You are on page 1of 61

DİCLE ÜNİVERSİTESİ

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ

PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI

GİNGİVAL HASTALIKLAR
(BİYOFİLM KAYNAKLI OLMAYAN)

Dr Öğr. Üyesi Ebru SARIBAŞ

2021
Periodontal ve Periimplant Hastalıklar ve Durumların Sınıflaması 2017
A. PERİODONTAL HASTALIKLAR VE DURUMLAR
1. Periodontal Sağlık, Gingival Hastalıklar ve Durumlar
* Periodontal Sağlık ve Gingival Sağlık
* Gingivitis (Biyofilm kaynaklı olan)
* Gingival Hastalıklar (Biyofilm kaynaklı olmayan)
2. Periodontitis
* Nekrotizan Periodontal Hastalıklar
* Periodontitis
* Sistemik Bir Hastalığın Bulgusu Olarak Periodontitis
3. Periodonsiyumu Etkileyen Diğer Durumlar
* Periodontal Destek Dokuları Etkileyen Sistemik Hastalıklar ve
Durumlar
* Periodontal Abseler ve Endodontik-Periodontal Lezyonlar
* Mukogingival Deformiteler ve Durumlar
* Travmatik Oklüzal Kuvvetler
* Diş ve proteze bağlı faktörler
B. PERİİMPLANT HASTALIKLAR VE DURUMLAR
1. Periimplant Sağlık
2. Periimplant Mukozitis
3. Periimplantitis
4. Periimplant Yumuşak ve Sert Doku Yetersizlikleri
Gingival Hastalıklar
(Biyofilm Kaynaklı Olmayan)

• Biyofilm kaynaklı olmayan gingival hastalıklar; bakteriyel


plağın sebep olmadığı ve dolayısıyla plağın eliminasyonu
ile çoğu kez düzelmeyen bir dizi durumu kapsar. Plak
kaynaklı olmayan bu lezyonlar sıklıkla sistemik durumların
belirtileridir, ancak dişeti dokuları ile sınırlı olan patolojik
değişiklikleri de temsil edebilirler.
• Bu lezyonlara direkt olarak plağın neden
olmamasına rağmen klinik durumu, plak birikimi
ve sonrasında gingival enflamasyondan
etkilenebilir.

• Sınıflama lezyonların etyolojisi temel alınarak


yapılmıştır. Buna göre:
III. Biyofilm Kaynaklı Olmayan Gingival Hastalıklar
A. Genetik/Gelişimsel Bozukluklar
i. Herediter Gingival Fibramatozis
B. Spesifik Enfeksiyonlar
i. Bakteriyel
a. Nekrotizan Periodontal Hastalıklar
b. Neisseria Gonorrhoeae
c. Treponema Pallidum
d. Mycobacterium Tuberculosis
e. Streptoccal Gingivitis
ii. Viral
a. Coxsackie Virus (El-ayak-ağız hastalığı)
b. Herpex Simplex Virus (HSV) 1 ve 2
c. Varicella Zoster Virus
d. Molluscum contagiousum
e. Human Papilloma Virus (HPV) (squamous cell papilloma, condyloma acuminatum,
verruca vulgaris)
iii. Fungal
a. Candidosis
b. Diğer mikozlar (Histoplazmosis, Aspergillosis)
C. İnflamatuar ve İmmün Durumlar
i. Hipersensitif reaksiyonlar
a. Kontakt alerji
b. Plasma hücreli gingivitis
c. Eritema multiforme
ii. Deri ve müköz membranın otoimmün hastalıkları
a. Pemfigus Vulgaris
b. Pemfigoid
c. Liken Planus
d. Lupus Eritematozus
iii. Granülomatöz inflamatuar lezyonlar
a. Chron hastalığı
b. Sarkoidozis
D. Reaktif süreçler
i. Epulisler
a. Fibröz Epulis
b. Kalsifiye Epulis
c. Vasküler Epulis (Pyojenik Granulaom)
d. Periferal Dev Hücreli Granulom
E. Neoplazmlar
i. Premalignensi
a. Lökoplaki
b. Eritroplaki
ii. Malignensi
a. Skuamoz cell Carsinoma
b. Lösemi
c. Lenfoma
F. Endokrin, Beslenme ve Metabolik Hastalıklar
i. Vitamin eksikliği
a. Vitamin C eksikliği
G. Travmatik Lezyonlar
i. Fiziksel/Mekanik Travma
a. Friksiyonal Keratozis
b. Fırçalama kaynaklı gingival ülserasyon
c. Yapay yaralanmalar (Self-harm)

