You are on page 1of 23

Pr~ aS t-c:rv-. Os ('-.

COI'\ Lı cl
i q Jtrctt -S r .-e .AskrT G-Jf
G ~ bO~ \

ı
OSMANLıLAR:
SERHAD BEYLİGİNDEN
İMPARATORLUGA

GİRİş
Osmanlılar, Selçuklu Devleti'nin 1243'te Moğol hakimiyetine
girmesinden sonra kurulan Türkmen beyliklerinden biri olarak .on
üçüncü yüzyıl sonlarında Balı Anadolu' da tarih sahnesine çıktı lar
ve tarihin en büyük, en uzun ömürlü, çok-dinli ve çok-ırklı impa-
ratorluklarından birini kurdular. Bu imparatorluğu, Habsburglar
ve Romanovlar gibi çok sayıda etnik kimliği içinde barındıran kara
imparatorluklan, Romalılar ve Bizanslılar gibi daha iyi bilinen Ak-
deniz imparatorlukları ve nihayet Abbasi Halifeliği, Safevi İran'ı ve
Babür Hindistan'ı gibi Asya'nın diğer büyük İslam imparatorluklan
ile kıyaslamak mümkündür.
Osmanlılar Rumeli' deki ilk köprübaşlarını 1352'de Çanakkale
Boğazı'run Avrupa yakasında kurdular. Bizans'taki iç savaşın mey-
dana getirdiği fırsatlardan yararlanan üçüncü Osmanlı hükümd arı
I. Murad (1362-89), Rumeli ve Anadolu' da sahip olduğu toprakları
fetih, diplomasi ve hanedan evlilikleri aracılığıyla üç kattan fazla
artırmayı başardı. Edirne'nin muhtemelen 1369' da gerçekleşen
fethi ve 1.Muradın bu şehri yeni başkent ilan edişi, Osmanlıların
kendilerini hem Asyalı hem de Avrupalı bir güç olarak gördüklerifte
işaret etmektedir. Hakirniyetini Tuna ve Fırat kıyılarına kadar ge-
nişleten 1.Bayezid (1389-1402), her iki kıtada Osmanlı ilerlemesini
devam ettirdi. 1402'de Moğolfatihi Timurlenk'in 1.Bayezid' ı mağ-
lup etmesi Osmanlı genişlemesini on yıl kadar sekteye uğratırkerı,

-15-
t'

- GABOR AGOSTON -
r - OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç-

Avrupalıların Osmanlılan durdurmaya yönelik 1396, 1443-44 ve On altıncı yüzyıl Avrupası'ndaki Valois-Habsburg çatışması
1448 tarihli girişimleri bir sonuç vermedi. 1453'te Sultan II. Mehmed veya Soğuk Savaş yıllarındaki Amerika Birleşik Devletleri-Sovyetler
(1444-6, 1451-81) bin yıllık Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu Birliği (ve müttefikleri) arasındaki rekabetle kıyaslanması mümkün
başkenti Konstantinopolis'i fethetti. Kendisini Bizans imparatorla- olan on altıncı ve on yedinci yüzyıl Osmanlı-Habsburg müc ade-
rının mirasçısı "Kayser-i Rum" kabul eden ve "Sultanu'l-Berreyn" lesi, Avrupa ve Asya'nın geleceğinin şekillenmesinde önemli bir
ve "Hakanu'.l-Bahreyn"in ("iki kara" -Anadolu ve Rumeli- ve "iki roloynadı. On sekizinci yüzyıla gelindiğinde Romanov Rusya-
deniz" -Akderıiz ve Karadeniz-) hakimi unvarunı taşıyan II. Meh- sı, Osmanlıların büyük Avrupalı rakibi Habsburg İspanyası ve
med, Avrupa ve Asya'da sağlam şekilde köklenen yeni bir impa- Avusruryası'run yerini aldı. Zayıflayan imparatorluk karşıs:ında
ratorluğun doğuşunu dünyaya ilan ediyordu. güneye doğru yayılan Rusya ile mücadele, Osmanlı stratejisinin
1516-17'de Sultan ı. Selim (1512-20) Mısır ve Suriye'de kurulu temel meselesi haline geldi. Tarih ve uluslararası ders kitaplannda
Memlük Sultanlığı'm mağlup ederek bu bölgeleri imparatorluk artık modası geçmiş şekilde "Şark Meselesi" başlığıyla kendine
topraklarına kattı. 1.Süleyman (1520-66) Irak ve Orta Macaristan'ı yer edinen bu gelişme, on sekizinci yüzyıl sonu ve on dokuzuncu
imparatorluğuna kazandırdı ve 1529'da Avusturya Habsburg İmpa- yüzyıl başında Osmanlılar ve Avrupa'daki güç sahibi ülkel erin
ratorluğu başkenti Viyana'yı kuşattı (fakat bir netice elde edemedi). siyasetlerini belirliyordu.
on yedinci yüzyılın ortalannda Osmanlı İmparatorluğu, Macaristan Osmanlılar, imparatorluğun Birinci Dünya Savaşı'nda yıkıl.ma-
(1660-4), Girit (1669) ve günümüz Ukraynası'nı oluşturan tarihi sından bu yana çok sayıda şiddet olayına taıuk olan Balkanlarve; Or-
Leh eyaleti Podolyada (1672) sürdürülen fetihler sonrasında en tadoğu' daki farklı etnik ve dini unsurlar arasında dirlik ve dü.zeni
geniş sırurlarına ulaştı. Osmanlılar; kuzeyde Macaristan, güneyde asırlar boyunca muhafaza edebiIdiler. Osmanlı İmparatorluğu' nun
Yemen, batıda Cezayir ve doğuda Irak'a uzanan, doğrudan idare uzun ömürlü olması, üç kıtaya yayılan toprakları ve yüzy ıllar
edilmeyen bölgeler ve verimli olmayan çöller de hesaba katıldı- boyunca Avrupa ve Ortadoğu politikalarını belirlemede oyna dığı
ğında yaklaşık 3.800.000 km+Iik geniş bir toprak parçasını idare aktif rol, "uygun amaçlar, metotlar ve araçlar vasıtasıyla kazanma
ediyordu. sanatı" şeklinde tarif edilen imparatorluk stratejisi ile ilgili bir
Sadrazam Kara Mustafa Paşa'nın komutasında girişilen 1683'teki kitapta üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur. :'Geç
İkinci Viyana Kuşatması, Avrupalı Hıristiyan devletler için büyük on altıncı yüzyıla kadar Osmanlılar için galibiyet; Osman Be y'in
bir kurtarma operasyonuna dönüştü. Habsburg İmparatorluğu, serhad beyliğinin gerek Hıristiyan gerekse Müslüman komşu ve
Lehistan, Venedik, Papalık ve Moskof'tan oluşan uluslararası ittifak, rakiplerini mağlup etmesi, yeni topraklar kazanması ve fethed ilen
1699'da Podolya, Dalmaçya ve Mora'nın bazı bölgeleri ile Hırva- bölgelerde hakimiyetini pekiştirerek bir dünya imparatorluğu-
tistan ve Erdel Beyliği'nden oluşan tarihi Macaristan'ın çoğunu na dönüşmek demekti. Bu süreçte Bizans imparatorluk başk-enti
ele geçirmeyi başardı. Ancak Osmanlılar, Rumeli'deki toprakla- Konstantinopolis'in fethi sembolik bir dönüm noktasına işaret
nn büyük bölümünü 1878 yılına, Ortadoğu'daki topraklarını ise etmektedir. Stratejik açıdan bakıldığında söz konusu fetih, RUD1eli
Birinci Dünya Savaşı'na kadar hakimiyetleri altında tutabildiler. ve Anadolu' daki Osmanlı topraklarının birleşmesini sağlamış,
Genelde itibarı olsa da on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda aynca serhad beyliğinin yerini alan patrimonyal bir impar~ tor-
başkentten oldukça uzak noktalardaki eyaletleri kontrol ediyor luğun doğuşunu dünyaya ilan etmiştir. Osmanlı fetihleri ve fetih
olması Osmanlılar için büyük bir başan idi. sonrası hakimiyetin tesisi yaklaşık üç yüzyıl boyunca devam etti.

-16- -17-
- GABOR AGOSTON -
r -OSMANLl'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç-

1660-70'lerde yeni fetihler gerçekleşse de on altıncı yüzyıl sonu Osmanlıların (ya da rakiplerinden herhangi birinin) politikalarına
itibariyle Osmanlı yöneticilerinin temel stratejik hedefi toprak yüzyıllar boyunca yön veren tek ve değişmez büyük bir strateji-
genişlemesinden çok fethedilen bölgeleri elde tutmak oldu. Geç nin varlığını kabul etmek yanıltıcı olacaktır. Söz konusu teoriler,
on altıncı yüzyıl, imparatorluk tarihinde bir başka dönüm noktası- kuramsal tutarlılık ve çekiciliklerinden dolayı siyaset bilimcileri
na, Ortaçağ patrimonyal imparatorluğundan merkezi hükümetin ve sosyologlara cazip gelebilir, ancak bu yaklaşım karmaşık tarihi
kaynaklar ve organize şiddet araçlanna erişim noktasında önceki realiteleri çarpıtmakta ve basite indirgemektedir.3 Öte yandan,
döneme kıyasla kısıtlı hale geldiği, erken modem imparatorluğa Osmanlıların hikayesini devlet bürokrasısinin ürettiği belgeler
dönüşümüne işaret eder. 1 Elinizdeki makale bu sebeple dönemlen- üzerinden anlatan devlet merkezli Osmanlı tarihyazımı. Osmanlı
dirme açısından iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Osman- tarihini strateji ve devlet niyetlerine aşırı vurgu yapan yorumlara
Iıların beylik olarak kurulduklan tarihten (1300 civan) İstanbul'un açık hale getirmiştir.
1453'teki fethine kadar olan dönemi kapsamakta ve Osman Bey'in çoğu zaman, özellikle de erken fetih dönemlerinde, Osmanlı
küçük Türkmen beyliğinin on altıncı yüzyılın en güçlü imparator- genişlemesinin ardındaki temel stratejinin ne olduğunu, karar
luklarından birine nasıl dönüştüğünü hikaye etmektedir. İkinci alıcıların kimlerden oluştuğunu ve maksatlarının neler olduğunu,
bölüm ise imparatorluğun zirve yıllarına şahit olan ve Osmanlı ayrıca -şayet varsa- siyasi, ideolojik, sosyal ve ekonomik saikle.rin
stratejisi ve askeri yeteneklerinde önemli değişikliklerin meydana bu tür faaliyetlerde oynadıkları rolü açık şekilde ortaya koymak
geldiği on beşinci yüzyıl ortalanndan geç on yedinci yüzyıla kadar mümkün olmamaktadır. Erken Osmanlı tarihi üzerine bilgimiz
olan dönemi incelemektedir. zayıf olup bu dönem üzerine yeni araştırmaların yapılması ge-
STRATEJi VE STRA TEJİK KÜLTÜR rekmektedir. Osman Bey'in Bizans ordusunu ilk kez mağlup et-
mesi (1300 civan, 1301,1302), vefatı (1324 civarı, 1324, 1326) ya ida
Tarihçiler. ülkelerin jeopolitik, askeri, ekonomik ve kültürel ye-
Edirne'nin fethi (1360'lar, 1361, 1367, 1369) gibi Osmanlı tarihinin
teneklerinin küresel vizyonu anlamına gelen grand s trategy (büyük
ilk dönemine ilişkin bazı önemli olaylar akademik çalışmalarda
strateji) kavramını imparatorlukların oluşumu yanı sıra güçlü ve
farklı tarihlernelerle yer almaktadır.' Söz konusu durum büyük
zayıf yönlerini açıklamak için de kullanmışlardır. Her ne kadar
ölçüde elimizdeki kaynakların mahiyeti ile ilgilidir. Bu kaynaklar;
kullanılan bu kavram imparatorluk yöneticilerine yabancı olsa da
anlattıklan hadiselerden çok sonra, Osman Bey'in halefierinin artık
konu üzerine yapılan son araştırmalarda imparatorluk politikalarını
karmaşık kurumlara sahip olup, belirli bir ideoloji ve meşruiye-
şekillendirerek mali ve beşeri kaynaklan belirli amaçlar için seferber
ti olan patrimonyal Sünni-Müslüman bir imparatorluğu yönet-
eden söz konusu stratejileri fark etmenin ve bu stratejileri yeniden
inşa etmenin mümkün olduğu ileri sürülmektedir.I Ne var ki, 3 Rıısya tarihi ile ilgili benzer bir eleştiri için bknz. W C. Fuller, Stratl!gy and power in
Rsasia, 1600-1914, New York: Free Press, 1992.
Osmanlı tarihinin lSBO'ler sonrasının yeni bir yorumu için bknz. Baki Tezcan. The 4 Bıı hadiselere dair güvenilir rivayetler şu eserlerde mevcuttur: C. Finkel, Oımanİ
Second Ottoman Empire: Paliticai and Social Transformation in the Early Modern World, Dream: The Story o/the Onoman Empire, 1300-1923, New York: Basic Books, 2006
Cambridge: Cambridge University Press, 2010. [Rüyadarı lmparatorluğa Osmanlı: Osmanlı jmparatOdl~ğu'nun Öyküsü, 1300-1923
2 E. Lutrwak, The Grand Stratlgy of the Roman Empire from the First Century AD to (rrc. Zülal Kılıç), İstanbul: Timaş Yayınları, 2010); C. Irnber, The Onoman Emp ire,
the Third, Baltirnore: Johns Hopkins University Press, 1976; G. Parker, The Grand 1300-1650: The Structure o/Power, New York: Palgrave Macmillan, 2002l0ımanlı
Stmtegy o/ Philip ll, New Haverı: Yale University Press, 1998;]' P. LeDonne, The lmpararorluğu 1300-1650: Iktidann Yapısı (rrc, Şiar Yalçın), İstanbul: İstarıbul Bilgi
GrandStrategy o/the Russian Empire, 1650-1831, Oxford: Oxford University Press, Üniversitesi Yayınları, 2006]. Edirne'nin fechi hakkında bknz. E. A. Zachariadou,
2004. "The Conquest of
Adrianople by che Turks", Studi Veneziani, 12 (19?0), s. 246-71.

-18- ~19-
- GABOR AGOSTON - - OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç -

tikleri on beşinci ve on altıncı yüzyılda kaleme alınmış Osmanlı farklı padişahlara ait fetih, boyun eğdirme ve fethedilmiş halklar
vekayinameleri, şiirleri, efsaneleri ve hanedan menkıbelerinden üzerinde hakimiyet kurma stratejilerinin keşfinin mümkün oldL.ığu
oluşmaktadır. Yine bu dönemden günümüze birkaç Osmanlı ki- kanaatindeyim. Diğer bir ifadeyle, Osmanlılar stratejik düşünceden
tabesi ve vakfiyesi, Osmanlıların rakip ve düşmanları -özellikle yoksun değildi ve sahip oldukları stratejilerden bazıları oldukça
de Bizanslılar- tarafından yazılmış az sayıda muasır ya da yakın uzun ömürlüydü. Osmanlı fetih ve hakimiyet yöntemlerinin gücü,
zamanlı vekayiname ve tarihçilerin on üçüncü ve on dördüncü Osmanlı karar alıcılarının değişen jeopolitik koşullar karşısında
yüzyıl Anadolusu'nun dini-kültürel ve sosyal manzarasını üzer- stratejilerini hızlı şekilde yenilemeleri ve yeni şartlara uygun hale
lerinden yeniden inşa ettikleri birkaç dini-edebi eser kalmıştır." getirmelerinde yatmaktadır. Osmanlılara ait belli başlı fetih yön-
Osmanlı fetihlerinin sadece büyük bir stratejiye bağlı olarak temlerinin varlığı elli yıldan uzun bir süre önce Halil İnalcık tara-
gerçekleştiğini kabul etmek insan unsurunu hesaba katmamak fından ortaya konuldu. O günden bugüne dek yapılan araştırmalar
anlamına gelir. Benzer şekilde, askeri faaliyetlerin her zaman İnalcıkın bulgularını kısmen sorgulayan, kısmen de destekleyen
padişah ve danışmanları tarafından planlandığını iddia etmek, yeni deliller ortaya koymaktadır. İnalcık. fethedilen topraklarda
yerel kuvvetlerin rolünü yadsımak, ayrıca padişaha ve yönetim Osmanlı hakimiyetinin pekiştirilrnesinde iki ayrı safha tespit etti:
merkezine imparatorluğun zirve yıllarında bile sahip olmadığı Birinci aşamada Osmanlılar. "komşu ülkeler üzerinde bir tür ege-
aşırı bir güç isnat ederek Osmanlı padişahlarını "Şark despotu" menlik kurmak" için çeşitli yollar aradılar. İkinci aşamada ise, "yerel
karikatürüne dönüştürmek demektir. 1300'lerdeki ilk akınları baş- hanedanları ortadan kaldırarak bu ülkeleri doğrudan hakimiyerleri
latanlar, genişleyen beyliğin uçlarında bulunan akmcı gazilerdi. altına almaya" çalıştılar." Osmanlıların Macaristan'; fethi ile ilgili,
Sonra gelen serhad beyleri de çoğu zaman İstanbul'un amaçları- "adım adım" fetih ve "tedricen birleştirme" fikri, 1897 gibi erken
na aykın şekilde gerçekleştirdikleri ve sonuçları itibariyle büyük bir tarihte bir tez olarak ileri sürüldü ve 1970'lerde ayrıntılı şekilde
askeri çatışmalara sebebiyet veren akınlara giriştiler. Habsburglara yeniden ele alındı.' Son bir çalışmada ise coğrafi olarak Asyalı ve
karşı Macaristan' da gerçekleşen Uzun Savaş (1593-1606), 1578'den Kuzey Afrikah fakat jeostratejik anlamda Avrupalı bir kara gücü
beri doğu serhaddinde Safevi İran'la yorucu bir mücadele içinde olan Osmanlıların stratejilerini Ümit Burnu'nun keşfi sonrası de-
bulunan ve benzer bir mücadeleye batıda girmeye niyeti olmayan ğişen jeopolitik realiteye uygun hale getiremedikleri iddia edildi."
merkeze aldırmaksızın başlatılan sınır çatışmalarının yıkıcı reka- Yukarıdaki tezlerin sahipleri uzun vadeli Osmanlı stratejisryle
betine verilecek tek örnek değildir. ilgilenirken, başka tarihçiler padişahların kişisel stratejilerini ince-
Her ne kadar Osmanlı fetih ve hakimiyetine yüzyıllar boyu yön lemekle meşguloldular. Yapılan çalışmalarda -her ne kadar varılan
veren büyük bir Osmanlı stratejisinin varlığını kabul etmesem de
6 H. İnalcik. "Otroman Merhods ofConquest", Studia Islamica, 2 (954), s. 104;...,29.
("Osmanlı Fetih Yöntemleri", (tre. Oktay Özel), Söğii.t'tm İstanbul'a Osmanlı Deoleci 'nin
5 Erken Osmanlıların tarih ve kaynakları üzerine bknz. C. Kafadar, Betıoem Two Worlds: Kuruluşıc Üurim Incelemeler, Oktay Özel ve Mehmet Öz (haz.), Ankara: İmge, 2000,
The Construction o/thl! Üttoman Stat«, Berkeley: University of California Press, 1995 s.443-472].
[lki Cihan Ansinde -Osmanlı Devletinin Kurulufu- (tre. Cererı Çıkın), Ankara: Birleşik 7 Bknz. P. Fodor, "Orrornan Policy cowards Hungary, 1520-1541", Acta Orim salia
Dağıtım, 201 OL; H. W. Lowry, The Nature o/the Early Öttoman State, Albany: SUNY Academiae Scientiarum Hungaricat{bundan sonra AOH) 45/2-3 (1991), s. 271- ..345
Press, 2003 [Erken Dönem Osmanlı Devleti'nin .rapısı (tre, KıvançTanrıyar), Istanbul: ["Macaristan'a Yenelik Osmanlı Siyaseti, 1520-1541" (tre. Özgür Kolçak), Tarih
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010J; R. P. Lindrıer, Explortıtions in Ottoman Dergisi, 40 (2004), s. 11-84].
Prehistory, Ann Arbor: University of Michigan Press, 2007 [Osmanlı Tarihöncesi (tre. 8 J. J. Grygiel, ĞreatPowersand GeopoliticalChange, Baltimore: [ohrıs Hopkins University
Ayda Arcı), Istanbul: Kitap Yayınevi, 2008]. Press, 2006.

-20- -21-
- GABOR AGOSTON - _ OSMANLL'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç-

sonuçlar birbirine zıt olsa da- 1.Süleyman'a özel bir ilgi gösterildi. daha savaşçı, Osmanlı toplumunun ise Habsburg ya da Romanev
Bir tarihçi, Süleyman'ı Osmanlı dış politikasını" Atlantik Okyanusu toplumlarına kıyasla daha çok askerileşmiş olmadığı ortadadır.
geçildil<ten sonra" oluşan yeni uluslararası ilişkiler koşullarına Dini inançların ve hurafelerin kültür ve değerler sistemini şekil-
uyarlayamamakla itham etti ve tutarlı bir strateji tespit edemediği lendirmedeki önemli rolü bilinmektedir, ancak Osmanlı genişleme-
bu yılları "oryantasyon krizi" şeklinde niteledi." Diğerleri ise, bu sinin ardındaki değişmeyen temel iteleyici gücün din olduğunu ileri
görüşe zıt olarak, Süleyman'a oldukça rasyonel bir stratejik düşünce sürmek, savunulması güç bir iddiadır. Yapılan araştırmalar, Paul
tarzı bahşettiler. Macar askeri tarihçisi Ceza Perjes' e göre Süleyman, Wittek tarafından ortaya konulan gazanın kafirlere karşı verilen
Macaristan topraklannın Osmanlı ordusunun "faaliyet çapı" dışın- kutsal savaş şeklindeki yorumunu ve erken dönemde Osmanlıların
da kaldığını fark ettiği için Macaristan'ın fethi konusunda isteksizdi. gaza düşüncesi ve değerleri etrafında birleşmiş kutsal savaşçılar
Merkezden oldukça uzakta bulunan bir eyaletin savunması bütçeye olduğu tezini, aynca Osmanlı Devleti'nin doğuşu ve çöküşü'nün
ek bir yük getirecekti. Bu kısıtlamaların farkına varan Süleyman, en iyi bu ideoloji ile açıklanabileceği iddiasını uzun süredir sorgu-
Macaristan'ı fethetmeme karan aldı. Bunun yerine, Macaristan'] lamaktadır. Wittek'in gazanın on dördüncü ve on beşinci yüzyıl
kendi imparatorluğu ile Habsburglar arasında bir tampon bölge Anadolusu'nda mevcut birçok biçim ve yorumundan yalnızca birini
olacak şekilde Osmanlı taraftan bir tabiliğe dönüştürmeyi planla- öne çıkardığı artık açıkça bilinmektedir. Wittek gazayı sadece Kutsal
dı.'? Süleyman'ın rakiplerine karşı izlediği politikaların ardındaki savaş şeklinde yorumlasa da vakanüvisler ilk dönem Osmanlıların
özel saikler halen tartışılan bir konudur, ancak Süleyman'ın saltanat Hıristiyan ve Müslüman komşu ve rakiplerine yönelik her türlü
döneminde "büyük strateji" denilecek daha geniş bir imparatorluk askeri faaliyetini tanımlarken. Arapça bir terim olan "gaza" ile Türk-
vizyonu bulmak mümkündür." çede dini bir anlam içermeyen" akın" kelimelerini değişken şekilde
kullanınışlardı. Son on-yirmi yıldır yapılan araştırmalarda, geç on
Askeri kültür cihetinden bakıldığında Osmanlıların şiddet ve
üçüncü ve erken on dördüncü yüzyıl Bizans-Osmanlı serhaddinde
militarist kültüre sahip olduklarını ima eden "mükemmele yakın
ve genelolarak Anadolu' da Müslüman ve Hıristiyanlar tarafından
askeri toplum'"! şeklindeki tanımlama fayda sağlamayacaktır. oluşturulan ittifaklara da değinen daha karmaşık bir resim ortaya
Tarihi belgelerin ortaya koyduğu üzere Osmanlıların rakiplerinden. konulmaktadır." Bunu ifade ederken dinin stratejide herhangi
bir roloynamadığı yahut sıradan asker için motive edici bir güç
9 S. Labib, "The Era ofSuleyman the Magnificerıt: Crisis of Orienrarlon", International
[ournal of Middl» East Studies, 10/4 (1979), s. 435-51. olmadığını kastetmiyorum. fakat şu da var ki, dinin etkisi her iki
10 G. Perjes, The Fall of the Medieva! Kingdam ofHungary: Mohdct 1526-Buda 1541,
bağlamda da aşın şekilde abartılmıştır. Din, Osmanlı imparatoı.luk
Boulder: Atlantic, 1989.
II G . .Agoseon, "Information, Ideology and Limits ofImperial Policy: Orrornarı Grand ideolojisi, propaganda ve meşrulaştırma teknik ve araçlarında b ariz
Srraregy in the Context of Ouoman-Habsburg Rivalry", V. H. Aksan ve D. Goffman
(haz.), The Early Modern Önomans: Remappjng the Empire, Cambridge: Cambridge
şekilde kullanılmıştır ve bu husus ilgili bölümlerde ele alınacaktır.
University Press, 2007, s. 75-103 ["Enformasyon, İdeoloji ve Emperyal Siyasetin
Sınırları: Osmanlı-Habsburg Rekabeti Bağlamında Osmanlı Büyük (Grand) Stratejisi", 13 P. Wicrek, The Rise o/the Ottoman Empire, Londra: Royal Asiane Sociery, 1938 [Ormanı,
Erkm Modern Oımanlılar. imparatorluğun Yeniden Yazımı (tre. Onur Güneş Ayas), Devieti'nin Doğuşu (tre. Faunagül Berkray), İstanbul: Kaynak Yayınları, 19851.Kafadar.
İstanbul: Tımaş Yayınlan, 2011, s. 105-142 -Bu makale elinizdeki kitap içinde yeniden Lowry ve Lindner'in bahsedilen eserlerine ilaveten Colin Irnber'in ilgili çalışmalarına
basılmrşnr-]. bknz. Studies in Üttoman History and Law, İsran bul: İsis, ı996. Ayrıca, L. Darling,
12 P. Sugar, "A Near-Perfect Milirary Soeiery: The Onoman Empire", L. L. Farrar (haz.), "Contesred Terrirory: Onoman Holy War in Comparative Corırext", Studia Islamica,
war: A Historical. Palitical and SocialStudy, Sarıra Barbara: ABC CHo, 1978, s. 95-104. 91 (2000), s. 133-63.

-22- -23-·
r-
- GABORAGOSTON- ! _ OSMANll'DA STRATEJ İ VE ASKERİ GÜç-
•1
\.
ıhsan ediyordu. Osman Bey'in 1302'de Bizans ordusunu mağjup
SERHAD BEYLİcİNDEN İMPARATORLUCA, 1300 CiVARI-1453
etmesi ve Bizans topraklarına düzenlediği kazançlı akınlar çok
[eopoıitiu sayıda Türkmen savaşçının sancağı altında toplanmasını sağladı.
On ikinci ve on üçüncü yüzyıl Anadolusu'nda güç ilişkilerini Osmanlıların ilk büyük başarısı, Osman Bey'in oğlu ve halefi
yeniden şekillendiren ve aralannda Osmanlıların da bulundu- Orhan Gazi'nin 1326'da Bizans şehri Prusa'yı (fetihten sonra Bur-
ğu birçok bağımsız Türkmen beyliğinin ortaya çıkmasına neden sa) ele geçirmesi oldu. Bu şehri kısa sürede beyliğinin başkenti
olan siyasi boşluğun oluşumunda etkili üç önemli hadise var- haline getiren Orhan Gazi'nin Bizans iç savaşı (1341-7) sırasında
dır: Malazgirt Meydan Muharebesi (1071t Kösedağ Muharebesi yaptığı evlilik ve kurduğu siyasi ittifaklar, 1352 yılında Osmanlı-
(1243) ve Dördüncü Haçlı Seferi (1202-4). Malazgirt'te kazanılan lara Trakya' daki ilk köprübaşlarını kazandırdı. İki yıl sonra Orhan
zafer Anadolu Selçuklu İmparatorluğu'nun kurulmasına zemin Gazi'nin oğlu Süleyman Paşa yakın zamanda meydana gelen yıkıcı
hazırlamakla kalmamış, aynı zamanda Anadolu'daki etnik-dini bir deprem sonrası savunmasmı kaybetmiş durumdaki önemli
manzarayı değiştirecek ve 1300'lerin başında bu bölgenin büyük Bizans limanı Gelibolu'yu ele geçirdi. Meriç ve Tunca nehirlerinin
ölçüde Türk ve Müslüman olmasını sağlayacak Türkmen göçüne birleştiği noktada bulunan Edirne'yi fetheden ve bu şehri devletin
de kapıları açmıştır." yeni başkenti yapan 1.Murad, böylelikle Trakya ve Bulgaristan'a
Anadolu Selçukluları'nm daha o yıllarda Batı Anadolu'ya hap- giden yolu Osmanlı fetihlerine açmış oldu. Bu durum Osmanlıların
settiği Bizans İmparatorluğu; Fransız, Venedik ve diğer Latin Haç- Avrupa' da kalıcı olduklarının ve kendilerini Avrupa ve Asya' da
lıların 1204'te Konstantinopolis'te yol açtıkları katliam ve yıkımın stratejik ilgileri olan bir güç olarak gördüklerinin işaretiydi.
etkisinden kendini kurtaramadı. 1261'de VII. Mikail Pa laiolo go s 1.Murad'ın 1389'daki Birinci Kosova Meydan Muharebesi'ndeki
(1261-82), Latinleri şehirden çıkarmayı ve Bizans İmparatorluğu'nu ölümü Osmanlıların Rumeli deki konumlarını güçlendirmelerine
ayağa kaldırmayı başardı, ancak kendisi ve halefleri Anadolu ser- engelolmadı. Stefan Lazareviç, aynı savaşta ölen babası Lazar'ın
haddindeki Türklerle mücadele etmek yerine Balkanlar'ın kontro- yerine geçti ve Osmanlı Sultanı ı. Bayezid' e tabi oldu. Kosova' daki
lünü elde etmeye yönelik politikalarla meşgul oldular. ıs Kösedağ Osmanlı zaferi, sının Osmanlı ile bitişik hale gelen Macaris tan
Muharebesi'nde Moğollann Anadolu Selçukluları'nı mağlup et- için bir uyarıydı. Buna rağmen Macarlar. Osmanlıları durdurmayı
mesi, Selçuklularm gerilemesine ve Anadolu'da çok sayıda Türk- başaramadılar ve Macar kralı Sigismund idaresindeki Haçlı or-
men beyliğinin ortaya çıkmasına yol açtı. Osman Bey, bölgedeki dusu 1396 yılında Tuna üzerindeki Niğbolu' da ağır bir hezimete
Türkmen liderlerden sadece biriydi. Küçük Osmanlı Beyliği'nin uğradı. Bizans'ın Osmanlı karşıtı bir Haçlı seferine destek vermesi
Bizans serhad şehri Bitinya bitişiğindeki toprakları, Osman Bey'in Konstantinopolis'in uzun süre Osmanlı kuşatması altında kalma-
savaşçılarına hem ganimet hem de "kafirler" ile savaşma şerefi sına yol açtı (1394-1402).
Büyüyen tehlike karşısında Avrupa kayıtsız kaldı ve Korıst an-
14 S. Vryonis, Jr, The Decline of Medieual Hellenism in Asia Minor and the Process of
Islamizatian from the Elevmıh through the Fifmmh Century, Berkeley: Universiry of tinopolis, Avrupalı Haçlıların yardımıyla değil, ancak Timur' un
California Press, 1971; C. Caherı, The Formatian o/Turkey: The Se/jukid Su/tanau Anadolu'yu istilası sonrasında Osmanlı kuşatmasından kurtulabil-
o/Rum: Eleventh to Fourteentb Cmtury, (haz. ve tre. P. M. Holt), Londra: Longman,
2001. di. Timur'un Ankara'daki zaferi, Anadolu ve Rumeli deki jeop oli-
15 G. Omogorsky, History o/the Byzantine State, (İng. tre. [oan Hussey), Oxford: Oxford tiğin önemli ölçüde değişmesine yol açtı. Bayezid'in Doğu ve Orta
University Press, 1968, s. 414-492 [Bizans Devleti Tarihi, (tre. F. Işılran), Ankara:
Türk Tarih Kurumu. 1981.)
Anadolu' da ele geçirdiği topraklar Timur tarafından diğer Türkmen

