You are on page 1of 32

1. Vulvada görülen ve ektopik meme dokusu olduğu iddia edilen benign lezyon aşağıdakilerden hangisidir?

A) Paget hastalığı
B) Vulvar intraepitelial neoplazi
C) Condyloma accuminatum
D) Lichen sklerozis
E) Papiller hidroadenom

Aksillada başlayan süt çizgisinin bittiği yer olan vulva meme gibi apokrin modifiye ter bezleri içerir.
Hidroadenoma papilliferumun ektopik meme olduğu iddia edilmektedir ve intraduktal papilloma çok benzer.
Ülsere olmaya eğilimlerinden dolayı klinik olarak kanserle karışabilir. (Cevap E)

2. Altmış yaşında kadından alınan vulva biyopsisinde epitelde incelme, retelerin silinmesi, dermal fibrozis ve epitel altında
homojen aselüler zon görülen hastalık aşağıdakilerden hangisidir?
A) Lichen simpleks kronikus
B) Lichen sklerozis
C) Lichen planus
D) Condiloma accuminata
E) Condiloma lata

Lichen sklerozis beyaz renkli bir plak oluşturan, retelerde silinme ile dermal fibrozis, subepitelyal homojenize aselüler zon ve bu
zonun altında bant tarzı lenfositlerden oluşur. Tüm vulva etkilendiğinde labia atrofik ve vajen orifisi konstrükte olabilir. En sık
postmenapozal kadında görülmekle birlikte prepubertal kızda da görülebilir. Lichen sklerozis benign olmakla birlikte % 1-5
kadında HPV negatif squamöz hücreli karsinom gelişebilir. Lichen simplex chronicus özellikle kaşınmaya bağlı epitelyal
kalınlaşma ve hiperkeratoz olan kronik ekzematöz bir dermatittir. Condiloma accumnatada epitelyal hiperpalzi ve HPV tip 6 ve
11’e bağlı koilositik hücreler görülür. (Cevap B)

3. Vulvanın Paget hastalığı için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?


A) Pubik kemik anomalisi
B) Lenfatik parazitik infestasyon
C) İyi diferensiye squamöz cell karsinom
D) Deride intraepitelyal adenokarsinoma
E) Vulva damarlarını dolduran metastatik tümör

Paget hastalığı tabiri meme ve meme dışı Paget hastalıklarını kapsar. Hastalık klinik olarak memede veya bir başka
bölge cildinde eritemli, erozyonlu, bir plak şeklinde ortaya çıkar. Memedeki lezyonlar sıklıkla meme başını
tutar. Diğer lezyon yerleri de aksilla, umblikus çevresi, skrotum ve vulva ve perianal bölge gibi apokrin ter
bezi bulunan alanlardır. Deri spongiyotik dermatitteki (“ekzema”) gibi bir görünüm alır ve lezyonun
merkezden çevreye doğru genişlemesi Paget hastalığı için önemli bir ipucudur.

Epidermiste çoğunlukla tek tek duran atipik hücre infiltrasyonu ve bazan da epidermis içinde bez benzeri yapıların
oluşumu görülür. Atipik hücreler büyüktür, nukleuslarda belirgin hiperkromazi ve pleomorfizm, geniş ve
genellikle şeffaf bir sitoplazma görülür. Özel boyalar sitoplazmanın mukopolisakkarit içeriğinden dolayı PAS
Alcian blue ve mucicarmine pozitif, diyastaz dirençli olduğunu gösterir.

Paget hücreleri immunohistokimyasal karsinoembriyonik antijen (CEA) ile gösterilebilir ve bu bulgu lezyonun
malign melanomdan ayırdedilmesinde faydalıdır. CEA pozitifliği ekrin veya apokrin duktus veya salgı yapıcı
bir epitelin özelliği olup meme karsinomları ve adenokarsinomların genel bir bulgusudur.

Melanin normal melanositlerden Paget hücrelerine ak tarılabildiğinden hücrede melanin pigmentinin varlığı Paget
hastalığını melanomdan ayırdetmez. İntraepidermal malign melanomlar immünhistokimyasal olarak S–100
proteini, vimentin ve HMB–45 antijeniyle pozitif boyanır ve bunlar Paget hastalığında negatiftir.
Meme başının Paget hastalığında hemen daima altta yatan bir duktal meme karsinomu vardır; perianal Paget
hastalığının nedeni de rektum adenokarsinomu olabilir. Tümüyle deriye ait lezyonlarda ise Paget hücreleri
%30 olguda alttaki bir ter bezi karsinomundan veya yüzey epidermisindeki keratinositlerin aberran
diferansiasyonundan kaynaklanabilir. (Cevap D)

4. Aşağıdakilerden hangisi en sık görülen vulva kanseri dir?


A) Paget hastalığı
B) Squamöz hücreli karsinom
C) Malign melanom
D)Adenokarsinom
E) Bazal hücreli karsinom

Vulva kanseri jinekolojik kanserlerin yaklaşık %3’ünü oluşturur. Vulva kanserlerinin %90’ı Squamöz hücreli
karsinomdur. Bazal hücreli karsinomda vulvada görülebilir. Vulva kanserleri genellikle 60 yaş üzerinde
görülür. HPV tip 16 ve tip 18’in yol açtığı vulvar intraepitelyal neoplazi zemininden gelişirler. Granülomatöz
genital hastalıklar, sigara ve immün düşkünlük önemlidir. Lichen skleroz zemininden gelişenler HPV negatif,
iyi diferensiye keratinize SCC tipindedir. Vulvar karsinomdaki ülserasyon ve inflamasyon inguinal lenf
nodlarını büyütebilir, bu klinik olarak metastazla karışabilir. Paget hastalığı indifferansiye glandular
hücrelerden köken alan intraepitelyal lezyondur. Malign melanom derinin bulunduğu her yerde olabilir ancak
vulvada nadir dir. Metastatik kanserleri en sık serviks kanseri sonra endometrium kanseridir.
(Cevap B)

5. Vajinal akıntının incelenmesinde Clue cell aşağıdakilerden hangisinde görülür?


A) Gardnerella vajiniti
B) N. gonore vajiniti
C) Trichomonas vajinalis vajiniti
D) Kandida vajiniti
E) Klamidyal vajinit
(Cevap A)

6. Whiff reaksiyonu aşağıdaki vajinitlerden hangisinde görülür?


A) Gardnerella vajiniti
B) N. gonore vajiniti
C) Trichomonas vajiniti
D) Kandida vajiniti
E) Klamidyal vajiniti

Clue Cell ve %10’luk KOH ile balık kokusu alınan Whiff reaksiyonu Gardnerella vajinitinde görülür. N.gonore
bebekler ve çocuklar dışında genel olarak erişkinde primer vajinit yapmaz. Trichomonasta çilek noktacıkları
ve smear’de trofozoitleri görülür. Kandida vajinitinde beyaz renkli süt kesiği şeklinde akıntı ve smear’de
kandida spor ve hifaları saptanır. (Cevap A)

7. Kronik mantar enfeksiyonu ve vajinal akıntısı olan kadında aşağıdakilerden hangisinin etyolojik önemi
yoktur?
A) Gebelik
B) Antibiyotik kullanımı
C) Vajinal hijyenin bozukluğu
D) Diabetes Mellitus
E) Hipertiroidi
Sistemik steroid kullanımı, antibiyotik kullanımı, diyabet, nemli vajen ortamı, sentetik maddelerden yapılan
çamaşırlar ve eşinde mantar enfeksiyonu olması et yolojide önemlidir. Hipertiroidi mantar enfeksiyonu için
hazırlayıcı bir faktör değildir. (Cevap E)

8. Yeni doğan bebek ve küçük çocuklarda en sık süpüratif vajinit etkeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gardnerella
B) Trichomonas
C) N.gonore
D) Kandida
E) Staf. aureus

N.gonore yetişkinde primer vajinit yapmaz bunun sebebi olgun mukozanın bu patojene dirençli olmasıdır. Bununla
birlikte yeni doğan ve bebeklerde sık süpüratif vulvovajinit nedenidir. (Cevap C)

9. Aşağıdakilerden hangisi gonore enfeksiyonuna en dirençli epiteldir?


A) Endoserviks
B) Endometrium
C) Tuba uterina
D) Prepubertal kızdaki vajen epiteli
E) Erişkin vajen epiteli

N.gonore kolumnar epitelle örtülü endoserviks, endometrium ve tuba uterina yoluyla invaze olur. Östrojen etkisi
altındaki erişkin vajen epiteli keratinizedir ve gonoreye dirençlidir. Prepubertal genç kızdaki vajen epiteli keratinize
olmadığından enfeksiyona duyarlıdır. (Cevap E)

10. Yirmi beş yaşındaki bir kadın mukopürülan vajinal akıntı, menstrüel periyottan hemen sonra yükselen
ateş ve alt batında ağrı şikayeti ile başvurduğunda aşağıdaki veneryal hastalıklardan hangisi beklenir?
A) Klamidya trachomatis
B) N. gonore
C) Gardnerella vajinalis
D) Şankroid
E) Lenfogranüloma venerum

Hastadaki bulgular N.gonoreye bağlı PID’ i düşündürmektedir. Gardnerella vajinalis ince grimsi vajinal akıntı ile
vulvovajinit yapar ancak akut PID yapmaz. Şankroid ve LGV ülseratif genital hastalık oluşturur. Akut PID
yapmazlar. Klamidyanın D–K serotipleri PİD’e sebep olabilir ancak klinik seyir ağrısız olup menstrüel
siklusla doğrudan ilişkisi yoktur. (Cevap B)

11. Otuz yaşında sarımsı yeşil renkte köpüklü akıntısı olan kadında en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kandida
B) Gardnerella
C) Trichomonas
D) Herpes simpleks
E) N. gonore

Vajen ve vulvada herpes virüs etkisiyle veziküler döküntüler, kandidada ise süt kesiğine benzeyen beyaz eksuda,
trikomonasta köpüklü sarımsı yeşil renkte akıntı ve Strawbery mukoza görülür. Ancak en kesin tanı etyolojik
ajanın görülmesi ile konulur. (Cevap C)
12. Sarkoma botryoides için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Çoğunlukla 5 yaş altında görülür
B) Üzüm salkımı şeklinde polipoid gelişim gösterir
C) Rabdomyosarkomun bir alt tipidir
D) Leiomyosarkomun bir alt tipidir
E) Vajenden dışarı sarkabilir

Sarkoma Botryoides 5 yaş altı çocuklarda ve bebeklerde görülen vajinadan üzüm salkımı şeklinde dışarı sar kan
polipoid gelişimli, rabdomyosarkomun embriyonal alt tipi olan nadir bir tümördür. Nicholsun’un kambium
tabakası görülür. Üreme çağında vajinada en sık görülen benign tümörler rabdomyomlar ve stromal
poliplerdir. Vajende en sık primer malign tümör yassı hücreli karsinomdur. Vajendeki squamöz hücreli
karsinoma primer diyebilmek için servikste tümör olmamalıdır. Annesi hamileliğinde dietilstilbestrole
kullananlarda 20’li yaşlar civarında clear cell adenokarsinom gelişebilir. Ama vajende en sık görülen malign
tümör serviks kanserinin vajene yayılımıdır. (Cevap D)

13. Human papilloma virüs için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A) RNA virüsüdür.
B) Genital siğillere neden olur.
C) Koilosit veya Halo hücresi bulunur.
D) Tip 16, 18 kansere yol açabilir
E) Eşinde HPV enfeksiyonu olan kadınlarda %60– 85 oranında bulunabilir

Human papilloma virüs çift zincirli DNA virüsüdür. Veneryal hastalık oluşturur. Eşinde HPV olan kadınların
%60–85’inde görülür. Tip 6 ve 11 ile kondiloma aküminataya ve tip 16 ve 18 ile de serviks karsinomuna
sebep olur. Koilosit veya Halo hücresi görülür. Doğum kanalından yeni doğana da bulaşabilir ve yeni
doğanda respiratuar papillomatozise yol açar. Onkojenik risk açısından HPV tip 6, 11, 42, 44 düşük risk, tip
16, 18, 45, 31, 33, 35 yüksek risk grubunu oluşturur. (Cevap A)

14. Papanicolaou smear hakkında aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A) Skuamokolumnar bileşke örneklendiği zaman en güvenilir tarama testidir.
B) Serviksin bazal, parabazal ve intermediate hücrelerini içermelidir.
C) Dökülmüş olan hücrelerin örneklenmesine dayanır.
D) Hücrelerin eozinofilik ve bazofilik kısımlarını boyar
E) Tanısal bir testtir.