ii. Kimyasal (toksik) Yanıklar


a. Etching
b. Klorheksidin
c. Asetilsalisilik asit
d. Kokain
e. Hidrojen peroksit
f. Diş macunu deterjanları
g. Paraformaldehit veya kalsiyum hidroksit

iii. Termal Yanıklar


a. Mukoza yanıkları
H. Gingival Pigmentasyon
i. Melanoplaki
ii. Sigaraya bağlı Melanozis
iii. İlaca bağlı pigmentasyon (Anti-malaryal ilaçlar ve
minosiklin)
iv. Amalgam tattoo
A. Genetik/Gelişimsel bozukluklar
i. Herediter Gingival Fibromatozis

Klinik olarak, çeşitli derecelerde dişetinde aşırı büyüme


gösterebilir. İlaca bağlı büyümelere kıyasla herediter gingival
fibromatozis izole bir hastalık veya bir sendromun parçası olarak
ortaya çıkabilen nadir bir hastalıktır.
Genellikle simetrik, tüber bölgelerinde masif büyümelerle
karakterizedir.
Çapraşıklığa neden olabilir.
Tedavi sonrası tekrarlayabilir.
B. Spesifik Enfeksiyonlar
i. Bakteriyel

a) Nekrotizan Periodontal Hastalıklar


Nekrotizan gingivitis (NG), nekrotizan periodontitis
(NP) ve nekrotizan stomatitis (NS) altta yatan risk
faktörü (zayıf oral hijyen, sigara, stres, kötü beslenme
ve zayıf bağışıklığa sahip ‘örneğin HIV’ olan
hastalarda bakteriyel enfeksiyonun neden olduğu
ciddi enflamatuar periodontal hastalıklardır.
Papillanın merkezindeki nekroz ile başlayan
ülserasyon, krater oluşumu ile karakterize önemli doku
yıkımına sebep olabilmektedir.
Nekrotizan periodontal hastalık lezyonlarında sabit ve
değişken mikroflora tanımlanmıştır.
b)Neisseria gonorrhoae (Gonore=Bel Soğukluğu)
•Neisseria gonorrhoeae denen bakterinin sebep olduğu,
cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır.
•Üreme organlarında, ağız içi, boğaz, gözler ve anal
bölgede yerleşebilir.
•Ağız içinde lezyonlarla karekterizedir.
•Kesin tanı bakteri kültürü ile yapılır.
c) Treponema pallidum

Sifiliz denen cinsel yolla bulaşan ve son derece


bulaşıcı olan hastalığın etkenidir.

Oral bulgular;
-ülser, ateş kırmızısı mukoza, damakta delinme ve
atipik inflame gingivitis ile karekterizedir.
• d) Mycobacterium tuberculosis

• Tüberküloz (tb); Mycobacterium tuberculosis’in neden olduğu bir


hastalıktır.
• Tüberküloz sıklıkla akciğerleri tutmaktadır. Akciğer dışı tutulumlar
daha az olmakla birlikte tanı zorluğu nedeniyle önemli bir klinik
problemdir. Tüm olguların yaklaşık %0.1-5’i akciğer dışı tüberküloz
olgularıdır.
• Primer oral kavite tüberkülozunda infeksiyonun başlangıç bölgesi
ağızdır ve bölgesel lenfadenopati ile birlikte ağrısız ülserler şeklinde
daha çok gençlerde meydana gelir.
• Oral kavite tüberkülozunda en çok etkilenen yapı dil olmakla beraber,
daha nadir olarak diş etleri, dudaklar, tonsiller, uvula, yumuşak ve
sert damak tutulumları bildirilmiştir.
Tüberkülozun oral bulguları

1. Alt dudak sağ yarısında ağız köşesine kadar devam eden düzensiz kenarlı ülser
2 . Damakta üzeri sarı-beyaz renkli eksüda ile kaplı lezyon.
e) Streptococal gingivitis
• Çocuklarda boğaz enfeksiyonunu takiben dişetlerinde
kızarıklık ağrı ile karakterize durum. Gingival marjin
boyunca düzensiz, asimetrik ağrılı ülserasyonlar
görülebilir. Bu lezyonlar asemptomatik olabilir veya
ülserasyon olmadan aşırı enflamasyon ile karakterize
olabilir. Hasta halsiz ve ateşlidir.
Boğaz enfeksiyonu için
kullanılan antibiyotik ve
uygun ağız bakımı ile iyileşir.
• ii. Viral
a) Coxsackie virüs (El-ayak-ağız hastalığı)

