You are on page 1of 24

Ġcra harç ve giderleri muaf tutuyordum ama bu yıl ne yapalım, bu yıl da muaf tutalım.

Ġcra harç ve
giderleri (Paragraf 6) muaf tutuyorum. Ġcra iĢlerinde tebligatı da muaf tutuyorum (Paragraf 7).
Tebligatın bu kadar sürede anlatılması mümkün değil. Tebligat apayrı bir ders olarak dahi
anlatılabilecek geniĢlikte.

Paragraf 8’den baĢlıyoruz. Ġcra ve iflas iĢ ve iĢlemlerinde süreleri inceleyelim. Ġcra Hukuku’nun amacı
alacaklıların alacağına bir an önce kavuĢmasıdır, hatta maddi hukuk alanı ve Ġcra Hukuku/Takip
Hukuku alanı diye iki farklı alan vardır. Takip Hukuku’nda amaç mümkün olduğunca hızlı bir Ģekilde
takibi sonuçlandırmaktır, alacakların alacağa kavuĢmasıdır. O yüzden süreler kısadır fakat karmaĢıktır.
7 günlük süreler olduğu gibi -Ģikayette öğrenmiĢtiniz öğrenme tarihinden itibaren 7 gün, itirazda
itirazın tebliğinden itibaren 7 gün- 5 günlük süreler vardır (kambiyo senetlerine mahsus haciz yoludur),
3 günlük süreler vardır. Bunun dıĢında 1 aylık süre, yıllık süreler, çok değiĢik süreler var. 5 yıllık süre
var, 6 aylık süre var. Dolayısıyla süreleri karmaĢık fakat bu süreleri bilmek gerekiyor. Ġcra hukukundaki
süreler hak düĢürücüdür. Özellikle Ġcra Hukuku’nda süreleri Medeni Usul Hukuku’ndaki gibi ikiye
ayırmak lazım. Ġcra organları için konulmuĢ süreler ve ilgililer için konulmuĢ süreler. Ġlgililer için
konulmuĢ süreler hak düĢürücüdür. Ġlgililer anlaĢma yaparak bu süreyi uzatamazlar, böyle bir imkanları
yok. Süreler önemli. Uygulamada da önemli. Yarın avukat olacaksınız süreleri kaçırmanın yaptırımı
çok büyük. O nedenle kanundaki maddeleri Ģerh edeyim yine, çok daha faydalı olacaktır. Burada
süreye iliĢkin Medeni Usul Hukuku’ndaki gibi çok fazla hüküm yok. Medeni Usul Hukuku’nda çok
daha fazla hüküm vardı. Fakat burada anlatacağımız Ģeyler Medeni Usul Hukuku’ndaki gibidir. Paralel
düzenlemeler mevcuttur. Share screen yaptım.

BaĢlaması ve bitmesi : Madde 19 – (DeğiĢik: 18/2/1965-538/12 md.)


Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz.
Ay veya sene olarak tayin olunan müddetler ayın veya senenin kaçıncı günü iĢlemeye baĢlamıĢ ise
biteceği ay veya senenin aynı gününde ve müddetin biteceği ayın sonunda böyle bir gün yoksa ayın son
gününde biter.
Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takibeden günde biter.
Müddet, son günün tatil saatinde bitmiĢ sayılır.

*Madde 19/1’i okuyor. Aynen Medeni Usul Hukuku’ndaki gibi tebligatın geldiği günü hesaba
katmıyoruz, tebligattan sonraki günden baĢlamak üzere 1,2,3 diye parmak sayıp 7 günü tespit edeceğiz.

*Madde 19/2’yi okuyor. Dolayısıyla 28 Ocak’ta baĢlayan bir süre 28 ġubat’ta biter ancak 31 Ocak’ta
baĢlayan bir süre de 28 ġubat’ta biter.

*Madde 19/3’ü okuyor. Yani tatillerde, resmi tatillerde süre iĢlemeye devam eder. Sadece son günü
resmi tatile denk gelirse o takdirde ondan sonraki gün de iĢ günüyse artık süre bitecektir. Süre son
günün tatil saatinde bitmiĢ sayılır, elektronik iĢlemlerdeyse gün sonunda biter.

Müddetlerin değiĢtirilmemesi: Madde 20 – Bu kanunun tayin eylediği müddetleri değiĢtiren bütün


mukaveleler hükümsüzdür. Ancak her hangi bir müddetin geçmesinden istifade hakkı olan borçlu bu
hakkından vazgeçebilir. Bu vazgeçme üçüncü Ģahıslara tesir etmez.

*20. maddeye göre süreleri değiĢtiren sözleĢmeler geçersizdir. Bu neyi gösteriyor? Ġlgililer için konulan
süreler kesindir ve hak düĢürücüdür. Bu süre içerisinde iĢlem yapılmazsa bir daha yapılması mümkün
değildir ancak isitisnası bir sürenin geçmesinden istifade hakkı olan borçlu bu hakkından vazgeçebilir.
Bu ne demektir? Ödeme emri borçluya tebliğ ediliyor borçlunun tebliğden itibaren 7 gün içerisinde
itiraz hakkı var. 7 gün içinde itiraz etmezse takip kesinleĢir ancak bu 7 gün beklendikten sonra haciz
istenebilir. Ancak borçlu 3.gün icra dairesine gelir ve böyle bir borcu olduğunu ikrar ederse -tutanağa
yazılıyor tabii ki bunlar, bunları öğrnedik ve imza ediliyor- bu takdirde artık 3.gün ikrar ettiğinden
itibaren haciz istenebilir. Gördüğünüz gibi sürenin geçmesinde, 7 günün geçmesinden istifade hakkı
olan borçlu bu hakkından bu suretle vazgeçmiĢ olmaktadır.

Cebri İcra Organları İçin Konulan Süreler: Hak düĢürücü nitelikte değildir. Bu süreden sonra
usulüne uygun yapmıĢ oldukları iĢlemler de geçerlidir. Bunlar düzen süreleridir. ĠĢlemlerin düzenli bir
Ģekilde yürütülmesi için konulmuĢ sürelerdir ancak iĢ yoğunluğundan gecikme olursa bundan dolayı
hak düĢürücü niteliği yoktur. ġuna dikkat edeceğiz bu 3 gün içerisinde ödeme emri gönderiliyor, 3 gün
değil 2 ay geçti ödeme emri gitmiyorsa ne yapmak lazım? ġikayette bulunulması lazım. Eğer
gönderilmiyorsa hangi sebeple açalım? Bir hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı
süresiz olarak Ģikayette bulunmak suretiyle. Neticede Ġcra Mahkemesi’nde karar verilecek.

Soru: Hocam burada hukuka aykırı bir Ģey yapmıyor mu? Yapması gerekeni yapmıyor.

Cevap: Geçen hafta anlattık. Aslına bakarsanız geniĢ anlamda o 5 sebebin tamamı kanuna aykırı. 4
tanesi özel sebep, bu özel sebeplerden birine giriyorsa kanuna aykırılık sebeplerine dayanmıyorduk.

Ödeme emrinin gönderilmemesi tipik bir bir hakkın sürüncemede bırıkılmasıdır dolayısıyla süresiz
Ģikayete tabidir. Ara ara bu tür sorular soruyorum hem zihninizi yenileyin hem çalıĢtığınız hususları bir
kez daha zihninize çağırın hem de pekiĢsin diye.

Evet sürelerin nasıl baĢlayacağını gördük. ġuna dikkat edeceğiz elektronik yolla tebligat var artık o da
hayatımıza girdi duymuĢsunuzdur hatta Yargıtay dairelerinden biri yanlıĢ karar verdi geçenlerde sonra
sehven böyle karar verdik falan dedi sonra birçok kararla perçinlendi. Elektronik yolla yapılan
tebligarlarda tebligat muhatabın elektronik adresine ulaĢtığı tarihi izleyen 5.günün sonunda yapılmıĢ
sayılır. Dolayısıyla süre o tarihten baĢlar. Elektronik tebligat yapılmıĢ ulaĢtığı tarihi izleyen 5.günü
sayacağız, o tarihte yapılmıĢ sayılacak. Sürenin baĢlangıcı olur sonuysa artık 7 gün mü 1 ay mı buna
göre tayin edeceksiniz. Buna karĢılık bazen idari tatiller oluyor, resmi tatil bu sürelerin hesabına dikkat
edilmez dedik ama bazen iĢte Kurban Bayramı dolayısıyla yarım gün kalıyor, arifeden önce de bir gün
oluyor. Mesela pazartesi, pazartesiyle CumhurbaĢkanlığı hükümeti idari izinli sayıyor hafta tam olsun
turizmciler de bayram yapsın diye. Bayramda bayram oluyor tabii ki bayramda tatile giderseniz çok
kalabalık oluyor her yer fakat turizmin de canlanması lazım. ĠĢte bu idari tatiller sürenin hesabında
dikkate alınır, alınmaz değil. Yani onlar daha çok memurlar için, siz avukat olarak dikkat edeceksiniz.
Ġdari tatil varsa bir Ģekilde gitmeyeceksiniz veya iĢleminizi önceden bitirip göndereceksiniz.

Bu covidle ilgili düzenlemeler var ama bunlar detaylı. Ġhtiyacınız olduğunda ilgili yerlerden o 7226 s.
kanunun geçici 1.maddesi var özellikle sürelerin durmasına iliĢkin bir hüküm var orada. Belli tarihler
arasında süre duruyor. DüĢmüyor, duruyor. Dolayısıyla o kadar süreyi durdurduktan sonra yeniden
süreyi iĢletiyoruz. BaĢta da iĢte toplam süreden o kadar süreyi çıkarabiliriz.
Yine icra iflas iĢlerinde adli tatil hükümleri uygulanmaz. Bir kere icra daireleri mahkeme niteliğinde
değildir. Kaldı ki icra mahkemesinde de uygulanmıyor zaten, o da netice itibariyle basit yargılama
usulü uyguluyor. Özellikle HMK’da diğer kanunlarda ivedi olduğu belirtilen iĢler bakımından adli tatil
hükümleri uygulanmaz demek suretiyle bu ĠĠK’daki hükümler ivedidir, dolayısıyla adli tatil hükümleri
uygulanmayacaktır.

Sürelerin baĢlanmasına iliĢkin genel bir hüküm HMK’daki gibi yok. Bu nedenle ne yapacağız her biri
süre ne zaman baĢlayacak mahsus/özel hükmü çok iyi bir Ģekilde öğreneceğiz, kaçırmayacağız. Nden
itibaren 7 gündür fakat Ģuna dikkat edelim herhangi bir tebliğ varsa artık tebliğden sonra öğrendiği
iddiası dinlenmez. En geç tebliğle birlikte öğrendiği varsayılır. Hatta Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin
içtihatları var bu öğrenmeyle ilgili. Herhangi bir Ģekilde örneğin vekil olarak UYAP’tan dosyaya
girdiniz veya bir talep yolladınız baĢka bir hususta bu takdirde diyor ki dosyaya bir Ģekilde girdiyseniz
ve bir talep yollamıĢsınız, en geç o tarih itibariyle öğrendiğinizi varsayarım diyor. Yani tutup hayatın
olağan akıĢı çerçevesinde dosyaya giren bir vekilin dosyayı incelemesi gerekir, dolayısıyla öğrenmesi
gereken baĢka bir husus varsa onu da öğrendiğini varsayarım diyor. Bu konuda içtihatlara da hakim
olmanız lazım o Ģu an yapabileceğiniz bir Ģey değil. ġu an temel öğreneceksiniz ama bunun geçerli
olmadığını da biliniz. Her bir somut olayda sürekli içtihat bakacaksınız tıpkı bizim yaptığımız gibi.

Öğrenme tarihinden baĢka süreler tefhim veya tebliğ tarihinden baĢlar ama unutmayalım elektronik
tebligatta tebligatın ulaĢtığı günü izleyen 5.günün sonunda tebligat yapılmıĢ sayılır, süre o tarihten
itibaren baĢlar.

Yine ilgililer için öngörülen sürelerin kaçırılması halinde HMK’da olduğu gibi genel bir eski hale
getirme hükmü bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu da tartıĢmalı bir husus. Eski hale getirme hükümleri
burada uygulanacak mı uygulanmayacak mı? Burada genel kabulü söyleyeyim: Ġtiraz bakımından eski
hale getirmenin özel bir türü olan gecikmiĢ itiraz düzenlenmiĢ aynı arzu ve ihtiyar dıĢında sürenin
kaçırılması halinde gecikmiĢ itirazda bulunulabiliyor. Dolayısıyla doktrinde genellikle deniliyor ki
gecikmiĢ itiraz düzenlenmek suretiyle bu sürenin kaçırılması halinde arzu ve ihtiyar dıĢında özel
düzenleme var dolayısıyla HMK’daki düzenlemeyi kıyasen uygulayamayız, eğer uygulanacak olsaydı
gecikmiĢ itiraz düzenlenmemiĢ olurdu deniyor. Dolayısıyla Ģikayete bunu sirayet ettirirsek Ģikayet
süresi kaçırılırsa hiçbir surette ağır hastalıkta dahi eski hale getirme hükmünü uygulamanız mümkün
değil, süre kaçtı.

ġimdi tatiller ve ertelemeler bahsine geçiyorum. Bir kere bunun için yine share screen yapayım ben.
Tatiller ve talikler. Bir icra tatilleri var bir de talik yani erteleme anlamında. Aslında erteleme talik
anlamına geldiği gibi tecil, tehir onlar da erteleme. Erteleme aslında 3 tane kelimenin karĢılığı, bununla
birlikte kitabınızın yazarları erteleme demiĢ erteleme de kullanabilirsiniz talik de kullanabilirsiniz.
ġimdi tatillere bakalım.

III. TATĠLLER VE TALĠKLER


Tatiller:
1 – Bütün borçlular hakkında:
Madde 51 – (DeğiĢik: 18/2/1965-538/24 md.)
GüneĢin batmasından bir saat sonra ile güneĢin doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece
vakti) ve tatil günlerinde takip muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iĢ görülen yerlerde gece vakti
hasılat haczi mümkündür. Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de
alınabilir. Borçlunun mal kaçırdığı anlaĢılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir.
Bir borçlu hakkında kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiĢ veya konkordato için
mühlet verilmiĢ ise, o borçluya karĢı takip muamelesi yapılamaz.

