You are on page 1of 4

6.

ÜNİTE: TİYATRO

Geleneksel Türk Tiyatrosu Genel Özellikleri


• Doğaçlamaya dayalı (tuluat) oyunlardır.
• Yazılı bir metin bulunmaz.
• Bir sahne ve dekor anlayışı yoktur.
• Karakterlerden çok belirli tipler vardır.
• Şarkı, dans, ağız ve ses taklitleri bu oyunların önemli bir ögesidir.
• Usta-çırak ilişkisiyle sonraki nesillere aktarılır.
• Karagöz, orta oyunu, meddah, köy seyirlik oyunları geleneksel Türk tiyatrosu türlerdir.
• Bu tiyatrolar genellikle “Temaşa” diye adlandırılmıştır.

KARAGÖZ
Karagöz bir gölge oyunudur. Bu oyun tasvir denilen birtakım şekillerin (insan, hayvan, bitki, eşya vb.) arkadan
ışıklandırılmış beyaz bir perde üzerine yansıtılması temeline dayalıdır. Gölge oyunun önce Çin daha sonra da
Hindistan’da çıktığı söylentileri vardır.
Halk arasındaki yaygın söylentiye göre ise Karagöz ile Hacivat Sultan Orhan zamanında (14. yy) Bursa'da
bir cami yapımında çalışmış işçilerdir. İkisi arasındaki esprili konuşmalar, diğer işçileri oyaladığı gerekçesiyle
Sultan Orhan tarafından öldürtülmüşlerdir. Daha sonra Şeyh Küşteri, ikisinin tasvirlerini yapıp oynatmıştır. Bu
nedenle Karagöz perdesine “Küşteri Meydanı” da denir.
Karagöz oyunun başlıca özellikleri şunlardır.
• Bir gölge oyunudur. Bu nedenle bazı kaynaklarda “Hayal-i Zıl” şeklinde de adlandırılır.
• Manda ve deve derisinden yapılan ve tasvir adı verilen figürlerin bir ışık yardımıyla sahnedeki perdeye
yansıtılmasıyla oluşur.
• Karagöz oyununun oynatıldığı perdeye “hayal perdesi” denir. Oynatan kişi de hayalî ya da hayalbâz olarak
adlandırılır.
• Karagöz oyunu, Ramazan ayında kahvehanelerde; evlenme, sünnet, doğum gibi törenler dolayısıyla ev, saray
ve konaklarda düzenlenen şenliklerde oynatılmıştır.
• Oyunda tef çalan, taklitlerin şarkılarını söyleyen, tasvirleri hayalîye veren yardımcı yardak adını alır
• Karagöz oyunlarının en tanınmışları arasında Kanlı Nigâr, Bakkallık, Ağalık, Abdal Bekçi, Ters Evlenme,
Bursalı Leyla, Balık/Balıkçılar sayılabilir
• Oyunda her meslek ve sınıftan insanlar vardır ve bunlar kendi yöresel, sınıfsal ağızlarıyla konuşurlar.
• Oyunda Karagöz; okumamış, dürüst, söylenenleri yanlış anlayan cahil halkı; Hacivat ise kendini beğenmiş,
biraz çıkarcı, aydın veya yarı-aydın kimseleri temsil eder. İki kahraman haricinde oyunda yer alan diğer kişiler
şunladır.
Çelebi: Çapkın, mirasyedi genç Efe: Zorba, kabadayı
Beberuhi: Aptal olan bir cüce Kayserili: Pastırmacı
Tuzsuz Deli Bekir: Sarhoş bir kabadayı Bolulu: Aşçı
Zenne: Oyundaki kadın Yahudi: Zengin
Ermeni: Tüccar, kuyumcu Laz: Kayıkçı. vs.

1
• Karagöz oyunu dört bölümden oluşur.
Giriş (Mukaddime) : Hacivat’ın bir semai okuyarak perdeye geldiği bölümdür.
Muhavere (Söyleşme) : Karagöz ile Hacivat arasındaki karşılıklı konuşmaların yer aldığı bölümdür. Bu bölüm; Karagöz
ve Hacivat’ın birbirlerini yanlış anladıkları, güldürü unsurunun yer aldığı bölümdür.
Fasıl: Olayın konu edildiği bölümdür, oyuna burada işlenen konuya göre isim verilir.
Bitiş: Hacivat ile Karagöz arasında geçen birkaç cümlelik kısa konuşmaların yer aldığı bölümdür. Hacivat: “Yıktın
perdeyi eyledin virân. Varayım sahibine haber vereyim hemân” diyerek perdeyi terk eder. Karagöz de: Her ne kadar
sürç-i lisan ettikse affola.’ diyerek oyunu bitirir.