Coxsackie virüs herpangina ve el, ayak ve ağız hastalığına neden


olabilir.
Herpangina dişetini içermemektedir bununla birlikte el, ayak ve ağız
hastalığı özellikle 5 yaş altı çocuklarda görülen oldukça bulaşıcı bir viral
hastalıktır. Nadiren daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde de hastalık
görülebilmektedir.
Ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, halsizlik bulguları ile birlikte ağız içerisinde
ve ağız çevresinde, avuç içi ve ayak tabanında görülen döküntüler ile
karakterize bir klinik tablodur.
Döküntüler kırmızı, yuvarlak lezyonlar şeklinde olabildiği gibi bazen içi
sıvı dolu veziküller şeklinde de görülebilmektedir.
El, ayak ve ağız hastalığı
çoğunlukla kendi kendini
sınırlayan, ağır hastalık
tablosuna neden olmayan bir
viral hastalıktır. Hastalar 7 ile 10
gün içerisinde gelişen tüm
bulguların kaybolması ile
tamamen iyileşir. Oldukça nadir
bir komplikasyon olarak viral
veya aseptik menenjit kliniğine
neden olabilmektedir.
El, ayak ve ağız hastalığı
her yıl özellikle ilkbahar ile
sonbahar başı arasında
görülmektedir.
b) Herpes Simplex Virüs (HSV 1)
Herpes Simpleks ya da Uçuk hastalığı;
Herpes Simpleks Virus denilen virüsün neden olduğu cilt ve
mukozalarda gözlenen içi su dolu keselerden ibaret bulaşıcı bir
hastalıktır.

Herpes Simpleks virüsünün sekiz tipi olup, klinik olarak en sık


üç tipine rastlanmaktadır.

HSV 1 daha çok ağız, burun ve çevresinde izlenirken,

HSV 2 genital bölgede yerleşmektedir.

HSV 3 ise Zona denilen rahatsızlığa yol açan, sinirlerde yerleşen


tipidir. Bu tip diğerlerinden farklı olarak içi su dolu keseler şeklinde
değil, kızarıklık ve iğne batması şeklinde hissedilen diğerlerinden
daha keskin ağrılar yapan bir tipidir.
*Akut Herpetik Gingivostomatitis

Birincil herpetik enfeksiyon tipik olarak bebeklerde görülür ve 1


haftalık bir inkübasyon süresine sahiptir.
Erken çocukluk döneminde asemptomatik seyredebilir, ancak
ciddi belirtilerle birlikte gingivostomatitise neden olabilir.
Tekrarlayan intraoral herpes simpleks lezyonları tipik olarak
erişkinlerde görülür ve daha az tesiri olan vakalardır.
*Hem gingivada hem de stromada (tüm ağız
boşluğunda; farenksten dudağa kadar) görülür.
*Ağız boşluğunun HSV tarafından oluşturulan ve en sık görülen viral
hastalığıdır.
Teşhisi;
Hasta anamnezi
Klinik bulgular
Laboratuar testleri :
Direkt smear
Virüs izolasyonu
Antikor titrasyonu
Biopsi
Hematolojik çalışmalar
Klinik bulguları:
*Ağrı

*Küçük odaklar halinde ülseratif lezyonlar

*Ülserler sığ olur.

*Lezyonların üzerinde fibrin ağı bulunur.

*Bağ dokusu açıkta olmadığı için kanamalı


değildir.

*Sağlıklı doku ile arasında bir sınır bulunur,


burada renk değişikliği vardır.
*Açık bağ dokusu üzerinde bir bakteri inflamasyonu
vardır.

*Lezyonlar beyaz, etrafı kırmızı eritemlidir.

*Afttan farkı: Aftların yerleşim yerinin non-


keratinize mukoza olmasıdır.

