You are on page 1of 11

MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

Celalettin KOCATÜRK
Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 3. Cerrahi Servisi,
İstanbul, Türkiye
e-posta: celalettinkocaturk@hotmail.com
doi:10.5152/tcb.2011.20

Nörojenik tümörler, nöral hücrelerden kaynaklanır- sık görülür (6). Yaşamın ilk 5 yılında saptanan nöroje-
lar. Genellikle üst mediastende, özellikle de posterior nik tümörlerin malign olma olasılığı daha fazladır (4).
mediastende (%90-95), paravertebral sulkuslarda Nörojenik tümörlerin malignite oranı, yetişkinlerde
yerleşirler. Sempatik zincir, spinal sinir veya inter- %5-10 iken, çocuklarda %40-60’dır (2, 7, 9).
kostal sinirlerle bağlantılıdırlar, ancak intraparanki- Nörolojik tümörler çoğunlukla semptom vermezler
mal, endotrakeal ve göğüs duvarı dahil olmak üzere ve genellikle rutin radyolojik tetkikler sırasında fark
sinir dokusunun bulunduğu her yerde görülebilirler. edilirler. Takeda 146 hastalık serisinde, erişkinlerin
Sağ ve sol paravertebral sulkuslarda eşit oranda %84, çocukların ise %60’ının asemptomatik olduğunu
görülürler (1-6). Tüm primer mediasten tümörlerinin bildirmiştir (4). Nörojenik tümörlerde, yerleştikleri böl-
erişkinlerde %11-21’ini, çocuklarda ise %35-46’sını gede oluşturdukları bası nedeniyle; göğüs-sırt ağrısı,
nörojenik tümörler oluşturur (7). Mediastende kitlesi öksürük, nefes darlığı, Pancoast ve Horner Sendromu
bulunan 2412 hastanın incelendiği ortak bir seride, görülebilir (2, 9-11).
%21 oranında nörolojik tümör tanısı konulduğu bildi- Posterior mediastinal nörojenik tümörlerin yaklaşık
rilmiştir (6). Topçu ve arkadaşları da, opere edilen 283 %10’unda spinal kord komponenti mevcuttur ve fora-
mediastinal kitlenin 60’ında (%21.2) nörojenik tümör minal segment yakınlarında 2 segment halinde birbir-
saptadıklarını bildirmişlerdir (8). Nörojenik tümörler, lerine bağlanırlar. Bu durumda radyolojik olarak tipik
oran olarak mediastinal kitlelerin yaklaşık %20’sini olan halter şekli görülür. Bu şekilden dolayı ‘hourglass’
oluştursa da, sayıca sık karşılaşılan tümörler değildir. (kum saati) ya da ‘dumbbell’ tümör olarak adlandırılır-
Shields ve Reynolds, 3 üniversitenin bağlantılı olduğu lar. Spinal kanala uzanımı olan tümörlerin %30-40’ının
1200 yatak kapasiteli hastanede, 7 yıl boyunca sadece herhangi bir semptom vermeyebileceği unutulmamalı-
10 torasik nörojenik tümörle karşılaştıklarını belirtmiş- dır (1, 6, 12).
lerdir (6).
Nörojenik tümörler, nöral “crestten” köken alan I. SİNİR KILIFINDAN KAYNAKLANAN
hücrelerden gelişirler ve köken aldıkları hücreye göre 4 NÖROJENİK TÜMÖRLER
ana başlıkta incelenebilirler;
I. Sinir kılıfından köken alanlar En sık rastalanılan nörojenik tümörlerdir. Bu grupta
II. Sempatik ganglionlardan köken alanlar nörilemmoma, melanotik schwannoma, nörofibroma,
III. Paraganglial hücrelerden kaynaklananlar granüler hücreli tümör, nörosarkoma bulunur. Hastalar
IV. Nöroektoderm kaynaklı tümörler genellikle genç-orta yaşlı erişkinlerdir. Erişkinlerde sinir
Yetişkinlerde sinir kılıfından, çocuklarda ise sempa- kılıfından kaynaklanan nörojenik tümörlerin %98-99’u
tik ganglion hücrelerinden kaynaklanan tümörler daha benigndir. Bu gruptaki tümörlerin %95’i nörilemmoma

106
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

(schwannoma) veya nörofibromadır. Malign sinir kılıfı 2. Melanotik schwannoma


tümörü ise nörojenik sarkom’dur (6, 13). Nörojenik tümörlerin pigmente formudur. Posterior
Genellikle üst mediastende, paravertebral alan- mediastendeki pigmente tümörler iki kategoride incelene-
da yerleşirler ve asemptomatiktirler. Sıklıkla soliter, bilir. İlki histogenezisi bilinmeyen, sıklıkla sempatik gang-
nadiren multipl lezyonlardır. Multipl olanların von lionlardan kaynaklanan malign form, diğeri ise melanotik
Reclinghausen hastalığı ile birlikte olma ihtimali yük- schwannomadır. Melanotik schwannomalar sinir kılıfın-
sektir. Bazen interkostal sinir irritasyonu veya kemik dan kaynaklanırlar ve benigndirler. Bu tümörlerin yüksek
erezyonu sonucu plöritik ağrı yapabilirler. Torasik oranda intraspinal uzanımı vardır (18). Makroskopik
inletten kaynaklananlar ise stellar gangliyonu tutarak olarak mavimsi siyah renktedirler. Mikroskobik olarak,
Horner Sendromu’na neden olabilirler. Trakea, hava dizi ve demetler oluşturan pigmente spindle hücreler
yolları ve özofagusa bası nedeniyle öksürük, disfaji mevcuttur ve psömmomatoz kalsifikasyon gösterebi-
gelişebilir. Tümörün intraspinal yayılımı sonucu kord
kompresyonu ve paralizi gözlenebilir (6, 14). Nadiren
vagal ve frenik sinirden kaynaklanabilir. Sol vagusta,
sağa göre daha çok görülür ve çoğunlukla aortik ark
hizasından kaynaklanır. Bu hastaların %20’sinde ses
kısıklığı görülebilir.

