You are on page 1of 44

Nüfus Sorunları: Sağlık Sorunları,

Salgınlar, Kronik Hastalıklar,


Çevresel Hastalıklar, Bulaşıcı
Hastalıklar, Sigara, Alkol ve
Uyuşturucu Madde Bağımlılıkları
SALGINLAR
 Veba, kızıl, çiçek, kolera gibi salgın hastalıklar ve onlara eşlik eden
kıtlık ve kuraklıklar, tarih boyunca milyonlarca kişinin ölümüne
neden olmuştur.
 Yenilmez denen orduları durdurmuştur.
 Ekonomik, siyasal ve demografik sonuçlarıyla yeryüzü haritasının
yeniden çizilmesinde önemli roller üstlendi ve bu süreç halen de
etkili olmaktadır.
 Çiçek hastalığı Amerika kıtasında çok büyük ölçüde ölümlere yol
açmıştır. Bu yüzden çalıştırılacak emek gücü için bu kıtaya
milyonlarca Afrikalı köle taşınmıştır.
 Günümüzden 20.000 yıl öncesinde avlanma yüzünden hayvan
sayısı azaldı. Bu durum, insanoğlunu başka besin kaynakları
aramaya itti. Böylece tarım başladı ve hayvanlar evcilleştirildi.
Vahşi toprakların yok edilmesi, fareleri, keneleri, pireleri ve
sivrisinekleri insanlara daha yakın yaşamaya zorluyordu.
 Bu hayvanlar beraberlerinde veba, tifüs ve sıtma gibi hastalıkları
da getirdiler. Yerleşik düzene geçilmesiyle birlikte sulama
sistemleri geliştirildi ve insanlar toplu halde yaşamaya başladılar.
 Yüzbinlerce insanın yaşadığı kentler ortaya çıktıkça, toplu
ölümler de yaygınlaştı. Gelişen toplumsal hayat biçimleriyle
birlikte bazı bulaşıcı hastalıklar, kolayca yayılma imkânı buldu .
VEBA SALGINI
 Tarihsel olarak vebayla ilgili üç
büyük dalgadan ve bu dalgaların
yarattığı salgınlardan
bahsedilebilir.
 Birincisi, M.S. 542’de Bizans
İstanbul’unda ortaya çıkan
Jüstinyen/Justinianos vebası ve bu
dönemi izleyerek 8. yüzyıl
ortalarına kadar sürerek gelişim
gösteren veba salgınlarıdır.
 İkincisi, “Kara Ölüm” (The Black Death) olarak bilinen ve
özellikle 1347- 1352 yılları arasında şiddetini hissettiren ve
sonraki yıllarda da etkili olmaya devam eden veba
salgınlarıdır.
 Üçüncüsü ise, 1896- 1914 yılları arasında ortaya çıkarak
önemli sonuçlar doğuran salgınlardır.
Mançurya’ da 1910-1911 yılları arasında 60.000 kişinin ölümüne yol
açan 20. Yüzyıldaki en büyük veba salgını.
Özetle;
 Veba salgınlarının yaklaşık olarak 17. yüzyılın sonlarından itibaren,
Avrupa’da etkisini kaybettiği söylenebilir. Avrupa topraklarını terk ettikten
sonra veba, özellikle Osmanlı coğrafyasında yani Balkanlar’da, Anadolu’da
ve Arap yarımadasında görülmeye başlandı. Daha sonra Avrupa’da olduğu
gibi alınan etkili önlemler sonucunda Osmanlı topraklarında da etkisini
kaybetmeye başladı.
 1820’lere doğru veba salgınlarının durgunlaştığı 19. yüzyılın ilk çeyreği
kolera salgınlarının başladığı yıllardır.
 1700-1850 yılları arasında nerdeyse aralıksız hafif, orta ve şiddetli
salgınlara sebep olan veba 19. yüzyılın ikinci yarısında yerini şiddetli kolera
salgınlarına bırakmıştır.

Veba bitti mi?


