 2 görevi budur şikayetlerle itirazları
incelemek. Ikisini de tabii detaylı olarak öğreneceğiz dersin ana konularıdır fakat birazcık
söyledik şikayetin ne olduğunu itirazda borçluya ödeme emri gönderildikten sonra borçlu
Eğer süresi içerisinde itiraz ederse bu itirazın hükümden düşürülebilmesi için 2 tane yol var
Birisi genel mahkemelerde itirazın iptali davası açmak diğeri de icra mahkemesinden itirazın
kaldırılmasını talep etmek bu kaldırtmada da borca itirazda itirazın kesin olarak kaldırılması
imzaya itirazda ise itirazın geçici olarak kaldırılması şeklinde tezahür eder. Demek ki en
önemli iki görevi aslında şikayet ve itirazların incelenmesi.) Kim tarafından yapılıyor İcra
mahkemesi hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından
yapılır.(İcra mahkemesi bulunmayan yerlerde kanunca bu görev kime veriliyor? Asliye
Hukuk Mahkemesi hakimi İcra Mahkemesi sıfatıyla yapacak Tabii ki )İş durumunun gerekli
kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü ile Adalet
Bakanlığınca icra mahkemesinin birden fazla dairesi kurulabilir. Bu durumda icra mahkemesi
daireleri numaralandırılır. İcra mahkemesinin birden fazla dairesi bulunan yerlerde iş dağılımı
ve buna ilişkin esaslar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.

(Yani Nasıl kuruluyor mahkeme Birden fazla daire varsa yani Ankara'da 1 2 3 4 5 icra
mahkemeleri var Bunlar arasındaki ilişki iş dağılımı ilişkisidir Bu iş dağılımı HSK ca
belirlenir. BU iş dağılımına ilişkin itiraz yok biliyorsunuz. UYAP tarafından atanıyor. Fakat
icra mahkemelerinde bu birazcık değişik , Şöyle ki her yıl hangi İcra Dairesi Hangi icra
mahkemesine bağlı olacak belirlenir ona göre hangi icra dairesinin işlemi ise; Buna göre bir
işlem tesis edilir .)

Her icra mahkemesi hâkimi, kendisine Adlî Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca
dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflâs dairelerinin muamelelerine yönelik şikâyetleri ve
itirazları inceler, bu dairelerin gözetim ve denetimlerini yapar, idarî işlerine bakar.

Gördünüz gibi adli yargı adalet komisyonu dönüşümlü yapıyor bunu genellikle 3 tane icra
dairesine bir icra mahkemesine bağlar . Dolayısıyla o icra dairesinden giden işlerde ilgili icra
mahkemesine bilmiyorsanız en hangi İcra Mahkemesi ne başvuracağım diye o takdirde
dilekçeyi nasıl yazacağız ?Ankara nöbetçi icra mahkemesine diye yazacağız .Tevzihe
gittiğinde tevzihten ilgili olduğu icra mahkemesine gönderilir.

İcra yetkisini haiz sulh mahkemelerinin muamelelerine karşı vuku bulacak şikayet ve
itirazların icra mahkemesi o mahkemenin hakimidir. Buradaneden bahsediliyor izale-i şuyu
gibi durumlarda Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından satış yaptırıyor o takdirde demek ki
şikayet ve itirazları inceleme yetkisi sulh hukuk mahkemesine verilmiş .Kural olarak bizim
açımızdan önemli olan icra mahkemesidir.Şimdi icra Mahkemesi'nin görevleri ne gelecek
olursa; esas itibarı ile icra dairelerinin işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri borçlunun
yapmış olduğu itirazın hükümden düşürülmesine yönelik olarak, itirazın kaldırılması
taleplerini inceler ve bunun dışında çok sayıda görevi vardır. Onların hepsini burada sayı
tüketmek için hem çok vakit gerekir Hem de anlamlı değildir, kanunun içinde zaten dersin
devamı esnasında hangi görevleri olduğunu tek tek göreceğiz her müessesede ayrı ayrı.

Örneğin İstihkak davasını inceleyeceğiz bakacağız ki icra mahkemesinde açılıyor. İstihkak


