Professional Documents
Culture Documents
Denizler üzerinde icra edilen ulaştırma faaliyetleri, bir defada en fazla yük taşıma kapasitesine
sahip olma ve diğer ulaştırma vasıtalarının erişim imkânlarının kısıtlı olduğu mesafelere ve alanlara
erişim kabiliyetiyle en ekonomik ulaştırma ortamı olma özelliğini insanlık tarihi boyunca muhafaza
etmiştir. Daha verimli yeni ulaşım ortamları ve enerji kaynakları ortaya konulamadığı sürece denizlerin
bu özelliğinin en azından görünür gelecekte de önemini sürdüreceği bilinmektedir.
Denizde Terörizm Eylemleri: Denizde terörizmin üzerinde uzlaşılmış evrensel bir tanımı
bulunmamaktadır. Bununla birlikte genel olarak “denizde terörizm”, “deniz çevresindeki gemi veya
sabit platformlar kullanılarak veya bunlara karşı, gemi ve limanlara veya bunların yolcu ve personeline
karşı ya da turistik yerler ve liman sahası dâhil olmak üzere deniz kıyısındaki işletmelere, yerleşim
yerlerine karşı gerçekleştirilen terör saldırı ve faaliyetleri” olarak tanımlanabilir.
Okyanusların tarihsel olarak terör faaliyetlerinin temel bir uygulama alanı olarak kullanıldığından
bahsetmek mümkün değildir. Zira istatistiklere göre son otuz yılda gerçekleşen terör saldırılarının
sadece % 2’si “genel anlamda denizi” hedef alan saldırılardır. Bunun ilk sebebi terör saldırılarının
denizde gerçekleştirilebilmesi için yüksek teknolojiye ve maliyete ihtiyaç duyulması, diğer sebebi ise
saldırı sonucunda başarılı olma ihtimalinin görece düşük olmasıdır. Ayrıca terör saldırılarının genellikle
propaganda aracı olarak kullanılması bu faaliyetlerin “göz önünde” yapılmasını gerektirmektedir.
Okyanuslarda yapılan saldırılar, bu amaca elverişli olmadığından terör örgütleri tarafından sıklıkla
tercih edilmemektedir. Buna rağmen son yıllarda denizde gerçekleşen terör saldırılarında ani bir artış
yaşanmaktadır. Ancak bu saldırıların bir kısmı henüz gerçekleştirilmeden engellenmektedir. Örneğin;
El Kaide’nin 2000 yılında milenyum hedefi olarak THE SULLIVANS isimli ABD gemisine karşı
gerçekleştirmek istediği saldırı, teröristlere ait botun batırılması neticesinde engellenmiştir. Engellenen
saldırıların dışında ne yazık ki, önlenemeyen saldırılar da yaşanmaktadır. Bu saldırılarda çok sayıda
gemi adamı ve yolcu hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır.
arasında yakalandı.
1
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Denizlerdeki terör saldırıları, genellikle sürat botu kullanılarak veya geminin içine önceden patlayıcı
madde yerleştirilmesi suretiyle yapılmaktadır. Ancak gemilerin de doğrudan silah olarak kullanılması
mümkündür. 11 Eylül saldırılarında uçakların doğrudan saldırı amacıyla kullanılması, teröristler
tarafından ele geçirilen gemilerin de silah olarak kullanılabileceği düşüncesini doğurmuştur. Tarihte
buna benzer iki olay yaşanmış, her iki olayda da liman tesisleri ve liman çevresi bakımından son
derece yıkıcı ve ağır sonuçlar meydana gelmiştir. Binlerce insan
MONT BLANC
hayatını kaybetmiş, patlamalar sonucu ciddi biçimde deniz ve hava
kirliliği oluşmuştur.
2
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Provisional Irish Republican Army (PIRA) örgütü tarafından silah kaçırmakta kullanılan Claduia
1973
gemisinin ele geçirilmesi
Filistin Kurtuluş Örgütü Halk Cephesi ve Japon Kızıl Ordu Örgütü tarafından yolcu gemisi Laju’nun
1974
Singapur’da kaçırılması.
1974 Monarşizm karşıtı örgüt üyelerince Yunan gemisi Vory’in Karachi’de kaçırılması.
1975 Filipinler’in güneyindeki ayrılıkçı hareket üyeleri tarafından denizde gerilla savaşının başlatılması.
Arjantin karşıt hareketi Monteneros tarafından, Santisima Trinidad muhribine tersanede hasar
1975
verilmesi.
1975 Puerto Rico’da limanda bulunan Sovyet gemisi Maxim Gorky’de patlama meydana gelmesi.
1979 IRA tarafından Shadow V yatının havaya uçurulması ve Lord Mountbatten’in öldürülmesi.
İspanyol trol tekneleri Garmomar ve Costa de Terranova ile Portekiz şilebi Rio Vouga’nın Batı
1980
Sahra Kurtuluş Örgütü Poisario Cephesi tarafından batırılması.
Nikaragualı karşıtlar tarafından denizde gerilla savaşının başlatılması, ülkenin ana limanlarına
1982
girişlerin mayınlanması.
1984 Libya gemisi Ghat tarafından Kızıldeniz’in Süveyş Kanalı çıkışına mayın dökülmesi.
1985 Filistinli teröristler tarafından İtalyan yolcu gemisi Archille Lauro’nun kaçırılması.
Eritreli ayrılıkçılar tarafından denizde gerilla savaşı başlatılması. (Batırılan veya hasar verdirilen
1989-
gemiler arasında üç adet Polonya gemisi de vardı: Boleslaw Krzywousty, Adam Asnyk, Wladyslaw
1994
Lokietek.)
1990 IRA tarafından İngiliz Donanması için inşa edilen destek gemisi For Victoria’ya hasar verilmesi.
1994 Cezayirli Radikal İslamcılar tarafından İtalyan ticaret gemisi Lucina’nın mürettebatının öldürülmesi.
Radikal İslamcı örgüt üyeleri tarafından ABD muhribi USS COLE (DDG-67)’a Yemen’de hasar
2000
verilmesi.
Fransız tankeri Limburg’a, Yemen yakınlarında patlayıcı yüklü intihar botu tarafından hasar
2002
verilmesi.
2002 Filistin Kurtuluş Örgütüne silah götüren Karine A gemisinin Kızıl Deniz’de ele geçirilmesi
M/V Penrider tankerinin Singapur’dan Kuzey Malezya’da Penang’a Gerekan Aceh Merdeka (GAM)
2003
örgütü tarafından kaçırılması
Irak Khawr Al Amaya (KAAOT) ve Al Basrah (ABOT) petrol terminallerine Jamaat al-Tawhid
2004
(Zarqawi) grubu tarafından saldırı yapılması
2004 Manila’da M/V Superferry 14 gemisine Abu Sayyaf Grubu tarafından bombalı saldırı yapılması.
3
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
2004 İsrail Ashdod limanına Hamas, (Al-Aqsa Martyr’s Brigade) tarafından intihar saldırısı yapılması
Somali kıyılarından 100 mil mesafede Seabourne Spirit kruvaziyerine makineli tüfek ve omuzdan
2005
atılan roketlerle saldırı yapılması.
