You are on page 1of 42

SOSYAL PSİKOLOJİ

fatihkocapdr
fatihkocapdr
Sosyal Psikoloji
Sosyal psikoloji, insan davranışlarının diğer bireylerin somut ya da hayali varlıklarından nasıl
etkilendiğini inceleyen çalışma alanıdır.
Sosyal psikolojinin en temel konusu yüklemedir. İnsan deneyimleri anlama ve kendi geleceklerini
denetleme arzusu içindedir. Bu anlamda sürekli başkalarının davranışlarını incelerler
Yükleme Kuramı
Yükleme çalışmaları bireylerin davranışları nasıl anlamlandırmaya çalıştığı ile ilgili incelemeler
yapar. Bu anlamda davranışı yapan birey bu davranışı kişilik özelliklerinden dolayı mı yoksa
çevresel şartlardan kaynaklı mı yapmıştır sorusunun cevabını arar.
Bir apartmanda yangın çıktığını gören birey yangını diğer kalabalıkla birlikte izlemeye başlar. O
esnada bir kadının binada mahsur kaldığını görür. Hemen apartmana girer ve kadını kurtarır.
Acaba bireyin bu davranışı merhamet özelliğinden mi yoksa yangını izleyen diğer
komşularından mı kaynaklanmaktadır.
İki tür yükleme vardır:
İçsel yükleme: Bireyin davranışlarının nedenleri zeka, kişilik, çalışkanlık gibi kişisel özelliklerle
açıklanır.
Dışsal yükleme: Olaylara ve kişinin kendinde olmayan faktörlere yaptığı atıftır.
Dikkat: İnsan yeterince bilgi edinemediği, gözlem yapamadığı durumlarda içsel atıf yapma
eğilimi fazladır.
Kelly Kovaryasyon Modeli
Bireyler yükleme yaparken, yani davranışları değerlendirirken aşağıdaki üç tip bilgiyi kullanır. Bu
faktörlerde düşük puanlar davranışın bireyin kişiliği ile ilişkili olduğunu, yüksek faktörler ise
bireyin davranışının dış şartlar ile ilişkili olduğunu ortaya koyar.
Tutarlılık: Birey farklı zamanlarda aynı şekilde davranmış mıdır?
Ayırt edicilik: Davranış sadece var olan kişi ya da durumla mı ilişkilidir?
Konsensus: Bu kavram diğer insanların davranışlarının da dikkate alınmasını açıklar. Daha basit
tanımla diğer insanların da benzer durumda aynı şekilde davranıp davranmadığını açıklar
Temel Atıf-Yükleme Hataları
Dört tür temel yükleme hatasından bahsedilebilir. Bu hatalar şöyle açıklanır:
Temel atıf hataları: Bireyin davranışlarının olayın gerçekleştiği duruma değil, kişiliğe
bağlanmasıdır.
Örnek Bir otobüste muavin suratsız olduğu için yolcular onu kaba biri olarak
değerlendirmektedir. Fakat muavin üç gündür hiç mola vermeden sadece dört saat
uyuyarakçalışmaktadır ve çok yorgundur. Burada suratsızlığı doğrudan kişilik ile eşleştirilmiştir. Bu
durum temel yükleme hatasıdır.
Gözlemci-Aktör etkisi: Birey olayın içindeyken davranışları çevresel faktörlerle açıklarken, olayın
şahidi olduğu durumlarda davranışları kişilikle açıklama eğilimindedir.
Not: Bunun sebebi, aktörün olay hakkında daha detaylı bilgi sahibi olması ve bireyin yaşadığı
suçluluk ya da korkuyu azaltmasıdır.
Örnek Birey çocuğu parkta yere düştüğünde çocuğunun çok hareketli olmasından dolayı durumu
gözden kaçırdığını söylerken, başkasının çocuğu yere düştüğünde annebabanın dikkatsizliğine
vurgu yapmaktadır.
Kendini kayırma yanlılığı: Bireylerin başlarına gelen olumsuz olayları dışsal faktörlerle olumlu
olayları ise içsel faktörlere bağlama eğilimidir.
