Professional Documents
Culture Documents
Katı çözeltiler: Metallerin büyük çoğunluğu kafes yapısı içinde belirli sayıda yabancı atom
barındırabilirler. Yabancı atom, esas metalin atomu yerine yerleşiyor ise asal yer katı çözeltisi‚ kafes
aralarındaki boşluklara yerleşiyor ise arayer katı çözeltisi meydana gelir.
Ara bileşikler: İlave edilen element, esas metal ile veya diğer alaşım elementleri ile ara
bileşikler meydana getirir. Ara bileşiklerde atomlar arası bağlar metalik bağ ile kimyasal bağ arasında
değişen bir yapıya sahiptir ve kimyasal bileşiklere benzeyen A nBm şeklinde bileşikler oluşur. Ara
bileşiklerin kristal yapıları karmaşıktır. Bazen birim hücrede yüzlerce atom bulunabilir. Bundan dolayı
ara bileşiklerin sertlikleri çok yüksektir. C‚ N‚ B gibi elementler ile metallerin meydana getirdiği ara
bileşiklerde (karbür, nitrür, borür) kimyasal bağın payı daha büyüktür. Bu bileşikler çok sert ve ergime
noktaları yüksektir. TaC‚ NbC‚ ZrC‚ VC, WC gibi bileşikler‚ takım çelikleri ve ısıya dayanıklı çeliklerde
bulunması istenilen sert ve kararlı bileşiklerdir.
Malzemelerin faz bölgeleri sıcaklık, basınç ve konsantrasyon ile değişir. Su, normal şartlar
altında 0 °C’ nin altında katı, 0-100 °C arasında sıvı, 100 °C’ nin üstünde buhar fazındadır. Suyun
konsantrasyonu değişecek olursa; örneğin suya tuz ilave edilecek olursa katılaşma sıcaklığı düşer.
Buharın basıncı artırılacak olsa yoğunlaşma sıcaklığı 100 °C’ nin altına düşer.
Belirli bir konsantrasyondaki alaşım veya saf element sıcaklık etkisi altında katı‚ sıvı ve gaz
fazlarına dönüşür. Bazen katı faz içinde de kristal yapı değişerek faz değişiklikleri meydana gelir.
Konsantrasyona bağlı olarak bu faz değişiklikleri tespit edilerek denge diyagramları çizilir. Alaşımı
oluşturan bileşenlerin birbirlerinin içinde erimelerine göre teknolojik önemi olan denge diyagramları üç
grupta incelenebilir.
Alaşımı meydana getiren bileşenler biri birini, her oranda eritebiliyor ise bu tip denge
diyagramları oluşur. Bu tip denge diyagramlarında soğuma eğrileri şöyledir:
% 100 A tek bir TEA ve % 100 B tek bir TEB sıcaklıklarında ergir veya katılaşır. A ve B’ nin
karışımı olması durumunda ergime ve katılaşma belirli bir T Eal ve TKal sıcaklıkları arasında meydana
gelir. Değişik konsantrasyonlarda alaşımlar alarak ergitme ve katılaşma diyagramları çizilir ve
duraklama noktaları tespit edilir. Sıvı ve katı durumda tam çözünürlük gösteren bileşenlerin meydana
getirdiği denge diyagramında sıvı, sıvı+katı ve katı fazların sınırları Şekil 6.2.1’ deki gibidir.
107
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
a b
Şekil 6.2.1 a) Saf elementin ve alaşımların soğuma eğrileri, b) soğuma eğrilerinden
faydalanılarak çizilen denge diyagramı.
TEA: A bileşeninin ergime sıcaklığı
TEB: B bileşenin ergime sıcaklığı
TEal : Alaşımın ergime sıcaklığı
TKal: Alaşımın katılaşma sıcaklığı
Bir biri içinde hem sıvı durumda hem de katı durumda çözünen bileşenlerin meydana getirdiği
denge diyagramını inceleyelim. Şekil 6.2.2’de verilen denge diyagramında % 30 B‚ % 70 A dan
meydana gelen alaşımı‚ sıvıdan katıya geçişte geçirdiği safhalar:
Sıvı, sıvı+katı sınırını oluşturan likidus eğrisinin hemen altındaki T 1 sıcaklığına gelince ilk katı
1 tanecikleri oluşmuştur. 1 (% 95 A + % 5 B) den meydana gelmektedir. Geriye kalan sıvı ise (% 69
A + % 31 B) dir.