Son 50 yılda ticari deniz ulaştırmasını hedef alan terörist hareketler incelendiğinde birçok eylemin
birbirine benzer olduğu görülmektedir, eylem türleri incelendiğinde karşımıza şu öncelikli senaryolar
çıkmaktadır:
Çeşitli yöntemlerle bir gemiye getirilen patlayıcılar kullanılarak limanda veya denizde saldırılar
icra edilmesi,
Mürettebat, yolcular tarafından veya diğer gemilerin yardımıyla ticari gemilerin kaçırılması,
Gelişigüzel mayınlama yaparak genel deniz ulaştırmasının aksatılması,
Dalgıçlar marifetiyle gemi karinalarına patlayıcı yerleştirerek belirgin bir hedefin ve tesisin etki
altına alınması,
Makineli tüfek, anti tank silahları ve roket atarlar kullanarak gemilere açık denizde veya kıyıya
yakın sularda saldırılar düzenlenmesi,
Uzaktan kumandalı olarak yönetilen veya intihar eylemcileri tarafından kullanılan patlayıcı yüklü
araçlarla saldırılar düzenlenmesi,
Gizli silahlarla donatılmış ticaret gemilerinin saldırı maksatlı olarak kullanılması,
Her ticaret gemisi bir silaha dönüşebilir. Teröristler ticaret gemilerini diğer gemileri, köprüleri veya
sahil tesislerini mahmuzlayarak zarar vermek için de kullanılabilirler. Eğer gemiler patlayıcı, yüksek
yanıcı, kimyasal madde ya da nükleer atıklar taşıyorlarsa geniş nüfusa ve ekonomik öneme sahip
liman şehirlerinde son derece büyük ve yıkıcı etki yaratabilirler.
Süper tankerler kullanılarak turizmi baltalamak üzere kritik deniz alanlarında deniz kirliliği
yaratabilirler. Konteynırlar silah kaçakçılığı için ideal ortam sağlayabilirler. Patlayıcı yüklü
konteynerler, TIR’lar üzerinde RO-RO tipi gemilerde ya da konteyner gemilerinde konuşlandırıldığı
takdirde infilak ettirildiklerinde önemli zarara sebep verebilirler. Bir yolcu gemisine yakınken infilak
ettirilebilirler ve sonuç trajik olabilir.
B- Mevcut Tehditler ve Bunların Yapısı (Deniz Haydutluğu, Silahlı Saldırı, Terör, Kaçaklar, Kaçakçılık)
Küreselleşmenin itici gücü, ekonomi; ekonominin itici gücü, ticaret ve ticaretin ana ulaşım ortamı
denizler olduğundan küreselleşmenin gerek aydınlık gerekse karanlık etkileri denizler üzerinde yoğun
bir şekilde yaşanmaktadır.
Mevcut siyasi ve ekonomik ortam, artan deniz trafiğinde, gemilere karşı düzenlenen saldırıların
bazı bölgelerde artmasına sebep olmuştur. Bu saldırılar ekonomik veya siyasi çıkar sağlamak üzere
düzenlenen değişik amaçlı saldırılardır. Ayrıca denizler terör, kitle imha silahlarının taşınması,
uyuşturucu kaçakçılığı, mülteci ve yasa dışı göç hareketleri gibi organize suç faaliyetlerinde
kullanılmaya müsait ulaşım ortamı haline gelmiştir. Bu çerçevede, denizler üzerinde icra edilen yasa
dışı faaliyetler deniz haydutları ve organize suç örgütleri için son derece karlı bir alan haline
dönüşmüştür. Güvenliğe ilişkin mevcut tehditler aşağıda sıralanmaktadır.
Terörizm
Geminin Silah Olarak Kullanılması
Gemi ve Mürettebata Yönelik Eylemler
4
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Deniz Haydutluğu
Kaçak Yolcu
Organize Suçlar
Kaçakçılık (Uyuşturucu/Silah)
İnsan Kaçakçılığı
Terör 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na göre “ Terör, baskı, cebir ve şiddet kullanarak,
baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasa’da belirtilen
Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye
düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak ya da ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri
yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir
örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir”. (TMK,
1991:Md.1)
İngiliz Terörle Mücadele Mevzuatına göre ise Terörizm, “politik, dini ve ideolojik nedenler ile bir kişi
veya mala karşı şiddet kullanımı veya tehdidi”,
1986 tarihli Fransız Terörle Mücadele Kanunu’na göre ise “baskı ve tehdit ile korkutmayı ve sosyal
düzeni bozmayı amaçlayan bireysel veya kollektif hareketler” olarak açıklanmaktadır.
Kısaca; davaları uğruna masum insanlara da zarar verenlere terörist diyoruz. Terörist eylemlerde
neler kullanılabilir? 7 ayrı senaryoda inceleyelim
Senaryo 1 : Çeşitli Yöntemlerle Bir Gemiye Getirilen Patlayıcılar Kullanılarak Yapılan Saldırılar;
Senaryo 2 : Gemideki Şahıslar Tarafından veya Diğer Gemilerin Yardımıyla Ticari Gemilerin Kaçırılması
Özellikle yolcu gemileri ve tehlikeli yük taşıyan gemiler olmak üzere tüm gemiler kaçırılmak için
potansiyel hedeftir.
Yolcu gemilerinin çekiciliği, rehine olarak almak veya öldürmek niyetiyle çok sayıda insanı
elde etme olasılığından kaynaklanmaktadır.
Kaçırılan bir hedefin sahip olduğu en önemli unsur, tutsakların milliyeti veya uyruğudur.
Geminin bayrağı ise bazı durumlarda etkili olabilmektedir.
5
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Mayınlar seyir halindeki, demir yerindeki, limanlara yaklaşan veya limanlardan ayrılan ticari
gemilere karşı terörist saldırılarda kullanılabilmektedir.
noktaları yakınlarındaki bölgelerde ve özellikle otorite boşluğu bulunan, kontrolden uzak deniz
alanlarında daha sık görülmekte ve önemli bir gelir kaynağı haline gelmiş bulunmaktadır.
Deniz haydutluğu, genel olarak, devletle hiçbir bağlantısı olmaksızın, devlet dışı aktörlerin veya,
özel şahısların kendilerine veya örgütlerine ait gemi ve vasıtalarla başka gemilere, bu gemilerdeki
yüke, mallara ve insanlara karşı, menfaat sağlamak için yaptıkları, şiddet içeren saldırma dâhil, hukuk
dışı tüm fiillerdir.
BMDHS; özel bir geminin veya uçağın mürettebatı veya yolcuları tarafından özel amaçlar
doğrultusunda gerçekleştirilen; açık denizde diğer bir gemi veya uçağa ya da bunlardaki şahıslara
veya mallara yöneltilmiş; herhangi bir devletin yargı yetkisi dışında bulunan bir gemiye, uçağa,
şahıslara veya mala yöneltilmiş; her tür gayrimeşru şiddet, alıkoyma ve yağma fiili; bir gemi veya
uçağı, deniz haydudu gemi veya uçak yapan olayları bilerek böyle bir geminin veya uçağın
kullanılmasına isteyerek katılma fiili ve bu fiillerin işlenmesini teşvik eden veya böyle bir fiili bilerek
kolaylaştırmak üzere gerçekleştirilen herhangi bir fiili, deniz haydutluğu olarak tanımlamaktadır.