1. Nörilemmoma
Schwann hücrelerinden köken aldığından schwan-
noma adı da kullanılır. Benign, iyi sınırlı, kapsüllü, gri-
kahverengi renkli, yavaş büyüyen bir nörojenik tümör-
dür. Daha sık 3. ve 5. dekadlar arasında görülürler.
Kistik formasyon veya kalsifikasyon gibi degenerasyon
alanları görülebilir. Antoni-A ve Antoni-B olmak üzere 2
morfolojik tipi vardır. Antoni-A tipinde, yoğun avasküler
ve spindle hücreleri diziler oluştururlar. Antoni-B tipin-
de ise, zayıf retiküler yapı ve çok sayıda kistik alanlar
Resim 1. İş başvurusu sırasında çekilen grafide, kalbin arka-
mevcuttur. Nörilemmomanın malign dejenerasyonu sında saptanan kitle
çok nadirdir (6). Nörilemmomalar, nörofibromatosis ile
ilişkili olabilir. Nadiren trakeal, intrapulmoner yerleşimli
olabilir (15, 16), N. vagustan kaynaklanabilirler (17).
Ayırıcı tanıda meningioma, meningosel akla gelme-
lidir. Komplet cerrahi eksizyon ile tedavi edilmelidir.
Komplet cerrahi sonrası nüks olasılığı çok düşüktür (4).
Kliniğimize, iş başvurusu sırasında çekilen grafide
tespit edilen dansite artışı nedeniyle refere edilen 29
yaşındaki erkek hastaya, VATS ile komplet eksizyon
yapıldı. Postoperatif 3. gün sorunsuz taburcu edilen
hastanın histopatolojik tanısı nörilemmoma olarak bil-
dirildi (Resim 1, 2).
Plexiform schwannoma; Nörofibromatozisli has-
talarda (von Recklinghausen hastalığı) tanımlanmıştır.
Konnektif dokuda birbirinden ayrı çok sayıda tümör
nodülleri ile birlikte schwannoma mevcuttur (6).
Sellüler schwannoma; Histolojik görünümüne
bakınca, kolaylıkla malign bir tümör olarak değer-
lendirilebilir. Fibrosarkomlar gibi büyüme paterni
mevcuttur, ancak düşük mitotik aktiviteye sahiptir. Resim 2. Hastanın BT görüntüsünde, kitlenin posterior
Psödosarkomatöz görünümüne rağmen benign bir paravertebral yerleşimli olduğu görülüyor. Postoperatif his-
tümördür. Paravertebral bölgede daha sıktır (6). topatoloji tanısı Nörilemmoma olarak raporlandı

107
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

lirler. Benign melanotik schwannomalar, nörilemmo-


malar gibi davranırlar, tercih edilen tedavi cerrahidir.
Operasyon planı, intraspinal uzanım nedeniyle beyin
cerrahisi ile birlikte yapılmalıdır. Sağkalım sonuçla-
rı iyidir, lokal rekürrens görülebilir ancak metastaz
bildirilmemiştir. Malign davranış gösteren melanotik
tümörlerde ise sağkalım kötüdür ve lokal nüks oranı
yüksektir. Von Recklinghausen hastalığının eşlik etti-
ği vakalarda, %78 lokal nüks ve %63 oranında uzak
metastaz bildirilmiştir. Lokal nükslerde radyoterapi
kulanılabilir (6,10).
Carney, 40 schwannomalı hastayı incelediği çalış-
masında, melanin ve psömmamatöz cisimcik içeren
31 hastanın 17’sinde (%55), multipl miksoma - alacalı
pigmentasyon ve endokrin hiperaktivitenin (akromega-
li, Cushing sendromu) olduğu kalıtsal bir hastalık tarif
Resim 3. Tesadüfen çekilen grafide, sol hemitoraks orta
etmiştir. Multipl miksoma kalpte, deride ve meme- zonda saptanan kitle
de görülebilir. Melanotik schwannomalar ise bir çok
yerde (spinal kök, göğüs duvarı, mide, kemik) olabilir.
Histopatolojik olarak, başta melanin olmak üzere, daha
az sıklıkla psömmamatöz cisimcik, yağ metaplastik
kemik dokusu içerebilir. Carney hastalarının %87’sinin
benign, %13’ünün ise malign olduğunu bildirmiştir
(19).

3. Nörofibroma
Periferik sinir hücrelerinin tüm elemanlarından
(schwann hücreleri, perinöral doku ve endonöral fib-
röz doku) köken alırlar. Homojen yapıda ve iyi sınır-
lıdır ancak kapsülsüzdür. Frenik ve vagal sinirlerden
kaynaklanabilir. Nadir de olsa trakeobronşial sis-
temde de görülebilir (20). Nörofibroma olgularının
bir kısmında (%10-45) aynı zamanda nörofibroma-
tosis (von Recklinghausen hastalığı) mevcuttur. Von
Recklinghausen hastalığı, ganglion hücreli tümörler,
nörilemmoma ve malign periferal tümörlerle birlikte ola-
bilir (10). Multipl nörofibromada ve von Recklinghausen
hastalığı mevcut olanlarda malign dejenerasyon sıktır.
Resim 4. Yan grafide kitlenin posteriorda olduğu görülüyor
Soliter olanlarda ise nadirdir. Cerrahi eksizyon yeterli
sağaltımı sağlar, prognoz çok iyidir (1, 6, 18). toraksda olanlar ise; ya paravertebral sulkusta sem-
Kliniğimize, tesadüfen çekilen grafide saptanan patik zincirde ya da visseral kompartmanda vagus
dansite artışı ile müracaat eden 29 yaşındaki erkek boyunca görülür. Operasyon sırasında vagusun korun-
hastanın radyolojik görüntüleri Resim 3-5’de görül- masına çalışılmalıdır.
mektedir. Hasta VATS ile opere edildi, postoperatif 2.
gün taburcu edildi, histopatolojisi nörofibroma olarak 4. Granüler Hücreli Tümör
bildirildi. Nöral kaynaklı nadir rastlanan tümörlerdir. Vücudun
Plexiform Nörofibroma: Nörofibromanın bir var- bir çok bölgesinde görülmekle birlikte, sıklıkla cilt, cilt
yasyonudur, periferik sinir trunkusu boyunca diffüz altı ve dilde görülür. Daha az sıklıkla bronş ve özofa-
fusiform genişleme ve/veya multipl kitle şeklinde orta- gusda da görülebilirler. Genellikle benigndir. Nadiren
ya çıkar. Ailesel hastalık hikayesiyle veya nörofibroma- (%1-2) malignite bildirilmiştir. Paravertebral bölgede
tozisin (von Recklinghausen hastalığı) klinik bulguları görülen granüler hücreli tümörler, diğer sinir kılıfı
ile ilişkilidir. Lezyonlar genellikle toraks dışında görülür, tümörleri gibi, cerrahi olarak eksize edilmelidirler (6).