Papanicolaou (PAP) smear testi servikal kanser tanısında tek başına yetersiz olan bir tarama testidir. Ancak yine de
kanseri önlemede en faydalı ve ekonomik tarama testidir. Serviks özelliklede skuamokolumnar bileşkeden
dökülen hücrelerin incelenmesi esasına dayanır. Ardından hücrelerin asidofilik ve bazofilik bölgeleri boyanır.
Normal serviks mukozasında en altta tek sıralı bazal hücreler, bunun üstünde 2–3 sıralı parabazal hücreler ve
bununda üstünde birçok tabakadan oluşan intermediate hücreler bulunur. Mutlaka skuamokolumnar bileşke
örneklenmelidir, çünkü teorik olarak tüm servikal neoplaziler buradan başlar. (Cevap E)

15. Bir servikal Pap smear raporunda “koilositik atipik hücre varlığı” aşağıdakilerden hangisini gösterir?
A) Yüksek evreli servikal intraepiteliyal neoplazi
B) Herpes virüs tip II’nin sitolojik etkisi
C) İnsan papilloma virüsün sitolojik etkisi
D) Klamidyal enfeksiyon varlığı
E) İnvaziv skuamöz hücreli karsinom varlığı

Skuamöz hücrelerin HPV tarafından enfeksiyonu, berrak bir hale tarafından çevrilmiş buruşuk çekirdekler
oluşturur. Buna koilositozis denir. Bu durumun ser vikste düşük veya yüksek evreli bir lezyonun göstergesi
olup olmadığı kolposkopi ile elde edilecek doku örneğinden anlaşılabilir. (Cevap C)

16. Sitopatolojide, hücrelerde oluşan aşağıdaki değişikliklerin hangisi malignensiler ile karışıklığa yol
açabilir?
A) İnflamasyon
B) Atrofi
C) Rejenerasyon
D) Dejenerasyon
E) Hepsi

Yukarıdakilerin hepside hücrelerde malignensiyi taklit eden (sitoplazma kaybı, düzensiz–hiperkromatik nükleus,
nükleus/sitoplazma oranı artışı gibi) değişikliklere yol açabilirler. (Cevap E)

17. Kırk altı yaşındaki bir kadının servikovajinal smearinde superficial, intermedier ve parabasal hücreler ile
endoservikal hücreler ve yoğun nötrofil bulunmaktadır. Tanı hangisidir?
A) Clas I
B) Clas II
C) Clas III
D) Clas IV
E) Clas II atrofik smear

Servikovajinal smearde Clas I normal, Clas II: iltihabi olay, Clas III, şüpheli Clas IV kuvvetle malign, Clas V
malign ve malignitenin türü belirlendiğinde verilir. Menopozdan sonra östrojen etkisi azaldığı için süperfisyel
hücreler azalır, parabasal hücreler artar. Süperfisyel hücrelerin olmayıp, parabasal hücrelerin hakim olduğu
smeare atrofik smear denir. Artık bunların yerine Bethesda sistemi kullanılmaktadır.

(Cevap B)

18. Şiddetli servikal intraepitelial neoplazi (CİN III)’de 5 yıl içinde invazif karsinoma ilerleme oranı nedir?
A) %0
B) %5
C) %10
D) %22
E) %90

Servikal displazi hücrelerinin büyümesi, artmış nükleus/ sitoplazma oranı, düzensiz nükleus sınırları, kromatin
kabalaşması ve polarite kaybı ile karakterizedir. CIN I, II ve III olarak ayrılır. Hafif ve orta lezyonlar
%50–60 geriler, %30 sebat eder ve %20 ilerler. Şiddetli displazi %33 regrese olur. %60–74 ilerler. Üç yıl
içinde %11 beş yıl içinde %22 ve dokuz yıl içinde %33 invazif karsinoma ilerler. Şimdi Low grade–high
grade risk diye de sınıflandırılabilir. Low grade Squamöz intraepitelyal (SİL) lezyonda düşük risk grubu HPV
tipleri rol oynarken High grade SİL’de yüksek risk grubu HPV etkisi saptanır. Ama sadece HPV etkisi kanser
gelişimi için genellikle yeterli değildir. İmmün sistem, genetik değişiklikler gibi faktörlerinde eklenmesi
gerekir. (Cevap D)

19. Servikste en sık görülen tümör aşağıdakilerden hangisidir?


A) Polip
B) Fibrom
C) Myom
D) Karsinom
E) Leiomyosarkom

Servikste en sık görülen tümör, benign epitelyal kaynaklı olan poliplerdir. Erişkin kadınların %2–5’inde görülen
tipik olarak endoservikal kanalda yerleşen saplı veya sapsız olabilen oluşumlardır. Çoğu zaman mukoiddir.
Anormal kanamaya neden olabilir. Serviksin malign tümörleri çoğunlukla (%75) yassı hücreli karsinom, % 20
adenovarsinom ve % 5’ten az small cell nöroendokrin karsinomdur. Major subtipleri % 65 large cell
nonkeratinize, keratinize %25 ve small cell (en kötü prognozlu), bazaloid ve verrüköz karsinomdur.
Gençlerde görülen servikal kanserlerin çoğu clear cell adenokarsinomdur ve inutero DES maruziyeti ile
ilişkilidir. HPV endoservikal adenokarsinomların çoğunda pozitiftir. (Cevap A)

20. Serviks karsinomu etyolojisinde aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A) İlk cinsel ilişkinin erken yaşta başlaması.
B) Birden çok seksüel eşin olması
C) Önceki eşinde servikal kanser bulunan erkekle ilişki.
D) Penil kondiloma sahip erkeklerle ilişki.
E) Bir çocuklu anne

Serviks karsinomunda ilk cinsel ilişkinin erken yaşta başlaması, birden çok seksüel eşin olması, yüksek riskli erkek
eşlerle ilişki ( Örneğin: Rastgele ilişkileri olan, önceki eşinde servikal kanser bulunan veya penil kondülomlara
sahip erkekler) düşük sosyo–ekonomik gruptakiler ve evlilik sayısı ve doğum sayısı ile artan oranda görülür.
Bakirelerde seyrektir. HPV özellikle tip 16 ve 18 etyolojide önemlidir. Oral kontraseptifler ve nikotin riski artırır.
(Cevap E)

21. Serviks karsinomunda mortalite sıklıkla aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?


A) Barsak tıkanması
B) Aşırı vajinal kanama
C) Üreterlerin tıkanması
D) Hipertansiyon
E) Metastaza bağlı karaciğer yetmezliği

Serviks kanserlerinde oluşan mortalite uzak metastazlardan (akciğer, kemik, karaciğer) daha çok tümörün yerel
etkilerine bağlıdır. Bunlar arasında ilk sırayı üreterlerin tıkanması ve buna bağlı komplikasyonlar alır daha
sonra mesane ve rektum gibi komşu organların penetrasyonu gelir. Serviks karsinomların erken tanısı,
dolayısıyla yaşam süresinin uzaması için seksüel olgunluğa erişmiş tüm kadınlara, yaş ilerledikçe daha sık
olmak üzere smear uygulanmalıdır. Serviks kanserini önlemek için HPV yüksek risk gruplarına yönelik aşı
çalışmaları hızla ilerlemektedir. (Cevap C)

22. Servikal karsinomlarda ilk önce aşağıdaki lenf nodlarından hangisi tutulur?
A) Femoral
B) Perineal
C) Paraservikal
D) Sakral ve inguinal
E) İliak ve aortik

Serviks karsinomu önce paraservikal, sonra obturatuar, hipogastrik ve eksternal iliak gruba yayılır. Sonra sakral ve
common iliaka yayılır. (Cevap C)

23. Serviks karsinomunun serviksle sınırlı olup korpusa yayılmadığı evre hangisidir?
A) Evre 0
B) Evre I
C) Evre II
D) Evre III
E) Evre IV

(Cevap B)

24. Elli yaşında bir kadında, serviks kanseri vajen alt 1/3’ e yayılmış, hidronefroz ve non fonksiyone böbrek
tesbit edildiğinde tümör hangi evrededir?
A) Evre II A
B) Evre II B
C) Evre III A
D) Evre III B
E) Evre IV

Serviks karsinomunda Evre 0: karsinoma insitu Evre I: Tümör serviksle sınırlıdır. Evre I A: Mikroinvazif karsinom
(3 mm’den az). Evre I B: Evre I A’ daki diğer formlardır. Evre II: Karsinom pelvis yan duvarlarını tutmadan
uterusa yayılmıştır. Vajen 1/3 alt kısmı dışında tümör ile tutulmuştur. Evre II A: Parametrial tutulum yoktur.
Evre II B: Parametrial tutulum vardır. Evre III: Karsinom pelvis yan duvarlarının üstüne dek ilerlemiştir.
Vajen alt 1/3 kısmına da yayılmıştır. Evre III A: Pelvis yan duvarına yayılım yok. Evre III B: Pelvis yan duvar
tutulumu, hidronefroz ve nonfonksiyone böbrek vardır. Evre IV A: komşu organlara invazyon. Evre IV B ise
uzak metastaz görülür. (Cevap D)

25. Myometriumda endometrium bez ve stromasının bulunmasına ne denir?


A) Çukulata kisti
B) Endometriozis eksterna
C) Adenomiyozis
D) Endometrial hiperplazi
E) Endolenfatik stromal miyozis

Myometrium’ da endometrium bez ve stromasının bu lunmasına adenomyozis (endometriozis interna) denir.

Endometrium bez ve stromasının uterus dışında olması demek olan endometriozis eksterna en sık overde görülür.
Umbilikus, periton hatta kalp ve kemikte bile görülebilen ve endometrium stroması, bez ve hemosiderin yüklü
makrofajdan her hangi ikisinin görülmesi ile tanı konan antitedir. Bazal endometriumdan oluşan
adenomyozis’in aksine endometriozis eksterna siklik kanama gösteren fonksiyonel bir endometrium içerir.
Çukulata kisti bu olgunun overde görülenine verilen isimdir ve çukulata kistinden endometrioid tümör
gelişebilir. (Cevap C)

26. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin benign bir seyir izlemesi en muhtemeldir?