 Dünyada 2010 – 2015 yıllarında 3248 vaka olup 584 ölüm olmuştur.
YENİ KORONAVİRÜS (COVID-19)
 Yeni Koronavirüs (COVID-
19), solunum yolu
enfeksiyonuna neden olan bir
virüstür.
 İlk olarak Çin’in Vuhan
Eyaleti’nde 2019 yılı Aralık
ayının sonlarında ortaya
çıkmıştır.
 Hasta bireylerin öksürme ve hapşırmaları ile ortama saçılan
damlacıkların, yapıştığı yüzeylere dokunduktan sonra ellerin
yıkanmadan yüz, göz, burun ve ağıza götürülmesi solunması ile
bulaşabilmektedir.
 Kuluçka süresi 2-14 gün arasıdır.
 En çok görünen belirtiler ateş, öksürük ve nefes darlığıdır.
KRONİK HASTALIKLAR
 Kronik hastalıklar tıbbi girişimlerle tedavi edilemeyen, hastalığın
derecesini azaltmak ve öz bakımında kişinin işlevini ve sorumluluğunu en
üst düzeye çıkarmak için periyodik izlem ve destek bakım gerektiren
durumlardır. Kronik hastalığı olan hastalarda üzüntü, öfke, çaresizlik,
sürekli ağlama, ümitsizlik, endişe, içe kapanma, aile ve iş yaşantısına
ilişkin rol kaybı, öz güvende azalma, ölüm korkusu, bağımlı olma
endişesi, beden imajı değişikliği ve yaşam tarzında bozulma, depresif
görüntü ve sosyal izolasyon gibi psikososyal problemler ortaya
çıkabilmektedir. Bu nedenle kronik durumların yönetimi, fizyolojik
sorunların yönetiminin yanı sıra psikolojik ve sosyal sorunların
yönetimini de kapsamaktadır.
KRONİK HASTALIK ÇEŞİTLERİ
NELERDİR?

 Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi (CDC) ve Dünya Sağlık


Örgütü (WHO), birtakım hastalıkları kronik hastalık tanımı
içerisinde değerlendirmiştir, bu hastalıkların en sık görülenleri: 
 Kalp ve damar hastalıkları
 Bazı kanser türleri 
 Tip 2 Şeker hastalığı 
 Obezite
 Eklem iltihabı (Artrit)
 Kronik solunum yolu hastalıkları (KOAH ve astım)
ÇEVRESEL HASTALIKLAR
 Çevrenin insan sağlığı üzerine çeşitli olumsuz etkileri görülür. Bu yazımızda çevresel
hastalıklardan kısaca bahsedeceğiz. Çevresel hastalıklar son zamanlarda ülkemizde de
gündeme gelmektedir.  Kot taşlamada çalışan işçilerde görülen, ölümcül olabilen nefes
darlığı ile giden akciğer hastalıkları, yine bazı köylerde kullanılan badana malzemesine
bağlı olan akciğer doku kanserleri vakaları bunlardan başka sanayiye bağlı hava kirliliği ile
gündeme gelen İzmit Dilovası sayılabilir. Birde kömür işçilerinde görülen akciğer

hastalıkları da sayılmalıdır.

 Hava Kirliliği
 Hava kirliliğinin oluşturduğu belirtiler ve hastalıklar; sigaranın yol açtığı kanser dışı
belirtilerle  aynıdır. Anne ve babası sigara içen çocuklarda solunum sistemi
hastalıklarında artış ve akciğer fonksiyonunda azalma saptanmıştır. Pasif dumana
maruz kalan yetişkinlerde akciğer kanseri riski artmıştır.
MESLEKİ TEMAS VE AKCİĞER HASTALIKLARI
1.Asbestoz

Temas;  madenlerde, değirmenlerde ve asbest ürünlerinin üretiminde; inşaat sektöründe (boru döşeme, kazancılık ve güvenlik elbiseleri, plastik madde macunu, döşeme kazancılık ve sürtünme sistemleri( fren ve  debriaj sistemleri) üretiminde çalışanlarda

görülebilir. Asbest akciğer dokusu bozuklukları yanında solunum sisteminde kanserlere de yol açabilir. Asbeztoz 10 yıl ve daha çok temas süre orta ve yoğun temasla oluşmaktadır. Akciğer kanseri genellikle ilk temastan 15 -20 yıl sonra çıkar. Sigara

kullanımı asbest temas varlığı da akciğer kanseri riskini artır.


