You are on page 1of 22

/ ^ • — - ~ - — - — - — — - .

Hasan Paşanın Hatay


Karamurt'daki Vakıf
ve Vakfiyesi
ibrahim A T E Ş

V S

akıf gayrımenkulleri Tapusu hüviyetin­ 6— V a k f i y e n i n sahife sayısı ile beher sahife-


de olan ve vakıf kuranların adlarını, sinin satır sayısı,
öngördükleri şart ve h i z m e t t ü r l e r i n i , v a k f ı n k u ­ 7— Y ı r t ı k olan sahife kenarı v e y a iç k ı s m ı ,
rulduğu yer ve tarihi içeren belgeye v a k f i y e d e n i l ­ 8— Y a z ı şekli ve h a t t a t ı ,
mektedir. Asl/nda vakıfla \\g\\\ vakfiye, ferman, 9— Vakfiyenin okunuşu,
berat, hüccet ve benzeri belge/erin büyük bir kıs­ 10— V a k f i y e n i n değerlendin'/mesi.
mı, Vakıflar G e n e l Müdürlüğü Arşivinde korun­
1- V A K F İ Y E N İ N TESBİT V E TESCİLİ:
makta olan kütük defterlerinde kayıtlı olmakla
beraber, çeşitli tarih ve yerlerde kurulan bazı V a k ı f K a y ı t l a r A r ş i v i n d e b u l u n a n ve nezâret

vakıflara ait vakfiye ve benzeri bazı belgeler, d ö n e m i n d e n kalmış o l u p , vakıfla ilgili olan t o m a r ­

zamanla vakıf kayıtlar Arşivine intikal etmeyip lar h a l i n d e k i , çeşitli belge ve t a h r i r a t ı içeren evra­

ilgili vakfın evlâdı v e y a mütevellisinin elinde k a l a n ­ kın t a r a m a , tesbit ve tasnif çalışmaları esnasında

lar olduğu gibi. Kütüphane, Müze, Başbakanlık bulunan bazı değerli belgelerden biri de. Hasan

A r ş i v i , T a p u ve K a d a s t r o A r ş i v i ve benzeri k u r u m ­ Paşa v a k f i y e s i d i r .

larda kalanlar d a o l m u ş t u r . Üzerinde yapılan inceleme s o n u c u n d a , daha


önce V a k ı f kütük Defterlerine g e ç i r i l m e m i ş o l d u ğ u
Vakıfla ilgili belgeler araştırılarak, bulunan
anlaşılan bu orijinal v a k f i y e n i n , kütüğe tescili için
vakfiye ve o m a h i y e t t e k i belgeler, gerekli işlem­
gerekli girişimlerde b u l u n u l m u ş o l u p , İdare M e c ­
ler y a p ı l d ı k t a n sonra kütüğe tescil edilmektedir.
lisinin 20.5.1981 tarih ve 2 2 6 / 2 8 3 sayılı kararı
Y a z ı m ı z ı n k o n u s u olan Hasan Paşa v a k f i y e s i n i n ,
uyarınca kütüğe tescil e d i l m i ş t i r . T ü r k harfleri ile
kütüğe tescili d e , b u şekilde o l m u ş t u r . Sözü geçen
2157 nolu kütük defterinin( ı ) 1 0 7 nci sahifesine
vakfiyenin tanıtımı ile ilgili bu y a z ı m ı z d a sırası
kayıt ve tescil edilmiştir. Daha sonra orijinal
ile aşağıdaki hususları ö z e t olarak s u n m a y a ç a l ı ­
vakfiyede, orijinal durumuna uygun patolojik
şacağız : o n a r ı m l a r y a p ı l a r a k ciltlenip bir defter haline geti­
1- V a k f i y e n i n tesbit ve t e s c i l i , rilmiş ve 2 2 2 4 n u m a r a ile V a k ı f K a y ı t l a r ı Arşivi'n-
2- Vakfın kurucusu, d e k i yerini a l m ı ş t ı r .
3— V a k f ı n k u r u l d u ğ u yer ve t a r i h ,
4— K a p a k sahifesindeki t u ğ r a ve y a z ı l a r ,
5- B i r i n c i sahifedeki büyük ve küçük başlıklı
(1) V a k ı f l a r G e n e l Müdürlüğü A r ş l v l ' n d e k i Kütük Def­
tezhibler. t e r l e r i n d e n 2 1 5 7 nolu kütük d e f t e r i .
6 İBRAHİM ATEŞ

2- VAKFIN KURUCUSU: olması ve Hasan Paşa'nm 1115 Hicri tarihinde

B u v a k f ı n k u r u c u s u ile ilgili olarak v a k f i y e n i n Sadrı A ' z a m o l m a s ı , v a k f i y e d e adı geçen v â k ı f ı n ,

üçüncü sahifesinde 1 x 5,5 santim ebadındaki bu Hasan Paşa olmasına kuvvetle d e l â l e t etmekte

dikdörtgen tezhib içerisinde, şarabi renk mürek­ o l d u ğ u n d a n , k e s i n l i k ifade etmese d e , v a k f i y e d e k i

keple "Cenabı Hazreti Hasan Paşa" denilmekte­ özelliklerle y u k a r ı d a m e t n i s u n u l a n tarihi belgede­

dir. Böylece vakıf kuran kişinin isim ve unvanı ki özellikler birbirine uyduğundan, söz konusu,

yazılmış olup, baba adı belirtilmediğinden, bu vâkıfın, Padişah Damadı Sadrı A'zam Morali

Hasan Paşa'nm hangi Hasan Paşa o l d u ğ u kesin Hasan Paşa o l d u ğ u kanaatini d o ğ u r m a k t a d ı r .

olarak anlaşılmamaktadır. Ancak daha önceki 3_ VAKFIN KURULDUĞU Y E R VE


satırlarda, v â k ı f ı n özelliklerinin belirtilmesi sade­ TARİH
dinde "hâlen Devleti A l i y y e - i O s m a n i y e ' d e , mes­ V a k f i y e n i n 5^lıvci sahifesinin 2 - 5 . satırlarında
nedi vezâreti uzmâ olan. Vezir, Gurre-i Cebîni " Ü z e y i r Sancağında D e r b e n k ve B a k r a s N a h i y e l e ­
Sadâreti uzmâ, kurretü ayni vekâleti kübrâ" rinde v â k i Kurâ ve m e z â r i ' ve c i b â l ve bağ ve
deyimleri görülmektedir. Bu deyimlerden, vakfı bahçe ve c e m â â t ve m a h s u l â t ı hâvi Şeyh-ül-hadid
kuran Hasan Paşa'nm, Sadr'ı A'zamiık yapan demekle ma'ruf, mukataanın hududu dâhilinde
bir Hasan Paşa olduğu kanaati doğmaktadır. Medîne-i A n t a k y a ile B a k r a s ve B e l e n beyninde
Bu itibarla vakfın k u r u c u s u olan Sadr'ı A'zam vâki' Karamurt demekle şehîr mahal ki..."(3)
Hasan Paşa'nm kesin olarak tesbiti için, vakfın denilmektedir. Yani, "Üzeyir Sancağında Der­
k u r u l d u ğ u tarihte tesis e d i l d i ğ i y e r olan H a t a y ' d a benk ve Bakras Nahiyelerinde bulunan köyler,
veya oraya yakın bir yerde görev y a p a n Sadr'ı ç i f t l i k l e r , dağlar, b a ğ , b a h ç e , cemaat ve mahsûl­
A'zam Hasan Paşa'nm araştırılması gerekmek­ leri içeren ve Şeyhül-hadid d i y e b i l i n e n , m u k a t a a ­
tedir. B u nedenle " S i c i l l i O s m a n i , y a h u t tezkire-i nın sınırı d a h i l i n d e , A n t a k y a şehri ile B a k r a s ve
meşâhîri Osmaniye" adlı eserica) tetkik ettiği­ B e l e n arasında b u l u n a n , K a r a m u r t d e m e k l e meş­
m i z d e , 1 1 9 adet Hasan Paşa adı görülmüş ise d e , hur yer k i . . . " d e m e k o l u p , v a k f ı n k u r u l d u ğ u y e ­
gerek u n v a n , gerekse v a k f ı n k u r u l u ş tarihi ve yeri rin, Hatay ile B a k r a s ve B e l e n arasındaki Kara­
yönünden, yukarıdaki özelliklere uyanın, Da- m u r t d i y e bilinen yer o l d u ğ u ifade edilmektedir.
mâd'ı P â d i ş a h î Morali Hasan Paşa o l d u ğ u k a n a - A n c a k , tetkikinden de anlaşılacağı üzere, Ü z e y i r
atma varılmıştır. Sancağına bağlı olduğu yazılı olmakta ise de,
Osmanlı Memleketleri(4) adlı eserin 250-251.
Adı geçen eserin 146-147. sahifelerinde,
sahifelerinde K a r a m u r t ' u n bir N a h i y e o l u p . K a z a ­
sözü geçen Morali Hasan Paşa h a k k ı n d a şu bilgi
sının Antakya, Vilâyet ve Sancağının da Halep
verilmektedir: "Dâmâdı Pâdişâhi Hasan Paşa
o l d u ğ u yazılıdır.
Moralidir. Makbul ve m u k a r r e b olarak cukadârı
Ş e h r i y â r î o l d u . 1 0 9 5 de S i l â h t â r ı Ş e h r i y â r f o l d u . Vakfın kuruluş tarihine gelince; vakfiyenin
1099 vezâretle Mısır Valisi, 1101 de azledildi. son sahifesinde ' Vaka'a El-işhâdü vettahrîrü
B u r s a ve İ z m i t M u t a s a r r ı f ı o l d u . n02'de, Hatice Fî Gurre-i Safer E l - H a y r L i Seneti sitte a'şarete
S u l t a n binti S u l t a n M e h m e t H a n , tezviç o l u n a r a k ve mietin ve elf" denilmektedir. Yani "1116
Boğaz Muhâfızı oldu. 1105'de Sakız Muhâfızı, yılının Safer ayının başında tescil edildi ve y a ­
1106 d a orasını d ü ş m a n a teslim e t m e s i y l e , h a b - zıldı" demektir. B u n a göre, v a k f ı n k u r u l u ş t a r i h i ,
sedildi. B a ' d e h u , K e f e Sancağı verildi. Buradan G u r r e - i S a f e r 1 1 1 6 H . 2 6 Mart 1 7 0 4 M. dir.
Veziri Hamiş o l d u . Ba'dehu Rikâb-ı H ü m â y û n ka­
4- KAPAK SAHİFESİNDEKİ TUĞRA V E
im makamı olup, 1107 de Halep Valisi oldu.
YAZILAR:
1108'de K o n y a Valisi, 1110 ba'del-azil İstanbul
Vakfiyenin K a p a k sahifesinnin üst kısmında
k a i m m a k a m ı o l d u . B i r aralık m â z u l o l d u y s a d a ,
Padişah Tuğrası bulunmaktadır. Tuğra, altın
vak'ada 1115 tekrar kaim makam o l u p , sene-i
yaldızlı olup, içi Hatâllerle süslenmiştir. Sultan
mezkurede Sadrı A'zam olup, 116 Cemaziyel-
Üçüncü Ahmet'e ait olan bu t u ğ r a n ı n okunuşu
evvelinin 28 inde, azledildi. Ve Halîlesi ile İz-
ş ö y l e d i r : " Ş a h A h m e t bin M e h m e t H a n el muzaf-
mit'de Mütekaiden ikameti Ferman olundu.
119 Cemaziyelevvelinde, sâniyen Mısır Valisi
(2) S i c i l l i O s m a n i , y a h u t tezkire-i M e ş â h i r i O s m a n i y e ,
o l u p , Sultan'ı İstanbul'a celp o l u n d u . 120 Şâba- Meclisi Kebir-i Maarif Azasından M e h m e t S ü r e y y a ,
cilt 2 , sahife 1 4 6 - 1 4 7 , 1 3 1 1 H., Matbaa-i A m i r e .
nında, Trablusu Şam ve sonra R a k k a V a l i s i o l ­
(3) B u y a z ı y a k o n u olan Sadrı A z a m Hasan Paşa'ya ait
m u ş t u r . 1 2 5 Z i l h i c c e s i n d e fevt o l d u . . . "
G u r r e - i Safer 1 1 1 6 H . / 2 6 Mart 1 7 0 4 M. tarihli ori­
jinal v a k f i y e o l u p , 2 2 2 4 nolu orijinal v a k f i y e defteri­
Yukarıya çıkarılan tarihi metinde. Damat nin 5 . sahifesi ve 2 1 5 7 T ü r k ç e T e r c e m e T e s c i l d e f t e ­
Hasan Paşa'nm, Halep Valiliği y a p t ı ğ ı ve Sadrı rinin 1 0 7 . sahifesi.