-24- -25-
. ' ,~+
- GABOR AGOSTON _ ··~f·..·.·','·"- .
f,:,"
- OSMAN U'DA STRATEl t VE ASKERt GÜç -
~.
beylerine iade edildi. on yıl süren fetret devri ve Bayezid'in oğulları ~.. 40.000-45.000 iken Haçlı ordusunun sayısı 30.000-35.000 idi). Buna
arasındaki iç savaş, Osmanlı Devleti'nin neredeyse çöküşüne neden rağmen Bayezidin sahip olduğu askeri güç, 1402'deki Ankara
oluyordu. Neyse ki ordu, tımar sistemi, merkez ve taşra yönetimi
r,
~. Savaşı'nda oldukça açık bir sayısal üstünlüğe sahip Timur'un
gibi devletin temel kurumları kökleşmişti. Ayrıca Osmanlı toplu- ordusuna eşit değildi (Bazı araştırmalarda Timur'un ordusundaki
munun büyük çoğunluğu hanedanın yeniden güç sahibi olmasını asker sayısırun 140.000,buna mukabilOsmanlı ordusundaki asker
menfaatleri açısından kazançlı görüyordu. sayısının 85.000 olduğuna işaret edilmiştir).
Avrupa'daki Osmanlı ilerleyişini durdurmaya yönelik son Osman' ın idaresindeki askeri kuvvet, nizarnı savaş ve kuşa tma-
büyük girişim Macaristan'ın müttefiki ve tabisi konumundaki lardan çok, akın ve pusuda yetenekli okçu süvarılerden oluşuyordu.
Sırbistan'ın 1439'da n. Murad tarafındanele geçirilmesi ve 1427'den Orhan ve 1.Murad dönemlerindeki Osmanlı askeri gücüı hüküm-
itibaren Osmanlı karşıtı savunma hattının anahtar kalesi konu- darın akıncı kuvvetleri olmaktan çıkıp düzenli seferlere çıkan ve
mundaki Belgrad'ın 1440 yılında beş ay süreyle kuşatılması son- kuşaımalar yapabilen disiplinli bir orduya dönüştü. On dörd üncü
rası Macarlardan geldi. Macar kralı Ladislas (1440--44) ve valisi yüzyılda gönüllü genç köylüler, yaya ve müsellem birliklere asker
Yanoş Hunyadi'nin 1443-44'teki "kış seferi" ve Osmanlıların Ana- yazıldılar. Ulufeleri seferler sırasında padişah tarafından ödeneri bu
dolu'daki en inatçı rakibi Karaman Beyliği'nin yeniden hücuma birlikler, sefer sonrasında köylerine dönüyor ve yapmış oldukları
geçmesi Osmanlı Devleti'nin varlığım tehdit eder hale geldi ve askeri hizmet karşılığında bazı vergilerden muaf tutulu yorlar dı, I.
n. Murad'ı barışa zorladı. 1444'teki Macar-Osmanlı Barış Antlaş- Murad döneminde müsellemler ulufeli saray süvarileri ile, yayalar
ması, Sırbistan'ın Kral Corce Brankoviç'e iade edilmesi ve 1439 ise yeniçeriler ve -köylüler arasından seçilmiş ve yine köylülerce
öncesindeki şartlara dönülmesini sağladı. İmparatorluğunun her teçhiz edilmiş bekarlardan oluşan bir çeşit köylü milis anlarrtma
iki sınırında da banşı tesis eden n. Murad tahtıru on iki yaşındaki gelen- azap askerleriyle yer değiştirdiler. Yaya ve müsellemler, silah
oğlu n. Mehmed'e bıraktı. Ne var ki, Macarların yaptıklan antlaş- ve cephane taşıyan, sefer sırasında yol, köprü inşası ve tamiriyle
mayı ihlal etmesi üzerine II. Murad ordunun başına yeniden geçti uğraşan yardımcı birliklere dönüştüler.
ve başka bir Haçlı ordusunu Yama Meydan Savaşı'nda (10 Kasım Yeniçerilere benzer şekilde teşkilatlandırılan, silah olarak ok
1444) yenerek Rumeli'deki Osmanlı hakimiyetini pekiştirdi. ve kılıç kullanan yaya azaplar, Osmanlı savaş terkibinde toplann
ve yeniçerilerin önünde konuşlandınldılar. Bu askerler ilk safta
Askeri Güç
çarpışan ve feda edilmesi mümkün olan neferlerdi. Sayıları on
Erken dönemde Osmanlılann en değerli varlığı, Osman Bey ve beşinci yüzyılda önemli bir seviyeye ulaşan (14S3'teki İstanbul
haleflerinin sancağı altında toplanmaya devam eden Türk savaşçı- fethi sırasında 20.000 ve 1473'te Uzun Hasan'a karşı girişilen. se-
lan idi. Osmanlı kuvvetleri bu sayede geç on dördüncü yüzyılda ferde 40.000) azapların rolü kademeli olarak yeniçeriler tarafından
birçok Anadolu ve Avrupalı rakip karşısında sayısalüstünlük üstlenildi ve bu neferler garnizon ve donanına görevlerindekul-
elde edebildi. 1371'de Sırp beylerinin oluşturduğu ittifakı mağ- lanılmaya başlandılar.
lup edecek güce ulaşan Osmanlılar, 1389'da Bosnalı askerlerle 1370'lerde sultanın şahsi koruması olarak oluşturulan yeni-
takviye edilmiş bir Sırp ordusunu Kosova Ovası'nda hezimete çerilerin sayısı ilk başlarda birkaç yüzden ibaretti. Bu görev için
uğrattılar. Osmanlıların 1396'daki Niğbolu Savaşı'nda Haçlılardan önceleri savaş esirleri kullanıldı, 1380'lerden itibaren ise devşir-
sayıca üstün oldukları anlaşılmaktadır (Osmanlı askerlerinin sayısı me sistemiyle asker toplanmaya başlandı. Bu sistemde (zaman

-26- -27-
If"
r:
- GABORAGOSTON - _ OSMAN Ll'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç-
t'
zaman başka bölgelerden olsa da genellikle Rumeli' den) yaşları ! merkezileşmiş bürokrasi ve ordu on altıncı yüzyıl sonuna kadar
sekiz ila yirmi arasında değişen Hıristiyan çocuklar ve gençler varlığını sürdürdü.
düzenli olarak ve muhtelif sayılarda devşiriliyordu. Devşirilenler
t
p'
Osmanlı ordusunun büyük çoğunluğu süvari idi. Akıncı s üva-
t
Müslüman olduktan sonra yedi-sekiz yıl boyunca Anadolu' daki rileri on altıncı yüzyılın başına dek askeri önemlerini muhafaza
i
köy çiftliklerinde hizmet görüyorlar, sonrasında acemi birliğine ı. ettiler. II. Mehmed 1475 yılında 6000 kadar akıncıyı seferber etti, 1.
!
alınıp askeri talime başlıyorlardı. Bu gençler Tersane-i Amire Süleyman'ın (1520-66) 1521'deki Macaristan seferine 20.000 a kıncı
ya da Tophane-i Amire' de birkaç yıl hizmet ettikten sonra ya katıldı. Kapıkullarından oluşan altı bölük halkı, erken on alt;ncı
yeniçeri oluyorlar ya da arabacı, topçu ve cebeci birliklerine yüzyılda 5000 gibi mütevazı bir sayı ve öneme sahip idi, ancak
katılıyorlardı. Devşirilenlerin sayısının artmasıyla başlangıçta 1567'ye gelindiğinde bu sayın.OOO'i aşarak ikiye katlandı. Daha da
koruma görevi yapan bu askerler, zamanla hükümdann kap u önemlisi, Osmanlı tırnar sistemi sayesinde büyük sayıdaki sö.vari
halkı piyadelerine dönüştüler. Bu askerlerin sayısı Birinci Kosova gücü varlığını devam ettirebildi. Osmanlı taşra sipahileri kendile-
Meydan Muharebesi'nde (1389) yaklaşık 2000 iken, II. Mehmed'in rine tahsis edilen arazilerin gelirlerini toplama hakkı karşılığında
ikinci saltanatı arefesinde 3000' e ulaştı. silahlarını (kısa kılıç ve oklar), zırhlarını (miğfer ve zırh) ve atl arını
tedarik etmek ve bunlara ilaveten padişah çağırdığında cebe Lüle-
Osmanlı ordusunun yapısındaki değişiklikler ve II. Mehmedin
riyle birlikte askerlik hizmetini yerine getirmek ile ınükelleftiler.
buna bağlı olarak gerçekleştirdiği mali ve ekonomik politikalar,
Osmanlılar, tımarh sipahilerin sayısı ve yükümlülüklerini takip
imparatorluğun hakimiyetini güçlendirmeyi hedefledi. 1451'de
etmek amacıyla muhtemelen ı. Bayezid dönemi gibi erken bir
tahta çıktığında isyan eden yeniçerileri tasfiye eden II. Mehmed,
tarihten itibaren defter yöntemini uyguladılar. Yoklama kayıtları
bu askerlerin yerine padişahın av hizmetinde bulunan sekban-
,seferler sırasında tırnar kayıtlarıyla karşılaştırılarak kontrol edi-
ları getirdi ve ocağın toplam sayısını 3000'den SOOO'eçıkardı. II.
liyor ve tımarlı sipahilerin -yanlarındaki cebelü ve teçhizatlarına
Mehmed'in saltanatının sonrasına denk gelen 1484'te yeniçerilerin
da bakılarak- göreve gelip gelmedikleri tespit ediliyordu. Sipahi
sayısı 8000'e yaklaşmıştı. Mevcut hazine defterlerine göre bu sayı göreve gelmediği ya da getirmesi gereken sayıda asker getirme-
on altıncı yüzyılın başında 8000 olup yüzyılın ortasına kadar bu diği zaman tımarını kaybediyor ve bu tırnar bir başkasına tahsis
seviyeyi korudu. Söz konusu seçkin askerler, daimi ordudaki uz- ediliyordu. 1430 ve 1440'larda sefere katılan tımarlı asker sayısııun
man birlikler (örneğin topçular ve cebeciler) ve saray süvarileri, 10.000-15.000 civarında olduğu hesaplanmıştır. 1528yılına ait icrnal
imparatorluğa, akıncı beylerin sağladıkları ile kıyaslanamayacak hazine gelir-gider defterine -beraberlerinde 23.000 cebelü getiren-
seviyede, güçlü bir profesyonelordu kazandırdı. II. Mehmed, 28.000 taşra tımarlı sipahisi kayıt edildi. Bu durum, taşra sü v ari
sancak beylerine dönüştürdüğü akıncı beyleri üzerindeki kontro- birliklerinin sayısının SO.OOO'i
geçtiğini göstermektedir. II. Mehrrıed
lünü biraz daha artırdı ve yeniçerileri stratejik öneme haiz serhad ve halefleri, geç on altıncı yüzyıla değin Osmanlıların rakipleri-
kalelerine yerleştirdi. Sultan, sahip olduğu düzenli orduyu finanse nin çok azının ulaşabileceği bir başarı elde ederek 70.000-80.000
etmek için daha fazla gelire İhtiyaç duydu. Bu durum, tekrar eden civarında profesyonel askerden oluşan bir kara ordusunu hareleete
devalüasyonlar, vakıf arazilerinin müsaderesi, arazi vergisi gibi geçirebildiler. Bu hesaplamalara, garnizon kuvvetleri, akıncılar ve
toplum tarafından hoş karşılanmayan ve bazıları halefleri tara- seferlerde ordu için köprü ve yolları tamir eden, top taşıyan ya da
fından değiştirilen mali tedbirlerin alınmasına yol açtı. Yine de farklı mühendislik işleri gerçekleştiren değişik sayıdaki yardımcı

-28- -29-
- GABORAGOSTON - - OSMAN Ll'OA STR.ATE) i VE ASKERi GÜç -

kuvvetler dahil edilmemiştir. Ayrıca Osmanlılar, hafif süvari bir- rından etkilendiler ve borda ateşi yapabilen bu geniş ve ağır silahlı
likleri, akıncı ve keşif kolu olarak kendileri için özellikle on altıncı gemileri taklit etmede hızlı davrandılar. İnebahtı' da imha edilen
ve on yedinci yüzyılda Moskof, Lehistan ve Macaristan' da önemli donanmalarını yeniden oluşturmaya çalışan Osmanlılar, Sinop ve
hizmetler gören Kınm Tatarları'nı kullandılar," İstanbul' daki tersanelerde dört veya beş mahon inşa ettiler. Osmanlı
Osmanlı kuvvetleri, Osmanlı esnekliği ve fetih stratejisinin bir donanmasının büyüklüğü ı475 yılında Cenevizlilerin idaresi al tm-
göstergesi olarak, padişahın tabilerine ait Hıristiyan askerleri de daki Kefe'ye doğru 380 gemiyle sefere çıkan II. Mehmed döneminde
içermekteydi. i. Murad'ın Güneydoğu Avrupalı tabileri. Kosova zaten oldukça etkileyiciydi. 1499-1503 Osmanlı-Venedik Savaşı
Savaşı'nda Sırp Prens Lazar'a karşı savaştılar, 5000 kişilik Sırp ağır sırasında II. Bayezid, -sadece 1500 yılında 250' den fazla geminin
süvari gücü i. Bayezid'in Niğbolu'daki zaferinde oldukça önemli inşasını emrederek- donanmayı önemli ölçüde kuvvetlendirdi. Bu
bir roloynadı. Sırp tabinin birlikleri Ankara Savaşı'nda seçkin dönemde Osmanlı donanmasının yeniden şekillenmesi aslında kara
yeniçerilerle birlikte savaşın sonuna dek padişahın yanında mü- temelli olan imparatorluğu görkemli bir deniz gücüne dönüştürdü.
cadele ederek Osmanlılara karşı sadakatlerini gösterdiler. Ne var Güçlü bir donanma, Kızıldeniz ve Basra Körfezi'ndeki Portekiz
ki, tabiliği henüz kabul etmiş birlikleri istihdam etmek bazı riskleri yayılmasının durdurulması ve 1516-17'de Memlük Mısırı'nın fethi
de beraberinde getirdi.Ankara Savaşı'nda. Osmanlı ordusunun sol için gerekliydi."
kanadında bulunan Kara Tatarlar, Timur ile anlaşarak Osmanlıları Osmanlı ordusunun büyük çoğunluğu (piyade azaplar, tımarlı
arkadan vurdular. Bu durum, beyleri Timur 'un ordusunda savaşan sipahiler ve akıncılar) kılıç ve ok kullanıyordu. Osmanlılar ateş-
Anadolu Türkmen süvarilerinin i. Bayezid'i yalnız bırakmalarına li silahları on dördüncü yüzyılın ikinci yarısında benimsediler
sebep oldu. ve Avrupalı hasımlarından çok önce, erken on beşinci yüzyılda,
Osmanlılar. II. Mehmed ve II. Bayezid (1481-1512)dönemlerinde padişahın daimi ordusunun bir parçası şeklinde ayrı bir topçu
kürekli kadırgaları ana gemileri yaparak Akdeniz' in ortak donanma sınıfı oluşturdular. Doğrudan askeri çatışmalar, silah kaçakçılığı
teknolojisini edinmiş oldular. Akdeniz' deki rakiplerini takip eden ve Avrupalı askeri uzmanların istihdamı, güncel teknolojilerin ve
Osmanlılar, 1560'lardan itibaren aynı sıradaki tüm kürekçilerin tek askeri uzmanlığın imparatorluk topraklarında yayılmasını sağla-
bir küre ği çektiği "al scaloccio" sistemini benimsediler. Bu düzen dı. Başlangıçta ok, yay ve mızrak ile teçhiz edilen yeniçeriler, IL.
kürekçi sayısında artışa neden oldu. Osmanlı kadırgalarında ge- Murad döneminde arkebüz (fitilli tüfek) kullanmaya başladılar.
nel olarak merkezde bir top ve yanlarda daha küçük kolunburna on altıncı yüzyılın ortasında yeniçerilerin büyük çoğunluğu ateşli
topları bulunuyordu. Osmanlılar, Hıristiyanların İnebahtı Deniz silah taşıyordu. III. Murad (1574-95) yeniçerileri daha ileri düzeyde
Savaşı'ndaki galibiyetinde önemli roloynayan Venedik mahonla- fitilli tüfekler ile teçhiz etti. Imparatorlukta geç on altıncı yüzyıl-
dan itibaren İspanyol miquelet mekanizmasına sahip çakmaklı
16 Osmanlı askeri tarihi üzerine bknz. G. Kaldy-Nagy, "The Flrsr Centuries of the tüfekler de üretildi. Yine de yeniçeriler, geleneksel silahları olan
Onoman Military Organization", AOH31/2 (1977), s. 147-62; İnalcık ve Quaraert,
An Economic and Social History of the Onoman Empire: Irnber, The Ottoman Empire,
s. 193-206; R. Murphey, Onoman Warfore, 1500-1700, New Brunswick: Rutgers
17 Irnber, The Orsoman Empire, s. 295-323; İ. Bostan, Kürekli ve Yelkenli Osmanlı
University Press, 1999 [Osmanlı'da Ordu ve Savaş, 1500-1700, Tanju Akad (trc.), Gemileri, İstanbul: Bilge, 2005; P. J. Brumrnetr, Üttoman Seapoıoer and Leuantirze
İstanbul: Homer, 2007]; P. Fodor, "Otroman Warfare, 1300-1453", K. Fieer (haz.), Diplomacy in the Age of Discouery, A1bany: SUNY Press, 1994 [Osmanl, Denizgücü
Byzantium to Turkey. 1071-1453, Cambridge: Cambridge University Press, 2009, s. Keşifler Çağında Osmanlı Denizgücü ve DoğuAkdeniz'de Diplomasi. Nazlı Pişkirı (rrc.),
192-226. İstanbul: Timaş Yayınları, 2009].