A) Vajinal adenozis
B) Adenomyozis
C) Meme dışı Paget hastalığı
D) Endometriyal hiperplazi
E) Adenoakantom

Adenomyozis, myometrium içinde benign endometrium bezlerinin ve stromanın varlığıdır. Diffüz uterus
genişlemesinin ve menstrüel düzensizliklerin sık bir nedenidir ancak prekanseröz değildir. Vajinal adenozis,
DES ilişkili bir lezyon olup berrak hücreli ade nokarsinomun prekürsörüdür. Normalde çok katlı yassı epitelle
örtülü vajende endoserviks kolumnar epiteli ile örtülü olanlar bulunmasıdır. Meme dışı Paget hastalığı
intraepiteliyal bir adenokarsinomdur. Endometrial hiperplazi, endometriyal karsinomun öncülüdür.
Adenoakantom, benign bir bileşen olarak olgun skuamöz hücreler içeren adenokarsinomdur. (Cevap B)

27. Endometriozis en sık aşağıdaki lokalizasyonlardan hangisinde görülür?


A) Ovaryum
B) Uterin ligament
C) Rektovajinal septum
D) Pelvik periton
E) Laparatomi skarları

Endometriozis endometrium bez ve stromasının ute rus dışında anormal lokalizasyonudur. Myometriumda olursa
adenomyozis denir. En sık overde, sonra azalan sırayla uterin ligamentler, rektova jinal septum, pelvik
periton, laparatomi skarları, umbilikus, vajina, vulva ve appendikste görülür. %30–40 oranında infertilite
görülebilir. (Cevap A)

28. Endometrial siklusun kaçıncı günde olduğu en iyi aşağıdaki histolojik özelliklerden hangisi ile
belirlenebilir?
A) Endometrial bezlerin kalınlığı, bazal tabakanın eozinofilik boyanması ve endometrial yüzeydeki kolumnar
bezlerin siliasyonu ile
B) Endometriumun herbir yüzey alanındaki artan sayısı ile
C) Bezlerden olan hemoraji miktarı ile
D) Bezlerdeki mukus miktarı ile
E) Endometrial kalınlık, bezlerin görünümü ve stromal ödem ile

Endometrial siklusun kaçıncı gününde olduğu alınan biyopsinin histolojik incelemesi ile belirlenebilir.
Proliferasyon fazı bezlerin kalınlığı ve mitoz incelemesi ile belirlenebilir. Proliferasyon fazı bezlerin kalınlığı
ve mitoz sayısı ile temel olarak erken, orta ve geç olarak tarihlenebilir. Sekretuar faz biyopsi sırasındaki
menstrüel siklus günü ile belirlenebilir. Subnükleer vakuollerin olması 16. günde, supranükleer vakuoller 18.
günde, stromal ödem 21–22. günde olduğunu gösterir. 24. günde stromal damarlar çevresinde pre
desidualizasyon olur. 26. günde endometriumda nötrofiller görülür 28. günde nekroz ve hemoraji vardır.
(Cevap E)

29. Endometrium biyopsi materyalinde bez epitellerinde subnükleer vakuol varlığı rapor edilmişse
siklusun hangi günü ile uyumludur?
A) 5.gün
B) 10.gün
C) 14.gün
D) 16.gün
E) 26.gün
(Cevap D)

30. Endometrium biyopsisinde spiral arterioller siklusun kaçıncı günü ortaya çıkar?
A) 5.gün
B) 1.gün
C) 14.gün
D) 23.gün
E) 27.gün
(Cevap D)

31. İnfertilite araştırması için siklusun 25. günü gönderilen endometrium biyopsisinde glandlarda
sekresyonun pik yaptığı bildirilmişse, hastanın endometriumu kaç gün geridir?
A) 1 gün
B) 2 gün
C) 3 gün
D) 5 gün
E) 10 gün

Öğrenci düzeyini aşan sorulardı. Bildiyseniz tebrikler. Endometriumun bazal tabakası (derin) hormonlara cevap
vermez, fonksiyonel tabakası (yüzeyel kısım) ise hormonlara bağlı siklik değişim gösterir. Sekretuar faz 14
gündür. Proliferatif faz ise genellikle 14 gündür. Siklusun belirli histolojik kriterleri vardır. 16. gün
subnükleer vakuoller görülür. 20. gün sekresyon pik yapar. 22. gün stromal ödem pik yapar. 23. günde spiral
arterioller belirgin olur. 24. gün arterioller etrafında predesidua gelişir. 27. gün çok sayıda nötrofil vardır. 28.
gün nekroz ve hemoraji görülür. 30. sorudaki biyopside 5 gün adet rötarı vardır.

(Cevap D)

32. Gebelik sırasında endometrial bezlerde glandüler proliferasyon, belirgin mitotik aktivite ve selüler atipi
görülen fenomen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adenomatoid değişiklikler
B) Schiller–Duvall cisimcikleri
C) Hidradenom
D) Arias–Stella reaksiyonu
E) Mikrokistik glandüler hiperplazi

Soruda anlatılan Arias–Stella reaksiyonu tüm gebeliklerin %25’inde görülür. Adenokarsinom ve endometriozisle
karışabilir. Patoloğa mutlaka hastanın hamile olduğu–olmadığı söylenmelidir. Eğer biyopside plasental
villuslar yoksa ve doktor hastanın hamile olduğunu biliyorsa bu durum iç veya dış gebeliği ilaçlar veya mol
hidatiformu düşündürmelidir. Tekrar, ne kadar fazla klinik bilgi verirseniz o kadar daha doğru tanı alırsınız ve
tedavide daha başarılı olursunuz. (Cevap D)

33. Desidualizasyon aşağıdakilerden hangisini tanımlar?


A) Menstruasyonla dökülen hücreleri
B) Sitotrofoblastlardan köken almayı
C) Sinsityotrofoblastlardan köken almayı
D) Gebelik endometriumundaki koyu boyanan küçük hücreleri
E) Gebelikte progesteron etkisiyle oluşan karekteristik endometriumu

Desidualizasyon gebelikte progesteron etkisiyle oluşan karekteristik uterus değişikliklerini tanımlar. Ancak bu
terim genellikle uterusta progesteron etkisiyle oluşan herhangi bir değişikliği tanımlamak için kullanılır. Bu
değişikliklere arteriollerin etrafında postovulatuar oluşan eozinofilik proliferasyonda dahildir. (Cevap E)

34. Ektopik gebeliği bilinen hastaya endometrium küretajı yapıldığında hangisinin görülmesi beklenmez?
A) Chorion villusları
B) Desidual reaksiyon
C) Hipersekretuar bezler
D) Arias–Stella reaksiyonu
E) Hiçbiri

Ektopik gebelikte endometrium kürtajı yapılırsa villus yapıları ve trofoblastik hücreler görülmez. Desidua dokusu,
hipersekretuar görünümlü endometrium ve Arias–Stella reaksiyonu görülür. (Cevap A)

35. Kırk yaşında bir kadın kronik endometrit tanısı almışsa aşağıdakilerden hangisi muhtemel sebeptir?
A) Anovulatuar siklus
B) Endometrial hiperplazi
C) Rahim içi araç
D) Myoma uteri
E) Over granüloza hücreli tümör

Kronik endometrit tanısı endometriumda kronik de ğişiklikler, parçalanmış bezler, bağ doku lifleri ve en
önemlisi plazma hücrelerinin görülmesi ile konulur. Kronik endometrit: kronik gonokoksik PID’ la ilişkili
olarak, milier tüberküloz yayılımı ile, tüberküloz salpenjitin direne olması, doğum ve düşük sonrası kavitede
gebelik dokusunun kalması ve rahim içi araç kullananlarda görülür. N.gonore PID’a bağlı olgularda sık
enfeksiyon nedenidir. Klamidya enfeksiyonlarında lenfoid foliküller görülür. Diğer şıklardaki cevaplar kronik
endometrit sebebi değildir. (Cevap C)

36. Endometriumda hiperplaziye neden olmayan aşağıdakilerden hangisidir?


A) Polikistik over
B) Kombine oral kontraseptif
C) Anovulatuar siklus
D) Adrenal korteks hiperfonksiyonu
E) Over granüloza hücreli tümör

Normaldenfazlaöstrojen uyarımına neden olan polikistik over, obesite, over granüloza hücreli tümör ile
progesteron etkisinin başlamadığı anovulatuar siklus ve eksojen östrojen kullanımı endometriumda
hiperplaziye sebep olur. Kombine oral kontraseptifler progesteron da içerdiğinden hiperplaziye sebep
olmazlar. Histopatolojik olarak atipili ve atipisiz hiperplazi diye iki gruba ayrılır. Atipisiz hiperplazide
karsionma ilerleme riski % 1-3 iken, atipili hiperplazide (EIN endometrial intraepitelyal hiperlazi de denir) %
20-50’dir. (Cevap B)

37. Postmenopozal kadında disfonksiyonel uterin kanamanın en sık sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anovulatuar siklus
B) Luteal faz defekti
C) İrregüler shedding
D) Endometrium atrofisi
E) Endometrial karsinom

Anovulatuar siklus reprodüktif çağdaki kadında en sık disfonksiyonel uterin kanama sebebidir. Anovulatuvar
siklus menarşta ve perimenopozal dönemdeki hormonal değişikliklerden kaynaklanır. Disfonksiyonel uterin
kanama yetersiz luteal faz yada luteal faz defekti, korpus luteumun uygun gelişiminde gerilik veya prematür
regresyon ile oluşur. Post menapozal dönemde en sık disfonksiyonel kanama sebebi endometrium atrofisidir.
Bezler basık epitelle örtülü ve belirgin kistik değişiklik gösterir. (Cevap D)

38. Biyopside proliferatif ve sekretuar fazın endometriumda birlikte görüldüğü hastada uzun ve ağır kanama
şikayeti varsa en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İrregüler shedding
B) Basit hiperplazi
C) Anovulatuar siklus
D) Luteal faz defekti
E) Kronik endometrit

İrregüler shedding (dökülme) biyopside proliferatif ve sekretuar paternin varlığı ile karakterizedir. Kanama
başlangıcından beş gün sonra yapılan küretajda erken proliferatif bezler ile irregüler yıldızvari şekilli
sekretuar bezler karışık olarak görülür. Kanama uzamış ve ağırdır. (Cevap A)

39. Meme kanseri nedeniyle tamoksifen kullanan hastada hangi kanser gelişme riski artmıştır?
A) Over kanseri
B) Tuba uterina kanseri
C) Endometrium kanseri
D) Serviks kanseri
E) Vajen kanseri

Tamoksifen östrojen reseptörü pozitif bulunan meme kanserli hastalarda kullanılır. Endometrial hiperplazi, polip
ve karsinom riskini artırır. (Cevap C)

40. Aşağıdakilerden hangisi pelvik infamatuar hastalık riskini artırmaz?


A) Abortus
B) Rahim içi araç
C) Histerosalpingografi
D) Oral kontraseptif
E) Cinsel aktivitenin erken yaşta başlaması

İntrauterin araçlar ve cinsel ilişkiye erken yaşta başlanması PID riskini artırır. Bakterilerin yukarı doğru çıkışını
kolaylaştıran işlemler, abortus, histerosalpingografi, küretaj, RIA yerleştirilmesi gibi işlemler riski artırırken
oral kontraseptif PID’a karşı projesteron ve bakteri transportunu adet kanamasını azaltarak engelleyerek PID
riskini azaltır. PID’ı en çok kolaylaştıran olay adet kanamasıdır ve PID genellikle adetten hemen sonra oluşur.
(Cevap D)

