You are on page 1of 17

Fransa

Fransa
République française
Fransız Cumhuriyeti

Bayrak

Arma

Slogan
Liberté, Égalité, Fraternité
(Türkçe: "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik")

Fransa Cumhuriyeti'nin toprakları


Fransa konumu (yeşil)

Başkent Paris
ve en büyük şehir

Resmî diller Fransızca (anayasal) - 11 Fransa dili (bölgesel)


Hükûmet Üniter yarı başkanlık sistemi
• Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron
• Başbakan Jean Castex
Kuruluş
• Fransa'nın Kuruluşu Ağustos 843 (Verdun Anlaşması)
• Mevcut anayasa 4 Ekim 1958 (V. Cumhuriyet)
Yüzölçümü
• Toplam 640.679 km2 (247.368 sq mi)[1] (43.)

Nüfus
• 2019 sayımı 67.022.000
• Yoğunluk 116/km2 (300,4/sq mi)

GSYİH (SAGP) 2020 tahminî


• Toplam 2,954 trilyon $
• Kişi başına 45.454 $)

GSYİH (nominal) 2020 tahminî


• Toplam 2,551 trilyon $
• Kişi başına 39.257 $

Gini (2018) ▼ 28.5 düşük

İGE (2019) 0.901 çok yüksek

Para birimi Euro (€, EUR)

Zaman dilimi UTC+1 (CET 2)

Telefon kodu 33
Fransa ya da resmî adıyla Fransız Cumhuriyeti (Fransızca: République française) ana kara
toprakları Batı Avrupa'da bulunan ve dünyanın pek çok bölgesinde denizaşırı toprakları olan bir
ülkedir. Kıta Fransası, güneyde Akdeniz'den kuzeyde Manş Denizi ve Kuzey Denizi'ne, doğuda Ren
Nehri'nden batıda Atlas Okyanusu'na kadar yayılan topraklarda yer alır. Fransızlar, ülkelerini
topraklarının biçiminden ötürü Altıgen (Fransızca: L'Héxagone) olarak adlandırırlar.
Fransa, yönetimde yarı-başkanlık sisteminin uygulandığı üniter bir devlettir. Ülkenin başlıca ilke ve
ülküleri İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nde açıklanmıştır.
Fransa'nın Avrupa kıtasındaki komşuları Belçika, Lüksemburg, Almanya, İsviçre,
İtalya, İspanya, Monako ve Andorra'dır. Akdeniz'de İtalya'ya ait Sardinya Adası'ndan sadece 12 km
uzaktaki Korsika adası da Fransa'ya aittir.
Sahip olduğu denizaşırı illerde de, Fransız Guyanası aracılığıyla Brezilya ve Surinam'a, Saint Martin
Adası aracılığıyla da Hollanda Antilleri'ne sınırı vardır. Fransa, Manş Denizi'nde deniz yüzeyinin
altından geçen Manş Tüneli'yle Birleşik Krallık'a bağlanmaktadır.
Fransa, 17. yüzyılın ikinci yarısından bu yana dünya genelinde uluslararası ilişkiler alanında önde
gelen ülkelerden olmuştur. 18. ve 19. yüzyıllar arasında, Fransa dönemin en büyük sömürge
imparatorluklarından birini kurmuştur. Bu dönemlerde Fransa'nın sınırları Batı Afrika'dan, Güneydoğu
Asya'ya kadar uzanmış, etki ettiği bölgelerdeki toplumların kültür ve siyasetlerinde belirgin izler
bırakmıştır.
Dünya sıralamasında 6. sırada bulunan nominal gayrisafi yurt içi hasılası ve 8. sırada yer alan satın
alma gücü paritesi ile ileri bir ekonomiye sahiptir ve gelişmiş ülkeler sınıfında yer almaktadır.
İş gezileri için gelenler dâhil, ülkede yirmi dört saatten az kalanlar hariç tutulmak üzere, yıllık olarak
ağırladığı yaklaşık 82 milyon turistle Fransa, dünyada en çok ziyaret edilen ülkedir.
Fransa, Avrupa Birliği adlı siyasi ve ekonomik örgütlenmenin kurucu üyelerinden biridir ve birlik
üyesi ülkeler içinde yüz ölçümü en büyük olanıdır. Ülke, bunun yanında Birleşmiş Milletler'in de
kurucu üyelerinden, Frankofon'un, G8 Zirveleri'nin, Latin Birliği'nin ve NATO'nun da
katılımcılarındandır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden biridir. 360
etkin savaş başlığı ve 59 nükleer santraliyle önemli bir nükleer güçtür.

Köken bilimi
"Fransa" adı, Frankların yurdu anlamına gelen Francia sözcüğüne dayanır. Ancak frank sözcüğünün
kökeniyle ilgili pek çok farklı iddia vardır. Bunlardan biri, bu sözcüğün kökeninin ön Cermen
dillerinde cirit, kargı, mızrak gibi anlamlara gelen frankona dayandığı yönündedir.
Bir başka köken varsayımı da frank teriminin eski Cermen dillerinde özgür anlamına
gelen frei sözcüğünden geldiğidir. Frank sözcüğü çağdaş Fransızcada franc biçiminde hâlâ
yaşamaktadır ve 2000 yılında Euro Fransa'nın resmî para birimi olana dek Fransa'da kullanılan parayı
adlandırmak için de kullanılmıştır. Çağdaş Almancada Fransa bugün bile Frankreich (Türkçe: Frank
İmparatorluğu) olarak adlandırılır. Ancak bunu Charlemagne yani Şarlman'ın Kutsal Roma Cermen
İmparatorluğu'ndan ayırt edebilmek için eski olan krallığa Frankenreich (Türkçe: Frankların
İmparatorluğu) denir.
Frank sözcüğü Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden Orta Çağa kadar daha az yaygın biçimde
kullanılagelmiş ancak Hugh Capet'in Fransa Kralı olarak taç giymesinin ardından yaygın biçimde,
gelecekte Fransa olarak anılacak Fransa Krallığı'nı anlatmak için kullanılmaya başlanmıştır.
Tarihi
Antik ve Orta Çağ
Günümüz Fransa'sının sınırları hemen hemen eskiden Kelt Galyalıları (Fransızca: Celte Gaulois,
okunuşu: selt golwa) tarafından yurt edinilen Antik Galya'nın (Fransızca: Gaule, okunuşu: gol)
sınırlarıyla aynıdır. Galya, MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatoru Julius Caesar tarafından ele geçirilince
Galya halkları yavaş yavaş Roma kültürünü ve Roma dilini benimsediler. Daha sonra zamanla bu dil
kendi içinde değişerek çağdaş Fransızcanın temellerini oluşurdu. Fransa topraklarında Hristiyanlık ilk
olarak MS 2. ve 3. yüzyıllarda görüldü ve sonraki iki yüzyıl içinde öylesine hızlı yayılma olanağı
buldu ki, Aziz Jerome yazılarında Galya'nın "sapkınlıktan kurtulmuş" olan tek bölge olduğunu yazdı.

