You are on page 1of 15

1. Hipospadias için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Üretra penisin ventral yüzünde sonlanır


B) Üriner enfeksiyon riski artar
C) Hidronefroz riski artar
D) Steriliteye sebep olabilir
E) Tümör gelişimi artar.

Üretranın penisin ventral kısmına açılmasına hipospadias, dorsal yüzünde sonlanmasına epispadias denir. Bu
anormal çıkışlar darlığa neden olduklarından parsiyel obstrüksiyon yapar, üriner enfeksiyon ve hidronefroza
sebep olabilir. Orifis penis tabanına yakınsa steriliteye sebep olabilir, 300 canlı erkek doğumda 1 görülen
hipospadias inguinal herni ve kriptorşidi ile sık birliktelik gösterir, hipospadias veya epispadiasın kendisi
tümör gelişim oranını artırmaz. (Cevap E)

2. Bir haftalık yeni doğanda fizik muayenede hi pospadias dışında anomali yoktur. Sonraki aşamada
aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır?
A) Sünnet etmek
B) İntravenöz pyelografi
C) Ultrasonografi istenir
D) Serum kreatin düzeyi ölçülmesi
E) Bir ay sonra kontrol istenir

Hipospadiaslı çocuk normal görülse bile idrar yolu anomalileri ile sık birlikte görüldüğünden ilk aşamada non
invazif bir metod olan ultrasonografi ile organ anomalisi olup olmadığı araştırılmalıdır. Hipospadiaslı çocukta
erken sünnet kontrendikedir, çünkü prepisyum ikinci ve üçüncü evredeki hipospadiasta tamirde kullanılabilir.
(Cevap C)

3. Aşağıdaki yapılardan hangisi Neisseria gonorrhoeae infeksiyonuna diğerlerinden daha dirençlidir?


A) Üretra
B) Prostat
C) Seminal veziküller
D) Epididimis
E) Testis
Gonore erkeklerde en çok akut mukopürülan üretrit şeklinde ortaya çıkar; tedavi edilmezse prostat ve seminal
veziküllere, bazen de epididimise ilerleyebilir. Testisler nadiren tutulur. Kadında fallop tüplerini tutarak
ektopik gebelik riskinde artış ve infertilite oluşturabilir. Üst genital traktın enfeksiyonu peritoneal boşluğa
yayılabilir ve gonokokkal perihepatit oluşturur. Bu karaciğer kubbesi ile diafragma arasında keman teli
denilen yapışıklıklara neden olur. Nongonokkokkal üretrit (NGU) ve servisit en sık görülen seksüel geçişli
hastalıktır. C. trachomatis, Trichomonas vajinalis, U. ureolitycum ve Mycoplazma genitalum ile oluşur. En sık
görüleni C. trachomatistir ve bu ABD’de en sık görülen bakteriyel STD etkenidir. (Cevap E)

4. Aşağıdakilerden hangisi akut üretrit ile ilgili değildir?


A) Seröz akıntı
B) N. gonore
C) C. trachomatis
D) Disüri
E) Sık idrar

Akıntı daha çok mukopürolandır. (Cevap A)


5. Peniste ülsere lezyon meydana getirmeyen seksüel geçişli infeksiyoz hastalık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Herpes genitalis enfeksiyonu
B) Sifilis
C) Şankroid
D) Granüloma inguinale
E) Gonore

Peniste ülsere lezyon yapan hastalıklar Herpes genitalis enfeksiyonu, sifilis, şankroid ve granüloma inguina
ledir. Gonore sık görülen bir (ABD’de) veneriel hastalıktır. Penil ülserler görülmez. Mukopürülan eksuda
oluşur. Anterior üretra ve meatus hiperemik, ödemli ve inflamasyonludur ancak ülsere değildir. Granüloma
inguinale Calymmatobakterium granulomatis tarafından oluşturulur. Lenfatik tıkanma ve dış genital
organlarda lenf ödeme, yaygın nedbe gelişimine yol açar. Ülserler oluşturur. Şankroidin aksine lenf bezleri
genel olarak fazla etkilenmez. Ülser kenarında pseudoepitelyomatöz hiperplazi oluşturabilir. Makrofajlar
içinde Donovan cisimcikleri denen mikroorganizma görülebilir. Şankroid etkeni H. ducrei’dir. Dış genital
organlarda ağrılı ve sifilizden farklı olarak yumuşak ülser oluşturur. İnguinal bölge lenf nodlarını etkiler,
(Bubon oluşumu) sonra bunlar yüzeye açılıp kronik ülser yapab lir. Herpes simplex ağrılı, eritematöz vezikül
oluşturur, bu da ülsere olabilir. Cowdry tip A inklüzyonu görülür. (Cevap E)

6. Priapizm nedeni olmayan aşağıdakilerden hangisidir?


A) Kokain
B) Lösemi
C) Pelvis tümörleri
D) Lerisch sendromu
E) Orak hücreli anemi

7. Aşağıdaki penis hastalıklarından hangisi prekanserözdür?


A) Balanitis
B) Fimozis
C) Bowen hastalığı
D) Herpes simplex
E) T.pallidum enfeksiyonu