108
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

kom transformasyonu görülebilir (21). Nörosarkomlu


olguların sağkalımı ile ilgili iyi prognostik faktörler;
tümör çapının 5 cm’den küçük olması, nörofibroma-
tozisin bulunmaması ve komplet rezeksiyon olarak
belirtilmiştir (1, 6). Ducatman ve ark. (21) nörosarkomlu
olgularda 5 yıllık sağkalımı; nörofibromatozun eşlik
ettği olgularda %16, nörofibromatozu bulunmayan
olgularda ise %53 olarak bildirilmiştir. Nörosarkom
hızlı büyür ve sıklıkla vital yapıları işgal eder. Bu neden-
le komplet rezeksiyonu zordur. Lokal nüksler için rad-
yoterapi kulanılır, kemoterapinin etkisi sınırlıdır (6).
Kliniğimize parmaklarda şişlik, eklem ağrısı ve nefes
darlığı şikayetleri ile başvuran 65 yaşındaki kadın has-
tanın, TTİAB’de iğsi hücreli mezenkimal tümör olabile-
ceği bildirildi. Yapılan torakotomide aortikopulmoner
Resim 5. BT’de kitlenin öncelikle interkostal sinir, plevra, bölgede vagusdan kaynaklanan dev tümör komplet
göğüs duvarı yapılarından kaynaklanabileceği düşünüldü. olarak eksize edildi. Tümör boyutları 28x17x9 cm,
Hastanın postoperatif tanısı nörofibroma olarak raporlandı ağırlığı ise 1645 gr idi. Histopatolojik tanısı “malign
schwannoma” olarak bildirildi. Onkolojik tedavi gerekli
5. Nörosarkom görülmedi, hasta postoperatif 7. ayında sorunsuz takip
Periferik sinir hücrelerinin malign tümörüdür. Diğer altındadır (Resim 6-9).
sinir kılıfından kaynaklanan nörojenik tümörlere göre
daha nadir görülür. Malign schwannoma, malign II. SEMPATİK GANGLİON KAYNAKLI
nörofibroma ve nörojenik fibrosarkom tipleri mevcut- NÖROJENİK TÜMÖRLER:
tur. Von Recklinghausen hastalığı mevcut olanların
%4’ünde malign schwannoma görüldüğü bildirilmiştir. Bu grupta ganglionöroma, nöroblastoma ve gang-
İlk 2 dekatta ve 6.-7. dekatta daha fazla görülmektedir. lionöroblastoma yer alır. Sempatik zincir ve adre-
Tümör, bazı olgularda insülin benzeri madde salgılaya- nal medulladaki ganglion hücrelerinden kaynaklanan
bilir ve buna bağlı hipoglisemi görülebilir (6). tümörlerdir. Benign ya da malign olabilirler. Çoğunlukla
Nörosarkomun radyasyon maruziyeti ile ilişkili oldu- küçük yaşlarda görülmektedir. Ganglionöroma
ğu bilinmektedir. Olguların %60’ı benign bir lezyon- ve ganglionöroblastoma sıklıkla posterior medias-
dan sarkomatöz dejenerasyon sonucu gelişir. Latent tendeki sempatik ganglionlardan kaynaklanır (12).
periyod 15 yıldır. Bu nedenle daha önce mediastinal Nöroblastomaların ise %50’si adrenal glanddan kay-
lenfoma veya malign germ hücreli tümör nedeniyle naklanır. Adrenal dışı yerleşim en sık mediastende
tedavi görmüş olan hastalar, nörosarkom gelişimi (ekstraadrenal nöroblastomaların %30’u) görülür (12).
açısından dikkatle izenmelidir (6, 21). Buna karşın
nörilemmomalar nadiren malign transformasyon gös- 1. Ganglionöroma
terirler. Ducatman ve ark. malign nörojenik tümörlerde
Mediastinal nörojenik tümörlerin %10’unu gang-
birbirinden farklı diferansiyasyon alanları görüldüğünü
lionöromalar oluşturur. Nöral “crestten” kaynaklanan
bildirmişlerdir (22). Osteosarkom, rabdomyosarkom,
tümörler içinde en iyi huylu olanı ganglionöromadır (24).
kondrosarkom, angiosarkom, epiteliyal element alanla-
Direkt olarak (primer) oluşabileceği gibi, nöroblasto-
rı veya bunların kombinasyonları bulunabilir. Bu durum
mun diferansiyasyonu olarak da gelişebilir.
nörofibromatozisli hastalarda daha sık görülmektedir.
Homojen, büyük, kapsüllü ve iyi sınırlanmış tümör-
Rabdomyosarkom alanları içeren nörojenik sarkoma
lerdir. Matür ganglion hücreleri ve sinir liflerinden
“triton tümörü” denir. Sarkomatöz lezyonlardan ayırıcı
oluşurlar. Dört yaş üstü çocuklarda ve adelosanlarda
tanısında; yüksek mitotik aktivite seviyesi, kapsülünün
daha sık olmakla birlikte, orta yaşlı erişkinlerde de
bulunmaması, Antoni-A ve Antoni-B bölgelerinin olma-
görülebilir. Sıklıkla paravertebral alanda yerleşir, oval
ması kriterleri kullanılır. Nörojenik sarkomun BT’de
ya da yuvarlaktır. Sempatik veya interkostal sinir
nekroz, hemoraji veya kistik dejenerasyonla uyumlu
gövdesine yapışık olarak bulunur. Sinir kılıfından
bölgelerin görülmesi malignite lehine değerlendirilir
kaynaklanan tümörlerin aksine, intraspinal uzanım
(23). Nörofibrosarkomlar diğer sarkomlara farklılaşabi-
lirler. Rabdomyosarkom, kondrosarkom ve osteosar- nadirdir. Tümörün içinde kistik dejenerasyon saha-
ları vardır, kalsifikasyon da olabilir. Yavaş büyür,

109
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

Resim 6. Nefes darlığı şikayeti olan 65 yaşındaki kadın Resim 8. Torakotomide aortikopulmoner bölgede vagusdan
hastanın BT’sinde sol hemitoraksı tama yakın dolduran kitle kaynaklanan dev tümör komplet olarak eksize edildi