A ' z a m o l d u ğ u belirtilmekte olup, vakfın kuruluş (4) Osmanlı M e m l e k e t l e r i , s . 2 5 0 - 2 5 1 , H a c ı b e y Z a d e


A h m e t Muhtar 1 3 1 4 ' d e Ş i r k e t i sahafiye-i O s m a n i y e
yeri olan H a t a y ' ı n o tarihte Halep V i l â y e t i n e bağlı
Matbaasında basılmıştır.
HASAN PAŞA'NIN HATAY KARAMURT'DAKİ V A K I F V E VAKFİYESİ /

fer dâima"(5) Dördünca Mehmet oğlu üçüncü Y â n i : " V a k f ı n sahih o l d u ğ u n u ve medlulünün

Sultan A h m e t ' i n tahta ç ı k ı ş ı 9 R e b i u l â h e r 1115 şer'i olduğunu görünce, üzerine Rıza ve kabul

H. 22.8.1703 M. tarihinde olduğuna ve Sadrı işaretini koydum. ALLAH, vâkıfının mükâfatını

A'zam Hasan Paşa'nın vakfının tescil tarihi de kat kat arttırsın. Y a z a n fakir, Esseyyit A l i , A L ­

Gurre-i Safer 1 1 1 6 H . 2 6 Mart 1 7 0 4 M. tarihinde L A H onu affetsin."

olduğuna göre, vakfiye üzerindeki bu Tuğra c —


Padişah Sultan Üçüncü Ahmet'in Saltanatının
ikinci y ı l ı n d a y a z ı l m ı ş o l d u ğ u a n l a ş ı l m a k t a d ı r .
^ — ; L a J I iLc y-i j ^ ^ L J I İ3^->M,o ^1 < OA "
i n c e l e n m e s i n d e n . d e anlaşılacağı üzere. S u l t a n
Üçüncü A h m e t ' i n T u ğ r a s ı , kardeşi Üçüncü Mus­
t a f a ' n ı n Tuğrası gibi o l u p , M u s t a f a y e r i n e A h m e t
yazılmıştır. Ahmet ve Mehmet kelimelerinin
mim harfleri aynı işaret ile gösterilmiştir. Şah
kelimesinin (h) harfi, Tuğra'da kafes şeklinde
sitilize edilmiş motiflerle gösterilmiştir. Yâni: " B u v a k f i y e n i n y a p ı l a r ı sağlam ve a n ­
Tuğra'nın a l t ı n d a üç Kadı (Yargıç)'nın vak­ lamları şer'idir. A L L A H , v â k ı f ı n ı n sevabını a r t t ı r ­
fiye ile ilgili olarak ayrı a y r ı , A r a p ç a üç tasdik ve sın. B e n K u l ise, A n a d o l u Askerî Kadısı A t â u l l â h
tasvip meşruhatları bulunmakta olup, bunlar Muhammed olup. Yüce A L L A H ' ı n affına mazhar
sırası ile ş ö y l e d i r : olam."
a — Vakfiyenin kapak sahifesinde T u ğ r a altında
b u l u n a n ve a r a p ç a aslı ile T ü r k ç e Tercümesi y u k a ­
rıya ç ı k a r ı l a n , tasdik ve tasvip m e ş r u h a t ı n ı n bi­
ö\y^ ) ö^^j ^tUl lİAaJU^ U rincisi Rumeli Askeri Kadısına ait olup. Kadı
Yahya, bu meşruhatında, vakfın suhhat ve lü­
zumuna karar verdiğini ifade etmektedir. İkin­
c i s i , E s s e y y i d A l i adında unvanı b e l i r t i l m e y e n bir
şahsa ait o l u p , bu şahıs ta m e ş r u h a t ı n d a , vakfı
sahih ve şer'i olarak gördüğünü ifade etmektedir.

ci)L-2)B.»S^l^^yiJI^I^ J b U î l j j . ^ l j Üçüncüsü d e , A n a d o l u Askeri Kadısına ait olup,


Kadı Atâullâh Muhammed, bu meşruhatında,
v a k f ı n sahih ve şer'i o l d u ğ u n u o n a y l a m a k t a d ı r .

• « L_e ^ ü
5- BİRİNCİ SAHİFEDEKİ BÜYÜK V E
KÜÇÜK BAŞLIKLI TEZHİBLER:

Vakfiyenin Birinci sahifesinin üst kısmında,


Y â n i : " B u k i t a b ı n i ç i n d e ihtiva e t m i ş o l d u ğ u
biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki adet
vakfın aslı, şartları ve h a r c a m a y ö n l e r i , kitap'ta
tezhip b u l u n m a k t a d ı r . B ü y ü k t e z h i p sol k ı s ı m d a ,
a ç ı k l a n d ı ğ ı ş e k i l d e , t ü m ü n e z d i m d e sahih görülrpüş
küçük tezhip ise sağ kısımdadır. Sol kısımdaki
o l u p , eimme-i eslâf (eski i m a m l a r ) arasında geçen
büyük t e z h i p , klasik t a r z d a k i t a ç şeklinde bir t e z ­
i h t i l â f noktalarını b i l e r e k , b u v a k f ı n h u s u s ve u m û ­
hip o l u p , t a ç R û m î ve H a t â î l e r l e süslüdür. O r t a d a k i
m u n d a sıhhat ve l ü z u m u n a h ü k m e t t i m . B e n , fakir
göbek, Türk mavisi o l u p , e t r a f ı Varak yaldızdır.
kul, Rumeli Askeri Kadısı ( Y a r g ı c ı ) Yahya, A L ­
Varak y a l d ı z üzerinde, kontürlerle R û m î l e r işlen­
L A H ' ı n affına m a z h a r o l a . "
m i ş , gri ve kahverengi renklerde hatâilerle bezen­
b -
miştir. Tacın üst k ı s m ı n d a , y i n e hatâiler bulun­
maktadır. Tacın alt ve yan kenarlarını zencirek
ç e r ç e v e l e m e k t e d i r . B u n l a r ı n a l t ı n d a S u r e başı şek­
linde ve d i k d ö r t g e n b i ç i m i n d e i k i n c i bir tezhip gel­
m e k t e o l u p , varak altın üzerine şarabi renkli m ü -
rekkeble "BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM"
yazılıdır. Bunların altında vakfiye başlamakta
o l u p , bu sahifede sekiz satır b u l u n m a k t a d ı r . Bü­
tün bunların kenarında biri ince, diğeri kalın,
siyah kontürlü çerçeve ile üçüncü ve ş a r â b i renkli

(5) B k z . : " O s m a n l ı Padişah T u ğ r a l a r ı " , s . 240-245,


Sühâ U m u r , H a l u k O f s e t , 1 9 8 0 , i s t a n b u l .
8 İBRAHİM ATEŞ

bir cetvel ç e k i l m i ş t i r . B u esas ve büyük tezhibin kelimelik k a d a r b ö l ü m ü k a p s a y a c a k ebatta büyük­


sağ tarafında bulunan küçük tezhip ise, ellibeş çe bir y ı r t ı k b u l u n m a k t a d ı r .
m i l i m e n i n d e , esas tezhibe benzer ve fakat orta 2 4 , 2 5 , 2 6 , 2 7 , 2 8 ve 2 9 . sayfaların iç k ı s m ı n ­
göbeği olmayan, sadece hatâîlerle bezenmiş, d a , yazıların okunmasına engel o l m a y a c a k nite­
zemini altın varak olan bir tezhiptir. Bunun likte delik şeklinde b i r k a ç küçük y ı r t ı k b u l u n m a k ­
alt kısmında " v a k f i y e s i m u c i b i n c e amel oluna" t a d ı r . 3 0 ve 3 1 . sayfaları oluşturan son y a p r a ğ ı n

ibâresi b u l u n m a k t a d ı r . alt kenarında, çerçeve dışında, köşe kısmında


bir y ı r t ı k ile sayfa i ç i n d e birer v e y a ikişer kelime­
6- VAKFİYENİN SAHİFE SAYISI İLE
lik yerleri k a p s a y a n b i r k a ç y ı r t ı k bulunmaktadır.
BEHER SAYFANIN SATIR SAYISI:
Ü z e r i n d e Padişah Tuğrası ve K a d ı l a r ı n tasdik 8- YAZI ŞEKLİ V E HATTATI:
meşruhatı yazılı olan k a p a k sahife hariç olmak V a k f i y e n i n baştan s o n a k a d a r yazılışında k u l ­
üzere, başlangıçtan Şuhijdül-hal de dahil olmak lanılan yazı türü, t â l i k yazısıdır. U s t a c a ve güzel
kaydiyle vakfiyenin sonuna kadar t o p l a m sayfa bir şekilde yazılan harf ve kelimelerin birbiriyle
sayısı, O t u z b i r d i r . B i r i n c i sahifede tezhib k ı s m ı n ı n bağlantı ahengi f e v k a l a d e d i r . Bazı cümle sonların­
a l t ı n d a kalan bölümde S e k i z satır b u l u n m a k t a d ı r . d a irili u f a k l ı , gelişi güzel y a p ı l m ı ş n o r m a l tezhipli
O t u z b i r i n c i sahifede ise O n y e d i satır b u l u n m a k t a ­ duraklar bulunmaktadır. Kapak sayfadaki tuğra
dır. Bunların d ı ş ı n d a , diğer sahifelerin tümünde a l t ı n d a k i , kadıların tasdik ve tasvip yazıları y i n e
Onüçer satır bulunmakta olup, orijinal olarak t â ' l i k türününden o l u p , irilik ve u f a k l ı k b a k ı m ı n ­
v a k f i y e n i n t o p l a m satır sayısı 4 0 2 d i r .
d a n , üç şekil a r z e t m e k t e d i r . 1. s a y f a d a k i büyük
7- YIRTIK O L A N SAHİFE KENARI VEYA tezhibin alt k ı s m ı n d a k i besmele i l e , üçüncü s a y f a ­
İÇ K I S M I : nın 1 1 , satırındaki vâkıfın adı "Cenabı hazreti
K a p a k ve birinci s a h i f e y i o l u ş t u r a n yaprağın Hasan P a ş a " a l t ı n varak üzerine şarabî renk mürek­
sağ üst köşesi, k ü ç ü k t e z h i b i n ortasına d e n k gelen keple y a z ı l m ı ş t ı r . A y r ı c a son sayfanın e n alt kıs­
b ö l ü m d e ve alt kenarının sol köşesinde, çerçeve mında vakfiyeyi yazan Hattatın adı d a , şarabî
dışında biraz y ı r t ı k b u l u n m a k t a d ı r . A y n ı yaprağın renk mürekkeple yazılmıştır. Bunların dışında
o r t a kısmında iki üç k e l i m e l i k yer y ı r t ı k t ı r . İ k i n c i vakfiyenin tamamı siyah mürekkeple yazılmıştır.
ve üçüncü sahifeleri oluşturan y a p r a ğ ı n alt k e n a r ı n ­ Vakfiyenin sonundaki
da çerçeve dışında kalan bir b ö l ü m l e , sahifeleri
^ L- • * r. j "« ili .> ; »II » ı<W ^ • J J — -
ortasında yazıya denk gelmeyen bir yerde iki
satır arasında küçük bir yırtık bulunmaktadır. " « IS ;! i~ *^ j .\ . ; u>- ^ u — J l
Dördüncü ve Beşinci sahifeleri o l u ş t u r a n y a p r a ğ ı n
k e z a alt k e n a r ı n d a , çerçeve dışında kalan b ö l ü m d e yani: "müsveddesini ve temize çekilişini yazan,
ve sayfaları ortasında yazıya tesadüf etmeyen hanigâh medresesinde müderris olan fakir kul,
bir yerde iki satır arasında, küçük bir y ı r t ı k b u ­ O s m a n . " ifadesinden, hattatın, Osman ismindeki
l u n m a k t a d ı r . A l t ı n c ı ve ^ edinci sayfaları o l u ş t u r a n hangâh medresesi müderrisi olan zat o l d u ğ u a n ­
yaprağın aJt kenarında çerçeve dışında kalan laşılmaktadır.
b ö l ü m d e , biri k ö ş e d e , diğeri d i k e y o l m a k üzere,
9- VAKFİYENİN OKUNUŞU:
iki yırtık bulunmaktadır. Yaprağın iç kısmında
yine yazılara denk g e l m e y e c e k şekilde ve delik Bismillâhirrahmânirrahîm
mahiyetinde bir kaç ufak yırtık bulunmaktadır. H a m d i faik ve (üç Kelimelik y e r y ı r t ı k ) m e v c u ­
Sekizinci ve Dokuzuncu sahifeleri oluşturan datı h â l ı k , ve k â f f e i m a h l û k â t ı r â z ı k olan m e l i k i
yaprak sağlamdır. Onuncu, Onbirinci, Onikinci zülcelâl ve sultâni l â y e z â l celle c e l â l u h u , ve a m m e
ve Onüçüncü sayfaları oluşturan iki yaprağın n e v â l u h u , hazretlerine sezâvardır k i , nev'i insanı
iç kısmında yazıların okunmasına engel o l m a y a c a k ahseni takvîm üzere i n ş â , ve ebda'i üslub üzere
şekilde ve delik m a h i y e t i n d e birkaç ufak yırtık i b d â ' ve i m l â , ve â k i l ve â l i m ve n â t ı k , ve şerefi
b u l u n m a k t a d ı r . O n D ö r d ü n c ü ve O n Beşinci say­ kitap ve fehmi hitâbına lâyık edüp mesâliki
faları o l u ş t u r a n yaprağın iç kısmında iki üç keli­ maaşı t â ' l i m ve m e n â h i c i ma'âdi teâhim eyledi,
m e l i k yeri k a p s a y a c a k orta büyüklükte bir y ı r t ı k ve durOdu d â i m ü l - v ü r û d ' delîli sebîli h ü d â , şefi'i
ile, delik m a h i y e t i n d e yazıların o k u n m a s ı n a engel rûzi cezâ, hâizi kurbi kabe kavseyni ev ednâ,
o l m a y a c a k şekilde b i r k a ç k ü ç ü k y ı r t ı k b u l u n m a k ­ fâizi sırrı fe-evhâ ilâ abdihi' mâ' evhâ, hâblbi
tadır. hüdâ, pişuvâyı embiyâ, muhammedenil-Mustafâ