davası ihalenin feshini inceleyeceğiz ihalenin feshi icra mahkemesinden isteniyor. Keza Bir
de büyük bir grup var icra iflas suçlarıyla ilgili. İcra Mahkemesi Hukuk Mahkemesi olduğu
gibi aynı zamanda Ceza Mahkemesidir. Uygulamada bazen icra Hukuk- icra ceza mahkemesi
ayrımı var kanunda yok. Yani küçük bir yerde bir tane İcra Mahkemesi varsa hem icra
hukukuna ilişkin işlemlere hem de icra cezya ilişkin işlemleri yapmak durumundadır. Tıpkı
ceza mahkemesi gibi hareket edip, tabi burdaki icra ceza yargılama usulüne tabiidir. İcra
iflas kanununda özel olarak düzenlenmiş. Esas itibariyle buradaki yargılama usulüne uygun
olarak Ceza Mahkemesi gibi işlev görür. Bununda ışında İcra Mahkemesi kendisine bağlı
olan icra dairesini gözetim ile denetim görevine de haizdir. Bir de istisnai hallerde danışma
görevi vardır. İcra dairesi tarafından icra mahkemesine danışılmasına ilişkin hükümler vardır
Birini önce gördük Eğer kendisi veya yakınlarının işlerini görme yasağında İcra Mahkemesine
götürüyordu icra mahkemesi ,ilgiliyi gösteriyordu. Onun dışında esas itibariyle bazı hakların
satışını nasıl yapılacağına ilişkin 121. madde var . En önemli hüküm bu aslında satışın nasıl
yapılacağına ilişkin görev aslında danışma görevidir İcra Mahkemesi de aslında bakarsanız
Medeni yargıdaki özel görevli mahkemeler den birisi ancak şuna dikkat etmemiz gerekir ; m
edeni yargıda 2 tane genel görevli mahkeme var asliye ve sulh hukuk mahkemesi olmak
üzere. 7 tane de özel görevli mahkemeler var ya makinesi de bunlardan birisi. Kadastro
Mahkemesi, Aile Mahkemesi fikri ve Sınai haklar Hukuk Mahkemesi, İş Mahkemesi, ticaret
mahkemesi, Tüketici Mahkemesi gibi.

Fakat icra hukuku alanında genel mahkeme dediğimizde diğerinde genel görevli ve özel
görevliyi kullanıyoruz yani genel görevli 2 tane özel görevli 7 tane 2 artı 7 kuralı var 9
tane mahkeme var .Fakat icra hukuku alanında 1 + 8 kuralı vardır. Yani İcra Mahkemesi
icra alanındaki özel mahkemedir ; bunun dışında genel mahkemede dava açılır dersek sadece
genel görevli mahkemeleri kastetmeyeceğiz. İcra mahkemesi dışındaki bütün özel hukuk
mahkemeleri ,genel veya özel görevli mahkemeleri kastedeceğiz. itirazın iptali davası genel
mahkemede açılır dersek İcra Mahkemesi dışındaki mahkemelerden birinde nerde açılacağını
nasıl tespit edeceğiz? Zaten genel hükümler uygulanıyor göreve ilişkin hükümler
uygulanıyor. Örneğin Asya ticaret mahkemesi görevine giriyorsa Asliye ticaret
mahkemesine buna karşılık; işçilik alacağı için icra takibi yapılmışsa iş mahkemesinde
görülmesi gerekir

İcra mahkemesinin kararlarının bir özelliği var.;sınırlı inceleme yetkisine sahip olduğu için
maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez Istisnaları vardır İhalenin feshi ve istihkak davası
neticesinde verdiği kararlar genel hükümler çerçevesinde daha geniş inceleme Yetkisi
olduğundan maddi anlamda kesin hüküm teşkil edecektir icra mahkemesinde uygulanacak
Yargılama usulü basit Yargılama usulü dur buna karşılık Tabii ki basit yargılama
uygulanmakla birlikte özel bazı hükümler de öngörülmüştür ;Örneğin şikayet yargılamasında
taraflar gelmese bile yargılamaya devam olunur dosyanın işlemden kaldırılması mümkün
değildir. HMK yı uygulasaydık taraflar gelmediğinde dosya işlemden kaldırılacaktır Bunu
biliyorsunuz 157 madde burda uygulanması mümkün değil özel hükümler var, bunuda yeri
geldiğinde öğreneceğiz .İcra Mahkemesi kararlarına karşı kanun Yollarına bakacağız şimdi
kanun yolları da özel olarak düzenlenmiş. Bu kanun yolları da önemli tabii ki özellikle
avukat olacak arkadaşlar için önemli neden süreyi kaçırırsanız hak kaybı olur.Avukata karşı
tazminat davaları ayrı avukata karşı tazminat davası açılabilir Onun için ne yapmak lazım
Avukat olduğunuzda hukuki sorumluluk mesleki sorumluluk sigortası var avukatlar için var
böyle bir sigorta sigorta yapmakta fayda var. Ne olur ne olmaz .Evet, gördüğünüz gibi icra
mahkemesi kararlarına karşı ,şunu karıştırmayalım.Bu kanunda genel mahkemelerinde
görevli olduğu durumlar vardır.Biraz önce ifade ettik itirazın iptali davasında genel
mahkemede açılır o takdirde davanın genel hükümleri , HMK ya göre kanun Yolları
belirlenecek, burda icra Mahkemesi kararlarına karşı sadece kanun yolları inceleme sahası
bulacak, Özel görevli ilk derece mahkemesi olarak İcra Mahkemesi kararlarına karşı kanun
yolları açık ancak bazı özellikler var şimdi bunları inceleyelim:Tabii bu sınıf devreye girmeden
önce eski kanun yolu hükümleri uygulanıyor. Artık Kaç Yıl Oldu 4-5 yıl 5 yıla döndü, biz
istinaftan sonraki kanun yolunu yolları sistemine inceleyeceğiz esas itibariyle .Evet . Bir de ta
tabi şunu unutmayalım. İcra Mahkemesi'nin Ceza Mahkemesi olarak verdiği kararlara karşı
kanun yolları da ayrı. Hukuk ayrı ceza ayrı düzenlenmiştir.Biz tabi daha çok hukuk
üzerinde duruyoruz özel hukukçuyuz ceza biraz daha arada kalıyor . Biz icra mahkemelerinin
hukuka ilişkin kararlarına karşı kanun yollarını detaylı olarak incelemeye geçelim. D ediğimiz
gibi İstinaf ve temyiz kanun yolları bir tek bir şu google dan bu yılki parasal sinira bakalım.
Şuna itibar edersek icra iflas kanunu 363 : İstinafSuresi tefhim veya tebliğ tarihinden
itibaren onu biliyoruz.13.740 yani hmk daki ki ile aynı değil icrada daha yüksek İstinaf
parasal sınırı ifade etmiş olalım. 13.740 TL TEMYİZ ise 78 . 360TL Yİ aşması gerekiyor; buna
karşılık genel mahkemelerde 5390 dan 5880 e çıkmış bu yıl. İcrada 13740 unun altındaki
uyuşmazlıklarda istinaf açık değil temiz sınırı yine aynı 78360 genel mahkemelerde de . İcra
Mahkemesi kararları verildiği anda kesindir bunu da unutmayalım. İstinaf kanun yolundan
başlıyoruz .Peki şu soruyu soralım yargılamanın yenilenmesi kanun yoluna başvurulabilir mi
?