T2 sıcaklığına gelindiğinde ise oluşan katı taneleri büyümüş ve katı‚ sıvı konsantrasyonları da
değişmiştir. 2 (% 10 B‚ % 90 A)‚ sıvı (% 55 A‚ % 45 B) den meydana gelmektedir.
T3 noktasında ise katı taneciklerin büyümesi devam etmektedir. 3 (% 20 B + % 80 A)‚ sıvı
(% 58 B + % 42 A) dan oluşmaktadır.
Sıvı+Katı‚ katı sınırını oluşturan solidus eğrisinin hemen üzerindeki T 4 sıcaklığında 4 (% 29
B + % 71 A)‚ sıvı (% 65 B + % 35 A) dan oluşmaktadır.
T5 sıcaklığında, 5 (% 70 A + % 30 B) tamamıyla katı fazdan oluşmaktadır.
Katılaşmanın ilk başladığı çekirdekler ile tane sınırlarının konsantrasyonları çok farklıdır. Bu
konsantrasyon farklılığına mikrosegragasyon denilir. Yeterli zaman ve sıcaklık verilir ise oluşan bu
mikrosegragasyon yayınma yoluyla kaybolur. Ancak teknik uygulamalarda yayınma için gerekli zaman
verilmemektedir.
Şekil 6.2.2’de verilen diyagram yavaş soğumanın olduğu ve segregasyonun meydana
gelmediği durumu göstermektedir. Hızlı soğuma durumunda bu diyagram geçerli olmaz
Her bir sıcaklıktaki katı ve sıvının oranları denge diyagramından faydalanılarak kaldıraç kuralı
ile bulunabilir.
108
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
Kaldıraç Kuralı
Sıvı+Katı faz bölgesinde herhangi bir nokta alalım. Maddenin tüm ağırlığı W0 , katının ağırlığı
Wk , sıvının ağırlığı Ws ise;
W0 Wk Ws
Şeklinde yazılabilir.
Madde içindeki alfa oranı 0 , sıvının içindeki alfa s ve katının içindeki alfa oranı k ile
gösterilir ise;
0 W0 k Wk s Ws
yazılabilir. Bu iki denklemden;
k Wk 0 W0 s Ws
k Wk 0 W0 s ( W0 Wk )
k Wk s Wk 0 W0 s W0
0 s
Wk W0
k s
Başka bir ifade ile; sıvı+katı fazındaki katı maddenin miktarı, sıvı taraftaki kolun tüm kola
oranıdır.
T3 noktasında:
58 30
Katı 100 %73,6
58 0
geriye kalan % 26,4 sıvıdır.
Bu durumdaki alaşımların faz sınırları Şekil 6.2.3’deki gibidir. A içindeki B veya B içindeki A
miktarı arttıkça katılaşma sıcaklığı düşmektedir. Ö noktasında Likidus eğrileri kesişmektedir. Bu
noktada alaşım saf elementler gibi davranarak T ö sıcaklığında katılaşmaktadır. Bu noktaya ötektik
nokta‚ bu alaşıma da ötektik alaşım denilir.
109
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
Katılaşma esnasında‚ ötektik alaşımın solunda kalan alaşımlarda ilk önce A‚ sağında kalan
alaşımlarda ise ilk önce B katılaşır. Sıvının içindeki sırasıyla B ve A miktarları da artar. Geriye kalan
sıvı ötektik konsantrasyona gelince ötektik yapı oluşur.
Bu ötektik yapının‚ katılaşma sıcaklığı küçük olması nedeniyle çekirdekleşme hızı yüksektir.
Bundan dolayı ötektik alaşım ince tanelidir. Ayrıca ötektik yapıyı oluşturan A ve B bileşenleri arasında
karakteristik bir düzen görünür. Bu düzen genellikle lamel veya spiral biçiminde yan yana dizilme
şeklinde olur. Bu görünüm nedeniyle bu yapıya "güzel şekilli"‚ "iyi yapılı" anlamında ötektik ismi
verilmiştir.