1992’de Kuala Lumpur’da Uluslararası Deniz Ticaret Odası (The International Maritime Bureau
‘‘IMB’’) tarafından kurulan Korsanlık Rapor Merkezi verilerine göre, deniz haydutluğu 1986’dan itibaren
net bir artış göstermiş özellikle 2000’li yıllarda zirve yapmıştır. Dar suyollarının ve sayısız küçük adanın
bulunduğu, özellikle sahildar devletlerin otorite zafiyeti söz konusu olan, siyasi, sosyal ve ekonomik
sorunların yaşandığı yerlere bitişik deniz alanları haydutluğa uygun bir ortam oluşturmaktadır. Kızıl
Deniz, Aden Körfezi ve Somali açıkları, Malakka ve Singapur Boğazı, Güney Çin Denizi ve Batı Afrika,
deniz haydutluğu bakımından riskli olan başlıca deniz ticari ulaşım yollarıdır. (IMB raporları 2003-2008)
Bu tehdidin artmasının başlıca nedenleri arasında devletlerin egemenlikleri altında bulunan deniz
alanlarını yeterince kontrol edememesi, siyasi istikrarsızlıklar sonucu hükümet ve otorite boşluğu,
ekonomik sorunlar neticesi rüşvet ve yolsuzluk
ortamı önemli bir rol oynamaktadır. Haydutlarca
sahip olunan modern teknolojik imkânlar da
tehdidi artırmaktadır. Deniz haydutları
saldırılarda bıçak ve tabanca yerine artık ağır
silahlar kullanmaktadırlar. Hafif / ağır makinalı
silahlar ve otomatik silahlar, roketatar ve kısa
menzilli füzeler, uydu telefonlarıyla iletişim,
hedeflerini bulma ve takip etme kolaylığı
sağlayan küresel konumlama sistemi (Global
Position System ‘‘GPS’’) gibi teknolojik
imkânların deniz haydutları tarafından kullanılması normal hale gelmiştir. Somali açıklarında modern
teknolojik cihazlarla donatılmış ana gemilerde (mother ship) organize olan haydutlar, bölgede seyir
halindeki gemileri tespit ettikten sonra sürat motorları (skiff boat) veya botlarla ana gemiden ayrılarak
hedef gemiye saldırmaktadırlar. Bu şekilde kıyıdan 1000 mil açıkta seyreden gemilerin dahi
kaçırılabildiği görülmektedir. (IMB raporları 2009-2010)
Yapılan saldırılar dikkatli incelendiğinde, maksat ve icra tarzı itibarıyla farklı saldırı türleri
görülmektedir. Çoğunlukla, limanda demirlemiş ya da demir yerlerinde veya kıyıya yakın deniz
alanlarında bulunan gemilere yönelik saldırılar söz konusudur. Diğer saldırı türü ise, açık deniz veya
karasularında seyir halindeki gemilere karşı yapılan saldırılardır. Bu tür saldırılarda ölüm ve
yaralanmalar da meydana gelmektedir. Operasyonlar modern silahlarla donatılmış bir ana gemiden
yürütülmekte, haydutlar hedef gemideki mürettebatı etkisiz hale getirdikten sonra gemideki yükün
tamamını veya bir kısmını başka bir gemiye aktarıp gemiyi ve personeli serbest bırakmaktadırlar.
7
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Ayrıca Somali bölgesinde ele geçirilen gemi, yükü ve mürettebatı için fidye istenmekte ve bu saldırı
türü giderek yaygınlaşmaktadır.
Uzak Doğu’da gözlemlenen bir başka saldırı türünde ise, ele geçirilen geminin mürettebatı
öldürüldükten sonra denize atılmakta veya küçük bir tekne ile açık denizde terk edilmektedir. Daha
sonra gemi, boya ve revizyondan sonra başka bir limanda, değişik bir isim, kimlik ve ruhsat ile
kayıtlara geçirilmekte, gemi ve gemi yükü evrakları değiştirilmekte ve sonra bu ‘‘hayalet gemi’’
(‘‘phantom ship’’, ‘‘ghost ship’’) ve yükü sahte evraklarla satılmakta ya da uygun bayrak (‘‘flag of
convenience’’)1 Devletlerinden birinin limanında kaydedilerek uluslararası deniz ticaretinde
kullanılmaya devam edilmektedir. (IMB raporları)
Deniz haydutluğunun oluşturduğu tehditten dünya ekonomisi de etkilenmiştir. Gemilerin ve gemi
yüklerinin kaçırılması, teslimatta gecikmeler, mali kayıplara ve fiyatların artmasına yol açmıştır.
Rotaların değiştirilmesi ve alınan münferit önlemler kesin bir çözüm olmamıştır. Üstelik ölüm ve
yaralanmaların, kaçırılan mürettebat için fidye taleplerinin artması, olayın hangi boyutlara ulaştığını
göstermesi açısından dikkat çekicidir. Artan risk; taşıma, depolama, yükleme / boşaltma, akaryakıt,
işgücü, gemi adamları ve özellikle sigorta bedellerinin artmasına neden olduğundan, deniz ticari
ulaştırmasının maliyetleri artmaktadır.
Silahlı Soygun Denizde silahlı soygun, bir devletin yargılama yetkisine giren alanda gemilere,
gemideki şahıslara veya mallara yönelik şiddet, alıkoyma veya yağma faaliyetlerinin işlenmesi
anlamına gelmektedir. (IMO: 20 Aralık 2000)
IMO sirkülerinde tanımlanan “silahlı soygun” kavramı, 2 Haziran 2008’de yayınlanan deniz
haydutluğuna karşı devletlere gerekli tüm vasıtaları kullanma yetkisi veren 1816 sayılı karar metnine
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından ilave edilmiştir. Bu kararla deniz haydutluğu
ile mücadele eden devletler sadece açık denizlerde değil, saldırı ve diğer faaliyetlerin yoğunlaştığı ülke
karasularındaki olaylara da müdahale etme imkanı kazanmıştır.
Kaçak Yolcular: Uluslararası hukuk kuralları gereğince gemi kaptanları denizde mahsur kalmış
kişileri kurtarmakla yükümlüdürler. Ama bazı durumlarda bu kişiler sığınma arayan kişiler
olabilmektedir. Gemiler ayrıca aynı zamanda sığınmacı olan gizli kaçak yolcular taşıdıklarını fark
edebilirler.
Yerleşik uluslararası uygulamaya göre denizde kurtarılan kişilerin bir sonraki limanda gemiden
indirilmeleri ve en azından yerleşme inceleme süreci içinde geçici olarak bu ülke tarafından kabul
edilmeleri gerekmektedir. Bazı kurtarma gemilerinin bayrak devletleri (hepsi değilse de) denizde
kurtarılan kişilere yerleştirme garantisi sunmuştur.
Kaçak sığınmacılar hakkında hiçbir bağlayıcı uluslararası sözleşme bulunmamaktadır ve bu kişilerle
ilgili uygulamalar da oldukça değişkendir. Birleşmiş Milletler, mümkünse bu kaçakların yerel
otoritelerin mülteci statülerini tanıyabilecekleri ilk limanda inmelerine izin verilmesini savunmaktadır.
Eğer bir liman devleti bir kaçağın indirilmesine izin vermiyorsa ve geminin bir sonraki durağı
kaçağın hayatının tehlikede olacağı bir yerse, bu hareket kişinin zulüm görmekten korktuğu ülkeye
iade edilmesi ile eşit sayılır. Bu gibi durumlarda Birleşmiş Milletler yetkilileri yolcuyla bir görüşme
ayarlamaya çalışırlar, eğer sığınmacının mülteci olabileceğine karar verilirse kalıcı bir çözüm bulmak
için yardim ederler ki bu genelde üçüncü ülkeye yerleştirme olmaktadır.
Uyuşturucu Kaçakçılığı: Hepimizin çok iyi bildiği ve devamlı iletişim kanallarında güncel haber
olarak izlediğimiz bir güvenlik tehdididir.
Ancak bu tehdidi diğer tehditlerden farklı kılan bir özelliği vardır. Bizim haberimiz olmadan
8
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
uygulamaları mevcuttur. Liman tesisi güvenliği; liman tesisini ve gemileri, kişileri, yükü, yük taşıma
birimlerini ve gemi kumanyasını bir güvenlik riskinden korumak için önlem almak ve bu önlemlerin
uygulanmasını sağlamak anlamına gelmektedir.
Limanlarda hem kara tarafından gelebilecek tehditlere karşı, hem de deniz tarafından gelebilecek
risklere karşı önlem almak gerekir. Bunun için liman giriş-çıkışlarının kontrol edilmesi, konteyner
güvenliğinin ve kontrolünün sağlanması, gemilerin denizin altında kalan kısmı da dâhil olmak üzere
denetlenmesi, gemideki personelin ve yükün ciddi şekilde denetimi şarttır.