*Madde 51okuyor. Kanunda tatil gün ve saatleri sayılmıĢ. Bakın bir kere gece vaktinin tanımı kanunda
var. Hangi kanunda derseniz ĠĠK’da. Eğer biri sorarsa gece vakti nedir gece vakti bile tanımlı. GüneĢin
batmasından 1 saat sonra güneĢin doğmasından 1 sat önceye kadarki devre. Tabii gece mevsimsel
olarak değiĢiyor. Tatil günleri daha kolay. Tatil günleri özel bir kanun var değil mi resmi tatil günlerine
iliĢkin bir kanun var. Bu kanuna göre belirliyoruz. ĠĢte bu gece vakti ve tatil günlerinde takip iĢlemi
veya diğer adı icra takip iĢlemleri yapılamaz. Dolayısıyla Ģimdi takip iĢlemi kavramını öğrenmeniz
gerekir. Ġcra takip iĢlemleri nelerdir bunu öğrenmeniz gerekir.

Herhangi bir icra iĢlemi, icra takip iĢlemi değildir. Bir iĢlemin icra takip iĢlemi olabilmesi için 3 tane
özelliği bir arada taĢıması gerekir. Burada Ģu ayrımı da yapmak lazım buradaki takip iĢleminden kasıt.
Takip iĢlemi diye ikiye ayırabiliriz taraf iĢlemleri ve icra dairesinin yaptığı iĢlemler icra iĢlemleri
bağlamında. ġikayet yoluyla düzeltilmesini istediğimiz iĢlem sadece icra iĢlemiydi. Ġcra takip iĢlemi
bunun bir alt koludur, daha dardır icra iĢlemine göre. Bir iĢlemin icra takip iĢlemi olması için Ģu 3
özelliği taĢıması gerekir: Bir kere icra organınca yapılmalıdır, ikinci olarak borçluya karĢı yapılmıĢ
olmalıdır ve borçlunun takipteki konumunu olumsuz etkileyebilecek nitelikte olmalıdır, üçüncü olarak
da cebri icranın ilerlemesini sağlayıcı nitelikte olmalıdır. Cebri icranın safhaları var(Takip talebi,
ödeme emri, haciz, paraya çevirme ve parayı paylaĢma). Yapılan iĢlem bir sonraki aĢamaya
geçilebilecek, takibi ilerletecek nitelikte olmalıdır. ġimdi bakalım. Takip talebi, icra takibini ben
baĢlatıyorum takip talebini verdim. Takip talebinden sonra icra dairesi ödeme emri gönderecek. Takip
talebi icra takip iĢlemi midir? Bir kere ne dedik belirleyici koĢul icra organı tarafından yapılmıĢ olması
dedik. Takip talebiniyse alacaklı taraf yapıyor dolayısıyla birinci koĢuldan dolayı icra takip iĢlemi
değildir. Peki devam edelim ödeme emri icra takip iĢlemi midir? Bakıyoruz evet. Birinci koĢula
bakalım diğer koĢullara daha bakmıyoruz. Ġcra organı tarafından mı yapılmıĢtır? Evet icra organı yaptı.
O zaman ikinci koĢula geçelim. Borçluya karĢı mı yapılmıĢ ve borçlunun malvarlıksal haklarını
olumsuz etkileyecek nitelikte mi? Evet çünkü ödeme emriyle ne deniyor hem borçluya karĢı yapılmıĢ
hem de deniyor ki Ģu kadar borcu öde yani malvarlığının aktifindeki bazı Ģeyleri ver. Malvarlığı
haklarına iliĢkin olarak borçluyu olumsuz etkileyecek nitelikte. Tabii bu olumsuzluk meĢru bir
olusuzluktur yoksa illegal/gayrimeĢru bir olumsuzluk değil. Takibin ilerlemesini sağlayacak nitelikte
mi? Evet, ödeme emri yollanıyor ondan sonra 7 gün içinde öde ödemediğin takdirde zaten 7 gün içinde
itiraz da edebilirsin itiraz da etmezsen takip kesinleĢecek malvarlığına haciz konacak. Yani ödeme
emrinden sonraki haciz aĢamasına geçmeye elveriĢli dolayısıyla bir icra takibindeki ilk icra takip iĢlemi
ödeme emridir bunu unutmayın. Bu 3 kriteri herhangi bir iĢleme uygularsanız bu takdirde icra takip
iĢlemi olup olmadığı sonucuna varabilirsiniz. Bu nedenle ödeme emri ve icra emri tebliği, itirazın
kaldırılması, bütün haciz iĢlemleri, bütün paraya çevirme iĢlemleri, borçluya süre verilmesi ve depo
kararı verilmesi birer icra takip iĢlemidir. Buna karĢılık alacaklının takip talebinde bulunması, haciz
talebinde satıĢ talebinde bulunması bir kere icra organı tarafından yapılmıyor doğrudan doğruya
elimine ediyoruz icra takip iĢlemi değil, taraf icra iĢlemidir. Ġcra iĢlemiyle icra takip iĢlemini ayırmaya
çalıĢıyoruz. Hacizli veya rehinli malın idaresine yönelik iĢlemler, muhafaza tedbirleri, tebligat, tapuya
ihbar, alacaklıya geçici veya kesin ödeme yapılması, taĢınır teslimine iliĢkin ilamın gereğince malın
teslim edilmesi, harç ve masrafların yatırılmasının istenmesi, ilamsız takibe yapılan itirazın veya ititraz
edilmediğinin alacaklıya tebliği, uygulamaya elveriĢli imzaların celbi gibi iĢlemler, alacaklıya haciz
belgesi verilmesi, ihtiyati haciz kararı, takibe yön ve Ģekil veren iĢlemler değil gördüğünüz gibi. Ġhtiyati
haciz önemli Ģöyle ki icra takip iĢlemiyle beraber neden önemli bu? Ġki bakımdan önemli. Ġlki icra takip
iĢlemiyle zamanaĢımı kesilir, herhangi bir iĢlemle değil çünkü TBK’nın 157. maddesi “Bir dava veya
def’i yoluyla kesilmiĢ olan zamanaĢımı, dava süresince tarafların yargılamaya iliĢkin her iĢleminden
veya hâkimin her kararından sonra yeniden iĢlemeye baĢlar. ZamanaĢımı, icra takibiyle kesilmiĢse,
alacağın takibine iliĢkin her iĢlemden sonra yeniden iĢlemeye baĢlar” Ģeklinde. ZamanaĢımının kesilip
yeniden iĢlemesine sebep olan iĢlemler icra takip iĢlemidir. Yani takip talebiyle evet zamanaĢımı kesilir
ama baĢladıktan sonra her icra takip iĢlemiyle zamanaĢımı yeniden kesilir. Aslında her icra takip kesilip
yeniden baĢlar dolayısıyla icra takip iĢlemi zamanaĢımı bakımından önemlidir bu nedenle ihtiyati haciz
bakımından zamanaĢımı kesilmesi söz konusu olmaz çünkü icra takip iĢlemi kabul etmiyoruz. Ġcra
takip iĢlemini son zamanlarda yargı içtihatlarında çok geçiyor onu söyleyeyim bilmeniz gereken
kavramlardan biri. Ġkinci olarak da gece vakti ve tatil ve erteleme süreleri için de kural olarak hiçbir
icra takip iĢlemi de yapılamaz ama kural olarak diyoruz tabii ki. Ġstisnaları neler? Demek ki gece vakti
tatil günlerinde bir ve biraz sonra öğreneceğimiz erteleme hallerinde icra takip iĢlemi yapılama.
Gecenin istisnası: Ancak, gece iĢ görülen yerlerde gece vakti hasılat haczi mümkündür. Bazı yerler
sadece gece çalıĢıyor. Gece kulüpleri, dancing, pavyon gibi yerler var bu yerlerde sadece gece
çalıĢıldığı için buna istisna getirilmiĢ bu da hasılat haczi. Hasılat haczi nedir? Ġcra memuru kasanın
yanına oturuyor gelen tahsilatların tamamını kasadan alıyor buna hasılat haczi diyoruz. Buna karĢılık
kredi kartıyla çekiliyorsa orada hemen tahsilat yapılamaz o ancak 89 Haciz Ġhbarnamesiyle alınabilir,
onu sonra anlatacağız. Yine tatil günlerinde de haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri
de alınabilir yani cumartesi günü haciz yapılabilir, tebligat yapılabilir. Muhafaza tedbiri de haczin bir
sonraki aĢamasıdır, haczedilen malın borçlunun elinden alınarak bir yediemin deposuna bırakılması
gibi. Evet Ģimdi gece vakti ve tatili bitirdik.

ġimdi erteleme hallerini sayalım. Bir kere borçlunun kanunda sayılan yakınlarından birinin ölümü 52.
madde. Yakınlardan birinin ölümü 52. maddede düzenlenmiĢ, borçlunun ölümü 53. maddede
düzenlenmiĢtir.

2 – Borçlunun ailesinden birinin ölümü halinde:


Madde 52 – Karısı yahut kocası ve kan ve sıhriyet itibariyle usul veya füruundan birisi ölen bir borçlu
aleyhindeki takip, ölüm günü ile beraber üç gün için talik olunur.

*Madde 52’yi okuyor. Bu 3 gün içerisinde icra takip iĢlemleri yapılamaz. Gördüğünüz gibi eĢ, kan veya
kayın hısımlığı olarak altsoy ve üstsoy. Yansoy hiç sayılmamıĢ. Dolayısıyla kardeĢ var mı? Yok.

3 – Terekenin borçlarında:

Madde 53 – Terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır.
Mirasçı mirası kabul veya reddetmemiĢse bu hususta Kanunu Medenide muayyen müddetler geçinceye
kadar takip geri kalır.
Ġcra takibi sırasında borçlu öldüğünde tereke henüz taksim edilmemiĢ veya resmi tasfiyeye tabi
tutulmamıĢ yahut mirasçılar arasında aile Ģirketi tesis olunmamıĢsa borçlu hayatta olsaydı hangi usul
tatbik olunacak idi ise terekeye karĢı ona göre takip devam eder.
Bu takibin mirasçıya karĢı devam edebilmesi ancak rehinin paraya çevrilmesi veya haciz yollariyle
kabildir
*Madde 53’ü okuyor. Ġcra takibi baĢladıktan sonra borçlunun ölümü halinde icra takibine etkisi
düzenlenmiĢ. Mirasın reddi için muayyen müddet ne kadar? 3 ay. Mirasçı açık bir irade beyanıyla
mirası kabul veya reddetmemiĢse o takdirde 3 ay icra takibi geri bırakılır, ertelenir.

4 – Tutukluluk ve hükümlülük halinde:


Madde 54 – (DeğiĢik: 18/2/1965-538/25 md.)
Mümessili olmıyan bir tutuklu veya hükümlü aleyhine takipte, mümessil tayini vesayet makamına ait
olmadıkça, icra memuru bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu
sürenin bitmesine bırakır. Bu mühlet içinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmiyen tutuklu veya
hükümlü hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.

*Madde 54’ü okuyor(Borçlunun tutuklu veya hükümlü olması). Bazı hallerde Sulh Hukuk
Mahkemesince vasi tayini gerekiyor. Bu da borçlu 1 yıl veya daha fazla özgürlüğü kısıtlayıcı cezaya
mahkumiyet dolayısıyla hapsedilmiĢse icra müdürü hükümlüye bir vasi tayin edilmesini vesayet
makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi’nden isteyecek. Sulh Hukuk Mahkemesince vasi tayin edilinceye
kadar hükümlü borçluya karĢı baĢlamıĢ olan icra takibi durur. Vasi tayin edilince icra takibi vasiye karĢı
devam eder. Buna karĢılık borçlu tutukluysa veya hükümlü olup da cezası 1 yıldan azsa bu takdirde icra
müdürü borçluya kendisine temsilci tayin etmesi için uygun süre verecek, kanundan ötürü bu süre
içerisinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmezse tutuklu ve hükümlü hakkında takibe devam
olunur, bildirmiĢse bu temsilciye karĢı devam olunacaktır. Ġcra dairesinin temsilci tayini için tutuklu,
hükümlü ya da borçluya gereken süreyi vermemiĢ olması veya bu süreyi somut olay bakımından yanlıĢ
takdir etmesi halinde Ģikayet sebebidir. Bir hakkın yerine getirilmemesi veya yanlıĢ takdir etmiĢse
hadiseye aykırılık olup bundan dolayı borçlunun Ģikayet hakkı vardır. Burada dikkat edilmesi gereken
bir husus eğer mal kaçırma ihtimali varsa bu müddet içinde de haciz yapılabilir.

51. maddeye bir daha dönelim.

1 – Bütün borçlular hakkında:


Madde 51 – (DeğiĢik: 18/2/1965-538/24 md.)
GüneĢin batmasından bir saat sonra ile güneĢin doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece
vakti) ve tatil günlerinde takip muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iĢ görülen yerlerde gece vakti
hasılat haczi mümkündür. Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de
alınabilir. Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir.
Bir borçlu hakkında kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato için
mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.

*Madde 51/2’yi okuyor. Konkordatoda da icra takip iĢlemi yapılamayacaktır.

*Madde 51/1’i okuyor. Yine bakın borçlunun mal kaçırdığı anlaĢılırsa gece vakti dahi haciz yapılması
caizdir.

ġimdi gece vakti hangi hallerde haciz yapılabilir test sınavlarının klasik sorusudur. Bir kere mal
kaçırma ihtimali varsa hangi hallerde haciz yapılabilir? 1)Gece vakti haciz yapılabilir. Bakın borçlunun
ailesininden birinin ölümünde yok, terekenin borçlarında yok. 2)Tutukluluk ve hükümlülük hallerinde
mal kaçırması ihtimali olan hallerde 2.fıkrada bu mühlet içinde haciz yapılabilir (ĠĠK md.54/2).
3)Askerlik halinde yine mal kaçırma ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir (ĠĠK
md.54/1). 4)Borçlunun ağır hastalığında da mal kaçırılması ihtimal olan hallerde hastalığın sırasında da
haciz yapılabilir (ĠĠK md.55/2). Gördüğünüz gibi bir tek nerede yapılamıyor? Borçlunun yakınlarından
birinin veya borçlunun ölmesi halinde yapılamıyor. Buna da dikkat etmenizi tavsiye ederim.

