Professional Documents
Culture Documents
CMK-VİZE1 Çıktı Alınacak
CMK-VİZE1 Çıktı Alınacak
1. HAFTA – 20/09
Murat Çakır .....
Etkin pişmanlık cezaya etki eden bir şahsi sebep olabilir veya cezayı
kaldıran şahsi sebep olabilir.
Ultima ratio; nedir içeriği, son çare ilkesi, demek ki ceza hukuku en
son müdahale edecek.
Maddi ceza hukukuyla ceza muhakemesi arasında çok sıkı bir ilişki
vardır.
Bir de torba kanun diye bir şey var biliyorsunuz en büyük garabet
o günümüzde. İçinde bir sürü şey var. Nasıl tartışacağız biz bunları
düzgün. Her birinin alanı farklı. Torba yasa Roma’dan beri, konsüllerden
beri bu benim bahsettiğim gerekçeyle torba kanun olmasın kardeşim öyle
saçma şey olur mu diyorlar. Bir de torba kanun sıkıntısı içinde iyi 23
düzenlemeler var ama kötüler de var. E bu iyiler geçsin diye razı
olmadıklarımıza cevaz verelim gibi tuhaf bir durum ortaya çıkıyor.
3. HAFTA – 04/10
Can Canpolat....
Ceza muhakemesinde iki tane evre var bir tanesi soruşturma evresi
diğeri kovuşturma evresidir. Bu evrelerin yani ceza muhakemesinin
yürüyüşü içerisinde ceza muhakemesi hukukunun evreleri değil bunlar,
ceza muhakemesinin evreleri özellikle bu anlatımlarda faydası olması
açısından geçen ders size ceza muhakemesi faaliyetiyle ceza muhakemesi
hukukunun nasıl ayırt edilmesi gerektiğini anlatmıştım. Şimdi bu evreler
29
de o faaliyetin yani ceza muhakemesi prosesinin, sürecinin evreleridir.
Makul sürede yargılanma hakkının iki ayağı var bir tanesi subjektif
tarafı ki işte o hak, adil yargılanma hakkı içerisinde bulunan hak, bir
yargılamada birden fazla mesele bulunabilir, bunlar kalabalık bir sanık
olabilir birden fazla tabi ki bunlar süreyi etkiler, yargılanma süresini
mutlaka etkiler ama buna göre önlemler alabiliyor musun, soruşturma ve
kovuşturmada buna ilişkin önlemler alabiliyor musun, temel mesele,
makul sürede yargılanma hakkının subjektif tarafı yani hak tarafıyla
ilgili olan bu. Bir de bu hak yaklaşımından bağımsız bir konu daha var o
da aslında objektif olarak çabukluk ilkesiyle alakalıdır. Yani ben bir 35
yargılamayı yürütüyorum evet bu yargılamada bir mesafe almam
gerekiyor bir yandan evet haklar var ama bir yandan da şu önemli benim
için devlet olarak bunu yürüteceğim ve diğer insanlar nezdinde de
adaletli bir sonuca ulaştığıma ilişkin bir kanı oluşacak. Bu neyle ilgilidir
ceza adaletinin işlevselliği ile ilgilidir. Burada hak yaklaşımı yoktur.
Ceza muhakemesine hakim olan ilkelerden çabukluk ilkesi var bunu
subjektif tarafı makul sürede yargılanma hakkı objektif tarafı da ceza
adaletinin işlevselliği çerçevesinde muhakemenin hızlıca sonuca
ulaştırılması ve muhakemenin basitleştirilip hızlandırılarak suçla
mücadelenin ön plana çıkarılması ceza adaletine bir işlevsellik
kazandırılmasıyla ilgili bir özgürlükler hukukuna göre şekillenen usul
reformuna karşı reformist bir tezdir.
4.HAFTA – 11/10
Can Canpolat....
36
Bu hafta ceza muhakemesi hukukunun uygulanma alanı, konu
bakımından, yer bakımından ve zaman bakımından ayrıca kişi
bakımından uygulamadan bahsedecem.