1 6 , 1 7 , 1 8 , 1 9 , 2 0 ve 2 1 . sayfalar sağlamdır. hazretlerinin m e r k a d i münevveri ıtırsa ve meşhedi

2 2 ve 2 3 . sayfa/ardan oluşan y a p r a ğ ı n alt k e n a r ı n ­ muattarı m e r k a d zîbâlarına şâyeste'i ihdadır ki,

d a , çerçeve o ı ş ı n d a , köşede bir y ı r t ı k vardır. A y ­ "men zera'a hayren hasade hayren" fahvasıyla

rıca b u sayfaların baş k ı s m ı n d a b i r , iki ve üçüncü sâlikânı râhı basîreti, ihtizârı zâdı ma'âd ve
i'dâdi udedi y e v m i m i ' â d a delâlet buyurmuştur.
satırlarda, üçer k e l i m e l i k , dördüncü satırda ise iki
HASAN PAŞA'NIN HATAY KARAMURT'DAKİ V A K I F VE VAKFİYESİ 9

V e rıdvânı rahmeti nübûdu R a b b i V e d û d , zümrei bir emri celîl ve birri c e m î l i n , iptigâen limerdâ-
âlı a t h â r ve firi<ai ashâbı zevil i ' t i b â r l a r m ı n ervâhı t i l l â h i t a â l â î k a f ve irşadına mübâşeret b u y u r d u ­
mukaddeseierine e i y a k ve a h r â d ı r k i , t u c u k u hay­ lar k i , u z e y r (azir) sancağında D e r b e n k ve B a k r a s
rat ve sübülü mesubâtı i z â h ve b e y a n d a i ç t i h a d ı nâhiyelerinde vâki k u r â ve m e z â r i ' ve cibâl ve
bi p â y â n eylemişlerdir. Sallallâhu a l e y h i n ve aley­ bağ ve b a h ç e ve c e m â â t ve mahsulâtı hâvi şeyhül-
him e c m â i n , v e t t â b i i n e lehum bi ihsâni ilâ yev- hadid demekle ma'ruf mukâtaanın hududu dahi­
m i d d i n , ve b â d u e r b a b ı basâiri selime ve ashabı linde m e d î n e i A n t a k y a ile B a k r a s ve B e l e n b e y n i n -
tabâyi'i müstakimenin zamirlerinde zâhir vc >le v â k i K a r a m o r t d e m e k l e şehîr m a h a l k i , Mekke-i
ruşen, ve mişkâtı hâtırı hatırlerinde müberhen M ü k e r r e m e ve Medine-i Münevvere ve Ş a m ve Mısır
ve m ü b e y y e n d i r k i , i b d â ı zevâtı hakâyikte sırrı ve Halep ve şâir ol havâlide olan b i l â d ı n m e m e r ve
h i k m e t , ve i h t i r â ' i t a b â y i ' i h a i â y ı k d a aslı m a s l a h a t , m â ' b e r i i k e n , müruru e y y â m ve k ü r ü m â'vam ile
mârifet ve ibâdeti h â l i k u l - i ' b â d , ve t e f e k k ü r vc kurası bilkülliye harap ve m e z â r i ' ve e n h â r ı muat­
tedebbürü m e b d e ' ve m a â d d ı r . Pes her â k i l . ve k â ­ tal o l u p , m e ' v â y ı lusûs o l m a ğ l a hûccâcı müslimîn
mile zâhir ve bâhirdirki, bu dünyâyı fâninin ve e b n â i sebîlin z e h â b e n ve i y â b e n yollarına k u t -
bünyâdı nâpâyidâr o l u p , c a y ! karar ve şâyânı t â ' ı t a r i k e n ü p , katli nüfûs ve nehbi ve gâreti em-
i'tibâr d e y i l d i r . Merdi d â n â ve â k i l i m i ' â d ı (bir vâl etmeleriyle mahalli m e z b u r i'mar ve ihyâya
kelimelik yer y ı r t ı k ) l â z ı m olan o l d u r k i , b u d ü n y â ­ eşeddi i h t i y a ç ile m u h t a ç , ve mahalli mezburun
yı pür a ' n â y a kalifül-i'tibâr o l u p , vakti fırsatta A n t a k y a t a r a f ı n d a m u k a d d e m e n baç ve afer alınan
ğ ı d â y ı ğ a d â m ü h e y y â ve hâli â f ı y e t t e emri â k ı - mevzi'de bir kasaba ve bir kale inşâ ve e t r a f ı n a
bet içün zahire peydâ eyleyüp, "innallâhe lâ karyeler iskânı ile ma'âbîrinin madârrı eşkiyâ-
y u d î y u ecrel m u h s i n i n e " f a h v â y ı h i d â y e t karînine dan t e ' m i n i n i i k t i z â edüp ve m u k â t a a i m e z b û r e n i n
iktifa ile tertîbi meberrât ve tesbîli hayrât ve zuamâ ve erbâbı timardan bazıların toprakları
hasenât e y l e y e . F e l i z â l i k e , hâlen devleti âliyyei mahlut o l u p , yedi vâhidede m u n d a b ı t ve âherin
Osmaniye, l â z â l e t müeyyedeten bilavnir-rabbâni- alâkası k a t ' o l u n m a k , m a h a l l i m e r k û m u n emniyet
yede mesnedi vezâreti u z m â , zîveri bezli m e k r e m e - ve i ' m â r ı n a ensep o l d u ğ u b u n d a n a k d e m A n t a k y a
ti ile pür zîb ve b e h â , ve aktarı mülk ve milleti ve B a k r a s ve İskenderun kadıları a r z , A n t a k y a n ı n
şa'şaai re'yi hurşîdi âsârlarıyla pürnur ve ziyâ u l e m â ve sulahâ ve şâir ahâlisi m a h z a r l a i n h â ve
olan, vezîri bürcîsi fıtnat, müşiri behrâmı sav­ bu husus hüccâcı müslimîn ve şâir â'birîri ve v â r i -
let, müessisi erkânı saltanatı aliyye, müşeyyidi dînin batarlarını def ve hazerlerini ref edup
bünyânı devleti celiyye, gurrei cebîni sadâreti i'maret ve e m n i y e t i mutazammm bir eseri celîl
u z m â , kurrei ayni v e k â l e t i k ü b r â , cenâbı hazreti ve bir hayrı cemîl olduğunu inba e d u p , lâkin
Hasan Paşa, yesserallâhu fiddâreyni mâ yuridü arz ve m u h i t i m i z d e m u k â t a a y ı m e z b û r e n i n h u d u d
v e m â yeşâ ve d â m e , n i z a m a rükni rekîn ve âsâ- ve sınırı beyan olunmayup ve i'lâm olunduğu
yişi halka metni m e t î n olan vüzerâyi eslâfı k i r a m - üzere erbabı t i m a r ve z u a m â d a n b a t ı l a r ı n t o p r a k ­
larından herbiri z a m a n ı devlet ve e y y â m ı h ü k ü m e t ­ ları mukâtaai m e r k û m e arâzisi ile m a h l u l olup,
lerinde nice nice vücûhu h a y r â t ve e n v â ' ı birr ve l â k i n bilcümle arazii b e y t i l m a l d a n o l m a ğ l a b â ' d e l -
meberrâta muvaffak olup, ol evânı meymenet yevm maslahaten liâm-metil-müslimîn, mukâtaai
iktirandan ilâ hazel-ân âsârı hasene ve hayratı m e z b û r e yedi v â h i d e d e zapt ve tarruzu âherden
müstahseneleri pîrâne-i sahâylfi ekvân olmağla, sâlim o l m a k içün m u k â t a a i m e r k u m e tahdid ve
sebebi zikri müstetâb ve baisi d u â y ı h a y r ı müs- t e m y i z ve erbabı z u a m â ve t i m a r a havassı h ü m â ­
tecâb o l d u ğ u mersûm sahîfei z a m i r l e r i , ve müte- y u n d a n aher mahal t a ' y i n ve tahsis o l u n u p , m u k â ­
nıetti'âtı dünyâyı denî'i seriüzzeval ve mûmev- taai merkûme bilcümle kel-ewel havâssı hümâ­
vehâtı c i h â n ı f â n i bilcümle temâsîli m e k r ve ih- y û n a i d r â ç ve i l h â k o l u n m a ğ a tahdidi l â z ı m gel­
tiyâl idiği melhuzu hatırı savâbı müşirleri ol­ m e ğ i n , b u n d a n a k d e m defteri h â k a n i katiplerin­
mağla rebnumûnel basîreti bâhirül-hidayet ile den münîrî Musafa efendi, baş muhasebeden
tefekkürü emri â ' k ı b e t ve tedebbürü d â d ı â h i r e t ihrâç olunan- sureti defter m u c i b i n c e tahdid ve
buyurup "Vemâ tukaddimu li enfüsikümmin t e b y î n ve irsâl ve Halep ve B a k r a s ve şeyhl-hadid
hayrin tecdûhu indallâhi" fahvayı lâzımül-inti- m a ' a A m i k ve Payas ve A n t a k y a (bir kelimelik o l u p ,
bah, "Vemâ indekum yehfedu vemâ indallâhi yer^ silik) m a h a l tahdidde bile b u l u n u p , hududu
bâkin" mensâkı hidâyet intibâkı üzere vakti m e z k û r e d â h i l i n d e her ne var ise müsin (bir k e l i m e ­
fırsat ve zamanı m i k n e t fevt o l m a d a n bir vakfı lik y e r silik) k i m e s n e l e r d e n suâl ve keşif ve hüccet
celîli sevâbı cezîlleri yazılmağa hulûsu niyyet o l u n u p , der devlet m e d â r a irsal eylemeleri b â b ı n d a
ile azîmet ve cenâbı B â r i t a â l â t a r a f ı n d a n kendü- sâdır olan fermânı âlîşâha imtisâlen kudâtı
lere vâsıl olan mevâhibi c e l i y y e ve a t â y â y ı behiy- müşârünileyhim ve kâtibi mumâileyh ve ashâbı
yenin şükrünü e d â y a m ü b â d e r e t b u y u r u p , nev'i vukufdan müsin ve ihtiyâri müslimîn zikrolu-
â m m e i i b â d a vâsıl ve lütfü k â f f e i e n â m a şâmil nan şeyhül-hadid ve tevâbii mukâtaası üzerine
10 İBRAHİM ATEŞ

v a m p , bâ'den-nazaris-sahih v e l - i t t i l â ' i t - t â m m u k â - silik) andan 'halep t a r a f ı n a giden deve y o l u d e m e k ­


taai m e z b û r e tahdid o l u n d u k t a kıble tarafı güzel- le m â ' r u f tarîki â m ' a , andan tarîki mezbur ve
burç n â m k a r y e velvâsıl b e y n e h ü m â t a r i k i â m ' d a A n t a k y a tarîki m ü ç t e m i ' o l d u k l a r ı mahalde v â k i
v â k i ' ağulu d e r e s i , andan derei m e z b u r e n i n s u y u olan makabire, andan iç deresine, andan şeyh
sâbikan cereyan eylediği ber ile cisri harâba, Yusuf bocasına, andan yalnız (üç k e l i m e l i k yer
andan derei m e z b û r e ile karasu i ç i n d e olan a d a y a , silik) ç a y a , andan ikiz k ö p r ü y e , andan tatlı s u y a ,
ve şark c â n i b i â d â y ı m e z b û r e d e n m u k â t a a i m e r k û : andan harâmi eleğine, andan sellaç gediğine,
me ve a m i k b e y n i n d e fâsıl o l a n ağca denize ve andan tarîki mezbur ile üç o l u ğ a , andan tarîki
ağca deniz ile d e r û n u n d a sazlık içinde kenîsei m e z b u r ile elmadağı başına, andan c a m u s tarîkini
a t î k a y a , a n d a n ağca deniz ile sazlık i ç i n d e k a r a ­ kat' edüp tuzlu nâm mahalle, andan kornus
ağaç n â m harab k a r y e y e , andan y i n e ağca deniz pınarına, andan kızıldağı intihasında vâki' aynı
ile mecerre d e m e k l e m â ' r u f mahalle, andan a n â - vadissebil n â m p ı n a r a , andan haddi k ı b l î d e m e z ­
k ı p d e m e k l e m â ' r u f yazılı taşa, andan k a r a b u r u n kur ağulu deresine müntehi ve m a h d u d olduğu
n â m m a h a l d e vâki'cisri Murat paşaya, andan F a ­ mütehakkık olduktan sonra yine Şeyhül-Hadid
nus tepesine, andan bozdede mezarına, andan mukâtaası mezraalarından o l u p , derbek nâhiye-
(bir kelimelik yer silik) nâm tarlanın babına, sinde v â k i ' Viranşehir ve m e y d a n n â m mezraa'lar
andan karaoğul n â m m e v z i e , andan kilisf neccâr- tahdid olundukta, kıbleten yeşildere ve şarkan

o ğ l u A l i n i n tarlasına, a n d a n kandil k a l e s i n e , a n d a n meydan deresiyle k u y r u k l u t a ş , ve ş i m â l e n ağu

sırataşa, andan y a h y a oğlu b o z u n a , a n d a n fenk deresi ve garben karasuya müntehi ve mahdud

t e p e s i n e , a n d a n s u l u c a d e r e y e , andan at m e y d a n ı o l u p , ve y i n e m u k â t a a i m e r k u m e mezraa'larından

nâm m e v z i y e , andan sivri dede tepesine, andan olup, derbek nahiyelirende v â k i ' ballı demekle

