You are on page 1of 6

1.

DÜNYA SAVAŞI
- 1870’lerden itibaren özellikle
Almanya’nın daha güçlü bir birikimle
ortaya çıkmasına kadar süreç gitmektedir.
- I. WW ile II. WW arasındaki dönem
tarihçiler tarafından adeta bir düdüklü
tencereye benzetilir.
I.WW ile başlayan süreç hem Avrupa ve
batı tarihi açısından ayrıca dünya tarihi
açısından da oldukça önemli bir dönüm
noktasıdır.
- Tarih kitaplarına bakıldığında 1.Dünya
Savaşı aslında 2.Dünya Savaşı’na kadar
Dünya Savaşı ya da Büyük Savaş olarak
adlandırılmaktaydı.
- Osmanlı tarafından Harbi Umumi (Genel
Savaş) veya seferberlik olarak adlandırılmaktaydı. 2. Dünya Savaşı’nın yaşanmasından sonra
1. ve 2. olarak tanımlamaya gidilmiştir.

- 1. Dünya Savaşı, insanların aslında toplumsal ve ekonomik anlamda harekete geçirme


noktasında yeni ve etkili yöntemlerin devreye girdiği bir sürece işaret etmektedir.
- Hem çok geniş bir coğrafyayı etkisi altına almıştır dolayısıyla çok kalabalık bir kitleyi
toplumsal ve ekonomik anlamda harekete geçirme noktasında yeni yöntemlerin de
denendiği bir savaş olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Daha önceki savaşlarda kısa süreli ve cephe savaşı (lokasyonun belli olduğu savaşlar)
olarak karşımıza çıkarken 1. Dünya savaşı çoklu cephelere çok daha fazla bölgelere
yayılmış olan genel bir savaştır.
- Önceki savaşlarda günlük yaşam çok fazla etkilenmezken 1.Dünya Savaşı’ndan itibaren
gündelik hayatını yaşan insanların da hayatları dramatikleşiyor çünkü çoklu cepheler söz
konusuydu. Orduların her zaman hareket halinde olması sebebiyle hayatları alt üst
olmuştur.
- 1. Dünya Savaşı insana endüstrileşmiş bir savaşın ne kadar acımasız olabileceğini
göstermiştir.
- 1.Dünya Savaşı ile 2.Dünya Savaşı’nı insan kayıpları açısından karşılaştırdığımızda, önemli
bir farkı 1. WW’da 8.5 – 9.5 milyon insan öldüğü söyleniyor ve bu kayıpların %95’i asker
ve %5’i sivildir yani 1. WW asker kayıplarının çok yoğun olduğu bir savaştır, fakat 2. WW
65 – 76 milyon insanın öldüğünden bahseder ve bunun büyük bir bölümü sivillerdir
(%67).
- Her iki savaş içinde altını çizebileceğimiz nokta kayıpların daha öncekilere göre çok daha
fazla olması ve uzun sürmesidir.
 Çıkış Sebepleri
- 28 Haziran 1914 tarihinde Avusturya – Macaristan veliahttı olan Prens Ferdinand’ın Saray
Bosna’yı ziyaretidir. O bölgenin kendilerinin olduğunu göstermek için böyle bir
teşebbüste bulunmuştur. Fakat Sırplar bu ilhaktan oldukça hoşnutsuzdur. Ferdinand bu
seyahat boyunca birkaç suikasttan kurtulur. Latin köprüsünün tam köşesinde Gavrilo
Princip adındaki bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülür. Bu suikastta prens ve eşi Sophia
öldürülür. Bu Habsburg hanedanlığı için son derece dramatik bir olaydır. Sırbistan’a bir
ültimatom verilerek çok ağır bir ceza alması ve Sırbistan’ın bunlara uyması beklenir.
Sırbistan ise bu ültimatoma net cevaplar vermez ve bu da 1 ay sonra savaşın çıkmasına
sebep olur (28 Temmuz 1914’de savaş ilan edilir.).
- 1.Sanayi devriminde İngiltere ve Fransa’nın 18yy ve 19yy’da oldukça güçlü hale gelmesi
ve sömürgecilik faaliyetlerinden Almanya’nın birliğini geç sağlamasından dolayı geç
başlamak zorunda kalmıştır. Protestan reform hareketi sürecinin Alman coğrafyasında
yarattığı istikrarsızlık ve ondan sonra 1618 – 1648 yılları arasında gerçekleşen 30 yıl savaşı
ve sonrasında gerçekleşen Vestfalya Antlaşması Avrupa da dengelerin değişmesine sebep
olmuştur. Almanya’nın bölünmesi ve Hapsburg ve Prusya olarak yeni bir devletin ortaya
çıkışı Katolik- Protestan ayrışmasının getirdiği bir netice olarak ve bundan sonra Alman
coğrafyası İngiltere ve Fransa’ya göre devletleşme sürecinin geç tamamlanması
Almanya’nın sömürgecilik yarışına geç katılmasına sebep olmuştur. 1870’lere doğru süreç
tamamlanmıştır ve bu Avrupa’daki güç dengelerini değiştirmiştir.