Frank Krallığı'nın genişlemesi


MS 4. yüzyılda, Galya'nın Ren Nehri kıyısındaki doğu sınırları Cermen boyları tarafından
yönetiliyordu. Bu topluluklar içinde en etkili olanı, Fransa'ya antik Francie adını da veren Franklardı.
Günümüzde kullanılan Fransa adıysa Paris dolaylarında bulunan Capet krallarının yönettiği
derebeyliğin bulunduğu bölgenin adından gelir. Roma İmparatorluğu'nun düşüşünden sonra, Avrupa
topraklarında yayılan Cermen boyları içinde Franklar, Aryanizm'e değil de, Katolikliğe giren ilk
topluluklardı. Bu nedenle Fransa'ya “Kilisenin en büyük kızı” (La fille ainée de l’Église) sıfatı
verilmiş, Franklar da buna dayanarak kendilerini “Fransa'nın en iyi Hristiyanları” olarak
adlandırmışlardır.
Ayrı bir ülke olarak Fransa tarihinin başlamasıysa 843 tarihli Verdun Antlaşması uyarınca Karolenj
İmparatorluğu'nun Doğu Frank Krallığı, Batı Frank Krallığı ve Orta Frank Krallığı olarak üçe
ayrılmasıyla başladı. Batı Frank Krallığı hemen hemen bugünkü Fransa topraklarını kaplıyordu ve
nitekim çağdaş Fransa'nın temelleri bu krallık üzerine kuruldu.
Karolenj Hanedanı Fransa'yı 987 yılında Fransa Dükü ve Paris Kontu Hugh Capet'nin, Fransa kralı
olarak taç giymesine kadar yönetti. Onun soyundan gelenler ile Valois ve Bourbon hanedanları da
aşamalı bir dizi savaşla ülkede birliği sağladılar.

1477'de Fransa, Kırmızı çizgi: Fransa Krallığı'nın sınırları, Açık mavi alanlar: Doğrudan yönetilen
kraliyet toprakları.
Erken modern dönem
Krallık yönetimi 17. yüzyılda ve kral XIV. Louis'nin döneminde zirvelerini yaşıyordu. Bu süreçte
Fransa, Avrupa kıtasının en kalabalık ülkesi hâline geldi ve Avrupa kültürü, politikaları
ve ekonomisi üzerinde en etkili güçlerden biri oldu. Fransızca dönemin diplomasi dili oldu ve uzun
süre bu niteliği koruyarak kaldı. Aydınlanma çağı da büyük ölçüde Fransız entelektüel çevrelerinde
gerçekleşti. Fransız bilim insanları 18. yüzyılda büyük bilimsel buluşların altına imzalarını attılar.
Ayrıca Fransa bu dönemlerde Afrika, Amerika ve Asya kıtaların da birçok denizaşırı toprak edindi.

Fransız Devrimi, Cumhuriyet ve Fransız İmparatorlukları (1789-1914)

Bastille hapishanesi baskınının betimlenmesi


Fransa'da krallık sistemi 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi'ne dek hüküm sürdü. Fransız
Devrimi sırasında dönemin Fransa Kralı XVI. Louis ve eşi Marie Antoinette ile onlara yakınlığı
olduğu düşünülen yüzlerce Fransız vatandaşı öldürüldü. Kısa süreli bir dizi yönetim denemesinden
sonra Napolyon Bonapart 1799'da cumhuriyetin kontrolünü ele aldı ve kendini önce Birinci Konsül,
daha sonra, günümüzde Birinci İmparatorluk (1804-1814) adıyla anılan devletin imparatoru ilan
etti. Napolyon Savaşları olarak bilinen bir dizi savaşın ardından, Bonaparte ailesinin yardımıyla
Napolyon kıta Avrupasının büyük bölümünü ele geçirdi. Yeni elde edilen bu topraklara daha sonra
Bonaparte ailesinin üyeleri Fransa'ya bağlı kral olarak atandı.
1815 yılında yapılan Waterloo Savaşı'nda Napolyon'un son yenilgisinden sonra Fransa'da krallık
yönetimine geri dönüldü. Ancak bu kez kralın yetkilerine anayasal kısıtlamalar getirildi. 1830 yılında
çıkan bir sivil ayaklama olan Temmuz Devrimi'yle Bourbon Hanedanı tümüyle kaldırılarak anayasal
krallığa dayanan Temmuz Monarşisi getirildi. Bu yönetim biçimi 1848 yılına dek sürdü. Bu arada
kurulan İkinci Cumhuriyet oldukça kısa süreli oldu ve 1852 yılında III. Napolyon İkinci
İmparatorluğu kurunca yıkıldı. 1870 yılında başlayan Fransa-Prusya Savaşı'nda yenilen III.
Napolyon bunun üzerine tahttan indirildi ve bu yönetim rejimi de Üçüncü Cumhuriyet'in kurulmasıyla
feshedildi.
Modern dönem (1914-günümüz)
Fransa 17. yüzyıldan başlayarak 1960'lara dek bir sömürge devleti kimliğiyle var oldu. 19. ve 20.
yüzyıllarda dünyanın dört bir yanında edindiği sömürge toprakları Fransa'yı İngiltere'den sonra ikinci
büyük sömürge imparatorluğu haline getirdi. 1919 ve 1939 yılları arasında gücünün
doruklarındayken Fransız Sömürge İmparatorluğu'nun yüz ölçümü 12.347.000 kilometrekareye erişti.
Fransa'nın Avrupa'daki toprakları da işin içine katılınca 12.898.000 kilometrekareye ulaşan Fransız
egemenlik sahası dünya topraklarının %8.6'sını kaplar durumdaydı.