5 – Askerlik halinde:
Madde 54/a – (Ek – 18/2/1965-538/26 md.)
Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaĢılar ve kıta çavuĢları (Uzman veya uzatmalı çavuĢ
ve onbaĢılar hariç) aleyhine takipte, icra memuru, bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir
mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tayin edip icra dairesine
bildirmiyenler hakkında takibe devam olunur.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir

6 – Borçlunun ağır hastalığı halinde:


Madde 55 – (DeğiĢik: 18/2/1965-538/27 md.)
Takip borçlunun mümessil tayin edemiyecek derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için
icra memurluğunca talik olunabilir. Ağır hastalığın resmi belge ile tahakkuku lazımdır.
Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir.

Bir de özel erteleme halleri var. Bunlar Ġcra Ġflas Kanunu’nun 317 ve 330. maddeleri arasında
düzenlenmiĢ. Yine konkordato mühleti verilmesi, sermaye Ģirketleri ile kooperatiflerin uzlaĢma yoluyla
yeniden yapılandırılması halleri var. Bu hallerde de demek ki icra takip iĢlemleri yapılamıyor.

Tatilin ve ertelemenin sürelere etkisi nasıl olacak? Ona bakın 56. maddede.

Talikın müddetlerin cereyanına tesiri:


Madde 56 – (DeğiĢik: 18/2/1965-538/28 md.)
Takip talikleri esnasında müddetlerin cerayanı durmaz. Müddetin nihayeti bir talik gününe rastlarsa
müddet talikin bitiminden sonra bir gün daha uzatlır.

*Madde 56’yı okuyor.

ġimdi icra takibinin taraflarına geçtik.

İcra Takibinin Tarafları: Taraflar alacaklı ve borçlu. Bunlar maddi hukuk bakımından kullandığımız
terimler değil bilakis sıfat olarak kullandığımız kelimeler. Gerçekten alacaklı kiĢi alacaklı mı borçlu
kiĢi borçlu mu ne zaman belli olacak? Takip devam ederken bu belli olacak. Ġcra takibinin tarafları
diyince alacaklı ve borçludan bahsediyoruz. Aynı Medeni Usul Hukuku’nda taraflara iliĢkin olarak
sorduğumuz soruların aynıları burada da söz konusu (taraf ehliyeti, takip ehliyeti ve takip yetkisi ve
sıfat/husumet).

ġimdi bu tarafa iliĢkin hususları inceleyelim. Taraf ehliyeti ve takip ehliyeti tıpkı Medeni Usul
Hukuku’nda olduğu gibi takip Ģartıdır. Medeni Usul Hukuku’nda dava açarsın diyorduk burada da
takip Ģartıdır. Takip Ģartı olan Ģeylerin özelliği nedir? Ġcra müdürünce re’sen gözetilir. Aslında Ġcra
Hukuku’nda re’sen gözetilen Ģey sayısı daha azdır, bu da o istisnalardan biridir. Demek ki taraf ehliyeti
ve takip ehliyetinin re’sen gözetilmesi gerekiyor.

Taraf ehliyeti nedir? Aslında Medeni Usul’de söylediğimizin aynısı. Gerçek kiĢiler ve tüzel kiĢiler
bakımından ayırırsak taraf ehliyeti tam ve sağ doğumla baĢlıyor, ceninin hukuki durumu var, ölümle
birlikte de taraf ehliyeti sona eriyor. Hak ehliyetinin Medeni Usul Hukuku’nda büründüğü biçimi taraf
ehliyeti, Takip Hukuku’nda büründüğü biçimi yine taraf ehliyeti. Fiil ehliyetinin Medeni Usul
Hukuku’nda büründüğü biçimi dava ehliyeti, Takip Hukuku’nda büründüğü biçimi takip ehliyeti. Bu
taraf ehliyeti demek ki takip Ģartlarından olup icra müdürü tarafından re’sen gözetilmesi gereken
husustur. Dolayısıyla taraf ehliyeti olmayan kiĢi tarafından veya taraf ehliyeti olmayan kiĢiye karĢı
takip baĢlatılmıĢ olması halinde bu icra müdürünün kural olarak bu takibi kabul etmemesi lazım. Kabul
etmiĢse bile takip Ģartına aykırılık söz konusu olduğundan kamu düzenine aykırılıktan süresiz Ģikayet
söz konusudur. Bu bağlamda yalnızca gerçek kiĢi ve tüzel kiĢilerin taraf ehliyeti vardır. Tüzel kiĢiliği
bulunmayan toplulukların, topluluk olarak taraf ehliyeti yoktur. Medeni Usul Hukuku’nda bunları daha
ayrıntılı anlatıyordum burada özetle geçeceğim. Adi ortaklık, donatma iĢtiraki ve miras ortaklığının
tüzel kiĢiliği yoktur, tüzel kiĢiliği olmadığı için topluluk olarak bir taraf ehliyeti yok. Ne olması lazım?
Miras ortaklarının alacaklı olması halinde durum basit. Miras ortaklığı adına takip yapılamaz. Kim
adına yapılacak? Miras ortaklığında elbirliği mülkiyet vardır. Miras ortaklığı tereke dediğimiz Ģey.
Terekedeki mallar üzerinde bütün mirasçılar yani ortaklar elbirliği halinde malik olduklarından hep
birlikte takip yapmak zorundalar. Buna zorunlu/mecburi takip arkadaĢlığı denir. Miras ortaklığına bir
temsilci atanmıĢsa bu takdirde icra takibinin tereke temsilcisi tarafından da yapılması mümkün.
Alacaklı eğer icra takibi devam ederken ölür ve takip konusu ölenin mirasçılarını ilgilendiren bir
takipse bu takdirde icra takibine alacaklının mirasçılarının hepsi tarafından mecburi takip arkadaĢı
olarak birlikte devam edilmek zorundadır. ÖlmüĢ bir kiĢinin taraf ehliyeti olmadığından artık ölmüĢ
kiĢi adına takip baĢlatılamaz veya kiĢi takip sırasında ölürse o takdirde onun adına devam edilemez.
Mutlaka mirasçıların teĢvik edilmesi lazım. ÖlmüĢ kiĢi adına icra takibi yapılamaz, HMK m.124
burada uygulanamaz(Tarafta iradi değiĢiklik çünkü, atıf yok). Fakat Yargıtay’ın değiĢik kararları var.
Bir kararında eğer temsilcide yanılma varsa HMK m.124’ü çok istisnai hallerde kıyasen uygulamıĢ.
Tamamen uygulanamaz diyip önünü kapatmayalım, kıyasen uygulamıĢ olduğu kararlar var. Miras
ortaklığının borçlu olması durumunda, borçlunun sağlığında baĢlanmıĢsa ve yeni yapılacak icra takibi
bakımından ayrı ayrı incelemek lazım. Bir borçlunun sağlığında borçluya karĢı baĢlatılmıĢ daha sonra
borçlu ölmüĢ, bir de miras ortaklığına karĢı yapılacak takip. Eğer borçlu icra takibi sırasında ölürse
burada özel hüküm var ona dikkat edelim (ĠĠK md.53/2).

ĠĠK md.53/2:“Ġcra takibi sırasında borçlu öldüğünde tereke henüz taksim edilmemiĢ veya resmi
tasfiyeye tabi tutulmamıĢ yahut mirasçılar arasında aile Ģirketi tesis olunmamıĢsa borçlu hayatta olsaydı
hangi usul tatbik olunacak idi ise terekeye karĢı ona göre takip devam eder.”

*Takiplere bu Ģekilde devam edilebilmesi için demek ki terekenin taksim edilmemiĢ, resmi tasfiyeye
tabi tutulmamıĢ yahut mirasçılar arasında aile Ģirketi tesis edilmemiĢ olması gerekir.

Miras ortaklarının tüzel kiĢiliği olmadığından icra takibine kural olarak ya bütün mirasçılara karĢı ya da
tereke temsilcisine karĢı devam edilir. Ölümden sonra demek ki HMK m.124’e konu olmaksızın bu
hükümden dolayı mirasçılara karĢı devam edilebilir. Alacaklı icra takibini mirasçıların hepsine karĢı
veya birkaçına karĢı devam ettirebilir çünkü mirasçılar müteselsil sorumludur(para alacağı olduğundan
müteselsil sorumluluk ilkeleri gereği devam edilebilir). Ancak yine ĠĠK md.53’ün son fıkrası gereği:
“Bu takibin mirasçıya karĢı devam edebilmesi ancak rehinin paraya çevrilmesi veya haciz yollarıyla
kabildir”. Peki borçlunun sağlığında baĢlamıĢ olan icra takipleri gerek tereke gerek mirasçılara karĢı
devam edilebilmesi için 3 günlük erteleme süresi, mirasın kabulü için bahsedilen o 3 aylık erteleme
sürelerine de riayet edilmesi gerekir. Gördüğünüz gibi gerçek kiĢilerin kiĢiliği ve bulunan hak ehliyeti
ölümle son bulduğundan taraf ehliyeti yok. Dolayısıyla borçlu öldükten sonra onun aleyhine takip
yapılamaz ancak ne yapılabilir? Terekeye karĢı miras ortaklığının tüzel kiĢiliği olmadığından
mirasçılarına takip yapılması gerekir. Yine bir içtihadı birleĢtirme kararına göre -1978 tarihli- ölmüĢ
kiĢiye karĢı icra takibi yapılmıĢsa, borçlunun takipten önce ölmüĢ olduğunun anlaĢılması üzerine bu
takibin ona, terekesine veya mirasçılarına karĢı devam edilemez. Ne yapılması lazım? Ayrı bir takip
yapılması lazım. Burada HMK’nın 124. maddesini de uygulayamayacağımız için böyle bir takibe
devam etmek mümkün değildir.

ġimdi gelelim takip ehliyetine ve takip yetkisine. Takip yetkisi, dava takip yetkisinin karĢılığı. Her ikisi
de takip Ģartıydı Medeni Usul Hukuku’nda. Takip ehliyeti, dava ehliyetinin karĢılığı dolayısıyla fiil
ehliyetinin devamı niteliğinde.

Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kiĢiler takip ehliyetine sahip. Fiil ehliyetine sahip
olabilmek için de ayırt etme gücüne sahip olmak lazım, ergin olmak lazım ve kısıtlı bulunmamak
gerekiyor. Sınırlı takip ehliyetine sahip olanlar iĢte küçüğe bir meslek ve sanatla uğraĢmasına izin
vermiĢse onunla sınırlı olarak hukuki iĢlem yapabildiği hallerde takip de yapılabilecektir. Bir de takip
ehliyeti olmayanlar var. Demek ki tam takip ehliyeti olanlar, sınırlı takip ehliyeti olanlar ve takip
ehliyeti olmayanlar var. Takip ehliyeti olmayanlar ayırt etme gücüne sahip olmayan kimseler. Bu takip
ehliyeti, takip Ģartlarından olup icra müdürü tarafından re’sen gözetilmesi gerekir.

HMK’da dava ehliyetinden baĢka davacının dava takip yetkisinden bahsediliyor ve bu dava takip
yetkisi de HMK m.114’e göre dava Ģartı haline getirilmiĢ durumda. Dava takip yetkisi, talep sonucu
hakkında hüküm alabilme yetkisi olarak ifade edilen bir dava Ģartıdır. Maddi hukuktaki tasarruf
yetkisine paralel olarak hak sahibi olan kimse, davayı da kendisi açıp sürdürebilir. Bazı hallerde hak
sahibinin bu yetkisi sınırlanır, Ġcra Ġflas Hukuku’nda söz konusu olabilir. Bu bakımdan takip yetkisine
de sahip olması gerekir. Kural olarak aslında maddi hukuk anlamında hakkın sahibi takip yetkisine
sahiptir fakat istisnaları var. Örneğin iflasla birlikte müflesin tasarruf yetkisi sınırlanıyor, artık daha
takip yetkisi iflas masasının iflas idare memurlarına geçiyor. Aynı Ģekilde takip bakımından da söz
konusudur. Veya tereke temsilcisinin durumunu düĢününüz, tereke adına dava açabiliyor ve ona karĢı
dava açılabiliyor. Aslında hakkın sahibi değil maddi hukuk anlamında ama kanundan ötürü takip
yetkisine sahip. Aynı Ģekilde dava takip yetkisine sahip olan -kural olarak Ģöyle özetleyelim- maddi
hukuk bakımından hakkın sahibi kural olarak zaten dava takip yetkisine sahiptir. Dava takip yetkisine
sahip olan Ġcra Hukuku’nda takip yetkisine sahiptir ancak bazı istisnai hallerde maddi hukuk
anlamındaki hak baĢkasına ait olduğu halde dava takip yetkisi kanunen bir baĢkasına bırakılmıĢ olabilir.
Tipik örnekleri iflas idaresinin durumu, tereke temsilcisinin durumu bir de Ġcra Ġflas Kanunu
m.121/2’ye göre borçlunun dava açma hakkının yetkisinin alacaklardan birine verilmesidir. Bu
durumda takip yetkisi de bulunduğu söylenebilir.

ġimdi sıfat ya da diğer adıyla husumet(taraf sıfatı). Bu, hukuk davalarında olduğu gibi icra takiplerinde
de sıfata sahip olmak lazım. Peki alacaklı ve borçluyu biz nasıl tespit ediyoruz? Takip talebinden.
Alacakalı kimi alacaklı gösterdi kendisini alacaklı gösterdi, borçlu olarak kimi gösterdiyse borçlu odur.
Ancak bu alacaklı olarak gösterilen kimse gerçekten maddi hukuk bakımından o alacağın alacaklısı
mıdır, borçlu olarak gösterdiği kiĢi de o borcu ödemekle ifa etmekle yükümlü kimse midir? E nasıl
tespit edilecek bu? Süreç içerisinde tespit edilecek. Bu bağlamda alacağın temliki, borcun üstlenilmesi,
nakli meseleleri akla geliyor. Alacağı temlik ettiği halde kendisi alacaklıymıĢ gibi takip yaparsa neyi
noksan? Sıfatı noksan. Yine borcun nakli olduğu halde eski borçluya karĢı takip yapılırsa o takdirde
yine taraf sıfatı noksandır. Bir kere her Ģeyden önce o alacak üzerinde tasarruf edebilecek kiĢi, taraf
sıfatına sahiptir. Alacaklı olarak takibi yapan A, takip talebinden önce B’ye devretmiĢse A’nın artık bu
alacak üzerinde tasarruf yetkisi kalmadığından yaptığı takipte alacaklı sıfatı yoktur. Bir takipte sıfat
yokluğu itiraz sebebi olup icra müdürü tarafından kendiliğinden dikkate alınamaz. Çünkü sıfat maddi
hukuk bakımından tespit edilebilir (alacaklı gerçekten alacaklı mı değil mi). Bunu icra müdürünün
tespit etmesi beklenemez dolayısıyla taraf sıfatına aykırılık Ģikayet sebebi değildir, icra müdürü re’sen
gözetemez. Taraf sıfatına aykırılığı ancak borçlu, borca itiraz olarak ileri sürebilir. Demek ki re’sen
gözetilemeyecektir.