Resim 7. MR kesitlerinde, kitlenin toraksın tama yakınını


işgal ettiği, ancak mediasten, diafragma ve göğüs duvarına Resim 9. Tümör boyutları 28x17x9 cm, ağırlığı ise 1645 gr
invazye olmadığı düşünüldü idi. Histopatolojik tanısı “malign schwannoma” olarak bildirildi

genellikle asemptomatiktir (1). Komşu iskelet yapıla- Kliniğimizde, herhangi bir yakınması olmayan 25
rında şekil deformitesi, skolyoz ve bası oluşturabilir. yaşındaki erkek hastanın radyolojisinde sağ apikal
Skolyozu bulunan olgularda, ağrı semptomları skol- bölgede paravertebrel yerleşimli kitle tespit edildi. MRI
yoza bağlanmakta, iyi değerlendirilemeyen grafilerde ile spinal uzanımın olmadığı görüldü ve VATS ile opere
lezyon görülememekte ve tanıda gecikme yaşa- edildi (Resim 10-13). Postoperatif tanısı ganglionöro-
nabilmektedir (25). Kalsifikasyonu radyografilerde ma olarak bildirildi.
saptanabilir. BT’de gangliyonöroma homojen veya
heterojen uzamış kitle olarak görülebilir. MRI’da tüm 2. Nöroblastoma
sekanslarda homojen orta düzeyde sinyal intensitesi Pluripotansiyel nöral “crest” hücrelerinden kay-
gözlenir ve intraspinal tümör yayılımını belirleyebilir. naklanır. Sempatik sinir sisteminden köken alan ve
Tedavi: Komplet cerrahi eksizyonla kür sağlanabilir, sempatik sinir dokusunun bulunduğu her yerde geli-
lokal rekürens nadirdir (6). şebilen bir tümördür. Genellikle diafragma altında ve

110
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

Resim 10. Herhangi bir yakınması olmayan 25 yaşındaki has-


tanın PA grafisinde sağ apikal bölgede dansite artışı izleniyor

Resim 13. VATS ile opere edilen hastanın, postoperatif tanı-


sı ganglionöroma olarak bildirildi

retroperitoneal yerleşimlidir, %10-20 oranında medi-


astende görülebilir. Bazı olgularda 1. kromozomun
kısa kolunda eksiklik saptanmıştır. Makroskopik olarak
büyük, lobule ve yumuşaktır, psödokapsülleri olabilir.
Yüzeyi gri-kırmızı renklidir ve çok sayıda hemorajik
alan mevcuttur.
Çocuklarda mediastende bulunan nörojenik
tümörlerin %50’den fazlasını nöroblastoma oluşturur.
Pediatrik yaş grubundaki en yaygın ekstrakraniyal
solid tümördür. Nöroblastomaların %90’ı ilk 10 yaş
içinde (özellikle ilk 1 yaşta) görülür (1, 6). Erişkinlerde
nadirdir. Erkeklerde daha sık bulunur. Oldukça inva-
Resim 11. BT’de kitlenin paravertebral yerleşimli olduğu ziv bir tümördür, sıklıkla tanı konulmadan önce
izleniyor metastaz yapar. Tümör sınırları genellikle düzensizdir
ve komşu yapıları işgal ederler. İntraspinal yayılım
nadiren görülür.
Hastalar genellikle öksürük, dispne, disfaji, göğüs
ağrısı ve sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonu nedeniyle
doktora başvururlar. Bunların dışında paraneoplas-
tik sendromlar da tanımlanmıştır. Vazoaktif intesti-
nal polipeptit salınıma bağlı diyare, abdominal ağrı,
muhtemel otoimmun mekanizmalara bağlı serebellar
ve trunkal ataksi, aşırı katekolamin salınımına bağlı
feokromositoma sendromu, bunlardan bazılarıdır (26).
Nöroblastomanın klinik değerlendirmesinde siste-
mik muayene (abdominal, torasik, nörolojik ve kuta-
nöz) önemlidir. Hematojen yayılım hastaların yaklaşık
%60’ında mevcuttur. Tutulan bölgeler kemik, kemik
iliği, beyin, akciğer, bölgesel lenf nodları, karaciğer
ve deridir. İskelet ağrısı, periorbital ödem ve ekimoz
metastatik hastalığın sık bulgularıdır. Kemik sintigrafisi
Resim 12. MRI ile kitlenin spinal uzanımın olmadığı görüldü