9 Mayıs 1950 tarihli Schuman Bildirgesi Avrupa Birliği'nin kuruluş atağı olarak tanımlanmaktadır.
I. Dünya Savaşı'ndan da, II. Dünya Savaşı'ndan da galip taraf olarak çıkmasına karşın Fransa büyük
bir insan kaybına ve maddi zarara uğramış, Avrupa'daki toprakları her iki savaşta da yer yer ya da
tümüyle Alman güçlerince işgal edilmiştir. 1930'lu yıllara Halk Cephesi Hükûmeti'nin yaptığı
toplumsal yenilikler Fransa'ya damgasını vurmuştur. II. Dünya Savaşının sonrasında Dördüncü
Cumhuriyet kurulmuş ve Fransa'nın dünya siyasi ve ekonomik politikalarında etkili bir güç olarak
kalabilmesi için ülkenin mevcut durumunun korunmasına çalışılmıştır. Fransa o zamana dek elinde
bulundurduğu sömürge topraklarını korumaya çalışmışsa da daha sonra bu konuda sorunlar yaşamıştır.
1946'da Çinhindi'nin yönetimini yeniden ele geçirmek için yapılan harekât Birinci Çinhindi Savaşı'nın
çıkmasına neden olmuş ve 1954 yılında Dien Bien Phu Çarpışması'nda Fransız güçleri bölgesel
güçlere karşı yenilerek bölgeden çekilmişlerdir. Bundan yalnızca birkaç ay sonra, Fransa Cezayir
halkının başlattığı bağımsızlık savaşında yine, hatta daha sert bir direnişle karşı karşıya kalmıştır.
O dönemde pied-noir adı verilen milyonlarca Avrupa kökenli sakini olan Cezayir'in kontrolünü bırakıp
bırakmamak konusunda Fransa'da büyük tartışmalar yaşanmış ve ülke bir iç savaşın eşiğine gelmiştir.
1958 yılında istikrarsız ve zayıf durumda bulunan cumhuriyetin yerine, yeni bir anayasa oluşturulması
öngörülerek cumhurbaşkanının yetkilerini artıran ve günümüzde de hâlâ süren Beşinci
Cumhuriyet'in kurulması kararına varılmıştır. Kurulan bu son cumhuriyetin başkanlığına Charles de
Gaulle gelmiş ve Gaulle Cezayir'deki savaşı bitirecek önlemleri alırken ülkeyi de birlik içinde tutmayı
başarmıştır. Cezayir Bağımsızlık Savaşı, Cezayir'in başkenti Cezayir'de yapılan barış görüşmeleriyle
1962'de çözümlenmiş ve bu olay Cezayir'in bağımsız bir ülke olmasıyla son bulmuştur.
Son yarım yüzyıl içinde Fransa'nın Almanya'ya karşı yürüttüğü barışçıl tutum ve iş birliği ilişkileri
Avrupa Birliği'nin ekonomik bütünleşmesinde esas teşkil etmiştir. Bu olumlu havanın en önemli
sonucu ocak 1999'da Euronun birlik üyesi ülkeler arasında ortak para birimi olarak kabul edilmesi
olmuştur. Avrupa Birliği'nin önde gelen güçlerinden olan Fransa'da seçmenler Avrupa Birliği
Anayasası oluşturmak için hazırlanan antlaşmayı halkoylamasında reddetmişse de, bu anayasa
taslağının kapsadığı hükümleri bir antlaşma içinde uygulamaya sokmayı öngören Lizbon Antlaşması,
Şubat 2008'de Fransız Parlamentosu'nda kabul edilmiştir.
Coğrafya
Metropolitan Fransa olarak adlandırılan, ülkenin Avrupa sınırları içinde bulunan bölümü, kıtanın batı
bölümünde yer almaktadır. Ancak Fransa; Kuzey Amerika, Karayipler, Güney Amerika, Hint
Okyanusu, Büyük Okyanus ve Antarktika'ya yayılan geniş bir coğrafyada çok sayıda il ve özel
bölgeye de sahiptir. Bunlardan doğrudan Fransa'ya ait olanlar denizaşırı iller; kendi içlerinde bağımsız,
savunma konusunda Fransa ile anlaşmalı olan ortak ülkeler ise collectivités d'outre-
mer kısaca COM (Türkçe: Denizaşırı Topluluklar) olarak adlandırılır.
Fransa'nın Avrupa kıtasındaki toprakları 547.030 kilometrekarelik[10] bir alan kaplar. Bu alanla
Fransa, Avrupa Birliği içinde İspanya'dan biraz farkla toprak bakımından en büyük ülke sıfatını taşır.
Fransa toprakları, batıda ve kuzeyde kıyı ovalarından, güneydoğuda Alp dağ zincirine, iç
Fransa'da Massif Central olarak anılan yüksek bölgelere ve güneybatıda Pirenelere kadar uzanan
değişik bölgelerde, farklı yer şekillerine sahiptir. Alplerde yer alan ve Batı Avrupa'yla Avrupa
Birliği'nin en yüksek noktası olan 4807 metre yüksekliğindeki Mont Blanc, Fransa ile İtalya sınırında
yer almaktadır.[11] Kıta Fransası ayrıca Loire Nehri, Garonne Nehri, Seine Nehri ve Rhône Nehri gibi
büyük ve karmaşık bir akarsu ağıyla örülmüştür. En alçak noktası deniz yüzeyinin iki metre altında
bulunan Camargue deltası içinde yer almaktadır.[11] Yüz ölçümü 8.680 kilometrekare olan Korsika
adası ise Akdeniz kıyısındaki Nice kentine 128 deniz mili uzaklıktadır.
Denizaşırı iller ve ortak topraklar da işin içine katıldığında Fransa'nın toplam yüz ölçümü 674.843
kilometrekaredir. (Antarktika, Adélie Bölgesi hariç) Bu hâliyle Fransa yeryüzünün %0.45'ini kaplar.
11 milyon kilometrekareyle Fransa, Amerika Birleşik Devletleri'nin ardından dünyanın en büyük
ikinci münhasır ekonomik bölgesine de sahiptir.
Kıta Fransası, Avrupa ana karasının batısında, 41 ile 51 kuzey paralelleri arasında yer alır. Kuzey ve
kuzeybatı kesimlerinde ılıman iklim egemendir ve denizelliğin etkisi iç bölgelerin de iklimlerini
biçimlendirmektedir. Güneydoğuda ise Akdeniz iklimi egemendir. Batı kesimler okyanusal iklim
etkisi altındadır ve yüksek miktarda yağış alır. Bu bölgelerde kışlar ılık ve yazlar serin geçer. İç
kesimlerde sıcak, fırtınalı yazlar ve soğuk ama kurak kışlar görülür. Alplerde ve ülkenin diğer yüksek
kesimlerinde Alp iklimi yaşanır. Bu soğuk bölgelerde yılın belirli dönemlerinde sıcaklıklar sıfırın
altında seyreder ve yağan kar altı ay yerde kalır.
Yönetim birimleri
Fransa büyük şehir ve merkezleri
2010 İstatistikleri
Sıra Şehir ismi Fransa'nın bölgeleri Nüfus Sıra Şehir ismi Fransa'nın bö
1 Paris Île-de-France 2.243.833 11 Rennes Bretonya
2 Marsilya Provence-Alpes-Côte d'Azur 850.726 12 Reims Champagne-Arden
3 Lyon Rhône-Alpes 484.344 13 Le Havre Yukarı Normandiy
4 Toulouse Midi-Pyrénées 441.802 14 Saint-Étienne Rhône-Alpes
Paris 5 Nice Provence-Alpes-Côte d'Azur 343.304 15 Toulon Provence-Alpes-C
6 Nantes Pays de la Loire 284.970 16 Grenoble Rhône-Alpes
7 Strasbourg Alsas 271.782 17 Dijon Burgonya
8 Montpellier Languedoc-Roussillon 257.351 18 Angers Pays de la Loire
9 Bordeaux Akitanya 239.157 19 Villeurbanne Rhône-Alpes

Marsilya 10 Lille Nord-Pas-de-Calais 227.560 20 Saint-Denis Réunion

Fransa'nın 22 bölgesi ve 96 departmanı. Korsika dâhil ve Paris ayrıntılandırılmış.