Evet Ģimdi icra takibinde tarafların temsiline gelelim. Buradaki temsil de yasal temsil ve iradi temsil
olarak ikiye ayrılıyor. Yasal temsil, tam ehliyetli olmayanların temsilidir. Yasal temsilciler marifetiyle
veli, vasi, kayyım marifetiyle temsil söz konusudur. Ġradi temsil de icrada vekalettir dolayısıyla burada
da aynı Ģekilde Medeni Usul Hukuku’nda söylenenleri tekrar etmiĢ olacağız. ġöyle ki ilk olarak bizde
vekille temsil zorunluluğu yoktur. Ġkinci olarak Medeni Usul Hukuku’nda bulunan iki tane dava
Ģartı(biri ehliyet) burada da takip Ģartı olarak aranır yani vekilin davaya vekalet ehliyetinin bulunması
gerekir HMK md.114’e göre dava Ģartı biliyorsunuz. Diğeri de o dava bakımından geçerli bir
vekaletnamenin sunulmuĢ olmasıdır. Aynı Ģeyler icra takibinde de söz konusudur dolayısıyla davaya
vekalet ehliyeti olanlar ancak baro levhasına kayıtlı avukatlardır, avukatlar dıĢındaki kimseye vekalet
verilemez. Yine vekalet verenin, vekiline vekalet verdiğini gösteren vekaletnamenin noterden onaylı
veya noter tarafından düzenleme biçiminde yapılmıĢ olması gerekir. Takibin vekil olmayan bir kimse
tarafından baĢlatılması veya vekilin vekaletname ibraz etmeden takip yürütmüĢ olması da süresiz
Ģikayet sebebidir. Her ikisi de (vekil olamayacak kimsenin/davaya vekalet ehliyeti olmayan kimsenin
takibi yürütmüĢ olması veya geçerli bir vekaletname olmadan takibin yürütülmüĢ olması) süresiz
Ģikayet sebebidir çünkü demin de ifade etiiğimiz gibi dava Ģartının karĢılığı olarak Takip Hukuku’nda
bunlar takip Ģartıdır. Buna da dikkat edelim.

Gelgelelim takip arkadaĢlığına. Dava arkadaĢlığı gibi bir de takip arkadaĢlığı müessesesi var. Bu,
Medeni Usul Hukuku’ndaki dava arkadaĢlığının Takip Hukuku’nda büründüğü Ģekildir. Alacaklar
arasında takip arkadaĢlığı olabilir mi, borçlular arasında takip arkadaĢlığı olabilir mi bunları
inceleyelim. Burada tabii takip arkadaĢlığı, dava arkadaĢlığıyla mukayese etiiğimizde daha sınırlı
öncelikle onu söyleyelim. Birden fazla alacaklı aynı sebepten doğmuĢ olsa bile müstakil alacaklarından
dolayı aynı borçluya karĢı birlikte takip yapabilmeleri imkanı Ġcra Ġflas Kanunu tarafından
öngörülmemiĢ. Birden fazla alacaklı Medeni Usul Hukuku’nda aynı sebepten doğan alacakları için
birlikte dava açabilirler(aktif, ihtiyari dava arkadaĢı olarak). Buna karĢılık demek ki Ġcra Ġflas
Kanunu’nda öngörülmediğinden, aynı sebepten doğmuĢ olsa bile alacaklar ayrı ayrı icra takibi yapmak
durumundalar. Buna karĢılık maddi hukuka göre alacaklar arasında takip arkadaĢlığının mümkün
olduğu haller vardır. Alacaklar arasında mecburi takip arkadaĢlığı, birden fazla alacaklı borçluya karĢı
birlikte takip yapmak zorundadır(miras ortaklığında olduğu gibi). Ġhtiyari dava arkadaĢlığındaysa
alacaklar borçluya karĢı ayrı ayrı icra takibi yapabilecekleri gibi birlikte de yapabilirler(müteselsil
alacaklarda olduğu gibi). Borçlular arasındaki takip arkadaĢlığını inceleyecek olursak birden fazla
borçluya aynı takip talebiyle icraya baĢvurulması anlamına gelir bu. Bazen mecburidir. Tereke
alacağından dolayı bütün mirasçılara karĢı takip yapılması, borçlunun sağlığında baĢlamıĢ olan
takiplere bütün mirasçılara karĢı devam edilmesi zorunludur ĠĠK md.53/2’ye göre. Bir de ihtiyari takip
arkadaĢlığında alacaklı müĢterek borçların her birine karĢı ayrı ayrı takip yapabileceği gibi birlikte de
takip yapabilir En tipik örneği müĢterek müteselsil borçtur.

Takip sırasında taraf değiĢirse ne olur? Neden taraf değiĢir? Alacaklı veya borçlu taraf ya takip devam
ederken alacağın temliki gibi bir hukuki iĢlem yapılabilir borcun nakli veya taraflardan biri ölebilir.
Taraflardan birinin ölmesi halinde durumu ayrıntılı olarak incelemiĢtik. Alacaklının değiĢmesi halinde
yeni alacaklının eski alacaklının hukuki durumuna geçmesi, takibin kaldığı yerden devam edebilmesi
gerekir çünkü halefiyet ilkesi söz konusu. Alacaklı, alacağını takip devam ederken bir baĢkasına teblik
etmiĢse devralan yeni alacaklı icra takibine kaldığı yerden devam eder. Borçlu ödeme emrine itiraz
etmiĢ idiyse yeni alacaklı ödeme emrine itirazın kaldırılmasını isteyebilir, takip kesinleĢmiĢse haciz
isteyebilir. Takip konusu alacağın temlik edilmiĢ olması borçlunun hukuki durumunda değiĢiklik
meydana getirmez. Alacaklı takip sırasında ölürse mirasçılar zorunlu takip arkadaĢı olarak takibe
kaldığı yerden devam edeceklerdir. Takip sırasında borçlu değiĢirse baĢlıca borcun nakli ve borçlunun
ölümü söz konusu. Borcun nakli halinde, borcun nakli için alacaklının da burada irade beyanı, rızası
gerekiyordu. Eski borçlu borcundan kurtulup takibe eski borçlara karĢı devam edilemez, yeni borçlu
eski borçlunun yerini alacağından artık yeni borçluya karĢı devam edilecek. Borçlunun ölümü halinde
detaylı olarak incelemiĢtik.

Ġlamsız icra takibine gelebiliriz. Artık icra takibinin taraflarını öğrendik, takip yollarına geçiyoruz.
Hangi takip yollarıyla takip yapılacak bunları öğrenmeye geçebiliriz. Daha önceden icra türlerini
ayrımıĢtık. Ġcrayı kabaca külli icra, cüz’i icra diye ayırmıĢtık. Cüz’i icrayı da ilamlı ve ilamsız icra
olmak üzere iki ana kola ayırmıĢtık. Ġlam neydi? Ġlam, mahkeme hükmünün suretiydi. Ġlamsız icra da
adından anlaĢılacağı gibi hiçbir mahkeme hükmü olmaksızın doğrudan doğruya icra dairesine gitmek
suretiyle takip yapmak anlamına gelir.

Soru: Hocam tekrar edebilir misiniz?

Cevap: Tabii. Ġlamlı ve ilamsız icra ayrımı nereden geliyor aslında? Adından da anlaĢılacağı gibi ilam
farkı var. Ġlam, mahkeme hükmünün suretiydi. Yani önce mahkemeye gidip ilam aldıktan sonra bu
ilamla yapılan takibe ilamlı takip, herhangi bir ilam almadan doğrudan doğruya icra dairesine gidip
takip baĢlatmayaysa ilamsız takip deniyor. Ġlamlı takipte mahkemeye gitmek diyoruz ama makemeye
gidip ilam almak asgari 1 yıl sürer. Ġlamsız takip baĢlatmaksa çok daha kolay. Fakat her alacak için
ilamsıztakip baĢlatmak mümkün değil, belli sınırları var. Zaten Ģimdi bunları öğreneceğiz. Ġlamlı
takiple ilamsız takip arasındaki en temel fark -daha önceden de söyledim ama pekiĢsin diye tekrar
edelim- ilamlı takipte zaten mahkemeye gidip bütün itiraz ve def’iler mahkemede tartıĢıldığı için veya
ileri sürmemiĢse artık iddia ve savunmanın değiĢtirilmesi, geniĢletilmesi yasağı çerçevesinde bir daha
ileri sürülemeyeceği için ilamlı takip baĢladıktan sonra itiraz yoktur. Neden? Ġtirazınız varsa zaten
mahkemede ileri sürseydiniz. Ġlamlı takibi itirazla durduramayız. Buna karĢılık ilamsız takipte daha
önceden bir mahkeme safhahatı olmadığı için, doğrudan doğruya takip yapıldığı için böyle bir kolaylık
sağlanmıĢ alacaklıya. Borçluya da Ģöyle bir kolaylık sağlanmıĢ sadece itiraz ediyorum demekle bile
takibi durdurabilir. Sonra duran bu takibin devam edilebilmesi için itirazın hükümden düĢürülmesi
gerekir, itirazın hükümden düĢürülmesi denilen bir müessese söz konusudur.

Ġlamsız icrayı 4 baĢlık halinde incelemek mümkün. Ġlamsız icra da kendi içinde çeĢitlere ayrılıyor:
1)Genel Haciz Yolu: Buna Adi Haciz Yolu da deniyor. Neden? Nitelikli olanların karĢılığıdır bu.
Nitelikler neler? Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu, kiralanan taĢınmazın ilamsız tahliyesi ve
abonelik sözleĢmesinden kaynaklanan para alacakları hakkında haciz yoluyla ilamsız takip. Genel haciz
yolu yalnızca para ve teminat alacakları içindir, bunu unutmayalım. Aslına bakarsanız bu ilamsız icra
yolu kural olarak para ve teminat alacakları için öngörülmüĢtür, istisnası kiralanan taĢınmazların
ilamsız tahliyesidir.

2)Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu: Para alacağına iliĢkindir.

3)Kiralanan TaĢınmazların Ġlamsız Tahliyesi:

4) Abonelik SözleĢmesinden Kaynaklanan Para Alacakları Hakkında Haciz Yoluyla Ġlamsız Takip: Para
alacağına iliĢkindir.

*Diğer 3 hal(Genel haciz yolu, kambiyo sentlerine mahsus haciz yolu ve abonelik sözleĢmesinden
kaynaklanan para alacakları hakkında haciz yoluyla ilamsız takip) para alacağına iliĢkindir. Dolayısıyla
ilamsız icra da kural olarak para ve teminat alacakları için öngörülmüĢ bir yoldur. Bunun baĢka bir
özelliği daha var, eğer bu para alacağı rehinle temin edilmiĢse özellikle genel haciz yolu para ve
teminat alacakları içindir. Para alacağının nereden kaynaklandığının bir önemi yok(sözleĢmeden
kaynaklanabilir, haksız fiilden kaynaklanabilir veya sebepsiz zenginleĢmeden kaynaklanabilir) ancak
bu para alacağı rehinle temin edilmiĢse kanun bir yasak getirmiĢ 45.maddede, bu da kamu düzenine
iliĢkindir re’sen gözetilir. Tekrar edelim. Para alacağı rehinle temin edilmiĢse -rehin tabii geniĢ anlamda
ipoteği de kapsıyor- bu takdirde önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip zorunluluğu vardır.
Doğrudan doğruya genel haciz yoluna gidilemez, öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip
yapılır. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip bittikten sonra alacaklı tamamen tatmin edilememiĢse
bakiye alacak için genel haciz yoluyla takibe baĢvurulabilir. Önce rehine baĢvurma zorunluluğu
diyoruz buna. Genel haciz yolunun iflastaki karĢılığı da genel iflas yoludur. Tıpkı kambiyo senetlerine
mahsus haciz yolunun karĢılığının kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu olduğu gibi. Türk Hukuku’na
neden böyle bir sistem getirilmiĢ? Aslında ilamsız takip yani mahkeme hükmü olmadan takip
anayasaya uygun mu değil mi o bile tartıĢılıyor, sadece Ġsviçre’de ve bizde var. Tabii bizim kanun
Ġsviçre’den geldiği için. Diğer memleketlerde benzer müesseselere rastlayabilirsiniz ama mutlaka her
Ģey mahkemede baĢlar. Örneğin Alman Hukuku’nda böyle bir müessese var fakat mahkeme bir tebligat
yapıyor borçluya, borçlu eğer itiraz ederse hemen kendiliğinden davaya dönüĢüyor. Burada icra
dairesinde baĢlayan tek sistemdir Ġsviçre. Türk-Ġsviçre sistemi diyelim. Türk-Ġsviçre sistemi tek
sistemdir. Ġlamsız icra neden anayasaya aykırılık? Kötülüğe kullanılmaya elveriĢlidir. Dolandırıcılık da
son zamanlarda fevkalede arttı, dolandırıcı sayısı da artı. Genel haciz yolunun safhaları Ģunlar: Takip
talebi, ödeme emri, haciz, paraya çevirme(satıĢ), paraların paylaĢtırılması. Takip talebini verdiniz,
ödeme emrinden itibaren 7 gün süre tanıdınız. 7 gün içerisinde borç ödenmez, itiraz da edilmezse haciz
aĢamasına geçiliyor. Bir aile düĢünün -dolandırıcılar bunları takip ediyordur muhtemelen- yazlığa
gidiyor, 3 ay yazlıkta kalıyor. Tutup herhangi bir mahkeme hükmüne hatta belgeye bile bağlanmasına
gerek yok bir takip talebi veriyor icra dairesine ve bu yazlıkta deniz kenarında mutlu bir yaz geçiren
ailenin yazını zehir edebilirler. Ödeme emri gidiyor. Ödeme emri, evde olmadıkları için muhatara
bırakılıyor. Muhtara bırakılması da tabii tebligat o tarihte tebliğ edildi sayılıyor. 7 gün içinde itiraz
edemiyorlar, haberleri yok çünkü büyükĢehirlerde muhtarla oranın mahalle sakinleri arasında bir irtibat
yok. Hani köyde falan belki muhtar telefon eder ama büyükĢehirde hiç muhtarı tanıyor musunuz kendi
kendinize sorun bakalım. Yani mahalle muhtarını tanıyor muyum ben diye veya size bir tebligat gelse
mahalle muhtarı sizi arar mı? Ben aradığını hiç görmedim, çok çok özel tanıĢıklığınızın olması gerekir.
Demek ki 7 gün içinde itiraz da etmediniz, takip kesinleĢti. Tebligat mazbatası dosyayı görünce haciz
isteniyor. Daha o aile yazlıktan dönmeden eve giriliyor, çilingir marifetiyle kapı açılıyor ve her tarafı
tarumar ediliyor. Hacze kabil mallar-belki çelik kasa varsa çelik kasa da açtırılır çilingir marifetiyle.-
alınıp götürülüyor ve bu suretle alacak tatmin ediliyor. Bu bahsettiğimiz olaydaki aile bir geliyor
bakıyor ki eve girilmiĢ, bütün mallar gitmiĢ, antika vazo haczedilmiĢ- vazo antikaysa haczedilir.-,
ziynet eĢyaları yok, hatta çilingir anahtarı bulmuĢsa anahtarı kırar; çünkü anahtar önemlidir.
Borçlanılan biri varsa anahtarı ona teslim eder, yoksa anahtarı kırar. Kırık bir anahtar, mallar gitti… E
bunun bir çözümü yok mu? Çözümü dava yoluyla var ama dolandırıcıdan o parayı geri alabilirseniz…
Muhtemelen davayı kazanmak bir Ģey ifade etmiyor bizim memleketimizde, müvekkil sizden neyi
istiyor? Parasını istiyor. Çok iyi hukukçu olursunuz, davayı çok iyi yürütürsünüz, ispat hukukunu çok
iyi biliyorsunuzdur, her Ģey yerli yerinde, e ilamı da aldım, müvekkil: Tamam, hani benim param, der.
Dolayısıyla icra hukuku devreye girer, eğer tahsil kavramı yoksa yapabileceğiniz hiçbir Ģey yok. Bu,
son zamanlarda arttı önceden de vardı ama Ģimdi iyice arttı.- Hatta tebligat hilelerine baĢvuruluyor.
Yani tutup bir Ģekilde-nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama- sanki evde yokmuĢsunuz gibi doğrudan
muhtara bırakılıyor tebligat. O nedenle aslında Ģimdi e-devletten fellik fellik takip etmek lazım,
aleyhime icra takibi falan var mı diye. UYAP’tan, UYAP VatandaĢ’tan bunlar görünüyor, onu da
söyleyeyim. Bunları takip etmekte fayda var. Tabii gözlemliyorlar, genelde çok fazla gelip gideni
olmayan yaĢlı kiĢilerin bu Ģekilde “mallarına çöküyorlar.” Ġlamsız takip o yüzden çok tehlikeli, süre çok
kısa. 7 gün içerisinde itiraz edilmesi gerekir.