-30- -31-
f
- GABOR AGOSTON -
r
f.
- OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç-
f
kompozit yaylan on yedinci yüzyıla değin korku veren bir silah
olarak kullanmaya devam ettiler.
i Genişleme ve Liderlilı Stratejileri
Osmanlı stratejisinin on dördüncü ve on beşinci yüzyıllar-daki
Osmanlılar imparatorluğun çeşitli yerlerinde tophane ve ba-
temel hedefi çeşitli araçlar kullanarak ve aynı anda birden fazla
ruthaneler inşa ettiler. Büyük tophaneler; Adriyatik (Avlonya ve
cephede savaşmaktan kaçınarak tedrici toprak genişlemesi sağla-
Preveze);Macaristan (Budin ve Temeşvar), Rumeli (Rodnik, Se-
mak ve maddi birikim kazanmak idi. Osmanlı fetih ve hakirruyet
mendire, İskenderiye, Novaberda, Pravişte ve Belgrad), Anadolu
metotları bu strateji çerçevesinde şu noktaları içeriyordu:
(Diyarbekir, Erzurum, Birecik, Mardin ve Van), Irak (Bağdat ve
Basra) ve Mısır'da (Kahire) faaliyette idi. Top döküm merkezi • Hanedan evlilikleri ve bu evlilikler aracılığıyla ittifaklar kurmak
II. Mehmed'in şehri fethettikten sonra İstanbul'da inşa ettirdiği • Osmanlı öncesi Hıristiyan soylular ve askerigruplan tımadar
Tophane-i Amire oldu. Burası, Avrupalı kralların çoğunun top- vasıtasıyla Osmanlı askeri ve bürokratik seçkin sırufına d ahil
larını küçük atölyelerden temin ettiği geç Ortaçağ Avrupası'nda etmek
mer kezi bir yönetim tarafından kurulan, işletilen ve finanse edilen • Eyalet yönetiminde ve vergilendirmede İslami istimalet poli-
ilk tophanelerden biridir. Tophane-i Amire, sefer öncesinde ve tikasına uygun şekilde faydacı ve esnek bir tavra sahip olmak
sefer sırasında kapasitesini kolaylıkla artırarak birkaç yüz top
• Sürgün politikasını devam ettirmek
~II:
dökebiliyordu. Osmanlılar, İstanbul ve hemen hemen tüm eyalet
merkezlerinde bulunan baruthaneleri faal halde tuttular ve geç Hanedanlar arasında kurulan evlilik bağları Osmanlılar ıçın
on sekizinci yüzyıla değin silah ve mühirrunat üretiminde yerli 14S0'lere dek komşu Müslüman ve Hıristiyan devletleri kendine
~i. üretimle yetindiler. tabi kılma (ve sonrasında topraklarına katma) stratejisinde öne-mli
j
bir araç idi. Bu açıdan bakıldığında Osmanlı evlilik stratejisi, Bizans
Literatürdeki iddiaların aksine, Osmanlılar Avrupa silah tekno-
ve Habsburg stratejilerinden farklılık arz eder. Osmanlılar; Bizans,
lojisindeki gelişmelere ayak uydurabildiler. Eyaletlerde bulunan
daha küçük ölçekteki tophaneler, baruthaneler ve cephaneler ile Sırp ve Bulgar kraliyet ailelerine ilaveten Anadolu'daki Müslü-
desteklenen başkentteki askeri sanayi kompleksi, Osmanlıların man beylikler (Germiyan, İsfendiyar, Aydın, Saruhan, Çandar,
Balkanlar, Akdeniz ve Ortadoğu' da kalıcı bir askeri üstünlük kur- Karaman ve Dulkadir) ile kurdukları-evlilik ittifakları sayesimde
masını sağladı. Sayısal üstünlük, süvari hücumu, daha iyi lojistik sadece topraklarını genişletmediler, aynı zamanda gelinlerin baba
ve taktik gibi unsurlar Osmanlıların sırasıyla Safeviler, Memlükler ve kardeşlerini de haraç ödeyen ve asker sağlayan tabilere dönüş-
ve Macarlara karşı kazandıkları Çaldıran (1514),Mercidabık (1516), türdüler. Orhan Gazi 1346'da ikinci evliliğini Bizans prensesi Holo-
Ridaniye (1517) ve Mohaç (1526) zaferlerinde önemliydi, diğer fira (Nilüfer) ile yaptı ve Bizans tahtıru ele geçirmede kayınpederi
taraftan Osmanlı ateşli silah üstünlüğü tüm bu meydan savaşla- İoannes Kantakuzenos'a yardım etti. Bu yardım karşılığında Orhan
nnda hayati bir role sahip oldu. Bu üstünlük, on sekizinci yüzyıl Gazi, Osmanlıların Gelibolu Yarımadası'ndaki ilk köprübaşı o lan
ortalarına değin kuşatma savaşlannda da Osmanlı askeri gücünün Çimpe'yi elde etti. Evlilik 1. Murad döneminde tabi kılma aracı
kaynağını oluşturmaya devam etti." haline geldi. Sultan, 137I'den sonraki bir tarihte Tımova Bul gar
Çan Şişman'ın kız kardeşi ile evlendi, bir süre sonra Çar da Os-
18 G. Agoston. Guns for The Sultan: Military; Power and the Weapons fndustry in the
manlı tabisi oldu. 1370'lerİn sonuna doğru oğlu Bayezid'i komşu
Onoman Empire, Cambridge: Cambridge University Press. 2005 [Barut, Top ve TUftk:
Osmanlı ımparatorluğu'nun Askeri Gücü ve Silah Şanayisi, Tanju Akad (rrc.), Istanbul: Germiyanoğulları Beyi Yakup'un kızıyla evlendiren Murad, bu
Kitap Yayınevi, 2006.)
evlilik sayesinde beyliğin başkenti Kütahya'yı da içeren bir bölgeyi

-32- -33-
r
- GABORAGOSTON- - OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç-

elde etti. I. Bayezid 1392 yılında Sırp Stefan Lazareviç'in kız kardeşi
f
Söz konusu evlilikler Osmanlı fetih ve hakimiyet stratejisinin
f
ile evlendi ve Stefan'ı Osmanlı'ya tabi kıldı. İki yıl sonra Atina'nın bir parçası olsa da padişahlar daha sonraları eşlerinin ailelerinin
f
doğusuna doğru uzanan küçük bir prens1iği yöneten Frenk kon te- Osmanlı toprakları ve egemenliği üzerinde hak iddia etmemesi
sin kızıyla evlenen Bayezid, gelinle birlikte bu prensliğin yarısını için bu evliliklerden çocuk sahibi olmama konusunda dikkatli
aldı. Doğu Anadolu' daki mağlup Kastamonu Beyi İsfendiyaroğlu, davrandılar. ı. Murad ve 1.Selim'in anneleri (Nilüfer ve Dulkadir
1432'de kız kardeşini II. Murad'a verdi ve Osmanlı tabiliğini kabul beyinin kızı Ayşe) haricinde Osmanlılar soylannı cariyeler üzerin-
etti. Murad üç yıl sonra Sırp despot Corce Brankoviç'in kızı Çariçe den devam ettirdiler.
Mara ile evlendi." Osmanlı esnekliği, faydacılığı ve ilk dönem Osmanlı yöneti-
Hanedan evlilikleri sadece rakip Hıristiyan ve Müslüman bey- minin kapsayıcı mahiyeti, mağlupları kendi tarafına çekmenin
lerini hakimiyet altına almak, toprak, müttefik. ve tabi orduları yanı sıra, yeni destekçiler, müttefikler. asker ve reaya elde etmede
kazanmak için değil, aynı zamanda antlaşmalan neticelendirmek önemli vasıtalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Belirli bölgelerin
açısından da önemli bir araçtı. Bu araç sayesinde çoğu kez aynı vergilendirilmesini Osmanlı öncesi sistemle eşleştirerek yeniden
anda iki cephede savaş yapmanın önüne geçilmiş oldu. 1443-44 düzenlemek, fetihten sorıra vergileri indirmek ya da etkili bir eyalet
krizinde Macarlar Balkanlar'da, Karamanlılar da Anadolu'da yönetimi sayesinde reayayı haksız vergilerden koruyup dirlik ve
LLL
düzeni temin etmek, İslami istimalet prensibine ve faydacı Osman-
,
i Osmanlı'ya karşı hücuma geçtiler. Bunun üzerine II. Murad, Ma-
carlarla barış görüşmelerini başlatabiIrnek için Sırp eşi ve babası lı duruşuna uygun uygulamalardan birkaçıdır. Balkanlar'da ve
j üzerinden aile bağlarını kullandı. Padişah, görünüşte eşi tara- Trabzon Rum İmparatorluğu'nda mağlup edilen Hıristiyan soylu
! ailelerine tırnar tahsisinde bulunan Osmanlılar, böylelikle, yabancı
fından kayınpederine gönderilen Ortodoks bir keşiş aracılığıyla,
olduklan bölge ve şartlarda kendilerine askeri ve bürokratik hizmet
1444 yılının Ocak ayında banş görüşmelerine başladı. Böylece
sağlayacak destekleyiciler ve işbirlikçiler elde etmeyi başardı] ar.
Osmanlılar, Karamanoğulları'nın isyanını bastırmaya yarayacak
Balkanlar'daki Hıristiyan beyler de dinlerini, imtiyazlarını ve en
ve Anadolu'daki birliklerini özgür kılacak Osmanlı-Macar-Sırp
azından Osmanlı öncesi sahip oldukları pronoia ve baştinalarının bir
Barış Antlaşması'nı (Haziran 1444) imzalamış oldular. Bir süre
kısmını koruyabildikleri için Osmanlı fetihlerinden yararlandılar.
sonra Macarlar barışı bozduklannda ve 1444 yılı sonbaharında
Bu Hıristiyan tımarlılara ve çocuklarının birçoğuna, Slavca 'savaşan
yeni bir Haçlı ordusu Osmanlı sırunnı geçtiğinde II. Murad savaşa
kişi' veya 'asker' anlamına gelen voynuk adı verildi ve sonralan bu
hazırdı ve Haçlı kuvvetlerini aynı yılın Kasım ayında Varna' da
kişiler bir teşkilat içinde görevlendirildi. 1370'ler yahut 1380'lerde
mağlup edebildi."
oluşturulan söz konusu teşkilata bağlı voynuklar, Bulgaristan,
19 Osmanlıların evlilik ve evlat sahibi olma politikası için bknz. L. P. Peirce, The Imperial Sırbistan, Makedonya, Teselya ve Arnavutluk'ta oldukça önemli
Harem: WOmen and Sovereignty in the Üttoman Empire, New York: Oxfocd Universicy bir sayıda bulunmaktaydı. Ulah (vlach) denilen büyük sayıdaki
Press, 1993, s. 28-56 [Harem-i Hümayun: Osmanlı imparatorluğu'nda Hükümranlık
ve Kadınlar, Ali Berktay (trc.), İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996]. Bu ve Hıristiyan Balkan göçebeleri de Osmanlı yönetiminde yer aldılar.
diğer örnekler için bknz. Imber, The Ottoman Empire, s. 88-95. Ancak burada yazar, Osmanlı askeri gücünü artıran bu birlikler, düşman topraklarının
Nilüfer ile ilgıli hikayenin "erken dönem Osmanlılar hakkındaki birçok hikaye gibi
yüksek ihtimalle bir kurgu" olduğunu düşünmektedir (s. 89).
bilgisi ve değerli taktiksel zenginliğini de beraberlerinde getirdiler.
20 H. Ina/cık, "1444 Buhranı", İnalcık, Fatih Devri Üzerinde Teıkik," ve Vesikalar,
Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1954, s. 67-108; P. Engel, "[anos Hunyadi and the l-arna, 1443-45, Aldershor. Ashgare, 2006 [l-arna Savaşı, AydaAre! (rrc.), İstanbul:
'Peace ofSzeged' (1444)", AOH47 (1994), s. 241-57; C. Imber, The Çrusade of Kitap Yayınevi, 2007].

-34- -35-
1:..e-
"r"
- GABOR AGOSTON - i' - OSMANLı'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç -
i

Osmanlılar, hukuk ve adaleti koruyabilmek ve böylece impara-


i
r yetinin Anadolu' da tesis ve pekiştirilmesi noktasında biraraç
ı
torluk merkezine düzenli gelir akışı sağlayabilmek için Osmanlı- i
idi. 1380'lerde, henüz itaat altına alınmış Sanıhan Beyliği'ndeki
öncesi yerel toplumsal kurumların varlıklarını sürdürmelerine ve Türkmenlerin Üsküp ve Filibe civarına; Karadeniz'de bulunan
bu kurumların idarecilerinin (knez ve piremikürleriş, fethedilmiş Canik Beyliği'ndeki Çepni Türkmenleri'nin Arnavutluk' a; ayrıca
Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan topraklarındaki faaliyetlerine Amasya-Tokat bölgesindeki Tatarların Meriç vadisine yerleş-
devam etmelerine izin verdiler." tirilmiş olması bu duruma verilecek örneklerden birkaçıdı r,
13S0'ler gibi erken bir tarihten itibaren uygulamaya konulan bir 4. II. Murad ve II. Mehmed dönemlerinde sürgün; Selanik, İs-
diğer Osmanlı bütünleştirme stratejisi, devlet tarafından organize tanbul ve Trabzon gibi önemli Bizans şehirlerini şenlendirme
edilen iskarı veya sürgün metoduydu. Bu strateji ile birçok hedef projelerinde fevkalade önemli bir roloynamıştır. Osmanlı yöne-
elde edilmeye çalışılmıştır: timi, nüfus artırma, yeniden inşa ve Osmanlılaştırma amacı yla
1. Türkmen ve Tatar göçebelerini Anadolu' dan Rumeli'ye nakle- Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi köylü, sanatkar ve tüccarları;
Bursa, Edirne, Filibe, Gelibolu gibi şehir merkezlerinden ve
i den i. Murad ve halefleri, Slavca konuşulan Hıristiyan düşman
l topraklarında Türkçe konuşan Müslüman reayanın sayısını Anadolu, Sırbistan, Arnavutluk, Mora, Ege Adaları (Eğriboz,
i, artırdılar. Kimi zaman büyük bir topluluk oluşturacak şekilde İmroz, Midilli) ve Kınm gibi oldukça değişik bölgelerden bu-
ır' ralara nakletmiştir."
gerçekleşen Hıristiyan nüfusun Rumeli den Anadolu'ya iskanı
da benzer amaçlarla yapıldı. Bu politika, yine devlet tarafından İyi bir stratejinin yanı sıra elverişli şartlar da ilk dönem Osmanlı
desteklenen Anadolu' dan Rumeli'ye gönüllü Türkmen göçüyle askeri başarısında önemli bir roloynadı. 1302 yılı Mart ayındaki sel
birleştiğinde, Trakya ve Doğu Balkanlar'daki nüfusun yoğun felaketi, Sakarya Nehri'nin yatağını genişletmiş ve nehrin akışının
şekilde Türkleşmesine imkan tanıdı ve Osmanlıların hakimiyet bir süreliğine antik nehir yatağı üzerinden devam etmesine yol
alanını kale ve şehir merkezlerinden öteye taşıdı. açmıştı. Bu durum, nehrin yeni yatağı kıyısına inşa edilmiş Blzaıns
2. Anadolu'danAvrupa'ya nakledilen Türkmenlerin yaya piyade kalelerini kullanılamaz hale getirdi. Nehrin sol (Bizans) yakasında
gibi erken Osmanlı askeri oluşumunda yer almaları sayesinde, bulunan bu kaleler, 1281-82 yıllarında Mikail Palaiologos tarafın-
sürgün metodu yeni fethedilen topraklarda Osmanlı askeri dan inşa edilmiş ve yakın zamanda tahkim edilmişti. Bu kalele rin
varlığını artırmak için de kullanıldı. Bu kişilere fethedilen top- düşmanın nchirden geçişini engelleyemeyecek şekilde birbirinden
raklarda çiftlikler tahsis edildi. Böylece devlet, fethedilen arazi uzak olduğu yerlerde, ağaçlardan kalın bariyerler oluşturulmuş tu.
kaynaklarını kullanarak bu birlikleri yerel düzeyde finanse
22 Ö. Lütfi Barkarı. "Osmanlı İmparatorluğunda bir İskan ve Kolenizasyon Metodu
edebildi. Olarak Sürgünler", Istanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası,ıı (1949-50),
s. 524-70; 13 (1951-2), s. 56-7B; 15 (1953-4), s. 209-37; yeniden basım Bark.an,
3. Ayrıca sürgün, Anadolu Türkmenleri arasında zaptı güç grup- Osmanlı Devleti 'nin Sosya! VI! Ekonomik Tarihi: Osmanlı Devlet Arşivleri Uzeri nde
ların Rumeli'ye naklini sağlayarak isyancıların geleneksel top- Tetkikler-Makaleler, H. Özdeğer (haz.), İstanbul: İstanbul Üniversitesi İktisat Fakül resi,
2000, cilr 1, s. 509-606; İnalcık. "Ortomarı Merhods ofConquesr", s. 122-9; "The
raklanndan ayrılması ve bunun sonucunda Osmanlı hakimi-
Yörüks: Their Origins, Expansion, and Economic Role", İnalcık (haz.), TheMiddle East
and the Balkans undu the Ottoman Empire: Essayson Economy and Society, Bloomingcon:
21 İnalcık. "Ottornan Methods of Corıquesr" ve "Scefarı Duşarıdan Osmanlı Indiana Universiry Press, 1993, s. 97-136; H. İnalcık ve D. Quacaerc, An Economic and
İmparatorluğuna: XV. Asırda Rumeli'de Hıristiyan Sipahiler ve Menşeleri", İnalcık Social History of the Ottoman Empire, 130~19 14, Cambridge: Cambridge Universi ry
(haz.), Osmanlı Imparatorluğu: Toplum ve Ekonomi Üzerinde Arşiv Çalışmaları, Press, 1994, s. 31-41 [Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve SosyaL Tarihi, 1300-
Incelemeler, İstanbul: Eren, 1993, s. 67-108. 1600, Halil Berktay (rrc.), İstanbul: Eren Yayınevi, 2001].