k o ç b o y n u z u d e m e k i e m â ' r u f t a ş a , andan sırt ile mâ'ruf sarisin nâm mezra'a tahdid olundukta,

k a y a o ğ l u kışlası deresine, andan derbent başında kıble t a r a f ı o k derbendi ve şark t a r a f ı k u r u çay

v â k i ' kireç o c a ğ ı n a , ve ş i m â l tarafı ç a y ı r l ı vadii ve bildiren ve ş i m â l t a r a f ı , tariki â m ' ile e m r u d

k e b î r e , andan tarîki â m ' ile halil b e y m e z a r l ı ğ ı n a , b u r n u ve garp t a r a f ı , alişar d e ğ i r m e n i n e müntehî

andan tarîki m e z b u r ile M e h m e t çeşmesine, andan ve m a h d u d o l d u ğ u , ashâbı v u k u f olan müsin ve

y i n e t a r î k i m e z b u r ile E l h a c C â ' f e r o ğ l u n u n incirli ihtiyarı sikatı müslimîn ta'yin ve ihbariarıyla

mağarasına, andan yine tariki a m ' ile güvercin mahallinde mütemeyyiz ve berveçhi mezbur

deresine, andan yine tarîki mezbur ile bağlar hududu m e z k û r e d â h i l i n d e her ne var ise t e v k î ' î

kenarında v â k i ' vadii k e b î r e , andan sivri t e p e y e , kalemiyle havâssı hümâyûna tashih ve i t h â l ve

a n d a n ziip bucağı t e p e s i n e , andan y i n e tariki m e z ­ hududnâmeye hücceti düsturul-amel olmak

bur ile sahriç tepesine, andan tarîki m e z b u r ile için defterhâneyi âmireye kayıt olunduktan

defni kebîr demekle mâ'ruf mezarlığa, andan sonra vezîri müşârünileyh, lâzâle beynel-enâmi

tarîki âm' ile sıra incirlik nâm mevzie, andan müşâren ileyh hazretleri, mukâtaai mezbûreyi,

a r ı k a y a s m a , andan kireç o c a k l a r ı n a , andan soku i'mâr ve i h y â ve bir ciheti birre v a k f e t m e k içün

dedikleri d i b e k t a ş ı n a , andan b o y r ü ve elek d e m e k ­ şirâi şer'î ile temellükle râgıp oldukları pâyei

le m â ' r u f s a h r i c e , andan viran kayasına, andan şeriri â'lâya arz o l u n d u k t a , h â l e n şeriri efruzu

savık kayasına, andan silik kayasına, a n d a n sarisin saltanat c i h a n b â n î ve zübdei sülâle-i âli Osmânî

derbendine, andan alişar değirmenine, andan malikül-emânetil-kübrâ ves-sultânil-bâhir, vârisül-

düngüllü üyüğü d e m e k l e m â ' r u f karaüyüğe, andan hilâfetil-uzmâ k â b i r e n an k â b i r , essultân ibnus-

karasu nâm nehri kebîre, andan nehri mezburu s u l t â n , essultân A h m e t H â n ibnussultân M e h m e t

kat' edüp tesbihli p ı n a r ı n a , a n d a n p ı n â r ı m e z b u r u n Hân, ebbeddellâhu teâlâ eyyâme saltanatihî

c e r e y a n eden s u y u ile yine karasu n â m nehri k e b i ­ ilâ i n k i d â i z - z a m â n hazretleri m u k â t a a i m e z b û r e y i

re, andan nehri m e z b u r ile deliçay k ı z ı ş t ı ğ ı nâm semeni mislîle (bir kelimelik y e r silik) h â l e n ş ı k k ı

m a h a l l e , a n d a n deliçay ile gedup birincik nâm evvel d e f t e r d a r ı , M e h m e d efendi ibni E l h â c Y u s u f

k a r y e y e , ve garp tarafı ç a k ı l deresine, andan t o ­ a ğ a y ı , hattı h ü m â y û n u saâdet m a k r u n l a t e v k î l ve

h u m k e n a r ı n a , a n d a n su deresine, andan karate- inâbeye, oldahi v u k u f ve şuuru olanlardan suâl

p e y e , andan körmenli gediğine, andan kılcıkara eyledikte, zikrolunan Şeyhül-Hadîd mukâtaasmın

n â m m a h a l l e , andan sarısekiye, andan k a r a k a y a y a , â m m e i t e v â b i ' ve levâhik ve k â f f e i h u k u k ve m e r â -

andan kenîseye, andan harulca" nâm mevziye, fıkı ile elyevm değeri a n c a k beşbin kuruşdur.

andan andırma oluğuna, andan harâmi oluğuna, Z i y â d e y e tahammülü y o k t u r ; D e y u haber verdik­

.ından kürt isa n â m m e z r a a n m t a r a f ı garbîsinde lerinden sonra vezîri müşârün ileyh hazretleri

olan t a r î k i â m ' a , a n d a n tarîki m e z b u r ile havutlu y i n e (bir k e l i m e l i k y e r y ı r t ı k ) sâ'y içün meblağı

p ı n a r ı n a , andan s i v r i k a y a y a , andan f e n k (bir k e l i ­ m e z b û r u n üzerine ikibin beşyüz kuruş dahi z a m

melik yer silik) andan kibar kayasına, andan buyurup, cem'an yedibinbeşyüz kumşa olmak

kaçıkastalana, andan küçük (bir kelimelik yer üzere havâssı h ü m â y u n d a n t e f k i k ve I f r â z ve veziri


HASAN PAŞA'NIN H A T A Y KARAMURT'DAKÎ VAKIF VE VAKFİYESİ 11

â'zamı- müşârünileyh e bilvekâie b e y ' ve temlTk, vazifeyi muayyeneleri mukâbelesinde â y e n d e ve


anlar dahi iştira ve kabul ve semeni olan meblağı revendeyi bir şey talebiyle rencide ve t a ' c i z e t m e -
m e z b û r u vikili m e r k u m M e h m e t e f e n d i y e d e f ve yüp Antakya'dan B e l e n ' e varup gelen y o l c u l a r ı ,
teslim, oldahi ahz' ve tesellüm ve mahallinde iktizası mertebe n e f e r â t ile götürüp i y â z e n b i l l â h i
m ı i k â t a a i m e z b û r e y i kabz ve z a p t a teslît, oldahi teâlâ bir k i m e s n e y e hasâret v â k i olursa z e c r e n
vekîl yedîle k a b z ve z a p t ettiklerini n â t ı k t e m l i k - lehum garâmeti kendülere â'id ve râci' olup,
n â m e y i h ü m a y u n verildikten sonra veziri müşarüni­ muhâfaza emrinde ihtimamı t â m ile k a y d ı tâm
leyh Esbağallâhu n i a m e h u a l e y h i , hadaraifi meclisi eyleyeler. V e kezâlik onbeş nefer p i y a d e müs-
şer'i şerifi A h m e d i ve mahfeli d î n i m ü n î f i m u h a m - tahfizin ve bir d i z d â r ve d ö r t nefer bevvâb t â ' y i n
medîde ikrar ve tesbîl ve da'vayı r u c u ' ve tescîli o l u n u p , d i z d â r a y e v m i onbeş a k ç e ve bevvâbların
içün (bir kelimelik y e r silik) vettalep t â ' y i n b u y u r ­ her birine y e v m i o n ikişer a k ç e ve n e t e r a t ı saire-
dukları, iftihârül-emâcidi vel-ekârim, câmiül-ma- nin herbirine yevmi onar akçe vazife verilüp,
hâmidi (iki kelimelik yer silik) nin mahzarında mezburlar dâima kal'eyi mezbure ve etrafını
şöyle takrîri k e l â m ve bugüne bastı m e r a m (üç m u h â f a z a e m r i n d e m u c i d ve sâ'i o l a l a r . V e evâili
kelimelik yer silik) ş i r â î şerT ve b a tevkili m e r ' î kıbalada z i k r i m ü r u r e t t i ğ i üzere d e r u n u kal'ade
ile silki milki sahîhi ve semti (bir kelime silik)
inşâ o l u n a n m e n â z i l d e n d â h i l i y y e ve h â r i c i y y e n i n
sarihime d â h i l olan m u k â t a a i m e r k û m e k a r a m o r t
bir m e n z i l , mütevellii v a k ı f içün ve d â h i l i y e ve
n â m mahalde b i n â ve inşâ o l u n a n k a l ' a y i refTatüI-
hâriciyeli bir m e n z i l a ğ â y ı süvâri içün ve diğerleri
b ü n y â n ve bir c â m i i şerif ve m â ' b e d i latif ve müs-
â t i v â i z ve m u a l l i m i m e k t e p ve i m a m ve hatip ve
llmîn ve müslimâtın n e z â f e t ve t a h â r e t l e r i içün
m ü e z z i n â n ı n her biri ve k a y y ı m ve k â t i p ve ket-
i'dâd olunan ç i f t e h a m a m ve â y e n d e verevende
h ü d â y ı süvâri ve a l e m d â r ve çavuş ve d i z d â r ve
nüzul ve irtihalleri içün hâricen ve d â h i l e n 90
n e f e r â t ı süvâri ve p i y â d e n i n her biri içün hallerine
ocaklı bir r i b â t ı âlî ve k â r b â n sarayı mahrûsül-
göre birer m e n z i l t â ' y i n ve tahsis o l u n a , ve eğer
havâlî ve e t f â l ı müslimîn ve v i l d â n ı muvahhidîn
süvâri ve piyade müstahfizândan biri kal'ade
t â ' l î m i K u r ' â n - ı azim etmeleri içün b i n â o l u n a n
sâkin olmayıp, veyâhut hizmeti lâzimesinde
mektebi meymenet ihtivâ ve kal'ai mezbûre
k u s u r ederse mütevellii v a k ı f o n l a r ı n k i n i âhere arz
h u d d â m ı ve müsâfirin i t ' â m ı içün inşâ ve ihdâs
etmede tereddüt ve t e v a k k u f eylemeye. Ve ha-
olunan i m â r e t i â ' m i r e ve n i ' m e t - h â n e i f â h i r e ve
mâmı mezkur icâre-i m u ' t â d e ile bir k i m e s n e y e
otuz adet d e k â k î n ve n e f e r â t ı k a l ' e ve mütevelli
icâr olunup, ücretiyle lâzım olan tâ'mirât ve
ve k â t i p ve v â ' i z ve m ü e z z i n â n ve k a y y ı m sâkin
termimâtı kemâ yenbaği görüldükten sonra
olmaları içün b i n â o l u n a n m e n â ' z i l ve e b n i y e y i
fazla kalursa gallei aslı v a k f a z a m o l u n a . V e d e k â -
ve kireç ve taş ve horasan ile m e b n î su y o l l a r ı n a
kini m e z k u r e dahi t â l i b i n e ecri misilleri ile icâr
hasbeten lillâhil-aliyyİl-â'lâ ve haseneten lirûhi
o l u n u p , ücretleri gallei v a k f a z a m o l u n a . V e ber
resûlihil-muallâ v a k f ve habs e d ü p , t â r î h i kitaptan
veçhi m u h a r r e r nüzulü sâdirin ve hulul ve i r t i h â l i
iki ay m u k a d d e m mütevellii m u m â ileyh (bir keli­
k â f f e l misâfirin içün b i n â ve v a k f ve â ' m m e i v â r i -
melik y e r silik) k a b z a taslit, ol d a h i v a k f o l m a k
üzere mahallinde ahz ve k a b z ve tesellüm (bir ke­ dine nüzula izin verilmekle nice e y y â m ve şuhur

limelik y e r silik) mütevelliler evkafı sâirede tasar­ e b n â i sebilin nüzul eyledikleri h â n ı - n ü z h e t nişan

rufları gibi tasarruf e y l e d i ; d e d i k l e r i n d e mütevel­ dahi cânibi v^kıfdan icâr ve hâsıla olan ü c r e t i ,

lii m u m â i l e y h , veziri müşârün i l e y h z e y y e n e l l â h u gallei aslı v a k f a k e z â l i k z a m ve i l h â k o l u n a . V e

vesâikadduhuri v e l - â ' v â m b i b a k â i h i (üç kelimelik bundan akdem bina olunup, kâffei enâma edâi

yer silik)hasenetün min hasenâtil-eyyâm hazret­ salavâti m e k t u b e içün izni â ' m verilmekle havâs ve
lerini cemii kelimâtı meşruhâlarında vicahen a'vâmdan müslimin ve muvahhidin cema'âtla
tasdik ve ş i f â h e n t a h a k k u k e t t i k t e n s o n r a , işbu salavâti h a m s e y i e d â ve izni sultâni sâdır o l d u k ­
ciheti birrin tertibi v a z â i f ve m ü h i m m â t ve tensiki tan s o n r a salâtı c u m ' a y ı dahi m ü e d d â eyledikleri
levazım ve m ü l i m m â t ı içün şöyle şart ve t â ' y i n câmii şerifi ve m e c m a ' i latif bir m i k t a r dayyık
buyurdular k i , k a l ' a y i m e z b û r e y i m u h â f a z a içün o l m a ğ l a gallei v a k ı f d a n e t r a f ı n a hâşiyeler b i n â ve
yirmi altı nefer kimesne süvâri müstahfiz ve bir İhdas o l u n a , ve m e r e m m â t ı k a l ' a ve c â m i i şerif
nefer kimesne süvâri ağası ve bir nefer k i m e s n e ve şâir keşf i k t i z â e t m e y e n m e r e m m â t ı cüz'iyye
süvâri kethüdâsı ve bir nefer kimesne alemdâr içün yevmi on akçe tâ'yin olunup, zikrolunan
ve bir nefer kimesne çavuş t â ' y i n o l u n u p , ağala­ piyâde müstahfizlerden her kangısı tâ'mir ve
rına y e v m i otuz a k ç e ve kethüdâlarına y e v m i y i r m i t e r m i m sanatında m â h i r ise ol k i m e s n e m e r e m m â t i
akçe ve alemdârlarına yevmi onyedi akçe ve tâ'yin olunup, vazifeyi muayyenesinden m â ' a d â
çavuşlarına yevmi onaltı a k ç e ve n e f e r â t ı mez- masarifi i m â r e t i c ü z ' i y y e içün ber v e ç h i m u h a r r e r
kurenin her birine tabak bahâları-ile m a ' a n y e v m i muayyen olan yevmi on a k ç e dahi, ledel-iktizâ
onbeşer akçe vazife tâ'yin o l u n u p , anlar dahi m e r e m m e t c i s i n e verile. V e su yolları ve ana m ü -
12 İBRAHİM ATEŞ