Bu çerçevede gemi ve liman operasyonları:
Kişilere, gemilere veya limanlara karşı kullanılmak üzere niyetlenilen ve gemide taşınmasına izin
verilmemiş silahları, tehlikeli maddeleri ve cihazları önlemek için tasarlanmış önlemler,
Liman tesisine girişin kontrolu,
Demirleme ve yanaşma yerleri dahil, tüm liman tesisinin kontrolu,
Sadece yetkili personelin girişini sağlamak için, girişe yasaklanmış bölgelerin kontrolü,
Yük elleçlemesinin denetimi,
Gemi güvenlik çalışmaları ile etkileşimde bulunmak için işlemler,
Gemi kumanyasının elleçlemesinin denetimi,
Mevcut güvenlik iletişiminin sağlanması,
Gemi personelinin kıyıya çıkışını veya personel değişikliğini, işçi örgüt ve gemiadamları
temsilcileri gibi gemi ziyaretçilerin girişlerini kolaylaştırıcı işlemler,
Olarak karşımıza çıkmaktadır.
çakışmasından kaynaklanmaktadır.
11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de meydana gelen terör saldırılarının ardından, denizde ve denizden
olabilecek terör eylemlerinin önlenmesi amacıyla gemi ve liman tesislerinin güvenliğine ilişkin yeni
tedbirlerin alınması söz konusu olmuştur. Kasım 2001’de düzenlenen IMO Genel Kurulu toplantısında,
alınabilecek tedbirlere ilişkin çalışmaların yapılması amacıyla “Deniz Güvenliği Komitesi” (“Maritime
Safety Committee” / “MSC”) yetkilendirilmiştir. Çalışmalar neticesinde 09-13 Aralık 2002 tarihleri
arasında IMO MSC koordinatörlüğünde düzenlenen diplomatik konferansta, gemilerin ve liman
tesislerinin güvenliğine yönelik yeni tedbirler içeren Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenliği
(The International Ship and Port Facility Security-ISPS) Kodu kabul edilmiştir. İlave olarak, ISPS
Kodu’nun Türkiye’nin de taraf olduğu 01 Kasım 1974 tarihli Denizde Can Emniyeti Hakkında
Uluslararası Sözleşme (International Convention for the Safety of Life at Sea-SOLAS)’ne eklenmesi
kararlaştırılmıştır. Karar doğrultusunda ISPS Kodu, yeni bir başlık olarak SOLAS Kural XI-2/3’e
eklenmiş ve söz konusu değişiklik 01 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dersimizin ana
konusu olan bu kod detaylı olarak inceleneceği için burada daha fazla detaylandırılmayacaktır.
11
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
gelir. Buna karşılık, ev sahibi ülke, kendi ülkelerine ihraç edilen okyanusta giden konteynerli kargoları
hedeflemek için memurlarını herhangi bir ABD limanına gönderebilir.
Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşme: Fidye için gemi mürettebatını ve varsa
yolcuları rehin alan terrorist ve deniz haydutları, 17 Aralık 1979 tarihinde New York’ta imzalanan
Rehine Alınmasına karşı Uluslararası Sözleşme kapsamında da cezalandırılabilir. “Rehineler
Sözleşmesi” olarak da adlandırılan Sözleşme, 168 devlet tarafından imzalanmıştır. Sözleşme ile her
taraf devlet, faillerin yargılanması ve rehin alma eylemlerinin cezalandırılması için gerekli hukuki
düzenlemeleri yapmakla yükümlü kılınmıştır. Sözleşme, suçluların taraf devletlerce yakalanmasını
müteakip yargılama yetkisine sahip devletlere teslim edilmelerini, teslim edilmemeleri durumunda ise
suçun ülkesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın, o devlet tarafından yargılanmalarını
gerektirmektedir. Böylece, rehin alma eylemlerinin cezasız kalmaması amaçlanmaktadır.
12
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
13
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Tüm konteynerleri açmak veya açılmasını talep etmek ve gemi üzerindeki her şeyden
numune alarak tahlil etmek.
Gemide bulunan herhangi bir şahıstan kendisine veya gemi üzerindeki herhangi bir şeye
ilişkin bilgi vermesini talep etmek.
Gemiye, gemide bulunan şahıslara ya da malzemelere ilişkin belge, kitap veya kayıtların
ibraz edilmesini talep etmek ve yetkili makamların ibrazını isteme hakkına sahip olduğu herhangi bir
şeyin fotoğraf veya kopyalarını almak.
Gemide ortaya çıkarılan herhangi bir delile veya malzemeye el koymak, bunların emniyetini
sağlamak ve koruma altına almak
Yargılama: Başka bir devlet tarafından bir Türk bayraklı gemi yakalanığında; öncelikli yargılama
yetkisinin kullanılması için Adalet Bakanlığı gerekli olabilecek tedbirleri alır ve öncelikli yargılama
yetkisini kullanma isteğini müdahil devlete en kısa sürede ve en geç Anlaşmanın 10 uncu maddesi ve
delillere ilişkin özetin alınmasını takip eden on dört gün içinde iletir. Aksi takdirde Anlaşma gereğince
öncelikli yargılama yetkisi hakkından feragat etmiş sayılır. Öncelikli yargılama yetkisi kullanılması
halinde Adalet Bakanlığı tarafından gerektiğinde gözaltına alınan şahısların ve geminin teslimini talep
etmek yerine derhal serbest bırakılması istenebilir.
Kitle İmha Silâhlarının Yayılmasına Karşı Güvenlik Girişimleri
Proliferation Security Initiative (PSI): PSI girişimi, KİS’lerin kara, deniz ve hava yoluyla
nakledilmesinin önlenmesini hedeflemekle beraber, çalışmalar daha çok deniz yoluyla yapılabilecek
nakiller üzerinde yoğunlaşmıştır. Ülkeler doğal olarak egemen oldukları kara, deniz ve hava
sahalarında KİS’lerin naklinin önlenmesi maksadıyla önlem alabileceklerinden, PSI girişiminde
uluslararası deniz yolundan yapılacak nakiller için Denizde Denetim Harekatının çıkmasında önemli rol
oynamıştır.
A Regional Maritime Security Initiative, (RMSI): RMSI'nin amacı, mevcut uluslararası ve yerel
yasalar kapsamında ulusötesi denizcilik tehditlerini belirlemek, izlemek ve engellemek için çeşitli
yetenek ve kapasitelere sahip istekli bölgesel uluslardan oluşan bir ortaklık geliştirmektir.
Yayılma Güvenliği Girişimi veya "PSI" ve RMSI birbiriyle ilişkilidir, ancak PSI, kitle imha silahlarının
ve bunların dağıtım sistemlerinin yayılmasını herhangi bir şekilde engellemeye yönelik küresel bir
çabadır. PSI, diğer ulusötesi tehditleri ele almaz. RMSI ise Asya-Pasifik bölgesindeki denizcilik
ulusötesi tehditlerine de odaklanmış, Endonezya, Malezya ve Singapur donanmalarına ait on yedi
gemi, 20 Temmuz 2004'te 3 filo ile birlikte Malindo Operasyonunu başlatarak Malacca Boğazı'nda yıl
boyunca deniz haydutluğu ve teröre karşı koruma sağlamak için bir sefer düzemiştir.
İnsan Kaçakçılığı
BM Uluslararası Sınır Aşan Örgütlü Suçlarla Mücadele Sözleşmesi Eki-2000 Palermo Protokolü. “Sınır
aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve
Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol”
Sözleşmenin kabulünden sonra düzenlenen Türk Ceza Kanununun 80. maddesinde insan ticareti
tanımı yapılmış, bu suç için 8 yıldan 12 yıla kadar hapis öngörülmüş, insan ticareti suçundan dolayı
tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirlerine hüküm olunması kararlaştırılmıştır. İnsan ticareti suçunun
önlenmesi bakımından Türk vatandaşı ve yabancı ayrımı bulunmamaktadır.