-36- -37-
ır·
ır-
- GABOR AGOSTON _ !'r - OSMANll'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç -
i
t-
Fakat sel sonrası bu kale ve bariyerler etkisiz hale gelerek Osman i nındaki ilk on padişahın yetenekli stratejistler ve askeri liderler
Bey ve beraberlerinde bulunan az sayıdaki askerin nehirden geçişini i olduğu genellikle kabul edilir. Bu padişahlar, Türk, Rum, Balkan
ıf kolaylaştırdı, Osman Bey, Bizanslılara karşı ilk önemli zaferini bu
1'-
r
i
Slavı ve Avrupalılardan oluşan geniş bir insan havuzundan istis-
1
ı olaydan sadece iki hafta sonra, 27 Temmuz 1302'de nehrin Bizans t nai yeteneklere sahip devlet adamları, idareciler, komutanlar ve
i
f yakasında bulunan İzmit yakınlanndaki Bafeus Ovası'nda elde askeri mühendisler istihdam etmede başarılı oldular. ı. Murad iyi

ı
;
etti.> Sonuç olarak bu zafer, Osman Bey'e bağlı akınciların nehrin
Bizans tarafında bulunan Konstantinapolis'e kadar ilerlemelerini "
bir komutandı ve sahip olduğu Türk akıncı beyleri. özellikle de
Makedonya' da Evrenos ve Bulgaristan' da Mihaloğulları, Osmanlı
i sağlayacak yeni fetihlere kapı açmışoldu.
Devleti'nin sınırlarını daha ileri noktalara taşıma da oldukça önemli
j;
Başka bir doğal afet Trakya'yı Osmanlı fetihlerine açık hale getir- rol oynadılar. Benzer şekilde, kumandanları Lala Şahin ve Çarıdarlı
di. 2 Mart 1354gecesi meydana gelen deprem (Avrupa'danAsya'ya Halil Hayreddin Paşa, I. Murad'ın askeri fetihlerine yardımcı oldu-
geçişi kontrol eden yanmadanın en büyük şehri Gelibolu'yu da içine lar. Bu kişilerin i. Muradın saltanatının sonuna gelindiğinde daha
alan) Bizans Trakyası'nın sahil şeridini yerle bir etti. FelaketiAsya da karmaşık. hale gelen ve merkezi bir yapıya kavuşan Osrrıanlı
kıyısindaki Biga'da haber alan Osman'ın oğlu Süleyman boğazı Devleti'nin askeri ve idari kurumlarını şekillendirmede yapmış
1'/
geçti ve Bizanslı nüfusun terk ettiği bazı yerleşim bölgelerini ele oldukları hizmetler hayati öneme haizdir. 1440'larda, II. Mur ad'ın
geçirerek buralara Müslüman Türkleri yerleştirdi. Tamir edilen sadrazamı ve Çandarh Halil Hayreddin Paşa'nın torunu olan Çan-

( Gelibolu Kalesi'ne Osmanlı muhafızlan yerleştirildi. Bu kale, kısa


bir sürede, önemli bir köprübaşı ve donanına merkezihaline geldi.24
darlı Halil Paşa, dikkatli ve dengeli bir dış politika yürüttü. Bu
politikaya göre Osmanlılarm iç savaş ve 1402-13'teki Fetret Devri
1~, İlk dönem Osmanlı hükümdarlan ittifak oluşturma, yeni bağ-
i
sonrasında henüz toparlanmaya başladığı bir dönemde, ayrıca
ı
i"
!
lantılar kurma ve farklı etnik, dini ve kültürel unsurlara sahip on Macaristan, Venedik, Bizans İmparatorluğu ve Karamanlılar gibi
dördüncü yüzyıl Anadolusu'nda taraftar kazanma noktasında özel Osmanlıların bilindik rakip' ve düşmanlarından oluşan Osmanlı
bir yeteneğe sahiptiler. Son dönemde yapılan sosyolojik bir çalışma karşıtı ittifaklar zamanında, iki ya da daha fazla cephede aynı anda
Osmanlıların ilk iki hükümdan. Osman ve Orhan Bey'in. Müslü- savaşa girmernek esas teşkil ediyordu.
man, Ortodoks Hıristiyan ve din değiştirenlerlekişisel bağlantılar
İMPARATORLUK: ON BEŞİNCİ YÜZYıL ORTALARıNDAN
kurma noktasında aracılar kullandıklarını ortaya koymuştur. Os-
ON YEDİNCİ YÜZyıL SONLARıNA
manlı akıncı kuvvetleri ve garnizon komutanları arasında birçok
Rum ve din değiştirmiş asker bulunuyordu. ıs Osmanlı haneda- Jeopolitik: imparatorluk ve Değişen Stratejiler

23 Lindner, Explorariom in Ottoman Pr,history, s. 102-1G. Ayrıca bknz. E. A. Zachariadou,


Günümüz sosyologları, "bir dünya gücü (küresel) olmanın
"Narural Disasters: Mornenrs of Opportunlry", Zachariadou (haz.), Natural Disasters asgari şartlarını" yerine getirmediği, daha da önemlisi, do.nan-
in the Ottoman Empire, Reclıyrnnon: Crere University Press, 1999, s. 7 (Osmanlı
ması "okyanus boyu faaliyet" göstermediği için deniz yollarında
imparatorLuğu'nda Doğal Afttler, Gül çağalı Güven, Saader Öztürk (trc.), İstanbul:
Tarih Vakfı YUrt Yayınları, 2001]. hakimiyet kuramamış olan Osmanlı Imparatorluğu'nu birdünya
24 Zachariadou, "Natural Disasrers", s. 7-11.
gücü olarak kabul etmemektedirler." Ne var ki Osmanlılar. rru.ıasır
25 K. Barkey, Empire of Difference: The Üttomans in Comparatioe Perspectiue, Cambridge:
Cambridge University Press, 2008, s. 45-58 [Farklılıklar İmparatorluğu (Karp!artırma!ı
Tarih Pmpektifinden Osmanlılar), Ebru Kılıç (trc.), İstanbul: Versus Kitap Yayınları, 26 G. Modelski ve W. R. Thompson, Seapou/er in Global Politics, 1494-1993. Seatde:
2011) (Bu kitaptaki bilgiler büyük ölçüde Kafadar ve Lowry'nin yukarıda alınnlanarı
çalışmalarına dayanmaktadır). University of Washington Press. 1988, s. 44. Ayrıca bknz. P. Brurnrnerr, "The Otrcırnans

-38- -39-
ii

i
- GABOR AGOSTON - rr - OSMANlı'DA STRATEJI VE ASKERi GÜç-
t
i Avrupalılar gözünde o dönemin "en güçlü" imparatorluğunun { Avrupa' daki kralların kendi dini inançlannı halka dayattığı ya da
ı sahibiydiler.V Bu kanaat, imparatorluğun sahip olduğu jeopoli- f··
en azından bu yönde çaba harcadığı on altıncı yüzyılda Osmanlı
J tik konum, uçsuz bucaksız arazi, nüfus büyüklüğü ve ekonomik i imparatorluk başkentinin temel özelliği olarak kaldı. Il. Mehrned,

ı kaynak zenginliğinin yanı sıra Osmanlı padişahları


ci seçkinlerinin dönemin stratejik ihtiyaçlarına göre söz konusu
ve yöneti-
~
ı
!
eski başkent Edirne' den aynlarak Haliç ve Marmara Denizi arasın-
daki Sarayburnu üzerine inşa ettirdiği, eşsiz savunma özelliğine
!
i
i
kaynakları harekete geçirebilmelerine imkan tanıyan merkezi ve ve muhteşem bir manzaraya sahip Yeni Saray'a taşındı.
i taşra idaresi sayesinde oluşmuştur. Kaynaklann etkin kullanımı, Stratejik açıdan şehir, Osmanlılara Avrupa-Asya ile Akdeniz- Ka-
i
~ o dönemde Avrupalıların en iyi ve etkili askeri yapı olarak kabul radeniz arasındaki ticaret yollarına hakim bir pozisyon sağlıyordu.
~,
~ ettikleri Osmanlı ordusunun temelini oluşturuyordu. Padişahin İstanbul, Asya ve Avrupa'da girişilecek seferlere insani ve mali
j: imparatorluğu, muasırları ve rakipleri gözünde bir dünya gücü destek sağlamak için de mükemmel bir lojistik merkez konumun-
i:
i: idi ve bu imparatorluğun II. Mehmed tarafından kurulduğu kabul daydı. Ayrıca, haşmetli imparatorluğun yönetim merkezi, kapuk ulu
~ ediliyordu. ordusunun ana garnizonu, dehşetengiz donanmanın üssü, gemı
ı
ı
i
II. Mehmed'in İstanbul'u fethi (1453) fevkalade önemli bir
olaydır. Osmanlı bakış açısından bu fetih, padişahın Avrupa ve
inşası ve tamiri için kullamlan Tersane-i Amire'nin doğallimanı
(Haliç), sahip olduğu Baruthane-İ Amire ve Tophane-i Amire ile
t/ Asya' daki eyaletlerini birbirinden ayıran düşman Bizans engelinin askeri sanayinin merkezi bu şehir idi. İstanbul'da yaşayan Türk

i;; ortadan kalkması demekti. Rumeli ve Anadolu' da doğal bir coğrafi


ve stratejik merkezin bulunmuyor olması, sahip olduğu stratejik
ve Acem esnaf ve demirciler; Ermeni ve Rum askeri mühendisler
ve lağımcılar: Bosnalı, Sırp, Türk, İtalyan, Alman ve daha sonraları
\ Fransız, İngiliz ve Felemenk silah imalatçıları ve mühendisler;
,.;.1'
1 konum sayesinde İstanbul'u her iki bölge için de ideal bir başkent
haline getiriyordu. II. Mehmed İstanbul'u hızlı şekilde yeniden inşa ! Venedikli, Dalmaçyalı ve Rum gemiciler ve denizciler Osmanlı
L
ve imar etti. Uygulanan iskan ve şenlendirme politikasıyla şehrin başkentini "teknolojik diyalog" için oldukça elverişli hale getiriyor-
i
!
fetih öncesinde yaklaşık 40.000 olan nüfusu 1477'de iki katına çıktı. lardı. Hiç şüphesiz bu durum, savaş ve denizcilik teknolojisindeki
son gelişmeleri takip etmek açısından Osmanlılara önemli bir fayda
Bu rakam on altıncı yüzyılortalarında 250.000-300.000'e ulaştı.
sağlamıştır. Avrupa devletleri ve imparatorluklanndan gelen elçi-
OsmanIıların şehirdeki Bizans1ı nüfusa ve Avrupalı (özellikle de
lerin ikamet ettikleri Osmanlı başkenti, uluslararası diplomasirun
Ceneviz ve Venedikli) tüccarlara karşı gösterdikleri hoşgörülü
yanı sıra casusluk ve entrikaların da merkezi idi. Siyasi, aske ri,
yaklaşım, aynca II. Bayezid'in İspanya'dan sürgün edilmiş Se-
ekonomik ve kültürel ilerleme açısından sınırsız fırsatlar sunan
far ad Yahudileri'ne yeni bir vatan sağlamaya yönelik kararı, on
ı
ı
beşinci yüzyılın sonlarında Osmanlı İstanbulu'nun nüfusunun
bu şehir, imparatorluğun her köşesinden ve Avrupa'dan becerikli
kişileri cezbediyor ve böylece devlet yönetimine ordu, idare ve
yüzde altmış oranda Müslüman ve yüzde kırk oranda Hıristiyan
ekonomi sahalarında istihdam edebileceği yetenekli insan havuzu
i ve Yahudiden oluşmasına imkan tanıdı. Bu çok ırklı ve dinli yapı,
sağlıyordu.
i as a World Power: What We Dorı't Know abour Ortornan Sea- Power", Üriente Moderno İnıpara torluk şehrinin stratejik konumu II.Mehmed' e Sırbistan
XX (LXXXI), n. s. 1 (2001) [K. Fleet (haz.), The Ottomans and the Sea), s. 1-21. (1459), Bosna Hersek (1463),Arnavutluk (1478-9), Mora (1458-60)
27 L. Valensi, The Birth of the Despot: v"nice and the Sublime Porte, Arrur Derınel (İng.
rrc.), (Irhaca: Corneli University Press, 1993), s. 24-5 [J.inedik ve Bdb-ı Ali. Despotun ve Eğriboz'u (1470) topraklarına katma ve Rumeli'deki Osmanlı
Doğıqu,.A. Turgut Arnas (trc.), İstanbul: Bağlam Yayınları, 1994.) hakimiyetini pekiştirme imkanı tanıdı. 1463-79 Venedik-Osmanh
i
i
-40- -41-
- GABOR AGOSTON - r
if:


_ OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKER.i GÜç-

Savaşı'nda gösterdikleri başarı, Osmanlıların artık Ege'de önemli dır beklenen" gizli imam" olarak gördü. Göçebe aşiret konfederas-
bir güç olduğunu göstermişti. II. Mehmed, 1475'te Kırım: daki Ce- f yonuna benzeyen Safevi idaresi, Doğu Anadolu'nun Türkmen ve
neviz ticaret kolonilerini ortadan kaldırdı ve 1478'de Müslüman f Kürtlerine. konargöçer grupların hayat tarzı ve sosyal yapılarını
f,
Kırım Tatar Haru'ru tabisi kıldı. Böylelikle, Karadeniz sahil ve ! tehlikeye atan merkeziyetçi Osmanlı yönetimine kıyasla daha cazip
bozkırları üzerinde, zengin tahıl ve köle kaynaklarıKuzey Kırım'a geldi. Temel stratejisi Safevilere karşı mücadele etmek olan Sultan
kadar uzanan bir bölgede, Osmanlı kontrolü tesis edilmiş oluyor- ı. Selim enerjisini ve imparatorluk kaynaklarının çoğunu bu yönde
du. Tüm bu gelişmeler, II. Mehmed ve II. Bayezid dönemlerinde kullandı. Bütünüyle askeri güç kullanmaktan (lS14'teki Çald ıran
önemli derecede kuvvetlenmiş durumdaki Osmanlı donanması Zaferi), propaganda, ikna ve Şah'ın imparatorluktaki takipçilerine
olmaksızın gerçekleşemezdi. ödün verme politikalarına kadar birçok farklı inetot uygulayan 1.
Ne var ki, Osmanlıların Doğu Anadolu' daki hakimiyeti tartışma- Selim, Osmanlı hakimiyetini -her ne kadar imparatorluğun son una
lıydı ve II. Mehmed 1470'lere kadar Karaman Beyliği'ni topraklarına dek istikrarsız bir yapı arz etse de- Doğu Anadolu'nun büyük bir
katamadı (1468-74). Padişah, 1473'e kadar doğudaki Müslüman ra- kısmında tesis etmeyi başardı. Selim'in fetihlerinin ve Cüneydoğu
kibi Akkoyunlu Türkmen Devleti'nin lideri Uzun Hasan'ı (1453-78) Anadolu' daki Dulkadir Beyliği topraklan üzerindeki iddialannın
da alt etmeyi başaramadı. Doğu Anadolu' dan Batı İran' a dek uzanan temel sonuçlarından biri, Osmanlıların Dulkadir Beyliği'nin sem-
:1
! geniş bir coğrafyanın hakimi olan Uzun Hasan; Karamanoğulları, bolik hakimi Memlükler ile mücadeleye girmesi oldu. Bu sa vaş
Macaristan ve Venedik ile Osmanlı karşıtı ittifaklar kurmaya çalışı- 1516-17'de Osmanlıların Toros ve Sina dağlan arasında uzanan
!.~~ yordu. Dini farklılıklar ve uzak mesafeden dolayı yaşanan iletişim Bilad-i Şam ve Mısır/ı fethetmesi sonrasında Memlük Devleti 'nin
1
f zorlukları bu tarz Osmanlı karşıtı ittifaklara kayda değer bir sonuç yıkılışı ile sonuçlandı.
\:"
kazandırmasa da söz konusu durum Akkoyunlulann itaat altına Arap topraklarında Osmanlı hakimiyetinin başlamış olması
alınması gerektiği hususunda Osmanlıliderlerini ikna etmeye yetti. büyük siyasi, ideolojik ve iktisadi sonuçlan da beraberinde getirdi.
Bu görevi II. Mehmed'in torunu l. Selim (1512-20) yerine getirdi." Sultan Selim, İslam'ın beşiği konumundaki Mekke ve Medine ile
Ancak bu defa İran' daki Safevi hanedanlığının yeni bir rakip olarak halifelik merkezleri olan Şam ve Kahire'nin hakimi oldu. Selim
orta ya çıkması, Osmanlıların Doğu Anadolu' daki egemenliği için ve halefleri, "Hadimü'l-Haremeyn" unvanını deruhte ettiler ve
büyük bir tehlike oluşturmaya başladı. böylece Osman1ılara İslam dünyasında çok önemli bir saygınlık
1501 yılında savaşçı Şii Safeviyye tarikatının şeyhi.İsmail, Ak- ve meşruiyet kazandıran hac vazifesinin düzenlenmesi ve hac
koyunluIarı yenerek kendisini İran Şahı ilan etti ve On İki İmam yollarının korunması görevini üstlenmiş oldular. Selim' in fetihleri
Şiiliği'ni yeni imparatorluğun resmi ideolojisi haline getirdi. Şah Osmanlı topraklarını 1.500.000km-'ye çıkardı. Suriye ile Mısır' dan
İsmail (1501-24), kendisini geleceği önceden haber verilen İslam'ın toplanan vergiler Osmanlı hazinesinin yıllık gelirinin yaklaşık 'Üçte
kurtarıcısı Mehdi olarak tanımladı ve birçok kişi onu uzun zaman- birini oluşturuyordu. İstanbul ve Mısır arasındaki iletişimi sağla yan
deniz yolunun korunması bu sebeple oldukça önemli hale geldi
28 J. E. Woods, The Aqquyunlu: Clan, Conftderation. Empire (gözden geçirilmiş ve
ve bu durum Osmanlı donanmasının güçlendirilmesini gerektirdi.
genişletilmiş baskı), Salt Lake Ciry: University ofUrah Press, 1999; L. Tardy, Beyand
the Üttoman Empire: 14th-16th Century Hungarian Diplomacy in the East, Szeged: Muharip Rodos Şövalyeleri'nin üssü konumundaki Rodos (1522) ve
Universiras Szegediensis de Attila jözsef Norninat, 1978. Feridun M. Ernecerı,
Venedik hakimiyeti altında bulunan Kıbrıs'ın fethi (1570) stratejik
Ytzvuz Sultan Selim, İsranbul: Yitik Hazine Yayınları, 2010; Vural Genç (haz.), lranlı
Tarihçilerin Kaleminden Çaldıran (1514), İstanbul: Bengi Yayınları, 2011. açıdan gerekli görüldü. Tüm bu gelişmeler Osmanlıların Akdeniz' e