Örnek Öğrenci sınavdan yüksek not aldığında bunu kendisinin başardığını iddia ederken, düşük
not alırsa bunu öğretmenin konuları iyi anlatmamasına bağlar.
Yanlış fikirbirliği-konsensus: Kişinin kendi görüşlerini temel alarak herkesin kendisi ile aynı
görüşte olacağını düşünmesidir.
Örnek Bir öğrenci kursta sınavı olduğu için ders saatinin değişmesini ister. Herkesin de bunu
kabul edeceğini düşünerek dersi iptal eder. Ama bazı kişiler bu durumdan memnun olmaz
Tutumlar ve Tutum Değişimi
Tutum, bireyin herhangi bir konuya ilişkin duygu, düşünce ve davranış eğilimleridir.
Örnek
Patates kızartması sevmeyen biri (duygu), bunu kızartmanın zararlı olduğunu düşündüğü (düşünce)
için yemeyebilir (davranış).
Tutumların İşlevleri,
◦ Toplumsal uyum: Belli bir tutuma sahip olmak, amaca ulaşmayı ve beğenilmeyi kolaylaştırır. Örneğin
Müslüman olan toplumda Müslüman olmak, Hıristiyan olan toplumda Hıristiyan olmak rahatlatıcıdır
◦ Savunma mekanizmalarını ortaya çıkarma: Kabul edilmeyen, bastırılan iç çatışmaların yansımasına yardımcı
olur.
◦ Değer-kimlik ifadesi: Kişinin kendini ifade etmesine yardımcı olur. Benliğini ve değerini yansıtmaya yardımcı
olur. Örneğin çevreci olan bir birey pet şişelerin kullanılmasına karşı çıkar.
◦ Bilgilendirme işlevi: Tutumlar bir anlamda bilginin yorumlaması ile ilişkilidir. Yorumlanan bilgiye dayalı olarak
da tutumlar değişebilir. Sürekli arkadaşları ile birbirine küfür eden biri bu küfürlerle ilgili çok hassas
davranmayacaktır.
Tutum Değişimi ve İkna
Mesaj: Mesajı gönderen dışında mesajla ilgili özellikler de tutumlar üzerinde etkilidir.
◦ Dinleyenin ilk tutumundan orta derecede farklı ise
◦ Konunun hem lehinde hem de aleyhinde bilgi içeriyorsa
◦ Korku ya da istek gibi orta dereceli duygular varsa
◦ Orta derecede sıklıkla tekrar edilirse
◦ Dinleyene ne yapması gerektiği konusunda yol gösterici ise

Konuşan kişi/Kaynak: İkna için mesajı gönderen kişilerin de sahip olması gereken bazı özellikler
vardır.
◦ Konuştuğu konuda uzman olarak algılanırsa
◦ Bir konuda çıkarı yoksa (güvenilir)
◦ Hoş bir görünümü varsa
Dinleyen: Tutumların değişmesi için dinleyen üzerinde etki yapmak gerekir. Bu nedenle
dinleyenin durumuna da dikkat edilmelidir.
◦ Dinleyici meşgul ise
◦ Konuya kişisel ilgisi varsa
◦ Olumlu ruh hali içindeyse
Heider’ın Denge Kuramı
Heider’ın bilişsel tutarsızlığa ilişkin aşağıdaki varsayımları bulunmaktadır:
• Birey düşünceler arasında denge arar.
• Denge bozulduğunda, düşüncelerden birini ya da birkaçını değiştirir.
• Kişi veya düşünceler arasında iki tür ilişki bulunur;
➢ Birlik (Aynı birimin parçaları olarak, aynı fikirde olmak),
➢ Duygu (Tutum konusundan hoşlanıp, hoşlanmamaktadır).