*Genellikle yapışık dişeti üzerinde ancak


tüm ağızda görülebilir.
Tedavisi:

*Hastalık 7-10 günlük süresini doldurana kadar


hastayı rahatlatacak palyatif (ağrıyı, semptomları
azaltan) ölçülerdedir.
*Ağız hijyeni sağlanır.
*Supragingival diştaşları temizlenir.
*Topikal anestezi içeren ve anti-inflamatuar
ağız gargaraları önerilir.
*Toksik ve sistemik komplikasyonları ortadan
kaldırmak için sistemik tedavi uygulanır (sıvı
yiyecekler, antibiyotikler, vitamin…).
*Antiviral ilaçlar (Asiklovir).
Rekürrent Aftöz Stomatitis
Aft ya da bir başka deyişle aftöz ülser, ortası beyaz
kenarları kırmızı düğme şeklinde delinmiş gibi
görünen ağız içinde oluşmuş ağrılı yaralara aft denir.
Ağızda dil, diş eti, yanak, damak gibi hassas
bölgelerde görülür ve kişinin yemek yemesini, bir
şeyler içmesini olanaksız hale getirir. En sık görülen
ağız hastalıklarından biridir. İstatistiklere göre,
toplumda görülme sıklığı yaklaşık %20’ye tekabül
eder.
• Ağız içi yaraların sebebi tam olarak bilinmese de
immün mekanizmalar, vitamin ve mineral yetersizliği,
lokal travma, psikolojik etkenler etiyolojik faktörler
olarak ileri sürülmektedir. Bulaşıcı bir hastalık değildir.
Kadınlarda daha yaygın olarak görülür. İltihaplı bir
doku ile çevrili olan aft yaraları kısa zamanda
kendiliğinden geçer. Ancak ciddi aftların iyileşmesi 1.5
ayı bulabilir.
• Cooke adlı araştırıcı tarafından minör aftöz ülser,
majör aftöz ülser ve herpetiform aftöz ülser olmak
üzere değişik formlara ayrılmıştır:
• Minör Aftöz Ülser:

Bu üç formdan en sık gözlenenidir. Yaklaşık 2-4 mm


arasında değişen çapta yuvarlak veya oval, ağrılı,
eritemli marjinleri olan sarı ülserlerdir. Çoğu zaman örtü
mukozasında görülür, ancak palatal mukoza veya yapışık
dişetinde de olabilir. Ülserler 5-14 günde skar
bırakmadan iyileşmekte fakat sık tekrarlamaktadır.
Rekürrens haftada bir gibi sık veya yılda bir gibi seyrek
de olabilir.
• Major Aftöz Ülser:

• Rekürrent aftöz stomatitis hastalarının yaklaşık % 10’


unda görülmektedir. Daha büyük, şiddetli ve skar
bırakan lezyonlardır.
• Herpetiform Aftöz Ülser:

• Rekürrent aftöz stomatitis hastalarının yaklaşık


%10’unda çok sayıda, küçük toplu iğne başı kadar
ülserler ile karakterizedir. Genelde tüm oral mukozayı
tutmakta herpetik gingivostomatitise benzerlik
göstermektedir.
• Teşhis klinik bulgular ve hikayeye göre konur, ancak
ülserasyona neden olan diğer hastalıklar elimine
edilmelidir. Hafif vakalarda semptomatik tedavi yapılır,
ağrı azalır. Tetrasiklin terapisi ülser süresini, boyutunu
ve ağrıyı azaltabilir. Şiddetli vakalarda topikal
kortikostreoidler kullanılır.
• Çok şiddetli vakalarda hastanın varsa hekimi ile
görüşülmeli yoksa sevk edilmelidir. Bu gibi vakalarda
genelde sistemik kortikostreoidler kullanılır. İki veya
dört hafta süreyle iyileşmeyen ülsere lezyonlardan
malignensiyi elimine etmek için biyopsi yapılmalıdır.
c) Varicella-Zoster Virus

• Varicella zoster virüsün primer enfeksiyonu çoğunlukla


çocuklarda görülen suçiçeği hastalığına neden olur.
Daha sonra virüsün yetişkinlerde reaktivaasyonu
enfekte bir sinirin dağılımını takiben tek taraflı
lezyonları olan herpes zostere neden olur.
• Trigeminal sinirin ikinci veya üçüncü dalı dahil olursa
deri lezyonları intraoral lezyonlarla ilişkili olabilir ve
intraoral lezyonlar tek başına oluşabilir.
• İlk semptomlar, lezyonlardan önce mevcut olabilecek
ağrı ve parestezidir. Başlangıçtaki lezyonlar kısa sürede
yırtılır ve fibrin ile kaplanmış küçük ülserlerden ayrılır.
d) Molluscum Contagiosum Virus

• Poxvirus ailesinin molluscum contagiosum virüsü,


nadir görülen oral belirtileri olan bulaşıcı bir hastalık
olan molluscum contagiosuma neden olur. Zayıf
immün sisteme sahip bebeklerde görülür.
Yetişkinlerde, hastalık genital bölgelerde ortaya çıkar
ve cinsel yolla bulaşır.
e) İnsan Papilloma Virus (HPV)