Örf ve adet ile din ve ahlak kuralları açısından mesela örf ve adet
hukuku kurallarında şu olabilir özellikle taksirli suçlarda dikkat ve özen
yükümlülüğünün kaynağı biliyorsunuz illa ki bir mevzuat hükmü olmak
durumunda değil ya da kanun yönetmelik vs gibi bir mevzuat kuralı
olmak durumunda değil. Örf ve adetten de kaynaklanıyor olabilir. İşte
hem hukuk yargılaması açısından hem ceza yargılaması açısından bunun
bir değeri var ama biz ceza ile ilgileniyoruz. Dolayısıyla dikkat ve özen
yükümlülüğü acaba burada bir iş yapılırken o bölgede o işlerin
yapılmasıyla ilgili kabul edilen bir örf ve adet hukuku kuralı var mı buna
uygun davranılmış mı davranılmamış mı bunun tespiti yönünden önemli,
o da genelde nasıl olur, işte esnaf ve sanatkarlar odaları birliğinin o
yerdeki birimine müracaat edilir oradan genelde sicil aracılığıyla ya da
işte araştırma yapılarak işte bu husus şöyle şöyle uygulanıyor gibi bir
yazı yazılarak bu hususta yargılamaya yardımcı bir faaliyet söz konusu 47
olur, ki, bunun dayanağı ifade ettiğim gibi örf ve adet olacaktır. Bunun
dışında din ve ahlak kuralı, bunlar TCK bakımından bazı suçların
ihdasında bir karşılığı var mesela müstehcenlik suçu ahlak kurallarının
karşılığı olarak ihdas edilmiş bir suç tipidir. Ama ceza muhakemesi
hukuku kuralları açısından baktığınızda bunun doğrudan bir karşılığı
pek yok aslında ama bazen ahlak meselesinin de bu alandaki tedbirler
yönünden tartışıldığını ifade etmek mümkün.
Aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında daha önceden verilmiş bir
hüküm, kesin hüküm varsa veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine
karar verilir diyor, CMK m.223/7. Demek ki bunlar da yargılamanın
yapılabilmesi için bir şart. Derdestlik, kesin hüküm dava engelidir,
yargılama engelidir.
Yine uzlaştırma CMK m.253, buna göre yürütülen bir süreç var,
m.253/1’de sayılan suçlarda dava açılabilmesi, iddianamenin
düzenlenebilmesi için uzlaştırmadan olumsuz bir sonuç çıkması lazım.
Uzlaştırmanın sonucuna göre ya iddianame düzenleniyor ya da 56
kovuşturmaya yer olmadığına karar veriliyor, bu da bir dava şartıdır.
Bir mahkeme başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun
çözümüne bağlıysa yargılamaya devam etmek bakımından yüklenen
suçun ceza muhakemesi açısından isnadı başka bir mahkemenin görev
alanına giren sorunun çözümüne bağlıysa onun çözümü açısından, bu
hukuk mahkemesi olabilir idare mahkemesi olabilir, buradaki meselenin
hallini bekletici mesele yapacak, bu da, davanın devamını engelleyen
meselelerden bir tanesidir.
5.HAFTA – 18/10
Murat Çakır..
2) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik,
vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunursa, bakın burada sonradan kalksa
bile diyor yani suç işlendiğinde veya suç işlendikten önce böyle bir ilişki
olmayabilir ancak daha sonra biyle bir şey olabilir yani hakimin davaya 61
bakma sürecinde veya o sürece kadar ilişki var ise o hakimin o davaya
bakmaması gerekir, yasaklı olması gerekir.
4) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlat edinme bağlantısı var
ise, böyle bir durumda yine o hakimin davaya bakamaması gerekir.
5) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece dahil kan
hısımlığı var ise,
6) Şüpheli, sanık, mağdur ile aralarında evlilik sona ermiş olsa bile ikinci
derece dahil kayın hısımlığı var ise, şimdi bu haller sınırlayıcı bir şekilde
sayıldığı için buradaki derecelere dikkat etmemiz gerekir.
7) Aynı davada cumhuriyet savcısı, adli kolluk görevi veya sanık
müdafiliği veya vekilliği yapmış ise, aynı davada tanık veya bilirkişi
sıfatıyla dinlenmiş ise, yine o hakimin davaya bakamaması gerekir,
hakimin yasaklanması gerekir.