2.  Silikozis
Serbest silika teması madencilikte taş kırmada zımpara endüstrisinde ve son yıllarda kot taşlamada, dinamit kullanımında taş ocağında, çiftçilikte görülebilir. Kısa dönem, yüksek miktarda temas ( 10 ay kadar kısa olabilir) akut silikoz tablosu oluşturabilir.

Daha uzun dönem ve az miktarda temas söz konusu ise  temastan 15 yıl sonra hastalık ortaya çıkar. Silikoz hastalarının verem olma riski normalden fazladır.
 3.Pamuk Tozu

Bisinoz; temas pamuk ve keten ipliği üretiminde ve halat


yapımında çalışanlarda görülür. Keten kenevir ve Hint
keneviri de benzer belirtiler oluşturur. Tipik olarak haftanın
ilk iş gününde göğüste sıkışma hissi görülür. İşçilerin %
10-25 inde hastalık hızlı ilerleyen türdedir. Ve bunlarda
sıkışma hissi tüm hafta boyunca devam eder. Temas 10
yıldan fazla sürerse havayolu tıkanmasına bağlı belirtiler
ortaya çıkar.
BULAŞICI HASTALIKLAR
 Enfeksiyon ya da infeksiyon; enfeksiyöz hastalık, olarak da
bilinir. Hastalık yapıcı herhangi bir yolla insana geçme
özelliğindeki mikropların veya parazitlerin vücuda girmesiyle ortaya çıkan
hastalık tablosudur. Bu hastalıklar, bir bireyden diğerine veya bir türden diğerine
geçebilmelerinden dolayı, genellikle bulaşıcı hastalık olarak tanımlanırlar ve
tıbbın enfeksiyon hastalıkları dalında incelenirler.
 Hastalığı yapan organizmalar; virüsler, bakteriler, riketsialar, mantarlar olabilir.
Bütün bulaşıcı hastalıklar bir veya birkaç yolla insana geçebilme özelliğindedir.
İnsandan insana, hayvandan insana olduğu gibi, topraktan insana da bulaşma
meydana gelebilir. Bulaşma şekillerinden başlıcaları şunlardır:
oAksırırken, öksürürken, konuşurken ağızdan çıkan damlacıkların başkası tarafından teneffüs

edilmesiyle (verem, boğmaca ve çeşitli solunum yolu hastalıkları);


oDoğrudan deri temasıyla
oHastanın kullandığı çamaşır, yatak eşyası ve yiyecek eşyaları gibi malzemeler vasıtasıyla;
oHayvanların insandan insana veya hayvanlardan insana hastalık taşımasıyla (Bunun en canlı

örneği anofel cinsi sivrisineklerin taşıdığı sıtmadır. Yine aynı şekilde güvercinler

"psittakoz" hastalığını taşırlar.);


oHastalandırıcı mikroplarla kirlenmiş yiyecekler ve içeceklerin alınmasıyla (Suyla bulaşan

hastalıkların başlıcaları tifo, dizanteri, kolera, paratifo ateşi olarak sayılabilir. Yiyeceklerle

de besin zehirlenmeleri ve gastroenteritler meydana gelebilir.);


oHastalıklı bir anneden hamilelik sırasında veya doğum esnasında bebeğe hastalık

bulaşmasıyla (Frengi, kızamıkçık, gonore konjonktiviti, yani belsoğukluğu mikrobunun

yaptığı göz iltihabı bu yolla bulaşabilir.).


Bulaşıcı hastalıklarda bazı belirtiler vardır ki, hemen hemen bütün hastalarda

bulunur. Bunlar; ateş, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, genel vücut ağrıları

olarak sayılabilir. Bazı hastalıklarda döküntüler olabilir (kızıl, kızamık, çiçekte

olduğu gibi). Sindirim sistemini tutan hastalıklarda ise genellikle ishal vardır.