111
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

ve kemik iliği biyopsisi metastaz tespitinde önemlidir. Tedavi: En iyi sağkalım sonuçları komplet cerrahi
Torasik lezyonlar toraks BT ve MR ile belirlenebilir. yapılan hastalarda görülür. Kemoterapi ve radyotera-
Torasik olanlarda, BT’de abdominal olanlara göre daha pinin birlikte kullanıldığı multimodalite tedavisi uygula-
az kalsifikasyon vardır. İntraspinal yayılım daha sık nabilir. Adam ve Hochholzer, ileri evrelerdeki olgularda
gözlenir, fakat sıklıkla asemptomatiktir. Bu nedenle, kombine tedavilerin daha yararlı olduğunu, yetişkin-
paraspinal yerleşimli olanlarda kontrastlı MRI gerekir. lerde görülen ganglionöroblastomanın daha malign
Tedavi planlaması için evreleme yapılmaktadır. potansiyele sahip olduğunu ve hastaların %56’sının
Buna göre; Evre I: iyi sınırlı noninvaziv tümör, Evre öldüğünü bildirmişlerdir (27).
II: orta hattı geçmeyen lokal invazyonlu tümör, Evre
III: orta hattın karşısına geçen tümör, Evre IV: uzak III. PARAGANGLİAL HÜCRELERDEN
organ metastazı. Tedavi: Evre I’de cerrahi, Evre II’de
KAYNAKLANAN NÖROJENİK TÜMÖRLER
cerrahi+radyoterapidir. Daha ileri evrelerde cerrahi,
radyoterapi ve kemoterapiyi içeren multimodal tedavi-
Bu grubun ana üyesi paragangliomadır.
ler önerilmektedir (6).
Paraganglioma: Paraganglionik sistemin kimyasal
Bazı çalışmalarda, nöron spesifik enolaz, serum
olarak aktif veya inaktif, benign ve malign tümörüdür.
laktat dehidrogenaz yüksekliği kısa sürvi ile ilişkili
bulunmuştur. Hormon seviyeleri, tümörün rezeksiyo- Kimyasal olarak inaktif olanlarına kemodektoma, aktif
nundan sonra düşer ve komplet rezeksiyon belirteçi olanlarına ise feokromositoma adı verilir. Adrenal feok-
olarak bakılabilir.Yüksek hormon seviyelerinin nükset- romasitomalardaki gibi, hipertansiyon, başağrısı, terle-
mesi rekürren hastalığın işaretidir. Nöroblastomanın me, çarpıntı semptomlarına neden olabilirler.
erken saptanmasında çeşitli metodlar kullanılır. İdrar a. Kemodektoma: Çok nadirdir. Benign olanları
katekolamin metabolitlerinin tesbiti ve infantlarda asemptomatiktir ve paravertebral sulkus ve visse-
kitle taranması ile, nöroblastomanın antenatal tanısı ral alanlarda yerleşir. Histolojik olarak malign/benign
konulmaktadır ve infantlar tümörün rezeksiyonuyla ayırımını yapmak çok zordur. Olguların %10’u malign
iyileşebilmektedir (1). Nöroblastomalar gerek teda- potansiyel gösterir. Mümkünse cerrahi rezeksiyon
viyle gerekse kendiliğinden düzelme gösterebilirler. önerilmektedir. Ancak vaskülaritesinin çok olmasından
Nöroblastomanın benign ganglionöromaya dönüştü- dolayı rezeksiyon çok tehlikeli olabilir (1). Preoperatif
ğü belirtilmiştir. Nedeni pek açık değildir, ancak tüm anjio-embolizasyon özellikle vasküler kontrolün prob-
nöroblastomalı çocukların yaklaşık %1 ile 2’sinde bu lemli olabildiği servikal ve torasik giriş bölgelerinde
düzelme olmaktadır (6). yerleşen tümörlerde önerilmektedir (28). Radyoterapi
aynı zamanda tümör kontrolünde kabul edilebilir bir
3. Ganglionöroblastoma yarar sağlar ve cerrahi eksizyonu kolaylaştırır. Vasküler
Farklı differansiyasyonda histolojik yapı gösteren, kontrolün zor olduğu kafa tabanındaki kemodektoma-
ganglionöroma ve nöroblastoma arası bir formdur. lar için radyoterapi daha yararlıdır.
Maligndir ancak nöroblastomadan daha iyi seyirlidir. b. Feokromasitoma: Feokromasitomaların %10’u
Total olarak nöroblastomalardan daha az sıklıkta adrenal dışında bulunur (9). Mediastinal yerleşimli
görülür, ancak toraksda görülme oranları aynıdır.
olanlar; tüm feokromositomaların %2’sini, tüm medi-
Matür ve immatür ganglion hücreleri beraber bulunur,
yastinal tümörlerin ise yaklaşık %1’ini oluştururlar.
kalsifikasyonu oldukça nadirdir. Yaş dağılımı nörob-
Genellikle paravertebral sulkus yerleşimlidir, nadiren
lastoma benzer, daha çok infant ve çocuklarda görü-
orta mediyastende de görülürler. Adrenal dışı feok-
lür, erişkinlerde nadirdir. Genellikle paravertebral sul-
romositoma veya fonksiyonel paraganglioma olarak
kusda yerleşir. Olguların %50’si asemptomatikdir ve
tesadüfen çekilen radyografilerde saptanırlar. Kalan adlandırılırlar. Kavaklı ve arkadaşları, çok nadiren
yarısında ise nöroblastomaya benzer klinik yakınma- görülebilen intrapulmoner paragangliomalı bir olgu
lar ve bulgular mevcuttur. Ganglionöroblastomaların bildirmişlerdir (29). Her iki cinste ve her yaşta görü-
2/3’ü tamamen, 1/3’ü kısmen kapsüllüdür. Çok azı ise lebilirler. Üçüncü ve dördüncü dekatlarda daha sık
kapsülsüzdür. Lokal invazyon yapabilirler. Karışık ve görülürler. Olgularda feokromositomanın tipik klinik
diffüz olmak üzere iki formu tanımlanmıştır. Diffüz tip bulguları olabilir veya olmayabilir. Değişik kombinas-
daha çok genç hastalarda görülür. Karışık form diffüz yon veya şekillerde hipertansiyon, hipermetabolizma
tipe göre daha sık metastaz yapar (1). Radyolojik ve diyabet olabilir. Aktif feokromositoma, adrenalin ve
olarak paraspinal alanda oval, lobule, noktasal kal- noradrenalin salınımı yapar. İdrardaki vanil mandelik asit
sifikasyon ve kot destrüksiyonunun eşlik edebildiği (VMA) miktarı ile tanı konulabilir (1, 6). Shapiro ve arka-
kitle görülür. daşları (11), bu tür tümörlerin katekolamin dışında, pek