41. İntrauterin araç kullanan 30 yaşındaki bir kadının pelvisinden tek tarafı tuba ovaryen apse çıkarılmıştır.
Kültür yapıldığında üremesi en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?
A) Klamidya
B) Mikoplazma
C) S.aureus
D) Aktinomyces
E) Bakterioides

İntrauterin araca bağlı gelişen pelvik inflamatuar hastalıktan büyük oranda Actinomyces israili sorumludur. Bu
özellikle tek taraflı pelvik apsenin varlığında söz konusudur. Sülfür granülleri oluşturur. Actinomyces RIA
kullanmayanlarda son derece nadirdir. (Cevap D)

42. Aşağıdakilerden hangisi oral kontraseptif kullanımına bağlı gelişen hipertansiyonla ilgili değildir?
A) Beş yıldan fazla kullanım
B) Artan aldesteron salgısı
C) Yüksek anjiotensin düzeyi
D) Sodyumun renal atılımında artış
E) Yüksek plazma renin düzeyi

Oral kontraseptif kullanan kadınlarda renin, renin aktivitesi ve anjiotensin düzeyi yükselir. Aldesteron
sekresyonu ve sodyumun renal tutulumu da artar en az 5 yıl OKS kullananlarda görülen hipertansiyon
yüksek anjiotensin düzeyi ile renin substratı ve renin aktivitesinin suprese edilememesine bağlıdır.
Myokard infarktüsü ve tromboz riski artar. (Cevap D)

43. Endometrium karsinomu risk faktörü olmayan aşağıdakilerden hangisidir?


A) İnfertilite
B) Hipertansiyon
C) Obesite
D) Granüloza hücreli over tümörü
E) Kombine oral kontraseptifler

Endometrium karsinomu en sık 55–65 yaş arasında görülür. Postmenopozal kanama görüldüğünde öncelikle akla
gelmelidir. Şişmanlık, diyabet veya glikoz intoleransı, infertilite ve hipertansiyon risk faktörüdür.
Patogenezinde endometrial hiperplazi, eksojen östrojen alımı (örneğin zayıf bir östrojen olan tamoksifen
alımıyla 2,3 kat artış olur), granüloza hücreli tümör gibi östrojen salgılayan over tümörleri, östrojen yapımı
arttığı için şişmanlık, artmış ve uzamış östrojen stimülasyonu nedeni ile infertilite rol oynar. Oral
kontraseptifler progesteron içerdiği için riski azaltırlar. (Cevap E)

44. Diyabetik, şişman ve hipertansif altmış beş yaşındaki bir kadın hasta vajinal kanama şikayetiyle başvuruyor.
Küretaj sonucu endometrioid tip adenokanser olarak raporlanıyor. Aşağıdaki mutasyonlardan hangisinin bu
karsinoma yol açması diğerlerine göre daha yüksektir?
A) PTEN
B) BRAF
C) CHD4
D) FBXW7
E) BRCA1

(Cevap A)

45. Aşağıdakilerden hangisi endometrium karsinomu için risk faktörü değildir?


A) Diabetes mellitus
B) İnfertilite
C) Oral kontraseptif kullanımı
D) Hipertansiyon
E) Şişmanlık

Endometrium karsinomu kadınlardaki genital trakt karsinomlarının %10’udur. Kadın genital traktının en sık
görülen invaziv tümörüdür. DM, infertilite,emzirmeme, tamoksifen kullanımı hipertansiyon ve obesite risk
faktörüdür. Hastaların %60’ında bozulmuş oral glukoz tolerans testi vardır. DNA tamir genlerindeki
bozukluktan kaynaklanan herediter nonpolipozis kolon kanser sendromu ve PTEN supressör geninde bozuk
luğun rol oynadığı Cowden sendromunda endometrioid tip endometrium kanseri riski artar. (Cevap C)

46. Aşağıdakilerden hangisi endometrium karsinomunun patogenezinde yer almaz?


A) Endometrium adenomatöz hiperplazisi
B) Birlikte overin granüloza hücre tümörü
C) Diabetes mellitus
D) Endometriozis
E) Şişmanlık

Endometriozis bir tümör değildir ve maligniteyle açık bir ilişkisi yoktur. Endometrium karsinomunun
patogenezinde en önemli faktör östrojen tedavisi veya östrojen salgılayan tümörler (over granüloza hücreli
tümör) gibi uzun süreli östrojen uyarısıdır. Östrojen uyarısının bir sonucu olan adenomatöz hiperplazi sık
görülen bir endometrium karsinomu öncüsüdür. Şişmanlık ve ona eşlik eden diabetes mellitus ve
hipertansiyon gibi diğer durumlar periferdeki yağ hücrelerinde östrojen sentezlenebildiğinden
hiperöstronizme katkıda bulunabilirler. Östrojen fazlalığına bağlı olarak örneğin hiperplaziye bağlı oluşan
kanserler daha iyi diferansiye ve daha iyi prognozludurlar. (Cevap D)

47. Endometrium kanserlerinin en sık görülen histo lojik tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adenokarsinom
B) Adenoakantom
C) Leiomyosarkom
D) Clear cell karsinom
E) Skuamöz karsinom

Endometrium kanserlerinin % 75–85’i konvansiyonel adenokarsinomdur. endometrial adenokanserlerin %


80’i endometrioid tiptir. Bu tipin risk faktörleri obesite, diyabet, hipertansiyon, infertilite ve östrojen
maruziyetidir. Az görülen diğer tip ise seröz tip endometrial karsinomdur, daha agresif seyreder.
Hiperplazi zemininden endometrioid tip adenokarsinom gelişir. Seröz karsinom son derece agresif bir tipdir ve
endometrial polip zemininden ve endometrial atrofi zemininden gelişebilir. Clear cell karsinom az miktarda
görülür. (Cevap A)

48. Aşağıdakilerden endometrial karsinoma tiplerinden en iyi prognozu olan aşağıdakilerden hangisidir?
A) Adenoskuamöz karsinom
B) Clear hücreli adenokarsinom
C) Papiller seröz karsinom
D) Sekretuar karsinom
E) Skuamöz hücreli karsinom

Endometrial kanserlerin %80’i adenokarsinomdur. Adenokarsinoma da benign skuamoz eleman varsa


adenoakantoma denir. Sekretuar hücreler varsa sekretuar adenokarsinom isimlerini alır ve benzer daha iyi
biyolojik aktivitelere sahiptirler. Malign skuamöz epiteli varsa adenoskuamöz karsinom; papiller yapı varsa
papiller adenokarsinom isimlerini alırlar ve daha kötü prognoza sahiptirler. Diğer kötü prognoza sahip
endometrial kanserler ise papiller seröz karsinom, clear cell karsinom ve primer skuamöz karsinomdur.
(Cevap D)

49. Clear hücreli adenokarsinom en sık aşağıdaki organlardan hangisinde bulunur?


A) Fallop tüpü
B) Over
C) Serviks
D) Uterus
E) Adrenal bezi
Clear hücreli (mezonefroid) karsinom genellikle overden gelişir ancak uterus, serviks ve vajenden de gelişebilir.
Endometrial clear hücreli karsinom nadirdir ve endometrial adenokarsinoma göre daha kötü prognoza sahiptir.
(Cevap B)

50. Endometrial adenoakantomayı en iyi tanımlayan aşağıdakilerden hangisidir?


A) Benign skuamöz bileşeni olan adenokarsinom
B) Papiller yapılı adenokarsinom
C) Benign glandüler bileşeni olan skuamöz karsinom
D) Malign glandüler ve skuamöz bileşenlerin beraber olması
E) Benign glandüler ve skuamöz bileşenlerin beraber olması

Benign skuamöz bileşeni olan adenokarsinoma endometrial adenoakantom denir. Skuamöz bileşen metaplazi
sonucu oluşur ve tümörün %10’dan fazlasını meydana getirir. Endometrial karsinomların %5’i
adenoakantomdur. Adenoakantom, adenoskuamöz karsinom ile karıştırılmamalıdır, çünkü adenoskuamöz
karsinomda glandüler ve skuamöz bileşenlerin her ikisi de maligndir. (Cevap A)

51. Leiomyom için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?


A) Genellikle tektir
B) Kapsüllüdür
C) Progesteron büyültür
D) Gebelikte hızlı büyür
E) Leiomyosarkomların hepsi leiomyomlardan gelişir

(Cevap D)

52. Uterus miyomları için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A) Miyomlar menopozdan sonra nadiren ortaya çıkar
B) Menopozdan sonra gerileyebilir
C) Gerçek kapsüllüdür
D) Hyalin dejenerasyon sıktır
E) Malign dejenerasyon tartışmalıdır

Uterusta görülen leiomyomlar kadında en sık görülen tümördür. Leiomyoma (Myom, fibroid) düz kastan
kaynaklanan benign tümördür en sık uterusta görülür ancak fallop tüpleri, vajina, GİS (en sık midede) ve
diğer yerlerde de görülebilir. Premenopozal kadınlarda %30–50 oranında görülür. Submüköz, intramural ve
subseröz yerleşimli olabilir, serviksten geçip dışarı sarkanlara“myoma nascendi”denir. Miyomların gerçek
kapsülü yoktur. Ancak iyi sınırlıdır. Miyomların menopozdan sonra nadiren oluşması ve var olan miyomun
büyümesinin yavaşlayıp durması östrojene bağlı olarak büyüdükleri tezini destekler. Gebelikte büyümesi
hızlanır. Hyalin dejenerasyon en sık görülen dejenerasyon tipidir. Mukoid, kalsifiye, yağlı, kistik ve kırmızı
dejenerasyon da görülebilir. Malignite bulgusu değildir. Leiomyomların malign transformasyonu tartışmalı bir
konu olup sarkomatöz değişim son derece nadir olarak görülür. Piyasada bazı kadın–doğumcular bu oranı
biraz abartırlar, ki::)) Leiomyosarkomların büyük çoğunluğu de novo gelişmektedir. Leiomyom dan daha
büyüktür, daha yumuşaktır ve nekroz ve hemoraji alanları içerir. Leiomyosarkom değerlendirmesinde tümör
nekrozu, sitolojik atipi ve mitotoik aktivite önemlidir.
(Cevap C)
53. Aşağıdakilerden hangisi miyoma uteri için cerrahi endikasyon değildir?
A) Şiddetli hipermenore
B) Hidronefroz
C) 20 haftalık gebelik boyutlarına ulaşan uterus
D) Miyomların büyümesininin birden hızlanması
E) Bir yıllık infertilte

Asemptomatik myomların eksize edilmesine genellikle gerek yoktur. Myomda oluşan kanamalar hormon larla
fazla kontrol edilemediğinde ve demir tedavisine cevap vermeyen şiddetli anemi geliştiğinde cerrahi
endikedir. Myomdaki hızlı büyüme malign transformasyonun belirtisi olabilir. Büyük miyomlar üretere
basıyla hidronefroz oluşturabilir. Bir senelik infertilite cerrahi endikasyonu değildir çünkü miyomlar
infertiliteye sebep olmaktan çok gebelik oluştuktan sonra yerleşim bozukluğu sebebi ile düşük gibi sorunlar
oluşturur. (Cevap E)