te'allik olan masârifi cüz'iyye içün dahi yevmî türülüp, vaktiyle câmii mezkurda îkâ'd oluna.
beş a k ç e ve m e r e m m e t c i s i içün dahi y e v m î beş V e k e z â l i k bir senede y ü z y i r m i beş v u k i y y e ş e m ' i
akçe tâ'yin olunup ol dahi su y o l l a r ı n ı görüp rugan ve î k â d ı k a n â d î l içün bir senede yüz elli
gözetip tâ'mir ve termîm ve tanzîf ve tathîri vukiyye ruganı zeyt bahâ içün yevmî yedişer
emrinde ikdâmı ihtimâm ile k ı y â m e y l e y e . Ve a k ç e , ve y i n e bir senede c â m i i m e z b u r u n hasır
bir m ü t t a k i ve n a k i , ilmu ameli m â ' l u m , ve salâh ve k a n â d î l ve mühimmâtı şâire b a h â l a r ı olmak
ve nezâhati meczum kimesne câmii mezburda üzere y e v m î on akçe tâ'yin ve gallei vakıfdan
vâiz ve nâsıh o l u p , her hafta b â ' d e edâi salatil- (iki üç k e l i m e l i k yer silik) ve z e m a n ı ile m u a y y e -
cum'a halka va'z ce nasihat ve t â ' l î m i ilmi dîn nâtı merkûme tedârik ve v a k f ı n kilerinde hıfz
e m r i n e m ü b â d e r e t e d ü p , y e v m î on a k ç e v a z î f e y e olunup, iptidâyı seneden âhirine dek hademesi
mutasarrıf o l a . V e t e r t î l v e t e c v î d i K u r ' â n - ı mecîde m â r i f e t l e r i y l e sarf o l u n a , v e ' i m â r e t i merkûmenin
v â k ı f ve ş u r u t ve e r k â n ı salâta â r i f bir k i m e s n e mülhakâtından olup,, sakfı-vâhid^ tahtinde olan
yevmî otuz akçe vazîfe ile câmii merkûmda m a t b a h ve kiler ve anbar ve o d u n l u k ve f u m n u n d a
imam ve hatip olup, minvali meşru'u nebevî, beher yevm ekmek tabh olunmak içün yevmi
ve minhâcı mustafavi üzere imâmet ve hitâbet d ö r t k e y l hinta ve şorba tabhı içün y e v m î iki k e y l
hizmetlerini râ'î ve l â z i m e i z i m m e t i o l a n h u k u k u hinta. Ve cum'a gecelerinde ve Ramazanı şerif
edâda mücid ve sâ'i o l a , ve salâh ve f e l â h ile leyâlîsinin her gecesinde pilâv tabh olunmak
ârâste ve reşâd ve sedâd ile pîrâste bir k i m e s n e içün bir senede yüzseksenbeş keyl pirinç ve
dahi y e v m î on a k ç e vazîfe ile müezzini evvel, ve yine senede d ö r t y ü z k ı r k dört v u k i y y e sade y a ğ ı ,
yine evkatı salâta ârif bir k i m e s n e dahi yevmî ve bin v u k i y y e (üç k e l i m e l i k y e r silik) üçbin ikiyüz
altı a k ç e vazîfe ile müezzini sânî t â ' y i n o l u n u p , v u k i y y e lahmi ganem ve bin v u k i y y e tuz ve y i r m i
anlar gece ve gündüz evkatı hamsede hizmeti beş k e y l n o h u t ( i k i kelimelik yer silik) beher y e v m
te'zîne mülâzemet ve c u m ' a günlerinde selâ ve (bir kelimelik yer silik) senede üçyüz vukiyye
hutbe ezanına müdâvemet eyleyeler ve yine asel ve yüz d i r h e m z â ' f e r â n ve i m â r e t i (iki k e l i m e ­
bir hûb nefes ve hoş e l h â n k i m e s n e dahi y e v m i lik y e r silik) t a b h m d a î k â d o l u n m a k içün senede
üç akçe vazîfe ile N a ' a t h â n ve m u a r r i f tâ'yin bin. k a t ı r yükü h a t a b , vakit ve z a m â n ı ile gallâtı
olunup, oldahi her rûzi cum'a mahfele çıkup, v a k ı f d a n ihzâr ve hıfz o l u n u p , her yükün m i k t a r ı
ber veçhi mu'tâd na'at ve tâ'rif hizmetlerini muayyeni, hademesi mârifetleriyle mahâllerine
e d â d a k u s u r e t m e y e ve y i n e y e v m î on a k ç e vazîfe harç ve sarf o l u n a . V e imâreti merkûmede is-
ile bir k i m e s n e k a y y ı m ve ferraş ve bevvâb t â ' y i n ti'mâl olunup, vakf olan evânil nuhâsiyenin
o l u n u p , oldahi levâzımı k a y y ı m i y y e t e kıyâm ve kalay bahâları ve şâir levâzım ve mühimmatın
rûzü-şeb' salâtda c â m i i n kapıların a ç u p , ve ş e m ' i - tâ'mîr ve termîmi içün senede altıbin sağ a k ç e
lerin uyandırıp ruft ve rûyunu süpürüp silmek gallei v a k ı f d a n i f r â z ve i k t i z â e t t i k ç e mahâlline
emrinde ihtimâmı tâm eyleye. Ve yine câmii harç ve sarf o l u n a . V e imâreti merkume içün
mezkurda curh'a günlerinde kırâeti Kur'ân ve müstakil h a d e m e d e n l â b u d o l m a ğ ile bir müstakil
t i l â v e t i f u r k â n e t m e k içün y e v m î üçer a k ç e vazîfe ve m ü t e d e y y i n kimesne y e v m i beş a k ç e vazife
ile iki nefer k i m e s n e d e v i r h â n t â ' y i n o l u n u p , biri ile i m â r e t ş e y h i , ve y i n e bir m u ' t e m e d ü n aleyh
i m â m ve biri muarrife tahsis o l u n u p , c â m i i m e z ­ kimesne y e v m î beş a k ç e vazîfe ile vekili harç.
b u r d a vâiz ve nâsıh olan k i m e s n e dahi yevmi üç Ve yine diyânet ve istikâmetle mâ'ruf bir ki­
a k ç e vazîfe ile reîsi d e v i r h â n o l u p , c u m ' a günle­ mesne dahi y e v m î beş a k ç e vazîfe ile k i l â r î . Ve
rinde mahfele ç ı k u p , hazreti K u r ' â n ve kelâmı yine sanatında mâhir iki nefer kimesne yevmî
rahmândan tilâveti âyâtı kerîme eyleyeler. Ve onar a k ç e vazîfe ile h a b b â z ve e l e k ç i olup (iki
zikri mürur eden muallim hânei feyz aşiyânda kelimelik yer silik) mücid ve sâ'î olalar. V e iki
tâ'lîmi sıbyân ve tertîli âyâtı Kur'ân'a kâdir nefer kimesneler dahi y e v m î (üç v e y a d ö r t ke­
bir kimesne dahi yevmî onbeş akçe vazîfe ile limelik y e r y ı r t ı k ) t a b b â h ve bir nefer k i m e s n e
mu'allimi mektep ve bir kimesne dahi yevmi dahi y e v m î beş a k ç e vazîfe ile (üç k e l i m e l i k y e r
beş a k ç e vazîfe ile halîfei mektep tâyin olup, y ı r t ı k ) ve bir nefer k i m e s n e dahi y e v m î beş a k ç e
anlar dahi e y y â m ı m u ' t â d e de sıbyânı müslimîn vazife ile k e n d ü m (üç d ö r t kelimelik y e r y ı r t ı k )
ve vildânı muvahhidîne tâ'lîmi kırâetî kitâbı ve bir k i m e s n e dahi yevmî iki akçe vazife ile
mübîn edüp, hademâtı lâzımelerine kemâ yen- imâret kapıcısı ve bir nefer k i m e s n e dahi y e v m î
bağî r â ' î ve m u c i d ve sâî' olalar ve c â m i i m e z k u r d a üç a k ç e vazife ile i m â r e t i n ruft ve r u b u n u tathir
ikâd olunmak içün senede otuz altı vukiyye içün kennâs tâ'yin olunup, mezbûrundan her
şem'i asel iştirâ olunup, otuz vukiyyesinden biri dahi vazîfeleri mukabelesinde hademâtı
iki kebîr mum ve altı vukiyyesinden her biri lazımelerin mer'î ve müeddâ kılalar. V e ciheti
yüzer dirhem o l m a k üzere y i r m i d ö r t mum dök­ ferâşeti imâret, kapucularına meşruta ola. Ve
imâreti mezbûrede tabh o l u n a n n â n ı n her b i r i ,
HASAN PAŞA'NIN HATAY KARAMURT'DAKİ V A K I F VE VAKFİYESİ 1'3