Bu genel tablosunu çizdiğim görüntüde, çok daha uyanık olmanız lazım ilamsız takipte, genel
haciz yolunda.

ĠLAMSIZ ĠCRADA GÖREV VE YETKĠ

Medeni Usul Hukuku’na nasıl baĢlıyorduk? Hangi mahkeme görevli, hangi mahkeme yetkili, diye
bakıyorduk. Burada da aynı Ģeyi yapmamız lazım; ilamsız icrada da görev ve yetkiyi irdelememiz
lazım, incelememiz lazım.

Görev kolay burada; çünkü icra takibi, genel haciz yoluyla takip veya kambiyo senetlerine mahsus
haciz yoluyla takip, ASTAK veya ilamsız tahliye icra dairesinde baĢlatılıyor. ġimdi görev, usul
hukukunda zordu; çünkü 2 tane genel görevli mahkeme… Hep 2 genel görevli mahkeme diyoruz; ama
sulh hukuk mahkemesi bana hiç genel görevli mahkeme gibi gelmiyordu; çünkü özel olarak sayılmıĢ.
Nitekim Alican BUDAK Hoca’nın kitabında özel görevli mahkeme sayılmıĢ, çok da isabet olmuĢ.
Genel görevli mahkeme denmesinin belki tek sebebi, 5235 sayılı Adli Yargı Ġlk Derece Mahkemeleri ve
Bölge Adliye Mahkemelerinin KuruluĢ Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun’da sulh mahkemesi,
asliye mahkemesi ve diğer mahsus kanunlardaki mahkeme diyordu; ama bakacak olursak sulh Görev
kolay burada; çünkü icra takibi, genel haciz yoluyla takip veya kambiyo senetlerine mahsus haciz
yoluyla takip, ASTAK veya ilamsız tahliye icra dairesinde baĢlatılıyor. ġimdi görev, usul hukukunda
zordu; çünkü 2 tane genel görevli mahkeme… Hep 2 genel görevli mahkeme diyoruz; ama sulh hukuk
mahkemesi bana hiç genel görevli mahkeme gibi gelmiyordu; çünkü özel olarak sayılmıĢ. Nitekim
Alican BUDAK Hoca’nın kitabında özel görevli mahkeme sayılmıĢ, çok da isabet olmuĢ. Genel görevli
mahkeme denmesinin belki tek sebebi, 5235 sayılı Adli Yargı Ġlk Derece Mahkemeleri ve Bölge Adliye
Mahkemelerinin KuruluĢ Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun’da sulh mahkemesi, asliye mahkemesi
ve diğer mahsus kanunlardaki mahkeme diyordu; ama bakacak olursak sulh mahkemesinin görevleri
tıpkı ticaret mahkemesi gibi tek tek sayılmıĢ. O nedenle genel görevli demeye gerek var mı? Daha çok
özel görevli mahkeme haline getirilmiĢ. Sulh hukuk mahkemesinin genel görevli veya özel görevli
olması doktrinde tartıĢmalı olmakla birlikte, hadi genel görevli diyelim; 2+7, 9 tane mahkeme var.
Bunlar arasında hangisine bakılacağını belirlemek önemliydi. Buna karĢılık icra takibinde görev sorunu
yok, 1 tane mercii var: o da icra dairesi. Dolaysıyla “Nerede?” sorusunun yanıtı hep ĠCRA
DAĠRESĠDĠR. BUNU UNUTMAYALIM.

Yine icra dairesi bakımından birden fazla icra dairesi varsa bunlar arasındaki iĢ dağılımı iliĢkisi, Uyap
marifetiyle açtığınızda tevzi bürosu tarafından tevziyat yapılıyor. Ġcra mahkemesi bakımından çok
büyük sorun yok çünkü Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca her yıl dönüĢümlü olarak icra daireleri icra
mahkemeleriyle irtibatlandırılıyor. O icra mahkemesinde Ģikayet ve itirazlar değerlendiriliyor.

BURADA ÖNEMLĠ OLAN ASLINDA YETKĠDĠR. Yetkiyi detaylı olarak incelememiz lazım, hangi
yer icra dairesi yetkilidir?

Bu, 50.maddede düzenlenmiĢtir. Buradaki yetkiyle iĢimiz usul hukukuna göre kolay. Neden? Çünkü
para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nin yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik
olunur. Gördüğünüz gibi yetkiye iliĢkin hükümleri çok iyi bildiğinize eminim, HMK’den
hatırlıyorsunuz. Usul hukuku dersinden. Dolayısıyla demek ki HMK’yı uygulayacağız, sadece yetkili
mahkemeleri, yetkili icra dairesi olarak söyleme babında değil; yetkiye dair hüküm dediği için yetki
sözleĢmesi ve yetki itirazı da dahil olmak üzere bütün hususları burada kıyas yoluyla uygulamak
mümkündür. Takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. TEK BĠR FAZLALIK
VAR, BURADA ÖZEL DÜZENLEME: SözleĢmenin yapıldığı yer icra dairesi de… “de” dediği için
zaten kesin yetki yok. Dolayısıyla biz Ģimdi yetili icra dairelerini gözden geçirelim.

HMK’de yetkiye iliĢkin hükümler vardı, yetkili icra dairesini belirlerken bunları kıyas yoluyla
uygulayacağız; fakat ġUNA DĠKKAT!! Burada genel haciz yolu, ilamsız takipte, para ve teminat
alacakları söz konusu. HMK’de para dıĢındaki alacaklara iliĢkin de hükümler vardı. Mesela taĢınmazın
aynına iliĢkin durum varsa taĢınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili diyorduk. Burada
taĢınmaza icra takibi baĢlatamayacağımız için bu hükmü uygulayamayız. Dolayısıyla bünyesine uygun
düĢtüğü ölçüde uygulayacağız. Para alacağına iliĢkin hükümleri buraya uyarlamamız lazım. Bakalım
HMK’ye: sözleĢmeden kaynaklanan, haksız fiilden kaynaklanan ve sebepsiz zenginleĢmeden
kaynaklanan alacaklar söz konusu olabilir. BU ALACAKLARIN HĠÇBĠRĠ ĠÇĠN DE KESĠN YETKĠ
YOK. Ġlk tespitimizi yaptık. Ġcra daireleri bakımından bir kesin yetki yoktur. HMK’de kesin yetki
olarak sayılan halleri bu alana uyarlamamız bu bağlamda mümkün değil. Bir baĢka deyiĢle icra
dairelerinin yetkisi kesin yetki değildir; kesin olmayan yetkidir. Eskiden buna kamu düzenine iliĢkin
olmayan diyorduk. ġimdi HMK kesin tabirlerini kullandığı için biz de onu kullanıyoruz; ama bir
yandan da kamu düzenine iliĢkin değildir.

Kamu düzenine iliĢkin olmamasının ilk sonucu nedir? Ġcra dairesi bunu, yetkili olup olmadığını re’sen
gözetemez. Ġlk tespitin devamı diyelim, ilk tespitimiz neydi? Kesin olmayan yetki olduğuydu. Bunun
devamı olarak da, bu nedenle de icra dairesi bunu re’sen gözetemez. Ancak kesin yetki re’sen
gözetilebiliyordu. Kesin yetki dava Ģartıydı, takip Ģartıydı. Usul hukukunda ilk itirazdı, burada ise ilk
itiraz kavramı olmadığından YETKĠ ĠTĠRAZI olarak ileri sürülebilir. Demek ki borçlu bunu ilk itiraz
olarak değil; yetki itirazı olarak ileri sürebilir. ġimdi öncelikle yetkili icra dairelerini inceleyeceğiz,
daha sonra yetki itirazı üzerinde duracağız.
Bir kere HMK’ye dönüyoruz. Yetkinin kesin olmadığı hallerde genel yetkili mahkeme her türlü
yetkiliydi, her durumda yetkiliydi. Aynı Ģey burada da söz konusu. Genel yetkili icra dairesi, her takipte
yetkilidir. Genel yetkili icra dairesi neresidir? Davalının yerleĢim yeriydi. Burada ne diyeceğiz
BORÇLUNUN YERLEġĠM YERĠ. Takibin yapıldığı sırada borçlunun yerleĢim yeri icra dairesidir.
Demek ki genel yetki bu Ģekilde.

ġimdi özel yetki hallerine bakalım: Bu özel yetki halleri de kesin yetki halleri olmadığından genel
yetkili icra dairesinin yetkisini ORTADAN KALDIRMAZ!

En çok karĢımıza çıkan sözleĢmeden kaynaklanan borçlar karĢımıza çıkıyordu, davada da sözleĢmeden
kaynaklanan davalar… Dolayısıyla takiplerde de sözleĢmeden kaynaklanan takipler karĢımıza çıkar.
Dolayısıyla sözleĢmeden doğan para borçları için SÖZLEġMENĠN ĠFA YERĠ MAHKEMESĠ diyor
HMK 10, biz ne diyeceğiz? SÖZLEġMENĠN ĠFA YERĠ ĠCRA DAĠRESĠ DE-dahi anlamında- yetkilidir.
Yani genel yetkinin yanında bu da yetkilidir. SözleĢmenin ifa edileceği yer icra dairesini nasıl
belirleyeceğiz? Burada hüküm olmadığı için TBK md 89’a bakacağız. TBK 89’da borcun çeĢidine göre
bir ayrım yapılmıĢ. Para borcu, parça borcu ve cins borcu. Cins borcu ve parça borcu bizi burada
ilgilendirmiyor. Neden? Çünkü bizim konumuz ne? Para, ilamsız takipte para. Dolayısıyla para borcuna
iliĢkin takipler bakımından TBK 89’uuygulayacağız. TBK 89 ne diyor? Taraflar arasında açık veya
kapalı olarak-eski tabiriyle sarih veya zımni olarak-aksi kararlaĢtırılmamıĢsa bu takdirde para
borçlarında… Para borçları ne tür borçlardır? Götürülecek borçtur. Dolayısıyla ALACAKLININ
YERLEġĠM YERĠ ĠCRA DAĠRESĠ YETKĠLĠDĠR. Hep Ģuna bakacağız: Açık veya örtülü olarak
taraflar aksini kararlaĢtırmamıĢ olacak. Bunu somut olaya uygularsak taraflar açık veya örtülü olarak
kararlaĢtırmamıĢ olacak. Genellikle örtülü kararlaĢtırma daha çok karĢımıza çıkar. Bir sözleĢme veririz,
deriz ki mal teslimi yapılacak, karĢılığında para da örneğin Ankara-Kızılay Ģubesine havale edilecektir.
Bu ne demek? Artık para borcunun ifa yeri belli değil mi? Ankara. Zımnen belirlenmiĢ. Eğer bu Ģekilde
açık veya örtülü olarak kararlaĢtırılmamıĢsa alacaklının yerleĢim yeri icra dairesi yetkilidir. Zira bu bir
götürülecek borçtur. Götürmeyi aklınızda hep Ģöyle canlandırın: Borçlu, alacaklının ayağına götürüyor.
Böyle bir canlandırma yapabilirsiniz. Kafanızdan bir çizgi film yapın. Alacaklı borçlu rahatsız olmasın
diye borç vermiĢ, bir de gidip paran var mı? mı diyecek. Borçlu götürsün değil mi? Kanun koyucu da
böyle öngörmüĢ. Dolayısıyla alacaklı da kendi yerleĢim yerinde icra takibi yapabilecektir. BUNUN
BĠR ĠSTĠSNASI VAR!! Kambiyo senedi söz konusuysa yani çek, poliçe ve bono söz konusuysa - çek
biraz farklı özellikler içermekle birlikte, özellikle onun ifa yeri banka belli- kambiyo senetlerinde bir
aranacak borç kavramı var. Bu tedavül ettiği için, ciro zinciriyle tedavül ettiği için; Ģimdi kendinizi
borçlu olarak düĢünün alacaklıyı nereden bileceksiniz, nasıl uğraĢacaksınız? Borçlu olarak siz
kendinize ciro ettiğinizi düĢünün; alacaklıyı bilmezsiniz, bilemezsiniz değil mi? Ankara’da toptancıya
verdiniz, toptancı gitti mazot aldı… Bir bakarsınız ta Ġstanbul’dan çıkar. Dolayısıyla bunun tam tersi
nedir? Bu götürülecek borç değil, aranacak borçtur. Yani alacaklı borçluyu arayacak. Kafanızdaki çizgi
filmi öyle Ģekillendirin. Alacaklı borçluyu arayacak diyecek ki “Yetkili hamil artık benim, bana
ödeyeceksin.” Dolayısıyla burada yine ifa yeri neresidir? BORÇUNUN YERLEġĠM YERĠ.
KAMBĠYO SENETLERĠ ĠSTĠSNASI!! KAMBĠYO SENETLERĠ DIġINDA ĠSTĠSNASI YOK
AMA!!!! Yani ifa yeri alacaklının yerleĢim yeridir.