X:Hocam sanırım belli başlı konularda başvurabilir diye hatırlıyorum ama emin değilim hangi
durumlar olduğundan emin değilim.

Hoca: Evet belli durumlarda başvuruluyor tersinden gidersek söylediğinizin kural olarak
başvurulamıyor. sizin söylediğiniz den bu anlaşılıyor doğruda tabii yani kural olarak
başvurulamaz belli bazı durumlarda ancak istisnaen başvurulabilir. Neden kural olarak
başvurulamaz bunu bilebilecek durumdasınız?

Y: hocam bir tahminde bulunabilir miyim kanun yoluna başvurabilmek için hükmün
kesinleşmesi veya bazı yollara başvurulmaması gerekiyordu ceza usulde hatırladığım
kadarıyla bu nedenle olabilir mi ?icra mahkemesinin kararları da kural olarak kesin değildi.

Hoca: Evet tamamen ondan yani şuna dikkat edeceğiz yargılamanın iadesi normal
başvurmanın koşulu daha önceden maddi anlamda kesinleşmiş bir hüküm olmamalı. Şeklen
kesinleşme Yetmez İcra Mahkemesi karar kesinleşmiş olabilir şeklen kesinleşme nedir
başvurulacak artık başka bir kanun yolu kalmamasıdır fakat İcra Mahkemesi kararları kural
olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden genel mahkemelere mesele
taşınabilir. genel mahkemlere taşınabileceğinden yargılamanın iadesi olması maddi anlamda
kesin hüküm müdür sihirli sözcük. Maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden İcra
Mahkemesi kararları demek ki yargılamanın iadesi yoluna başvurulamaz nedir bunun istisnası
genel hükümler çerçevesinde incelenen kanundan doğan istihkak davası ve ihalenin feshi.
Bunun neticesinde Verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder . Bunun dışında
Evet bir kere şunu ifade etmek lazım kanunda bir liste var bir katalog var. Eğer icra
Mahkemesi kararı bu katoloğa ilişkin ise bir kere istinaf yoluna başvurulamaz İstinaf yoluna
kapatılmış kanun- koyucu verildiği anda kesindir. Kataloğu Ne yapmamız lazım olabildiğince
öğrenmemiz lazım. Özellikle uygulamada karşımıza çıktığında mutlaka bu kataloğa 1 kez
daha bakıp çok hata yapılıyor. Parasal sınıra bakıyorsunuz parasal sınır tamam geçiyor ama
öte yandan bakıyorsunuz ki kataloğa giriyor kataloğa giriyorsa zaten i stinaf edilemez Eğer
test sınavı yaparsak buna ilişkin soru çıkabilir tabi ki .AĞIDAKİLERDEN HANGİSİ KESİNDİR
VEYA DEĞİLDİR ŞEKLİNDE tipik bir test sorusu için hazır materyal. Bu bağlamda icra
mahkemesince 363 maddede düzenlenenmiş size de göstereyim