Her doğan çocuğa, zamanı geldiğinde aşı yaptırmalıdır. Vücudu devamlı

kuvvetli tutmalı, yeme-içmeye çok dikkat etmelidir. Düzenli bir hayat sürmeli.

Bulaşıcı hastalık salgını olan yerlere mecburen gitmek gerekiyorsa, alınacak

tedbirler ve yapılacak aşılar konusunda bir hekime danışmalıdır.

Temizlenmemiş kirli yiyecekler yememeli, vücut temizliğine gereken dikkati

göstermelidir.
 Bulaşıcı hastalıkların tedavisi çok çeşitli olup, hastalık yapıcı

mikrobun cinsine göre değişir. Penisilin ve

benzeri antibiyotikler bakterilere karşı tesirlidir. Sıtma

gibi protozoon (tek hücreli canlı) cinsi mikroplarla meydana gelen

hastalıklar da, çeşitli kimyevi maddelerden müteşekkil ilaçlarla

iyileştirilir (meselâ kinin bileşiklerinin sıtmaya karşı tesiri

böyledir). Virüs hastalıkları ise antibiyotiklerden etkilenmezler.

 Belli başlı bulaşıcı hastalıklar: Covid-19, Çiçek

hastalığı, Grip, Hepatit, Kızamık, Kolera, Menenjit, Sıtma, Suçiçe

ği, Zatürre.
SİGARA ALKOL VE UYUŞTURUCU MADDE
BAĞIMLILIKLARI

 İnsanların; sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerle tanışması


çok eskilere dayanır. Bazı uyuşturucuların kısa süreli aktivite
artışlarına neden olması sigara içmek alkol almak gibi
davranışların kendini kanıtlama aracı gibi görülmesi, zamanla
bu kişilerin sert uyuşturuculara yatkın hale gelmesi bireysel ve
toplumsal sorun haline gelmiştir. Bazı uyuşturucular; tıp ve
eczacılık alanındaki gelişmelerle kişilerin tedavisinde dolaylı
kullanım alanı bulmuş, uygun şartlarda kullanıldığında
hastalara sayılamayacak kadar olumlu katkılar sağlamıştır.
 Zamanla çoğu uyuşturucu çeşidi amacı dışında ve aşırı
miktarda kullanılmıştır. Başlangıçta kullananların hoşuna gitse
de bağımlılık yapacağı, kişide onarılamaz fiziksel ve ruhsal
çöküntülere neden olacağı göz ardı edilmiştir.
 Bireylerin uyuşturucu madde bağımlılıklarının artmasıyla
beraber toplumda düzeltilmesi çok zor olan hasarlar meydana
geliyor. Ayrıca bağımlılar yalnızca kendilerine zarar vermekle
kalmayıp aksine çevresini de ciddi boyutlarda etkiliyorlar.
 Madde kullanımı bireyin sinirsel aktivitelerini zayıflattığı için
toplumda kabul gören gelenekleri yıkmaya, suç işlemeye
meyilli oluyorlar.
UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIKLARI
 Uyuşturucu bağımlılığı bedenin fonksiyonlarını olumsuz
etkilediği halde bırakılamayan ve yokluğunda kriz yaratan
maddelerin vücuda alınmasıdır. İnsan sağlığı açısından ciddi bir
tehdit oluşturmaktadır.
 Kişide kullanıldığı andan itibaren etkisini yitirene kadar kişiye
durdurulamaz bir enerji, mutluluk, rahatlama, kendinden
geçme, heyecan gibi belirtiler görülür. Ancak etkisi geçtikten
sonra ciddi bir düşüş yaşanmaktadır. Kişi kullanmadığında
yoksunluk yaşar. Bu yoksunluğun farklı belirtileri vardır:
 Maddenin dozunun düşürüldüğünde veya tamamen kesildiğinde
kriz meydana gelmesi,
 Ruhsal durumunda sürekli ani değişiklikler olması,
 Olumsuz davranışlar sergilemesi,
 Kendini kontrol edememe,
 Aşırı hassasiyet, saldırganlık, huzursuzluk,
 Aileyle araya mesafe koyma ve sürekli yeni arkadaş grubuyla
vakit geçirme,
 Gözlerde kızarıklık, kilo kaybı, soğuk terleme ve ellerin
titremesi gibi fiziksel belirtiler de vardır.
 Uyuşturucu maddelerin yasadışı yollarla satılan birçok çeşidi
mevcuttur.
 Ekstazi, Meth, Esrar, Kokain, Speed, GHB, Eroin yasadışı olarak
satılan, etkileri ve bağımlılık düzeyleri çok yüksek olan
uyuşturucu madde türleridir.
 Morfin ya da antidepresanlar ise ilaç olarak kullanılan ancak
vücutta uyuşturucu/uyarıcı özelliğe sahip olan maddelerdir.
 Uyuşturucu maddenin tedavisi için 3 aşamada gerçekleşmektedir.
 Birinci Basamak; Korucu Önlemler, İkinci Basamak; Erken teşhis
ve tedavi, Üçüncü Basamak; Tedavi sonrası iyileştirmedir.
UYUŞTURUCU MADDENİN TOPLUMA ETKİLERİ