Fransa, toplamda 26 yönetimsel bölgeye ayrılmıştır. Bunlardan 22'si metropolitan Fransa olarak
anılan, Fransa'nın Avrupa'da kalan toprakları içinde yer alır. 22 bölgeden ana kara dışında kalan tek
bölge Korsika Adası'dır. Geri kalan 4 bölge Fransa'nın denizaşırı topraklarındadır. Fransa'da yer alan
tüm bu bölgeler ayrıca illere ayrılmıştır. Bu iller genelde alfabetik sıraya göre numaralandırılmıştır. Bu
numaralar posta kodlarında ve araç plakalarında kullanılır. Fransa'da département adı verilen 100 il
vardır ve bu illerde toplam sayıları 342'yi bulan ilçelere (arrondissement), bunlar da sayıları 4.032
olan kantonlara ayrılmıştır. Fransa'nın en küçük ölçekteki yönetimsel birimi seçilmiş birer başkanca
yönetilen ve köy olarak adlandırılabilecek olan komünlerdir. Komünler hiyerarşide kantonların
ardından gelirler. Fransa'da yer alan komünlerin sayısı 36.680'dir.
Bu bölgeler, iller ve komünler birer yerel meclise sahiplerdir ve bir yönetici tarafından yönetilirler.
Arrondissement adı verilen ilçeler ve kantonlar ise yalnızca belediye çapında yönetilmektedir. Ancak
durum geçmişte böyle değildi. 1940'a dek ilçelerin de bir meclisi oluyordu ancak bu uygulama Vichy
rejiminde askıya alındı ve Dördüncü Cumhuriyet'in kurulmasıyla 1946 yılında tümüyle ortadan
kaldırıldı.
Bölgeler ve iller

Bölge İller

Alsace Bas-Rhin, Haut-Rhin

Akitanya Dordogne, Gironde, Landes, Lot-et-Garonne, Pyrénées-Atlantiques

Auvergne Allier, Cantal, Haute-Loire, Puy-de-Dôme

Aşağı Normandiya Calvados, Manche, Orne

Burgonya Côte-d'Or, Nièvre, Saône-et-Loire, Yonne

Bretanya Côtes-d'Armor, Finistère, Ille-et-Vilaine, Morbihan

Merkez Cher, Eure-et-Loir, Indre, Indre-et-Loire, Loiret, Loir-et-Cher

Champagne-Ardenne Ardennes, Aube, Haute-Marne, Marne

Korsika Corse-du-Sud, Haute-Corse

Franche-Comté Doubs, Haute-Saône, Jura, Territoire de Belfort

Yukarı Normandiya Eure, Seine-Maritime

Essonne, Hauts-de-Seine, Paris, Seine-et-Marne, Seine-Saint-Denis, Val-de-


Île-de-France
Marne, Val-d'Oise, Yvelines

Languedoc-
Aude, Gard, Hérault, Lozère, Pyrénées-Orientales
Roussillon

Limousin Corrèze, Creuse, Haute-Vienne


Lorraine Meurthe-et-Moselle, Meuse, Moselle, Vosges

Ariège, Aveyron, Gers, Haute-Garonne, Hautes-Pyrénées, Lot, Tarn, Tarn-et-


Midi-Pyrénées
Garonne

Nord-Pas-de-Calais Nord, Pas-de-Calais

Pays de la Loire Loire-Atlantique, Maine-et-Loire, Mayenne, Sarthe, Vendée

Picardie Aisne, Oise, Somme

Poitou-Charentes Charente, Charente-Maritime, Deux-Sèvres, Vienne

Provence-Alpes-Côte Alpes-de-Haute-Provence, Alpes-Maritimes, Bouches-du-Rhône, Hautes-


d'Azur Alpes, Var, Vaucluse

Rhône-Alpes Ain, Ardèche, Drôme, Haute-Savoie, Isère, Loire, Rhône, Savoie

Denizaşırı topraklar: Fransa'nın 100 ili arasından 4'ü; Fransız Guyanası, Guadeloupe, Martinik
ve Réunion denizaşırı topraklardır ve hepsi birlikte Fransa Cumhuriyeti'nin ve aynı zamanda Avrupa
Birliği'nin birer parçasıdır. Kıta Fransasında yer alan iller ile eşit durumdadırlar.
26 bölge ve 100 ilin yanı sıra, Fransa Cumhuriyeti'nin 6 adet daha denizaşırı aidiyeti vardır.
Bunlar, Fransız Polinezyası, Mayotte, Saint Barthélemy, Saint Martin, Saint Pierre ve
Miquelon ile Wallis ve Futuna'dır. Bağımsız bir ülke ile Fransa toprağı arası bir durumda bulunan ve
dünyada örneği bulunmayan (sui generis) Yeni Kaledonya, Fransa Güney ve Antarktika Toprakları ve
Büyük Okyanus'taki Clipperton Adası da büyük Fransa'yı oluşturan topraklardır. Bu yerler Fransa'nın
toprakları olmasına karşın, Fransa'nın üyesi olduğu Avrupa Birliği'nin dışında yer alırlar.
Fransa'nın Büyük Okyanus'taki topraklarında para birimi olarak frank kullanımı sürmektedir ve değeri
avronunkine göre ayarlanmaktadır. Ancak Avrupa Birliği içine dâhil olan 4 denizaşırı il, frank yerine
avro kullanmaya geçmiştir.
Siyaset: Fransa Cumhuriyeti, yarı başkanlık sistemiyle yönetilen, köklü bir demokrasi geçmişine sahip
üniter bir devlettir. Beşinci Fransa Cumhuriyeti olan günümüz Fransa'sının Anayasası 28 Eylül 1958
tarihinde yürütülen bir halk oylaması sonucu onaylanmıştır. Bu anayasa parlamentoya oranla devlet
başkanının yetkilerini arttıran yasalar içerir. Fransa'da devlet yönetiminin iki kanadı vardır: Fransa
Cumhurbaşkanı ve Hükûmet. Ülkenin cumhurbaşkanı ülke çapında 18 yaşını doldurmuş ve oy
kullanma hakkı olan tüm seçmenler tarafından beş yıllık dönem için (eskiden yedi yıl) seçilir.
Hükûmet ise cumhurbaşkanı tarafından atanan bir başbakan tarafından yönetilir.
Fransız Parlamentosu iki meclisli bir yasama organıdır: Fransa Ulusal Meclisi (Assemblée Nationale)
ve Senato (Sénat). Ulusal meclisteki milletvekilleri geldikleri yerel seçim bölgesini temsil ederler
ulusal seçimlerde 5 yıllık süre için seçilirler. Seçilen 577 milletvekili Bourbon Sarayı'nda toplanır.
Ulusal meclisin Bakanlar Kurulu'nu düşürme yetkisi vardır. Bu nedenle partiler arası koltuk dağılımı
hükûmetin kararına doğrudan etki eder. 343 senatör ise tüm Fransa çapında halk tarafından seçilmiş
olan belediye meclisi üyelerinden, il (département) yerel meclis üyelerinden, Bölge (Région) yerel
meclis üyelerinden oluşan seçmenler tarafından 6 yıllık bir süre için seçilir ve her üç yılda bir yapılan
seçimlerde yarısı yenilenir. Senato Lüksemburg Sarayı'nda (Palais du Luxembourg) toplanır.
Senatonun yasama gücü sınırlıdır: Senato ile ulusal meclis arasında anlaşmazlık olması durumunda
son söz Ulusal Meclis'e aittir. Meclisin gündemini belirlemede hükûmetin büyük etkisi vardır. Ulusal
Meclis ve Senato birlikte, Versay Şatosu'nda toplanıp Fransa Parlamentosunu oluştururlar. Yalnızca
anayasa değişikliğiyle ilgili olarak ve uluslararası bazı anlaşmaları onaylamak amacıyla toplanırlar.
Fransa politikaları iki ana politik görüş çevresinde şekillenir: sol görüşlü politikacılar Sosyalist
Parti etrafında, sağ görüşlü politikacılar Cumhuriyetçiler etrafında örgütlenmişlerdir. Meclisin
yürütme kanadında Sosyalist Partiye mensup vekiller çoğunluktadır.
Hukuk:
Fransa'nın uyduğu temel ilkeler 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nde yer almaktadır. Fransa,
çoğunluğu yazılı hükümlerden oluşan bir yazılı (mevzu) hukuk sistemi kullanır. Hukukun üstünlüğü
olgusunun temel ilkeleri, I. Napoléon tarafından oluşturulan 1804 tarihli Fransız Medenî Kanunu'nda
bulunur. İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi hükümlerince yasalar yalnızca topluma dokuncası bulunan
eylemleri yasaklayabilir. Fransız hukukuna göre yasaklara yalnızca gereksinim duyulması hâlinde
başvurulur.
Fransız hukuku; özel hukuk ve kamu hukuku olmak üzere iki temel doktrinsel ayrımda incelenir. Özel
hukuk, özellikle medenî hukuk ve ticaret hukukunu kapsar. Kamu hukuku ise idare hukuku, ceza
hukuku ve anayasa hukuku konularıyla ilgilenir.
Fransa, dinî hukuk kurallarının devlet yönetiminde referans alınmamasını gerektiren laik bir devlet
yapılanmasına sahiptir. Bu bağlamda Fransız yasaları hazırlanırken herhangi bir dinî inanç ya da
değere göre hareket edilmez. Fransa'da tanrıya ya da dinlere sövmenin ve 1791'de de cinsel eylemleri
kısıtlayan yasaların kaldırılmasıyla Fransa hukukunda dinle ilintili herhangi bir yasa kalmamıştır.
Ancak genel ahlâk kurallarına aykırı eylemler (contraires aux bonnes mœurs) ve kamu düzenini
bozacak eylemler zaman zaman yaptırımlara tâbi tutulmaktadır.
Fransa'da makabline şamil yasalar yasaktır ve hazırlanan yasaların yürürlüğe girmesi için Fransa
Resmî Gazetesi'nde (Fransızca: Journal Officiel de la République Française) yayınlanmış olması
gerekmektedir.