Sıvı‚ sıvı+katı‚ katı sınırları Şekil 6.2.3’de gösterildiği gibidir. Katı faz, ötektik altı ve ötektik üstü
olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Ötektik altı ve ötektik üstü birer alaşım alarak katılaşmayı inceleyelim:
T2 sıcaklığında: 30 20
Katı (A) 100 % 33
30 0
Bu denge diyagramlarının ikinci tip denge diyagramlarından farkı‚ A bileşenin belirli bir B
çözebildiği‚ bölgesi ve B bileşeninin belirli bir A çözebildiği‚ bölgesinin bulunmasıdır (Şekil 6.2.4).
’ nın B’yi çözme sınırı HF çizgisi, ’nın A’yı çözme sınırı JG çizgisidir. Bu çizgilere solvüs eğrileri
denilir.
Çözünürlük, sıcaklığın artması ile arttığı için, ötektik sıcaklıkta en büyüktür. Oda sıcaklığındaki
çözünürlük sınırının üstünde A ve B içeren ve fazları‚ oda sıcaklıklarına soğur iken çözemedikleri
110
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
A ve B’ yi kristal dışına atarak B’ ce zengin çök ve A’ ca zengin çök fazları oluşur. Bu ayrışma
olayına çökelme denilir. Çökelme olayında difüzyon söz konusudur. Difüzyonun olması için yeterli
zaman verilmeden hızlı bir soğutma yapılır ise aşırı doymuş bir kararsız yapı meydana gelir.
olduğundan, % 6,67 karbonlu yarı kararlı demir-karbon alaşımı % 100 Fe3C’ den meydana
gelir ve demir-karbon denge diyagramı bu karbon oranında kalır.
Demirin içine değişik oranlarda karbon ilave edilerek soğuma eğrileri çizilir ve duraklama
noktaları birleştirilir ise Şekil 6.3.2’de verilen demir-sementit (Fe-Fe3C) denge diyagramı elde edilir.
Demir-karbon denge diyagramında, sıvıdan katıya dönüşümde görülen ötektik faza benzer, katıdan
katıya dönüşümde (723 C‚ % 0,8 C) bir faz oluşmaktadır. Bu faza, ötektiğe benzer anlamında
ötektoit adı verilmiştir. Fe-C (demir-grafit) denge diyagramı, biraz farklılık göstermektedir.
1600
1536 A
H B
J
1392
N
Sıvı
D (1320)
1200 Sıvı
E C Sıvı+1.Sementit
Ostenit) F (1147)
Ledeburit
1.Sementit
1000
911 G tit
m
Ledeburit+2.Sementit Ledeburit+1.Sementit
Ac
A en
m
Se
( S e m e n t i t )
3
C
800 M O .
A 1
o
Sıcaklık
K (723)
P S
Dönüşmüş Ledeburit
600
(Ferrit)
Perlit+ Perlit
Perlit Dönüşmüş
1.Sementit
2.Sementit +Dönüşmüş
400 Ledeburit
Ledeburit
+1.Sementit
Perlit
+2.Sementit
200
( S e m e n t i t )
Q L
0 0,8 2,06 4,3 6,67
C (ağırlık olarak), %
Şekil 6.3.1’de verilen dönüşüm sıcaklıkları saf demir içindir. Demirin içine karbon ilave edilince
bu dönüşüm sıcaklıkları değişir. Karbon oranına bağlı sıcaklık belirtmek yerine, A1, A3, Acm sembolleri
kullanılır:
Ac3: Ötektoit altı çeliklerde, ısıtırken ferritin ostenite dönüşümün tamamlandığı sıcaklık.
Ar3: Ötektoit altı çeliklerde, soğuturken ostenitten ferritin ayrışmaya başladığı sıcaklık.
Accm: Ötektoit üstü çeliklerde, ısıtırken, sementitin ostenite dönüşümün tamamlandığı sıcaklık.
Arcm: Ötektoit üstü çeliklerde, soğuturken ostenitten sementitin çökelmeye başladığı sıcaklık
Karbonun hacim merkezli kübik yapılı demir ile yapmış olduğu katı çözeltiye ferrit () denilir ve
723 C’ de (P noktası) en çok % 0‚025 C, oda sıcaklığında (Q noktası) ise % 0,005 C çözündürebilir.
Ferritin mikroskop altındaki görünümü Şekil 6.4.1’de verilmiştir. Ferritin çözemediği karbon kristalin
dışına atılır ve sementit oluşturur. Ferritten ayrışan sementite tersiyer (üçüncül) sementit denilir.