54. Miyomlarda sarkomatöz değişim tanısında aşağıdakilerden hangisi en çok değerlidir?


A) Atipi
B) Nekroz
C) Selülarite
D) Mitoz
E) Boyut ve sayı

Değerlendirmede önem sırasıyla nekroz, artmış mitoz sayısı, sitolojik atipi ve selülarite birlikte değerlendirilir.
Bunlar içinde mitozun çok daha önemli bir yeri vardır. Sitolojik atipi ve selülarite varsa malign demek için
daha düşük mitoz sayısı yeterli iken sitolojik atipi ve selülarite olmadan malign demek için daha fazla sayıda
mitoz olması gerekir. Hyalin dejenerasyon, boyut ve sayı malignite kriteri değildir. (Cevap B)

55. Uterusta homolog elemanlar içeren malign miks müllerian tümörü oluşturan yapılar aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Karsinomatöz epitel elemanları ve uterin olmayan sarkomatöz doku
B) Karsinomatöz epitel elemanları ve normal
uterus mezenkimine benzeyen sarkomatöz doku
C) Benign epitel elemanları ve normal uterus mezenkimine benzeyen sarkomatöz doku
D) Benign epitel elemanları ve uterin olmayan sarkomatöz doku
E) Benign stromal elemanları ve normal uterus mezenkimine benzeyen sarkomatöz doku

Malign mikst müllerian tümörler totipotansiyel endometrial stromal hücrelerden gelişir, epitel ve stromal
hücrelerine diferansiyasyon kapasitesi vardır. Karsinomatöz epitel elemanları ve normal uterus mezenkimine
benzeyen sarkomatöz dokudan oluşur. Sarkomatöz elemanlar uterusta bulunan mezenkimal dokuların malign
karşılığı ise homolog, uterusta bulunmayan örneğin kemik, kıkırdak gibi mezenkimal elemanlar içeriyorsa
heterolog elemanlar denir. (Cevap B)

56. Uterus rüptürüne neden olabilen plasenta bozukluğu aşağıdakilerden hangisidir?


A) Plasenta previa
B) Plasenta accreta
C) Plasenta percreata
D) Plasental infarktüs
E) Retroplasental hematom

Plasenta accreta myometriumun derin tabakaları içerisine plasental villus penetrasyonu ile karakterizedir. Bu
gebelikte uterus rüptürüne neden olabilir. Retroplasental hematom preeklampsi ve eklampsi nedenlerindendir
ve prematür plasenta ayrılmasının (abruptio plasenta) önemli bir komplikasyonudur. Plasenta previada
servikse ilerleme vardır ve bu masif hemorajiye neden olabilir. (Cevap B)

57. Şiddetli eritroblastozis fetaliste plasenta aşağıdaki mikroskopik değişikliklerden hangisini göstermez?
A) Eritrositoz
B) Genişlemiş kapiller
C) Ödemli villuslar
D) Sitotrofoblast kalıcılığı
E) Kapillerde nükleuslu eritrositler

Eritroblastozis fetaliste fetal eritrosit sayısında azalma olur. Bu hastalıktaki plasenta immatür plasentanın
birçok özelliğine sahiptir. Ayrıca sinsityal boğumlarda fazla sayıda değildir. Vasküler yetmezlik sonucunda
ödem görülür. Fetus eritrosit açığını kapatmak için plasental eritopoeze başlar bunun sonucunda nükleuslu
eritrositler görülür. (Cevap A)
58. Gebelik toksemisine aşağıdakilerden hangisi eşlik etmez?
A) Hipertansiyon
B) Uterin iskemi
C) Amiloidoz
D) Proteinüri
E) DİC

Gebelik toksemisi özelikle primiparlarda üçüncü trimestrde veya doğum sonrası periyodda görülür. Neden
genellikle uteroplasental kan akımı azlığıdır. Ödem hipertansiyon, proteinüri (preeklampsi) konvülziyon ve
koma (eklampsi) veya her ikisi birlikte görülür. Uterin iskemi, DIC ve HELLP sendromu eşlik edebilir.
Yaygın trombüsler yanında akut aterozis de gelişir. (Cevap C)

59. Spontan abortusta en sık görülen kromozomal anomali aşağıdakilerden hangisidir?


A) Trizomi
B) Seks kromozomu monozomi
C) Poliploidi
D) Yapısal anomali
E) Mozaisizm

Kromozal trizomi spontan abortusta %52 ile en sık görülen anomalidir. %21 poliploidi ve %20 seks kromozomu
monozomisi görülür. (Cevap A)

60. Aşağıdakilerden hangisi doğrudur?


A) Desidua ve trofoblast fetus orjinlidir.
B) Desidua fetal, trofoblast maternal orjinlidir.
C) Desidua maternal, trofoblast fetus orjinlidir.
D) Desidua ve trofoblast maternal orjinlidir.
E) Desidua fetal orjinlidir.

Desidua maternal, trofoblast fetal orjinlidir. Plasenta immünolojik olarak kendine has özellik taşıyan bir dokudur
ve hem fetus hem de anneye ait dokuları içerir. (Cevap C)

61. Gebeliğin ikinci ayındaki normal bir plasenta aşağıdaki yapıların hangisini bulundurmaz?
A) Kotiledon
B) Lob oluşum ve separasyonu
C) Sinsityum
D) Primer ve sekonder villuslar
E) Koryonik tabaka

Plasentanın mikroskopik yapısı incelenerek gebeliğin gestasyona göre erken mi geç mi olduğu saptanabilir. 2. ayda
blastosist implantasyonu, trofoblast proliferasyonu (sinsityum oluşumuyla karakterize), laküner gelişim;
koryonik tabakada primer, sekonder ve tersiyer villus oluşumu ve kotiledon oluşumu görülür. Lob oluşumu
septa (separasyon) oluşumu 3.aydan sonra olur. (Cevap B)

62. Plasenta geliştikçe aşağıdaki değişikliklerden hangisi olmaz?


A) İntervillöz aralıkta fibrin birikir
B) Sitotrofoblast baskınlığı azalır
C) Villus dallanması artar
D) Kapiller sayısı artar
E) Eritrosit yapımı artar

Fetusa besin maddelerin geçişini ve gaz alışverişini arttırmak için plasentada yukarıdaki değişiklikler olur. Fetusta
eritrosit yapımı görevi plasentadan karaciğer, ardından da kemik iliğine devredilir.
(Cevap E)

63. İlk defa hekime başvuran, hafif pembemsi vajinal akıntısı olan hastaya yapılan ultrasonda uterusta sıvı
doku veziküler saptanmıştır. Tanı ne olabilir?
A) Normal gebelik
B) Mol hidatiform
C) Over kisti
D) İntrauterin bebek ölümü
E) Kronik endometrit

Mol hidatiform hafif şekilde ağrısız kanamayla seyreder ultrasonda “kar fırtınası manzarası” çok sayıda sıvı
dolu kistik yapılar nedeni ile oluşur. Molde mikroskobik olarak avasküler villuslar görülürken koryo
karsinomda villus yapıları yoktur. (Cevap B)

64. Aşağıdakilerden hangisi mol hidatiform için yanlıştır?


A) Şişmiş, kistik genişlemiş avasküler villuslar
B) Komplet mol fetusa ait parçalar içermez
C) Parsiyel mol fetusa ait parçalar içerir
D) Komplet molde villusların tümü anormaldir
E) Parsiyel molde villusların tümü anormaldir

Komplet mol hidatiformda koryonik villusların tümü anormaldir. Tipik mol hidatiformda uterus beklenen gebelik
gününe göre daha büyüktür. İdrar ve serumda HCG yüksektir (Komplet molde parsiyelden daha yüksektir.
Uterus kavitesi ışığı geçiren, ince duvarlı, üzüm benzeri yapılarla doludur. Koryonik villuslarda hidropik
şişme vardır ve villuslarda damar yoktur. Komplet molde fetusa ait parçalar nadir görülür, koryonik villusların
tümü anormaldir. Epitel hücreleri çoğunlukla diploiddir. Boş bir ovumu bir veya iki spermin döllenmesi ile
oluşur. 46XX veya 46XY’dir, sadece paternal kromozomlar bulunur (androgenetik mol). %17 invaziv mole,
%2 oranında koryokarsinoma dönüşür.
Parsiyel mol hidatiform fetusa ait parçalar ve bir mik tar normal koryon villusu içerir. Hemen her zaman
triploiddir. Dolu bir ovumu bir veya iki spermin döl lenmesi ile oluşur. 69 XXY veya 69 XXX olabilir.
Maternal ve paternal kromozomları içerir. Nadiren koryokarsinom gelişir. Klinikte ağrısız vajinal kanama
vardır. İnvazif mole; komplet molün, nadiren parsiyel molün myometriumun derinine veya damarlara penetre
olmasıdır. Uterus duvarlarında kanama ve rüptür olabilir. Malign bir tümörün tüm biyolojik özelliklerine
sahiptir. İnvazifliği ile sıradan molden, villus varlığı ile koryokarsinomdan ayrılır. (Cevap E)

65. Hidatiform mol’ü normal plasentadan ayırmada kullanılan özelliklerden olmayan aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Gerçek mol’lerde seks kromatininin pozitif olmaması
B) Sinsitiyotrofoblast ve sitotrofoblastın düzensiz karışımı
C) Kan damarlarının olmaması
D) Villusların hidropik dejenerasyonu
E) Trofoblastik proliferasyon

(Cevap A)

66. 32 yaşındaki kadın hastada, term gebelikği takiben görülen intermedyet trofoblastlardan kaynaklanan ve
human plasental laktojen düzeyinin yüksek, HCGnin hafif yüksek olduğu tümör aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Komplet mol
B) Parsiyel mol
C) İnvazif mol
D) Plasental site trofoblastik tümör
E) Koryokarsinom

Plasental site trofoblastik tümör ise intermedyet trofoblastlardan oluşan diploid tümörler, sıklıkla XX
karyotipindedir ve tipik olarak gebelikten birkaç ay sonra görülür, intermedyte trofoblastlar büyük miktarda
HCG üretmez bu nedenle HCG çok yüksek değildir, human plasental laktojen üretirler. Myometriumda iyi
sınırlı olduğundan prognoz çok iyi iken uterus dışına yayıldığında prognoz kötüdür. Kanama azdır, rüptür
olabilir, derine penetre olabilir. Kemoterapiye iyi yanıt vermez. (Cevap D)

67. Koryokarsinom en sık aşağıdaki organlardan hangisine metastaz yapar?


A) Akciğer
B) Karaciğer
C) Beyin
D) Vajina
E) Böbrek

Koryokarsinomun çoğu komplet molden sonra nadiren parsiyel mol, ektopik gebelik ve normal gebelikten sonra
gelişebilir. Ortalama yaş 30’dur. Sitotrofoblast ve sinsityotrofoblastlardan oluşur. Villus yapıları yoktur. HCG
yüksekliğine bağlı memede hiperplazi, endometriumda desidual değişiklik olabilir. Beyin ve karaciğer
metastazı, normal gebelikten sonra oluşması, HCG’nin tedaviden önce 40.000 mIU’den yüksek olması kötü
prognoz gösterebilir. Koryokar sinom teşhisi konduğunda kan yoluyla %50 akciğer, %30–40 vajina ve azalan
oranlarda beyin, karaciğer ve böbreklere metastaz yapar. (Cevap A)

68. Tuba uterinada görülen kist aşağıdakilerden hangisidir?


A) Teka–Lutein kisti
B) Naboth kisti
C) Gardner kisti
D) Morgagni kisti
E) Bartholin kisti