- Sömürge alanlarına kimin hâkim olacağı meselesi yeni tartışmaları da getirmiştir. 2.Sanayi
Devriminde Almanya’nın Avrupa da güçlü konuma gelmesi ve özellikle kimyevi sanayide
güç elde etmesi ekonomik anlamda İngiltere’nin politikayı Almanya’ya kaptırmaya
başladığı bir sanayi politikası sürecine girilmiştir. Yani hem sömürgecilik faaliyetleri
açısından çatışan bir Alman – İngiliz perspektifi var hem de sanayi noktasında kimin öncü
olacağı noktasında bir çekişme vardır. Ve özellikle 2. Çekişme Almanya lehine döndükten
sonra işler daha da sertleşmiştir. Bu altyapı iki ayrı cephe olarak ortaya çıkan iki dünyanın
karşı karşıya gelmesine sebep olmuştur.
- Sırbistan’a savaş açıldıktan sonra diğer devletler yavaş yavaş cepheleşmeye başlamıştır.
Sırbistan’a savaş açıldığı anda Rusya, Sırbistan ile bir anlaşma içerisindeydi; Slav
kimliğinden dolayı bu etkiyi Rusya kazanmıştı. Sırbistan’ın bağımsızlık kazanma süreçlerini
Rusya önemli bir şekilde desteklemiştir.
- Almanlar da Hapsburg savaşa girer girmez yanlarında savaşa girmiştir. Rusya ile aynı
sebepleri vardır. Almanlar Sırplara duyduğu rahatsızlıktan daha ziyade Rusya, Fransa ve
İngiltere tarafından sarılma tehlikesinden dolayı bir araya geliyorlar.
- İngiltere ve Fransa sömürgecilik yarışındaki damgalamalarda Almanya’nın hakimiyetini
kırmak için karşısında savaşa giriyor.
- İtalya önce Alman’ın yanında savaşa giriyor fakat Osmanlı’dan toprak alacağını
düşündüğü için taraf değiştiriyor. Savaş bu şartlar altında çıkıyor.
- Başlangıçta hiç kimse savaşın bu kadar uzun süreceğini düşünmüyor. Ancak girildikten
sonraki süreç her iki tarafa da ağır zararlar veriyor.
- Askeri önderlik siyasi önderliğin önüne geçiyor.
- Silah sanayisine altyapının madenlerin ve birikimlerin aktarılması söz konusudur.
Devletler bu üretimin sürekli olabilmesi için ciddi miktarda işçilere ihtiyaç duyuyorlar.
Bundan dolayı kadınlar ve çocukların da dahil olduğu kalabalık işçi grupları ortaya çıkıyor.
- Ekilebilecek alanların azalmasıyla yiyecek ve giyecek sıkıntısı çıkmaya başlıyor.
- Bu savaşta tarihte ilk defa kimyasal savaşlar (klor gazı) kullanılmıştır.
- Almanya, önce Fransa’yı yenmeyi düşünüyor ve Paris’i kuşatıyor. Oldukça uzun
sürmüştür.
- Rusya Almanya’nın Doğu Prusya taraflarına doğru ilerlemeyi düşünmüştür. Ancak bu
dönemde kendi içlerinde de ciddi sıkıntılarla uğraşmaktaydılar. Çarlık Rusya’sı hakimiyeti
söz konusuydu. 1917 tarihinde Rusya bu çarlık hakimiyetine duyulan memnuniyetsizliğin
bir devrime döndüğü “Bolşevik Devrimi” dir. 1917 yılında Doğu Prusya’daki ilerlemenin
durakladığı ve saplanıp kaldığı söz konusudur. Savaştan önceki sınırlarının daha öncesine
çekilmek zorunda kalmıştır.
- Bu süreçte Osmanlı arap isyanlarıyla da uğraşmıştır.
- Almanlar Japonlar ile Pasifik içerisinde sömürgeleri için bir mücadeleye girilmiştir.