Bilişsel Çelişki Kuramı (Leon Festinger)
Festinger’e göre bireyin davranışlarını önceki düşünce ve değerleri belirler. Bu değerler,
inançlar, tutumlar ve gereksinimler olabilir. Fakat asıl sorun bundan sonra başlar. Birey zamanla
bu değerleri ile çelişen yaşantılarla karşılaşabilir. Bu durum bireyin düşünce ve davranışlarında
meydana gelen tutarsızlık rahatsızlık verir. Festinger’e göre birey durumlar içerisinde en iyisini
değil, kendine en uygun olanı seçer.
Örnek
Bir kadın çok sevdiği aşığının kiralık katil olduğunu öğrenmesine rağmen onu sevmeye devam
eder.
Doktor zararlı olduğunu bilmesine rağmen sigara içmeye devam eder.
Eğer bu karşıt görüşler arasında seçme zorunluluğu varsa en iyisini değil, kendisiyle en
uyumlusunu seçerler. Bu açıdan bireyler faydacı bir anlayış güderler. Festinger bu sansürlemeyi
üç nedene bağlar:
Çaba açıklaması: Çok çaba harcayan bireyler elde ettikleri sonuca daha fazla değer verirler.
Yetersiz gerekçe: Bireyin davranış için teşvik edici şartların yeterli ya da yetersiz oluşudur.
Özgür seçim: Çok sayıda nesne arasında seçimde zorlanmasıdır.
Grup İçi Süreçler ve Tanımlar
Grup, ortak bir amaç için bir araya gelmiş, karşılıklı etkileşim ve bağımlılık içinde bulunan en az
iki kişiden oluşan yapıları tanımlar.
Ortak noktalar:
• Bir bireyin diğeriyle etkileşimde bulunması,
• Bireyin kendini gruba ait hissetmesi,
• Karşılıklı bağımlı olmaları,
• Ortak hedeflerin olması,
• Etkileşimlerde rol ve normların bulunması
Dikkat: Üyeler grup olduğunun farkında olmalıdır ve grubu düzenleyen bazı kuralların olması
gerekir. Aynı zamanda toplumsal grubun belli sürekliliğinin olması gerekir.
Grup Türleri
Formel-İnformel gruplar
Formel gruplar: Rasyonel olarak belli mevkilerce oluşturulan gruplardır. Emniyet, itfaiye, meclis
komisyonları vb.
İnformel gruplar: Formel grubun üyeleri kendi bireysel ihtiyaç ve duygularını tatmin etmek
amacıyla oluşturur. İnformal gruplar, sosyal ilişkiler, yakınlık, bağlılık gibi değerlerle korunur.
Emekli doktorlar derneği
Birincil-İkincil Duygular
Birincil gruplar: Yüz yüze ilişkilerin, dostluk ve sevgi bağlarının yüksek olduğu gruplardır. Gruplar
arası güven verici ilişkiler vardır. Bizlik duygusu vardır ve kültür aktarımı yapılır. Aile, oyun grubu,
arkadaşlık, akrabalık grubu vb.
İkincil gruplar: Özellikle sanayileşmiş, kentleşmiş toplumlarda görülürler. Karşılıklı çıkara göre
örgütlenir. Üyeler arası haklar yönetmelik ve tüzüklerle belirlenmiştir. Üyeler birbirlerini
Üyelik-Referans Grupları
Üyelik grubu: Bireyin içinde bulunduğu, hala faaliyette olduğu gruplardır. Birey çoğu zaman
birden fazla grubun üyesidir. Aile, arkadaş, iş, okul grupları vardır
Referans grubu: Henüz gerçek üyesi olmadığı, üye olmak için çabaladığı gruplardır. Özenti
grupları da denilebilir. Bazen üye olmak istediği grup normların göre davranmak istediği için,
üyelik grubu ile çatışmalar yaşanabilir.
Grup İçi Süreçler
Her grubun belli bir işleyiş biçimi ve kuralları vardır. Bu anlamda ilk olarak norm kavramının
tanımına bakılacaktır.