Balanitis glans penisin iltihabıdır.Balanopostit glans penis ve sünnet derisinin iltihabıdır. Fimozis prepisyum
ağızının daralması ve glans penis üzerine çekilememesidir. Bunlar inflamasyon, hidronefroz ve skara yol
açabilir. Sayılan patolojiler içinde sadece Bowen Hastalığı (yani karsinoma insitu) prekanserözdür. Yaklaşık
%10 oranında invazif kansere dönüşür (Peniste squamöz hücreli karsinom görülür ve erkekteki kanserlerin %
0,4 oluşturur. Yavaş ve sinsi seyirlidir. 5 yıllık survey % 70’dir). Queyrat eritroplazisi de epitel displazisidir.
Kansere dönüşme ihtimali Bowen hastalığından daha fazladır. Bowenoid papulozis de karsinoma insitudur
ama invaziv karsinoma ilerlemez, HPV tip 16’ya bağlıdır. (Cevap C)

8. En sık görülen malign penis tümörü aşağıdakilerden hangisidir?


A) Leiomyosarkom
B) Verrüköz karsinom
C) Transizyonel hücreli karsinom
D) Squamöz cell karsinom
E) Malign melanom
En sık görülen penil malign tümör squamöz hücreli karsinomdur. Sünnetsiz, sigara içen 40 yaş üzeri erkekte
görülür. Etyolojide HPV özellikle tip 16 ve 18 ve smegma rol oynar. Histolojik olarak daha çok keratinize
SCC tipindedir. Verrüköz karsinom tipi SCC’nin HPV ile ilişkili olmayan varyantıdır ve papiller yapı,
sitolojik atipi olmaması ve yuvarlak itici sınırlar ile karakterizedir. Verrüköz karsinom lokal invaziftir ancak
metastaz yapmaz.
(Cevap D)

9. On iki yaşında bir erkek çocukta travma sonrası aniden gelişen skrotal şiddetli ağrı ve şişlik şikayeti
olduğunda en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Testis tümörü
B) Hematosel
C) Akut orşioepididimit
D) Stranggle herni
E) Torsiyon

Genellikle travmayı takip eden torsiyon daha çok gençlerde görülür. Spermatik kordun dönmesi ile venöz drenaj ve
arteryal kan akımı durur. Şiddetli ağrı olur ve testis belirgin derecede büyür. Erken dönemde müdahale
yapılmaz ise nekroza uğrar. (Cevap E)

10. Aşağıdakilerden hangisi ayrıcı tanıda testis torsiyonu ile karıştırılabilir?


A) Hidrosel
B) Testis tüberkülozu
C) Testis tümörü
D) Akut epididimoorşit
E) Hepsi

Testis torsiyonu ani başlayan ağrı ve büyüme yapar. Buna benzer akut ağrı ve büyüme şikayeti oluşturduğu
için ayırıcı tanıda akut epididimoorşit te gözönüne alınmalıdır. Üriner trakt enfeksiyon etkenleri arasında
kabakulak, tüberküloz ve seksüel geçişli enfeksiyonlar da vardır.
Testis tümörü ağrısız diye bilinir ama az oranda ağrı da oluşturabilir. (Cevap D)

11. Skrotal şişliklere en sık sebep olan patoloji aşağıdakilerden hangisidir?


A) Hidrosel
B) Herni
C) Hematosel
D) Testis torsiyonu
E) Tümör

Hidrosel tunica vaginalis (testis ve epididimi kaplayan serozayla örtülü kese) içinde berrak ve seröz sıvı olmasıdır.
Hematosel, aynı bölgede kanlı sıvı olmasıdır. Herni çocukta %1 oranında görülür, barsak anslarının tunica
vaginalise girmesidir. Skrotumda barsak sesleri ve fıtığın inguinal halkadan redükte edilebilmesi ile kolaylıkla
ayrılabilir. Skrotal şişliğe en sık sebep olan patoloji hidroseldir ve muayenede translüminasyon verir.
(Cevap A)

12. On sekiz yaşında bir hastada testiste sinsi, ağrısız büyüme olduğunda aşağıdakilerden hangisi daha
olası tanıdır?
A) Orşit
B) Testis tümörü
C) Kiptorşidi
D) Klinefelter sendromu
E) Testis torsiyonu
Klinefelter ve kriptorşidi de testisler küçüktür. Klinefelterde testisler 2 cm’nin altındadır. Serum testesteronu
düşüktür. Elonge vücut yapısı,enukoidizm, vücut kıllarında azalma ve jinekomasti vardır. 47:XXY’dir. Çoğu
sterilite ile seyrederken nadiren 46 XY mozaiklerde fertilite olabilir. Orşit ve testis torsiyonu çok ağrılıdır ve
akut olaylardır. Genellikle testis tümörleri sinsi ve ağrısız büyürler. % 10–20 oranında ağrılı da olabilir. En
sık 15–34 yaş arasındadır. (Cevap B)
13. Frajil X sendromunda aşağıdaki özelliklerden hangisi vardır?
A) Enükoid vücut yapısı
B) Skrotal kitle
C) Testis torsiyonu
D) Büyük testis (Makroorşidi)
E) XXY genotipi