 Terör: Terör olaylarında artış olur.


 Hastalıklar: Uyuşturucu madde kullanımının, hastalıklara
karşı direnci azaltması neticesi bazı hastalıklarda artış meydana
gelir. (AİDS, FELÇ, kalp krizi, kanser ve böbrek yetmezliği
vb.)
 Suç Artışı: Uyuşturucu madde kullananlar, maddenin parasını
karşılamak için yasa dışı yollardan para kazanmaya çalışırlar.
Bu nedenle, toplumda suç oranlarında artış olur.
 Ekonomi: Kara para aklama gibi ekonomik sorunlar ortaya
çıkar.
 İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren, keyif verici, ağrı
giderici ve hastalıkları iyileştirici olarak kullanıldığı bilinen
uyuşturucu maddelerin suiistimal edilerek kullanılması,
bireylerin organizmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Sinir
sistemi üzerine etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengeyi
bozar, alışkanlık ve bağımlılık yapar, kişi ve toplum üzerinde
ekonomik ve sosyal çöküntüler meydana getirir. Kişi bu
bağımlılığın farkına vardığında ise çoğu zaman çok geç
kalınmıştır.
METAMFETAMİN KULLANIMINDA FİZYOLOJİK ÇÖKÜŞ (OCAK-AĞUSTOS)
ALKOL BAĞIMLILIĞI
 Alkol vücudumuzdaki tüm organlar üzerinde tahrip edici etki
göstermektedir. Her yıl 3,5 milyon insan alkole bağlı
nedenlerle hayatını kaybediyor. Ayrıca aşırı alkol tüketimi
hafıza kaybına da sebep olabilmektedir.
 Alkolün birçok çeşidi vardır. Etanol denilen türü içki olarak
tüketilmektedir. İçki olarak tüketilen alkol birçok hastalığa
neden olmaktadır. Bunun yanında alkol iradeyi zayıflatır, kişi
kontrol kaybı yaşar ve uyuşturucu maddelere açık hâle getirir.
 Uyuşturucu kullananların yüzde 57'si alkol kullanmaktadır.
Alkolden uzak durmak diğer madde bağımlılıklarından
korunma noktasında önleyici bir role sahiptir.
 İçinde alkol bulunan içeceklere karşı kişinin aşırı bağımlığı
sonucu çok miktarda ve sıklıkla alkol tüketen, bedensel,
ruhsal ve toplumsal sağlığının bozulmasına rağmen alkol
almak isteyen, tedavi edilmesi gereken kişiye alkolik denir.
 Alkol bağımlılığının fark edilmesi zor olabilir. Diğer
uyuşturucu maddelerin aksine, alkol birçok kültürde kabul
görür ve yaygın olarak bulunur ve birçok kişinin hayatının bir
parçasıdır.
ALKOL BAĞIMLILIĞININ BAZI BELİRTİLERİ