• 100’den fazla HPV türü tanımlanmıştır ve oral


lezyonlarda en az 25 tipi tespit edilmiştir. HPV
enfeksiyonu ile ilişkili benign oral lezyonlar arasında
skuamöz hücre papilloması, kondiloma akuminatum,
verruka vulgaris ve fokal epitelyal hiperplazi vardır ve
farklı farklı HPV alt türleriyle ilişkili görünürler. Oral
benign HPV lezyonları çoğunlukla asemptomatiktir ve
kendiliğinden düzelebilir veya gerileyebilir.
iii. Fungal (Mantar)

• Bazı mantarlar oral enfeksiyonlara neden olabilir.


Bunların bazıları nadirdir ve immun sistemdeki
bozulma ile oral semptomlar daha çok ortaya çıkabilir.
Oral mikozlar, akut, kronik ve mukokütanöz lezyonlara
neden olabilir.
a)Candida albicans (candidosis)

Ağızda pek çok çeşitli kandida türleri izole


edilebilmektedir. Bununla birlikte oral mukozanın en
yaygın mantar enfeksiyonu Candida Albicans’ın neden
olduğu kandidozdur. C. Albicans ağız boşluğunun
normal bir kommensal organizmasıdır fakat aynı
zamanda fırsatçı bir patojendir.
Gingival kandidal enfeksiyonun en sık görülen
klinik özelliği, sıklıkla granüler bir yüzeye sahip olan
yapışık dişetindeki kırmızılıktır.
1-Beyaz lezyonlar görülür.(trush- yeni doğanda
pamukçuk)

2-Protezlerin altında, tükrükteki şeker oranının


artmasıyla, topikal steroid kullananlarda ortaya
çıkabilir.

3-Normal sağlıkta gelişmez, yetişkinlerde fırsatçı


patojendir.
b) Diğer Mikozlar

En sık görülen mikoz candidosis iken histoplazmosis ve


aspergillosis daha az görülmektedir.
Periodontal ve Periimplant Hastalıklar ve Durumların Sınıflaması 2017

C. İnflamatuar ve İmmün Durumlar ve Lezyonlar


i. Hipersensitif reaksiyonlar
a. Kontakt alerji
b. Plasma hücreli gingivitis
c. Eritema multiforme
ii. Deri ve müköz membranın otoimmün hastalıkları
a. Pemfigus Vulgaris
b. Pemfigoid
c. Liken Planus
d. Eritema Multiforme
iii. Granülomatöz inflamatuar lezyonlar
a. Chron hastalığı
b. Sarkoidozis
i. Hipersensitif reaksiyonlar
a. Kontakt alerji
Oral mukozada görülen
aşırı duyarlılık reaksiyonları
oldukça nadirdir. Genellikle
bulunduğu bölgede kızarıklık
görülür.
Bu tür reaksiyonlar diş restoratif
materyalleri, diş macunları ağız
gargaraları ve gıdalardan
kaynaklanabilir.
b. Plasma hücreli gingivitis

• Plazma hücreli gingivitis, genellikle anterior maksiller dişetini


etkileyen ve etyolojisi tam olarak bilinmeyen nadir bir
enflamatuar durumdur.
• Bu durum bazen aşırı duyarlılık reaksiyonu (konağın antijen-
antikor reaksiyonundaki değişikliğe bağlı) olarak da
düşünülebilir.
• Klinik olarak küçük bir travma ile kanayan, dişetinin difüz,
eritematöz ve papiller lezyonu olarak görülür.
• İyi bir ağız hijyeninin sağlanması ve konvansiyonel periodontal
tedavinin uygulanması lezyonların iyileşmesine pek yardımcı
olamamaktadır.
c. Eritema Multiforme

Oral mukozalarda ani olarak gelişen ve tekrar etme eğilimi

gösteren, nadir görülen akut immün-inflamatuar hastalığıdır.

*Deride ürtikerlerle çevrili vezikül ve bül oluşumu görülür.

*Ağızda morumsu-kırmızı makül, papül ve bül oluşumu görülür.

*Ağızdaki acılı ülserlerin etrafı eritematöz sınırlarla çevrilidir.

*En fazla yanak mukozası ve dilde görülür.

*Ağız tabanı, damak ve dişetinde daha nadir rastlanır.

*Dudaklarda kanamalar ortaya çıkabilir. Teşhiste önemlidir.

You might also like