Trinükleotid tekrar bozukluğu örneği olan Frajil X sendromu Down sendromundan sonra herediter zeka geriliğinin
en önemli ikinci nedenidir. X kromozomunun uzun kolunda sitogenetik olarak gösterilebilen ve kromozomun
in vitro kırılmasına yol açan bir defektten kaynaklanır. Klinik olarak hem erkek hem de dişilerde görülür;
erkeklerde iki tarafı makroorşidizm (büyük testisler) ile karakterizedir. (Cevap D)

14. Testiküler atrofi oluşturan sebepler arasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?


A) Klinefelter sendromu
B) Orşit
C) Hipopituitarizm
D) Siroz
E) Prostat hiperplazisi

Testis atrofisine en sık kriptorşidi sebep olur (çoğu tek tarafı, sağda daha fazladır. İki yaşından önce % 10 bilateral
görülür. Bunlarda steriliteye daha yüksek oranda sebep olur. İnmemiş testiste intratubuler germ hücreli
neoplazi ve sonrasında seminom gelişebilir.) Tek tarafı inmemiş testiste inmiş normal testiste de karsinom
gelişme riski artmıştır. Diğer atrofi sebepleri testis kan akımında aterosklerotik daralma, son devre orşit,
hipopituitarizm, uzun süre kadın seks hormonları kullanımı, karaciğer sirozu, bazı malnütrisyonlar, Prader–
Willi sendromu, radyasyon ve Klinefelter sendromudur. (Cevap E)

15. Fetusta anti mülleryan hormon (AMH) nereden salgılanır?


A) Sertoli hücreleri
B) Granüloza hücreleri
C) Teka hücreleri
D) Primordial folikül
E) Leydig hücreleri

Fetal Sertoli hücreleri erkek germ hücrelerindeki mayozu inhibe eden anti mülleryan hormon (AMH) salgılarlar.
Bu durum AMH’nın bulunmadığı fetal overin tersidir ve bu nedenle overde fetal hayat sırasında oositlerin
mayozu başlar. Fetal sertoli hücrelerinin salgıladığı AMH, mülleryan duktusların involusyonunu başlatır,
erkek fetüste fallop tüpleri, uterus ve vajina kısımlarının oluşmasını inhibe eder. Overleri AMH salgılamayan
dişi fetusta ise mülleryan duktuslar dişi iç genital organlarını oluşturur. Matür sertoli hücreleri inhibin ve
testesteron salgılar. (Cevap A)

16. Hipogonadotropik hipogonadizmi olan bir hastada aynı zamanda anosmi tesbit edildiğinde aşağıdaki
sendromlardan hangisi olabilir?
A) Kallman sendromu
B) Fanconi sendromu
C) Mc.Cune Albright sendromu
D) Ahumo del Castillo sendromu
E) Rokitensky – Kusner sendromu

Ahumo Del Castillo sendromu (only sertoli cell sendromu) germinal hücre aplazisi görülür. Kalmann
sendromu hipotalamustan GnRH salgısı eksikliğine bağlı izole gonadotropin eksikliğidir. Anosmi veya
hipoosmi görülür. Erkekte renk körlüğü, mikropenis ve kriptorşidi bulunabilir. Erkeklerde Klinefelter
sendromundan sonra ikinci sık görülen hipogonadizm nedenidir. Hipogonadotropik hipogonadizmin diğer
nedenleri arasında izole LH eksikliği, Prader – Willi sendromu ve Laurence Moon–Biedl sendromu da
bulunmaktadır. (Cevap A)

17. Beş yaşından önce düzeltilen bilateral inmemiş testis için fertilite oranı yaklaşık yüzde kaçtır?
A) %0
B) %20
C) %50
D) %90
E) %100

Kriptorşidizm 1 yaş civarında %1oranında görülür. %80 inguinal, %20 abdominaldir. Birinci yılda %90
skrotuma iner. Bir yaşından önce düzelti len unilateral kriptorşidide fertilite %100’dür. Beş yaşından önce
düzeltilen inmemiş bilateral testiste fertilite oranı %50’dir. Altı yaşına kadar düzeltilmeyen vakalarda
malignansi (genellik le seminom) gelişme riski en az 3–5 kat artar. (Cevap C)

18. On dokuz yaşında bir erkekte sağ testis normal, solda ise inmemiş testis tespit edilirse ne yapılmalıdır?
A) Sağ orşiektomi
B) Sağ orşiopleki
C) Sol orşiektomi
D) Sol orşiopleksi
E) Öyle bırakılmalıdır.

İnmemiş testis genellikle tek tarafıdır. % 10 vakada çift tarafı olabilir. Bu yaştaki bir hastada inmemiş testis 3-5 kat
fazla tümör özellikle seminom gelişme riskine sahip olduğundan inmemiş olan testis çıkarılmalıdır. (Cevap
C)

19. İnmemiş testiste en sık görülen malign tümör aşağıdakilerden hangisidir?