- Bolşevik Devrimi ile Çarlık Rusya’sı yıkılıyor ve Rusya savaştan çekiliyor. Lenin başa
geçmiştir. Daha sonrasında Rusya içerisindeki devletlerin ne olacağı tartışması çıkıyor.
Kafkasya’daki devletlerin isyanı söz konusudur. Ancak bu isyanlar bastırılmıştır. 1922
yılında SSCB olarak adlandırılan yeni devlet kuruluyor. 1991’e kadar devam etmiştir.
- Çarlık Rusya’sının yıkılmasından sonraki süreç, Amerika’nın devreye girdiği süreci işaret
etmektedir. Çünkü Rusya’nın ortadan kalkması, Almanya’nın uğraştığı en büyük cephenin
sona ermesi anlamına gelmektedir. Yani Almanya’nın elini oldukça güçlendirebilecek bir
süreç devreye girmiş olmaktaydı. Elinde kalan son kaynaklarını Batı cephesine
yoğunlaştırarak savaşın kaderini kendi lehine çevirmeye bir imkana kavuşmaktaydı. Ancak
bu süreçte ABD’nin savaşa dahil olduğu görülmektedir. Yani her iki Dünya Savaşı’nda da
ABD’nin devreye girmesi savaşın kaderini değiştiren an olmuştur.
- Almanya, denizaltı filosu ile okyanuslarda hem ticari hem de savaş gemilerine yönelik
saldırılarda bulunuyor. Bu özellikle ABD’nin ticaretini derinden etkilemiştir. Bu da ABD’nin
savaşa girmesine neden oluyor. Fakat ABD’nin savaşa girmesindeki en önemli neden;
Almanya’nın savaşı kazanması durumunda Avrupa’da ABD ile dost olmayan yeni bir güç
ortaya çıkacaktı. Yani Avrupa’nın liderliğini üstlenecek bir güç olmasıydı.
- ABD devreye girdikten sonra kısa bir süre içerinde savaş İtilaf güçlerine doğru dönmüştür.
Verdikleri büyük desteklerle savaşın seyrini değiştirmiştir. Bu şartlar altında Wilson
Prensipleri olarak adlandırılan savaşa son verecek anlaşma şartlarını kabul etmek
zorunda kalmıştır Almanya. 11 Kasım 1918’de savaş bitmiştir. Bu süreden sonra; İttifak
devletleri ile İtilaf devletleri tek tek antlaşmalar imzalamıştır. Çok yüklü savaş tazminatları
ödemek zorunda bırakılmışlardır.
- 1.Dünya Savaşı’nın özelliklerinden biri de
yeni savaş tekniklerinin geliştirilmesiydi.
İletişim noktasında yeni icatlar devreye
girmiştir.
- Fotoğraf makinesi, telsiz telgrafın devreye
girmesiyle haberleşme noktasında yani
istihbarat noktasında yeni sistemlerin
devreye girmesi söz konusudur.
- Keşif ve istihbarat için kullanılmıştır.
Bombalama konusunda Almanlar tarafından zeplinler kullanılmıştır. Fakat bir müddet
sonra maliyeti çok fazla olduğu için kullanılmamaya başlanmıştır.
- Savaş bittikten sonra savaşın kazananı itilaf devletleriydi fakat çok yoğun bir tarumar söz
konusuydu. Bu yüzden Avrupa da yeni sisteme geçilmesi noktasında yeni bir süreç
başlatmaktan uzak bir şekilde neticelenmiştir.
- 2.Dünya Savaşına doğru giden süreç başlamıştır.
- Hem Fransa hem İngiltere büyük bir yıkımla karşı karşıyaydı. Fransa büyük kamu
harcamaları gerçekleştirmek zorunda kalmıştır. İngiltere ise ciddi borç almaya
yönelmiştir. ABD’den yoğun bir destek alınmıştır. Geri ödemelerde ise çok güçlük
çekmiştir. ABD’de ise Avrupa’nın sorunlarıyla uğraşmak istemiyor. Avrupa’dan
uzaklaşmıştır ve bu durum 1941 yılına kadar devam etmiştir. Bu dönemde kendi içerisine
yönelmiştir. Büyük morgage kredileri verilmiş insanlar araba, radyo gibi eşyalara
yönelmiştir. Aşama aşama 2.Dünya Savaşı’na giden süreç başlamış olmaktaydı.
- Avrupa da savaş sonrasında kendini toparlamak için birçok adım ortaya atılmıştır.
Almanya da toparlanmak için birçok adım atıyor fakat çok yüklü bir savaş tazminatı ile
karşı karşıya olduğu için geri ödenmesi konusunda sıkıntılar yaşanmaktaydı.