 Kişi tarafından alışkın olduğu etkinin sağlanabilmesi için


kullanılan alkol miktarının giderek arttırılıyor olması; eskiden
kullanılan, alışkın olunan alkol miktarı ile aynı hissin ve
etkinin sağlanamaması (tolerans),
 Kişinin kullandığı alkol miktarını azaltması ya da tamamen
kesmesi ile görülen yoksunluk sonucu alkol alıp rahatlamak
istemesi,
 Alkol sağlamak, alkol kullanmak ya da alkolün etkilerinden
kurtulmak için çok fazla zaman harcanması,
 Bağımlılık farklı şekillerde kendini gösterebilir. Hastalığın
şiddeti, bir kişinin ne sıklıkla, ne kadar süredir içtiği ve
tükettiği alkol miktarına göre değişebilir. Bazı alkol
bağımlıları gün boyu çok içerken, bazıları zaman zaman ayık
kalabilir.
 Bu sebeple bağımlılık zamanla kötüleşme eğiliminde
olduğundan, erken uyarı işaretlerini görmek önemlidir. Erken
teşhis edilir ve tedavi edilirse, alkol bağımlılığı olan biri,
hastalığın olumsuz sonuçlarından kaçınabilir.
YOL AÇTIĞI SORUNLAR

 Yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserleri


 Doğru düşünme, karar verme ve hareket etme gibi beynin
işlevlerini bozması
 Uyku bozuklukları, baş ağrısı, göz tahribatı
 Kalp ve kan dolaşımı hastalıkları
 Kan pıhtılaşmasını engelleme
 Karaciğerde ağır hasar
SİGARA BAĞIMLILIĞI
 Sigara, içerdiği yüksek oranda nikotin sebebiyle bağımlılık
yapan bir maddedir. Sigara, nargile, pipo içme veya dumanının
solunması zamanla kişide psikolojik ve fiziksel bağımlılık
oluşturur. Tütün ürünlerinde 4000’den fazla kimyasal madde
bulunmaktadır. Esas bağımlılık yapan madde nikotindir.
 Sigara bağımlılığı, beyin hücresel yapısında ve fonksiyonunda
kalıcı değişikliklerle giden, dürtüsel, önüne geçilemeyen,
tekrarlayan sigara kullanımı davranışı gösteren kronik beyin
hastalığıdır.
 Sigara bağımlılığı üç farklı şekilde görülür.
 Fiziksel (Bedensel) Bağımlılık: Kanda nikotin düzeyi
düştüğünde baş ağrısı, huzursuzluk, konsantrasyon bozukluğu
vs. yaşanır ve sigara ihtiyacı hissedilir.
 Psikolojik Bağımlılık: Sigara yalnızca keyif vermekte,
sıkıntıyı gidermektedir.
 Davranışsal Bağımlılık: Yemek sonrası ya da kahve yanında
bir sigara yakmak, sinirlenince ya da üzülünce sigara içmek,
maç izlerken sigara tüketmek gibi.
 Sigara bağımlılığı, uyuşturucu/keyif verici maddeler gibi
bilinç bozukluğu ve kontrolsüz davranışlara yol açmadığından
hafife alınsa ölümler tüm uyuşturucu madde ve alkol
kullanımına bağlı kayıpları kat kat aşmaktadır.
SİGARANIN ZARARLARI
 Sigaranın vücuda zararları sayılamayacak kadar çoktur. Sigara
dumanı, çoğu toksik ve kanserojen olan 4800'den fazla farklı
madde içerir. Dumanın solunması halinde, bu toksinler
akciğerler tarafından emilir ve vücuda dağılır.
 Ayrıca yaşam kalitesini düşürür ve ömrü kısaltır.
  Sigaranın zararları anne karnında başlar. Annenin sigara
kullanmasıyla bebeğin sigaraya maruz kalması bebekte zekâ
geriliğine neden olabilmektedir.
 Solunum sistemi hastalıklarına (zatürre, bronşit, astım, KOAH
vb.) sebep olur.
 Kanser türlerinden en çok rastlanan akciğer kanserinin nedeni
sigara kullanımıdır.
 Kalp ve damar hastalıklarına neden olur. 
 Damar tıkanıklığı sigaranın verdiği zararlar arasında en büyük
yeri alır.
 Sindirim sistemi hastalıklarına neden olabilmektedir.
 Dişte sararmalar, diş eti hastalıkları, diş çürükleri, diş kaybı ve
ağız kokusuna neden olur.
 Cansız, soluk ve pürüzlü bir cilt görünümüne neden olur.
 Tırnaklarda güçsüzlük ve sararmalara neden olur.
 İştahı azaltıcı olduğu için sigara içen bireylerin vücut
ağırlıkları azalır.
 Sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler bağımlılık yapar. Kişi
bunların zararlı olduğunu fark ettiğinde artık çok geç olabilir.
Kişinin iradesi ve alacağı tıbbi destek ile bağımlılıktan
kurtulmak mümkünse de kurtulabilenlerin oranı çok düşüktür.
Bağımlılıktan kurtulunsa bile oluşmuş hasarları geriye
döndürmek çoğu kez mümkün olmaz. Sigara, alkol ve
uyuşturucu maddelerden başından beri uzak durulması en iyi
seçenektir.
 Soru 1: Yasal yollarla reçeteli olarak satılan ancak uyuşturucu etkisi olan
madde hangisidir?
A. Kokain
B. Morfin
C. Eroin
D. Meth
E. Ekstazi
 Soru 2: Hangisi sigaranın sebep olduğu solunum yolu hastalıklarından
değildir?
A. Koah
B. Astım
C. Rinit (Nezle)
D. Bronşit
E. Zatürre
 Soru 3: Hangisi uyuşturucu/uyarıcı maddelerin topluma etkilerinden
değildir?
A. Terör olaylarında artış
B. Ekonomik sorunlar
C. Suça eğilimin yükselmesi
D. Bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması
E. Refahın artması
 Soru 4: Aşağıdakilerden hangisi alkol bağımlılığının doğrudan yol açtığı
hastalıklardan biridir?
A. Karaciğerde ağır tahribat
B. Alerjik rinit
C. Göz kuruluğu
D. Hipertansiyon
E. İnme
 Soru 5: Koronavirüsle mücadelede hayatını kaybeden ve adı Ok
Meydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ ne verilen ilk sağlık
çalışanımız kimdir?