A) Koriokarsinom
B) Seminom
C) Embrional karsinom
D) Leydig hücreli tümör
E) Teratom

Testis tümörlerinin %10’unda kriptorşidi hikayesi vardır. Abdominal testiste inguinalde olanlardan daha çok
olmak üzere inmemiş testiste malignite oluşabilir, en sık seminom görülür. Diğer tümörler çok az oranda
görülebilir. Seminom aynı zaman testiste de en sık görülen tümörüdür. İnmemiş testis vakalarında diğer testiste
testis tümörü sıklığı artmıştır. 3–5. dekadlar arasında sık görülür. Erişkinde inmemiş testislerin %2–3’ünde
karsinoma insitu yani intratubuler germ hücreli neoplazi bulunur. İntersex sendromlarda: Androjene
duyarsızlık sendromunda %25 ve gonadal disgenezide neredeyse %100 oranında karsinoma insitu görülür.
Aile hikayesi de önemlidir, erkek kardeşinde germ hücreli tümör olanda risk 8-10 kat artar. (Cevap B)
20. Testis tümörleri en sık aşağıdaki yaşlardan hangisinde görülür?
A) 5 yaş altı
B) 10–14 yaş
C) 15–34 yaş
D) 35–60 yaş
E) 60 yaş üzeri

Testis tümörlerinin en sık görüldüğü yaşlar 15–34 yaş arasıdır. İkinci pik insidensi bebeklik döneminde yapar.
(Yolk sak karsinom bu yaş grubunda görülür.) (Cevap C)

21. Aşağıdakilerden hangisi germinal olmayan testis tümörüdür?


A) Seminom
B) Teratom
C) Koryokarsinom
D) Leydig hücreli tümör
E) Embriyonel karsinom

Postpubertal erkekte testis tümörlerinin % 95’i germ hücre kökenlidir ve hemen hepsi maligndir. Sex kord stromal
tümörler Sertoli ve Leydig hücrelerinden köken alır ve genellikle benigndir. Testisin germ hücre tümörleri
primitif hücrelerden gelişir ve bu hücreler seminomları oluşturmak için gonodal yönde farklılaşırlar ya da
seminom dışı tümörleri oluşturmak için totipotansiyel hücrelere dönüşürler. Bunlar farklılaşarak yolk sac
tümörü ve koryokarsinomu oluşturabilirler ya da somatik yönde farklılaşarak teratomları oluştururlar.

Germinal testis tümörleri; (% 95)

* Seminom
* Embriyonel karsinom
* Endodermal sinüs tümörü (Yolk kesesi tümörü)
*Teratom
* Koryokarsinom
* Poliembriyoma
* Mixt tümörler (%60)
Non–germinal testis tümörleri (%5);
* Leydig hücre tümörü
* Sertoli hücre tümörü
(Cevap D)

22. Aşağıdaki germ hücreli testis tümörlerinden hangisi diğerlerine göre daha ileri yaşlarda görülür?
A) Koryokarsinom
B) Spermatositik seminom
C) Embriyonal karsinom
D) Yolk sac tümörü
E) İmmatür teratom
(Cevap B)

23. Çok yaşlı bir erkekte en sık görülen testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Seminom
B) Koryokarsinom
C) Teratokarsinom
D) Yolk sac tümörü
E) Lenfoma

15–34 yaş arası erkeklerde en sık görülen testis tümörü seminomdur, bebeklerde yolk sac tümörü sıktır. Çok
yaşlılarda en sık görülen testiküler tümör lenfomadır. Ancak seminomun spermatositik alt tipi de yaşlıda sık
görülür. Tüm testis tümörlerinin %5’i ve tüm bilateral testis tümörlerinin %50’sidir. En sık diffüz büyük B
hücreli tip görülür. Primerse prognozu iyi, primer değilse prognozu kötüdür. (Cevap E)

24. Testis tümörleri içinde en malign seyirli olan ve erken dönemde hematojen metastaz yapan
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Leydig hücreli tümör
B) Seminoma
C) Koryo karsinom
D) Teratokarsinom
E) Embrional karsinom
(Cevap C)

25. Aşağıdaki testis tümörleri içinde en benign seyirli olanı hangisidir?


A) Seminoma
B) Embrional karsinom
C) Teratokarsinom
D) İmmatür teratom
E) Koryokarsinom
(Cevap A)

26. Yirmi yaşında erkek hasta testis tümörü nedeniyle opere ediliyor. Tümörün patolojisinde belirgin
nükleollü anaplastik epitelyal hücrelerin oluşturduğu alveolar, tübüler ve papiller yapılar görülüyorsa
olası tanı aşağıdakilerden hangidir?
A) Kistik seminom
B) Spermatositik seminom
C) Embriyonal karsinom
D) Koryokarsinom
E) Teratom

Yukarıdaki tabloda gerek yaş grubu gerekse histolojik görünümü bakımından Embriyonal karsinom tarif
edilmektedir. Seminom en sık 40–50 yaş grubunda görülürken embriyonel karsinom 20–30 yaş grubunda
görülür. Mikroskopik olarak hücreler tümüyle indiferansiye ve tabakalar halinde sıralanmış tübüler veya
papiller yapıdan oluşur. Yolk kesesi tümörleri 3 yaş altında sıktır ama büyükte de görülebilir. Embriyonel
karsinomlar testisin germ hücreli tümörlerinin yaklaşık % 40’ını oluşturur. Kanda % 90 oranında HCG
ve/veya AFP yüksek ölçülür. Vakaların çoğunda yolk sac tümörü, teratom ve koryokarsinom gibi diğer germ
hücreli tümörlerle embriyonal alanlar içiçedir. Pür embriyonal karsinom oranı sadece % 2-3’tür.