ORTA OYUNU
Çevresi izleyicilerle çevrili bir alan içinde oynanan, yazılı metne dayanmayan, içinde müzik, raks ve şarkı da
bulunan doğaçlama bir oyundur. 19. yy’da ortaya çıkmış bir oyundur. Eski zamanlar “kol oyunu”, “meydan oyunu”,
zuhuri” gibi adlarla anılmıştır.
Han ya da kahvehane gibi kapalı yerlerde de oynanmakla birlikte, genel olarak açık yerlerde, ortada oynanan bir
olduğu için adına “orta oyunu” denmiştir. Karagöz’ün perdeden yere indirilmiş biçimidir.
• Halkın ortak malıdır.
• Yazılı bir metne dayanmaz, oyuncular doğaçlama yoluyla konuşur. Buna “tuluat” adı da verilir.
• Karşılıklı konuşmalara, yanlış anlamalara, nüktelere, şive taklitlerine dayanır.
• Oyunda dans, müziğe yer verilir.
• Oyun yuvarlak bir alanda oynanır. Buraya “palanga” denir. Bu oval alanda dekor fazla yoktur. Oyunun dekoru
“yeni dünya” denilen bezsiz bir paravandan ve “dükkan” denilen iki katlı bir kafesten oluşur. Yeni dünya ev
olarak, dükkan ise iş yeri olarak kullanılır.
• Oyunun temel kişileri Pişekar ile Kavuklu’dur. Pişekar, Hacivat’ın; Kavuklu ise Karagöz’ün yerini tutar. Kavuklu
oyunun komiğidir. Okumamış, kaba saba konuşan, cahil biridir. Pişekar ise okumuş, şehirli bir kişidir. Kavukluya
nasihat veren, yerine göre bilgiçlik taslayan biridir.
• Oyunda çeşitli mesleklerden, yörelerden, uluslardan insanların mesleki ve yöresel özellikleri, ağızları taklit edilir.
Zenne: Oyundaki kadın tipidir. Rumelili: Pehlivan, arabacı
Arnavut: Bahçıvan, celep Kayserili: Tüccar
Çelebi: Genç, yakışıklı, mirasyedi Külhanbeyi: Kabadayı, Tulumbacı
Kavuklu arkası: Aptal bir cüce vs.
• Orta oyunu da Karagöz gibi dört bölümden oluşur.
1) Mukaddime (Giriş): Zurnacı, Pişekâr havası çalar. Pişekâr çıkar ve izleyiciyi selâmladıktan sonra zurnacıyla
konuşur.. Kavuklu havasını çalınır ve Kavuklu ile Kavuklu arkası oyun alanına girer. Daha sonra Pişekâr'ı görüp
korkarlar ve korkudan birbirlerinin üzerine düşerler.
2) Muhavere (Söyleşme): Bu bölüm, Kavuklu ile Pişekâr'ın birbirleriyle tanıdık çıktıkları tanışma konuşmasıyla başlar.
Kavuklu ile Pişekâr'ın birbirinin sözlerini ters anlamaları bir gülmece oluşturur. Buna “arzbâr” denir. Daha sonra
Kavuklu Pişekar’a başından geçen ve gerçek olmayan olağandışı bir olay anlatır. Buna da “tekerleme” adı verilir.
3) Fasıl (Oyun): Oyunun asıl sergilendiği bölümdür. Oyunun diğer kişileri de oyuna dâhil olur. Bunların kıyafetleri ve
konuşmaları gülmeceyi oluşturur.
4) Bitiş: Oyunun son bölümüdür. Pişekâr, izleyicilerden özür dileyerek gelecek oyunun adını ve nerede oynanacağını
bildirir. Oyunu kapatır.
2
Not: Kavuklu Hamdi ile Pişekar Küçük İsmail Efendi, ortaoyunun ustaları sayılır.