12 Aralık 2002 tarihinde, SOLAS 1974 Uluslararası Anlaşmasına Taraf Devletler Konferansı 2 no’lu
kararı ile kabul edilen, bölüm A (hükümleri zorunlu olarak kabul edilecek) ve bölüm B’den (hükümleri
tavsiye olarak kabul edilecek) oluşan ve aşağıda belirtilen hususların sağlanması durumunda Uluslar
arası Denizcilik Örgütü tarafından değiştirilebilecek, Gemilerin ve Liman Tesislerinin Güvenliği için
Uluslararası Kod’dur.
Kod’un A bölümüne değişiklikler, Bölüm I dışında Ek’e uygulanabilir değişiklik işlemlerine ait
mevcut Anlaşmanın VIII. Maddesi ile uyumlu olacak şekilde kabul edilir ve yürürlüğe koyulur; ve
Kod’un B bölümüne değişiklikler, Denizcilik Güvenlik Komitesi tarafından onun Kurallar ve
Prosedürleri ile kurallarına uygun olarak kabul edilir.
Gemi
Gemi terimi ISPS Kod kapsamında kullanıldığı zaman, seyyar açık deniz sondaj üniteleri ve yüksek-
hızlı tekneleri de kapsamaktadır.
Gemi/Liman Arabirimi
Kişilerin ve malların hareketi veya gemiye ya da gemiden liman hizmetlerinin sağlanması gibi
faaliyetlerle, geminin direkt ve hemen etkilendiği zaman oluşan etkileşimler demektir.
15
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Liman Tesisi
Taraf Devlet veya Görevlendirilmiş Otorite tarafından belirlenmiş ve gemi/liman etkileşiminin olduğu
yerdir. Bu, demirleme, bağlama için bekleme ve denizden yanaşma gibi alanları kapsar
Gemi-Gemi Faaliyeti
Bir liman tesisi ile ilgili olmayan, bir gemiden diğerine mal veya insan transferini kapsayan herhangi
bir faaliyettir.
Görevlendirilmiş Otorite
Liman tesisi açısından gemi/liman etkileşimi ve liman tesisi güvenliği ile ilgili bu ISPS Kod
kararlarının uygulanmasından sorumlu olarak, Taraf Devlet içinde bulunan kuruluş (lar) veya idare (ler)
demektir. Türkiye Cumhuriyeti adına Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı, ISPS Kod’un uygulanması
ile görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiştir.
Güvenlik Olayı
Seyyar açık deniz sondaj üniteleri ve yüksek hızlı tekneler dahil gemilerin veya bir liman tesisinin
veya herhangi bir gemi/liman etkileşiminin veya herhangi bir gemi-gemi faaliyetinin güvenliğini
tehlikeye atan herhangi bir şüpheli hareket veya durumdur.
16
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Gemide Kaptana karşı sorumlu olan; gemi güvenlik planının sürdürülmesi ve uygulanması da dahil
olmak üzere gemi güvenliğinden, ve şirket güvenlik görevlisi ve liman tesisi güvenlik görevlisi ile olan
ilişkilerden sorumlu olmak üzere Şirket tarafından atanan kişi anlamına gelmektedir.
Acentalar
Gemilerin geliş ve gidişleri ile transit geçişlerinde; gümrük, liman, polis, sahil sıhhiye, yükleme-
boşaltma, pilotaj, römorkaj ve barınma işlerinin yapılmasını sağlayan, konşimento ve manifesto tanzim
eden, navlun tahsil eden, teslim ve yükleme ordinosu veren, gemi masraflarına ait depozitoları yatıran
ve çözen, gemilere kumanya, su, yakıt temin eden, personel değişimi için gerekli imkanları sağlayan,
talep olması halinde sağlık hizmetleri veren firmalardır.
Brokerlar
Aracı, simsar firmalardır. Birkaç çeşit broker olmakla birlikte başlıcaları; Sigorta Simsarları ve
Navlun Simsarlarıdır. Sigorta Simsarları, gemi sahibi ile sigortacı arasındaki ilişkileri düzenler. Navlun
Simsarları ise, gemi sahibi ile yükleyici veya kiralayıcı arasındaki ilişkileri düzenler.
Forwarder-Expeditor
Yük sevkiyatı yapan firmalardır. Malların bir noktadan diğer bir noktaya taşınmasını sağlayan; bu
maksatla karayolu , demiryolu , hava yoluyla bir veya bir kaçını kombine olarak kullanan; yükün
depolanması, gümrüklemesi, paketlemesi, dağıtımı gibi işlemleri yapan ve bunların organizasyonu
gerçekleştiren şirketlerdir. Bu işlem Forward olarak tanımlanır Türkçe karşılığı olarak “Navlun
göndericisi” ifadesi kullanılmaktadır. Kendi taşıma aracı olmadan bu taşımayı organize etmesi
bakımından taşıyıcı nakliye şirketlerinden tamamen ayrılır.
Operatör
Geminin ziyaret ettiği terminal üzerindeki operasyonel kontrolleri sürdürmeyi sağlayan, devlet ve
şirket acente temsilcisi kişilerdir.
Terminal
Toplanma, operasyon, gemiye kargonun boşaltılması veya yüklenmesi için kullanılan bir yapı
anlamına gelmektedir. Bu, geminin güvenle barınacağı rıhtım ve iskeleler; kara ve sualtı veya
doğrudan bu yapılara benzer veya bunların üzerindeki bina, cihaz ve malzemeleri içerir.
insan veya insan guruplarının seçilmiş hedef ülkelere kanunsuz usullerle ulaştırmayı hedef edinen
örgütlü suç türüdür.
Göç (Migration)
Coğrafi bakımdan bir iskan ünitesinden ayrılan kişilerin başka bir yerde hayatlarını devam ettirmeye
karar vermeleri ile bu kararı uygulamaları ile ortaya çıkan hadisedir.
İltica (Asylum)
Ülkesinde var olan veya var olduğu iddia edilen siyasi baskı ve insan hakları ihlalleri nedeni ile bir
veya birden fazla kişinin bir başka ülkeye yasal veya yasal olmayan bir yolla ulaştıktan sonra hedef
ülke vatandaşlığına geçmek için yaptığı başvurudur.
Mülteci (Refugees)
Ülkesini siyasi dinsel ya da ırksal nedenlerle terk eden ve vatandaşlığını kazanmadan yerleştiği
ülkede yerli halkın sahip olduğu statüden yararlanamayan kimsedir. Irkı, dini, milliyeti, siyasi görüşü
veya belirli bir sosyal gruba üyeliği nedeniyle zulüm görmekten haklı bir neden dolayısıyla korktuğu
için ülkesinden kaçan veya geri dönemeyen ya da dönmek istemeyen kişidir.
Göçmen (Immigrant)
Genel olarak, insan ve insan topluluklarının bulundukları bölgelerden, geçici veya sürekli olarak göç
eden kişilerdir.
18
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
19
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Güvenlik seviyeleri, seviye 1 den 2 ye , seviye 2 den 3 e doğru değişebilmekle beraber, seviye 1
den doğrudan seviye 3 e de değişebilir.
Bir gemi, ziyaret ettiği limanın güvenlik seviyesinden daha yüksek bir güvenlik seviyesinde
işletilebilir, ancak daha düşük bir güvenlik seviyesinde işletilemez.
ŞGG veya GGG, geminin ziyaret edeceği liman tesisinin LTGG ile ilk fırsatta biraraya gelip, liman
tesisinde bu gemiye uygulanacak güvenlik seviyesini tesis etmek üzere, birlikte çalışmalıdır. LTGG
gemi ile iletişim kurarak, liman tesisinin güvenlik seviyesinde sonradan ortaya çıkan herhangi bir
değişikliği gemiye bildirecek ve güvenlikle ilgili diğer bilgileri sağlayacaktır.