Norm
Grup üyelerinin görüş birliği içinde olduğu inanç, değer ve tutumlara ilişkin yazılı olmayan
kurallardır. Amacı hangi davranışın “doğru” ve hangi davranışın “sapkın” olduğunu
belirtmektir.
Normun Avantajları
• Norm belirsizliği, grup içi pazarlık ve çatışmaları azaltır.
• Üyelerin konum, hak, yetki ve görevlerini açıklığa kavuşturur.
• Grubun zaman ve çaba kaybını en aza indirerek amaca ulaşmasını kolaylaştırır.
Norm Türleri
Betimleyici normlar: Var olan durumu tanımlar. Herkesin yaptığıdır.
Emredici normlar: Yapılması gerekeni belirleyen normlardır. Ahlaki değer yargıları bu kapsamda
yer alır.
Rollerle ilgili normlar: Farklı konulardaki kişilerin davranış, hak, yetki ve sorumluluklarını
tanımlar. Anne-baba, çocuk, patron vb. kişilerden beklenen rollerle ilgili normları tanımlar.
Yöntem normları: Grup üyelerinin birbirleri ile ilişkilerini belirleyen normlardır. Bir babaya kızının
sevdiği biri olup olmadığını kim söyleyecek.
Kültürel normlar: En genel normlardır. Yenilikçilik, tutuculuk, tüketim, korumacılık vb
Grup Normlarının Oluşumu: Uyma ve
İtaat
Muzaffer Şerif’in Otokinetik Etkisi
Normlar nasıl oluşur. Normların oluşumuna ilişkin en önemli deneylerden biri Muzaffer Şerif’in
otokinetik deneyidir. Bu deneyde üç aşama bulunmaktadır:
Dikkat: Otokinetik Etki, karanlık veya uyaranlardan yoksun bir arka planda sabit bir ışığın hareket
ediyor gibi algılandığı bir görsel algı yanılsamasıdır.
1. Aşama: Önce ışık tek tek belirli aralıklarla gösterilir. Deneğe ışığın ne yöne hareket ettiği sorulur.
Önce herkes farklı cevap verir fakat bir süre sonra grup standardı oluşur (örneğin herkes kendine göre
ortalama bir cevap belirler-5 cm sağa gibi bir cevap verir).
2. Aşama: Denekler kararlarını yüksek sesle verir. İlk deneğin fikir belirtmesiyle grup normu oluşur.
Grupta lider yoksa ilk fikir belirten lider olur.
3. Aşama: Denekler yine tek tek içeri alınır. Bu sefer grup standardını kullanırlar.
Dikkat: Fiziksel gerçek belirgin değilse birey kendi gerçekliğini oluşturur. Bir araya geldiğinde ise
birey grup normunu kullanır. Bu durum “bilgilendirici sosyal etki” olarak adlandırılır
Asch’in Çizgi Deneyi
Birey doğru bildiğinin tersini iddia eden bir grupla karşılaşırsa nasıl davranır sorusunun cevabını
arar. Bu anlamda çizgi deneyini uygular. Bu deneyde de üç aşama vardır.
1. Aşama: Birey açıkça yanlış cevabı verir. Bu kişi araştırmacının asistanlarından biridir. Daha
sonra araştırmacının diğer asistanları da açıkça yanlış cevabı verir. Denek olan bireyler de bu
cevaba uyma eğilimindedir
2. Aşama: Bireyden cevaplar yazılı istenir. Cevapları yazılı verdiklerinde doğru cevapları verme
olasılığı artar.
3. Aşama: Gruptan biri doğruyu söylediğinde de doğru cevap verme olasılığı artar
Dikkat: Bu durum normatif sosyal etki olarak adlandırılır. Bireyler dışlanma, aptal gibi görünme
korkusuyla doğru cevabı vermekten kaçınırlar.
Dikkat: Uyma kavramında, uymanın ilk nedeni grubun bilgilendirici etkisidir. İkinci nedeni ise
grubun norm, yani cezalandırma, dışlama gibi korkutucu etkisidir. Bilgi etkisi birey grup dışına
çıktığında da devam eder. Fakat norm etkisi birey grup dışına çıktığında azalır
Grubun büyüklüğü: Gruptaki kişi sayısı arttıkça uyma davranışının oranında artma meydana
gelir.