112
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
Pek çok çelik ve dökme demir mikroyapısında ferrit bulunmaktadır. Buna rağmen ticari
çeliklerin çok azı (ferritik paslanmaz çelikler) tamamen ferritik yapıdadır.
Ferrit fazı, karbon, silisyum, krom, mangan, nikel gibi alaşım elementlerinin bir veya birkaçını
arayer katı çözeltisi veya yer alan katı çözeltisi olarak çözebilir. Arayer katı çözeltisinde karbon, azot
gibi küçük çaplı atomlar hacim merkezli kübik (hmk) kristal kafesindeki belirli ara yerlere yerleşirler. Bu
yerler, demir kafesinin içerisindeki oktahedral boşluklardır. Yer alan katı eriyikte ise, boyutları demir
atomu boyutuna yakın elementlerin atomları demir atomunun yerine yerleşir.
Şekil 6.4.2’de, yer alan katı çözelti elementlerinin ferritin dayanıma etkisi verilmektedir. Şekil
6.4.2’de, görüldüğü gibi, silisyum, bakır, mangan, molibden, nikel, alüminyum ve kromun ferritin
mukavemetini artırmada arayer elementlerine nazaran çok daha az etkiye sahip olduğu görülmektedir.
Ferritin dayanımını artırmanın diğer bir yolu çökeltme sertleşmesidir. Çeliğe ilave edilen çok az
miktarlardaki titanyum, niobyum gibi elementler, çökeltme ısıl işlemi ile karbür ve nitrür bileşiklerini
oluştururlar. Bu bileşikler çeliğin dayanımını artırır. Yaklaşık % 0,005 karbonlu ferritin akma sınırı
180 MPa civarındadır.
Ostenit
Karbonun ymk demir ile yaptığı katı çözeltiye ostenit () denilir ve ötektik sıcaklık olan 1147
C’ de en çok % 2,06 karbon çözündürebilir. Çeliğin sıcak şekillendirme ve ısıl işlemlerin pek çoğu
ostenit fazında yapılır. Ostenit fazından, soğuma hızına bağlı olarak çok değişik mikroyapılar meydana
gelir. Sıcaklık düştükçe ostenitin karbon eritme oranı düşer ve fazla karbon kristalin dışına atılır.
Kristalin dışına atılan karbon sementit oluşturur. Ostenitten oluşan bu sementite, ikincil sementit
(sekunder sementit) denilir.
Çeliklere alaşım elementleri ilavesi ile oda sıcaklığında da ostenit elde edilebilir. Oda
sıcaklığında ostenit olan çeliklerin, düşük çentik darbe tokluğu geçiş sıcaklığı, mükemmel kaynak
113
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
edilebilirlik, manyetiklik özelliğinin olmaması gibi bazı üstün özellikleri vardır. Fakat akma sınırının
düşük olması, dönüşüm sertleştirmesi (suverme) yapılamaması eksiklikleridir.
Ostenitik çeliklerin meşhuru, 1890’ların sonunda Sir Robert Hadfield tarafından geliştirilmiş
Hadfield mangan çeliğidir. Bu çelik suda sertleştirildikten sonra bile ostenitik yapıdadırlar ve önemli
mukavemet ve tokluğa sahiptirler. Tipik bir Hadfield mangan çeliği % 10-14 Mn, % 0,95-1,4 C ve %
0,3-1 Si içerir. Demir karbür fazlarının oluşumunu engellemek için çözünme tavlaması gereklidir.
Tamamen ostenitik yapıda, bu çelikler, yüksek sertlik ve aşınma direnci elde etmek için soğuk
şekillendirilebilirler. Soğuk şekillendirilmiş Hadfield mangan çeliği, ağır yükler altında mükemmel
abrazyon aşınması direncine sahiptir. Bu özelliği sayesinde maden endüstrisindeki kırıcı ve öğütücü
takımlar için ideal bir malzemedir. Ayrıca Hadfield mangan çelikleri tren raylarının birleştiği noktalarda
bağlantı elemanı olarak uzun yıllar kullanılmıştır.