Dış ilişkiler
Frankofoni'yi simgeleyen bayrak
Fransa, Birleşmiş Milletler'in kurucu üyelerindendir ve elinde bulundurduğu koşulsuz veto
hakkıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin de daimi üyelerinden biri konumundadır. Dünya
Ticaret Örgütü, Pasifik Topluluğu ve Hint Okyanusu Komisyonu'nun da üyesidir. Karayip Ülkeleri
Birliği'nin işbirlikçi üyesi ve tümüyle ya da kısmen Fransızca konuşan ülkelerin
oluşturduğu Uluslararası Frankofoni Örgütü'nün başta gelen katılımcılarındandır.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD), UNESCO'nun, Interpol'ün, Uluslararası
Ağırlıklar ve Ölçüler Bürosu'nun genel merkezlerine ev sahipliği yapar. Fransa 1953 yılında Birleşmiş
Milletler'den ülkeyi uluslararası düzeyde simgeleyecek bir arma seçmesi için bir talep almış bunun
üzerine günümüzde de Fransız pasaportlarının üstünde kullanılmakta olan simge kabul edilmiştir.
Fransa'nın dış ilişkileri büyük ölçüde kurucu üyesi olduğu Avrupa Birliği politikalarınca
şekillenmektedir. Avrupa'da her zaman etkili bir güç olan Fransa, 1960'larda Birleşik Krallık'ın
Avrupa Birliği'ne girmemesi için politika gütmüş, 1990'larda ise yeniden birleşen Almanya'yla yakın
ilişkiler geliştirme yoluna gitmiştir. NATO üyesi de olan Fransa, cumhurbaşkanı Charles de
Gaulle döneminde alınan kararla NATO'nun askerî kanadından çıkmıştır. NATO'nun askeri
kanadına Nicolas Sarkozy döneminde yeniden katılmıştır. Yine 1990'larda Fransız Polinezyası'nda
yaptığı yeraltı nükleer denemelerden ötürü uluslararası alanda büyük eleştirilere maruz kalmıştır.
Ülke, 2003 yılında Irak'ın Amerika Birleşik Devletleri'nce işgâl edilmesine şiddetle karşı çıkmıştır.
Geçmiş dönemde Afrika'da bulunan sömürgeleri üzerinde günümüzde de çok büyük etkisi
bulunmaktadır ve Fildişi Sahili ile Çad'a barışgücü askerleri de göndermiştir.
Askeriye: Fransa, askeri alanda hâlen dünyanın ve Avrupa'nın en güçlü ülkelerindendir. Yüzyıllara
uzanan bir dönem boyunca yerkürenin dört bir yayındaki askeri mevcudiyetiyle dünyanın en güçlü
ülkelerinden biri gözüyle bakılan Fransa'nın II. Dünya Savaşı'nda Alman ordusu karşısında yalnızca
altı haftalık bir direnişten sonra teslim olması, sadece bu gücün sürekliliğini sekteye uğratmakla
kalmamış aynı zamanda Fransa'nın müttefiklerini de korkutmuş ve Fransa'yı işgalden kurtarma
seferberliği başlatmalarına önayak olmuştur. Günümüzde Fransa; ABD, Rusya ve Çin'den sonra
dünyanın en büyük dördüncü nükleer gücünü elinde bulundurmaktadır. Fransa, 350 bin kişilik askeri
personele sahiptir.
Ulaşım: 31.840 kilometrelik uzunluğuyla Fransa demiryolu ağı, Batı Avrupa'nın en gelişmişidir.
Fransa'da demiryolları Fransa Ulusal Demiryolları Kurumu (Fransızca: Société Nationale des
Chemins de fer français, SNCF) tarafından işletilir. Fransız yüksek hızlı trenleri Thalys, Eurostar ve
320 kilometre hıza çıkabilen TGV'dir. Eurotunnel Shuttle ile birlikte Eurostar, Manş Tüneli'nde
işleyerek Fransa ile Birleşik Krallık'ı birbirine bağlar. Bunun yanı sıra Fransa, Andorra dışındaki tüm
komşularına demiryolu ağıyla bağlıdır. Şehiriçi ve şehirlerarası ulaşımda da yeraltı demiryolu
sistemleri ve otobüs hatlarını tamamlayan tramvay hatları oldukça gelişmiştir. Demiryollarının bu
denli gelişmiş olmasının başlıca nedeni şehirlerarası yolcu taşımacılığının SNCF'in tekelinde olması,
yani özel otobüs firmalarının olmamasıdır.
Fransa'da ayrıca uzunluğu toplamda 893.300 kilometreyi bulan bir karayolu ağı da bulunmaktadır.
Başkent Paris ve çevresi en yoğun yol ve otoyol ağıyla örülmüş durumdadır ve ülkenin hemen her
köşesiyle doğrudan bağlantısı bulunmaktadır. Fransa'daki yollarda ayrıca komşu
ülkeler Belçika, İspanya, Andorra, Monako, İsviçre, Almanya ve İtalya'daki kentlerden gelen yoğun
bir de uluslararası trafik vardır. Araçlar için yıllık ruhsat kayıt ücreti ya da yol vergisi alınmamaktadır
ancak otoyollara girişlerde gişeler aracılığıyla ücret toplanmaktadır. Yeni araba pazarı büyük ölçüde
yerli markaların egemenliğindedir: Renault %23 (Fransa'da 2003 yılında satılan arabalara
oranı), Peugeot (%20.1) ve Citroën (%13.5).[13] Fransa dünyanın en uzun köprüsü olan Millau
Viyadüğü'ne ev sahipliği yapmaktadır ve ülkede Normandiya Köprüsü gibi pek çok önemli köprü daha
bulunur.
Fransa'da yaklaşık olarak 478 adet havaalanı bulunmaktadır. Paris dolaylarındaki Charles de Gaulle
Uluslararası Havalimanı ülkedeki en işlek ve en önemli hava ulaşım merkezidir. Bu havalimanı
ülkenin emtia ve yolcu ulaşımında en yoğun trafiği üstlenen merkezidir ve Paris'i dünyanın hemen
hemen tüm büyük kentlerine bağlar. Air France, ülkenin ulusal ve resmî havayolu kurumu olmasına
karşın ülkede pek çok sayıda yerli ve yabancı ulaşım firması da faaliyet gösterir. 10 adet büyük ölçekli
limana sahip olan Fransa'nın en büyük limanı Marsilya'da bulunur ve bu liman aynı
zamanda Akdeniz'deki en büyük liman olma özelliğini taşır. 14.932 kilometre uzunluğundaki su yolu
ağı Fransa'da ulaşımın bir başka türüdür. Midi Kanalı aracılığıyla Akdeniz ve Atlas Okyanusu,
Garonne Nehri'nden birbirine bağlanır.