Testisin en sık görülen germ hücreli tümörü seminomdur. Genel olarak genitoüriner sistem tümörleri
içerisinde de tedaviye en iyi cevap veren tümörler testis tümörleridir. Koryokarsinom vakaların % 100’ünde
HCG yüksek olarak ölçülür. Yolk sac tümörlerde % 100 alfa–Fetoprotein yüksek olarak ölçülür. (Cevap C)

27. Aşağıdaki testis tümörlerinin hangisinde ilkel glomerüloid yapılar (Schiller–Duval cisimciği) ve
eozinofilik hyalen globüller görülür?
A) Yolk sac tümörü
B) Seminom
C) Koryokarsinoma
D) Teratom
E) Embrional karsinom
(Cevap A)

28. Üç yaşın altındaki çocuklarda en sık görülen testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yolk sac tümörü
B) Seminom
C) Koryokarsinoma
D) Teratom
E) Embrional karsinom
(Cevap A)

29. Alfa–fetoprotein ölçümü aşağıdaki testis tümörlerinden hangisinin takibinde daha önemlidir?
A) Leydig cell tümör
B) Seminoma
C) Teratom
D) Koryokarsinom
E) Yolk sac tümörü

Yolk sac tümörü (İnfantil embrional karsinom, endodermal sinus tümörü, orşioblastom da denir) 3 yaş altı
çocukta en sık görülen testis tümörüdür. Schiller– Duval cisimciği denilen ilkel glomerüloid yapılar ve
eozinofilik hyalen globüller görülür, alfa–fetoprotein düzeyi yüksektir. Çocukta pür formu görülürken
erişkinde genellikle diğer tümörlerle özellikle embriyonal karsinomla kombine olarak bulunur. En malign
seyirli testis tümörü olan koryokarsinom daha çok 15–25 yaş arası görülür. Genel olarak embrional karsinom
% 10–20 oranında ve daha çok 2. ve 3. dekadda görülür. Teratomlar % 10’unu oluşturur. 1 – 3 dekadlar arası
sıktır. Teratomda üç germinal tabakaya ait elemanlar görülebilir. Seminom 3–5. dekadlar arasında ve en sık
görülen (%50) primer germ hücreli testis tümörüdür. Çocuklarda seyrektir. % 10 oranında HCG yapma
yeteneği olan sinsiyotrofoblastik hücreler görülebilir. Tümör hücreleri arasında lenfositik infiltrasyon içeren
fibröz septalar tipiktir. Nekroz alanları içerebilir ama kanama tipik değildir. Kanama alanları varsa seminom
dışı germ hücreli tümör komponentini aramak gerekir. Radyoterapiye duyarlıdır ve prognozu iyidir. Seminom
genel olarak epididimi tutmaz. (Cevap E)

30. Alfa Fetoprotein veya human chorionic gonadot ropin salgılaması tipik olmayan testis tümörü
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Embrional karsinom
B) Yolk sac tümörü
C) Koriokarsinoma
D) Seminoma
E) Hiçbiri
Seminom genel olarak AFP ve HCG içermez ve salgılamaz. %10–25 oranında HCG salgılayan sinsityotro
foblastik hücreler içerebilir. Koriokarsinom için hCG yüksekliği tipiktir. Yolk sac tümöründe AFP yüksektir.
Embrional karsinomda HCG ve AFP salınabilir. Yolk kesesi (endodermal sinüs) elemanlarını içeren seminom
dışı germ hücreli tümörler AFP salgılarlar. HCG’nin tersine, AFP’nin varlığı germ hücreli tümörden çok
seminom dışı elemanların varlığının güvenilir bir göstergesidir, çünkü seminomda yolk kesesi elemanları
bulunmaz. AFP hepatoselüler karsinomda da yükselir. (Cevap D)

31. Aşağıdaki testis tümörlerinden hangisi radyoterapiye daha duyarlıdır?


A) Embriyonel karsinom
B) İnfantil embrioner karsinom
C) Seminom
D) Teratokarsinom
E) Koryokarsinom

En malign testis tümörü olan koryokarsinom bu tümörlerin % 1’ini oluşturur. Testis büyük olabilir ancak nekroz
nedeniyle çoğu zaman küçükte olabilir. Serum ve idrar HCG düzeyi artar. Kemoterapiye duyarlıdır. 2 yılda %
5’ten az sağ kalım görülen tümörün mikroskopisinde sito ve sinsityotrofoblastlar ve nekroz görülür. En sık
15–25 yaş arasında görülür. Teratokarsinom mikst malign tümörler içinde (teratom ve embriyonal karsinom
kombinasyonu) en sık görülenidir. Prognoz kötüdür. Seminomun prognozu ise iyidir. 5 yıllık survey % 90–
98’dir. Radyoterapiye çok duyarlıdır. Teratomlarda 2 yıllık sağ kalım % 30’dur. Ergenlik öncesi görülen
teratomlar genellikle benignken, erişkinde görülen bütün teratomlar malign kabul edilmelidir. Embriyonel
karsinom seminomdan daha agresiftir. 5 yıllık mortalite oranı % 68’dir. Sertoli Leydig hücreli tümörlerde
prognoz iyidir. Androjen ve/veya östrojen yapabilir. Rienke kristalleri görülür. (Cevap C)