112
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

çok değişik hormon görevi gören peptit salgıladıklarını NÖROJENİK TÜMÖRLERDE RADYOLOJİK
bildirmişlerdir. Nadiren Cushing Sendromu, polisite- BULGULAR VE İPUÇLARI
mi, hiperkalsemi ve diyare gibi klinik bulgular olabilir.
Olguların %10’unda birden çok sayıda paraganglioma Göğüs radyografilerinde, genellikle paravertebral
mevcuttur. Lokalizasyon değerlendirilmesi için I-131 bölgede, tipik olarak keskin sınırlı, yuvarlak ya da oval
metaiyodobenzilguanidin sintigrafisi kullanılabilir (11). kitle imajı mevcuttur. Sklerotik kosta erezyonu benign
Tümör, benign karakterde ise cerrahi eksizyon sonrası bir lezyon olduğunun göstergesidir. Multipl kosta erez-
prognoz çok iyidir, ancak malign lezyonlarda (olguların yonu veya destrüksiyonu olması ise malignensi lehine
%10’u) prognoz kötüdür. değerlendirilir. Kalsifikasyon tüm nörojenik tümörlerde
Preoperatif tedavide, tümör yıkımıyla oluşabilecek görülebilir. BT kesitlerinde düşük attenüasyon alanları,
malign hipertansiyon ve aritmiyi önlemek için alfa lipid içerik, kistik dejenerasyon ve periferik nöral doku-
ve beta adranerjik reseptörlerin farmakolojik blokajı nun işgali görülebilir. BT taraması ile tümörün vertebra,
önemlidir. Feokromasitomalar genelikle cerrahi rezek- kot ve spinal kanal ilişkisi incelenerek operasyon planı
siyon ile çıkartılmalıdır. Bu tümörlerin vasküleritesi yapılabilir. Alt posterior mediastene (T8-L1) lokalize
çok yüksek olduğundan, cerrahi esnasında besleyici “dumbell” tümörlerde Adamkiewicz arterini göstermek
arterlere dikkat etmek ve öncelikle bunların bağlamak amacıyla MRI veya konvansiyonal anjiografi kullanıla-
gerekmektedir (1). bilir.
Nörofibromaların MRI incelemesinde, T2 ağırlıklı
IV. NÖROEKTODERM KAYNAKLI TÜMÖRLER kesitlerde santral bölgenin, periferal bölgeye oranla
daha düşük sinyal intensitesine sahip olduğu görülür.
Bu grupta Melanotik progonoma ve Askin tümörü Diğer nörojenik tümörlerde bu özellik görülmez.
bulunur. Schwannomalarda T2 ağırlıklı kesitlerde ve gadoli-
nium enjeksiyonu sonrası T1 ağırlıklı kesitlerde, “inho-
1. Melanotik Progonoma mojenite” görülebilir. Bu durum, doku içeriğine, vaskü-
İnfantlarda görülen pigmente nöroektodermal lariteye veya kistik dejenerasyona bağlıdır. MRI spinal
tümördür. En sık çene bölgesinde görülür, medias- tutulumunu, intratekal kontrast madde kullanılmaksızın
tende nadirdir. Pigmente nöroblastoma ile karışabilir. gösterebilir.
Makroskopik olarak gri-siyah görünümdedir, intrasi- Paragangliomalar paraganglionik hücrelerin tümö-
toplazmik melanin içerirler. Tedavisi cerrahi eksizyon- rüdür. Göğüste kemodektoma veya fonksiyonel para-
dur. Uzak metastaz yapabilir ve olguların %15’inde ganglioma olarak bilinirler. Kemodektomalar aort göv-
lokal nüks görülür. Kombine tedavilerle ilgili yeterli bilgi desi tümörleridir ve aortikopulmoner pencerede kitle
mevcut değildir (6). şeklinde görülürler. Fonksiyonel paragangliomalar ise
daha nadir görülür ve genellikle posterior mediasten-
2. Askin Tümörü de yerleşirler. Bu kitleler ileri derecede vaskülerdir
Aksin, tarafından tanımlanan çocuk ve adelosan- ve BT’de kontrast madde tutulumuna bağlı parlaklık
larda görülen malign küçük hücreli tümördür (30). görülür. MRI’da T2 ağırlıklı kesitlerde yüksek sinyal
Paravertebral bölge, posterior göğüs duvarı veya intensitesi görülebilir.
akciğerde görülür. İnterkostal sinirlerden kaynaklanan Radio-İyodin Meaiyodobenzilguanidin sintigrafisi
periferik nöroektodermal tümör olduğuna inanılmakta- nöroblastom veya fonksiyonal paraganglioma tarama-
dır. Aynı zamanda Ewing sarkom ve Evre III-IV nörob- sında kullanılır. Radio-İyodin Meaiyodobenzilguanidin
lastomdan diferansiye olabileceği de bildirilmiştir. Kız sintigrafisi, kitle içi artmış aktiviteyi gösterebilir ve
çocuklarda 3 kat daha fazladır. Göğüs ağrısı, öksürük, apudoma’dan ayırmak için iyi bir metotdur (1, 6, 31).
nefes darlığı veya diğer torakopulmoner semptom-
lar mevcut olabilir. Kot destrüksiyonu sık görülür. NÖROJENİK TÜMÖRLERDE AYIRICI TANI
Standart tedavisi enblok eksizyondur. Adjuvant RT ve
KT inkomplet rezeksiyonlarda uygulanabilir. Nadiren Bronkojenik kist, özofagus duplikasyon kisti, plev-
akciğerin diğer bölgelerine ve kemiğe metastaz ola- ranın metastatik hastalıkları, yumuşak doku tümörleri,
bilir, lokal rekürrens ise sık görülür. Uzun dönem sağ- tüberküloz, sarkoidoz, soliter fibroz tümör, diğer plev-
kalım sonuçları kötüdür, ortalama sağkalım 1 yıldan ral tümörler, lenfoma, Castleman hastalığı, teratoma
azdır. Komplet rezeksiyon ve kemoterapi sonrası uzun ve pulmoner sekestrasyon akla gelmelidir. Posterior
dönem sağkalımlar bildirilmiştir (6). mediastende yerleşen ve nörojenik tümörlerden farklı

