You are on page 1of 4

MİMARLIK TARİHİ 2022-2023 VİZE

ANTİK UYGARLIKLARDA ÖLÜM VE ÖLÜM MİMARİSİ


Antik dönem Mısır, Hitit ve Türk uygarlıkları, ölüm ve ölüm mimarisi
konusunda benzersiz özelliklere sahipti. Bu uygarlıkların her biri, ölüm ve ölüm
sonrası yaşama dair farklı inançlara sahipti ve bu inançlar, mimari yapılarının
tasarımına yansıdı.
Antik dönem Mısır'da ölüm, yaşamın devamı olarak görülürdü. Firavunlar,
ölümden sonra yaşamın süreceğine inanırlardı ve bu nedenle ölüm mimarisi,
firavunların ölümsüzlüğünü vurgulayan yapılar şeklinde tasarlanırdı. Piramitler,
firavunların gömüldüğü en ikonik yapıdır ve bu yapılar, firavunların
ölümsüzlüğüne inançlarını yansıtır.
Hitit uygarlığı ise, ölüm ve ölüm sonrası yaşama dair farklı bir inanca sahipti.
Hititler, ölüm sonrası yaşama dair inançlarını, yeraltı dünyasına duydukları
saygıyla birleştirirlerdi. Bu nedenle, Hititlerin ölüm mimarisi, yeraltı dünyasına
saygı gösteren yapılar şeklinde tasarlanırdı. Hititler, ölüleri kaya mezarlarına
gömerlerdi ve bu mezarlar, ölen kişinin itibarını vurgulayan dekorasyonlarla
süslenirdi.
Türk uygarlıkları da, ölüm ve ölüm sonrası yaşama dair farklı bir inanca
sahipti. Türkler, ölen kişinin ruhunun yaşamını sürdüreceğine inanırlardı ve bu
nedenle ölüm mimarisi, ölen kişinin ruhunun huzur içinde olacağı yapılar
şeklinde tasarlanırdı. Türkler, ölüleri toprağa gömerlerdi ve mezarlar, ölen
kişinin itibarını yansıtan anıtlarla süslenirdi. Ayrıca, Türklerin bazı uygarlıkları,
ölen kişinin ölümden sonra varlığına işaret eden, mezarın üzerinde yükselen bir
anıt şeklinde inşa edilmiştir.
Sonuç olarak, antik dönem Mısır, Hitit ve Türk uygarlıklarının ölüm ve ölüm
mimarisi konusunda benzersiz özellikleri vardı. Bu uygarlıkların her biri, ölüm ve
ölüm sonrası yaşama dair farklı inançlara sahip olmalarına rağmen, tümü ölen
kişinin itibarını vurgulayan yapılar inşa etmişlerdir.

ANTİK DÖNEM MISIR UYGARLIĞI


Antik Mısır'da ölüm ve ölüm sonrası yaşam inancı, mimariye de yansımıştır.
Özellikle ölüm mimarisi, Mısırlıların ölüm inancı ve ölümden sonraki yaşama
dair fikirleri ile şekillenmiştir.
Antik Mısır'da ölen kişiler, mumyalama işlemi sonrası özel olarak inşa edilmiş
mezarlarında gömülürlerdi. Bu mezarların en önemli özelliği, ölen kişinin
bedeninin korunması için yapılmış olmalarıydı. Mezarlar, genellikle ölen kişinin
statüsüne ve varlığına uygun şekilde inşa edilir ve ölümden sonra yaşama geçişi
kolaylaştırmak için çeşitli nesnelerle donatılırdı.
Antik Mısır'da ölüm mimarisi, piramitlerle özdeşleştirilir. Piramitler, Mısır
firavunlarının mezarları olarak inşa edilmiştir. Bu yapılar, 4 yüzeyi üçgen şekilli
ve yükseklikleri oldukça yüksek olan yapılar olarak bilinir. Piramitlerde ölen
firavunun bedeni mumyalanarak saklanır ve piramidin içinde bulunan odalarda
yer alırdı. Piramitler, ölümden sonraki yaşama geçişi kolaylaştırmak için özel
olarak inşa edilmiş koridorlar, boşluklar ve odalar içermekteydi.
Mısır mimarisinde, ölümden sonraki yaşama geçiş inancı ve ölümden sonra
ruhun bedeni terk edip başka bir boyuta geçeceği fikri vardı. Bu nedenle,
mezarlar ve piramitlerin içinde, ölen kişinin ruhunu korumak ve ölümden
sonraki yaşama hazırlamak için mumyalama ekipmanları, yiyecekler, içecekler
ve hatta hizmetçiler bile yerleştirilirdi.
Antik Mısır'da ölüm mimarisi, günümüzde bile büyük bir hayranlıkla
incelenen ve dünya mirası olarak korunan yapılar bırakmıştır. Bu yapılar, Mısır
medeniyetinin inançlarını, sanatını ve teknolojik ilerlemesini yansıtan önemli
eserlerdir.