Geminin güvenliğiyle ilgili tüm sorumluluk daima kaptandadır. Güvenlik seviyesi 3 durumunda dahi;
bir kaptanın, eğer bu talimatlara uymanın, geminin güvenliğini tehlikeye atacağına inandığı sebepleri
varsa, talimatlara açıklık getirilmesini veya değiştirilmesini isteyebilir.
20
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
PAKİSTAN,
HİNDİSTAN,
BANGLADEŞ,
NİJERYA,
HAİTİ,
KENYA,
ENDONEZYA
LÜBNAN
2. GÜVENLİK SORUMLULUKLARI
ISPS Kod’un A bölümünün gerektirdiği bir değerlendirme, veya bir doğrulama veya bir onay veya bir
sertifikalandırmayı yapmaya yetkili, gemi ve liman işletmeleri konusunda uygun bilgiye ve güvenlik
konularında da yeterli uzmanlığa sahip bir kuruluş anlamına gelmektedir.
Anlaşmaya Taraf Devletler, aşağıdakiler de dahil, belirli güvenlik faaliyetlerini yürütmek üzere, bir
Tanınmış Güvenlik Kuruluşunu yetkilendirebilir:
Taraf Devlet adına, gemi güvenlik planı veya ona ait değişikliklerin onaylanması,
Taraf Devlet adına, geminin SOLAS Bölüm XI-2 ve ISPS Kod Bölüm A gereklerine
uyumluluğunun doğrulanması ve sertifikalandırılması,
Taraf Devlet tarafından istenilen liman tesisi güvenlik değerlendirmelerini yapmak.
C- Şirketlerin Sorumlulukları:
SOLAS Kural IX/1.2’e göre Şirket, gemi sahibini, veya geminin işletilme sorumluluğunu sahibinden
devir almış olmakla birlikte, Güvenlik Yönetimi Uluslar arası Kuralı ile yüklenmiş bulunan bütün görev
ve sorumlulukları da gemi sahibinden devralmayı kabul eden; işleten veya boş gemi kiralayıcı diğer bir
kuruluş veya kişiyi ifade eder.
Gemilerini SOLAS Bölüm XI-2 ve ISPS Kod Bölüm A kurallarına uygun olarak işleten her Şirket,
Şirket için bir Şirket Güvenlik Görevlisi ve her bir gemisi için de bir Gemi Güvenlik Görevlisi atamak
zorundadır. Şirket, çalıştırdığı gemilerin sayı ya da tiplerine bağlı olarak, her bir kişinin hangi gemiden
sorumlu olduğunu açıkça belirleyerek, birden fazla kişiyi şirket güvenlik görevlisi olarak atayabilir. Bu
görevlilerin, görevleri, sorumlulukları ve eğitim gereklilikleri ile talimler ve tatbikatlar için gereklilikler,
ISPS Kod Bölüm A da tanımlanmaktadır.
Şirket, gemi güvenlik planında Kaptan’ın yetkisini açıkça vurgulayan bir hükmün yer almasını temin
edecektir. Bu husus, Kaptan’ın gemi emniyeti ve güvenliğine ilişkin gerekli ilgili kararları verme
konusunda, ayrıca gerekli olan hallerde Şirketten ya da Taraf Devletten yardım talep edebilmesi
hususunda gerekli yetki ve sorumluluğa sahip olduğunun gemi güvenlik planında belirtilmesi ile
sağlanacaktır.
22
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Eksiklikleri gidermek ve geminin kendisine ait güvenlik gerekliliklerini sağlamak amacı ile gemi
güvenlik planında gerekli değişikliklerin yapılmasının sağlanması,
Güvenlik faaliyetlerinin iç denetimleri ve gözden geçirilmesi için düzenlemelerin yapılması,
İdare veya Tanınmış Güvenlik Kuruluşu tarafından gerçekleştirilecek geminin başlangıç ve
müteakip doğrulamaları için düzenlemelerin yapılması,
İç denetimler, periyodik gözden geçirmeler, güvenlik denetimleri ve uygunluk doğrulamaları
sırasında belirlenen eksiklik ve uygunsuzlukların zamanında tespit edilip onlarla ilgilenilmesinin temini,
Güvenlik bilincinin ve ihtiyatının geliştirilmesi,
Gemi güvenliğinden sorumlu olan personel için uygun eğitimin sağlanması,
Gemi Güvenlik Görevlisi ve ilgili Liman Tesisi Güvenlik Görevlileri arasında etkin iletişim ve
işbirliğinin sağlanması,
Güvenlik (Security) gereklilikleri ile Emniyet (Safety) gereklilikleri arasında tutarlılığın
sağlanması,
Eş Gemi veya Filo Güvenlik Planlarının kullanılması halinde, her bir Gemi Planının, o gemiye ait
bilgileri doğru olarak yansıtmasının sağlanması,
Belirli bir gemi ya da gemi grubu için onaylanmış herhangi bir alternatif veya benzer
düzenlemelerin uygulanmasının ve sürdürülmesini sağlanması.
23
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Uygun olan şartlar altında, Gemi Kaptanına yürürlükteki Güvenlik Seviyesi ile ilgili tavsiyelerde
bulunmak,
Gemideki tehlikeli yükleri ve bulundukları yerleri ayrıntılı şekilde içeren Tehlikeli Yükler
Manifestosunun gerektiği takdirde liman devletinin denetimi için hazır bulundurulmasını sağlamak.
Diğer Gemi Personeli: Gemi Güvenlik Planında yer alan genel güvenlik anlayışına aşina olmalı
ve ana başlıkları aşağıda belirtilen hususlar hakkında bilgi ve beceriye sahip olmalıdır.
Değişik güvenlik seviyelerinin anlamı ve birbirini takip eden gereklilikleri,
Acil durum yöntemleri ve olasılık planları,
Silahların, tehlikeli madde ve cihazların tanınması ve ortaya çıkarılması,
Etnik, dini vb. ayrımcılık yapmadan, güvenliği tehdit etmesi muhtemel kişilerin özellikleri ve
davranış biçimlerini tanıyabilme,
Güvenlik önlemlerini engellemek için kullanılan teknikler.
Güvenlikle İlgili Özel Görevleri Olan Gemi Personeli:Geminin tipi ve Gemi Güvenlik Planında
belirtilen düzenlemeler çerçevesinde farklılık göstermekle birlikte Gemi Güvenlik Organizasyonunda
temel olarak bir Güvenlik Nöbetçi Heyetinin gerekliliği öngörülmüştür. Güvenlik Nöbetçi Heyeti asgari
seviyede bir Vardiya Zabiti ve yeteri kadar Güvenlik Devriyesi/Lumbar ağzı Nöbetçisi’nden meydana
gelmekte olup, bu kapsamda öngörülen temel sorumluluklar aşağıda sunulmuştur.
Güvenlik Nöbetçi Heyeti, gemi civarında çok dikkatli bir gözetlemenin sürekli olarak
sürdürülmesinden sorumludur. Gemi civarında tespit edilen şüpheli şahıslar, nesneler ve faaliyetler
takip edilmeli, bunun yanında tüm güvenlik önlemlerinde, güvenlik sistem veya ekipmanlarında
meydana gelen hata ve arızalar Vardiya Zabitine ve Gemi Güvenlik Görevlisine rapor edilmelidir.