İstinaf yoluna başvurma ve incelenmesi(1)(2) Madde 363- İcra mahkemesince 85 inci


maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti(Vekalet
ücretine ilişkin bir uyuşmazlığı icra mahkemesine götürdüğünüzde icra mahkemesinin verdiği
karar kesindir bunu yukarıya taşıyamıyor sunuz), 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve
bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği(haciz yaptıktan sonra eğer borçlunun gıyabında
yapılmışsa haciz, bu hacizden haberdar olabilmesi için kendisine 103 davetiyesi gönderilir ki
burada haciz tutanağı yollanmaz gelip İcra Dairesinde haciz tutanağını görebileceği bildirilir
buna 103 davetiyesi denir niye burada istinaf yolu kapanmış icra daireleri genelde borçlarda
takibi uzatmaya , sürüncemede bırakmaya uğraşırlar takibin uzamasını önlemek için.,)
yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet
takdirine ilişkin şikâyet(kıymet takdirine Ilişkin şikayet 128 a maddesi var Kıymet takdirine
şikayet borçlu veya alacaklı dediğimiz düşük veya yüksek takdir edildi ardından verilen karara
karşıi İstinaf yolu kapanmış bazen Kıymeti takdir edilen taşınmazın değeri 10 milyon oluyor
10 milyon olsa da gördüğünüz gibi istinaf kanun yolu açık değil) ihaleye katılabilmek için
teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde
satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs
idaresinin oluşturulması(iflas İdaresi icra mahkemesinde oluşturulur.), icra mahkemesinin
iflâs idaresinin işlemleri hakkında şikâyet üzerine verdiği kararlara karşı(bu da önemli iflas
idaresi işlemleri şikayete tabi buna karşı demek ki icra mahkemesinin verdiği kararlara karşı
demek ki kapalı.), iflâs idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36
ncı maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait
olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk lirasını geçmesi
şartıyla(bunlarda başvurulamıyor onun dışındakilerde de ait olduğu alacak ,hak veya malın
değeri veya miktarı 13.740 türk lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. )(burda
tabi eski meblağ yazıyor. )istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvuru süresi tefhim
veya tebliğ tarihinden itibaren on gündür.

.Dolayısıyla bir kere kataloğu öğrenmemiz lazım .O katalogdaki hallerde istinaf yoluna
başvurulamıyor o kataloğa girmiyorsa,istinaf yoluna açıksa diyeceğiz yine açık olabilmesi için
de burdaki takip konusu edilen alacak veya malın değerinin 13740 lirayı geçmiş olması
gereklidir. Hmk da istinafa başvurulabilmesi için asıl istemin kabul edilmeyen bölümünü bu
meblağ parasal sınırını geçmesi gerekiyordu burda öyle bir ibare olmadığı için asıl istemin
kabul edilmeyen bölümü değil tamamen ait olduğu alacak hak veya malın değerinin 13.740 tl
yi geçmesi yeterlidir.Asıl istemin kabul edilmeyen bölümünü uygulamıyoruz burda.