Reddi istenen hakim ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız
gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapabilir. Mesela tanık
dinletebilir, bu tanığın bir daha dinlenilme imkanı yoksa örneğin ağır
hasta ise veya bir kayıt var o kayıt hemen incelenmezse yok olacak gibi
gibi... Kanun, genel olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerle ilgili
işlemleri yapabilir diyor. Ancak hakimin oturum sırasında yani duruşma
sırasında reddedilmesi halinde bu konuda bir karar verilebilmesi için
oturuma ara vermek gerekse bile ara vermeksizin devam olunur ret 70
konusunda bir karar verilene kadar taraflar dinlenemez, diğer işlemler
yapılamaz diyor CMK m.29/2.
6. HAFTA – 25/10
Murat Çakır...
Diğer bir başlığımız yabancı bir ülkede işlenen suçlarda yetki; CMK
m.14’de düzenleniyor. CMK m.14: “Yabancı ülkede işlenen ve kanun
hükümleri uyarınca Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması
gereken suçlarda yetki, 13 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarına
göre belirlenir.”
Diğer bir başlık ülke dışında ülke bayrağını taşıma yetkisine sahip
deniz, hava ve demiryolu taşıtlarında nasıl bir yetki kuralı
öngörülmüştür; CMK m.15: “Suç, Türk bayrağını taşıma yetkisine sahip
olan bir gemide veya böyle bir taşıt Türkiye dışında iken işlenmişse,
geminin ilk uğradığı Türk limanında veya bağlama limanında bulunan
mahkeme yetkilidir.”
CMK m.15/2: “Türk bayrağını taşıma hakkına sahip olan hava taşıtları
ile demiryolu taşıtları hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri
uygulanır.”
Fakat bir suç için, Türkiye’de işlenen bir suç bakımından özel bir yetki
kuralı daha var o da CMK m.15/4’de düzenleniyor. CMK m.15/4: “Çevreyi
kirletme suçu, yabancı bayrağı taşıyan bir gemi tarafından Türk kara
suları dışında işlendiği takdirde, suçun işlendiği yere en yakın veya 88
geminin Türkiye’de ilk uğradığı limanın bulunduğu yer mahkemesi
yetkilidir.” Diyor çevreyi kirletme suçu bakımından.
(Savcılar konusunda görev diye bir şey yok anca yetki söz konusu
olabilir, savcıların yetkileri konusunda özel bir düzenleme yok, ancak
Teşkilat Kanunu diyor ki; savcıların yetki kuralları mahkemelerin yetki
kurallarına tabidir diyor yani savcıların yetki kurallar tespit edilirken
yani nerenin savcısı nerede işlenen suçlara bakacak sorusunun cevabı
mahkemelerin yetki kuralları ile ilgilidir. Dolayısıyla savcıların
yetkilerinin tespit edilmesinde bir zorluk, bir güçlük yok bu anlamda,
sadece kanun, daha sonradan kanuna konulmuş bir hüküm bu arada bu, 92
2 savcı arasında ben yetkiliyim ya ben yetkisizim denildiğinde olay
ortada kalmasın diye savcılar arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı
konusunda bir düzenleme yapmıştır CMK m.161/7, onun dışında savcılar
arasında yetki uyuşmazlığı konusunda, yetkisizlik iddiası konusunda bir
düzenleme mevcut değildir çünkü zaten savcının soruşturmaya
başlaması demek, kendini yetkili görmesi demektir ve savcıların yetkili
oldukları alanı tespit etmek çok da zor değil, mahkemelerin yetki
kurallarına göredir. Soruşturmayı yürütürken savcının yetkisizlik
iddiası diye bir şeyin olamayacağını söylemek gerekir çünkü savcı zaten
soruşturmaya başlayarak kendinin yetkili olduğu kanaatine ulaşıp zaten
soruşturmayı yürütecektir ama şöyle bir şey olabilir örneğin, mesela
Edirne’deki bir savcılık soruşturmayı yürütebilir, iddianameyi
Edirne’deki asliye veya ağır ceza mahkemesine sunabilir, burada
mahkeme kendisinin yetkili olmadığı kanaatine ulaşabilir, mesela her ne
kadar Edirne’deki savcılık soruşturma yapsa da buradaki yetkili
mahkeme hayır kardeşim Edirne değil Yalova’dır diyebilir, böyle bir
durumda bu yetkisizlik müessesesini işleten olan merci savcı değil
mahkeme olacaktır.)