- Tüm bunların yaşanması Avrupa’da yeni bir kırılmaya sebep oluyor. Bu dönemde Avrupa
da rasyonel aklın yavaş yavaş ortadan kalkıp askeri erdemlerin yüceltildiği sınıf ve bireyin
özel çıkarlarını bastırıp, toplumun bütün çıkarlarını radikal milliyetçilik olarak ön plana
çıkardığı otoritenin arttığı bir döneme geçilmiştir.
- Bu anlamda ilk örneğinin 1922 tarihinde İtalya’da Mussolini önderliğinde başladığını
görüyoruz. Faşizm olarak adlandırılmıştır.
- Faşizm, askeri erdemlerin; askeri aklı siyasi aklın önüne geçecek şekilde yüceltilmesi, sınıf
ve bireye ait olan çıkarların tamamen bastırılarak devletin yüceltilmesi ve bunun radikal
bir milliyetçilik ile gerçekleştirilmesidir. Aynı zamanda otoriter bir kimlikle öne
sunulmasıdır.
- Hitler’in 1933’de devreye girmesiyle Almanya da bu sürece dahil olmuştur. NAZİ
(Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi) kurulmuştur.
- İspanya’da Franco da benzer iddialarla devreye girmiştir.
- Avrupa’ya bakıldığında bu durum Avrupa da daha önceki kırılma noktalarının
düzeltilememesiyle alakalı bir durumdur. Hem ekonomik bir sıkıntı söz konusu hem de
faşist iktidarların devreye girmesiyle Avrupa bu şartlar altında 2.Dünya savaşına itilmiştir.
 1929 BÜYÜK BUHRAN
- ABD’de başlayıp daha sonra Avrupa’yı etkisi altına alan bir ekonomik çözülme dönemidir.
Aslında 1.Dünya Savaşı neticesindeki ekonomik sıkıntıların yeniden gün yüzüne
çıkmasıdır.
- İnsanlar yeniden ekonomik hareketliliği sağlamak için insanlar tüketime teşvik edildi.
Bunda medyanın ve değişen dünya algısının etkisi oldukça fazladır. Fakat oldukça yanlış
bir politikadır çünkü altyapısında buna yönelik bir hazırlık süreci ve birikim söz konusu
değildir. İnsanlar ne kadar yeni şeyler almaya teşvik edilseler de bunu birikimleriyle değil
kazanabileceklerini düşündükleri paralarla bankalardan borçlanarak almışlardır.
Avrupa’da zaten çökmüş bir ekonomi olduğunu için daha hızlı etkilenmiştir.
- Dünyayı 2.Dünya Savaşı’na doğru götüren ilk halka olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Hitler’in hükümete gelmesinde etkili olmuştur.
- Daha önceki dönemlerle karşılaştırıldığında %65’lik bir düşüşe sebep olmuştur.
- 1928 yılında ABD tamamen kendi içerisine dönmesi ve tüketim silahını devreye sokması
da tetikleyici etkenlerindendir. Bankaların verdiği uzun vadeli krediler ve borsanın
faaliyete girmesi tüketimi tetikliyor.
- Florida merkezli bir başladığı gözüküyor. Turizme yatkınlığı sebebiyle yatırım almıştır.
1928 de Florida da büyük bir kasırga çıkar ve yerle bir eder. Bir balonun patlaması gibidir.
Önce Florida dan başlar, daha sonradan bankaların karşılığı olmadan paralardan dolayı
etkisi ABD de başlar ve dalgalar halinde devam eder. Ve bu tüketim çılgınlığı sona erer.
- İşsizlik başlar. Çok ciddi bir içe kapanma görünmüştür. Ekonomik aktivitelerde düşüş
gözükmüştür. 1930 – 31 de buhranın etkisini gösterir çünkü ABD merkezli bir dünya
ticareti bütün dünyayı dalga dalga etkilemiştir.
- Almanya üzerinde çok ciddi etkileri olmuştur. Bu dönemde parasının değeri o kadar çok
düşmüştür ki çantalarla parayla dolaşmak zorunda kalmışlardır. Bu şartlar aslında
rasyonalitenin ortadan kalktığı, yarınla ilgili endişelerin oldukça arttığı, ne olacağı
noktasında büyük belirsizliklerin olduğu dönemlerde bu tür iktidarların devreye girdiği
dönemlerdir.
- Hitler büyük vaatlerle iktidara gelmiştir. Büyük bir diktatörlük kurmuştur. Yahudilerin ve
Marksistlerin Almanları 1.Dünya Savaşı’nda arkadan vurduklarını düşünmektedirler.