Grubun sözbirliği: Herkes aynı fikirdeyse uyma artar. Fakat grupta bir kişi bile grup kararına karşı
çıkarsa uyma davranışı azalır. Bu durum özellikle küçük gruplarda geçerlidir.
Grubun saygınlığı ve uzmanlığı: Daha bilgili olduğuna inanılan gruba uyma artar.
Yüz yüze olmanın etkisi: Bireylerin birbirini göreerek iletişime girmeleri uyma davranışını arttırır.
İtaat-Otoriteye Uyma
Muzaffer Şerif’in otokinetik deneyi grup normunun nasıl oluştuğunu ortaya koyarken, Asch’in
çizgi deneyi bireyin bir grup normuna nasıl uyma davranışı gerçekleştirdiğini ortaya koymaktadır.
Peki birey grup normu olmasa da bir başkasının söylediği ne dereceye kadar yapar. Bu durum
itaat kavramı ile ilişkilidir. İtaat bireyin bir başkasının taleplerine sorgulamadan boyun
eğmelerini açıklar.
Milgram’ın İtaat Deneyi
Stanley Milgram, Nazi Almanya’sından kalan işkenceci subayların ki bunların arasında eğitimli
doktorlar da bulunmaktaydı, savunmalarında “ben sadece işimi yapıyordum” diyerek
kurtulmaya çalışması üzerine bu deneyi planlamıştır.
Deneyin sahte amacı, cezanın öğrenme üzerindeki etkilerini ortaya koymaktır. Bu nedenle
gazeteye ila vererek deney için gönüllüler arar. Başvuru yapanlar her zaman öğretmen yani
cezalandırıcı rolüne alınır. Çünkü öğrenci rolüne giren kişi her zaman araştırmacı asistanlarıdır.
Deney kötü ortamda yapıldığında itaat azaldı.
Yanlarında biri olduğunda ve itiraz ettiğinde itaat azaldı.
Telefonla talimat verildiğinde itaat azaldı.
Dikkat: İtaat davranışında bireyler benliklerini kaybederek, doğrudan otorite figürüne
benliklerini bağlamaktadırlar. Bu sayede suçluluk duygusundan kurtulmuş olurlar.
Grup Dinamiği
Birey Üzerindeki Normatif Etki
Her grup içerisinde bir hiyerarşi bulunmaktadır. Üst, orta ve alt statüde bireyler bulunur. Bunların
grup normlarına uyma düzeyleri birbirinden farklıdır:
Üst :Normlara daha serbest uyar. Çünkü güven kazanmıştır.
Orta :Normlara en fazla uyar. Yerini kaybetme korkusu vardır. Grup dışında da kurallara uyar.
Alt :Normlara en az uyar. Sadece grupta
Grubun Bireysel Tutum Değişimine Etkisi
Gruplar bireysel tutum değişimini etkiler. Bunu iki şekilde yapar:
“Eğer yeni tutum, grup normu doğrultusundaysa tutum değişir?”
“Eğer grup normuna ters ise engelleyici bir rol oynar?”
Grubun Birey Verimliliğine Etkisi
Grup aynı zamanda bireyin verimliliğini, etkililiğini düşürür ya da arttırır. Bu durum iki şekilde
tanımlanabilir:
Sosyal hızlandırma: Bireyin başarılı olduğu durumlarda grup önünde performansı artar
Sosyal engellenme: Birey başarısız olduğu konuda grup önünde de başarısız olur.
Grup kutuplaşması: Bireylerin grup içinde fikirlerini daha sert savunmasını açıklar. Örneğin birey
bir futbol takımından nefret ediyorsa, grup içinde de başka nefret edenleri görürse durumu daha
sert anlatmaya başlar
Zararı Göze Alma (Riske Girme) Eğilimi
Bireyler grup içerisinde daha fazla risk alır (Hatta kendine zarar gelme olasılığı olsa bile). Bunun
nedenleri;
• Riske girme eğiliminde olanlar lider yönelimlidir (ikna edicidir).