Antik Mısır'da, ölüm ve ölüm sonrası yaşam, günlük hayatın ayrılmaz bir
parçasıydı ve bu inançlar, birçok nesneye yansıtılmıştı. İşte Mısır'da ölümle ilgili
nesnelerden bazıları:
1. Sargı: Antik Mısırlılar, ölen kişinin bedenini korumak ve ölümden sonra
yeniden dirilişe hazırlamak için sargılar kullanırlardı. Bu sargılar, genellikle
sarı, beyaz ve mavi renklerde dokunurdu ve üzerinde ölen kişinin adı,
resmi ve koruyucu tanrı figürleri bulunurdu.
2. Amuletler: Mısırlılar, ölen kişinin bedenindeki organların korunması için
amuletler kullanırlardı. Bu amuletler, çoğunlukla farklı hayvanların
sembolik temsilleriydi. Örneğin, Anubis'in başı, kalp amuletlerinde sık sık
kullanılırdı.
3. Kanopik Kavanozlar: Mısırlılar, ölen kişinin organlarını saklamak için
kanopik kavanozlar kullanırlardı. Bu kavanozlar, genellikle farklı tanrıların
sembolik temsilleriydi ve ölen kişinin akciğerleri, karaciğerleri, midesi ve
bağırsakları gibi organları içinde saklanırdı.
4. Kartuşlar: Kartuşlar, antik Mısır'da ölümden sonra yeniden dirilişin
sembolüydü ve genellikle ölen kişinin ismi, ölüm tarihi ve koruyucu tanrı
figürleri ile süslenirdi.
5. Yüz Maskeleri: Firavunlar, ölüm sonrası yaşama dair inançlarına uygun
olarak yüz maskeleri takarlardı. Bu maskeler, genellikle altın veya değerli
taşlarla süslenir ve ölen kişinin yüzünü sembolik olarak korurdu.
6. Piramitler: Piramitler, Mısır'da en ikonik ölüm mimarisi yapılarıdır ve
firavunların ölümsüzlüğüne inançlarını yansıtır. Piramitler, genellikle ölen
firavunun hazineleri ve mezar eşyaları ile birlikte inşa edilirdi.
Tüm bu nesneler, antik Mısır'da ölüm ve ölüm sonrası yaşama dair
inançların bir yansımasıdır ve Mısırlılar, ölümün doğal bir süreç olduğuna
inanarak, ölen kişinin bedenini korumak ve ruhunu hazırlamak için bu nesneleri
kullanmışlardır.

Antik Mısır'da, ölüm ve ölüm sonrası yaşam inancı günlük hayatın ayrılmaz bir
parçasıydı ve toplumun her kesiminde hissediliyordu. Bu inançlar, günlük
yaşamın birçok yönüne etki ediyordu. İşte antik Mısır'da ölümün günlük yaşama
etkilerinden bazıları:
1. Tapınak Ritüelleri: Mısırlılar, ölüm ve ölüm sonrası yaşama dair
inançlarını tapınak ritüelleriyle yaşatırlardı. Tapınaklarda gerçekleştirilen
ritüellerde, ölen kişinin ruhu ve ölüm sonrası yaşama geçişi için dualar
okunur, sunaklarda kurbanlar kesilir ve çeşitli sembolik eylemler
gerçekleştirilirdi.
2. Mezarların İnşası: Antik Mısır'da, ölen kişilerin mezarları, yaşayanlar
tarafından inşa edilirdi. Mezarlar, genellikle ölen kişinin statüsüne ve
varlığına uygun şekilde inşa edilir, ayrıca ölümden sonra yaşama geçişi
kolaylaştırmak için çeşitli nesnelerle donatılırdı.
3. Mezar Ziyaretleri: Mısırlılar, ölen kişilerin mezarlarını düzenli olarak
ziyaret ederlerdi. Bu ziyaretlerde, ölen kişinin ruhunun huzuru için dualar
okunur ve mezarın bakımı yapılırdı.
4. Mumyalama: Mısırlılar, ölen kişinin bedenini korumak ve ölüm sonrası
yaşama hazırlamak için mumyalama işlemi yaparlardı. Bu işlem, ölen
kişinin bedeninin kurutulması ve koruyucu maddelerle sarılması ile
gerçekleştirilirdi.
5. Ölü Gömme Geleneği: Antik Mısır'da, ölen kişinin gömülmesi bir aile
sorumluluğuydu ve genellikle cenaze törenleri de yapılmazdı. Ölen kişinin
yakınları, gömme işlemini gerçekleştirir ve ölen kişinin mezarına
eşyalarını, yiyeceklerini ve hatta bazen hizmetçilerini bile yerleştirirdi.
Tüm bu uygulamalar, antik Mısır'da ölümün günlük yaşama nasıl etki ettiğinin
göstergeleridir. Mısırlılar için ölüm, doğal bir süreçti ve ölen kişinin ruhunun
ölümden sonra yaşama geçişi kolaylaştırılması için çeşitli ritüeller ve
uygulamalar gerçekleştirilirdi.

You might also like