Soykırım tarzı hareketlerin başlaması altyapısını buradan almaktadır. Diktatörlük bu
şartlar altında kurulmuştur. Gelişmiş bir silahlı sistem oluşturmaya çalışıyor. Halkı
mobilize etmek için; onları çalışmaya teşvik etmek için bir söylem (ortak kimlik)
geliştiriyor. Almanların Seçkin ırk olduğu.
- Altyapısı hazır olduğu için Almanya’yı oldukça kalkındırıyor. Oldukça diplomatik
manevralarla bunları gerçekleştiriyor. Bunlara Fransa ve İngiltere kendi dertlerinden
dolayı el atamıyor. Almanya’ya karşı bir güç olarak çıkamıyorlar.
- ABD, büyük buhranın yaralarını sarmak durumda olduğu için Almanya’yı durdurma
yönünde mücadeleye girmiyorlar.
- Rusya bu dönemde seyretmeyi tercih ediyor.
- Bunlardan dolayı Hitler’in oldukça kısa bir süre içerisinde Almanya’yı Avrupa’nın en etkin
gücü haline getirmesine ve bunda başarılı olmasına sebep oluyor.
- Almanya’yı toparladıktan sonra daha önceden Alman toprağı olan Avusturya ve
Çekoslovakya’yı Almanya sınırlarına dahil ediyor.
- Almanya’yı önce toparlayıp ve daha sonra da eski topraklarını aldıktan sonra Almanların
Avrupa’da mutlak güç haline gelebilmesinin yolunun Doğu’ya doğru olan topraklarının
garantiye alınmasından geçtiğini düşünmektedir. Bunun doğrultusunda 1 Eylül 1939’da
Polonya’ya saldırıyor. Polonya ile İngiltere ve Fransa arasında destek anlaşması
bulunmaktaydı. Bu anlaşmanın yapılmasının sebebi ise sıranın kendilerine geleceğini
düşünmeleriydi.
- 1940’lardan itibaren İtalya ve 1941’den itibaren Japonya savaşa Almanya’nın yanına
katılıyor.
- 1943 yılına kadar bir dizi zaferler kazanmıştır.
- Savaşın başlarında Polonya’nın paylaşılması ile ilgili Rusya’yla anlaşma yapılmıştır. Bu
durumda Polonya’nın doğu tarafı Ruslar batısı da Almanya tarafından işgal ediliyor.
- Polonya’dan sonra 1940’da Danimarka ve Norveç’i alıyor. Üçüncü aşamada ise
Yunanistan ve Yugoslavya’yı işgal ediyor.
- 1941’de Rusya’ya saldırıyor ve başlarda hızlıca ilerliyor. Rus coğrafyasının Almanya’dan
farklı olduğu için Rusya da takılıp kalıyor ve ilk yenilgisini Rusya da alıyor. Bunlar
yaşanırken Japonya Pasifikte Çin, Rusya ve ABD ile savaşıyor. 7 Aralık 1941 yılında Pearl
Harbour’u bombalıyor.
- Bu saldırıya kadar ABD senatosu 2.Dünya Savaşı’na katılmasını istemiyordu. Saldırıdan
sonra halkın cevap verilmesi gerektiğini düşünüyor. ABD ilk olarak Japonya’ya
saldırmaktansa Almanlara yöneliyor. 1942 – 1943 yılları arasında Avrupa güçlerine destek
veriyor.
- 1945 Nisan’da Almanlar yeniliyor. Hitler’in kendisini öldürdüğü iddia ediliyor. Almanya
2’ye bölünüyor. Doğu ve Batı Almanya
- Almanya yenildikten sonra Avrupa çok hızlı bir toparlanma gösteriyor.
- ABD Avrupa’dan sonra Japonlara dönüyor ve atom bombasını kullanıyor. Hiroşima ya
“Little Boy” ve Nagazaki ye “Fat man” atılıyor.
- SSCB’nin çökmesine kadar dünyayı etkisi altına alan çift kutuplu dünya sistemi bu şartlar
altında inşa edilmiş oluyor.
- Sivil ölümler bu savaşta çok daha fazladır (%65). Bundan sonra kurulan sistemlerde halkın
mobilize olması ve birlikte hareket etmesi ile toplumlar çok hızlı bir toparlanma
göstermiştir.
- 1945 yılından sonra iletişim araçlarının geliştiği, ticaret arttığı bir döneme girilmiştir.
Bundaki en önemli fark TV’nin insan hayatına girmesidir. Ortaklaşma kültürünün çok
daha yoğun şekilde devreye girmiştir.

You might also like