A. Dr. Fahrettin Koca


B. Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu
C. Prof. Dr. Uğur Şahin
D. Prof. Dr. Ahmet İnal
E. Prof. Dr. Özlem Türeci

 Soru 6: Ülkemizde koronavirüs danışma hattı hangisidir?


A. 112
B. 110
C. 177
D. 184
E. 195
o Soru 7: Aşağıdakilerden hangisi bulaşıcı hastalıkların bulaşma
şekillerinden değildir?

A. Aksırırken, öksürürken, konuşurken ağızdan çıkan damlacıkların

başkası tarafından teneffüs edilmesi

B. Doğrudan deri teması

C. Hastanın kullandığı çamaşır, yatak eşyası ve yiyecek eşyaları gibi

malzemeler vasıtasıyla

D. Hayvanların insandan insana veya hayvanlardan insana hastalık

taşıması

E. Hastadan uzak durulması


Soru 8:
I. Kronik hastalıklar tıbbi girişimlerle tedavi edilemeyen, hastalığın
derecesini azaltmak destek bakım gerektiren durumlardır.
II. Kronik hastalığı olan hastalarda üzüntü, öfke, çaresizlik, sürekli
ağlama gibi psikososyal problemler ortaya çıkabilmektedir.
III. Tip 2 Şeker hastalığı, Obezite ve Eklem iltihabı kronik hastalıklardan
bazılarıdır.
Yukarıda verilen kronik hastalıklarla ilgili bilgilerden hangileri doğrudur?
A. I,II
B. Yalnız II
C. I,III
D. II,III
E. I,II,III
 CEVAP ANAHTARI
 1. SORU  B

 2. SORU  C

 3. SORU  E

 4. SORU  A

 5. SORU B

 6. SORU D

 7. SORU E

 8. SORU E

You might also like