-42- -43-
~.-'"
i
i
i~l!'
[I'"

f' - GABOR AGOSTON -


,it
I,' _ OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç -
t .,
! ~:
i hakim Hıristiyan deniz kuvvetleri, aynca Rodos'un fethi sonrası (30 Eylül 1520) kısa bir süre sonra verdiğine işaret etmesi açısından
}
Malta'da toplanan şövalyeleri ile ve belki de en önemlisi Venedik önemlidir. Sefer hazırlıkları -dönemin lojistik kısıtlamalarına bağlı
f
ve İspanya ile mücadele etmesine sebebiyet verdi. Portekiz'in olarak- alışıldığı üzere bir önceki yılın sonbaharında başlamıştı. Bu
i. Kızıldeniz' deki saldırılarına karşı Mekke ve Medine'yi koruma sebeple, 1521 seferi için seferberlik emirleri 1520 yılının Ekim ya

ı
r
ihtiyacı, Selim'in halefleri döneminde Osmanlıları Portekizlilerle
mücadeleye sürükledi. Osmanlı deniz çıkarları açısından çok daha
da Kasım ayında gönderilmiş olmalıdır.
i. Süleyman, saltanatınınüçte birini seferlerde geçirdi. Top-
1 önemli olan hadise, 1519 yılında Balı Akdeniz'de İspanyol ilerle- lamda on üç seferde orduyu komuta eden padişah, Irak (1534-5,
mesi tehlikesiyle karşı karşıya kalan "Cezayir korsanı" Barbaros t
!. 1546) ve Macaristan'ı (1541) Osmanlı topraklarına kattı. Macar
Hayreddin'in padişahın hizmetine girmesi oldu. Selim, Hayreddin'i
f toprakları, takip eden 150 yıl boyunca Osmanlı ve Habsburg l arın
Cezayir beylerbeyi tayin etti, ancak Hayreddinin asıl hizmeti Os- İ
~ Orta Avrupa üzerindeki hakimiyet mücadelesine sahne oldu. Bu
J manlı donanmasının başına geçtiği 1533'ten sonra görüldü,
mücadelenin cereyan ettiği bir diğer sahne, Osmanlıların ı541
t
ı
L,
Diğer taraftan, Selim'in Müslümanlara karşı giriştiği savaşlar ve yılında Tunus ve Cezayir'e kadar uzanan bir sahada kontrol sa-

!
Hıristiyan "kafirlere" karşı büyük seferlere çıkmayışı"meşruiyet t, hibi oldukları Akdeniz idi. Şarlken'in 1535'teki Tunus fethi uzun

I,
eksikliği" sorunu olarak görülmeye başlandı. ISıo'larda devam j ömürlü olmadı. 1533'te Barbaros Hayreddin Paşa'nın kumanda
eden savaşlar doğu eyaletlerini tahrip etmiş ve imparatorluk ordu- i! etmeye başladığı Osmanlı donarıması. 1538 yılında Kuzeybatı
ıı'F:
L
sunu oldukça zayıflatmıştı. Mesafe uzaklığı ve yaşanması zor iklim
ı Yunanistan' daki Preveze' de İspanya, Venedik, Ceneviz, Pap alık,

r~ şartları (erken kışlar ve yoğun kar yağışı), Şah İsmail'in savaştan


kaçınına taktikleri ve savaş yerine mahsulleri yok etme yahut su
kuyularını zehirlerne şeklindeki yakıp yıkma taktiğini kullana-
rak zarar vermesi çok iyi düzenlenmiş Osmanlı sefer lojistiği için
L
ı
t
Portekiz ve Rodos Şövalyeleri'nden oluşan Kutsal İttifak karşısında
görkemli bir zafer kazandı. Şarlken'in donanmasının Cezayir sahil-
lerinde yok edilmesi (1541), Osmanlıların Trablus'u ele geçirnı.esi
(1551) ve yine Trablus'u ele geçirmeye çalışan başkabir Ku tsal
i
büyük bir sorun teşkil etmeye ve mevsime bağlı seferleri etkisiz
hale getirmeye başladı. Padişah'ın Anadolu birlikleri de Şah'ın
Anadolu' daki takipçilerine karşı isteksizce savaşıyor ve her fırsatta
ı İttifak' a karşı Cerbe' de kazanılan zafer (1560) Akdeniz' de Osmanlı
kontrolünü pekiştirdi." Yine de Osmanlıların Portekizlilere karşı
gösterdikleri başarı sımrlıydı. Hicaz ve Kızıldeniz'i korumada
savaştan kaçmaya çalışıyorlardı. Böylece ideolojik, sosyo-ekonomik
başarılı olan Osmanlıların Süleyman döneminde Portekizlileri
ve askeri sebeplerin birleşimi sonucu yeni padişah i. Süleyman,
Hint Okyanusu'ndan çıkarma girişimlerinden (1538, 1552, 1554)
Osmanlıların Hıristiyan rakipleri üzerine saldırgan seferler düzen-
bir sonuç alınamadı. Sokullu Mehmed Paşa'nın küresel stratejisini
leyerek imparatorluğunun stratejik önceliklerini kökten değiştirdi.
gösteren Süveyş yakınlarındaki bir kanal aracılığıyla Akdeniz filo-
1521'de, Macaristan ve Habsburg Orta Avrupası'nın kilidi ko- larından bir kısmını Hint Okyanusu'na geçirme fikrinin de teknik
numundaki Belgrad'ı fethetmesi, 1522'de de Rodos'u ele geçirmesi ve ekonomik olarak elverişsiz olduğu ortaya çıktı."
-özellikle II. Mehmed döneminde alınan Osmanlı mağlubiyetle-
ri (Belgrad 1456, Rodos 1480) ışığı altında değerlendirildiğinde- 29 ]. F. Guilmarrin, Ganpoıoder and Gallrys: Changing Technology and Mediıerran ean
Warfore at Sea in the Sixteenth Century (Cambridge: Cambridge University Press,
Süleyman' a Avrupa' da dehşetengiz bir hasım imajı kazandırdı. 1974) [Kalyonlar ve Kadzrgalar, Ali Özdamar (trc.), İstanbul: Kitap Yayınevi,20 10.]
Belgrad'ın fethi, padişahın Avrupalı rakiplerine hücuma yönelik 30 Salih Özbaran, "Exparısion in the Sourhern Seas", S. Özbaran (haz.), nit Üttarnan
yeni bir strateji ile tahta çıklığına ya da bu kararı tahta çıklıktan Responseto European Expansion: Studies on Ottoman-Portugu~e Relations in the h!ditın

-44- -45-
ı
;
_ OSMANLI'DA STRATEJİ VE ASKERi GÜç -
i - GABOR AGOSTON -
i

i,
I.1'
II
Macaristan ve Akdeniz'deki Osmanlı-Habsburg rekabeti, Av-
rupa tarihini şekillendiren destansı meydan okumalardan biri-
dir. Süleyman'ın Safevi İran'a karşı giriştiği savaşların (1534-5,
meydan okumasına cevap verebilmek için kaynaklarını o bölge-
ye sevk etti ve böylece Kutsal İttifak dağılmış oldu. Osmanlılar
1574'te Akdeniz kadırga savaşlarında görülmedik şekilde cesur bir
ı-
I
1548-9,1553) Ortadoğu'da kesin sonuçlan oldu. Irak'ta Bağdat'ı , stratejik atak yaparak lojistik ve zaman kısıtlamalarına (Osmanlı

i: da kapsayan Osmanlı fetihleri, 1555 yılında Amasya' da akdedilen i kaynaklarında deniz ya da derya mevsimi olarak bilinen Mart-
f. Safevi-Osmanlı Antlaşması'nda kabul edildi ve imparatorluğun t Ekim sonu arası dönemde) rağmen bir deniz kuman oynadılar.
h~ bu antlaşma ile çizilen doğu sınırı Birinci Dünya Savaşı'na dek İnebahtı' da kendileri ve rakiplerinin sahip olduğu güçten daha
~ büyük ölçüde değişınedi. Osmanlılar ve Safeviler iki yorucu savaşa i büyük bir deniz gücü kullanan Osmanlılar, Tunus'u Habsburg
~
~ daha giriştiler (1578-90, 1603-39), ancak Safevilerin Şah 1. Abbas
(1587-1629) dönemindeki kazanımlan (Bağdat'ın geri alınması
ı İspanyası'ndan geri aldılar. Osmanlı harekatının lojistik merkezi

i
İstanbul' dan oldukça uzak bir mesafede, İspanya Habsburgları' na
gibi) uzun süreli olmadı ve 1555 sınırı küçük değişikliklerle 1639'da ait Sicilya sahillerine yakın bir yerde elde edilen bu zafer, Osmanlı
yeniden kabul edildi. Yapılan bu savaşlar çeşitli yıkımlara sebep i deniz gücünün yeniden canlılığa kavuştuğunu gösterdi ve Osmanlı
t
oldu ve Macaristan' da Habsburglara karşı girişilen mücadelenin t ordusu her iki dinin mensupları gözünde itibarını yeniden kazandı.
. ~ (1593--1606)gösterdiği gibi, Osmanlı askeri becerilerini uzun vadede i
? Kazandıklan zaferin de etkisiyle Osmanlı yeniçeri ve topçul rırı
i
V zayıflattı. Bu mücadeleler sonucunda Osmanlı1ar sadece mütevazı
bir toprak parçası kazanmış oldular. Yorucu kara savaşlan, on altıncı
1576 yılında bir zamanlar Osmanlı egemenliğine başkaldıran Fas
Sultanı Muhammed el-Mütevekkil'i tahtından indirdiler've yerine
ır yüzyılın sonuna gelindiğinde, Osmanlıların Akdeniz stratejisinin de
değiştiğini gösterir. İspanya Habsburglan ve müttefiklerine karşı
ı
i
yine Sa'di ailesinden gelen ve İstanbul'a tabi olduğunu bildir-en
Abdü'l-Melik'i getirdiler. Kuzey Afrika'daki Osmanlı ilerlemesi-
j

!' yürütülen yaklaşık bir asırlık deniz savaşı bu dönemde sona erdi. i

ti ni bir tehdit olarak gören Portekiziller, hayatını Haçlı ssferlertrte


Akdeniz' deki İnebahtı Deniz Savaşı (1571),Müslüman ve Hıris- adamış Kral Don Sebastiyan kumandasındaki bir donanına ile
\
f tiyanların kürekli donanmaları arasındaki son büyük karşılaşma- 1578 yılında Fas'a saldırdı. Bu girişim, Fas Sultanı ve Portekiz
dır. Osmanlıların Kıbrıs'ı fethinin (1570) ardından harekete geçen kralının ölümüne sebebiyet veren ve Akdeniz' de Müslüman ve
İspanya, Venedik, Ceneviz ve diğer müttefiklerinin oluşturduğu Hıristiyan güçler arasındaki son büyük karşılaşma olan dramatik
yeni Kutsal İttifak filosu, II. Filip'in üveyerkek kardeşi Don Juan Vadiü'l-Mehazin Savaşı (1578) ile sonuçlandı. İhtilaf halindeki iki
komutası altında hemen hemen tüm Osmanlı donanmasını müret- ana düşman, İspanya Habsburglan ve Osmanlılar, 1578'den sonra
tebat ve silahlarıyla birlikte yok ederek büyük bir zafer kazandı." mücadeleyi bırakıp 1S80'de barış antlaşması imzaladılar. Her iki
Ancak Osmanlılar, Hıristiyanlan şaşırtan şekilde, ağır toplarla imparatorluğun da öncelikli endişeleri vardı: Osmanlılar 1578'den
donatılmış 150 gemilik yeni bir donanmayı bir sonraki bahara beri Safeviler ile savaş halindeydi, İspanya ise Felemenk isyanı ve
dek inşa ettiler ve Kıbrıs'ı elde tutmayı başardılar. 1S73 yılında artık zayıflamış haldeki Katolik komşusu Portekiz'i topraklarına
Venedik, İstanbul ile antlaşma imzaladı. İspanya ise Hollanda'nın katmaya çalışıyordu (1581).32

Ocean and Ottoman Administration in the Arab Lands during th« Sixtemtb Cenrury, 32 A. C. Hess, The Forgotten Frontier: A History of the Sixseenıh-Century lbero-African
İstanbul: İsis, 1994, s. 77-87. Frontier, Chicago: University of Chicago Press, 1978 (UnutuimU[ Sınırlar (J 6. Yüzyıl
31 N. Capporıi, Victory of the w,.st: The Story of tbe Bart/e of Lepanto, Londra: Pan Akdeniz'inde Osmanlı-İspanyol Mücadelesi), Özgür Kolçak (rrc.), İstanbul: Kü.re
Macınillan. 2006. Yayınları, 20101; Parker, The Grand Strat~gy of Philip ll, s. 115- 146.

-46- -47-
ii . .,;~~.