32. Aşağıdakilerden hangisi testise daha sık metastaz yapar?


A) Epidermoid karsinom, penis
B) Adenokarsinom rektum
C) Lenfoma–Lösemi
D) Pankreas karsinomu
E) Bazal hücreli karsinom, penis

Testisin genel olarak metastatik tümörleri azdır. Ancak bunların en sık görüleni lenfoma ve lösemi ve prostat
adenokarsinomudur. Lenfoma özellikle çocuktaki ALL beyne ve testise metastaz yapar ve aynı zamanda kötü
prognoz belirtisidir. Lenfoma özelikle 60 yaştan sonra sıktır. (Cevap C)

33. Leydig hücreli testis tümöründe aşağıdaki histolojik görünümlerden hangisi vardır?
A) Schiller Duval cisimciği
B) Michalis Gutman cisimciği
C) Rienke kristalleri
D) Psammom body
E) Homer–Wright rozeti

(Cevap C)

34. 50 yaşında bir erkekte iki tarafı jinekomasti ve feminizasyon ile testiste 1–2 cm’lik çok sayıda nodülün
palpe edildiği testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Koryokarsinom
B) Teratom
C) Embrional karsinom
D) Leydig hücreli tümör
E) Adenomatoid tümör

Testis stromal tümörlerinden olan Leydig hücreli tü mör genelde 2–6. dekadlar arasında görülen benign seyirli bir
tümördür. Testiste çok sayıda küçük nodül vardır. Androjen, östrojen veya her ikisini yapabilecek şekilde
farklılaşabilir. Germ hücreli değildir. İntersitisyumdan kaynaklanır. Tümör puberteden önce görülürse
androjen yapımına bağlı puberte prekoks, erişkinde yüksek östrojene bağlı olarak gelişen iki tarafı
jinekomasti ve feminizasyon belirtileri yaklaşık 1/3 hastada görülür. Adenomatoid tümör epididimin
mezodermal kaynaklı benign bir tümörüdür. Leydig hücreli tümörde Rienke kristalleri tipiktir. Schiller–Duval
cisimciği Yolk sac tümöründe görülür. E. colinin neden olduğu ve histiositlerin yoğun olarak bulunduğu
Malakoplakide Michalis Gutmann cisimcikleri görülür. (Cevap D)

35. Aşağıdaki testis tümörlerinin hangisinde, ışık mikroskopisinde lipokrom pigmenti ve Reinke
kristaloidleri görülür?
A) Seminom
B) Leydig hücreli tümör
C) Embriyonal karsinom
D) Sertoli hücreli tümör
E) Yolk kese tümörü
(Cevap B)

36. Çocukta görüldüğünde puberte prekoksa sebep olan testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yolk sak tümör
B) Seminom
C) Sertoli cell tümör
D) Leydig hücreli tümör
E) Teratom

Nongerm hücreli, interstisyel testis tümörü Leydig hücreli tümördür. Sıklıkla benigndir. Sitoplazmasında Reinke
kristalleri görülür. Çocukta puberte prekoksa, yetişkinde jinekomastiye yol açar. Sertoli hücreli tümör
(androblastoma) da interstisyeldir. Ancak seyrek olarak hormon salgılar. (Cevap D)

37. Aşağıdakilerden hangisi elektron mikroskobisinde görülen Charcot–Böttcher kristalleri içerebilir?


A) Leydig hücreleri
B) Granülosa hücreleri
C) Spermatogonia
D) Spermatosit I
E) Sertoli hücreleri

Sertoli hücreleri tipik Charcot–Böttcher kristalleri ihtiva edebilir ancak bu her zaman bulunmaz. Leydig hücreleri
diğer steroid salgılayan hücrelerde olduğu gibi bol miktarda düz endoplazmik retikulum ve geniş
mitokondrilere sahiptir. Seyrek olarak karakteristik Rienke kristali içerirler. (Cevap E)

38. Reinke kristalleri aşağıdaki tümörlerden hangisi için patognomoniktir?


A) Disgerminoma
B) Dermoid kist
C) Hilus hücreli tümör
D) Seröz kistadenoma
E) Granüloza hücreli tümör

Hilus hücreli tümörün diğer bir ismi Leydig hücreli tümördür. Sex kord stromalı tümörlerdendir. Hilus hücreli
tümörlerde Reinke kristalleri görülür. Overlerin en sık olarak gözlenen virilizan tümörlerindendir. Ses
kalınlaşması ve kliteromegali görülür. Testosteron ve androstenedion yüksektir. En sık 15–45 yaş grubunda
sıklıkla unilateral olarak gözlenir. Hiperandrojenizmle ayırıcı tanısında DHEA–S’a bakılır, DHEA–S normal
ise sürrenal kaynaklı olmadığı anlaşılır. Tümör hücreleri lipid (lipokrom pigment) içerir. (Cevap C)

39. Erkeklerde aynı patojenle oluşan tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonuna en sık hangisi neden olur?
A) Akut epididimit
B) Kronik epididimit
C) Kronik prostatit
D) Kronik üretrit
E) Gonokoksik üretrit