Vardiya Zabitinin Görev ve Sorumlulukları
24
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
İlgili liman tesisi güvenlik değerlendirmesini dikkate alarak, liman tesisinin ilk kapsamlı güvenlik
sörveyinin yönetimi,
Liman tesisi güvenlik planın geliştirilmesi ve bakımının sağlanması;
Liman tesisi güvenlik planın uygulanması ve tatbikatı;
Uygun güvenlik önlemlerinin devamlılığını sağlamak için, düzenli gemi güvenlik denetimlerinin
yapılması;
25
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Yetersizliklerin giderilmesi amacı ile, gerektiğinde, liman tesisi güvenlik planına değişiklikleri
tavsiye etmek ve bunları plana katmak, ve liman tesisindeki değişiklikleri dikkate alarak planı
güncelleştirmek;
Liman tesisi personelinin güvenlik bilincinin ve ihtiyatının geliştirilmesi;
Personele, liman tesisi güvenliği ile ilgili yeterli düzeyde eğitim verilmesinin sağlanması;
Liman tesisi güvenliği için tehdit oluşturan olayların kayıtlarının tutularak, ilgili yetkililere
bildirilmesi;
Liman tesisi güvenlik planının, uygun Şirket ve gemi güvenlik görevlisi (görevlileri) ile
uygulanmasının koordinasyonu;
Uygun olduğunda, güvenlik servisleri ile işbirliğini sağlama;
Liman tesisi güvenliğinden sorumlu personel standartlarına uyulduğunun sağlanması;
Eğer mevcut ise, güvenlik cihazlarının uygun bir şekilde çalıştırılması, denenmesi, ayarlanması
ve muhafazasının sağlanması.
Talep edildiğinde, gemiye binmek isteyenlerin kimliklerinin doğrulanması için gemi güvenlik
görevlilerine yardım edilmesi;
Deniz güvenliği kavramını tanımlayabilmek için, öncelikle kendisi ile karıştırılan bir kavram olan
deniz emniyeti (maritime safety) kavramının farklılıklarından bahsetmek faydalı olacaktır. Özellikle
Türkiye’de deniz güvenliği kavramı genellikle deniz emniyeti kavramı ile karıştırılmaktadır. Bunun
sebebi güvenlik (security) ve emniyet (safety) kelimelerinin Türkçe’de birbirlerinin yerine kolayca
kullanılabilmesidir. Bu nedenle öncelikle güvenlik ve emniyet kavramları arasındaki farkın açıklanması
gereklidir.
Sözlük anlamı incelendiğinde, güvenlik kelimesinin, “tehlike bulunmaması hali, emin ve rahat olma”
veya “toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi
durumu, emniyet” gibi tanımlarının olduğu görülmektedir. Emniyetin kelime anlamını incelediğimizde
ise “kuşkulanacak hiçbir şey olmama, eminlik, korkusuzluk, güvenlik” veya “güvenlik, güven, inanma,
itimat” tanımlarını bulmak mümkündür.
Görüldüğü üzere emniyet ve güvenlik kavramları Türkçe’de birbirlerinin içlerine girmiş ve
birbirlerinin yerine kullanılan kavramlardır. Deniz güvenliği ve deniz emniyeti kavramlarının birbirleri ile
karıştırılmasının en önemli sebebi de budur. Kelimelerin İngilizce anlamlarına bakıldığında ise
güvenlik, “bir ülkeyi, bir binayı veya bir kişiyi koruma faaliyetleri”, “gelecekte olabilecek kötü şeylere
karşı koruma”, emniyet ise “bir tehlikeden veya zararlı şeylerden korunma durumu”, “tehlike içinde
olmama”dır.
Güvenlik kavramının kaynağı, güvenliği tehdit eden bir oluşum iken, emniyet kavramının kaynağı
ise, yanlış veya eksik yapılan bir davranışın veya olumsuz koşulların istenmeyen sonuçlara yol
açmaması için alınması gereken tedbirlerdir. Güvenlik, kasıtlı olarak yapılan imha etme, hasar verme,
rahatsız etme eylemlerine karşı alınan tedbirler ile ilişkili risklerle ilgilenir. Emniyet ise bir karşı alınan
tedbirler ile ilişkili risklerle ilgilenir. Burada dikkat çekici olan, güvenlik kavramı içerisinde bir kastın
olması, emniyet kavramında ise kastın olmamasıdır.
26
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
Genel olarak deniz güvenliği kavramı içerisinde güvenliği ortadan kaldırmak isteyen bir oluşum (bu
bir insan, bir grup terörist vs. olabilir) ile bir kasıt var iken, deniz emniyeti kavramı içerisinde emniyeti
tehdit eden bir oluşum (kötü hava ve doğa şartları, dikkatsiz personel, uyulmayan emniyet tedbirleri,
eksik veya yanlış talimatlar vb.) vardır. Örneğin, yolcu gemilerine binen yolcuların üstlerinin aranması
bir güvenlik tedbiri iken, sıvılaştırılmış petrol gazı taşıyan bir gemide sigara içilmesinin yasak olması bir
emniyet tedbiridir.
Deniz güvenliği kavramı, ülkelerin denizdeki faaliyetlerini engellemeye çalışan kasıtlı bir tehditin
ortaya çıkması ile meydana gelmiştir. Deniz güvenliği kavramı içerisinde kasıtlı bir tehdidin bulunması
ve bu tehdide ilişkin önlemlerin alınması söz konusudur. Deniz emniyeti, standart altı gemiler, kalifiye
olmayan personel veya operatör hataları sonucu ortaya çıkan deniz kazalarının önlenmesi veya
azaltılması ile ilgili iken, deniz güvenliği ise kanunsuz ve kasıtlı yapılan hareketlere karşı koruma ile
ilgilidir.
Deniz güvenliği, “kaçırma, sabotaj, haydutluk, hırsızlık ve terörist saldırılara karşı gemi, liman
tesisleri deniz kurumları ve diğer deniz teşkilat yahut tesis sahipleri, işleticileri ve idarecileri tarafından
alınan önlemler” olarak tanımlanabilir. Buna karşılık, deniz emniyeti, “standardı düşük gemiler,
niteliksiz mürettebat yahut işletmen, operatör hatası nedeniyle denizde oluşabilecek aksilik veya
kazaları en aza indirmek için gemi, liman tesisleri, deniz kurumları ve diğer deniz teşkilat yahut tesis
sahipleri, işleticileri ve idarecileri tarafından alınan önlemler” olarak tanımlanabilir.
Deniz güvenliği konusundaki çalışmalar merkezi bir devlet otoritesi liderliğinde yönetilmelidir. Deniz
güvenliğini sağlamak için yapılması gereken tüm faaliyetler, alınması gereken tüm tedbirler, o ülkenin
devlet ve özel kurumları arasında geniş kapsamlı, karmaşık ve yoğun koordinasyonu gerektiren bir
çalışmayı gerektirmektedir. Bu kadar geniş kapsamlı bir koordinasyon ancak güçlü bir merkezi otorite
tarafından yönetilebilir. Ayrıca deniz güvenliği faaliyetlerinin ekonomik olarak sağlanabilmesi
maksadıyla da faaliyetlerin merkezi olarak yönetilmesi önemlidir. Çünkü deniz güvenliği faaliyetleri
devletlerin stratejik boyutta pahalı yatırımlar yapmasını gerektirmektedir. Bu sebeple deniz güvenliği ile
ilgili çalışmalar mutlaka bir devlet kurumu tarafından merkezi olarak yönetilmelidir.
Ulusal işbirliği
Deniz güvenliği çalışmalarında hem kamu ve hem de özel kurumlar arasında işbirliği, sorumluluk ve
bilgi paylaşımı sağlanmalıdır. Deniz güvenliğinin karmaşık ve geniş işbirliğini gerektiren yapısı
27
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
sebebiyle hem kamu hem de konuyla ilgili sivil kurumların çalışmalara dahil edilmesi gerekmektedir.
Günümüzde ticaretin yüzde doksanının deniz yoluyla yapıldığı göz önüne alındığında, denizlerin
ticaret maksadıyla kamu kurumlarından çok özel kurum, kuruluş ve şirketler tarafından kullanıldığı
görülmektedir. Bu sebeple, deniz güvenliğinin sağlanması konusunda düzenlemeler yapacak olan
merkezi devlet otoritesi mutlaka özel kuruluşlar ile de koordinasyon içerisinde olmalıdır. Oluşturulacak
sistem içerisinde yer alan tüm kurum, kuruluş ve şirketler birbirleri ile işbirliği içerisinde olmalıdır.