Para alacakları içinbir de özel yetki kuralı var dedik. Tekrar göstereyim, bu HMK’de olmayan fakat
ĠĠK’de olan tek hükümdür. “Takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir.”
(Ders Arası)

Evet, arkadaĢlar yeniden baĢlıyoruz.

Uygulayacağımız hükümler bunlardan ibaret değil tabii ki. Örneğin; haksız fiilden kaynaklanan icra
takipleri söz konusu olursa o takdirde haksız fiile iliĢkin yetki kurallarını uygularız. Neydi bunlar?
Haksız fiilin iĢlendiği yer, sonuçlarını meydana getirdiği yer, sonuçlarını meydana getirme ihtimalinin
bulunduğu yer ya da zarar gören yani alacaklının yerleĢim yeri diyebiliyorduk. Yine geçici olarak
oturulan yer… Borçlu yerleĢik olarak değil de geçici olarak baĢka bir yerde oturuyorsa yani memur,
asker, öğrenci… gibi kimseler geçici olarak baĢka bir yerdelerse bunlar için o yer mahkemesinde dava
açılabiliyordu. Aynı Ģekilde de o yer icra dairelerinde icra takibi yapılabilecektir.

Eğer yetkide sorununuz varsa bir kez daha usul hukuku kitabını açıp yetkiye iliĢkin hükümleri
okumanızı tavsiye ederim.

Para alacaklarına iliĢkin yetkiye dair kuralları uygulayacağımızı söyledik, BUNA DĠKKAT
EDĠYORUZ!

Yetki kesin olmadığından, yetki kamu düzenine iliĢkin olmadığından icra müdürlüğünce re’sen dikkate
alınamayacağını, bu nedenle de yetkisiz yerde takip baĢlatılmasının Ģikayet yoluyla ileri
sürülemeyeceğini; ancak borçlunun yetki itirazında bulunmak suretiyle bunu ileri sürebileceğini de
söyledik.

Yetki sözleĢmesi hükümleri burada uygulanır mı? Uygulanır. Yetki sözleĢmesi ancak tacir veya kamu
tüzelkiĢileri arasında söz konusu olabilir. Tarafların tacir veya kamu tüzelkiĢisi olması lazım; aksi
takdirde yetki sözleĢmesi geçerli değildir. Yetki sözleĢmesinde hangi icra dairesinin yetkili olduğunun
kararlaĢtırılması sözleĢme ile yazılı bir Ģekilde kararlaĢtırılmalıdır. Ayrı bir sözleĢme yapılabileceği gibi
ana sözleĢmede yetki kaydı Ģeklinde de yapılabilir.

UyuĢmazlığın belli veya belirlenebilir olması lazım. Bu satıĢ sözleĢmesinden kaynaklanan bütün
uyuĢmazlıklarda Ģu yer, Ankara diyelim, mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir, demek kabuldür, olur.
Buna karĢılık Türkiye’nin herhangi bir yerindeki icra daireleri yetkilidir, dersek olmaz. bu sözleĢmeden
kaynaklanan dediğimiz için sözleĢmenin kapsamı belli olur artık. UyuĢmazlık belirli olur artık. Bu
sözleĢmeden kaynaklanan bir alacak varsa… Yine birden fazla icra dairesi varsa belirli veya
belirlenebilir olması lazım, belirsiz icra dairelerine bunu yapmak mümkün değil. Türkiye’nin herhangi
bir yerindeki icra dairesi yetkilidir, demek yeterli değil; Ankara, Ġstanbul, Konya, Adapazarı… gibi icra
dairelerini söylemek mümkün.

Evet, gördüğünüz gibi yetki sözleĢmesi yazılı olacak, yetki sözleĢmesi bir veya birden fazla ancak belli
icra dairelerini içermesi gerekir. Bir de bu yetki sözleĢmesinin özelliği ne? Eğer yetki sözleĢmesiyle
Akara Ġcra Dairesi yetkilidir, denirse artık o icra dairesi münhasır yetkili oluyor. Kanunen belirlenen
yetkiler bertaraf edilmiĢ oluyor. Buna karĢılık kanunen belirlenen yetkili icra daireleri yanında Ankara
Ġcra Daireleri de yetkilidir, denirse o takdirde münhasır olmayan yetki sözleĢmesi yapılmıĢ olur ki bu
da geçerlidir. Yani aksi kararlaĢtırılmıĢsa bu yetki münhasırdır; ama aksi kararlaĢtırılmamıĢ olup
kanunda belirtilen yerler dıĢında yetkili bir yer belirtilmiĢse o yer de yetkili olur.

Yine yetki itirazı kavramından biraz bahsedeceğiz. Ġtiraz kavramına yavaĢ yavaĢ giriĢ yapalım. ĠTĠRAZ
ÖNEMLĠ. Ġtiraz aslında bundan sonra bayağı bir vaktimizi alacak. Ġtiraz ve itirazın hükümden
düĢürülmesi icra hukukunun temel kavramı. Tabii ki buradaki itiraz icra hukukuna mahsus bir
kavramdır, borçlar hukuku kavramındaki gibi değil. Borçlar hukukundaki itiraz ve def’iler burada bir
yoldur, bir baĢvuru yoludur itiraz. Takibe veya ödeme emrine karĢı bir baĢvuru yoludur.

Ġtirazdan biraz bahsetmemiz lazım yetki itirazını anlayabilmeniz için. Ġtirazı biz kural olarak ikiye
ayırırız: Borca itiraz ve imzaya itiraz olmak üzere.

Ġmzaya itiraz, kanunda tanımlanmıĢ. Ancak adi senetteki itiraz inkar edilebilir, imzanın inkar
edilmesidir. Resmi senet varsa resmi senetteki imzanın inkar edilme olanağı yok. Resmi senetteki imza
nasıl inkar edilecek? Gidip HMK 209’a göre sahtelik davası açılması gerekir. Aksi takdirde icra hukuku
alanında açıkça ancak adi senetteki imza inkar edilebilir. Adi senetteki imzanın nasıl inkar edileceği,
yani imzaya itirazın nasıl olacağı kanunda çok net bir Ģekilde belirlenmiĢ. Diyor ki: “Ayrıca ve açıkça
yapılır.” Yani ayrıca ve açıkça bir imzaya itiraz etmezseniz bir adi senede dayanarak takip yapıldı,
ödeme emri size geldi,7 gün içerisinde ayrıca ve açıkça itiraz edilmezse bu takip bakımından o imza
ikrar edilmiĢ sayılır. Maddi hukuk bakımından değil, o takip bakımından ikrar edilmiĢ sayılır. Bu
nedenle imzası ikrar edilmiĢ adi senede dönüĢür. Dolayısıyla ve demek ki imzaya itirazın özelliği
yarıca ve açıkça belli olacak imzaya itiraz edildiği. DeğiĢik ifadelerle olabilir: “Bu imza bana ait
değildir, bunu ben imzalamadım…” gibi; fakat asıl olan açıkça bu imzanın kabul edilmemesidir.
Tahrifat baĢka bir Ģey yani senet metnindeki bir sıfır fazla atıldı gibi. O baĢka bir Ģeydir. Orada imza
bana ait diyorsunuz, senedin üzerindeki rakam arttığında. Burada imzanın size ait olmadığını iddia
ediyorsunuz.

Ġkinci kavram olan borca itiraz ise tersten tanımlanır. Ġmzaya itiraz dıĢındaki bütün itirazlar borca
itirazdır. BU ELĠNĠZDEKĠ BĠRĠNCĠ ALTIN KURALDIR. Test sınavında da iĢinize yarar; ama yazılı
sınavlarda “Ne tür itiraz?” diye sorduğumda “Borca itiraz” dediğinizde arkasından “Neden?” sorusu
geliyor. Ġmzaya itiraz dıĢındaki itirazlardan olduğundan. Demek ki imzaya itiraz dıĢındaki bütün
itirazlar, borca itirazdır. BUNU UNUTMAYALIM!!

Peki bu imzaya itiraz ile borca itirazın birbirinden ayrılmasının önemi var mı? Var. Ġmzaya itirazın
hükümden düĢürülmesiyle borca itirazın hükümden düĢürülmesi rejimi birbirinden farklıdır. Kanun
farklılık yapmıĢ, farklı Ģekilde düzenlemiĢ. Bu nedenle itirazın neye iliĢkin olduğunu tespit etmemiz
gerekir.

ġimdi itirazla takip… Takibin bir özelliği var: Takibi kendiliğinden durdurur. Ġtirazın hükmü diyor
bakın 66.madde. Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. Burada itirazı ayırmıĢ mı borca itiraz,
imzaya itiraz diye? AyırmamıĢ. Demek ki borca itiraz da olsa imzaya itiraz da olsa takip durur. Bir kere
tespitimizi yapalım. Bunun dıĢında itirazın hükümden düĢürülmesi için yollar vardır: Biri itirazın iptali
davasıdır, diğeri de itirazın kaldırılmasıdır. Ġtirazın kaldırılması da ikiye ayrılır: Biri itirazın kesin
olarak kadırılmasıdır-68.madde-, diğeri de 68/A itirazın geçici olarak kaldırılmasıdır. Geçici olarak
kaldırma, imzaya itiraza iliĢkindir. Demek ki itirazla takip durur, duran takibin tekrar harekete
geçirilmesi için itirazın hükümden düĢürülmesi gerekir; ibare budur itirazın hükümden düĢürülmesi.
Ġtirazın hükümden düĢürülmesi için ĠĠK’de topu topu 2 tane yol var, baĢka yok. Biri genel
mahkemelerde açılan itirazın hükümden düĢürülmesi davası. Genel mahkeme neydi? Ġcra mahkemesi
dıĢında bütün özel hukuk mahkemeleri. Görev, genel hükümlere göre belirlenir. Ġkincisi itirazın
kaldırılması. Ġtirazın kaldırılmasına dava demiyoruz; çünkü icra mahkemesinin sınırlı inceleme yetkisi
var. Ġtirazın kaldırılması talebi diyoruz. Ġtirazın kaldırılması talebi icra mahkemesinde ileri sürülür. Bu
itirazın kaldırılması da kendi içinde ikiye ayrılır: Biri itirazın geçici olarak kaldırılması, diğeri de
itirazın kesin olarak kaldırılmasıdır. Ġtirazın geçici olarak kaldırılması imzaya itirazda söz konusu olur.
Eğer imzaya itiraz edilip takip durmuĢsa alacaklı takibi devam ettirmek için neler yapabilir? SORU!! 1)
Ġtirazın geçici olarak kaldırılmasını talep edebilir, imzaya itiraz varsa. 2) Ġtirazın iptali davası da
açabilir.

Bazen arkadaĢlarda Ģöyle bir kanaat oluĢuyor: Sadece itirazın geçici kaldırılması gibi. Öyle değil.
Ġtirazın iptali davası her halükarda açılır. Açılamayacak tek hal vardır, Ģimdi onları da söyleyeceğiz.
Demek ki imzaya itiraz varsa itirazın geçici kaldırılması yoluna baĢvurulabilir veya itirazın iptali
davası açılabilir. Peki bu sadece imzaya itiraz yaptırıdım.

ġimdi borca itiraza geliyorum. Borca itiraz da imzaya itiraz dıĢındaki bir itiraz yaptırımıdır, itiraz
sebebidir. Ġmzaya itiraz dıĢındaki bütün itirazlar borca itirazdır. “Ġtiraz ediyorum.” demek yeterli mi?
Sebep göstermeseniz bile. Genellikle neden itiraz edilir? Maddi hukuktan kaynaklanan itiraz ve def’iler
nedenleriyle. ZamanaĢımına uğramıĢ olması, ödeme, henüz muaccel olmaması borcun müeccel
olması… gibi maddi hukuktan kaynaklanan nedenleri ileri sürer borçlu. Borca itiraz varsa- sadece
borca itiraz ama-alacaklı bu itirazı hükümden düĢürebilmek için 1) Ġtirazın iptali davası açabilir yine. 2)
Bu sefer itirazın kesin olarak kaldırılması talebinde bulunabilir. Geçici olarak kaldırılması neredeydi?
Ġmzaya itirazdaydı. Kesin kaldırma nerede? Borca itirazda. Bunu öğrendik.