bâ'det-tabh yüzyirmişer dirhem olup, çifti iki cümlenin hisseleri mütesâvi olup, beyinlerinde
yüzkırk dirhem olup, mütevellii vakıf olanlara ales-seviyye i k t i s â m edeler. V e mütevellii mûmâ
yevmi beş çift ve kâtibi vakıf olanlara yevmi ileyh mahsulâtı v a k f ı harç ve m a s a r i f i l â z i m e ve
iki ç i f t ve vâiz ve havacei m e k t e b e y e v m i ikişer vezâifi muayyenei mezkûreyi ashâbma def ve
çift ve i m â m ve hatibe y e v m î iki ç i f t ve a ğ â y ı teslim ettikten sonra senede bir defa defteri
süvâriye yevmi üç çift ve kethüdâyı süvâriye v a k f ile devleti a l i y y e y e gelüp n â z ı n m u m â ileyh
y e v m i iki ç i f t ve d i z d â r ı kaleye y e v m î iki ç i f t ve hazretleri huzurunda muhâsebe görüp, defteri
neferâtı şâire ve hademei vakıf ve imâretten mâ'mulün bih olmak içün işâreti a l i y y e i nâzın
altmış iki nefer k i m e s n e y e dahi a l t m ı ş iki çift müşârün ileyh ile mütehalli k ı l ı n a . V e y i n e v â ­
(iki kelimelik yer y ı r t ı k ) tevzi ve t a k s i m o l u n a . kıfı celilül-kadr hazretleri şöyle şart buyurdu­
Ve yevmiyye kırk çift ekmek dahi âbirîn ve lar k i ; m â d â m k i nefsi nefisleri bu c i h â n ı f â n i d e
(üç kelimelik yer yırtık) bulunan müsâfirîne müteneffis ve libâsı izzet mesasları h a y a t l a m ü l -
i'tâ' o l u n a ve eğer müsâfir b u l u n m a z ise, ol m a - tebis o l a , nasb ve azl tevliyet ve şâir c i h â t k e n d i
hâlde bulunan f u k a r a ve mesâkine t e v z i ' ve tak­ yedi mükerremlerinde ola. Ve evkâfı mezbure
sim o l u n a . ( Ü ç k e l i m e l i k y e r silik) dahi ve harçı- ve h a y r â t ı mesturede t a k l i l ve teksir ve tebdil ve
ahvâline vâkıf ve merâsimi tevliyete â r i f ve is­ t a ğ y i r ve i h r â ç ve i t h â l ve i b d â l ve istibdâl ve
t i k â m e t l e m e v s u f ve d i y â n e t l e m â ' r u f bir k i m e s n e bilcümle kâffei tasarrufâtı şer'iyye ve âmmei
yevmi y i r m i a k ç e vazife ile v a k f ı m e z b u r a müte­ teberruâtı m e r ' i y y e merreten bâ'de uhrâ eyâdii
velli nasb ve t â ' y i n o l u n u p , oldahi mâarruzzikir kerime ve irâdei sedidlerine m a n u t ve m a r b u t o l a .
şeyhül-hadid mukâtaasmı binefsihi kendi zapt V e bi i ' n â y e t i l l â h u ve t e v f ı k i i m u k â t a a i m e v k u f e i
ve kaleyi mezburede sâkin ve mütevattm ola. mezkure y e v m e n fe y e v m e n m a ' m u r ve a b â d â n
Ve diyânet ve istikâmetle mevsuf ve san'atı- olup, mahsulâtı vakıf masrufâtmdan zayid ve
k i t â b e t l e m â ' r u f bir k i m e s n e dahi y e v m i o n a k ç e fazla kaldıkta, her re'si senede bâ'del-hisâb ve
vazife ile k â t i p ve y i n e y e v m i beş a k ç e vazife ile i h r â c i l - m ü r e t t e b â t v e l - m u a y y e n â t b â k i kalan faz­
bir k i m e s n e cabii süvâri ve y i n e y e v m i beş a k ç e la, v â k ı f ı m u m â ileyh hazretleri h a y a t t a o l d u k l a ­
vazife ile bir k i m e s n e dahi cabii akârât tâ'yin r ı n d a kendi nefsi nefislerine m a h s u s o l u p mütevel­
olunup, bunlardan her biri mütevellii vakıfdan lii vakfı e v v e l , f a z l a y ı v â k ı f ı müşârün ileyh hazret­
münfek ve m ü f â r i k o l m a y u p , v a k f ı n i r â d ı n ı tahsil lerine teslim e y l e y e ve eğer tulü ahd ile hafiza-
ve masârıfını tekmilde mütevelliye m u â v i n olalar. hullâhu an z â l i k , kendüler ahirete gittiklerinden
Ve yine hisâlı kerime ile mütehalli ve disdei sonra fazlai v a k f , evlâtlarına ve evlâdı evlâdlarına
kemali m a â l i ve m e k a r i m e sâ'id ve mu'teli v â k ı f ı ve evlâdı evlâdı e v l â d l a r ı n a , b a t n e n b â ' d e b a t n i n ,
kesirul-avârif hazretleri şöyle şart ve t â ' y i n b u y u r ­ ales-seviyye t a v z i ' ve taksim o l u n a , ve z ü k u r ve
dular k i ; v a k f ı m e r k u m u m a hâlen z â t ı v â l â kadr inâsı ihtiyâzı hisse cihetinden berâber olalar.
k i r â m l a r ı erike-pirâyı-sadrı m u h a l l â p â y i g â h ı şey­ Ve eğer i'yâzen billahi teâlâ evlâda ve evlâdı
hülislâmı melâzı cumhuru ahâli, melcei kâffei evlâda ve evlâdı evlâdı evlâda i n k i r a z t â r i ' olur­
zevil-maâli, muktedâyı emasil, kayıdüi-ceyş afa- sa u ' t e k â ve a t i k â t l a r ı n a ve evlâdı u ' t e k â ve ati-
k â t l a r ı n a ve evlâdı evlâdı u ' t e k â ve atikâtlarına
dıli, müşeyyidi esâsı dinü devlet, mümehhidi
ales-seviyye t e v z i ' ve t a k s i m o l u n a . V e eğer tulü
d e ' â y i m i (bir kelimelik y e r silik) ve millet cenâbı
ahd ile, evlâdı u ' t e k â ve a t i k â t a ve evlâdı e v l â d ­
hazreti esseyyid A l i e f e n d i , â ' m e l e h u l l â h u teâlâ
larına inkiraz târi' olup, şurutu mezkure ri'âyet
bilutfihil-hafiyyi vel-celiy, nâzır olup, yevmî
müteazzir olursa, vakfın m ü r e t t e b â t ve izdiyâdı
kırk akçe nezâret vazîfesini kabul ve ahzden
nâzın müşârün ileyh re'yi ile m u t l a k a fukarai
tehâşi buyurmayalar. Ve anlardan sonra sadrı
müslimine t e v z i ' o l u n a deyti şerâite ve masârifi
vâlâ kadri fetvâya bânihâdei izzu i'tilâ olan
b e y â n ve tafsil ve i t m â m ve. t e k m i l b u y u r d u l a r .
meşayih hazarâtı nâzırlar olup berveçhi m u h a r r e r
Ce'alellâhu külle dinârin ve dirhemin minhâ
nezâret vazifesine mutasarrıf olalar. Ve gallatı
cünneten m i n e n n â r ve verdeten fl c e n n e t i n tecri
vakfı merkumdan masârıfı lâzime ve vezâifi
min tahtihel-enhâr. Vâkıfı müşârün ileyh basa-
muayyenei mukannene bilcümle itmam ve tek­
tallâhu bil-mükerremâti yedeyhi hazretleri şuğ-
mil kılındıktan sonra vâkıfı müşârünileyh haz­ lu t e m h i d i ş u r u t t a n f â r i g u l - b â l ve k a y d ı takyidi
retlerinin hemşirei mükerremeleri Fatma ve k u y u d d a n âsude h â l o l d u k l a r ı n d a n s o n r a b â l â d a
Lütfi ve A y ş e n â m hanımların her birine y e v m i zikrolunduğu üzere v a k f ve teshil buyurdukları
ellişer akçe vazife verilüp, darıbakâya intikal mukâtaai mahdudei merkumeyi, cemii tevâbi'
ve irtihâllerinden sonra herbirinin vazifei m u a y y e ­ ve levâhik ve müştemilât ve müteferriâtile ve
nei merkumeleri hemşireleri evlâdları ve evlâdı şâir b â l â d a bast, o l u n a n k a l ' a ve c â m i ' ve m e k -
evlâdları ve evlâdı evlâdı evlâdlarına ales-seviyye kep ve hân ve d e k â k i n ve h a m a m ve menâzil
tevzi' olunup, ihtiyazı hisse cihetinden zükûr ve şâir e b n i y e y i k a b z ve tesellüme, t â r i h i kitap-
inâsı hacbü noksan ile hâcib olmamak üzere.
14 İBRAHİM ATEŞ

dan iki ay mukaddem müteveilii mumaileyhi hükmü m u h k e m i m e ş r u ' ile h ü k m e d ü p , emri v a k f


teslît^ oldahi mahallinde kabz ve tesellüm ve ve ihbâs flisulü müctehedün fihadan olmağla
tasarruf e y l e y u p , ahzi v a z i f e y i tevliyet ve k a b z ı lühuku hükmü hakimle lüzumu muhakkak ve
ücreti hizmet e y l e m i ş t i r ; dediklerinde müteveilii m e c z u m o l u p , v a k f ı salifül-beyân dahi şâir evkafı
mezbûr, vâkıfı kesîrül-a'vârif hazretlerini ikrârı s a h i h a gibi sahih ve m ü ş e y y e d o l m u ş d u r . Şeyye-
mukarrer ve i'tirâfı muharrerelerinde vicâhen d a l l â h u esâse m e b â n i h i ve tavvele bi cezili-tavlihi
tasdik ve şifâhen tahkik etmekle, emri ikrâr ömre bânihi bi hürmeti hâtemir-rüsülil-kirâm
bilvakfı vetteslfm vettesellüm kemâ yenbağt a l e y h i ve alâ âlihi ve sahbihi şerâyifüs-salavâti
hâsıl o l d u k t a n s o n r a , hazreti v â k ı f ı sâhibi v u k u f ve k e r â y i m ü t - t e s l i m â t . Pes dergâhı h a k ve cenâbı
esmerallâhu t e â l a garese ihsanihî ve eksere h a z z â - feyyazı mutlakdan m e s ' u l ve müsted'âdır k i , b u
hu ve veffere kıstâhu min simâri ravdati rıd- vakfı rasinül-bünyanm i h k â m ve t e s y i d i n e ve i p k a
vanihi. Neşri irfan ve ikameti b u r h â n ile sureti ve te'bidine sâ'i ve ol b a b d a şerâiti insâfı m u r â ' i
e v k â f ı sâlifetül-evsâflarından selbi ş i ' â r ı v a k f i y y e t o l a n z e v â t ı k i r â m ı , husulü d â r e y n ile m a k d ı y y ü l -
(bir kelimelik yer yırtık) icâbı h ü k m i sıhhat ve m e r â m ve derecâtı a l i y â t a vusul ile şâdügâm e y -
lüzum içün müteveilii mumâileyh huzurunda, l e y e . " f e m e n beddelehu b â ' d e m â s e m i ' a h u f e i n -
nasbi cedel ve tasviri m u d d e â buyurup, kâşifi nemâ i s m u h u alellezine y u b e d d i l u n e h u innehu
e s t â r i l - h a k a y ı k , m u v a d d ı h i m e s â l i k i h a l â y ı k , â'le- hüves-semi'ul-âlim". Ve ecrül-vakıfı alel-hayyil-
mi eimmei d i n , üstâdı ecillei m ü c t e h i d i n , sirâcı c e v â d i l - k e r i m . V a k a ' a l - i ş h â d u vet-tahriru fi gurreti
ümmet, nazımı millet, ellezi beynel-eimmetil- saferil-hayr liseneti sıtte aşerete ve mietin ve elf. .
kirâmi kessüreyyâ beynes-sevabit, imâmünâ ve
imamül-müslimin, ebû hanife N u ' m a n ibni S a b i t ŞUHÛDUL-HÂL
hazretlerinin kavli şedidi üzere şarâiti z e v â l i m ü l k Umdetül-ulemâil-izâm, zübdetül-fudala'il-kirâm,
b u l u n m a d ı k ç a v a k f ı n sıhhati l ü z u m u n u müstelzim A t â u l l a h e f e n d i , el k â d i bi askeri A n a d o l u
ve müstetbi' olmadığı ecilden, rucû'u sahih ve Kudvetül-ulemâil-kirâm Halil E f e n d i , k â d i i İstan­
c a i z , ve râcii emri şer'iyi gayrı mütecaviz o l m a ğ l a bul
vakfı merkumdan r u c u ' e t t i m ; müteveilii mumâ Umdetül-mevâlil-kirâm Y a h y a zade efendi elkâdi
ileyh kabzve tesellümünü ikrar e t t i ğ i akaratı geri bi G a l a t a h â l e n ,
bana red ve teslimle t e f r i ğ i z i m m e t ve k e m â k â n U m d e t ü l u l e m â i l - i z â m (beş altı k e l i m e l i k y ı r t ı k ) ,
mülkü sârîhime iâ'desiyle tahkiki emânet edüp, Umdetül-mevâlil-kirâm, Mahmud efendi, emîni
m u k a b e l e i tevellii' hizmeti tevliyette e c r i m i s i l d e n fetvâ hâlen,
z â i d vazife n a m ı n a aldığı ücreti dahi e d â ve ifası Umdetül-müderrismil-kirâm, Mehmet Efendi mü­
matlubumdur deyu nakzı v a k f a i l h â h ve ibrâm
fettişi evkâfı haremeyn,
ve istirdâdı mâ tesellemde arzı sebâtı akdâmı
Zübdetül-müderrisînil-kirâm, Abdullah Efendi mü­
i k d â m e y l e d i k l e r i n d e müteveilii reşidu z e y l , kavli
fettişi e v k â f
imâmeyni mükerremeyn, şemseyni münireyn,
Umdetül-Müderrisin, Ahmet efendi, İ m â ' m ı Hay-
e l b a h r u r - r a b b â n i ebû Y u s u f i m â m ı s â n i , ve hibri
der Ali hâlen,
ma'âni imâmı Muhammed eşşeybâni katlarında
U m d e t ü l - e m â c i d i v e l - e k â r i m , İsmail a ğ a , k e t h ü d â y ı
vakfın sıhhati hususen ba'det-teslimil-lâyık lâ
sadrı âlî,
m u h â l e l ü z u m u k â f i ve m ü l â h i k o l m a k m u h a k k a k -
Zübdeti ashâbı el-kalem ver-rakam, Ebubekir
d ı r , d e y u mütemessiken b i k a v l i h i m â red ve t e s l i m ­
A h m e t , reisül-hattâtin
den i b â ve i m t i n â ' ve kadri z â i d i mezkûrdan z i m ­
Umdetü-erbâbil-kalemi verrekam Abdulkadir efen­
metinin berâ'ini iddiâ edicek nizâ'ları tahasuma
di t e z k i r e i evvel
m u f d i ve h u z u m hakimüş-şer'de t e r â f u a m ü e d d â
kutvetü ashabit^estir, İbrâhim Efendi, tezkereyi
olucak işbu kitâbı sıhhat nisâb rişhai' kâlemi
sânî,
sütude rakamlarıyla müreşşah ve tevki'i refi'i
M e k t u b i Süleyman e f e n d i ,
i m z a y ı isabet i h t i v â l a r ı y l a müveşşah olan H a k i m i
U m d e t ü e r b â b ı d - d i v â n , Çavuşbaşı A h m e t ağa
hâsim h u z u r u n d a m ü t e r â f i â n o l d u k l a r ı n d a h a k i m i
Umdetül-emacid, İbrahim ağa hırsadarı hazreti
müşârünileyh, tenfizi vakf tarafını, tercih ve
vakıfı müşârünileyh
i p k â - i h a y r â t ı tashih kast b u y u m p , v a k ı f d a olan
muhalefatı müctehidine vâkıf ve burhanlarına
Sevvedehû ve b e y y e d a h u e l - A b d ü l f a k i r , Osman,
âlim ve â r t f olduğu halde cânibi lüzumu evlâ
el-müderris bimedreseti hanigâh k a y ı t şut fıt^a-
ve a h r â ve kavli i m â m e y n ile a m e l m â ' b i h i l - f e t v â
rihîl-mezbûr."
o l m a ğ ı n v a k f ı n l ü z u m u n a ve z ı m n ı n d a münderice
olan şûrût ve kuyûdun sıhhatına ve müteveilii 10- VAKFİYENİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
m e z b u r u n ciheti tevliyet içün e c r i m i s i l d e n z i y a d e
a) t ü m v a k f i y e l e r d e o l d u ğ u g i b i , bu v a k f i y e ­
aldığı m e b l a ğ ı n d e m â n ı n d a n dahi berSeti z i m m e t e
de de yüce A l l a h ' a hamdü sena ve peygambere
HASAN PAŞA'NIN H A T A Y KARAMURT'DAKİ V A K I F V E VAKFİYESİ 15