Deniz güvenliği, küresel boyutta kamu ve özel deniz güvenliği faaliyetlerinin tehditleri önleyebilecek
kapsamlı ve birleştirilmiş çabalar içerisinde harmanlanması ile elde edilebilir.
Denizde durumsal farkındalık
Deniz güvenliğinin sağlanabilmesi için öncelikle denizde durumsal farkındalığın sağlanması
gerekmektedir. Denizde durumsal farkındalık, deniz ortamında meydana gelen tüm olaylar ve
durumlar hakkındaki verileri toplama, birleştirme, analiz etme ve daha sonra elde edilen bilgileri ve
analiz sonuçlarını karar vericilere yayma sürecidir. Başka bir deyişle, tehditin ne olduğunu tespit etmek
için bilgi toplamak, bunun gerçekten bir tehdit olduğunu bilmek için bilgileri birleştirmek, gerekli
düzeltici işlemlerin belirlenebilmesi için analiz etmek ve gerekli önlemleri alabilmeleri için bu bilgileri
karar vericilere gönderebilme yeteneğidir. Deniz ortamındaki faaliyetlerin etkin bir durumsal
farkındalığı olmazsa koruma veya erken mukabele için önemli fırsatlar kaybedilebilir. Durumsal
farkındalık tehditleri tespit, caydırma, önleme ve karşı koyma konularında zaman ve mesafe kazandırır.
Denizde durumsal farkındalık, deniz güvenliği anlamında; güvenlik, emniyet, ekonomi ve çevre
konularında ülkeyi etkileyebilecek denizlerdeki her türlü faaliyetin bilinmesidir. Denizde durumsal
farkındalığı sağlamak için, “görmek, anlamak ve paylaşmak” esastır. Denizde meydana gelen olayları
görmek yani tespit etmek, anlamak yani teşhis etmek ve bilgileri diğer kurumlarla paylaşmak için
gelişmiş, gözetleme, tespit, teşhis sistemleri, muhabere, komuta, kontrol sistemleri ve istihbarat
yönetim merkezleri kurulmalıdır.
Gözetleme, tespit ve teşhis sistemleri
Denizdeki olayları anlayabilmek için ilk önce bu olaylardan haberdar olunmalıdır. Denizdeki
olayların en önemli tespit vasıtaları deniz gözetleme sistemleridir. Çünkü aynı anda çok büyük bir
deniz alanının gözetlenmesini sağlarlar. Gözetleme sistemleri bilimsel bir şekilde kullanıldığında
denizdeki birçok yasa dışı olayın kolaylıkla ortaya çıkarılmasını sağlar. Örneğin, bir geminin limanından
ayrılırken bildirmiş olduğu varış limanı ile rotasının onu götüreceği limanının farklı olması o gemi
hakkında bir şüphe uyanmasına sebep olabilir. Bir geminin güvenilir bir gemi olduğu, bildirimde
bulunduğu hareketleri ile yaptığı hareketlerin aynı olması ile büyük ölçüde değerlendirilebilir. Ayrıca
denizde bulunan diğer gemiler ile karakol yapan güvenlik kuvvetlerine ait gemiler (askeri gemiler, polis
ve sahil güvenlik kuvvetlerine ait gemiler) de Tanımlanmış Deniz Resmi’nin ortaya çıkarılmasına
yardımcı olabilirler. Şüpheli hareketleri gözlemlenen bir geminin, deniz gözetleme merkezine
bildirilmesi, belki de başlayacak olan bir terör faaliyetinin başlamadan bitmesini sağlayacaktır. Ayrıca
bu gemi deniz güvenliği görevleri ile görevlendirilmiş güvenlik güçlerine ait bir gemi ise, deniz trafiğinin
önemli düğüm noktalarında görev yapacak, o bölgeden gelip geçen birçok gemiyi sorgulayabilecek,
ayrıca deniz güvenliği merkezinden gelen emirlere istinaden veya kendi inisiyatifiyle personelini
gemiye çıkararak (boarding) gemiyi denetleyebilecektir.
Çeşitli kaynaklardan gelen bilgilerin birleştirilmesi de çok önemlidir. Çeşitli platformlardan ve
gözetleme sistemlerinden gelen radar gibi elektronik hedef bilgileri de bir merkezde birleştirilmelidir.
Örneğin bir harp gemisinin rapor ettiği şüpheli bir gemi ile gözetleme sistemlerinden elde edilen
elektronik bir temas değerlendirilerek onun tek bir temas olarak ana sisteme girilmesi sağlanmalıdır.
Böylece tanımlanmış deniz resmi hatasız bir şekilde oluşacak ve kullanıcılara açık bir fikir verecektir.
28
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
29
BİRLEŞTİRİLMİŞ GÜVENLİK GÖREVLERİ DERS NOTU
sistemlerinin kör noktalarında, su çekimi müsait olan küçük botlar iç sularda görevlendirilmelidir.
Deniz Güvenliği Operasyonları
Alınan tüm tedbirlere rağmen deniz güvenliğini tehdit eden bir oluşumun ortaya çıkması durumunda
bu tehditin ortadan kaldırılması maksadıyla deniz güvenliği operasyonları yapılmalıdır. Deniz güvenliği
operasyonları etki odaklı olmalıdır. Bu tip operasyonlar sadece hedeflere taarruz veya basit olarak
amaçlarla uğraşmak yerine sonuç yaratmaya dayanan planlama, icra ve değerlendirmeye
odaklanmalıdır. Etki odaklı harekât, direkt, dolaylı ve kademeli uygulamaların tamamının
düşünülebildiği bir sistem çerçevesinde tasarlanmış ve planlanmış, askeri, diplomatik, psikolojik ve
ekonomik enstrümanların kullanılması ile başarılabilen bir harekâttır.
Oluşabilecek hasarın azaltılması
Savunma tedbirleri terör faaliyetlerinin caydırılmasını ve caydırmanın başarısız olduğu durumlarda
ise hasarın azaltılmasını sağlar. Deniz güvenliği öncelikle savunma tedbirleri ile terör faaliyetlerinin
caydırılması ile sağlanabilir. Ancak yine de böyle bir olay ile karşılaşılır ise oluşabilecek hasarı
asgariye indirmek esastır. Terör olaylarının önlenemediği durumda hasarı azaltmak üzere çalışmalar
yapılmalıdır.
Uluslararası işbirliği
Deniz güvenliği ülkelerin tek başlarına yapacakları çabalarla elde edilecek bir durum değildir. Tüm
dünya ülkelerinin birlikte çalışmasını ve işbirliği yapmasını gerektirir. Öncelikle coğrafi bakımdan yakın
olan ülkelerin birbirleri ile çok iyi bir koordine içerisinde çalışması gerekmektedir. Bu sebeple ülkeler
ikili veya uluslararası anlaşmalar ile deniz güvenliği faaliyetlerini düzenlemelidir.
Sonuç olarak deniz güvenliği, bir kamu kurumu tarafından merkezi olarak yönetilerek, devletin ilgili
tüm kamu ve özel kurumları arasında koordine sağlanarak, çok iyi bir istihbarat ile desteklenen ve
deniz gözetleme sistemleri ile teçhiz edilen, bir tehdit ve hassasiyet değerlendirmesi sonucunda
oluşturulan planlar, kademeli bir savunma sistemi ve uluslararası işbirliği ile sağlanan güvenli bir deniz
ortamıdır.
C- Denizcilik Güvenlik Seviyelerinin Gemide ve Liman Tesislerinde Uygulanan Güvenlik Önlemleri
ve Usullerine Etkileri
30