Onun dışında başvurma süresini söyledik burda 10 gün ,tefhim veya tebliğden itibaren bu
ne anlama geliyordu? Son duruşmada bulunmuşsa tefhimden itibaren yoksa ancak
tebliğden itibaren yoksa canımızın istediği gibi seçemeyiz. Tefhim edilmişse tefhiminden
itiberen edilmemişse, yüzüne karşı okunmamışsa karar o takdirde tebliğden itibaren 10
gündür .Bununla ilgili çok sayıda karar var özellikle son zamanlarda bu tefhimden
başlayabilmesi için gerekçenin söylenmesi lazım deniliyor, böyle kararlar var ama siz siz olun
şimdi icra mahkemesi tefhim etti kısa kararı gerekçeli kararı daha sonra bildirilmek üzere
yazar genellikle gerekçeli kararı tefhim etmedi ne yapacaksınız 10 gün süreniz var 10 gün
içinde gerekçeli karar da gelmezse süreyi kaçırma riskiniz var .İşte bunun için uygulamada
yargıtayda kabul ediyor ceza mahkemelerinde de aynı şey söz konusudur. Bir süre tutum
dilekçesi verilir. Bu süre tutum dilekçesi istinaf dilekçesi formatındadır. Yani içerisinde istinaf
ettiğiniz anlaşılmalı. Genellikle şöyle yazılır: istinaf dilekçesinde bulunması gereken unsurlar,
yazılır: yani davacı istinaf edilen karar , davalı vs yazılır. Bunlar hmk dan bildiğimiz
unsurlardır bunlar. Açıklama kısmına şu yazılır :Sayın mahkemenin henüz gerekçeli kararı
tarafımıza tebliğ edilmediğinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren istinaf gerekçeleri
bildirilmek üzere yani gerekçeyi sadece sorabilir .Talep sonucunda da mutlaka istinaf edildiği
dolayısıyla müvekkiliniz lehine bozulması müvekkil lehine kaldırılması talebini mutlaka
içermelidir. Daha sonradan Yargıtay 12 hukuk dairesinin şuan istikrar bulmuş bir içtihadı var
gerekçeli kararın tebliğinden itibaren deniliyor 10 gün içinde aynı süre içinde Öyle bir şey
yazmıyor kanunda Bunlar içtihattır, bunları bilmeniz gerekir gerekçeli kararın tebliğinden
itibaren süre tutup dilekçesini verdik dilekçe tebliğ edildi ondan itibaren de 10 gün tutuyor
.Bu 10 gün içerisinde istinaf sebeplerini gerekçeli karardaki gerekçeleri bildirmek
zorundasınız Eğer 10 gün içerisinde bildirmezseniz bu takdirde bildirdiğiniz İstinaf
gerekçelerini dikkate almıyorlar. Anlaşıldı mı? anlamadığınız bir yer varsa mutlaka sorun
özellikle 12 Dairesi başkanı da bunu açıkça vurguladı .Kararlar bu şekilde geliyor. yani
tebliğden itibaren 10 gün içerisinde mutlaka gerekçenin bildirilmesi gerekiyor, tefhimden
itibaren 10 gün içerisinde Demek ki süre tutum dilekçesi vereceğiz. Sadece Neyi bildirmedik
Orada İstinaf sebep ve gerekçelerini bildirilmemiştir işte bunun da tebliğden itibaren 10 gün
içinde bildirmek zorundayız Aksi takdirde bir daha ileri süremeyiz.İstinafın şu tehlikesi var
biliyorsunuz daha kanunda hüküm olmayan yerlerde HMK uygulanır istinafta sebebe bağlılık
ilkesi geçerli yani sebep dışında bildiğiniz gerekçeler dışında sadece kamu düzenine ilişkin
halleri bam inceleye biliyor; onun dışında bildirilmeyen gerekçeleri incelemez. 10 gün
içerisinde gerekçelerini bildirmezseniz incelenemeyeceğinden o takdirde başarısız olma
ihtimalimiz yüksek dikkat etmek gerekir.Burada gördüğünüz gibi genel mahkemelerde 2
haftaydı İstinaf süresi burada 10 gündür evvelden beri böyledir. Tabi burda yeknesaklık
olacak mı olmayacak mı bilmiyorum zaten ölen genel hükümlerle uyumlu Hale getirilecektir
Zira icra iflas kanunun ilk başta da söylediğim gibi en baştan yazılma muhtaçtır zaten İyice
yamalı bohçaya döndü. çok fazla problemli alan var icra iflas kanunu yeniden yazıldı. Bundan
sonra siyasi iradenin ve meclisin işi Tabii ki. ne zaman meclise gelir ne zaman meclisten
kanun olarak çıkar, Bu icra iflas kanunu tamamen yürürlükten kaldırılır yesyeni bir İcra İflas
Kanunu yürürlüğe konulacaktır . Bunu da ifade etmek lazım gördüğünüz gibi burada 10 gün
orada 2 hafta falan sürelerde yeknesaklık olması gerekir,avukatlar için de oldukça durumu
zordur buna dikkat.

Şimdi peki İcra Mahkemesi genel mahkeme kararlarıyla, bunları detaylı inceliyorum bunlar
önemli konular bunlardan sorarızda. Genel mahkeme kararlarının icrası genel mahkeme
kararları verildiğinde, yani kesinleşmeden icra edilebilir midir? Asliye hukuk , Asliye Ticaret
mahkemesinden ilamı aldınız, icra edebiliyor muyduk? ediyorduk. Kural olarak kesinleşmesi
gerekmez, değil mi, kesinleşmeden icra edilir. Mahkeme kararları kural olarak kesinleşmeden
icra edilir istisnaen nedir ?Tabii ki ilamlı icra bölümünde detaylı olarak incelemek üzere HMK
da 350 ve 363. Maddelerde HMK da asıl bu husus düzenlenmiştir .Kesinleşmeden icra
edilemez fakat tabi bunun İcra Mahkemesinden farkını görebilmek için o maddeleri de
göstereyim size; Evet,

İCRA İFLAS 03.03.2021 SES KAYDI


2. DERS

Bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay kararları 366. Madde.