Ekonomi: Fransa, Avrupa'nın iktisadi açıdan güçlü ülkelerinden olmakla birlikte, yakın dönemde
uygulanmaya başlanan iktisadi dünya pazarına uygulama siyasetinde güçlüklerle karşılaştığını 1971-
1976 dönemi arasında ticaret bilançosunun 1986 yılı dışında sürekli açık vermiş olması da
kanıtlamaktadır. Bu olumsuz nokta bir yana bırakılırsa Fransa, tarım ürünleri bolluğu ve çeşitliliği
ile Avrupa Ekonomik Topluluğu içinde birinci sırada, süt ürünleri açısından da dünyada dördüncü
sırada (nitekim Fransa tarım- besin sanayi ürünleri dışsatımında dünya ikincisidir) yer almasının yanı
sıra, sanayisi de çok güçlü bir ülkedir.
Endüstri, ülke gelirinin çeyreğini ve ticaret kazancının %80'inden fazlasını karşılar. Devlet 1990'ların
başından beri Fransa Telecom, Fransız Havayolları ve bankalar gibi diğer endüstrilerdeki hisselerini
elden çıkarmaya başlamıştır. Yüksek orandaki işsizlik hala Fransa için sorun işgal etmektedir. Fransa,
geniş refah imkânlarını ve muazzam devlet bürokrasisini kesmekten kaçınmış ve bütçe açığını
kapatmak için savunma harcamalarını kesmeyi ve vergileri yükseltmeyi tercih etmiştir. Fransa, 1 Ocak
1999'daki Euro sistemi referandumuna diğer on Avrupa ülkesi ile birlikte katılmıştır.
Ülkedeki satın alma gücü paritesi 1.871- trilyon $ olup, reel büyüme oranı %3.1'dir. Ülkenin %3.3'ü
tarım, %26.1'i sanayi, %70.6'sı hizmet sektöründe çalışmaktadır. Enflasyon oranının tüketici
fiyatlarında %2.3 olduğu ülkede iş gücü 27.88 milyon civarındadır. Ülkedeki işsizlik oranı %9.1'dir.
Bununla beraber sanayi, makine, kimyasal ürünler, otomobil, metalürji, uçak, elektronik, tekstil, gıda
ürünleri, turizm üzerine dayalıdır. Sanayinin büyüme oranı yaklaşık %1.5'tir. Ülkedeki tarım ürünleri
buğday, tahıl, şeker pancarı, patates, üzüm, sığır, süt ürünleri, balık gibi alt bölümlere ayrılmaktadır.
Ülkede ihracat miktarı 490 milyar $ olup, ülke; makine ve taşımacılık araçları, uçak, plastik ürünler,
kimyasallar, eczacılık ürünleri, demir-çelik ve meşrubat gibi ürünler satmaktadır. Ülkenin en çok
ihracat yaptığı ortakları, Almanya %14.7, İspanya %9.7, İtalya %8.7, Birleşik
Krallık %8.3, Belçika %7.1, ABD %7.1 şeklindedir. Aynı şekilde ülkedeki ithalat miktarı 529.1 milyar
$ olup, ülke; makine ve parçaları, araçlar, ham petrol, uçak, plastik ürünler, kimyasal ürünler
almaktadır. Ülkenin ithalat
ortakları Almanya %18.9, Belçika %10.7, İtalya %8.3, İspanya %7, Hollanda %6.6, Birleşik
Krallık %5.9, ABD %5.1 şeklindedir. Ülkenin dış borç tutarı 3.461 trilyon $ kadardır. Para
birimi Euro olan ülkenin mali yılı takvim yılına göre hesaplanmaktadır.
Turizm: Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü'nün verilerine göre 2012 yılında kaydedilen 83 milyon
turistle Fransa, dünyada en çok ziyaret edilen ülke durumundadır. Fransa'dan sonra gelen ülkeler 67
milyon ile Amerika Birleşik Devletleri ve 57.7 milyonla Çin'dir. Fransa'ya giriş yapan 83 milyon kişi
hesaplanırken ülkede yirmi dört saatten az kalan ya da Kuzey Avrupa'dan İtalya, İspanya gibi ülkelere
gitmek isteyenlerin otoyollar aracılığıyla yaptıkları kısa süreli yolculuklar sayılmaz. Fransa, tarihî
yapıtlarla dolu şehirlere, kumsallara, tatil merkezlerine, kayak alanlarına ve kırsal bölgelere ev
sahipliği yapar. Bunların yanı sıra Fransa ayrıca inanç turizmi ile de ön plana çıkar. Hautes-
Pyrénées ilinde yer alan Lourdes kenti her yıl milyonlarca turist ağırlar. 2003 yılı verilerine göre
Fransa'da en çok turist çeken yapı ve yerler:[15] Eyfel Kulesi (6.2 milyon), Louvre Müzesi (5.7
milyon), Versay Sarayı (2.8 milyon), Musée d'Orsay (2.1 milyon), Arc de Triomphe (1.2
million), Pompidou Merkezi (1.2 milyon), Mont-Saint-Michel (1 milyon), Chambord
Şatosu (711.000), Sainte-Chapelle (683.000), Haut-Kœnigsbourg Şatosu (549.000), Puy de
Dôme (500.000), Musée Picasso (441.000), Carcassonne (362.000)'dur.