• Kararın sorumluluğunu taşımaktadır.
• Cesur kararlar daha değerli görülmektedir
Grup Yapısı ve Süreci
Grup İçi İletişim
Grup içi iletişim yapısında üç temel model tanımlanabilir. Daire, zincir ve tekerlek modelidir. Bu
üç modelin avantaj ve dezavantajları aşağıda tanımlanmıştır
Merkezi modelde (TEKERLEK), otorite ve karar alma inisiyatifinin örgütün en üst yöneticisinde
toplanmasını temel alan, geleneksel (klasik) örgüt yapı ve felsefesinde sıkça görülen bir modeldir.
Zincir modelinde iletişim, üyelerin birbirine yakınlık derecesine göre işlendiğinden, grubun bazı
üyeleri izole durumda kalabilir. Ortadaki üyeler hem altındaki hem de üstündeki üyelerle iletişim
kurabilir, uçta kalan üyeler ise sadece altındaki veya üstündeki üyelerle iletişim kurabilirler. •
Böylelikle iletişim işlevsel niteliğini yitirerek, bireyler arası ilişkilerin zayıfladığı ve grup
verimliliğinin
Y MODELİ Merkezi modelden sonra merkezileşme derecesi en yüksek grup iletişim modelini
oluşturur.
Daha az sayıdaki iletişim kanalına sahip olan bu modelde, önderlik tatmini, merkezileşme
derecesi ve hız çok yüksek, kişisel tatmin ve doğruluk derecesi yüksek, grup tatmini ile
haberleşme kanal sayısı ise düşüktür
DAIRESEL :Grupta belirgin bir lider yoktur. Demokratik bir yapı sözkonudur. Tüm üyeler eşit
durumdadır. Bireylerin herhangi biri iletişimi başlatabilir.
Grup üyelerinin birbirleriyle iletişim olanaklarının bir hayli fazla olduğu daire modelinde, bir tek
kişinin iletişim kurması çok zordur.
SERBEST :Tüm haberleşeme kanallarının her zaman ve herkese açık olduğu, herkesin herkese
hiçbir kısıtlama olmadan iletişimde bulunduğu bu model demokratik bir modeldir.
Merkezileşme ve önderlik tatmin çok az, haberleşme kanalı sayısı ve kişisel ve grup tatmini çok
yüksektir.
Ancak, hız ve doğruluk derecesi bu modelde düşüktür.
Yetkeci-Demokratik Grup Yapısı
Yetkeci ya da demokratikleşme farklılığı merkezileşmeden kaynaklanır.
Dikkat: Tekerlekten serbest modele doğru merkezileşme azalır. Kurt Lewin’in bu konuda yaptığı
araştırma yol göstericidir. Bu çalışma “grup dinamiği” olarak adlandırılır
Dikkat: Yetkeci toplumlar yetkeci lider ister.
Dikkat: Tehlikeli durumlarda yetkeci lider tercih edilir.
Grupta Liderlik
Etkileşimsel liderlik: Grubun ihtiyacını en iyi karşılayan birey lider olur. Yani lideri belirleyen grup
liderin ihtiyaçları ve liderin kişilik özellikleridir.
Bu anlamda lider ve izleyenler arasında karşılıklı bir ilişki vardır.
Standartlara uyulmaz, görev ya da iş tamamlanmazsa ceza verilir. Etkileşimci lider bürokratik
otoriteye ve güce dayanır.
Örnek
Kurum yöneticileri, futbol takım antrenörleri, kamudaki yöneticiler bu kapsamda yer alır.
Kişisel liderlik: Liderin kişisel özellikleri onu lider yapar. Yani çevresel şartların bu durumda bir
etkisi yoktur. Kişi bir lider olarak doğmuştur.