İstinaf ve temyiz incelemeleri hmk ya göre yapılır, 15. Gün içinde karara bağlanır. Demekki
hüküm olmayan hallerde hmk uygulanacaktır. Yine yargıtayın icra iflas işlerine bakan hukuk
dairelerinin kararlarına karşı genel hükümlere göre direnme kararı verilebilir. Direnme
kararları hukuk genel kurulunda acele işlerden sayılır. Yargıtayın bozma kararı ya da BAM
nin kaldırma, düzelterek ya da yeniden esas hakkında icra iflas işlerinde 40. Madde hükmü
kıyasen uygulanır.
TEMYİZ
İcra mah. Vermiş olduğu kararlara karşı istinaf kararlarına karşı başvurulan kanun yoludur.
Miktar 78.360 liradır. İstinafmah temyiz edilebilir kararlarına karşı temyiz kanun yoluna
başvurulması temyiz incelemesi hmk ya tabidir. Temyiz yoluna başvurulması satıştan başka
icra takip işlemlerini durdurmaz. (İstinaf için ne söylediysek temyiz için de aynı şeyler
geçerlidir derinlemesine inmemize gerek yok dedi hocamız.)
İcra mah icra suç ve cezaları konusundaki kararlarına karşı kanun yolları:
353. maddede düzenlenmiştir. İcra mah verdiği tazyik ve disiplin hapsi kararlarına karşı
tefhim ve tebliğden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Süre tutum dilekçesinin
unutulmaması gerekir.
353. madde: İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı,
tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı
incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması
hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci
daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza
mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim
olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi
neticesinde verilen karar kesindir