Nüfus yapısı: Tahminî 65.1 milyonluk nüfusuyla Fransa, dünyada en yüksek nüfusa sahip on
dokuzuncu ülke ve Avrupa Birliği içinde Almanya'dan sonra ikinci kalabalık ülkedir. Ülkenin en
büyük kentleri Paris, Marsilya, Lyon, Lille, Toulouse, Nice ve Nantes'tır.
2004 yılında, toplamda 140.033 kişi dış ülkelerden Fransa'ya göç etmiştir. Bunlardan
90.250'si Afrika ülkelerinden, 13.710'u ise Avrupa ülkelerinden gelmiştir.[17] Daha sonraki yıl, 2005'te,
dışarıdan alınan göç 135.890'a gerileyerek ufak bir azalma göstermiştir. [18]
Fransa'da uzun yıllardan beri tartışılagelen bir konu da ülke içinde kırsal bölgelerden büyük kentlere
yönelik göçtür. 1960-1999 yılları arasındaki süreçte kırsal kesim illerinden on beşi nüfus kaybı
yaşamıştır. Bunun en çarpıcı örneği nüfusunun %24'ünü iç göçle yitiren Creuse ili olmuştur.
Etnik gruplar: Fransa, etnik açıdan geniş çeşitlilik gösteren bir ülkedir. Ülkede yaklaşık 6
milyon Mağripli ve tahminî 2.5 milyon kadar da siyahî yaşamaktadır. Günümüzde, Fransa nüfusunun
yaklaşık olarak %40'ının tarihin çeşitli dönemlerinde yaşanan göç dalgalarıyla ülkeye gelenlerden
oluştuğu düşünülmektedir. Fransa Ulusal Ekonomik Çalışmalar ve İstatistik
Enstitüsü (kısaca) INSEE'nin yaptığı anketlere göre Fransa'da 4.9 milyon yabancı ülkelerde doğmuş
göçmen vardır ve bunların 2 milyonu Fransız vatandaşlığı hakkı almışlardır. Fransa ayrıca Batı
Avrupa'da en çok sığınma hakkı veren ülkedir. 2005 yılında Fransa'ya yaklaşık 50 bin sığınma
isteminde bulunulmuştur. Fransa'nın üyesi olduğu Avrupa Birliği'nin serbest dolaşım özgürlüğü, diğer
üye ülkeler arasında olduğu gibi Fransa'yı da kapsamaktadır ancak Fransa birlik üyesi Doğu
Avrupa ülkelerden gelecek göçü frenlemek için bir takım girişimlerde bulunmuştur.
İnançlar: Fransa, inanç özgürlüğünün anayasal olarak güvence altına alındığı laik bir ülkedir. Ocak
2007'de yürütülen bir anket çalışmasının sonuçlarına göre Fransızların %51'i kendilerini
Hristiyanlığın Katolik mezhebi ile ilişkilendirmiş, %31'i Agnostik ya da Ateist olduğunu belirtmiş,
%10 başka dinlere inandığını dile getirmiş, %4'ü İslam inancına mensup olduğunu,
%3'ü Protestan mezhebinden geldiğini, %1'i Yahudi, %1'i de Budist olduğunu söylemiştir.
Avrupa ülkelerinde istatistiksel araştırmalar Avrobarometre adlı kuruluşun yürüttüğü daha güncel bir
çalışmaya göre, Fransız halkının %34'ü bir tanrının varlığına inandığını,%27'si bir tür yaşam gücü ya
da kutsal varlığa inandığını, %33'ü ise herhangi bir tanrının varlığına inanmadığını ortaya koymuştur.
Fransa'da yaşayan Müslümanların sayısı konusundaki varsayımlar oldukça değişkendir. 1999 yılında
yapılan nüfus sayımı verilerine göre Fransa'da yaşayan ve Müslüman olması olası kişilerin sayısı 3.7
milyon olarak hesaplanmıştır. Müslüman nüfusu çoğunlukla Arap, Magrib, Siyahî kökenliler
ve Türkler oluşturmaktadır. Fransa'da yaşayan Yahudilerin toplam sayısı ise 600 bindir ve Avrupa'daki
en büyük Yahudi diasporasıdır.
Fransa'daki laiklik olgusu 1905 yılından bu yana Fransız hükûmetinin herhangi bir dini tanımasına
engel olmaktadır. Bunun yerine Fransız hükûmeti yalnızca dinî kurum, dernek ve örgütlenmeleri tanır
ve mevcut yasalar uyarınca bu oluşumların politikaya müdahale etmesine engel olur.
Dil: Fransa'da konuşulan değişkeler. Fransızcanın yanında kuzeyde oïl dillerine ait lehçeler, güneyde
ise Oksitanca lehçeleri hakimdir. 1992 yılında alınan kararla, Fransa Cumhuriyeti anayasasının 2.
maddesi uyarınca, Fransızca Fransa'nın tek resmî dilidir. Bu durumda Fransa Batı Avrupa'da yalnızca
bir resmî dili olan tek ülkedir. Fransızca Hint-Avrupa dil ailesinin Romen dilleri koluna bağlıdır. Latin
harfleriyle yazılır ancak özel işaret almış pek çok ekleme harf barındırır. Zengin bir sözcük
dağarcığına sahiptir. Académie française adıyla anılan Fransız Akademisi tarafından düzenlenir.
Fransızca Avrupa Birliği'nin, Afrika Birliği'nin ve Birleşmiş Milletler'in de resmî dillerinden biridir.
Toplam sayıları 77'yi bulan pek çok yöresel dil, lehçe ve azınlık dili Kıta Fransası'nda ve denizaşırı
illerde konuşulmaktadır. Bu dilleri konuşanlar çoğunlukla Fransızcayı da akıcı biçimde konuşan iki-
dilli kimselerdir. Bunlardan pek çoğu Fransızca ile yakın akrabadır. Ancak Baskça ve bazı azınlık
dilleri tümüyle Fransızcadan farklı olup geniş ölçüde ülkede
konuşulmaktadır Portekizce, İtalyanca, Mağrip Arapçası ve Berber dilleri en çok konuşulan azınlık
dillerindendir.
Yakın zamana dek Fransız hükûmeti ve ulusal eğitim sistemi bu dillerin öğrenimine olanak
vermemekteydi ancak günümüzde bu diller kimi okullarda çeşitli düzeylerde öğretilmektedir.
Sağlık: Fransa verilen sağlık hizmetleri, 1997 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından birinci sırada
gösterilmiştir. Sağlık hizmetleri, AIDS, kanser ve kistik fibrozis gibi kronik hastalıkları olan yurttaşlar
için genelde ücretsizdir. Fransa'da ortalama beklenen yaşam süresi 79.73'tür.

Kültür: Fransa kültürü, ülkenin bulunduğu coğrafi konum, komşu uluslarla geliştirilen yoğun ilişkiler
ve tarihin çeşitli dönemlerinde yaşanan göç dalgalarıyla şekillenmiştir. Özellikle başkent Paris,
ülkenin kültür ve sanat merkezi olma görevini üstlenmiş ve gerek Avrupa'nın gerekse dünyanın en
önde gelen kültür merkezlerinden biri olmuştur. Fransız sanatçılar, edebiyatçılar, modacılar
günümüzde pek çok alanda önemli yapıtlar vermektedirler. Fransa'nın dışarıdan aldığı yoğun göç ve
göçmenlerin ülkelerinden taşıdığı kültür ile Fransa'da günlük yaşamda önemli değişiklikler göze
çarpmaktadır. Mutfak ve edebiyat alanlarında öne çıkan bu değişikliklerle Fransa her geçen gün daha
çeşitli gelenekler doğmaktadır.
Mimari: Teknik olarak Fransız mimarisi olarak adlandırılabilecek özgün bir mimari türü bulunmasa
da tam olarak doğru değildir. Gotik mimari ilk ortaya çıktığında bu şekilde adlandırılmış ancak Gotik
teriminin ortaya atılmasıyla bu kullanım daha yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Genel olarak Fransa'da mimari eserler Roma döneminden başlar ve Romanesk (10. yüzyıl), Gotik
(Orta Çağ), Barok (18. yüzyıl), Neoklasik (19. yüzyıl) ve çağdaş mimari olarak farklı kategorilerde
incelenir.
Eyfel Kulesi, Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali, Chartres Katedrali, Sacré-Cœur Bazilikası, Zafer
Takı, Panthéon gibi binalar Fransa'nın en tanınmış mimari yapıtlarıdır.