salâtü selâm ile başlanılmıştır. D a h a sonra v â k ı f ı n sonra müşârünileyh vezir, v â k ı f Hasan Paşa'nın
özellikleri, adı ve bu v a k f ı k u r m a s ı n d a k i maddi sözü geçen m u k â t a a y ı i m â r ve i h y â e d e r e k , bir
ve ma'nevi e t k e n l e r , z a m a n ı n ifade, f a r z ı n a ve y a z ı i y i l i k y ö n ü n e v a k f e t m e k î ç i n satın a l m a k i s t e d i ğ i ,
şekline göre gayet üstün bir edebi ifade ile belirtil­ padişahlık m a k a m ı n a arz e d i l m i ş t i r . O tarihdeki
miştir. D e v a m l a , şeyhül-hadid d i y e b i l i n e n muka- padişah olan, Mehmet oğlu Sultan A h m e t , söz
taanın sınırları içinde ve A n t a k y a şehri ile B a k r a s konusu mukâtaayı rayiç bedeli ile satmak için
ve Belen arasında b u l u n a n , K a r a m o r t d i y e t a n ı n a n birinci şık d e f t e r d â n o l a n . Hacı Y u s u f A ğ a oğlu
y e r i n , Mekke-i M ü k e r r e m e , Medine-i Münevvere, M e h m e t E f e n d i y i tevkil b u y u r m u ş , o d a söz k o ­
Ş a m , Mısır, Halep ve o çevredeki diğer şehirlerin nusu m u k â t a a h a k k ı n d a bilgisi olan ehli vukufa
geçiş yeri i k e n z a m a n l a , b u r a d a k i k ö y l e r i n h a r a p , sorarak, buranın tüm ekleriyle ve haklarıyla
ç i f t l i k ve ırmakların kullanılmaz hale gelmesi ne­ birlikte o gün için değerinin a n c a k beşbin k u r u ş
d e n i y l e , hırsızların ve y o l kesicilerin sığınağı h a ­ yapacağını öğrenmiş ise d e , v â k ı f Hasan Paşa,
line gelerek, hacıların ve diğer yolcuların geliş- b u m i k t a r ı n üzerine ikibinbeşyüz kuruş d a h a ilâve
gidişi sırasında yollarına çıkan yol kesicilerin, ederek, toplam yedibin beşyüz kuruşa mezkûr
birçok kimseyi öldürdükleri, mal ve mülklerini mukâtaayı padişah vekilinden satın almış ve A l ­
s o y u p , z o r l a gasp e t t i k l e r i n d e n d o l a y ı , sözü geçen lah rızası için bu m u k â t a a y ı ve muhtevasını vak­
yerin imar ve ihyası cihetine gidilerek, burada fetmiştir.
bir kasaba, bir kale inşa ile etrafında köyler
Bütün bunlardan vâkıf sadrı âzam Hasan
kurmak suretiyle, eşkiyanın saldırılarından yol­
Paşanın, söz konusu yeri değerinden fazla bir
cuların korunması g e r e k t i ğ i n d e n bahisle, söz k o ­
fiyatla satın alarak sadece A l l a h rızası için ve
nusu m u k a t a a n ı n , bazı lider ve t ı m a r sahiplerinin
söz k o n u s u y e r d e n geçen Hacılarla diğer yolcu­
t o p r a k l a r ı y l a karışık o l d u ğ u n d a n , tekelden idaresi
ların güvenliğini sağlamak gibi olağanüstü yüce
ve diğerlerinin ilişkilerinin kesilmesinin düşünül­
ve insancıl bir a m a ç l a v a k f e t t i ğ i a n l a ş ı l m a k t a d ı r .
düğü beyan edilmektedir. B u açıdan d a h a önce
b) Belirtilen amaçla vakfedilen bu yerde
A n t a k y a , B a k r a s ve İskenderun k a d ı l a r ı n ç a i m h a
yapılan binalar:
edildiği üzere, söz konusu yerin emniyet altına
1. M u h t e ş e m bir k a l e ,
alınması ve onarılması u y g u n görülmüştür. A n c a k ,
2. B i r camii şerif,
kadıların inhalarına ilişkin d o s y a d a söz konusu
3. Müslümanların temizlenmeleri için y a p ı ­
mukataanın hudut ve sınırı b e l i r t i l m e m i ş oldu­
lan ç i f t e h a m a m ,
ğ u n d a n ve y u k a r ı d a işaret edildiği gibi bazı lider­
4. G e l i p gidenlerin k o n a k l a m a l a r ı i ç i n y a p ı ­
lerle tımarcıların arazisi de bu m u k a t a a n ı n arazi­
lan, i ç t e n ve dıştan d o k s a n ocaklı ker­
sine karışık o l d u ğ u n d a n bahisle ve fakat arazinin
vansaray,
tümünün beytilmal arazisinden olması itibariyle,
5. Çocuklara Kur'ân-ı Kerim öğretilmesi
vakfın kurulduğu günden sonra, müslümanların
için yapılan bir m e k t e p ,
k a m u yararı için sözü geçen m u k â t a a n ı n t e k elde
6. K a l e n i n h i z m e t ç i l e r i ile müsafirlerin d o ­
zaptı ve diğer kimselerin t a a r u z u n d a n korunması
y u r u l m a l a r ı için y a p ı l a n i m â r e t ,
için, mukâtaanın sınırlarının tahdid ve tesbiti
gerektiği beyan edilmiştir. Ayrıca bu mukâtaa 7. O t u z adet d ü k k â n ,

içinde arazisi b u l u n a n lider ve t ı m a r s a h i p l e r i n e , 8. K a l e n i n erleri i l e , m ü t e v e l l i , k â t i p , v â i z ,

buradaki arazilerine k a r ş ı l ı k , padişah tarafından iki müezzin ve k a y y ı m ı n o t u r m a l a r ı için

diğer yerdeki arazilerden arazi tayin . v e tahsis yapılah ev ve b i n a l a r ,

edilerek, sözü geçen m u k â t a a n ı n tümüyle padişa­ 9. K i r e ç , taş ve horasan ile yapılan su y o l ­

ha mahsus arazi cümlesine ithal e d i l e r e k , y e n i d e n ları,

tahdidi g e r e k t i ğ i n d e n , d a h a önce defteri hâkani c) V â k ı f ı n yapılmasını şart k ı l d ı ğ ı h i z m e t l e r


k â t i p l e r i n d e n , Müniri M u s t a f a e f e n d i . Baş m u h a ­ ve bu hizmetlerin yapılması için görevlendirilen
sebeden ç ı k a r ı l a n defter sureti m u c i b i n c e , m e z k u r personel ile b u n l a r a ödenecek ücretler:
mukâtaanın sınırları dahilinde her ne var ise, 1. Sözü geçen kalenin korunması için y i r m i
yaşlı ve ehli v u k u f olan kişilere s o r u l a r a k , şey­ altı nefer süvari m u h a f ı z , bir nefer süvari k e t h ü ­
hül-hadid ve tevâbii mukâtaası üzerine varılarak, dası, bir nefer a l e m d a r ve bir nefer çavuş o l m a k
yukarıda okunuşu sunulan v a k f i y e d e belirtildiği üzere t o p l a m 3 0 kişinin t a y i n olunması ve günde
şekilde sınırları tesbit e d i l m i ş t i r . ağalarına o t u z , k e t h ü d â l a r ı n a y i r m i , a l e m d â r l a r ı n a
o n y e d i , çavuşlarına o n a l t ı ve neferlerden her birine
Bu tahdid ve tesbit işleminden s o n r a , m e z ­ tabak parası ile birlikte onbeşer akçe olmak
k u r m u k â t a a ve sınırları dahilinde her ne var ise üzere, burada görevlendirilecek mezkur otuz
tevki'i kalemi ile padişaha özgü araziye dahil e d i ­ k i ş i y e günde t o p l a m olarak d ö r t y ü z y e t m i ş üç ak­
lerek, gereği y a p ı l m a k üzere h u d u d n â m e hücceti, çe ücret ödenmesini şart k ı l m ı ş t ı r . B u görevlilerin
Defterhânei Amireye kaydolunmuştur. Bundan alacakları ücret k a r ş ı l ı ğ ı , görevlerini l â y ı k ı veçhile
16 İBRAHİM ATEŞ

yapmaları, gelip gidenleri herhangi bir istekte h a l k a va'z ve nasihat etmesi ve dini bilgiler ö ğ r e t ­
bulunarak rencide ve t â c i z e t m e y i p , A n t a k y a ile m e s i , bu hizmetine karşılık k e n d i s i n e günde on
B e l e n ' e gidip gelen yolcuları yeteri kadar neferle a k ç e verilmesi şart k ı l ı n m ı ş t ı r .
birlikte götürmeleri, Allah korusun yolculardan 6. Aynı cami'de, Kur'ân-ı Kerim'i tecvid
herhangi biri zarara uğrarsa, c e z a olarak zararın hükümlerine göre düzgün o k u y a n , namazın şart
ödenmesinin o neferlere ait o l a c a ğ ı n d a n , k o r u m a ve e r k â n ı n ı bilen bir kimse imam ve hatip olarak

işine tam bir özen göstermeleri şart edilmiştir. t â y i n e d i l i p , günde o t u z akçe ücret verilmesi şart

Bunların dışında a y n ı kalede onbeş kişi piyade kılınmıştır.

m u h a f ı z , bir d i z d i r , d ö r t kapıcı t â y i n edilmesi, 7. Salih, Muttaki, doğru bir kimsenin


günde d i z d a r a onbeş a k ç e , kapıcıların herbirine aynı cami'de, günde on akçe ücret ile birinci
onikişer a k ç e , diğer neferlerin herbirine de o n a r müezzin, yine namaz vakitlerinden anlayan bir

akçe olmak üzere toplam olarak sözü geçen k i m s e n i n de günde altı a k ç e ücret ile ikinci müez­

yirmi kişiye günde ikiyüzonüç akçe verilmesi zin olarak t â y i n edilmesi şart k ı l ı n m ı ş t ı r .

ve bunların da alacakları ücret karşılığı kale ve 8 . A y n ı c a m i ' d e , güzel sesli ve iyi m a k a m bilen
çevresini muhafazada ciddi ve gayretli olmaları bir kişinin günde üç a k ç e ücretle naathan ve m u a r -
şart k ı l ı n m ı ş t ı r . rif t â y i n e d i l e r e k , her c u m ' a günü mahfele ç ı k ı p ,

Yukarıdaki (b) bölümünün 8. fıkrasında mu'tad o l d u ğ u üzere naat ( m e t h i y e ) okuması ve

sözü edilen evlerden içli ve dışlı bir evin vakıf muarriflik görevini yapması şart k ı l ı n m ı ş t ı r .

mütevellisine, yine içli ve dışlı bir evin süvâri 9. Aynı cami'de günde on akçe ücretle
ağasına ait o l m a k üzere, v â i z , m e k t e p muallimi, bir kişinin k a y y ı m , ferraş ve kapıcı olarak t â y i n

imam, h a t i p , iki m ü e z z i n , k a y y ı m , k â t i p , süvâri edilmesi şart k ı l ı n m ı ş t ı r . B u hizmetle görevlendi­

kethüdâsı, alemdâr, ç a v u ş , d i z d â r , süvâri nefer­ rilecek şahsın namaz vakitlerinde cami'i açıp

leri ve - p i y â d e neferlerinin her birine hallerine kapama, mumları yakıp söndürme, cami'i silip

göre birer ev t â y i n ve tahsis edilmiş o l u p , b u n l a r ı n süpürme ve temiz t u t m a işinde özen göstermesi

t ü m ü hesaplandığında kale i ç i n d e kale görevlileri­ istenmiştir.