Peki imzaya itirazla borca itiraz birlikte ileri sürülemez mi? Aynı süre içerisinde yani ödeme emrinin
tebliğinden itibaren 7 gün içinde borca ve imzaya itiraz ileri sürülebilir mi? Sürülebilir; ancak Ģuna
dikkat etmek lazım: Birbiriyle çeliĢmeyen itirazlar ileri sürülebilir. ġöyle: Bu imza bana ait değil,
dediniz kaldı ki bu senetteki borcu da ödedim ben. E bu çeliĢiyor mu, çeliĢmiyor mu? ÇeliĢir tabii ki.
Senetteki imza sana ait değilse neden borcu ödedin? Borç sana ait değil zaten. Bu tür bir itirazı ileri
süremeyiz. Sürebileceğimiz itiraz Ģudur: çeliĢmeyen itiraz. Bu metindeki imza bana ait değildir, kaldı
ki sayın mahkeme senet metnini incelediğinde aksi kanaate varsa bile bu borç zamanaĢımına uğramıĢtır.
Bunu ileri sürebilirsiniz. Birbiriyle çeliĢmeyen itiraz sebepleri. Peki birbiriyle çeliĢmeyen itiraz
sebeplerini ileri sürdünüz, imzaya itiraz + borca itiraz. Bu itirazlara takip durdu. Bu takibin devam
ettirilebilmesi için, itirazın hükümden düĢürülebilmesi için hangi yollara baĢvurmak gerekir? SORU
BU! ĠĢin içinde itirazın iptali davası hep var. Genel mahkemede itirazın iptali davası her zaman
açılabilir. Onun dıĢında kural Ģu: ĠġĠN ĠÇĠNDE ĠMZAYA ĠTĠRAZ VARSA GEÇĠCĠ KALDIRMA
ĠSTENĠR. Tabii sıralamayı Ģöyle yapar icra mahkemesi: Önce imzaya itirazı inceler, imzaya itirazı
geçerli bulursa o takdirde geçici olarak kaldıracaktır. Ġmzaya itiraz geçerli değilse o takdirde borca
itiraza geçecektir. Önce imza inceleneceği için de ġUNU UNUTMAYIN, iĢin içinde imzaya itiraz varsa
itirazın geçici olarak kaldırılması istenir. Demek ki yalnızca borca itiraz, yalnızca imzaya itiraz bir de
3.olarak borca + imzaya itiraz seçeneklerini öğrendik. ġimdi neyi öğreneceğiz? Yetki itirazının durumu.
Aslında yetkiyi inceliyorduk.

Bir kere yetki itirazında nasıl bulunulur? Aslında her Ģeyden önce itirazı yeteri kadar bilmeden üzerine
yetki itirazını koyamazdık. ġimdi yeteri kadar bilginiz oluĢtu. ġimdi 50.maddeye tekrar dönelim.
2.fıkraya bakıyoruz. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. Demek ki yetki itirazını ayrı
yapmıyoruz. Yani imzaya itiraz veya borca itiraz yapılacaksa bununla birlikte yapılmalıdır.

Yine HMK’de Ģöyle bir hüküm vardı hatırlarsanız-ki kıyasen uyguluyoruz.- Yetki itirazında ne
yapıyorduk? Mahkemenin yetkisiz olduğunu bildirmek yeterli değildi, aynı zamanda yetkili
mahkemeyi de bildirmemiz gerekiyordu. Yetkili mahkeme birden fazlaysa bunlardan birini bildirmemiz
gerekiyordu. Aynı Ģeyi buraya uyarlayacağız. Yetki itirazında bulunurken sadece “Sayın icra dairesi
yetkisizdir, icra daireniz yetkisizdir.” derseniz bu, geçersizdir itiraz yapılmamıĢ sayılır. Ne demek lazım?
“Ġcra dairesi yetkisizdir, yetkili icra dairesi Ģurasıdır.” diye açıkça ifade etmeniz lazım ki itirazınız
geçerli olsun. ĠĢte örneğin sözleĢmeden kaynaklanan bir takip varsa birden fazla yetkili icra dairesi tabii
ki var. Bu takdirde bunlardan birini bildireceğiz. Bu Ģartla ancak yetki itirazı geçerli olacak. Bunu bir
yana koyun. Esas hakkındaki itirazla birlikte yapılacağını da, onu da bir yana koyduk.
Dolayısıyla ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yetki itirazında bulunulmazsa ne anlama
gelir? Yine HMK’den. Esasa iliĢkin itirazla birlikte yapacaktık, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7
gündü. 7 gün içerisinde yetki itirazında bulunmazsak artık ZIMNĠ YETKĠ SÖZLEġMESĠ OLUR değil
mi? Yetkiye itiraz etmezse borçlu o yer icra dairesi de yetkili hale gelir. HMK 19.maddede açıkça ifade
edildiği gibi. Demek ki süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak, yani sadece yetkisizdir demeyecek;
yetkili icra dairesini de bildirecek, yetki itirazında bulunulmaz ise o yer icra dairesi de yetkili hale gelir,
bir daha yetkiyle uğraĢılmaz. Buna da ZIMNĠ YETKĠ SÖZLEġMESĠ denir. Doktrin öyle diyor. Bunu
da öğrendiniz peki.

Yetki itirazında bulunuldu, yetki itirazında bulunulması da çeĢitli olasılıklardan geçer.

1) Diğer borca itirazlarla birlikte yetki itirazında bulunursanız… Yetki itirazının aslında niteliği nedir?
Borca itirazdır değil mi? Çünkü imzaya itiraz dıĢındaki bütün itirazlar borca itirazdı.

4 tane seçenek var yetki itirazında bulunulabilmesi için.

 Tek baĢına yetki itirazında bulunabilirsiniz.


 Yetki itirazı ile borca itirazı bir arada yapabilirsiniz.
 Yetki itirazını imzaya itiraz ile birlikte bulunabilirsiniz.
 Yetki itirazı + imzaya itiraz + borca itiraz Ģeklinde bulunabilirsiniz.

ĠĢte bu hallerde hangi yollarla itiraz hükümden düĢürülecek, bunları inceleyeceğiz. Yetki itirazında
bulunuldu, alacaklı 2 türlü hareket edebilir. 1) Borçlunun yetki itirazını kabul ederse icra dosyasının
yetkili icra dairesine gönderilmesini isteyecek. Bunun üzerine yetkisiz icra dairesi dosyayı yetkili icra
dairesine gönderecek, dosyayı alan yetkili icra dairesi de borçluya yeni bir ödeme emri yollayacak. ĠĢte
bu ödeme emrine karĢı borçlu artık yetki itirazında bulunamaz. Zaten yetkili bildirdiği yere gitti. Ve
daha önceki ödeme emrinde borca ve imzaya itirazda bulunduysa, yeni ödeme emrine karĢı yeniden
borca ve imzaya itiraz sebeplerini ileri sürmelidir; çünkü önceki geçerli değil artık bu yeni bir ödeme
emri. Yani “Ben önceden yapmıĢtım, onu buna sayın.” olmaz. yeni baĢtan itiraz sebeplerini bildirmek
durumunda; ancak demin de söylediğim gibi BU YENĠ ÖDEME EMRĠNE KARġI YENĠDEN YETKĠ
ĠTĠRAZINDA BULUNAMAZ! Yetki itirazını alacaklının kabul etmesiyle artık arada bir zımni yetki
sözleĢmesi meydana gelmiĢtir. Borçlu, esasa iliĢkin itirazda bulunabilir yeni ödeme emrine karĢı. Esasa
itirazla borca itiraz ve imzaya itirazı kastediyoruz. Daha önce ilk ödeme emrine karĢı esasa iliĢkin
itirazlarını bildirmiĢ olsa bile dediğim gibi yeni ödeme emrine karĢı yeniden esasa iliĢkin itirazlarını
bildirmek zorundadır.

Peki alacaklı yetki itirazını kabul etmezse, yani kendi takip yaptığı icra dairesinin yetkili olduğu
kanaatindeyse itirazı hükümden düĢürebilmek ve takibe devam edebilmek için hangi yola baĢvurması
gerekir? Burada iĢte bu yetki itirazının diğer itirazlarla birlikte yapılıp yapılmadığı önem arz etmektedir.
4 tane seçenek var dedik. 1) Yetki itirazı tek baĢına yapılır. 2) Borca itirazla birlikte yapılır. 3) Ġmzaya
itirazla birlikte yapılır. 4) Yetki itirazı + imzaya itiraz + borca itiraz Ģeklindedir. Bunlardan sadece yetki
itirazında bulunulursa alacaklı, md 50 f 2, Ġcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi
tetkik ve kati surette karara raptolunur, diyor. Ben 20 yıldır bunu okurum, o anlama getiremedim; fakat
Yargıtay Ģöyle uyguluyor bunu: Sadece yetki itirazında bulunulursa o takdirde ancak itirazın kesin
olarak kaldırılması yoluna baĢvurulabilir, itirazın iptali davası açılamaz diyor. Çünkü bu, usule iliĢkin
bir meseledir diyor. Takip hukukuna iliĢkin, maddi hukuka iliĢkin değil. Dolayısıyla itirazın iptali
davası açılamaz. Demek ki ĠTĠRAZIN ĠPTALĠ DAVASI AÇILAMAYACAK TEK HAL, ĠTĠRAZLAR
ĠÇERĠSĠNDE, SADECE YETKĠ ĠTĠRAZINDA BULUNULMASI HALĠDĠR!!! Sadece yetki itirazında
bulunulursa demek ki itirazın iptali davası açılamaz. Peki yetki itirazı diğer itirazlarla birlikte ileri
sürülürse? O takdirde itirazın iptali davası açılabilir. Sadece yetki itirazında bulunulması halinde
açılamaz.

 YETKĠ ĠTĠRAZI + ĠMZAYA ĠTĠRAZ HANGĠ YOLLA GĠDERĠLEBĠLĠR? Artık yavaĢ yavaĢ
hissetmiĢsinizdir. Ġmzaya itiraz + yetki itirazı, hangi yolla hükümden düĢürülür bu itiraz? ĠĢin
içinde imzaya itiraz varsa kaldırmalardan GEÇĠCĠ KALDIRMA + (sadece yetki itirazı olmadığı
için) ĠTĠRAZIN ĠPTALĠ DAVASI da açılabilir. Yani itirazın iptali davası da açabilirsiniz.
Bunları söylüyorum, yarın öbür gün sorarım nasıl hükümden düĢürülür alacaklı tarafından diye.
Yanıt vermeniz lazım. Sadece geçici kaldırma derseniz eksik kalır. Ne demeniz lazım? Ġtirazın
iptali davası da açılabilir demeniz lazım.
 Keza YETKĠ ĠTĠRAZI + BORCA ĠTĠRAZ HANGĠ YOLLA HÜKÜMDEN DÜġÜRÜLEBĠLĠR?
Ġtirazın kesin olarak kaldırılması talebinde bulunulabilir veya itirazın iptali davası açılabilir.
Bakın burada imzaya itiraz yoktur. Ġmzaya itiraz olmadığından kesin olarak kaldırma yoluna
baĢvurulabilir veya itirazın iptali davası açılabilir.
 ġimdi 4.hale geçiyoruz. YETKĠ ĠTĠRAZI+ BORCA ĠTĠRAZ + ĠMZAYA ĠTĠRAZDA
BULUNULURSA HANGĠ YOLA BAġVURMAK GEREKĠR? Ġtirazın geçici olarak
kaldırılması yoluna baĢvurulabilir. Ġtirazın iptali davası açılabilir. Onu her türlü açabiliyorduk.
Ġtirazın iptali davasını sadece yetki itirazının yapıldığı hallerde açamıyorduk. Ġtirazın iptali
davası açılamayacak tek hal, sadece yetki itirazıydı.

Gördüğünüz gibi yetki itirazında bulunulması da takibi durduruyor, bu da bir itiraz çeĢidi. Dolayısıyla
takibe devam edilebilmesi için ya itirazı kabul edip yetkili icra dairesine gönderilmesini isteyeceksiniz
ya da yetki itirazını kabul etmiyorsanız bu takdirde hükümden düĢürmek için gerekli yollara
baĢvuracaksınız; bu söylediğim yollardan birine baĢvuracaksınız.

Yine bu yola baĢvurdunuz diyelim; yetki itirazını iptal etti mahkeme ya da kaldırdı yetki itirazını, o
takdirde o yerde devam eder. Tam tersine itirazın iptaline genel mahkeme ya da itirazın kaldırılması
yoluna icra mahkemesi yetkili olmadığına karar verirse, yetki itirazını kabul ederse yetkili icra
dairesine gönderilmesi için HMK 20 kıyas yoluyla uygulanır. Yani karar verildiği anda kesinse onun
tebliği, verildiği anda kesin değilse baĢvurulmadan kesinleĢirse kesinleĢtiği tarih, kanun yoluna
baĢvurulmuĢsa bu baĢvurunun reddinin tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde taraflardan
biri yetkisiz icra dairesine baĢvurup yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmek durumunda; HMK
20’yi uygulayacağız.

Evet yetkili icra mahkemesini belirlemek kolay. Nasıl? Zaten icra dairesiyle icra mahkemesi
iliĢkilendiriliyordu. Takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesi yetkili olacak.

69.maddede borçtan kurtulma davası var, 72’de genel mahkeme menfi tespit davası var. 72’de yine
istirdat davası var. 142’de sıra cetveline itiraz davası var. 154.maddede iflas davası var. 235.maddede
iflasta sıra cetveline itiraz var. Yine ihtiyati haciz davası bakımından baĢvurulacak davalar var. Bunların
yetkisi ayrı. Bunların yetkisi bakımından genel hükümler uygulanır. Ġtirazın iptali dedik, itirazın
iptalinde genel mahkemeyle hangisi görevli? Bakacaksınız ticaretle ilgili bir davaysa ticaret
mahkemesinde açacaksınız. Tamamen genel hükümleri uygulayacaksınız genel mahkeme olduğu için.

Evet yetkiye iliĢkin söyleyeceklerim bu kadar. Bundan sonraki konu, genel haciz yolu.

GENEL HACĠZ YOLU

Kaç tane? 4 tane tür saymıĢtık. Genel haciz yolu, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu, taĢınmazların
ilamsız tahliyesi ve ASTAK(Abonelik SözleĢmesi Alacakları Hakkında Yapılan Takip). Abonelik
sözleĢmesi ne onu da göreceğiz. Hepsi de değil, ancak avukatla takip ediliyorsa. Özel kanun var orada.
7101 sayılı kanun var. Özel bir kanunu var onun, takip talebi ve ödeme emri bakımından farklılıklar var.
Haciz yolunun devamı zaten aslında ĠĠK’ye atıf yapıyor. Asında ayrı bir kanuna gerek yoktu. O da
tamamen icra hukukunun konusu. ĠĠK’de düzenlenebilirdi; fakat Ģimdilik ayrı kanun yapıldı. Daha
önceden de bahsettiğim gibi özellikle bu elektronik dünyada gerçekleĢen yeniliklerin icra hukukundaki
hız ihtiyacı ve artık icra dairelerinin yetersiz olması nedeniyle mümkün olduğunca kanuna geçirilmeye
uğraĢılıyor. Her Ģey elektronik ortama geçirilmeye çalıĢılıyor. Bu ASTAK da o yüzden getirildi zaten,
hiç el değmeden, icra dairesine gitmeden iĢlemelerin yürütülmesi için icra dairelerinin tıkanıklıklarının
giderilmesi için. Bu bir pilot aslında diğer icra takiplerine de aynı Ģeyler sirayet ettirilmek isteniyor.
Bunun için yeni kanunu bekliyoruz, bakalım yeni kanunda ne olacak. Muhtemelen bu ASTAK
dediğimiz Ģey de kanunun içerisine dahil edilecektir diye düĢünüyorum.