Edebiyat: Fransız edebiyatı, dünyanın en zengin ve en etkileyici edebiyatlarından biridir. Fransız


yazarlar başta epik şiir, lirik şiir, drama ve kurgu olmak üzere yazın türlerinin tümüne katkıda
bulunmuşlardır.
Fransız edebiyatı birçok ülkedeki yazarların çalışmalarını derinden etkilemiştir. 1600
´larda, Klasisizm denilen Fransız kültürel hareketi tüm Avrupa edebiyatından önemli etki bırakmıştır.
1700´lerin Fransız yazarları Avrupa edebiyatını kontrol altına almışlardı. 1800´ler
boyunca, Gerçekçilik (Realizm) ve Sembolizm, birçok dilde yazan yazarların çalışmalarını
şekillendirmesine yardımcı olmuştur. 1900´lerde ise, Gerçeküstücülük (Sürrealizm)
ve Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) Fransa sınırlarının dışına çıkarak diğer yazarlar, sanatçılar ve
düşünürlerin çalışmalarını geniş ölçüde etkilemiştir.
Fransız yazarların birçoğu, biçim, dil, tarz ve geleneğe önem vermiştir ve diğer dillerin yazarlarından
daha fazla kurallar ve modellere bağlı kalmıştır. Genelde, Akılcılık (rasyonalizm) Fransız yazınını
elinde tutmuştur. Akılcılık, insan eylemlerinde nedenselliği temel alır. Akılcılık; temiz, kendi kendini
kontrol edebilen ve sanatsal ustalığa ulaşmış bir yazın yaratmıştır.
Her ne kadar akılcılık Fransız edebiyatında hayatî bir rol oynadıysa da güçlü bir deneysel nitelik
zamanla Fransız yazınında öne çıkmıştır. Örneğin 1800´lerin başındaki Romantizm hareketi gibi
dönemlerde, bu deneysellik duygu dolu ve bazen de tutkulu bir sanat yaratabilmiştir.

Eğitim: Fransız eğitim sistemi üç ana okul çağına ayrılmıştır: ilköğretim (enseignement primaire),
ortaöğretim (enseignement secondaire) ve yükseköğrenim (enseignement supérieur). İlk ve orta
derecede öğrenim büyük ölçüde parasızdır ancak ülkede özel okullar da bulunmaktadır. Özellikle
ülkenin dört bir yanına yayılmış durumda olan Katolik okulları bu özel okulların başını çekmektedir.
Cumhuriyetçi geleneğin etkisi sonucu eğitim sistemi Fransız Devrimi ile ilan edilen dört temel ilke
üzerine kuruludur:

 Özgürlük, bazı koşullarda (sözleşmeler) özel kuruluşlara


faaliyet olanağı tanır.
 Kamu kuruluşlarında eğitim ücretsizdir.
 Laik eğitim sistemi kamu eğitiminin yansızlığını güvence
altına alır.
 6-16 yaş arası kız ve erkek çocuklarının eğitimi
zorunludur.
Eğitim örgütü, hiyerarşik ve merkezi bir yapıdadır. Eğitim kurumlarının örgütlenişi, ders saatleri,
sistem ve programları Fransa Millî Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenir.
Fransa'da okuryazarlık oranı %99'dur. Kıta Fransası'nda bu oran %100'e yakın seyretmektedir. 6.7
milyonu ilköğretimde ve 4.8 milyonu ortaöğretimde olmak üzere Fransa'da toplam 15 milyon öğrenci
bulunmaktadır. Fransa'da her yıl eğitime genel bütçeden 64.6 milyon avro ayrılmaktadır.
Spor: Fransa'da spor ilgi odağındadır. Özellikle futbol, ülkede en çok tercih edilen spor
dalıdır. FIFA yüzyılın oyuncuları listesinde, Fransa, ülke olarak Brezilya'nın hemen ardında, ikinci
sırada yer almaktadır.
Ülke bu sporun dışında hemen hemen her türlü sporda gelişmiştir. Örneğin ragbi, özellikle Paris ve
Fransa'nın güneyinde futbolunkine yakın bir popülerliğe sahiptir. Millî ragbi takımı her Ragbi Dünya
Kupası'na katılmış ve Altı Ulus Şampiyonası'na katılmaktadır. Fransa millî takımı on altı kez Altı Ulus
Şampiyonası'nı kazanmış ve Ragbi Dünya Kupası'nda bir kez finale ulaşmıştır. Ekim 2007'de Ragbi
Dünya Kupası]] Paris'te sunulmuştur.
Fransa'da düzenlenen ve dünyanın en önemli bisiklet yarışlarından biri olan Tour de France (Fransa
Bisiklet Turu) da ülkenin en çok izlenen spor olaylarından biridir.
Mutfak: Fransız mutfağının kökeni Orta Çağlara uzanır. Fransa mutfağı Fransız
Devrimi sonrasında Kolonileşme döneminde dünya sahnesindeki kazandığı gücüyle orantılı olarak
gelişmiştir. Napolyon Bonapart döneminde ün kazanmış Marie-Antoine Carême (1784-1833) gibi
aşçılar haute cuisine (yüksek aşçılık sanatı) denilen özenli bir yemek tarzını geliştirerek Fransız
mutfağına büyük katkılarda bulunmuşlardır. Fransız mutfağı Fransa'nın bölgelerine göre büyük
farklılıklar gösterir. Kırmızı etten, deniz ürünlerine ve süt ürünlerine kadar çok değişik türlerde besin
Fransız mutfağını biçimlendirir. Fransız mutfağının öne çıkan ögeleri şarap ve peynirdir. Fransa her
yıl dünyaca ünlü şaraplarını ihraç ederek ekonomisine katkıda bulunduğu gibi tescillenmiş 1000'i
aşkın peynir türüyle de dünyanın en önde gelen peynir üreticilerindendir. Fransa'da bağcılık ve
şaraplarıyla ön plana çıkan bölgeler: Alsace, Bordeaux, Burgonya, Champagne, Korsika, Jura,
Languedoc-Roussillon, Loire, Provence, Rhône ve Savoy'dur.
Fransa'nın en ünlü peynirleriyse Brie, Camembert ve Rokfor'dur. Fransız mutfağının dünyaya mâl
olmuş ya da dünyaca tanınan diğer yemekleri arasında kruvasan, salyangoz yemeği, baget ekmeği, kaz
ciğeri ve crème brûlée (krem brule) sayılabilir.

You might also like