MEDDAH
Meddah, genellikle kahvehane, meydan gibi halkın toplandığı alanlarda taklitler yaparak, hikâyeler anlatarak halkı
eğlendiren tek kişilik bir tiyatro oyunudur. Bu oyunu sergileyen kimseye “meddah” denir.
• Yazılı bir metni yoktur, doğaçlama oynanır.
• Öykü ve taklide dayanan bir oyundur.
• Tek bir kişi tarafından oynanır, yardımcı oyuncuları yoktur.
• Meddah’ın iki aracı vardır: Biri boynuna doladığı “makreme” adı verilen mendil diğer ise elindeki değnektir.
Mendili değişik tipteki kişilerin kıyafetini göstermek ve ağzını kapatarak taklit etmek için kullanır. Sopayı da oyunu
başlatmak, seyirciyi susturmak, saz, süpürge, tüfek, at yerine kullanılır.
• Sahne, dekor gibi öğelere önem verilmez. Meddah seyircilerin kendisini rahatça görebileceği bir yere oturur.
• Meddah; “giriş(başlangıç)”, “açıklama”, “senaryo(asıl konu)”, “Bitiş” olmak üzere dört bölümden oluşur
Başlangıç: Meddah anlatacağı öyküye başlamadan önce değneği üç kere yere vurup “Haak dostum Haak!” diyerek
bir tekerleme veya bir gazelle oyunu açar.
Açıklama: Hikâye kahramanı ve çevresi tanıtılır.
Senaryo: Öyküyü anlatmaya ve öyküdeki kişilerin taklidini yapmaya başlar. Meddahın yeteneklerinin ortaya
çıktığı asıl bölümdür. İçinde mani, deyim, atasözü ve türküler de bulunabilir.
Bitiş: Oyunun “kıssadan hisse” bölümüdür. Oyundan çıkarılması gereken dersi söyler. Bir sonraki oyunun nerede
ve ne zaman oynayacağını bildirir ve oyunu bitirir.

KÖY SEYİRLİK OYUNLARI


Kırsal bölgelerde, köylerde görülen, daha çok konularını yaşamdan alan, köylülerin uzun kış aylarında, düğünlerde,
bayramlarda vakit geçirmek amacıyla oynadıkları oyunlardır.
• Oyunlar bir metne dayanmaz, anonimdir.
• Oyuncular amatördür. Çocuklar, gençler, yaşlılar oyunda görev alırlar.
• Seyirci-oyuncu ayrımı yoktur. Sırası gelen oyuncu seyirciler arasından kalkarak oyuna katılır, işi bitince de
seyircilerin arasına döner.

GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU İLE MODERN TÜRK TİYATROSU ARASINDAKİ FARKLAR

3
• Geleneksel Türk tiyatrosunda yazılı bir metin yoktur. Doğaçlamaya dayalı (tuluat) oyunlar oynanır. Modern
tiyatronda yazılı bir metin vardır. Her oyuncunun sahneye nasıl çıkacağı, nasıl davranacağının da yazılı olduğu
bir metin vardır.
• Geleneksel Türk tiyatrosu doğaçlama oynandığı için bir ön hazırlık ve prova yapılmadan oynanır. Modern Türk
tiyatrosunda yazılı bir metin olduğu için oyuncular seyircinin karşısına çıkmadan önce defalarca prova yapar.
• Geleneksel Türk tiyatrosu metinleri sözlü gelenekten gelir ve anonimdir. Modern Türk tiyatrosunun metinleri
belli bir yazar tarafından kaleme alınan metinlerdir. Anonim özellikler taşımaz. (Geleneksel Türk tiyatrosu
halk çevresinde ortaya çıkmıştır. Modern tiyatro aydın çevrede ortaya çıkmıştır.)
• Geleneksel Türk tiyatrosunda belli insanlık eğilimlerini temsil eden tipler vardır. Bu tipler, genellikle bir
özelliği üzerinde baskın olarak taşırlar. Modern Türk tiyatrosunda hem tip hem de karakterler vardır, genellikle
oyunlarda karakterler hâkimdir.
• Geleneksel Türk tiyatrosu köy kahvelerinde, boş meydanlarda oynandığı için modern bir sahne yoktur. Modern
Türk tiyatrosu özel olarak tasarlanmış sahnelerde oynanır.
• Geleneksel Türk tiyatrosunda ışık, dekor, kostüm, teknolojik imkânlar oldukça sınırlıdır veya çoğunlukla
yoktur. Modern Türk tiyatrosunda ışık, dekor, kostüm ve teknolojik imkânlardan fazlasıyla yararlanılır.
• Geleneksel Türk tiyatrosunda oyuncular genellikle usta-çırak ilişkiyle yetişir. Modern Türk tiyatrosunda
oyuncular, okullarda ve konservatuvarlarda eğitim alarak yetişir.(Amatör bir yapısı vardır/ Daha profesyonel
bir çalışmanın üründür.)
• Geleneksel Türk tiyatrosunda temel amaç, şive taklitlerinden ve yanlış anlamalardan yararlanarak güldürmektir.
Modern Türk tiyatrosunda şive taklitleri ve yanlış anlamalar fazla kullanılmaz. Ayrıca güldürmenin yanında
izleyicileri farklı şekillerde etkilemek, onlara bir mesaj iletmek temel amaçtır.
• Karagöz, orta oyunu, meddah, köy seyirlik oyunları geleneksel Türk tiyatrosu türlerdir. Trajedi, komedi,
dram modern tiyatronun türleridir.

You might also like