ġimdi genel haciz yoluna geçiyorum, genel haciz yolu bunlardan ilki. Adi haciz yolu da diyoruz buna.
Genellikle takip yaparken takip talebine ilamsız takiplere iliĢkin takip talebi yazdığında, ilamsız takip
diyorlar; ama ilamsız takip üst kavramdır biz kabul etmeyiz. “Hangi takip yoluna baĢvurulur?” diye
sorduğumuzda bir olay verip, mutlaka genel haciz yolu demeniz lazım. Bunda da kilit sözcük para
alacağı, konusu para ve teminat olan alacaklarda genel haciz yoluna baĢvurulabilir. Buna devam
edebilirsiniz mesela kambiyo senedine bağlanmamıĢ alacak, rehinle de temin edilmemiĢ. Bu nedenle
genel haciz yoluna baĢvurulabilir, diyeceğiz.

Evet, bir kere GENEL HACĠZ YOLUNDA KONUNUN PARA ALACAĞI OLDUĞUNU öğrendik.
Özel hukuk iliĢkilerinden doğan para alacakları tabii ki, yoksa 6183’ü de unutmayalım Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun.

Burada 58.maddede takip talebinde bulunması gereken koĢullar olarak sayılıyor. Ondan önce Ģu
maddeye bakalım beraber: Evet bakın ilamsız takip, ÜÇÜNCÜ BAP’ta baĢlıyor. Takibin muhtelif
tarzları, para borcu ve teminat için takip. Madde: 42 Bir paranın ödenmesine veya bir teminatın
verilmesine dair olan cebri icralar takip talebiyle baĢlar ve haciz yoluyla veya rehnin paraya çevrilmesi
yahut iflas suretiyle cereyan eder. Gördüğünüz gibi genel haciz yolu konusu para veya teminat
alacakları için geçerlidir. Teminatın para olması lazım değil.

Yine yabancı devlet aleyhine ilamsız takip yoluna baĢvurulamaz, neden? Çünkü yabancı devlet
aleyhine ilamsız takip yapılsa bile ilamsız takibin Anayasa’ya uygunluğu bile tartıĢmalı dedik. Yabancı
devletler tanıyıp tenfiz etmiyordu bunu. Bu nedenle yabancı devlet aleyhine takip yapılabilecek
hallerde demek ki ilamsız takip yapmayacağız, yapamayacağız.

Yine idari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna baĢvurulamaz. Özel hukuktan
kaynaklanacak para ve teminat alacakları.

Peki bu para alacağıyla ilgili… Biraz üzerinde duralım bunun. 58.madde, birkaç dakika daha duralım.
Sonra bırakayım sizi.

58.madde: Takip talebiyle baĢlar dedik. Takip talebi icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da
elektronik ortamda yapılır. Talepte bunlar gösterildikten baĢka alacakla ilgili… Bunu daha sonra
iĢleyeceğimiz için… ġuraya bakalım: Alacağın veya teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizi,
alacaklarda faizin miktarı ile iĢlemeye baĢladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın
hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi… Gördüğünüz gibi burada takibin konusu Türk
parasıdır. Yabancı para üzerinden sözleĢme yapılabilir mi? Yapılır. Gerçi CumhurbaĢkanı
kararnamesiyle bazı istisnalar getirildi. Örneğin; yabancı para üzerinden eskiden kira sözleĢmesi falan
yapılıyordu, her iki taraf da Türk vatandaĢıysa artık bunu yapamıyorlar. Bu sınırlı haller dıĢında -tabii
bu maddi hukuku ilgilendiriyor.- yabancı para üzerinden borçlanma yapılabilecek hallerde sözleĢme
yabancı para üzerinden yapılabilir. ġUNU UNUTMAYIN: Dava da yabancı para üzerinden açılabilir.
Yani davada tutup Ģu kadar ABD doları veya Ģu kadar Kanada doları veya Ģu kadar Euro Ģeklinde dava
açabilirsiniz; fakat gel gelelim takibe… TAKĠPTE MUTLAKA TÜRK PARASI GÖSTERMEK
ZORUNDASINIZ. Hangi tarihteki Türk parası? Onu siz seçeceksiniz alacaklı olarak. Vade tarihi veya
fiili ödeme tarihi. Vade tarihi ise bunu biliyorsunuz zaten oraya açıkça yazabilirsiniz. Fiili ödeme tarihi
ileriki bir tarihtir. Ġleriki tarihi Ģimdiden bilemeyeceğiniz için ne yapmanız lazım? O gün itibariyle harcı
hesap edip daha sonra fiilen ödendiğinde harç mahsubu yapıp fark varsa ödeyeceksiniz ayrıca. Nasıl
belirlenir bu? Kur yukarı mı gidiyor, aĢağı mı gidiyor bakacaksınız. Kur yukarı doğru gidiyorsa fiili
ödeme tarihi daha karlı, daha avantajlıdır; buna karĢılık kur düĢüĢ aĢamasında vade tarihi daha
avantajlıdır. Bu tamamen size kalmıĢtır. Tabii icra dairesi, bu fiili ödeme tarihi kavramını pek sevmez;
çünkü onlara ekstra iĢ çıkıyor. Ġleride yeniden mahsuplaĢma falan. Onlar genelde vade tarihinde veya
en geç takibin yapıldığı tarihte Türk parasına çevrilmesini ister; fakat öyle bir zorunluluğunuz yok.
Gerekirse Ģikayet yoluna baĢvurarak, yani icra dairesini göreceksiniz. Ġcra dairesinde çalıĢanlar genelde
icra hukukunu çok iyi bildiğini düĢünür. Bazı konuları da iyi bilirler onu da söyleyeyim. SatıĢta çok
detayları vardır, yani satıĢ konusunu avukatlardan daha iyi bildiklerini söyleyebilirim. Fakat Ģöyle bir
riski var: Bir Ģeyi bilmiyorsa kendini riske atmamak adına bütün taleplerinizi reddeder. Yani haklı
taleplerinizi de reddeder. Sürekli icra mahkemesine Ģikayet yoluyla o iĢ yerini düzelttirmeniz gerekir ya
da iptal ettirmeniz gerekir, buna da alıĢacaksınız. Maalesef böyle yürüyor, yani fiili ödeme tarihi
meselesini bu anlamda pek sevmiyorlar.

Altın para, eskiden altın para, mal hükmündedir. Bununla ilgili içtihadı birleĢtirme kararı var. Yani altın
para diye bir para yok. TaĢınır maldır. Dolayısıyla konusu altın olan alacaklar için ilamsız icraya da
baĢvurulamaz. TaĢınır malın teslimi, malumunuz 24.madde, ilamlı icra ile; mutlaka mahkeme hükmü
olması lazım.

Bir de ilamsız icraya konusu para olan bütün alacaklar için baĢvurulabilir. Yani Ģu iki Ģeyi ayırmak
lazım: 1) Bir Ģeyin para alacağı olup olmadığı, dolayısıyla genel haciz yoluyla takip yapılıp
yapılamayacağı 2) Bunun hükümden düĢürülmesi. Bazen deniyor ki haksız fiilden kaynaklanan bir
olayda takip yapılsa bile itirazla birlikte itirazın iptali için mahkemeye gitmek lazım; çünkü itirazın
kaldırılması yoluna baĢvurulamaz. Doğru. Ġtirazın kaldırılması yoluna baĢvurulamaz, neden? Çünkü
itirazın kesin olarak kaldırılmasında icra mahkemesi ancak ĠĠK md 68/1 anlamındaki belgeleri
inceleyebilir. Bu benim tabirimle “Belgeler konuĢur.” Onun dıĢında diğer belgeleri inceleyemez.
Dolayısıyla haksız fiilin belgesi olmaz, daha çok bilirkiĢi, tanık falan gerekiyor. Dolayısıyla sadece
itirazın iptali davası açılabilir. Bu nedenle bu takibe elveriĢli mi, değil mi tartıĢmasına hiç gerek yok.
Para alacağıysa takip yapılır. ĠĢçilik alacakları için de yapabilirsiniz. ĠĢçilik alacakları için de bu takibi
yapmanızda bir engel yok. Bundan sonra bu yargılamaya muhtaç bir muhakeme ise götürüp itirazın
iptali davası açılabilir. Ġtirazın kaldırılması yoluna baĢvurulamıyor diye bu haksız fiilden kaynaklanan
tazminat davalarının genel haciz yoluyla ileri sürülemeyeceğini iddia etmek mümkün değildir.

Teminat alacakları için de birkaç Ģey söyleyelim. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un
68.maddesinde belli parasal sınırı geçmeyen uyuĢmazlıklarda Tüketici Hakem Heyeti’ne baĢvurma
zorunluluğu getirilmiĢ, biliyorsunuz. Ama bu sınırı geçmeyen alacaklar için icra takibi yapılabilir, onu
söyleyeyim. ġimdi ne kadardı? 11.330 TL. 11.330 liranın altındaysa gidip dava açamıyorsunuz tüketici
mahkemesinde. Zaten bu dava Ģartıdır. Dava Ģartı noksanlığından usulden reddedilir; fakat takipte
böyle bir zorunluluk yok. Bunun altında olsa bile icra takibi yapabilirsiniz; çünkü daha önceden tersine
bir içtihat oldu, takip de yapılamaz falan diye. Kanunda değiĢiklik yapıldı. Tarafların itiraz haklarının
saklı olduğu… ibaresi getirildi. Ġcra bakımından bu 11.330 liranın aĢağısında olsa bile icra takibi
yapabilirsiniz.

Yine arabuluculuk düzenlemelerine bakacak olursak, bu ticari uyuĢmazlıklarda para ve tazminat


içeriyorsa ticari davalar, arabuluculuk vardı. ġimdi tüketici uyuĢmazlıklarında arabuluculuk geldi.
Sınırlarını Ģu an burada arabuluculuk dersi olmadığı için tekrar etmeyeceğim, geçen dönem
arabuluculuk dersi yaptık. Arabulucuya baĢvurmak dava Ģartıdır, yani arabulucuya baĢvurmadan dava
açamazsınız; ama arabulucuya baĢvurmadan takip yapabilirsiniz. Takip Ģartı değildir. Takip yaptınız,
itiraz geldi, itiraz geldikten sonra Ģuna bakacaksınız tabii ki dava açarken, itirazın iptali davası açarken;
arabuluculuğa tabi mi, değil mi? Dava Ģartı(zorunlu) arabuluculuğa tabi mi, değil mi? Zorunlu
arabuluculuğa tabi ise itirazın iptali davası açmadan arabulucuya baĢvurmanız gerekir, tabi değilse
açabilirsiniz.

Yine itirazın kaldırılası yolu açısından ise, itirazın kaldırılması dava olmadığından dava Ģartı
arabuluculuğa baĢvurmadan itirazın kaldırılması yoluna gidilebileceği kabul görmektedir.

Bir de para alacağı bakımından, rehnin paraya çevrilmesi bakımından istisna var dedik. Rehnin paraya
çevrilmesi yoluyla takip yapmadan genel haciz yoluyla takibe baĢvuramazsınız demiĢtik.

Teminat alacakları bakımından, teminat alacağı çok az karĢınıza çıkar. Çok fazla karĢınıza çıkmaz.
Burada teminat yalnız para teminatı değil, ayni teminat da olabilir. Ġlamsız takip, teminat gösterilmesi
için de yapılabilir. Çok az karĢınıza çıkacağı için de kural olarak teminattan çok bahsetmiyoruz. Para
alacağına iliĢkin ilamsız takipte uygulanan hükümler bünyesine uygun düĢtüğü ölçüde teminat için de
uygulanacaktır; fakat Ģurada bir içtihadı birleĢtirme kararı var, ona bir göz atalım: “ĠĠK 257.maddesinde
ihtiyati haciz Ģartları sayılmıĢtır. 59.maddede yapılan değiĢiklikle madde baĢlığı ihtiyati haciz iken,
ihtiyati haciz Ģartları, 1.fıkrasında yer alan borcun ibaresi para borcunun Ģeklini değiĢtirmiĢtir. Bu
değiĢiklik göstermektedir ki teminat alacakları için ĠĠK 42.maddesi gereği genel haciz yoluyla ilamsız
takip yapılabilirse de ihtiyati haciz kararı verilemez; çünkü ihtiyati haciz kararı sadece para alacakları
için öngörülmüĢtür. Ġcra iĢlemi değil, özel geçici hukuki koruma yollarından olduğundan… o halde
teminatın depo edilmesi için ihtiyati haciz kararı verilemez.” Gördüğünüz gibi her ne kadar ilamsız
takip yapılabilse de ihtiyati haciz kararı verilemez. Sebebi de söyleniyor, ihtiyati hacze 257’desadece
para alacağı diyor, teminattan bahsetmiyor. Ġhtiyati haciz bir de geçici hukuki korumadır, ĠCRA TAKĠP
YOLU OLMADIĞINDAN ZAMAN AġIMINI KESMEZ!

Evet biraz uzattım, 7 dakikanızı da aldım. Ama en azından belli bir noktaya kadar “HER BORÇLUYA
KARġI ĠCRA TAKĠBĠ YAPILABĠLMESĠ” 13.paragrafa kadar geldik. Bugün bayağı konu iĢledik
herhalde. ġimdi size düĢen ne? Bunları hazmederek tekrardan çalıĢacaksınız, yavaĢ yavaĢ. 1 hafta
falan daha ders yapalım, ondan sonra 1, belki 2 hafta kur pratik çalıĢması yapmaya baĢlayabiliriz.
Yeterli konu birikmeye baĢladı. Soru var mı? Yoksa oturumu kapatıyorum. Hepinize sağlıklı günler
diliyorum, görüĢmek üzere, hoĢça kalın.

You might also like