-demiri
Özel bir adı ve teknik bir önemi yoktur; en çok % 0‚1 karbon eritebilir.
Perlit
Demir karbon denge diyagramındaki ötektoit alaşıma (723 C‚ % 0,8 C) perlit denilir. Demir-
karbon denge diyagramındaki A1 sıcaklığındaki karbon çözünürlük sınırı % 0,025, oda sıcaklığında %
0,005’dir. Karbon oranları bu değeri aştığında perlit adı verilen bileşen oluşur. Perlit, çeliğin ötektoit
sıcaklığından (723 ˚C) soğutulması sonucu aşağıdaki reaksiyona göre oluşur (Şekil 6.4.3).
Perlit, sertliği 1000 HV civarında olan Fe3C (sementit) ve çok yumuşak, sünek ferrit fazından
oluşan kompozit bir mikroyapıdır. % 100 perlitik mikroyapı, ötektoit oran olan % 0,8 karbon oranında
oluşur. Perlit içindeki sementit ve ferrit lamelleri arasındaki mesafenin azalması, perlitin sertlik ve
dayanımının artmasını sağlar.
% 100 perlitik çelikler, yüksek mukavemet, yüksek sertlik ve iyi aşınma direncine sahip
olmakla birlikte, düşük süneklik ve tokluk gösterirler. Perlitik çeliğin çentik darbe tokluğu geçiş
sıcaklığı, oda sıcaklığının oldukça üstündeki değerlerdedir. Bu nedenle perlitik çelikler, tokluğun
önemli olduğu yerlerde kullanılmaz.
Perlitik çelikler, demiryolu rayları, tekerleri ve yüksek mukavemetli tellerin yapında kullanılır.
Perlitik ray çelikleri ray/teker arasında mükemmel aşınma direnci sağlar. Perlitin aşınma direnci,
yumuşak ferrit içerisine gömülmüş sert sementit fazlarından oluşan ender yapısından kaynaklanır. Ray
çeliğinin aşınma direnci, sertliği ile doğru orantılıdır; sertlik arttıkça aşınma miktarı azalır. Ayrıca,
aşınma direnci, lameller arası mesafe azaldıkça artar.
Perlitik çelikler için diğer bir uygulama örneği, yüksek mukavemetli teldir. Perlitik çelik,
patentleme işlemine tabi tutulur ise (ısıl işlemler bölümünde açıklanacak) çok ince lamelli ve lameller
arası mesafesi çok düşük bir mikroyapı oluşur. Daha sonra çubuk, soğuk olarak çekilerek tel haline
getirilir. Deformasyon işlemi esnasında lameller arası mesafenin çok kısa olması nedeni ile ferrit ve
2
sementit lamelleri, tel ekseni boyunca yönlenirler. Sonuçta çekme dayanımı 3000-3300 N/mm olan
teller elde edilebilir.
114
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
Ferrit-Perlit
Demir-karbon denge diyagramında % 0,8 karbona kadar olan çeliklerin mikroyapısında ferrit
ve perlit vardır. Ferrit ve perlit oranları kaldıraç kuralı ile bulunabilir. Örneğin, % 0,4 karbonlu çelikte;
0,4 0
Perlit % 50, % 50
0,8 0
Üretilen yapı çeliklerinin pek çoğu ferritik-perlitik mikroyapıdadır. Çelik köprüler, çelik binalar
ve gemiler gibi çeliklerin çok kullanıldığı yapılarda bu çelikler kullanılır.
Ferritik-perlitik çeliklerde karbon miktarı arttıkça, çekme dayanımı ve akma sınırı artar,
süneklik ve tokluk özellikler azalır (Şekil 6.4.5 ve 6.4.6). Akma sınırındaki artış, çekme dayanımındaki
artıştan daha azdır. Bunun nedeni ferritik-perlitik çeliklerde akma olayının (dislokasyon hareketlerinin)
ferrit fazında oluşmasıdır. Ferritik perlitik çeliklerin akma sınırını artırmak için ferrit fazında çözünen
(silisyum gibi) alaşım elementleri ilavesi ve diğer dayanım artırma teknikleri uygulanabilir.