~. - GA,BOR.A,GOSTON - - OSMANLı'DA STRATEJI VE ASKERi GÜç-


i
i, Egemenlik ve İdeoloji • İmparatorluk içinde ve dışında istihbarat faaliyetleri
l II. Mehmed'in ikinci saltanatı (1451-81), Osmanlı egemenlik ve • Osmanlı'nın cihanşümul imparatorluk mefküresini ileri boyut-

ı
f.
iII.'
stratejisi açısından oldukça farklı bir döneme işaret eder. İstanbul'u
fethetmiş olmanın verdiği saygınlığı kullanan padişah, 1446'da
kendisini tahttan indiren ve İstanbul'un muhasarasına karşı çıkan
Sadrazam Çandarlı Halil Paşa'yı azı ve idam etti. Birçok çağdaşa
göre Halil Paşa, II. Murad döneminde orantısız bir otoriteye sahipti
lara taşıyacak bir dış politika ve propaganda örgütü
• İnsani ve mali kaynakları harekete geçirmede etkin araçlar
• İmparatorluk politikalarına hizmet edecek etkili bir askeri güç
Osmanlı propagandası, tahtta bulunduğu uzun sürenin. ilk
otuz yılında Sultan Süleyman'ı "(Sünni) İslam'ın savunucusu'~ ve
ve sadrazam olarak görevde bulunduğu uzun sürede (1436-53) eski
"sahib-kıran" olarak tanımladı." Her ne kadar sahib-kıran unvanı
Türk aristokrasisinin gücü ve padişahın otoritesini vezir ve danış-
muhtemelen cihan egemenliği iddiasında bulunan ancak erken
manlarıyla paylaştığı farklı bir yönetim tarzını temsil ediyordu.
ölümüyle bunu gerçekleştiremeyen Süleyman'ın babası ı. Selim
Buna mukabil, kendisini mutlak egemen olarak gören II. Mehmed,
tarafından kullanılmış ise de" Süleyman'ın bu iddiası Osmanlı-
otoritesinin vezirler tarafından kısıtlanmasını istemedi. Padişah,
Habsburg rekabeti bağlamında gelişti ve rakibi Kutsal Roma-Ger-
Karamanlı Mehmed Paşa dışındaki tüm vezirlerini bölgesel gücü
ve aile bağları bulunmayan ve sadece kendisine bağlı olan kulları men İmparatoru Şarlken'e karşı oluşturulan Osmanlı stratejisinde
i
L
arasından seçti. Halil Paşa'nın halefi. devşirme kökenli ve "savaş önemli bir ilkehaline geldi.
.:
.
"
partisi" üyesi Zağanos Paşa'nın 1444'ten beri savunduğu saldırgan Sadrazam İbrahim Paşa (1523-36) ve Şarlken'in büyük şan-
ıe:
politika, genç padişahın anlayışına daha yakındı. II. Mehmed'in sölyesi Mereurino Arborio de Gattinara'nın (1518-30) karşılıklı
.\ "Fatih", eski Türk geleneğini yansıtan "Kağan" ve İslamı"Sultan" oluşturdukları Osmanlı ve Habsburg imparatorluk ideoloiileri ve
:: 'lı

yanı sıra Roma imparatorlarına ait "Kayser" unvanını kullanmış siyasi propagandaları üzerine yaptığım bir çalışmada, dinin, mi-
olması, Osmanlı padişahının cihan hakimiyeti iddiasını ve kendisini lenyumeu anlayışın ve cihanşümul imparatorluk düşüncesinin her
Roma/Bizans imparatorlarırun mirasçısı olarak gördüğü gerçe- iki imparator tarafından da meşruiyetlerini kendi ülkeleri ve diğer
ğini yansıtmaktadır. İmparatorluğun en yüksek yönetim birimi Müslüman ve Hıristiyan toplumlar nezdinde kuvvetlendirrnede
ve savaştaki komuta merkezi olan divan toplantılarına başkanlık bir araç olarak nasıl kullanıldığını göstermeye çalıştım."
etmeme kararı ise Sultan'ın görünmezlik politikası yürüttüğünü ve
33 Bknz. C. Irnber, "Ideals and Legitirnation in Early Onoman History" ye C. Woodhead,
böylelikle babasının yönetim tarzından ayrıldığını göstermekteydi.
II. Mehmed, erkek ve kız çocuklarını Anadolu ve Balkanlar 'ın artık
ı "Perspecrives on Süleyman" M. Kum ye C. Woodhead (haz.), Süleyman the Magnificent
and his Age: The Ottoman Empire in the Early Modern World, Londra: Longrnan, 1995,
f
f s. 138-53, 164-90 [Kanuni ve çağı. Yeniçağ'da Osmanlı Dünyası, Sermer Yalçın (crc.),
önemsiz beylerinin aileleri ile evlendirmenin padişahın haysiyetine ıi İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınlan. 2002]; C. Fleischer, "The Lawgiyer as Messiah:
halel getirdiği düşüncesiyle hanedan evlilikleri politikasına son The Making of the Imperial Image in the Reign of Süleyman", G. Veinstein (h az.),
verdi. İmparatorluğun kudretli ordusu bu toprakları artık kolayca i
i Soliman fe Magnifique u son umpJ, Paris, 1992, s. 159-77; B. Flemıning, "Sahib-

fethedebilirdi . ıi kıran und Mahdi: Türkische Endzeicerwarrungen im ersten [ahrzehrı der Regierug
.Süleyrnans", G. Kara (haz.), Betueen the Danube and the Caucasus, Budapeşte, 1987,

i s.43-62.
Osmanlı imparatorlukideolojisi ve propagandasının dönüşümü,
i 34 Fleischer, "The Lawgiyer as Messiah", s. 162.
Süleyman'ın "büyük stratejisi" şeklinde adlandırdığım cihanşümul
i 35 G. Agosrorı,
Auseinanderseczung
"Ideologie, Propaganda und polirischer
der osmanischen und habsburgischen
Pragmatismus: :Oie
Grosmachte und die
imparatorluk mefküresi unsurlarından sadece biridir. Bu stratejinin i mirteleuropsische Korıfrontarion", M. Fuchs, T. Oborni ve G. Üjyary (haz.); Katser
diğer ana unsurları şunlardır:
ı Perdinand 1: Ein mitteleuropdischer Herrıcher, Münster, 2005, s. 207-33.

-48-
i -49-
f
.. :~::.: ~····,-
f•·..
f - GABOR.AGOSTON - .' _ OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKER.i GÜç-

~--

Süleyman'ın stratejistleri, padişahin hakimiyetini meşrulaştır- atmak istememişti. Yenilginin


f
mada dini kullanmaya devam ettiler. Padişah, hac yollarını ko- bedeli çok ağır olabilirdi ve her
L
t ruyan, Mekke ve Medine'deki cami ve diğer yapıları tamir eden t ikisi de kendisinin ve rakibinin
i "Hadimül-Harerneyn eş-Şerifeyn" idi. Süleyman, Safevi Şahı'run ı gücünün farkındaydı. 1532 se-

i
ı
1540'lardan itibaren Doğu Anadolu' da yaşayan Osmanlı tebaası
üzerinde egemenlik kurmaya çalışması ve Şarlken'in cihan ha-
ı ferinin İbrahim Paşa tarafından
Şarlken'in Bolonya'daki taht
i kimiyeti iddiasını dengelemek amacıyla "Halife" unvanını da
i giyme merasirnine (1530)cevap

ı
olacak şekilde, Avrupa'dakilere
I'
i
kullanmaya başladı."
benzer imparatorluk propagan-
ı;· Milenyumcu kehanetler ve kıyamet beklentileri erken on altın-
l
da dili ve sembollerinin kullanıl-
LL
i=
cı yüzyılda her iki imparatorlukta da mevcut idi. Halkın tavnnı !ı dığı, koreografisi ustalıkla ha-
ij etkileyen bu yaklaşımlar padişahın propagandacıları tarafından
ij i zırlanmış bir imparatorluk alayı
1
j
1
Süleyman'ın sahib-kıran olarak yeni bir cihan imparatoru olduğu
imgesini oluşturma ve yaygınlaştırmada kullanıldı. İbrahim Paşa,
ı,
f.
..
olduğu da ileri sürülmüştür. Bu
sembollerden biri olan ve muasır
ı/ Süleymarı'ı. kendisinin ve efendisinin gözde tarihi kahramanı, !

i Avrupalılar tarafından yanlışlık-


Vı Büyük İskender'in halefi ve yeni cihan fatihi olarak gördü. An-
C_
-c
-..:
laşılan o ki İbrahim Paşa, Gattinara'nın yapamadığını başardı: O, t la padişahın tacı olarak betim-
f} ! lenen Süleyman'ın dört katlı
l,f-\~ efendisinin imparatorluk hedeflerini etkileyebilmişken Şarlkerı,
kıvametin kopacağına yönelik beklentileri ve büyük şansolyesi
~
!
ı
tören miğferi, papanın üç katlı
Kanuni'nin Venadik'ten sipariş ettiği ve
1532 seferinde giydiği dört katlı tö ren
i tacına ve Bolonya' daki törende miğferi muasırlar tarafından papanı n üç
Gattinara'nın kendisini cihangirlik görevine hazırlamak için tuttuğu ı katlı tacı ile Sariken'in tacına benze tildi
hatıran sağduyulu bir şüphecilikle karşıladı. ı Şarlken'in giydiği taca benzetil- [Kaynak:Heilbrunn Timeline of Art ~lis-
!! di. Verilmekistenen mesaj açıktı: tory. New York: The Metropolitan Mu-
Osmanlı İslamı'na (ve Alman Protestanlığı'na) karşı Habsburg-
ların elde ettiği askeri başarılar kadar Osmanlıların Habsburg Ka- i Süleyman hem papanın hem de
imparatorun otoritesine meydan
seum of Art, 2000-. http://www.metmu-
seum. org/toah/works-of-art/42.41 . 1)

tolikliği ve Safevi Şiiliği'ne karşı kazandığı zaferler de Habsburg ıf okuyordu."


ve Osmanlı propagandasının ayrılmaz parçalarını oluşturuyordu. ı, Osmanlı stratejisi ve siyasi kararlarını oluşturmada ideolo-
Habsburg propagandacıları Şarlken'in "Katolik inancının savunu- ı jinin genellikle kabul edilenin üzerinde bir önemi vardır, ancak
cusu" imgesini yaygınlaştırabiIrnek için Osmanlılara karşı kazanılan
en küçük başanyı bile değerlendirdiler. Şarlken ve propagandacı-
ları 1532'de Süleyman'ın Viyana'ya hücumunun kendi birlikleri
tarafından önlendiğini iddia ettiler." Halbuki her iki imparator
i
j
erken on altıncı yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu'na yönelik birçok
meydan okumaya karşı askeri ve dış politikanın gündelik rrıe-
selelerinde ideolojiden ziyade faydacı yaklaşımın etkili olduğu
r aşikardır. Söz konusu meydan okumalar ve rakiplerinin zayıflık ve
da saygınlıkları ve askerlerini bir meydan muharebesinde riske

36 C. Imber, "Süleyman as Caliph of [he Muslims: Ebu's-Su'ud's Formulation of Otrornan


Dynastic Ideology", Veinsteirı (haz.), Soliman k Magni.fique n son frmps, s. 179-84.
i problemlerinin meydana getirdiğifırsatlar, genel kabulün aksine,

38 G. Necipoğlu, "Süleyman the Magnifıcent and the Representation of Power in, the
37 Bknz. J. D. T racy, Emperor Charles V.Impresaria ofWtrr: Campaign Srrategy.International
Finance and Domestic Politics, Cambridge: Cambridge Urıiverisry Press, 2002, s. 145-6.
i t
Context ofOnoman-Habsburg-Papal Rivalry", H.tnalcık ve C. Kafadar, Süleyman
tbe Second ii.e. thePim) andhis Time, İstanbul: İsis, 1993, s. 163-91.

-51-
-50-
i
i'
f
~:( . - GABOR AGOSTON _ .8!.ii'

i, - OSMANLJ'DA STRATEJI VE ASKERI GÜç -


~ı':
f Osmanlılar tarafından doğru ve güncel bilgiler ışığı altında değer-
~:
r:: lendiriliyordu. Istihbarat, düşmanların askeri ve ekonomik güç
istihbarat, haber ve her çeşitten raporun iletilmesi hususunda
-~~
t1 fevkalade önemli bir roloynadı ve haklı olarak imparatorluğun
ve zayıflıklan ile ilgiliydi ve çok katmarılı Osmanlı bilgi toplama
bütünlüğünü sağlayan ana unsurlardan biri kabul edildi."
sistemi aracılığıyla elde ediliyordu. On altıncı yüzyılda Osmanlı
istihbaratının en azından dört katınana sahip olduğunu tespit OSMAN Ll STRATEJİSİ VE ASKERI GÜCÜNÜN SıNIRLARı
etmek mümkündür: İstanbul' daki merkezt istihbarat; özellikle Osmanlı gücünün arkasında sahip olduğu ordu, zengin beşeri
J..,

de imparatorluğun serhadlarında bulunan taşra beylerbeyleri ve ve ekonomik kaynaklar ve lojistiğin bulunduğu hususunda rrıua-
~,
diğer yerel otoritelerin bilgi toplaması. İstanbul'a tabi devletlerin sırlar hemfikirdir. Yol ağlan ve menzilhane sistemi imparatorluk
sağladığı bilgiler ve nihayet, devletin yabancı ülkelerdeki casusları lojistiği açısından oldukça önemliydi. Menziller, ordu birlikıleri
aracılığıyla gerçekleştirilen istihbarat ve karşıt istihbarat faaliyetleri. 7 için bir taraftan temel toplanma noktalan olarak hizmet veriyor,
Osmanlılar, sefer öncesi ve sonrasında askeri ıstihbarata özel bir diğer taraftan yiyecek, hayvan yemi ve cephane için depo vazifesi
önem verdiler. Akıncılar, martoloslar, voynuklar yanı sıra keşif görüyordu.
ve izeililde kullanılan Kırım Tatarlan gibi yardımcı kuvvetler ve
Osmanlılar akarsu ağlarıru da ustalıkla kullandılar. Genel kana-
'\'
,L
.• kılavuzlar istihdam edildi. Serhadlardaki paşalar, adet olduğu atin aksine, Osmanlı vezirleri ve taşra komutanlan, iyi bir coğra fya
"1;1
..: üzere, komşu ülkelerin büyük şehirlerinde casuslar barındırdılar bilgisine sahipti. Bu kişiler, imparatorluktaki büyük nehirlerin ne-
<:
~
.~~ ve tutsak edilen askerleri sorguladılar,"
ö

1'::: mini kavradılar ve bu nehirlerle birlikte stratejik öneme haiz tüm


.\ Elde edilen istihbarat İstanbul'a "ulak" ve "menzilhane" deni- kale ve şehirleri sistemli bir şekilde ele geçirdiler. Tuna üzerindeki
-, len, planlanması dikkatle yapılmış özel bir ulaşım ve iletişim şebe- Belgrad ve Budin ya da Dicle ve Şattülarap üzerindeki Bağdat ve
ı kesi üzerinden ulaştırılıyordu. Osmanlı ulak ve menzilhane sistemi,
i; Basra gibi önemli su yollan üzerindeki şehirlerin birçoğu, eyalet
.\: selefleri Roma ve Bizans' a benzer şekilde ve bu dönemlerden miras merkezi yahut ana askeri üs haline getirildi. Büyük nehirlerin kı-
t
i
kalan karmaşık bir hat üzerine inşa edilmişti. Osmanlı yol sistemi
Avrupa ve Anadolu'da -İstanbul merkezli bakışla isimlendirilen-
sol, merkez ve sağ adında üç ana kala aynlıyordu. Her biri birçok
tali yola sahip bu altı ana güzergah, Avrupa' da başkentten başlayıp
it yılarına tersaneler kuran Osmanlılar, askeri: faaliyetler öncesinde
yüzlerce küçük gemi ve kadırganın inşa ve tamiri işini yürüttüler.
Ağır top ve gülleler, mümkün olan yerlerde, top gemileri, taş ge-
mileri yahut barut naklinde kullanılan örtülü gemiler aracılığıyla
Selanik-Atina, Edime-Sofya-Belgrad-Budin ile Kınm'a doğru iler-
liyordu. Anadolu ve Arap topraklannda ise Erzurum-Kafkaslar,
Diyarbakır-Musul-Bağdat-Basra ile Halep-Şam-Kahire/Melle
i
t
f
taşındı. 41
Süveyş Kanalı projesi, Don ve Volga nehirlerini bir kanal ile
birbirine bağlamaya yönelik plan ve gayretler, 1. Süleyman, II.
güzergahını takip ediyordu. Yol hattı üzerinde altı-on iki saatlik

.
i Selim ve her ikisinin de sadrazamı olan Sokullu Mehmed Paşa'nın
at sürüş mesafesinde bulunan menzillerde ulaklara at verilerek
emir ve raporlann hızlı ve etkin şekilde ulaştırılması sağlanıyordu. i 40 Bknz. Co lin Heywood'un
,

bu konu üzerine çalışmaları, Wriring Ottoman History:

Süleyman dönemi gibi erken bir tarihte bile bu sistemi suistimal i Documents and lnterpretations, Aldershor. Variorum, 2002; Y. Halaçoğlu, Osmanlılarda
Ulaşım ve Haberleşme (Menzilier), Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2002. ..
edenler oldu, fakat yine de bu şebeke sadece fermanların değil; r
r
4ı Bknz. G, Agosron, "Where Environmental and Fromier Studies Meer: Rivers, Foresrs
and Forrlfications along the Ottoman-Habsburg Frorıtier in Hungary", A C. S.
39 Agosron, "Information, rdeology, and Limits ofImperial Policy", s. 78":92, Peaecek (haz.), The Frontiers o/the Onoman World, Oxford: Oxford University Press,
2009, s. 57-79 [Türkçesi bu kitapta).