İcra mahkemesinin bu Bapta yer alan suçlardan dolayı verdiği hükümlerle ilgili
olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kanun yollarına
ilişkin hükümleri uygulanır.
Yardımcı Organlar:
En başta diğer mahkemeler vardır. Genel mahkemelerde denir. Savcılar ve adalet müfettişleri
de yardımcı organlardır.
ŞİKAYET:
En çok başvuru yollarından birisidir. icra ve iflas dairelerinin icra hukukunu birinci derecede
uygulamakla görevli olduğunu biliyoruz. Bu daireler icra hukukunu uygularken kanunlara
aykırı davranmış olabilir. Şikayet icra dairelerinin icra hukukuna aykırı olan işlemlerinin
iptalini ya da düzeltilmesini sağlanması için kabul edilmiş bir başvuru yoludur. Kanun yolu
demiyoruz çünkü kanun yolu teknik bir terimdir. İstinaf temyiz ve yargılamanın iadesi için
kullanılır kanun yolu. Şikayete başvuru yolu ya da hukuki çare olarak nitelendirebiiriz.
Şikayetin konusu icra iflas dairelerinin yapmış olduğu işlemlerdir. İşlem kavramı icra takşp
işleminden daha geniş bir kapsamdadır. Yapma şeklinde ve kaçınma şeklinde de olabilir.
Şikayet konusu işlemin mutlaka icra dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. Açık atıf
varsa ancak diğer müesseselere de uygulanabilir. Konkordato tasfiye memurunda da açık atıf
vardır. Tarafın yaptığı işleme karşı şikayet olmaz. Sadece icra dairesi işlemleri ve kanunun
açıkça atıf yaptığı durumlarda şikayet edilebilir.
Şikayet sebepleri 5 tanedir. Bir artı dört kuralı vardır. Bir tanesi torba sebeptir. Dört tanesi
özel sebeptir. Şiakyetin sebebini belirlemek çok önemlidir. En önemli noktası ise süre süre
bakımındandır. İlk etapta şikayet sebebinin özel sebeplere girip girmediğine bakacağız. Eğer
girmiyorsa torba sebebi olan kanuna aykırılıktır.
Genel sebep
I. Kanuna aykırılık
Süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür.
Özel sebepler nelerdir:
I. Hadiseye uygun olmama (somut olaya uygun olmama)
Süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür.
II. Bir hakkın yerine getirilmemesi
Süre takip bitinceye kadardır. (süresiz)
III. Bir hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılması
Süre takip bitinceye kadardır. (süresiz)
IV. Kamu düzenine aykırılık
Süre takip bitinceye kadardır. (süresiz)
Hadiseye uygun olmamasında icra dairesine bir takdir yetkisi bırakılması gerekir. Ve icra
dairesi bu takdir yetkisinin somut olaya uygun kullanmamış iddiası olması gerekir.
Bir hakkın yerine getirilmemesi demek icra dairesinin yapmakla yükümlü oldukları bir şeyi
yapmamaları anlamına gelir. Örneğin takip talebi veriyorsunuz, takip talebini almak zorunda
ancak takip şartı olan halleri inceleyebilir. Örneğin taraf ehliyeti yoksa adi ortaklık adına takip
başlatılmak isteniyorsa o takip talebini reddeder. İnceleyebileceği hususlar sınırlıdır. Örneğin
takip talebini dayandığı senedin zaman aşımını inceleyemez. Dedi ki borç zaman aşımına
uğramış takibi almıyorum. Bu nedir bir hakkın yerine getirilmemesidir. Bunu itiraz süresi
içerisinde itiraz başvuru yoluyla ileri sürebiliriz.
Bir hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılması ise icra müdürünün yapması gereken bir işlemi
kanunda öngörülen sürede veyahut kanunda öngörülmemişse makul bir sürede yapmamasıdır.
Örneğin takip talebini aldıktan sonra 3 gün içinde ödeme emrini gönderir diyor. Eğer
göndermemişse bir hakkı sebepsiz yere sürüncemede bırakmış olıur. O Halde şikayet yolu ile
emri verdirmek gerekir.
Toplum düzenine aykırılık (kamu düzenine aykırılık) kanunda bahsedilmiyor. Bu aykırılık
Baki Bey Hoca tarafından getiriliyor. Daha sonra Yargıtay tarafından da kabul edilmiştir. Şu
an böyle bir şikayet nedeni vardır. Süresi takip bitinceye kadar yani süresizdir. En çok
karıştırılan sebep kanuna aykırılık kamu düzenine de aykırımıdır. Kamu düzenine aykırılıkta
şuna dikkat edeceğiz icra müdürünün yaptığı işlem neticesinde ihlal olan hak sadece muhatabı
yani borçluyu mu ilgilendiriyor yoksa kamuyu da ilgilendiriyor mu. Bunu nasıl belirleriz
getirilen düzenlemenin amacına bakarak. Örneğin kanun diyor ki alacak yabancı paraysa o
taktirde bunun türk parasına çevrilmesi gerekir diyor. Vade tarihi ya da fiili ödeme
tarihindeki türk parasına çevrilmesi gerekir. çevrilmezse kamu düzenine ilişkin bir hal olduğu
için icra müdürü bu talebi kabul etmez. Buna rağmen kabul ederse ve ödeme emrini size
yollarsa o taktirde bu ödeme emrini takibi kamu düzenine aykırılık olduğu için şikayet yolunu
kullanarak iptal ettireceğiz. Mesela ilamlı icrada öngörülmeyen hususu da talep ettiniz. Buna
genel anlamda ilama aykırılık denir. İlama aykırılıkta kamu düzenine aykırılıktır. Veya ödeme
emri usulüne uygun tebliğ edilmedi borçlunun ödeme emrinden haberi yok kapısı çalındı
haize gelindi. Bir kere haberi yok hukuki dinlenilme hakkını kullanamadı. Savunma hakkını
kullanamadı adil yargılanma hakkına aykırı bir şekilde mallarını haciz ettiriyor. Tebligat
usulsüz ise böyle bir şey olamaz haciz edilemez. Bu nedenle haczin kaldırılması için kamu
düzenine aykırılıktan dolayı şikayet eder.
Bunları kanuna aykırı mı yoksa kamu düzenine aykırı mı diye nasıl ayırt edeceğiz. Bunların
bir kısmı kolay. Gördüğünüzde kamu düzenine ait kural konulmuş kamu düzenine aykırılık,
kanuna aykırı bir kural konmuş kanuna aykırıdır diyebiliriz. Fakat öyle hususlar vardır ki gri
noktadır. Bu gri nokta için yargıtaya gidiyor orda tartışılıp karar veriliyor. Bu işin kolay yolu