113
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

bir grup antite mevcuttur. Bunlar lipomatozis, lenfa- hatta tutulması sağlanabilir. Tümör frenik sinir sinirden
denopatiler, aortik anevrizma, kistik kitleler ve spinal eksize edilirken, sinirin ve fonksiyonunun korunmasına
enflamatuar ve neoplastik lezyonlardır. Bu lezyonların azami önem göstermelidir (6).
ayırıcı tanısı için, BT sıklıkla tanısaldır ancak MRI en iyi Özellikle benign tümörlerin cerrahi yaklaşımında
sonuçları verir (31, 32). VATS tercih edilebilir. Genel olarak tümör çapının 6
Benign/malign ayrımında 18-FDG-PET-CT çalış- cm’den büyük olması, spinal arter tutulumu, intraspinal
masının yararı olmadığı belirtilmektedir. Ancak hormon kanal yayılımı ve orta mediastinal yerleşimli tümörlerde,
aktif olan paraganglioma, nöroblastoma ve ganglionö- VATS kontrendike olarak kabul edilmektedir (2, 6). Bazı
romada, [F18] florodopamin, [F18] florohidroksifenila- yazarlar son iki durumun kontredikasyon olmadığını,
lanın, [C11] epinefrin veya [C11] hidroksiefedrin kulla- intraspinal kanal tutulumu olan olgularda spinal kısmın
nılarak yapılan PET sintigrafilerinden yararlanılmaktadır önceden mobilize edilerek torakoskopi ile tümörün
(32). Mediastinal nörojenik tümörlerin birçoğunun tanı- çıkartılabildiğini bildirmişlerdir (11). Benign tümörlerde
sı postoperatif dönemde konulmaktadır. komplet cerrahi sonrası prognoz mükemmeldir (38, 39).
Malign nörojenik tümörlerin ise uzun dönem sağkalım
NÖROJENİK TÜMÖRLERDE CERRAHİ TEDAVİ sonuçları kötüdür (2). Literatürde VATS ile nüks görü-
len schwannomalı olgu mevcuttur; VATS sırasında
Malign ya da benign, tüm nörojenik tümörlerde öne- kapsül hasarlandığı için parçalanarak ve “endo-bag”
rilen tedavi metodu cerrahidir. Bu nedenlerle komplet kullanılmadan çıkarılan schwannomalı bu olguda, 2
olarak çıkarılabileceği düşünülen, özellikle posterior yıl sonra port bölgesinde nüks görüldüğü bildirilmiş-
mediasten yerleşimli, benign karakterli lezyonlara preo- tir (40). Benign nörojenik tümörlerde cerrahi sonrası
peratif tanı koyma zorunluluğu yoktur. Cerrahi ile lokal görülen nükslerden, yaklaşım biçimi (torakotomi/VATS)
büyümeye bağlı semptomlar giderilir, tanı doğrulanır ve değil komplet olmayan cerrahi sorumlu tutulmaktadır.
malignite dışlanmış olur. Ayrıca uzun dönemde malign “Dumpbell” olgularında, göğüs cerrahları ve beyin
dejenerasyon olasılığı da önlenir (6, 26). Çocukluk cerrahlarından oluşan kombine bir ekiple, tek seansta
çağında görülen ilerlemiş nöroblastom ve ganglionö- operasyonun yapılması tavsiye edilmektedir. Bu girişim
roblastom olgularında ise, kombine tedavi yaklaşımları tek seferde yapılmalıdır, çünkü tümörün torasik manü-
daha uygundur. pülasyonu hemorajiye yol açarak spinal kompanentin
Cerrahi tedavide yaklaşım biçimi kord basına yol açabilir (9, 37). Cerrahi için farklı yak-
Cerrahi tedavi için klasik yaklaşım torakotomidir. laşımlar açıklanmıştır. Spinal proçes üzerinden vertikal
Torakotominin seviyesi, tümörün yerleşimine göre deği- insizyon ve skapula altından lateral torakotomi tercih
şebilir. Son yıllarda VATS ile hemen tüm lezyonların edilebilir ya da kombine VATS ve mikro-nörocerrahi
komplet olarak çıkarılabildiği bildirilmektedir (5, 33, 34). ile çıkarılabilir. Operasyon sırasında dikkatli diseksiyon
Halter tümörlerde ve servikomediastinal ve apikal yapılmalı, dural kaçağa dikkat etmelidir. Toraksa BOS
yerleşimli nörojenik tümörlerde dahi VATS ile kombine kaçağının olması, plevral drenajı gerektirir. İnspirasyon
edilmiş cerrahi yaklaşımlar, başarı ile uygulanabilmek- esnasında gelişen negatif intratorasik basınç nede-
tedir (35, 36). VATS ile; operasyon süresi, postoperatif niyle, BOS kaçağının konservatif tedavisi zordur. Bu
ağrı, morbidite oranı, hastanede kalış süresi avantaj- nedenle, operasyon sırasında sinir kökü hemoklip veya
larının elde edilebildiği ve rekürrens oranlarında fark sütürle kapatılmalıdır. Eğer intraoperatif serebrospinal
saptanmadığı bildirilmektedir (5, 37). sıvı kaçağı saptanırsa, kas transpozisyonu, sütür, klips,
Operasyon sırasında kaba diseksiyon, interkostal fibrin glue veya fasial yama kullanarak kaçak önlen-
damarlarda kanamaya yol açabilir. Stellate ganglion melidir. Postoperatif dönemde ise göğüs drenajına
veya komşu nöral dokulardan kaynaklanan apikal vakum uygulanmamalıdır. Lomber drenaj uygulanabi-
lezyonların rezeksiyonunda, postoperatif horner send- lir, tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda reoperasyon
romu gelişebilir. Bu komplikasyonlar, tümörün kapsülü gerekir (6).
üzerinden diseksiyon yapılarak azaltılabilir. Torasik 1996-2010 yılları arasında Yedikule Göğüs
inlette bulunan ve boyun tabanına yayılan büyük Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma
tümörler için, kombine servikal ve transsternal yakla- Hastanesi 3.Cerrahi Kliniğinde, mediastinal nörojenik
şım kullanılabilir. Vagus ve rekürren sinir komşuluğun- tümör nedeniyle 21 olgu opere edilmiştir. 1996-2004
da bulunan ya da vagusdan kaynaklanan nörojenik tarihleri arasındaki 13 olgu torakotomi ile, 2004-2010
tümörlerin operasyonu sırasında, ses kısıklığı gelişe- arasındaki 8 olgunun ise; 7’si VATS ile, 1 tanesi ise
bilir. Bu komplikasyon geliştiğinde vokal kord içine torakotomi ile opere edilmiştir. Tüm olgulara komplet
teflon veya gel-foam enjeksiyonu ile, vokal kordun orta rezeksiyon gerçekleştirilmiş ve mortalite görülmemiştir.