Morgagni kisti tuba uterinada gelişen basit, seröz sıvı içeren, Wolf kanalı artığı kistik yapıdır. Gardner duktus
kisti mezonefrik duktal yapıların gerilemeyip kistik değişim göstermesi ile oluşur. Bartholin kisti
vulvovajinal bezlerin enfeksiyonuna bağlı gelişir. Sıklıkla gonore enfeksiyonu ile olur. Naboth kisti servikste
mukus salgısının tıkanmasına bağlı gelişen kisttir. (Cevap D)

69. Kronik salpenjit aşağıdaki hastalıkların hangisine predispozisyon oluşturmaktadır?


A) Tuba uterina karsinomu
B) Endometrium hiperplazisi
C) Koryokarsinom
D) Morgagni kistleri
E) Ektopik gebelik

Gonore, klamidya, Mycoplasma hominis, Streptokok ve Stafilokoklar tarafından oluşturulan salpenjit intraminal
yapılarda fibrozis ve skar dokusu oluşturur. Sonuçta tüp büzülmesi, silier aktiviteyi bozar. Transport olumsuz
etkilenerek implantasyon tüpte gerçekleşir. Ektopik gebelerin yaklaşık yarısında etken kronik salpenjittir.
Tubaovaryen apse oluşabilir. (Cevap E)

70. Pelvik tüberkülozun en sık yerleşim yeri aşağıdakilerden hangisidir?


A) Endometrium
B) Over
C) Fallop tüpleri
D) Serviks
E) Vajen

Tüberküloz kadın genitaliada en sık fallop tüplerini tutar, granülomatöz iltihap oluşturur. Sıklıkla tüberküloz
endometritle birliktedir. İnfertilitenin sık sebeplerindendir. (Cevap C)

71. Tubal tüberkülozun en önemli başvuru şikayeti aşağıdakilerden hangisidir?


A) İnfertilite
B) Kanama
C) Akıntı
D) Kitle
E) Brid’e bağlı ileus

Tubal tüberküloz 25–35 yaş arası kadınları daha sık etkiler. En sık başvuru şikayeti infertilitedir (%94). Diğer
granülomatöz salpinjit nedenleri histerosalpingografi’de kullanılan yağlı maddeler, talk granülomu, sarkoidoz
ve aktinomikozdur. (Cevap A)
72. Hematosalpenksin en sık sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Endometriozis
B) Ektopik tubal gebelik
C) Gonore
D) Tüberküloz
E) Rüptüre luteal kist
(Cevap B)

73. Polikistik over sendromu için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?


A) Amenore
B) İnfertilite
C) Östrojen fazlalığı
D) Aşırı androjen üretimi
E) FSH yüksekliği

Stein–Leventhal sendromu (polikistik over sendromu) genellikle menarş sonrası kızlarda fazla miktarda östrojen ve
daha büyük oranda hiperandrojenizme sekonder olarak oligomenore, hirsutizm, infertilite ve bazen şişmanlık
görülmesidir. Nadiren virilizm görülebilir. Overler normalden iki kat büyüktürler ve subkortikal yerleşimli
0,5–1,5 cm çaplı multipl kistler vardır. Biyokimyasal olarak aşırı androjen üretimi (östrona dönüşür), LH
düze yinde yükseklik ve FSH düzeyinde düşüklük vardır. Wedge rezeksiyonlar ile over kitlesinde azalma du
rumu düzeltebilmektedir. Polikistik over hastalığında Tip II diabetteki gibi insülin resistansı olabilir. (Cevap
E)

74. Aşağıdakilerden hangisinde hCG artışı görülmez?


A) Gebeliğe bağlı karsinomlar
B) Granüloza hücreli tümör
C) Mol hidatiform
D) Gebelik
E) Non seminomatöz testis tümörü

Granüloza hücreli tümörler klasik olarak östrojen salgılarlar ve hCG salgısıyla bir ilişkileri yoktur. (Cevap B)

75. Over folikülünü oluşturan yapıların dıştan içe doğru sıralaması aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Teka interna, granülosa, zona pellusida, oosit
B) Teka interna, zona pellusida, granülosa, oosit
C) Granülosa, teka interna, zona pellusida, oosit
D) Zona pellusida, granülosa, teka interna, oosit
E) Zona pellusida, teka interna, granülosa, oosit

Germ hücreleri kortekste gelişerek dışa doğru çıkıntı yaparlar. Eğer erken oositler primordial folikül oluşturmak
üzere foliküler hücrelerle çevrilmezlerse rezorbe olurlar. Oosit dışında zona pellusida bulunur. Bunu sırasıyla
granülosa ve teka interna tabakaları çevreler. (Cevap A)

76. Korpus luteum involüsyona uğrayarak hyalinize bir kitle oluşturur. Korpus luteumun aldığı bu hale ne
denir?
A) Corpus granülosa
B) Corpus atretika
C) Corpus albicans
D) Corpus delicti
E) Graf folikül

Menstrüel yaşlar arasında bulunan kişilerin hemen hepsinin overinde corpus albicans bulunur. Bunlar daha önce
korpus luteumun bulunduğu yerde olurlar. Corpus luteum atreziye uğrayarak corpus albicansı oluşturur.
(Cevap C)

77. Luteinizasyon terimi aşağıdakilerden hangisini açıklamak için kullanılır?


A) Ovulasyonla atılmayan foliküllerin yağ dejenerasyonuna gitmesini
B) Over stromasının ovulasyondan hemen önceki adipoz dejenerasyonunu
C) Over stromasındaki teka hücrelerinin epitel halini alarak steroid yapımına başlamalarını
D) Granülosa hücrelerinin yeşile boyanmasını
E) Corpus luteumun atreziye uğramasını

Granülosa tabakasının dışında folikülü çevreleyen hücre tabakasına teka denir. Granülosaya en yakın hücrelere teka
interna denir. Östrojenin çoğunu bu hücreler üretir. Bu hücrelerin gelişmesine ve steroidogenez için gerekli
sitoplazma değişikliklerinin olmasına luteinizasyon denir. Yüksek miktarda hCG anormal luteinizasyona
neden olabilir. Ayrıca bu durumda teka lutein kisti denen kistler oluşabilir. (Cevap C)

78. Herbir siklusta gelişmeye başlayan over foliküllerinin çoğuna ne olur?


A) Atreziye uğrarlar
B) Primordial foliküllere gerilerler
C) Büyümeye devam ederek folikül kisitini oluştururlar
D) Başka bir siklusta gelişerek ovulasyona uğrarlar
E) Bir sonraki siklusta gelişmelerine devam ederler

Doğumdan mevcut olan 1 milyon kadar folikülden sadece 400 tanesi olgunlaşarak ovum olarak atılır. Yani
doğumda mevcut olan foliküllerin büyük bir kısmı atreziye uğrayarak kaybolur. (İyi foliküldü rahmetli...)
Herbir siklusta 5–15 primordial folikül olgunlaşmaya başlar ancak bunlardan ovum olarak atılan hariç hepsi
atreziye uğrar. (Cevap A)

79. Over tümörleri en sık nereden kaynaklanır?


A) Totipotansiyel germ hücreleri
B) Yüzey örtücü epiteli
C) Multipotansiyel seks–kord stroma hücreleri.
D) Metastatik tümörler
E) Endometriozis odakları

(Cevap B)

80. Elli iki yaşındaki kadın hasta, karın ağrısı ve son 2 ayda hızlı kilo kaybı nedeniyle başvuruyor. Abdominal
tomografide bilateral over kitlesi saptanıyor ve hasta ameliyat ediliyor. Her iki overdeki lezyonun mikroskobik
incelemesinde; taşlı yüzük hücrelerinden oluşan, diffüz infiltratif metastatik tümör saptanıyor. Bu duruma neden
olan primer tümör kaynağı sıklıkla aşağıdaki organlardan hangisidir?
A) Kolon
B) Endometriyum
C) Mide
D) Apendiks
E) Safra kesesi
Over tümörleri kadında en sık görülen tümör olmamasına rağmen en fazla ölüme yol açan jinekolojik tümördür.
Over tümörlerinin %65–70’i multipotent yüzey (Sölom) epiteli, %15–20’si totipotent germ hücreleri, %5–10
seks–kord stroma ve %5 metastatik kaynaklıdır. Mide taşlı yüzük hücreli karsinomun over metastazı
Krucken berg tümörü adını alır ve genellikle çift taraflıdır. Over kanserlerinde BRCA mutasyonları olabilir.
DNA Mismatch tamir genlerinin bozuk olduğu Lynch II sendromunda da over kanseri riski artmıştır. Tubal
ligasyon ve OKS kullanımı riski azalır. Yüzey epitelinden kaynaklanan over tümörlerinde benign, borderline
ve malign şekiller vardır. Sitolojik atipi var ve stromal invazyon yoksa borderline, stromal invazyon varsa
maligndir. (Cevap C)

81. Over tümörlerinden hangisi germ hücrelerinden kaynaklanmaz?


A) Teratom
B) Endometrioid tümör
C) Endodermal sinüs tümörü
D) Koryokarsinom
E) Disgerminom

Germ hücrelerinden kaynaklanan tümörler tüm over tümörlerinin %15–20’sini oluşturur. En sık 0–25 yaş arası
görülür. Teratom, disgerminom, endodermal sinüs tümörü ve koryokarsinom germ hücrelerinden kaynaklanır.

Endometrioid tümör ise yüzey epitelinden kaynaklanır. Germ hücre tümörlerinin %95’ini benign kistik teratom
oluşturur. Germ hücre tümörlerinin %10’u mikst tiptir ve en sık disgerminom ve yolk sac tümörü beraberliği
vardır. (Cevap B)

82. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi yüzey epitel orijinli değildir?


A) Brenner tümörü
B) Endodermal sinüs tümörü
C) Berrak hücreli tümör
D) Müsinöz karsinom
E) Endometrioid tümör
(Cevap B)

83. Overin endodermal sinüs tümörü nereden kaynaklanır?


A) Yüzey epitelinden
B) Germ hücrelerinden
C) Sex–kord stromasından
D) Endometriozis odağından
E) Metastaz

Over tümörlerinin %65–70’i yüzey epitelinden kaynaklanır. 20 yaş üzerinde görülürler. Çoğu over korteksindeki
epitelyal kistler veya fallop tüpü fimbrial uçtan kaynaklanır. Yüzey epitelinden kaynaklanan tümörler: benign
lezyonlar genellikle kistiktir (kistadenoma) ve stromal komponent içerebilirler (cyst adenofibroma). Malign
tümörlerde kistik (kistadenokarsinoma) veya solid (karsinoma) olabilirler. Bazı epitelyal tümörler intermedyer
gruptadır.
Risk faktörleri: nulliparite, aile hikayesi, evlenmemiş veya düşük doğum sayısıdır. OKS riski azaltır. Seröz
tümörler en sık görülen epitelyal over tümörleridir ve malign over tümörlerinin büyük kısmını oluştururlar.
Seröz tümörler % 69 benign, % 15 borderline ve % 25 maligndir.

Seröz tümör, müsinöz tümör, endometrioid tümör, berrak (clear) hücreli tümör, Brenner tümörü ve kist
adenofibrom yüzey epiteli kaynaklıdır. Endodermal sinüs tümörü, teratom, immatür teratom, struma ovari,
disgerminom ve koryokarsinom germ hücrelidir.