-52-
-53-
t.:•.:"; ..... -..... ----y...._. _
_ OSMANlı'DA STRATEJi VE ASKERi GÜç-
- GABORAGOSTON-
doğu cephesinde İran Savaşları (1570-92, 1603-11 ve 1623-39) ve
(1565-79 arası görevde) stratejik düşünce sahibi olduklarını açık
Akdeniz'de Venediklilere karşı Girit Savaşı (1645-69), oldukça yük-
şekilde göstermektedir. Sokullu Mehmed Paşa, Don-Volga Kanalı sek sayıda askerle savaşan bir ordu, silah, teçhizat ve finansmanı
ile Moskoflan 1555'te ele geçirdikleri Astrahan ve Aşağı Volga böl-
gerekli kıldı. Yerel kaynaklanyla savunma yapma imkanı olmayan
gesinden çıkarmayı umdu. Ayrıca OsmanlılarınKaradeniz donan-
uzak serhad eyaletlerini. elde tutmak aynca birtakım mali ve lojistik
masını Hazar Denizi'ne nakletmeyi ve kuzeyden Şirvan eyaletini ~:'~
~;.~
sonınlara yol açtı." 1579'dan 1611'e kadar Macaristan'da Habs-
ele geçirerek Safevi İran'a saldırmayı planladı." Aşağı Volga'nın
~
~:'
. burglarla, Anadolu' da Celali isyancılar ve İran ile devamlı savaş
bozkır ve ormanlarının kontrol altına alınması, "bol miktarda ta-
halinde bulunan Osmanlılann 1592'den itibaren hemen hemenher
iı",
hıl, at ve kereste sağlayarak imparatorluğun ekolojik hazinesi .~\,.
ıi' yıl bütçede açık vermiş olması şaşırtıcı değildir. On yedinci yüzyıl
güçlendirecek'?" ve böylece Osmanlıların sahip oldukları stratejik

i
.~!: .. tımarlı sipahilerin önemlerini kaybettiği ve bir zamanlar düşmanı
gücü daha da artıracaktı, 1568 yılında Mısır beylerbeyine yazılan
~:
dehşete düşüren yeniçerilerin askeri: yeteneklerinin yavaş yavaş
bir fermanda Akdeniz ve Kızıldeniz arasında bir kanal inşasının
zayıfladığı bir dönemdir. Yeniçeri toplama metodu olan devşirme
mümkün olup olmadığının araştırılması isteniyordu. İstanbul,
sisteminden de bu dönemde vazgeçildi-"
Portekiz yayılmasını engellemek amacıyla ana Akdeniz donan-
On yedinci. yüzyıl sonunda Osmanlılann Avrupalı hasını.lan
masını Süveyş Kanalı üzerinden Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'na
,./
i ,I - nakletmek istedi. Avrupa'daki benzer projelerde de olduğu üzere :.ıı".
hayata geçirdikleri yoğun askeri: ve ilgili idari ve mali reformlar
,;,;1 .: sayesinde Osmanlılar ile rekabet edecek güç ve büyüklükte d aimi

,ı::
·11••
mevcut teknik kısıtlamalar ve stratejik ilginin değişmesi sonucun- :~}
, ::110

M:~::
ordular kurabildiler. On yedinci yüzyılın ortasında muvazzafHabs-
da bu planlar gerçekleşmedi, ancak yine de bu projeler, Osmanlı
'ı;.

r'" 'c. ~:~ burg kuvvetlerinin sayısı 14.000-53.000 arasında değiştiği halde
r ",,- karar alıcılarının cesur ve tutkulu stratejik düşüncelerini ortaya
'f •• Viyana, 1680'ler ve 1690'larda, 64.000-86.000 arasında bir askeri
,,
koymuş oldu."
,. gücü seferber edebiliyordu. Bu sayı 1705'te 1l0.0()()'i aştı. Viyana

r
Ne var ki imparatorluk onaltıncı yüzyılın yarısına gelindiğinde
merkezi yönetimi 1684-99 yıllarındaki Uzun Savaş sırasında ve
lojistik kapasitesinin sınırlannda faaliyet gösteriyordu ve -önceden
.fl~. sonrasında asker alımı, maliye ve ikmal üzerinde daha büyük bir
~ de belirtildiği üzere- on altıncı yüzyılın başında Safevilere karşı
kontrole sahip olmaya başladı. İlgili Viyana merkezı idare birim-
girişilen mevsime bağlı seferler arazi, iklim ve Şah'ın yakıp yıkma
lerinin (Saray Savaş Konseyi, Saray Hazinesi, Savaş Komiserliği)
taktiği yüzünden artık eskisi kadar etkili olmuyordu. Aynı yüzyılın
kontrolü, -geç on yedinci ve erken on sekizinci yüzyıl Osmanlı
sonunda tüm cephelerde dengeli hale gelen güç ilişkileri, savaşları
padişahları (ya da sadrazam1arının) hayal bile edemeyeceği şekil-
daha uzun ve giderek daha da yorucu hale getirdi. Bunlardan Uzun
de- imparator, generaller ve idarecilerin eline geçti.
Macar Savaşı (1593-1606), Macaristan'daki savaşlar (1658-64), yine
On yedinci yüzyıl sonuna gelindiğinde Osmanlılar, hala büyük
Macar serhaddinde Kutsal İttifak'a karşı girişilen savaş (1683-99),
sayıda askeri kuvveti harekete geçirebiliyor ve itibarı rakamlara
42 A. N. Kurar, "The Turkish Expediriorı ro Asrrakhan in 1569 and che Problem of che
Don-Volga Canal," Slnvonic and East European Revieıu, 40 (1961), s. 7-23. 45 G. Agosıon, "The Cosrs of the Orrornan Fomess-System in Hungary in the Sixteenrh
43 ]. McNeill, "Ecology and Srraregy in rhe Medirerranean: Poinrs of Inrersecdorı", J. . and Sevenreemh Centuries", P Fodor ve G. David (haz.), OttOrnam, Hungarians and
B. Hartendorf (haz.), Naual Straugy 'and Policy in the Mediterranean: Pası, Present, Habsburgr in CentraL Europe: The Military Confines in the ETa of Onoman unquesı,
and Future, Londra: Frank Cass, 2000, s. 378. Leiden: Briıı, 2000, s. 195-228. i
44 G. Agoston,"Where Environrnenral and Fronrier Studies Med', s. 60-61, kaynaklar 46 İnalcık. "Military and Fiscal Transformation in the Ottornan Empire, 1600-1700",
ve ilgili araştırmalara bu makalede atıfta bulunulmuşrur. Ayrıca bknz. G. Casale. The Archioum Ottornanicum, 6 (1980), s. 283-337.
Onoman Age of Exploration, Oxford: Oxford University Press, 2010.

-55-
-54-
\t.
t - GABOR AGOSTON - _ OSMANlı'DA STRATE) i VE ASKERi GÜç-

i bakıldığında rakipleriyle eşleşebiliyorlardı. İmparatorluk hazine


kayıtlarına göre İstanbul, 1680'lerin sonu ve 1690'ların başında
Kutsal İttifak'a karşı giriştiği savaşta 60.000-80.000 civarında as-
kere ulufe dağıttı. 1694-95'te daimi ordunun gücü, en azından
;i~
eşit olmayan kalitesi, disiplinsizlik ve diğer boyutlarıyla- Osmanlı
ordusunun zayıflığı Mora Savaşı'nda da görüldü ve bu eksiklikler
Habsburglar karşısında vahim sonuçlar doğurdu.

SONUÇ
kağıt üzerinde, 114.000'den fazlaydı ve savaşın diğer yıllarında
Osmanlı padişahIan, stratejilerini değişen jeopolitik meydan
10ü.000'in biraz altında kaldı. Şurası bir gerçek ki, akademik çalış-
okumalar karşısında farklı fetih ve hakimiyet metotlan kullanarak
malarda tekrarlanan bu rakamlar söz konusu birliklerin ancak bir
yenileyen, faydacı yöneticiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
ıi kısmının sefere katılmış olmasından dolayı yanıltıcıdır. Örneğin,
padişahların on altıncı yüzyıla kadar amaçları. değişen araçlar
t yeniçerilerin 1660-61'de sadece yüzde 33'ü (18.013 kişi), 1697'de
yaklaşık yüzde 30'u (21.ÜOOkişi), 1701-2'de yüzde 25'i (9975 kişi)
vasıtasıyla, Osmanlı Devleti'ni genişletmek ve fethedilen toprak-
lardaki Osmanlı hakimiyetini güçlendirmek oldu. on altıncı yüzyıl
ve 1710'da yüzde 17'si (7255 kişi) muhasebe defterlerine seferli
ortalarından itibaren fetih adımları yavaşladı ve Osmanlı liderli-
olarak kaydedilmiştir. Diğer taraftan, askerlerin eğitimi genelolarak
ğinin temel endişesi, kale, garnizon ve eyalet güçleri kullanarak
yetersizdi, ayrıca disiplin ve liderlik vasıflarından yoksundular. On

.-.
beşinci ve on altıncı yüzyıllarda var olan sadrazaıİı.lar, gözüpek stra-
: kazandıklarını korumak oldu.
Erken dönem Osmanlı sultanlan farklı din ve etnik sınırlan

I
tejistler ve dirayetli taktikçiler artık yetişmiyordu. Osmanlı ordusu
i~/-
.
'0
ıe: ve askeri idaresi 166ü'lardan ı736'lara dek Saray Savaş Konseyi
'.
aşarak kurduklan ittifaklar sayesinde usta taktikçiler olduklannı
ı.s
(,::: başkanlığını yürüten ve saha orduları generali olarak Avusturya gösterdiler. Aynı zamanda, müttefiklerinden ve oldukça erken bir
~ tarihten itibaren akıncı bey lerinden bağımsız, kendilerine sad ık
Habsburgları'nın askeri işlerine bakan Raimondo Montecuccoli ve
f""~",
~. Savoy Prensi Eugen gibi komutan ve stratejistlere sahip değildi." bir askeri güce ihtiyaçları olduğunun farkına varıp seçkin piya de
Osmanlı askeri personeli ve taktiklerinin -artık kuşatmalardan yeniçerileri, altı bölük süvari halkı, topçular, top arabacıları 've
~
ı; çok meydan muharebeleri şeklinde cereyan eden- savaşların deği- cebecilerden oluşan geç Ortaçağ Avrupası'nın ilk daimi ordu la-
!
t
şen koşullarına ayak uydurmada daha az yetenekli oldukları görül-
i rmdan birini kurdular. Kendilerinden önceki diğer büyük İslam
imparatorlukları köle asıllı askerler istihdam etmiş iken Osmanlılar,
i
dü. İntibak noktasındaki bu başarısızlık, kısmen yerleşik Osmanlı f

!
askeri kültürü ve statükoyu sürdürme noktasında geleneksel askeri ülkelerindeki Hıristiyan gençleri yeniçeri piyadesi yapmak için
~
ı birliklerin yaptığı baskıyla, kısmen de Osmanlıların Habsburglarla devşirerek bu sistemi değiştirdiler.

i Macaristan' daki yüz elli yıllık mücadelelerine egemen kuşatma


savaşındaki başarıları ve bundan kaynaklanan kendinden emin
Hanedan evlilikleri, yeni ittifaklar kurma ve kerıdilerine tabi
yardımcı kuvvet sayısını artırmada etkili bir yöntem idi. İsrimal et
i olma psikolojisiyle ilgilidir. Osmanlılar -Venediklilere karşı Mora ve sürgün politikaları da fethedilen topraklardaki Osmanlı haki-
Savaşı'nda kazandıkları zaferlerin de gösterdiği gibi- kuşatma miyetini pekiştirmede oldukça tesirli oldu. Ele geçirilen bölge-
savaşında Avrupalılar ile boy ölçüşebiliyorlardı. Ancak, -birliklerin lerde kendileriyle işbirliği yapan siyasi ve askeri seçkinlere tım ar

47 M. Genç ve E. Özvar(haz.), Osmanlı Maliyesi Kurumlan ve Biiıçeler. 2 cilr, İstanbul:


Osmanlı Bankası, 2006, cilr 2, s. 249, 287; G. Agoston, "Ernpires and Warfare in
East-Central Europe, 1550-1750: The Otroman-Habsburg
Tcansforrnation",
Rivalry and Milirary
D. Trim ve F. Taliete (haz.), European Warfare, 1350-1750,
Cambridge: Cambridge Universiry Press, 2010, s. 110-34 [Türkçesi bu kitapta].
i verilmesi, taşrada süvari gücü ve yönetici sınıfı oluşturmada Os-
manlılara yardımcı oldu. Bu metot, Osmanlı-öncesi yönetimlerin
Osmanlı'ya sorunsuz şekilde geçişini sağlamada faydalı olmakla
kalmadı, ayrıca, fetih sonrası hukuk ve düzeni kurmada etkili b ir

-56- -57-
ı
- GABOR. AGOSTON -

rol oynayarak Osmanlılara yerel idare ve vergilendirme konusunda


oldukça değerli bilgiler sağladı. Farklı yardımcı kuvvetlerin oluş-
2
, turulması, göçebe yörükler kadar yarı-göçebe ve yerleşik Slavlar ENFORMASYON, İDEOLOJİ VE

I
-.i......•..
ile diğer unsurların (Ulah, voynuk, martolos) askeri sisteme dahil
EMPERYAL SİYASETİN SıNıRLARı:
edilmesi noktasında önemliydi. Bu birliklerden biri olarak akın-
\
cılar ve daha sonraları Kırım Tatarları, keşif ve Osmanlı sınırları OSMANLI-HABSBURG REKABETİ
ötesindeki halkları korkutmak amacıyla kullanıldılar. Osmanlı-ön- BAGLAMıNDA OSMANLı BÜYÜK
cesi asker! gücün Osmanlı ordusu ve idaresine ilhakı, bu kişilerin
Osmanlılara yeni beceri ve taktikler kazandırması, ayrıca -Avrupa
(GRAND) STRATEJİsP
askeri: teknolojisindeki gelişmeleri takip etmede aracı olmalarından
.1i'
i;
dolayı- asker! kültür değişimi açısından da önemlidir. Askeri gü-
i: zergah ve dağ geçişleri etrafındaki köylüler, bir taraftan Osmanlı
;, yol şebekesinin bakımına katkı sağlayan yardımcı kuvvetler olarak

1L/ ıll- .•'


fayda sağlarken, diğer taraftan seferdeki ordunun yiyecek ve diğer
ihtiyaçlarını karşılamaktan sorumluydular. Köylüler bu hizmetleri GİRİş
-il;.
ır.:::: karşılığında bazı vergilerden muaf tutuldular. Sovyetler Birliği'nin dağılması ve ABD'nin tek egemen küresel
~':
!C:.:: Süleyman gibi bazı padişahların dönemlerinde büyük Osmanlı güç olarak ortaya çıkmasıyla birlikte imparatorluklar hakkında
.,.
,.~
stratejisi denilebilecek bir vizyonun tespiti mümkündür. On altıncı yeniden filizlenen literatür, çoğunlukla "modem" imparatorluk-
i.J\
yüzyılda Osmanlılar, ortak düşman Katolik Habsburglara karşı, lara, özellikle de Britanya İmparatorluğu'na ve hakeza uzun bir
Fransa ve İngiltere ile ittifak kurdular ve Hıristiyan Avrupa' da "emperyal inkarın" ardından" Amerikan İmparatorluğu"na odak-
:ıi büyümekte olan siyasi (Habsburg-Valois) ve dini (Katolik-Protes- lanmıştır. Bu literatür, Osmanlılar da dahilolmak üzere premo-
!'ı"~ tan) rekabetten ustalıkla faydalandılar. İncelediğimiz dönem için dern imparatorluklara tek tük göndermeler yapsa da, Osmanlı
[ r söylemek gerekirse, aynı anda birden fazla cephede savaşmaktan İmparatorluğu genellikle yakın zamanlardaki çalışmalarda tali
mümkün oldukça kaçınan Osmanlı yönetiminin kendi sınırlarının konumdadır ve Osmanlı tarihi geniş bir kamuoyu için egzotik ni-
farkında olduğu da aşikardır.
telikte olmayı sürdürmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun sözde
muhafazakarlığı, değişmezliği ve geriliğiyle ilgili Oryantalist ve
Avrupamerkezci tarihyazımının yarattığı eski mitlerin çoğu haJa
uzman olmayan tarihçiliğe hakim durumdadır. 11 Eylül sonra-
sında siyasetin yönlendirdiği dünyamızda, Oryantalist ve Batılı
önyargılar yeniden gelişip serpilmekte ve Birinci Dünya Savaşı
sonrasındaki tarihyazımının (özellikle Osmanlı'nın halefi olan

Bu makale Onur Güneş Ayas tarafından çevrilmiş ve şu kitap içinde yayınlanmışnr:


Virginia H. Aksan ve Daniel Goffman (haz.) Erken Modern Üsmanlılar: imparatorlUğun
Yeniden Yazımı (tre. Onur Güneş Ayas), (İstanbul: Tirnaş Yayınları, 20 Ll), s. 105-142.
,\
-·.'·:'

j' -58- -59--


1. .,

You might also like