114
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

Histopatolojik olarak; 12 olgu (%57.1) schwannoma, 7 15. Ohtsuka T, Nomori H, Naruke T, Orikasa H, et al.
olgu (%33.3) ganglionöroma, 1 olgu (%4.8) nörofibro- Intrapulmonary schwannoma. Jpn J Thorac Cardiovasc
ma, 1 (%4.8) olgu ise malign periferik sinir kılıfı tümörü Surg. 2005;53:154-6.
16. Lin YF, Hsi SC, Chang JL, Huang CH. Intrapulmonary
olarak tanı almıştır. VATS ile opere edilen hastalarda
psammomatous melanotic schwannoma. J Thorac
torakotomiye oranla; operasyon süresi, drenaj süresi,
Cardiovasc Surg. 2009;137:25-7.
hastanede kalış süresi açısından anlamlı fark (p<0.05)
17. Rammos KS, Rammos SK, Foroulis CN, Zaramboukas
bulunmuştur. TK. Schwannoma of the vagus nerve, a rare middle
mediastinal neurogenic tumor: case report. J Cardiothorac
KAYNAKLAR Surg. 2009;4:68.
18. Kaynak K. Mediastenin Primer Tümörleri. In İlker Ökten,
1. Bousamra M. Neurogenic Tumors of The Mediastinum. Adem Güngör ed. Göğüs Cerrahisi; Cilt 2. 1. Baskı, Ankara
In Pearson FG, Cooper JD, Deslaruiers JD, Ginsberg RJ, 2003;1173-82.
Hiebert CA, Urschell HC, ed. Thoracic Surgery, 2nd ed. 19. Carney JA. Psammomatous melanotic schwannoma.
Philadelphia: Churchill Livingstone; 2002;1732-8. A distinctive, heritable tumor with special associations,
2. Reeder LB. Neurogenic tumors of the mediastinum. Semin including cardiac myxoma and the Cushing syndrome.
Thorac Cardiovasc Surg. 2000;12:261-7. Am J Surg Pathol. 1990;14:206-22.
3. Low SY, Eng P, Thirugnanam A. Primary endotracheal 20. Hsu HS, Wang CY, Li WY, Huang MH. Endotracheobronchial
neurogenic tumors. Surg Endosc. 2004;18:348. neurofibromas. Ann Thorac Surg. 2002;74:1704-6.
4. Takeda S, Miyoshi S, Minami M, Matsuda H. Intrathoracic 21. Ducatman BS, Scheithauer BW, Piepgras DG,
neurogenic tumors—50 years’ experience in a Japanese Reiman HM et al. Malignant peripheral nerve sheath
institution. Eur J Cardiothorac Surg. 2004;26:807-12. tumors. A clinicopathologic study of 120 cases.
5. Cardillo G, Carleo F, Khalil MW, et al. Surgical treatment Cancer.1986;57:2006-21
of benign neurogenic tumours of the mediastinum: 22. Ducatman BS, Scheithauer BW. Malignant peripheral
a single institution report. Eur J Cardiothorac Surg. nerve sheath tumors with divergent differentiation. Cancer.
2008;34:1210-4. 1984;54:1049-57.
6. Reynolds M, Shields TW. Benign and Malignant 23. Coleman BG, Arger PH, Dalinka MK, Obringer AC, Raney
Neurogenic Tumours of Mediastinum in Children and BR, Meadows AT. CT of sarcomatous degeneration in
Adults. In Shields TW, Locicero J, Reed CE, Feins RH neurofibromatosis. AJR Am J Roentgenol. 1983;140:383-7.
ed. General Thoracic Surgery, vol 2, 7th ed. Philadelphia: 24. Geoerger B, Hero B, Harms D, Grebe J et al. Metabolic
Lippincot Williams Wilkins; 2009;2415-39. activity and clinical features of primary ganglioneuromas.
7. Azarow KS, Pearl RH, Zurcher R, Edwards FH, Cohen Cancer. 2001;91:1905-13.
AJ. Primary mediastinal masses. A comparison of adult 25. Osterhouse MD, Kettner NW, Birrer PT, Mankamyer
and pediatric populations. J Thorac Cardiovasc Surg. K. Ganglioneuroma masquerading as spinal pain. J
1993;106:67-72. Manipulative Physiol Ther. 2002;25:184-7.
8. Topçu S, Alper A, Gülhan E, Koçyigit O et al. Neurogenic 26. Demir A, Bozkurt AK. Mediastinal Nörojenik Tümörler.
tumours of the mediastinum: a report of 60 cases. Can Türkiye Klinikleri J Surg Med Sci. 2006;2:32-8.
Respir J. 2000;7:261-5. 27. Adam A, Hochholzer L. Ganglioneuroblastoma of the
9. Yamaguchi M, Yoshino I, Fukuyama S, et al. Surgical posterior mediastinum: a clinicopathologic review of 80
treatment of neurogenic tumors of the chest. Ann Thorac cases. Cancer. 1981;47:373-81.
Cardiovasc Surg. 2004;10:148-51. 28. Drucker EA, McLoud TC, Dedrick CG, Hilgenberg AD,
10. Ribet ME, Cardot GR. Neurogenic tumors of the thorax. Geller SC, Shepard JA. Mediastinal paraganglioma:
Ann Thorac Surg. 1994;58:1091-5. radiologic evaluation of an unusual vascular tumor. AJR
11. Shapiro B, Orringer MB, Gross MD. Mediastinal Am J Roentgenol. 1987;148:521-2
paragangliomas and pheochromocytomas. In Shields 29. Kavakli K, Ozturk M, Ongoru O, Gürkök S, Genc O. Primary
TW, LoCicero J III, Ponn RB ed. General thoracic surgery, pulmonary paraganglioma with Hodgkin’s lymphoma.
vol 2, 5th ed. Philadelphia: Lippincot Williams Wilkins; Thorac Cardiovasc Surg. 2009;57:375-7.
2000;2333-55. 30. Askin FB, Rosai J, Sibley RK, Dehner LP, McAlister WH.
12. Strollo DC, Rosado-de-Christenson ML, Jett JR. Primary Malignant small cell tumor of the thoracopulmonary region
mediastinal tumors: part II. Tumors of the middle and in childhood: a distinctive clinicopathologic entity of
posterior mediastinum. Chest. 1997;112:1344-57. uncertain histogenesis. Cancer. 1979;43:2438-51.
13. Endo S, Murayama F, Otani S, et al. Alternative surgical 31. Laurent F, Latrabe V, Lecesne R, et al. Mediastinal masses:
approaches for apical neurinomas: a thoracoscopic diagnostic approach. Eur Radiol. 1998;8:1148-59.
approach. Ann Thorac Surg. 2005;80:295-8. 32. Ilias I, Shulkin B, Pacak K. New functional imaging
14. Aughenbaugh GL. Thoracic manifestations of modalities for chromaffin tumors, neuroblastomas and
neurocutaneous diseases. Radiol Clin North Am. ganglioneuromas. Trends Endocrinol Metab. 2005;16:
1984;22:741-56. 66-72.

115
MEDİASTİNAL NÖROJENİK TÜMÖRLER

33. Gossot D, Izquierdo RR, Girard P, Stern JB, Magdeleinat 37. Landreneau RJ, Dowling RD, Ferson PF. Thoracoscopic
P. Thoracoscopic resection of bulky intrathoracic benign resection of a posterior mediastinal neurogenic tumor.
lesions. Eur J Cardiothorac Surg. 2007;32:848-51. Chest. 1992;102:1288-90.
34. Kan P, Schmidt MH. Minimally invasive thoracoscopic
38. Saenz NC. Posterior mediastinal neurogenic tumors in
resection of paraspinal neurogenic tumors: technical case
report. Neurosurgery. 2008;63:54. infants and children. Semin Pediatr Surg. 1999;8:78-84.
35. Yamaguchi M, Yoshino I, Kameyama T, Oseagava A et al. 39. Sakumoto N, Inafuku S, Shimoji H, et al. Videothoracoscopic
Thoracoscopic surgery combined with a supraclavicular surgery for thoracic neurogenic tumors: a 7-year
approach for removing a cervico-mediastinal neurogenic experience. Surg Today. 2000;30:974-7.
tumor: a case report. Ann Thorac Cardiovasc Surg.
40. Anraku M, Nakahara R, Matsuguma H, Yokoi K. Port site
2006;12:194-6.
36. Endo S, Murayama F, Otani S, Tetsuka K et al. Alternative recurrence after video-assisted thoracoscopic resection
surgical approaches for apical neurinomas: a thoracoscopic of chest wall schwannoma. Interact Cardiovasc Thorac
approach. Ann Thorac Surg. 2005;80:295-8. Surg. 2003;2:483-5.

116

You might also like