nin oturması için t o p l a m k ı r k d o k u z ev y a p ı l m ı ş 10. Aynı cami'de, cum'a günleri Kur'ân-ı

olduğu anlaşılmaktadır. K e r i m o k u m a k i ç i n üçer a k ç e ücretle iki kişinin


devirhan olarak t â y i n e d i l m e s i , bunlardan birinin
D i ğ e r t a r a f t a n , belirtilen kale m u h â f ı z l a r ı n d a n
imam, diğerinin müezzin olması, ayrıca cami'de
herhangi birinin oturmaması veya yapmakla mü­
vâiz olan kişinin günde üç a k ç e ücretle devirhan-
kellef o l d u ğ u görevi y e r i n e getirmerîıesi h a l i n d e ,
ların b a ş k a n ı olması şart k ı l ı n m ı ş t ı r .
vakıf mütevellisinin o kişi yerine bir başkasını
n. Sözü geçen okulda çocuklara, Kur'ân-ı
a l m a k t a tereddüt e t m e m e s i de şart e d i l m i ş t i r .
K e r i m ' i ö ğ r e t m e y e m u k t e d i r bir k i m s e n i n , günde
2. Hamamın mu'tad bir şekilde kiraya
onbeş a k ç e ile m e k t e p m u a l l i m i ( o k u l ö ğ r e t m e n i )
verilerek, geliri ile gerekli onarım yapıldıktan
olması, bir kişinin de günde beş akçe ücretle
sonra arta kalanı asıl v a k f a ilâve edilmesi şart
m e k t e p kalfası olması şart k ı l ı n m ı ş t ı r .
k ı l ı n m ı ş t ı r . K e z â d ü k k â n l a r ı n ve h a n g â h m k i r a y a
12. Cami'in aydınlatılmasında kullanılmak
verilerek, gelirinin asıl vakfa ilâve edilmesi de
i ç i n y ı l d a o t u z altı o k k a ( 6 ) b a l m u m u satın alınıp
şart e d i l m i ş t i r .
otuz o k k a s ı y l a iki büyük m u m , altı okkasıyla d a
3. Daha önce yapılmış olan camiin biraz
her biri' yüz dirheme7) olmak üzere yirmidört
dar olması n e d e n i y l e , v a k ı f geliri ile c a m i etra­
mum döktürülüp, vaktinde cami'i aydınlatmada
fında ek b i n a y a p ı l m a s ı , sözü geçen kale ve c a ­
kullanılması şart kılınmıştır. Ayrıca aynı cami
miin k e ş i f g e r e k t i r m e y e n u f a k o n a r ı m l a r ı için gün­
için yılda yüzyirmibeş o k k a y a ğ ile kandillerin
de o n a k ç e t â y i n e d i l i p , sözü geçen p i y â d e m u h a ­
yakılması i ç i n , y i n e y ı l d a yüzelli o k k a z e y t i n yağı
fızlarından hangisi o n a r ı m sanatında mâhir ise,
parası olarak günde yedi a k ç e verilmesi şart kı­
o n u n o n a r ı m c ı o l u p , y u k a r ı d a belirtilen ücretinden
l ı n m ı ş t ı r . Y i n e söz k o n u s u c a m i ' i n hasır, kandil
m â a d a küçük o n a r ı m masrafı olarak günde o n a k ç e
ve diğer gereksinmeleri i ç i n günde on a k ç e t â y i n
onarımcılık ücretinin gerektiğinde verilmesi şart
edilerek vakıf gelirinden ayrılıp, zamanında bu
kılınmıştır.
malzemeler alınarak vakıf kilerinde korunması
4. S u yolları ve o n u n l a ilgili o n a r ı m masraf­
ve yılbaşından sonana kadar hademesi mârife-
larını k a r ş ı l a m a k i ç i n günde beş a k ç e , ayrıca su
tiyle kullanılması şart k ı l ı n m ı ş t ı r .
yolları tamircisi için de günde beş akçe ücret
13. Y u k a r ı d a sözü geçen i m â r e t i n e k l e r i n d e n
verilmesi şart edilmiş o l u p , bu t a m i r c i n i n su y o l ­
o l u p , aynı câmi altında bulunan mutfak, kiler,
larını görüp g ö z e t m e s i , o n a r ı m ı gerekeni o n a r m a s ı ,
anbar, odunluk ve fırında hergün e k m e k pişiril-
t e m i z l i ğ i n e ö z e n göstermesi i s t e n m e k t e d i r .
5. Cami'de, âlim ve müttaki bir kişi vâiz (6) 1 okka ( v u k i y y e ) , 2 4 0 0 dirhemlik tartıya denir.

t â y i n o l u n a r a k , her hafta c u m ' a n a m a z ı n d a n sonra (7) 1 dirhem, 320 gramdır.


HASAN PAŞA'NIN H A T A Y KARAMURT'DAKİ V A K I F V E VAKFİYESİ 17

mesi için günde dört ö l ç e k b u ğ d a y , ç o r b a pişi­ tayin e d i l i p , bunlardan h i ç b i r i vakıf mütevellisin­


rilmesi için iki ö l ç e k b u ğ d a y , c u m ' a geceleri ile den a y r ı k a l m a y ı p , v a k f ı n i r â d ı n ı tahsil ve masârı-
R a m a z a n a y ı n ı n her gecesinde p i l â v pişirilmesi için fını tamamlamada mütevelliye y a r d ı m c ı olmaları
yılda yüzseksenbeş ölçek p i r i n ç , yine y ı l d a d ö r t şart e d i l m i ş t i r .
yüz k ı r k d ö r t o k k a sade y a ğ , bin o k k a (beş altı Mütevellinin vakıf gelirini toplayıp, gerekli
kelimelik yer y ı r t ı k o l d u ğ u için bu bin okkanın harcamaları yaptıktan ve görevlilerin maaşlarını
ne olduğu tesbit edilememiştir), üçbin ikiyüz verdikten sonra, yılda bir d e f ' â v a k ı f defteriyle
okka koyun eti, bin okka tuz, yirmibeş ölçek birlikte devleti a l i y y e y e gelip, sözü geçen nâzır
n o h u t , üçyüz o k k a b a l , ve yüz dirhem zâ'feran huzurunda muhasebe görüp, defterin işlerlik
ile imârette yemek pişirilmesinde kullanılmak kazanması için nazırın görüşünün alınması şart
üzere bin k a t ı r yükü o d u n alınarak korunması ve edilmiştir.
yılboyu lüzumu halinde görevlileri marifetiyle V a k f a , o gün şeyhülislâm olan esseyyid Ali
kullanılması şart e d i l m i ş t i r . efendinin günde kırk a k ç e ücretle n â z ı r olması,

İmârette kullanılan vakıf bakır kapların lü­ ondan sonra fetvaya muktedir olan şeyhlerin

z u m u halinde kalaylanması için y ı l d a altıbin a k ç e n â z ı r olması şart k ı l ı n m ı ş t ı r .

ayrılarak gerektiğinde harcanması şart e d i l m i ş t i r . 1 5 . G e l i r Fazlası: V a k ı f gelirinden tayin edi­


Ayrıca imarette çalıştırılacak personel hakkın­ len ve belirtilen harcamalarla görevlilerin maaşları
da da: tamamen k a r ş ı l a n d ı k t a n sonra v â k ı f ı n k ı z k a r d e ş -
Günde beş akçe ücretle bir imâret şeyhi, leri Fatma Lütfi ve A y ş e hanımların her birine
yine günde beş a k ç e ücretle bir vekil h a r ç , y i n e günde ellişer a k ç e maaş verilip, vefatları halinde
beş a k ç e ücretle k i l e r c i , günde onar a k ç e ücretle her birine t â y i n edilen maaşın e v l â d l a r ı n a , e v l â d -
iki kişi e k m e k ç i ve e l e k c i , iki kişi aşçı (ücret kısmı larının evlâdlarına ve evlâdlarının evlâdlarının ev­
yırtık olduğundan okunamamıştır), kezâ günde l â d l a r ı n a , e r k e k k a d ı n a y r ı m ı o l m a k s ı z ı n ve erkek
beş akçe ücretle bir kişi k e n d ü m k e ş , günde iki kadın düşünmeksizin eşit olarak tevzi edilmesi
a k ç e ücretle bir i m â r e t kapıcısı, günde o n akçe şart kılınmıştır. V â k ı f hayatta oldukça hertürlü
ücretle bir imâret temizlikçisi tâyin edilmesi tasarruf, t â y i n , t e r f i , a z i l , mütevellinin yönetimi
şart k ı l ı n m ı ş t ı r . ve diğer t ü m işler kendi elinde o l u p , sözü geçen
İmârette pişirilecek ekmeğin her birinin v a k ı f m u k â t a a n ı n her geçen gün m a ' m u r ve a'bad
pişirildikten sonra y ü z y i r m i ş e r d i r h e m , (.iftinin olması h a l i n d e , v a k f ı n geliri giderinden fazla olur­
i k i y ü z k ı r k d i r h e m olması, v a k ı f mütevellisi olanlara s a , arta k a l a n gelir fazlasının her yılbaşında v â k ı f ı n
günde beş çift, kâtip olanlara günde iki çift, kendine verilmesini, vefatından sonra ise gelir
vâ'iz ve m e k t e p hocasına günde ikişer ç i f t , i m a m fazlasının, evlâdlarına ve evlâdlarının evlâdlarına
ve hatip olana günde iki ç i f t , süvâri ağasına günde ve evlâdlarının evlâdlarının evlâdlarına batın
üç çift, süvâri kethüdasına günde iki ç i f t , kale (karın) tertibiyle eşit olarak d a ğ ı t ı l m a s ı n ı , hisse
d i z d â r ı n a günde iki ç i f t , diğer neferlerle v a k ı f ve alma hususunda erkek kadın a y r ı m ı yapılmaksı­
imâret hademesi olan toplam altmış iki kişiye zın eşit olmalarını, Allah korusun evlâdının,
altmış iki çift olmak üzere günde seksen çift evlâdı evlâdının, evlâdlarının evlâdlarının evlâ­
y â n i y ü z y i r m i e k m e k v a k ı f personeline tevzi edil­ dının tükenmesi halinde i s e , k a d ı n e r k e k azatlıla­
mesi şart k ı l ı n m ı ş t ı r . A y r ı c a , günde k ı r k ç i f t e k ­ rına ve azatlılarının çocuklarına ve azatlıların
mek gelip giden ve imârete uğrayan yolculara ç o c u k l a r ı n ı n çocuklarına eşit olarak dağıtılmasını
verilmesi, ş a y e f gelip giden y o l c u o l m a z s a o r a d a şart k ı l m ı ş t ı r .
bulunan fakir ve y o k s u l l a r a verilmesi şart kılın­
Eğer u z u n z a m a n aşımı ile v â k ı f ı n ç o c u k l a r ı ,
mıştır.
kadın erkek azatlılarıve onların çocuklarının
14. V a k f ı n idâre ve y ö n e t i m i ile ilgili o l a r a k ,
tümü yok olursa, dolayısıyla sözü geçen vakıf
vakıf mallarının girdisini ve çıktısını b i l e n , m ü t e -
şartlarına uymak imkânsız o l u r s a , vakfın maaş
vellilikten a n l a y a n , d o ğ r u l u k l a m e v s u f ve dindar­
kısmı ile arta kalanının sözü geçen n â z ı r ı n görüşü
lığı ile bilinen bir kişinin günde y i r m i a k ç e ücretle
ile mutlaka fakir müslümanlara dağıtılması şart
mütevelli t â y i n edilmesi, sözü geçen şeyhül-hadid
kılınmıştır.
m u k â t a a s ı n ı zaptı altında t u t m a s ı ve sözü geçen
kalede oturması ve yerleşmesi şart e d i l m i ş t i r .
D i n d a r l ı k ve d o ğ r u l u k l a nitelenen ve y a z ı c ı l ı k D a h a sonra v a k f ı n sıhhat, lüzum ve tesciline
sanatı ile tanınan bir kimsenin günde on akçe ilişkin z a m a n ı n h u k u k ç u l a r ı n ı n görüşleri ve tescil
ücretle k â t i p l i ğ e , bir kişinin de günde beş a k ç e konusu belirtilmektedir. Vakfın tesciline karar
ücretle süvâri câbiliğine (tahsildarlığına), kezâ verilmesi sırasında hazır b u l u n a n tanıkların isim­
beş a k ç e ücretle başka bir kişinin akar c â b i l i ğ i n e leri y a z ı l m ı ş o l u p t a m a m ı onbeş kişidir.
18 İBRAHİM ATEŞ

Hasan Paşa'ya ait bu orijinal v a k f i y e y i b i r ç o k


y ö n ü y l e y u k a r ı d a sunulan maddeler çerçevesinde
tanıtmaya çalıştık. Amacımız vakıf hukukunun
korunmasına katkıda bulunmak için bilinmeyen
v e y a tesbit e d i l m e y e n v a k f i y e ve benzeri belge­
leri gün ışığına ç ı k a r ı p , tescili cihetine gidilerek
değerlendirilmesini sağlamaktır. B u hususta az d a
olsa bir k a t k ı m ı z o l u r s a , k e n d i m i z i b a h t i y a r ad­
dederiz. 5^

1^.

V a k f i y e defterinin kapal<
sayfasındaki t u ğ r a ile
K a d ı l a r ı n o n a y yazıları
V a k f i y e defterinin 1. ve 2 nci sahifeleri

Û.J/^S^:, - .... '.i}J^-^,^^J^fj^


HASAN PAŞA'NIN H A T A Y KARAMURT'DAKİ V A K I F V E VAKFİYESİ 19

^ ^ ^ i y ^ > ^^^^ç]/fy^ O o ^ ^ ^ - ;

"S

Sûllife

5.
SüMife

6.
Sahife

^1 '^•c'!''y^J'tj-Aİ^lf^yi^c)^j>^ s^'ı^:^.'
' * '• .m
10 İBRAHİM ATEŞ

. ..

Sahi

8.
Sahife

9.
Sahife

Sahifo
I

^ 1 / . Sahife
V> i^yj'>:/^y7)*.^^ '^-^^! '
'^^îi'O o<y> ^/j J^/y^-^YY;) U^'J ıJY^
'^y^^f^ljJ, \tı^)j ip^J^—'>» ^'^l;^/^'-'

wjlJ^*J^ IJYJ/jfj Ji^J^'lTTTj 'Jj IjL^i ^i/tJy' I

•s

• .1-. • ',.

—'
• • • . ' • * •

S.ıhife • • I I • .

20.
^ Snhifc

•4.

J ^ - ^ : : I . J I. .'<• <• - .-'.»15


21. _
allifo ,)

... .. ....

22.
SoMifo
„ , ^ Sahife ,

' ^ . ^ »^T7^.' ^ J : ^ { ^ r ^

sahife ^ ^
* • ' 28

30.
Sahife
26 İBRAHİM ATEŞ

^ ^ ^ ^ .

V a k f i y e n i n son sahiVesindeki
bitiş bölümü ile tescil anında
hazır b u l u n a n şahitlerin
isimleriue v a k f i y e y i k a l e m e
alan H a t t a t ı n i s m i .

You might also like