Perlitik çeliklerde olduğu gibi, perlitin lameller arası mesafesi azalması dayanımı artırır. En
büyük dayanım ve sertlik değeri ince perlit ile elde edilmektedir. Sementit ile ferritin faz sınırları
dislokasyon hareketlerine engeldir. Perlitin incelmesi, engel sayısının artması, dislokasyon
hareketlerinin engellenmesi ve sertlik ile dayanımın artması demektir.
115
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
1000
900
800
Sertlik (HB)
Çe
500
rı
400
ı S ını
ınır ma
aS
Akm Ak
300
60
% Kopma Büzülmesi
% Kopma Uzaması
50 %K
op m
aB % Kopma Büzülmesi
üzü
40 lme
si
30 %K
opm
a Uz
ama % Kop
20 sı ma Uza
ması
10
0
0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8 0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8
Şekil 6.4.5 Sıcak çekilmiş ve soğuk çekilmiş ferritik-perlitik çeliklerde karbon oranına bağlı
olarak mekanik özelliklerin değişimi (Kaynak 4 den faydalanarak çizilmiştir).
Çentik Darbe Tokluğu Geçiş Sıcaklığı (°C)
200
Çentik Darbe Kırma Enerjisi (J)
150 250
-100 0
0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8 0 0,1 0,2 0,3 0,4 0,5 0,6 0,7 0,8
(a) (b)
Şekil 6.4.6 Ferritik-perlitik çeliklerde karbon içeriğinin, çentik darbe tokluğu geçiş sıcaklığı ve
darbe enerjisi üzerindeki etkisi (Kaynak 4 den faydalanarak çizilmiştir).
Perlit-İkincil Sementit
% 1,4 karbonlu çelik, Accm sıcaklığının üstünde ostenit fazındadır. Accm sıcaklığının altına
inince ostenitin çözebildiği karbon oranı azaldığından ikincil sementit oluşur. A1 sıcaklığının altına
inildiğinde yapı perlit ve ikincil sementitten ibarettir (Şekil 6.4.7).
116
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
Çeliklerin karbon oranının artması ile tokluk özellikleri kötüleştiği için ötektoit üstü (perlit-ikincil
sementit) çeliklerinin fazla kullanım alanları yoktur. Karbonlu takım çelikleri olarak az miktarda
kullanımı söz konusudur.
Ledeburit
Demir karbon denge diyagramındaki ötektik alaşıma (1147 C; % 4‚3 C) ledeburit denilir.
Ledeburit, ostenit ve birincil sementitten meydana gelir (Sıvıdan ayrışan sementite birincil sementit
(primer sementit) denilir) .
Ledeburit içindeki ostenitin karbon oranı‚ sıcaklık düştükçe azalır. Ostenitin içinde ötektoit oran
olan % 0‚8 C kalınca, perlit olarak dönüşür. Bundan dolayı 723 C’ nin altındaki ledeburite dönüşmüş
ledeburit denilir.
Karbon oranı % 2‚06’ ya kadar olan Fe–Fe3C alaşımlarına çelik‚ karbon oranı % 2‚06’ dan
büyük olanlarına ise dökme demir denilir.
Çelik içindeki alaşım elementleri hem A1, A3, Acm dönüşüm sıcaklıklarını hem de ötektik ve
ötektoit noktaların karbon oranlarını değiştirir.
Çelik içindeki önemli alaşım elementleri Mn, Si, Cr, Ni, Mo, W, Ti ’un ötektoit sıcaklığa etkisi
Şekil 6.4.8 de verilmiştir.
117
6. Alaşımlar ve Denge Diyagramları
Alaşım elementleri ötektoit dönüşüm sıcaklığını değiştirdiği gibi ötektoit noktanın karbon
oranını da değişitirir (Şekil 6.4.9).
KAYNAKLAR
2- F.B., Pickering, “Physical Metallurgy and Design of Steels”, Applied Science, 1978.
3- H-J. Bargel, G. Schulze, Çevirenler: Ş. Güleç, A. Aran “Malzeme Bilgisi”, MBEAE, 1987
4- Metals Handbooks V.1., “Properties and Selection Irons, Steels and High Performans
Alloys”, ASM, 1998