Bakteriyel prostatitler en sık E. coli ile oluşur. Kronik abakteriyel prostatite aynı zamanda nongonokoksik
üretrit sebebi de olan C. trachomatis ve U. uroly ticum sık sebep olur. Bakteriolojik bulgular negatif olabilir.
Akut prostatitte ateş ve halsizlik gibi akut infamasyonun sistemik belirtileri bulunabilirken kronik bakteriyel
prostatitte prostat sekresyonlarında lökosit görülse bile çoğu zaman asemptomatiktir. Çoğu antibiotik prostata
az geçtiğinden bakteriler kendine iyi bir barınak bulur ve sürekli üriner traktusa dökülerek tekrarlayan üriner
trakt enfeksiyonuna neden olur. Akut prostatitte sepsis ihtimalinden dolayı biyopsi ve dijital muayene
kontrendikedir. (Cevap C)

40. Yetmiş yaşında böbreklerde hidronefroz, üriner enfeksiyon, sık idrara çıkma, rektal tuşede yumuşak
bir prostat ve asit fosfataz seviyesinin normal olduğu hastada aşağıdakilerden tanı hangisidir?
A) Prostat kanseri
B) Mesane kanseri
C) Böbrek kanseri
D) Prostat nodüler hiperplazisi
E) Malakoplaki
(Cevap D)

41. Prostat nodüler hiperplazisi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) 75 yaşında % 90 oranında görülür.
B) Periferik bölgeleri tutar.
C) Squamöz metaplazi görüldüğünde karsinomla karışabilir.
D) Kanser gelişimine öncülük etmez
E) Dihidrotesteron ve östrojen oluşumunda rol oynar.

Nodüler prostat hiperplazisinde (Benign prostat hipertrofisi) olay hipertrofiden ziyade hiperplazidir. 5. dekaddan
itibaren yaşla birlikte artar. 75 yaşındaki erkeklerin % 90’ında görülür. Olayın sebebi bilinmiyor ancak
endokrin temeli vardır. Testesteronun biyolojik aktif metaboliti olan dihidrotestestoronun hiperplazinin son
mediatörü olduğuna inanılır. DHT hem stromada hem de bezlerde mitojenik etki gösterir. 5  redüktaz
inhibitörleri DHT’un etkisini azaltarak prostatik volümü ve üriner obstrüksiyonu azaltır.
Östrojen reseptörlerin boşalımını artırarak prostat dokusunu dihidro testesteronun büyümeyi uyarıcı etkisine
duyarlı kıldığı kabul edilmektedir. Nodüller karakteristik olarak üretranın etrafından kaynaklanır
verumontanumun proksimaline drene olan bezlerde gelişir. Bu dağılım (arka lob) periferik bölgeleri tutan
karsinom ile zıtlık gösterir. Periüretral bölgede görülen squamöz metaplazi yanlışlıkla karsinom tanısı
verdirtebilir. Sık idrara çıkma, noktüri, rezidüel idrar kalması, hidronefroz ve enfeksiyon görülebilir. Tuşede
sert değildir. (Cevap B)

42. Prostatta en sık görülen malign tümör aşağıdakilerden hangisidir?


A) Skuamöz hücreli karsinom
B) Rabdomyosarkom
C) Leiomyosarkom
D) Transizyonel hücreli karsinom
E) Adenokarsinom
(Cevap E)
43. Aşağıdakilerden hangisi prostat kanserinin başlıca morfolojik özellikleri arasında yer almaz?
A) Asiner patern
B) Sık mitozlar
C) Belirgin nükleoluslar
D) İri nükleuslar
E) Bazal tabaka hücrelerinde kayıp

Prostat kanseri, erkekte en sık görülen kanserdir. Adenokarsinom prostat tümörlerinin tamamına yakınını
oluşturur. Rabdomyosarkom en sık çocukta, leiomyosarkom daha çok erişkinde görülür. Prostat karsinomu 50
yaş üzerinde görülür. Gelişiminde hormonların rolü vardır. Puberteden önce kastre edilenlerde görülmez,
karaciğer sirozuna bağlı hiperöstrojenizmde insidensi düşer. Yağlı diyet riski artırırken, A ve E vitamini,
selenyum ve domateste bulunan lycopen’ler riski azaltabilir. TPR SS2-ETZ füzyon geni prostat kanserlerinin
%40-60’ında mutasyona uğramıştır. Kanserden ölümde akciğerden sonra ikinci sıradadır. Prostatın arka lob
(periferik kısımlarından) gelişir. Tuşede serttir. Perinöral invazyon ve osteoblastik kemik metastazı sıktır.
Gleason grade’lemesi kullanılır. PSA kısıtları bilinmek kaydıyla tanı ve takipte oldukça yararlıdır. (Cevap B)

44. Prostat kanserinde, aşağıdaki organlardan hangisine daha sık metastaz görülür?
A) Karaciğer
B) Akciğer
C) Lumbal vertebralar
D) Böbrek
E) Beyin
(Cevap C)