Örnek
Atatürk, Ömer Muhtar, Nelson Mandela
Ortamsal liderlik: Kişisel liderlik modelinin tersidir. Lideri ortam oluşturur, kimin lider olacağı
önemli değildir.
Örnek
Bir çatışmada askerlerden birinin grup tarafından komutan seçilmesi, bir sınıfta herhangi
birinin başkan olması, bu kategoride yer alır.
Toplum Yanlısı Davranış
Özgecilik, karşılığında bir bedel ödeme olasılığı olsa bile başkasına yardım etme davranışıdır.
Nedenler
• Evrimsel görüş, yardımın hayatta kalmaya yardımcı olduğunu söyler.
• Karşılıklılık normu, başkasına yardım etmenin gelecek yardımları almanın yolu olduğunu iddia
etmesidir.
• Özgeci-empatik anlayış, kurban için duyulan merhamet duygusu özgeci davranışı doğurur
Toplum Yanlısı Davranışın Durumsal Nitelikleri
• Olumlu ruh hali bireylerde yardım etme davranışını arttırır. Bu durumda insanların iyi yanlarına
odaklanılır, olumsuz durumlar görmezden gelinir. Yardım olumlu ruh halini devam ettirir. İyi ruh
hali de bireyin kendine verdiği dikkati arttırır.
Dikkat: Ankesörlü Telefon Deneyi
Yapılan bir deneyde insanların ankesörlü telefonda bozuk para bulması sağlanır. Daha sonra
önlerinden biri kitaplarını düşürür. Ankesörlü telefonda para bulan bireylerin yardım etme
oranları artmıştır.
Örnek: Kitty Genovese Vakası
Kitty Genovese bir gece 30 bıçak darbesi ile öldürülmüştür. Olaya şahit olan birçok
insan olması rağmen, kimse polisi dahi aramamıştır.

Yardım kararı alma süreci:


1. Olayı fark etmek: Bireyin telaşlı olup olmaması yardım davranışını etkiler
2. Olayı acil durum olarak yorumlamak: Bireyin durumun ciddiyetine ilişkin düşüncesi yardım
davranışını etkiler.
3. Çoğulcu yok sayma: Diğer insanların durum hakkında doğru bilgiye sahip olduğunu
varsaymadır.
4. Sorumluluk almak: Bireyin çözüm için harekete geçmesidir.
5. Nasıl yardım edileceğini bilmek: Bireyin yardım için gerekli yöntemleri bilmesi gerekir.
6. Yardımı gerçekleştirme kararı: Birey rezil olma ya da işi batırma korkusu yaşayabilir. Buna ek
olarak kendini tehlikeye atmak istemeyebilir.
Saldırganlık
Dört tür:
Düşmanca saldırganlık: Öfke kaynaklıdır. Doğrudan amacı, acı verme ve yaralamadır.
Araçsal saldırganlık: Araç birinin canını yakmak olsa da amaç acı vermek değildir.
Özgeci saldırganlık: Yardım amaçlı yapılan saldırganlıktır. Kanunlar tarafında onaylanan
saldırganlıktır.
İzin verilen saldırganlıktır: Toplum tarafından izin verilen saldırganlık davranışıdır
Saldırganlığın nedenleri:
• Genetik görüş, genlerin sürdürülmesine yardımcı olur.
• Nörolojik ve kimyasal sebepler şiddeti tetikler. Amigdala saldırganlıta etkilidir. Serotonin azlığı
ve testosteron fazlalığı da saldırganlığı tetikler.
• Genel anlamda erkekler kadınlara göre daha saldırgandırlar.
• Alkol saldırganlığı arttırır. Ketleri kaldırır ve birey detayları kaçırır.
• Acı, koku, sıkışıklık gibi durumlar saldırganlığı arttırır
Ceza ve Saldırganlık
Ceza saldırganlık davranışını iki koşulda azaltır:
Ceza çabuk ve kesin olmalı
Şiddetten hemen sonra verilmeli ve kaçınılmaz olmalı
Öfke dağıtılmalı
Uygun yolla ifade edilmeli

You might also like