Fibrom, granüloza–teka hücreli tümör ve Sertoli–Leydig hücreli tümör seks–kord stroma kaynaklıdır. (Cevap B)

84. Psammom cisimleri görülen ve en sık çift tarafı olan over tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Brenner tümörü
B) Disgerminom
C) Müsinöz kistadenom
D) Müsinöz kistadenokarsinom
E) Seröz kistadenokarsinom

Tüm over kanserlerinin yaklaşık %40’ını oluşturan seröz kistadenokarsinom en sık görülen malign over
tümörüdür. Kistler papiller yapılar, berrak kist sıvısı, kanama,nekroz ve çok sayıda Psammom body içerir.
Benign seröz tümörleri %25’i çift taraflı iken malignlerin %65’i çift taraflıdır. Müsinöz tümörler
ise seröz tümörlerle karşılaştırıldığında daha az görülür, daha az oranda (%10) maligndir ve malignleri daha az
oranda çift taraflıdır. Müsinöz tümörlerin % 10’u malign, % 10’u borderline ve % 80’i benigndir. (Cevap E)

85. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi en az çift tarafı görülür?


A) Seröz kistadenom
B) Endometrioid karsinom
C) Müsinöz kistadenom
D) Clear cell karsinom
E) Seröz kistadenokarsinom

Primer over tümörleri diğer organlara göre daha sık bilateral olmaya eğilimlidir. En sık bilateral görülen over
tümörü %65 seröz kistadenokarsinomdur. Seröz kistadenomlar %25 bilateraldir. Müsinöz kistadenomların
%5’i ve müsinöz kistadenokarsinomların %20’si bilateraldir. Bilateral müsinöz tümörler GİS
metastazlarından ayrılmalıdır. Endometrioid karsinom ve Clear cell karsinom %30’a yakın çift taraflıdır.
Endometrioid karsinomda % 15-30 oranında endometrioid karsinomda vardır. (Cevap C)

86. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi transizyonel epiteli andırır gruplar içerir?
A) Brenner tümörü
B) Seröz kistadenom
C) Seröz kistadenokarsinom
D) Disgerminom
E) Müsinöz kistadenokarsinom.

Brenner tümörü seyrek rastlanan solid, çoğu iyi huylu bir tümördür ve değişici epitel adaları içerir. Düzgün
kapsüllü olan Brenner tümörünün yüzey epiteli yanında ürogenital epitelden kaynaklandığını ileri sürenlerde
vardır. Seröz tümörler tuba epiteline, müsinöz tümörler endoserviks epiteline benzer epitele sahiptirler.
(Cevap A)

87. Over ve uterusta senkron olarak en sık görülen kanser aşağıdakilerden hangisidir?
A) Seröz kistadenokarsinom
B) Müsinöz kistadenokarsinoma
C) Clear cell karsinoma
D) Endometrioid karsinom
E) Teratokarsinom
Yüzey epitelinden veya endometriozis odağından gelişen endometrioid karsinom over ve uterusta aynı histolojiye
sahiptir. %15–30 oranında her iki organda da görülür. Over tümörünün uterusa metastazı mı veya uterusun
overe metastazı mı yoksa senkron gelişen bir tümör mü ayırmak çoğu zaman mümkün değildir. Böyle
tümörler nispeten iyi prognozludur. Clear cell karsinomda endometriozis odağından gelişebilir ve
endometrioid tip endometrium kanseri ile birliktelik gösterir. (Cevap D)

88. Peritoneal kavitenin yumurta akını anımsatan bir materyal ile dolu olduğu tüm serozal yüzeylerde çok
sayıda tümör implantı ve batın organlarının birbirine yapışık olduğu duruma hangi over tümörü yol açar?
A) Brenner tümörü
B) Seröz kistadenom
C) Seröz kistadenokarsinom
D) Disgerminom
E) Müsinöz kistadenokarsinom

Tarif edilen bulgular Pseudomiksoma peritoneidir ve bu overin veya diğer organların müsinöz
kistadenokarsinomun metastazı veya rüptürü ile oluşur. Borderline vakalardada pseudomiksoma peritonei
görülebilir. Rüptüre over tümörlerinden peritona ekilme olabilir, bununla birlikte bu birikimlerin çoğu
zamanla regrese olur. Regrese olmayanlar genellikle GİS kaynaklıdır. Müsinöz tümör çocukta en sık görülen
over yüzey epiteli kaynaklı tümördür. Müsinöz tümörler daha büyüktürler ve daha multilokülerdir ve berrak
olan seröz karşılıklarına göre daha koyu ve yapışkan müsinöz sıvı içeririr, serozal penterasyon ve solid alanlar
malignensiyi düşündürür. Atipik hücreler 4 sıradan azsa borderline, çoksa ve stromal invazyon varsa müsinöz
karsinom adını alır. (Cevap E)

89. Overde sıklıkla görülen içinde kıl, diş ve sebase materyal bulunan germ hücre kökenli tümör
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Disgerminom
B) Matür kistik teratom
C) Malign teratom
D) Endodermal sinüs tümörü
E) Koryokarsinom
(Cevap B)

90. Yirmi yaş altında en sık görülen over tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Disgeminom
B) Seröz kistadenokarsinom
C) Tekoma
D) Matür kistik teratom
E) İmmatür teratom

Germ hücreli tümörler tüm over malignitelerinin %15– 20’sini oluştururken 20 yaş altındakilerin 2/3 ünü
oluştururlar. Matür kistik teratom ( benign dermoid kist) gençlerde en sık görülen benign over tümörüdür.
Germ hücre kaynaklıdır ve üç germ yaprağına ait dokuları içerir. En sık ektoderme ait parçalar ile kıl, diş ve
sebase materyal bulunur. Genellikle tek taraflıdır, bazen torsiyone, rüptüre veya infekte olabilir. (Cevap D)
91. 21 yaş altındaki kadınlarda görülen germ hücreli tümörlerin yaklaşık olarak yüzde kaçı maligndir?
A) %10
B) %30
C) %50
D) %70

E) %90

Germ hücreli tümörler ovariumda primitif germ hücrelerinden köken alırlar. 30 yaş altındaki kadınlarda en sık
görülen neoplazmdır. (Bebeklerde ve çocuklarda görülen ovarian neoplazilerinin %60’ıdır). 21 yaş
altındakilerde görülen germ hücreli tümörlerin 1/3’ü maligndir. 10 yaş altındaki kızlarda görülen germ hücreli
tümörlerde malignansi insidansı %84’e çıkmaktadır. Genç kadınlarda over malignensilerinin en sık görüleni
germ hücreli tümörlerdir. (Cevap B)

92. Dermoid kistlerin malign dönüşümü geliştiğinde hangi tümör daha sık görülür?
A) Fibrosarkom
B) Skuamöz hücreli karsinom
C) Tiroid foliküler karsinom
D) Seröz kistadenom
E) Endometrioid tümör

Dermoid kistlerin %1’inde doku elemanlarının herhangi birinin malign dönüşümü görülebilir ve bu sıklıkla skuamöz
hücreli karsinom şeklinde olur. Adenokarsinom, karsinoid tümör, tiroid karsinomu ve melanomlar da görülebilir.
Bir teratomda özellikle immatür nöroepitelyal yapılar olmak üzere diğer immatür yapıların bulunması immatür
(malign) teratomu gösterir. Tüm benign over teratomlarının karyotipi 46 XX’dir. (Cevap B)

93. Over dokusunda tiroid dokusunun yer almasıyla karakterize germ hücre kökenli over tümörü hangisidir?
A) Kistik teratom
B) Struma ovarii
C) Matür teratom
D) Dermoid kist
E) Kruckenberg tümörü
Struma overi overde bazen fonksiyone olabilen tiroid dokusu olmasıdır, spesiyalize monodermal teratom
örneğidir. (Cevap B)

94. İmmatür teratomla ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?


A) En sık görülen malign germ hücreli tümördür.
B) Genellikle bilateraldir.
C) Alfa–fetoprotein üretirler.
D) Genellikle 20 yaş altında görülür.
E) Malign skuamöz hücre elemanları vardır.

İmmatür teratomlar disgerminomdan sonra ikinci en sık malign germ hücreli tümördür. Bu tümörlerin %75’i 20 yaş
altında tanı alır. Nadiren bilateraldir. İmmatür teratomlar embriyonel doku içerirler. Tümörün grade’i nöro-
ektodermal dokunun matüritesine ve miktarına bağlıdır. Tümörlerin %40’ında saç vardır, kalsifiye kemik ise
genellikle bulunur. İmmatür teratomlar alfa fetoprotein ve hCG üretmezler. (Cevap D)

95. Gebe olmayan kadında gebelik testi pozitifiğine yol açabilen over tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kistik teratom
B) Endodermal sinüs tümörü
C) Koryokarsinom
D) Disgerminom
E) Brenner tümörü

Koryokarsinoma hCG salgılar bu da pozitif gebelik testine yol açabilir. (Cevap C)

96. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi radyoterapiye en duyarlıdır?


A) Disgerminom
B) Fibrom
C) Arhenoblastom
D) Seröz kistadenokarsinoma
E) Tekom

Germ hücreli malign tümörlerden olan disgerminom radyosensitif olduğundan prognozu oldukça iyidir. Kapsül
dışına yayılmadıysa basit salpingoooferektomiden sonra bile prognoz mükemmeldir. Konservatif cerrahi
tedaviden sonra %15’e yakın nüks gösterebilir. Ancak rekürren vakaların büyük çoğunluğu radyoterapiye ile
tam remisyona girer. Disgerminom seminomun overdeki karşılığıdır. En sık görülen malign germ hücreli
tümördür. Disgerminom immünohistokimyasal olarak OCT4 ile pozitif boyanır. (Cevap A)

97. Makroskobik olarak overde unilateral, solid, bazen de kistik gelişen, salgıladığı östrojen nedeniyle kız
çocuklarda erken cinsel gelişmeye, yetişkinlerde ise endometriyal hiperplazi ve karsinoma neden olan
overin seks kord tümörü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Granüloza teka hücreli tümör
B) Disgerminom
C) Fibroma
D) Sertoli Leydig hücreli tümör
E) Hilus hücreli tümör
(Cevap A)

98. Aşağıdakilerden hangisi germ hücreli over tümörü değildir?


A) Teratom
B) Disgerminom
C) Granüloza hücreli tümör
D) Embriyonel karsinom
E) Koryokarsinom

Germ hücreli tümörler çocukluk çağının en sık gözlenen over tümörlerindendir. Tüm over kanserlerinin % 15–
20’sini oluşturur.

Germ hücreli tümörler;

* Disgerminom
*Teratom
* Koryokarsinom
* Endodermal sinüs tümörü
* Embriyonel karsinom
* Mixt form
Granüloza hücreli tümör, seks kord tümörlerin en sık görülenidir. Call Exner cisimcikleri ve kahve çekirdeği
tarzında nükleuslar görülür. Östrojen salgılar çoğunlukla postmenapozal görülür, ancak juvenil formunda
erken puberteye neden olur. Erişkinlerde bu tümöre % 60 endometrial hiperplazi, % 10 endometrial karsinom
eşlik eder. Dokuda ve serumda inhibin düzeyi yükselir. (Cevap C)
99. Aşağıdaki tümörlerden hangisinin primeri bazen tamamen nekroze olabilir ve tanısı metastazından
konabilir?
A) Basal hücreli karsinom
B) Malign melanom
C) Koryokarsinom
D) Adenoid kistik karsinom
E) Tuba uterina adenokarsinomu

Koryokarsinom yaygın nekroz gösterir. Primer lezyon kendi kendine yok olabilir ve yalnızca metastazlarından
tanıya gidilebilir. % 50 akciğer, % 30-40 vajina, sonra beyin, karaciğer ve böbreğe yayılır.
Koryokarsinom endoder mal sinüs tümörü gibi malign germ hücrelerinin ekstraembriyonik diferansiasyonuna bir
örnektir. (Cevap C)

100.Aşağıdakilerden hangisi kemoterapiye daha iyi cevap veren tümördür?