45. Altmış yaşında bir erkekte kemikte osteoblastik lezyonlar tespit edildiğinde olası tanı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Prostat kanseri
B) Mesane kanseri
C) Böbrek kanseri
D) Kolon kanseri
E) Pankreas kanseri
Prostat kanseri başta vertebra olmak üzere sık kemik metastastazı yapar..Yaşlı erkek hastada osteoblastik kemik
metastazlarının bulunması büyük ölçüde ilerlemiş prostat kanseri için diagnostiktir. (Cevap A)

46. Prostat karsinomu teşhisinde en iyi metod aşağıdakilerden hangisidir?


A) Prostata spesifik antijen yüksekliği
B) Rektal tuşe
C) Transrektal ultrasonografi
D) Biyopsi
E) Prostatik asit fosfataz yüksekliği

Rektal tuşede prostatın sert hissedilmesi ve transrektal ultrasonografi erken teşhiste çok önemlidir. Prostat spesifik
antijen lezyon prostat içine sınırlıykende dışarı yayıldığında da yükselir. Prostatik asit fosfataz lezyon prostata
sınırlıyken belirgin yükselmez ancak yayıldığında yükselir. Kesin tanı için en iyi metod biyopsidir. Rektal tuşede
krepitasyon alınması nadir görülen prostat taşlarında saptanır. Serum PSA değeri 4 ng/ mL’nin altı normaldir.
10’un üzerinde prostatın biyopsi ile incelenmesi gerekir. (Cevap D)

47. Altmış beş yaşında bir hastada prostatın rektal tuşeyle sert olarak palpe edildiği ve her iki lobda tümör
görülmüştür. Prostat dışına yayılımın tespit edilemediği hastada tümör hangi evrededir?
A) A1
B) A2

C) B1
D) B2
E) C1

(Cevap D)

48. Yetmiş yaşında bir erkek hastada prostata sınırlı tümör tespit edilmiştir. Ameliyat sırasında pelvik lenf
nodları tutulumu da varsa tümör hangi evrededir?
A) B2
B) C1
C) C2
D) D1
E) D2

(Cevap D)

49. Prostat kanserinde prognozu belirleyen en önemli kriter aşağıdakilerden hangisidir?


A) PSA seviyesi
B) Derece
C) Evre
D) Hematüri
E) Squamöz metaplazi

Prostat Ca histolojik olarak değişik diferansiasyon derecelerinde adenokarsinomlardır. Çoğunlukla diferansiasyon


derecesi ve evresi ile prognoz arasında mükemmel bir bağlantı vardır. Derecelenmede Gleason sistemi
kullanılır. Prostat kanseri periferal zondan kaynaklanır. Asit fosfatazı artırır. Prostatik asit fosfataz ve prostat
spesifik antijen prostat kanserinin tanı ve tedavisinde değerlidir, fakat her ikisi de hem normal hem de kanser
dokusundan da salındığından prognozda önemli değildir. En sık obturator lenf noduna metastaz yapar.
Metastazları içinde ise en sık kemik metastazları görülür. En sık pelvik kemiklere yayılır. Beyne seyrek
metastaz yapar.
Prostat Ca’da evreleme;
Evre A, tesadüfi veya klinik olarak benign hastalıklar nedeniyle çıkarılmış dokuda tes pit edilir. A1 çıkarılan
piyesin % 5’inden azını kapla yan iyi diferensiye lezyonlar, A2 % 5’den fazla veya kötü diferensiye lezyon
Evre B, Rektal tuşeyle palpe edilebilen ancak prostata sınırlı tümörlerdir. B1 Tek lobda sınırlı, B2 her iki loba
yayılmış tümör

Evre C lokal olarak prostatı aşmış ancak uzak metastaz yoktur.


C1 veziküla seminalisler tutulmamış C2 veziküla seminalislerin tutulumuyla beraber yaygın periprostatik
yayılım

Evre D. Uzak metastaz

D1 Klinik olarak A, B, C ama pelvik lenf nodu tutulumu olan hastalar


D2 Klinik olarak belirgin kemik veya organ tutulumu. görülür. Cerrahi ve Radyoterapi evre A ve B hastaları için
uygundur. Endokrin tedavi ise ilerlemiş metastatik karsinomun tedavisinde asıl yöntemdir. (Cevap C)

GÖZDEN GEÇİRME
(Aşağıdaki konularla ilgili olarak hatırladıklarınızı gözden geçiriniz ve yazınız...)
Hipospadias?

Epispadias?

Fimozis?
Balanopostit?
Condiloma accuminatum?
Karsinoma in situ?
Bowen hastalığı?
Queyrat eritoplazisi?
Squamöz hücreli karsinom?
Kriptorşidizm?
Testis atrofisi?
Epididimit?
Orşit?
Gonore?
Kabakulak?
Sifiliz?
Testis torsiyonu?
Germ hücreli tümörler?
Non germinal tümörler?
Hormonal markırlar?

Seminom?

Spermatositik seminom?

Embryonal karsinom?
Yolk sak tümörü?
Koryokarsinom?
Teratom?
Mixt tümörler?
Leydig hücreli tümör?
Sertoli hücreli tümör?
Testiküler lenfoma?
Hidrosel?
Hematosel?
Şilosel?
Varikosel?
Spermatosel?
Prostatit?
Kronik abakteriyel prostatit?
BPH?

Prostat kanseri?

Gleason dereceleme sistemi?

Prostat Corpora amilasea

You might also like