içtihat bakmaktır. Uygulamada içtihat bakmadan sonuca varılmaz. Yargıtay kamu düzenine
aykırılık diyorsa kamu düzenine aykırılıktır. İcra dairelerinin kendi kendileriyle akit yapma
yasağına aykırı olarak yapılan işlemler kesin hükümsüz olur. Ancak icra hukukunda kesin
hükümsüz olsa bile kendiliğinden dosyada işlem yapılmaz hükümsüzlüğü mutlaka şikayet
yoluyla tespit ettirmek gerekir. süresiz şikayet yoluna başvurup bu işlemin iptali gerelir.
Yargılama usulüne bakacak olursa kbu bir dava değildir. Dava formatında açılır ancak icra
dairesinin geniş inceleme yetkisinin olmamasından dolayı dava niteliği görmez. Ayrıca
burada davacı ve davalı da yoktur. Şikayet eden ve şikayet olunan vardır. Şikayet eden
alacaklı olabilir borçlu olabilir bazen üçüncü kişide olabilir. Üçüncü kişiye Yargıtay çok fazla
cevaz vermemektedir. Doktrinde ifade edilir. Şikayet olunan icra dairesi olması gerekirken
yargı içtihatlarında bu kabul edilmiyor şikayet olunan takibin karşı tarafı olarak nitelendirilir.
Basit yargılama usulü uygulanır ve ivedi işlemlerden sayılır. 18. Maddenin şöyle bir özelliği
var icra mahkemesinin yargılamalarda 18. Maddeye atıf yapıldığı için basit yargılama usulü
uygulanır. Madde 18: "İcra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu
işlerde basit yargılama usulü uygulanır.”
Şikayet yazılı veya sözlü olarak yapılabilir. Artık yapılmıyor sözlü olarak. Ancak kanunda
yazdığı için nasıl? Sorusunun cevabı yazılı ve sözlü olarak yapılabilir dememiz gerekir.
Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi şikayet konusu işlemi yapan icra
dairesinin açıklma yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder.
Duruşma yapılmasını uygun görürse ilgilileri derhal duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile
gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan işlerde icra dairesi işin kendine geldiği tarihten
itibaren en geç 10 gün içinde kararını verir. Duruşmalar zorunluluk halinde 30 günü
geçmemek üzere ertelenebilir. Hmk nın basit yargılama usulünden ayrılan birkaç husus
getirilmiştir. Öncelikle icra dairesi neden böyle bir işlem yaptığını açıklaması lazım önceden
böyle bir hüküm yoktu. Mahkeme gerekli görürse icra dairesinin açıklama yapmasını
isteyebilir. Bunun haricinde dosya üzerinden de şikayet incelemesi yapabilir. Duurşma yapılıp
yapılmayacağına mahkeme kendisi karar verir. Duruşma yapılmasa bile karşı tarafa başvuru
dilekçesini tebliğ etmek zorundadır. Çok fazla zaten dosya üzerinden inceleme yapılacağı için
karşşı tarafa tebliğ edilmemiş dosya çoktur. Bunun hakkında Yargıtay kararları hatta anayasa
mahkemesi bireysel başvuru kararları bile vardır. Anyasa mahkeme bireysel başvuru kararının
bir tanesinde diyor ki karşı tarafa tebliğ edilseydi karşı taraf bu konu hakkında delil ileri
sürecekti açıklama yapacaktı hukuki dinlenilme hakkı ve adil yargılanma hakkına aykırı
davranılmıştır ve hatta bu bağlamda karşı tarafın ileri süreceği husus sonucu değiştirebilecek
nitelikte olabilirdi. Mutlaka tebligat yapılmalıdır. Duurşma yapılmasına karar verse bile hmk
dan ayrılan bir husus taraflar gelmese bile karar verilir.
Şikayetin bir özelliği daha var taraf yanlış gösterilse bile bunu incelemek zorunda. İcra
mahkemesi şikayet nedenleriyle bağlıdır. Hangi nedenden doalyı şikayet edilmişse ancak o
nedenden dolayı incelem yapar. Diğer nedenleri resen gözetemez. İstisnası kamu düzenine
aykırılıktır.
Madde 17 – Şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur,
yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.
Şiakyetin dinlenebilmesi için en başta süresinde yapılıp yapılmadığına bakılır. Şikayetin
dinlenlme neticesinde ya iptal kararı verecek ya düzeltme ya da emir verecektir. İcra dairesi
icra mahkemesi kararlarına direnemez. Uymak zorundadır. Sonuç olarak satıştan başka icra
takip işlemlerini durdurmayacağı için hemen işlmelerin yapılması gerekir.
Bir başka önemli husus ise icra hukukunda her müessesenin takipi durdurup
durdurmayacağını tespit etmek gerekir. çünkü takibin durması icra hukukunda çok fazla
önemlidir. Çok yüksek meblağ ile menfi tespit davası açıyoruz borcum yok diye ancak bir
yandan da icra işlemleri devam ediyor takibin devam etmesi demek fabrikanın mallarının
haczedilip fabrikanın durması demek olur. O yüzden çok büyük zarara girilecektir. Bu yüzden
ne zaman durdurulmasını bilmek çok önemlidir. İcra mahkemesi şikayet yoluna başvurduk bir
yandan da icra takibi devam ediyor durur mu durmaz mı madde 22 de düzenlenmişir.
İcranın durdurulması: Madde 22 – Şikayet, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı
durdurmaz.
Talep şartı yoktur. Mahkeme resen durdurma kararı da verebilir talep üzerine de verebilir.
Takibi durdurmak için Teminata ilişkin özel düzenleme bulunmadığı için teminat aranmaz.
SINAV HAKKINDA BİLGİ
Sınavda şikayetle ilgili müessese verildiği zaman mutlaka şikayet sebebi söylenmesi lazım.
Soru içerisinde küçük sorucuklar olur. Test yaparsam kitaptaki ibareleri alırım. Bir cümlenin
genetiğini değiştiririm öyle sorarım. O da çeldirici olur. Hangi yola? Nereye?(icra mah.)
nasıl?(yazılı-sözlü) neticesinde ne karar verilir dendiğinde somut olaya bakıp iptal mi gerekir
düzeltme mi emir mi. Takip etkisi nedir? Kendisi durdurmaz talep üzerine veya resen icra
mah durdurur diyeceğiz. En önemlisi ama hangi sebebe dayandığı. Onu yazmanız lazım.
Sebebini sormasam bile hangi süre içinde oldğunu sorarız.

You might also like