A) Gestasyonel koryokarsinom
B) Testis teratokarsinom
C) Over granülosa hücreli tümör
D) Endometrium karsinomu
E) Serviks karsinomu

Overde nadir gö rü len koryokarsinom daha çok uterusta gö rü lü r. Koryokarsinom %50 komplet molü izler.
Sonra %25 oranında dü şü ğ ü takiben %22 normal gebelik ve %3 ektopik gebelikten gelişir. Mol
hidatiform ve invazif molden farklı olarak villuslar yoktur ve tü mö r sitotrofoblast ve
sinsityotrofoblastlardan oluşur.
Pü r koryokarsinom nadirdir, genellikle diğ er germ hü creli tü mö rlerle karışıktır. Aktinomisin D, metotreksat
ve siklofosfamide çok iyi cevap verir. Plasental kaynaklı %100’e yakın tedavi olur hatta normal doğ um bile
yapabilirler. Over kaynaklı koryokarsinom genellikle tedaviye cevapsızdır ve sıklıkla fetaldir. (Cevap A)

101.Schiller–Duval cisimlerinin görüldüğü ve klinik olarak hızlı büyüyen karın kitlesi ile karakterize, hastaların
yarısında semptomların hızlı geliştiği tümör aşağıdakilerden hangisidir?
A) Endometrioid tümör
B) Embrional karsinom
C) Endodermal sinüs tümörü
D) Disgerminom
E) Seröz kistadenokarsinom

Endodermal sinüs tümörü (Yolk sac tümörü) malign germ hücreli tümörlerin %20’sini oluşturur. Hızlı büyüyen
batın kitlesi ile karakterizedir. Öyleki hastaların yarısında semptomlar doktora başvurmadan bir kaç ay veya
daha kısa bir süre önce başlamıştır. 40 yaşın üzerindeki hastalar seyrek olarak etkilenir. Schiller–Duval
cisimciği ve hyalen cisimcikler görülen bu tümörün prognozu kötüdür. Alfa–fetoprotein tümör belirleyicisidir.
(Cevap C)

102.Call–Exner cisimciklerinin görüldüğü ve erken seksüel gelişmeye de yol açabilen tümör aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Disgerminom
B) Gynandroblastom
C) Granüloza hücreli tümör
D) Sertoli–Leydig hücreli tümör
E) Struma overi

Seks–kord stromal tümörlerden olan granüloza hücreli tümör malign potansiyelli, östrojen salgılama kapasitesi
dolayısıyla prepubertede erken seksüel gelişimi, yetişkinlerde endometrial hiperplazi, endometrial karsinom
ve memenin kistik değişiklikleriyle birlikte olabilen bir tümördür. Mikroskopisinde Call Exner cisimcikleri ve
kahve çekirdeği görünümü vardır. Disgerminom seminomun overde görülen karşılığıdır. Struma overi overde
bazen fonksiyone olabilen tiroid dokusu olmasıdır, spesiyalize monodermal teratom örneğidir.
Gynandroblastom granülosa–teka hücreleri ve Sertoli–Leydig hücrelerinin eşit karışımından oluşan bir
tümördür. (Cevap C)

103. Ağrı, pelvik kitle, hidrotoraks ve asiti olan 45 yaşındaki kadında hangi tümörün görülmesi daha olasıdır?
A) Müsinöz adenokarsinom
B) Disgerminom
C) Koryokarsinom
D) Fibrom
E) Endodermal sinüs tümörü

Soruda anlatılan bulgular overde tümör (Fibrom), sağ tarafta hidrotoraks ve asit Meigs sendromudur ve fibromda
görülür. Sert, unilateral bir tümördür. Bazal hücreli nevüs sendromu ile birlikte görülebilir. 10 büyük
büyültme alanında üçten fazla mitoz varsa fibrosarkom denir. Endodermal sinüs tümörü alfa fetoproteinin
belirleyici olduğu ve Schiller Duval cisimciğinin görüldüğü nadir, germ hücreli bir tümördür. (Cevap D)

104.Virilizasyonun sık görüldüğü over tümörü aşağıdakilerden hangisidir?


A) Tekoma
B) Granulosa hücreli tümör
C) Fibroma
D) Sertoli Leydig hücreli tümör
E) Brenner tümörü

Sertoli Leydig hücreli tümör androjen üretir ve defeminizasyon ve maskülinizasyona neden olabilir. Fibroma hariç seks
kord tümörleri steroid hormon üretirler thecoma en etkili östrojen üreten tümördür. Seks kord stromal tümörlerin
çoğu soliter ve unilateraldir. Serttir, hormonal aktiviteye bağımlı olarak rengi sarıya kayabilir. (Cevap D)

105.Meme ve uterus atrofisi, kıllanma, akne ve ses değişikliklerinin görüldüğü over tümörü aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Granüloza hücreli tümör
B) Sertoli–Leydig hücreli tümör
C) Disgerminom
D) Endodermal sinus tümörü
E) Embrional karsinoma

Granüloza hücreli tümör hiperöstrojenizme bağlı bulgular oluşturur. Sertoli–Leydig hücreli tümör (Androblastom)’ ün
endokrin aktivitesi sıklıkla androjeniktir. Amenore, meme ve uterus atrofisi de dahil maskulinizasyon, en azından
defeminizasyon, kıllanma, akne, saç hattının gerilemesi, kliteromegali ve ses değişikliklerine yol açabilir.
(Cevap B)

106.Aşağıdaki durumlardan hangisinde serumda insan koryonik gonadotropin (hCG) artışı gözlenmez?
A) Koryokarsinom
B) Mol hidatiform
C) Normal gebelik
D) Over granüloza hücre tümörü
E) Testis mikst germ hücre tümörü

Overin granüloza hücre tümörleri karakteristik olarak, östrojen salgılarlar.


(Cevap D)

107.Aşağıdakilerden hangisi germ hücre ve seks– kord stromal hücrelerden oluşan ve seksüel anomali olan
kişilerde oluşur?
A) Gonadoblastom
B) Fibrotekoma
C) Steroid hücreli tümör
D) Gynandroblastom
E) İmmatür teratom
Gonadoblastom germ hücre + seks–kord stromal hücrelerden oluşan kombine bir tümördür. Seksüel anomali olan
kişilerde gelişir. Y kromozomu taşıyan, XY gonadal disgenezi durumlarında oluşur. Risk %25’tir.
Disgerminoma benzer primitif germ hücreleri ve sertoli hücresi ve granüloza hücresine benzeyen seks kord
stromal hücreler birliktedir. (Cevap A)

108.BRCA-1 mutasyonu taşıyıcılarında en sık görülen over kanser tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Seröz adenokarsinom
B) Endometrioid adenokarsinom
C) Müsinöz adenokarsinom
D) Brenner tümörü
E) Disgerminom

(Cevap A)

109.Otuz yaşındaki kadın hastanın her iki overinde tümör var ve bu uterusa veya tüplere yayıldıysa hangi
evrededir?
A) Evre I A
B) Evre I B
C) Evre II A
D) Evre II B
E) Evre III

Over tümörlerinde,
Evre I overe sınırlıdır. IA–Tek overde ve asit yok, IB iki overe sınırlı, asit yok
Evre IC–IA veya IB+ asit var.
Evre II pelvik yayılım ve bir veya iki over tutulumu.
Evre IIA–Uterusu veya tüplere yada ikisine birden yayılımı veya metastaz
IIB–Diğer pelvik dokulara yayılım
IIC–IIA veya IIB + asit yada peritoneal yıkama pozitifliği
Evre III–Pelvis dışına intraperitoneal, nodların tutumu
Evre IV–Uzak metastaz.
(Cevap C)

110.Over karsinomunun en sık metastaz yaptığı yer aşağıdakilerden hangisidir?


A) Kontralateral over
B) Uterus
C) Periton
D) Karaciğer
E) Akciğer

Over karsinomunun metastaz yaptığı yerler sıklık sırasına göre: Periton (%85), Omentum (%70), Kontralateral
over (%70), Karaciğer (%35), Akciğer (%25), Uterus (%20), Vajen (%15). Genellikle pelvik yapılardan daha
ileriye invazyonun olması, peritoneal seroza ve kolon yüzeyinde ilerlemesiyle barsak obstrüksiyonuna neden
olur, böylece malnütrisyon ve ölüm meydana gelir. Over kanserinin yaklaşık %10’u aileseldir ve bunlarda
özellikle seröz kanserlerde sık BRCA mutasyonları görülür. Over kanserini taramada CA–125 ve oste opontin
kullanılabilir. (Cevap C)

GÖZDEN GEÇİRME

(Aşağıdaki konularla ilgili olarak hatırladıklarınızı gözden geçiriniz ve yazınız...)

Paget hastalığı
Vulvar intraepitelial neoplazi
Condyloma accuminatum
Lichen sklerozis
Papiller hidroadenom
Lichen simpleks kronikus
Lichen planus
Condiloma accuminata
Condiloma lata
Gardnerella vajinit
N. gonore enfeksiyonları
Trichomonas vajiniti
Kandida vajiniti
Klamidyal vajinit
Şankroid
Lenfogranüloma venerum

Sarkoma Botryoides
Human papilloma virüs
smear testi
Serviks karsinomu
Endometriozis eksterna
Adenomiyozis
Endometrial siklus
Arias–Stella reaksiyonu
Desidualizasyon
Ektopik gebelik
Kronik endometrit

Anovulatuar siklus
Endometrial hiperplazi

İrregüler shedding
Endometrium atrofisi
Endometrial karsinom
endometrial adenoakantom

PID

RIA

Oral kontraseptif
Leiomyomlar
Malign mikst müllerian tümörler
Plasenta previa
Plasenta accreta
Plasenta percreata
Plasental infarktüs
Gebelik toksemisi
Desidua
Trofoblast
Plasenta
Mol hidatiform
Plasental site trofoblastik tümör
Koryokarsinom
Teka–Lutein kisti
Naboth kisti
Gardner kisti
Morgagni kisti
Bartholin kisti
Kronik salpenjit
Tüberküloz
polikistik over sendromu
Hematosalpenks
Corpus granülosa
Corpus albicans
Graf folikül
Teratom
Endometrioid tümör
Endodermal sinüs tümörü
Koryokarsinom
Disgerminom
Brenner tümörü
Endodermal sinüs tümörü
Berrak hücreli tümör
Müsinöz karsinom
Müsinöz kistadenom
Müsinöz kistadenokarsinom
Seröz kistadenom
Seröz kistadenokarsinom
Matür kistik teratom
İmmatür teratom
Granüloza teka hücreli tümör
Fibroma
Sertoli Leydig hücreli tümör
Hilus hücreli tümör
Call Exner cisimcikleri

You might also like